Etiket: gebelik

  • Hamilelikte sekste hangi pozisyon daha güvenli?

    Hamilelikte sekste hangi pozisyon daha güvenli?

    Kadınların annelik yolculuğu yani gebelik, onu bu günlere getiren seks yaşantısının sonuna gelinmesi, cinsel ilişkiye 9 ay ve hatta daha uzun bir ara verilmesi anlamına gelmiyor.

    Toplumsal rivayetlerin, korkuların ve yanlış yönlendirmelerin aksine, gebelikte de cinsel yaşamı sürdürmek mümkün. Ve hatta bu konuda bilinçli ama aynı oranda rahat olunursa her şey daha da yolunda gidebilir. Çünkü gebelikte de kadınsal hormonlar iş başındadır, ölmez yitip gitmezler. Evet, psikolojik bir sürece de girildiğinden çoğu zaman olumsuz etkilenir fakat bu genelde gebeliğe alışma sürecinde böyledir. Annelik içgüdüsünün güçlendiği evrede cinsellikten soğumak olağandır. Ve cinsel yaşamı en olumsuz etkileyen şeylerden biri de cinsel ilişki esnasında bebeğe zarar verme korkusudur. Oysaki normal seyreden gebeliklerde cinsel ilişkinin sanıldığı gibi zararları yoktur. Gebelik ilerledikçe ve anne adayı kendisinde gerçekleşen bu değişime uyum sağladıkça cinsel istekte artış görülür.

    Gebeliğin son dört haftasına dek, herhangi bir sebeple doktor tarafından yasaklanmadıkça, cinsel ilişkiye girmek konusunda bir sıkıntı yok. Bebek anne karnında dünyanın en korunaklı haznesinde bulunduğu için cinsel ilişkide zarar görmeyecektir. Gebelikte cinsel ilişki sırasında dikkat edilmesi gerekenleri ise şöyle:

    Her iki eş de fiziksel olarak rahat olmalı.
    Pozisyon sekse ve istenilen fiziksel temasa müsaade etmeli.
    Her iki eş de rahme baskı yapmaktan sakınmalı ya da tüm ağırlığı karın bölgesine vermemeli.

    Fazla efor sarf etmekten kaçınması gereken anne adayının ve bebeğinin rahatını ön planda tutan pozisyonlar ise şu şekilde:

    Kaşık pozisyonu: Bu, karın bölgesine baskı yapmadığı ve eşlere pek çok hareket olanağı tanıdığı için rahat bir pozisyondur. Kadının arkasında kalan erkek için farklı açılardan penetrasyona (penisin vajene girişi) izin verir. Ancak bu pozisyonda kadının sağ tarafına yatmasından kaçınılması gerekir. Hem erkek hem de kadın ilişki sırasında en az eforu bu pozisyonda sarf eder. Penisin vajene giriş derinliği erkek tarafından rahatlıkla ayarlanabilir. Vajen içindeki G noktasının uyarılması mümkündür. Özellikle gebeliğin ileri dönemlerinde karın büyüklüğü iyice arttığında bu pozisyonu tercih etmek gerekir.

    Yan yana pozisyonu: Bu pozisyon, kaşık pozisyonuna kıyasla eşit fiziksel temas kurmaya daha çok izin verir. Fakat penetrasyon biraz daha zordur. Eşlerden her ikisinin de bacaklarını çapraz olarak birbirine geçirmesi bunun için yardımcı olabilir. Hem kaşık pozisyonu hem de bu pozisyon, eşlerin birbirleri üzerinde vücut ağırlıklarını hissetmeyerek rahat olabilmelerini sağlama özelliği taşıyor.

    Kadının üstte olduğu pozisyon: Kadına penetrasyon esnasında açıyı ve derinliği kontrol edebilme fırsatı verir. Hamileliğin son dönemlerinde bu pozisyon biraz yorucu olabilir ve eğer dengeyi sağlamak kadın için sıkıntılı olursa, yatar halde bir pozisyona geçilmeli. Fakat bu pozisyon hamilelik döneminde seks yapan çiftler için en ideal pozisyon olarak değerlendirilir. Hemen hemen tüm kadınlar bu pozisyonda orgazma rahatlıkla ulaşabilir. Karın içi basıncını artırmayan bir pozisyondur. Kadın erkekten daha aktiftir ve ilişki süresini ayarlayabilir, penisin vajene girme derinliğini kontrol edebilir.

    Kedi pozisyonu: Kadının G noktasını uyarması açısından elverişli bir pozisyondur. Genellikle kadın için, eğer yoga yapmıyorsa, hamilelikte çok fazla uygulanan bir duruş değildir.

    Yatağın kenarında pozisyonu: Bu pozisyon, hamilelikte seks yaparken rahat olan duruşları yakalayabilmek için pek çok fırsat tanır. Kadın, bacakları yatağın dışında kalacak şekilde yatağa uzanır (soluna ya da kısa bir süreliğine sırt üstü) ve erkek yatağın dışında kalarak, dizlerinin üstünde ya da ayakta bir pozisyonda seksi sürdürür. Pozisyon, kadının yatağın dışında, dizlerinin üzerinde (altına yastık koyarak) kalarak, vücudunun üst kısmını yatağın üzerinde, göbeğini yatağın dışında bırakıp, kedi pozisyonuna dönüştürülmesi şeklinde de uygulanabilir.

    Op. Dr. Gökçen Erdoğan

  • Hamilelere 13 Uzman Önerisi

    Hamilelere 13 Uzman Önerisi

    Hamilelik her kadının yaşaması gereken müthiş bir duygudur.
    Sağlıklı bir bebek sahibi olmak isteyen kadınlar bu konuda ne yapılması gerektiğini öğrenmek isterler.
    Kadınlar kulubü editörleri olarak, hamilelik konusunu araştırdık, uzman önerilerinden oluşan Hamilelere 13 Uzman Önerisi konusunu sizler için hazırladık.

    Hamilelere 13 Uzman Önerisi

    1-Günde 2 Litre Su İçin
    Uzmanlar sağlıklı bir hamilelik geçirmeniz için yeterli su alımının zaruri olması gerektiğinde hemfikirler.
    Döllenme ile birlikte bebeğin gelişmesini sağlayacak çevrenin oluşabilmesi ve hücrelerin çoğalıp şekillenmesi için anne adayının besin öğeleri gereksinimlerinin karşılanmasında su çok önemlidir.
    Sıvı alımı, düşüğü ve idrar yolu enfeksiyonlarını önler, gıdaları iyice sindirip, kabızlıkla başetmenizde yardımcınız olur.
    Sağlıklı bir hamilelik geçirmek için anne adayının günde en az 8-10 bardak su içmesi gerekir. Anne adayı aktif çalışan biriyse ya da egzersiz yapıyorsa, alması gereken su miktarı buna bağlı olarak daha da artmaktadır. Her bir saatlik egzersiz için en az bir bardak fazladan su içmesi gerekir. Sağlıklı Kilo Alın
    Doktorların tavsiyesi, ilk 3 ayda yalnızca bir kilo almaktır.
    Bunun içinde günlük diyet listenize 135 Kalori ekleyin.
    135 kaloriyi bir bardak sütte, diğer besleyici gıdalarda veya yumurtada bulabilirsiniz. En iyisi, bir diyetisyene gidin ve hamilelik boyunca kendinize belli bir beslenme programı uygulayın

