Etiket: Grip

  • Nezle ve Gribe Seksi Çözüm

    Nezle ve Gribe Seksi Çözüm

    Mevsim kış, nezle (soğuk algınlığı) ve grip ortalıklarda kol geziyor. Herkesi yatağa düşüren ve okulundan işinden eden nezle ve gribe savaş açmaya ne dersiniz. Nasıl mı? Tamamen doğal yollarla nezle ve gribi çok kolay atlatmak mümkün… Bir kahve kupası Osmanlı şerbeti veya kırmızı şarap, bir çay kaşığının ucuyla karabiber, 10 adet karanfil, 1 tatlı kaşığı bal, bir çay kaşığı toz tarçın, ter atmak ve güzel bir sevişme nezle ve gribe çok iyi geliyor…

    NEZLE NEDİR?

    Nezle ve grip aynı hastalık değil ve hep birbirine karıştırılıyor. En sık kış ve bahar mevsimlerinde görülen nezle, çeşitli virüslerin yol açtığı, üst solunum yollarında bazı belirtilere yol açan hafif seyirli bir hastalık… Nezlenin belirtileri arasında; boğaz ağrısı, hapşırma ve aksırma, burun akıntısı ve burun tıkanıklığı, ses kısıklığı, nadiren ateş (genelde 38 altında), nadiren baş ağrısı ve nadiren tüm vücutta kırgınlık sayılabiliyor. Hastalığın bünyeye yerleşme süresi 24 – 72 saat arasında değişiyor. İlk belirti çoğu zaman kuru kaşıntılı boğaz ağrısı şeklinde oluyor. Koku ve tat duygusunun azalması, kulaklarda basınç hissi ve ses kalitesindeki değişiklikler gibi durumlara sıkça rastlanıyor. Belirtiler ortalama 7 gün sürüyor.

    GRİP NEDİR?

    Grip, ateş, öksürük, baş ağrısı, halsizlik ve kas ağrıları ile seyreden akut bir virüs hastalığı… Grip, ülkeler ve kıtalar arası yaygınlaşma özelliğine sahip olan bir hastalık olarak ciddi akciğer hastalıklarına yol açabilmesinden dolayı nezleden ve diğer solunum sistemi hastalıklarından farklı bir konuma sahip… Grip ve nezle bulaşma şekilleri ve belirtiler yönünden benzerlik gösteriyor ama gripte baş ağrısı, kas ağrıları ve ateş daha ön planda oluyor. Günümüzdegrip aşıları gripten korunmanın en güvenli yolu… Gribin belirtileri arasında; ani baş ağrısı, 38–39 C ateş, daha çok sırt, kol, bacaklarda olmak üzere tüm vücutta genel ağrı ve kırgınlık, yorgunluk, genelde kuru öksürük , bazen burun tıkanıklığı, hapşırma ve nadiren boğaz ağrısı, üşüme, titreme, terleme sayılabiliyor.

    HAFİF KIRGINLIK DURUMUNDA NE YAPMAK GEREKİYOR?

    Nezle ve grip olunacağı çoğu zaman önceden tahmin ediliyor ve öncesinde hafif bir kırgınlık hissediliyor. Hafif kırgınlık durumlarında, terleme kürleri, hamam, sauna, soğuk-sıcak duşlar, sıcak mürver meyvesi şurubu, diğer kırmızı meyve suları, C vitaminli taze sıkılmış meyve suları, mürver çiçeği, ıhlamur çiçeği veya zencefil çayları, uçucu yağlar ile masajlar, refleksoloji, dinlenme, temiz havada zorlamayan yürüyüşler, stresten uzak kalma ve “sevişerek iyileşme” adını verdiğimiz sihirli iksirin içilmesi çoğu zaman çok işe yarayan tavsiyelerin başında geliyor. Ancak nezle ve grip başladığında ve ağırlaştığında, bir hekime muayene olunması, düzenli beslenilmesi ve istirahat edilmesi gerekiyor.

