Etiket: form

  • Etkili Diyet Püf Noktaları

    Etkili Diyet Püf Noktaları

    Formda kalma uğraşları nasıl gidiyor? Biz kadınlar için ince ve kusursuz bir fiziğe sahip olmak büyük önem taşır… Spor ve egzersizlerle, diyetlerle ve pek tabi ki sağlıklı yaşam kurallarına uyarak da formumuzu korumak için birçok uğraş veriyoruz. Hele ki aylardan Ağustos ise! Plaj mevsimi devam ederken her zamankinden bir tık daha fazla dikkatli olabiliyoruz. Ancak bazen çabalarımızın karşılığını alamadığımız oluyor. Bu noktada ise Kadınlar Kulübü’nün etkili diyet püf noktaları devreye girecek… Ayrıntılara birlikte göz atalım mı?

    İşte uğraşlarınızı boşa çıkarmayacak o etkili diyet püf noktaları

    Fındık tüketimine dikkat edin:

    fındık

    Birçok diyetisyenin öneri listesinde yer alan fındık metabolizmayı hızlı çalıştırmakta bize bir hayli yardımcı J Ancak kararında tüketmek işin püf noktası… Çünkü fındıktaki iyi yağlar yağ yakım oranınızı hızlandırırken çok fazla tüketildiği takdirde tam tersi bir etki yaratabiliyor. Diyetisyeninizin önerisi üzerine tükettiğiniz fındık miktarı ise fazla kilolarınızdan kurtulmanızda size yardımcı olacak!

    Hem karbonhidrat hem yağı birlikte tüketmeyin:

    karbonhidrat

    Vücudumuza enerji veren aynı zamanda çok daha kolay sindirebildiğimiz karbonhidratlar yağlı gıdalar ile birlikte tüketildiğinde, yağlı gıdaların yağının depolanmasına neden olur…

    Kahvaltı alışkanlığı:

    kahvaltı

    Yapılan birçok araştırma sonucu ve uzman bilgisi aynı noktaya parmak basıyor : Kahvaltı alışkanlığı olmayanlar kahvaltı alışkanlığı olanlara nazaran daha kilolu! Güne nasıl başladığınız çok önemli. İyi bir kahvaltı metabolizmanızın gün içinde çok daha hızlı ve sağlıklı çalışmasını sağlar.. Metabolizmanızın iyi çalışması da fazla kilolarla vedalaşmak demektir… Haydi o zaman kahvaltıya!

    Protein alıyor musunuz?

    protein

    Birçok sporcu ya da modelle yapılmış röportajlardan çıkan sonuç aynı! Protein tüketiminize dikkat etmek. Çünkü protein tüketmek vücuttaki kas oranının artmasına neden oluyor. Bu da yağlı bir görüntüden uzaklaşmanız demek. Gün içinde mutlaka protein içeren besinleri tercih etmelisiniz.

    Her gün kaç kalori?

    kalori

    Öğünleriniz arasında mutlaka bir denge olmalı… Bir gün aç kalıp ertesi gün abartarak yemek yemek metabolizmanıza zarar verir… Yapılan birçok araştırma her gün aynı kaloriyi alan insanların daha sağlıklı olduğunu ortaya koyuyor. Siz de diyetisyeninize danışarak günde kaç kalori almanız gerektiği öğrenip, öğünler arası dengeyi daha sağlıklı kurabilirsiniz.

    Etkili Diyet Püf Noktalarını hayata geçirmek için daha fazla beklemeyin! Ne dersiniz?

    BONUS: Düzenli uyku, bol su tüketmek, vitamin değeri yüksek besinleri tüketmek ve tabi ki spor ve egzersizler de formda bir fiziğin altın kuralları!

  • Türk Mutfağı Zayıflatıyor mu?

    Türk Mutfağı Zayıflatıyor mu?

    ABD Georgetown Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Harry Preuss, kilo ile mücadele eden insanlara günde 10 bin adım atmalarını önerdi.

    Antalya’da düzenlenen Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Kongresine katılan ABD Georgetown Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Harry Preuss, obezitenin dünyada her geçen gün önemi artan bir sorun haline geldiğini, önlem alınmadığı takdirde gelecekte büyük sorunlara neden olabileceğini belirtti.
    ,
    İnsanların yağdan uzak durarak kendileri için doğru bir şey yaptıklarına inandıklarını ama sadece bunu yapmanın doğru bir karar olmadığını vurgulayan Preuss, “İnsanlar yağdan uzak durdukları zaman karbonhidrata ve şekere yönelebiliyor. Yağdan uzak durmak ancak karbonhidrat ile şekere yönelmek yanlış bir tutum” dedi.

    Preuss, “Önemli olan ne kadar kilo değil, ne kadar yağ kaybettiğinizdir. Kilo kaybederken kas kütlenizi kaybediyorsanız, bu anlamlı değildir” diye konuştu.

    Prof. Dr. Preuss, kilo ile mücadele eden insanların az yemek yemeleri, lifli gıdalar tüketmeleri ve egzersiz yapmaları gerektiğini söyledi. Sporun her yaş grubunda yapılması gerektiğini vurgulayan Preuss, kendisinin günde 17 bin adım yürüdüğünü kaydetti. Üzerinde pedometre taşıdığını anlatan Preuss, “Gün içinde hiç egzersiz yapamazsam yürüyorum. Günde 17 bin adım atmaya çalışıyorum. Bazen üniversitede oturarak çalışmam gerektiğinde 17 bin adımı tamamlamak için bahçeye çıkıp yürüyorum. Kilo ile mücadele eden insanlara günde en az 10 bin adım, yani 8 kilometre civarında adım atmalarını öneriyorum. Bunu yaşam tarzı haline getirmeleri gerekiyor” diye konuştu.

