Etiket: evlilik korkusu

  • Evlilik korkusunun üstesinden gelmenin yolları

    Evlilik korkusunun üstesinden gelmenin yolları

    İçinde bulunduğumuz teknoloji çağı, her geçen gün daha fazla tüketim çılgınlığını aşılıyor. Bundan dolayı hem maddi hem de manevi kaynakları hızlıca tüketiyor ve bir başka şeyi tüketmek için yolumuza devam ediyoruz. Ne yazık ki tüketim çılgınlığından yaşadığımız ilişkiler de payını alıyor…

    Artık anne ve babalarımızın yaşadığı gibi uzun süreli evliliklerle karşılaşmamız oldukça zor. Kısa süren flörtler, daha birinci ayda biten evlilikler, evliliğe bir gün kala vazgeçilen düğün törenleri… Benzer haberleri bazen yakın çevremizden duyuyoruz bazen de birebir tecrübe etmek zorunda kalıyoruz.
    Büyük aşkların çabucak bitmesi, sonsuz mutlulukların bir dava ile sona ermesi evlenmeyi düşünen kişilerin de bu özel ve saygı duyulması gereken kuruma karşı mesafeli olmasına neden oluyor. Peki, her geçen gün artan evlilik korkusunu yenmek için neler yapılabilir? Gelin bu korkuyu kalplerinde hisseden kişilere yardımcı olabilecek ipuçlarını birlikte inceleyelim…
    * Korkularınızın yüzleşmeye çalışın
    Aileniz kötü bir evlilik yaptı ve yıllar boyu sağlıksız bir ilişkiyi yürütmeye çalıştı diye, sizin evliliğinizin de benzer olacağını düşünmeyin. Eğer evliliklerin sonunda hep mutsuz sonların olduğunu düşünüyorsanız, evliliğinizin sağlıklı ve mutlu bir şekilde yürümesini sağlayacak durumların listesini oluşturmaya çalışın. Bir kağıt ve kalem alarak korkularınıza neden olan tüm senaryoları yazın ve bu kötü durumları nasıl düzeltebileceğinizi belirlemeye çalışın.
    * Doğru kişiyi seçip seçmediğinizden emin olun
    Hayatınızın geri kalanını bir arada geçireceğiniz kişi hakkında neler biliyorsunuz? Uzun bir flört dönemi mi yaşadınız yoksa her şey bir anda mı oluverdi? Evlilik konusunda partneriniz size baskı mı yapıyor? Bu soruların cevaplarını detaylı bir şekilde düşünmenizde fayda var. Eğer istemediğiniz bir yolda, doğru olmadığını düşündüğünüz bir kişiyle ilerliyorsanız mutsuz olmanız oldukça yüksek. Yanında olmaktan bir an bile sıkılmayacağınız, kendinizi onsuz eksik hissettiğiniz kişiyle yapacağınız evlilikle mutlu ve huzurlu yıllar geçirebilirsiniz.
    * Evliliğiniz süresince iniş ve çıkışlar yaşayabileceğinizi unutmayın
    Her ilişkide olduğu gibi evlendikten sonra da mutlu ve mutsuz zamanlar yaşamanız olası. Hem kendinizin hem de partnerinizin mükemmel olmadığını aklınızdan çıkarmamanızda fayda var. Birlikte geçireceğiniz neşeli ve huzur dolu günlerin yanı sıra göğüs germeniz gereken zor zamanlarında olacağını unutmayın. Dolayısıyla partnerinizin ve yaşadığınız ilişkinin farkına vararak birlikte yürüyeceğiniz bu yolda karşılaşabileceğiniz zorluklara hazırlıklı olmanız oldukça önemli.
    * Geleceğinizi birlikte planlamaya çalışın
    Evlenmeden önce partnerinizle açıkça konuşarak geleceğe dair planlarınızı birlikte yapmaya özen gösterin. Çocuk sahibi olma fikrinden tutun da çiftlerin evlilikteki çalışma hayatına kadar aklınıza gelen her konu hakkında soru işaretlerini ortadan kaldırmaya çalışın. Mutlaka bazı soruların cevabı evlilik boyunca şekillenecektir ama en azından bir ön konuşma yapıyor olmak bile her iki tarafında aklında geçenleri anlamasın ve tarafların yakınlaşmasına neden olabilir.

