Etiket: gebelik

  • Hamile kalmayı kolaylaştıran öneriler

    Hamile kalmayı kolaylaştıran öneriler

    Hamile kalmayı kolaylaştıran öneriler : Bu yazımda özellikle bir an önce gebe kalmayı isteyen veya bir süredir denemelerine rağmen gebelik elde edemeyen çiftlere bu amaçta yardımcı olabilecek yöntemler, gıdalar ve bir takım önerilere değineceğim. Ama öncelikle şunu belirtmek gerekir ki,12 ay hiç korunmadan ve düzenli cinsel ilişkilerine rağmen gebelik elde edemeyen veya 1.ci gebeliğinden sonra ya da 35 yaşından büyük bayanlarda 6 aylık korunmasız ve düzenli ilişkiye rağmen gebelik oluşmuyorsa o zaman kısırlık yani infertilite den söz edilir ve bu çiftlerin bu yazıda bahsedeceğim önerilere ve yöntemlere başvurması zaman kaybı sayılır, bu tip çiftlerin en doğrusu zaman kaybetmeden bir jinekoloji uzmanına tedavi için başvurmalarıdır.

    Bir an önce gebelik düşünen çiftler nelere dikkat etmelidir?

    1- Korunma yöntemleri bırakıldıktan ne kadar sonra gebelik elde edilebilir?
    Uzun süre etkisi olan korunma yöntemleri mesela korunma iğnelerinin etkisi ortadan kalkması için ve gebelik elde etmek için 3-4 ay geçmelidir, spiralin çıkarılmasından veya doğum kontrol haplarının bırakılmasından 1 ay sonra gebelik elde edilebilir.

    2- Cinsel ilişki düzeni ve sıklığı nasıl olmalı?
    Haftada en az 2–3 kez cinsel ilişki olmalıdır. Bu şekildeki çiftlerin %70′i 6 ay içinde gebelik elde eder. Cinsel ilişki özellikle yumurtlamanın en olası olduğu adetin 10.-16. günlerinde gün aşırı yapılmalıdır.

    3- Cinsel ilişki sonrası ne yapmalı?
    Cinsel ilişki sonrasında kadın hemen ayağa kalkmamalı ve sırt üstü en 15 dakika uzanmalıdır, Bu şekilde spermlerin rahim ağzından geçmesine yardımcı olup gebelik ihtimali arttırılmış olur.

    4- Kayganlaştırıcıların kullanılması gebelik şansını etkiler mi?
    Kayganlaştırıcılar ve tükürük spermin yapısını bozarak gebelik şansını azaltabilir, dolayısıyla kullanılmaması daha doğru olur.

    5- Beslenme de nelere dikkat edilmeli?
    – Glisemik indeksi yüksek ve pirinç, beyaz ekmek gibi kan şekerini hızlı yükselten basit karbonhidratlardan uzak durmalı yerine tam tahıllı yiyecekler ve kuru baklagiller tercih edilmelidir.

    – Taze sebze ve meyvelere ağırlık verilmelidir.

    – Et, yumurta, yeşil yapraklı sebzeler folik asit açısından zengindir ve bu özelliğinden faydalanmalıdır.

    – Çinko,demir ve omega 3’ten zengin gıdalara ağırlık vermeli, çinko deniz ürünlerinde, et, yumurta, süt ve baklagillerde yoğundur, bu gıdalar ayrıca demirden de zengindir.

    6- Seks pozisyonlarının gebelik oluşmasına etkisi var mı?
    Hayır, etkisi yoktur, önemli olan erkeğin tamamen vajinanın içinde boşalması ve kadının boşalmadan sonra 15 dakika sırt üstü yatması ve vajina içini hiçbir zaman yıkamamasıdır.

    7- Sigara, alkol ve uyuşturucular gebelik şansını ciddi şekilde kötü etkiler.

    8- Stresten kesinlikle uzak durun.

    Op. Dr. Rami ASKER tarafından yazılmıştır.

  • Hamilelik sürecini bakımlı geçirmek için öneriler

    Hamilelik sürecini bakımlı geçirmek için öneriler

    Kadınlar her zaman olduğu gibi hamilelik döneminde de bakımlı görünmek ister. Peki, bunun için neler yapabilirsiniz? İşte cevabı…

    Hamileler için vücut ve güzellik ipuçları çok önemlidir. Sağlıklı bir hamilelik geçirip hem de güzel görünmeyi kim istemez ki? İçinizde yeni bir yaşam doğuyor ve bunun ışıltısı dışınıza da yansımalı.

    İşte hamilelik döneminizi bakımlı geçirmeniz için 17 öneri:

    – Paraben: Hamileyken paraben içeren kozmetik ürünlerinden kesinlikle uzak durmalısınız. Nemlendiriciler, makyaj ürünleri, güneş kremi, yaşlanma karşıtı ürünlerin yanı sıra, saç bakım ürünlerinde de paraben oldukça sık kullanılır. Paraben, koruyucu madde olarak kullanılır, çeşitli kanser türleri üzerinde etkisi vardır ve vücudunuzun hormon sistemini bozabilir. Kozmetik ürünü satın alırken mutlaka etiketine bakın ve paraben içermediğine emin olun.

    – C vitamini: Hamile kadınlar için en iyi güzellik ipuçlarından birisi C vitamini alımını artırmaktır. C vitamini damar sağlığınızı korumanıza yardım eder ve vücudunuzun varis gibi damar hastalıklarıyla savaşmasına yardımcı olur. Eğer genetik olarak varis hastalığı varsa, tamamen ortadan kaldıramasanız da şiddetini azaltabilirsiniz.

    – İstenmeyen tüyler: Hamilelik döneminde, istenmeyen tüylerden kurtulmak için kimyasal kullanmamanızı öneriyoruz. Jilet kullanmak daha faydalı olacaktır. Tüy dökücü kremlerle ilgili sağlam bir kanıt olmamakla birlikte, ana maddesi tiyoglikolik asit olduğundan, hamilelik süresince kullanmamanızda fayda olacaktır.

    – Retinoid: Hamilelik döneminde retinoid içeren maddelerden de uzak durmalısınız. Retinoid, akne tedavisinde kullanılan ürünlerde bulunur ve düşük ve doğum kusurlarıyla bağlantısı vardır. Hamileyken, size zarar vermeyecek bir ürün için doktorunuza danışın.

