Etiket: gece terlemeleri

  • Kemik erimesini önleyen besinler

    Kemik erimesini önleyen besinler

    Kemik erimesi; kemik doku yoğunluğunun azalması, dayanıklığının azalması yani kemik kalitesinin bozulmasıdır. Kemik erimesi arttıkça, kemiklerin kırılganlığı da artar. Kemik Erimesi (Osteoporoz) tedavisinde amaç mevcut kemik kitlesinin korunması veya artırılması, kırıkların önlenmesidir.

    Kemek erimesi belirtileri ? Kemik erimesinin yani osteoporoz belirtileri nelerdir ?

    Kemik Erimesi
    – Kemik erimesinin belirtileri nelerdir?
    – Kemik erimesi neden olur?
    – Kemik erimesi nedir?
    – Kimlerde kemik erimesi riski daha fazla?
    – Kemik erimesi günlük yaşamı nasıl etkiler?
    – Kemik erimesi hangi sıklıkta görülür?

    Öncelikle belirtmek gerekir ki kemik erimesi çoğunlukla hiçbir belirti ve şikayete neden olmaz, yani hasta çoğunlukla kendisinde kemik erimesi başladığını ve ilerlediğini farketmez. Bu yüzden kemik erimesine “sinsi hırsız” denmiştir, sinsi ve sessiz bir şekilde kemik dokusunu çalar anlamında. Belirti olmayan bu kadınlar çoğunlukla doktora başvurduklarında yapılan tetkikler neticesinde tesadüfen teşhis alırlar. Menopoza girdiği için hastaneye başvuran her hastaya kemik erimesini araştırmak için kemik mineral yoğunluğu bakılır ve kemik erimesi varsa bu esnada farkedilir. Bu nedenle hiçbir şikayeti olmayan ve iskelet olarak kendisini çok sağlam hisseden bir kadında da kemik erimesi olabilir, bu yüzden menopoza giren her kadına kemik erimesi açısından da muayene ve tetkik yapılması gerekir. Daha sonra bir kaç yıl aralarla kemik mineral yoğunluğu ölçümü tekrar edilir.
    Kemik erimesi yeni başlamış veya çok hafif olan bir hastada mevcut olan bel ağrısı, diz ağrısı gibi şikayetler kemik erimesi ile ilgili değildir mutlaka başka nedenlerin araştırılması gerekir.

    Kemik erimesi genellikle çok ileri aşamalara geldiğinde ve yaş çok ilerlediğinde bazı belirtiler verir.

    İleri derecede kemik erimesi durumunda görülebilen şikayet ve belirtiler:
    – Sırt ağrısı (Omurga kemiklerinde kemik erimesinin ilerlemesi nedeniyle gelişir.)
    – Bel ağrısı
    – Boyun ağrısı
    – Boy kısalması
    – Öne eğik ve kambur vücut şekli
    – El bileği, kalça ve omurga gibi kemiklerde kırıklar. Çok ileri derecede kemik erimesi varlığında umulmadık basit travmalarla bile kırıkların meydana geldiği görülür.
    – Çok ilerlemiş osteoporoz hastalarında kemik ağrıları ve kemiklerde hassasiyet meydana gelebilir.
    – Omurga ve diğer kemiklerdeki kırıklara bağlı vücutta şekil bozuklukları meydana gelebilir.
    – Ağrı ve kırıklardan dolayı hasta giderek hareketsizleşir.

    Kemik erimesi belirtileri tedavi ile kaybolur mu? Şikayetler tamamen geçer mi ?
    Yukarıda sıralanan belirtilerin tamamınn tedavi ile yok olması beklenemez. Kamburluk ve vücut şekil bozuklukları yok olmasa da en azından ilerlemesinin durdurulması tedavi ile mümkündür. Ağrı şikayetleri çoğunlukla tedavi ile hafifler veya geçer. Kemik erimesi tedavisinde amaç herşeyi tamamen normale döndürmek değildir, kemik erimesinin ilerlemesini durdurmak bile büyük bir kazançtır çünkü tedavi edilmediği taktirde sürekli ilerleyen bir hastalıktır. Tedavi ile en önemli amaçlardan birisi de kırık riskini azaltmaktır.

    Kemik erimesini önlemek için bu yiyecekleri tüketin, işte kemik erimesini karşı yenecek 10 besinler ;

    Kayısı

    Yüksek oranda kalsiyum ve magnezyum içerir.

