Etiket: fazla kilo

  • Prof. Dr. Canan Karatay Diyet ve Kolesterol

    Prof. Dr. Canan Karatay Diyet ve Kolesterol

    Kolesterol değil şekerli gıdalar kalp krizi nedeni Prof. Dr. Canan Karatay’a göre yağlı yiyecekler kolesterol yükseltmez. Kalp krizi, felç ve şeker hastalığının asıl nedeni yüksek kolesterol değil, doğal yağlardan mahrum kalmak ve yüksek düzeyde şeker kullanmak ! Yağlı yiyecekler kan kolesterolünü yükseltip kan hastalığına neden olur mu ? Hayır, yağlı yiyecekler kolesterolü yükseltmez. Sadece karbonhidratlı yiyecekler, kanda trigliserid denen kan yağlarını yükseltir. Kan yağlarını zararlı hale getiren tatlı, şeker, bal ve tatlandırıcılar ; meyveler ve meyve suları; bütün şekerli içecekler ve yüksek glisemik indeksli karbonhidratlardır (prinç, ekmek, makarna vb). Yaygın bilinen aksine yüksek miktarda kolesterol içeren yiyeceklerin tüketilmesi sonucu, bu yiyeceklerdeki kolesterol direk olarak hemen kana geçmez ve kan kolesterolünü yükseltmez.

    Neden yiyecekler kan kolesterolünü yükseltmiyor ? Yediğimiz gıdaların hepsi bağırsaklarımızda yakılır, parçalanır ve küçük moleküller olarak emilerek kanımıza geçer ve karaciğere ulaşır. Benzer şekilde yiyeceklerde bulunan kolesterolde parçalanır ve bağırsaklarda küçük moleküller olarak emilir, o şekilde karaciğere taşınır. Karaciğerimiz bir fabrikadır. Kendine ulaşan yapı taşlarından, vücudun ihtiyacına göre yağ, şeker ve protein üretir; kullanılmış ve yıpranmış olanı da safra şeklinde vücuttan dışarı atar. Kolesterol zengini yiyecekleri hiç ağzımıza koymasak bile karaciğer ve bağırsakların iç yüzünü kaplayan zar dokusu her gün sürekli şekilde kolesterol üretir.

    Yani kolesterol düşman değil mi ? Kesinlikle. Kolesterol vücudumuzda yeni hücre üretiminde, seks hormonlarının yapımında kullanılır. Kolesterol hafızayı kuvvetlendirir.

    Kolesterol ilaçları ne yapıyor peki ? Maalesef ilaçları satmak için çeşitli söylemlerle korkutulan halk, bu ilaçları kullanıyor. Ama bu ilaçlar çok zarar veriyor. Örneğin karaciğeri bozuluyor, kalp yetersizliği yapıyor, beyni bozuyor, Alzheimer ve halsizliğe sebep oluyorlar. Aslında bu ilaçların hiçbir faydası yok sadece hikaye.

    Peki kalp krizi, felç, şeker gibi hastalıkların artışındaki sebepler neler ? Bu hastalıkların asıl nedeni kolesterol değil doğal yağlardan mahrum gıda tüketmek ve yüksek düzeyde şeker kullanmaktır.

    Yumurtayı aşırı haşlamak besin değerini kaybettirir ! Kahvaltı, 24lik bir gün içinde en önemli öğündür. Kuvvetli, bol protein ve sağlıklı yağ (tereyağ) içeren bir kahvaltının, metabolizmayı 12 saat süre ile %30 kadar artırdığı gösterilmiş. Bu şekilde bir kahvaltının hızlandırdığı metabolizma sonucu, harcanan kalori miktarı 4-5 km’lik bir koşu da harcanan kalori-enerjine eşdeğerdir. Bu nedenle 2 adet az pişirilmiş(kayısı kıvamında) yumurta, bir avuç kadar beyaz peynir veya çökelek sabah yenecek en önemli besin kaynağıdır.

    Zayıflatan Tarifler Mantarlı bulgur pilavı :  

    Malzemeler ; – 1 su bardağı bulgur – 1.5 su bardağı sıcak su – 250 gr. mantar – 2 yemek kaşığı tereyağı – 1 adet kuru soğan – 1 yemek kaşığı biber salçası – tuz,karabiber,kimyon,pul biber.

    Hazırlanışı ; Soğanı ince ince doğrayın , mantarı ince dilimler halinde kesin. Bir tencereye tereyağı , salça , soğan ve mantarı koyup kısık ateşte pişmeye bırakın. Bulguru yıkayıp üzerine ekleyin, sıcak suyu ilave edip pişirin. Pişmeye yakın tuzunu serpin ve ateşi söndürdükten sonra 10 – 15 dakika kadar demlendirin. Üzerine pul biber , kimyon ve karabiber serperek servis yapın.

    Sütlü balkabağı çorbası

    Malzemeler ;

    – 500 gr. balkabağı

    – yarım çay bardağı su

    – 5 su bardağı süt

    Hazırlanışı ; Dilimlenmiş balkabağının kabuklarını soyun, çekirdeklerini temizleyin ve yıkayıp iri parçalara bölün. Doğradığınız balkabaklarını bir tencereye yerleştirin , üzerine suyu ilave edin , kapağını kapatın ve kısık ateşte pişirin. Daha sonra balkabaklarını büyük bir kaseye alıp ezin ve soğumaya bırakın. Ayrı tencerede sütü kaynatın ve ezdiğiniz balkabakları ile karıştırıp servis edin.