    Preuss, Amerika’da obezite sorunu bulunan oldukça fazla insan olduğunu, Türkiye’de ise yoğun obezite sorunu görmediğini belirterek, “Türkiye’de insanlar yemeklerin yanında mezelerden, salatalardan, yani lifli yiyeceklerden de tüketiyor. Bu açıdan baktığımızda dengeli beslenme konusunda Türk mutfağının yararlı olduğunu söyleyebilirim” dedi.

  • Kışa formda girmenin yolları

    Kışa formda girmenin yolları

    Tatile çıktığımız yaz aylarında bazen açık büfelerin cazibesiyle bazen de dengesiz beslenerek kilo alabiliyoruz. Tekrar şehir hayatına döndüğümüzde ise aldığımız kiloları nasıl vereceğimizi düşünmeye başlıyoruz.  Diyetisyen Canan Aksoy, sonbaharın, kışa formda girmek için son fırsat olduğunun altını çizerek, bu mevsimde kilo vermenin ve sağlıklı beslenmenin 10 kolay yolunu anlattı:

    Çaylar: Bağışıklık sisteminizin için ekinezya, adaçayı, böğürtlen, ıhlamur ve zencefil gibi bitki çaylarını tercih edebilirsiniz.

    Suyunu değil meyveyi tercih edin: Meyve suyundan çok meyveyi yemeyi tercih edin. Meyve suyu ile aldığınız vitamin miktarı düşerken, aldığınız kalori miktarı artacaktır.

    Süt ve süt ürünleri: Ana ve ara öğünlerinizde süt ve süt ürünlerine yer verin. Yapılan çalışmalar kalsiyumun yağa yapışarak sindirime uğramadan yağın atılmasını sağladığını göstermiştir.

    Tam buğday veya çavdar: Beyaz veya kepekli ekmek yerine, tam undan yapılmış tam buğday veya tam çavdar ekmeği gibi ekmekleri tüketin. Beyaz ekmeğe göre daha az kalori alırken diğer ekmek ürünlerine göre daha yüksek çinko almış olursunuz.

    Kalorisi yüksek içeceklerden uzak durun: Kremalı ve aromalı kahveler yerine süt içeriği yüksek filtrekahveleri tercih edin. Meyve suları yerine meyve çaylarını soğuk veya sıcak içmeyi deneyin. Gazlı içecekler yerine ayran-kefir tercih etmeye çalışın.

    Su tüketin: Havaların soğuması su tüketiminizi azaltmasın, suya vücudumuzun her zaman ihtiyacı var. Susuzluk hissi, acıkma hissiyle çok rahat karışabilir. Gereksiz bir zamanda acıktıysanız önce bir bardak su için, açlık hissiniz 10-15 dakika içinde geçmediyse o zaman birşeyler yemeyi düşünürsünüz.

    Salataya giren soslara dikkat: Salatalarınızda mutlaka birkaç renk salatalık malzemesi olsun. Salatalarınıza giren soslar gizli bir kalori kaynağı olabilir. Az yağlı ama limon-sirke-nar ekşisiyle tatlandırdığınız salataları tercih edin.

    Meyve-sebze tüketin: Günde 5-7 porsiyon meyve–sebze tüketin. Günde 2 öğünde salata, bir öğünde sebze, iki kere de yaklaşık bir yumruğunuz büyüklüğünde bir meyve yerseniz bu rakamı tutturmuş olursunuz. Bu miktarları tükettiğiniz zaman kabızlık problemi çekme ihtimaliniz azalacağı gibi vitamin-mineral-antioksidan gereksinimlerinizi de karşılamış olursunuz.

    Yumurta tüketin: Haftada 2-3 kere yumurta tüketin, kolesterolü yüksek olanlar için de bu miktar tüketilebilir orandır. Yumurtayı haşlayarak yiyin, az yağlı bir menemen veya omlet yapın. Yeter ki 7 dakikadan fazla haşlamayın veya pişirdiğiniz yumurtayı yakmayın. Yumurta uzun süre tokluk sağlar böylece enerji alımınızı daha kolay dengelemiş olursunuz.

    Fındık ve ceviz: Günde 10-15 tane fındık veya 3-4 tane ceviz veya 10 tane kadar keju fındığı yiyin. Fındık ve ceviz, E vitamini ve Omega-3 yönünden zengin kaynaklardır.

    Diyet Yöntemleri ve Deneyimlerimiz için tıklayın !