    – Melazma: Aynı zamanda hamilelik maskesi olarak da bilinen melazma, vücutta meydana gelen renk değişikliğidir ve güneşe maruz kalan bölgelerde görülür. Melazmayı önlemek için yüksek faktörlü bir güneş kremi kullanın. Yüzünüzü korumak için de geniş kenarlı bir şapka kullanın. Renk değişimini önlemek için kapatıcı kullanabilirsiniz. Melazmalar genellikle doğum sonrasında kendiliğinden kaybolur.

    – Oksibenzon: Bir önceki maddede, melazmalardan korunmak için güneş kremi kullanmanız gerektiğini söylemiştik. Ama güneş kremi seçiminde de dikkatli olmalısınız. Oksibenzon genellikle güneş koruma ürünlerinde kullanılır ve aşırı kullanımlarda gelişimsel toksisite ve hormonal bozukluklara yol açar. Güvenli koruma için zink oksit veya titanyum diyoksit içeren ürünler kullanın.

    – Akne: Hamilelik döneminde akne sorunuyla karşı karşıya kalabilirsiniz. Hamilelik döneminde kullanacağınız cilt bakım ürünleri yağsız temizleyiciler ve nemlendiriciler olmalıdır. Aynı zamanda, hamilelikte yaşanan ekstra yağlanmayı önlemek için astrenjan içermelidir. Hamileyken cildinize zarar verecek saliklik asit veya benzoil peroksit yerine çay ağacı yağı ya da hamamelis içeren ürünler kullanabilirsiniz.

    – Saç bakımı: Hamileyken uzak durmanız gereken ürünler arasında saç boyası gelir. Saç boyası içinde bulunan P-feniledediyamin maddesi hamileyken son derece zararlıdır. Bu madde aynı zamanda saç spreyi, şampuan ve kremlerde de bulunur. Gelişimsel ve reprodüktif toksisite ile ilgilidir. Bu nedenle saç bakım ürünü almadan önce etiketini mutlaka okuyun.

    – Formaldehit: Hamileyken uzak durmanız gereken ürünler arasında formaldehit gelir. Bebeğinizin sağlığı için, oje ve saç boyası seçerken formaldehit içermeyen ürünler seçmelisiniz. Bu ürünler kanser, reprodüktif ve gelişimsel zehirlenmelerle yakından ilgilidir.

    – Hindistan cevizi yağı: Hamile kadınlar için Hindistan cevizi yağı alternatif ve eski bir yöntemdir. Hindistan cevizi yağını hem vücudunuz, hem yüzünüz hem de saçınız için kullanabilirsiniz. Göğüs ucu kremi olarak da kullanılabilir.

    – Bronzlaşma: Açıkçası hamilelikte güzellik ipuçlarında bronz bir ten çok da üst sıralarda yer almıyor. Sprey bronzlaştırıcılar, vücut ısısını arttırdığı için bebeğiniz için sakıncalı olabilir.

    – Ftalat: Hamileyken uzak durmanız gereken ürünler arasında ftalat gelir. Ftalat ojeden parfüme kadar çok çeşitli üründe bulunur. Ftalat, ürünlerin daha uzun süre dayanmasını sağlayan plastikleştirici maddedir ve bu kimyasala uzun süre maruz kalma vücutta toksisite birikimine neden olur.

    – Depresyon: Dış görünümüz kadar ruh sağlığınız da çok önemli ! Bazı kadınlar hamileyken depresyona girer ve bu durum gerçekten bebek için son derece zararlıdır. Hamileyken, hem beslenmenize hem de ruh halinize son derece özen göstermelisiniz.

    – Hassas cilt: Hamilelik döneminde ağır makyajdan uzak durmalısınız. Cildiniz normalden daha hassaslaşır ve daha fazla özen ister. Ağır fondöten gibi gözeneklerinizin tıkanmasına neden olan ürünlerden uzak duru. Hamilelik ışıltısının yüzünüzde parlamasına izin verin ve bunu makyajla kapatmayın!

    – Metilbenzen: Hamileyken uzak durmanız gereken ürünler arasında metilbenzen de yer alır. Metilbenzen tırnak ürünlerinde bulunur bu nedenle oje sürecekseniz de metilbenzen içermeyen ürünler kullanmalısınız. Bu kimyasal gelişimsel toksisiteye neden olur ve zararı kanıtlanmıştır.

    – Ruj: Hamileyken kullandığınız ürünler hakkında mutlaka araştırma yapmalısınız. Rujlarda yer alan kurşun hakkında bilginiz var mı? Gün içinde sürekli tazelendiği için, ruj içindeki maddeler son derece önemlidir uzun süreli maruz kalma sonrasında vücutta kurşun birikir.

    – Diş beyazlatıcılar: Diş beyazlatıcı ürünler hamileyken bebeğinize zarar verebilir. Hamilelik süresince diş beyazlığını korumak için peroksit içermeyen diş macunlarını tercih edin.

    Kaynak: Haber7.com

  • Hamilelikte Migren ve Baş Ağrısı Tedavisi

    Hamilelikte Migren ve Baş Ağrısı Tedavisi

    Migren, üreme çağındaki kadınların yaklaşık olarak üçte birinde görülen yaygın bir sorundur. Migren nöbetleri, hamilelik sırasında ilaç kullanımının sınırlı olması nedeniyle anne adayları için önemli bir endişe kaynağıdır ve bazı kadınlar baş ağrıları nedeniyle hamileliği erteleyebilirler.

    Hamilelik sırasında baş ağrılarının %70’e kadar azalması olumlu bir gelişmedir. Özellikle hamileliğin ilk üç ayından sonra ataklar tamamen kaybolabilir. Hamilelikte migren genellikle azalırken bazı kadınlarda devam edebilir veya nadiren baş ağrıları hamilelik sürecinde başlayabilir.

