Etiket: evlilik problemleri

  • Birini Unutmanın En Kolay Yolu ! Ayrılık Sonrası Yapmanız Gereken 4 Şey !

    Birini Unutmanın En Kolay Yolu ! Ayrılık Sonrası Yapmanız Gereken 4 Şey !

    Unutmak koskoca bir devrim demiş şair. Birini unutabilmek çok kolay olmasa da imkansız değildir. Onu unutamıyorum ne yapmalıyım diye düşünenler ona ait eşyaları bir kutuya koyup sonsuzluğa bırakmalı.

    • Mutsuz ve umutsuz aşk şarkıları dinlemekten uzaklaşın.
    • Hobilerinize yönelin. Yapmaktan keyif aldığınız aktivitelere yoğunlaşın.
    • Komedi filmleri, hareketli şarkılar size iyi gelecektir.
    • Unutmanın en iyi yollarından biri de onu hatırlayabileceğiniz anılardan uzak durmaktır.

    Ayrılıktan sonraki süreç biraz sancılı geçebilir.  Bu durumda çoğu kişi platonik olarak ilişkisini tek başına sürdürmeye devam eder. Platonik aşığım ne yapmalıyım diyenler gerçek biri ile daha mutlu olacağı fikrini kendine empoze etmelidir. Platonik aşkında olumlu yönleri vardır elbette. Mesela tek başınıza kavga edemezsiniz. Ya da platonik aşkınızdan ayrılmak ve ayrılık acısı çekmek söz konusu olmaz. Ancak bu hayal dünyasıdır. Bir anca gerçek ile yüzleşmenizde fayda var. çok hoşlanıyorum ama söyleyemiyorum kalıbından sıyrılarak duygularınızı açık bir şekilde ifade etmelisiniz. Hiç olmayacak bir hayaldense olması mümkün bir ilişki daha iyidir.

    Birini Unutmanın En Kolay Yolu ! Ayrılık Sonrası Yapmanız Gereken 4 Şey ! | 1

    Sevgilimle ayrıldık tekrar barıştık diyenlerin çoğu aynı hataları tekrarlar. İkinci bahar aynı kişi ile kışa dönüşebilir. Çünkü kimse değişmez. Sadece belirli bir süre değişmiş gibi davranır. Tabi ki ayrılıp barışan ve mutlu bir beraberlik yaşayan çiftlerde vardır.  Fakat bunların sayısı bir elin iki parmağını geçmez.

    Ayrıldıktan Sonra Yapılması Gerekenler Tıklayın !

    Karşımızdaki Kişiyi Kırmadan Ayrılmak Tıklayın !

    Ayrılmakla doğru kararı verdiğinizin 18 işareti Tıklayın !

    Ayrılık çanlarını gösteren işaretler Tıklayın !

  • Mutlu Bir Evliliğin Sırları Nelerdir?

    Mutlu Bir Evliliğin Sırları Nelerdir?

    Evliliğin tutku dolu o ilk zamanları cicim ayı olarak adlandırılır. Cicim ayı geçtiğinde mutlu çiftlerin gözlerindeki aşk perdesi kalkar ve gerçekler ile yüzleşilir. Mutlu bir evliliğin sırları ve evliliği kurtarmanın yolları nelerdir diye merak edenler buraya!

    Güçlü Bir İletişim Her Şeyi Çözer!

    Günlük hayatın koşturmasına kapılıp sevdiğiniz kişileri ihmal ediyor ya da doğru bir şekilde iletişim kuramıyor olabilirsiniz.  Evliliğinizde çatırdılar olduğunda bunu biz dili kullanarak yüz yüze konuşmanızda fayda var.

    Mutlu Bir Evliliğin Sırları Nelerdir? | 2

    Küçük Sürprizler Yapın! 

    Monoton bir hayat hem evliliği hem de uzun süren ilişkileri yokuşa doğru çeker.  Tırmanabilmenin yolu ise küçük sürprizlerden geçiyor. Ona beklemediği bir anda hediye alabilir ya da ufak bir tatil kaçamağı ayarlayabilirsiniz. Bu sayede ilişkinize de heyecan katmış olacaksınız. 

    Bir derdim var : ( Diyorsanız Tıklayın !

    Mutlu Bir Evliliğin Sırları Nelerdir? | 3

    Kavgaları Uzatmayın! 

    Öncelikle geçmişe sünger çekmeyi öğrenemeyen çiftler hiçbir zaman huzurlu olamaz ve sürekli kavga eder. Eşimle sürekli kavga ediyoruz diyorsanız ters giden bir şeyler var demektir. İnsanlar farklı fikirlere sahip olsa da karşısında olan kişinin düşüncelerine saygı duymalı. Yapılan kavgalar asla uzatılmamalı ve tekrar açılmamak üzere çözüme kavuşturulmalıdır. Aksi durumda her iki tarafta zarar görür ve yıpranır.

    Karımla sürekli kavga ediyoruz diyorsanız sabırlı bir şekilde ona ne istediğini sorun ve buna uygun bir şekilde hareket edin.

    Her şeyden önce hangi tür erkekle evlenilmez ya da hangi kadınla bir yuva kurulmaz konusunda bilgi sahibi olunmalıdır. Evlilik hayatta attığınız en büyük adımdır. 