    Not : Bu çorbayı sıcak veya soğuk servis edebilirsiniz. Aynı tarifi karakaba ile de uygulayabilirsiniz.

    Örnek gün mönüsü :

    Kahvaltı :

    – Peynirli omlet yada pastırmalı yumurta

    – Bir avuç içi kadar beyaz peynir

    – 8 – 9 adet zeytin – Tatlı kırmızı biber , domates , salatalık ,

    – Şekersiz çay

    – 1 çay bardağı ceviz

    Ara öğün / Şart değil

    – 1 avuç ceviz içi

    – bol limonlu su ya da şekersiz bitki çayı

    Öğle yemeği

    – 1 tabak nohut veya bonfile ya da biftek

    – Çoban salata ( sirke ve sızma zeytinyağı eklenebilir)

    Ara öğün / Şart değil

    – Bir avuç tuzsuz yer fıstığı ( kavrulmamış )

    – Şekersiz Çay

    Akşam yemeği

    – Balık ızgara

    – Taze yeşil soğan bol roka ve domates

    – Közlenmmiş taze kırmızıbiber

    Not :

    – Akşam saat 19:00 – 20:00 ‘ den sonra meyve dahil hiçbirşey yenilmemeli

    – Bol su , taze limon eklenmiş olarak içilebilir.

    – Mümkünse yatmadan önce 30 – 40 dakika kadar yürüyüş yapılmalı.

    Karatay Diyeti Deneyimlerimiz – Canan Karatay

  • Diyet Yapmanın Doğurganlığa Etkisi Var mı?

    Diyet Yapmanın Doğurganlığa Etkisi Var mı?

    Sağlıklı her kadın bebek sahibi olmayı düşündüğü dönemde beslenmesine ve yaşantısına ekstra dikkat eder. Fazla kilo veya yanlış beslenmeden kaynaklanan aşırı kilo kayıplarının yumurtlamayı olumsuz etkileyeceği gerçeği göz ardı edilmemeli…

    Tek tip diyetler; hormonal dengeyi bozarak, yumurtlamayı durdurabilir. Uzmanların önerilerine kula verirsek; yumurtlamanın sağlıklı olabilmesi için en ideali 36-38 beden olmak.

    Beslenme tarzı doğurganlığa nasıl etki eder?

    Hamile kalma süreci bazılarımız için sancılı bir dönem olabiliyor. Özellikle son yıllarda çoğu kadın hamile kalmakta zorlanıyor ve mikro enjeksiyon sistemi ile hamile kalmaya çalışıyor. Bunun nedeni; hormonal dengesizliğin yanında yoğun ve stresli bir iş ya da aile hayatının içinde bulunmak. Aşırı stres maalesef ki hormon salınımını direkt etkiliyor. Bunun yanında; hızlı hayat koşullarına ayak uydurmaya çalışırken yeterli ve dengeli beslenememek de doğurganlığı etkileyen çok önemli bir faktör. Ayak üstü atıştırmalarla ya da fast food’larla geçiştirilen beslenme tarzı nedeniyle, vücut birçok besinden mahrum kalıyor. Yeterli vitamin, mineral ve kaliteli protein alamamak; hormonların düzenli ve yeterli çalışmasını engelliyor.

    Sıfır beden olmak kadının yumurta sayısını düşürür mü?

    Sıfır beden; vücutta ciddi anlamda vitamin, mineral, protein ve karbonhidrat eksikliklerine neden olup, kişide aşırı gerginliğe yol açarak yumurtlamayı direkt durdurur. Oysa yumurtlamanın sağlıklı olabilmesi, sağlıklı bir bedende mümkündür. Bu beden de 36- 38 beden arasıdır. Sıfır beden veya çok zayıf olmak, vücudun hormonal dengesini bozar. Vücudun demir depoları azalır. Buna bağlı konsantrasyonda azalma, yorgunluk, halsizlik, dikkatsizlik ve düzensiz âdet olma ya da hiç olamama durumu olur. Tüm bu etkenlerin toplamında da yumurtlama gerçekleşmeyerek hamile kalınamaz. Ayrıca sıfır beden bir kadın her şeye karşı ilgisiz ve dikkatsiz olur.

    Sık sık diyet yapmak ya da tek besin içeren diyet programında yaşamak doğurganlığı etkiler mi?

    Hamilelik programı özel bir beslenme programıdır. Bu programı diyet olarak değerlendiremezsiniz. Sık sık diyet yapmak ya da tek besin içeren bir diyeti hamilelik öncesi ve hamilelikte uygulamak son derece yanlıştır. Hamile kalmadan önce de sıkı ve şok diyet yapmak ve kısa zamanda çok kilo vermek hamile kalmayı engeller. Hamile kalmayı planladığınız dönemde hızlı kilo vermeyecek şekilde diyet programınızı ayarlamalısınız. Tek besin içeren diyetler de hamile kalmayı engeller.

    Hamileliğe hazırlanan bir kadın kilo konusunda nelere dikkat etmeli?

    Hamileliğe hazırlanma sürecindeki kadın kilosunu koruyacak şekilde bir beslenme planı düzenlemeli. Bu dönemde kilo ve beslenmeye dikkat edilmezse, hamileliğe gereksiz yere fazla kiloyla başlanır. Hamilelik öncesinde ve hamile kaldıktan sonraki ilk üç ayda kilo korunmalı. Hatta ilk üç ayda kilo alınmamalı. 3 aydan sonra da ayda 1- 1.5 kilo alacak şekilde bir beslenme planı düzenlenmeli. Her ay bebeğin hangi bölümü gelişiyorsa ve annenin hangi rezervleri kullanılacaksa ona göre beslenmek çok önemlidir.

