Etiket: genç

  • Genç ve boşanmış

    Genç ve boşanmış

    Kimse boşanmak için evlenmez. Özellikle de 30’lu yaşlardan önce boşanmak pek çok çiftin kabusudur. Ancak 20’li yaşlarındaki bu kadınlar hayatta verdikleri en doğru kararın boşanmak olduğunu söylüyor.

    REYHAN GÜNEŞ

    FOTOĞRAFLAR: CHRIS CLINTON

    Hikayeyi biliyorsunuz. Kadınla erkek tanışır, eğlenceli flört döneminden sonra ilişki yavaş yavaş ciddiye biner. Aileler tanıştırılır, yüzükler takılır, birkaç yıl içinde mutlu çiftimiz evlenir. Ancak TÜİK’in (Türkiye İstatiktik Kurumu) verilerine göre, günümüzde çiftler masallardaki gibi sonsuza dek mutlu yaşamıyor. Öyle ki, son 10 yılda boşanan çiftlerin sayısı 1 milyondan fazla. Genç nüfusun boşanma pastasındaki payıysa azımsanmayacak seviyede. 30. doğum gününden önce boşanma evraklarını imzalayan kadınlar eski eşleriyle ilişkilerini, boşanmalarını ve gelecek ilişkilerden beklentilerini anlatıyor.

    Bugün 30 yaşında olan Ecem, sekiz yıllık erkek arkadaşıyla evlendiğinde 25 yaşındaymış. “O dönemde yapılabilecek en mantıklı şey evlenmek gibi görünüyordu” diyor. Ancak Ecem, ‘Evet’ dedikten kısa süre sonra evliliğin hayal ettiği gibi olmadığını görmüş. “Balayından sonra bir şeylerin değiştiğini hissettim. Büyüyüp gelişiyorduk ama bu değişim birbirimizden tamamen farklı yöndeydi.” Ecem ilk evlilik yıldönümlerinde ne kadar mutsuz olduğunu fark etmiş ve hayatta tekrar mutluluğu yakalamak istiyorsa boşanması gerektiğini anlamış. “Ayrılma kararı tamamen benim fikrimdi. Çünkü eski eşim ona söyleyene dek ne kadar mutsuz olduğumu ve boşanmak istediğimi anlayamadı. Neler hissettiğimi ona ilk anlattığımda şoke oldu. Diğer taraftaysa ben, karışık duygular içindeydim. Düşüncelerimi ve duygularımı öncelik haline getirip bu cesur kararı alabildiğim için kendimle gurur duyuyordum. Ama aynı zamanda onu üzdüğüm için suçluluk hissediyordum.” Ecem’in ailesi haberi ilk duyduğunda perişan olmuş: “Annem ve babam eski eşimi kendi oğulları gibi seviyordu. Bu süreçte ikimiz için endişelendiler. Ailem 30 yıldan uzun süredir mutlu-mesut yaşıyordu. Neden boşanmak istediğimi bir türlü anlayamadılar. Kötü bir süreçten geçtiğimizi ancak günün sonunda bunu atlatacağımızı düşünüyorlardı. Onları karşıma alıp evliliğimde neden mutsuz olduğumu tek tek anlatmak durumunda kaldım ve boşanmanın hem ruhsal hem de fiziksel sağlığım için en iyi seçenek olduğunu söyledim. Beni anladılar ve çıktığım bu zorlu süreçte her anımda yanımda oldular” diyor.

    Ecem’in ailesi eski eşini de boşanma sürecinde düzenli olarak arayıp sormuş. “Onu halen seviyor ve önemsiyor olmaları beni rahatlatıyordu. Çünkü ondan hiçbir zaman nefret etmedim. Halen etmiyorum. Sadece evliliğimiz yürümedi.” Boşanmak Ecem’in sonunda huzura kavuşmasını sağlasa da eşinin bekarlığa adapte olması biraz daha uzun sürmüş. Şimdi geriye dönüp baktığında o günleri hafif bir buruklukla hatırlayan Ecem, “Artık karı-kocadan ziyade arkadaş olarak daha iyi bir ikili olduğumuzun ikimiz de farkındayız” diyor.

