Etiket: evlilik

  • Hala Bekarsınız Çünkü…

    Hala Bekarsınız Çünkü…

    Hala Bekarsınız Çünkü…
    Birçok kadın hayatının aşkını bulamamaktan şikayetçi, belki beklediğiniz kişi çoktan kapınızı çaldı farkında değilsiniz!
    Kadınların çoğu sanki bu durum hiç umurlarında değilmiş gibi davransalar da, içten içe niye hala bekar olduklarını düşünüp, hayıflanır. Davranış biçiminiz ve kişilik yapınız bir erkeğin sizi hayatında bir ömür isteyip istemeyeceğini belirleyen en önemli faktörler. Şimdi arkanıza yaslanın ve sizin için hazırladığımız soruları ve cevaplarını okuyun. Sonra kendinizi objektif olarak değerlendirmeye çalışın. Kim bilir, belki de değiştirmeniz gereken bir şeyler vardır

    Sinirli bir yapıya mı sahipsiniz?
    Aniden sinirlenip, bağırıp çağırmaya başlar mısınız? Belki sizin duygularınızı ifade etme biçiminiz budur. Ancak öfkeli ve gergin kadınlar erkeklere pek de çekici gelmez. Erkekler sakin ve kendilerine saygı gösteren kadınları hayatlarında isterler. Eğer böyle bir yapınız varsa, belki artık tepkilerinize hakim olmayı öğrenmenin ve biraz sakinleşmenin zamanı gelmiştir.

    Kriterleriniz mi var?
    Birçoğumuzun, hayatımıza girecek olan erkek konusunda farklı beklentileri, zengin olsun, iyi giyinsin, zevkli olsun, iyi bir işi olsun, beş dil bilsin, iyi bir üniversiteden mezun olsun Liste kişiden kişiye değişiklik göstererek uzar gider. Elbette belli başlı bazı beklentilerinizin olması normal ancak sizce de bu biraz yüzeysel bir değerlendirme biçimi değil mi? Er ya da geç “mükemmel” diye bir şey olmadığını anlayacak ve o güne kadar kaçırdığınız fırsatlar için pişmanlık duyacaksınız. Bizce artık bu kalıpları kırıp atmalı ve makul bir portre çizmelisiniz.

    Erkek gibi mi davranıyorsunuz?
    Kadınların son yıllarda erkekler gibi takılmaya başladığı, canları kiminle, ne zaman birlikte olmak isterse, oldukları bir dönemdeyiz. Ancak her ne kadar modern çağda yaşıyor olsak da, erkeklerin kendilerine eş, dahası çocuklarına anne olabilecek kadını aradıklarını unutmayın. Dönemin özgür kadınının bu tabloda kendine yer bulamamasının sebebi belki de budur. Elbette beden sizin bedeniniz ve istediğinizi yapabilirsiniz. Ancak biraz daha seçici olmakta fayda var.

    Egoist misiniz?
    Kendiniz, istek ve arzularınız her şeyden ve herkesten önce mi gelir? Eğer gerçekten böyleyseniz, evliliğin iki kişilik olduğunu hatırlayın. “Ben” demeyi bırakıp, “biz” demeyi öğrenmeye çalışın. İyi bir eş, iyi günde de, kötü günde de kocasına destek olabilmelidir.

    Dürüst müsünüz?
    İlişkilerinizde dürüst müsünüzdür? Eğer cevabınız “Evet”se bu iyiye işaret. Bir ilişkinin, hele ki evliliğin temel taşıdır güven. Eğer eşiniz ya da müstakbel eş adaylarınız size güvenemiyorsa burada bir sorun var demektir. Unutmayın ki yalanın siyahı beyazı olmaz ve bir kere ufacık bir yalanınız bile ortaya çıkmış olsa, bu karşınızdaki kişinin içine kurt düşürmeye yetecektir.

  • İlişkiyi Bitiren Sebepler

    İlişkiyi Bitiren Sebepler

    Kadınlar kulubü editörleri olarak araştırdık, uzman önerilerinden oluşan, ilişki bitiren sebepler yazımızı hazırladık, burda bildirilen ilişki hatalarından uzak durarak sağlıklı bir beraberlik
    yaşayabilirsiniz.

    Kadın erkek tüm bireyler hayatlarında yalnız bir kişi olsun ve sonsuza kadar onla birbirini sevip mutlu olayım diye umarlar.
    Belki de bu talep çocukken dinlediğimiz masallardan zihnimizde kalan ve yalnızca masallarda olabilen bir şeydir.
    Maalesef çoğu ilişki çeşitli nedenlerden bitmek zorunda kalabiliyor. Sevdiğimiz kişiden hiç ayrılmamak istiyorsak ilişkiyi bitiren sebepleri yapmaktan kaçınmalıyız.
    Kadınlar kulubü editörleri olarak araştırdık, uzman önerilerinden oluşan, ilişkiyi bitiren sebepler yazımızı hazırladık, burda bildirilen ilişki hatalarından uzak durarak sağlıklı bir beraberlik
    yaşayabilirsiniz.

    YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan yorum yazıları veya haberlerin tüm hakları Kadınlar Kulübü’ne aittir. Kaynak gösterilse dahi hiçbiri özel izin alınmadan kullanılamaz. Bu haber veya yazılar sadece Kadınlar Kulübü tarafından sağlanan RSS verileri kullanılarak alıntılanabilir.