     Mutlu Bir Evliliğin Sırları Nelerdir? | 4

    Evliliği Kurtarmanın Etkili Yolları Tıklayın !

    Sonsuza kadar devam edecek evlilik için 9 sır Tıklayın !

    İlişkim Kötüye Gidiyor Ne Yapmalıyım? Tıklayın !

    Erkekler Hangi Kadınlardan Hoşlanır? Nasıl Erkekler İle Evlenilir? Tıklayın !

    Nasıl Bir Erkekle Evlenmeli? Tıklayın !

  • Evlilikte Yaşanan Sorunlar

    Evlilikte Yaşanan Sorunlar

    Evlilik iki kişinin aynı hayatı paylaşmak için attıkları en önemli adımdır.  Her ilişkide olduğu üzere evlilikte bir takım sorunlar yaşanabilir. Önemli olan bu sorunlara yapıcı bir şekilde yaklaşmak. Büyük sorunlar olmadığı sürece dalgalanan deniz her zaman için durulur ve huzurlu evlilikler batmadan yoluna devam eder.

    Yaşanan sorunlardan biri evlendikten sonra eşlere köle gibi davranmak. Bu durum daha çok erkeklerin kadınlara uyguladığı kötü bir muamele. Eşim beni ailemle görüştürmüyor diyen kadınlar kendilerinden ödün verdikleri için bu sorunu yaşamakta. Yapılması gereken basittir. Birey olarak aile görüşmek ya da çarşıya çıkmak, arkadaşlar ile buluşmak sadece sizin karar algınız çerçevesinde şekillenebilir. Eşiniz bile olsa bu durumda size izin verme gibi bir yetkisi bulunmaz. 

    Bir derdim var Diyorsanız Tıklayın !

    Evlilikte Yaşanan Sorunlar | 5

    En çok şikayet edilen durumlardan biri ise şiddet. Eşim bana şiddet uyguluyor ne yapmalıyım konusunda düşünmenize bile gerek yok. Kadın cinayetleri bu gibi sorunlar ile başlıyor. Kadınlar bu durumda asla sessiz kalmamalı. Yapılacak şey basittir; kendi hayatınızın önemli olduğunu asla unutmayın. Bu kişiye dava açın ya da yetkili mercilere başvurun. Eşim aşırı kıskanç ne yapmalıyım diyenler ise düzgün bir şekilde yüz yüze konuşma yoluna gitmeli. Kıskançlık herkesin hoşuna gider. Ancak aşırı kıskanmak her iki tarafa da zarar verecektir.

    Eşim beni aldatıyor ama boşanmak istemiyorum ise tamamen bir tercih konusudur. Bir kere aldatan kişi bunu her zaman tekrar eder. Karar vermek size kalmış bir süreç olsa da uzatmanın çok da faydası olmayacaktır.

    En Sık Rastlanan Evlilik Sorunları Nelerdir? Tıklayın !

    Kocam Beni Aldatıyor mu? Tıklayın !

    İlişkilerin Zehri Aşırı Kıskançlık Tıklayın !

    Şiddet gören kadınların yapması gerekenler Tıklayın !

    Evlilik Problemleri Nasıl Aşılır? Tıklayın !

    Sağlıklı bir evlilik nasıl olmalıdır? Tıklayın !

  • Evlilik öncesi stres

    Evlilik öncesi stres

    Evlilik öncesi strese neden olan konular

    Evlilik kararı ve evlenme zamanına kadar geçecek olan süre ve yapılacak hazırlıklar strese sebep olur. Klinik Psikolog Sevil Usanmaz, “Her yeni durum ve karşılaşacağımız sorunlar ve uyaranlar stres nedenidir ve bir tepkiyle yanıtlanır” diyor. Stres karşısında göstereceğimiz tepki aslında değişime uyum sağlamaya yöneliktir. Hazırlıklar esnasında stresle baş etme yöntemlerini kullanabilirsek sorunların üstesinden daha kolay gelebiliriz.

    İdeal evlilik nedir?

    Evliliğe giden yolda çiftler zaman zaman ara yollara saparak amaçlarından uzaklaşabiliyorlar. En ufak bir problem ortalığı savaş alanına çevirebiliyor. Satın alınacak kanepenin rengi aslında yaşamınızı temelden etkilemeyecek bir konu olduğu halde her nasılsa bu dönemde kendinizi müstakbel kocanızla ilgili korkunç planlar yaparken bulmanıza neden olabiliyor. Unutmayın, siz evleniyorsunuz ve aslında ikiniz de aynı tarafta duruyorsunuz. Hiç de hayati olmayan bir konuyla ilgili alınacak bir kararda bile soğukkanlılığınızı kaybedecek noktaya gelmeniz, anlaşamadığınızı değil, üzerinizdeki yoğun baskılardan kaynaklanıyor. Gelinlik seçimi, evin dekorasyonu, davetli listesi, nikah şekeri gibi evlilik öncesi dönemde önem kazanan işlerin aslında birbirinizi kırmaya değecek şeyler olmadığını geriye dönüp baktıktan sonra fark ediyorsunuz. Aslında ne gelinliğinizin modelini ne de nikah şekerinizi davetlilerden hiçbiri bir süre sonra hatırlamayacaktır. Ama bir ömrü birlikte geçireceğiniz insanın kırılan kalbini onarmanız çok daha zor olacaktır.