    Süt

    Kalsiyum, protein, B2-A-E-D vitaminleri, folik asit, fosfor ve demir kaynağıdır. Kalsiyum, D vitamini ve fosfor ile birlikte kemikleri ve dişleri güçlendirmek için çalışır. Bunların eksikliği kemikleri eritir.

    Soğan

    Sarımsakla birlikte enfeksiyonlarla mücadele eder. Kükürt bileşimleri atardamarların zarar görmesini önler. Soğan kemik erimesini de önlüyor.

    Marul

    Sütten bile daha fazla kalsiyum içerdiği söyleniyor.

    Brokoli

    Mineral ve demir eksikliğini gideren brokoli, adeta bir vitamin deposu. A, E ve C vitaminleri bakımından zengin olduğu ve çok miktarda kalsiyum içerdiği için kemik erimesine bire bir. Demir, selen, bakır ve potasyum kaynağı olan brokoli içerdiği flavonoidler bakımından bağışıklık sistemini güçlendiren bir özelliğe sahip. Antibiyotik özelliğe de sahip olan brokoli bu yönüyle prostat enfeksiyonuna karşı çok etkin.

    Kuru Erik

    Fenolik bileşikler ve bor elementi bakımından zengindir. Bor elementi kemik sağlığını koruyan, kemik erimesine karşı koruyucu özelliktedir. Günlük 100 gram kuru erik tüketiminin, günlük bor gereksinimini karşılayabileceği belirtiliyor.

    Üzüm Çekirdeği Özütü

    Flavonoit tipi bileşenler açısından zengin olup oksidatif hasarı önleyici özelliğinin yanında, kemik erimesine neden olan proteolitik enzimleri de azaltıcı etkisi vardır.

    Nar Özütü

    İçeriğindeki flavonoit yapısında bileşenler nedeniyle üzüm çekirdeği gibi etki gösterir.

    Portakal gibi Narenciye Meyveleri

    C vitamini ve flavonoit yapısındaki bileşenler sebebiyle kemik sağlığı açısından önemlidir

    Elma

    Kemik erimesini azaltıcı etkisi vardır.

    Kemik erimesine karşı doğal bir çözüm ; Yoğurt Nane

    Naneli YoğurtYıllarca yoğun kemik erimesi tedavisi görürken, devlet bunun ilaçlarını vermeme kararı aldı biz emeklilere.

    Bu arada ben yoğurdu çok çok sevdiğim için ve rejim olsun diye her akşam yemek yerine bir kase yoğurt yemeye başladım.

    Ancak öylece yemek değil; içine bir avuçta çok sevdiğim naneden ve biraz da z.yağı ile pul biber koyarak ve içine bir de peksimet doğrayarak.

    Geçen sene kemik ölçümü için verilen tarihte dispansere gidip tahlil ve mr’ larımın çekiminden sonra doktor, kemik erimesinin sızıntıya dönüştüğü yani hızlı erimenin neredeyse durur gibi olduğunu söyledi ve bana ne kullandığımı sordu, ben de hiçbir şey sadece bol naneyle karışık yoğurtyediğimi söyledim;

    Doktor:” – Nane ile yoğurdun birleşmesiyle doping yapmışsınız…” dedi.

    Şimdiyse, her kadın hastaya “Kür olarak haftanın her günü böyle yoğurt yiyeceksiniz ilaç gibi…” diye tembih ediyormuş.

    Benden söylemesi. Denemekten zarar gelmez. Ancak unutmamalı ki yoğurdun içinde mutlaka bolca kuru nane olacak…

    Sağlıklı bir yaşam dileklerimle.

  • Menopoz Kadınlığın Bitişi mi?

    Menopoz Kadınlığın Bitişi mi?

    Menopoz Kadınlığın Bitişi mi? 

    “Adetten kesilme”, “ateş basması ve gece terlemeleri”, “sinirlilik, huzursuzluk ve hiç bitmeyecekmiş gibi gelen bir süreç”…Kadınların tanımlamasıyla tüm bunlar menopoz sürecinin belirtileri beraberinde bir soruyu da getirir. Menopoz kadınlığın bitişi mi yoksa bir dönemin bitip yeni dönemin başladığı nokta mı? Bahçeci Sağlık Grubu Fulya Tüp Bebek Merkezi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Aytun Aktan menopozla ilgili merak edilen noktaları açıkladı.