    SEVİŞEREK İYİLEŞİN…

    Sofralarımıza tat katan karabiber sadece çorbaların ve yemeklerin üzerinde lezzet vermiyor, mikropları öldürüyor, ağrıları dindiriyor, bedensel ve zihinsel yorgunlukları gideriyor, afrodizyak etkisiyle cinsel gücü arttırıyor, cinsel arzuları kamçılıyor, nezle ve öksürüğe çok iyi geliyor. Daha çok ağız kokusunu gidermek için alınan karanfil, ruhsal ve bedensel yorgunlukları gideriyor, bulaşıcı hastalıklara karşı insanı koruyor ve cinsel gücü arttırıyor. Tüm dünyada bilinen en eski baharatlardan biri olan tarçın, enfeksiyonlara iyi geliyor, kasları gevşetiyor, bağışıklık sistemini güçlendiriyor, halsizliği yok ediyor, vücut direncini arttırarak nezleye iyi geliyor ve cinsel isteği arttırıyor. Özellikle tarçınlı bal düzenli kullanıldığında pek çok ilaçtan daha sağlıklı ve daha etkili bir ilaç olabiliyor. Sık ya da ağır soğuk algınlığı şikâyeti olanlar bir kaşık ılık balı, çeyrek kaşık toz tarçınla üç gün boyunca birer kez alabiliyor. Bu tedavi çoğu kronik öksürüğü ve soğuk algınlığını tedavi edebiliyor, sinüsleri temizleyebiliyor, boğaz ağrısını iyileştirebiliyor, bağışıklık sistemini güçlendiriyor ve vücudu bakteri ile virüs saldırılarından koruyor. Balın düzenli tüketimi akyuvarları güçlendirerek bakteri ve virüs hastalıklarına karşı direnci ve cinsel gücü artırıyor. Başta kış hastalıkları olmak üzere hastalıklara karşı korunmada büyük fayda sağlayan, Osmanlı saray mutfağında ve halk sofralarında eksik olmayan Osmanlı şerbeti, cinsel isteği arttırmanın yanında, nezle ve gribe de çok iyi geliyor. Osmanlı’da taze meyve ve gül, demirhindi, kızılcık, zambak, menekşe, fulya, yasemin, muhabbet, iğde ve nilüfer gibi çiçeklerden yapılan yaklaşık 300 şerbet çeşidi bulunuyordu. Özellikle kızılcık, ayva, karadut ve dağ çileği şerbetleri öksürük ve soğuk algınlığına şifa arayanlar için bire bir… Osmanlı şerbeti yerine, yapısında en önemli minerallerden biri olan seleniumu barındıran kırmızı şarap da tercih edilebiliyor. Çünkü üzüm veya başka meyve sularını türlü yöntemlerle mayalandırarak elde edilen içeceklerin kullanımı rahatlamayı ve stres atılımını kolaylaştırıyor. Filozof Eflatun’un “ Az içilen şarap ilaç gibidir, yaşlıları gençleştirir, hastaları iyileştirir!” sözünü doğru çıkartan kırmızı şarap, düzenli ve ölçülü alındığında cinsel isteği arttırıyor. Grip ve nezle aynı evde yaşandığı için genellikle partnere bulaşıyor. Bu nedenle karabiber, karanfil, tarçın, bal, Osmanlı şerbeti veya tercihen kırmızı şarap, hastalığın bulaştığı partnerle güzel bir sevişmeyle ve ter atılmasıyla ruha ve bedene şifa verebiliyor. Nasıl mı? İşte sihirli iksirin formülü“Bir çay kaşığının ucuyla karabiberi, 10 adet karanfili, 1 tatlı kaşığı balı, bir çay kaşığı toz tarçını, ısıtılmış bir kahve kupası Osmanlı şerbeti veya kırmızı şarap ile yavaşça karıştırın. Bu karışımı yavaş yavaş için, ardından çok kalın giyinin ve yine çok kalın yorganların altına girin. Bir süre sonra terlemeye başlayacaksınız. İyice terleyin ve sonrasında partnerinizle sevişin. Boşalıp rahatladıktan sonra duşunuzu alın ve hayatınıza kaldığınız yerden devam edin…”

    Cem Keçe

  • Kışı sağlıklı geçirmek için…

    Kışı sağlıklı geçirmek için…

    Prof. Dr. Çağatay Öktenli sağlıklı bir kış geçirmemiz için önerilerde bulundu.

    Anadolu Sağlık Merkezi İç Hastalıkları ve Check-Up Uzmanı Prof. Dr. Çağatay Öktenli sağlıklı bir kış geçirmemiz için önerilerde bulundu.

    Mümkün olduğunca aktif olun

    Çok soğuk havalardan korunmayla önerileriniz nelerdir?

    Evlerin ısısının sağlanması ve korunması çok önemlidir. Kapı ve pencereleri ısı kaybını önleyecek şekilde sıkıca kapatmak gerekir, ısı izolasyonu şarttır. Sıcak yiyecek ve içecekler tüketmek ısı dengesinin sağlanması için yararlı olacaktır. Mümkün olduğu kadar aktif olunmalıdır. Günlük hava durumu takip edilmelidir. Ayrıca dışarda iken titreme hissediyorsanız vücudunuzdan ısı kaybı oluyordur, hemen sıcak kapalı bir mekana gitmek gerekir. Soğuk ve soluk bir cilt, kendinizi çok halsiz ve uykulu hissediyorsanız, yürümede zorluk ve nefes darlığı oluyorsa ve kalp hızınız çok azaldı ise vücut ısınız düşmeye başlamış olabilir. Hemen sıcak bir ortama gitmek gerekir.Evin ısısını dengeleyin

    Kış aylarında evin ısısı nasıl olmalıdır?

    Gün içinde kullanılan tüm odalar ısıtılmalıdır. Dışarıya çıkıldığında ısıtıcı düşük ayarlarda çalıştırılarak evin çok soğuması önlenmiş olur, böylece ev ısınıncaya kadar geçecek zamanda üşünmemiş olunur. Evin ısısı, oturma odasında 21°C ve evin diğer bölümlerinde en az 16°C civarında olmalıdır. Yatarken oturma odasının ısısı azaltılabilir. Yatmadan önce yatak odası ısıtılmalıdır. Gece boyunca yatak odasının ısısının 18°C’nin altına düşmemesine dikkat edilmelidir. Eğer soba benzeri bir ısıtıcı kullanılıyorsa gece kapı ya da pencereyi bir miktar açarak havalandırmayı ihmal etmemek gerekir. Eğer elektrikli battaniye kullanılıyorsa, elektrik kapalı bile olsa asla sıcak su termoforlarını yatağınıza almayınız. Termostat kontrolü olmayan elektrikli battaniyelerin fişi yatmadan önce mutlaka çekilmelidir. Elektrikli battaniyelerin yıllık elektrik tesisatı kontrolleri ihmal edilmemelidir.

