Etiket: gebelik

  • Göğüs Çatlaklarına Son

    Göğüs Çatlaklarına Son

    Anne adayı ve annenin ortak şikayeti olan göğüs çatlaklarının nedenleri, korunma yolları ve tedavisi…

    Konu çatlaklar olduğunda bir kadını, başka bir kadından daha iyi kimse anlayamaz. Hemen hemen kadınların tümü, vücutlarının çeşitli yerlerinde oluşmuş çatlaklardan şikayetçi. Bu yazıda özellikle kadınların önem verdiği göğüs dekoltesinin düşmanı göğüs çatlaklarını ele alıyoruz. Konuyla ilgili daha fazla bilgi edinmek için Flavius Sağlık ve Güzellik Merkezi’nden Medikal Estetik Doktoru Uz. Dr. Sinan İbiş’le görüştük. Göğüs çatlaklarının gelişeceği bölgede, ilk olarak göğüs bölgesindeki ciltte gerilmeye bağlı kaşıntı ve karıncalanma hisleri duyulur. Ardından da pembe çizgiler belirmeye başlar. Bu dönemde çatlakların gelişmesini önleyici tedbirler almak, bu pembe çizgileri tamamen ortadan kaldırabilir.

    Önlem Almak

    Çatlaklar, cildin aşırı gerilmeden dolayı yırtılmaya karşı ciltte oluşturduğu bantlar. Anlayacağınız bir onarım şekli. Özellikle cildin gerilmesine neden olacak durumların yaşandığı dönemlerde nemlendirici kozmetikleri düzenli kullanmak işe yarar.

    Tedavi Yöntemleri

    Yapılması gereken öncelikli tedavi, çatlak bölgesindeki elastikiyeti geliştirmek. Bunun için fototerapiler, lazer terapiler, metotlu karboksiterapiler, vakum terapiler, yüksek oranlı meyve asitlerinin uygulanması gibi birçok terapi türü genellikle birlikte gerçekleştirilir. Özellikle Nlite V lazer tedavisinde tedavi sonuçları çok daha başarılı. Elastikiyetin artırılmasına yönelik metotlu karboksiterapide önemli olan, gazın milyonlarca küçük baloncuklar halinde dokulara gönderilmesiyle dokularda esnemeyi sağlayacak elastin ve kolajen oluşumunun uyarılması. İşte bu nedenle az sayıda bu özelliği olan karboksiterapi cihazları bu tedavide başarılı olabilir. Çatlak çizgilerinin hacimlerinin küçültülmesiyse ikinci sırada yapılması gereken işlem. Bunun içinse Nlite V lazer veya mikropeeling denilen yöntemlerle çatlakları oluşturan izlerin hacimleri küçültülür. Daha az orandaysa karboksiterapiler ve vakumterapiler kullanılır. Çatlakların üzerini örten deforme, ince ve parlak cildinse olabildiğince diri hale getirilmesi son aşamayı oluşturur. Bunun içinse çeşitli elektriksel yöntemler, meyve asitleriyle peelingler ve kozmetik bakım uygulamak gerekir.

    Ne Zaman Başlanmalı?

    Hamilelik ve süt verme dönemleri dışında her zaman, uzmanın uygun göreceği tedavilerin yapılması mümkün. Göğüs çatlaklarının oluşma zamanından hemen sonra gerçekleştirilen tedavilerde, sonuçlar daha başarılı. Hamilelik ve süt verme dönemindeyse genellikle koruyucu önlemleri almak ve klinik tedavileri ertelemek gerekir.

  • Hamilelik Nezlesi Nedir?

    Hamilelik Nezlesi Nedir?

    Hamilelik nezlesi genellikle hamileliğin son 6 haftasında veya 2. ayında ortaya çıkar ve başlangıcından iki hafta kadar sonra belirtiler tamamen ortadan kaybolur. Ancak bazı hamilelerde burun tıkanıklığı, tüm gebelik dönemi boyunca olabilir ve hatta doğum sonrası da bir süre devam edebilir.

    Genellikle hamileliğin son haftalarında beliren ve hamilelik nezlesi olarak adlandırılan nezle türü geçmek bilmiyor. Peki, hamilelik nezlesinden korunmak için ne yapmalı?

    Hamileliğin bazı dönemlerinde burun tıkanıklığı oldukça sıkıntı verici olabilir. Hamilelerin yaklaşık üçte birinde alerji veya bilinen nezle-grip gibi hastalıklar olmadığı halde, burun tıkanıklığı görülebilir. Bu duruma “hamilelik nezlesi” veya “hamilelik riniti” adı verilir.

    Memorial Etiler Tıp Merkezi KBB Bölümü’nden Op Dr. Atilla Şengör, hamilelerin önemli şikayetlerinden biri olan “Hamilelik nezlesi” hakkında merak edilenleri yanıtladı.

    Hamilelik nezlesinde burun tıkanıklığı ile birlikte genellikle burun akıntısı da olur. Burun tıkanıklığı nedeniyle gece ağız solunumu yapıldığından boğazda kuruluk oluşur. Ayrıca beraberinde gece nefes alınamıyormuş hissi, öksürük ve uykusuzluğa yol açabilir. Mukoza şişmesi ve sonuçta sinüs boşluklarının havalanmasında azalmaya bağlı olarak baş ağrısı da gelişebilir.

    Nezleyi annelik hormonu tetikliyor

    Hamilelik döneminde artış gösteren ve bir annelik hormonu olan östrojen, burun içerisini döşeyen dokuların şişmesine neden olur ve burunda salgı artışını tetikler. Bunun dışında annelik döneminde vücuttaki kan dolaşımının hacminin artması da kan damarlarının genişlemesine ve burun mukozasının şişmesine neden olur. Bu olayda diğer annelik hormonlarının da rolü olabilir. Bunların sonucunda gelişen burun tıkanıklığı hamilelik nezlesinin temelini oluşturur.

    Sinüzit ile karıştırmayın

    Hamilelik nezlesi sinüzitle veya diğer hastalıklarla karıştırılmamalıdır. Sinüzit veya gripte burun tıkanıklığı dışında iltihabi burun akıntısı, halsizlik, ateş, baş ağrısı, boğaz ağrısı gibi belirtiler birlikte görülür. Alerjik nezlenin belirtileri arasında ise gözler, burun ve boğazda kaşıntılar ve hapşırmalar bulunur. Hastanın daha önceden şikayetlerine neden olan toz veya polen gibi alerjenlere hassasiyeti hamilelikte artabilir.

    Önlem almak önemli

    Hamilelik nezlesi bayanları, özellikle yatar pozisyondayken rahatsız edebilir. Bu nedenle başın yükseltilmesi burundaki dolgunluğu (konjesyonu) azaltabilir. Bol sıvı alımı boğaz belirtilerinin rahatlamasını sağlar; boğaz-burun salgılarının yoğunlaşmasını-kurumasını önler. Sıcak banyo ve buhar solunması burun tıkanıklığını rahatlatabilir. Yürüyüş ve bazı hafif egzersizler iyi gelir. Tuzlu su spreylerinin tekrarlanan kullanımları, burun mukozasını büzüştürebilmeleri nedeniyle ve burnun mekanik olarak temizlenmesine yardımcı olduklarından oldukça faydalıdırlar.