    Menopoz kadının hayatındaki doğal bir geçiş dönemi aslında. Yumurtalıkların görevlerini tamamlayıp, yeterli hormon üretememesi, bunun doğal sonucu olarak adetten kesilme süreci menopoz olarak tanımlanmaktadır. Bahçeci Sağlık Grubu Fulya Tüp Bebek Merkezi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Aytun Aktan kimi kadınların kabusu olan menopozla ilgili merak edilen noktaları açıkladı.

    Düzenli adetlerin görülebilmesi için gerekli olan yumurtlama ve hormon salınımı yaş ilerledikçe bozulmakta ve menopozal değişiklikler de böylece yaşanmaya başlamaktadır. Ortalama menopoz yaşı 50 yaş civarlarıdır. Elbette istisnalar hayatın her yerinde olduğu gibi burada da olacak ve kadınlar bu süreci 30’lu yaşlarda erkenden yaşayabilecekleri gibi 60’lı yaşlarda da yaşayabilecektir.

    Adet görememe ne zaman menopoz olarak adlandırılır?

    Eğer gebe değilseniz, birbirini takip eden 12 ay süresince hiç adet görmediyseniz menopoza girmişsiniz demektir.

    Belirtiler ve bulgular:

    Hayatın yeni bir dönemidir menopoz. Ergenliğe geçişte yaşanılan fiziksel değişim ve ruhsal sıkıntılar nasıl yoğun yaşandıysa menopoz sürecinde de bazı zorluklar yaşanır. Bu hormonal değişimlerin kadınlara oynadığı bir oyundur aslında. Menopoz belirti ve bulguları kişiden kişiye farklılık gösterir. Kadını bu süreçte neler bekler?

    Kanama düzensizlikleri:

    Perimenopozal dönemde -ki bu süreç menopozun kendini hissettirtmeye başlamasıdır- adet miktarında azalma ve iki adet arasındaki sürede artış gözlenebilmektedir. Uzun süreli adet görememenin ardından aşırı miktarda kanama da olabilir. Adet dönemlerinizde gözlemlediğiniz bu değişiklikler yaklaşmakta olan menopozun habercisi olabilir. Tüm bu değişikliklerin nedeni yumurtalık fonksiyonlarındaki azalmadır.

    Üreme kabiliyetinde azalma

    Yumurtalıklardaki anneden kız çocuğuna aktarılan doğumsal miras ilerleyen yaşla beraber azalır ve bunun sonucunda gebe kalabilme olasılığı giderek zayıflar. Bu süreç menopozdan yıllar önce başlar. Ortalama 43 yaşından sonra kendiliğinden gebe kalma ihtimali oldukça zayıflar.

    Ateş basması, gece terlemeleri

    Bu kâbusun başkahramanı östrojensizliktir. Östrojen seviyesindeki düşüşle birlikte kan damarlarında ani genişleme ve sonucunda da ateş basmaları olmaktadır. Bu menopoz dönemini “ağır” geçirenlerin başlıca şikâyetidir. Ateş basması göğüsten başlayarak, omuzlara, boyna ve yüze yayılır. Bu sırada terlenebilinir, terleme sonucunda titreme, üşüme ve yorgunluk hissedilebilir. Ateş basmalarının şiddeti, süresi bireysel olarak farklılıklar gösterebilir. Menopoz sonrasında tüm kadınların %80’inde görülürken, 5 yıl sonra %20 civarında sebat eder. Bu şikâyetler sıklıkla 30 saniye ile birkaç dakika arasında sürmektedir. Menopoz sürecinde hiç ateş basması yaşanmayabileceği gibi her saat, gece ve gündüz bu şikâyetler olabilir. Sıklıkla bir yıl içersinde şiddeti azalarak geçen bu şikâyet, kadınların %20 sinde beş yıl ve daha fazla sürebilir.

    Ürogenital sistemdeki değişiklikler

    Azalan östrojenin size yaptıkları bu kadarla kalmaz diğer belirgin değişiklikleri vajen ve idrar yollarında hissedilir. Vajen dokusunda incelme, kuruluk ve sonucunda bakteriyel enfeksiyonlarda artış, yanma hissi ve ilişkiye girmekte güçlük başlıca şikâyetlerdir. Benzer şekilde idrar torbasının kapasitesi azalır, sık idrara çıkma isteği veya idrar kaçırma şikâyeti ortaya çıkabilir. Bu dönemde idrar yolu enfeksiyonlarında da artış izlenir.

