Etiket: gebelik

  • Kimyasal Gebelik (Sessiz Düşük)

    Kimyasal Gebelik (Sessiz Düşük)

    1 ) Kimyasal gebelik nedir?

    Genel olarak kimyasal gebelik, normal bir hamilelik meydana gelmeden döllenmiş olan yumurtanın, daha sağlıklı bir şekilde embriyonun gelişim göstermeden devam etmesi ve sadece laboratuvar tahlilleri ile beraber hamilelik testleri sayesin de saptanabilmesi durumudur. Daha çok yapılan hamilelik testleri içerisinde incelenen hamilelik hormonu BHCG nin yüksek çıkması halinde (+) bu durum da çok sağlıklı olarak bir hamilelik oluşmamaktadır. Çünkü anne rahminin içerisine yerleşemeyerek düşük ile kendi kendine sonuçlanmaktadır. Kimyasal gebelik durumuna çok fazla rastlanmaktadır. Ancak kadınların büyük bir kısmı da bunun farkında dahi olmamaktadır.

    Kadınlar normalden biraz daha fazla miktarda ve düzensiz bir şekil de adet gördüğünü zanneder. Oysa ki, o esnada düşük durumu meydana gelir. Kimyasal gebelikler, bazı doktorlar tarafından “sessiz düşük” şeklinde ifade edilmektedir. Yani, kadın da döllenme meydana gelmemektedir, ancak meydana gelmiş olan döllenme ürünü de kadının rahminin içerisine yerleşemez ve sessiz olarak adet kanamaları ile beraber düşer. Bu durum da sadece yapılan hamilelik testleri ile anlaşılmaktadır. Genellikle kimyasal gebelikler tespit edildiği zaman, bazen anne de dış gebeliğin meydana gelmiş olma düşüncesini de uyandırmaktadır. Ancak yapılan düzenli Beta HCG incelemelerinde, değerlerde çok hızlı düşmelere rastlanmaktadır.

    2 ) Kimyasal gebeliklerde müdahaleye gerek var mı?

    Kimyasal gebeliklerin ortaya çıkması durumunda, doktorlar tarafından kürtaj işlemi veya herhangi tıbbi bir müdahaleye gerek yoktur. Sadece düzenli bir şekilde takip edilmesi gerekmektedir. Özellikle hamilelik durumu anne de bulunan yumurta hücreleri ile babadan gelen spermler ile birleşmesi neticesinde başlamaktadır. Ortaya çıkan bu aşamanın ardından da, döllenmiş olan yumurta bölünme ile içerdiği hücrelerin miktarında artışlar görülmeye başlamaktadır. Meydana gelmiş olan yeni canlı da içerdiği hücrelerin sayısı git gide yükselerek, embriyo şeklinde ifade edilip oluşumun hacmin de gelişme gözlenirken, tüp içerisinden rahme doğru bir yolculuk başlar.

    Blastokist adımına gelinmesi ile beraber, ilerleyen embriyo tam anlamı ile rahme kadar ulaşmış demektir. ”Human Koroyonik Gonadotropin” (HCG) olarak ifade edilen hamileliğin, kendine özgü olan hormonu yani hamilelik hormonu salgılanmaya başlamaktadır. Bknz: http://jinekoloji.com/kimyasal-gebelik-sessiz-dusuk-nedir/

     

    3 ) Klinik gebelik nasıl tespit edilir?

    Anne adayın da hamileliğin ilerlemesi ile ortaya çıkan bu hormonun hem kan da hem de idrar da sayıları her geçen gün artmaktadır. Ancak idrar da bu hormonun tespit edilebilmesi için, muhakkak kan seviyelerinde artış olması gerekir. Daha çok idrar da tespit edilebilecek seviyeye gelmesinin ardından, kadının beklemiş olduğu adet kanamalarında da gecikme görülür. Kanda mevcut olan HCG düzeyi de, genel olarak 1000-1500 IU/mL ulaşması ile beraber yapılacak olan vajinal ultrasonografi muayenesi ile beraber de hamilelik kesesi çok rahat bir şekilde görülebilmektedir. Bu duruma ulaşıldığı zaman, hamilelik daha çok “klinik gebelik “şeklinde ifade edilir. Ancak bazı durumlar da ise, kadın da adet gecikme durumu meydana gelmeden, tesadüfi veya erken gebelikten şüphelenilmiş durumların olması halinde, adet 1 veya 2 gün gecikmiş ise, anne adayına yapılan hamilelik testin de HCG seviyelerinde de artışlar görülebilir.

    Ancak kadın da farklı bir sebep olmadığı halde, hamilelik dönemi içerisinde embriyo canlılığını kaybedebilir. Bazen bu durum adet kanaması veya adet döneminde gecikme yaşanmadan veya gecikmenin ardından da görülen kanamalar ile beraber, hamileliğin sonlandırılması gerekir. bu gibi bir durum ile karşılaşılması halinde, daha çok bu duruma buna kimyasal gebelik (sessiz düşük) denmektedir.

    Kadın da sağlanmış olan hamilelik, kan aracılığı ile gerçekleştirilmiş olan incelemeler sonrasın da tespit edilebilmektedir. Ancak daha klinik olarak tespit edilebilecek duruma gelmeden önce, kendi kendine de sonlanabilmektedir. Genellikle döllenmiş olan yumurta, sağlıklı embriyo gelişimini devam ettirmeden, hamilelik durumunun bir tek laboratuvar tahlilleri veya hamilelik testleri ile saptanması da mümkündür. Ancak pek çok kadın bu düşük durumunu kendi kendine fark edemedikleri için, genel olarak bir adet gecikmesi şeklinde geçiştirilmektedir. Aslın da kadın düşük yapmıştır.

    Genellikle kimyasal gebelik durumundan şüphelenildiğin de bu durum bazen dış gebelik olarak da zannedilmektedir.

  • Gebelik haftası nasıl hesaplanır?

    Gebelik haftası nasıl hesaplanır?

    Kaç Haftalık Hamileyim?