    Hamilelikte Migren ve Baş Ağrısıyla Başa Çıkma Yöntemleri

     

    hamilelikte migren
    hamilelikte migren

    Hamilelikte ilaç kullanımı sınırlı olduğundan, migren veya baş ağrısı ile mücadele için alternatif tedaviler önerilir. Hamilelik döneminde tercih edilen tedavi yöntemi nöral terapidir. Bu tedavi, cilde uygulanan hafif lokal anestezik iğnelerle (çok kısa etkili) genel bir rahatlama sağlar. Bu yöntemde kullanılan az miktardaki ilaç bebeğe zarar vermez.

    Hamilelik boyunca migreni devam eden kadınlarda, nöral terapi ile hedeflenen bölgeler belirlenir. Öncelikle bu bölgelere nöral terapi uygulanarak anne adayının rahatlaması sağlanır, daha fazla tedavi doğum sonrasına ertelenir.

    En iyisi, anne adaylarının hamilelik planlamadan önce migren nedenlerini belirleyerek tedaviye başlamasıdır. Özellikle günlük ilaç kullanan kadınlarda, hamilelik öncesinde tedavi daha da önemlidir.

     

    gebelikte_migren

    Hamilelikte Ortaya Çıkan Baş Ağrıları

    Migren nadiren hamilelik sırasında başlar, ancak özellikle hamileliğin son üç ayında baş ağrıları ortaya çıkarsa, preeklampsi düşünülmelidir. Preeklampsi, yüksek tansiyon ve ödem gibi belirtilerle kendini gösteren bir hamilelik komplikasyonudur. Bazı durumlarda, ense kökünden gelen baş ağrısıyla birlikte ortaya çıkar.

    Tanımlanamayan sürekli baş ağrıları varsa, özellikle eklampsi açısından değerlendirilmelidir. Eklampsi riski taşıyan kadınlarda, tansiyon yüksekliği olmasa bile sadece baş ağrısı belirtisi olabilir. Migrenli bir hamilede de eklampsi gelişebilir. Baş ağrısı sürekli ise, sağ kaburga altında gerginlik varsa derhal bir doktora başvurulmalıdır.

    Dural sinüs trombozu nadir görülen ancak ciddi bir durumdur. Bazı kişilerde genetik faktörlerden dolayı kanın pıhtılaşmasını artıran bir eğilim vardır ve hamilelik hormonel değişikliklerle bu durumu tetikleyebilir. Bu durumda beyindeki toplardamarlarda pıhtı oluşarak beyin kan akışını bozabilir. Genellikle baş ağrısıyla birlikte nörolojik belirtiler de görülür. Sürekli baş ağrısı tek belirti olsa bile bu ciddi bir hastalık olduğu unutulmamalıdır.

  • Hamileler yazın nasıl beslenmeli?

    Hamileler yazın nasıl beslenmeli?

    Yaz sıcaklarında sağlıklı bir hamilelik için neler yenmelidir nelerden uzak durulmalıdır? İşte yaz hamilelerinin yemesi ve yememesi gerekenler…

    Sabah’ta yer alan habere göre yazın hamile olmanın hem olumlu hem de olumsuz tarafları var. Sıcak havalarda ağır yemekler, kızartmalar veya hamurlu yiyecekler daha az tüketilir, buna karşın sebze-meyve-yeşillik gibi daha hafif besinlerin tüketimi artar.

    Beslenme ve Diyet Uzmanı Serap Güzel yaz gebelerine önerilerde bulundu. Uzm. Dyt. Serap Güzel “Sıcak havadan dolayı vücut daha çok ödem yapabilir. Hangi dönem olursa olsun hamilelerin alacağı kilo sınırlıdır ve bunu aşmamak gerekir. Yaz dönemi de yine sağlıklı beslenmeye dikkat edilmeli 10-12 kg’dan fazla alınmamalıdır” diyor.

    TUZ TÜKETİMİNE DİKKAT: Tuz vücutta su tutacağı için ödemi daha da artırır. Bu nedenle pişmiş yemeklere ve salatalara tuz eklenmemelidir.

    BOL SEBZE TÜKETİN: Yeşil sebzeler bizim için vücuttan fazla suyu atar, yaz sebzelerinden semizotu, taze fasulye, bakla, bamya gibi sebzeleri sofranızdan eksik etmeyin. Domates, salatalık, taze biber yine yazın kahvaltıda ve yemeklerde bol tüketildiğinde hem C vitamini ihtiyacını karşılar hem de tansiyon problemi olanlar için de olumlu etki gösterir.

    KARPUZA DİKKAT: Gebelik boyunca bol meyve tüketimini öneriyoruz ama porsiyona dikkat etmek gerekiyor. Özellikle yazın vazgeçilmez meyvesi karpuz sağlıklı olduğu kadar şeker de içerir. Fazla karpuz tüketimi kilo artışına, gestasyonel diyabeti olan anneler için de yine kan şekerinde yükselmelere neden olabilir.

    BOL SU İÇİN!

    Aslında sadece gebelerin değil herkesin yaz aylarında su tüketimini arttırması gerekir. Sıcakla birlikte vücut daha çok su kaybeder, bu yüzden susamayı beklemeden su içme alışkanlığı edinmek gerekir. Sıvı ihtiyacımız için sadece su yeterlidir, her gün en az 2.5-3 litre su içilmelidir. Çay ve kahve su yerine geçmez, hamilelikte bitki çayları da riskli olduğu için su en iyi içecektir.

    SADE VE MEYVELİ DONDURMAYI TERCİH EDİN: Yazın vazgeçilmezi dondurma dikkat edilerek tüketilmelidir. Külahsız ve çikolata kaplı hazır dondurmalar yerine pastane dondurması dediğimiz kremasız ve yağı daha az olan sade, meyveli dondurmalar veya sorbe tercih edilebilir.

    SOĞUK ŞEKERLİ İÇECEKLER SADECE BOŞ KALORİ İÇERİR: Yaz ayları serinlemek için soğuk içecek tüketimi artar. Bunların içinde kolalı, gazlı içecekleri veya şekerli soğuk çay ve kahveleri önermiyoruz. Çünkü bunlar su gibi değildir, vitamin-mineral içermez, besin değeri yoktur ve gereksiz kalori almamıza neden olur. Bunlar yerine süt, ayran, kefir tüketmek kalsiyum, vitamin-mineral almamızı sağlar. Suya limon, tarçın, karanfil veya taze nane, fesleğen, reyhan gibi yeşilliklerle aroma katabilirsiniz. Veya meyve-süt-buz karışımı ile kendi doğal soğuk içeceğinizi yapabilirsiniz.