  • Cinsel Olarak Başarısız Olma Endişesi Evlilikten Soğutuyor

    Cinsel Olarak Başarısız Olma Endişesi Evlilikten Soğutuyor

    CİSED ONURSAL BAŞKANI DR. CEM KEÇE: “MUTSUZ BİR AİLEDE BÜYÜYENLER EVLENMEKTEN KORKUYOR!”

    Evlilik korkusu , kişinin geçmiş çocukluk yaşantılarında maruz kaldığı çatışmalar ve çevresinde veya ailesinde yaşadığı olumsuz evlilik örneklerinden edindiği bilgiler doğrultusunda geliştirdiği psikolojik bir bağlanma korkusudur. Farklı geçmiş, farklı kültür ve farklı ailelerde yetişen kişiler karşı tarafa bağlanarak kendilerini çok zorlu ve çatışmalı olabilecek evlilik kurumun içine sürüklemek istemezler. Yani bir nevi kendilerini korumak isterler.Cinsel Sağlık Enstitü Derneği (CİSED) cinsel terapistleriTürkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, evlilik korkusu yaşayan kişilerin sayısının her geçen gün arttığına dikkat çekti ve evlilik korkusunu tartışmaya açtı. İşte çok çarpıcı başlılar…

    MUTSUZ BİR AİLEDE BÜYÜYENLER EVLENMEKTEN KORKUYOR!

    Boşanamama fikrinin kişileri evlilikten soğuttuğuna dikkat çeken CİSED Onursal Başkanı Dr. Cem Keçe; “Ülkemizde dini, ahlaki, ailevi, kültürel ve çevresel baskılar boşanmayı zorlaştırıyor. Evlenen çiftlerin ne olursa olsun boşanmamaları gerektiğinin düşünülmesi, daha iyi eş bulma beklentisi, adayları, ekonomik, kültürel ve eğitim alanında sürekli başkalarıyla kıyaslamak ve düğün, nişan gibi geleneksel uygulamaların getirdiği stresin yoğun olması kişileri evlilikten uzaklaştırıyor ve korkutuyor. Hele kişinin ailesinde anne ve babasının mutsuz ve sürekli tartışıyor olması veya kişinin çevresinde yaşayan evli çiftlerin kavgalarına ya da tartışmalarına şahit olması bu korkuyu ağırlaştırıyor. Mutsuz bir aile ortamı evlilikten soğutuyor. Böylece uzun süre yalnız yaşayan ve başka biriyle birlikte yaşamayı kabul etmekte zorlanan kişi, kendisinin de mutsuz bir evliliği olacağına inanmaya başlıyor, evlenmekten vazgeçiyor ve evlilik kurumuna olan ilgisini azaltıyor. Kişinin evlilik sorumluluğundan korkması ve sorumlulukları yerine getiremeyeceğine inanması, ortak yaşamın avantajları yerine dezavantajlarına odaklanması, uzayan eğitim hayatı, özgürlüğe düşkün olma, evlenmeyi ve eş bulmayı kolaylaştıran geleneksel arabuluculuk sistemlerinin giderek azalması ve modern yöntemlere güvenilmemesi, yanlış eş seçme korkusu, cinsel olarak evlilikte başarısız olma endişesi, cinsel mitler ve cinsel travmalar, farklı cinsel tercih ve yaşam tarzı, daha önce evlenip boşanmış olmak, iyileşmemiş aşk acısı, platonik aşk yaşıyor olma, ebeveynlere çok bağlı olma ve evliliğin olumsuzluklarını gündemde tutan medyanın varlığı da diğer evlenme korkusu nedenleri arasında sayılabilir.” dedi.

    CİNSEL OLARAK BAŞARISIZ OLMA ENDİŞESİ EVLİLİKTEN SOĞUTUYOR!

    Cinsel olarak başarısız olmaktan endişe duyan kişilerin evlenmekten korktuğunu ifade eden CİSED Genel Başkanı Doç. Dr. Cebrail Kısa; “Ülkemizde cinsel hayatı aktif olan her on kadından sekizi, her on erkekten yedisi hayatının bir döneminde cinsel sorunlar yaşıyor. Başta sertleşme sorunu ve vajinismus olmak üzere, cinsel sorunlar çığ gibi büyüyor ve toplumsal yapımızda telafisi çok zor olan yaralar açıyor ve başarısız olma korkusuyla kişileri evlilikten soğutuyor.” dedi.