    Kadınların çoğu doktor kontrollerinde net bir bilgiye sahip olsalar da, yine de bebeklerinin olacağı düşüncesiyle merakla bu haftaları bilmek isterler. Genellikle geciken adet kanamalarıyla bu kanıya varılır. Aklı ilk olarak hamilelik düşüncesi sarar. Evet, genelde bu belirtiyle yola çıkabilirsiniz. Ama gecikme sebebiniz başka etkenlerden dolayı da olabilir. Doğru bir bilgi için doktor kontrolü yaptırmanız gerekir. Ama hamileliğiniz kesinleşmiş ve siz kaç haftalık gebe olduğunuzu bilmek istiyorsanız, gebelik haftası hesaplaması yaparak öğrenebilirsiniz. Eğer kendiniz hafta hafta bu süreci takip etmek isterseniz, bu hafta hesaplarını yapabilirsiniz. Ama bu hafta hesaplamaları biraz karışıklık yaratabilir.

    Gebeliğiniz toplamda 40 haftalık bir süreyi kapsar. Ay olarak hesaplanması yanlış bilgi sağlayacaktır. Kısaca açıklayacak olursak; gebeliğinizin 1 ayı tam olarak 4 haftaya tekâmül etmemektedir. Gebeliğinizin oluşumu yaklaşık olarak 4 hafta 3 günlük sürenin sonunda belli olur. Bu yüzden hesaplama yaparken ay olarak değil hafta olarak hesaplayarak gerçek gebelik haftanızı ve doğum tarihinizi öğrenebilirsiniz. Gebeliğiniz 40 haftalık bir evredir. Bu konuda kafanız biraz karışabilir. Bu yüzden doktorların yaklaşık olarak kabul ettiği ay ve haftalar, size gebelik tarihinizi hesaplamanızda yardımcı olacaktır.

    • 4 ve 5 haftalık gebelikler 1 aylık süreci kapsar.
    • ve 9. Haftanın bitimi 2 aylık süreci kapsar.
    • ve 13. hafta bittiğinde 3 ayı doldurmuş sayılırsınız.
    • ve 17. haftalar bittiğinde 4 ay bitmiştir.
    • ve 21. haftalar bittiğinde 5 ay bitmiştir.
    • ve 25. haftalar bittiğinde 6 ay bitmiştir
    • ve 29. haftalar bittiğinde 7 ay bitmiştir.
    • ve 33. haftalar bittiğinde 8 ay bitmiştir.
    • hafta bittiğinde 9 ay bitmiştir ve son aya girilmiştir.
    • haftanın bitişiyle; 9 ay 10 gün denilen yani toplam 280 gün tamamlanmış olur. Bu da gebeliğinizin 40. Haftası demek oluyor.

    Gebelik Haftası Nasıl Hesaplanır?

    Bir kadının gebelik süreci 40 haftadan oluşur. Hesabınızı yaparken ay olarak değil hafta olarak öğrenebilirsiniz. Yani gebelik süreci haftalara göre yapılarak hesaplanabilir. Doğumların geneli 38. Ve 40. Haftalar arasında gerçekleşir. Bazı kadınlar daha erken doğum yapabildiği gibi daha geçte olabiliyor.

    Gebelik hesabınızı yaparken, son âdetinizin başladığı ilk güne göre hafta hesabı yapabilirsiniz. Bu hesaplamalar adet gününüzü temel alarak yapılır. Bu yüzden âdetinizin gecikmiş olması veya yanlış tarih belirlemiş olmanız, size doğru bilgi vermeyebilir. Kesin bir bilgi için doktor kontrolü yaptırmanız gerekir.

    Gebelik Haftası Hesaplama

    Söylediğimiz gibi gebelik süresi tam olarak 40 haftayı kapsamaktadır. Hamile olan kadının son adet tarihinin ilk gününde itibaren gerçekleştiğini söyleyebiliriz. Bu tarihten sonra geçen 7 günün sonunda tam bir haftalık hamile olmuş oluyorsunuz. Bir kadının hamile olup olmadığını anlamak için âdetinin gecikmesini beklediğini düşünürsek, âdetinin geciktiği o hafta 5. Gebelik haftası olmaktadır. Çünkü düzenli bir adet gören kadın 4 hafta da bir yani 28 günde bir adet görmektedir. Hamile kadınların doğum tarihi, tam olarak 40 hafta sonra hangi güne ve aya denk geliyorsa o günlerde doğum yapacağını öğrenebilir.

    Örnek bir gebelik haftası hesaplamasıyla daha iyi anlayabilirsiniz:

    Son adet tarihi 15 Temmuz 2015 olan bir kadının 40 haftalık hamilelik dönemini ele alırsak, tahmini doğum tarihi 20 Nisan 2016 tarihinde gerçekleşmesi beklenir. Genel olarak yapılan bu hesaplama sezaryen veya erken doğum ihtimalini kapsamamaktadır. Bu gibi durumalar söz konusu olunca da gebelik haftası hesaplamaları doğru sonuç vermemektedir.

    Kaynak: http://jinekoloji.com/hamilelik-haftasi-nasil-hesaplanir

  • Tüp Bebekte Doğru Bilinen Yanlışlar

    Tüp Bebekte Doğru Bilinen Yanlışlar

    Tüp bebek tedavisi geçmiş zamanlarda oldukça korkulan bir tedavi idi. İnternetin bu kadar yaygın olmaması sebebiyle, anne ve baba adayları tüp bebek tedavisi hakkında yeterli bilgiye sahip olamıyor, yalnızca kulaktan dolma bilgiler ve efsanelerle tüp bebek tedavisini tanıyordur. Ancak günümüzde bu bilgi eksikliği ortadan kalkmış, insanlar tüp bebek tedavisi hakkında daha da bilinçlenmiştir. Fakat bazı konularda halen yanlış bilgilerin doğru sanılması söz konusudur.

    Bu durumda yaygın olan yanlış bilgilerin düzeltilmesi ve anne ve baba adaylarının tedaviye bilinçli olarak başlaması gerekmektedir.

