Etiket: grip tedavisi

  • Grip hurafeleri

    Grip hurafeleri

    Bu yazımızda yanlış bilinen grip hurafelerini paylaşacağız… Genellikle soğuk algınlığı ile karıştırılan ve birçok insanın hafif ve geçici bir hastalık olarak gördüğü için hekime bile başvurma ihtiyacı hissetmediği grip, özellikle çocuklarda, kronik hastalığı olanlarda ve yaşlılarda önemli komplikasyonlara da yol açabiliyor.

    Bu nedenle gripten korunmak ya da hastalık geliştiğinde zamanında hekime başvurmak çok önemli. Ancak toplumda yayılan kulaktan dolma bilgiler gripten yeterince korunmamızı önlüyor.

    Grip hurafeleri

    Acıbadem Taksim Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Sezen Özkök grip hakkında doğru sandığımız yanlışları anlattı, önemli önerilerde bulundu.

    grip hurafeleri
    grip hurafeleri

    Yanlış: Grip basit bir hastalık.

    Soğuk algınlığı ayakta daha hafif atlatılabilirken, grip daha ağır ve ateşli olarak seyrediyor. Ayrıca çocuklarda, yaşlılarda ve akciğer hastalığı gibi kronik hastalığı olan hastalarda bronşit, sinüzit, kulak enfeksiyonu ve zatürre gibi komplikasyonlara yol açabiliyor, hatta ölümcül olabiliyor.

    Yanlış: Grip olduğumda antibiyotik fayda sağlar.

    Hem grip hem de soğuk algınlığı tedavisinde antibiyotik etkili olmuyor. Ancak sinüzit, zatürree ya da kulak iltihabı gibi komplikasyon gelişmesi halinde antibiyotik doktor kontrolünde veriliyor. Gripten iyileşmenin yolu, bol sıvı alımı ve dinlenmeden geçiyor. Ayrıca doktor kontrolünde alınan ateş düşürücü ya da antiviral ilaçlar da kullanılabiliyor.

    grip hurafeleri
    grip hurafeleri

    Yanlış: Ocak ayına kadar aşı olamazsam çok geç kalmış olurum.

    Grip aşısının etkisi 2-3 hafta sonra başlıyor. Bu nedenle aşının eylül ve ekim aylarındaki grip salgınından önce yapılması öneriliyor. Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Sezen Özkök grip aşısı için en uygun zamanın sonbahar başlangıcı olduğunu belirterek, “ Ancak grip aşısı yaptırmak için hiçbir zaman çok geç değil. Çünkü şubat ayında en yüksek düzeyde görülen grip mayıs ayına kadar devam ediyor.“ diyor.

    grip_asisi_soguk_alginlik

    Yanlış: Grip olduğumda çocuğumu emziremem.

    Hemen her anne gribe yakalandığında, hastalığını çocuğuna bulaştırır düşüncesiyle emzirmekten vazgeçebiliyor. “Oysa sanılanın aksine anneler grip olduklarında çocuklarını emzirmeliler.” diyen Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Sezen Özkök bunun nedenini şöyle anlatıyor: “Sanılanın tam tersine anne sütü gribe karşı doğal antikorlar içerdiği için bebeğe doğal bağışıklık sağlıyor. Ancak emziren anneler grip veya nezle olduklarında çocuğuna hem solunum yoluyla hem de el temasıyla bu virüsü bulaştırabiliyor. Bu nedenle hasta olan annelerin maske kullanmalarının yanı sıra bebeğiyle temas öncesinde sık sık ellerini yıkamaları çok önemli.” Bir önceki konumuz olan Grip Olan Anne Emzirebilir mi? göz atmanızda fayda var…

    Yanlış: Hasta kişilerden uzak kalmak beni her zaman korur.

    Bazı hastalar gribe yakalandıkları halde henüz yakınmaları başlamaması nedeniyle virüsü bulaştırabiliyorlar. Dolayısıyla gripten korunmak için hasta kişilerden uzak kalmanın yanı sıra aşı yaptırmak ve elleri de sık sık yıkamak gerekiyor.

    Yanlış: Her yıl aşı olmam gerekmiyor.

    Influenza virüsü, yapısını değiştirebilen bir virüs. Her yıl Dünya Sağlık Örgütü’nün salgına sebep olabilecek yüksek olasılıklı virüslere uygun aşı planlaması sonucunda aşıların içeriği her yıl değişiyor. Bu nedenle her yıl aşılanmak gerekiyor.

    Yanlış: Grip ilacı alırsam hastalığı ayakta geçirebilirim.

    Grip, soğuk algınlığı ile karıştırılmamalı. Grip, soğuk algınlığından daha ağır seyrediyor. Örneğin ciddi kas ağrısı, baş ve boğaz ağrıları ile ateş gelişebiliyor. Soğuk algınlığı olan kişi hastalığı ayakta atlatabiliyor ama grip yatak istirahati gerekiyor.

    Yanlış: Maske taktığımda gripten korunurum.

    Grip virüsü havadaki damlacıkların yanı sıra ellerimizle temas yoluyla da bulaşabiliyor. Dolayısıyla hastanın kullandığı telefon, mouse ve kapı kolları gibi ortak kullanılan eşyalarla ya da tokalaşmayla kişilerin birbirlerine temas etmeleri sonucu hastalık bulaşabiliyor. Bu nedenle hasta kişilerin bu dönemde sık sık ellerini yıkamaları ayrıca önem taşıyor.

    Yanlış: Aşı yapılınca asla hastalanmam.

    Grip aşısı hastalığı yüzde 100 önleyemiyor. Aşı grip olma riskini azaltıyor ve hasta olunsa bile etkilerinin daha az hissedilmesini sağlıyor. Her yıl Dünya Sağlık Örgütü’nün önderliğinde salgın yapması beklenen virüslere karşı aşı hazırlanıyor. Dolayısıyla aşı, içerisinde bulunmayan ve diğer salgın yapan virüslere karşı etkili olmadığı için bu virüsler bulaştığı takdirde kişi hastalanabiliyor.

    Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Sezen Özkök grip aşısı olduktan sonra aşının etkisini gösterebilmesi için 2- 3 haftalık süreye ihtiyaç olduğunu belirterek, “Bu dönem içinde kişinin virüsle karşılaşması halinde antikor yanıtı oluşmaması nedeniyle hastalık gelişebiliyor. Bu yüzden aşının sonbahar döneminin başlarında, salgınlardan önce yapılması önemli.” diyor.

    Yanlış: Grip aşıları gribe yol açar.

    Toplumdaki yaygın inanışın aksine grip aşıları gribe yol açmıyor. Grip aşısı ölü aşı olduğu için enfeksiyonun gelişme riski olmuyor. Ancak aşının yapıldığı mevsim “nezle” olarak adlandırılan basit viral enfeksiyonlarının yoğun olarak yaşandığı bir dönem. Bu nedenle kişiler nezleye yakalandıklarında grip olduklarını düşündükleri için burun akıntısı ve halsizlik gibi yakınmalarına grip aşılarının neden olduğunu düşünüyor.

    İlgili Konular;

    Çocukları Gripten Nasıl Koruruz? Bitkisel Yöntemler

    Terlemek Gribe İyi Gelir Mi? Grip Hızlı Nasıl Geçer? Ne İyi Gelir? 

    Gripte hızlı iyileşme püf noktaları

  • Çocukları Gripten Nasıl Koruruz? Bitkisel Yöntemler

    Çocukları Gripten Nasıl Koruruz? Bitkisel Yöntemler

    Çocukları gripten korunma yolları nelerdir? Çocukları gripten korumanın yolları özellikle okul çağındaki çocuklar için oldukça önemlidir. Çocukları gripten korumak için bağışıklık sistemini güçlendirici besinler tüketmesini sağlamalısınız.