  • Gelin diyeti

    Gelin diyeti

    30 günde fit “gelin diyeti” Gelin diyet Listesi…

    Sabah
    ► 2 dilim az yağlı beyaz peynir, 2 dilim tam buğday veya çavdarlı ekmek, domates, salatalık, maydanoz, renkli biberler
    ► 4-5 yemek kaşığı müsli veya yulaf ezmesi, 1 bardak az yağlı süt,
    ► 1 kutu probiyotik yoğurt, 2 ince dilim ananas, tarçın
    ► 1 yumurta, 2 dilim tam buğday veya çavdarlı ekmek, 5 zeytin veya 1 tatlı kaşığı zeytinyağı, domates, salatalık(haftada 1 kez)

    Ara
    1 kivi veya 8 çilek veya 12 kiraz, 3 tam ceviz+ 1 fincan yeşil çay

    Öğlen

    2 gün; 200 gr balık, 2 gün; 150 gr tavuk, 1 gün; 100 gr et, 1 gün; 150 gr hindi + 1-2 dilim çavdarlı veya tam buğday ekmek, bol yeşillikli salata (1 tatlı kaşığı zeytinyağı)
    Haftada 1 kez; 1 su bardağı kepekli makarna veya 5 yemek kaşığı bulgur pilavı yenilebilir, makarna sosu olarak fesleğen, domates, biber ilavesi besin değerini arttıracaktır.

    Ara
    ► 1 adet yağsız çift kaşarlı tost, domates, salatalık
    ► 1/2 simit ve 2 adet light karper
    ► 1 paket şekersiz diyet bisküvi ve 1 fincan az yağlı süt

    Akşam
    ► 6 yemek kaşığı az yağlı sebze/kurubaklagil yemeği, 1 kase light yoğurt, bol yeşil salata
    ► 1 porsiyon ızgara et/tavuk/balık, bol yeşil salata (roka, göbek, maydanoz, taze nane, taze soğan, renkli biber…) veya 4-5 yemek kaşığı zeytinyağlı sebze

    Ara
    ► 1 su bardağı light süt 40 gr bitter çikolata
    ► Yarım muz 2 top light dondurma (150gr.)
    ► 15 tane kuru yaban mersini 15 adet fındık

    Taylan Kümeli’nin Gelin Diyeti için tıklayın !

  • Diyette tavuk eti

    Diyette tavuk eti

    Yağsız ve protein açısından zengin beslenmek isteyenlerin tercihi tavuk eti oluyor. Bu besleyici gıda, zengin vitamin-mineral içeriği ve düşük kalorili oluşu nedeniyle diyet yapanların da gözdesi

    Vücutta yeni dokuların yapımı, var olanların sağlığının devamı ve onarımı için proteinler hayati önem taşıyor. Hayvansal protein kaynağı olarak süt ve süt ürünleri ile birlikte etler de beslenmede önemli yer tutuyor. Sağlıklı beslenme açısından beyaz et; hem kaliteli protein, hem düşük yağ, hem de vitamin-mineral içeriği nedeniyle en iyi kaynakların başında geliyor. Uzmanlar; farklı vitaminlere sahip olan tavuk etinin faydalarını, nasıl tüketileceğini, pişirme yöntemlerini ve vitamin kaybını önlemenin yollarını anlattı:

    HAZMI KOLAY
    Tavuk eti; yağsız, protein açısından zengin ve liflerinin kısa oluşu nedeniyle çiğnenmesi ve hazmı kolay bir gıdadır.
    Protein ve yağ içerikleri açısından önemli avantaja sahip olan tavuk eti; demir, fosfor ve B grubu vitaminlerinin de kaynağıdır. 100 gram ızgara tavukta yaklaşık 20 gram protein bulunur.

    ONARIM İÇİN
    Tavuktaki but eti; göğüs etine göre daha fazla B2 vitamini (riboflavin) ve B1 vitamini (tiamin), daha az da niasin vitamini içerir.
    Tavuk but etinde; göğüs etine kıyasla demir, çinko ve sodyum içerikleri de daha fazladır.
    Tavuk vücudumuzdaki hücrelerin büyümesi ve onarımı için elzem olan aminoasit açısından da zengindir. Aynı zamanda içerisinde bulunan B3, B6, piridoksin ve B5 vitaminleri; deri, saç ve bağışıklık sistemine katkılarıyla bilinir. İçerisinde az miktarda yağ bulunduran tavuk; diyet yaparken tercih edilen ilk protein kaynağıdır.

    BEYİN GELİŞİMİNDE ÖNEMLİ
    Derisiz olarak yenilen 100 gram tavuk sadece 124 kalori içerir. Ancak derisi ile birlikte tüketildiğinde 170 kaloriye kadar çıkabilir. Izgara yapılarak tüketilen 100 gram tavuk eti; kolesterol açısından düşük ancak doymamış yağ asitleri açısından zengindir.
    Tavukta bulunan proteinler; hücre ve dokuların oluşmasını, büyüme ve gelişmeyi sağlar. Vücut kaslarının ve organların gelişimine yardımcı olur. Vücut dokularının yenilenmesinde rol oynar, çocukların beyin gelişiminde önemli görevi vardır.

    HAFİF VE ORTA ATEŞTE PİŞİRİN
    Tavuğu pişirirken; pişirme yöntemi ve koşullarına bağlı olarak bazı vitaminler kaybolabilir. Bu nedenle pişirme yöntemlerine dikkat edilmesi gerekir:
    Etler hangi yöntemle pişirilirse pişirilsin hafif veya orta ateşte, uzunca bir sürede pişirilmelidir. Aksi takdirde çok yüksek ateş et proteinlerini katılaştırarak suyunun kaybına ve lezzetinin azalmasına neden olur.
    Yüksek ateşte pişen etlerin protein ve bazı vitamin değerlerinde bir miktar azalma olabilir. En çok zarar gören B1 vitaminidir. Izgara yapılan etlerde, etten damlayan sularla B12 vitamini ve folat kayıpları da olur.
    Vitamin B6 ve pantotenik asit, pişirme suyuna geçerek azalabilir; bu sebeple tavuk suyunu dökmeyin. Besin değeri açısından zengin bu suyu değerlendirin.
    Tavuk etini ızgarada kömürleştirmeyin, alevle temasını engelleyin. Haşlama ve ızgara yapılarak pişirilen tavuk etinin sindirimi, yağda kızarmış haline nazaran daha kolaydır.