    • İlk olarak bilinmesi gereken tüp bebeğin zor bir süreç olmadığıdı Çiftlerin büyük bir kısmı tedavi süresince acı ya da ağrı çekeceklerini düşünebilir. Ancak tıbbi açıdan tüp bebek tedavisinin herhangi bir zorluğu yoktur. Çiftlerin yaşabileceği tek zorluk psikolojik açıdan olabilir.
    • İkinci olarak bilinmesi gereken ise, hiç sperm üretemeyen erkeklerinde baba adayı olabileceğ Sperm üretimi olmayan erkekler için geliştirilmiş oldukça başarılı yöntemler vardır. Bunlardan biri ise Mikro TESE yöntemidir. Mikro TESE yönteminde hastanın testislerinden elde edilen az sayıda sperm hücresi ile dahi çocuk sahibi olma şansı bulunur.
    • En yaygın yanlış bilgilerden bir diğeri ise, embriyo transferinden sonra annenin sürekli yatması gerektiğ Anneler, embriyo transferinden sonra yüksek bir dolaba uzanmanın ya da sandalye taşımak gibi eylemlerin dahi embriyonun tutunma şansını düşürebileceğini düşünür. Ancak bu noktada çiftin bilmesi gereken, yatağa hapsolmanın stresi arttırabileceğidir. Bu sebeple anne adayı günlük işlerine kendini yormadan devam etmeli. Mümkünse doğa yürüyüşleri yapıp gebelik testine kadar stresli ortamlarda bulunmamalıdır.
    • Bunun dışında doğrusunun öğrenilmesi gereken bir diğer konu, tüp bebeğin her yaşta uygulanamayacağıdı Tüp bebek, gebelik şansını arttıran bir uygulamadır ancak tıpkı doğal gebeliklerde olduğu gibi anne adayının yaşının ilerlemesi ile gebelik şansı düşer. Yaşın ilerlemesi ile beraber anne adayının yumurtalık rezervleri azalır ve yumurtaların kalitesi düşer.  Bu sebeple de 35 yaşından sonra gebe kalma yetisi azalmaya başlar.
    • Yumurta toplama aşaması sebebiyle menopoz yaşının daha erken gelmesi de, yanlış bir bilgidir. Yumurta toplama aşaması herhangi bir şekilde kadının daha erken yaşta menopoza girmesine yol aç
    • Bunun dışında son olarak bilinmesi gereken tüp bebek tedavilerinde %100 başarı garantisinin olmadığıdıHiçbir merkez, tedavi için %100 garanti veremez, bu garantiyi veren merkezlerin güvenilirliği sorgulanmalıdır. Yardımcı üreme yöntemlerinden en başarılısı, tüp bebek yöntemidir. Ancak, tüp bebek tedavisinin de başarı oranı hastadan hastaya değişkenlik gösterebilmekle beraber, %60’tır.

    Kaynak:  Tüp Bebekte Doğru Bilinen Yanlışlar

    Tüp Bebek Tedavisi sorularınız için tıklayınız!

  • Doğurganlığı etkileyen faktörler

    Doğurganlığı etkileyen faktörler

    Kadınların doğurganlık yetileri çeşitli faktörler tarafından etkilenmektedir. Doğurganlık yetilerini etkileyen en önemli faktörlerden biri ise yumurtalık rezervleridir. Bunu da yumurta bozukluğu ve çikolata kisti takip etmektedir.

    • Yumurtalık Rezervi:

    Kadınlar dünyaya belirli bir yumurtalık rezervi ile gelir. Yumurta üretimi yalnızca anne karnındayken gerçekleşir. Bebek dünyaya geldiğinde, sahip olduğu yumurtaların yarısını kaybetmektedir. Ortalama olarak, bir kız çocuğu dünyaya 1 milyon yumurta ile doğmaktadır. Adet görmeye başladığı zamanda ise bu sayı 400 bine inebilmektedir.Adet döneminden itibaren de yumurtalar sayıca azalmaya devam eder. Yaşın ilerlemesi ve menopoz dönemine yaklaşılması ile çocuk sahibi olma şansının azalmasının sebebi de budur. Kadının yaşı ilerlerken, yumurtaları hem sayıca hem de kalite bakımından düşmektedir.

    Bir kadının en doğurgan olduğu dönem 20-35 arası olarak kabul edilir. 35 yaşından itibaren üreme yetisi hızla azalır. Bu noktada unutulmaması gereken, 25 yaşında bir kadının hamile kalması durumunda sağlıklı bir gebelik geçirmesi ve bebeğin sağlıklı olarak dünyaya gelmesi bir ihmalken, 45 yaşında bir kadının gebe kalması dahi zor olabilirken, gebe kalsa dahi hamileliğin düşükle neticelenme riski söz konusudur. Bunun yanında bebeğin anomali riski de artmıştır. Anne adayı  45 yaş gibi ileri bir yaşta hamile kalırsa, vücudundaki yumurtalar sayıca daha az ve kalite bakımından daha düşük olduğu için bebeğin genetik sorunlara sahip olma riski yüksek olacaktır.

    Genetik problemlerin söz konusu gebeliklerin ise ortalama olarak yüzde 80’i düşükle neticelenmektedir. Geriye kalan ve doğumla sonuçlanan yüzde 20’lik bölümde ise;

    • down sendromu,
    • organ bozuklukları,
    • zeka geriliği gibi sorunlar meydana gelebilmektedir.

    FSH hormonu sayesinde kadının yumurtalık rezervlerinin tahmin edilmesi mümkündür. Bu sebeple de bir kadının ilk olarak yumurtalık rezervlerinin durumuna baktırması gerekir. Bunun dışında çocuk sahibi olmak yaşını çok fazla ertelememesi ve bir biyolojik saatin gerçekten olduğunu bilmesi gerekmektedir.

    Tüp Bebek Tedavisi sorularınız için tıklayınız!

    • Yumurtlama Bozukluğu:

    Yumurtlama; üreme döneminde olan kadınların her ay yumurtalarından bir ya da kimi zaman iki adet yumurta hücresinin olgunlaşması, yumurtalık dışına atılması ve yumurtaların tüplerden geçerek rahme ulaşması anlamına gelir. Kadının gebe kalma yetisi, işte bu yumurtlama sayesinde mevcuttur.

    Yumurtlama olabilmesi için kadının hormon dengesinin normal olması gereklidir.

    Kadınlar arasında en yaygın olarak rastlanan kısırlık sorunlardan biri yumurtlama bozukluğudur. Yumurtlama bozukluğunun en büyük işaretçisi adet bozukluklarıdır.  Bu sebeple adet düzensizlikleri oldukça ciddiye alınmalıdır. Yumurtlama bozukluklarının görüldüğü hastalar ise çoğunlukla polikistik over sendroma sahip olan kişilerdir.