    Egzersiz Yapmadan Doktorunuza Danışın
    Doktorunuza bildirmeden, ona danışmadan spor yapmayın!
    Hamilelikte yapılabilecek en kolay ve en yararlı egzersiz yürüyüştür. Anne adayının hamilelik süresince uzman doktor kontrolü ve mümkünse spor eğitmeni eşliğinde emniyetli ve güvenli şekilde spor yapması önerilir. Eğer rahim ağzının darlığı gibi tıbbı sorunlar söz konusu ise egzersiz yapılmamalıdır. Hamilelikte egzersiz yapmayı düşünen kadınlar bu isteğini mutlaka doktoru ile paylaşmalı ve doktorunun kendisine getirebileceği kısıtlamalara uymalıdır.

    Uykunuzu Güzel Alın
    Hamilelikte kendinizi rahat ve gün boyu enerjik hissedebilmek için en az 8 saat uyuyun.
    İyi alınmış bir gece uykusu annenin ve bebeğin sağlığı için çok önemlidir.
    Uyku probleminiz varsa doktorunuza danışın. Alkolden , Sigaradan Ve Kafeinden Uzak Durun!
    Sigara, alkol, kafeinin fazlası, ciddi doğum kusurlarına yol açabiliyor.
    Sigaranın içerdiği zift, nikotin, karbon monoksit ve diğer zehirli maddeler üst solunum yollarına, buradan bronşlara ve kana geçiyor, böylece solunum sistemi, kalp ve damarlar başta olmak üzere vücudun tüm organları zarar görüyor, sizin zarar görmeniz direk bebeğinizin etkilenmesi anlamına geliyor. Alkol ise bebeklerde gelişim sorunlarına neden oluyor. hamilelere_13_uzman_onerisi (6)Yüksek Sıcaktan Kaçının
    Hamilelere 13 Uzman Önerisinden bir de gebeliğiniz sırasında sauna, kaplıca, hamam gibi yerlerde bulunmamanızdır.
    Bu gibi yüksek ısıda olan yerlerde bulunmak, size ve bebeğinize zarar verebilir.
    Özellikle yaz aylarında öğlen çok sıcaklarda dışarı çıkmayın, zaruri işiniz varsa gölge
    yerlerde dolaşın.

    Akapuntur Yaptırın
    Doktorunuzun onayını aldıktan sonra akapuntur yaptırabilirsiniz.
    Bu müthiş tedavi yöntemi, kabızlıktan uykusuzluğu, sinirsel rahatsızlıklardan kramplarınıza pekçok rahatsızlığa şifadır.
    Bu tedavi yöntemi ağrıyı kesmekte çok etkili ve güvenilir bir yoldur. hamilelere_13_uzman_onerisi (9)Kramplardan Kurtulmak İçin Muz Yiyin
    Dayanılmaz acılar veren bacak krampları gebelikte sık görülür.
    Bu kramplardan kurtulmanın en etkili yolu, her akşam yatmadan 1 muz yemektir.
    Potasyum yönünden zengin içeriğiyle muz, kramplardan ve bunların yol açtığı ağrılardan kurtulmanızı sağlayacaktır.

    Hamilelere Altın Tavsiyeler Tıklayınız

    hamilelere_13_uzman_onerisi (10)Folik Asit Açısından Zengin Besinler Tüketin
    Folik asit bebeğinizin gelişiminin sağlıklı olması ve doğum kusurlarından korunmak için alınması gereken temel vitamindir.
    Hamilelere 13 Uzman Tavsiyesi olan şeylerden biri de günlük en az 400-800mg folik asit alın. Bu vitamini doğal yollardan alabilirsiniz
    Koyu yeşil yapraklı sebzeler, kuru fasulye ve narenciyeler folik asit yönünden zengin gıdalardır.
    Yalnız folik asitide çok kaçırmayın, herşeyin normali iyidir. hamilelere_13_uzman_onerisi (11)Evcil hayvanlar o kadar tatlı oluyor ki onları sevmeden duramıyoruz değil mi:)?
    Hamilelere 13 Uzman Önerisinden biri de gebelik boyunca bu sevimli hayvanlardan uzak durmanız.
    Özellikle kedilerle temas halinde olmayın.
    Hayvanlarda bulunan parazitler, toksoplazma ismi verilen enfeksiyona yol açabilir.
    Bu parazit, hamilelerde düşüklere, bebeğinizde beyin hasarı ve körlük gibi ciddi
    sorunlara neden olabiliyor. hamilelere_13_uzman_onerisi (12)Kozmetin Ürünlerden Uzak Durun
    Birçok kişisel bakım ürünü bebeğinizin gelişimini etkileyen çeşitli kimyasallar ve kanserojenler içerir.
    Bebeğinizi korumak için hamilelere 13 uzman önerisinden biride onun için, doğal, güvenli ürünler için tercih etmek ya da sadece 9 ay boyunca kozmetik ürünlerden uzak durmaktır. Tiroidlerinizi Kontrol Ettirin
    Araştırma yapan uzmanlar, hamilelerde metabolizmayı baltayan, ve çeşitli sorunlara yol açan bir durum keşfettiler; hipotiroid!
    Hipotiroidi tiroid hormonlarının normalden düşük olması nedeniyle tiroid bezinin görevini yeterince yapamaması durumudur. Gebelikte izlenebilen bir bulgudur. Hipotroid belirtileri, unutkanlık, halsizlik, deride kuruma, saçlarda dökülme, yorgunluk, uykuya eğilim, kilo alma. Hipotroid sorunu, bebekte düşük veya öğrenme güçlüğü neden olabilir.
    Size tavsiyemiz sağlığınız için hamile olduğunuzu öğrenir öğrenmez trioidlerinizi kontrol ettirin. hamilelere_13_uzman_onerisi (15)Sakatatlarla Beslenmeyin
    Sakatatlar düşüğe neden olan listeria baktesi taşıması ile bilinir. Hamileliğiniz boyunca sosis, salam, sucuk aklınıza ne kadar sakatat geliyorsa onlardan kaçının,
    bunların yerine et ihtiyacınızı, dana eti, kümes hayvanlarının etleri ile karşılayabilirsiniz.
    Ne kadar canınız çekse de bu gıdalardan beslenmemiz sizin ve bebeğiniz sağlığınız için en doğru karardır.

    İlgili Konular
    Hamilelikte Süt İçmenin Faydaları Tıklayınız
    Hamilelikte Folik Asit Alabileceğiniz 7 Yiyecek
    Hamileyken Mutlaka Yenilmesi Gereken 9 Besin!
    Hamilelikte Yumurta Yemenin Faydaları
    Hamilelikte Yapılmaması Gereken 13 Şey için Tıklayın
    Hamilelere 13 Uzman Önerisi için Tıklayın
    Hamilelikte Temel Besin Kaynakları
  • Hamilelikte dondurma yemek zararlı mı?