    Eleştiriye Hayır!
    Hiç kimse sürekli kafa ütüleyen, dırdırcı, kusur bulmaya meyilli bir insandan hoşlanmaz.
    Maalesef şöyle bir gerçek var ki, beğendiğimiz bedenlere hayalimizdeki ruhları koyup bunu aşk sanıyoruz
    ve böyle olmadığı anlaşılınca da, ilişkide memnuniyetsiz safhası başlıyor.
    Karşı tarafın her hareketi bize rahatsız edici geliyor.
    Bu duruma gelmeden önce ilişkiyi yıpratan eleştirilerden,
    gereksiz ve boş konuşmalardan uzak durup, partnerimizin bizden ayrı bir birey olduğunu,
    asla kafamızda çizdiğimiz profil olamayacağı gerçeğini kabul etmeliyiz.

    Karşılaştırma Yapmayın!
    Şu gerçeği baştan kabul etmeli bu hayatta hiç kimse ama hiç kimse kötü söz duymaktan,
    eleştirilmekten, küçümsenmekten hoşlanmaz.
    Eşinizi başkalarıyla kıyaslayıp aşağılamak yerine onun güzel yönlerini görüp takdir edin.
    Seni tanıdığım güne lanet olsun yerine, sen iyiki benimsin diyin!
    Onla olmaktan mutlu olduğunuzu hem beden dilinizle hem de sözlerinizle dile getirin.
    Yerinde iltifat ilişkiyi besler, sağlıklı gitmesini sağlar.

    Evlilikte Söylenmemesi Gerekenler yazımızı okumak için tıklayınız

    İlişkiyi Bitiren Sebepler
    İlişkiyi Bitiren Sebepler

    Exleriniz Hakkında Konuşmayın!
    İlişkinizde mutlu olmak istiyorsanız asla ama asla
    birbirinize eski sevgililerinizden gönül kırıklıklarınızdan bahsetmeyin!
    Geçmiş geçmişte kalmıştır! hangi kadın veya erkek geçmişte sevdiğiniz biri hakkında bişey duymak ister ki!
    Özellikle erkekler bu konuda daha da hassastırlar,kadınının yalnızca ve tek ona ait olmasını,
    zihninde hiç kimseye sevgi kırıntısı bile kalmış olmamasını dilerler.

    Kötü İletişim
    Kötü iletişimden önce doğru iletişim tarifini yapalım, konuştuğunuz kişinin gözlerinin
    içine bakıp, onu dikkatli dinlemek, sözlerine değer vermek
    en başta onun varlığına saygı duymak demektir.
    Eşiniz birşey anlattığında yarım dinlemeler,
    kafa sallayıp geçiştirmeler uzun vadede
    evliliğe atılmış dinamitlerdir, bir gün elbet patlak verir!
    Eşinizi dinleyin, herhangi bir nedenden onun anlattıklarını,
    dinleyemeyecek durumdaysanız bunu sözel olarak ifade edin.

    Kindar Olmayın!
    Geçmişi tartışmaktan uzak durun.
    Eşinizin söylediği kırıcı sözü unutmamak, her kavgada ısıtıp ısıtıp söylemek
    ilişkinize zarar verip, aranızdaki bağı koparmaktan başka hiç bir işe yaramaz.
    Şayet o kişiyi hayat boyu yanınızda görmek istiyorsanız, ilişkinize özen gösterin,
    söylenmiş kötü sözleri, yaşanmış acı olayları unutun!

  • Kadınlar Neden Evlenmek İster?

    Kadınlar Neden Evlenmek İster?

    Kadınlar neden evlenmek ister?, bu sorunun cevabı her kadına göre değişsede hepsinin evlilikten beklediği ortak talepler vardır. İşte kadınlar neden evlenmek ister? sorusunun cevapları

    Kadınlar Neden Evlenmek İster?
    Sevgi
    İstisnasız her canlı sevilmek, gönül okşayıcı sözler duymak ister. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki kendilerine sevgi sözleri söylenilen bitkiler daha hızlı ve sağlıklı büyürken, hakaret edilenler ise kısa sürede çürümeye başlıyor.
    Kadınlarda sevildiklerini hissettikleri, aynı şekilde bedenini ve ruhunu sevdikleri erkeği daim yanında görmek, onla ten tene nefes nefese yaşamak isterler.
    Bunun içinde en meşru ve doğru olanı o kişiyle izdivaç gerçekleştirmek olarak görürler.
    Yine yapılan çalışmalar gösteriyor ki birbirlerini seven evli çiftlerin sağlık durumları bekarlara nazaran çok daha iyi, mutlu bir evlililik kişiyi depresyon, kalp hastalıkları, tansiyon gibi pek çok sağlık sorunundan koruyor.
    Sevgi gibi bir kavramın insan hayatında bu kadar büyük rolü olduğu düşünüldüğünde, kadınların sevdikleri kişiyle ömrünü geçirmeleri talebi gayet makul ve akıllıca bir istektir.

    Çocuk Sahibi Olmak
    Çocuk sahibi olmayı her birey ister. Fakat kadın ve erkekler bu konuda aynı şansa sahip değillerdir.
    Kadınların çocuk sahibi olabilmek için belli bir biyolojik zaman dilimleri vardır.
    Bu zamanı aşan kadınlar isteselerde artık evlat sahibi olamazlar.
    Kadınlar evlilikten ne bekler sorusuna verilebilecek en büyük cevaplardan biri de işte budur.
    Biyolojik saatleri durmadan biran önce çocuk sahibi olmak…
    Canından, kanından birini dünyaya getirmek ve onu büyütmek…
    Bu duygu saygıyla karşılanmalıdır.
    Şayet evlat sahibi olmayı düşünmeyen bir erkekseniz yapacağınız evliliğin sağlam temellerde kurulması için bunu muhakkak sevdiğiniz kadına bildirmelisiniz!