    Kışın en sık görülen alt ve üst solunum yolu problemlerinden korunmak için neler yapılabilir?

    Soğuğun vücut direncini düşürmesi, kapalı yerlerde uzun süre kalınması ve buraların iyi havalandırılmaması, sigara dumanı, yetersiz-dengesiz beslenme gibi nedenlerle kışın artış gösteren üst solunum yolu enfeksiyonları yaşlılar için önemli bir problemdir. Soba veya elektrikli ısıtıcılar oda havasını kurutarak inatçı bir öksürüğe neden olabilirler. Özellikle geceleri artan kuru öksürük yaşlının uyku kalitesini bozar ve yorar. Soba üzerinde sürekli kaynayan bir çaydanlık veya kalorifer üzerine konan su dolu kaplar ile oda havası nemlendirilebilir. Ortamı sık sık havalandırmak yararlı olabilir.

    Grip, yaşlıların yaklaşık % 15’inde, hastaneye yatış gerektirecek kadar ciddi sağlık problemlerine hatta ölümcül sonuçlara yol açabilir. Bu nedenle özellikle 65 yaş üzerinde ve şeker veya böbrek hastalığı olanlar yüksek risk altındadır. Korunabilmek adına, düzenli olarak eller yıkanmalıdır. Böylece, kapı kolları ve ışık düğmeleri gibi diğer insanların da kullandığı yüzeylerden ellerinize bulaşan mikropları yok etmiş olursunuz. Soğuk algınlığı geçiren bir misafirinizin kullandığı bardak, havlu vb. gibi eşyalar temizlemeden kullanılmamalıdır. Eğer soğuk algınlığı geçiriyorsanız, kendi kendinizi tekrar enfekte etmemek için kumaş mendil yerine tek kullanımlık kağıt mendiller tercih edin. Grip aşısı gripten korunmanın en iyi yoludur. Yıllık tekrarlanması gerekir. Grip aşısı için en uygun mevsim Sonbaharda Eylül ile Kasım ayları arasıdır.

    Kışın görülebilen diğer sağlık problemleri nelerdir? Nasıl korunabiliriz?

    Kalp krizleri kışın yaygın olarak görülür. Aşırı soğuk kan basıncımızı artırarak kalbimizin yükünü artırır. Kalbimiz soğukta vücut ısımızı korumak için daha fazla çalışmak zorunda kalır. Bu nedenle evimizin ısısının yeterli olması gerekir. Dışarı çıktığımızda da sıkı giyinmek, sapka, atkı ve eldiven takmak çok önemlidir. Kar kürümek gibi zorlayıcı aktiviteler zaten soğukta üzerinde büyük bir yük bulunan kalbimizin daha da yorulmasına neden olacaktır. Bunun dışında, tüm mevsimlerde görülebilmesine rağmen kışın daha yaygın olan nörovirus sindirim sistemimizi etkileyen viral bir hastalık etkenidir. Bulantı, kusma ve ishal yapar. Bol sıvı ve mineral almak gerekir, bu sağlanamıyorsa serum tedavisi için bir sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır. Sebebi kesin olarak bilinmemekle birlikte bir çok artritli kişinin eklem ağrıları kışın daha fazla olmaktadır. Soğuk havanın eklem iltihabını artırdığına dair bir kanıt yoktur, sadece eklem ağrısı ve eklem sertliği gibi şikayetler artmaktadır. Buna kışın depresif yakınmaların artması neden olur ki sadece eklem şikayetleri değil bir çok tıbbi durum kışın daha fazla şikayetle ortaya çıkmaktadır. Günlük düzenli egzersiz kişinin mental ve fiziksel durumunu güçlendirir. Eklem şikayetleri için özellikle yüzme çok yararlıdır.

    Cilt kuruluğu yaşlıların çoğunun ortak sorunudur ve kışın daha da kötüleşir. Soğuk ve kuru hava, ortamın neminin az olması, klima cihazları kuruluğu artıran faktörlerdir. Kuruluk bacaklarda daha fazla olmak üzere ellerin üzerinde, kollarda ve gövdede görülür. Kaşıntı ile birlikte, bu bölgelerde cilt kuru, kepekli ve çatlak görünümdedir. Kış boyunca nemlendirici kullanımı gerekebilir. Popüler nemlendirici kremler ve losyonlar bilinenin aksine ciltten emilmezler. Bunun yerine ciltten buharlaşarak nem kaybını engelleyerek cildin doğal nemini koruyarak etki gösterirler. Nemlendiricileri uygulamak için en uygun zaman banyo ya da duş sonrası cilt hafif nemli iken ve yatmadan öncedir. Banyoyu ılık su ile almak daha uygundur. Çok sıcak su cildin kuru hissedilmesine neden olur ve kaşıntılara neden olabilir. Sıcak su aynı zamanda saçlarınızı kurutur ve matlaştırır.

     

  • Kışı sağlıklı nasıl geçirebiliriz ?

    Kışı sağlıklı nasıl geçirebiliriz ?

    Hastalanmamak için su almalı ve bunun yanı sıra sağlıklı diğer içecekleri tüketmelisiniz.

    Çorbalar ve bitki çayları en sağlıklı seçimlerdir. Ihlamur, adaçayı, yeşil çay, ekinezya gibi pek çok bitki çayını kış boyunca tüketin. Sağlıklı sıvılar toksinleri atmanıza yardımcı olur.