    EVLİLİK ÖNCESİ EĞİTİM ŞART!

    Evlenme korkusunu yenmek için kişinin hem kendine hem de başkalarına güvenmesi ve doğru bilgilere sahip olması gerektiğini vurgulayan CİSED Yönetim Kurulu Üyesi Psikolog Kemal Özcan; “Tüm canlılarda olduğu gibi insanlarda soylarını devam ettirmek isterler. Bu durumun, toplumca onaylanan dini, ahlaki, sosyal ve kanuni yolu evliliktir. Evlenebilmek için kişinin birey olacak olgunluğa erişmesi ve ailesine olan bağımlılığından kurtulması gereklidir. Bunu başaramayan biri için evlilik ve anne-baba olma sorumluluğu ağır gelebilir. Bu durumdaki bir kişi, kendine karşı dürüst olmalı, sonradan pişman olacağı bir hayatı sürdürmekte ısrar etmemeli, evlenme aşamasına gelmeden önce tüm belirsizlikleri konuşmalı, sağlıklı ve doğru kaynaklardan bilgi edinmeli, düzenli hayatın ve sağlıklı cinselliğin insanın doğasına uygun olduğu veya evliliğin yakınlık ve güven ihtiyaçlarını karşıladığını bilmelidir. Bunun tek yolu Evlilik Öncesi Cinsel Danışmanlık ve Rehberlik Hizmetleri ve Evlilik Öncesi Anne, Baba ve Eş Eğitimleri almaktır. Ülkemizde bu eğitimleri verecek kişi, kurum ve kuruluşlar mevcuttur.” dedi.

  • Evlenmekten Neden Korkuyorum?

    Evlenmekten Neden Korkuyorum?

    Çoğumuz “artık evlenmek istiyorum” diye söylenip durur. Fakat evlilik olayı kesinleşince birden evlenme korkusu oluşur… Peki, bunun bilimsel bir sebebinin olduğunu biliyor musunuz?

    Evlilik, yüzyıllardır kutsal kurum olarak adlandırılan başta kadınlar olmak üzere çoğu insanın hayallerini süsleyen, hayatın merkezine konulan ve pek çok şey kendisine göre şekillendirilen kurum.

    Ancak önceki kuşaklar için genelde bir kere olan ömür boyu sürmesi düşünülen ve daha az sorgulanan evlilik artık bir yandan da bir korku halini aldı.

    Metropol hayatı ve insanların genelde uzun süre yalnız yaşaması da evlilik korkusunu arttıran sebepler arasında.

    Peki evlilik hala kutsal bir bağ mı yoksa artık sadece bir görev bir sorumluluk, yaşın ve hayatın beraberinde getirdiği bir alışkanlık mı?

    Evlilik sezonuna girdiğimiz bu aylarda Reem Nöroloji Merkezi’nden Uzman Nörolog Mehmet Yavuz, evlilik korkusu hakkında tüm merak edilenleri anlattı.

    Evlilik korkusu nedir?

    Uzman Dr. Mehmet Yavuz’a göre evlilik korkusu, kişinin çevresinde ve ailesinde yaşadığı olumsuz evlilik örneklerinden edindiği bilgiler doğrultusunda yaşadığı psikolojik bir bağlanma korkusu.

    Farklı kültür ve farklı ailelerde yetişen kişiler karşı tarafa bağlanarak kendilerini bu zorlu kurumun içine sürüklemek istemez. Evlilikte çoğul düşünerek bu doğrultuda kararlar alması gereken bireyin yaşadığı olumsuz duygu evlilik korkusunu oluşturur.

    Evlilik korkusunun nedenleri

    Evlilik korkusunun en büyük nedeninin çevresel ve ailesel faktörler olduğunu belirten Dr. Yavuz sözlerine, “Kişinin ailesinde anne ve babanın mutsuz ve sürekli tartışıyor olması bu korkuyu doğurabilir. Ayrıca kişinin çevresinde yaşayan evli çiftlerin kavgalarına ya da tartışmalarına şahit olması da bu korkunun artmasına sebep olabilir. Kişi çelişkiler yaşar kendisinin de mutsuz bir birlikteliğinin olacağına inanır. Evlenmekten vazgeçer ve evlilik kurumuna olan ilgisi de zamanla yok olur.