    Çocuklarda Grip Belirtileri

    Çocuklarda şu belirtiler söz konusu ise doğal yöntemleri deneyebilirsiniz:

    • Düşmeyen ateş,
    • Halsizlik,
    • Karın ağrısı,
    • Kusma,
    • Öksürük,

    Gripten korunma yolları bitkisel yöntemler özellikle hafif grip belirtileri için ve gripten korunmak için etkili olmaktadır. Ancak yüksek ateş ve ciddi belirtiler söz konusu ise direkt olarak bir doktora başvurulmalıdır.

    Çocukları Gripten Korunma Yolları

    Bebekleri gripten nasıl koruruz için öncelikli olarak hastalık döneminde iyi ve kaliteli beslenme gelmektedir.. Kaliteli beslenme kapsamında:

    • Bol bol sebze ve meyve tüketilmeli,
    • Bol bol su içirilmeli,
    • Şekerli gıdalardan uzak durulmalı,
    • Özellikle katkısız ve koruyucu madde içermeyen besinler tüketmesine dikkat edilmelidir.

    Özellikle gripten korunma için D vitamini oldukça önemlidir. Doktor önerisi ile D vitamini takviyesine başlanabilir. Ancak ailenin D vitamini takviyesine doktor önerisi olmadan başlaması, önerilmemektedir. Çocuklarda grip ve soğuk algınlığı bitkisel tedavi yöntemine ek olarak grip aşısı önerilmektedir. Çocukları mevsimsel gripten korumak için grip aşısı yaptırılmalıdır. Özellikle alerjik çocuklar için grip aşısı oldukça önem teşkil eder.

    Çocukları Gripten Nasıl Koruruz? Bitkisel Yöntemler | 1
    gripten korunma yolları doğal bitkisel

    Çocuklarda Grip Nasıl Engellenir?

    Çocuklarda grip için önlem ve tedbirler, çocuğun bağışıklık sistemini güçlendirmek için önemlidir. Çocuklar özellikle virüs ile daha önce karşılaşmamış oldukları için erişkinlere göre daha ağır bir grip enfeksiyonu görülmektedir.

    Özellikle bulantı, kusma ve ishal belirtileri ortaya çıkabilir. Solunum sistemi ile ilgili problemler meydana gelebilir. Ancak 3 günden fazla süren ateş söz konusu ise mutlaka doktora başvurulmalıdır.

    Halsizlik ve öksürük için limonlu çaylar, pekmez ve bol meyve tüketimi gerekmektedir. Bunun dışında beslenme dengesine de dikkat edilmesi gerekir. Çocuğun bağışıklık sistemi güçlendirilmelidir. Buna göre:

    • Çocuğun elleri sık sık yıkanmalıdır. El temizliğine dikkat edilmelidir.
    • Sınıfta grip bir çocuk varsa cerrahi maske kullanılmalıdır.
    • Hasta kişilerle teması engellenmelidir.
    • Kalabalık mekanlarda durması engellenmelidir.

    Çocuklara özellikle düzenli olarak balık yedirmek, sigara dumanından korumak da gripten korunmaları için oldukça önemlidir.

    Çocuklarda Gribe Ne İyi Gelir?

    • Tavuk çorbası
    • Tarhana çorbası
    • C Vitamini
    • Ballı süt (Tarçınlı)
    • Ihlamur
    • Boğaz pastili
    • Ekinezya çayı
    • Nane limon
    • Ballı zencefil
    • Kuşburnu çayı
    • Turşu
    • Greyfurt
    • Limonlu çay

    Çocuklarda Soğuk Algınlığının Sebepleri Nelerdir?

    Çocuklarda soğuk algınlığı görülmesinin nedeni, genellikle rinovirüs diye bilinen gergedan virüsüdür. Burun anlamına gelen “rhino” kelimesinden türemiş olan rinovirüsler, okula giden çocuklar arasında hızlıca yayılır.

    Rinovrüslerin bu kadar hızlı yayılmasının nedeni, okulda çocukların birbirine çok temas etmeleri, aynı havayı solumaları ve ellerini yıkamamalarıdır. Uzmanlar rinovirüslerden korunmanın yolu olarak sürekli el yıkanmasını öneriyor. Çocuklarda soğuk algınlığına sebep veren durumlar aşağıda sıralanmıştır;

    • Çocuklarda soğuk algınlığı görülmesine yaklaşık %40 oranla rinovirüsü neden oluyor.
    • Hasta birinin bulunduğu mekanda, çocuğun, hastanın verdiği nefesi soluması,
    • Hasta olmuş kişinin temas ettiği eşyaya, çocuğun temas etmesi gibi nedenlerle çocuklar soğuk algınlığına yakalanabilir.

    Çocuklarda Soğuk Algınlığının Belirtileri Nelerdir?

    Çocukların soğuk algınlığı kapmış olmasının en büyük belirtisi burundur. Çocuğun burnu sürekli tıkanıyor ve akıyorsa, o çocuk hakkında soğuk algınlığı kapmış diyebiliriz. Genel itibari ile çocuklarda soğuk algınlığı hastalığının belirtileri aşağıda sıralanmıştır;

    • Burun tıkanması,
    • Burnun sürekli akması,
    • Çocukta bir halsizlik, keyifsizlik durumu,
    • Devamlı öksürük,
    • Baş ağrısı,
    • Boğazın ağrıması gibi semptomlar çocukların soğuk algınlığı kapmış olmasının işaretleridir. Çocuğunuzda, bahsedilen belirtilerden biri ya da birkaçı mevcutsa çocuğunuz soğuk algınlığına yakalanmış olabilir.
    Çocuklarda Soğuk Algınlığı
    Çocuklarda Soğuk Algınlığı

    Çocuklarda Soğuk Algınlığı Nasıl Geçer?

    Çocuklarda soğuk algınlığına iyi gelen şeyler, bal ve limondur. Bal ve limonun, tıbbi ilaçlara göre daha iyi olduğu söylenmektedir. Çünkü, bal ve limon tamamen doğaldır. İçinde tıbbi ilaçların aksine bir katkı maddesi bulunmamaktadır. Bal, mikropları öldürücü etkide bulunduğu için, 2 kaşık bal ile 1 kaşık limon suyunu karıştırıp çocuğunuza servis edin. Bu karışımı, çocuğunuzun hastalığının devam ettiği süre boyunca günde 2-3 kez tekrarlayın. Çok iyi gelecektir.

    İlgili Konular;

  • Terlemek Gribe İyi Gelir Mi? Grip Hızlı Nasıl Geçer? Ne İyi Gelir? 

    Terlemek Gribe İyi Gelir Mi? Grip Hızlı Nasıl Geçer? Ne İyi Gelir? 

    Terlemek Gribe İyi Gelir Mi? Grip Hızlı Nasıl Geçer? Ne İyi Gelir? Gribi atlatmanın yolları yanı sıra bulaşıcı bir hastalık olan gripten korunmak oldukça önemlidir.

    Terlemek Gribe İyi Gelir Mi? Grip Hızlı Nasıl Geçer? Ne İyi Gelir?

    Özellikle kış aylarında görülen bulaşıcı bir hastalık olan gripten korunmak için kapalı ortamlarda bulunmaktan kaçınmalı ve vücudun direncini artıracak gıdalar tüketerek beslenme düzenine önem verilmelidir.

    Gribe yakalanan kişilerin terleyerek soğuk duş almaları iyileşme süreçlerini çabuklaştırmaktadır. Limon ve sarımsak gibi gıdaları tüketen ve bol istirahat eden kişilerin hastalıklarını daha çabuk atlattıkları bilinmektedir.