    Hamilelikte dondurma yemek zararlı mı?

    Hamileler tarafından özellikle yaz aylarında en sık merak edilen ve sorulan konulardan birisi dondurma tüketimi konusudur. Hamileler dondurma yiyebilir mi? Hamileler dondurma yemeli mi, yemek zorunda mı? Hamilelikte dondurma anne karnındaki bebeğe zarar verir mi? Dondurma bebeğin üşümesine sebep olur mu, dondurma fazla yiyince bebek üşür mü? gibi çok çeşitli formlarda sorular hamileler tarafından merak edilebilmektedir.

    Özet olarak: Dondurma hamileler ve diğer insanlar için belirli miktarda tüketildiğinde zararsız olan en masum tatlı besinlerden birisidir. Ancak her besin gibi gereğinden fazla tüketildiğinde başta aşırı kilo alımı olmak üzere çeşitli zararları da beraberinde getirebilir. Hamileler açısından içerdiği maddeler veya soğuk olmasından ötürü özel bir önem arzetmez, hamilelere özel bir zararı yoktur. Dondurma diğer insanlar için nasıl değerlendiriliyorsa hamile kadın ve karnındaki bebek için de aynı şekilde değerlendirilir.

    Dondurma yersem bebek üşür mü? Bebeğe zarar verir mi?
    Nadiren hamile kadınlar tarafından merak edilen bir sorudur? Alınan bütün yiyecekler ve içecekler öncelikle annenin midesine, barsaklarına geçer, barsaklarda sindirim sonucu emilen maddeler annenin kanına geçer ve anne kanından da plasenta (bebeğin eşi) yardımıyla bebeğe gerekli maddeler iletilir. Yani hiçbir yiyecek veya içecek direk olarak bebeğe gitmez veya rahime gitmez. Dolayısıyla soğuk veya sıcak yiyeceklerin rahim ve bebek etrafında etki oluşturması bebeği üşütmesi veya sıcaklatması imkansızdır. Zaten anne tarafından alınan besinler soğuk veya sıcak olsa da mideye ulaştıktan kısa süre sonra normal vücut ısısına ulaşır.

    Hamilelerin dondurma tüketiminde dikkat etmesi gerekenler:
    – Haftada 1-2 kereden fazla dondurma tüketilmemelidir, aşırı kalori alımından dolayı anne ve bebeğin normalin üzerinde kilo almasına neden olabilir.
    – Bir seferde 1-2 kaşıktan fazla miktarda tüketilmemelidir.
    – Hamileler kalsiyum ihtiyacını süt ve yoğurt gibi süt ürünlerinden karşılamalıdır, dondurmadan değil.
    – Besin zehirlenmesi gibi durumlarla karşılaşmamak için son kullanma tarihi geçmemiş ve hijyen kurallarına uyan güvenilir yerlerden alınarak tüketilmelidir.
    – Pastörize edilmemiş sütlerle yapılan dondurmalardan listeria enfeksiyonu meydana gelebilmektedir! Buna dikkat edilmelidir.
    – Yediğiniz dondurmanın artan kısmını buzdolabında veya derin dondurucuda saklayarak daha sonra tekrar tüketmeyin. Bu şekilde bakteri üremesi ve enfeksiyonlar meydana gelebilir. Satın aldığınız dondurmayı bir seferde tüketin.

  • Hamilelik Sonrası Kilo Verme Yolları

    Hamilelik Sonrası Kilo Verme Yolları

    Çoğu kadın hamilelik döneminde 25-35 kilo alır, ve eski bedenlerini arzulamaları ona dönmek için çaba göstermeleri doğaldır.
    Bu konuda izlenilecek en sağlıklı yol, annenin değil, bebeğin kilo almasına ve beslenmesine yarayacak gıdalarla beslenmek, ve bunda sabırla sebat göstermektir. Hamilelik Sonrası Kilo Verme Yolları yazımız size doğumdan sonra kilo vermeniz konusunda yardımcı olacak, ve istediğiniz kiloya kısa sürede kavuşmanızı sağlayacaktır.

    Kilo vermeye hazır olduğunuzda, Hamilelik sonrası kilo verme yolları ile sağlıklı bir beslenme ve egzersizle yolakoyulabilirsiniz.
    Sabırsızlıkla beklediğiniz kadar hızlı olmasa da, istikrarla önerilere uyduğunuz takdirde, istediğiniz bedene kavuşursunuz.

    Hamilelik Sonrası Kilo Verme Yolları 

    Acele Etmeyin!
    Doğum sonrası kilo vermekte çok sabırsızsınız bunda da haksız sayılmazsınız, fakat acele yok biraz sabır:).
    Doğumhaneden spor salonuna koşmakla hızlı davranmayın.
    Bu yürüyüşe çıkmayın, günlük yapmanız gereken işleri yapmayın, lohusa sendromu yaşayıp yataktan çıkmayın anlamına gelmiyor, yalnızca kilo verme konusunu çok kafaya takmayın.
    Vücudunuzun önce kendine gelmesini bekleyin.
    Uzmanlar doğumdan sonra kilo vermeye niyetlenmeden en az 6-8 hafta bekleminizi tavsiye ediyor.
    Tüm bunlar bir yana doğum sonrası ilk hafta hiç çaba göstermesenizde, çocuk emzirerek hamilelikte aldığınız kiloların çoğundan kurtulmuş olacaksınız.

    Diyetisyen Kontrolüne Girin!
    Doğumdan birkaç ay sonra diyetisyene gidip, diyetisyeninizden anne sütünü artıran, sizin dengeli beslenerek kilo vermenizi sağlayan bir diyet listesi hazırlamanızı talep edin.
    Bu şekilde hem bebeğiniz günlük alması gereken gıdaları sizin vasıtanızla alacak, hem siz de en kısa zamanda forma kavuşursunuz.

    Gerçekçi beklentileriniz olsun
    Basın ve magazinde gördüğümüz pekçok ünlünün hamilelik kilosunu hemen verdiğine şahit oluyoruz.
    Fakat şunu unutmamalı ki, ünlülerin doğum sonrası kilolalarını vermek için uyguladığı uç diyetler, hem ruha hem de bedene zarar veren şeyler.
    Bunun dışında herkesin bedeni başkadır, kimi doğum yapmadan önceki haline kısa sürede gelebilir kimi ise doğum kilolalarından hayat boyu kurtulamaz.
    Kesinlikle genç kız vücuduna bedenimi çevirmeleyim diye ütopik beklentilere saplanmayın, bu durum sizi üzmekten öteye gitmez.
    Sahip olduğunuz dünyalar güzeli evladınızın vücudunuzdaki tüm değişimlere, aldığınız tüm kiloya değer olduğunu düşünün ve rahatlayın.