    Sadakat
    Düzgün giden ve mutlu bir beraberlik için, kadının hem bedenen hem de ruhen tatmin olması lazımdır.
    Bedensel tatminin yanında, duygusal tatmin de çok mühimdir.
    Çoğu kadının en büyük taleplerinden biri başını güvenle yaslayacakları, yanında kendilerini mutlu ve huzurlu hissetikleri biriyle yaşlanmaktır.
    Evlilikte sadakat, karşılıklı bağlılık evliliğin temellerindendir.
    Çünkü aldatma devreye girdiğinde ayrılık eninde sonunda kapıyı çalacaktır.
    Bu nedenle, bir erkek eşine sadık kalacağı hususunda kendisine güveniyorsa, karşı tarafa bu teminatı verecekse evlenmelidir,
    yoksa kimsenin başını yakıpta, ne kendisinin ne de başkasının felaketine sebep olmamalıdır.

    Ekonomik Nedenler
    Kadın fiziksel ve ruhsal ihtiyaçları için evliliğe ihtiyaç duyduğu gibi finansal sebeplerle de evlenmek ister.
    Varlıkta ve yoklukta bir oldukları, maddi olarakta sırtlarını güvenle yaslayabilecekleri birini yanlarında görmek kadınları mutlu hissettirir.
    İnsanların hayatlarını idame ettirebilmeleri için para kazanmalarının zaruri olduğu bir dünyada ekonomi de evlilik taleplerini belirlemekte etkili bir faktördür.

    Yalnız Duygusu
    Hayatta hiç kimse baki değildir.
    Nasıl anneannelerimiz dedelerimiz edebi aleme göç ettiği gibi, bir süre sonra annelerimiz ve babalarımız da bu hayata veda edeceklerdir.
    Ölüm de doğum gibi gibi yaşamın temellerindendir. Kimine göre kabullenmesi acı ama kaçınılmaz son…
    Çoğu kadın, erken yaşta bu bilince sahip olduğundan, doğru kişiyle evlenmeyi hayatının ideali olarak görürler.
    Yanlarında, bu hayat yolunda beraber yürüyecekleri, iyi günde kötü günde yanında olacağını bildiği birini görmek ve bir ömrü onla geçirmek isterler.

    YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan yorum yazıları veya haberlerin tüm hakları Kadınlar Kulübü’ne aittir. Kaynak gösterilse dahi hiçbiri özel izin alınmadan kullanılamaz. Bu haber veya yazılar sadece Kadınlar Kulübü tarafından sağlanan RSS verileri kullanılarak alıntılanabilir.

  • Facebook evliliği öldürür mü?

    Facebook evliliği öldürür mü?

    ABD’deki Boston Üniversitesi’nden bilim insanlarının yaptığı yeni bir araştırma, Facebook kullanan kişilerin eşlerini terk etme olasılığının kullanmayanlara kıyasla yüzde 32 daha fazla olduğunu ortaya çıkardı.

    Sosyal medyanın evlilikler üzerindeki etkisini incelemek için 2008-2010 yılları arasında ABD’nin 43 eyaletindeki boşanma istatistiklerini bu eyaletlerdeki Facebook kullanımı ile karşılaştıran araştırmacılar, bir eyaletteki Facebook hesaplarının sayısındaki yüzde 20’lik artışla, boşanma oranlarındaki 2.18’lik artış arasında bağlantı olabileceği sonucuna vardı.

    Araştırmayı gerçekleştiren ekibin başında bulunan James E. Katz, “Bu araştırma ile insan davranışlarının sosyal medya kullanımından nasıl etkilendiğini anlamaya çalıştık” dedi.

    ABD’de Teksas Üniversitesi’nin 2011 yılında 1,160 evli çift üzerinde yaptığı bir araştırmada da Facebook hesabı olmayan çiftlerin evliliklerinde yüzde 11.4 oranında daha mutlu olduğunu tespit etmişti.

  • Evlilik öncesi bu detaylara dikkat!

    Evlilik öncesi bu detaylara dikkat!

    Uzman Dr. Orhan Karaca: ‘Eğer çift birbirinin düşüncelerini yeterince bilmiyorsa ve detaylar konuşulmadan düğüne doğru bir gidiş olduysa düğüne dair aşamalar gerçekleştikçe fikir ayrılıkları başlar.’

    İyi bir kişiyle evlenmek, iyi bir evlilik yapmak birçok insanın hayali olduğunu ifade eden Psikiyatri Uzmanı Dr. Orhan Karaca, bu hayal hem müstakbel eş için hem de evlilik süreci için kurulacağını belirtti. Evlenmeye karar vermiş çiftlerin evlilik öncesinde birbirlerini çok iyi bir şekilde tanıması gerektiğinin önemli vurgulayan Orhan Karaca, “ Kimi düğüne dair her şeyin mükemmel olmasını beklerken kimi de düğüne sadece bir tören olarak bakar.” dedi.
    Uzman Dr. Orhan Karaca, “Eğer çift birbirinin düşüncelerini yeterince bilmiyorsa ve detaylar konuşulmadan düğüne doğru bir gidiş olduysa düğüne dair aşamalar gerçekleştikçe fikir ayrılıkları başlar. Her iki taraf da başta konuşması gerekenleri son aşamada konuşmak zorunda kaldığı için zaman kısıtlılığının verdiği baskıyla diğerini ikna etmeye çalışır. Bazen ailelerin hayalleri de işe karışır ve çift arasındaki gerilim gittikçe artar. Yeterli iletişim kurulmadığı için bu sürece gelindiği çoğu zaman göz ardı edilir ve çift birbirini değişmekle suçlar. Aslında kişi müstakbel eşinin düşüncelerini öğrenmemiş, varsaymıştır. Varsayımlarının gerçekleşmemesi kişide hayal kırıklığı oluşturur. Eğer ciddi düzeyde harcama da yapıldıysa bu da baskı oluşturur ve iletişim kopma safhasına gelebilir. Bu yaşanan iletişim bozukluğu sadece törene dair yaşanmaz. Benzer şekilde kültürel ve dini unsurlar üzerine fikir ayrılıkları, eşin ailesi ile birlikte yaşamak zorunda kalma, evlilik sonrası rollerde beklentinin karşılanmaması, iş yaşamı ve ekonomik bağımsızlığından vazgeçmek zorunda kalma, eşin kıskançlığı nedeniyle o ana kadar içinde olduğu sosyal çevresinden uzak bir yaşam tarzını onaylamak zorunda kalma da çift arasındaki gerilimi tırmandıran konulara örnek olarak gösterilebilir.” şeklinde konuştu.

