Etiket: evlenmek

  • Genç yaşta doğru evlilik kararı alınır mı?

    Genç yaşta doğru evlilik kararı alınır mı?

    Kimileri gençken çocuk sahibi olmanın daha iyi olduğunu iddia etse de genç yaşta aile kurmamak için pek çok iyi sebep var. Herkes kendisi için doğru olan zamana kendi karar vermeli.

    1. Duygusal istikrar
    Çok genç yaşta aile kurmamak için en önemli sebeplerden biri yaşanabilecek duygusal istikrarsızlıklar. Çoğumuz çocuklarımızı beraber büyüteceğimiz doğru insanı bulmadan önce farklı ilişkiler yaşamalıyız. Üstelik ebeveyn olacak kadar yetişkin hissetmek sanıldığı kadar kolay değil.

    2. Finans
    Çocukların oyuncakları ya da giysileri için bir servete ihtiyacınız olmayabilir ama bir aile sahibi olmanın pahalıya mal olduğunu inkâr etmek de anlamsız olur. Ayrıca çocuk bakımı sadece oyuncak, giysi, yiyecek gibi ihtiyaçlardan oluşmuyor, farkındasınız değil mi?

    3. Acele etme
    Bazıları bir aile sahibi olmak için asla ‘doğru zaman’ olmadığını söyler ve eğer öyle bir anın gelmesini beklerseniz muhtemelen çok uzun süre bekleyeceğinizi… Peki, acele etmenin manası ne? En azından 20′li yaşlarınızın sonuna gelmeli ve hatta 30′larınıza girmiş olmalısınız ki kendinizden emin olun ve pişmanlık hissetmeyin.

    4. Kariyer
    Kariyer sahibi olmak iki ana sebepten dolayı önemlidir. Birincisi, çocuğunuz için gerekli finansal olgunlukta olacaksınız. İkincisi, gelecekte size yardımcı olacaktır. Önce kendi düzeninizi oturtmalısınız ki yeni bir hayata yön verebilmeye başlayın.

    5. Eğlence
    Bir aile kurmadan önce yeterince eğlenceli vakit geçirdiğinize emin olmalısınız. Genç yaşta çocuk sahibi olmak demek yaşıtlarınız, arkadaşlarınız istedikleri her şeyi yaparken sizin kendinize hâkim olmanız demektir. Çocuğunuz yokken hayat çok daha esnektir, öyleyse hala fırsatınız varken içinizden gelenleri yapmalısınız.

    6. Doğru insanı bulmak
    Eğer bir aile kurmak için gereğinden fazla hevesli iseniz, kendinizi yanlış adaylardan biriyle eşleşmiş bulabilirsiniz. Üstelik bu hatayı sadece siz değil, dünyaya getireceğiniz çocuklar da hazmetmek zorunda kalabilir. Öyleyse acele etmeyi bir kenara bırakın ve her şeyden önce sizin için doğru olacağını düşündüğünüz insanı bekleyin; sizin için doğru sevgili, çocuklarınız için doğru ebeveyn…

    7. Doğurganlıkla ilgili endişeler
    Azalan doğurganlıkla ilgili medyada oldukça fazla içerik var. Bu bazı kadınları yeterince hazır olmadıkları halde bir aile kurmaya itiyor olabilir. Elbette en iyisi denemeye başlamayı geciktirmek değil ama sırf bu yüzden de kendi ve çocuklarınız geleceği ile kumar oynamamalısınız.

    8. Baskı
    Artık toplum evlilik konusunda genç yaştaki insanlar üzerinde eskisi kadar çok baskı uygulamıyor. Yine de bazı durumlarda bu hala yaşanabiliyor, mesela yaşlı büyük anne ve babaların torun ısrarı gibi. Ama bunların hiçbirinin önemli olmadığını unutmamalısınız. Mühim olan sizin bir aile kurmaya ve çocuk sahibi olmaya hazır olup olmadığınız!

  • Geç evlenmek ne kadar doğru?

    Geç evlenmek ne kadar doğru?

    Eskiden aile büyükleri gençler üzerinde evlilik için baskı kurarken, bugün durum tam tersi.

    Genç evlenmenin en büyük avantajının boşandığınızda hala genç olmanız olduğu söylenir. Bugünün gençleri biraz farklı düşünüyor. Halbuki ebeveynleri bunun erken bir yaş olduğunu ve çocuklarının evlenmeden önce daha çok zaman geçirmeleri gerektiğine inanıyor. Eskiden aile büyükleri gençler üzerinde evlilik için baskı kurarken, bugün durum tam tersi.

    Dünyanın her yerinde hayranları olan Justin Bieber, bir tv programında 25′inde evlenmek istediğini söyledi. Şu an 18 yaşında olduğu için 25′ine geldiğinde yeterince yaşlı olacağını düşünüyor olmalı. Evlenmek için aceleci olmaması gerektiğini söyleyebiliriz. Bunu bir daha düşün, olmaz mı Justin. Bizce 25 çok genç. 20′li yaşların gerçekte kim olduğunu keşfetmekle geçmeli, bunu kendine borçlusun.

    Öyleyse genç evlenmenin avantaj ve dezavantajları neler? Bugünkü dijital çağda pek çok şey değişti ama doğum yapmak hala genç anne adayları için daha kolay. Bu durumda, eğer çocuk sahibi olmayı düşünüyorsanız, erken evlenmek bir avantaj. Doğurganlık her zaman geçerli olsa da, komplikasyonlar 20′li yaşlarındaki bir kadın ile 30 ya da 40 yaşında olanlar için farklı olacaktır. Elbette hayat şartlarını mümkün olduğunca düzeltip, çocuğu için iyi bir gelecek hazırlamak ve hatta eşini iyice tanıdıktan, evliliğinden emin olduktan sonra bu aşamaya gelmek isteyen kadınlar için de pek çok alternatif var.

    Bir diğer mevzu ise genç evlenerek gençliğin keşif döneminden fedakarlık etmek. Yaşıtlarınız parti yaparken, gezerken, tozarken ve sadece kendilerinden sorumlu iken, hala kendilerini tanımaya çalışıyorken siz aile kurmak gibi ciddi bir sorumluluk altına girmeye hazır mısınız? Unutmayın ki hayat yolculukları yalnızken her zaman daha kolaydır.

    Yaşam koçları bekarlığı mümkün olduğunca uzatmanız gerektiğini söylüyor. Eğer şu an aşık olduğunuzu düşünüyorsanız 3 ila 5 yıl sonrasında da aşık olmalısınız, işte o zaman evliliğe hazırsınızdır.