    Stresle Başedin!
    Mümkün mertebe stresle mücadele edin.
    Doğum sonrası stresinizi kontrol etmezseniz, bu çok yemenize, yanlış beslenmenize, ve doğum kilolarınızı kafaya çok takmanıza gibi çeşitli sonuçlara yol açabilir.
    Stresle mücadele etmek için bebeğinizi alıp bir hava alın, güneşli ve güzel havanın tadını çıkarın, yalnızca bunları yapmak bile, beyninizin endorfin hormonu salgılamasına, huzurlu dingil bir ruh haline kavuşmanızı sağlar.
    Stresle başetmek için diğer size sunabileceğimiz çözümler; sıcakla ılık arası bir duş almak bu sinirlerinizi rahatlatmak için birebirdir, yoga ve meditasyon gibi zihninizi boşaltmanızı sağlayacak sporlar yapmak, sevdiklerinizle vakit geçirmek, kitap okumak,bitkisel çaylar içmek, vb. tüm bunlar stresten kurtulmanızı sağlayacak basit ama etkili alternatiflerdir.

    Uykunuzu Güzel Alın
    Hepimizin bildiği gibi pekçok yeni anne özellikle geceleri bebeğiyle ilgilenmekten uykuya hasret, hatta oturduğu yerde uyumaları bile süpriz olmuyor:)
    Ancak size önerimiz mümkün mertebe uykunuzu iyi almaya dikkat edin, bu durum stres seviyenizi düşürüp, dengeli beslenmenizi ve egzersiz yapmaya güç bulmanızı sağlayacak.
    Bebeğinizin güzel varlığından 6-8 saat kesintisiz uyumak muhtemelen mümkün olmayacak fakat özellikle bebeğinizin uyuduğu saatlerde sizde uyuyarak uyku düzeninize dikkat edin.
    Uykunuzu aldığınızda kendinizi daha iyi hissedeceksiniz ve egzersize de günlük işleriniz için gerekli enerjiye de kavuşacaksınız.

    Sabırlı Olun!
    Pekçok diyetisyen ayda 3 kilodan fazla kilo vermeyi tavsiye etmiyor.
    Vücudunuza eski kilonuza kavuşmak için zaman verin.
    Arzu ettiğiniz kiloya hemen ulaşamazsanız, hayal kırıklığına uğramayın,hatta doğumdan sonra tartı cihazlarınızı gözlerinizden uzak tutun, görmeyeceğiniz bir yere kaldırın:)

    Düzenli olarak yürüyüşe çıkın
    Mümkün mertebe hergün yürüyün.
    Yanınızda bir arkadaşınızla yürürseniz bu hem size motivasyon olur, hem de beraber birbirinizi teşvik ederek istikrarla yürüyüşünüze devam edersiniz.
    15 dakika yürüyüşle başlayın zamanla 30 dakikaya kadar çıkın, kendinizi iyi hissediyorsanız bu yürüyüş zamanınızı daha da artırabilirsiniz.
    Bebeğiniz yanınızda olmadan, sürekli onu birini emanet edip çıkmak zor olabilir, bu sebeple, güzel havalarda bebeğinizi de yanınıza almanızı öneririz.
    Bu yürüyüşler bebeğiniz içinde faydalıdır, temiz hava alan bebek eve gidince daha rahat ve çabuk uyur.

    Egzersize başlayın!
    Doğumdan 1 ay sonra, doktorunuz sakınca görmezse, mümkünse bir spor hocasıyla egzersiz yapın. Bu egzersizler mekik çekmek, hafif tempoda koşmak hatta bisiklet sürmekte olabilir.
    Spor hocanızın size tavsiye ettiği egzersizler veya internetten hamilelik sonrası yapılması gereken egzersiz videolarını izleyerek,bunları uygulamak kısa sürede zayıflayıp fit bir görüntüye kavuşmanıza yardımcı olacaktır.
    Yeni doğum yapmış bir anneyle birlikte bu egzersizleri yaparsanız isabet etmiş olursunuz:),böylece kaçamak yapma durumunuz olmaz.

    Süt Yapan Gıdalarla Beslenin!
    Süt yapan fakat kalorisi düşük gıdalarla beslenin.
    Araştırmalar gösteriyor ki, bebeğini emziren anneler, emzirmeyenlere oranla daha hızlı kilo veriyor.
    Emzirmek günlük 500 kalori yakmanızı sağlıyor ki bu hızla kilo vermenizi sağlıyor.
    Bunun için 2 yaşına kadar herhangi bir sorun yoksa çocuğunuzu emzirmeye devam edin.

    Katı Diyetlerden Kaçının!
    Yeni doğum yapmışsınız ve vücudunuzun toparlanmaya ihtiyacı var, günlük 1000 kalorinin altında bir diyet uygulaması vücudunuzu pasif intihara sürüklemektir.
    Bu uygulamanız duygusal olarak sizi yıpratmakla, sinirlerinizi bozmakla kalmaz, evladınızla ilgilenecek gücüde kendinizde bulamaz duruma gelirsiniz.
    Özellikle emziren bir anne iseniz günlük 1800 kalori alımının altına düşmeyin.

    Günde 5 Öğün Yiyin!
    Gün 3 ana öğün 2 ara öğün yiyin, ara öğün tavsiyelerimiz aşağıdaki yazımızda yeralıcaktır.
    Öğün, özellikle kahvaltıyı kesinlikle atlamayın, kahvaltınızı güzel yapmak, yapacağınız egzersiz, yürüyüş, günlük ev işleri için size yeterli enerjiyi verecektir.
    Size önerebileceğimiz etkili bir diyet listesi:
    Kahvaltı için: 1 yumurta kepekli tost ve bir kase üzüm
    Öğle yemeği: Bir tabak ıspanak, bir dilim tam tahıllığı ekmek, ve 1 elma
    Akşam:Izgara yağsız et veya balık, mercimek çorbası, zeytin, roka salatası, beyaz peynir.
    Akşam yemeğinizi en geç 7’ye kadar yemiş olun,erken yatın ki karnınız gece acıkmasın.

    Ara öğünde sağlıklı beslenin!
    Ara öğünler, kan şekerinizi stabil seviyede tutarak, çok yemenize sebep olan kan şekeri düşmesini engelleyecektir.
    Ancak bu atıştırmalıkları işlenmiş gıdalardan seçerseniz, kilo vermeyi bırakın kilo alırsınız.
    Seveceğinizi düşündüğümüz bazı ara öğün seçenekleri
    bir avuç badem veya antep fıstığı
    Fıstık ezmesi ile tam tahıllı kraker
    Bir armut ile biraz peynir
    Bir elma
    Haşlanmış katı yumurta
    Az yağlı yoğurt ile çilek

    İlgili Konular

    Hamilelik Sonrası Diyet Listesi Tıklayınız

    Emzirirken Kilo Verme Tüyoları Tıklayınız

    Emziren Anneler İçin Diyet İle Haftada 2 Kilo Tıklayınız

    YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan yorum yazıları veya haberlerin tüm hakları Kadınlar Kulübü’ne aittir. Kaynak gösterilse dahi hiçbiri özel izin alınmadan kullanılamaz. Bu haber veya yazılar sadece Kadınlar Kulübü tarafından sağlanan RSS verileri kullanılarak alıntılanabilir.