    Terlemek Gribe İyi Gelir Mi? Grip Hızlı Nasıl Geçer? Ne İyi Gelir?  | 2

    Gripten Kurtulmak İçin Neler Yapılmalıdır?

    Gribi çabuk atlatmanın yolları şunlardır;

    • Hastalanılan ilk gün terlemek ve ardından soğuk duş yapmak gerekir.
    • Limon ve portakal gibi bol C vitaminli gıdalar tüketmek gerekir.
    • Çiğ olarak soğan ve sarımsak yenmesi gerekir.
    • Kafanızın göğüs kafesinizin üzerinde olmasını sağlayacak yükseklikte bir yastıkta yatarak istirahat etmek gerekir.
    • Burun akıntısının boğaza inmesini engellemek gerekir.
    • Burun deliklerinin aynı anda temizlenmesi ve kullanılan mendilin bir kere kullanıldıktan sonra atılması gerekir.
    Terlemek Gribe İyi Gelir Mi? Grip Hızlı Nasıl Geçer? Ne İyi Gelir?  | 3

    Grip Enfeksiyonlarına Karşı Limonun Faydaları

    Grip nasıl geçer doğal yöntemler arasında en etkilisi limondur. Limonun grip üzerindeki olumlu etkilerini şu şekilde sıralayabiliriz;

    • 1 çorba kaşığı limon suyunu karabiber ve tuz ile karıştırarak içen kişiler gribal enfeksiyonlarından kurtulurlar.
    • Yarım çay bardağı içerisine 2 çorba kaşığı limon suyu koyarak gargara yapan kişiler boğazlarındaki mikroplar öldürerek gripten daha çabuk kurtulurlar.
    • Pamuk üzerine damlatarak buruna uygulanan limon suyu sayesinde tıkalı olan burunların açılması mümkün olmaktadır.
    • Limonla ayaklarına ve topuklarına 10 dakika masaj yapan kişiler grip enfeksiyonlarından hızlı bir şekilde kurtulurlar.

    Gribe İyi Gelen Bitki Çayları

    • Zerdeçal
    • Limon ve limon çayı
    • Nane Çayı
    • Yeşil Çay
    • Ihlamur
    • Ekinezya
    • Zencefil
    • Adaçayı
    • Sarımsak

    Gribe iyi gelen meyveler nelerdir?

    • Mandalina
    • Portakal
    • Limon
    • Kivi
    • Greyfurt

    Grip İle İlgili Konular;

  • Gripte hızlı iyileşme püf noktaları

    Gripte hızlı iyileşme püf noktaları

    Gripte hızlı iyileşme püf noktaları… Sonbahar ve kış aylarında sık görülen grip, nezle, soğuk algınlığı gibi hastalıklardan korunmak için bağışıklık sistemini güçlendiren meyve ve sebzelerden destek almak büyük önem taşıyor. Şifayı çoktan kapanların da yapması gereken yine iyileşmeyi hızlandıran gıdalara sarılmak.

    Gripte hızlı iyileşme püf noktaları

    “Sonbahar hastalıkları sizi fazla hırpalamadan beslenme düzeninizde birkaç değişiklik yapın. İşte o zaman hızlıca iyileştiğinizi göreceksiniz” diyen Beslenme ve Diyet Uzmanı Melis Torluoğlu, bazı besinleri doğru tüketerek çabuk iyileşmenin mümkün olabildiğini söylüyor.

    Torluoğlu, beslenmeyle hızlı iyileşmenin püf noktalarını şöyle anlatıyor:

    GRİPSENİZ ÇORBALARINIZA SARIMSAK EKLEYİN

    Allium ailesinin en dikkat çeken üyelerinden olan soğan ve sarımsak, içeriğinde bulunan kükürtlü bileşiklerin neden olduğu keskin koku nedeniyle tüketiminden kaçındığımız bir ikili. Fakat anti-mikrobiyel etkisiyle vücut direncinin ve bağışıklığın güçlü tutulmasına oldukça yardımcı. Isı veya parçalanmayla birlikte okside olmaması için sarımsağı çiğ olarak tüketin.

    Pişmediğinde vitamin ve mineral içeriğini kaybetmiyor. Grip, farenjit, nezle gibi hastalıklar kapınızı çaldığında çorbaların içerisine, sindirim yoluyla ilgili bir rahatsızlığınız yoksa bolca ilave edin. Sarımsağı illa pişireceksiniz mutlaka yanmamasına ve çokça pişmemesine özen gösterin.

    PANCAR SUYU İLE ENERJİ TOPLAYIN

    Pancar suyu, içeriğinde bulunan nitrat ile kan akışının düzenlenmesine ve hücrelerin oksijen alışına destek oluyor. Özellikle grip ya da soğuk algınlığı yaşayanların sıklıkla şikayet ettiği kas kasılmalarını önlemede yardımcı oluyor. Bu sayede kas ağrılarının önüne geçiyor. Hastalık evresinde günde 2 bardak pancar suyu içmeniz kendinizi daha enerjik hissetmenizi sağlıyor.

     

    KIRMIZIN ETİN YANINDA BOL LİMONLU SALATA

    Demir ve çinkonun en iyi kaynakları olan kırmızı et, dokulara daha fazla oksijen taşınmasına yardımcı olarak iyileşme sürecine hız kazandırıyor. Fakat kırmızı etin içeriğinde bulunan minerallerden daha iyi yararlanmak adına yanında bol limon ilaveli bir salata tüketmekte fayda var. Bu şekilde etin vücuda getirdiği asidik yük de azalmış oluyor. Kalp-damar hastalığınız yoksa hastalık döneminde haftada 2-3 defa kırmızı et yiyebilirsiniz.

    BALIK TÜKETMENİN TAM ZAMANI

    Balığın içerisinde bulunan omega 3 yağ asitleri anti-inflamatuar etkiye sahip. Ayrıca viral, bakteriyel, paraziter enfeksiyonlara karşı konakçı defansını zayıflatarak, hastalıklara karşı koruyucu etki gösteriyor ve iyileşme sürecini hızlandırıyor. Mevsimine uygun olarak haftada 1 veya 2 defa tüketimi kısa sürede toparlanmanıza yardımcı olabilir.

    YİYECEKLERİNİZİ LİMONLAYIN

    Grip ve soğuk algınlığının tedavisi sırasında limon ilk akla gelen besinler arasında yer alıyor. İçeriğindeki C vitamininden yeterinde yararlanabilmek ve besin kaybını önlemek için yenmeden hemen önce hazırlanması gerekiyor. Örneğin meyve suları sıkılınca hemen içilmeli, salataya eklenecek olan limon yenmeden hemen önce sıkılmalı. Ayrıca meyvelerin bütün haliyle tüketilmesinin vitamin ve posa açısından daha yararlı olduğu da unutulmamalı.

    BAHARATLARI HARMANLAYIN

    Baharatların içeriğinde bulunan antioksidanlar da bağışıklık sistemini destekliyor. Hatta bazı baharatlar, boğazda oluşan enfeksiyonun iyileşme sürecini hızlandırıyor. Fakat baharatları açık satılan yerlerden değil, bildiğiniz markaların paketli ürünlerini tercih etmelisiniz. Herhangi bir sağlık probleminiz yoksa, aşağıdaki tarifi gün içerisinde salataların veya yoğurdun içerisine ilave ederek kullanabilirsiniz.

    BAHARAT HARMANI İÇİN GEREKLİ MALZEMELER:

    2 yemek kaşığı fesleğen.

    2 yemek kaşığı karabiber.

    1 yemek kaşığı kekik.

    1 yemek kaşığı nane.

    1 çay kaşığı toz zencefil.

    1 tatlı kaşığı kimyon.

    1 tatlı kaşığı acı pul biber.

    Yapılışı: Çukur bir kapta baharatları harmanlayıp salatalarınıza ve yoğurdunuza serpin.