    Hamileliğe hazırlanırken hangi besinlerden kaçınılmalı?

    Hamilelik sürecinde kadında bazı fizyolojik değişiklikler olur. Vücutta aşırı şişkinlik ve su toplanması, kan şekerinde ani değişiklikler ortaya çıkabilir. Anne adayı bu olumsuzluklardan korunmak için beslenmesine çok dikkat etmeli. Hamileliğe hazırlanırken en çok kaçınılması gereken yiyecekler; salamura tuzlu yiyecekler, sakatatlar, konserve yiyecekler, aşırı yağlı besinler ve kızartmalardır. Özellikle tuzlu yiyecekler ödem oluşmasına zemin hazırlar. Ayrıca hamile adayında daha önceden gelen kansızlık söz konusu ise beslenmesi de iyi düzenlenmelidir. Kan şekerinde ani iniş ve çıkış olmaması için basit şekerli yiyeceklerden mümkün olduğunca uzak durulmalı. Bu yiyecekler arasında çay şekeri, şekerlemeler, hamur tatlıları (sütlü tatlıları haftada 1-2 ), kola ve hazır meyve sularını sayabiliriz. Bu arada bebek cinsiyeti, tamamen genetikle alakalı olup, beslenmeyle ilgisi yoktur.

    Doğurganlığı artıran besinler neler?

    Doğurganlığın artması ve döllenmenin sağlıklı gerçekleşmesi için anne adayının özellikle dikkat etmesi gereken nokta; psikolojik dengesini iyi koruması ve vücudu rahatlatan B kompleks vitaminleri içeren bir beslenme uygulamasıdır. B kompleks vitaminin dışında diğer vitamin ihtiyacını da iyi karşılamalı. Bunlar; ceviz, fındık (1 çay bardağı), 5 adet muz, greyfurt, portakal, mandalina, çok tahıllı ekmek, yoğurt, süt, kivi, soya, bulgur, kereviz, brokoli, bezelye ve soya eti, yağsız kırmızı et gibi besinlerden alınabilir.

    Boy ve kilo arasında ne kadar fark olmalı?

    Herkesin ideal kilosu farklılık gösterir. ‘Boy ile kilo arasında 10 kilo fark olmalı’ diyemezsiniz. Böyle bir standart koymak yanlış olur. Boy ile kilo arasındaki farkın kiminde 10, kiminde ise 15 kilo olması gerekebilir. Peki bu nasıl belirlenir? Herkesin kemik yapısı da boy ile kilo farkı da değişir. Örneğin; kalın kemik yapılı insanların kemik ağırlığı fazla, yağ oranı az olur ve bu durumda da kilonun boydan ortalama 10-12 kilo az olması gerekir. Bu farkla insanlar 38-36 beden arası olurlar. Fakat kemik yapısı ince olan kişilerin kemik ağırlığı az olduğundan bu fark 14-17 arası bir farka yükselir. Diğer bir faktör ise vücuttaki yağ oranıdır. İdeal kiloyu belirlemek için vücut, su, yağ ve kas oranına bakılması şart. Ayrıca bel çevresi ve vücudun bazal metabolizma hızı çok önemlidir.

    Taylan Kümeli
  • Fazla kilo cinselliği etkiliyor

    Fazla kilo cinselliği etkiliyor

    Fazla kilolar, hayatımızın her bölümünde karşımıza engel olarak çıkabilen ana etkenlerdendirler. Rahat yaşamı direkt olarak etkileyebilen fazla kilolar, cinsel anlamda da büyük sıkıntılar yaşatırlar. Konu ile ilgili araştırmalarda bulunan uzmanlar, fazla kiloların cinsel yaşam anlamında ne gibi sıkıntılar yaşattığı ile ilgili çeşitli bilgiler sunuyorlar.

    Araştırmalar, iktidarsızlığın obezlerde diğer kişilere göre çok daha yüksek olduğunu ortaya koyuyor. Obezite sorunu, vücudu etkilemeden şeker ve yağ dengesi korunarak çözüme kavuşturulduğu takdirde, kişi eski sağlıklı günlerine geri dönebiliyor.

    Uzmanlar çoğunlukla düşük gelir grupları, kentte yaşayanlar ve kadınlarda görülen şişmanlığın nedenlerinin başında yüzde 50 ile beslenme değişikliği, alkol, hareket eksikliği, çeşitli ilaçlar ve doğum gibi çevre faktörlerinin geldiğini, şişmanlığın yüzde 35’inin kalıtsal, yüzde 15’inin de genetik nedenlerden kaynaklandığını söylüyor.

    CİNSEL FONKSİYONU OLUMSUZ ETKİLİYOR

    Obezitenin kadın ve erkekte cinsel fonksiyonu çeşitli yönlerden olumsuz etkileyebilir. Obez erkeklerde erkeklik hormonu testosteronun, artan yağ dokusunda enzimlerin de etkisiyle hızla kadınlık hormonu östrojene dönüşüyor.
    Bu durumda, azalan testosteron ve artan östrojen birçok sorunu beraberinde getiriyor.

    Egzersiz yapmama, kilo alma ve hareketsiz yaşantının vücudu iktidarsızlığa hazırlayan faktörler. Bütün bu faktörler vücudun şeker ve yağ dengesinin de bozulmasına yol açıp sorunu büyütebilir

    Bir önceki yazımız olan Seks yapmak için bahaneler başlıklı makalemizde seks yapma bahaneleri hakkında bilgiler verilmektedir.