  • Hamilelere dekorasyon önerileri

    Hamilelere dekorasyon önerileri

    Evlerimizin bizler için güvenli birer yer olduğunu düşünürüz hepimiz. Fakat evlerde yaşanan kazaları bir düşünsenize! Merdivenler, koridorlar, banyolar ve mutfaklar. Kısacası evimizin her köşesinde görünmez kazalar maalesef bizleri bekliyor. Özellikle de kadınların hamile oldukları veya çok yorgun oldukları zamanlar kazaların en çok yaşandığı dönemlerdir.

    Hamilelik döneminde evde alınabilecek önlemler ve yapılabilecek küçük değişikliklerle daha risksiz bir yaşam için tavsiyelerde bulunuyor…

    Hamilelere dekorasyon önerileri

    – Rahat hareket etmeaçısından, klozet ve duş kabinine tutacaklar yerleştirmek işinizi kolaylaştırabilir. Banyoda yanma vb. kazaları önlemek için ise, su sıcaklığı ayarlanabilen termostat vb. cihazları kullanmanızı tavsiye ederim. Banyoya konulacak sıcaklık göstergesi sayesinde, banyo sonrası anne adaylarının soğuk algınlığına yakalanma riski azaltılabilir.

    – Banyoda meydana gelebilecek en önemli sorunlardan diğeri de şofben zehirlenmesidir. Zehirlenme olasılığını ortadan kaldırmak için, banyoda yeteri kadar havalandırma ortamı sağlanmalıdır.

    – Dikkat edilmesi gereken diğer önemli husus ise, anne adayları banyo ve tuvalet bölümünde iken, herhangi bir olası duruma karşı kesinlikle kapıyı arkadan kilitlememelidirler. Ya da kilitlense bile bu kapı kilidinin önden ve arkadan kontrol edilebilme özelliğine sahip olanının kullanılması daha iyi olur.

    – Gelelim yatak odalarına. Yatak odaları kadınların hamilelik döneminde oldukça hassas bir şekilde düzenlenmelidir. Örneğin: Yatak odanız küçük ise, burayı açık tonlu ve birbirinin kontrastı renkler ile büyük gösterebilirsiniz. Ortada bulunan sehpa vb. her zaman kullanılmayan araç ve gereçleri kaldırmak yer açısından olumlu sonuç verir. Fakat rahat kullanım açısından, karyolanın başucuna uygun bir yere küçük sehpa konumlandırmalısınız. Bunun üzerinde telefon, el feneri, kişinin acil kullanması gereken ilaçları ve su bulundurulması iyi olur. Ayrıca anne adaylarının burada sık zaman geçireceği düşünülürse, kitap, dergi ve bilgisayarı da burada bulundurmak kişinin iyi vakit geçirmesi açısından yararlı olacaktır.

    – Yatak odası ile banyo ve tuvalet arasındaki alanda, dolaşmayı engelleyecek herhangi bir şey kesinlikle bulundurulmamalıdır. Yatak odası bölümünün tuvalet ve banyoya yakın olan odalardan seçilmesi, hamile bayanlar için çok fayda sağlar.

    – Evinizde sürekli kullanılmayan gereksiz tüm şeyleri ortadan kaldırın ve düzenli bir şekilde depolayın.

    – Evde her hangi olası bir durum için mutlaka bir ilk yardım dolabı bulunmalı. Günümüzde hala birçok kişinin evinde maalesef ilk yardım dolabı bulunmamakta! Bunun yanında eğer mümkünse, evde bir yangın söndürücüsü ve yangın alarmı bulundurun.

    – Evin belli yerlerinde bulunan, masa ve sehpa köşelerine yaralanmaları önlemek için köşe koruması takın. Bunları rahatlıkla yapı malzemeleri satan mağazalardan bulabilirsiniz.

    – Antrede ya da evinizin önemli bölgelerinde, acil merkezlerle ilgili tüm telefon numaralarını görünebilir bir yere not edin ya da hazır bulundurun.

    – Ev içindeki aydınlatmaların doğru ve net bir şekilde yapılması bazı aksilikleri önceden görmenizi sağlar.

    – Mekanda sık kullanılan her türlü eşyayı, kolaylıkla ulaşılabilecek yerlerde konumlandırınız. Bu şekilde, yüksek yerlerde bulunan eşyaları almak için sandalye ve merdiven gibi şeylere ihtiyaç duyulmaz. Bu da düşme riskini belli bir düzeyde azaltır.

    – Koridor gibi sık kullanılan alanlardaki yer döşemelerinin kaygan olmamasına dikkat edin. Takılıp düşmeleri önlemek için, halı kenarları kalkmış ya da kıvrılmış olmamalı.

    – Bunların yanında, anne adaylarının büyük zamanını geçirdiği diğer önemli alanlar mutfak ve tabii ki banyolardır. Dikkatsiz kullanılan bir mutfak ve banyo, maalesef kolaylıkla evin en tehlikeli alanı haline gelebilir. Bu alanları kullanırken son derece dikkatli olmakta fayda var. Örneğin; dolap ve çekmece kapaklarının kapalı olmasına dikkat edin. Telaşla iş yaparken, farkında olmadan buralara çarparak vücudunuza zarar verebilirsiniz.

    – Bunların yanında eğer maddi olarak yapabilme gücüne sahipseniz, dolap ve çekmece kapaklarını özel kayar mekanizmalı yaptırın. Bu sayede kullanan kişi, çok güç sarf etmez ve bunun yanında ulaşılması zor olan alanlara kendini zorlamadan rahatlıkla ulaşabilir.

    – Banyoda sık yaşanılan kazalardan diğeri ise, kayarak düşmelerdir. Özellikle hamilelik döneminde evin banyo ve tuvalet bölümü kazalara, düşme ve yaralanmalara kar¬şı düzenlenmelidir. Bunları önlemek için banyo zeminini kaymayan ve özel ıslaklığa dayanıklı malzemeler ile kaplayabilirsiniz.

    Tasarımcı Mehmet Akça

  • Gebelikte cinsel ilişkinin kısıtlanması gereken durumlar

    Gebelikte cinsel ilişkinin kısıtlanması gereken durumlar

    Orgazm olsa da olmasa da özellikle gebeliğin sonuna doğru cinsel ilişki esnasında uterusta anne adayı tarafından hissedilebilen kasılmalar olmaktadır.

    Önceki gebeliklerinde
    Tekrarlayan düşük, erken doğum, serviks yetmezliği ve buna bağlı erken doğum ya da düşük öyküsü olan.