    İYİ PROTEİN YUMURTA: Gebelik boyunca protein tüketimi çok önemlidir, bebeğin gelişimi için her gün protein tüketilmelidir. Yaz dönemi her gün kırmızı et veya tavuk tüketmek yerine, bazı günler yumurta tüketmek de iyi kalitede proteini sağlar.

    HER GÜN 15 DAKİKA GÜNEŞ: D vitamininin asıl kaynağı güneştir. Süt, yoğurt, ekmek ve zenginleştirilmiş kahvaltılık tahıllar D vitamini kaynağıdır ama besinlerden alınan miktar yine de düşüktür. D vitamininin aktif formuna dönmesi için de güneş ışınlarına maruziyet gerekir, her gün el ve yüz bölgesinin 15 dakika güneşlenmesi gerekir.

  • Hamilelikte ne kadar su içmeliyiz?

    Hamilelikte ne kadar su içmeliyiz?

    Kadın Hastalıkları ve Doğum uzmanı Op.Dr. Nilgün Avşar Benzer, gebelik dönemini yaz aylarında geçiren anne adaylarına günde en az 3 litre yani 15 bardak sıvı tüketmelerini önerdi.

    Memorial Kayseri Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Op.Dr. Nilgün Avşar Benzer, hamileliğin ilk ve son 3 ayı, yaz ayına denk gelen anne adaylarının sorunlarının arttığını vurguladı. Op.Dr. Nilgün Avşar Benzer, şöyle dedi:

    “Hamileliğin ilk 3 ayındaki anne adaylarında, ayak tabanı ve avuç içinde yanma, farklı alerjik sorunlar, bulantı ve kusma, halsizlik, nefes darlığı ve uykusuzluk gibi şikayetler görülmektedir. Kokulara karşı hassasiyetin arttığı yaz döneminde kadınlar, kendilerini yorgun, halsiz ve iştahsız hissettikleri için beslenme konusunda da sorun yaşayabilmektedir. Öte yandan, gebeliğin son 3 ayında alınan aşırı kilolar ve vücuttaki ödemler ise hareket kabiliyetini engelleyerek; nefes darlığı, çarpıntı, uykusuzluk ve halsizliğe neden olabilmektedir.”

    “Günde 15 bardak su için”

    Benzer ayrıca, Gebeliğe bağlı olarak kan akışındaki hızlanma ve hormonlardaki değişimin sonucunda vücut sıcaklığı artmaktadır. Hem havanın aşırı sıcak olması, hem de anne adaylarının kendilerini devamlı olarak daha sıcak hissetmeleri bir süre sonra sağlık sorununa dönüşebilmektedir. Gebelerin, sıcaktan vücutlarını koruyabilmeleri için bol sıvı tüketmeleri gerekmektedir. Günde en az 3 litre yani 15 bardak sıvı tüketmek bu dönemin daha rahat geçmesini sağlayabilmektedir” diye konuştu.

    “Yaza uygun beslenin”

    Güne hafif bir kahvaltı ile başlanmasının önemli olduğunu kaydeden Op.Dr. Nilgün Avşar Benzer, şöyle devam etti:
    “Ara öğünlerde sağlıklı atıştırmalıklar tercih edilmelidir. Yaz akşamları aşırı kalorili ve ağır gıdalar yerine daha hafif ve hazmı kolay besinleri tüketilmelidir. Ağır şerbetli tatlıların tüketilmesi uygun değildir, bebeğin de sağlığı için hafif sütlü tatlılar ve yaz meyveleri seçilmelidir.”

    “Hafif egzersizler yapın”

    Hamilelere egzersiz yapmalarını öneren Benzer, önerilerini şöyle sürdürdü:
    “Gebeliğin ilk aylarını yaşayan kadınların ağır kokulu ortamlardan uzak durmaları, katı ve yağsız gıdalar tüketmeleri önerilir. Sabahları uyandıktan hemen sonra galeta veya tuzlu kraker tüketmeleri mide asidini bir miktar azalttığı için sabah yaşanan bulantıları azaltır. Gebeliğin son aylarını yaz mevsiminde yaşayan kadınların aldığı 15-20 kilo; bel, kalça, bacak ve eklemleri yormaktadır. Doğumun daha rahat olabilmesi ve daha fazla kilo alımını engellemek için hafif düzenli ve egzersizlerin aksatılmaması gerekir. Bu aylarda sabah saatlerinde bol sıvı tüketilmesi, günün rahat geçmesini sağlayacaktır. Gebelikte çok sık olarak görülen idrar yolu enfeksiyonları, kabızlık, hemoroid (basur) gibi sorunlar ile erken doğum veya düşük tehdidi, oligohidroamnios (bebeğin amnion suyunun normalden azlığı), rahim içi gelişme azlığı gibi pek çok sorunda tüketilen sıvının hayati önemi vardır. Vücudun susuz kalması sonucunda ortaya çıkan rahimdeki kasılmalar, erken doğuma neden olabilir. Ancak sık idrara çıkarttığı için vücutta sıvı kaybına yol açan kahve ve kola gibi kafein içeren içeceklerden uzak durulması gerekir. İçerdiği tuz nedeniyle vücutta şişliği artırdığı bilinen gazlı içecekler ise bu dönemde tüketilmemelidir.”

    “Sıcak havalardan kendinizi koruyun”

    Hamilelerin sıcak havalara dikkat etmesi gerektiğini belirten Op.Dr. Benzer, yaz aylarında daha fazla olan ultraviole ışınların anne adayı ve bebeğine zarar vereceği için güneşlenilmemesini isterken, ” Sıcak günlerde dışarı çıkmanız gerekiyorsa kesinlikle güneş kremi (40-50 faktör) ve şapka kullanın. Aşırı sıcaklarda kaplıca, hamam ve sauna gibi ortamları kullanmayın. Fırsat buldukça yüzün. Ancak aşırı kirli havuzlardan ve denizden uzak durun. Yazın yatmadan önce ılık bir duş alınması vücudu rahatlatacaktır” dedi.