    Bu sendromda hormon dengesi bozulduğu için hastada erkek tipi tüylenme sorunu söz konusudur. Şakaklar ve göbek altında sert kıllar çıkmaktadır. Yüzde sivilce sorunu hakim olabilir.

    • Çikolata Kisti:

    Çikolata kisti sancılı adet dönemleri ile cinsel ilişki sırasında ağrı ile kronik pelvik ağrıları ile ortaya çıkabilir.

    Kısırlık sorununa sahip olan kadınların %40’ında çikolata kisti olduğu bildirilmiştir.Bu sebeple çikolata kistinin doğurganlığı olumsuz etkilediği söylenebilir.

    Üreme çağında olan kadınların yaklaşık olarak %10’unda çikolata kisti vardır. Kadın kaynaklı kısırlıkların ise %40’ında çikolata kisti söz konusudur.

    Çikolata kistinin 4 evresi vardır ve tedavi edilmez ise ilerleyebilen ve üretkenlik yetisini oldukça azaltabilen bir sorundur. Çikolata kistinin erken teşhisi ile gerekli önlemleri almak mümkündür. Bu sebeple şayet adet dönemleri sancılı geçiyorsa, pelvik ağrı söz konusu ile bu ağrılar ciddiye alınmalı ve bir uzmana danışılmalıdır.

    • Adet düzensizlikleri:

    Adet düzensizlikleri oldukça önemli işaretlerdir. Adet sancıları iltihabi durumlara işaret edebilmektedir. Mutlaka altında yatan sebebin araştırılması ve tedavi edilmesi gerekmektedir. Şayet adet düzensizliklerinin altında yatan sebep vajinal bir iltihap ise, bu iltihap zamanla ilerledikçe doğurganlık yetilerini azaltabilir.

    Adet düzeni 21-35 gün arasında değişmektedir. Bundan kısa sürede görülen adet döngüsü ya da 35 günden uzun süren adet döngüsü sağlıklı değildir.  Bunun dışında düzensiz olarak görülen adetler de normal değildir. Mutlaka bir doktora başvurulmalı ve sorunun tespiti sağlanmalıdır.

    Adet kanamasının düzeni de önemlidir. Şayet adet kanaması yalnızca bir gün sürüyorsa, bu durumda hormon bozuklukları ve yumurtalık rezervlerinde bir söz konusudur. Mutlaka bir doktora başvurmak gerekir.  Bunun dışında şayet adet kanamaları 10 günden uzun ve yoğun sürüyorsa rahim kanseri riski dahi söz konusu olabileceğinden mutlaka bir doktor tarafından kontrol edilmek gerekmektedir.

    • Sigara Kullanımı:

    Kadınlarda doğurganlık yetisini olumsuz etkileyen en önemli faktör sigara kullanımıdır. Sigara kullanan kadınlar, menopoza girmeleri gereken yaştan 2-3 yıl önce menopoza girerler. Yani doğurganlık daha erken kaybedilir.  Bunun dışında sigara kullanımı yumurtalıkların kalitesini düşürdüğü için gebe kalma şansı düşerken, gebelik söz konusu olduğunda düşük, anomali gibi riskleri de peşinden getirmektedir. Bu sebeple anne adaylarının özellikle hamile iken sigara dumanının olduğu ortamda dahi durmaması gerekir. Hamile kalmak isteyen bir kadın ise ilk iş olarak sigarayı bırakmalıdır.

    Kaynak: http://jinekoloji.com/dogurganligi-etkileyen-18-faktor

  • Hamilelikte Beslenme Menüsü Örnekleri

    Hamilelikte Beslenme Menüsü Örnekleri

    Hamilelikte beslenme menüsü örnekleri! Lezzetli tariflerle anne ve bebek için gerekli vitamin ve mineralleri içeren özel menüler.

    Hamilelik dönemi, anne adaylarının hem kendi sağlıklarını korumak hem de bebeklerinin sağlıklı bir gelişimine katkıda bulunmak adına özenle beslenmelerini gerektiren bir süreçtir. Bu özel dönemde sağlıklı ve dengeli bir beslenme, hem anne hem de bebeğin ihtiyaçlarını karşılamak açısından büyük önem taşır.

    Bu yazıda, hamilelikte beslenme menüsü örnekleri ile sağlıklı tariflere odaklanacağız. Bu tarifler, gerekli vitamin ve mineralleri içerirken, lezzetli ve doyurucu seçenekler sunarak anne adaylarının bu özel dönemde ihtiyaç duydukları enerjiyi sağlamalarına yardımcı olacaktır. İşte, bebeğin sağlıklı gelişimi için önemli olan hamilelikte beslenme menüsü örnekleriyle ilgili detaylar…

    Hamilelikte Beslenme Menüsü Örnekleri

    Hamilelik süreci, anne adaylarının ve bebeğin sağlığı için büyük önem taşır. Sağlıklı beslenme, bebeğin gelişimini desteklemek ve anne adayının vücut ihtiyaçlarını karşılamak adına hayati bir rol oynar. Bu yazımızda, hamilelikte gönül rahatlığıyla tüketebileceğiniz, uzun süre tok tutan, vitamin açısından zengin yiyecek ve içecek tariflerini bulabilirsiniz.

    Hamilelikte Beslenme Menüsü Örnekleri
    Hamilelikte Beslenme Menüsü Örnekleri

    1. Ispanaklı Omlet:

    Malzemeler:

    • 2 yumurta
    • 3 yemek kaşığı süt
    • 1 su bardağı kıyılmış ıspanak
    • 1 adet doğranmış domates
    • 2 dilim normal veya kaşar peynir
    • Biraz sıvı yağ veya zeytinyağı
    • Tuz, karabiber

    Yapılışı:

    1. Bir kasede süt ile birlikte yumurtayı çırpın. Tuz ve karabiberi ekleyin.
    2. Ispanağı ekleyip karıştırın. Tavada yağı ısıtın ve yumurtayı dökün, altı beyazlaşana kadar pişirin.
    3. Domates ve peyniri ekleyin, her iki tarafı da 2’şer dakika pişirin.

    2. Meyveli Smoothie:

    Malzemeler:

    • 1 adet olgun muz
    • Yarım kase az yağlı yoğurt
    • 1 su bardağı dondurulmuş çilek, ahududu veya böğürtlen
    • 2 yemek kaşığı bal
    • Yarım su bardağı portakal suyu

    Yapılışı:

    1. Bir kaseye önce portakal suyunu ardından yoğurdu ekleyin.
    2. İçine dondurulmuş meyveleri ve muzu ekleyin.
    3. Pürüzsüz hale gelene kadar blenderdan geçirin.

