Etiket: felç

  • Diyet Soda ve Meyve Sularının Artan Felç Riskiyle İlişkisi

    Diyet Soda ve Meyve Sularının Artan Felç Riskiyle İlişkisi

    Diyet soda ve meyve sularının felç riski üzerindeki etkilerini inceleyen bu makalede, içecek tercihlerinizi gözden geçirmeniz için bilimsel bulgular ve öneriler sunuluyor. Sağlığınızı koruyun!

    Günümüzde pek çok kişi, şeker tüketimini azaltmak ve daha sağlıklı bir yaşam sürmek amacıyla yapay tatlandırıcı içeren diyet içeceklerini tercih ediyor. Ancak, yakın zamanda yapılan araştırmalar, bu “kalorisiz” içeceklerin aslında ciddi sağlık riskleri taşıdığını gösteriyor. Özellikle kadınlarda felç, kalp hastalığı ve ölüm riskini artırdığı tespit edilen bu içeceklerin, sağlığımıza olan olumsuz etkilerini anlamak ve doğru beslenme alışkanlıkları geliştirmek büyük önem taşıyor. İşte diyet soda ve meyve sularının artan felç riskiyle ilişkisi hakkında bilmeniz gerekenler.

    Diyet Soda Felç Riskiyle İlişkisi

    Diyet Soda Felç
    Diyet Soda Felç

    Günümüzde pek çok insan, şeker tüketimini azaltmak için şeker yerine yapay tatlandırıcıları tercih ediyor. Ancak, yakın zamanda yapılan bir araştırmaya göre, yapay tatlandırıcılar aslında sağlık risklerimizi artırabilir. Beslenme uzmanı Lindsay Malone, bu konuda dikkat çekici bilgiler paylaşıyor. Malone, bu araştırmaya katılmamış olsa da, yapay tatlandırıcıların beyin merkezimizi uyardığını ve daha fazla tatlı şeyler istememize neden olduğunu belirtiyor.

    Araştırmanın İncelediği Veriler

    Bu araştırma, 50 ile 79 yaşları arasındaki 81.714 kadının verilerini inceledi. Araştırmacılar, yapay tatlandırıcı içeren içeceklerin tüketiminin felç, kalp hastalığı ve hatta ölüm riskini artırdığını buldular. Günde iki veya daha fazla diyet içeceği tüketen kadınların, haftada birden az diyet içeceği tüketen kadınlara kıyasla %23 daha fazla felç riski taşıdığı gözlemlendi.

    Yapay Tatlandırıcıların Etkileri

    Malone, yapay tatlandırıcıların bağırsak bakterilerimizi değiştirdiğini ve bunun da genel sağlığımız üzerinde olumsuz etkileri olabileceğini söylüyor. Genel olarak şeker, kan şekerinizde ve insülin seviyenizde artışa neden olur. Bu durum, özellikle yağ ve iltihaplanma ile sonuçlanabilecek aşırı kilo alımına katkıda bulunabilir. Ayrıca, yapay tatlandırıcıların genellikle normal şekerden yüzlerce kat daha tatlı olduğunu unutmamak önemlidir.

    Tatlı Bir Kısır Döngü

    Yapay tatlandırıcıların tüketilmesi, damak tadınızı aşırı tatlı şeylere alıştırır ve her seferinde daha tatlı şeyler istemenize neden olur. Malone, diyetinizin fazla tatlı olup olmadığını anlamanın iyi bir yolunun, elma ve çilek gibi meyvelerin size tatlı gelip gelmediğini kontrol etmek olduğunu söylüyor. Eğer cevap ‘hayır’ ise, tatlı eşiğinizi düşürmek için çalışmanız gerektiğini belirtir.

    Tatlı Eşiğinizi Düşürmek İçin Öneriler

    Malone, tatlı tüketiminizi yarıya indirmeyi ve zamanla tamamen tatlandırıcı kullanmamayı önerir. Şeker tüketiminizi özel günlere ve ölçülü olarak tüketilen fırın ürünlerine sınırlamayı düşünün. Tatlandırıcı alışkanlığınızı azaltarak, hem yapay tatlandırıcıların hem de gerçek şekerin olumsuz etkilerinden kaçınabilirsiniz.

    Yapay Tatlandırıcıların Diğer Sağlık Riskleri

    Araştırmalar, yapay tatlandırıcıların sadece felç riskini artırmakla kalmayıp, aynı zamanda metabolik sendrom, tip 2 diyabet ve obezite riskini de artırabileceğini gösteriyor. Bu durum, yapay tatlandırıcıların sağlıklı bir alternatif olarak görülmemesi gerektiğini gösteriyor.