    PROTEİN DENGELEYİCİ
    Nohut veya kuru fasulye yemeği pişirirken içine tavuk ilave ederseniz, protein kalitesi ve dengesi çok iyi olur.
    Ispanaklı börek yaparken içine tavuk ilave ederseniz, besin alımınızı güçlendirebilirsiniz veya tavuk ile bezelyeyi, karıştırarak börek içi hazırlayabilirsiniz.
    Çocuklarınızın en sevdiği yemeklerden olan makarnaya tavuk ilave edebilirsiniz. İlave edeceğiniz tavuk, besin öğesinden zengin bir öğün oluşturabilmenizde size kolaylık sağlar.

    KOLESTROLÜ DÜŞÜRÜR
    Yapılan çalışmalar, Omega-3 yağ asitlerinin LDL kolesterol denilen kötü huylu kolesterolü düşürdüğü, iyi huylu kolesterolü yani HDL kolesterolü de artırdığını göstermektedir.
    Bu durum da kalp-damar sağlığını koruyucu etki gösterir. Bunun yanı sıra trigliserid seviyesini düşürür, aterosklerotik plak oluşumunu engeller.
    Damar sağlığını koruyucu etki gösterir. Ancak unutulmamalıdır ki, aşırı protein alımı da sakıncalıdır.
    Gereksinimden iki kat fazla protein alınırsa, idrarla vücuttan kalsiyum atımı artar. Bu da karaciğer ve böbreklerin zarar görmesine neden olur.

    NASIL SAKLANMALI?
    Etin, pişirme esnasında iç sıcaklığının 70 derece üstüne çıkması mikropların ölmesi bakımından gereklidir. Pişirilen tavuk eti oda sıcaklığında yarım saatten fazla bekletilmemelidir. Ya hemen tüketilmeli ya da kalan kısmı buzdolabında saklanmalıdır.

    İKİ SAATTEN FAZLA DIŞARıDA KALMASIN
    l Tavuk eti ve et içeren yemekler, dışarıdan karışacak mikropların üremesi için iyi bir ortamdır. Genel anlamda protein değeri yüksek olan besinler, bakterilerin üremesi için çok daha uygun yiyeceklerdir. O nedenle protein değeri yüksek olan tavuk eti; iki saatten fazla oda sıcaklığında bırakılmamalı, buzdolabında veya derin dondurucuda saklanmalıdır.

    PİŞİRİR PİŞİRMEZ TÜKETİN
    Pişmiş tavuk etinin besleyici değeri yeniden ısıtılması ile bir miktar azalma gösterir. Tekrar tekrar ısıtmaktan kaçının, mümkün olduğunca pişirir pişirmez tüketmeye özen gösterin.
    Tavuk etini birçok çorbaya katmanız; hem lezzet açısından, hem de besin değeri açısından sofranıza zenginlik katacaktır.
    Haşladığınız veya ızgara yaptığınız tavukları salatalarınızın üzerine koyarak yeni ve değişik lezzetler oluşturabilirsiniz. Tavuk eti özellikle diyet yapanlar için az kalorili, alternatif bir öğündür.

  • Canan Karatay beslenme uyarıları

    Canan Karatay beslenme uyarıları

    Prof. Dr. Canan Karatay, yemek pişirirken dikkat edilmesi gereken noktaları sıralıyor ve rafine şeker tüketiminin vücuda zararları konusunda da uyarıyor. İşte Karatay’dan öneriler…

    “YEMEKLER DÜŞÜK ISIDA, UZUN SÜRE PİŞİRİLMELİ”

    “Yemekler, çok yüksek ısıda pişirilmemeli, ayrıca unla terbiye yapılarak hazırlanmamalı! Yemekler düşük ısıda, uzun süre pişirilmeli. Malzemeler çiğden hep birlikte tencere veya tepsiye konup, ocakta ya da fırında pişirilmeli, yağda soğan veya biber öldürme gibi yöntemler uygulanmamalı. Özellikle güveç yaparken önce tencerede kavurma, sonra fırında pişirme gibi iki farklı pişirme şeklinin bir arada olmaması gerekiyor! Ya tencere ya da fırın tercih edilmelidir! Pişirme süresi çok fazla uzayıp, ısıya maruz kalma şekli değişip, ısı derecesi arttıkça yemekteki faydalı vitamin ve mineraller ölüyor.”

    “PİŞİRMEDE ALÜMİNYUM FOLYO VE TEFLONLARDAN UZAK DURULMALI”

    “Yemekler cam, çelik veya emaye kaplı dökme demir tencerede, tepside pişirilmeli. Alüminyum ve teflonlardan, mikro dalga fırınlardan uzak durulmalı. Pişirme sırasında alüminyum folyo, yanmaz pişirme poşeti ya da yağlı kağıt gibi ürünler asla kullanılmamalı!”