    BUNLAR HANGİ SEBEPLERDEN KAYNAKLANMAKTADIR?
    Evlilik öncesinde çiftler arasındaki sorunların sebeplerini tek tek sıralayan Orhan Karaca, sözlerine şöyle devam etti.” Evlilik öncesinde çiftin birbirini tanıma fırsatı bulamaması, hayata bakış açısı ve beklentiler arasında ciddi farkların oluşu, alışık oldukları sosyoekonomik ve sosyokültürel düzey farklılığının belirgin oluşu, ebeveynlerin sürece müdahaleci tutumları, bireylerin psikolojik sorunlarının yoğun oluşu ve karşı karşıya kalınan problemleri çözmede problem çözme becerilerinin eksik oluşu çiftin arasında sorun yaşanmasına neden olabilmektedir. Ayrıca tahmin, yaşanan bir olumsuzluğu diğer alanlara da genelleyerek varsayımlarda bulunma, küçümseme, karamsarlık, endişe, yok sayma, asgari saygı düzeyinin korunmayışı, tolerans eksikliği, yaşanan sorunları bir kişiye mal etme, fedakârlık yaptığına ancak buna değer verilmediği yönündeki düşünceler, diğer kişilerin de bu olumsuzluklara sahip olması ve süreçte etkin rol oynamaları da çift arasındaki sorun çıkmasına, eğer varsa derinleşmesine neden olabilir.”

    ÇİFTLER BU SORUNLARI NASIL ÇÖZEBİLİR?
    Çiftlerin arasındaki sorunları öncelikle empati yaparak yani müstakbel eşinin ne yaşadığını hissetmeye çalışmalı, onun düşüncelerini dinlemeli ve kendini onun yerine koyarak aşabileceğini ifade eden Karaca, “ Empati karşılıklı yapıldığında iletişim sorunları kısa sürede çözülebilir. Bunun dışında kişiler öz eleştiri de yapabilmeli ve bir takım hatalarında ısrar etmemelidirler. Hatayı fark edip düzeltmenin bir erdem olduğunu unutmamalıdırlar. Müstakbel eşin yaptığı özeleştiriye galibiyet kazanmış edasıyla yaklaşmamalı, kendisini anlamaya çalıştığı ve bunda başarılı olduğunu gördüğü için teşekkür etmelidir. Ailelerin kendileriyle ilgili hayallerini bilen çift bunu müstakbel eşiyle paylaşmalı, bu konuda ondan yardım istemeli, ailelerin karşı karşıya gelmesinin önüne geçilmelidir. Zira bazı ailelerde nezaket konusunda yeteneksiz yıkıcı tutum sergileyen kişiler olabilir.“dedi.

    EVLİLİK TERAPİSTİNDEN DESTEK ALMAK GEREKİR Mİ?
    Karaca, “Evlilik terapistlerinin kendi düşünceleriyle taraflardan birini ikna etmeye çalışacağı ön yargısı maalesef yaygındır. Çiftler iletişim bozukluğu yaşandığında haklı olduklarını, bir başkasının fikrine ihtiyaç duymadığını söyleyerek çoğu zaman terapiste gelmeyi kabul etmezler.Halbuki terapistin görevi çifte ne yapacağını söylemek değildir. Aralarında kendilerinin farkında olmadıkları iletişim sorunlarını tespit etmek, birbirlerini anlamalarını sağlamak, sorunlarını konuşarak çözebilecekleri bir süreç başlatmaktır. Çift terapistine başvurmak için belli bir zaman yoktur. Evli çiftler başvurabildiği gibi evlenmek üzere olanlar da başvurabilirler. Amaç sağlıklı iletişimin sağlanması ve çiftin kendi dinamikleriyle kendi sorunlarını çözebilecekleri noktaya gelmeleridir. Hatta evlenme aşamasında olan kişilerin başvurduğunda daha olumlu sonuçlar alınabilir. Zira yeni başlayan bir ilişkiyi yapılandırmaya çalışmak bozulmuş bir ilişkiyi düzeltmekten daha kolaydır.”

  • İyi Bir Eş Adayı Nasıl Olmalı?

    İyi Bir Eş Adayı Nasıl Olmalı?

    Evlilik tüm insanlar için çok önemli bir dönüm noktasıdır, uygun biriyle evlilik dünyamızı cennete çevirir, tatmadığımız huzur ve mutluluğu sunar bize.
    İyi bir eş adayı nasıl olmalı? resimli makalemizde, nasıl bir erkekle evlenirsek mutlu oluruz konumuza yer verdik.