    Burun kanadını genişleten bantlar, buruna hava girişini arttırdıklarından yararlı olabilir. Ayrıca nemlendirme cihazları da kullanılabilirler; ancak bunların mikrop barındırabilen sıvı haznelerinin ve filtrelerinin temizliğine gereken özen gösterilmelidir. Sigara dumanı, tozlu ortamlar, hava kirliliği ve ani ısı değişimleri burun işleyişini olumsuz etkilediklerinden, tıkanıklığın artmasına neden olurlar. Bu tip ortamlardan uzak durulmalı ve engelleyici önlemler alınmalıdır.

    Mutlaka bir uzmandan destek alın

    Hamileliğin ilk üç aylık dönemi bebeğin oluşum evresi olduğundan bu dönemde burun yıkama solüsyonları dışında herhangi bir ilaç kullanılması tercih edilmez. Bu dönemden sonra, alınan önlemlere karşın burun tıkanıklığının devam ettiği ve sıkıntı veren durumlarda, burun açıcı veya ödem giderici spreyler doktor kontrolünde sınırlı olarak uygulanabilir.

    Zorunlu kalındığında bazı akıntı kesici ve antialerjik ilaçlar kadın doğum uzmanının da görüşü alınarak uygulanabilir. Bazı burun-sinüs yıkama solüsyonlarının tekrarlayan uygulamaları, hamilelik nezlesinin yönetiminde oldukça etkili ve güvenlidir.

    Ancak her şeye rağmen burun tıkanıklığı devam ediyorsa ve geçmiyorsa, belirtilerin nedeninin başka hastalıklar olabileceği akla gelmelidir. Kemik eğriliği veya burun eğriliği olarak bilinen septum deviasyonu dışında, konka şişmesi ve sinüs hastalıkları da anatomik daralmalara neden olarak burun tıkanıklığı yapabilirler. Bu sorunların varlığına hamilelik nezlesi de eklendiğinde durum daha fazla rahatsız edici olabilir. Hamilelik sonrası dönemde bu sorunların tedavisine gidilmesi gerekebilir.

  • Suda Doğum Hakkında Bilgiler

    Suda Doğum Hakkında Bilgiler

    Uzmanlar, dünyada çok yaygın olmasına rağmen Türkiye’de sayılı kamu ve özel hastanesinde uygulanan suda doğumun ayrıntılarını ve yöntemin ayrıntılarını anlattı…

    Anne adaylarının ‘ben yüzme bilmem’ kaygısıyla küvete girdiklerini belirten Op. Dr. Özlem Uzunlar, bebeklerin doğdukları anda yüzmeye başladığını söyledi.

    Suda Doğum Ünitesi’nin 29 Kasım 2005′te Emine Erdoğan tarafından açıldığını dile getiren Zekai Tahir Burak Hastanesi hekimlerinden Op. Dr. Özlem Uzunlar, bu birimin Türkiye’de hizmet veren ilk kamu hastanesi olduğunu ifade etti.

    Suda Doğumun, Amerika ve Avrupa ülkeleri başta olmak üzere 71 ülkede uygulandığını söyleyen Uzunlar, Türkiye’deki henüz yaygınlaşmadığını belirtti.

    Hastanede 2 suda doğum küveti bulunduğunu söyleyen Uzunlar, her bir suda doğum birimine günde bir tane hasta alabildiklerine vurgu yaptı. Doğum eylemi için 37 derece dezenfeksiyon koşullarına uygun, filtre edilmiş su gerektiğini dile getiren Uzunlar, “Şu ana kadar tam 503 bebeğin (haber yayına verildiğinde 508′e çıktı) suda doğdu.” dedi. Uzunlar, suda ilk doğan bebeğin 5 yaşına girdiğini ifade etti.

    Her anne adayı suda doğum yapamaz

    Her anne adayının suda doğum yapamadığına dikkat çeken Özlem Uzunlar, düşük riskli anne adaylarının tercih edildiğini, bunların da çok kilolu olmaması, tansiyon, kalp, astım, şeker hastalığı gibi hastalıkların bulunmaması şartı aradıklarını vurguladı.

    HIV (AIDS) virüsü, hepatit virüsü ya da aktif genital enfeksiyon taşıyan, ya da gebeliğinde çok sık idrar enfeksiyonu geçiren anne adaylarına da suda doğumu önermediklerini aktaran Uzunlar, “Bunun yanında bebekle ilgili faktörler de var. Ya da eşle ilgili faktörler de var. Mesela çoğul gebelik mevcutsa suda doğuma alamıyoruz. Bebeğin eşi önde geliyorsa, annenin suyu yani bebeğin suyu doğum eyleminden çok erken gelmişse ve gelen su berrak değilse suda doğuma alamıyoruz. Bebeğin de normal ölçülerde olması gerekiyor. Bebeğin 4 bin gram üzerinde olmasını çok fazla tercih etmiyoruz.” diye konuştu.

    Suda doğumun duyulmamış bir yöntem olduğunu, anne adaylarına doktorların tavsiye ettiğini söyleyen Uzunlar, “Uygun gördüğümüz gebelere, özellikle doğumdan korkma gibi bir eğilimi varsa normal doğuma teşvik etmek ve yüreklendirmek adına biz tavsiye ediyoruz. Çünkü çok büyük avantajları var. Bir kere doğum sancısını çok az hissediyor. Hastaların belden aşağı uyuşturularak yapılan doğumlardan bile daha az acı hissettiklerini gördük. İkinci avantajı, diğer normal doğum yöntemlerine göre doğumdoğum yapacak hanım için 90 dakika kadar kısaltabilmekte.” değerlendirmesini yaptı. eylemini ilk

    Bebek boğulmuyor mu?

    Anne ve baba adayları suda doğumda en çok ‘bebeğin suda boğulup boğulmadığını’ merak ettiğine dikkat çeken Uzunlar, “Bebek doğduktan sonra şöyle küçük bir tur atıyor. Bu arada aklınıza gelebilir, bu bebek boğulmuyor mu diye. Yeni doğanda ilk refleks, solunum refleksi, doğum kanalından çıktıktan sonra başlar. Ama bebek, anne rahmindeki suyla aynı ısıdaki başka bir suya geçiş yaptığında o ilk solunum refleksi uyarılmamış oluyor ve nefes almamış oluyor. Ta ki biz onu annenin göğsüne yatırana kadar. Bu durumda nefes almadığı için, bebeğin su yutma gibi bir tehlikesi kalmamış oluyor.” bilgisini verdi.