    Hem 25′inde iyi bir eş ve ebeveyn olacağını düşündüğünüz insan 35′nizde farklı düşünmenize sebep olabilir. Hayatınızın her anını dolu dolu yaşamalı ve hiçbir şeyi aceleye getirmemelisiniz! Çünkü geriye dönüp hatalarınızı telafi edemezsiniz…

  • Evlilik çeşitleri

    Evlilik çeşitleri

    Türkiyede 32 çeşit evlilik var.  İlk defa duyacağınız evlilik çeşitleri …  Muta evliliği , oturak alma evlilik , beşik kertme, tay geldi , kuma , berdel…

    GÖRÜCÜ USULÜ İLE EVLENME: Gelenekselliğin ağır bastığı yörelerde görülen bir evlenme biçimidir. Bu evlenme biçiminde kız seçme girişimi, doğrudan doğruya evlenecek gencin annesi,babası veya diğer yakınları tarafından başlatılmaktadır. Gencin kızı beğenmesi yeterli değildir. Diğer aile bireylerinin de onayını alması gerekmektedir.İlk önemli değerlendirme kızın güzelliği, asaleti, huyu, mahareti ve iffeti konusunda olur. Akrabalık kurmada ailenin ekonomik durumu da gözden uzak tutulmaz. Kız alıp vermenin birbirine denk aileler arasında olması yeğlenir. Anadolu’da ”Davul dengi dengine” sözü bunun için söylenmiştir.

    BAŞLIK PARASI KARŞILIĞINDA EVLENME: Başlık, Anadolu’nun birçok yerinde ,evlenecek gencin kız tarafına ödediği paraya denir. Bu ödeme nakit para yanında; altın, ev, bahçe, tarla veya canlı hayvan (at, koyun, sığır vb.) olarak da gerçekleştirilmektedir. Doğu Anadolu Bölgesi’nde başlığa; ”bedel”, ”ağırlık”, ”ana hakkı” gibi isimler de verilmektedir. Başlık, kadını bir mal olarak gören bir anlayışın ürünü olması yönüyle, son derece ilkel bir zihniyetin devamıdır. Oğlan tarafının ekonomik yıkımına sebep olmakta, gerekli paranın temin edilmemesi durumunda, kız kaçırma ve kan davası çoğaltmaktadır.

    OTURAK ALMA EVLİLİK: ”Erkeğin kızı zorla kaçırması yanında, kızın bohçasını alarak oğlan evine gidip oturması durumu vardır ki buna bazı yörelerde, ”oturak alma” denilmektedir. Kütahya, Sivas, Kastamonu illerinde bu evlilik biçimlerine rastlanmaktadır.

    BAŞ ÖRTÜSÜ KAÇIRMA YOLUYLA EVLİLİK: Hakkari, Van, Ağrı ve Erzurum’un bazı ilçelerinde rastlanan bu evliliğin gerçekleştirilmesinde; kıza ait bir eşyanın kaçırılması, kızı kaçırmakla eş tutulmaktadır. Yerel adı ”dezmal kaçırması” olan bu adete göre; çeşmede, evde veya yoldayken, bir kızın baş örtüsü delikanlı tarafından zorla kaçırılırsa, baş örtüsü kaçırılan kızın iffeti (kızlığı) bozulmuş sayılır. Oğlanın ailesi, kız tarafıyla anlaşmak zorundadır. Aksi taktirde silahlı çatışmalar ve kan dökülmeleri kaçınılmaz olur.

    BEŞİK KERTME: Ülkemizde rastlanan evlenme biçimlerinden birisi de ”beşik kertme”dir. Dede Korkut Kitabı’nda adı geçen bu evlenme biçiminin çok eski bir geçmişi olduğu anlaşılmaktadır. Birbirini çok seven eş-dost, komşu veya yakınlar, çocukları henüz beşikte iken, beşiklerine birer kertme (işaret) vurarak kız ve oğlanın haberi olmadan nişanı gerçekleştirirler. Temelinde sosyo-ekonomik ve psikolojik etmenlerin yattığı bu tür evlenme, Hindistan ve Avustralya’da da görülmektedir.

    TAYGELDİ: Dul bir kadının, eski kocasından olan çocuklarını da alarak dul bir erkekle, ya da dul bir erkeğin eski karısından olan çocuklarını alarak dul bir kadınla yaşamasından doğan evliliğe denir. kadın veya kocanın yanında getirdikleri çocuklar, ”taygeldi” olarak adlandırılırlar.

    KUMA: Cumhuriyetten önce, karısı kısır olan veya erkek çocuk doğuramayan erkek, yeniden evlenirdi. Günümüzde büyük kentlerde giderek kaybolan bu adet, Doğu ve Güneydoğu bölgelerimizin kırsal kesimlerinde hala devam etmektedir. Bu gibi evlenmelerde ilk kadın, sonradan gelenin yanında ikinci plana düşer.

    BERDEL (BEDEL): Doğu ve Güneydoğu Anadolu;da uygulanan bir evlenme biçimidir. Başlık sorunu ve yükümlülüğünü ortadan kaldıran bu türevlilik; hem kızı hem de oğlu bulunan iki ailenin, karşılıklı olarak hem kızlarını hem de oğullarını birlikte evlendirmeleri suretiyle gerçekleştirilmektedir.

    KEPİR (YABAN DEĞİŞİMİ): Zor kullanılarak gerçekleştirilen bir evlilik biçimidir. Evlenmek isteyen fakat başlık parası ve düğün masraflarını karşılayacak durumu olmayan ya da ailelerin çıkardıkları zorluklardan çekinen bekar iki arkadaş, kız kardeşlerini kendi aralarında değiştirmeye karar verirler. Ailelerine sezdirmeden, kız kardeşlerini yanlarına alarak (özellikle bir akşam vakti) ıssız bir yere götürürler. Karşılıklı birbirlerine teslim ettikleri kızlara zorla sahip olurlar. Böylece bir değiş tokuş evliliği gerçekleşmiş olur. Yanlarına karılarını alarak obalarına (köylerine) dönerler. Bu durumda, evden bir kız gitmiş, yerine bir gelin gelmiştir. Fakat kız kardeşinin namusunu kendi eliyle teslim eden, onun iğfal edilmesine göz yuman oğulları ile her aile bir süre küskün kalır. Bu tarz evlenme biçimine Hakkâri ve çevresinde rastlanılmaktadır.

    ÖLEN KARDEŞİN KARISIYLA EVLENME: Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da rastlanan bir evliliktir. Törelerden kaynaklanan bu evlilik biçimi, ”Namusu başkalarına kaptırmamak” gibi bir anlayışla gerçekleştirilmektedir. Ölen kardeşin karısı, bekar olan erkek kardeşle evlendirilir veya evli olan erkek kardeşin ikinci eşi olması yoluna gidilir. Erkek kardeşin olmaması durumunda ise, yeğenler veya yakın akrabalardan birisi tercih edilir. Mirasın bölünmesi, öksüz kalan çocukların geleceğinden duyulan endişeler de bu tarz evliliklere neden olmaktadır.

    BALDIZLA EVLİLİK: Eşinin ölümünden sonra dul kalan kocanın, baldızı (eşinin kız kardeşi) ile evlenmesidir. Öksüz kalan çocuklara ”üvey anne” olarak seçilen teyzenin daha hoşgörülü davranabileceği düşüncesi, bu evlenme biçiminin tercih edilmesinde etkili olmaktadır. Türkiye’de karşılaşılan evliliklerden biri olan bu tür, Batı Avustralya’da yaşayan bazı toplumlarda yaygın olarak görülmektedir. Bu evliliğin başka bir biçimine ”sorarat evlilik” denilmektedir.