    Defne (33), eski eşiyle 27 yaşında evlenmiş. “Yedi yıldır birlikteydik ve ben evlenmek için sabırsızlanıyordum” diyor. Evliliklerinin dördüncü ayında Defne’nin hayalleri yıkılmaya başlamış. Başarısız bir hamilelik geçirmiş ve bebeğini kaybettikten sonra eşinin kendisini aldattığını öğrenmiş. Tüm bunlara rağmen boşanmak onun için seçenekler arasında bile değilmiş. Defne de, eski eşi de muhafazakar ailelerden geldiği için boşanmak onlar için tabuymuş. “Hem ailelerimiz hem de çevremizdeki insanlar bizi en gözde çift olarak görüyordu. Evliliğimizi kurtarmak adına çift terapisine gitmeye başladık. Eşimin gözü halen dışarıdaydı ve bu durum bana kendimi yetersiz hissettiriyordu. Bir süre sonra onun değişmeyeceğini fark ettim. 28. doğum günüm yaklaşırken kendime verebileceğim en güzel hediyenin boşanmak olduğunu biliyordum.” 30 yaşını geçmiş olmasına rağmen Defne halen zaman zaman boşanmış olmaktan rahatsız oluyor. “Yedi yıldır birlikte olduğum erkekle evlendim. Ama evliliğimizin birinci yılını bile kutlayamadan ayrıldık. Açıkçası bu benim de, ailemin de boşanmanın her zaman kötü bir şey olmadığını anlamamıza yardımcı oldu. Bu süreçte ortak arkadaşlarımızın bir kısmı benimle görüşmeyi bıraktı. Başlarda üzülüyordum. Artık hayatta kimlere güvenebileceğimi daha iyi biliyorum.”

    Evlilik 31 yaşındaki Esra için, aile ve çevre baskısı dolayısıyla kaçınılmaz bir sonmuş. “Kapalı bir çevrede büyüdüm. Eski eşimle yaklaşık iki yıldır görüşüyorduk. Ailem bu durumun bir an önce sona ermesi için sık sık ne zaman evleneceğimizi soruyordu. 24 yaşında evlendim. Düğünden kısa süre sonra eşimle birbirimize göre olmadığımızı fark ettim. Farklı ekonomik seviyelere sahip ailelerden geliyorduk. Evlilikle birlikte omuzlarımıza binen ekonomik sorumluluk bizi karşı karşıya getiriyordu. Faturalarıödemekten gocunmuyordum ama tüm para işlerinin bana bırakılması ve onun bütçemize çok az katkıda bulunması beni her anlamda geriyordu.” Esra’nın eşiyle birbirlerine göre olmadıklarını anladığı bir diğer an ise birlikte vakit geçirme anlayışları olmuş. “Ben hafta sonları dışarı çıkıp eğlenmek isterken eşim ailesinin evine gidip onlarla vakit geçirmemizi istiyordu. Bir sabah uyandım ve aynada bana bakan kişiyi artık tanıyamadığımı fark ettim. Dönüştüğüm kadından nefret ediyordum. Eşime aşık değildim ve bu mutsuzluğun tek çıkış yolunun boşanmak olduğunu biliyordum.” Ancak Esra kısa süre sonra hamile olduğunu öğrenmiş. “Bebeğim için bu evliliğe bir şans daha vermem gerektiğini hissediyordum. Ama hamileliğim sürecinde de kızımız doğduğunda da ilişkimiz düzelmedi. Bu şekilde yaşamaktan bıkmıştım ve kızımın hatırına da olsa bu mutsuz evliliği sürdüremeyeceğimi anladım. Her şeyden önce böyle bir ailede onu güçlü, bağımsız ve kendi ayaklarının üzerinde durabilen bir birey olarak yetiştiremezdim. Hele ki karşısında benim gibi kötü bir örnek varken…” Esra sonunda ailesinin evine geri dönme cesaretini gösterebilmiş. “Neyse ki ailem bu konuda bana saygı duydu ve kapılarının bana her zaman açık olduğunu söyledi. Yaşadıklarım onlara bir şekilde toplumdaki evlilik baskısının ne kadar saçma olduğunu gösterdi. Boşanma sürecinde bana hep destek oldular. Hem kendim hem de kızım için ipleri elime almamdan gurur duydular.”