    Stres ve gerginlik bazen öyle noktalara gelir ki, hayatınızın en güzel hatırası olması gereken düğününüzü bir kabus gibi yaşar ve tadına varamazsınız. Şunu unutmamak gerekiyor ki mükemmel ilişki yoktur. Herkes kendi kişilik sınırları içinde ve kendi doğrularıyla yaşar, ilişkilerini de bunlara göre seçer. Bir ömrü birlikte geçirmek için çiftlerin karbon kopya olması gerekmez.

    Evlilik kararını aldıktan sonra neler değişiyor?

    Evlilik; eğitimleri, öğrenimleri, kültürleri, örf ve adetleri farklı ailelerde yetişmiş, geçmiş hayat deneyimleri, zevk ve hoşlanımları farklı olan iki kişinin hayatlarının geri kalan bölümünü birlikte yaşamaya karar vermesidir. Böylece iki kişi birlikte bir aile kurarken birbirlerinin ailesini de kabul eder ve hatta iki aileyi birleştirir, buluşturur.

    Anadolu Sağlık Merkezi’nden Klinik Psikolog Sevil Usanmaz, evlilikte yetişkin iki insanın hem birbirlerinin ruhsal, psikolojik, sosyal ve fiziksel gereksinimlerini karşılamalarının, hem de ekonomik bir denge kurmalarının beklendiğini söylüyor. Hiç şüphesiz sadece bununla kalmayıp arkadaş, iş çevresi ve dostları paylaşmak, çocuk yetiştirmek gibi bir çok konuda uzlaşmak durumunda kalacaklardır.

    Evlilik, tarihsel süreç içinde bakıldığında 4000 yıllık bir toplumsal kurumdur. İnsanların toplumsal hayata geçişleri ile başlayan, insanın oluşturduğu bir kültür kurumudur. Evliliğe hazırlık aşamaları soyal ve kültürel nedenlerle farklılıklar gösterir. Ancak bütün farklılıklara rağmen yaşanan stres ve sorunların benzer olduğu görülüyor.

    Bir kişi evliliğe hazır olup olmadığını nasıl anlayabilir?

    Evlilik için gerçekten hazır mısınız ? Evlilik için yeterli fiziksel, zihinsel, sosyal olgunluğa, yetişkinlik yaşına ulaşmış olmak gerekiyor. Dünya sağlık örgütü WHO yetişkinliğe geçiş yaşını 25 olarak kabul ediyor. Kişiliğin olgunlaşması ve evlilikle ilgili sorumlulukların üstlenilmesi için ergenlik döneminin son bulması, hayata bakışın, beklentilerin neler olduğu ve tercihler konusunda fikirlerimizin netlik kazanması gerekiyor.

    Kendinizin evliliğe hazır olup olmadığınızı anlamak için Evliliğe hazır mısınız? yazımızı okuyabilirsiniz… Eğer partnerinizin evliliğe hazır olup olmadığını anlamak istiyorsanız da Sevgiliniz evliliğe hazır mı? yazımızı okuyun.

    Evlilik öncesi stresle nasıl mücadele edilir?

    Klinik Psikolog Sevil Usanmaz evlilik öncesi stresle baş etmenin yöntemlerini üçe ayırarak anlatıyor.

    Zihinsel mücadele yöntemleri
    Mükemmeliyetçi düşünce biçiminden -ya hep ya hiç –vazgeçmek
    Genellemelerden – ona olan bana da olur – vazgeçmek
    Olumluya odaklanmak, olumsuzdan vazgeçmek
    Hemen sonuca varmaktan – küçük olaylardan büyük sonuçlara varmaktan vazgeçmek

    Davranışsal mücadele yöntemleri
    Yapılacak işle ilgili önceden plan yapmak, işi ve zamanı programlamak
    Sorunu çözmek için bilgimizin yeterli olup olmadığını gözden geçirmek
    İşin bitirilmesi ile ilgili yardım istemek, dost yardımı veya profesyonel yardım almak
    Stresi artıran durumdan kaçınmak ya da stres yaratan kişi ile konuşmak
    Ulaşım için trafiğin yoğun olmadığı saatleri seçmek
    Dinlenmeye özen göstermek
    Gevşeme egzersizleri yapmak
    İletişimi artırmak, önce karşımızdakinin söylediğini iyi dinlemek

    Duygusal yöntemler
    Kendine ve insanlara güvenmek
    Ne istediğinden emin olmak, sık sık fikir değiştirmemek
    Beklentileri gözden geçirmek, mümkün olamayanlardan vazgeçmek
    Haklı mı? Mutlu mu? olmak istediğimize karar vermek
    Ev hazırlığı, düğün hazırlığı, nikah, davetiye, gelinlik vb konuları son hafta ya da son günlere bırakmamak
    Düğün günü bazen küçük ayrıntılar büyük streslere neden olabilir, bunları önceden gözden geçirmek
    Balayı ya da ilk gece ile ilgili bilgi almak

    Unutmayın; aileler ve evlenecek çiftler birbirlerine sevgi, anlayış ve hoşgörü ile yaklaşır ve birbirlerini dikkatli ve iyi dinlerlerse olumsuz yaşantılar ve yükler olmaz…

  • Evlilik problemlerinizi çözecek tatil planı

    Evlilik problemlerinizi çözecek tatil planı

    Her şeyi denemiş ve hiçbiri işe yaramıyormuş gibi görünse de evliliğinizi sürdürmek için standartlarınızı zorlamak zorunda olduğunuzu da unutmamalısınız. Kısa bir tatil, bir yandan problemleriniz ve çözümleri üzerine yoğunlaşmanızı sağlarken diğer yandan hoş atmosferin de tadını çıkarmanıza sebep olacak.