    Sonuç

    Yapay tatlandırıcıların, sağlığımız üzerindeki olumsuz etkileri göz önüne alındığında, bu ürünlerden kaçınmak ve doğal tatlandırıcıları tercih etmek daha sağlıklı bir seçenek olabilir. Şeker tüketiminizi azaltarak ve yapay tatlandırıcıları hayatınızdan çıkararak, uzun vadede daha sağlıklı bir yaşam sürebilirsiniz. Unutmayın, damak tadınızı doğala alıştırmak, genel sağlık açısından önemli bir adımdır.

    Sağlıklı Alternatifler

    Tatlı ihtiyacınızı karşılamak için doğal ve sağlıklı alternatifler arayın. Örneğin, bal, pekmez veya doğal meyve özleri gibi doğal tatlandırıcıları kullanabilirsiniz. Ayrıca, tatlı ihtiyacınızı meyvelerle karşılayarak, hem doğal şeker alımını artırabilir hem de vücudunuz için gerekli vitamin ve mineralleri sağlayabilirsiniz.

    Özet

    Sonuç olarak, yapay tatlandırıcıların sağlık üzerindeki olumsuz etkileri göz önünde bulundurulduğunda, bu ürünlerden kaçınmak ve doğal alternatiflere yönelmek önemlidir. Şeker tüketiminizi azaltarak ve yapay tatlandırıcılardan uzak durarak, uzun vadede daha sağlıklı bir yaşam sürdürebilirsiniz. Sağlıklı beslenme alışkanlıkları geliştirerek, hem damak tadınızı hem de genel sağlığınızı iyileştirebilirsiniz.

  • Yeşil Çayın İnanılmaz Etkisi

    Yeşil Çayın İnanılmaz Etkisi

    Kahve ve yeşil çayın düzenli olarak tüketilmesi felç riskini azaltıyor. Japon bilim insanlarının yaptığı araştırmanın sonuçları dikkat çekici.

    Japon bilim insanlarının kahve ve yeşil çay tüketimiyle ilgili olarak yaptıkları araştırmanın sonucu, Amerikan Journal of the American Heart Association dergisinde yayımlandı. Japon bilim insanları 83 bin 269 Japonun 13 yıl boyunca kahve ve yeşil çay tüketimini gözlemledi.

    Yeşil çay kürü için tıklayın !

    Daha az felç riski

    Bunun yanı sıra kilo, içki ya da sigara tüketimi, beslenme alışkanlıkları ya da spor faaliyetleri gibi diğer faktörler de göz önünde bulunduruldu. Araştırmanın sonucunda kahve ya da yeşil çay tüketenlerin daha az felç geçirme riski taşıdığı tespit edildi. Örneğin düzenli olarak günde bir fincan kahve içen kişi, çok nadir kahve tüketen birine oranla yüzde 20 daha az felç tehdidiyle karşı karşıya. Günde iki ya da üç fincan yeşil çay tüketenler ise nadiren yeşil çay içen birine göre yüzde 14 daha az felç geçirme riski altında.

    Bilim insanları kahve ya da yeşil çaydaki hangi madde ya da maddelerin felç riskini azalttığı konusunda bilgi vermezken, bu konunun araştırılması gerektiğine dikkat çekti.

    Hangi Bitki Çayı Zayıflatır?

    2 fincanı geçmeyin

    Bu araştırma, fazla kahve tüketiminin sağlık açısından risk oluşturduğu yönünde daha önce yapılan araştırmaları da çürütmüş oluyor. Gerçi Japon bilim insanları araştırmanın başlarında günde iki fincandan fazla kahve tüketenlerin daha sık kalp rahatsızlığı yaşadığını gözlemledi. Ancak araştırmanın ilerleyen yıllarında kalple ilgili bu rahatsızlıkların kahve tüketimiyle ilgisi olmadığı sonucuna varıldı. Bilim insanlarına göre fazla kahve tüketen kişiler genellikle sigara da tüketiyor ve kalp sorunları muhtemelen bundan kaynaklanıyor.