    Boşanmak hayatta bir daha aşkı bulamayacağınız anlamına gelmiyor. Öyle ki Ecem, boşandıktan yalnızca birkaç gün sonra hayatının aşkıyla tanıştanışmış. “Yakın zamanda evlenmeyi düşünmüyoruz. Evliliğe karşı değilim ama evlenmek için can attığımı da söyleyemeyeceğim. İki insan birbirine aşık olduğu sürece hayatları boyunca mutlu yaşayabilir.” Defne boşandıktan bir yıl sonra tekrar evlenmiş. “Asla evlenmem diye düşünüyordum. Erkeklere güvenemeyeceğimi düşünüyordum. Sonra Muratla tanıştım. Eski eşime hiç benzemiyordu. Benim gibi o da ilişkide iletişimin öneminin farkındaydı. Bana her gün ne kadar güvenilir biri olduğunu yeniden gösteriyor.” Defne ve Murat’ın şimdi 10 aylık bebekleri var ve evliliklerinin ikinci yılını kutlayacaklar. Esra ise flörtün eğlenceli sularına kendini yeniden atmış durumda. “Boşanmadan sonra ailemin ilişkilere bakış açısı değişti. Artık daha açık fikirliler. Bir an önce evlenmem için baskı yapmıyorlar. Şimdi hayattaki tek önceliğim kızım. İki güçlü ve bağımsız kadın olarak kendi mükemmel hayatımızı yarattık ve onu yaşıyoruz. Elbette anlaşabileceğim birini bulursam evlenip yeniden çocuk sahibi olmak istiyorum. Ama hayatımı o kişiyi arayarak geçirmiyorum. Açıkçası böyle biri hiç karşıma çıkmasa da üzülmem.”

    Genç ve boşanmış | 1

    20’Lİ YAŞLARDA BOŞANMAYLA BAŞ ETMEK
    Boşanma Avukatı Nadia Thonnard’ın ayrılık sürecindeki önerilerine kulak verin.

    HİSSETTİKLERİNİZDEN KORKMAYIN. “Yasal süreci bir kenara bırakırsak boşanmak duygusal anlamda da zor bir dönem. Duygularınızı anlamak ve onlarla baş etmek, yapmanız gereken ilk ve en önemli şey. Boşanma danışmanı veya bir psikolog bu dönemi daha rahat atlatmanıza yardımcı olabilir.”

    KENDİNİZİ TANIYIN. “Gerçekte kim olduğunuzu, sizi nelerin mutlu ettiğini, tutkularınızı ve hayatta ne istediğinizi bilmek geleceğe dönük seçimlerinizde daha doğru kararlar vermenizi sağlar ve aynı hataları tekrar tekrar yapmanızı engeller.”

    KARARLARINIZDA ÖZGÜR OLDUĞUNUZU UNUTMAYIN. “Fikrinizi değiştirme veya zamanla farklı kararlar verme hakkınız olduğunu bilmeniz oldukça önemli. Yaptığınız seçimlerin ve aldığınız kararların hayat kalitenizi belirlediğini göz önünde bulundurun ve isteklerinizi gerçekleştirmekten korkmayın.”

    SEÇİMLERİNİZDEN UTANMAYIN. “Boşanmak utanılacak bir şey değil. Birlikte olduğunuz erkekten ayrılmak başarısız olduğunuz anlamına gelmiyor. Boşanmak yalnızca hayatta başka yöne gittğinizi gösteriyor.”

    BOŞANMANIN SİZİ TANIMLAMASINA İZİN VERMEYİN. “Boşanma süreci yalnızca içinde bulunduğunuz dönemi ifade eder. Bu sizin kimliğiniz değildir.”

     

    Kaynak: cosmopolitanturkiye.com

  • Sivilcelerden kurtulmak için

    Sivilcelerden kurtulmak için

    Sivilcelerinizden 15 gün gibi kısa bir sürede kurtulabilirsiniz hemde eski sivilce izlerinden tamamen kurtulabilirsiniz.Bu mucizevi ilaç tamamen doğaldır.Gözenek altındaki yağları sıvı yaparak kaybolmasını sağlar.Gözenekleri derinlemesine temizler.Düzenli kullanımda yüzde sivilce çıkma oranını sıfıra indirir.Derinin altındaki yıpranmış dokuları sıkıştırır ve daha hızlı yenilenmesini sağlar.

    Formülü:

    Tatlı Badem yağı 2ml, Nane yağı 0.5ml, Tarçın yağı 0.5, Çörek Otu yağı 1ml, Zencefil yağı 2ml, Keten yağı 4ml, Propolis yağı 2ml, Bal özü 2 çay kaşığı, Glisirin 2ml, Mısır Unu 2 çay kaşığı

    Krem kıvamına gelene kadar karıştırılır

    Kullanışı :

    Akşam yatmadan önce yüzünüzü sıcak su ve sabunla yıkayın , duruladıktan sonra kremi yüzünüze sürün

    Sivilceler için bal, süt ve limon formülü için tıklayın!