    Ayrıca uzun süre yalnız yaşayan bir insan başka biriyle birlikte yaşamayı kabul etmekte zorlanabilir ve evlilikten kaçabilir. Fakat bu durum mutlu bir ailede yaşamış çocuklarda da görülebilmektedir. Bunun nedeni ise mutlu bir ailede büyüyen çocuğun mükemmeliyetçi bir ruh halinde olması ve karşı taraftan da bunu beklemesidir.  Kısacası, mükemmeliyetçi olmak da bu korkunun oluşmasına sebep olabilir.”  şeklinde devam etti.

    Boşanma fikri evlilikten soğutuyor!

    Ülkemizde ailevi ve çevresel baskılar nedeniyle boşanmanın zor olmasının da evliliği engellediğini belirten Dr. Yavuz, evlenen çiftlerin ne olursa olsun boşanamayacağını düşünmesi ve düğün, nişan gibi geleneksel uygulamaların getirdiği stresin de insanları evlilikten uzaklaştırdığını vurguladı.

    Daha iyi eş bulma düşüncesi de, evliliği zorlaştıran nedenlerden biri. Adayları, ekonomik, kültürel ve eğitim alanında sürekli başkalarıyla kıyaslamak bir süre sonra kişiyi kronik bekarlığa götürebilir.

    Evli bir erkek, bekar ama sevgilisi olan bir erkeğe göre her zaman daha sadık olmak zorundadır. Bekar erkeklerin kaçamakları affedilir olabilir ama konu evlilik olunca, aynı hoşgörüden söz edilemez.

    Evlenince ev işlerine katkı sağlamak, anne ve baba olmak, ileride çocuğa iyi bir yaşam sunmak ve özgürlüğün kısıtlanması (halı saha maçları, eğlence mekanları vs.) ihtimali de kişileri evlilikten uzaklaştırabilir.  Bu kişiler evlilik sürecinde hayatlarının giderek monotonlaşacağını düşünerek evlilikten uzak durur

    Evlilikten korkan insanlar daha çok bekar ve yalnız yaşayan insanlarla görüşmek ister. Fazla mükemmeliyetçi düşünürler ve evlilikle ilgili sorulara çelişkili cevaplar verirler.

    Bu karakterdeki insanların evlenmesi riskli

    Narsist ve egoist kişilik bozukluğu olanlar evliliklerinde büyük sorunlar yaşayabilir. Sosyal uyum bozukluğu ya da asosyal kişilik bozukluğu onların evlilikleri eğer eşlerden biri fedakâr değilse genellikle boşanma ile sonuçlanır.

    Aileler kişilik bozukluğu olan çocuklarını evlenince normale döneceği düşüncesinden kurtularak evlilikten uzak tutmalıdır

    Beynimizin accumbens bölgesindeki D1, D2, D3 reseptörlerinden D1’in yetersiz kaldığı ya da D2’nin aşırı etkin olduğu bireyler de evliliğe yatkın değildir. Bu kişilerde hastalık derecesinde çapkınlık söz konusudur. Maalesef D1 ve D2’nin çalışma fonksiyonlarını gösteren pratik bir test henüz mevcut değildir.

    Evlilik korkusunu yenmek için…

    Evlilik korkusunu yenmek için kişinin özgüveni kadar başkalarına da güvenmesi gerektiğini vurgulayan Dr. Yavuz, bu korkuyu yaşayanların, paylaşmayı öğrenmeleri ve önyargısız olmaları gerektiğini belirtti.

    ‘’Evlilik korkusu yaşayanlar doğru bir ilişkiden neler beklediğini tam anlamıyla düşünmelidir’’ diyen Dr. Yavuz sözlerini ‘’Düzgün, düzenli ve disiplinli yaşamak, kişisel başarının anahtarlarından biridir. Sağlıklı toplumlar, sağlıklı ailelerden oluşur.  Sağlıklı evlilikler bir toplumun en sağlam dinamikleridir. Bu nedenle düzenli, başarılı bir yaşam ve sağlıklı, uzun ilişkiler yaşayabilmek için gerekirse psikolojik destek alınmalıdır’’ şeklinde tamamladı.