    “YEMEKLERDE BLENDER VEYA MİKSER KULLANILMAMALI”

    “Yemeklerde blender (karıştırıcı) veya mikser (çırpıcı) gibi elektrikli aletler kullanılmamalıdır. Çünkü yemeği işlenmiş hale getiriyor ve lifleri yok edip, sağlıksız hale dönüştürüyor. Bu da hazım sisteminin bozulmasına sebep oluyor.”

    “KIZGIN YAĞDA KIZARTMA YOK”

    “Kızgın yağda kızartma yapılmamalı! Balık ya da etler, sos veya una bulandırılarak yağda kızartılmamalıdır. Eğer illa kızartma yapmak isteniyorsa kısık ateşte, az zeytinyağı veya tereyağı ile sade pişirme yapılabilir.”

    “BESİNLERİ MEVSİMİNDE TÜKETMELİ”

    “Bugünün çocukları hem hareketli sokak oyunlarından, hem güneşten mahrumlar, hem de çilek, muz, salatalık, domates, biber gibi yiyeceklerin maalesef dört mevsim boyunca yetiştiğini sanıyorlar. Asıl üzücü olan ise, anne ve babaların bu durumu doğal karşılaması! Tıpkı sebze ve meyveler gibi, ülkemizde yetişen deniz balıklarının (çiftlik değil!), dağda bayırda yetişen yabani otların (serada değil), orman meyvelerinin (hormonlu, yapay üretim değil) de mevsimleri, zamanları var. Öncelikle mevsiminde yetişen yiyecekleri tüketmemiz gerekiyor.”

    “BUĞULAMA, EN SAĞLIKLI PİŞİRME YÖNTEMİ”

    “Izgara yapılabilir, ancak yiyecekler yakılmadan ve yüksek ateşe, kömür ve odun alevine, dumanına maruz kalmadan pişirilmeli. Ayrıca buğulama en sağlıklı pişirme yöntemlerinden biridir.

    “AYNI YEMEĞİ DEFALARCA ISITMAK TEHLİKELİDİR”

    “Yemekleri pişirirken çok az su konmalı. Böylece hem besin değerleri korunuyor, hem de daha lezzetli oluyor. Tazelik ve besin değerleri açısından yemekler günlük olarak pişirilmeli. Birkaç günlük yemek yapıp, aynı yemeği defalarca dolaba koyup çıkartmak, her seferinde ısıtmak tehlikelidir, kesinlikle yapılmamalıdır.”

    “KONSERVE BALIKLAR TERCİH EDİLMEMELİ”

    “Taze balığın her türlüsü sağlıklı. Ancak teneke kutudaki ve poşetlerdeki konserve balıklar, ambalajlarındaki kanserojen maddelerden dolayı riskli hale dönüşür. Bu yüzden fabrikasyon konserve balıklar da tercih edilmemelidir.”

    RAFİNE ŞEKER VE TATLI (AŞIRI KARBONHİDRAT) TÜKETİMİNİN ZARARLARI 

    . Tüm hücresel fonksiyonlarımız yavaş yavaş bozulmaya başlar. . Organizmadaki birçok sistem normal çalışamaz hale gelir. . Vücudun mineral dengesini bozar. Krom ve bakır eksikliğine neden olur. . Kalsiyum ve magnezyum emilimini bozar. . Vücutta su tutulmasını arttırır. . Protein emilimini engeller. . Dokuların esnekliğini ve işlevini bozar. . DNA yapısında zarara yol açar. . Bağımlılık yapıcı bir maddedir. . Vücudun bağışıklık sistemini yıkar ve zayıflatır. . Beyinde delta, alfa ve tetra dalgalarını bozar. Dikkatsizliğe, baş ağrısı ve migrene, depresyona neden olur. Şeker ve tatlı alımı azaltıldığında duygusal kararlılık artar. . Alzheimer hastalığına neden olur. . Derimizdeki kolajen yapısını bozar. Ciltte kırışıklıklara, erken yaşlanmaya sebep olur. . Çocuk felci riskini arttırır. . Böbreği büyütür, böbrek taşlarına sebep olur. . Her türlü kanser hücresini besler, mide kanseri riskini arttırır.

    “TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK SORUNU, KABIZLIK”

    “Türkiye’nin en büyük sorunu kabızlıktır. Kabızlık ülkemizde hiçbir zaman hastalık olarak görülmez. Eğer siz her gün muntazam bir şekilde büyük abdeste çıkamıyorsanız, vücudunuz iyi çalışmıyor demektir. Bu, en önemli sinyal. Örneğin bana gelip, ‘Ben çocukluğumdan beri kabızım’ diyen hastalar var. Bu demektir ki vücutta hiçbir şey doğru dürüst çalışmıyor. Türkiye’de hekimler, bunu sormaya utanıyor, hastalar da sorunca ‘Kusura bakmayın’ diyorlar. Her gün düzenli olarak tuvalete çıkabiliyorsanız vücudunuz saat gibi çalışıyor demektir. Çıkamıyorsanız bir bozukluk var demektir. Hareket etmezseniz, su içmezseniz vücudunuz çalışmaz. Tabi ki yiyecekler de bunu etkiliyor. Kabızlığın en büyük nedeni aşırı şekerdir. Şeker ve şekere dönüşen unlu ve nişastalı gıdalar bağırsak florasını bozar. Şekerli yiyecekler yediğiniz sürece gazınız ve kabızlığınız artar. Onun için bağırsaklarda 4 binden fazla birlikte yaşadığımız mikrop vardır. Bunlar iyidir veya kötüdür. Şeker, kötü olanları arttırır. Çok tatlı yiyen ve çok unlu gıdalar yiyenlerde bağırsak problemleri, kronik bağırsak hastalıkları başlıyor.”