    İyi Bir Eş Adayı Nasıl Olmalı

    İyi Bir Eş Adayı Nasıl Olmalı
    İyi Bir Eş Adayı Nasıl Olmalı

    Kalp Huzuru
    İyi bir adayı nasıl olmalı? iyi eş adayı sizden memnun olandır, görüntünüzü, yemeklerinizi,
    davranışlarınızı beğenen kısaca sizi olduğu gibi seven
    ve kabul eden kişi sizin için iyi bir koca olmaya adaydır.
    Araştırmalar gösteriyor ki, birbirine hayran olan çiftlerin evliliği  uzun yıllar devam ediyor.
    İdeal bir koca adayı sizinle yalnız sevinçlerinizi değil
    üzüntülerinizi de paylaşan daima sizin yanınızda olan,
    sizi destekleyen, başınızı omzuna güvenle yaslayacağınız kişidir.

    Güven Önemli
    İyi eş adayının olmazsa olmaz özelliklerinden biri de güvenilir olmasıdır.
    Güven ilişkilerde çok önemlidir.
    Çok meşhur atasözleri vardır alışmış kudurmuştan beterdir,
    huylu huyundan vazgeçmez, insan yedisinde neyse yetmişinde de o’dur gibi..
    atasözleri yaşanmış acı tecrübeler sonucu oluşur,
    bunlara binaen, şayet evlenmeyi düşündüğünüz
    kişi sizi başkasıyla aldattıysa onla evlenmeyi bir kez daha düşünün deriz.

    Maddiyat Şart
    Bir erkek en azından evini geçindirebilecek,
    karısı çoluğunu çocuğunu ele güne el açtırmayacak kadar kazanmalıdır.
    Maaşı kendine bile yetmeyen, müsrif olan, belli bir işte sebat göstermeyen erkekler
    evlenmeyi düşünmememiz gereken erkek sınıfındadırlar.

    İyi Bir Eş Adayı Nasıl Olmalı
    İyi Bir Eş Adayı Nasıl Olmalı

    Pozitif Olan
    Sürekli bardağın dolu tarafından bakan, en üzgün anlarınızda sizi teselli eden,
    güler yüzlü, sıcak kanlı, kolay kolay sinirlenmeyen…,
    tüm bunlar ömür boyu yaşanacak adamın özelliklerindendir.
    Sevdiğiniz kişide bu vasıflar varsa, bunları o kişinin artı hanesine yazın.

    İyi Bir Eş Adayı Nasıl Olmalı
    İyi Bir Eş Adayı Nasıl Olmalı

    Saygı Şart!
    İdeal bir kocanın özelliklerinden biri de saygılı olmasıdır.
    Saygılı, nazik, size ve ailenize karşı davranışlarında dikkatli,
    ölçülü erkek sizin hayat arkadaşınız olmaya layıktır.
    Kaba, agresif, nezaketi kadınlara mahsus gören erkeklerden ise uzak durmalıdır.

    İyi Bir Eş Adayı Nasıl Olmalı
    İyi Bir Eş Adayı Nasıl Olmalı

    Beraber Mutluysanız
    Beraber vakit geçirince birbirinizden rahatsız oluyor musunuz, yoksa saatler
    su gibi akıp gidiyor mu, anlayışlı ve sabırlı mı, mutsuz ve depresifken
    sizi neşelendirebiliyor mu, bunları düşünün ve cevabınız olumluysa
    doğru yolda ilerlediğinizi bilin. Ve en önemlisi kendinize maneviyatı güçlü bir eş seçin..

    YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan yorum yazıları veya haberlerin tüm hakları Kadınlar Kulübü’ne aittir. Kaynak gösterilse dahi hiçbiri özel izin alınmadan kullanılamaz. Bu haber veya yazılar sadece Kadınlar Kulübü tarafından sağlanan RSS verileri kullanılarak alıntılanabilir.

  • Evlilikte Söylenmemesi Gerekenler

    Evlilikte Söylenmemesi Gerekenler

    Evlilikte söylenmemesi gerekenler vardır.
    Evlilikte söylenmemesi gerekenleri söylemek kimi zaman evliliğinizin yıkılmasına kadar gidebilir bu nedenle
    mutlu ve huzurlu bir evlilik için bunları kocanıza kesinlikle söylememelisiniz.

    Evlilikte Söylenmemesi Gerekenler

    Evlilikte söylenmemesi gerekenler
    Evlilikte söylenmemesi gerekenler

    Annenden Hoşlanmıyorum
    Şu bir gerçek ki evlilikler yalnızca iki kişinin beraber bir hayat kurması değildir.
    İstesekte istemesekte aileler birlikteliklere birşekilde dahil oluyor.
    Eşinizin ailesini sevmeyebilirsiniz, ama bunu asla eşinize sözel olarak ifade etmeyin, bu durum onu kırar.

    Evlilikte söylenmemesi gerekenler
    Evlilikte söylenmemesi gerekenler

    Senden ne hayır gördüm ki!
    Bu sözde evliliğinize zarar veren sözlerdendir.
    Eşinizin fakirliğini, az kazandığını yüzüne vurmak, sürekli bir tatminsizlik,
    kanaatsizlik içinde olmak evliliğinize vuracağınız en büyük darbelerdendir.
    Kanaatkar bir kadın dünyanın en büyük nimetlerindendir.