    Deutsche Welle

  • Prof. Dr. Canan Karatay Diyet ve Kolesterol

    Prof. Dr. Canan Karatay Diyet ve Kolesterol

    Kolesterol değil şekerli gıdalar kalp krizi nedeni Prof. Dr. Canan Karatay’a göre yağlı yiyecekler kolesterol yükseltmez. Kalp krizi, felç ve şeker hastalığının asıl nedeni yüksek kolesterol değil, doğal yağlardan mahrum kalmak ve yüksek düzeyde şeker kullanmak ! Yağlı yiyecekler kan kolesterolünü yükseltip kan hastalığına neden olur mu ? Hayır, yağlı yiyecekler kolesterolü yükseltmez. Sadece karbonhidratlı yiyecekler, kanda trigliserid denen kan yağlarını yükseltir. Kan yağlarını zararlı hale getiren tatlı, şeker, bal ve tatlandırıcılar ; meyveler ve meyve suları; bütün şekerli içecekler ve yüksek glisemik indeksli karbonhidratlardır (prinç, ekmek, makarna vb). Yaygın bilinen aksine yüksek miktarda kolesterol içeren yiyeceklerin tüketilmesi sonucu, bu yiyeceklerdeki kolesterol direk olarak hemen kana geçmez ve kan kolesterolünü yükseltmez.

    Neden yiyecekler kan kolesterolünü yükseltmiyor ? Yediğimiz gıdaların hepsi bağırsaklarımızda yakılır, parçalanır ve küçük moleküller olarak emilerek kanımıza geçer ve karaciğere ulaşır. Benzer şekilde yiyeceklerde bulunan kolesterolde parçalanır ve bağırsaklarda küçük moleküller olarak emilir, o şekilde karaciğere taşınır. Karaciğerimiz bir fabrikadır. Kendine ulaşan yapı taşlarından, vücudun ihtiyacına göre yağ, şeker ve protein üretir; kullanılmış ve yıpranmış olanı da safra şeklinde vücuttan dışarı atar. Kolesterol zengini yiyecekleri hiç ağzımıza koymasak bile karaciğer ve bağırsakların iç yüzünü kaplayan zar dokusu her gün sürekli şekilde kolesterol üretir.

    Yani kolesterol düşman değil mi ? Kesinlikle. Kolesterol vücudumuzda yeni hücre üretiminde, seks hormonlarının yapımında kullanılır. Kolesterol hafızayı kuvvetlendirir.

    Kolesterol ilaçları ne yapıyor peki ? Maalesef ilaçları satmak için çeşitli söylemlerle korkutulan halk, bu ilaçları kullanıyor. Ama bu ilaçlar çok zarar veriyor. Örneğin karaciğeri bozuluyor, kalp yetersizliği yapıyor, beyni bozuyor, Alzheimer ve halsizliğe sebep oluyorlar. Aslında bu ilaçların hiçbir faydası yok sadece hikaye.

    Peki kalp krizi, felç, şeker gibi hastalıkların artışındaki sebepler neler ? Bu hastalıkların asıl nedeni kolesterol değil doğal yağlardan mahrum gıda tüketmek ve yüksek düzeyde şeker kullanmaktır.

    Yumurtayı aşırı haşlamak besin değerini kaybettirir ! Kahvaltı, 24lik bir gün içinde en önemli öğündür. Kuvvetli, bol protein ve sağlıklı yağ (tereyağ) içeren bir kahvaltının, metabolizmayı 12 saat süre ile %30 kadar artırdığı gösterilmiş. Bu şekilde bir kahvaltının hızlandırdığı metabolizma sonucu, harcanan kalori miktarı 4-5 km’lik bir koşu da harcanan kalori-enerjine eşdeğerdir. Bu nedenle 2 adet az pişirilmiş(kayısı kıvamında) yumurta, bir avuç kadar beyaz peynir veya çökelek sabah yenecek en önemli besin kaynağıdır.

    Zayıflatan Tarifler Mantarlı bulgur pilavı :  

    Malzemeler ; – 1 su bardağı bulgur – 1.5 su bardağı sıcak su – 250 gr. mantar – 2 yemek kaşığı tereyağı – 1 adet kuru soğan – 1 yemek kaşığı biber salçası – tuz,karabiber,kimyon,pul biber.

    Hazırlanışı ; Soğanı ince ince doğrayın , mantarı ince dilimler halinde kesin. Bir tencereye tereyağı , salça , soğan ve mantarı koyup kısık ateşte pişmeye bırakın. Bulguru yıkayıp üzerine ekleyin, sıcak suyu ilave edip pişirin. Pişmeye yakın tuzunu serpin ve ateşi söndürdükten sonra 10 – 15 dakika kadar demlendirin. Üzerine pul biber , kimyon ve karabiber serperek servis yapın.