    Anne adayları: “Ben yüzme bilmiyorum”

    Suda doğum öncesinde anne adaylarıyla ilginç diyaloglar yaşandığını vurgulayan Özlem Uzunlar, şu ilginç olayı anlattı: “Bir tane gebemiz gayet uygundu. Teklif ettiğimde ‘hayır ben yüzme bilmiyorum’ falan dedi. Annesi de ‘kızım bu bir küvet, denizde yüzecek halin yok’ gibi şeyler söyledi. Sonra ortamı kendisine gezdirip, anlayınca bu tür bir korku yapmadı. Kendisi sağlıklı bir şekilde doğumunu yaptı ve bebeğini kucağına alıp gitti.”

    Adım adım suda doğum

    – Öncelikle anne adayına anlatılıyor.

    – Annenin tansiyonu ölçülüyor, şeker kontrolleri ve bebeğin iriliğine bakılıyor.

    – Aktif doğum eyleminin başında doğum açıklığı yani 5 cm olduğunda anne suya alınıyor.

    – 37 derece suda annede gerilmeyi engelleyen, sakinleştirici endolfin hormonları salgılanıyor.

    – Annede kan akımının artmasına neden olan bu eylemlerle bebeğin daha iyi oksijen almasına yardımcı oluyor ve en az ağrıyla doğumu yapıyor.

    – Doğum su içerisinde gerçekleşiyor.

    – Göbek kordonu hiç klemplenmeden bebek suda yüzdükten sonra alınıp anneye veriliyor.

  • Suda Doğum Hakkında Merak Edilenler

    Suda Doğum Hakkında Merak Edilenler

    Suda doğum sıcak su içeren bir küvette doğumun gerçekleşmesidir. Suda doğumu savunan merkezler suyun sakinleştirici ve kas gevşetici etkilerinin doğumu kolaylaştırdığını ileri sürmektedir. Bu merkezlerde bazı gebeler doğum eylemini (doğum öncesi rahim ağzının açıldığı ve ağrıların olduğu dönem) suda yaşarken doğum için dış ortamını seçmektedir. Bazı gebeler ise doğumu da suyun içinde gerçekleştirmektedir…

    Suda doğumu gerçekleştiren merkezler suda doğumun doğumu kolaylaştırdığını ve fetal komplikasyonları azalttığını iddia etmektedir. Ancak suda doğumun su dışında doğuma üstün olduğunu gösteren hiçbir bilimsel veri yoktur. Karşılaştırmalı inceleme yapılan araştırma sayısı da sınırlı sayıda merkezde uygulanması nedeniyle yeterli değildir.

    Suda doğumun anneye faydaları nelerdir?

    *Suda doğumu uygulayan merkezler suyun rahatlatıcı etkisinin gebenin enerjisini arttırdığını ve doğum eyleminin hızlandırdığını ifade etmektedir.
    *Suyun kaldırma gücü nedeniyle gebenin hareket kabiliyeti artmakta,kan dolaşımı hızlanmakta ve rahim kasılmaları etkin olabilmektedir. Bunun sonucunda gebenin duyduğu ağrı azalır ve bebeğe iletilen oksijen artar.
    *Gebenin kaygı ve korkusunun azalması kan basıncının artmamasını sağlar.
    *Su gebenin vücudunda üretilen ,mutluluk hormonu olarak bilinen endorfin gibi etki göstererek stresi azaltır.
    *Su perinenin elastik olmasını sağlayarak doğuma bağlı zorlanmayı azaltır.

    Suda doğumun bebeğe faydaları nelerdir?

    *Amniotik kese içindeki benzer ortamı sağlar.
    *Doğuma bağlı stresi azaltarak bebeğin sıkıntıya düşme olasılığını azalttığını iddia edilmektedir.

    Suda doğumun riskleri nelerdir?

    Suda doğum son 20 yılda popüler olmakla birlikte yaygın değildir. Annenin kan dolaşımına suyun girmesi sonucu teorik de olsa su embolisi olasılığından bahsedilmektedir. İngiltere’de yapılan bir çalışmada olası su aspirasyonu ifade edilmiştir.Bebeğin doğum kanalından çıktıktan sonra akciğerlerine su soluması olasılığı vardır.Bu durum doğumdan hemen sonra suyun içinde sıkışmasıyla olur ve bebek suyu nefes olarak alır. Normalde bebek kanaldan doğduktan sonra hava ile solunum yapar ve ardından göbek kordonu kesilir. Bu nedenle suda doğumda bebek su yüzeyine çıkarıldığında göbek kordonu kesilmelidir ve kordonun bebek sudan çıkmadan ezilmemesine dikkat edilmelidir.

    Suda doğum hangi durumlarda uygulanmaz?

    *Herpes varlığında
    *Makat gelişinde
    *Çoğul gebelik,annede enfeksiyon ve kanama varlığında
    *Erken doğum eyleminde
    *Amniotik sıvıda mekonyum varlığında
    *İri bebek olması durumunda
    *Preeklampside uygulanmaz.

  • Hamilelikte kullanılan ilaçlar ve vitaminler

    Hamilelikte kullanılan ilaçlar ve vitaminler

    Gebelik sırasında anne adayının hiçbir şikayeti olmasa bile rutin olarak kullanması gereken bazı ilaçlar ve vitaminler vardır. Ayrıca gebelik sırasında meydana gelen şikayetler ve bazı hastalıklar karşısında gerektiğinde kullanılan bazı ilaçlar vardır. Normal insanlarda kullanılan her ilaç gebelikte rahatlıkla kullanılamaz çünkü ilaçların da çoğu plasentadan bebeğe geçerek bebeğe zarar verebilirler, bazı ilaçlar ise bebeğe geçmez veya geçse bile zarar vermez hatta faydalı olabilir. Bu nedenle gebelikte vitaminler dahil en basit ilaç bile doktora danışmadan asla kullanılmamalıdır. Bu konu ayrı bir başlık altında anlatılmıştır buradan ulaşabilirsiniz.

    Gebelikte kullanılan vitaminler:
    Gebelikte mutlaka kullanılması gereken vitamin FOLİK ASİTtir. Hatta en doğru ve faydalı olanı folik asiti gebelik başladıktan sonra değil gebe kalmadan önce kullanmaya başlamaktır. Gebe kalmadan en az 3 ay önce folik asit kullanılması ve gebelik oluştuktan sonrada 3. ay bitene kadar devam edilmesi önerilir. Bu nedenle gebelik planlayan kişinin henüz gebe kalmadan folik asit almaya başlaması gerekir. Folik asit bebekte nöral tüp defekti denilen anomalinin önlenmesi içindir. Normalde günde 0.4 mg (400 mcg) folik asit yeterli iken daha önce nöral tüp defektli bebek doğuran ve risk grubunda olan kişiler için (epilepsi ilacı kullananlar, insülin kullanan diabetikler) bu doz 4 mg (4000 mcg) olmalıdır. Folik asit kullanılmasının arada 1-2 gün unutulması durumda bir sakınca olmaz yine de düzenli hergün alınması önerilir.