    İkinizin de gitmek için hevesli olduğu bir destinasyon seçin
    Bütçenize uyan ilginç yerlerin bir listesini yapın. Bu listeye pozitif duyguları uyandırmak için balayınız ya da ilk tatiliniz gibi eski romantik anılarınıza sahne olmuş yerleri de dahil edin. Uzlaşmanıza zemin olabilecek ve merakınızı uyandıran sıcak noktalar da olabilir. Maddi durumunuzun tatile çıkmanızı engellemesine izin vermeyin. Eğer çok uzaklaşamıyorsanız, daha yakın bir bölgeye de gidebilirsiniz, yeter ki kendinize birlikte biraz uzaklaşma şansı yaratın.

    Tatildeki “terapi” seansları için temel kurallar belirleyin
    İki tarafın da kaçamaması için tatil esnasında hangi sorunların masaya yatırılacağına karar verin. Anlamsız tartışmaları evde bırakmaya ve pozitif iletişim için çaba harcayacağınıza dair bir anlaşma yapın. Evlilik problemlerinizle birebir alakadar olmadığı sürece çocuklar ya da iş hakkında konuşmayı kendinize yasaklayın. Tatile ne amaçla çıktığınızı aklınızdan çıkartmayın.

    İlişkinize yeniden hayat katacak aktiviteler planlayın
    Evliliğinizle ilgili sorunlarınızı çözmek için çıktığınız tatil sadece bundan ibaret de olmamalı. Bazen yoğun iş hayatı ve ev hayatını bırakmak tek başına ilişkinin seyrini iyileştirebilir. Gittiğiniz yerdeki görülmesi gereken yerlerin bilgisini önceden edinmek, oradayken değişiklikler yapmanıza ve daha iyi vakit geçirmenize yardımcı olacaktır.

    Yeni hatıralar yaratmaya yoğunlaşın
    Bu tatili evliliğinizi yeniden inşa etmek ve geleceğinizi birlikte planlamak için bir şans olarak kabul edin. Eski anıları anmak işe yarayacağı gibi yenilerini yaratmak için uğraşmak amaca daha yönelik olacaktır. Bol bol fotoğraf çekmek ve kendinize hatıralık küçük hediyeler almak geçirdiğiniz bu güzel günleri unutmamanızı sağlayacak.
    Ekstra desteğe ihtiyacınız var ise bir ‘çiftler tatili’ düşünebilirsiniz. Bir diğer çift ile tatile çıkmak havadaki gerginliği yumuşatabilir. Grup aktivitelerini de garantiye alabileceğiniz böyle bir tatil, bir çift olarak takım ruhunu geri kazanmanızı sağlayabilir ki bu da zorluk ve problemlerin üzerine el ele ve daha güçlü yürümenize yarayacaktır.

    İpuçları:
    Tatilinizi, yıldönümünüz gibi önemli tarihlere yakın seçmeniz tüm olaya daha büyük anlam katabilir.

    Bu tatile ‘ikinci balayı’ gözüyle bakmak onu çok daha çekici ve romantik kılacaktır.

    Uyarı:
    Tatilin esas amacına uyup problemlerinizi çözmek gibi bir niyetiniz yoksa, en baştan katılmamanız daha doğru olacaktır.

  • Mutlu evlilik ve kuralları

    Mutlu evlilik ve kuralları

    Mutlu ve sorunsuz bir evlilik, bu kuruma adımını atmış çiftler için en önemli tercihtir. Ancak ister evlilik olsun ister beraberlik, başarılı bir ilişki göründüğü kadar kolay değildir. Karmaşık bir yapıya ve hassas dengelere dayalı olan kadın-erkek ilişkisinin başarısıysa, uzmanların tavsiye ettiği bir takım basit ama önemli kurallara uymakla mümkün.

    Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED) Genel Başkanı Dr. Cem Keçe, insanın doğuştan yarım ve yalnız olduğunu ifade ederken, evliliğin aslında kişinin kayıp olan yarısını bulma arayışı olduğuna dikkat çekti. Evliliği tamamlanmak, bütünleşmek ve bütünlenmek olarak tanımlayan Dr. Keçe, evlilik kurumunu kişilerin kendini güvende hissetmek amacıyla oluşturduğu bir olgu olarak açıkladı. Dr. Keçe şunları kaydetti:

    “GÜVEN YOKSA EVLİLİK DE YOK”

    “Bu kurumun amacı bütünleşme arzusudur. Çünkü insanoğlu annesi ile bir bütün olarak ana rahminde gelişir. Bu bütünlük duygusu anneyle bir olma isteğidir. Anne rahminde kişi kendini güvende ve cenneteymiş gibi hisseder. Fakat annenin rahminden çıktığında insan o duyguya yeniden kavuşmak ister. İşte sağlıklı ve mutlu bir evlilik, bu bütünlük duygusunu verdiği için kişiye güveni hissettirir. Ama güven yoksa bu takdirde hırçın ve çaresiz hissettirir. Bu yüzden evlilikler çoğu zaman insanı ya hırçın ve çaresiz ya da huzurlu ve mutlu kılar.”