    İÇ GÜVEYİ: Erkek çocuğu olmayan, ekonomik durumu iyi bazı aileler, kızı dışarı verme yerine, damadı ”iç güveyi” olarak eve almaktadırlar. Özellikle tek kız çocuğu olan bazı aileler bu yola başvurmaktadır. Erkeğin ekonomik durumunun bozuk veya işsiz kalması gibi nedenlerle de iç güveyi evliliğinin gerçekleştiği görülmektedir.

    YETİM EVLİLİĞİ: Anne ve babası ölmüş, kardeşleri olmayan bir delikanlı veya kızın, ileride kimsesiz kalmaması için yakın akrabalarından biriyle evlendirilmesidir. Bu evliliğin temelinde yardımseverlik ve sosyal dayanışma arzusu yatmaktadır.

    YAKIN AKRABA EVLİLİĞİ: Türkiye’de evli çiftlerin yaklaşık üçte birinin birbirleriyle yakın akraba oldukları ifade edilmekte ve akraba olan eşlerin yüzde 80’inin kardeş çocukları oldukları belirtilmektedir. Doğu ve Güneydoğu Anadolu;nun kırsal kesimlerinde oldukça yaygın olan bu evlenme biçiminin sosyo-ekonomik ve psikolojik nedenlere dayalı olarak gerçekleştiği bilinmektedir. Mirasın bölünmemesi, yakın akraba ve kardeş çocuklarının yaşlılık döneminde kayın valide ve kayın pedere daha iyi bakabilecekleri ümidi vb. sebeplerle bu evlenme biçimi tercih edilmektedir.

    KIZ KAÇIRMA: Ailelerin evliliğe kesin karşı çıkması durumunda kız kaçırma olayı gündeme gelir. Bu durum, sosyo-ekonomik ve diğer sebeplerle en çok kız tarafının engellemesi ile ortaya çıkar. Bu engeller arasında kız tarafının başlık parası istemesi önemli bir yer tutmaktadır. Delikanlı kızla anlaşarak kızı kaçırır. Kız kaçırmanın diğer bir şekli de kızın rızası olmadan, zorla kaçırılmasıdır. Bu durumda delikanlı, arkadaşlarından veya yakınlarından yardım almakta, bu da aileler arası sürtüşme ve kavgalara sebep olmaktadır.

    OLDU BİTTİ EVLİLİK: Bir oldu bitti sonucu, kızın erkeği kendisiyle evliliğe zorlamasıyla gerçekleşir. Kızın, erkeğin zayıf tarafını yakalayıp onunla ilişkiye girmesi sonucunda gerçekleştirilmektedir. Erkeğin, kızın zayıf tarafını yakalayıp iğfal etmesi sonucunda da bu yola başvurulmaktadır.

    PARA KARŞILIĞI EVLENME: Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun kırsal kesimindeki yoksul ve eğitimsiz çevrelerinde gerçekleştirilmektedir. İlköğretim çağındaki çocukların okula gönderilmeyerek veya okuldan alınarak para karşılığında evlendirilmesidir. ”Çocuk” denecek yaştaki kızların yaşlı ve özürlülere satılması şeklinde gerçekleştirilmektedir. Öte yandan, Batı’daki büyük kentlere yerleşmiş, belli bir iş düzeni kurmuş, Doğu kökenli bazı zenginlerin, zihinsel ve bedensel özürlü çocuklarını, kırsal kesimlerden para karşılığı satın aldıkları kızlarla evlendirdikleri de görülmektedir.

    KAN PARASI KARŞILIĞI EVLENME: Doğu ve Güneydoğunun kırsal kesimlerinde, öldürülen kişinin kan bedeli olarak para, altın, ev, tarla yanında kız verildiği de görülmektedir. Temelinde eğitimsizlik olan, ilkel bir evlenme biçimidir. Kan davalarının devam etmemesi amacıyla yapılmış olması tek olumlu yanıdır.

    ÖÇ ALMA KARŞILIĞI EVLENME: Aralarında kan davası bulunan kimi ailelerin, karşı tarafın onurunu incitip saygınlığını zedelemek amacı ile bu yola başvurdukları görülmektedir. Bu evlilik, ailelerin karşılıklı olarak birbirlerinden kız kaçırması biçiminde gerçekleşmekte, silahlı çatışmalara ve kan davalarına neden olabilmektedir. Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun kırsal kesimlerinde bu gibi eylemlere başvurulduğu görülmektedir.

    ÇOK EŞLİ EVLİLİK: Cumhuriyetten sonra çok eşli evlilik yasaklanmıştır. Eğitim düzeyinin yükseldiği çevrelerde bu evlenme biçimi ortadan kalmış olmasına rağmen, eğitim düzeyi düşük kırsal kesimlerde hala devam etmektedir. Çoğunlukla, erkek çocuk sahibi olup bulunduğu çevreye hükmetmek amacı ön plandadır.

    ANLAŞMALI EVLİLİK: Dul kalan kadın veya erkeklerin yaşlılık döneminde gerçekleştirdikleri bir evlenme biçimidir. Yaşlı erkeğin bakımı için muhtaç dul veya evlenmemiş bir kadınla anlaşılarak dini nikah yapılır. Nikahlanan kadına para, altın ev cinsinden ekonomik destek sağlanılır.

    HİLELİ EVLİLİK: Herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşundan emekli olan erkeklerin dul olanlarının, maaşlarının öldükten sonra bir yakını tarafından alınması için başvurulan evlilik biçimidir. Kağıt üzerinde kalan bir evliliktir. Yurt dışında çalışan bazı vatandaşlarımız da bu tarz evlilik biçimini, bulundukları ülkeden çalışma izni alabilmek için yabancı kadınlarla evlenmek biçiminde gerçekleştirmektedirler.

    RASTLANTI EVLİLİĞİ: Rastlantı sonucu, başı sonu düşünülmeden yapılan evliliktir. Bir yolculuk sırasında karşılaşma, arkadaş, eş dost, akraba evinde karşılaşma, telefon konuşması sırasında ortaya çıkan etkilenme üzerine bu tür evliliğe karar verilebilmektedir.

    TERCİHLİ EVLİLİK: Bu tür evlilik, genellikle ana baba, büyük anne, büyük baba gibi aile büyüklerinin onayı ile gerçekleştirilmektedir. Genellikle komşu ve yakın akraba grupları arasında gerçekleşir. Görücü usulü ile evlilikten farklı yönü, kız ve oğlanın aynı çevreden olmaları ve önceden birbirlerini tanımalarıdır.

    YABANCI İLE EVLİLİK: Yurt dışında görev yapan veya ”işçi” olarak çalışanların gerçekleştirdikleri bir evlenme biçimidir. Bu evlilik, yabancıdan kız alma veya yabancıya kız verme şeklinde görülmektedir.

    FARKLI MEZHEP EVLİLİĞİ: Evliliklerin gerçekleştirilmesi sırasında karşılaşılan engellerin başında din ve mezhep farklılıkları gelmektedir. Buna rağmen, birbirini seven bazı gençler, bu engelleri aşıp mutlu evlilikler kurabilmektedirler.

    MUTA EVLİLİĞİ: Geçici bir süre için yapılan evliliktir. Daha çok İran’da uygulanan bu evlenme biçimi, Türkiye’de de bazı çevrelerde görülmektedir.