    Mevcut gebeliğinde
    Düşük tehdidi, erken doğum tehdidi, erken membran rüptürü, vajinal kanama, genital bölgede enfeksiyon gibi normaldışı durumları olan anne adaylarının bu normaldışı durum ortadan tümüyle kalkana kadar cinsel ilişkide bulunmamaları gerekir. İlişkinin yasak olduğu süre doktor tarafından belirlenir.

    Bebeklerinde ağır gelişme geriliği ya da başka nedenlerle fetal distres gelişme riski yüksek olan anne adaylarının da doktorlarının belirlediği bir dönemden itibaren cinsel ilişkide bulunmamaları gerekir.

    Bu risk faktörlerini taşımayan anne adaylarında cinsel ilişki anne adayının kendini rahatsız hissetmemesi koşuluyla tüm gebelik boyunca devam edebilir.

    Baba adayında cinsel yolla bulaşan hastalık saptandığında ise enfeksiyon tedavi edilmeli ve doktor önerisine göre hareket edilmelidir.

    Vajinal kanama
    İster ilişki sonrasında olsun, ister ilişkiden bağımsız bir zamanda meydana gelsin ve miktarı ne olursa olsun gebelikte kanama hemen doktor değerlendirmesi gerektiren bir durumdur.

    Gebelikteki tüm kanamalarda normaldışı durumun etkileri tümüyle silinene kadar cinsel ilişkiden ve orgazmdan kaçınmak gerekir. Yeniden güvenli bir şekilde cinsel ilişkiye başlayabilme konusunda doktorunuzun vereceği karara uymalısınız.

    Birinci trimesterde oluşan kanamaların en sık nedeni düşük tehdidi ya da düşüktür.

    Düşük tehdidi durumlarında süresi doktorunuz tarafından belirlenmek üzere cinsel ilişki doktor tarafından yasaklanır.

    Placenta previa (plasentanın doğum kanalını tıkaması) durumunda ilişkinin mekanik etkisi ya da orgazmın uterusu kasıcı etkisi kanamaya neden olabilir. Bu nedenle placenta previa saptandığı andan itibaren genellikle cinsel ilişki yasaklanır. Bazı durumlarda başta previa tanısı konan anne adaylarında gebeliğin ilerlemesiyle plasenta doğum kanalı girişinden uzaklaşarak yukarıya göç edebilir. Bu durumlarda placenta previa tanısı ortadan kalktığından ilişki tekrar serbest bırakılır.

    Erken Doğum Tehdidi
    Orgazm olsa da olmasa da özellikle gebeliğin sonuna doğru cinsel ilişki esnasında uterusta anne adayı tarafından hissedilebilen kasılmalar olmaktadır. Bu kasılmalar daha önce doğum yapmış anne adayları tarafından daha kolaylıkla hissedilirler. Ancak bu kasılmalar erken doğumu başlatacak nitelik ve şiddete sahip değildirler. Bu yüzden normal gebelikte cinsel ilişkinin erken doğuma yolaçmadığı kabuledilir. Ancak erken doğum eylemi nedeniyle tedavi gören ve/veya erken doğum yapma açından yüksek risk faktörü olan anne adaylarının doktorlarının belirlediği gebelik haftaları arasında cinsel ilişkiden kaçınmaları gerekir.

    Yoğun meme başı uyarısı da kasılmaları başlatabilen bir etken olduğundan cinsel ilişki esnasında meme başı uyarısında şiddetli kasılmalar hisseden ve/veya erken doğum yapma riski yüksek olan anne adaylarının da bu eylemden kaçınmaları gerekir.

    Erken Membran Rüptürü (EMR), genellikle enfeksiyon temelinde gelişen bir durumdur. Dahası enfeksiyona bağlı gelişen EMR sonrası fetus ve amnios sıvısı vajinadan gelen tüm bakteri ve diğer enfeksiyon etkenleri karşısında korumasız hale gelir. Bu yüzden EMR gelişen anne adaylarının doktorlarının önerdiği şekilde aktif cinsel ilişkiden kaçınmaları gerekir.

  • Tüp bebek tedavisinde en yeni yöntemler

    Tüp bebek tedavisinde en yeni yöntemler

    Tedavideki yenilikler nedir?

    Tüp Bebek Tedavisinde en yeni tekniklerden biri embriyoların dinamik takibidir. Embriyoscope adlı tekniği Türkiye’ye ilk defa bizim ekibimiz getirdi ve en çok bizim laboratuvarlarımızda uygulanıyor. Artık embriyolar, takipleri süresince çok kısıtlı bir zaman dilimindeki görüntüleriyle değil, her 15-20 dakikada bir videolarla detaylı inceleniyor, kaliteleri buna göre saptanıyor. Bu demektir ki artık embriyoların gelişimleri hakkında çok daha fazla elimizde bilgi birikiyor. Bizim kullandığımız sistem şu anda dünyada bulunan en sofistike dinamik takip sistemidir. Biz ve bizim kullandığımız sistemi kullanan diğer merkezler (şu sıralar dünyada 100 dolayında var) başarı oranlarının arttığım gösterdiler. Öte yandan morfoloji dediğimiz spermin şekil özellikleri iyi olduğunda sağlıklı bir sperm bulduğumuzu düşünürüz. Klasik olarak mikroenjeksiyon için kullanılan I mikroskoplar spermi 400 kat kadar büyüterek sperm seçimine yardıma olur. Intra rtoplasmic Magnified Sperm Injection (IMSI) denilen yöntemde ise özel bir mercek ve bilgisayar programı kullanılarak sperm 6600 kat kadar büyütülür. Bu sayede spermin morfolojisi daha iyi değerlendirilir. ÖVISI sadece mikroskobun özelliğine bağlı bir durum olmadığı gibi bu yöntemi kullanan embriyologun bu konuda eğitimli ve deneyimli olması da önemlidir. Daha sağlıklı spermlerin seçilmesiyle hem döllenme hem de gebelik oranlarında iyileştirmeler gerçekleşmiştir. Özellikle erkek faktörü veya açıklanamamış infertilite olgularında tercih edilir.

    Dondurma tekniği değişti…

    Dondurma tekniği nasıldır?

    Günümüzde iki farklı dondurma tekniği var; yavaş ve hızlı. Beş yıl öncesine kadar yavaş dondurma daha çok uygulanırken günümüzde hızlı dondurma tekniği tercih ediliyor. Çünkü bu teknikle embriyoların tamamının, yani tüm hücrelerinin hiç hasarsız canlıklarını devam ettirmeleri ihtimali daha yüksek. Bu da doğal olarak başarı oranlarına yansıyor. Kısaca özetlemek gerekirse, dondurma-çözdürme teknikleri merkezlerin toplam başarılarında önemli bir yer tutar. Hastalar bu parametreyi de çok iyi incelemelidir.

    Bahçeci tüp bebek merkezi…

    Tüp bebek özel bölüm için tıklayın !

  • 27 kadının yumurtalıklarını uyandırdılar

    27 kadının yumurtalıklarını uyandırdılar

    Japonya’da çok erken menopoza giren 30 yaşındaki bir kadın, yumurtalıkların “yeniden uyandırılması” yönetimiyle bebek sahibi oldu.