    Sinüzit

    Saçlarınız ıslakken dışarı çıkmayın. Banyodan sonra saçlarınızı iyi kurutun. Eğer böyle bir hata yaparsanız, sinüzit ile tanışmaya hazırlanın. Islak saçla dışarı çıkmak daha büyük hastalıklara da sebep oluyor, unutmayın.

    Aşı

    Özellikle kalabalık ortamlarda çalışan kişiler için, grip aşısının koruyucu bir etkisi vardır. Sağlığınız için kışa girerken aşınızı olun ve griple boğuşmak zorunda kalmayın. Ancak unutmayın ki; aşı tek başına yeterli değildir, sağlık bir bütünün içinde yaşanır

    Uyku

    Kışın uyku oldukça önemlidir. Her gün uykunuzu aldığınızdan emin olun. İyi bir uyku vücutta çeşitli hücreleri tamir eder ve sizi kuvvetlendirir.

    Yeterli ve sağlıklı uyku uyumak, bağışıklık sisteminizi güçlendirir ve sizin kışın hastalıklarla mücadele etmenizi kolaylaştırır.

    Şekere dikkat

    Kışın daha fazla tatlı ve şeker tüketmek isteyeceğinizi biliyor musunuz? Soğuk havalarda evin içinde kapalı kalmak, daha fazla karbonhidratlı besinler tüketmenize neden olur. Şekerli besinler ise obezite ve şeker hastalığının risklerini arttıracaktır. Daha doğal ürünlerle, sağlıklı tatlıları tüketmeye özen gösterin.

    Her zaman egzersiz

    Hangi mevsimde olursa olsun egzersiz yapmanız çok önemlidir. Havanın soğuk oluşunu kendinize bahane etmeyin. Özellikle kış ayları kinin egzersizden cayması için uygun zemin hazırlar.

    Haftada en az üç gün ortalama bir saat spor yapın. Hiçbir şey yapmıyorsanız, çıkıp yürüyün… Spor bağışıklık sisteminizi güçlendirir.

    Sağlıklı beslenme

    Doğru beslenme vücudunuzun en önemli savunma alanını oluşturur. Sağlıklı beslenirseniz, vücudunuzun dışarıdan gelebilecek her türlü kötü kuşatmaya karşı direnci oluşur.

    Sarımsak yiyin

    Kokusundan hoşlanmıyor olabilirsiniz ancak vücudunuza dışarıdan alacağınız antibiyotiklerden daha önemli bir etki yaratan sarımsağı, evinizde mutlaka bulundurun.

    Sarımsak soğuk algınlığı ve grip gibi hastalıklarla baş etmenizde en büyük yardımcılardan biri olacaktır. Bağışıklık sisteminizi güçlendirir. Kokusundan çekiniyorsanız, birkaç karanfilin çözemeyeceği bir şey değil…

    Bedeninizi dışarıdan da besleyin

    Bedeninize sadece içeriden yaptığınız bakımlar yetmez. Cildinizi dışarıdan da beslemeniz önem taşır. Nemlendirmek hem içeriden, hem dışarıdan desteklenmelidir.

    Kış alerjisi

    Aslında sadece bahar zamanı polenlerden oluşan alerjilere maruz kaldığımızı düşünüyor olabilirsiniz. Ancak kışın da alerjik reaksiyonlara sebep olabilecek çok fazla durum var. Kapalı ortamlarda tozla birlikte yaşamak zorunda kalmak, klima veya ısıtıcıların havayı kurutmasından kaynaklanan sorunlar, vücudunuzdaki alerjik durumları tetikleyebilir.

    Kışın hava soğukluğuyla birlikte şu alerji türleri yaygınlaşır: Toz ve toz akarları, parfüm ve evcil hayvan alerjisi, kış aylarında en yüksek alerjilerdir.

    Başınızı koruyun

    Dışarı çıktığınızda kulaklarınızı da içine alacak biçimde başınızı koruyun. Üst solunum yolları sıkıntısı yaşamamak için boğazınızı ve kulaklarınızı, boynunuzu soğuktan koruyacak biçimde giyinin.

    Boğaz ağrısı

    Boğazdaki enfeksiyonlardan uzak kalmanın yolu son derece kolay ve bir o kadar da pratik! Bir bardak suya biraz tuz, limon veya sirke ekleyin. Bu suyla ağız ve boğaz bölgesini gargara yapın. Oradaki mikropları öldürmenizi sağlar.

  • Gribe yakalanmamak için buna dikkat

    Gribe yakalanmamak için buna dikkat

    Kulak burun boğaz uzmanı Op. Dr. Murat Koç, kış aylarında vücut ısısı korunduğu takdirde gribe yakalanma riskinin azalacağını söyledi.