    DIŞ GÜVEYİ EVLİLİĞİ: Son zamanlarda, bir Japon televizyonunun çöpçatan aracılığı ile Türkiye’ye eş seçmeye gelen Kuni Nakazon’a gösterilen aşırı ilgi,Türk erkeklerinin ”dış güveyilik” konusuna ilgi duyduklarını, hatta istekli olduğunu ortaya çıkarmıştır.

    İLAN YOLUYLA EŞ SEÇME (EVLENME): Son zamanlarda, gazete, dergi, televizyonların teletext sayfalarına ve internete ilan vererek eş seçme yoluna gidildiği sıkça görülmektedir. Ortak noktalarda birleşenler, ilanı gerçekleştiren aracı kurumun desteği ile bir araya gelip konuşup anlaştıktan sonra, evlilik kararı verir.

    TANIŞIP ANLAŞARAK EVLENME: Büyük kentlerde ve eğitim düzeyinin yükseldiği çevrelerde en yaygın olan evlenme biçimidir. Kız ve erkek belli bir süre arkadaşlık yaparak birbirlerini iyice tanıdıktan sonra gerçekleştirdikleri evlenme biçimidir. Kişiliğini bulmuş, ekonomik özgürlüğü olan eğitim düzeyi yüksek gençler, bu yolla evliliği tercih etmektedirler.

    DUL EVLİLİĞİ: Karısından boşanmış veya karısı ölmüş bir erkeğin, yine kocasından boşanmış veya kocası ölmüş bir dul kadınla evlenmesidir. Bazen de evlilik yaşı geçmiş olan kızın veya yaşlı bekar erkeğin, karşı cinsle evlendiği görülür.

    TELEVİZYON EVLİLİĞİ : Bazı televizyon kanallarınca yürütülen reyting amaçlı bir evlenme biçimidir. Evlenmek arzusunda olan gençler, orta yaşlılar, hatta; gençlerin evlenmesinde söz sahibi olan kaynana adayları, ilgili kanala davet edilerek kapalı bir mekanda, aylarla ifade edilebilecek uzun bir süre bir arada tutulmaktadırlar. Bu süre içerisinde birbiriyle anlaşabilenlerden, izleyicilerle yapılan anket sonucunda en çok oy alan kız ve erkeğin evlilik masrafı karşılanmakta, çeşitli bağışlar yapılmakta ve ekonomik destek verilmektedir. Ayrıca, son zamanlarda evliliğe aday insanlar bazı televizyon kanallarında görücüye çıkıp program esnasında tanışarak da evlenebiliyorlar.

  • Mutlu Bir Evlilikte Dikkat Edilmesi Gereken 7 Öneri

    Mutlu Bir Evlilikte Dikkat Edilmesi Gereken 7 Öneri

    Mutlu bir ilişki ve evliliğiniz olmasını istiyorsanız dikkat! Eşinize karşı sergilediğiniz ve hemen terk etmeniz gereken 7 davranış biçimi.

    1. Ailesini eleştirmek

    Eşinizin ailesi hakkında belki iyi belki biraz kötü hisleriniz olabilir. Ama siz siz olun, eşinize karşı ailesi hakkında eleştiri yapmaktan kaçının. Hiç kimse, arasında kan bağı olan yakınları hakkında sert sözler duymaktan hoşlanmaz. Dolayısıyla konu bir şekilde onun ailesine geliyorsa, dilinizi tutmanızda yarar var.

    2. Ajanlık yapmak

    Eşinizin nerede olduğunu, ne düşündüğünü ve diğer önemsiz ayrıntıları, Facebook’undan ya da Twitter’ından sürekli takip ederek, kendiniz için iyi bir şey yaptığınızı düşünüyor olabilirsiniz. Belki bu sayede onun, ilişkinizi ilgilendiren farklı alışkanlıklarından haberdar olabilirsiniz. Ama bu, ilişkinize yarar getirmekten daha çok zarar verebilir.

    3. Toplum içinde kavga etmek

    Çiftlerin ara sıra tartışmaları doğal bir şeydir. Ancak, bu tartışmanın kavgaya dönüşmesi, sık aralıklarla tekrarlanması ve özellikle başkalarının da olduğu ortamlarda herkesin ilgisini çekebilecek kadar kontrolden çıkması, sizin açınızdan utanç verici olduğu kadar ilişkiyi zedeleyici bir probleme de dönüşebilir.

    4. Kendinizi bırakmak

    Kendinize bakmayı bırakmak, kilonuza ve görünümünüze dikkat etmemek, sadece sizin sağlığınıza zarar vermekle kalmaz, ilişkinizde de karşı tarafa kötü bir mesaj verir. Kendinize bakmayı bıraktığınızda, eşiniz, ona bakmaktan da vazgeçtiğinizi, ilişkinizi önemsemediğinizi düşünecektir.

    5. Onu değiştirmeye çalışmak

    Çoğu kadının düştüğü bir hata bu! Kadınlar sürekli birlikte yaşadıkları erkeği geliştirmek için çabalarlar. Her ne kadar bu, ilişkiyi zora soksa, yeni problemler yaratsa da… Sürekli onu eleştirmek, yanlışlarını göstermek, bazı alışkanlıklarını değiştirmesi için uyarmak, kalp kırıcı olabilir. Bu da erkek açısından ilişkiyi tatsız hale getirir.

    6. Problemleri kafanıza takmak

    Herkes mükemmel bir ilişkiye sahip olduğunu düşünmek ister. İşte bu uğurda didinmek, sürekli ilişkinize ait problemlere kafa yormak, sizi üzer. Ama bu sorunları dile getirmeden, sürekli kendi içinizde onlarla boğuşursanız, kendinizi olduğu kadar eşinizi de incitebilirsiniz. İyi iletişim, mutlu olmanın ve uzun süreli bir ilişkinin köşe taşıdır.

    7. Yalan söylemek

    Birlikte güzel bir gelecek hayali kuruyorsanız, eşinize yalan söylemenin hiçbir gerekçesi olmamalı. Yani ‘beyaz yalanlar’ deyip işin içinden sıyrılmaya kalkmayın!

  • Cinsel uyum testi

    Cinsel uyum testi

    Cinsel uyum, mümkün olduğunca sık seks yapmak anlamına gelmiyor. Komple bir cinsel ve duygusal mutluluk için birbirinizin ihtiyaçları ve arzularını yerine getirme konusunda sorumluluk almanızı gerektiriyor cinsel uyum. Bu, tabii söylendiği kadar kolay değil.

    Şimdi hazırsanız cinsel uyum testini çözün.

    Kendinize karşı dürüst olun ve soruları öyle yanıtlayın.

    Cinsel uyumunuzun “düşük”, “ortalama” ya da “mükemmel” sıfatlarından hangisini hak ettiğini bulun.

    Onun vücudunda çirkin ya da sevimsiz bulduğunuz belli bölümler var mı?
    a. Evet, vücudunda çirkin bulduğum belli bölümler var.
    b. Vücudunun hangi bölgesi olduğuna bağlı.
    c. Hayır, tüm vücudunu çekici buluyorum.