    Peki evlilik nasıl çatışmaya dönüşüyor? Dr. Keçe bunu iki olguya bağlıyor:

    İÇ SESİNİZE TAKILMAYIN, ANLATIN!

    “Bir insanı iki olgu rahatsız eder. Biri kendi iç sesidir. Diğeriyse başkalarının onun hakkında söyledikleridir. Bunu evliliklere de uyarlayabiliriz. Evliliklerde de kişiler eşleri hakkında iç seslerine ve eşlerinin kendilerine sarf ettiği sözlere ve yaptıklarına kafalarını çok takarlar. Bununla birlikte hem kendilerini hem de eşlerini suçlamaya başlarlar. Bir insanı mutlu eden de iki olgu vardır: Anlatmak ve anlaşılabilmek… Eğer evlilikte çatışma başlamışsa karı-koca ne dertlerini birbirlerine anlatabilirler ne de anlaşıldıklarını düşünebilirler. Bu nedenle kendilerini güvende hissetmezler. Demek ki iç seslere kulak vermek ya da düşüncelerinizi içinize hapsetmek yerine anlatabilmek ve de doğru bir şekilde anlaşılabilmek çok önemli.”

    Dr. Keçe, evliliğin yolunda gitmemesinin en önemli nedenlerini, birbirini suçlayıcı tavır alma, küçümseme, saygısızlık, sürekli kendini savunma, iletişimsizlik ve saldırganlık olarak sıralıyor.

    Peki mutlu bir evliliğin kuralları nedir? Dr. Keçe 10 altın kuralı şöyle açıklıyor:

    İŞTE MUTLU EVLİLİĞİN 10 ALTIN KURALI

    1- Bankada bir hesap açtığınızı düşünün. Bu hesaba ne kadar mutlu an yatırırsanız ilişkiniz de o kadar mutlu ve uzun ömürlü olur. Amacınız hesabınızı mutlulukla doldurmak olmalı.
    2- Birbirinize olan ilgisizliğinizin nedenini bulun. Kıskançlıklar, hep bir arada olma, ilginin çocuklara kayması, maddi sorunlar, evlilik sorumluluklarının ağır gelmesi ve gerçekçi olmayan beklentiler çiftin birbirlerine olan ilgisini azaltabilir.
    3- Aklınızda bir anahtarlık hayal edin. Anahtarlığınıza koşulsuz sevme, anlayış, hoşgörü, arkadaş olabilme, samimiyet, şefkat, emek, sabır ve fedakarlık anahtarlarını takın. Anahtarlığa takılan tüm bu olgular mutlu evliliğin kapılarının altın anahtarlığını barındırır.
    4- Sevgiliyken yaptıklarınızı tekrarlayın. Çiftler her nedense evlenince, toplumun onlara yüklediği roller doğrultusunda evlilik sürecine sevgililiği birbirlerine yakıştıramazlar. Böylece kısa süre önce sevgiliyken yaşadıkları güzel paylaşımları evliliklerine taşıyamazlar. Hatta flörtü evliliğin doğal süreci olarak görmeme eğilimi hâkim olur. Oysaki insanları değiştiren evlilik değil evliliğe bakış şekilleridir. Evlilikle birlikte sevgiliyken yaptıkları davranımlardan uzak duran çiftler zaman içerisinde hayatın onlara sunduğu monotonluğu yaşar ve sevgilerini, paylaşımlarını sorgulamaya başlarlar. Halbuki sevgiliyken yapılan küçük paylaşımların devam etmesi ilişkiyi ateşler. Kişilerin kendilerini daha iyi hissetmesi ve tutkularının devam ettiğini görmek kişileri birbirine bağlar. Eski tutku ve sevgilerinin devam ettiğini görmek ayrıca yeni paylaşımların artmasına da neden olur.
    5- Eşinizin bir konu hakkındaki fikirlerine ya da hayallerine değer verin. Katılmasanız dahi onun ortaya koyduğu fikirlere saygı duyun ve sonuna kadar dinleyin.
    6- Evliliğinizi monotonluktan kurtarmak için yenilikler yapın. Kaliteli zaman geçirmek için olanaklar yaratın. Ona beklenmedik küçük sürprizler yapın. Özel bir gün olmasa dahi ona küçük bir hediye alın. Birlikte vakit geçirmek için fırsat kollayın. Ortak zevklerinize uygun paylaşımlar yaratın.
    7- İlgi çekmek için ilişkinize gizem katın.
    8- Narsistik gereksinimlerinizi karşılayın. Kendinizi sevin ve beğenin.
    9- Eşinizi fark edin. Onun saçını boyadığını, zayıfladığını, sizin için yaptığı küçücük de olsa özel bir şeyi görün ve takdir edin.
    10- Öfkelendiğinizde asla şiddete başvurmayın. Mola verin, ortamı terk edin, duş alın ve uyuyun. Müzik dinleyin. Kavganızın dozajının yükseldiği anda nefes alıp vererek gevşeyin. Çatışmalarınızı yıkıcı değil yapıcı olarak ele alın. Kişisel eleştiri değil davranışsal eleştiri yapın. Kendinizi onun yerine koyun ve empati yapın.