  • Genç görünmek elinizde…

    Genç görünmek elinizde…

    Bu küçük ayrıntılara dikkat ederek zamanı geri almak sizin elinizde. Hem de evde uygulayabileceğiniz yöntemlerle…

    1.. DUDAKLAR

    Ağız ve dudak bölgesi, yüzde yaşlanma etkilerini en fazla belli eden yerler arasında yer alıyor. Dudaklar ise gülümsememizi şekillendiriyor. Dolayısıyla, tatlı bir gülümsemenizin olması yüzümüzü genç ve canlı göstermenin anahtarı. Bizi daha genç gösteren dudaklara sahip olabilmek için, parlak ve sıcak renkleri tercih etmeliyiz. Çok koyu herhangi bir renk, dudaklar için ölümcül olabilir. Pastel renkler ise dudaktan aydınlatır, daha dolgun ve genç gösterir.Tüyo: Ballı bakım

    Parmağınıza bir miktar bal alarak dudaklarınıza sürüp 10 dakika bekleyin. Dudaklarınızın kısa sürede yumuşak ve pürüzsüz olduğunu göreceksiniz. Ayrıca, dudaklarınızın çevresini belirginleştirmeniz de genç görünmenizi sağlayan diğer bir etken. Bir kulak çubuğu yardımıyla şeffaf renkteki pudrayı dudak kenarlarına sürün. Daha sonra rujunuzu sürün. Gün boyunca dudak kenarlarınızdaki çizginin bozulmadığını fark edeceksiniz.

    2. SAÇLAR

    Her zaman, kısa saçın insanı genç gösterdiğine inanılır. Oysa ki, yapılan araştırmalarda uzun ve dalgalı ya da dümdüz omuzlara inen saçları olan kadınların yaşlarının daha küçük tahmin edildiği ortaya konmuş. Saçlarınızın parlak ve canlı bir görünümünün olması da yüzümüzü daha genç gösteren etkenler arasında. Bunun için ise saçımızın yapısına ve gereksinmelerine uygun olan şampuanı seçmek başta geliyor. Ancak, seçim kadar uygulama yöntemi de çok önemli.Tüyo: Fırçalayarak parlatın

    Şampuanı uygulamaya başlamadan önce, saçınızı mutlaka fırçalayın. Böylece saçınız birikmiş olan tozlardan arınacak ve şampuanın etkisi artacaktır. Şampuanlama sırasında, parmak uçlarınızla saç derinize hafif masajlar yaparak kan dolaşımını hızlandırın. Saçınız şampuanlıyken, seyrek dişli bir tarakla tarayın. Ardından, ılık suyla bolca durulayın. Saçınıza her zaman besleyici ürünler kullanmayı ihmal etmeyin.

    3. TIRNAKLAR VE ELLER

    Ellerimiz kışın soğuğun, yazın da sıcağın etkisiyle bir hayli yıpranıyor. Bunun önüne geçebilmek için, ellerimizi suyla her temasından sonra nemlendirmek, ellerimizin yaşlanmasını geciktirici bir etki yaratıyor. Ayrıca nemlendiricileri kullanırken el masajıyla ellerimizin kan dolaşımını harekete geçirmiş oluyoruz. Kan dolaşımı hızlanınca ellerimiz yaşlanma etkilerine karşı savaş açacak ve daha diri görünüyor. Ayrıca tırnaklarımız da daha genç görünmeniz için son derece önemli. Tırnaklarınıza kendi renginde oje sürmek yerine, pembe ya da kırmızı gibi yaşınızı daha genç gösterecek renkleri tercih edebilirsiniz.Tüyo: Her yere bir krem bırak

    Gün içerisinde elinize besleyici krem sürmeyi kesinlikle ihmal etmeyin. Hatta banyoda, odanızda, iş yerinizde her zaman ulaşabileceğiniz yerlerde krem bulundurun.
    Ancak, bu kremlerin aşın yağlı olmamasına dikkat edin, böylece evde işinizi yapmayı engellemeyecektir.

    4.BOYUN VE DEKOLTE

    Bir çoğumuz yüzümüze kat kat kremler sürerek bakım yaparken, boyun ve dekolte bölgemizi bu bakımdan mahrum bırakırız. Oysa ki, boyun ve dekoltemiz, ultravlyole ışınlarına en çok maruz kalan, güneşte en kolay kuruyan, lekelenen ve kırışan vücut bölümlerimiz. Güneş ve aşın solaryum etkisini ilk önce boyunda gösteriyor ve yaşlanmayı hızlandırıyor. Boyun derisi kısa sürede kalınlaşıyor, kabalaşıyor ve kırışmaya başlıyor. Dolayısıyla, güneşten koruma, yüz temizleme ve nemlendirme adına yaptığımız peeling ve maskelere boyun ve üst dekoltenin de ihtiyacı oluyor. 40 yaşlarından itibaren, boyun ve dekolte bölgemizin rengi solgunlaşmaya, boynumuzdaki yatay kırışıklıklar ve dekolte bölgemizdeki dikey kırışıklıklar belirginleşmeye başlıyor.Tüyo: Sütlü bakım mucize yaratabilir