  • Beyaz Lahana ile Zayıflama ve selülitlerden kurtulma

    Beyaz Lahana ile Zayıflama ve selülitlerden kurtulma

    Kadınların en büyük kabusu olan selülitler, lahana ile üç haftada sona eriyor. Ayrıca beyaz lahana yaz aylarında fit olmak isteyenlere kalıcı kilo kaybı yaşatıyor. Vücudu toksinlerden arındırıyor, kolon kanserini önlüyor ve kan şekerini kontrol altında tutmanıza yardımcı oluyor

    Bitkilerin kimyasal yapısını inceleyen fitobiyokimya alanında çalışmalar yaparak bitkilerin insan sağlığı üzerindeki etkisini araştıran Prof. Dr. İbrahim Adnan Saraçoğlu, şimdi de beyaz lahanayla ilgili yayınlarıyla uluslararası arenada ses getirdi. Hiçbir sebze ve meyvede bulunmayan ‘U vitamini’ ve ‘biyoformasyon etkisi’ nedeniyle beyaz lahanayı ‘her derde deva’ olarak niteleyen Prof. Dr. Saraçoğlu, uygulamayla ilgili sorularımızı yanıtladı:

    Beyaz lahana kürünün özellikleri nelerdir? Zayıflama ve selülitleri yok etme özelliği bulunan beyaz lahana, aynı zamanda antioksidan olduğundan bağırsak kanserini önleyici gücü var. Kan şekerini düşürme ve dengeleme özelliği var. Kan dolaşımını düzenler, hormonları dengeler. Enfeksiyonlara karşı vücuda direnç kazandırır. Toksin arttırır. Kanser hastalarında kemoterapi ve radyoterapi sonrası takviye oluşturur. Bağırsak mukozasını temizler. Cilde tazelik ve güzellik verir. Toksin atıcı ve kolon kanserini önleyicidir. Beyaz lahana içeriğindeki U vitaminiyle güçlü bir antioksidandır.

    Lahana nasıl zayıflatıyor? Beyaz lahana aynı zamanda ‘aquaretik’tir. Yani; bitkiler genelde diüretik olduklarından hem su hem tuz atarken, beyaz lahana tuz dengesini bozmadan sadece su atar. Bu da verilen kiloların kalıcı olmasına yardımcı olur. Menopoz ve regl dönemlerinde değişen hormon dengesizliğine karşı beyaz lahana kürü mükemmel bir takviyedir.

    Biyotransformasyon kilo vermeyi hızlandırıyor mu? Dünyada biyotransformasyonu ilk kez açıklayan benim. Bu bir tek beyaz lahana da bulunuyor. Yoğurttan içtiğimiz suya kadar hiçbir yiyeceğimiz saf değil. Bu zehirli maddeler karaciğer, akciğer, böbrekler ve yağ dokusunda depolanır. Bunların suda çözülme özelliği yoktur sadece yağda çözünür (Sadece yağda çözüldüklerinden vücutta depolanırlar). Biriken bu toksinlerin suda çözülme özelliği göstermesine ‘biyotransformasyon’ diyoruz. Yağda çözülen zararlı toksinlere suda çözülme özelliği kazandıran beyaz lahana; biyotransformanyon özelliğiyle terleme, solunum, idrar ve dışkı yolları ile bu zararlı toksinleri dışarı atar.

    Meme kanserini önler mi? Amerika’daki ‘Harvard Health Letters’ dergisinde 1994 yılında yayınlanan bir makalede; Asyalı kadınlarda Amerika’da yaşayanlara göre 8 kat daha az meme kanseri görülmesinin nedeni soya fasulyesi olarak açıklandı. Soyada bulunan maddelerin büyük bir kısmı, beyaz lahanada da bulunuyor. Bu da östrojen hormonunu zararsız olan zayıf östrojene dönüştürür. Yapılan klinik çalışmalarda beyaz lahana tüketenlerde kanser oluşumunun gerilediği tespit edildi.

    Peki lahana kemoterapi ağrılarını hafifletir mi? Birçok kanser hastası; ameliyatsız veya ameliyat sonrası radyoterapi, kemoterapi veya hormon tedavisi görmektedir. Özellikle radyoterapi veya kemoterapiden sonra hastalar kendilerini yorgun ve halsiz hisseder. Birçoğunda dolaşım bozukluğu şikâyetleri de olur. Radyoterapi veya kemoterapi sonrasında uygulanacak beyaz lahana kürü, vücudu arındırır, oluşan toksinlerin vücuttan atılmasında mükemmel bir yardımcı olur.

    TOKSİN ATARAK YENİLENİN
    Kaynamakta olan yarım litre suda 5-6 adet beyaz lahana yaprağını parçalamadan, 10 dakika ağzı kapalı olarak hafif ateşte haşlayın. Sabah ve akşam şeklinde günde 2 kez aç veya tok karnına birer su bardağı için. Bu işlemi 5 gün boyunca ve her seferinde yeniden hazırlayarak devam edin. 3 gün ara verip, yeniden 5 günlük bir kür daha uygulayın. 10 günlük kürün bir yıl boyunca 4 kez yapılmasını tavsiye ediyorum. Kürün yapılmaya başlandığı 2. veya 3. gününde vücudunuzun terlediğini ve özellikle yüz kısmında yağlı olduğunu fark edeceksiniz. Endişelenmeyin, bu yağla birlikte toksinleri de attığınızı gösterir. Bu kürü uygularken daha sık banyo veya duş yapmalısınız. Ne kadar çok toksin atarsanız vücudunuz o kadar fazla kendini yeniler.