    Zevkten inlendiğinde bu sizi rahatsız ediyor mu?
    a. Evet, beni rahatsız ediyor.
    b. Bazen biraz daha ağırbaşlı olmalı.
    c. Hayır, bunu kendim için daha da tahrik edici buluyorum.

    Topluluk içinde sizi öpmesinden ve size sarılmasından hoşlanıyor musunuz?
    a. Hayır, bunun uygunsuz olduğunu düşünüyorum.
    b. Evet, fakat nerede ve kimlerin arasında olduğumuza bağlı.
    c. Evet, bunu seviyorum. Bana dünyanın en mükemmel kadını olduğumu hissettiriyor.

    Onun her önerisine evet yanıtını vermek zorunda olmadığınız için kendinizi rahat hissediyor musunuz?
    a. Hayır, çünkü o benden her şeye evet dememi bekliyor.
    b. Bu erkeğine bağlı.
    c. Evet, ben özgür bir kadınım!

    Hoşlandığınız şeyleri ondan isteme konusunda kendinizi rahat hissediyor musunuz?
    a. Hayır, buna cesaret edemiyorum.
    b. Evet, ama fantezilerimi hiçbir zaman davranış olarak gerçekleştirmiyoruz.
    c. Evet, karşılıklı olarak isteklerimizi birbirimizden rahatlıkla talep edebiliyoruz.

    Seks hayatınızla ilgili bir sorun olduğunu düşündüğünüzde bunu onunla rahatlıkla tartışabiliyor musunuz?
    a. Hayır, çok utanıyorum.
    b. Evet, ama bunun için bütün cesaretimi toplamam gerekiyor ve kendimi tedirgin hissediyorum.
    c. Evet, bu konuda hiç sorunumuz yok, birbirimize karşı açığız.

    Seks modunda olduğunuzu hissettiğinizde daima bunu partnerinize söylüyor musunuz?
    a. Hayır, seksi onun başlatmasını bekliyorum.
    b. Her zaman değil. Benim bir nemfomanyak olduğumu düşünmesini istemiyorum.
    c. Evet, derhal söylüyorum.

    Vücudunuzun çekici ve güzel olduğunu düşünüyor musunuz?
    a. Hayır, bu seks yaparken beni gerçekten çok rahatsız ediyor.
    b. Vücudumun hangi bölgesi olduğuna bağlı.
    c. Tabii ki, ben seksi bir kadınım.

    Orgazma ulaştığınızda bunu onun anlamasını sağlıyor musunuz?
    a. Hayır, asla sesimi çıkarmıyorum.
    b. Her zaman değil, bunu kendime saklıyorum.
    c. Tabii ki, ona da başardığını göstermek istiyorum.

    Fantezilerden hoşlanıyor musunuz?
    a. Hayır, hiçbir zaman fantezi geliştirmiyorum.
    b. Bazen zevk alıyorum ama bunun asla çıldırtıcı bir şey olduğunu düşünmüyorum.
    c. Evet, fantezileri seviyorum, cinsel isteğimi fazlasıyla uyandırıyor.

    A’lar çoğunluktaysa / Cinsel uyumunuz: düşük

    Sekste kendinizi müthiş konforlu hissetmiyorsunuz. Bu, firijit olduğunuz anlamına gelmiyor, takıntı haline getirmeyin. Seksle ilgili daha keşfedeceğiniz çok şey var, o nedenle biraz maceraya açık olun.

    Çift olarak birbirinize karşı pek açık değilsiniz. Peki ama neden? Belki hala çok genç ve deneyimsizsiniz. Zaman içinde sekste daha rahat hale gelebilirsiniz. Ama süreci hızlandırmak için yatakta kendinizi ifade edin!

    Belki de vücudunuzla ilgili bir sorununuz var. Vücudunuzu sevmeyi öğrenmelisiniz. Sürekli kendinizi saklamaya çalışmanız hiç de seksi bir şey değil bir erkek için. Vücudunuzun ne kadar seksi ve etkileyici olduğunu düşünün.

    Belki de sorun sizin değil, onun vücudu? Eğer vücudunu korkutucu buluyorsanız onu yavaş yavaş keşfetmeye çalışın. Bunun için sizi yönlendirmesini sağlayın. Neleri sevdiğini öğrenin ve yeni şeyler deneyin, ama asla kendinizi rahat hissetmediğiniz bir şeyi yapmayın.

    Hiçbir zaman kendinizi rahat hissetmediğiniz bir şeyi yapmak zorunda değilsiniz. Sadece kendinize biraz daha fazla güvenmeniz gerekiyor. Cinsel uyum zamanla kendi kendine gelecektir!

    B’ler çoğunluktaysa / Cinsel uyumunuz: ortalama

    Seks, ilişkinizin önemli bir parçası, ama hala keşfetmediğiniz yönleri var. Bu nedenle henüz tam bir cinsel uyumunuz olduğunu söyleyemesek de bu uyumun derecesini artırmak sizin elinizde.

    Cinsel uyumu yakalama yolunda iyi bir noktadasınız. Güçlü ve zayıf yanlarınızı ele alın. Saplantılarınızı def etmek ve performansınızı geliştirmek için kendinize şu soruları sorun: Vücudunuz hakkında gerçekten ne düşünüyorsunuz? Onu sevgiliniz için bir hediye olarak mı görüyorsunuz? Partnerinize daima ne istediğinizi, nelerin sizi tahrik ettiğini anlatıyor musunuz? Onun vücuduna karşı kendinizi rahat hissediyor musunuz? Erotik fantezileriniz var mı?

    Bu soruları sadece kendinize sormakla kalmayın, partnerinizle de paylaşın. Böylece sizin zayıf ve güçlü taraflarınızdan haberdar olmasını sağlayın. Sonra da zayıf taraflarınızı birlikte nasıl geliştirebileceğinizi tartışın.

    C’ler çoğunluktaysa / Cinsel uyumunuz: Mükemmel

    Çok etkileyici! Cinsel uyumunuz süper! Yani hiçbir saplantınız yok ve seks esnasında tamamıyla kendinizi rahat hissediyorsunuz. Her ikiniz de nelerin sizi tahrik ettiğini, birbirinizden ne istediğinizi iyi biliyorsunuz.

    Seks sizin için tamamen doğal bir şey. Vücudunuzla barışık, seks konusunda rahatsınız ve birbirinizle nasıl iletişim kurulacağını iyi biliyorsunuz. Cinsel fantezilerden de zevk alıyorsunuz. Bunlar kesinlikle ilişkinize negatif etki bırakmıyor.

    Uyumlu bir seks hayatından fazlasına sahipsiniz ve bu, birlikte bir gelecek için iyi bir işaret. Seks yapmak sizin için neredeyse bir sanat! Seks hayatınızı her zaman geliştirebilirsiniz, çünkü siz olabildiğiniz kadar mutlu olduğunuz sürece, ilişkiniz daha iyi bir noktaya gelecektir.