    Folik asit dışındaki vitaminler ve MULTİVİTAMİN preperatları gebelikte kullanılması şart olmayan ilaçlardır. Bu ilaçlar piyasada yaygın olarak bulunur ve gebelikte kullanılmaları açısından yaygın tatıtımları yapılır. Ancak bu multivitamin ilaçlarının annede ciddi beslenme bozukluğu olmadıkça kullanılmaları şart değildir ve faydaları gösterilmemiştir. Kullanılmalarında bir sakınca da yoktur. Yalnız bu vitaminlerin günde birden fazla alınması sakıncalı olabilir o yüzden doktorunuzun önerdiğinden fazla almamalısınız çünkü bazı vitaminlerin fazlası da bebeğe zarar verebilmektedir. Örneğin A vitamini. Bu nedenle gebeler için üretilen vitamin ilaçlarında A vitamini gibi vitaminler düşük dozlarda bulunur. Bu vitamin ilaçları zaman zaman mide rahatsızlığına neden olabilmektedirler.

    Diğer ilaçlar:
    DEMİR (KAN) İLAÇLARININ gebelik boyunca kansızlık olmasa dahi mutlaka doğuma kadar kullanılmaları kesin olarak önerilmektedir. Gebelik kansızlığa yatkınlık yaratan bir durumdur ve ayrıca doğum sırasında da kan kaybı yaşanmaktadır. Demir preperatları bu kansızlığı önler.

    Bunlar dışında gebelikte sık kullanılan ilaçlardan bir grup da MAGNEZYUM ve KALSİYUM (detaylı bilgi için tıklayın) preperatlarıdır. Bu ilaçların gebelik sırasında kullanılması şart değildir ancak kullanılmasında bir sakınca da yoktur. Her gebede rutin olarak kullanılması önerilen ilaçlardan değillerdir. Genellikle hafif kasılmalar ve kramplar olduğunda tercih edilirler.

    Gebelikte sık kullanılan ilaçlardan PROGESTERON hormonu içeren ilaçlar da her gebede rutin olarak kullanılması önerilen ilaçlar değillerdir. Ancak kanama, düşük tehlikesi gibi doktorun uygun gördüğü durumlarda kullanılır. Düşükleri önleme konusunda bile etkisi net kanıtlanmış ilaçlar değillerdir.

    Gebelikte AĞRI KESİCİLER rahatlıkla kullanılabilen bir ilaç grubu değildir. Genellikle ve zorunlu kalmadıkça parasetamol türevleri dışında ağrı kesiciler gebelikte kullanılmaz. Fetus üzerinde çoğunluğunun potansiyel zararlı etkileri vardır. Bu nedenle gebelikte doktorunuza danışmadan hiçbir ağrı kesici ilaç kullanmayınız.

    Bunların dışında gebelikte bulantı, kusma şikayetleri sık görüldüğü için bunlara yönelik ilaçlar gerekirse doktor tarafından reçete edilir. Gebelikte sık görülen bir durum olan idrar yolu enfeksiyonu da bazen ilaç gerektirebilmektedir. Annenin guatr, hipertansiyon, diabet, astım, migren gibi hastalıkları varsa bunlara yönelik ilaçlar konunun uzmanı doktorlar tarafından önerilerek kullanılır. Bu ilaçlar gebeliğe zararı olmayan veya en az zararı olabilecek ilaçlardan seçilir.

    Balık yağı (omega 3) tabletlerinin gebelikte kullanılması ayrı bir konuda anlatılmıştır…

    İlgili konular ;
    Hamilelik öncesi ve hamilelikte folik asidin önemi
    Hamileler A vitamini almayı ihmal etmeyin!
    Hamilelikte ağrı kesici kullanmak?

  • Evde cinsiyet belirleme testi : OnHafta

    Evde cinsiyet belirleme testi : OnHafta

    Testi Nasıl Uygularım ?

    Testimizi yapmak son derece kolaydır. (Hamile olduğunuzdan emin olunuz.) Sadece Testimizin kutusunda gelen talimatları eksiksiz uygulamanız yeterlidir. Sabah ilk idrarınızı toplayın ve belirtilen miktarı test şişesinin içine şırınga ile yavaşça ekleyin. Şişenin ağzını kapayın ve sadece yatay dairesel hareketlerle çevirin ve düz bir yere koyun. 10 dakika sonra testinizin sonucunu göreceksiniz.  Test şişesinin içindeki sıvının rengini, şişenin üzerindeki renklerle eşleştirip bebeğinizin cinsiyetini öğreneceksiniz. Detaylı kullanım kılavuzu kutu içeriğinde TÜrkçe Ve İngilizce olarak mevcuttur. Sarı ya da Turuncu = KIZ Yeşil ya da dumanlı puslu yeşil = ERKEK,

    Daha da detaylı bilgi almak için Onhafta Intelligender

    Enerken ne zaman uygulayabilirim ?

    Hamile olduğunuzdan emin olduktan sonra, hamileliğinizin 10′cu haftasından 34′üncü haftasına kadar testimiz uygulanabilir. Sonuçları almak sadece 10 dakikanızı alacaktır. Testimiz son derece kolay, evinizin güvenli ortamında ve çabuk olduğundan sevinçli haberi sevdiklerinizle hemen paylaşabilirsiniz!

    Testin doğruluk oranı nedir ?

    Laboratuvar ortamında yapılan testlerde, IntelliGender® USA Cinsiyet belirtme Testinin 90% üzerinde doğru sonuçlar verdiği görülmüştür. IntelliGender® USA devamlı olarak bağımsız test ve araştırmalar yaptırmakta olup gerçek hayat deneyimlerini de kontrol etmektedir. Bu sonuçlar incelendiğinde kullanıcılarımızın 82% üzerinde doğru sonuç aldıkları görülmektedir. Testimiz devamlı olarak iyileştirme amaçlı takip edilmektedir.

    Sonucu neler etkiler ?

    Testimizin sonuçlarını, hamile kadının sabahki ilk idrarının kullanılması (gece çıkarılan son idrardan en az 2.5 saat geçmiş olmalıdır), test şişesine 10 dakikalık bekleme süresince hiç karışmamak doğru yönde etkilerken testten 3 saat üncesine kadar fazla miktarda sıvı içmek, test şişesini çalkalamak, testten 48 saat öncesine kadar korunmasız cinsel ilişkide bulunmak ters yönde etkileyecektir. Polikistik Over Sendromu (PCO) olan hamile kadınlarda testimizin yanlış ERKEK sonucu vermesi kuvvetle muhtemel olup bu kadınların test olmalarını tavsiye etmiyoruz. Progesteron alan hamile kadınların testimizi bu ilacı kullanmayı bıraktıktan en az 10 gün sonra almaları gereklidir.

    İkiz yada üçüz durumlarında ne oluyor ?