    NOT: Yazı dizisinde yer alan bilgilerin herhangi bir hastalığa teşhis amacı yoktur. Eğer bir sağlık şikâyetiniz varsa önce hekime başvurun.

    İlgili Konular ;
    Lahana suyu kürüne var mısınız? (İbrahim Saraçoğlu tarifi)
    Lahana çorbası içerek zayıflama
    Lahana Suyu Kürü
    Simit Diyeti, Simit Kaç Kalori
    Stresten yemeğe sarılıyorsanız sakız çiğneyin
    Ülker Special K Diyeti
    Hangi ekmek, kaç kalori?
    beyaz lahana salatası

  • Anoreksiya Nervoza Hastalığı Nedir

    Anoreksiya Nervoza Hastalığı Nedir

    Anoreksiya Nervoza bir psikolojik hastalıktır. Genelde genç yaştaki ve zayıflama tutkunu bayanlardan görülen Anoreksiya Nervoza hastalığı tedavi edilmemesi durumunda ölümle sonuçlanabilir. Anoreksiya Nervoza hastalığına yakalananlar yemek yemezler, uyku sorunları vardır ve bunlara rağmen sürekli enerjik dururlar. Bu durum metabolizmanın çalışmasını tamamıyla etkileyen bir durumdur. Anoreksiya Nervoza hastalığına yakalanan bir kaşı istediği kadar zayıf ve ideal kiloda olsun mevcut kilosunu asla kabul etmez ve sürekli zayıflamak ister. Bir deri bir kemik dahi kalsa bu kilosunun hala çok olduğunu düşünür ve bu duruma kendini inandırır. Eğer sizlerinde bu tarz sorunlarınız varsa hiç vakit kaybetmeden uzman bir doktorla görüşünüz. Hepinize sağlık kokan uzun bir yaşam dileriz.

    Anoreksiya Nervoza Belirtileri Nelerdir

    Anoreksiya Nervoza hastalığına yakalananlarda görülen başlıca belirtileri siz değerli takipçilerimizle paylaşmak istiyoruz. Bu belirtileri kendinizde de gözlemliyorsanız en kısa zaman içerisinde uzman bir doktora görününüz.

    Anoreksiya Nervoza Hastalık Belirtileri ;

    – Aşırı derecede ve fiziki olarak da kendisini gösteren kilo kayıpları yaşanır.
    – Kişi içine kapanık hale gelir ve sosyal çevresinden kopar.
    – Kendisini spora verir ve hiç yorulmuyormuş gibi egzersiz yapar.
    – Şişmanlamaktan korkar ve bu bir psikolojik sorun haline gelir.
    – Kişi aşırı derecede yorgunluk çeker ama bunu belli etmemeye çalışır.
    – Kişi sürekli üşür
    – Kendisini herkül gibi güçlü zanneder fakat kaslarda güçsüzlük görülür.
    – Yemek yememek için sürekli bahane bulur ve bu bahanelere kendisini inandırır.
    – Kişi çok zayıftır fakat sürekli çok şişmanladım der.
    – Başkaları için yemek pişirir ama kendisi asla yemez.
    – Kişi yemek yediği için utanır ve kendisini suçlu hisseder.
    – Bu hastalığa yakalanan kişi bayansa düzensiz adet görür.
    – Ten rengi beyazlaşır ve soluk bir hal alır.
    Hepinize sağlık kokan uzun bir yaşam dileriz. Bu belirtiler sizde varsa en kısa zaman içerisinde uzman bir doktora görününüz.

    “Eğer hastalık tedavi edilmezse kansızlık, vücut sıvı ve elektrolit dengesizlikleri, saç dökülmesi, kemik erimesi, bağırsak tıkanması, kalp hastalıkları, böbrek yetmezliği ve sonuçta ölüm görülebilir. Unutmayalım ki A.N. psikiyatrinin tek ölümcül hastalığıdır. Bu hastalığa tutulan her 100 hastadan 5’i ne yazık ki kaybedilmektedir.”

  • Vichy : LIFTACTIV SERUM 10

    Vichy : LIFTACTIV SERUM 10

    Vichy : LIFTACTIV SERUM 10 | 1İlk damladan itibaren yepyeni bir cilt

    GÜÇLÜ GENÇLİK SERUMU
    PÜRÜZSÜZLEŞEN KIRIŞIKLIKLAR – DARALAN GÖZENEKLER
    SIKILAŞMA ETKİSİ – ANINDA IŞILTI

    Rhamnose’un gücü
    yaşlanma karşıtı bakımda zirve olan bir
    serumda birleşti.

    YENİLİK
    İlk damladan itibaren daha pürüzsüz, yumuşak, ışıldayan bir cilt.

    ETKİNLİK
    Kırışıklık görünümünde azalma, uzun süreli sıkılaştırıcı etki, ışıldayan cilt, gözenek görünümünde azalma.

    O kadar yoğun ki;
    İlk damladan itibaren cildiniz yenilenmişcesine pürüzsüzleşir ve ışıldar.

    O kadar güçlü ki;
    Ana kırışıklık görünümü üzerinde eşsiz etki sunar.

    O kadar saygılı ki;
    Hassas ciltler dahil tüm cilt tipleri için uygundur.