    Özel Memorial Hastanesi Kulak Burun Boğaz Uzmanı Op Dr. Murat Koç, yaklaşan kış ayları ile birlikte gribal virüslerin artacağını söyleyerek vatandaşlara dikkat edilmesi gereken konular hakkında bilgi verdi. Mevsim geçişlerinde görünen solunum yolu enfeksiyonlarının iki ana başlıkta değerlendirildiğinin altını çizen Koç, “Basit soğuk algınlığı hastalıkları ve gribal hastalıklar, gribin neden olduğu diğer kulak burun boğaz hastalıkları, boğaz enfeksiyonu, faranjit ya da bademcik iltihabıdır. Toplumda yaygın olarak görülen soğuk algınlığı halidir. Bunu yapan çok sayıda etken mevcuttur. Etkenlerin yüzde 90’ının dan fazlası virüslerdir. Soğuk algınlığı yapan virüsler, özellikle vücut ısısındaki ani değişimlere çok duyarlıdır. Vücut ısısındaki ani düşüşler, bizde enfeksiyon yapmasını kolaylaştırıyor. Bu mevsim geçişlerinde hem gün içerisindeki ısı değişiklikleri hem de 1 aylık periyodu ele aldığımızda, günler bazında yaşadığımız ani ısı değişiklikleri vücudun direncini ciddi anlamda düşürüyor ve soğuk algınlığına sebebiyet veriyor. Gribal hastalıklarda, vücut ısısının değişimi kadar beslenme de çok önemlidir çünkü gribal enfeksiyonlar, soğuk algınlığına yol açan diğer enfeksiyonlardan biraz daha ağır geçiyor. Bunda da vücudun besin desteğini iyi yapmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.
    “GRİP AŞISINI HERKESE ÖNERMİYORUZ”

    Grip aşısının kullanımı hakkında da bilgi veren Murat Koç, şunları kaydetti:
    “Grip aşısı toplumda yaygın olarak hemen herkese önerebileceğimiz bir aşı değil. Aşı her yıl enfeksiyon yapan 2 veya 3 virüs ajanına karşı bizi koruyor. Oysa ki biz onlarca virüs etkeni ile karşı karşıyayız. Grip aşısının içeriğinde olmayan, herhangi farklı bir virüs bizi enfekte edebilir. Aşıdan yüzde 100 koruyuculuk beklememek gerekiyor. Bizim aşıları önerdiğimiz hasta grubu 65 yaş üstü yaşlılar, genç erişkin grupta kronik hastalığı olan, herhangi bir nedenle kemoterapi görmüş kanser hastaları, kronik akciğer hastaları ve düşkün vaziyette olan yaşlı hastalara bakanlar.”

  • Nezleye ışık tedavisi

    Nezleye ışık tedavisi

    Işık tedavisi, yani rhinolightın özel dalga boylarında, yüksek yoğunluklu ışık (Ultra Viole ışık yelpazesinin güvenli kısmı) içerdiğini ve hem mevsimsel hem de tüm yıl süren alerjik nezle tedavisinde kullanılabileceğini dile getiren Doç. Dr. Alkan, ‘Rhinolight, burunda kaşıntı, akıntı, tıkanma, hapşırık gibi her türlü şikayeti azaltan ve yok eden, etkinliği dünya çapında bilimsel çalışmalarla kanıtlanmış bir sistemdir ve alerjik vakalarında etkilidir” dedi.

    Yöntemin, 14 yaşın üzerinde alerjik nezlesi olan bütün hastalarda kullanılabileceğini belirten Dr. Alkan, “Sadece hekim kontrolünde güvenle kullanılan rhinolight tedavisi birbirini takip eden 2 hafta içinde uygulanan 4-8 seansta gerçekleştirilir. Uygulama süresi oldukça kısa ve her bir burun deliği için 2-3 dakikadır. Rhinolight uygulanan bölgelerin yüzeyinde ne ısı ne de acı hissedilir. Özel mekanizması sayesinde, dokulara hiçbir şekilde zarar vermez. Bu nedenle alerjik nezlesi olan hastalarda uzun dönemli tedavide dahi güvenle kullanılabilir. Alerji semptomlarının görüldüğü durumlarda rhinolight tedavisine mümkün olduğunca erken başlamak gerekir. 1-2 seans sonrasında bile iyileşmeler gözlenebilir ancak kesin yanıt için mutlaka tedavi sonuna kadar beklenmelidir” diye konuştu.

    TEDAVİ KİMLERE UYGULANIR?
    KBB Uzmanı ve Baş-Boyun Cerrahı Doç. Dr. Seyhan Alkan, yöntemin uygulanabileceği hasta profilini ise şöyle aktardı:
    • Alerjik nezle ile ilgili şikayetler burun spreyleri ve ağızdan alınan alerji ilaçları ile kontrol edilemiyorsa,
    • Standart tedaviler şikayetleri azaltmıyorsa,
    • Standart tedavilerde kullanılan ilaçlar, başka hastalıklar için kullanılan ilaçlarla etkileşim yapıyor ve hasta yan etkilere maruz kalıyorsa,
    • Hasta uzun dönem ilaç kullanmaktan bıktıysa,
    • Hamilelik varsa.

  • Ihlamur çayının faydaları

    Ihlamur çayının faydaları

    Soğuk algınlığına ve öksürüğe karşı en etkili ve en yaygın olarak kullanılan doğal ilaçlardan biri olan ıhlamur, uykusuzluk, spazm ve kan dolaşımı bozukluklarında da kullanılır. Özellikle akşam saatlerinde fazla içmemeye dikkat etmek gerekir, çünkü fazla miktarda alındığında uykusuzluğa neden olabilir. Yapraklarında çok miktarda klorofil taşımasından dolayı kansızlık durumunda kullanılmasında fayda vardır. Diğer çaylarda olduğu gibi ıhlamuru da hazırladığınız zaman için ve bir daha kaynatmayın. Çünkü uzun süre kaynatılıp içilen ıhlamur size yarardan çok zarar verebilir.