    ÇAY-KAHVE YERİNE BİTKİ ÇAYI

    Düzenli sıvı tüketimi metabolizmanın düzgün çalışabilmesi ve toksik maddelerin atılması açısından oldukça önemli. Sıvı tüketimini artırmak için ise siyah çay ve kahve gibi vücutta di-üretik etkisi olan içecekler yerine bitki çayları tercih etmelisiniz. Özellikle ıhlamur, rezene, adaçayı, nane, zencefil, kuşburnu gibi gribe karşı destekleyici olan bitki çaylarını, kış boyunca bardaklarınızdan eksik etmeyin. Hem hastalıklarla karşı vücut direnciniz gelişir hem de hastalığa yakalansanız da iyileşme süreciniz kısalır.

    Kaynak: ntv.com.tr

  • Gribi atlatamayanlara hızla iyileşme önerileri

    Gribi atlatamayanlara hızla iyileşme önerileri

    “Bir ay önce grip oldum ama öksürüğüm bir türlü geçmedi” , “Bu kez çok ağır grip oldum, ne yaptıysam geçmiyor”… Son dönemlerde en çok rastlanan, şikayetleri uzun süren ve arkasında inatçı öksürükler bırakan grip havaların soğuması ile hızla artış gösteriyor. Grip öncelikle belirtileri benzerlik gösteren hastalıklardan ayrılmalı ve doğru bir şekilde tedavi edilmelidir.

    “Bir ay önce grip oldum ama öksürüğüm bir türlü geçmedi” , “Bu kez çok ağır grip oldum, ne yaptıysam geçmiyor”… Son dönemlerde en çok rastlanan, şikayetleri uzun süren ve arkasında inatçı öksürükler bırakan grip havaların soğuması ile hızla artış gösteriyor.

    Grip öncelikle belirtileri benzerlik gösteren hastalıklardan ayrılmalı ve doğru bir şekilde tedavi edilmelidir.

    Soğuk algınlığı ile grip ayırt edilmeli!
    Yavaş yavaş gelişen halsizlik, hapşırık, burun tıkanıklığı, burun akıntısı, boğaz ağrısı, balgamlı ya da kesik kesik öksürme, soğuk algınlığının belirtileridir. Soğuk algınlığı ayakta ve hafif olarak atlatılır.

    Grip belirtileri ise, aniden ortaya çıkar. Hasta sabah işe giderken iyidir, 3-6 saat içinde birden üşüme, aşırı halsizlik, yorgunluk, ateş yükselmesi ortaya çıkar. Yaygın vücut ve baş ağrısı, özellikle göğüste rahatsızlık (baskı, ağrı) hisseder. Yorgunluk tahammül edilmez boyutlara ulaşır, tabloya kuru karakterde bir öksürük eşlik edebilir.

    Virüsü alan kişi 3 gün içinde hasta olur!
    Hasta öksürdüğünde milyonlarca virüs havaya yayılır. Sağlıklı insanlar hava yoluyla virüsü alır. Eğer virüse karşı bağışıklığı yoksa 1-4 gün içinde hasta olur. Bu yolla, sinema, otobüs, okul, ibadet yerleri gibi insanların toplu bulunduğu yerlerde yüzlerce kişi hastalık kapabilir. Özellikle çocuklar okuldan kaptıkları mikrobu evlerine getirerek diğer aile bireylerine hastalığı bulaştırabilir. Virüs dış ortamda 2-8 saat varlığını sürdürebilir. Bu özellikle hasta bir kişinin dokunduğu yerlere (kapı kolu, telefon masa, merdiven korkulukları vs.) sağlıklı insanlar temas ettiklerinde virüsü alır. Ellerini ağızlarına, gözlerine götürdükleri zaman kendilerine virüsü bulaştırmış olur.

    Grip olduktan sonra yapılan aşı hastalığın iyileşmesinde etkili değil!
    Grip mevsimi başlamadan, özellikle risk altındaki gruplar başta olmak üzere 6 ay ve üzerindeki herkes aşılanabilir. Ekim ayı aşılanmak için en uygun aydır. Fakat grip mevsiminin Mayıs ayına kadar uzadığı düşünüldüğünde kış sezonu içinde de aşılama yapılabilir. Özellikle ilkokul çağındaki çocuklar, 65 yaş üzerindeki kişiler, bağışıklık sistemini bozan, şeker, akciğer, kalp, böbrek gibi ikincil bir hastalığı olan bireyler risk altındadır. Grip olduktan sonra yapılan aşıların hastalığın tedavisine bir katkısı yoktur. Aşı, aslında, etkisi azaltılmış grip virüsüdür. Bu nedenle, kişinin bağışıklık sistemini zayıflatarak, var olan hastalığı ağırlaştırabilir.

    Grip arkasında inatçı öksürük bırakabilir!
    Grip, uzun süre tedavisiz kaldıktan sonra geçse bile arkasında inatçı öksürük bırakabilir. Çünkü virüs hava yollarını hassaslaştırır. Hasta ısı değişikliklerinden, hava kuruluğundan, tozlardan daha kolay etkilenir ve öksürür. Bu nedenle gribin etkileri tamamen ortadan kalkana kadar istirahat edilmeli ve bu süreçte de beslenme düzenine özen gösterilmelidir.

    Gripte tedavi süreci de gribi önleyici tedbirler kadar önemlidir
    Öncelikle hasta olan kişiler evlerinde izole edilmeli ve tedavilerine hemen başlanmalıdır. Hastalar ancak ateşleri düştükten bir gün sonra işlerine dönebilir. Ayrıca tüm hastalara virüsü nasıl bulaştırdıkları anlatılmalı, neler yapmaları gerektiği söylenmelidir.

    Bunlara dikkat!
    Antiviral ilaçlar, gribin hem daha hafif hem de kısa sürede geçmesine yardımcı olur. Hasta şikâyetleri başladıktan 48 saat içinde doktor tarafından başlanması gerekir. Ayrıca virüsün başkalarına bulaşmasına da engel olur. Ülkemizde hem tablet hem de inhalasyon şeklinde kullanıma sunulmuş formları vardır.

    Yorgunluk, ağrı, burun akıntısı, öksürük gibi şikayetler için antigribal ilaçlar, ağrı kesiciler alınabilir.

    Hastalık hava ve temas yoluyla bulaştığından bunlara yönelik de tedbir ler alınması gerekir. Hastalar hapşırırken, öksürürken, sekresyonlarını temizlerken tek kullanımlık mendil kullanmalı, işlemde sonra hemen çöpe atmalı, ortalıkta bırakmamalıdır. Eğer hasta mendili yoksa kolun iç tarafını ağzını kapatmak için kullanabilir.

    Elleri sık ve kuralına uygun yıkamak virüs bulaşımını önemli ölçüde azaltır. Ellerimizi yıkarken sıvı sabun, kurularken de kağıt havlu kullanmaya özen göstermeliyiz.

    Gripte antibiyotikler, tedavide en son akla gelmesi gereken ancak komplikasyonlar ortaya çıktığında kullanılabilecek ilaçlardır.

    Özellikle doktora danışılmadan her gün alınan C vitamini gribi önlemenin yolu değildir. Zamanla vücutta tehlikeli bir birikime de yol açılabilir. Sadece kış döneminde alınması daha faydalı olur. Doğanın bize sunduğu zengin C vitamini kaynağını da unutmamak gerekir: Günde iki adet portakalın suyunu içmek C vitamini dopingi yapmanın en iyi yoludur.

  • Grip için en iyi tedavi nedir? Antibiyotik almam gerekir mi?

    Grip için en iyi tedavi nedir? Antibiyotik almam gerekir mi?