    Her şeyden önce günlük bakım çok önemli. Her akşam, yatmadan önce yüzünüzü temizlediğiniz gibi, boyun ve dekolte bölgenizi de temizlemeyi ihmal etmeyin. Bunun için peeling ve maske iyi bir yöntem. Ya da evde hazırlayabileceğiniz basit bir karışımı uygulayabilirsiniz. Bir kabın içine; yansı organik süt, yansı su olan bir karışım hazırlayın. Sonra büyükçe bir pamuk parçası ile boynunuza birkaç kere kompres yapın. Ardından soğuk su ile yıkayın. Bu kompres anında etki edecek ve boynunuzun daha diri ve pürüzsüz görünmesini sağlayacaktır. Daha sonra mutlaka nemlendirici krem sürmeyi ihmal etmeyin.

  • Menopoz ‘Erkeklerin Suçu’

    Menopoz ‘Erkeklerin Suçu’

    Sıcak basması, ter nöbetleri, sinir gerginliği… Kısacası tüm yan etkileriyle birlikte menopoz, uzmanlara göre ‘erkeklerin suçu’ olabilir.

    Kanada’nın McMaster Üniversitesi’nde genetiğin evrimi konusunda çalışan bilim insanlarına göre erkeklerin genç kadınları seçme eğilimi yüzünden, ileri yaşlardaki kadınların doğurgan olması için sebep kalmadı.

    Bir İngiliz uzman ise bunun tam tersinin geçerli olduğunu, yani ileri yaşlarda kadınların doğurganlık oranı düştüğü için erkeklerin genç kadınları tercih ettiği görüşünde.

    Bilindiği kadarıyla canlı türleri arasında dişinin ömrü boyunca doğurgan olmadığı tek cins, insan. Uzun süredir bunun sebebini araştıran bilim insanları, bundan önce “anneanne etkisi” tezini ortaya atmıştı. Buna göre bir kadın, çocuğunun büyümesini göremeyecek yaşa geldiğinde doğurganlığını kaybediyor ve daha genç kadınların çocuklarına bakma görevini üstleniyordu. Ancak Kanadalı ekibin PLOS biyoloji dergisinde yayınlanan araştırması, menopozun üremeye talep olmaması yüzünden başladığı tezini savunuyor.

    Bilgisayar destekli modeller üzerinde çalışan McMaster’s ekibi, “çiftleşmede seçicilik” yani her ne yaştan olursa olsun erkeklerin daha genç kadınları tercih etmesinin evrimsel süreci etkilediği görüşünde.

    Araştırma ekibinin başındaki evrimsel genetik uzmanı Profesör Rama Singh, bu sonuca şu anki sosyal eğilimleri değil, binlerce yıl öncesini inceleyerek vardıklarını söyledi.

    Prof. Singh, BBC’ye yaptığı açıklamada “İnsanlık tarihinde bunun kanıtları var; erkekler daima genç kadınları tercih etmiş.” diye konuştu.

  • Genç ve çocuk odaları

    Genç ve çocuk odaları

    Çocukların genç odalarında görmek istedikleri bir diğer görsel tema ise araba ve kamyon temalarıdır. Birçok çocuğun ilgisini kolay çekebilen bu unsurlar oda içerisinde nasıl kullanılabilir sorusuna gelin birlikte yanıt verelim.

    Genç odası içerisinde araba veya kamyon olarak dizayn edilmiş bir eşyanın bulunması gayet hoş olurdu. O halde bu şekilde dizayn edilmiş yatak modellerini tercih etmelisiniz. Ya da bu unsurların kullanıldığı genç odası takımlarını satın alabilirsiniz.

    Eğer kendi zevkinize göre bir genç odası tasarlamak istiyorsanız tüm eşyaları tek tek satın almanız faydalıdır. Oda renklerinde ise yatak rengine uyumlu koyu olmayan açık tonda renkler seçilmelidir. Yatağın hemen ön bölümündeki alana üzerinde yol resmi bulunan dar bir halı koymanız çocuğunuzun hoşuna gidebilir. Aynı zamanda odanın ahengi ile bütünleştiricidir.