    Kaynak: cnnturk.com/saglik

  • Hamilelikte saç boyanırken alınması gereken önlemler

    Hamilelikte saç boyanırken alınması gereken önlemler

    Kadın Doğum Hastalıkları ve Perinatoloji Uzmanı Doç. Dr. Oluş Api, anne adaylarının en çok merak ettiği “hamilelikte saç boyanır mı”sorusunun cevabını veriyor. Doç. Dr. Api, anne adaylarının ilk 3 ayda boyadan uzak durmaları tavsiyesinde bulunuyor.

    Kadınların artan kariyer odaklı yaşam tarzları nedeniyle anne olma yaşı giderek artmaktadır. Yapılan araştırmalara göre, kadınlarda saç boyası kullanım oranı %66 – %74 arasında değişmektedir.

    Kadınların bu kadar yoğun kullandığı saç boyaları bazı dönemlerde akılları karıştırabiliyor. Özellikle gebelik durumunda saç boyası kullanımının fetüs açısından yaratabileceği doğumsal anormallikler uzun yıllardır tartışma konusu oldu.

    Genelde kadınların her bir gebelikleri için % 3-5 oranında doğumsal anormalilikler ile karşılaşma olasılıkları vardır diyen Doç. Dr. Api, “Burada sorgulanan gebelikte uygulanan saç boyalarının hâlihazırda var olan bu riski daha fazla arttırıp arttırmadıklarıdır” diyor.

    Kuaför olan anne adaylarında risk daha fazla

    Saç boyama sırasında az miktarda kimyasal maddeler vücuttan emilmektedir, ancak ne kadar emildiği ve fetüse ne kadar zarar verdiği beli değildir. Ancak, hayvanlar üzerinde, normalde insanlarda kullanılandan yüzlerce kat daha fazla dozda boya kullanılarak yapılan bilimsel çalışmaların sonucunda, fetal gelişim üzerinde önemli bir değişiklik izlenmemiştir.

    Diğer yandan, bayan kuaförler üzerinde yapılan araştırmalarda ise, mesleki nedenle ağırlıklı olarak solunum yoluyla maruz kalınan saç boyası ve benzeri kimyasallar nedeniyle, bu meslek grubundaki kadınların doğurdukları bebeklerin daha “düşük doğum” ağırlığına sahip oldukları gözlemlenmiştir. Ayrıca, bu kadınların bebeklerinde doğumsal anormallik oranının az miktarda da olsa arttığı saptanmıştır.

    İnsan gebelikleri üzerinde, saç boyalarının kullanımına ilişkin çok az araştırma vardır. Bilmekteyiz ki, kafa derisine uygulanan herhangi bir maddenin, deriden geçerek vücuda girme miktarı hayli sınırlıdır; böylece, fetüse geçecek miktar da çok az olacaktır. Ayrıca pek çok kadın gebeliğinde saçını boyamasına rağmen, bunun negatif sonuçlarına ilişkin raporlar yayınlanmamıştır. Bu bilgi, deriden emilimin minimal miktarda olduğu bilgisi eşliğinde değerlendirildiğinde; gebelikte saç bakımı işlemlerinin çok da kaygılandırıcı olmaması gerektiği yorumunu yapabiliriz.

    Hamilelikte saç boyanırken alınması gereken önlemler

    Diğer yandan tüm gebeler için saç boyaması sırasında bazı önlemlerin mutlaka alınması önermekteyiz;

    1- Gebeliğin ilk 3 ayı bebeğin organlarının oluşmaya dönemdir. Bu nedenle özellikle ilk üç ayda saç boyaları ve diğer kimyasal maddelerden kaçınılmalıdır.

    2- Saç boyası, mutlaka iyi havalandırılan bir ortamda yapılmalıdır.

    3- Gebe, boyayı kendi uyguluyorsa mutlaka eldiven kullanmalıdır.

    Hamilelikte saç boyanırken alınması gereken önlemler
    Hamilelikte saç boyanırken alınması gereken önlemler

    4- Saç boyası gereğinden uzun süre saçta tutulmamalıdır.

    5- Saç boyası işlem sonunda saç çok iyi durulanmalıdır.

    6- Ayrıca, saç boyası olarak daha çok yarı kalıcı boyalar veya balyaj tarzında saça daha yüzeysel uygulanan kimyasallar veya tamamıyla bitkisel olan kına uygulaması önerilmektedir.

  • Hamilelikte zehirlenme

    Hamilelikte zehirlenme

    Kadın Hastalıkları Ve Doğum Uzmanı Op.Dr.Aslı Alay, hamilelikte yaşanan zehirlenmelere karşı uyardı.

    Besin zehirlenmelerine yol açan bakteri ve toksinlerin bebekte sorun oluşturmayacağını dile getiren Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op.Dr.Aslı Alay, “Ancak annenin genel durumu ve klinik bulguları önemlidir. Anne adayında aşırı sıvı kaybı, yüksek ateş olmadığı sürece bebek bu durumdan etkilenmez” dedi.
    Tedavide amacın kaybedileni yerine koymak olduğunu anlatan Op.Dr.Aslı Alay, “Çoğunlukla gebelikte besin zehirlenmesinde bulantı nedeniyle ağız yolu ile beslenilemez, ishal ve kusma su ve mineral kaybına neden olur. Anne adayının kaybettiği sıvılar damaryolu ile verilmelidir. Barsak hareketini azaltan ve ishali engelleyen ilaçların kullanılması çok sakıncalıdır. Çünkü ishali durduran ilaçlar zehrin dışarı atılımını engeller, hastadaki belirtilerin şiddetini artırır. Genel durumu düzeldikten ve ağızdan beslenmeye başlandıktan sonra diyetteki besin öğeleri de dikkatle seçilmelidir. Bol sıvı verilmeli, tuz eklenmelidir” diye konuştu

    Hamile bir kadın zehirlendiğinde ilk müdahale nasıl yapılmalıdır?

    Op.Dr.Aslı Alay, hamile bir kadının zehirlendiğinde ilk müdahalenin nasıl olması gerektiği konusunda ise, “Acil önlem şüpheli besinin veya suyun tüketilmemesi ve hastanın en yakın sağlık kuruluşunda takip edilmesi olmalıdır.