    Griple sürekli karıştırılan soğuk algınlığı arasındaki farkları ve griple ilgili merak edilenler…

    1. Soğuk algınlığı ve grip arasındaki fark nedir?

    Her ikisi de solunum yolu hastalığıdır; ancak bunlara farklı virüsler neden olur. Grip burun, boğaz, bronş ve muhtemelen akciğerler dahil solunum sistemini bozar. Soğuk algınlığı ise sadece üst solunum yolunu etkiler. Bu nedenle gribin ateş, vücut ağrıları, yorgunluk gibi belirtileri soğuk algınlığına göre daha şiddetlidir. Gribin başlıca belirtileri ateş, yorgunluk, vücut ağrıları, titreme, baş ağrısı, boğaz ağrısı ve öksürüktür. Öksürük bronşları tahriş edecek kadar yoğun değildir. Hastalığın en kötü günleri ilk 3-4 gündür. İstirahat ile 7-10 gün arasında geçer. Ancak hastalığın ardından birkaç hafta boyunca yorgunluk hissedebilirsiniz. Grip ilk 24-72 saat arasında bulaşıcı hale gelir. Bu nedenle hasta olsanız bile fark edemeyerek virüsü diğer sağlıklı kişilere de bulaştırabilirsiniz. Grip olduğunuzda lütfen hekiminize başvurmadan ateş düşürücü ilaçlar ya da antibiyotikler kullanmayın. Ateşlendiğinizde mutlaka istirahat edin; böylece daha hızlı toparlanabilirsiniz.

    2. Grip için en iyi tedavi nedir? Antibiyotik almam gerekir mi?

    Grip için tek bir “en iyi” tedavi yoktur, ancak semptomları azaltabilir birçok yolu vardır. Reçeteli ilaçlar grip belirtileri ilk ortaya çıktığı zaman alındığında hastalık süresini kısaltabilir. İlaçlar özellikle ilk 48 saat içerisinde alındığında hastalığın ilerlemesini engeller. Soğuk algınlığı ve grip ilaçları ateş, ağrı, burun tıkanıklığı, öksürüğü azaltma gibi konularda size yardım edebilir; ancak onlar gribi tamamen tedavi etmez; sadece bu süreci daha rahat atlatmanıza yardımcı olabilir. Dekonjestanlar burnun şişmiş mukozalarını küçülterek nefes almanıza yardımcı olur. Ayrıca tuzlu burun spreyleri de açık solunum yollarına yardımcı olabilir. Öksürük preparatları, su ve meyve suları ile birlikte, öksürük yatıştırmaya yardımcı olabilir. 4 yaş altındaki çocuklarda mecbur kalmadıkça öksürük ve soğuk algınlığı ilaçları kullanılmamalıdır. Çocuğunuz 4 ve 6 yaş arasında ise, herhangi bir ilaç vermeden önce doktorunuza danışın. 6 yaş üzeri çocuklarda semptomları hafifletmek için hekiminizin önerdiği ilaçları kullanabilirsiniz. Vücudunuzdan su kaybını önlemek için bol bol sıvı tüketin. Bu aynı zamanda burun mukozanızı da rahatlatır. Kahve, çay, kola gibi kafein içeren içecekleri sınırlayın. İştahınızın durumuna göre hareket edin. Eğer gerçekten aç değilseniz, beyaz pirinç ya da et suyu gibi basit yiyecekleri yemeyi deneyin. Antibiyotikler grip ya da soğuk algınlığı tedavisine yardımcı olmayacaktır. Antibiyotikler bakterileri öldürür, ancak grip veya soğuk algınlığına neden olan virüsler üzerinde herhangi bir etkisi yoktur. Grip bağışıklık sisteminizi zayıflatabilir ve bakteriyel enfeksiyonlar için kapıyı açabilir. Bu nedenle gribiniz giderek kötüleşiyorsa bir hekime başvurun. Bakteriyel bir enfeksiyon geçiriyor olabilirsiniz. Bu durumda antibiyotik tedavisi gerekli olabilir.

    3. Ne zaman doktora gitmeliyim?

    Belirtiler şiddetliyse, toparlanacağınıza daha da kötüye gidiyorsanız, ateşiniz düşmüyorsa mutlaka hekime başvurun. Grip gibi başlayan ve başka bir hastalığa dönüşen bir duruma girmiş olabilirsiniz. Eğer bu belirtilerden herhangi biri varsa, hemen bir doktora görünün:

    * Nefes alma zorluğu
    * Kalıcı ateş
    * KusmaAğrılı yutma
    * Kalıcı öksürük
    * Kalıcı tıkanıklık ve baş ağrısı

    4. Grip aşısı gribe neden olabilir mi?

    Grip aşısı ölü virüslerden yapılır ve sizi grip yapmaz. Ancak, aşı vücudun bağışıklık yanıtı tetikleyebilir, böylece kas ağrısı ya da düşük dereceli ateş gibi birkaç hafif belirtileri olabilir.

    5. Neden insanlar grip hakkında bu kadar endişeli? Gribi önlemek için ne yapabiliriz?

    Grip virüsü akciğerler bulaşabilir ve zatürre gibi ciddi bir enfeksiyona neden olabilir. Grip zatürreye dönüşmeye başlarsa, bu hastanede tedavi gerekebilir. Alerjisi olanların gribe yatkınlığı yoktur. Ancak alerjiler, gribin astım, zatürre gibi hastalıklara dönüşmesini tetikleyebilir. Bu nedenle özellikle yaşlılar, hamileler, bebekler ve kronik sağlık problemleri olanların daha dikkatli hareket etmeleri gerekir. Grip ve soğuk algınlığına neden olan virüsler virüslü kişinin öksürmesi ya da hapşırmasıyla ortaya çıkan damlacıklar yoluyla yayılır. Grip ve soğuk algınlığından korunmak istiyorsanız;

    Öksürürken ya da hapşırırken yüzünüzü kolunuzun içiyle kapatın.Hapşırırken ya da öksürürken ağzınızı elinizle değil; kağıt bir mendille kapatın ve mendili hemen çöpe atın.Ellerinizi gözlerinize, burnunuza ve ağzına götürmeyin. Bu vücuda giren mikropları önler.Ellerinizi sık sık yıkayın. Eğer suya erişiminiz yoksa alkol bazlı bir dezenfektan kullanın.Çevrenizdekilere doğru öksürmeyin, kafanızı başka bir yöne çevirin.Telefon, klavye gibi ortak kullandığınız yüzeyleri dezenfekte edin. Virüsler bu yüzeylerde 8 saat yaşayabilirler.Soğuk algınlığı ve grip sezonunda kalabalıktan uzak durun.Her yıl grip aşısı olsun. Aşılar size % 100 koruma vermez; ancak hastalığı önlemenin en iyi yoludur.Bağışıklık sistemini besleyen koyu yeşil, kırmızı, sarı sebze ve meyveler tüketin.Düzenli egzersiz yapın. Egzersiz yaptığınız halde hasta olabilirsiniz; ancak hastalık daha az şiddetli belirtiler gösterir ve daha çabuk iyileşir. Aerobik, yürüyüş gibi düzenli egzersizler bağışıklık sistemini güçlendirir.

  • Grip Salgını Var mı ?

    Grip Salgını Var mı ?

    Yaklaşık son bir aydır çevremizdeki çoğu insanda grip belirtileri var. Biri hapşırdığında ona yaklaşmaktan kaçınıyoruz. Domuz gribi geri mi geliyor derken bu virüsün domuz gribi olmadığı ortaya çıktı. Yalnız uzmanlar virüse karşı insanları uyarmaya devam ediyor. Hasta olanların toplu ortamlarda bulunmamaları gerektiğini vurguluyor. Özellikle kronik hastalığı olanlar ve yaşlılar bu virüse karşı daha dikkatli olmalı.