  • Cinsel Uyumu Yakalamanın Yolları

    Cinsel Uyumu Yakalamanın Yolları

    Cinsel uyumu yakalamak için neler yapılmalı? Cinsel uyum için neler yapılmalı ? Sağlıklı bir seks hayatı için birkaç püf noktası…

    Uzman Psikolojik Danışman Hülya Topal anlatıyor: “Cinsel ilişkide sadece kendinizi ya da eşinizi düşünerek hareket ediyorsanız, bu her şekilde eksik bir ilişki yaratacaktır. Cinsel birleşme, her iki taraf için de zevk alınacak, uyum içerisinde ortak duyguların ve sonuçların elde edildiği bir süreç olmalıdır. Aksi takdirde bir tarafa zevk verirken, bir taraf acı çekebilir veya hiçbir şey hissetmeyebilir. Buna bağlı olarak duygu durumunda farklılaşma görülebilir. Mutsuzluk, hayal kırıklığı, öfke, karamsarlık, başka arayışlar vb. duygular cinsel ilişkinize gölge düşürebilir.”

    Doğru bir uyum için neler yapılmalı?
    Uyum; birlikte daha güçlü olmak ve daha iyi sonuçlar alma çabasıdır. Uyum yaşamanın her aşamasında önemliyken, cinsellikte çarpıcı bir öneme sahiptir.

    Hem kendinizi hem de eşinizi tanıyın: Öncellikle kendinizin ve eşinizin bedenini tanıyın. Kendinizle barışık olun. Kendini tanımayan ve kendi ile ilgili olumlu ve olumsuz düşüncelerin farkında olmayan biri, cinsellikte de rahat olmaz.

    İletişim kurun: Karşılıklı konuşarak cinsellikle ilgili kafanızdaki kaygılarınızı, korkularınızı, üzüntülerinizi, geçmiş sıkıntılarınızı, cinsellikle ilgili beklentilerinizi ve hayallerinizi paylaşmalı ve bunları uygun bir dille iletebilmelisiniz. Kendinizin ve eşinizin algı sistemlerini (görsel, işitsel, dokunsal gibi) fark edebilmeniz ve ona bağlı iletişim kanallarını aralamalısınız.

    Kendinizi sevin ve güvenin: Kendinizi sevmezseniz, başkasının da sizi seveceğine inanmanız zorlaşır. Kendinizi güvende hissedin ki, partneriniz de güvenli olarak, sağlıklı ve mutlu bir cinsellik yaşasın.

    Partnerinize karşı sevgi ve saygı besleyin: Eşlerin birbirlerine karşı saygı ve sevgileri olmadığı takdirde, mutsuz sağlıksız bir cinsel hayatları olur. Gün içinde güzel jest ve mimikler kullanmak, güzel ve anlamlı bir bakış, bir çiçek vermek ya da telefonla hal hatırı güzel aşk sözcükleri ile ifade etmek, sevgi ve ilgiyi ifade eden yollardan bazılarıdır.

    Birbirinize zaman ayırın: Bir şeye biçtiğiniz değer, ona ayırdığınız zamanla ilintilidir. Eşinizle yeni tanıştığınızda birbirinize ayırdığınız zaman belki daha çokken; sonraları çocuk, iş, arkadaşlar, günlük sorunlara odaklanıp birlikte daha az vakit geçirmeye başlamış olabilirsiniz. Eşinizle birbirinize ayırdığınız zaman ilk günkü gibi olmalıdır.

    Tartışmaktan çekinmeyin: Çiftler arasındaki farklılıklar kaçınılmazdır ve tartışma ilişkinin doğal parçasıdır. Eşinizle, her zaman aynı fikirde olmasanız bile, sağlıklı bir şekilde tartışmalı ve duygularınızı paylaşmalısınız. Bu, aranızdaki bağı güçlendirir.

    Sık sık dokunun: Dokunmak insan doğasında var olan bir duygudur ve birey için bir ihtiyaçtır. Dokunmanın vermiş olduğu rahatlık, karşınızdakine güven, destek, koruma, şefkat ve tabii ki heyecan verir.

    Esnek ve değişime açık olun: İnsanlar, fizyolojik ve psikolojik değişimlere bağlı olarak sancılı veya sancısız değişim ve gelişim geçirebilirler. Partnerinizin geçirdiği değişime uyum sağlamanız ya da birlikte değişebilmeniz, size başarılı bir ilişki sürdürebilmeniz için fayda sağlar.

    Spor yapın ve iyi beslenin: Alkol ve kafein tarzı içeceklerden sakınmalısınız, çünkü bunlar cinsel hayatınızı olumsuz etkiler. Ayrıca, düzgün ve esnek bir vücuda sahip olmak için spor yapmalısınız. Örneğin, eşinizle birlikte yaptığınız sabah yürüyüşleri, genel anlamda sağlığınız ve cinsel yaşamınız için son derece önemlidir. Çünkü sinir sisteminiz, salgı bezleriniz ve iç organlarınız arasında güçlü bir ilişki bulunmaktadır. Cinsel ilişkinizde bu küçük ayrıntılara dikkat ettiğinizde aranızdaki uyumun arttığını fark edeceksiniz.

  • Evlenmeden Önce Bunlara Dikkat!

    Evlenmeden Önce Bunlara Dikkat!

    Reem Nöropsikiyatri Merkezi’nden Uzman Nörolog Mehmet Yavuz’a göre; 4 bin yıllık toplumsal bir kurum olan evlilik; kimilerinin rüyasıyken kimilerinin de kâbusu olabiliyor. Çoğunluk için gereklilik olan bu kurum, bazı çiftleri zamanla yoruyor ve evlilik hüsranla sonuçlanabiliyor. Günümüzde çiftlerin ilk bahanesi ‘şiddetli geçimsizlik’ olsa da, bireyleri mutsuzluğa sürükleyen faktörlerin başında; kendileriyle barışık olmamaları ve kendi kapasitelerinin çok üstünde beklentileri olmasından kaynaklanıyor.

    İyi tanıyın!

    İlk 1 yıl, daha sonraki 6 yıl ve evliliğin 20. yılı… Ani evliliklerde, nişanlılık dönemi geçirenlere göre ilk yıl boşanma riskinin daha fazla olduğunu belirten Dr. Mehmet Yavuz, aniden evlenenlerin birbirlerini aynı evde yaşamaya başlayınca tanıdığını ve uyumlu olmamaları halinde ilk 1 yıl içinde boşandıklarını vurguladı. Ayrıca, görücü usulü ile bir süre nişanlı kalıp evlenenlerin ilişkileri aile büyüklerinin seçimleri ve tecrübeleri ile şekillendiği için flört evliliğine göre biraz daha sağlam olabiliyor. Bu noktada çiftler arası sorunlarda aile büyüklerinin hemen devreye girip arabuluculuk yapmasının önemli bir faktör olduğunu belirten Dr. Mehmet Yavuz, 20. yıldan sonra boşanmalarda görücü usulü evlilik ve flört evliliği arasında sayısal açıdan bir farkın olmadığını da bizlere hatırlatıyor.

    Mutlu evlilikler için bazı ipuçları

    Bilimsel bir araştırmada, her 100 kişiye hiç kıpırdamadan karşı cinsten birisine bakmaları isteniyor, sonuç ise şaşırtıcı… Birbirlerinin yüzlerine bakan çiftlerden bazıları aşık olup evlenmeye karar veriyor. Dr. Mehmet Yavuz’a göre; tıpkı bu araştırmalarda olduğu gibi çiftlere her gün en az 5 dakika birbirlerinin yüzlerine bakmalarını öneriyor.