    Evlilik Fobisi

  • Evlilik Fobisi

    Evlilik Fobisi

    Evlilik korkusu nedir?
    Evlilik korkusu, kişinin çevresinde ve ailesinde yaşadığı olumsuz evlilik örneklerinden edindiği bilgiler doğrultusunda yaşadığı psikolojik bir bağlanma korkusudur.

    Farklı kültür ve farklı ailelerde yetişen kişiler karşı tarafa bağlanarak kendilerini bu zorlu kurumun içine sürüklemek istemezler. Evlilikte çoğul düşünerek bu doğrultuda kararlar alması gereken bireyin yaşadığı olumsuz duygu evlilik korkusunu oluşturur.

    Evlilik korkusunun nedenleri
    Evlilik korkusunun en büyük nedeni çevresel ve ailesel faktörlerdir. Kişinin ailesinde anne babanın mutsuz ve sürekli tartışıyor olması bu korkuyu doğurabilir. Ayrıca kişinin çevresinde yaşayan evli çiftlerin kavgalarına ya da tartışmalarına şahit olması da bu korkunun artmasına sebep olabilir.

    Kişi çelişkiler yaşar, kendisinin de mutsuz bir birlikteliğinin olacağına inanır. Evlenmekten vazgeçer ve evlilik kurumuna olan ilgisi de zamanla yok olur.

    Ayrıca uzun süre yalnız yaşayan bir insan başka biriyle birlikte yaşamayı kabul etmekte zorlanabilir ve evlilikten kaçabilir. Fakat bu durum mutlu bir ailede yaşamış çocuklarda da görülebilir. Bunun nedeni ise mutlu bir ailede büyüyen çocuğun mükemmeliyetçi bir ruh halinde olması ve karşı taraftan da bunu beklemesidir. Kısacası, mükemmeliyetçi olmak da bu korkunun oluşmasına sebep olabilir.

    Boşanma fikri evlilikten soğutuyor
    Ülkemizde ailevi ve çevresel baskılar nedeniyle boşanmanın zor olması da evliliği engelleyebiliyor. Evlenen çiftlerin ne olursa olsun boşanamayacağını düşünmesi ve düğün, nişan gibi geleneksel uygulamaların getirdiği stres de insanları evlilikten uzaklaştırırabilir.

    Daha iyi eş bulma düşüncesi de evliliği zorlaştıran nedenlerden biridir. Adayları, ekonomik, kültürel ve eğitim alanında sürekli başkalarıyla kıyaslamak bir süre sonra kişiyi kronik bekarlığa götürebilir.

    Evlenince ev işlerine katkı sağlamak, anne ve baba olmak, ileride çocuğa iyi bir yaşam sunmak ve özgürlüğün kısıtlanması (halı saha maçları, eğlence mekanları vs.) ihtimali de kişileri evlilikten uzaklaştırabilir. Bu kişiler evlilik sürecinde hayatlarının giderek monotonlaşacağını düşünerek evlilikten uzak durur.

    Evlilikten korkan insanlar daha çok bekar ve yalnız yaşayan insanlarla görüşmek ister. Fazla mükemmeliyetçi düşünürler ve evlilikle ilgili sorulara çelişkili cevaplar verirler.

    Bu karakterdeki insanların evlenmesi riskli
    Narsist ve egoist kişilik bozukluğu olanlar evliliklerinde büyük sorunlar yaşayabilir. Sosyal uyum bozukluğu ya da asosyal kişilik bozukluğu onların evlilikleri eğer eşlerden biri fedakar değilse genellikle boşanma ile sonuçlanır. Aileler kişilik bozukluğu olan çocuklarını, evlenince normale döneceği düşüncesinden kurtularak evlilikten uzak tutmalıdır.

    Beynin accumbens bölgesindeki D1, D2, D3 reseptörlerinden D1’in yetersiz kaldığı ya da D2’nin aşırı etkin olduğu bireyler de evliliğe yatkın değildir. Bu kişilerde hastalık derecesinde çapkınlık söz konusudur. Maalesef D1 ve D2’nin çalışma fonksiyonlarını gösteren pratik bir test henüz mevcut değildir.