    Evlilikte söylenmemesi gerekenler
    Evlilikte söylenmemesi gerekenler

    Hepsi Bu Mu?!
    Eşinizi en inciten sözlerden biri de onun cinsel performansına, bedeninde özel
    bölgelerine laf söylemenizdir.
    Bu öyle bir hatadır ki çoğu zaman hafızalardan çıkmaz, ve hatırladıkça kocanıza acı verir.
    Bu durumda evliliğinizi olumsuz yönde etkiler.

    Evlilikte söylenmemesi gerekenler
    Evlilikte söylenmemesi gerekenler

    Bugün canım istemiyor
    Söylenmemesi gereken cümlelerden birisi de bu cümledir, hiç bir erkek özellikle kadınını arzulayan bir erkek bu sözü karısından duymak istemez.
    Elbet her zaman aynı tutkuyu ve şehveti yakalamak mümkün değil biliyoruz, biz de size sürekli istekli olun demiyoruz zaten!
    Ama “Bugün canım istemiyor”, “Çok başım ağrıyor, başka zaman” gibi yatak cümlelerinin sürekli kullanımının evliliğinizi kötü etkileyeceğini unutmayın.
    Çünkü evliliğin %50’si cinselliktir.

    Evlilikte söylenmemesi gerekenler
    Evlilikte söylenmemesi gerekenler

    Temizliğe Yardım Eder misin?
    Çoğu erkek bu sözü duymaktan hiç mi hiç hoşlanmaz.
    Temizliği kadın işi olarak gördüklerinden, en çok da üşendiklerinden, bu soruyu sorsanız da olumlu yanıt alacağınız erkek azdır.

    Evlilikte söylenmemesi gerekenler
    Evlilikte söylenmemesi gerekenler

    Yine mi Arkadaşların!
    Erkekler arkadaşlarıyla vakit geçirmeyi severler ve kadınlar genelde bunu pek hoş karşılamazlar.
    İsterler ki eşleri hep onlarla ilgilensin, onların yanında olsun.
    Fakat onların da özel hayatı olduğunu kabul edip, bu durumu saygıyla karşılamalıdır.
    Yoksa gereksiz yere tartışma yaşarsınız.

    Evlilikte söylenmemesi gerekenler
    Evlilikte söylenmemesi gerekenler

    O Böyle! Sen neden böylesin!
    Partnerinizi diğer erkeklerle karşılaştırıp, olumsuz cümleler söylerseniz, bu ister eşinizin fiziğine yönelik, isterse yaptığı bir işe yönelik olsun,
    bu durum karşınızdaki için oldukça moral ve sinir bozucu bir şeydir.
    Çünkü birini biriyle karşılaştırmanız demek, ona karşı memnuniyetsizliğiniz şeklinde algılanır ve ilişkiye ciddi zararlar verebilir.

    Evlilikte söylenmemesi gerekenler
    Evlilikte söylenmemesi gerekenler

    Eğitim Farkı!
    Eşiniz lise siz ise fakülte mezunu olabilirsiniz.
    Şayet bunu sorun yapıyorsanız, baştan evlenmeyin!
    Bu eğitim farkını sürekli başa kakmak, hatta imalar etmek sonu felaket olan ayrılıkla sonuçlanır.

    YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan yorum yazıları veya haberlerin tüm hakları Kadınlar Kulübü’ne aittir. Kaynak gösterilse dahi hiçbiri özel izin alınmadan kullanılamaz. Bu haber veya yazılar sadece Kadınlar Kulübü tarafından sağlanan RSS verileri kullanılarak alıntılanabilir.

  • Evlilikte Beraber Uyumanın Faydaları

    Evlilikte Beraber Uyumanın Faydaları

    Evlilikte beraber uyumanın faydaları çoktur, bu faydalardan bazılarını sizlerle paylaşacağız.

    Yatak odaları evliliklerde çok önemli bir konumdadır. Evlilikte beraber uyumak ise evliliğin olmazsa olmazıdır.
    Yatak odasında mutluysak evlilik devam eder. Şayet bu odamızda sorunlu ve mutsuzsak evlilik tökezlemeye başlar ve bir süre sonra da biter.
    Fakat yatak odaları seksten daha çok anlam içerir. Bu odalarda eşlerin birbirine sarılıp uyuması günün tüm stresini, yorgunluğunu alıp götürür.
    Günümüzde çoğu evli çift kendilerine göre bahaneler bulup beraber uyumamayı tercih ediyor. Fakat evlilikte beraber uyumak yalnız fiziksel değil ruhsalda bir ihtiyaçtır.
    Evlilikte beraber uyumanın faydaları çoktur, bu faydalardan bazılarını sizlerle paylaşacağız.

    Evlilikte Beraber Uyumanın Faydaları

    Evlilikte Beraber Uyumak
    Evlilikte Beraber Uyumak

    Evlilikte Beraber Uyumanın Faydaları
    İletişimin Devam Etmesi İçin

    Yatak odaları evimizin sığınaklarıdır. Çoluk çocuk telaşı, iş hayatının verdiği sorumluluklar,
    günlük hayat meşgalesi bunların hepsi yatak odasına girdiğimizde kapının ardında kalır.
    Yatak odaları ayrıca eşlerin yalnız kalıp özel şeyleri konuştuğu tek yerdir.
    Bu odalarda 10-15 dakika eşinizle, geçirdiğiniz gün ve hayatınız hakkında konuşmak,
    evliliğinizin ve birbirinize bağlılığınızın, sözel iletişimin kopmaması adına çok önemlidir.
    Özellikle biz kadınlar her zaman anlatacak birşeyler buluruz.
    Yalnız sözel iletişimin devamı açısından bile, evlilikte beraber uyumak kesinlikle terkedilmemesi gereken bir evlilik ritüelidir.