    3. Sağlıklı Kurabiye:

    Malzemeler:

    • 1 kase çikolata parçacığı
    • 1 su bardağı esmer şeker
    • Yarım su bardağı toz şeker
    • 2 yumurta
    • Biraz tereyağ
    • 3 su bardağı yulaf
    • 1,5 su bardağı kızılcık
    • 1 tatlı kaşığı vanilya
    • 12 yemek kaşığı beyaz un
    • 12 yemek kaşığı tam buğday unu
    • 1 tatlı kaşığı karbonat
    • 1 tatlı kaşığı toz tarçın
    • Yarım yemek kaşığı tuz

    Yapılışı:

    1. Un, kabartma tozu, tarçın ve tuzu bir kapta birleştirin.
    2. Ayrı bir kapta tereyağ, yumurta, toz şeker, esmer şeker ve vanilyayı çırpın.
    3. İki karışımı birleştirip içine yulaf, kızılcık ve çikolata parçalarını ekleyin.
    4. Fırın tepsisine fırın kağıdını yayın, kağıdı yağlayın. Hamura kurabiye şekli verip 10-15 dakika pişirin.

    4. Patates Çorbası:

    Malzemeler:

    • 4 adet tatlı patates (soyulmuş, küçük küçük kesilmiş ve yağda kavrulmuş)
    • 2 adet beyaz patates (soyulmuş, küçük küçük kesilmiş ve yağda kavrulmuş)
    • 1 adet ince dilimlenmiş pırasa
    • 1 diş soyulmuş, ezilmiş sarımsak
    • 4 su bardağı tavuk suyu
    • 1 yemek kaşığı zeytinyağı
    • Yarım kupa krema

    Yapılışı:

    1. Sarımsak ve pırasayı zeytinyağında yumuşayana kadar karıştırın.
    2. Tavuk suyunu dökün, içine dilimlenmiş patatesleri atın.
    3. 25 dakika pişirin, ardından blenderdan geçirip kremasını katın.

    5. Meyve Salatası:

    Malzemeler:

    • 2 adet büyük boy portakal
    • 1 adet küçük dilimlenmiş muz ve elma

    Yapılışı:

    1. Portakalı ikiye kesip içindeki etli kısımları çıkarın, küçük küçük doğrayın.
    2. Boş olan portakal çanağına, dilimlediğiniz muz, elma, portakal karışımlarını koyun. Göze hitap eden, bol vitaminli bir meyve salatası oluşturun!

    Hamilelik sürecinde bu sağlıklı tarifleri deneyerek, bebeğinizin gelişimine katkıda bulunabilir ve kendi sağlığınızı da ön planda tutabilirsiniz. Unutmayın, herhangi bir diyet değişikliği yapmadan önce doktorunuza danışmak önemlidir. Sağlıklı günler dileriz!

    İlgili Konular;

    Hamilelikte Süt İçmenin Faydaları Tıklayınız

    Hamilelikte Folik Asit Alabileceğiniz 7 Yiyecek

    Hamileyken Mutlaka Yenilmesi Gereken 9 Besin!

    Hamilelikte Yumurta Yemenin Faydaları

    Hamilelikte Yapılmaması Gereken 13 Şey için Tıklayın

    Hamilelere 13 Uzman Önerisi için Tıklayın

    Hamilelikte Temel Besin Kaynakları

  •  Polikistik Over Sendromu

     Polikistik Over Sendromu

    Polikistik over sendromu yaygın olarak 30 yaş altı kadınlarda ortaya çıkan bir sorundur.  Polikistik over sendromu salgılanması beyinden yapılan LH ve FSH hormonlarının normal olmayan biçimde salgılanması sebebiyle meydana gelir.

    Bu hormonal dengesizlik sebebiyle de her ay yumurtlama düzenli olarak meydana gelmez. Bu sebeple de yumurtalıklar erkeklik hormonu salgılamaya başlar. Bu hormona testesteron denilmektedir. Polikistik over sendromunun meydana gelmesine sebep olan faktörler, net olarak açıklanamamıştır.

    Ancak kısaca bu sendromun oluşmasına sebep olan faktör, LH’daki artış sebebiyle yumurtalıklardaki erkeklik hormonunun artmasıdır.  Testestoren yani erkeklik hormonu, yağ dokusunda östrojene dönüşür. Östrojenin artması da LH hormonunun salgılanmasını arttırır. Bu sebeple de bir kısır döngüye girilir.

    Bu kısır döngünün kırılması için kilo verme ve yumurtalıkların baskılanması gibi yöntemler kullanılması gerekir.

    Polikistik over sendromu, üreme çağındaki kadınların %3 ile 5’inde ortaya çıkar.

    Polikistik Over Sendromu Belirtileri

    Bu sendromun genel olarak verdiği belirtiler:

    • adet düzensizliği,
    • sivilce-akne,
    • cildin yağlanması,
    • tüylenmede artış,
    • infertilite (kısırlık),
    • kilo artışı olarak sayı

    Polikistik over sendromu ilk adet kanamaları ile kendini gösterebilir. Bu süreçte adet kanamaları düzensiz olarak yaşanır. Bu sendroma sahip olan hastalarda adet düzensizliği ve seyrek adet görme sorunu mevcuttur. Bu süreçte adet düzensizlikleri en önemli işarettir. Kimi zaman hiç adet görmeme sorunu da meydana gelebilir. Bu düzensizlikler, yumurtlama ile ilgili bir sorunun olduğunu ortaya koyar.

    Bu gecikme ve seyrek yaşanan adetler sebebiyle de kanamalar çok olur ve uzun sürer.  Adet düzensizliği sebebi ile doğum kontrol hapları kullanımı sendromunun teşhis edilmesin gecikmesine yol açabilir.

    Bu sorunun yumurtlama ile ilgili sorunlara yol açması ve adet düzensizliklerini ortaya çıkarması sebebiyle kısırlık sorunu da görülebilir. Ancak bu soruna sahip olan kadınların yüzde yüz kısır olması gibi bir sorun söz konusu değildir. Hastalardan bazıları polikistik sendroma sahip olsa da oldukça kolay şekilde gebe kalabilirler. Fakat bu sendromun kısırlığa yol açma riski de göz ardı edilmemelidir.