    Aile, Evlilik ve Çocuklar ilgili konular için tıklayın !

  • Gelin Kaynana Problemi

    Gelin Kaynana Problemi

    İşte bu duygu biraz abartılmaya başlandığında gelin-kaynana çatışması yavaş yavaş kendini göstermeye başlar. Tabii bu durum her zaman böyle olmaz…

    Bazı kaynanalar vardır gelinleri için yemekler yapar, hediyeler alır, aldığı kararları sonuna kadar destekler, kızlarından ayırt etmezler. Bazıları da gelinleri ne yaparsa yapsın yanlış olduğunu, doğru düzgün çocuk bakamadıklarını, yemek yapamadıklarını, eşlerine gereken özeni gösteremediklerini düşünür ve oğullarını da bu şekilde etkilemeye çalışırlar.

    Gün geçtikçe çocuklaşan yaşlı insanları değiştirmek pek de mümkün olmadığı için bizim onlarla iyi geçinmeyi öğrenmemiz ve hayatlarımızı altüst etmelerine izin vermememiz gerekir.
    İşte size kaynananızla iyi geçinmeniz için altın kurallar…

    Eşinizle sıkıntılarınızı paylaşın

    Eğer kaynananızla aranızda çözemediğiniz sorunlarınız varsa ve eşiniz sizin neler hissettiğinizi anlamazsa annesini sevmediğinizi, istemediğinizi ve sebepsizce sorun çıkarttığınızı düşünebilir. Onunla düşüncelerinizi ve yaşadıklarınızı paylaşın ama unutmayın konuştuğunuz kişi eşinizin annesi. Ona duygularınızı anlatırken annesini aşağılamak yerine olayları daha sakin ve açıklayıcı şekilde ele alın. Örneğin eşinizin annesi sizi bilinçli bir şekilde misafirlerinizin önünde küçük düşürdü ve zor anlar yaşamanıza neden oldu. Bunu eşinize anlatırken “Annen çok kötü kalpli, ondan nefret ediyorum, yüzünü görmek istemiyorum, bizden uzak dursun, mutsuz olmamızı istiyor.” yerine kabalaşmadan ve onu incitmeden duygularınızı aktarmaya çalışın.

    Empati kurun

    Eşinize, kendi anneniz hakkında neler düşündüğünü sorun. Eğer her ikinizde duygu ve düşüncelerinizi paylaşırsanız birbirinize karşı daha dürüst bir şekilde fikirlerinizi söylersiniz. Onun da sizin annenizin bazı hareketlerinden hoşlanmadığını bu konuşma içinde öğrenirseniz, eşinizin ne kadar sabırlı ve bir o kadar da iyi bir oyuncu olduğunu fark edebilirsiniz. Aile içinde duygularınızı bu şekilde saklamak bazen olayları büyütmemek adına iyi olabiliyor.

    Kibar olun

    Ona biraz zaman tanıyın. Onun her normal insan gibi problemlerinin olabileceğini, yaşadığı olayların bir yansıması olarak bu şekilde aksi davranabileceğini göz önünde bulundurun. Emin olun siz ne kadar kibar ve anlayışlı olursanız her şey size pozitif olarak dönecektir. Onların yaşlandıkça çocuklaştığını da aklınızın bir ucunda tutun. Göreceksiniz bu dip not onunla olan ilişkinizdeki kızgınlıkları en az düzeyde yaşamanızı sağlayacaktır.

    Onu tanımaya çalışın

    Onunla kaliteli vakit geçirmeye ve onu daha yakından tanımaya çalışın. Size karşı tavırlarına, yaptığı davranışlara sinirlenip ve hatta bunu onunla konuşmadan doğrudan eşinize şikâyet etmeyin. Onunla ilgili sıkıntılarınızı direk ona aktarın ve ne kadar üzüldüğünüzü belli edin. Neden bu şekilde davrandığını, sorunlarını, üzüntülerini konuşmaya ve anlamaya çalışın.

    Hediye verin

    Tüm kadınlar hediye almayı çok sever. Doğum günlerinde, yılbaşlarında, yıldönümlerinde, anneler gününde… Belki de kaynananızla yaşadığınız sıkıntılardan, ona aldığınız bir hediye sayesinde kurtulacaksınız. Örneğin ona doğum gününde eşinizle birlikte aldığınız hediye haricinde, gerçekten ihtiyacı olan çok özel bir hediye alırsanız kendini özel ve değerli hissedecek ve sizin ona gerçekten değer verdiğinizi düşünecektir.