    Grip bir virüs olduğu için antibiyotiğin iyileştirici etkisi yoktur. Bu sebeple gribe karşı antibiyotik kullanmak doğru değil. Grip aşısı olmak önleyici tedbirlerin başında geliyor. Aşı olanlar gribi hafif atlatıyor. En azından aşı, gribin zatürre gibi hastalıklara çevirmesini engelliyor. Uzmanların ifade ettiğine göre aşı için en ideal dönem Ekim ayı.

    Gribin en fark edilir belirtisi yüksek ateş. Ateşle beraber burun akıntısı, gözde kızarıklık, baş ağrısı, eklem ve kemik ağrısı, nefes darlığı ve öksürük ortaya çıkıyor. Nezlede ise sadece burun akıntısı, hapşırık ve burun tıkanıklığı oluyor.

    Gripten korunmak için ellerimizi sık sık yıkamalı, hapşırırken ve öksürürken ağzımızı kapatmalıyız. Bulunduğumuz odayı sık sık havalandırmalı ve bol sıvı tüketilmeliyiz. Kendimizi soğuktan korumalı ve kalabalık ortamlardan kaçınmalıyız.

    2014 Grip Salgını

    Yukarıda anlattıklarımız dış etkenler. Peki beslenme konusunda nelere dikkat edebiliriz ?

    Bol bol sebze ve meyve tüketmeliyiz. Çok zorda kalmadıkça vitamin ilaçlarını tercih etmemeliyiz. Onun yerine koyu yeşil, kırmızı ve sarı renkte sebze ve meyveler daha sağlıklıdır. Fazla uğraşmadan dakikalar içinde mis gibi taze sıkılmış portakal suyu hazırlayabilirsiniz. Bunun için katı meyve sıkacakları ve narenciye sıkacakları mevcut. O kadar çok model var ki uygun fiyata bu ürünlere sahip olmak mümkün.

    Bağışıklık sistemini güçlendirmenin diğer yolu vücutta biriken toksinlerin atılmasıdır. Portakal-havuç, elma-havuç, pancar-havuç suyu gibi karışımlar vücuttan toksinleri uzaklaştırmak için faydalı karışımlardır.

    Yoğurdun bağışıklık sistemini güçlendirici ve hastalıklara karşı koruyucu etkisi vardır. Bu sebeple yoğurdu sofralardan eksik etmemeliyiz. Gelişen teknolojinin sağladıkları arasında evde yoğurt yapmak için kullandığımız yoğurtçular önemli bir yer tutuyor.

    Grip için riskli dönemlerde aşırı sigara içmekten kaçınmalıyız. Sigara bağışıklık sistemini zayıflatır ve vücudumuzu mikroplara karşı savunmasız hale getirir. Sigara ile vücudunuza zarar vermek yerine bir kâse dolusu yemişle vücudunuzu ödüllendirebilirsiniz.

    Aşırı alkol tüketimi bağışıklık sistemini güçsüz hale getirir. Alkol vücudu susuz bırakır. Gribe karşı sulu gıda tüketilmesi önemli olduğu için alkol kullanımından kaçınmak gerekir.  Alkol yerine pasta ve kurabiyelerle zenginleştirilmiş 5 çaylarını tercih edebilirsiniz. Ailenizle veya arkadaşlarınızla paylaşacağınız tatlı zamanlar sizi stresten uzak tutar. Gribe karşı psikolojik önlem almış olursunuz.

    Görüldüğü üzere birkaç küçük tedbirle gripten korunmak mümkün. Gribi gözümüzde büyütmemeli ve önlemlerimizi almalıyız.

  • Zencefilli, narlı formüllerle gribe meydan okuyun

    Zencefilli, narlı formüllerle gribe meydan okuyun

    Uzman Dr. Elif Güveloğlu, hem bağışıklığı artıran hem de hastalıkları kolay geçirmeye yarayan formülleri Ceyda Erenoğlu’na anlattı. İşte o formüller:

    Taze zencefil ve meyve

    Malzemeler:
    Yarım kibrit kutusu kadar çiğ zencefil
    Yarım nar (dış kabuğu soyulmuş, iç zarları ile birlikte)
    1 elma
    1 kivi
    1 mandalina veya portakal (kabuklu)

    Hazırlanışı
    Tüm malzemeyi kabuklarıyla birlikte katı meyve sıkacağından geçirin. Çocuklara verilecekse yarısını ballı su ile karıştırın.

    Zencefil çayı

    Malzemeler:
    1 kibrit kutusu taze zencefil (ince ince dilimlenmiş)
    1 avuç kurutulmuş ıhlamur çiçeği
    1-2 kabuk tarçın
    8 – 10 karanfil tanesi

    Hazırlanışı
    Porselen bir demliğe tüm malzemeyi koyun ve üzerine kaynar su boşaltarak alttaki çaydanlığın buharı ile en az 20-25 dakika siyah çay demler gibi demleyin.

    Zencefilli-ballı limonata

    Malzemeler:
    5 adet kalın kabuklu ve kabuğu işlem görmemiş doğal limon
    Yarım demet taze nane
    1 kibrit kutusu taze zencefil
    İyi kalite doğal bir süzme bal (arzu edilen miktarda)

    Hazırlanışı
    İlk olarak bir cam kabın içine limonata için gerekli olacak kadar içme suyu koyun ve bu suyun içine, rendenin en ince tarafı ile hem limon kabuklarını hem de taze zencefili rendeleyin. Sonra mikserde iyice incelttiğiniz nane yapraklarını da suya atın ve yarım saat bekletin. Ardından suyu süzüp arzu edilen miktarda bal ile tatlandırın. Eğer bala alerjiniz var veya balın kalitesinden emin değilseniz şeker ekleyin.

    Nar kabuğu çayı

    Malzemeler:
    İnce doğranmış bir adet taze nar kabuğu

    Hazırlanışı
    Doğranmış nar kabuklarını porselen demliğe koyun ve üzerine yarım litre kaynar su boca ettikten sonra 10-15 dakika demleyin. Günde 2 su bardağına kadar içebilirsiniz. Tadı acı olsa da etkili bir mikrop öldürücüdür. 5 yaşından itibaren çocuklara da verebilir, acı gelirse kaynar su ekleyebilirsiniz.

    Kuşburnu çayı

    Malzemeler:
    1 avuç kuşburnu
    Yarım litre içme suyu

    Hazırlanışı
    Kuşburnu demleme süresi uzun bir çay olarak biliniyor. Kuşburnu meyvelerini kestane dilimleri gibi bıçakla tek tek ikiye ayırın. Ardından porselen bir kaba koyup üzerine soğuk içme suyu ilave edin ve kaynayan bir çaydanlığın üzerine oturtun. Yarım saat kadar bu şekilde demlenmeye bırakın. Kaynar su kuşburnu meyveleri ile doğrudan temas etmediği için bu yöntemle kuşburnundaki C vitamininden ve diğer antioksidanlardan daha fazla yararlanırsınız.

  • Grip Aşısı Olmak İçin Geç mi?

    Grip Aşısı Olmak İçin Geç mi?

    Türkiye genelinde bir süredir etkili olan grip salgınından korunmak için özellikle risk grubunda yer alanların aşılanması gerektiği bildirildi.

    Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İftihar Köksal, AA muhabirine yaptığı açıklamada, geçen yılla kıyaslandığında ciddi grip salgını yaşandığını, özellikle son 15-20 gündür vaka sayısında büyük artış gözlendiğini söyledi.