    Boşanmayı önleyen davranışlar

    Karşılıklı empati de evliliğin yürütülmesinde önemli bir faktördür. Psikolojide ‘kendini gerçekleştiren ön kabul’ yasasına değinen Dr. Mehmet Yavuz, bir insanın herhangi bir konuda ön yargısı varsa, bir müddet sonra ön kabul oluşan yasanın kendini geliştirmeye başladığını söylüyor. Kendini eşinin yerine koyarak hareket etmek çoğu zaman sorunların başlamadan çözümlenmesi ile sonuçlanıyor.

    Sağlıklı bir evlilik yaşantısı için neler yapılmalı?

    -Elinizdekilerin değerini bilin
    -Sağlığınızın, ailenizin, çocuklarınızın, dostlarınızın değerini bilin. Eşinizle ortak arkadaşlıklar kurun.
    -Mutluluğunuz için araya hedefler koymayın
    -Kendinize ev, araba alınca, çocuk olunca ya da başka bir olay gerçekleşince mutlu olacağız gibi hedefler koymayın. Mutluluk hedef değil, uzun bir yolculuktur.
    -Her eleştiriye kulak vermeyin
    -Çevrenizdeki insanların eleştirilerine ve önerilerine göre yaşarsanız, kendiniz için yaşayamazsınız. Hatalara duyarlı olmayın: Hatalar, tekrarlanmadıkça görmezden gelinmelidir. Gördüğünüz şeyi söylemezseniz hafızanızdan uçup gider, söylerseniz hafızanızda yer eder. Her olumsuzluğu söze dökmeyin.
    -Evliliğinize zaman ayırın
    -Çiftler, akşam yemeklerini birlikte yemeye gayret göstermeli, pazar sabahları hep beraber uzun kahvaltı keyifleri yapmalıdır.  Ayda birkaç kez konsere, sinemaya, tiyatroya bu da olmazsa pikniğe gidilmeli, seyahatlerden eşlere hediyelerle dönülmelidir.
    -Başkalarına yardım edin
    -Yardıma muhtaç insanlara birlikte destek olmaya çalışmak, birliktelik duygusunu pekiştirir. Bu da beraberliğe takım ruhu kazandırarak ilişkinin doğru çizgide ilerlemesini sağlar.
    -Yalnızlık bir tercih olmasın

    Dünya’da yalnız yaşayanların sayısı, 1996’da 153 milyon iken, 2011 yılında ise; 277 milyona yükselmiştir. Yapılan araştırmalara göre, Dünya’da son 15 yılda yalnız yaşayanların sayısı % 55 arttı ve insanlar evlenmekten şu an olduğumuz zaman itibariyle eskisinden daha fazla korkuyorlar.

    Çalışan kadın boşanıyor

    Uzman Dr. Mehmet Yavuz’a göre; eşlerden her ikisinin de çalışıyor olması, evliliği boşanmaya götüren nedenlerden biri. Çalışan kadına, ev işlerinde erkeğin yardımcı olmamasının yozlaşmayı artırdığı ve çalışan kadınların profesyonel alanda, evlerinde iki farklı role sahip olmasının yorucu olduğunu hatırlattı. Çalışan kadın evine vakit ayırdığı zaman kariyeri tehlikeye giriyor, kariyerine yöneldiğinde evini ihmal ediyor. İşine daha çok vakit ayırdığında, eşler bunu anlayışla karşılamayabiliyor. Tüm bu nedenler doğrultusunda çalışan kadınlarda çalışmayanlara göre 6 kat daha fazla boşanma vakası görüldüğünü belirten Dr. Mehmet Yavuz, bunda ekonomik özgürlüğün de payının büyük olduğunu dile getirdi.

    Tüm çiftler çeşitli zorlukları aşarak evlenme kararı alırken ilerleyen dönemlerde boşanacaklarını düşünmezler. İlerde boşanmamak için, her iki tarafında onarıcı ve bağışlayıcı olması evliliklerini saygı ve sevgi eşliğinde uzun bir süreçte yürütebileceklerine işaret ediyor. Dr. Yavuz, sorunlarıyla baş edemeyen çiftlerin bir uzman yardımına başvurmalarını öneriyor.

     

  • Birlikte yaşamaya hazır mısınız?

    Birlikte yaşamaya hazır mısınız?

    Aşkın doruklarındasınız, bir an bile ayrı kalmak istemiyorsunuz ve çözümü evleri birleştirmekte buldunuz. Peki evlilik hayatının bir önizlemesi olan bu yeni hayata hazır olduğunuzdan emin misiniz?

    Taraflardan birinden ‘Aynı şehrin farklı semtlerinde yalnız yaşamaktansa neden artık tek bir evde beraber yaşamıyoruz?’ sorusu geldiği anda aslında beraberinde birçok yeni soru daha gündeme oturuyor. Bunların başında da beraber yaşamanın aşkı öldürme ihtimali geliyor. Bazı araştırmalar evlilik öncesi beraber yaşamanın, aşkın ömrünü kısalttığını doğruluyor. Yüzükleri takmadan önce aynı adresi kullanmaya başlayan çiftlerin boşanma risklerinin biraz daha yüksek olduğu söyleniyor. Beraber yaşamaya başlamak için zamanlamanızın doğru olup olmadığından emin değilseniz kendinize şu dört soruyu sorun…

    1- Beklemeyi göze alıyor musunuz?
    Eğer sevgilinizle henüz bir düğün tarihi konuşmadıysanız, beraber yaşamanın bu süreci kısaltacağını, hemen davetiyelerinizi hazırlayıp mobilya bakmaya gideceğinizi hayal etmeyin. İngiltere’de yapılan bir araştırma çiftlerin yüzde 40’ının beraber yaşamaya başladıktan 5 ile 7 yıl sonra evlendiğini gösteriyor. Eğer evlilik sizin için öncelikliyse bunu sevgilinizle açık açık konuşun. Eğer evlilik konusunu açmaktan kaçınıyorsa dikkat edin, gelecek ile ilgili planlarınız örtüşmüyor olabilir.

    2- Masrafların paylaşımını baştan konuşabilecek misiniz?
    Konuşması en zor konulardan biri olsa da bunu baştan yapmak zorundasınız. Herkes aylık gelirini ve var olan borçlarını ortaya döktükten sonra evin giderlerini nasıl paylaşacağınızı planlayın. Eğer biriniz daha fazla para kazanıyorsanız aradaki fark oranında ödemeleri de dengeleyebilirsiniz. Örneğin siz yüzde 30 daha yüksek maaş alıyorsanız kiraya da yüzde 30 daha fazla katkı koyabilirsiniz.

    3- Mücadeleye hazır mısınız?
    İlk günlerin balayı havası sona erdikten sonra tartışmaların başlaması da kaçınılmaz olacaktır. Korkmayın ve farklılıklarınız üzerine konuşmaktan çekinmeyin. Bu, birbirinizi daha iyi tanımanızı ve daha güçlü bir ilişki kurmanızı sağlayacaktır. Tartışmaların ardından günlüğünüze neden tartıştığınızı ve kavganın nasıl patlak verdiğini yazın. Böylece temel anlaşmazlıklarınızı ve ciddi sorunlarınızı ayırt etmeniz daha kolay olacak. Bu arada yazdıklarınızın birbiriniz hakkında yeni şeyler öğrenmek için bir fırsat olduğunu ama bir sonraki rauntta silah olarak kullanılmaması gerektiğini unutmayın.