    Sonuçları “Proceedings of the National Academy of Sciences” dergisinde yayımlanan teknik çerçevesinde Japonya ve ABD’deki doktorların, çok erken menopoza giren 30’lu yaşlarındaki 27 kadının yumurtalıklarını aldığı, bu yumurtalıkları laboratuvar ortamında yeniden etkinleştirdiği ve yumurtalık dokusu parçalarını tekrardan döl yatağı borusunun üstüne yerleştirdiği bildirildi.

    TOKYO’DA BİR ERKEK BEBEK DOĞDU

    St. Marianna Tıp Fakültesi’nden Dr. Kazuhiro Kawamura, yöntemle geçen aralık ayında Tokyo’da bir erkek bebeğin dünyaya geldiğini, anne ve bebeğin sağlıklı olduğunu söyledi.

    Kawamura, kadınlardan alınan yumurtalıkları şeritlere ayırdıklarını, dondurulan bu şeritleri çözdürdükten sonra, foliküllerin olgunlaşmasını tetiklemeyi amaçlayan bir adım olarak küçük küplere böldüklerini, bu küplere foliküllerin daha da gelişmesini harekete geçirmek amacıyla ilaç enjekte ettiklerini açıkladı.

    40’LI YAŞLARDA DA FAYDALI OLABİLİR

    Sonrasında küplerin, kadınların dölyatağı borusu yüzeyinin hemen altına yerleştirildiği, 6 ay içinde 8 kadında folikül olgunlaşmasının belirtilerinin görüldüğü, 5’inin laboratuvarda eşlerinin spermleriyle döllenebilecek yumurtalar ürettiği bildirildi.

    Söz konusu 5 kadından birinin doğurduğu, birinin hamile kaldığı, bir diğerinin düşük yaptığı, diğer ikisinin ise henüz hamile kalma girişiminde bulunmadıkları kaydedildi.

    Bilim adamları, yöntemin, hamile kalmakta zorluk yaşayan 40’lı yaşlarının başındaki kadınlara da yardım edeceğini umuyorlar.

  • Evlenmeden önce cinsellik

    Evlenmeden önce cinsellik

    Niçin evleniriz; Temelde hepimiz başka insanlarla iletişim kurmayı arzu ederiz. Olgunlaştıkça da bu his bizi yakından ve derinden sevecek bir kişiyi özleyip, aramaya iter. Almakta vermekte sevginin olmazsa olmaz bölümleridir. Biri olmadan öteki pek uzun ömürlü olmaz. Evlenmenin temel nedenlerinden bir tanesi beraberlik,birine sahip olmak ve birine ait olmak duygusu, bundan doğan yakınlık, can yoldaşlığı, istenmek, anlaşılmak, çocuk sahibi olmak, kendi düzenini kurmaktır. Bunlar vazgeçilmez duygusal öğelerdir. Yine bunlar cinselliği yalnızca fiziksel yönden değil, ruhsal yönden de tamamlar.

    Özellikle kadınlar yıllar yılı evlenmeyi ve cinsel ilişkide bulunmayı dört gözle beklerler. Daha çocukluklarından beri her türlü yaşam sorununun evlenince çözümleneceğine inanırlar, ama beraberlik güzel duyguların yanı sıra birçok sorumluluğu ve sıkıntıyı da beraberinde getirir. Evlilik kişilerin bundan sonraki yaşamlarında beraberce kullanacakları sınırlı bir kredidir. Bunu ilk günden tüketebilir ve ya mantık, saygı ve sevgi doğrultusunda bir ömür boyu mutlu olarak kullanabilirsiniz. Cinsellikte bu beraberliğin vazgeçilmez bir parçası ve tamamlayıcısıdır.

    Beraberlikte ilk cinsel ilişkinin kusursuz geçmesi gerektiğine inanmışızdır. Oysa bu inancın tam tersine ilk gece gerginlik ve korku içinde geçer. Yeni beraber olan çiftlerin ilk gecelerini birtakım olumsuz duygular içinde olduklarını ve korkularını gizlemek istemeleri de gerginlik ve baskıları daha da arttırır.

    Yetersiz cinsel eğitim, daha önceden bilinmeyen ama evlilik süresinde ortaya çıkan çeşitli sağlık sorunları zaten var olan ekonomik sorunlara, toplumsal baskılara ve olumsuzluklara eklenirse cinselliği yok etmeye başlar. Bu yüzden evlilik öncesi bazı hazırlıkları yapmak kişilerin bu olabilecek negatifliklerden uzaklaştırır.

    Bunlar nelerdir ; En önemlisi her iki tarafın evlilik öncesi muayeneye gitmeleridir Erkeğin ve kadının cinsel bir anormalliği yani sağlıklı bir cinsel yaşantıyı engelliyecek problemleri var mı, varsa ve mümkünse bunun düzeltilmesi.

    Herhangi bir bulaşıcı hastalık var mı ( sarılık, cinsel yolla geçen bir hastalık, aids ve bu gibi ) varsa gerekli önlemleri alınıp, tedavi edilmesi .

    İleride sorun olabilecek herhangi bir sağlık problemi var mı. ( Gizli şeker, kalp hastalığı, hormonal bozukluk gibi )

    Bebek sahibi olmayı engelliyecek bir sebep var mı ? Erkeklerde evlenmeden önce sperm sayımı yaptırılması, kadında yumurtalıkların ve hormonal düzenin kontrol edilmesi.

    Gebelik esnasında sorun yaratabilecek kan uyuşmazlığı, kadında toksoplasma( çiğ etten geçip kırsal alanlarda yaygın bir enfeksiyondur ) gibi gebeliğin ileri ki aylarında bebeğin ölümüne sebep verebilecek bir enfeksiyonun var olup olmadığının araştırılması gerekir.

    Kan uyuşmazlığı kan grubu ile değil kanınızda ki Rh faktörü ile ilgilidir. Yalnızca kadının Rh negatif, erkeğin ise Rh pozitif olduğu durumlarda oluşabilir.

    Kadın Rh pozitif, erkek Rh negatif uyuşmazlık yok
    Kadın Rh negatif, erkek Rh negatif uyuşmazlık yok
    Kadın Rh pozitif , erkek Rh pozitif uyuşmazlık yok

    Kan uyuşmazlığının varlığının bilinmesi gebelik öncesinde veya gebeliğin başlangıcında gerekli tedbirlerin alınarak ortaya çıkabilecek rahatsız edici durumları engeller.

    Çiftlerin ailelerinde ve ya kendilerinde kalıtsal ( doğumla geçen ) bir hastalık ve ya anormallik var mı varsa bunların derecelerinin araştırılması , değerlendirilmesi eğer riziko payı varsa oluşacak gebeliklerin titizlikle takip edilmesi gerekir.