    HAZIRLANIŞI:

    Ihlamur demlenerek hazırlanmalı. Tatlandırıcı olarak şeker yerine bal tercih edilmeli. İki tutam ıhlamur, 3-4 adet karanfil, bir çubuk tarçından ıhlamur hazırlanabilir.

    STRESE KARŞI IHLAMUR ÇAYI :

    İçine çok az karanfil atarsanız hem güzel bir tat elde etmiş olursunuz, hem de sizi sakinleştiren etkisini arttırırsınız.

    GRİP VE NEZLEYE IHLAMUR:

    Bu tür hastalıklarda ıhlamur sadece terlemeyi sağlayarak değil, aynı zamanda vücudun direncini de artırarak tedaviye yardımcı olur.

    GÜZELLİK İÇİN IHLAMUR:

    Göz çapaklanmalarında ıhlamuru kaynatın ve süzün. Pamuk yardımı ile gözlerinize kompres yapın. Hem çapaklanmaları önleyecektir, hem de gözünüzü dinlendirecektir. Gözlerinize kompres yaparken gözünüzü kapatmayı unutmayın.

    Ihlamuru kaynatıp elde ettiğiniz su ile ara sıra saçlarınızı yıkayarak saçlarınızın beslenip kuvvetlenmesini sağlayabilirsiniz. Bu işlemden sonra saçınızı durulamayı ihmal etmeyin.

    CİLT LEKELERİNE IHLAMUR:

    Hemen ıhlamuru suda kaynatıp sıvı sümüksü bir hal alıncaya kadar bekletin. Sonra bu sıvıyı lekelere sürün faydasını göreceksiniz. Yine aynı şekilde elde edeceğiniz ıhlamurla kırışıklıklara masaj yaparsanız iyi sonuç alacaksınız.

  • Grip için çorba tarifi

    Grip için çorba tarifi

    Yemekteyiz, Soframız, Benim Mutfağım Ödüllü Yarışmamızdan Çorba Tarifi…

    Yarışmamıza katılmak için tıklayın !

    4 Kişilik
    hazırlama süresi:2 dak.
    Bekleme süresi:…
    Pişirme Süresi: 10 dak.

    Gerekli malzemeler

    Orta boy bir pırasanın yaprak kısımı (arka tarafı)
    Bir havucun 5 santimlik kısmı
    Bir diş sarımsak
    Bir baş taze soğan
    Bir tatlı kaşığı salça
    Bir tatlı kaşığı mısır unu
    Bir tutam tuz
    4 su bardağı kaynar su
    4-5 yemek kaşığı BİZİM AYÇİÇEK YAĞI

    Resmi gerçek boyutunda görmek için tıklayın. Resmin ismi:  SAM_0859.jpg Görüntüleme: 0 Büyüklüğü:  85.8 KB (Kilobyte)

    Hazırlanışı:

    Pırasayı, havucu, sarımsağı ve soğanı rondoda çekelim.
    Bizim Ayçiçek yağını tencereye koyalım üzerine rondodan çektiğimiz malzemeyi koyup 2-3 dakka kavuralım
    peşine salçayı katıp 1 dakka daha kavuralım
    mısırununu yarım bardak su ile karıştırıp tencereye dökelim peşine kaynattığımız 4 bardak suyu dökelim ve 10 dakka kısık ateşde kaynamaya bırakalım.
    Püf noktası: mısırununu ayrı kapta sulandırıyoruz ki topaklanmasın.

    Resmi gerçek boyutunda görmek için tıklayın. Resmin ismi:  SAM_0870.jpg Görüntüleme: 0 Büyüklüğü:  82.9 KB (Kilobyte)Resmi gerçek boyutunda görmek için tıklayın. Resmin ismi:  SAM_0860.jpg Görüntüleme: 0 Büyüklüğü:  47.7 KB (Kilobyte)Resmi gerçek boyutunda görmek için tıklayın. Resmin ismi:  SAM_0861.jpg Görüntüleme: 0 Büyüklüğü:  82.0 KB (Kilobyte)Resmi gerçek boyutunda görmek için tıklayın. Resmin ismi:  SAM_0863.jpg Görüntüleme: 0 Büyüklüğü:  82.4 KB (Kilobyte)Resmi gerçek boyutunda görmek için tıklayın. Resmin ismi:  SAM_0864.jpg Görüntüleme: 0 Büyüklüğü:  84.8 KB (Kilobyte)Resmi gerçek boyutunda görmek için tıklayın. Resmin ismi:  SAM_0865.jpg Görüntüleme: 0 Büyüklüğü:  70.4 KB (Kilobyte)Resmi gerçek boyutunda görmek için tıklayın. Resmin ismi:  SAM_0867.jpg Görüntüleme: 0 Büyüklüğü:  65.6 KB (Kilobyte)Resmi gerçek boyutunda görmek için tıklayın. Resmin ismi:  SAM_0868.jpg Görüntüleme: 0 Büyüklüğü:  93.9 KB (Kilobyte)

    10 dakka sonra altını kapatıp sıcak servis yapınız

    Resmi gerçek boyutunda görmek için tıklayın. Resmin ismi:  SAM_0874.jpg Görüntüleme: 0 Büyüklüğü:  64.2 KB (Kilobyte)

    limon sıkarak içiniz (isteğe bağlı)
    AFİYET OLSUN….

    Kaynak : Grip için çorba

  • Hamilelik ( gebelik ) nezlesi nasıl geçer ?

    Hamilelik ( gebelik ) nezlesi nasıl geçer ?