    4- Monotonlaşma riskinin farkında mısınız?
    Beraber yaşamanın bir süre sonra beraber alınacak keyifleri azalttığını fark edebilirsiniz. Örneğin akşam işten dönüp kendinizi kanepeye attığınızda ikiniz de seksin çok uzaklarda kalmış bir keyif olduğunu düşünebilirsiniz. Bunun önüne geçmek için daha eşyalarınızı bile yerleştirmeden haftanın hangi günlerini daha özel geçireceğinizi planlayın ve bu arada birbirinizi baştan çıkarmaktan çekinmeyin.

    Formsanté

  • Hangi burç Hangi burçla Evlenmeli

    Hangi burç Hangi burçla Evlenmeli

    KOÇ:İkizlerle ideal ilişki kurabilirsiniz.avantür merakınız ve ateşli aşk hayatınız için ikizler ideal bir eş.İkizlerden sonra ikinci sırada karşılıklı birbirinize hayran olduğunuz Aslan yer alıyor.Boğadan ve Balıktan uzak durun.

    BOĞA:Yay ideal bir eştir.Kendisinden olmayan dengeyi sizde bulan balık ta sizin için mükemmel bir eştir.Aman ikizlar’e yanaşmayın.Çift karekterdeki ve havai olan ikizler sizi çok üzebilir.Aman dikkat

    İKİZLER: Sizi sakinleştiren ve rahatlatan aslan ideal eşinizdir.sizi izleyen ve ne zaman isterseniz gelen oğlak da size uygundur.Boga2dan entelektüel alanda uyum sağlayabileceksiniz.Teraziden ve Balıktan uzak durun.

    YENGEÇ: Sizinle aynı dili konuşan duygulu ve sıcak Boğa sizin için idealdir.Size güven veren Oğlak da uygundur.Ancak Yay ve Koç aradığınız ideal aşkın düşmanı olarak kaçınmanız gereken iki burçtur.

    ASLAN:Sizi henüz tatmadığınız maceralara götürcek olan Yay sizin için idealdir.Kıskançlığına dayanabilirseniz Kovaylada uyumlu çift olursunuz.Ancak enerjinizi yok eden Balıktan uzak durun.

    BAŞAK:size fanteziler yaşatacak olan İkizler ve Yay ideal eşinizdir.Ancak çok gerçekci olan Kova’dan uzak durun kalbinizi kırabilir.İçe dönük kişiliğinizi sürekli dile getirdiği gerekcesiyle yıpratabilir.

    TERAZİ:Toleranslı olabilirsiniz ideal eşiniz Koç’tur.Ancak sakin ikizlere vurulmayın .Her türlü kararınızı es gececektir. Yay’la da büyük aşk yaşayabilirsiniz ama evlilik zor.Yay burcunun ucarı kişiliğine katlanışması zordur

    AKREP:Sizi anlayacak her gidişinizde dönüşünüzü bekleyecek.boğa tam size göre.İki ruhlu İkizler’den uzak durun.Havai ve akılcı tavırları sizi çileden çıkartacaktır.Bu burcun ideal eşi Boğa’dır.

    YAY: Karşılıklı beraberlik ve derin bir mutluluk için ideal eşiniz Boğa’dır. Hırslı Koç’tan ve uçari Yay’dan uzak durun. Hükmetmeyi seven Aslan burcunun bu özelliğine dayanabiirseniz onunlada evlilik yapabilirsiniz.

    OĞLAK: Akrep ve Koç’ la ideal evlilik yapabilirsiniz.Karşılıklı güven ve duygulu ilişkinizsonsuza kadar sürdürebilirsiniz.Ancak sizin için fazla ateşli olan Yay’dan kacının.Romantik düşlerinizi bozabilir.

    KOVA:Size tamamlayacak aşkı,dostluğu ve duyguyu tepside sunacak olan yengeç ideal eşinizdir.Koç’tan ve çok farklı bir dili konuşan İkizler’den uzak durun.Romantik evlilik Yengeçlerle olur.

    BALIK:Ayaklarınızın yere basmasında size birtek Boğa edebilir.Duygu ve coşkuyla Yengeç’te fena sayılmaz.Ancak ikizler’den ve hele Koç’tan uzak durun.Çünkü bencillikleriyle sizi hayal kırıklığına uğratabilir.

  • Gelinlik seçerken nelere dikkat etmek gerekir?

    Gelinlik seçerken nelere dikkat etmek gerekir?

    – Rengine de karar verin
    – Geleneksel olarak gelinin saflığını ve temizliğini yansıtan renk beyaz. Ancak diğer renkleri denemenizi öneririz, – kırık beyaz tonları hatta ‘’nude’’ denilen ten renkleri bu sezon çok moda.
    – Bütçenizi oluşturun
    – Gelinlik alışverişine çıkmadan önce bütçenizi oluşturmanız gerekir. Tabi bu rakamlar ekstra durumlarda alışılabilir.
    – Beğenilerinizi not alın
    – Beğendiğiniz tasarımcılar veya tasarım gelinlikler varsa not alın. Bütçeniz onları almaya yetmeyebilir ancak o modele uygun bir bütçeye o modele benzer bir gelinlik diktirebilirsiniz.
    – Terzinizi iyi seçin
    – Eğer gelinliğinizi kendinize özel diktirmek istiyorsanız sizi tanıyan, vücudunuzu iyi bilen birine gelinliğinizi diktirin. Bütçeniz uygunsa profesyonel yardım alabilirsiniz veya stil danışmanlarına danışıp fikir alabilirsiniz
    – Uygun modele karar verin
    – Her şeyden önce vücudunuza en uygun gelinlik modelini seçmeniz gerekir. Bunun için değişik modelleri denemelisiniz.
    – Her tür durumu göz önüne alın
    – Seçtiğiniz gelinliğin evleneceğiniz yerin konseptine uygun olması gerekir. Resmi ve ciddi düğünlerde uzun kuyruklu gelinlikler her zaman idealdir, daha rahat az sayıda kişinin katıldığı samimi düğünlerde ise kuyruksuz kısa gelinlikler rahatlık açısından idealdir.
    – Araştırma yapın
    – Mağazaları dolaşmadan önce internetten gelinlik modellerini araştırın.İnternet sayesinde ister yurtiçi isterse yurtdışı tüm kaynaklara, bilgilere veya görsellere rahatça ulaşabilirsiniz. Gelinlik dergileri de diğer alternatifiniz.
    – Alışverişte yalnız olmayın
    – Zevkine ve eleştirilerine güvendiğiniz bir arkadaşınızla veya annenizle alışverişe çıkarsanız dışarıdan bir gözle nasıl göründüğünüzü bilirsiniz.
    – Kendinize güvenin
    – Unutmayın ne olursa olsun bu sizin düğününüz ve belki hayatınızın en özel anlarından biri, bu yüzden kendinize sonuna kadar güvenin.