    Vichy : LIFTACTIV SERUM 10 | 2

    LiftActiv Serum 10 is the latest innovation from Vichy – a powerful anti-ageing serum that leaves skin velvety smooth and reduces the appearance of wrinkles. The secret behind Vichy LiftActiv Serum 10 is a potent 10% concentration of the breakthrough anti-ageing ingredient Rhamnose (a sugar derivative capable of a long lasting lifting effect and anti-wrinkle action) combined with Hyaluronic acid which helps hydrate and plump skin. The serum also contains Vichy Thermal Spa Water, rich in soothing and regenerating minerals and a ceramide based texture which aids the absorption of the active ingredients into the papillary dermis. The results are a powerful lifting, re-plumping anti-ageing serum specifically formulated for sensitive skins.

    Hypoallergenic, Paraben free and tested under Dermatological Control.

    Vichy : LIFTACTIV SERUM 10 | 3

  • Deracine’den cildinize sihirli bir dokunuş

    Deracine'den cildinize sihirli bir dokunuş | 4PÜRÜZSÜZ CİLDİN SIRRI CEVİZ KABUĞUNDA GİZLİ

    Yüzündeki siyah noktalara çare bulamayan, daha canlı ve pürüzsüz bir cildin hayalini kuranlar için çözüm Deracine’den geldi. Cevizin ciltte yarattığı mucizevi etkiyi içeriğine taşıyan DERACINE Bitkisel Özlü Peeling, yüzde 100 doğal ceviz kabuğu tanecikleri ile ciltteki gözenekleri temizliyor, siyah nokta oluşumunu önlüyor.

    DERACINE Bitkisel Özlü Peeling ceviz kabuğunun yanı sıra içeriğinde bulunan Glikolik asit ve yüzde 100 bitkisel Complex D19 ekstresi sayesinde cilde tutunmuş ölü deri hücreleri yok ederek cildin yenilenmesine destek oluyor, ciltteki kolajen dokuları canlandırarak pürüzsüz bir cildin kapılarını açıyor.

    Haftada 2-3 kez uygulayın

    Tüm cilt tiplerine uygun olan DERACINE Bitkisel Özlü Peeling, temizlenmiş nemli yüz ve boyun bölgesine, dairesel masaj hareketleriyle uygulanmalı. Yağlı ya da karma cilt tiplerinde haftada 2 – 3 kez, kuru ya da normal cilt tiplerinde haftada 1 kez kullanılması yeterli. Temizlenmiş cilde uygulanan Bitki Özlü Peeling’den sonra kullanılan DERACINE Tonik ve cilde uygun DERACINE Bionem Nemlendirici ya da Anti-Aging Serisi kremleri ciltte istenilen en iyi sonuca ulaşılmasını sağlıyor.

    Deracine Bitki Özlü Peeling – 50 ml Tüketici satış Fiyatı: 24 TL

    Deracine Hakkında

    Cilt sorunlarına bitkisel çözümler sunan, dermakozmetik ürün serisi Deracine, B’IOTA Laboratuvarları tarafından, eczane kanalında satışa sunulmak üzere üretilmiştir. Deracine, cilt problemlerinin tedavisinde bitki özleri ve doğal yağların uygun değer karışım formüllerinin elde edilmesiyle geliştirilmiştir. Bunun için en yüksek kalitedeki bitkisel aktiflerle çalışır. Deracine markası altında Kırışıklık, Nemlendirme, Temizlik, Güneş ve Selülit ürün grupları, cilt problemlerine yönelik tedavileri dermakozmetik ürünlerde arayan tüketicilerin beğenisine sunulmuştur. Tüm Deracine ürünlerinin etkisi ve güvenilirliklerini değerlendirmek için Almanya’nın önde gelen Medikal Araştırma Kliniği Dermatest’te klinik çalışmalar gerçekleştirilmiştir.

  • Doğum sonrası estetik önerileri

    Doğum sonrası estetik önerileri | 5DOĞUM SONRASI ESTETİK…

    Annelik şüphesiz kadınların yaşadığı en güzel ve en özel duygulardan biri. Ancak doğum sonrası vücuttaki deformeler tüm anne ve anne adaylarının korkulu rüyası. Hamilelikte alınan, doğum sonrasında da verilemeyen fazla kiloları atmak için düzenli diyet ve egzersizin yeterli olmadığı, cildin elastikiyetini kaybetmesi sonucunda oluşan sarkma ve çatların yoğun şekilde olması durumunda, estetik cerrahi, kadınların imdadına yetişiyor. Fazla kilolar verilse bile gebeliğin vücutta yarattığı deformasyonu ortadan kaldırmak ve vücudu yeniden forma sokmak için kaçınılmaz estetik müdahale ile ilgili tüm merak edilenleri Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi uzmanı Op. Dr. Naci Çelik’e sorduk.

    “EN ÇOK BAŞVURULAN OPERASYON MEME DİKLEŞTİRME

    Doğum öncesi ve sonrası kadınların vücutlarında ne gibi değişimler olur?
    Hamilelik döneminde hormonal etkiler nedeniyle kadın vücudunda ödem oluşumu artar. Ayrıca dokularda gevşeme görülür. Deri altı dokunun normal kalitesini kaybetmesine ve çocuğun büyüyüp gelişmesine bağlı olarak strialar (yani çatlaklıklar) ortaya çıkar. Yine kilo alımına bağlı olarak basen ve popo bölgesinde hem deri yapısında değişiklikler (sellülit ve çatlaklar) hem de bölgesel yağ fazlalıkları oluşur. Bu arada değişikliklerin en çok olduğu iki yer doğal olarak meme dokusu ve karın dokusudur. Memelerde sarkma ve üst kısımlarının boşalması ve küçülmesi özellikle doğumdan sonra süt verme dönemi bittikten sonra görülebilir. Bu değişiklikler anne süt verse de vermese de görülen değişikliklerdir.