    “MARKETTE SATILAN LİMON SULARI ZARARLI”

    “Limon faydalı bir meyvedir. Ancak organik olmasına ve dış kabuğu kimyasallarla mumlanmış ve boyanmış olmamalı. Limon her zaman taze sıkılmış olarak kullanılmalı. Çoğu markette limon suyu olarak satılan sarı suların limonla yakından uzaktan alakası olmadığı gibi son derece zararlıdır.”

    Karatay Diyeti Deneyimlerimiz

    Habertürk

  • Yaşlı diyeti

    Yaşlı diyeti

    Uzman Diyetisyen Işın Sayın, yaşlıların bazı beslenme kurallarına uyarak kronik hastalıklardan korunup var olan hastalıkları daha kolay yönetebileceğini belirterek, “Gözle görünen yağı azaltın. Yemeklere daha az yağ koyun. Etlerinizi yağsız ve derisiz yiyin. Sofradan tuzu kaldırın” dedi.

    Güzel yaşlanmak ve yaşlılığın tadını çıkarmak için beslenmeye dikkat edilmesi gerektiğine dikkat çeken Sayın, “İnsanın yaşı ilerledikçe ruhu, zihni, becerileri gelişirken, bedenleri ve iç organları da bir o kadar yıpranır. Yaşlı insanların vücut ağırlığı azalır. Hem kaslar eriyip hem de kemikler ve eklemler gücünü kaybettiği için düşme ve kırık riski artar. Hareketler kısıtlandığı için artan yağ oranıyla başa çıkmaları zorlaşır.

    Vücutta su yüzdesi yüzde 60’dan yüzde 50’ye düşer. Tat ve koku hissi azalır, tükürük azalır, ağız ve diş sorunları şiddetlenir, yutma güçleşir, mide, barsak, karaciğer ve safra görevlerini aksatır, bağışıklık sistemi zayıflar, sinir sistemi fonksiyonları azalır, metabolizma hızı yavaşlar” diye konuştu.

    Sayın, yaşlıların bazı beslenme kurallarına uyarak daha sağlıklı ve mutlu olacağını, kronik hastalıklardan korunup var olan hastalıkları daha kolay yönetebileceğini söyledi.

    Diyet kuralları için tıklayın !

    Sayın, yaşlılara şu beslenme uyarılarında bulundu:
    “Gözle görünen yağı azaltın. Yemeklere daha az yağ koyun. 1 kg sebzeye veya 4 porsiyon yemeğe 2 yemek kaşığı zeytinyağı kullanın. Etlerinizi yağsız ve derisiz yiyin. Haftada 2-3 kez düzenli olarak balık yemeye çalışın. Sofradan tuzu kaldırın, yalnızca pişirme esnasında az miktarda tuz kullanın. Margarin, tereyağı, kuyruk yağı, içyağı ve bunlarla yapılan besinleri, hazır gıdaları, bir de sakatatları hayatınızdan çıkarmanız yararınıza olacaktır. Yeşil yapraklı bitkiler, kırmızı ve turuncu renkli meyveleri kanseri önleme yolunda asla ihmal etmeyin. Kuru baklagilleri haftada 3 porsiyon tükettiğinize emin olun.

    Ara öğünlerde ayran, süt, 8-10 adet çerez, çok tatlı olmayan meyveler tüketin. Böylece kanda yükselmesi istenmeyen yağları ve damarlarda plak birikimini azaltarak kalp ve damar sağlığını korumuş olursunuz. Kanın pıhtılaşmasını önler, eklemlerdeki iltihaplanmaları engeller, bağışıklık sistemini güçlendirirsiniz. Yaşlılık döneminde günde en az 1500 ml su tüketilmenizde fayda vardır.

    Azalan vücut suyunu yerine koymaya hücrelerinizin doku ve organların canlılığına yardımcı olacaktır. Mutlaka üç ana öğün yiyin. Eğer mümkün değilse iki ana, üç ara öğünü mutlaka tamamlamaya çalışın. Posalı gıdalar tüketin. Böylece barsak hareketleri düzenli olur ve sizi yaşlılıkta artan kabızlık, diyabet, kalp-damar hastalıkları, şişmanlık, sindirim sistemi kanserlerinden korur.

    Sebze ve meyve tüketiminin artırılması, kurubaklagil ve kepekli tahıllar, yulaf, bulgur, çavdar, esmer yani beyaz olmayan ekmekler ile bu ihtiyaç karşılanır. Güvenli bir beden ağırlığına inin. Buna tüm vitamin ve mineral değerleri hesaplanmış kişiye özel bir sağlıklı beslenme programıyla ulaşılmak çok önemlidir.