    Test sonuçları, Aynı Yumurta İkizleri’nde tek bebek gibi sonuç verir (ikisi de kız veya erkek). Fakat eğer farklı yumurtadan bebeklere hamile iseniz, tipik sonuç olasılıkla şöyle olacaktır; test sonucunuz kız ise muhtemelen tüm bebekler kızdır, erkek ise en az 1 tanesinin erkek olması muhtemeldir. Bazı test sonuçları göstermiştir ki, eğer test sonucunuz beş (5) dakikadan önce erkek rengine dönmüş ise tüm bebeklerin erkek olması kuvvetle muhtemeldir. UNUTMAYINIZ Kİ PİYASADAKİ HİÇBİR CİNSİYET ÖĞRENME TESTİ KESİN SONUÇ VERMEZ VE BEBEĞİNİZ (VEYA BEBEKLERİNİZ) DOĞANA KADAR %100 EMİN OLAMAZSINIZ.

    Polikistik Over Sendromu(PCOS) veya polegesteron alıyor olmak teste etki eder mi ?

    Progesteron alırken ve Progesteron tedavinizin bitmesinden en az 10 gün sonraya kadar testimizi yapmanızı tavsiye etmiyoruz.. Polikistik Over Sendromu (PCO) olan hamile kadınlarda ise testimizin yanlış ERKEK sonucu vermesi muhtemel olup yine testimizi yapmanızı yapmanızı tavsiye etmiyoruz.. Bu durumlarda testimiz doğru sonuç vermeyebileceğinden IntelliGender test sonuçlarının doğruluğunu gösteremez.

    Cinsel ilişki test sonuçlarını etkiler mi ?

    Ön veriler göstermiştir ki, yakın zamanda girilen cinsel ilişkiden dolayı testimiz yanlış ERKEK sonucu verebilmektedir. Bu sebepten dolayı eğer TESTTEN ÖNCEKİ 48 SAAT İÇİNDE CİNSEL İLİŞKİYE GİRİLMİŞSE TESTİMİZ YAPILMAMALI VE BU SÜRENİN DOLMASI BEKLENMELİDİR.

    Sabah ilk idrar ile kastedilen nedir ?

    Gece birkaç kez idrar yapmış isem ne yapmalıyım?Gece fazla miktarda sıvı içmediyseniz ve yeterli vakit geçti ise (sabah ilk idrarınızdan önce en az 150 dakika (2½ saat) idrar çıkarmamış ve sıvı içmemiş olmanız gereklidir) testimiz iyi sonuç verecektir. BU KONUYA HASSASİYET GÖSTERMENİZ GEREKLİDİR.

    Bu test ile hamile olup olmadığımı öğrenebilirmiyim ?

    KESİNLİKLE HAYIR. Testimiz, doğum öncesi Ultrasonografik Görüntüleme gününe kadar merakınızı gidermenize ve merak yerine eğlenceli günler geçirebilmenize yardımcı olşabilmek amacı ile geliştirilmiştir. IntelliGender test sonucuna göre, maddi, manevi, duygusal veya aile planlaması YAPILMAMASI GEREKTİĞİNİ TEKRAR ÖNEMLE HATIRLATIRIZ. Sözkonusu planlama çocuk odasının rengini belirlemek kadar küçük bir konu dahi olsa! Mümkün olduğu kadar erken, bir Doğum Uzmanı Doktor kontrolünde olmak Anne ve Bebeğin sağlığı için çok önem taşımaktadır. Hamille kadınlar, uzman doktorlarının tavsiyelerine göre hamileliklerini yönlendirmelidir.

    Ultrason testi yerine bu testi kullanabilir miyim ?

    KESİNLİKLE HAYIR. Testimiz, doğum öncesi Ultrasonografik Görüntüleme gününe kadar merakınızı gidermenize ve merak yerine eğlenceli günler geçirebilmenize yardımcı olşabilmek amacı ile geliştirilmiştir. IntelliGender test sonucuna göre, maddi, manevi, duygusal veya aile planlaması YAPILMAMASI GEREKTİĞİNİ TEKRAR ÖNEMLE HATIRLATIRIZ. Sözkonusu planlama çocuk odasının rengini belirlemek kadar küçük bir konu dahi olsa! Mümkün olduğu kadar erken, bir Doğum Uzmanı Doktor kontrolünde olmak Anne ve Bebeğin sağlığı için çok önem taşımaktadır. Hamille kadınlar, uzman doktorlarının tavsiyelerine göre hamileliklerini yönlendirmelidir.

    Ultrason testi bebeğin cinsiyetini en erken ne zaman tespit edebilir ?

    Hamile kadınlara, 20. haftadan sonra hamilelikleri ile ilgili belirlemeler (tarihler, tek veya çoklu hamilelik, plasenta konumu veya komplikasyonlar gibi) yapılabilmesi amacı ile Ultrasonografik Görüntüleme yapılabilir. Genellikle bu görüntülemede bebeğin cinsiyetini öğrenmek mümkün olabilir. Hamileliğin hangi safhada olduğu, görüntülemeyi yapan doktor veya teknisyenin becerisi, fetüs’ün konumu gibi çeşitli faktörler sonucu etkileyebileceğinden, %100 EMİN OLMAK İÇİN DOĞUMU BEKLEMEK GEREKLİDİR.

    Ultrason testi doğum öncesi mutlaka yapılması gereken birşey midir ?

    Genellikle Ultrason tıbbi endişe var ise mutlaka gereklidir. Ultrason, bakım sağlayıcınızın veya doktorunuzun kullandığı, bebeğinizin genel sağlık durumunu ve olası sorunları teşhis edilmesine ve değerlendirilmesine olanak tanıyan bir araçtır. Sorunsuz hamileliklerde Ultrason gerekli değildir.

    Doktorlar bu testi öneriyormu ?

    Hamileliklerde, doktorun rolü anne ve bebeğin sağlığına odaklanmaktır. Doğmamış bebeğinizin cinsiyetini öğrenmenin bilinen en kesin yöntemi Aminosentez veya Koriyonik Villus Örnekleme gibi tıbbi ve kadın vücuduna müdahele gerektirebilen testlerdir. Doktorlar genellikle bu gibi testleri sadece bebeğin cinsiyetini öğrenmek için yapmayı tercih etmezler. Ultrasonografik Görüntüleme (Ultrason) bebeğinizin cinsiyetini öğrenmek için kullanılabilir fakat bu da kesin olmayabilir. Ultrason sonuçlarını etkileyen etkenler arasında hamileliğinizin devresi, Ultrasonu yapan teknisyenin tecrübesi ve fetüs’ün anne karnındaki konumu sonuçları etkileyebilen unsurlar arasındadır. %100 emin olabilmek için doğumu beklemek gereklidir!

    Gereğinden fazla idrar koyarsam ne olur?

    Bu fazlalık eğer çok küçükse, sonucu etkilemez.