    Hamilelik nezlesi nasıl olur. Nasın geçer, neden olur? Hamilelik nezlesi tedavisi nasıl olmalı? İşte cevaplar…

    Hamilelerin pekçoğunda alerji veya bilinen nezle, grip gibi rahatsızlıklar olmadığı halde burun tıkanıklığı görülüyor. Gece burun tıkanmalarıyla birlikte nefes alamama hissi, öksürük krizleri ve burun akıntısı ile kendini gösteren bu durum, anne adaylarına büyük sıkıntılar yaşatıyor. Op. Dr. Atilla Şengör, hamilelik nezlesi ve tedavisi hakkında bilgi verdi.

    “Hamilelik nezlesi”, “hamile nezlesi” veya “hamilelik riniti” adı verilen bu durum, genellikle hamileliğin son 1,5-2 ayında ortaya çıkar ve başlangıcından iki hafta kadar sonra belirtiler tamamen ortadan kaybolur. Ancak bazı durumlarda tüm gebelik dönemi boyunca da burun tıkanıklığı olabilir ve hatta doğum sonrası bir süre devam edebilir.

    Öksürük nöbetleri ve uykusuzluk ile seyredebilir

    Hamile nezlesinde burun tıkanıklığı ile birlikte genellikle burun akıntısı da olur. Burun tıkanıklığı nedeniyle gece ağız solunumu yapıldığından boğazda kuruluk oluşur. Ayrıca beraberinde; gece nefes alınamıyormuş hissi, öksürük ve uykusuzluk görülebilir. Mukoza şişmesi ve sonuçta sinüs boşluklarının havalanmasında azalmaya bağlı olarak baş ağrısı da gelişebilir.

    Annelik hormonları tetikliyor

    Hamilelik döneminde artış gösteren ve bir annelik hormonu olan östrojen, burun içerisini döşeyen dokuların şişmesine katkıda bulunur ve burunda salgı artışını da tetikler. Bunun dışında annelik döneminde vücuttaki kan dolaşımının hacminin artması da kan damarlarının genişlemesine ve burun mukozasının şişmesine neden olur. Bu olayda diğer annelik hormonlarının da rolü olabilir. Bunların sonucunda gelişen burun tıkanıklığı hamilelik nezlesinin temelini oluşturur.

    Hamilelik nezlesi sinüzitle veya diğer hastalıklarla karıştırılıyor

    Sinüzit veya gripte burun tıkanıklığı dışında iltihabi burun akıntısı, halsizlik, ateş, baş ağrısı, boğaz ağrısı gibi belirtiler birlikte görülür. Alerjik nezlenin belirtileri arasında ise gözler, burun ve boğazda kaşıntılar ve hapşırmalar bulunur. Hastanın daha önceden şikayetlerine neden olan toz veya polen gibi alerjenlere hassasiyeti hamilelikte artabilir.

    Burun tıkanıklığı yaşayan hamileler için önemli öneriler

    • Hamile nezlesi özellikle yatar pozisyonda rahatsızlık vericidir. Bu nedenle başın yükseltilmesi burundaki dolgunluğu (konjesyonu) azaltabilir.
    • Bol sıvı alımı boğaz belirtilerinin rahatlamasını sağlar; boğaz-burun salgılarının yoğunlaşmasını-kurumasını önler.
    • Sıcak banyo ve buhar solunması burun tıkanıklığını rahatlatabilir.
    • Yürüyüş ve bazı hafif egzersizler iyi gelir.
    • Tuzlu su spreyleri ile burun yıkama sıvılarının tekrarlanan kullanımları, burun mukozasını büzüştürebildiklerinden ve burnun mekanik olarak temizlenmesine yardımcı olduklarından, oldukça faydalıdırlar.
    • Burun kanadını genişleten bantlar, buruna hava girişini artırdıklarından yararlı olabilirler.
    • Nemlendirme cihazları da kullanılabilir; ancak bunların mikrop barındırabilen sıvı haznelerinin ve filtrelerinin temizliğine gereken özen gösterilmelidir.
    • Sigara dumanı, tozlu ortamlar, hava kirliliği ve ani ısı değişimleri burun işleyişini olumsuz etkilediklerinden, tıkanıklığın artmasına neden olurlar. Bu tip ortamlardan uzak durulmalı ve engelleyici önlemler alınmalıdır.

    Mutlaka bir uzmana başvurun

    Hamileliğin ilk üç aylık dönemi bebeğin oluşum evresi olduğundan bu dönemde burun yıkama solüsyonları dışında herhangi bir ilaç kullanılması tercih edilmez. Bu dönemden sonra, alınan önlemlere karşın burun tıkanıklığının devam ettiği ve sıkıntı veren durumlarda, burun açıcı veya ödem giderici spreyler doktor kontrolünde sınırlı olarak uygulanabilir. Zorunlu kalındığında bazı akıntı kesici ve antialerjik ilaçlar kadın doğum uzmanının da görüşü alınarak uygulanabilir. Bazı burun-sinüs yıkama solüsyonlarının tekrarlayan uygulamaları, hamilelik nezlesinin yönetiminde oldukça etkili ve güvenlidir.
    Ancak her şeye rağmen burun tıkanıklığı devam ediyorsa ve geçmiyorsa, belirtilerin nedeninin başka hastalıklar olabileceği akla gelmelidir. Kemik eğriliği veya burun eğriliği olarak bilinen septum deviasyonu dışında, konka şişmesi ve sinüs hastalıkları da anatomik daralmalara neden olarak burun tıkanıklığı yapabilirler. Bu sorunların varlığına hamilelik nezlesi de eklendiğinde durum daha fazla rahatsız edici olabilir. Hamilelik sonrası dönemde bu sorunların tedavisine gidilmesi gerekebilir.