    Turşu, salamura, şalgam suyu, soda, maden suyu, hazır çorbalar ve et suyu, tavuk suyu tabletleri evden atın gitsin. Kas ve güç durumunuza uygun açma, germe ve denge amaçlı düzenli egzersizler uygulayın, böylece kemik ve eklemlerinizi darbelere karşı en iyi şekilde tamponlayın.

    Zayıflatan çorbalar için tıklayın !

    Kemiklerinizi D vitamini ile güçlendirmek üzere yaz aylarının güvenli saatleri güneşlenin. Sigara, zaten yeterince alamadığınız vitamin ve minerallere olan ihtiyacınızı arttırır. Sigarayı bırakmak için hiçbir zaman geç değildir.”

    İHA

  • Kışın Formu Korumanın Yolları

    Kışın Formu Korumanın Yolları

    Bol ve koyu giyecekler giyecek olmanın verdiği rahatlıktan kaçınmalısınız!

    Yaza girerken verdiğiniz kiloları sonbaharın gelmesi ile birer birer alıyorsanız bu durum hareketlerinizle birlikte metabolizmanızın da yavaşladığına ve formunuzu koruyamadığınıza işaret ediyor demektir.

    Gereğinden fazla uyumak, stres, kışın bol ve koyu renk giysiler giyecek olmanın verdiği rahatlık gibi etkenler yaza girerken verdiğiniz kiloları geri kazanmanıza ve başlangıç noktasına geri dönmenize neden olur.

    Dyt. Şefika Aydın Selçuk, yaz döneminde sağlıklı bir şekilde verilen kiloların sonbahara girerken nasıl korunabileceği hakkında bilgi verdi.

    Formda kalmanın yaşı yoktur

    ‘Formda olmak’ teriminin anlamını öğrendikçe yaşamımız boyunca sağlıklı beslenmenin kısa süreli bir arayış olmadığını göreceğiz. Genellikle “formda olmak” yoğun fiziksel aktivite yapmak olarak algılanırken, çoğu insan kaslı bir vücuda sahip olmayı ya da uzun mesafeli koşuyu başarılı bir şekilde bitirmek olarak değerlendirmektedir. Aslında formda olmak; sadece fiziksel değil, ruhsal ve zihinsel iyiliği kapsayan bir durumdur. Formda olmak; “en iyi sağlık durumuna sahip olma, sakatlık olmaması” durumunu ifade etmektedir. Bireyler formda olduklarında; gün içerisindeki olumsuz koşulları pozitif bir bakış açısıyla üstesinden gelebilmektedirler. Kalp hastalıkları, kanser, şeker hastalığı gibi ciddi sorunların daha az görülmesine neden olur. Yüksek kalitede ve belki de uzun bir yaşam için iyi bir şans yakalanmış olabilmektedir. Unutulmamalıdır ki; formda olmanın ve kalmanın yaşı yoktur. Formda kalmak her yaşta düzenli fiziksel aktivite ve yeterli-dengeli beslenmeyi içeren bir yaşam şeklidir.

    Sonbaharda da formda kalmak için 15 öneri

    Yaz aylarında sağlıklı bir şekilde verilen kiloların sonbahar ve kış süreçlerinde de korumayı sadece yaşam ve beslenme düzeninize dikkat ederek gerçekleştirebilirsiniz. İşte sizi sonbahar aylarında formda tutabilecek sağlıklı yaşam kuralları:

    1.    Yeterli düzeyde uyku en önemli unsurdur. Yetişkinler 8 saatten fazla uyumamaya özen göstermelidir.
    2.    Sigarayı yaşamınızdan çıkarın, sigara içilen yerlerde bulunmamaya özen gösterin.
    3.    Stresi kontrol altına alın.
    4.    Alkol gibi metabolik stresi artırıp, yaşlanmayı hızlandıran içeceklerden uzak durun.
    5.    Temizlik kurallarına özen gösterin.
    6.    Düzenli olarak tıbbi kontrollerden geçin.
    7.    Daima diyetinizde yapacağınız olumlu değişikliklerin sağlığınıza yapacağı önemli farklılıkları hatırlayın.
    8.    Optimal sağlık için tahıllar, et grubu, süt ürünleri, taze sebze ve meyveler ile sağlıklı yağları bir arada yiyin.
    9.    Yemeklerinizi nerede yediğiniz ve nereden satın aldığınız çok önemli değil. Hoşlandığınız yiyeceklerin sağlıklı yeme tarzına uygun olmasına dikkat edin.
    10.    İyi beslenme formda kalmanın temel yakıtıdır ve buda sizinle başlar. Evde, restoranda, kafeteryada veya işte de sağlıklı besinlerden oluşan menüler tüketebilirsiniz.
    11.    Sevdiğiniz restoranlarda kızartmalar yerine az yağlı olanları tercih edin.
    12.    Beslenmede her şeyden önemli olan unsurun; çeşitlilik, denge ve aşırıya kaçmama olacağını asla unutmayın.
    13.    Yemek yerken aşırıya kaçmayın. Porsiyon ölçülerinizi uygun tutarsanız istediğiniz besinleri kolaylıkla yiyebilirsiniz.
    14.    Düzenli olarak yürüyüş yapın.
    15.    Bol miktarda su için. Bu yetişkinler için ortalama 8 su bardağıdır. Suyun vücut için yeterli gelip gelmediğini idrar rengini kontrol ederek anlayabilirsiniz. Eğer sürekli bir ilaç kullanmıyorsanız idrar rengi açıksa yeterli sıvı almışsınız demektir.