    Polikistik over sendromu olan hastaların ortalama olarak %40’ında fazla kilo problemi mevcuttur.  Bu hastaların mutlaka kilo vermesi gerekmektedir.

    Poliskitik Over Sendromu Tanısı

    Polikistik over sendromu teşhisi, hastanın yaşadığı belirtiler, laboratuar tetkikleri ve ultrason değerlendirmelerin sonucu olarak ortaya konmaktadır.

    Bu sendromunun kesin olarak teşhisi transvajinal ultrasonografi ile konulmaktadır.

    Polikistik over sendromunun teşhisinde kan hormon değerleri de oldukça önemlidir. Kandaki androjen, LH ve FSH hormonlarına bakılır. Buna göre de polikistik over sendromu konusunda bilgi sahibi olunur.

    Tüp Bebek Tedavisi sorularınız için tıklayınız!

    Tedavi Nasıldır?

    • Adet düzensizliği

    Polikistik over sendromunda yumurtlama sorunlarına bağlı olarak uzun ve yoğun kanamalar meydana gelebilir. Bundan dolayı da tedavi için ilk amaçlanan yumurtlamayı yeniden ve düzenli olarak sağlamaktır. Şayet kadın çocuk istiyor ise, yumurtlamanın uyarılacağı ilaçlar kullanılabilir. Fakat bu ilaçların yan etkileri  vardır. Bu sebeple de uzun vadede kullanılmaz. Kilo fazlalığı da polikistik over sendromunda yumurtlama sorunlarını tetikleyebilir. Bu sebeple de hastanın mutlaka kilo vermesi ve yumurtlamaya yardımcı olması gerekir.

    Yaşı 35’ten az olan kadınlar için ise doğum kontrol hapları kullanılabilir.

    • Kısırlık

    Yumurtlama bozukluğu kaynaklı olarak kısırlık sorunu yaşayan hastaların  %70’inde problem, polikistik over sendromudur.  İleride anne olmak isteyen hastaların, yapması gereken ilk  eylem, kilo vermektedir.

    Kilo kaybı sayesinde yumurtlama yeniden başlayabilir. Bu sendromun tedavisinde kullanılan bir diğer yumurtlamayı uyarıcı hap ise, klomifen sitratır. Bu ilaç ilk olarak enjeksiyon formunda kullanılır ve yumurtalıklar uyarılır. Ardından ise aşılama yöntemine başvurulur ve kadının gebe kalması sağlanmaya çalışılır.

    • Tüylenme

    Androjen şeklinde tabir edilen erkeklik hormonları ne kadar fazla salgılanıyor ise, o kadar tüylenme sorunu söz konusudur.  Tüylenme sorunu, bu sendroma sahip olan hastalarda yaygın olarak karşılaşılan bir sorundur.

    Çeşitli durumlarda tüylenme, hormonal dengesizlik kaynaklı değildir. Bu tüylenme yapısal da olabilir. Mevcut olan tüyler, kullanılan ilaçlarla dökülemez. Bu gibi durumlarda epilasyon yöntemlerine başvurmak gerekir.

    Doğum kontrol hapları kandaki androjen düzeylerini düşürür. Bu sayede yeni tüylerin çıkma riskini engeller.  Hirsutism yani tüylenme sorununun tedavisi uzun vadeli bir tedavidir. Tedavide başarı elde edebilmek için 8-18 ay tedavi gerekebilir. Bunun sebebi ise kıl büyümesinin yavaş olmasıdır.

    Kaynaklar:

    Polistik Over Sendromu Neden Olur?

    6 Soruda Polikistik Over Sendromu

  • Era Testi Gerçekten gerekli midir?

    Era Testi Gerçekten gerekli midir?

    ERA testi endometrial tutunma için uygun zaman aralığının bulunması için mucize bir yöntem gibi  hastalara sunulmaktadır.Gerçekte durumun ne olduğunu anlamak için kendi tecrübelerimize ve uluslararası tanınmış otoritelerin görüşlerine bakmak gerekir.

    ERA testi Endometrial reseptivite analizi olarak Türkçemize çevrilebilir. Reseptivite kabul etme anlamı taşır.

    ERA testi ABD deki kliniklerde 450 usd fiyat ile yapılmaktadır.Bazı kimyasal maddeler rahim zarı yani endometriyum içinde bakılmaktadır.Transferden önceki adet döneminde bakılmaktadır.

    Stanford Fertility and Reproductive Medicine Center,  IVF Labaratuvarı sorumlusu ve Embriyolog olarak çalışan Barry Behr, Ph.D. ERA testinin uluslararası gruplarca hala araştırıldığını ve henüz tavsiye edilecek düzeyde bir olumlu sonuç olmadığını belirtmektedir.Endometriyumun embriyoyu rahime koymak yada transfer için en uygun olduğu zaman aralığını belirlemek için yapılabilecek bir çok test olduğu ve bu testlerin bir çoğu için bir ay daha beklemek gerekmemektedir.

    Embriyo kalitesi çok iyi ve hasta gebe kalamıyorsa özellikle genetik testler de normal ise rahim ve tüplerle ilgilenmek gerekir. Yumurta donasyonu vakalarında sağlıklı embriyo transfer edildiğinde hastanın yaşı kaç olursa olsun gebelik oranı %85 lere gelmektedir. Gebe kalamayan %15 gruba yeni bir deneme yapıldığında bu grupta da %70 gebelik oluşmaktadır. Bu bilgiler ışığında ERA testi zaman ve para kaybı gibi görülmektedir. Endometrial reseptivite konusu biraz tartışmalıdır. Dış gebelik bilindiği gibi yumurtalıklarda, tüplerde, barsaklarda olabilmektedir. Endometriyum olmayan bu organlarda gebelik oluşması bu testin yararlılığını tartışmalı hale getirmektedir.

    Era Testi Yerine Geçen Testler Hangileridir?

    1- Endometrial biyopsi ve sitopatolojik inceleme. Bu test ile ERA testi ile bulanamayan bir çok hastalık tanısı da konabilir. Bu testin sonuçları %100 gibi bilimsel sonuç vermektedir. Kanımızca ERA testinden hem daha ucuz hem daha etkilidir.