    Yakınlık Ruhsal İhtiyaçtır
    Her gece eşinizle beraber olmak zorunda değilsiniz.
    Fakat beraber uyumak, hatta mümkün mertebe sarılarak ve yakınlaşarak uyumak
    ten temasının devamlı olması, evliliğinizinde bir nevi güvencesidir.
    Tenden uzak gönülden uzaktır.
    Eşinizden ayrı yatarak onu dışarı, ele itersiniz,
    insan fiziksel olarak birine yakın olmak üzere programlanmıştır,
    -burda kastedilen cinsellik anlamında değildir, duygusal olarakta, sevdiğiniz birinin nefesini hissetmek ruhsalda bir ihtiyaçtır.-
    Evlilikte beraber uyumak bunun için zaruridir.

    Savaş Sonrası Barış Yeri
    Meşhur şaka sözleri vardır, evlilik ve savaş arasındaki tek fark evlilikte düşmanınızla uyursunuz, iki düşman bir yatakta gibi..
    şaka sözleri bir yana, aynı yatağı paylaşmak mühimdir, aynı yatağı paylaştığınız kişiyle
    tenlerin buluşmasıyla bir süre sonra öfkeler kızgınlıklar gider,
    yerini tensel arzulamalara bırakır, bu durumda içinizde biriken kini alıp götürür.

    Evlilikte Beraber Uyumak
    Evlilikte Beraber Uyumak

    Herşeyde Beraberiz…
    Evlilik iki bedenin bütünleşip tek olmasıdır. İnsan niçin evlenir tek olarak gerçekleştirdiği
    yemek içmek, seyahat, tv izlemek vb gibi aktivitileri yanında sevdiği, güvendiği biri olunca kendini daha mutlu hissettiği için.
    Uykuda insanın ihtiyaçlarındandır ve “tek beden” olduğunuz biriyle uyumaktan doğal ne olabilir.

    Daha Çok Seks
    Kabul etsekte etmesekte fiziksel aşkın evlilikte önemi büyüktür.
    Cinsel olarak bütünleşmemiş karı kocanın sonu ayrılıktır, kaçınılmaz…
    Evliliğin %50’si seks %30’u çocuklar %20’si ise ıvır zıvırdır.
    Beraber uyumak, tenlerin yakın olması daha çok seks demektir,
    düzenli seks evliliğin ise evliliğin devamının sigortasıdır.

    Evliliği Ayakta Tutan Beraber Uyumaktır Yazımızı Okumak İçin Tıklayınız

    YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan yorum yazıları veya haberlerin tüm hakları Kadınlar Kulübü’ne aittir. Kaynak gösterilse dahi hiçbiri özel izin alınmadan kullanılamaz. Bu haber veya yazılar sadece Kadınlar Kulübü tarafından sağlanan RSS verileri kullanılarak alıntılanabilir.

     

  • Evliliklerde en çok tartışma nedeni!

    Evliliklerde en çok tartışma nedeni!

    TIME Money’nin yaptığı araştırmada her 5 çiftten 4’ü eşleriyle para konusunda hemfikir olduklarını söyledi.

    Çiftlerin, yüzde 29’u ev işleri, yüzde 32’si ise para için her ay eşleriyle tartıştıklarını belirtti. TIME Dergisi 1000’i aşkın evli ve 25 yaş üzeri çifte ilişkileri ve para arasındaki ilişkiyi sordu. Araştırmada oldukça ilginç sonuçlar ortaya çıktı. Araştırmada, eşlerin yüzde 4’ünün yatırım stratejisi, yüzde 14’ünün cimrilik, yüzde 18’inin kredi kartı harcamaları ve yüzde 32’sinin ise gereksiz harcamalar yüzünden tartıştıkları ortaya çıktı.

    Ankete katılan kadınların yüzde 19’u kocalarının çok cimri olduğundan ve fazla para kazanmamasından rahatsız olduğunu, erkeklerin yüzde 21’i ise eşlerinin gereksiz harcamalarından ve bütçe planlamasına uymamalarından şikayetçi olduklarını söyledi. Kişisel harcamaların yönetimi konusunda ise, kadınların yüzde 68’i kendini bu konuda yetkin görürken, erkeklerde bu oran yüzde 78 düzeyine kadar çıkıyor.

    PARA KONUSUNDA KİM DAHA FAZLA KAYGILI?
    Anket sonuçlarına göre, çiftlerin banka hesaplarını kontrol etme sıklığı, cinsel birliktelik sıklığından daha fazla olduğunu gösterdi. Erkeklerin yüzde 45’i “bu konuda en çok ben endişeleniyorum” derken, eşim daha endişeli diyenlerin oranı ise yüzde 23’te kalıyor.
    Kadınlarda ise bu konuda kendilerini erkeklerden daha fazla ilgili görüyor. Kadınların yüzde 47’si ben endişeliyim derken, kocam bu konuyla ilgili diyenlerin oranı ise sadece yüzde 18’de kalıyor. Araştırmadaki kadınların yüzde 37’si eşlerinden daha az veya hiç bir şey kazanmazken, erkeklerde çalışmayanların oranı sadece yüzde 3.
    EN FAZLA TARTIŞMA PARADAN ÇIKIYOR
    Sonuç olarak çiftlerin yüzde 70’i para yüzünden sürekli tartışıyor. 18 yaşın altında çocuğu olan çiftlerde ise bu oran yüzde 80’i buluyor. Diğer ilginç bir bulgu ise çiftlerin yüzde 22’si yaptıkları harcamaları eşlerinden saklıyor. Erkekler kazanç konusunda kendisi eşiyle eşit bir biçimde görmüyor. Kadınlarda ise daha çok ‘biz’ düşüncesi hakim.