    Grip virüsünün yol açtığı salgının giderek artacağını, çünkü her gün polikliniklere gelen vaka sayısının arttığını ifade eden Köksal, “H3N2 virüsü, geçen yıllar çok korkulan H1N1, yani domuz gribinden biraz farklı. Bu, domuz gribinin majör, yani küçük bir değişime uğramış variant hali ama inanın geçen seneki griplere göre, hatta domuz gribinden bile daha ağır ve uzamış klinik seyir izliyor” dedi.

    Köksal, grip virüslerinin insanları hastalandırma kapasitesinin çok yüksek olduğunu ve solunum yolu hücrelerine tutunduklarını, sonra da hastalık yapıcı maddelerini aktararak solunum yollarında ciddi hastalıklara yol açtığını anlatarak, şunları söyledi: “H3N2 virüsü oldukça ağır klinik tablo ortaya çıkarmaktadır. Özellikle çocuklar ve yaşlıları etkileyen hastalık, başlangıç olarak diğer grip türlerinden pek farklı değil.

    Halsizlik, yüksek ateş ve boğazda yanma ilk belirtiler

    Hastalık etkeni virüsün kolayca alt solunum yollarına inerek akciğerleri etkilediğini vurgulayan Köksal, şöyle devam etti:

    “Özellikle de risk grubunda olan yaşlılar, şeker, kalp, akciğer ve kanser hastaları ile çocuklar, gebeler, sigara içenler ve aşırı alkol tüketenlerde hastalık biraz daha ağır seyrediyor. En korktuğumuz nokta akciğerlerin etkilenmesi çünkü grip çok ağır seyirli zatürredir ve ölüme kadar gidebilir. Bunun için uzamış belirtileri olan hastaların kendi kendilerine ilaç almaksızın mutlaka sağlık kuruluşuna başvurmaları gerekir.”

    Hastaneye müracaatta yüzde 20-30 oranında artış yaşandı

    Köksal, gribin tedavisi olan ve korunulabilen hastalık olduğuna dikkati çekerek, “Tedavide kesinlikle antibiyotik kullanılmaması gerekiyor. Antibiyotiklerin bir etkisi olmadığı gibi ileride gelişebilecek komplikasyonlarda direnç gelişmiş olacağı için tercih edebileceğimiz antibiyotik kalmayacak. İlk 48 saat içinde antiviral ilaçların alınması, hastalığın klinik seyrini ciddi oranda etkilemekte ve iyileştirmektedir” diye konuştu. Gribin bu kadar yaygın görülmemesi gerektiğine işaret eden Köksal, şunları kaydetti:

    “Geçen seneki aşılama oranları ile bu sene ki oranlara baktığımda yüzde yüze yakın düşüş olduğunu görüyorum. Bu çok önemli bir nokta. Geçen yıl domuz gribinden korkulduğu için büyük bir kesimi rahatlıkla aşıladık ama bu sene sanki domuz gribi bitti başka da grip olmayacak gibi, bırakın normal insanları risk grubunu oluşturan, beraberinde de altta yatan başka hastalığı olan kişilerin dahi öykülerini aldığımızda aşılanmadıklarını üzülerek öğrenmiş bulunuyoruz. Hala geç değil, aşılanmamış, özellikle risk grubunu oluşturan grupların mutlaka aşılarını yaptırması gerekiyor.”

    Grip mevsimi boyunca aşı yapılabilir

    Köksal, hastaneye müracaatta yüzde 20-30 oranında artış yaşandığını dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Grip solunum yoluyla bulaşan bir hastalıktır. Sosyal öpüşme, tokalaşma gibi davranışlar bulaşmaya yol açabilir. Onun için ellerin sık sık yıkanması, hasta olanların mümkünse maske takarak iş yerine ya da okula gitmeleri basit korunma yollarıdır. Ellere değil de bükülen kolun iç kısmına hapşırılması, ellerin temiz kalması açısından bir parça önem arz etmektedir. Ellerini sık yıkama şansı olmayanlar, dezenfektan ürünleri kullanabilirler. Yarıyıl tatilinin geliyor olması, hastalığın yayılma hızını biraz düşürecektir ama şu anda hastalık pik noktasına gelmedi, artarak devam ediyor.”

    Kimler grip aşısı yaptırmalı?
    6 ay-18 yaş arası çocuklar ve gençler
    Kronik akciğer hastalığı olanlar ( Kronik bronşit, Astım vb.)
    Bütün kalp damar hastaları (Yalnızca Hipertansiyonu olan hastalaarda mutlak zorunlu değildir)
    Kronik böbrek, karaciğer hastalığı ve şeker gibi metabolik hastalığı olanlar
    Vücudu savunma sistemini zayıflatan kortizon veya immunsupresif denilen ilaçları kullananlar
    AIDS, kanser gibi vücudu direncini düşüren hastalığı olanlar
    Solunum sistemi çalışmasını bozan akciğer dışı hastalığı olanlar (Omurilik felçlileri, kas ve sinir sistemi hastalığı olanlar)
    Huzurevi ve bakımevinde kalanlar
    Hamileliğinde 3 ayı tamamlayan tüm hamileler
    Grip sezonu (sonbahar ve kış) hamile kalma olasılığı olanlar
    50 yaş üstü erişkinler
    Sağlık personeli ve itfaiye polis gibi önemli, yaygın kamu hizmeti yapanlar

    Gri aşısını kimler yaptıramaz?

    Piyasada ölü virüslerle yapılan ‘Split inaktif’ denilen aşı yaygındır ve güvenle yapılabilir. Zayıflatılmış virüslerle yapılan ve burundan sprey şeklinde verilen canlı aşılar ise doktora danışılmadan yapılmamalıdır. Bu aşılar bazı gruplara yapılmamaktadır. Bu gruplar şu şekilde sıralanabilir:
    Yumurtaya ciddi alerjisi olanlar
    Daha önce grip aşısına alerjik reaksiyon gösterenler
    Grip aşısından 6 ay sonraya kadar olan dönemde Guillan Barre denilen kas hastalığı geçirmiş olanlar
    6 aydan küçük çocuklar
    Ateşli hastalık geçirenler (Ateşli hastalık tamamen düzelene kadar aşı yapılmaz)

  • H3N2 virüsünü bitki çayları ile yenin…

    H3N2 virüsünü bitki çayları ile yenin…

    “H3N2 virüsü olarak belirlenen grip hastalığını yenmek için bitki çaylarından faydalanın”

    Çok sayıda insanı yataklara düşürüp ateş ve halsizliğe neden olan H3N2 virüsü mevsimsel grip hastalığı olarak biliniyor. Virüs, girdiği vücudu mikroplara karşı savunmasız halde bırakıyor. Yeditepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmakognozi ve Fitoterapi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Erdem Yeşilada, antibiyotik kullanmadan H3N2 virüsünü yenmek için adaçayı, ıhlamur, zencefil, karabiber ve karanfil çaylarının tüketilmesinin yararlı olacağını belirtiyor.

    Hastanelerin dolup taşmasına neden olan H3N2 virüsüne karşı bitkilerin gücünden faydalanılması gerektiğini belirten Prof. Dr. Erdem Yeşilada, “Doğal 5 savaşçı yardımıyla H3N2 virüsünü yenebilirsiniz. ” diyor.