    Sabredin

    Onun sizi sevmediği apaçık ortada, siz de onu sevmiyorsunuz bunu biliyorsunuz. Ama bu onun sizi, sizin de onu hayatınız boyunca görmeyeceğiniz anlamına gelmiyor. Unutmayın o sizin eşinizin annesi ve anneler herkesin hayatında önemlidir. Mesela eşiniz hafta sonu ailece onu görmeye gitmeyi istediğinde itiraz etmeyin ve öfkelenmeyin. Ziyarete gittiğinizde hafta sonunu orada geçirdiğinizden dolayı öfkelenip bunu kaynananıza yansıtırsanız sizden daha da nefret etmesine neden olursunuz.

    Yapmacık olmayın

    Asla yapmacık davranmayın. Yaşı gereği hayat deneyiminden dolayı her şeyin farkında olacaktır. Siz onu sevmediğinizden emin olduğunuz halde onu seviyormuş ve aranızda hiçbir probleminiz yokmuş gibi davranırsanız şüphelenecek ve ilişkiniz daha da samimiyetsiz bir hal alacaktır.

    Tavsiyeler

    • Çocuğunuz var ve eşinizin annesi onlara her zaman kibar ve nazik davranıyorsa bırakın sizi sevmesin, bunu sorun yapmayın. Ama eğer çocuklara sizi sevmediğinden dolayı kötü davranıyorsa onları en azından bir müddet olsun görüştürmemekte fayda vardır. Eşinizle bu konuyu çok ciddi bir şekilde konuşmalısınız.
    • Eğer 15 yıldan uzun bir süredir evliyseniz ve kaynananız sizi hala sevmiyorsa yapacak pek bir şey kalmamıştır. Ona kendinizi sevdirmeye çalışmayın ve bu şekilde yaşamaya alışın.
    • Kaynananızın eşinizle aranıza girmesine ve mutlu ilişkinizin eşinizin annesi yüzünden zedelenmesine asla izin vermeyin. Sürekli onun hakkında eşinize söylenmeyin. Eşiniz, annesiyle ilgili konuşmaya başlarsa ya da sizden daha dikkatli davranmanızı isterse öfkelenip yeni bir tartışma ortamı yaratmaktansa kibarca ve sakince konuyu değiştirin.
    • Ona savaş açmayın. Eğer öfkeyle ona “Senden nefret ediyorum, yüzüne bile görmek istemiyorum” gibi cümleler kurarsanız çok ileri gitmiş olur ve haklıyken haksız konuma düşersiniz.
    • Onun hayatınızı kontrol altına almasına asla izin vermeyin. Eğer gerçekten elinizden geleni yaptığınıza inanıyorsanız ve sizden hala nefret ediyorsa yapacak bir şey yok. Onunla geçirdiğiniz süre zaten çok uzun süreler değilse önemsememeye çalışın.
    • Siz onu sevmeseniz bile çocuklarınızı kesinlikle etkilemeye çalışmayın. Onlara büyük anneleri hakkında kötü şeyler söylemeyin. Hem bu durumda eşinizin de kalbini kırabilirsiniz.

  • Gelin-Kaynana Problemiyle Baş Etme Yöntemleri

    Gelin-Kaynana Problemiyle Baş Etme Yöntemleri

    İşte bu duygu biraz abartılmaya başlandığında gelin-kaynana çatışması yavaş yavaş kendini göstermeye başlar. Tabii bu durum her zaman böyle olmaz.

    Bazı kaynanalar vardır gelinleri için yemekler yapar, hediyeler alır, aldığı kararları sonuna kadar destekler, kızlarından ayırt etmezler. Bazıları da gelinleri ne yaparsa yapsın yanlış olduğunu, doğru düzgün çocuk bakamadıklarını, yemek yapamadıklarını, eşlerine gereken özeni gösteremediklerini düşünür ve oğullarını da bu şekilde etkilemeye çalışırlar.

    Gün geçtikçe çocuklaşan yaşlı insanları değiştirmek pek de mümkün olmadığı için bizim onlarla iyi geçinmeyi öğrenmemiz ve hayatlarımızı altüst etmelerine izin vermememiz gerekir.
    İşte size kaynananızla iyi geçinmeniz için altın kurallar…

    Eşinizle sıkıntılarınızı paylaşın

    Eğer kaynananızla aranızda çözemediğiniz sorunlarınız varsa ve eşiniz sizin neler hissettiğinizi anlamazsa annesini sevmediğinizi, istemediğinizi ve sebepsizce sorun çıkarttığınızı düşünebilir. Onunla düşüncelerinizi ve yaşadıklarınızı paylaşın ama unutmayın konuştuğunuz kişi eşinizin annesi. Ona duygularınızı anlatırken annesini aşağılamak yerine olayları daha sakin ve açıklayıcı şekilde ele alın. Örneğin eşinizin annesi sizi bilinçli bir şekilde misafirlerinizin önünde küçük düşürdü ve zor anlar yaşamanıza neden oldu. Bunu eşinize anlatırken “Annen çok kötü kalpli, ondan nefret ediyorum, yüzünü görmek istemiyorum, bizden uzak dursun, mutsuz olmamızı istiyor.” yerine kabalaşmadan ve onu incitmeden duygularınızı aktarmaya çalışın.