  • Soğuk Algınlığından Nasıl Korunurum?

    Soğuk Algınlığından Nasıl Korunurum?

    Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Tamer Haliloğlu, “Soğuk algınlığı, üst solunum yollarında virüs türü mikropların neden olduğu bulaşıcı bir enfeksiyondur.” dedi.

    Soğuk algınlığından burun, boğaz, kulaklar, östaki tüpü, nefes borusu, ses telleri ve akciğerlerin etkilendiğine değinen Haliloğlu, “Soğuk algınlığı en çok okul çağı çocuklarında görülür ve sıklığı yaşla azalır” dedi.

    Soğuk algınlığının ilk belirtileri genellikle boğazda takılma hissi, burun akıntısı ve hapşırık.

    Çocuklarda ise boğaz ağrısı, öksürük, baş ağrısı, ateş, halsizlik, kas ağrıları ve iştahsızlık da görülebilir.

    Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Tamer Haliloğlu, henüz soğuk algınlığına kesin etkili bir aşı bulunamadığını anlattı:

    Soğuk algınlığına yakalanmamak için, hastalık belirtileri olan kişilerle hastalığın ilk ikinci ve dördüncü günleri arasında temas edilmemesi gerekir. Ancak, çoğu zaman bu mümkün değildir. Soğuk algınlığına yakalanan kişiler, henüz hasta olduklarını anlamadan bulaştırıcı döneme girmiş olurlar.

    Soğuk algınlığına yakalanan çocuklar, özellikle burun temizliğinden sonra olmak üzere sık sık ellerini yıkamalı, öksürürken ve hapşırırken ağız ve burunlarını kapamalıdırlar.

    Soğuk algınlığı genellikle 7 ile 14 gün arasında iyileşir. Bazen sinüzit, orta kulak iltihabı, larenjit veya bronşit gibi komplikasyonlar nedeniyle hastalığın seyri uzayabilir.

    Haliloğlu, soğuk algınlığının düzelmesinin zamana bağlı olduğunu açıkladı:

    Bu süre içinde, hastanın istirahat etmesi ve bol sıvı gıda alması (su, meyve suları gibi) gerekir. Genellikle ağrı kesici, dekonjestan ve allerji karşıtı maddeler içeren soğuk algınlığı ilaçları, hastalığı iyileştirmezler; sadece kas ağrısı, burun tıkanıklığı ve baş ağrısı gibi belirtilerin hafifletilmesine yardımcı olabilirler.

    Boğaz ağrısının şiddetlenmesi ve uzun sürmesi, öksürükle koyu balgam gelmesi veya öksürüğün 10 günden uzun sürmesi, 38 derece üzerinde ve birkaç günden uzun süren ateş olması, göğüs ağrısı, sık nefes alma, yutma güçlüğü, sıvı gıda alamama, kulak ağrısı, boyunda ağrılı şişlikler, dudak, deri veya tırnaklarında morarma belirtilerinden herhangi birinin görülmesi halinde doktora başvurulması gerekmektedir.

    Soğuk algınlığından korunmak için bunları yapın:

    Bağışıklık sisteminizi güçlendirin.

    Dengeli beslenin. Meyve sebze ağırlıklı beslenin, fazla et tüketmeyin.

    Hastalık riski yüksekse bol bol C vitamini alın. (Örneğin her gün 2 kivi, 1 greyfurt, 1 yeşil biber veya 2 kaşık lahana turşusu yemek gibi)

    Hareket edin ve soğuğa karşı vücudunuzun dayanıklı olmasını sağlayın. (Yüzmek,saunaya gitmek, soğuk duş almak, temiz havada yürüyüş yapmak, değişik spor faaliyetleri)

    Oda havasını iyileştirin. Hava nemlendiricileri kullanın veya saksı çiçeklerini temin edin. Odayı aşırı ısıtmayın, düzenli olarak havalandırın.

    Hava cereyanının oluşmamasına dikkat edin.

    Virüslerden korunun.

    Soğuk algınlığı dönemlerinden kalabalık ortamlarda, kapalı mekanlarda bulunmayın. Hasta insanlarla öpüşmeyin, 1.5 metreden fazla yaklaşmayın.

    Ellerinizi düzenli yıkayın.

    Çok kalın veya ince giysiler giymeyin. Havaya göre giyinin.

    Stres altındaki insanlar hastalanmaya daha elverişlidir. Her gün düzenli olarak dinlenin. Gevşeme egzersizleri yapın.

  • Gribi Önleyici Kür Tarifi

    Gribi Önleyici Kür Tarifi

    Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu’ndan gribi önleyici kür tarifi:

    Gribi Önleyici Kürün Yapılışı:

    1 bardak suyu kaynatın. 3 tane 1 lira büyüklüğünde narın kabuğunu 5 dakika kaynatın. Daha sonra karabaş otunu 4-5 tane ufalayıp kaynayan karışımın içerisine atın 3 ila 4 dakika kaynatın toplamda 8 dakikayı geçmesin. Günde 1-2 defa için 1 hafta boyunca tüketin. 1 hafta bekleyip tekrar 1 hafta daha bu karışımı için. Faydasını göreceksiniz.