    2- Transvajinal ultrason ve doppler kullanarak endometriyum kalınlığı, kalitesi ve kan akımının değerlendirilmesi. Bu test ile aynı siklus yani adet döngüsünde embriyo transferi yapılabilir.

    3-Estradiol ve progesteron testlerine belirli günlerde bakarak % 99 oranında başarılı tahmin ve tedavi yapılabilmektedir.

    Endometriyum kalınlığı bozuk olan ve daha önce kürtaj,miyom ameliyatı ve histereskopi geçirmiş olan hastalarda endometriyumdaki hasar zaten gebelik oluşumunu zorlaştırmaktadır. Malesef ,sebep geçirilmiş endometriyal bozulma olduğu bilinmesine rağmen ERA testi yapılmaktadır.

    4-Beta-3 İntegrin test yada E-tegrity Test

    Bu test ile embriyonun rahme tutunabilmesi için gerekli olan yapıştırıcı misali bir protein miktarına bakılır.

    Çok başarılı olduğu iddia edilmektedir.

    5-EFT ENDOMETRİAL FONKSİYON TESTİ Yale tıp fakültesinde yapılan bir araştırma sonucunda iki yeni kimyasal madde miktarı bakılarak endometriyumun sağlıklı ve gebeliğe hazır olduğu konusunda bilgi elde edilmiştir.

    Bu endometrial fonksiyon testi (EFT®) Harvey J. Kliman, M.D., Bu maddeler  cyclin E and p27dir. Endometriyal biyopsiye göre daha iyi sonuç vermektedir demektedirler.”

    Bu yukarıda belirtilen testler hem daha ucuz hem de daha başarılıdırlar. ERA testi sadece C Simon adlı bir araştırmacı tarafından çalışılmıştır.

  • Tüp Bebek Tedavisinde Başarıyı Arttırıcı Yeni Yöntemler

    Tüp Bebek Tedavisinde Başarıyı Arttırıcı Yeni Yöntemler

    • Doğal Tüp Bebek

    Her kadın sağlıklı ve doğurgan kadın, her ay regl döneminde bir yumurta üreterek yumurtlar.  Klasik tüp bebekteki anlayış ise, kadının bir ayda, birden fazla yumurtlamasını sağlamaktır. Bu sebeple de daha fazla yumurta elde edilerek birden fazla embriyo edilir. Fakat  bu yöntem, kadının fazla ilaç kullanmasını gerektirmektedir. Bu ilaçların çeşitli yan etkileri de olabilmektedir. Tüp bebek maliyetlerine de yansıyan bu durum,  kalıcı olmasa da çeşitli sorunlara yol açabilmektedir.

    Doğal tüp bebek yönteminde ise, kadının kendi ürettiği tek yumurta kullanılır. Tüp bebek tedavisinde başarıyı arttıracağı düşünülmektedir.

    Adetleri düzenli olan her kadının başvurabileceği bir yöntemdir.

    Avantajları ise:

    • İlaçların yan etkileri görülmez,
    • OHSS sorunu ortaya çıkmaz,
    • Hormonlar aşırı salgılanmaz, bu sebeple kan alınmasına gerek kalmaz,
    • Merkeze gidip gelme sayısı azalır,
    • Yumurta toplama işlemi 5 dakikada tamamlanır.
    • Tüp bebek tedavisinin maliyeti düşer,
    • Yumurtalar daha kalitelidir.
    • İntralipid Serum

    Tüp bebek tedavisinde gebelik şansını yükselten bir diğer yöntem de intralipid serum yöntemidir.

    Bu serumların özelliği, bağışıklık sisteminin dengelemesine yardım etmektir. Bağışıklık sistemi  gebelik için önem teşkil eder. Bu yöntem özellikle tekrarlayan tüp bebek başarısızlıklarında başvurulan bir yöntemdir.

    Vücudun, gebelik için daha kolay hazırlanmasını sağlar.

    • Traşlama- Soyma (Assisted Hatching)

    Embriyoların transfer edilmeden önce, dış zarlarının inceltilmesi işlemidir. Bu işlem yapıldıktan sonra, embriyonun rahim duvarına tutulma şansı yükselir. Traşlama ya da soyma işlemleri, anne adayının yaşının ileri olduğu durumlarda uygulanır.

    • IMSI

    Klasik tüp bebek ve mikroenjeksiyon yöntemlerinde spermler büyütülerek, şekil ve morfolojik açıdan değerlendirilir. IMSI yönteminde ise spermler 6000 kat daha büyütülürler. Bu sayede spermde herhangi bir sorun olup olmadığı, daha sağlıklı bir şekilde tespit edilerek, gebelik şansı arttırılır.

    IMSI uygulanan adaylar ise:

    • Erkek kaynaklı kısırlıklar,
    • Tekrarlayan tüp bebek başarısızlıkları,
    • Sebebi açıklanamayan kısırlıklar,
    • Sperm sayısı yeterli olmayan hastalar.

    Bu yöntem, tüp bebekte başarıyı arttıran bir yöntemdir.

    • PGD – Preimplantasyon Genetik Tanı

    PGD yöntemi ise henüz embriyo aşamasında, ileride ortaya çıkabilecek hastalıklar tespit edilebilir. Genetik açıdan hastalık riski taşıyan embriyolar anne adayının rahmine transfer edilmez ve gebelik şansı arttırılır.

    Tüp Bebek Tedavisi sorularınız için tıklayınız!

    PGD İle Embriyoda Araştırılan Hastalıklar:

    • Down sendromu
    • Trizomiler, Talasemi
    • Orak hücreli anemi
    • Kistik fibrozis
    • Tay-Sachs hastalığı
    • Hemofili A ve B
    • Retinitis pigmentoza
    • a1 antitripsin eksikliği
    • Frajil X sendromu
    • Fenilketonuri
    • Epidermolizis bülloza
    • Duchenne musküler distrofi
    • Myotonik distrofi
    • Fanconi anemisi
    • X’e bağlı hidrosefalus
    • Akondroplazi
    • Nörofibramotozis
    • Kan uyuşmazlığı (Rh D) hastalığı
    • Marfan sendromu
    • Hunthington hastalığı
    • Metabolomics

    Metabolomics,  henüz kullanılmaya başlanmamış, oldukça yeni bir yöntemdir. Fakat ilerde yaygın olarak kullanılacağı ön görülmektedir.