    Fiziksel değişiklikler

    Perimenopozal dönemde tüm kadınlar 2,5–3 kg kadar kilo alabilirler. Menopoz sonrasında vücuttaki yağ dağılımı değişir. Kalçadaki yağ oranı azalır, göbek ve belde yağlanma başlar. Göğüsler dolgunluğunu kaybeder, saçlar incelir ve seyrekleşir, ciltteki kırışıklıklar belirginleşmeye başlar. Çene, dudak üstü, göğüs ve karında istenmeyen tüylenmeler oluşabilir. Östrojen ve progesteronun kaybı iskelet sisteminde de osteoporoza ve uzun dönemde de kırık riskinde artış ve boyda kısalmaya yol açabilir.

    Duygudurumu ve algılama değişiklikleri

    Deneyim ve kariyerin en üst noktaya ulaştığı yaşlarda menopozal bulgular üretkenliği engelleyebilir. Ateş basmaları, gece terlemeleri ve uykusuzluk; gün içinde dikkat eksikliğine, huzursuzluğa ve duygusal dalgalanmalara yerini bırakabilir. Çalışma yaşamında ise ateş basmaları ve uykusuzluk sonucunda dikkat ve algılama eksikliği iş verimini düşürebilir.

    Menopozal şikâyetler özellikle bazı kadınlarda daha belirgin olabilmektedir. Yumurtalıkları herhangi bir nedene ameliyatla çıkartılmış olan kadınlarda perimenopozal geçiş dönemi olmadığı ve hormon kaybı ani olduğu için ateş basması, gece terlemesi gibi şikâyetler kısa sürede başlar ve daha şiddetli olabilir. Yine kanser nedeniyle kemoterapi ya da radyoterapi almış olan kadınlarda, yumurtalık fonksiyonlarını bozuyorsa tedavi süresince geçici olarak bu şikayetler olabilir.

    Doktora ne zaman başvurmalıyım?

    Üreme çağında kanamalarla ilgili problemler (aşırı kanama, düzensiz kanama, adet görmeme) yaşanıyorsa,

    Adet miktarında azalma varsa,

    Adet görmenize rağmen menopozal şikâyetleriniz varsa

    Yaşam stilinizden memnun değilseniz ve menopozal geçiş sırsında ortaya çıkacak problemleri en aza indirmek istiyorsanız, mutlaka doktorunuza başvurmalısınız.

  • Osteoporozdan (Kemik Erimesi) Korunun

    Osteoporozdan (Kemik Erimesi) Korunun

    Uzmanlar, yiyeceklerin hastalıkları önlemede, iyileştirmede, genel sağlığımız ve yaşantımız üzerinde önemli etkileri olduğunu söylüyor. Hatta o derece ki; yediklerimizden olumlu veya olumsuz yönde etkilenmeyen hiçbir sağlık sorunu yok gibi.

    Kadınları etkileyen en önemli sağlık sorunları olan osteoporoz (kemik erimesi) ve meme kanseri, spor alışkanlığı ile yakından ilgili. Daha çok kadın hastalığı olarak bilinen bu iki hastalıktan korunmada sporun rolü çok büyük. Spor; kemik erimesini önlemenin yanında, osteoporoz tedavisinin en önemli parçalarından da birisi.

    Hangi yaşta olursak olalım, spor yaparak kemik yoğunluğumuzu artırabiliriz. Spor yapan kadınlarda kemik yoğunluğu yapmayanlara oranla daha fazladır ve ileri yaşlarda osteoporoz (kemik erimesi) hastalığına yakalanma şansı azalmaktadır. Osteoporoz tedavisinde kadının yaşı ne olursa olsun, tedavinin bir parçası olarak egzersiz reçetesi verilmektedir.

    Kanserde Sporun Önemi

    Kanserler, yine kadın yaşamını tehdit eden önemli bir hastalık grubudur. Kadınlarda en çok korkulan kanser olan meme kanserinin önlenmesinde sporun önemi son yıllarda detaylı olarak araştırılmıştır. Titizce yapılan araştırmalar sonunda, egzersiz yapan kadınlarda meme kanserine yakalanma şansının azaldığı ortaya konulmuştur.

    Sebep sonuç ilişkisi olarak ileri sürülen görüş; egzersiz ile azalan yağ dokusunun östrojenin yağ dokusundaki aşırı dönüşümünü engelleyerek kanser oluşumunun önüne geçtiği şeklindedir.