  • Hcg hormonu ve kanda gebelik (hamilelik) testi

    Hcg hormonu ve kanda gebelik (hamilelik) testi

    KANDA GEBELİK (HAMİLELİK) TESTİ VE B-HCG HORMON DEĞERİ ÖLÇÜMÜ

    HCG = Human Koryonik Gonadotropin Hormon =Human chorionic gonadotropin

    HCG hormonu nedir?
    HCG hormonu kadınlarda özellikle gebelik döneminde artan bir hormondur ancak gebelik dışında bazı tümör v.b durumlarda da yükselebilmektedir. HCG normal gebeliklerin yanı sıra, dış gebelik (ektopik gebelik), boş gebelik (enambriyonik gebelik), mol gebelik (üzüm gebeliği) gibi durumlarda da yükselir.
    HCG glikoprotein yapısında bir hormondur ve gebelikte sinsityotroblast (syncytiotrophoblast) denilen hücreler tarafından sentezlenir ve salgılanır. HCG hormonunun alfa (α) ve beta (β) olmak üzere iki adet alt ünitesi (subunit) vardır, gebelik testlerinde kanda ölçümü yapılan bu beta ünitesidir, bu nedenle kanda gebelik testlerine BETA-HCG TESTİ denir. Hormon olarak spesifik aktiviteyi sağlayan beta ünitesidir.

    HCG hormon değeri ne zaman artar?
    Hamile olmayan bir bayanda HCG hormon değeri sıfır veya sıfıra çok yakın değerler olarak ölçülür. Hamileliğin ilk haftasından itibaren HCG hormon değeri artmaya başlar. HCG hormonu insan embriyosu 8 hücreli olduğunda embriyodaki hücreler tarafından üretilmeye başlar ancak henüz embriyo rahim duvarına yerleşmediği için hormon anne kanında tespit edilemez. Annne kanında tespit edilmesi yaklaşık olarak LH pikinden (yumurtlamadan) 10 gün sonra mümkün olur. Yani anne kanında β-HCG hormonunun tespit edilmesi yaklaşık adet gecikmesi yaşanan günlerde veya bir kaç gün önce mümkün olabilir. B-HCG değeri yaklaşık olarak 36 saatte bir ikiye katlanacak şekilde artar, ancak her hamilelikte bu şekilde net ve doğrusal artış izlenmesi kesin kural değildir. Gebeliğin rahime yerleşmesinden sonra HCG hormonu anne kanında giderek artmaya devam eder ve 10. gebelik haftasında en yüksek değere yani yaklaşık 100.000 mIU/ml değerine ulaşır. Bu haftadan sonra gebeliğin orta dönemine kadar 20.000 mIU/ml değerlerine kadar düşer ve doğuma kadar bu değerlerde sabit kalır.

    B-HCG değerinin düşmesi:
    Doğumdan sonra bebeğin ve plasentanın (bebeğin eşinin) ayrılması neticesinde anne kanında β-HCG hormonu giderrek azalır. Aynı durum düşüklerden sonra da gözlenir. Anne kanında hcg hormonunun tamamen sıfırlanması farklılıklar göstermekle beraber ortalama 20-40 gün arasında gerçekleşir. Gebeliğin ilk haftalarında B-HCG değerinin giderek düşmesi o gebeliğin sağlıksız bir gebelik olduğu, dış gebelik olabileceği veya düşükle sonuçlandığı konusunda şüphe yaratır.

    BETA-HCG değerine göre gebeliğin tespiti:
    Gebelik testinde sıfırdan büyük değerler (0.001 gibi çğk küçük değerler hariç) hamilelik olduğuna dair şüphe yaratır, bu nedenle testin birkaç gün ara ile tekrarlanması gerekir. Kanda gebelik testinde belirlenen B-HCG değeri yaklaşık 1000 mIU/ml’den küçük olduğunda transvajinal ultrasonla gebelik izlenemez çünkü bu aşamada gebelik kesesi görülemeyecek kadar küçüktür. 1000’in üzerindeki değerlere çıktığında transvajinal ultrasonla gebelik kesesi izlenebilir, abdominal (karından) yapılan ultrasonla izlenebilmesi için gebelik kesesinin biraz daha büyümesi, B-HCG değerinin 1500-2000’e çıkması gerekir. B-HCG değeri 7000 civarına geldiğinde kese içerisindeki yolk-sak denilen yuvarlak yapı izlenebilir, B-HCH değeri 10.000 civarına geldiğinde ise bebeğin kalp atımları ultrasonda izlenebilir.

    Kanda gebelik (hamilelik) testi ne zaman belli olur? Ne zaman yapılmalı?
    Kanda gebelik testinde Beta-HCG hormonunda yükselme tespit edilebilemesi için beklenen adet gününün gelmesi gerekir, bazen bu günden bir iki gün önce de tespit edilebilir. Daha net bilgi vermesi için genellikle adet gecikmesi yaşandıktan bir kaç gün sonra kanda gebelik testi yaptırılması önerilir. Yumurtlama günlerinde ve ilişkiye girilen günlerde kanda hamileliğin tespit edilmesi mümkün değildir çünkü bu kadar erken dönemde hamilelik olsa bile henüz rahim içerisine ulaşmamıştır, bu nedenle hormonlar anne kanına geçememektedir. Kanda veya idrarda gebelik testlerinin aç – tok karnına yapılması farketmez.

    Tüp bebekte embriyo transferinden sonra B-HCG gebelik testi yapılması:
    Embriyo transferinden 12 gün sonra kanda gebelik testinde B-HCG değerine bakılarak gebelik varlığı araştırılır. Eğer gebelik varsa belli aralıklarla test tekrar edilebilir.

    İlgili konular ;
    Kan Tahlili Sonucuna Gore Beta-Hcg degerleri
    Gebelik (Hamilelik) Testi
    Hamilelik Belirtilerine Göre Cinsiyet Tahmini
    Hamilelikten Önce Yapılması Gerekenler Nelerdir?
    Hcg ne zaman yükselir??
    Ovulasyon nedir ? Ovulasyon hakkındaki yanlış bilgiler.

  • Hamilelik Şekeri Hakkında Herşey

    Hamilelik Şekeri Hakkında Herşey

    Hamilelik şekeri, hamilelik döneminde başlayan bir çeşit diabet hastalığıdır. Bunun anlamı vücudunuzun şekeri kullanması gerektiği gibi kullanamamasından dolayı kan şekeri değerlerinizin normalin üstüne çıkmasıdır. Hamilelik şekeri yaklaşık olarak %4 oranında hamileyi etkiler. Genelde hamileliğin beşinci veya altıncı aylarında ortaya çıkar (24-28 haftalar). Genellikle de doğumdan sonra ortadan kaybolur.

    Hamilelik Şekeri Bebeğimi Nasıl Etkiler?
    Yüksek şeker oranları hem sizin hem de bebeğiniz için sağlıksızdır. Eğer yüksek şeker seviyeleri kontrol altına alınmazsa doğumda problem yaşama riski artar. Bebeğin no
    rmalden fazla büyümesi gibi etkilerle doğumu sizin için ve bebeğiniz için zorlaştırabilir. Ayrıca bebeğin ileriki yaşamında şeker hastalığı riski taşımasına sebep olur.