    Çalışma masası üzerine minyatür araba ve kamyon figürleri koymanız güzel bir fikir olacaktır. Çocuğunuz henüz okul çağında değil ise oyuna ayıracak vakti çok olacağı için oda da oyun araç gereçleri bulunması sakıncalı gözükmemektedir. Eğer arabalara ve kamyonlara özel bir ilgisi bulunuyorsa bütçeniz dahilinde oyuncaklar ile onu mutlu kılabilirsiniz.

  • İdeal Cilt Bakımı

    İdeal Cilt Bakımı

    İyi bir cilt bakımının sorumluluğu sandığınızdan çok daha fazla. Cildiniz hala genç ve formdayken gelecekte yaşayacağınız sorunların önlemini alabilirsiniz.

    İşte yedi adımda bakım rutininiz…
    -Önce yüzünüzdeki kırışıklıkları hedef alın. Hem yaşlanma karşıtı bakım hem de sivilce tedavisi sağlayan bir temizleyici ürün tercih edin.

    -İkincil hedefiniz gözeneklerinizi mümkün olduğunca açık tutmak ve cildinizi buna rağmen iyice nemlendirmek. Sivilceye yatkın bir cilt yapısına sahipseniz kullandığınız ürünlerin içeriğinde salisilik asit olmasına özen gösterin.

    -Cilt yapınıza göre seçtiğiniz nemlendiriciyi mutlaka en azından SPF15 güneş koruyucuyla destekleyin. Göz çevresi kırışıklıklarını da asla unutmayın.

    -Ölü hücreleri uzaklaştırıp, hücre yenilemesini tetiklemek için mutlaka cildinize haftada bir kez peeling yapın.

    -Doğru yiyecek ve içecekleri tüketin. Günde en az bir buçuk litre su için. Ve kolajen bağlarının arasında bağlanıp sertleştikten sonra kırılarak kırışıkların oluşmasına neden olan şeker tüketimini minimuma indirin.

    -Egzersiz yaparak hücre döngüsünü hızlandırın, yağ yakın. Emin olun bedeninizin sağlığı yüzünüze yansıyacak.

    -Cilt problemlerinizi mutlaka dermatoloğunuzla paylaşın.

  • Genital Bölge Siğilleri

    Genital Bölge Siğilleri

    Kondiloma aküminata olarak da adlandırılan cinsel bölgedeki siğiller Human Papiloma Virüsün (HPV) yaptığı bir enfeksiyondur. Seksenden fazla HPV türü olmasına rağmen bunlardan çok azı (özellikle HPV tip 6 ve 11) genital siğile neden olur. Diğer tipleri el, ayak veya vücudun diğer alanlarında enfeksiyona neden olur. HPV 16 ve 18 dış genital bölgede, makat bölgesinde ve rahim ağzında kanser gelişimine neden olabilir. Bu nedenle hastalığa yakalanan kişilerin bayan partnerleri enfeksiyonun varlığını saptamak üzere bir Kadın Doğum uzmanı tarafından muayene edilmelidir. Cinsel bölgede enfeksiyona yol açan diğer HPV tipleri kansere nadiren yol açar. Cinsel bölgedeki siğiller cinsel temasla bulaşır, nadiren cinsel bölgede enfeksiyon bulunan anneler normal doğum esnasında enfeksiyonu bebeklerine bulaştırabilir.

    Cinsel bölgedeki siğiller hamile bayanlarda ve bağışıklık sistemi çeşitli nedenlerle ( kanser, AİDS, organ nakli, bağışıklık sistemini baskılayan ilaç kullanımı ) bozulanlarda problem oluşturabilir. HPV enfeksiyonuna yakalananların çok azında cinsel bölgede siğil gelişir. Çoğu kişi taşıyıcı olup, cinsel bölgesinde hiç bir zaman siğil gelişmez, fakat enfeksiyonu cinsel partnerlerine bulaştırabilirler. HPV ile temastan sonra enfeksiyon gelişme süresi birkaç ayı alır, bazı kişilerde ise yıllar sonra enfeksiyon gelişir.

    Cinsel bölgedeki siğiller nasıl görünürler?

    Siğiller tipik olarak deri renginde pürtüklü yüzeye sahiptir. Büyük veya küçük, tek veya gruplar halinde görülebilir. Dış genital bölgede, vajinada ve de makat bölgesinde görülebilir.

    Cinsel bölgedeki siğiller tedavi edilmeli midir?