    Besin zehirlenmesine yol açan bazı mikroorganizmalar pişirme sırasında oluşan ısı ile yok olmaz. Özellikle hijyenik kurallara dikkati gerektirir. Bunlar arasında ellerinizi sık sık yıkamak, tırnakların kısa olması, yemek pişirirken aksesuar kullanılmaması ve kağıt havlu kullanımı önemlidir.

    Oldukça ciddi seyreden besin zehirlenmesi olan botulinum toksini oksijensiz ortamda çoğalabileceği için usulüne uygun hazırlanmayan konserveler önemli bir tehdittir. Konserve gıda alırken kutusunun hasar görmemiş olması, son kullanma tarihine dikkat edilmesi gerekir.Gebelikte bu ürünlerden uzak taze sebze ve meyve ağırlıklı beslenilmesi ise önerimizdir” diye konuştu.

    hamilelikte_zehirlenme_belirtileri

    İçme suyunun kaynağının da oldukça önemli olduğunu vurgulayan Op.Dr.Aslı Alay, “Güvenemediğiniz bir su kaynağından su kullanmak zorunda iseniz mutlaka suyunuzu içmeden kaynatmalısınız. Pastörize edilmemiş süt ve taze peynir tüketimi de besin zehirlenmesi açısından önemli bir risk oluşturmaktadır. Pişirdiğiniz bir yemeği özellikle yaz aylarında bir saatten daha uzun süre oda ısısında bekletmeyiniz. Çiğ et, çiğ tavuk ve kümes hayvanlarının etlerini çıplak elle dokunduktan sonra ellerinizi sabun ve sıcak su ile bolca yıkamalısınız. Yumurtayı kullanmadan hemen önce sadece su ile yıkayın. Çiğ balık tüketmeyin. Zehirlenmeye yol açan mikroorganizmalar bazen besinler, bazen sular, bazen de hijyenik olmayan koşullardaki yaşam ile bulaşabilir. Anne sütü ile direk bebeğe geçiş olmamakla beraber annenin memesi, meme ucu ve annenin elleri gerekli hijyenik kurallara uygun temizlenmiyorsa bebeğe bu yolla geçiş olabilir” diye konuştu.

    Op.Dr.Aslı Alay, emziren annelerin gıda zehirlenmelerine karşı özellikle kullanılan suyun önemli olduğunu güvenilmediği durumlarda kaynatılması gerektiğini belirterek, “Bebeğin su kabı, emziği, biberonu belirli aralıklarla kaynatılmalı, her kullanım öncesinde yıkanmalı ve biberon içerisindeki su sık aralıklarla değiştirilmelidir. Mümkünse bebeğinizin biberonu ve su kabının cam olmasına özen gösterin. Bebeklerde sık gördüğümüz bazen annelerin kurtarıcısı gibi gözüken emziklerde enfeksiyon riski taşır. Çünkü sürekli yere düşen emziğinin peşinde olan bebeğiniz bu yolla enfeksiyonları da alabilir. Mutlaka emzirmeden önce ellerinizi yaklaşık 15-20 saniye kadar su ve sabunla bilekleri de dahil olmak üzere yıkamalı, tırnaklarınız kısa olmalı ve emzirme sırasında aksesuar kullanmamalısınız. Çünkü yüzük, bilezik, künye gibi takılar yeterli temizlenemediğinden iyi bir enfeksiyon taşıyıcısıdır” şeklinde konuştu.  (trthaber.com)

  • Hamileler için pratik bilgiler

    Hamileler için pratik bilgiler

    Hamilelik boyunca giyinmekten tutun hareket etmeye kadar pek çok şey işkence haline geliyor. Yaratıcı anne adayları, internet ortamında hamileler için hayat kurtarıcı pratik bilgiler paylaştı.

    Hamileler için pratik bilgiler

    Hamilelikte düğmesi kapanmayan kotlarınızın belini bu toka yöntemiyle genişletebilirsiniz.

    hamile_kot_giyme

    Hamile bir blogger, spor bantlarının ağrıları hafiflettiğini söylüyor.

    hamileler_icin_bilgi

    Yaz aylarında sütyen takmak işkence haline gelebilir. Göğüslerinizi biraz serinletmek için sütyeninizi buzdolabında soğutabilirsiniz.

    hamileler_icin_sutyen_bilgisi

    Buzlu dondurmalar susuzluğu giderirken aynı zamanda mide bulantısına da iyi geldiği söyleniyor.

    buzlu_Dondurma_hamile

    Buzlu dondurmalar susuzluğu giderirken aynı zamanda mide bulantısına da iyi geldiği söyleniyor.

    kraker_hamile

    Bazı anne adayları sabah bulantısını gidermek yataklarının yanında krakerler bulundurduklarını ve sabah uyanır uyanmaz atıştırdıklarını söylüyorlar.

    Karnınız büyüdükçe bazı eşyalara uzanmak zorlaşabilir. Uzanamadığınız eşyalarınıza uzanmak için mutfak maşalarını kullanabilirsiniz.

    pantolon_hamile_giyme

    Beliniz genişledikçe pantolonlarınızın düğmesi kapanmamaya başladıysa belinize likralı korseler dikerek giyebilirsiniz.

    sutyen_hamile_pratik_bilgi

    Pahalı hamilelik sütyenleri almak yerine, sütyenlerinize ek uzatıcılar alın.

    hamile_yastık

    Hamilelik yastığınızı da evde kendiniz dikebilirsiniz.

    sisme_simit_hamilelik

    Bir anne adayı da şişme simitlerin belini ve omuzlarını rahatlattığınız söylüyor.

    bulanti_geciren_hareketler_hamilelik

    Bulantıyı geçiren yoga hareketleri

    hindistan_Cevizi_yagi_hamile

    Bazı anne adayları hindistan cevizi yağının pişiğe iyi geldiğini söylüyorlar.
    Kaynak: Daily Mail
  • Hamilelikte cinsel ilişki faydaları

    Hamilelikte cinsel ilişki faydaları

    Birçok erkek yanlış bir inanış nedeniyle bebeğe ve anneye zarar veririm düşüncesiyle hamilelik döneminde eşiyle cinsel ilişkiye girmiyor. Hatta birçoğu, hamilelikte eşiyle ilişkiye girememesini aldatma gerekçesi yapıyor.