    Hamilelik Şekerim Varsa Ne Yapabilirim?
    Doktorunuzun ve diyetisyeninizin önerileri doğrultusunda beslenmenizi düzenlemeniz, düzenli egzersiz yapmanız ve kan şekeri seviyelerinizi düzenli olarak kontrol etmeniz gerekir.

    Beslenmemde Ne Gibi Değişiklikler Yapmam Gerekir?
    Doktorunuz bu değişiklileri bir diyetisyen yardımıyla yapmanızı isteyebilir. Bunun yanında bazı gıdaların beslenmenizden çıkarılması istenebilir. Özellikle dondurma, şerbetli tatlılar, kurabiyeler, çikolata gibi şekerden zengin gıdalardan uzak durulması bunlar yerine doğal şeker içeren meyveler tercih edilmesi gerekebilir.

    Öğün aralarında acıktığınızda kuru üzüm, havuç, meyve gibi sizin için sağlıklı olan seçenekleri tercih edebilirsiniz. Beyaz undan yapılan makarna veya beyaz pirinç yerine sizin ve bebeğiniz için daha yararlı olan bulgur, kepekli makarna veya esmer (kepekli-kabuklu) pirinç tercih edebilirsiniz.
    Dengeli ve çeşitli beslenmenizde sizin ve bebeğiniz için çok önemlidir. Hamilelik döneminde ne kadar kilo aldığınıza bağlı olarak öğünlerde daha az yemeniz gerekebilir. Bununla ilgili olarak doktorunuz veya diyetisyeninizle konuşabilirsiniz.

    Neden Egzersiz Önemli?
    Doktorunuz sizin ve bebeğiniz için güvenli olan egzersizi düzenli olarak yapmanızı önerecektir. Egzersiz kan şekeri seviyenizi normal düzeyde tutmanıza ve kendinizi iyi hissetmenize yardımcı olacaktır.
    Yürüyüş hamileler için genellikle en kolay egzersiz şeklidir. Yüzme veya diğer egzersiz çeşitleri de güvenli olan seviyelerde yapılabilir. Hangi egzersizlerin sizin için güvenli olduğunu doktorunuza danışabilirsiniz.
    Eğer genelde yürüyüş alışkanlığınız yoksa günlük 5-10 dakikalık yürüyüşlerle başlayabilirsiniz. Güçlendikçe yürüyüş zamanını 30 dakikaya kadar çıkartabilirsiniz. Egzersizi ne kadar sık yaparsanız o kadar kolay kan şekeri seviyenizi kontrol altına alabilirsiniz.
    Egzersiz yaparken dikkatli olmanız da şart. Egzersiz yaparken kendinizi çok zorlamamanız, çok terlememeniz ve nefes nefese kalmamanız gerekir.

    Eğer egzersiz yaparken başınız dönerse, sırt ve bel bölgenizde şiddetli ağrı hissederseniz veya başka bölgelerde ağrı hissederseniz egzersizi hemen bırakıp doktorunuz arayınız.

    Hamilelik Döneminde Hangi Testleri Yaptırmam Gerekir?
    Doktorunuz sizden rutinde yapılan kan tahlillerini isteyecektir. Bunun yanında sizin de düzenli olarak kan şekeri seviyenizi ölçtürmenizi isteyebilir. Bu testler doktorunuza beslenmenizin ve egzersizin kan şekeri seviyesini istenilen seviyede tutup tutmadığı konusunda bilgi verecektir. Eğer değerler istenilen düzeylerde değilse doktorunuz sizden kan şekeri seviyenizi düşürmek için insülin kullanmanızı isteyebilir. Doktorunuz bu konuda sizden bir uzmanla görüşmenizi isteyebilir.

    Bebeğim Doğduktan Sonra Kan Şekeri Değerlerim Düzene Girer mi?
    Bebeğiniz doğduktan sonra hastanede bulunduğunuz zaman içerisinde kan şekeri düzeylerine baktırmanıza gerek yoktur. Hamilelik şekerinin kontrolü loğusalık döneminde, doğumdan 6–8 hafta sonra yapılmalıdır. Hamilelik döneminde gebeliğe bağlı şeker yükselmesi yaşayan anne adaylarının yaşamları boyunca diğer annelere göre şeker hastalığına yakalanma riskinin biraz daha yüksek olduğunu biliyoruz.

    Bu yüzden sağlıklı ve dengeli beslenmeye devam edip, düzenli egzersizlerinizi yapmak ve doktorunuzun önerdiği peryodları da şeker kontrolünüzü yapmanız sizin için çok önemlidir.

     

    Diyabetli hamileler nasıl beslenmeli?

    Gebelik şekerinde de normal diyabetteki gibi en önemli besin öğesi karbonhidratlı (şekerli) besinler. Karbonhidratlı besinler kan şekerini yükseltir diye diyetten çıkartılmaz. Yapılan çalışmalar da göstermiş ki; gebelikte yeterli protein ve yağ alınsa dahi eksik karbonhidrat bebeğin beyin gelişimi üzerinde olumsuz etkiler oluşturur.

    • Karbonhidratlarda önemli nokta; ne kadar karbonhidrat gerektiğinin iyi hesaplanması ve kişinin ihtiyaç duyduğu karbonhidratı günün hangi saatlerinde, ne kadar ve hangi besinlerle karşılayabileceğini öğrenmesidir. Kan şekerini hızlı yükselten basit şekerler yerine lif miktarı yüksek, kan şekerini daha yavaş yükselten, sağlığı geliştirmede daha etkin kompleks karbonhidratları seçmek faydalı olur.
    • Kompleks karbonhidratlar; tam tahıl taneleri, kepekli pirinç, makarna, bulgur, tam buğday ekmekleri, çavdar, yulaf ve benzerleridir. Basit şekerler ise; çay şekeri, reçel, bal ve marmelat gibi gıdalardır. Diyet programında karbonhidrat kaynaklarını öncelikli olarak ekmek ve ekmek yerine geçenler ile meyve grubu besinler oluşturur. Bu besinler diyette kesinlikle bulundurulmalı. Ancak yenilecek miktar ve zamanlama çok iyi belirlenmeli.
    • Sıkıntı her zaman kan şekerinin yükselmesi olmaz. Kan şekerinin düşmesi de yaşanır ve çok tehlikelidir. Bu nedenle doktorun ve beslenme uzmanının istediği periyotlarda kan şekeri kontrolü yapmak / yaptırmak, besin tüketim kaydı tutmak ve bu kayıtlar eşliğinde beslenme programını yenilemek gerekir. Annenin aldığı kilo, kan şekeri değerleri, yiyebildiği ve yiyemediği besinler göz önüne alınarak diyetisyen kontrolünde beslenme programı yenilenmelidir.
    • Öğün atlamayın. Kan şekerinin düşmesi oldukça sıkıntılı bir durumdur. Bunu önlemenin en güzel yolu sık aralıklarla beslenmektir. Kan şekerlerinin istenilen düzeylerde tutulabilmesi için öğün sayı ve miktarları önemlidir. Ara öğünler, öğünden 2,5 – 3 saat sonra kompleks karbonhidrat içerikli olmalıdır.
    • Kan şekerini düzenlemede yardımcı besinlerin başında posa gelir. Posa, birlikte yenilen karbonhidratın kan şekerine olan etkisini azaltır. Kan şekerinin yükselme hızını yavaşlatır. Bu nedenle de tüm öğünlerinizde kalori değeri çok az olan ama vitamin, mineral ve posadan zengin olan kaynakları, yani sebzeleri mutlaka sofranızda bulundurun. Bununla birlikte diğer karbonhidrat kaynaklarında da posadan zengin olanları tercih etmelisiniz. Yani tam buğday ekmeği, çavdar, bulgur, meyveler gibi.