    Kadınlar doğum sonrası en çok hangi işlemleri yaptırmak istiyorlar ?

    Doğal olarak en çok istenilen operasyonlar meme operasyonları, karın germe ve liposuction işlemleri oluyor. Meme ameliyatları arasında en çok istenenler sırasıyla meme büyültme (ki bu kısmen dikleştirme de sağlar), meme dikleştirme ve meme küçültme işlemleri. Arıca bazı hastalar karın germe işlemini kötü sezaryen izlerini düzelttirmek için de istiyorlar. En çok istenen liposuction bölgeleri de sırasıyla basen, karın ve bel bölgesi oluyor.

    Doğumdan sonra estetik olmaları için ne kadar beklemeleri gerekir ?

    Bu operasyonların tabii ki hepsi de hastanın ihtiyacına göre yapılabilir ancak ne yapılacaksa yapılsın ben hastaların inebilecekleri minimum kiloda oldukları zaman ve süt verme kesildikten en az 4 ay sonra olmasını öneriyorum. Çünkü gebelik sonrası oluşan değişikliklerin involusyonu doğumdan sonra 2 yıl kadar devam ediyor. Ama tabii ki süt vermemiş veya süt vermeyi erken kesmiş bir hasta doğumdan 6 ay sonra normal kilosuna dönmüşse bütün bu işlemler yapılabilir. Eğer anne doğum öncesi kilosuna gelemediyse öncelikle diyetisyen yardımıyla kilo vermesini deniyoruz ama yeterli çabaya rağmen bunu da gerçekleştiremiyorsa o zaman yine hasta için uygun operasyonlar yapılabilir.

    Yapılan estetiklerden sonra, tekrar doğum yapması için ne kadar süre geçmesi gerekir ?

    Yapılan estetik işlemin tipine göre değişir. Bir liposuction operasyonundan sonra herhangi bir süre kısıtlamamız yok. Meme operasyonlarından 6 ay karın germe operasyonlarından sonra da ideal olarak 1.5-2 yıl sonra hasta rahatlıkla hamile kalabilir. Ama burada şunu unutmamak gerekli ki biz hangi operasyonu yaparsak yapalım hasta tekrar hamile kaldığı zaman vücudunda ilk sefer kadar olmasa bile benzer değişiklikleri görecektir. Bu nedenle hastalar estetik ameliyat ve doğum planlarını buna göre yapmak zorundadırlar.

    Doğum sonrası çatlakları nasıl giderilebilir ?

    Çatlakları gidermenin en iyi yolu her zaman mümkün olmasa bile oluşmalarını önlemektir. Bu amaçla kadın doğum doktorunuz anne adaylarına uygun kremleri önerecektir. Ancak bazen ne önlem alınırsa alınsın bu çatlaklar oluşur. Çatlakların anatomik lokalizasyonu önemlidir. En çok oluşan yer göbek deliği ile sezaryen kesisi arasındaki karın dokusudur ve hastada bu çatlaklarla birlikte yeterince karın derisi sarkıklığı da varsa buradaki deri alınarak karın germe işlemi yapılır ve çatlaklar gider. Ancak basen, bacak içleri gibi bölgelerdeki çatlaklıkları gideren ne bir krem ne de noninvazif bir girişim günümüzde mevcut değildir.

    Normal doğum mu yoksa sezaryen mı vücutta daha az tahribat yaratıyor ?

    Vücutta oluşan değişiklikler sadece doğum anına değil tüm hamilelik sürecine bağlı olduğu için normal doğumda da sezaryen doğumda da vücutta tahribat olur ama tabii ki doğal yöntem normal doğumdur ve annenin normal doğumdan sonra toparlanması daha kolay olur. Bununla birlikte normal doğum da vajina yapılarında ciddi tahribat ve bozukluklara neden olabilir.

    Göğüslere takılan silikon emzirmeyi engeller mi ?

    Uygun teknikle yapılmış ve tecrübeli bir cerrahın gerçekleştirdiği silikonla meme büyültme ameliyatı süt kanallarına zarar vermez ve anne doğum sonrası süt verebilir. Hatta iyi gerçekleştirilmiş bir meme dikleştirme ameliyatında ve meme küçültme ameliyatında bile süt vermeme riski azdır. Bunu zaten plastik cerrahınız size ayrıntılı olarak anlatacaktır.

    Vajinaya yapılan estetikler nelerdir ?

    İlki, Labia küçültülmesidir. Bu operasyon hem vajina küçük dudaklarına, hem de büyük dudaklarına uygulanabilen bir işlemdir. Ayrıca vajina dudaklarına yağ enjeksiyonu da yapılabilir. Pubis lift nadiren tek başına sıklıkla karın germeyle birlikte yaptığımız bir işlemdir ve aşağı doğru sarkmış vajinanın toparlanmasını sağlar. Hastalarımızın şikayetlerine bağlı olarak en sık yaptığımız işlemler labia minora (vajina iç dudaklarının) küçültmesi, vajina daraltma işlemleri ve labia majoralara (dış dudaklar) yağ enjeksiyonudur.