    Empati kurun

    Eşinize, kendi anneniz hakkında neler düşündüğünü sorun. Eğer her ikinizde duygu ve düşüncelerinizi paylaşırsanız birbirinize karşı daha dürüst bir şekilde fikirlerinizi söylersiniz. Onun da sizin annenizin bazı hareketlerinden hoşlanmadığını bu konuşma içinde öğrenirseniz, eşinizin ne kadar sabırlı ve bir o kadar da iyi bir oyuncu olduğunu fark edebilirsiniz. Aile içinde duygularınızı bu şekilde saklamak bazen olayları büyütmemek adına iyi olabiliyor.

    Kibar olun

    Ona biraz zaman tanıyın. Onun her normal insan gibi problemlerinin olabileceğini, yaşadığı olayların bir yansıması olarak bu şekilde aksi davranabileceğini göz önünde bulundurun. Emin olun siz ne kadar kibar ve anlayışlı olursanız her şey size pozitif olarak dönecektir. Onların yaşlandıkça çocuklaştığını da aklınızın bir ucunda tutun. Göreceksiniz bu dip not onunla olan ilişkinizdeki kızgınlıkları en az düzeyde yaşamanızı sağlayacaktır.

    Onu tanımaya çalışın

    Onunla kaliteli vakit geçirmeye ve onu daha yakından tanımaya çalışın. Size karşı tavırlarına, yaptığı davranışlara sinirlenip ve hatta bunu onunla konuşmadan doğrudan eşinize şikâyet etmeyin. Onunla ilgili sıkıntılarınızı direk ona aktarın ve ne kadar üzüldüğünüzü belli edin. Neden bu şekilde davrandığını, sorunlarını, üzüntülerini konuşmaya ve anlamaya çalışın.

    Hediye verin

    Tüm kadınlar hediye almayı çok sever. Doğum günlerinde, yılbaşlarında, yıldönümlerinde, anneler gününde… Belki de kaynananızla yaşadığınız sıkıntılardan, ona aldığınız bir hediye sayesinde kurtulacaksınız. Örneğin ona doğum gününde eşinizle birlikte aldığınız hediye haricinde, gerçekten ihtiyacı olan çok özel bir hediye alırsanız kendini özel ve değerli hissedecek ve sizin ona gerçekten değer verdiğinizi düşünecektir.

    Sabredin

    Onun sizi sevmediği apaçık ortada, siz de onu sevmiyorsunuz bunu biliyorsunuz. Ama bu onun sizi, sizin de onu hayatınız boyunca görmeyeceğiniz anlamına gelmiyor. Unutmayın o sizin eşinizin annesi ve anneler herkesin hayatında önemlidir. Mesela eşiniz hafta sonu ailece onu görmeye gitmeyi istediğinde itiraz etmeyin ve öfkelenmeyin. Ziyarete gittiğinizde hafta sonunu orada geçirdiğinizden dolayı öfkelenip bunu kaynananıza yansıtırsanız sizden daha da nefret etmesine neden olursunuz.

    Yapmacık olmayın

    Asla yapmacık davranmayın. Yaşı gereği hayat deneyiminden dolayı her şeyin farkında olacaktır. Siz onu sevmediğinizden emin olduğunuz halde onu seviyormuş ve aranızda hiçbir probleminiz yokmuş gibi davranırsanız şüphelenecek ve ilişkiniz daha da samimiyetsiz bir hal alacaktır.

    Tavsiyeler

    • Çocuğunuz var ve eşinizin annesi onlara her zaman kibar ve nazik davranıyorsa bırakın sizi sevmesin, bunu sorun yapmayın. Ama eğer çocuklara sizi sevmediğinden dolayı kötü davranıyorsa onları en azından bir müddet olsun görüştürmemekte fayda vardır. Eşinizle bu konuyu çok ciddi bir şekilde konuşmalısınız.
    • Eğer 15 yıldan uzun bir süredir evliyseniz ve kaynananız sizi hala sevmiyorsa yapacak pek bir şey kalmamıştır. Ona kendinizi sevdirmeye çalışmayın ve bu şekilde yaşamaya alışın.
    • Kaynananızın eşinizle aranıza girmesine ve mutlu ilişkinizin eşinizin annesi yüzünden zedelenmesine asla izin vermeyin. Sürekli onun hakkında eşinize söylenmeyin. Eşiniz, annesiyle ilgili konuşmaya başlarsa ya da sizden daha dikkatli davranmanızı isterse öfkelenip yeni bir tartışma ortamı yaratmaktansa kibarca ve sakince konuyu değiştirin.
    • Ona savaş açmayın. Eğer öfkeyle ona “Senden nefret ediyorum, yüzüne bile görmek istemiyorum” gibi cümleler kurarsanız çok ileri gitmiş olur ve haklıyken haksız konuma düşersiniz.
    • Onun hayatınızı kontrol altına almasına asla izin vermeyin. Eğer gerçekten elinizden geleni yaptığınıza inanıyorsanız ve sizden hala nefret ediyorsa yapacak bir şey yok. Onunla geçirdiğiniz süre zaten çok uzun süreler değilse önemsememeye çalışın.
    • Siz onu sevmeseniz bile çocuklarınızı kesinlikle etkilemeye çalışmayın. Onlara büyük anneleri hakkında kötü şeyler söylemeyin. Hem bu durumda eşinizin de kalbini kırabilirsiniz.