    Yiyeceklerin zevkini çıkararak formda kalın
    Besinleri seçmede birçok faktör etkili olmaktadır. Örneğin; kişinin kültürü, duygusal durumu, çevresi, yakın arkadaşları, yemeğe bakış açısı, sahip olduğu besin ve beslenme hakkındaki bilgileri oldukça etki etmektedir. Neden bir besinin yerine başkasını seçtiğinizi hiç düşündünüz mü? Sağlıklı beslenmenin de yemeğe zevk katabileceği düşünülmelidir. Çünkü besinler sağladıkları besin değerlerinin yanı sıra keyif ve iyi tat vericidirler. Çünkü besinler kompleks (karmaşık) ögelerdir. Siz besinin görünüm, hoş koku, lezzet, tat gibi özelliğinden yararlanırken; vücudunuz da besin ögelerinin yaşamınızı sürdürme işlevlerinden yararlanırlar.

    Bunun için; çeşitli besin gruplarını tüketmeye özen gösterin. Örneğin; tabağınızı öğle akşam öğününde 4 eşit parçaya bölün. Değişik besin gruplarını ve değişik renkte besinleri aynı tabakta tüketin. Yediğiniz miktara göre aldığınız kiloyu da fiziksel aktivite ile dengeleyebilirsiniz. Bu sizin kilonuzu korumanızı sağlayacaktır. Değişik ekmek çeşitleri, taze sebze ve meyvelere, kuru baklagillere, kuru yemişlere diğer yiyeceklerden daha fazla yer vermek sizin sağlığınız adına attığınız en doğru adım olacaktır. Yağın vücuda mutlaka alınması gerekmektedir; ama önemli olan nasıl alındığıdır. Doğru tüketim şekli; bitkisel ve sıvı yağ tüketmek, az yağlı et ve süt ürünlerini tercih etmek olmalıdır. Örneğin; düşük yağlı pişirme sistemlerini kullanma, yemeklere fazla sos koymama ve salataları mayonezli, yağlı özel süslemelerden uzak tutma ile doğru bir tüketim sağlanabilir. Şeker ve şekerli besinlerin mümkün olduğunca tüketim alışkanlıklarınızdan çıkarın. Tuzu azaltılmış besinlerin yararı da göz ardı edilmemelidir.

    5 SORU 5 CEVAP İLE SAĞLIKLI YAŞAM BİLGİNİZİ SINAYIN
    Soru 1: Etin yağı sıyrıldığında kolesterolü uzaklaştırmış mı olurum?
    Cevap: Hayır. Etteki kolesterol, etin çözünür yağında olduğu kadar yağsız et kısmında da bulunur. Ancak etteki yağı sıyırdığınızda kan kolesterolünü yükseltme yeteneğine sahip doymuş yağları elimine etmiş olursunuz.

    Soru 2: Kilo vermek için aç kalmak iyi bir başlangıç mıdır?
    Cevap: Hayır. Aç kalma ile kilo vermede ilk önce su ve kas kaybı oluşur. Su kaybı yemekle tekrar kazanılmaktadır. Kas kaybı telafi edilemez. Üstelik açlıkta sağlık için gerekli besin ögeleri yetersiz alınır.

    Soru 3: Yeterli vitamin ve mineral için en iyi yol, günlük vitamin desteği almakla mı olur? 
    Cevap: Hayır. Çeşitli ve dengeli beslenme planı ile destek almadan da vitamin ve mineral ihtiyaç karşılanabilir. Bu destekler insan sağlığı için tüm besin ögelerini içermemektedir. Çeşitli beslenmiyorsanız bir beslenme uzmanına başvurmalısınız. Diyet kaydınız değerlendirilerek hangi vitamin ve mineralden eksik beslendiğiniz açığa çıkabilir.

    Soru 4: Patatesi kabuğu ile tüketmek 3 misli posa içerir mi?
    Cevap: Evet. Sebzeler ve meyveler kabukları ile birlikte tüketildiğinde iyi posa kaynaklarıdır.

    Soru 5: Yoğun bir aktivite sırasında 500 g (yarım kilo) kaybederseniz, terle 2 su bardağı kadar su kaybetmiş olursunuz?
    Cevap: Evet. Fiziksel aktivite öncesi ve sonrası tartılın. Kaybettiğiniz yağ değil sudur. Su kaybının olumsuzluğunu yaşamamak için kaybettiğiniz 2 su bardağı suyu hemen için.

  • Yaza 3 cm daha ince girmek için NIVEA My Silhouette!

    NIVEA My Silhouette İnceltici ve Şekillendirici Jel Krem, 4 hafta düzenli kullanıldığında, yaza formda girmek isteyen kadınların basen, bel, kalça ve karın bölgelerinde 3 cm’ye kadar incelme ve yeniden şekillendirme sağlıyor. İçeriğindeki beyaz çay, yağ hücrelerini küçültüp sayılarını azaltarak incelme meydana getiriyor. Anason özü ise hücre metabolizmasını aktive ederek kolajen üretimini artırıyor ve vücudun yeniden şekillenmesine katkıda bulunuyor.

    Vücutlarındaki selülitlerin görünümünü azaltmak isteyenlere de, “NIVEA Good-bye Cellulite” kullanmaları öneriliyor.

    nivea_body_my_silhouette