    Evlilik korkusunu yenmek için…
    Evlilik korkusunu yenmek için kişinin özgüveni kadar başkalarına da güvenmesi gerekir. Bu korkuyu yaşayanların, paylaşmayı öğrenmeleri ve önyargısız olmaları gerekir.

    Evlilik korkusu yaşayanlar doğru bir ilişkiden neler beklediklerini tam anlamıyla düşünmelidirler. Düzgün, düzenli ve disiplinli yaşamak, kişisel başarının anahtarlarından biridir. Sağlıklı toplumlar, sağlıklı ailelerden oluşur.

    Sağlıklı evlilikler bir toplumun en sağlam dinamikleridir. Bu nedenle düzenli, başarılı bir yaşam ve sağlıklı, uzun ilişkiler yaşayabilmek için gerekirse psikolojik destek alınmalıdır.

    Evlilik korkusu

    Evlilik Hazırlığı

  • Evlilik öncesi hangi estetikler tercih ediliyor?

    Evlilik öncesi hangi estetikler tercih ediliyor?

    Evlilik heyecanını yaşayan gelin ve damat adayları, hayatlarının en özel gününde en güzel olmayı hayal eder.

    Gelin adayları evlilik öncesi en çok hangi operasyonları tercih ediyor?

    Burnun yüzün ortasında ve yüze bakıldığında ilk göze çarpan organ olması nedeni ile gelin adaylarımız için en fazla tercih edilen operasyonların başında burun ameliyatı geliyor. Bunun yanı sıra gelinlerin saçlarını çoğunlukla topuz yapmaları, kepçe kulak problemini de gündeme getirebiliyor. Böylesi durumlarda kulak estetiği operasyonlarında da artış oluyor. Yüze yağ enjeksiyonları, dolgular ve botoks uygulamaları da yine gelin adaylarının en fazla tercih ettiği işlemlerin başında geliyor.

    Gelin adaylarında yüz estetiği dışında tercih edilen bölgeler var mı?

    İstenilen gelinliği rahatça taşıyabilmek için meme estetiğine çok önem veriliyor. Özellikle meme hacmi yeterli olmayanlarda meme protezleri ile memeler büyütülüyor. Sarkık olması durumunda ise dikleştirme ve toparlama operasyonları yapılıyor.

    Bu ameliyatların süresi nedir?

    Operasyonların biçimine ve kişiye göre bu süre değişiyor. Örneğin, burun ameliyatları iki ila üç saat sürer. Kulak estetiğinde süre bir buçuk saattir ve hasta aynı gün taburcu edilebilir. Ancak yedi güne kadar kulakta şişmeler olabilir. Bu süre zarfında hastanın istirahat etmesi gerekmektedir. Meme estetiğinde ise süre bir ila üç saat arasında değişir ve genellikle hastanın hastanede kalması gerekmez.

    Evlilik öncesi cerrahi işlemler ne zaman başlamalı?

    Yapılacak cerrahi işlemlerin düğün tarihinden en geç iki ay, daha küçük işlemlerin ise bir ay önce tamamlanmış olması önemlidir.

    Damat adayları evlilik öncesi en çok hangi operasyonları tercih ediyorlar?

    Genellikle tıp dilinde “jinekomasti” adı verilen, erkek memesinin normalden fazla hatta aşırı derecede büyüyerek kadınsı bir vücut görünümüne neden olması durumu için evlilik öncesi bu operasyonu geçirebiliyorlar. Erkeklerde de göğüs estetiği en sık tercih edilen operasyonlardandır. Bunun dışında estetik burun ameliyatları da talep edilebiliyor.

    Hem gelin hem damat adaylarının ortak yaptırdıkları operasyonlar nelerdir?

    Özellikle bölgesel yağlanma şikâyeti olan kişilerin operasyon listesinde en hızlı ve net sonuç için liposuction görülüyor. Genç bayanlarda düğün öncesi en çok tercih edilen operasyonlardan biri de genital estetik. Bunun yanı sıra yüzdeki kırışıklara botox uygulamasının düğün tarihinden 10 gün önce yapılması uygun oluyor. Botoksun kırışıklık tedavisindeki kullanımı dışında alın, koltuk altı, avuç içi ve ayak tabanındaki aşırı terlemeye engel olması da gelin ve damat adaylarında en fazla tercih edilen cerrahi işlemler arasında.