    Sütlü balkabağı çorbası

    Malzemeler ;

    – 500 gr. balkabağı

    – yarım çay bardağı su

    – 5 su bardağı süt

    Hazırlanışı ; Dilimlenmiş balkabağının kabuklarını soyun, çekirdeklerini temizleyin ve yıkayıp iri parçalara bölün. Doğradığınız balkabaklarını bir tencereye yerleştirin , üzerine suyu ilave edin , kapağını kapatın ve kısık ateşte pişirin. Daha sonra balkabaklarını büyük bir kaseye alıp ezin ve soğumaya bırakın. Ayrı tencerede sütü kaynatın ve ezdiğiniz balkabakları ile karıştırıp servis edin.

    Not : Bu çorbayı sıcak veya soğuk servis edebilirsiniz. Aynı tarifi karakaba ile de uygulayabilirsiniz.

    Örnek gün mönüsü :

    Kahvaltı :

    – Peynirli omlet yada pastırmalı yumurta

    – Bir avuç içi kadar beyaz peynir

    – 8 – 9 adet zeytin – Tatlı kırmızı biber , domates , salatalık ,

    – Şekersiz çay

    – 1 çay bardağı ceviz

    Ara öğün / Şart değil

    – 1 avuç ceviz içi

    – bol limonlu su ya da şekersiz bitki çayı

    Öğle yemeği

    – 1 tabak nohut veya bonfile ya da biftek

    – Çoban salata ( sirke ve sızma zeytinyağı eklenebilir)

    Ara öğün / Şart değil

    – Bir avuç tuzsuz yer fıstığı ( kavrulmamış )

    – Şekersiz Çay

    Akşam yemeği

    – Balık ızgara

    – Taze yeşil soğan bol roka ve domates

    – Közlenmmiş taze kırmızıbiber

    Not :

    – Akşam saat 19:00 – 20:00 ‘ den sonra meyve dahil hiçbirşey yenilmemeli

    – Bol su , taze limon eklenmiş olarak içilebilir.

    – Mümkünse yatmadan önce 30 – 40 dakika kadar yürüyüş yapılmalı.

    Karatay Diyeti Deneyimlerimiz – Canan Karatay

  • Cinsel yaşamı olumsuz etkileyenler

    Cinsel yaşamı olumsuz etkileyenler

    Pek çok hastalık cinsel fonksiyon bozukluğuna yol açıyor. Bunların başında kalp-damar hastalıkları yer alıyor. Peki bu durum kadınlar için cinsel yaşamın sonu anlamına mı geliyor? Konunun uzmanları bu soruya, “Hayır” yanıtını veriyor.

    Metabolik hastalıklar, şeker hastalığı, kronik böbrek, kanser, felç, omurilik yaralanmaları, romatizmal sorunlar, parkinson, böbrek yetmezliği, tıbbi tedavi ve rehabilitasyon kronik hale gelen önemli hastalıklar olarak görülüyor. Kadınlar, yaşamlarını adeta kâbusa çeviren bu hastalıklar nedeniyle, cinsel yaşamlarında önemli sorunlar yaşıyor. Cinsel fonksiyon bozuklukları bu hastalarda; bedensel ve duygusal sorunlara, eşleriyle zorluklara, cinsel yaşamlarının daha az aktif olmasına ve cinsellikten daha az haz almalarına yol açıyor.

    RİSK YOK OLUYOR
    Kanser ameliyatları sonrasında hastaların yüzde 60’ının, kalp-damar hastalarınınsa yüzde 63’ünün cinsel fonksiyon sorunları yaşadığı belirtiliyor. Memorial Hastanesi Cinsel Sağlık Merkezi’nden Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Dilek Uslu Erdoğru, özel rehabilitasyon ve tedavi programları sayesinde, hastaların yaşamları boyunca cinsel aktivitelerden uzak kalma risklerinin ortadan kalktığını söylüyor.

    Buna örnek olarak felçli hastaların yüzde 50’sinin uygun tedavi ve terapiler sayesinde orgazm yaşamaları gösteriliyor. Op. Dr. Erdoğru, kalp-damar hastalıkları nedeniyle kadınların yüzde 63’ünün cinsel fonksiyon bozukluğu sorunuyla karşı karşıya kaldığını söylüyor.Bu hastalarda en sık görülen cinsel sorunlar arasında azalmış cinsel istek, ağrılı cinsel ilişki, cinsel bölgede his kaybı ve orgazma ulaşma kabiliyetinde azalma bulunuyor. Op. Dr. Erdoğru, kalp hastası kadınlara şu önerilerde bulunuyor:

    BU ÖNERİLERE KULAK VERİN
    – Cinsel beraberlik öncesi alkol almayın.
    – Seksten önce ağır yemek yemeyin.
    – Oda sıcaklığının düşük veya yüksek olmamasına dikkat edin.
    – Sinirli ve gerginken cinsel ilişkiye girmeyin ve ortamın sakin olmasına dikkat edin.
    – Eşiniz cinsellikte sizden daha aktif olsun.
    – Cinsel ilişkide rahat nefes alabileceğiniz pozisyonları tercih edin.
    – Kullandığınız kalp ilaçlarını ulaşmanızın kolay olacağı bir yere koyun.