    Ihlamur
    Grip denilince ilk olarak aklımıza gelen bitkilerden biri de “ıhlamur” dur. Yapılan çalışmalarda ıhlamur içerisindeki bileşenlerden bazılarının (flavonoit) iltihap giderici ve ağrı kesici etki gösterirken, bazı bileşenlerin (müsilaj) de boğazı yumuşatması neticesi boğazda tahrişi önlediği ve bu suretle soğuk algınlığı şikayetlerinin hafifletilmesinde tedaviye yardımcı olduğu görülmüştür.
    Adaçayı
    Ağız ve boğaz iltihaplarında etkili olduğu bilinen bir başka bitki ise “adaçayı”dır. Özellikle bitkinin içerdiği uçucu bileşenlerin ağız ve boğaz iltihaplarında (farenjit, jinjivit gibi) yararlı olduğu bilinmektedir. Dolayısıyla çay şeklinde (kesinlikle kaynatılmadan) adaçayı ile hazırlanan gargaranın bu amaçla kullanılması önerilmektedir.
    Zencefil
    Soğuk algınlığı ve gribin önlenmesi ve tedavisinde yararlı olacak bu iki bitkinin yanı sıra zencefil rizomlarının yararları, beklenen etkinin desteklenmesi bakımından önemlidir. Bilimsel çalışmalar zencefil içerisindeki bazı bileşenlerin (gingerol, şogaol) kuvvetli iltihap giderici etkisi bulunduğunu ortaya koymaktadır.
    Karanfil
    İçerisinde bulunan uçucu özellikteki öjenol, ağız ve boğaz mukozası yangılarında yangı giderici; bakteri, mikromantar veya virüslerin yol açtığı ağız ve boğaz enfeksiyonlarında antiseptik olarak ve ağrı hissini hafifletici etkisi söz konusudur. Bu nedenle, özellikle öjenol taşıyan Seylan tarçını kabuğu ile birlikte mikroorganizmalar üzerinde etkisi nedeniyle soğuk algınlığında çay olarak içilmesi ya da yoğun derişimli çayının (%5-10) gargara olarak uygulanması yararlıdır. Yapılan bilimsel çalışmalarda uçucu yağının antibiyotiklerin etkinliğini artırdığı gösterilmiştir.
    Karabiber
    Top ve toz formlarındaki karabiber meyveleri ile hazırlanan çayın gargara şeklinde boğaz enfeksiyonlarında yararlı olduğu bilinmektedir. Bilhassa boğazda soğuk algınlığı belirtilerinin ilk hissedildiği süreçte uygulanması durumunda daha etkili olabilmektedir. Ayrıca yürütülen çalışmalarda bağışıklık sistemini düzenleyici, yangıyı ve spazmları giderici, kanserleşmeyi önleyici etkileri bildirilmektedir. Karabiber meyvesinin bileşenlerinden biri olan piperinin biyolojik etkileri son yıllarda dikkat çekmektedir.

    Turşu kurun, boza ve kelle-paça çorbası için’

    H3N2 virüsü Türkiye’de son 1 ayda nüfusun %2’sini enfekte etti. Hastalık ağır seyrediyor, uzun sürüyor ve yakaladığını adeta ‘paçavraya’ çeviriyor. Peki gripten korunmak, yakalandığında bir an önce iyileşmek için neler yapılmalı? Fitoterapist Dr. Ümit Aktaş, “Kilit nokta vücut direncini güçlendirmek” diyor.

    Son günlerde, halk arasında ‘paçavra’ hastalığı olarak da bilinen grip nedeniyle hastanelerin yolunu tutanların sayısında ciddi artış var. Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, bir ayda toplumun %2’sini etkileyen H3N2 virüsünün yeni bir virüs olmadığını, bu nedenle de bir salgın beklenmediğini açıkladı ancak herkes hastalıktan korunmanın yollarını arıyor.

    Aşırı derecede halsizlik, yorgunluk ve kırgınlık yapan hastalık; ateş, öksürük, burun tıkanıklığı gibi belirtilerle seyrediyor ve uzun sürüyor. Sadece gripte değil, tüm hastalıklarda tedavilerin daha pahalı ve zahmetli olduğu göz önünde bulundurulduğunda koruyucu yöntemlerin önemi kendiliğinden ortaya çıkıyor. Fitoterapist Dr. Ümit Aktaş da bu noktaya parmak basıyor. Buradaki en önemli kuralın güçlü bağışıklık sistemi olduğunu vurgulayan Dr. Aktaş’ın söyledikleri: “Bağışıklık sistemi vücudumuzu hastalıklara karşı koruyan ve savunan ordumuz gibidir. Üstelik sanıldığı gibi sadece mikroplara karşı korumuyor, iç ve dış tüm sağlık bozucu ajanlara karşı koruyor. Her gün karşılaştığımız ve vücudumuzda meydana gelen onca hastalık etkenine rağmen hastalanmadan sağlıklı yaşamamızı bağışıklık sistemimize borçluyuz, bağışıklık sistemimiz olmasaydı, yaşamamız mümkün olmazdı.”

    Fakat bağışıklık sistemi her zaman başarılı olamıyor ve insanlar hastalanıyor. Bu hastalıklardan biri de özellikle kış aylarında artış gösteren ve salgın korkusu yaratan grip. Sadece grip salgını dönemlerinde korunmaya çalışmanın yanlış olduğunu söyleyen ve “Hayatın her döneminde bağışıklık sistemini güçlü ve dengeli tutmak gerek. Bunun için öncelikle genel tedbirleri almak önemli” diyen Dr. Aktaş, güçlü bir savunma sistemine sahip olmak için önerilerini şöyle sıralıyor:

    GÜÇLÜ BAĞIŞIKLIĞIN ALTIN KURALLARI
    1. Sigara içmeyin.
    2. Alkol kullanmayın.
    3. Günde 40 dakika egzersiz yapın. Ağır egzersiz değil, yürüyün.
    4. İşlenmiş gıdaları hayatınızdan çıkarın, doğal gıdalarla beslenin.
    5. Şekeri hayatınızdan çıkarın, bağışıklık sisteminizi zehirliyor.
    6. Hazır mayalardan uzak durun, vücudunuz hazır mayaları sindiremiyor, ekşi mayaya dönüş yapın.
    7. Probiyotiklerinizi takviye edin. Bunun için fermente gıdalarla beslenin, ev yoğurdu yapın, turşu kurun, boza için.
    8. Bunlarla birlikte bağışıklık sisteminizi güçlendiren bitki çayları içebilirsiniz.

    BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ DESTEKLEYEN BİTKİ ÇAYI
    • 1 tatlı kaşığı yeşil çay,
    • 1 tatlı kaşığı ekinezya,
    • 1 tatlı kaşığı ıhlamur,
    • 250 cc. kaynar su.
    Bunları kapaklı bir porselen fincanda yaklaşık 30 dakika demleyip için.

    Grip olduktan sonra kısa sürede iyileşmek için yapılması gerekenler neler? Dr. Ümit Aktaş’ın doktorun önereceği tıbbi tedaviye ek olarak iyileşmeyi hızlandıracak ve bir an önce normal hayata dönmeyi kolaylaştıracak önerileri ise şunlar:

    “GRİPSENİZ BOL BOL KELLE-PAÇA VE İŞKEMBE ÇORBASI İÇİN”

    • Mutlaka istirahat edin.
    • Bol miktarda sıvı tüketin.
    • Bulunduğunuz mekânı sık sık havalandırın.
    • İçeceğiniz çorbalar iyileşmenizde son derece etkili olacaktır: Bol bol kelle paça, işkembe ve tarhana çorbası için. Bunlar, bağışıklığınızı destekleyen fermente gıda içeren çorbalardır.
    • Kapari turşusunu bolca tüketin. Kapari antiviraldir, virüsleri öldürür.
    Aşağıdaki çayı taze olarak hazırlayıp her gün en az 5 fincan için. Sizi rahatlattığını göreceksiniz.

    ŞİKAYETLERİ AZALTAN GRİP ÇAYI
    • Limon kabuğu,
    • 1 tatlı kaşığı adaçayı,
    • 1 tatlı kaşığı zencefil,
    • 250 cc. kaynar su,
    Dr. Ümit Aktaş, grip çayının da bitkilerin etken maddelerinden daha fazla yararlanmak için kapaklı ve porselen fincanda demlenerek içilmesini tavsiye ediyor.