    İnsanların çoğu siğillerini tedavi ettirmek istemektedir, çünkü hastalar siğillerden hem kozmetik olarak rahatsız olmaktadır, hem de cinsel partnerlerine hastalığı bulaştırmak istememektedir. Bazen de siğiller kaşınabilir, kanayabilir ve bu bölgenin temizliğini zorlaştırabilir ve bu nedenle tedavisi gerekir.

    Siğillerin tedavi edilmesi enfeksiyonun bulaşmasını engeller mi?

    Başarılı bir tedavi HPV enfeksiyonunun tamamının ortadan kalktığını garanti etmez, tedaviden sonra kişi muhtemelen daha az bulaştırıcıdır.

    Siğiller nasıl tanınır?

    Bir çok siğile muayene ile tanı konulur. Bazı olgularda doktor siğilleri belirginleştirmek amacı ile cinsel bölgeye sulandırılmış sirke sürebilir. Bazı olgularda ise tanı koymak için şüpheli alan cerrahi olarak çıkartılıp patolojik incelemeye yollanır.

    Siğiller nasıl tedavi edilir?

    Siğillerin tedavisi zordur ve bütün tedavi seçeneklerinde tekrarlama olasılığı vardır. Tedavi şekli siğilin sayısına , bulunduğu bölgeye ve diğer faktörler göre değişir. Siğiller cerrahi veya kimyasal yollarla tedavi edilebilir. Cerrahi tedaviler basit cerrahi çıkartma, koter, dondurma tedavisi velaser tedavisi şeklinde yapılabilir. Bu tedaviler ağrılı olabilir, az miktarda kanamaya neden olabilir ve iyileşme esnasında bakteri enfeksiyonları gelişebilir. Kimyasal tedavide asitler, ( bikloroasetik asit ve triklorasetik asit) 5-fluorourasil krem (kanser tedavisinde kullanılan bir ilaç) ve podofilin kullanılabilir. Bu kimyasalların tahriş edici özellikleri vardır ve normal deride yanıklara yol açabilirler. Tüm bu kimyasal ve cerrahi yöntemler HPV ye etkili olmadığından hastalık tekrar edebilir.

    Virüse etki eden bir ilaç interferon alfadır. Bu ilacın kullanımı yan etkilerinden (baş ağrısı, halsizlik ve ateş) ve enjeksiyon yoluyla uygulanmasından dolayı yaygın değildir.

    Son zamanlarda hastaların kendi kendilerine uygulayabileceği tedaviler (Podofilox gel ve imiquimod krem) geliştirilmiştir. Podofilox siğil hücresinin gelişimini durdururken, imiquimod HPV ye karşı bağışıklık sistemini lokal olarak uyarır. Her iki tedavide virüsü tedavi eder, fakat lokal tahrişe neden olabilir. Ama sistemik yan etkileri yoktur. Podofiloksun antiviral etkisi veya bağışıklık sistemin güçlendirici etkisi olmadığından tedaviden sonraki üç ayda hastaların üçte birinde tekrarlama görülür. Imiquimod ise bağışıklık sistemini harekete geçirerek etkili olduğundan, tedavi sonrası takip edilen hastaların sekizde birinde tekrarlama görülür.

    Araştırılan yeni tedavi yöntemleri var mıdır?

    Yeni tedaviler üzerinde çalışılmaktadır. En önemli çalışmalardan birisi HPV aşısıdır. Aşı hem tedavi de, hem de siğil ve kanserden korunmada kullanılabilecektir. HPV aşısı, bazı ülkelerde kız çocuklarını ilerde rahim ağzı kanserine karşı korumak için koruyucu aşı takvimine alınmıştır. Aşı Mart 2007 itibari ile Türkiye’de de piyasada bulunmaktadır.

    Siğil çok eşlilerde sık görülür

    Siğilin çok seksüel partnerli durumlarda olma ihtimali yüksektir. Tek eşlilikte olma ihtimali çok nadirdir. Kişi bu lezyonun başlamasıyla bir problem olduğunu düşünüp hekime müracaat eder. Yoksa tek başına bu yara veya siğil dediğimiz doku hiçbir zaman bir problem yaratmaz.

    Temelde sayısı çok arttığı zaman estetik bir problem yaratır. Yıkanırken, genital temizlik yaparken kanamasıyla kendini gösterir. Tek başına ağrı, sızı yaratan bir problem değildir.

    Hastalıktan nasıl korunulabilir?