    Aslında doktorunuz aksi yönde bir tavsiyede bulunmadığı sürece, gebelikte cinsel ilişkiye girmek tamamen güvenli.

    Hamilelikte cinsel ilişkinin faydaları

    Kadın Hastalıkları Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Betül Görgen, eğer gebelik esnasında; açıklanamayan vajinal kanama, amnios sıvısının gelmesi, rahim ağzı yetmezliği, bebeğin eşinin aşağıda olması, daha önce erken doğum, çoğul gebelik gibi hamileliği tehlikeye düşürecek bir durum yoksa hamileliğin her döneminde cinsel ilişkiye girilebileceğini söylüyor.

    “Önemli olan yavaşça hareket etmektir” diyen Op. Dr. Betül Görgen, kuruluk, ekstra hassas serviks ve cinsel ilişki sonrası lekelenme gibi sebepler yüzünden gebelikte cinsel ilişki sırasında dikkatli hareket etmek gerektiğine işaret ediyor.

    Op. Dr. Betül Görgen, dokuz aylık gebelik boyunca cinselliğe zaman ayırmanızı gerektirecek dokuz sebep ve  gebelikte cinsel ilişkinin dokuz faydasını şöyle anlattı.
    ORGAZMIN ARDINDAN DAHA İYİ BİR UYKU

    Gebeler, hamileliğin her döneminde uyku sorunları yaşayabilirler. Özellikle, sık tuvalete gitme ihtiyacı gebeliğin ilk üç aylık döneminde oldukça rahatsız edicidir. Son üç aylık dönemde de anne adayı, iyice büyümüş göbeğinden dolayı rahat uyuyamayabilir. Bazı kadınlar da gebelikteki hormonal değişikliklerden kaynaklı uykusuzluk  problemi yaşarlar. Seks bütün bu uyku sorunlarını ortadan kaldırabilir, çünkü orgazmın hemen arkasından prolaktin hormonu salgılanır, bu da kişinin rahatlamış ve uykulu bir hale girmesine yardımcı olur. Gece uykusunu güzel almış bir anne sabah daha enerjik bir anne demektir.

    SEKS AĞRILARINIZI ENGELLER

    Birçok gebe bütün gün boyunca gece kendilerini yatağa atmanın hayalini kurar ama günün sonunda yataklarına kavuştuklarında, orada da rahat edemediklerini fark ederler. Çabuk büyüyen rahim genel olarak vücuda  büyük yük yükler, bu da bazen ağrılara sebep olur. Ama seks bu ağrıları engelleyebilir. Orgazm sırasında “sevgi hormonu” olarak da bilinen oksitosin hormonu salgılanır ve bu hormonun ağrıyı engelleme ve ağrı toleransını arttırma gibi özellikleri vardır.

    hamilelikte_cinsel_iliski

    SIK SIK SEKS DAHA AZ HASTALIK

    Herkes bağışıklık sisteminizi nasıl güçlendirebileceğiniz konusunda bir şeyler söyler. Bilimsel araştırmalara göre sık sık seks yapan insanlar daha az hasta oluyor. Gebe kadınlarda normale göre zaten baskılanmış bir bağışıklık sistemi vardır. Seks, vücutta hastalıklara karşı savaşan antikorların sayısını arttırır ve bu sayede minik bebeğinizi beklerken en son başınıza gelmesini isteyeceğiniz hastalıklardan korunmuş olursunuz.
    DAHA AZ ALTA KAÇIRMA İHTİMALİ

    Birçok kadının gebelikleri sürecince hiç beklemedikleri bir anda, öksürdüklerinde, güldüklerinde ya da bir şeye şaşırdıklarında, altlarına kaçırdığı olmuştur. Pelvik tabanınız, leğen kemiğinizdeki tüm organları tutan bir tramboline benzer ve mesanenin kontrolüne yardımcı olur. Seks yapmak pelvik tabanınızı güçlendirmeye yardımcı olur. Orgazm pelvik kaslarda kasılmalara sebep olur. Keyif veren bir egzersiz yapmış gibi olursunuz. İdrar yaparken, idrar akışını durdurmak için kullandığınız kaslar pelvik taban kaslarıdır.

    CİNSEL İLİŞKİ KAN BASINCINI DÜŞÜRÜR

    Gebelik boyunca sağlıklı beslenme kan basıncının istenen düzeyde kalmasına yardımcı olur ama bilimsel araştırmalar cinsel ilişkinin de sistolik kan basıncını (büyük tansiyon) düşürmede etkili olduğunu göstermiştir. Tansiyonunuzun istenen düzeyde olması bebeğinizin ve sizin sağlığınız ve gebeliğinizdeki riskleri azalttığı için önemlidir. Sağlıklı kan basıncı sizi doğum için suni sancı (indüksiyon) almaktan ve hatta sezaryen ameliyatı olmaktan koruyabilir.

    ORGAZM RUH HALİNİZİ İYİLEŞTİRİR

    Anne adayları bazen gebeliğin zorluklarından bunalabilirler. Yorgunluk hissi ve bir türlü rahat edememek genel ruh halinizi kötü yönde etkileyebilir. Cinsel ilişki sırasında orgazmla hem anne hem bebek için faydalı olan endorfin hormonu salgılanır, bu da ruh halinizin iyileşmesine yardımcı olur. Ayrıca oksitosin hormonu da anne ve baba arasında sevgi ve yakınlığı arttırarak daha mutlu bir ilişkiye kapı aralar. Orgazmın bu kadar faydası olduğunu muhtemelen bilmiyordunuz.

    hamilelik_cinsel_iliski_faydalari

    DAHA AZ STRES

    Bir çiftin hayatında bebeklerini bekledikleri dönem hep güzel hatırlanacak bir zaman dilimi olmalıdır ama bu dönemin strese sebep olduğu zamanlar da vardır. Yine strese karşı orgazm bir rahatlama kaynağıdır. Oksitosin ve endorfinler beyindeki haz merkezlerini harekete geçirir, bu da gerginlik, stres ve hatta depresyonun azalmasını sağlar.