    Bu yöntem de, embriyo metabolik olarak incelenir. Nelerle besleniyor ve ortama neler salgıyor, tespit edilebilecektir. Bu sayede de embriyonun her açıdan sağlıklı olup olmadığı anlaşılacaktır. Yakın zamanda, tüp bebek tedavisinde başarıyı arttıracak bir yöntem olarak standart kullanıma girecektir.

    Kaynak: Tüp Bebek Tedavisinde Başarıyı Arttırıcı Yeni Yöntemler Neler?

  • Hamile Elbise Modelleri 2016

    Hamile Elbise Modelleri 2016

    Bir anne adayı olarak şıklığınızdan da ödün vermek istemiyorsanız giydiklerinize özen göstermelisiniz. Hamile elbise modelleri 2016 resim galerimizde, hamile olup elbise alacak olanlara fikir verebilecek birbirinden güzel gebe elbiselerine yer verdik. Hamilleyken elbise alırken dikkat etmeniz gereken şeyler alacağınız kıyafetler bol ve rahat olmalıdır, sentetik değil pamuklu kumaşları tercih etmelisiniz,  pamuk sizi terletmez ve hastalanmanızı önler. Cıvıl cıvıl çiçekli hamile elbiseleri, rengarenk kumaşlar içinizi açıcak moralinizi yükseltecek, size yaşam enerjisi verecektir.

    Hamile Elbise Modelleri 2015 Tıklayınız

     

    hamile_elbise_modelleri_2016 (1) hamile_elbise_modelleri_2016 (2) hamile_elbise_modelleri_2016 (3) hamile_elbise_modelleri_2016 (4) hamile_elbise_modelleri_2016 (5) hamile_elbise_modelleri_2016 (6) hamile_elbise_modelleri_2016 (7) hamile_elbise_modelleri_2016 (8) hamile_elbise_modelleri_2016 (9) hamile_elbise_modelleri_2016 (10) hamile_elbise_modelleri_2016 (11) hamile_elbise_modelleri_2016 (12) hamile_elbise_modelleri_2016 (13) hamile_elbise_modelleri_2016 (14) hamile_elbise_modelleri_2016 (15)YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan yorum yazıları veya haberlerin tüm hakları Kadınlar Kulübü’ne aittir. Kaynak gösterilse dahi hiçbiri özel izin alınmadan kullanılamaz. Bu haber veya yazılar sadece Kadınlar Kulübü tarafından sağlanan RSS verileri kullanılarak alıntılanabilir.

     

  • Hamilelikte Baş Ağrısı İçin Doğal Çözümler

    Hamilelikte Baş Ağrısı İçin Doğal Çözümler

    Gebelikte en çok rastlanılan sağlık sorunlarından biri de baş ağrısıdır. Hamilelikte baş ağrısı nasıl giderilir? makalemizde bu hastalığın nedenleri nelerdir?
    ve nasıl geçer, hamilelikte baş ağrısı için doğal çözümler konusuna yer verdik. Vücudunuz gebelik sırasında pek çok değişiklik yaşanır. hormonal ve fiziksel değişiklikler bazen baş ağrılarını tetikleyebilir. Rahimdeki bebeğinizi korumak için ilaç almak da istemiyor musunuz? işte size önerilerimiz
    Hamilelikte baş ağrısının nedenleri;
    Stres
    Hormonal ve kan hacmi değişiklikleri
    Kafein yoksunluğu çekme
    Uyku sorunları
    Kan basıncındaki değişimler
    Yorgunluk
    Açlık veya düzensiz beslenme
    Sinüs tıkanıklığı
    Migren
    Gıda alerjilerihamilelikte_bas_agrisi (2)

    Hamilelikte Baş Ağrısı Nasıl Geçer?
    1- Odanızdaki buhar makinesini çalıştırın veya tencerede bir miktar su koyup kaynatın, havluyu başınıza koyup sıcak suyu soluyun.

    2-Stresli ortamlardan uzak durup, size huzur verecek kişilerle görüşün.

    3- Sıcak veya soğuk su torbasını veya ıslattığınız bezi başınıza, boyun bölgenize tutun. ( Kimilerine soğuk, kimilerine sıcak şifa verir)

    4- Başınızdaki ağrıyı dindiren bir yöntem de başınızı tülbentle sıkı sıkı bağlamaktır.

    5-Baş ve omuz bölgenize masaj yaptırın.

    6-Ilık bir duş alın.hamilelikte_bas_agrisi (1)

    7- Öğünleriniz 3 ana 2 ara öğünden oluşsun, az ve sık yiyin, ağır yemekler, aşırı gıda alımı baş ağrısını tetikleyen etmenlerdendir.

    8- Bolca dinlenin, rahatlayın, uyuyun, sizi üzen şeylerden uzak durun.

    9-Doktorunuza danışıp akupuntur, bio enerji gibi alternatif yöntemleri deneyin.

    10- Ilık ballı süt için.

    11-Bitkisel çaylar sinirlerinizi gevşetip sizi rahatlatacaktır.

    12- Kansızlık ve çeşitli hastalıklar baş ağrısına neden olabilen faktörler arasındadır. Bir dahiliye uzmanına başvurup gerekli tetkikleri yaptırın.hamilelikte_bas_agrisi (3)

    13-Bol su için, günde 2-2,5 litre su içmek dehidrasyonu önleyip, baş ağrısını engeller.

    14-Bazı yiyecekler alerjiye neden olup, baş ağrısına yol açabilir, size dokunan gıdalardan uzak durun.

    15-Aç ve susuz kalmamaya çalışın. Düşük kan şekeri baş ağrılarına neden olabilir.
    Kan şekerinizin düşmesini önlemek için, küçük ve sık öğünlerle beslenin.

    16-Hobiler edinmek, birşeylerle meşgul olmak da baş ağrısını gideren etmenlerdendir.

    YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan yorum yazıları veya haberlerin tüm hakları Kadınlar Kulübü’ne aittir. Kaynak gösterilse dahi hiçbiri özel izin alınmadan kullanılamaz. Bu haber veya yazılar sadece Kadınlar Kulübü tarafından sağlanan RSS verileri kullanılarak alıntılanabilir.