    PRAGO KLİNİK İLETİŞİM BİLGİLERİ

    Prago Klinik Adres : Bağdat Caddesi. Zincirliköşk Sokak. Köşk Apartmanı. No:2 Daire:10 Erenköy / İstanbul
    Telefon : +90 (216) 3862727

  • Deracine selülit serumu bir kür kullanımda bir beden incelme sağlıyor !

    deracine_logoSelüliti önleyici etkisiyle kadınların vazgeçilmezi olan DERACINE, vücutta gözle görülür incelme ve sıkılaşma sağlıyor. Selülit sorununa bitkisel yollardan kalıcı çözümler sunan DERACINE ürünlerinden selülit serumunu bir kür kullanan kadınlar bir beden inceliyor…

    Uzun zamandır giymeyi hayal ettiğiniz fakat fazla kilolarınız nedeniyle içine giremediğiniz kıyafetlerinizi artık dolaptan çıkarmanızın tam zamanı çünkü DERACINE selülit serumunu bir kür kullanarak bir bedene kadar incelmeniz mümkün. Avrupa’nın en önemli bağımsız dermatoloji enstitüsü Dermatest’ten onaylı DERACINE ürünleri selüliti önlemenin yanı sıra vücutta gözle görülür sıkılaşma ve incelme sağlayarak hayal ettiğiniz kıyafetleri giymenize yardımcı oluyor…

    Bilim ve doğanın yararlarını bir araya getirerek farklı cilt ve saç sorunlarına çözüm sağlayan B’IOTA Laboratuvarları’nın hem sağlıklı hem de güzel olmayı mümkün kılan selülit ürünü DERACINE, içerdiği yüzde 100 bitkisel COMPLEX D17 ekstresi ile selüliti yok etmekle kalmayıp kan dolaşımını düzenliyor; fazla suyu ve ödemi selülitli bölgeden atarak cildin elastikiyetini artırıyor. Aynı zamanda çok iyi bir sıkılaştırıcı ve inceltici olan DERACINE ile yapılan klinik testler sonucunda katılımcıların yüzde 100’ünde cilt sıkılaşması, yüzde 90’ında selülit görünümünde azalma ve yüzde 70’inde bacak çapında incelme görülüyor. Piyasaya çıktığı günden bu yana selülit problemine karşı sağladığı fayda ile öne çıkan DERACINE, bitkilerden gelen inceliği kadınlara armağan ediyor.

    DERACINE ürünleri, Türkiye çapındaki tüm eczanelerde yerini alırken, ürünler ile ilgili ayrıntılı bilgi 0800 261 33 46 numaralı telefondan ve www.deracine.com.tr sitesinden edinilebiliyor.

    Fiyat bilgisi

    Selülit Kremi 200 ml. 54 TL.
    Selülit Serumu 15* 10 ml. 71 TL.

    deracine_selulit

  • Tüy azaltma ve vücut bakımı bir arada, Bioder Jel

    BioderLogoKADINLARIN VAZGEÇİLMEZ MARKASI BİODER’DEN RÜYA GİBİ YENİ BİR ÜRÜN

    Tüy azaltma ve vücut bakımı Bir arada, bioder jel

    BİODER yüksek nemlendirici özelliği, pratik kullanımı ve yaza uygun ferah kokusuyla yeni ürünü BIODER JEL’i eczanelerde satışa sundu.

    bioder_jel_urunTürkiye’nin lider dermokozmetik firması B’IOTA Laboratuvarları tarafından geliştirilen ve tamamıyla bitkilerden oluşan doğal içeriği ile istenmeyen tüyleri cilde zarar vermeden, kalıcı olarak azaltan BİODER, yepyeni rüya gibi bir ürünü piyasaya sürdü. BİODER’in mevcut serum ve krem formlarına ek olarak yeni piyasaya çıkan jel formu, etki düzeyini koruyarak, üstelik daha pratik bir kullanımla kadınların tüy sorununa çare oluyor.

    Yüksek nemlendirme, ferah koku ve pratik kullanım

    BİODER ailesinin en yeni üyesi olan BİODER Tüy Azaltıcı Vücut Bakım Jeli, yüksek nemlendirici özelliği ve yaza uygun ferah kokusu ile BİODER ile daha önce tanışmamış kadınlara güvenli ve keyifli bir şekilde güzelleşme fırsatı sunuyor. Çiçeksi ferah bir kokuya sahip olan BİODER Vücut Bakım Jeli istenmeyen tüy problemlerinin önüne geçmekle birlikte cildin ihtiyacı olan günlük bakımı da yapıyor.

    Etkisi İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi ve Almanya’nın önde gelen Medikal Araştırma Kurumu Dermatest’te yapılan klinik testlerle de kanıtlanan yeni ürün BİODER Tüy Azaltıcı Vücut Bakım Jeli’ni tüm eczanelerde bulabilmek mümkün.

    Günde sadece 2 kez

    Yeni BİODER Tüy Azaltıcı Vücut Bakım Jeli günde 2 kere kullanım ile 3 aylık kullanım sonunda tüylerde yüzde 57 oranında azalma, yüzde 32 oranında incelme ve yüzde 51 oranında gecikme sağlıyor.

    İstenmeyen tüylere kalıcı çözüm sunan bitkisel içerikli “tüy azaltıcı” BİODER’in kremi ve serumu, tüylerin kalıcı olarak azalmasını, incelmesini ve geç çıkmasını sağlıyor.

    Ürün fiyat bilgisi
    BİODER Serum Yüz Formu 44 TL.
    BİODER Serum Vücut Formu 69 TL.
    BİODER Vücut Kremi 34 TL.
    BİODER Yüz Kremi 27 TL.
    BIODER Tüy Azaltıcı Vücut Bakım Jeli 19 TL.

    bioder_jel