    Doktorlar kondom kullanımı ve HPV enfeksiyonlu hastaların tedavi edilmesi ile hastalığın azaltılabileceğini düşünmektedir. Bununla birlikte hiçbir metot hastalığı kesin olarak engelleyemez. Kondom kullanılsa bile, hastalık kondom kullanılan alanların dışında da görülebildiğinden, tam koruma sağlamaz. Tek eşlilik hastalığın geçişini azaltır.

    İlgili Konular ;

    Genital Siğil Hakkında.Genital Siğil Nedir? Nasıl Tedavi Edilir?
    Hamilelikte Genital Siğil
    Genital Siğil İçin krem kullanma
    Jinekoloji
    Rahim ağzı kanseri

  • Sephora’dan “Geleceğin Güzelliği”

    Cilt güzelliğinin genç görünmenin ilk adımı olduğunu bilen Sephora’dan “Geleceğin Güzelliği”

    futureSephora, her ay farklı bir temayla sunduğu özel ürünlerle, sıradışı bir alışveriş ortamı yaratmaya devam ediyor. Sephora, yeni teması “Geleceğin Güzelliği” kapsamında, cildine özen gösterenlere, 16 Şubat – 8 Mart tarihleri arasında cilt bakımıyla ilgili önerilerde bulunuyor. Sephora’nın cilt bakım uzmanları cildin sorunlarına göre çözümler önererek her daim genç, bakımlı ve canlı bir cilde sahip olmanın sırlarını paylaşıyor.

    Sephora’nın klinik cilt bakım serisi Skinbeauty, kadınları, canlı, sıkı ve ışıltılı bir cilde kavuşturuyor. “Sephora Skinbeauty True Radiance” 3 aşamalı kolay peeling bakım seti, etkili içeriğiyle cilde ışıltı katarken, sabah ve akşam düzenli kullanılan “Sephora Skinbeauty Perfecting Serum”, cilde kaybettiği sıkılık ve tonu kazandırıyor.

    “Geleceğin Güzelliği” konseptinin öne çıkan bir diğer ürünü Rexaline Hydra Dose krem, cildin neme doymasını sağlayarak yaşlanmayı geciktiriyor, yumuşak, pürüzsüz bir his ve ışıl ışıl bir görünüm kazandırıyor. Yaşlanma karşıtı formülü, hücre yenilenmesini destekleyerek dolgunlaştırıcı etki yaratıyor. Ayrıca, makyaj altı rahat kullanımı ile makyaj çantanızdaki vazgeçilmezlerinizin arasında yer alıyor. Tri-aktiline Instant Deep Wrinkle Filler kırışık doldurucu krem, kırışıkların sıkça rastlandığı bölgelere nokta tedavisi uygulayarak, yüzdeki üç ana ifade çizgisini yumuşatmayı hedefliyor. SMOOTH 365™ Activateur d’Eclat serum, sabah ve akşam düzenli kullanıldığında, cilde ışıl ışıl bir görünüm kazandırıyor, kadifemsi bir yumuşaklığa kavuşturuyor.


    Doğu’nun İsviçresi diye bilinen Kore’deki şifalı doğal içeriklerle üretilen Erborian Ginseng Infusion kırışıklıklara karşı içeriğindeki Ginseng ile cildi kuvvetlendiriyor, zencefille mikro-sirkülasyonu etkinleştiriyor, kabak tohumu özüyle sıkılaştırıyor. Erborian Lip Bome dudak balsamı ise ipeksi yapısıyla kolayca emiliyor, onarıcı etkisiyle dudaklara pürüzsüzlük kazandırıyor.

    Sephora İstinyePark AVM

    Pınar mah. İstinye Bayırı Cad. 34460 İstinye – İstanbul Tel: (0212) 345 60 35

    Sephora Bakırköy Capacity AVM

    Zeytinlik Mah. Fişekhane Cad. No:7 34710 Bakırköy – İstanbul Tel: (0212) 559 12 58

    Sephora Astoria AVM

    Büyükdere Cad. NO:127 Esentepe – İstanbul Tel: (0212) 215 23 64-5

    Sephora Palladium AVM

    Barbaros Mah. Halk Cad. No:6 34746 Yenisahra, Kadıköy – İstanbul Tel : (0216) 663 11 30

    Sephora Panora AVM

    Türkiye Ticaret Merkezi 14. Blok. No:1 06450 Oran – Ankara Tel: (0312) 491 16 35

    Sephora Agora AVM

    Mithatpaşa Cad. No:1446 35330 Balçova – İzmir Tel: (0232) 277 61 69

    triktiline smooth365 skin_beauty_serum_flacon hydradose
    skin_beauty_boite_ouverte erborian_ginseng_infusion_day