    Özellikle akraba evliliklerinde genetik danışmanın alınması ( bunu hekiminizin tavsiye ettiği bir yerde ve ya hastanelerin genetik bölümlerinde yaptırabilirsiniz )

    Akraba evliliklerinde sakat çocuk olmasının nedeni basit olarak şöyle izah edilebilir ;

    Her insanın yapısında var olan ama bulunduğu şekli ile kişide ciddi rahatsızlıklar yaratmayan birtakım anormallikler vardır ( teknik olarak herkesin genetik şifresinde ki bazı yerlerde zararsız bozukluklar vardır ) aynı sülaleden gelen kişilerde bu bozuklukların aynı yerlerde olma olasılığı fazladır. Doğacak bebeğin yapısını oluşturacak formülün yarısını anneden yarısını da babadan alacağı için aynı kökenden gelen kişilerin her ikisinin de vereceği formülde aynı yerde bozukluk olma olasılığı yüksektir. Ve böyle bir bozukluk olursa verilen şifrede aynı yerde bozukluk olacağı için ciddi sakatlıklar görülecektir.

    Teknik olarak her iki taraftan gelecek genetik şifre bozukluklarının aynı yerde ise çocukta o basamaktaki gen tamamen bozuk olacaktır.

    Evlilik öncesi cinsel eğitim ve danışma almak oluşabilecek korku ve yanlışlıkları ve bunların getirebileceği cinsel isteksizlikleri ve problemleri ortadan kaldıracaktır.
    Unutmayınız ki yaşanan her şey iz bırakır.

    Evli çiftlere bir önerimizde birbirlerini iyice tanıyana kadar çocuk sahibi olmamaları. Bunun içinde bir hekime danışarak en uygun doğum kontrol yöntemini cinsel hayatlarına başlamadan önce uygulamalarıdır. Gebe kalma korkusu altında kadın rahat bir cinsellik yaşayamaz.

    Sonuç olarak yukarıda saydığımız olumsuzlukların var olması birbirini seven iki insanın bir araya gelmesi için engel teşkil etmeyebilir. Bunların önceden bilinmesi eğer mümkünse gerekli tedavilerin yapılması ve tedbirlerin alınması faydalıdır.

    Bilinmeden evlilik sırasında ortaya çıkması ve ya getirebileceği tamiri mümkün olmayan
    sonuçlar büyük hayal kırıklıkları, olumsuzluklara hatta ilişkinin bitmesine neden olur.
    Bu gibi rahatsız edici olaylarla karşılaşmamak için önerilerimize uymanızı ve hekim kontrolünde sağlıklı bir cinselliğe adım atmanızı öneririz.

  • Rahim içi Hasarlanması hamilelik

    Rahim içi Hasarlanması hamilelik

    Rahim içi Hasarlanması Gebelik Şansını Artırıyor!

    Tekrarlayan tüp bebek başarısızlıklarında rahimiçi dokusunun hasarlanmasının gebelik şansını artırdığını biliyor musunuz? Bahçeci Sağlık Grubu Fulya Tüp Bebek Merkezi kadın Hastalıkları Uzmanı Op.Dr. Güvenç Karlıkaya, “Rahimiçi dokusuna hafifçe hasar verilerek gebelik için daha uygun hale getirilmesine yönelik çalışmalar; yaranın iyileşme döneminde verdiği cevabın bir sonraki dönemde embriyonun tutunma şansını arttırdığını ortaya koydu” dedi.

    Son yıllarda tüp bebek konusunda yaşanan birçok gelişmeye, hamilelik elde etmedeki başarının artmasına rağmen, birçok çift tekrarlayan uygulamalarda mutlu sona ulaşamayabiliyor. Çocuk sahibi olamayan çiftlerde tekrarlayan başarısızlıklar hem maddi hem de moral anlamında oldukça sıkıntı verici olmakla beraber, tüp bebek tedavileri ile uğraşan doktorlar içinde rahatsız edici bir durum.

    Rahim içi Hasarlanması Gebelik Şansını Nasıl Artırıyor?

    Bahçeci Sağlık Grubu Fulya Tüp Bebek Merkezi Kadın Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Güvenç Karlıkaya tekrarlayan tüp bebek başarısızlıklarında rahimiçi dokusunun hasarlanmasının gebelik şansını artırdığı yönde araştırma sonuçlarının olduğunu söyledi. Karlıkaya sözlerine şöyle devam etti:

    “Özellikle tüp bebekte kullanılan ilaçlara iyi cevap veren yumurta kapasitesi yeterli, oluşturulan embriyoları kaliteli, rahminde belirgin bir problemi olmayan kadınlarda, tekrarlayan uygulamaların başarısızlıkla sonuçlanması hekim hasta ilişkilerini de olumsuz etkilemektedir. Son yıllarda yapılan çalışmalar, bu tür durumlarda gebelik oluşmamasının bir nedeni olarak da embriyonun yerleşeceği rahim içi dokusunun gebelik için yeterli olmamasını göstermektedir. Bilindiği gibi bir embriyonun rahim duvarına yerleşmesi her zaman gerçekleşmez. Bu olay adet döngüsü içerisinde belirli ve kısıtlı bir dönem içerisinde olmaktadır. Bilimsel araştırmalar, bu dönemde rahim içinin yapısının, başka dönemde olmadığı kadar yoğun, büyüme ve gelişmeyi sağlayan faktörlerle aktif olduğunu göstermiştir. Tekrarlayan tüp bebek başarısızlığı olan kadınların bazılarında, sorunun belki de bu olabileceği düşünülmüş ve bu durumu düzeltmeye yönelik bir takım yöntem ve tedaviler üzerinde çalışılmıştır. Amerika’da yayınlanan RBMonline dergisinin son sayısında yayınlanan araştırma sonuçlarına göre; rahimiçi hasarlama işleminin açıklanamayan tüp bebek başarısızlıkları olgularında başarı şansını ciddi biçimde arttırdığı açıklandı. Tedavi öncesi rahim içi problemleri saptamaya ve gidermeye yönelik operasyonlar, rahim-içi duvarının kan akımını arttırmaya yönelik vitamin ve ilaç takviyeleri, rahim-içi dokusunun daha normale yakın büyümesine yönelik tüp bebek tedavileri, tüp bebek tedavilerinde oluşan embriyoların dondurulup daha sonra nakledilmesi hep bu durumu iyileştirmeye yönelik girişimlerdir. Rahim-içi dokusunun gebelik için daha uygun hale getirilmesine yönelik çalışmalardan birisi de endometriumun yaralanması işlemidir. Genellikle tüp bebek işlemine başlanacak adet döneminden bir önce yapılan bu işlemde histeroskopi veya basitçe bir biopsi aletleri kullanılmakta ve rahim-içi dokusuna hafifçe hasar verilmektedir. Bütün vücut dokularının, yaralanmaya verdiği cevabı rahim-içi dokusuda vermekte ve hemen kendisini iyileştirmeye çalışmaktadır. İşte bu iyileştirme döneminde dokuda açığa çıkan büyüme, iyileştirme ve yapıştırma faktörlerinin, bir sonraki dönemde embriyonun tutunma şansını arttırdığı ileri sürülmektedir.”