     

     

    İlgili Konular ;
    Gebelik şekeri çıkanlar varmı?
    Hamilelik şekeri ve diyet
    Gebelik şekeri olanlar

  • Gebelik (Hamilelik) Testi

    Gebelik (Hamilelik) Testi

    Kanda ve idrarda yapılan gebelik (hamilelik) testleri

    Gebelik rahim içinde (dış gebelik durumunda tüplerde ya da karın boşluğu gibi bir yerde) yerleştiği andan itibaren trofoblast hücreleri tarafından HCG (Human chorionic gonadotropin) adı verilen bir hormon salgılanmaya başlanır. Normalde kanda ve idrarda eser miktarda bulunan bu hormonun arttığının çeşitli testlerle gösterilmesi (HCG salgılayan tümörlerin olduğu çok ender durumlar hariç) vücutta bir gebelik olduğunun kesin kanıtıdır.

    Kandaki ve idrardaki HCG seviyesinin bu hormona yapısal olarak çok benzeyen luteinizan hormon (LH) adlı yumurtlamadan sorumlu hormon ile karışmasını önlemek için HCG hormonunun beta fraksiyonu yani ß-HCG ölçümü yapılır.

    İdrar testleri:

    Kanda ß-HCG belli bir eşik seviyesine ulaştığında idrara çıkmaya başlar ve gebeliğin ilerlemesiyle idrardaki seviye artar. İdrarla yapılan gebelik testlerinin esası bu ß-HCG’nin varlığının ya da yokluğunun saptanmasına dayanır. Çeşitli testlerin hassasiyeti arasındaki farklılıklar idrardaki seviyeyi tanıyıp tanıyamamalarına bağlıdır. Hassas bir test idrarda gebeliğin en erken dönemlerindeki düşük seviyedeki ß-HCG’yi tanıyabilirken, hassas olmayan testler gebelik biraz daha ilerleyip idrardaki seviye yükseldiğinde, yani daha geç bir dönemde gebeliği tanıyabilirler.İdrar testlerinde “gebelik müspet” sonucu alındığında hata oranı oldukça düşüktür. Ancak “gebelik menfi” sonucu veren testin bir süre sonra tekrarlanması uygundur.

    Eczanelerde ya da evlerde hazır test kitleri yardımıyla uygulanan idrarda gebelik testlerinin güvenilirliği üretici firma tarafından her ne kadar %99 olarak belirtilse de yapılan çalışmalar özellikle adet gecikmesinin 10 günden daha az olduğu durumlarda hata oranının %50′lerde olabileceğini göstermektedir (“Hata” genellikle testin hassasiyetinin düşük olması nedeniyle varolan bir gebeliği saptayamaması şeklinde olmaktadır. Ancak tam tersi de mümkündür).

    Laboratuvarda uygulanan idrarda gebelik testleri ise adet gecikmesinin beşinci gününden itibaren güvenilir sonuç verebilmektedir. Bu testler daha düşük hormon seviyelerini tanıyabilen ve bu yüzden de hazır test kitlerine göre daha hassas olan testlerdir.

    Kan testi (beta HCG):

    İdrar testleri ß-HCG’nin varlığını ya da yokluğunu saptayabilirken kan testleri ß-HCG’nin kandakiseviyesini saptarlar. Böylece hormon salgısının başladığı en erken dönemlerde, henüz adet gecikmesi bile olmadan kanda ß-HCG seviyesi saptanarak gebeliğin tanısı konabilir, ya da gebelik oluşmadığı yönünde kesin karar verilebilir.

    Kanda ß-HCG testi gebelik testi olarak kullanılmasının yanında dış gebelik, mol gebeliği, düşük gibi durumların tanısında da kullanılan oldukça değerli bir tanı aracıdır.

    İlgili Konular ;
    Hamilelik Belirtileri
    Üstüne görme nedir?
    Tahmini doğum tarihi – Gebelik Hesaplama
    Ovulasyon-Yumurtlama tarihi hesaplama
    Gün gün Hamilelik – Gebelik Takvimi

  • Hamileliğinizin 10. haftasında bebeğinizin cinsiyetini öğrenin !

    Hamileliğinizin 10. haftasında bebeğinizin cinsiyetini öğrenin !

    Hamileliğinizin 10. haftasında bebeğinizin cinsiyetini öğrenin ! | 1 2006 yılında önce Amerika’da daha sonra sırasıyla Avusturalya, Almanya, Meksika, Bahreyn, Mısır, Lübnan, Ürdün, Kuveyt, Umman, Çin, Katar, Panama, Ekvator, Sudi Arabistan, Suriye, Birleşmiş Arap emirliği, Polonya, Rusya, Güney Afrika, Kolombiya ve Venezuela gibi ülkelerde satışına başlanan İntelligender cinsiyet belirleme testi şimdi Türkiye’de.

    Testi ne zaman kulanabilirim ?

    Hamileliğinizin 10. haftasında testimizi uygulayabilirsiniz. Birçok anne adayı bebeğinin cinsiyetini ultrason ile ancak hamileliğin 20. haftasında öğrenebilmektedir. Intelligender Cinsiyet Belirleme Testi bu süreyi yarıya indirerek müjdeyi sevdiklerinizle hemen paylaşmanıza olanak sağlamaktadır!

     

     

    Test nasıl uygulanıyor

    Testi uygulamak hem çok pratik ve ucuz hem de sadece 10 dakika. Anne adayinin sabah ilk idrariyla yapilan testin sonucu koyu yeşil olursa erkek, turuncuya dönerse bebek kız anlamına geliyor. Yapılan klinik testler sonucu testin doğruluk oranının %90’ın üzerinde oldugu belirtiliyor.

    Testin yapılış videosu için lütfen tıklayın

    Hamileliğinizin 10. haftasında bebeğinizin cinsiyetini öğrenin ! | 2

    Siz de eşiniz ve sevdiklerinize unutamayacakları bir sürpriz yapmak isterseniz muadili olmayan bu testi, testin turkiye distiributoru olan www.onhafta.com sitesinden temin edebilirsiniz .

    Test hakkında Detaylı bilgi için tıklayın

    OnHafta Facebook
    OnHafta Twitter

    Hamileliğinizin 10. haftasında bebeğinizin cinsiyetini öğrenin ! | 3