    CİNSEL YAŞAMI OLUMSUZ ETKİLEYEN FAKTÖRLER
    -Kanser tedavilerinde kullanılan ilaçlar, meme kanseri ve genital kanserlerde radyoterapi ve kemoterapinin yan etkileri, rahim ve yumurtalık kanserlerinde büyük ve ciddi cerrahi ameliyatlar sonrasında hastaların ani olarak menopoza girmesi.
    -Bağırsak kanseri ameliyatları sonrası hastanın vücudunda bir torbayla yaşamak zorunda kalması. Hastaların yüzde 60’ının kendilerini cinsel yönden çekici bulmamasına yol açıyor.
    -Rahim, rahim ağzı ve vajina kanserlerinde uygulanan ışın tedavileri.
    -Karnın alt bölgesinde ya da mesane kanseri nedeniyle uygulanan radyoterapiler. (Vajinal darlık ile karın içi yapışıklığa neden olduğundan cinsel birleşme ağrılı oluyor.)
    -Bazı yayılmış kanser türlerinde ameliyat sonrası meydana gelen yapışıklıklar. 
    -Şeker hastalığı, hipertansiyon, kan yağlarında yükseklik ve şişmanlık gibi nedenlerle ortaya çıkan metabolik sendrom.
    -Vücut kitle indeksindeki artış.
    -Diyabet.
    -Kronik böbrek hastalığı, kalp-damar hastalıkları, parkinson ve felç.

    HASTALAR CİNSEL İLİŞKİ YAŞAYABİLECEKLERİNİ BİLMİYOR
    Kronik ağrı, yorgunluk, azalmış özgüven, kullanılan ilaçların yan etkileri özellikle kadınların cinsel fonksiyon bozuklukları yaşamalarına neden oluyor.
    Hastalar hatalı olarak cinsel aktivitelerine dönmelerinin sakıncalı olduğunu düşünüyor. 
    Hastalar cinsel fonksiyonlarını tatminkâr şekilde yaşamak için hastalığın getirdiği duruma karşı nasıl davranmaları gerektiğini bilmiyor.

    İKİ KAT MERDİVENİ ZORLANMADAN ÇIKIYORSANIZ SORUN YOK!
    Kalp hastalıklarına ek olarak; yüksek tansiyon, kan yağlarının değerlerinde yükselme, kalp damarlarının yüzeyini döşeyen dokuda hasar oluşması ve sigara kullanma durumu da varsa, cinsel fonksiyon bozukluğu sorunuyla karşılaşma riski ciddi oranda artabiliyor. Cinsel ilişki sırasında kalp krizi geçirme riskinin spor esnasında oluşan riskten düşük olduğu belirtiliyor. Op. Dr. Dilek Uslu Erdoğru, “Bir kadın iki kat merdiveni rahatça çıkabiliyorsa pratik olarak cinsel yaşamına devam etmesinde sakınca bulunmuyor” diyor.

    SİGARA VAJİNAYA GİDEN KAN AKIMINI AZALTIYOR
    Sigarada bulunan nikotin, kan damarlarını daraltıp kan akımını azaltarak uzun dönemde kan damarlarını hasara uğratıyor. Sigara ve cinsel sağlık konusunda yapılan araştırmaların çoğunun erkek cinselliğiyle ilgili olduğu belirtiliyor. Kadınlarda sigara içimi sonucunda vajinaya, klitorise ve dudaklara giden kan akımı azalıyor. Bu durumun sonucunda kadınlarda cinsel uyarılmanın bozulabildiği belirtiliyor.

    OBEZ KADINLAR CİNSELLİKTEN UZAKLAŞIYOR
    Obez kadınlarda vücut görüntüsünü beğenmeme ve cinsel isteksizlik gelişebildiği gibi seks hormon düzeylerinde azalma da meydana gelebiliyor. Kilo verildiğindeyse seks hormonları artıp normal seviyeye geliyor. Avrupa’da yapılan bir çalışmaya göre obez kadınlar normal kilolulara göre eş bulmakta daha fazla zorlanıyor.

    HT