    Araştırmaya göre, kadınların hane halkı gelirine yaptıkları katkı veya çalışmama durumları, birlikte yaşayan her çiftin ilişkisine doğrudan etki ediyor. Bu şu anlama geliyor, para sadece nasıl tasarruf edecekleri, ne kadar harcayacakları değil aynı zamanda ne hakkında kavga ettikleri, nasıl mutlu oldukları ve neler hakkında endişelendiklerini de belirliyor.

    Kadınlar ne kadar fazla kazanırlarsa bütçe planlamasındaki rolleri de o kadar aktif hale geliyor. Kadınlar bu konuda daha işbirlikçi olarak düşünüyor ve erkeklerin büyük çoğunluğu da bu durumdan memnun. Erkeklerin çoğunluk eşlerinin fazla para kazanıyor olmasından memnun.

    Fakat ister çok kazansın ister az kazansın her kadın ve erkek arasındaki tartışmanın en baştaki sebebinin para olduğu araştırmadan çıkan en önemli sonuç.

  • Aşkta yaş farkı önemli mi?

    Aşkta yaş farkı önemli mi?

    Kadın-erkek ilişkilerinde yaş farkı son yıllarda en çok tartışılan konular arasında.

    Aşk, içine yasak ve kural koyulamayacak kadar büyük bir duygudur.

    Bütün doğru ve yanlışlar, bize öğretilen kurallar üzerinden aklımıza yerleşmiştir. Doğduğumuz andan itibaren, bize neyin iyi ve kötü olduğu; hangisinin doğru ve yanlış olduğu gösterilmiştir.

    Hiçbirimiz tam olarak özgür yetiştirilmedik. Hepimizin içinde sınırlar ve yasaklar var. Farklılık gösterse de, genel geçer kurallara karşı çıkarken zorlanırız.

    Kendinden büyük veya küçük birini sevmek, sıklıkla rastlanan bir durumdur. Çoğu insan toplumsal baskılar yüzünden ilişkisinin tadını çıkaramaz.

    Bu öğretilerden biri de, kadınların kendinden büyük erkeklerle birlikte olmasının daha iyi olduğudur. Ancak seçiminizi yaparken yine de belli bir sınırı korumanız gerekir. 8-10 yaşın ideal olduğu görüşü yaygındır. Bu tez, hem toplumun genelinde, hem sosyal öğretilerde onaylandığından, bizim için de geçerli hale gelir; ta ki yaş farkının yüksek olduğu bir aşka düşene kadar!

    Çocukluk ve gençlik yıllarında öğretmenlere aşık olunur. Bunun altında mutlaka psikolojik pek çok etken yatmaktadır. Bu süreci tamamladıktan sonra kendi yaşıtlarından hoşlanma bölümü gelir. Ancak bir gün, bir yerde, belki de sizden 20-30 yaş büyük bir adam görüp, ona tutulabilirsiniz.
    Yaşça büyük birine aşık olunabilir

    Neden yaşı çok büyük birine aşık olduğunuz konusu, psikolojinin ilgi alanında genişçe yer almaktadır. Beni ilgilendiren konu ise, “olursanız ne olur?” kısmı! Hiçbir şey olmaz! Öncelikle şunu anlamak gerekir, yaş farkı olan birine aşık olmak ile yaşıtınız birine aşık olmak arasında, duygu yoğunluğu açısından bir fark yoktur. Ancak toplumsal baskı sizi canınızdan bezdirebilir.

    Bu tarz ilişkilerde sıklıkla görülen durum, ayrılıktır. Bu ilişkinin yürümemesi için en az diğer ilişkiler kadar çok neden sayılabilir ama en baskın olan iki seçeneği masaya yatıralım. Birincisi, erkek etraftan gördüğü sözlü ve sessiz baskının altında ezilir. Aynı şey kadın için de geçerlidir. İkincisi, kadının yaşı ilerledikçe, erkek ona yetemediğini düşünür ve bazen gerçekten isteklerini karşılamakta zorluk çekebilir.

    Kadınlar, erkeklerden daha erken olgunlaştıkları için, genellikle yaşıtlarında olgunluk bulamazlar. Oysa büyük yaşta bir erkek, bir kadının isteklerini daha iyi bilir ve daha tecrübelidir. Bu yüzden kadınlar kendinden büyük erkekleri sevmekte zorlanmazlar.

    İster yaşı sizden büyük olsun, ister küçük; bütün ilişkiler aşağı yukarı aynı sorunlarla karşılaşırlar. Önemli olan ruhunuzun ve aklınızın olgunluğunun, birbirine denk düşmesidir.

    Büyük konuşma başına gelir!

    Sorunun özü yaş farkı değil; yaşam, kimlik, alışkanlık ve bakış açısı farkıdır. Sevmeyi bilmeyen biri, hangi yaşta olursa olsun mutluluğu bulamaz. Kalbine aşkı öğretmiş iki insanın ilişkisi ise, tadından yenmez. Aşka yaşla, dille, dinle veya her neyse onunla sınır koymaya çalışıldığında, hep geri tepmiştir. O yüzden bizim de toplum olarak birbirini seven insanlara, yaşına, tipine, dış güzelliğine bakarak hüküm vermemiz yanlıştır. Ayrıca şu söz hep insanın aklında kalmalıdır: “Büyük konuşma, başına gelir!”

    Candan Ünal