    DOĞUM KASILMALARINI BAŞLATIR YA DA İLERLETİR

    Meninin içinde prostaglandinler denen rahimin açılmasına ve yumuşamasına yardımcı olan bileşenler vardır. Orgazm sırasında da çok fazla oksitosin hormonu salgılanır. Bu hormon aynı zamanda kasılmalara sebep olan ve bebeğinizin rahim kanalından geçerek dünyaya gelmesine yardımcı olan hormondur. Vücudunuz doğuma hazırsa, cinsel ilişkide bulunmak doğum kasılmalarının başlamasını tetikleyebilir. Kasılmalar başladığında, eşinizle beraber bu kasılmaları karşılıyorsanız onunla yakın hareket ediyor olmaktan ve salgılanan yüksek oksitosin nedeniyle cinsel olarak uyarılmış olabilirsiniz. Gebelik kesesi açılmadığı ve anne adayının suyu gelmediği sürece, doğum kasılmaları sırasında cinsel ilişkiye girmek tamamen güvenlidir ve hatta doğum için de faydalıdır. Kulağa biraz tuhaf geldiği için birçok çift böyle bir şeyi denemeyi akıllarından bile geçirmez. Fakat kasılmalar sırasında cinsel ilişki doğumu ilerleterek, bebeğin dünyaya daha çabuk gelmesini sağlayabilir.

    DAHA ÇABUK İYİLEŞME

    Gebelik sürecince güçlendirilen pelvik taban kasları, bebeğin doğumundan sonra da annenin daha hızlı iyileşmesine yardımcı olur. Güçlü bir pelvik taban bebeğin doğumunu kolaylaştırır, iyileşme süreci de daha az ağrılı olur. Yine de doktorunuza mutlaka gebeliğiniz boyunca cinsel ilişkinin sizin için güvenli olup olmadığını konusunu danışın. Unutmayın, eğer güvenliyse, bu dönemde cinsellikten uzak kalmamanız için dokuz sebebiniz var.

    Hamilelikte bazı kadınların cinselliğe olan ilgisi artarken, bazılarının da azaldığını anlatan Op. Dr. Görgen, anne adaylarına “Size doğru gelen ve sizi rahat ettiren neyse onu yapın” tavsiyesinde bulunuyor. Erkeklere de seslenen Görgen, “Eşler, lütfen anne adaylarını rahat ettirmeye dikkat edin. Hamilelikte ilişkiye girilebiliyormuş diyerek istemediği halde eşinizi ilişkiye zorlamayın” diyor.

  • Hamilelikte kullanılan ilaçlar bebekte katarakt yapıyor

    Hamilelikte kullanılan ilaçlar bebekte katarakt yapıyor

    Genellikle yaşlılık hastalığı olarak bilinen katarakt, bebeklerde de görülebiliyor. Bebeğin katarakt olmasında, annenin hamilelikte kullandığı ilaçların önemli etkisi var

    Çocuklarda kataraktın doğumdan itibaren her an ortaya çıkabileceğini söyleyen Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Tülay Kılıç, “Bebeklerde ve çocuklarda katarakt çok çeşitli nedenlere bağlı olarak gelişebilir. Özellikle annenin hamileyken geçirdiği kızamık ve kızamıkçık gibi enfeksiyonların yanı sıra, hamileliğin ilk 3 ayında kullanılan antibiyotik ve antiviral ilaçlar çocukluk çağı kataraktının gelişmesini büyük oranda etkilemektedir” dedi.

    Bazı bebeklerin katarakt ile doğabildiğini, bazılarında ise doğumdan itibaren 3-6 ay ya da 1 sene sonra katarakt geliştiğini belirten Kılıç, 4 ile 6 yaşına kadar olan tüm katarakt vakalarının “bebeklik çağı kataraktı” olarak adlandırıldığını söyledi:

    Katarakt, bazı vakalarda herhangi bir nedene bağlı olmadan ailelerden geçişli olarak çıkabileceği gibi çok çeşitli nedenlere bağlı olarak da görülebiliyor. Örneğin, bebeklik çağı kataraktındahamilelik süreci belirleyici özellikte. Anne adaylarının hamileliklerinin ilk 3 ayında kullandıkları antibiyotik ve antiviral ilaçlar bebeklerde başta göz sağlığı olmak üzere organ gelişimini olumsuz etkilerken, katarakt oluşumundan da sorumlu tutulmaktadır.”

    FOTOĞRAFLARDAKİ KIRMIZI GÖZE DİKKAT

    Anne ve babaları bebeklik çağı kataraktına karşı uyaran Op. Dr. Tülay Kılıç “Günümüzde maalesef çoğu aile çocuğundaki kataraktı fark etmiyor. Çocuk 4-5 yaşına geldiğinde tesadüfen ortaya çıkan kataraktların sayısı azımsanmayacak kadar fazla. Bu nedenle çocuklarda her yıl rutin göz muayenesi asla ihmal edilmemeli ve anne- babalar kataraktın belirtilerine karşı bilinçli olmalıdır” dedi.

    Kataraktın bebeklerin göz bebeklerinde beyazlaşma, koyulaşma ya da tek gözde kayma şeklinde ortaya çıktığını söyleyen Kılıç “Ayrıca fotoğraflarda bebeğin sadece bir gözünün kırmızı çıkması, kırmızı alanın içinde siyah gölgelerin bulunması da çocuklarda katarakta ait önemli bir bulgudur. Bu belirtileri fark eden aileler, çocuklarını hiç vakit kaybetmeden bir göz hastalıkları uzmanına götürmelidir” uyarısında bulundu.

    GÖZ TEMBELLİĞİNE VE ŞAŞILIĞA DA SEBEP OLABİLİR!

    Katarakt teşhisi konmuş ya da katarakt ameliyatı olmuş bir çocuğun belli bir yaşa kadar veya devamlı gözlük kullanması gerekebileceğini belirten Tülay Kılıç, “Bebeklerde katarakt, ileriki yıllarda göz tansiyonu, göz tembelliği ve şaşılık riskini de beraberinde getirebiliyor. Bu nedenle katarakt, bir çocuğun erişkinliğinde de takip edilmesini gerektiren bir durumdur” dedi.

    Kaynak: posta.com.tr