Etiket: evlenme

  • Doğru Erkek Nasıl Elde Edilir?

    Doğru Erkek Nasıl Elde Edilir?

    Her kadının kafasında bir doğru erkek profili vardır. Kişiden kişiye değişse de doğru erkek profilinde ortak olan özellikler söz konusu. Örneğin; sadakat, dürüstlük ve sahiplenme duygusunun olması kadınların %90’ının doğru erkek profilinde yer alır. Buna ek olan özellikler komik olması, romantik olması ya da maceracı olması gibi farklılık gösterebilir. Peki doğru erkek nasıl elde edilir ve erkeği kendine bağlamanın yolları nelerdir.

    Erkeklerin birçoğu kendine güveni olan kadınlardan hoşlanır. Bu nedenle mutlaka özgüveninizin yüksek olması gerekiyor. Bunun yanı sıra bakımlı olmak ve giydiklerinize özen göstermeniz ekstra önemli.  Gülümsemeyi asla unutmayın. Pozitif olmak asık bir surattan daha çok ilgi çeker. Kadının makyajı gülüşüdür. Aşık olduğumu nasıl anlayabilirim diyorsanız bunu sizden başka kimse anlayamaz. Onu önemsiyor, görmek için heyecanlanıyor ve tüm olumsuz özelliklerini göz ardı edebiliyorsanız dikkat edin! Aşka yakalandınız demektir. Bu kişinin doğru bir erkek olup olmadığını anlamak ise uzun bir sürenizi alabilir.

    Doğru Erkek Nasıl Elde Edilir? | 1

    Aşkın kör ettiği gözlerinizin açılması durumunda çok geç olabilir. Doğru erkeği nasıl bulurum diye düşünenler kendi doğrularını bir kağıda yazmalı. Bu doğrular ile karşınızdaki kişinin özellikleri uyum sağlıyor ise yanınızdaki doğru kişi. Herkese göre doğru erkek ya da doğru insan kavramı değişiklik gösterebilir.  İnsanları tanıdıkça doğru kişi profiliniz kafanızda şekillenir. Dürüst ve sağdık olan erkekler her kadın için doğru erkek profilinde yer alır. Bulmak için çabaladığınızda karşınıza çıkmaz. Hiç beklemediğiniz ve düşünmediğiniz anda o sizi bulacaktır.

    Evlenilecek Doğru Kişiyi Bulmanın 10 Yolu Tıklayın ! 

    Aşık Mıyım? Aşık Olduğumu Nasıl Anlayabilirim? Tıklayın !

    Birine Aşık Olduğumu Nasıl Anlarım? Tıklayın !

  • İnsanlar Kendileriyle Evleniyor! Sologami Nedir?

    İnsanlar Kendileriyle Evleniyor! Sologami Nedir?

    Evet yanlış duymadınız insanlar kendileriyle evleniyor! Sologami nedir? Bu ilginç akım hakkında bilgi sahibi olmak ve ilginç bir bilgi öğrenmek istiyorsanız okumaya devam edin.

    İnsanlar Kendileriyle Evleniyor! Sologami Nedir?

    Sologami amerika ve avrupa’da hızla yayılan bir akım. İnsanların kendileriyle evlenmeleri ve düğün yapmaları üzerine kurulmuş bir trend. Bir çok eleştiri almış olsa dahi kişilerin kendi seçimlerine saygı duymak gerekiyor. Bu kararın alınmasının altında yatan neden ise kişiden kişiye bağlı olarak değişiyor.

    Sologami akımı ile kendileriyle evlenen kişiler bu kararı almalarındaki nedeni ise geçmişteki yanlış seçimlerine bağlıyor. Yanlış evlilikler yada ilişkilerden çıkmış ve bu süreçte çok yorulmuş kişiler bu kararı alabiliyor. Sologami trendine uyum sağlayarak kendileri ile evlenen kişiler hakkında narsit kişilik bozukluğu olduğu söylense bile bu konuda uzman olmayan kişilerin bunu tanımlaması mümkün değildir.

    Bu akımı destekleyen ve desteklemeyen bir çok kişi var. Kendisi ile evlenen kişiler ise oldukça mutlu.

  • Eyvah! Arkadaşlarım Evleniyor

    Eyvah! Arkadaşlarım Evleniyor

    Ailemizden sonra bize en yakın olan kişiler elbette “seçilmiş aile” dediğimiz kişiler arkadaşlarımızdır. Şimdi ise eyvah arkadaşlarım evleniyor. Peki ben ne zaman evleneceğim diyorsanız yada evlenmek istemiyorum ama gibi sorularınız varsa okumaya devam edin.

    Çok yakın olduğunuz belki yıllarınızı aranızdan su sızmadan geçirdiğiniz insanlar evlenme kararı almış olabilir. Şimdi kendinizi onların yeni hayatına uyum sağlamaya çalışırken bulabilirsiniz. Yeni bir hayata başlayacakları ve sizin asla eskisi kadar yakın olamayacağınızı düşünüyor olabilirsiniz.

    Arkadaşlarım Evleniyor
    Arkadaşlarım Evleniyor

    Eyvah! Arkadaşlarım Evleniyor

    Merak etmeyin onların evlilikleri sizin arkadaşlaığınızı etkilemeyecek. Belki eskiden olduğu gibi sabaha kadar oturmalar ve pijama partilerinizin sayısı azalacak belkide onun hayatına giren bazı sorumluluklar sizle daha az görüşmesine neden olacak. Unutmayın siz birbirinizin her gününde yanında olmak için varsınız. Şimdi ona bu konuda biraz destek olun. Unutmayın o mutlu oldukça sizde mutlu olacaksınız.

    Sorunuz diğer bir şekli ile şöyle de olabilir. “En yakın arkadaşlarım evleniyor ben hala bekarım.” her ilişkinin dinamikleri farkılıdır. Her ilişki farklıdır. Evliliğe hazır olup olmadığınıza emin misiniz? yoksa çevrenizde herkes evlenirken bu durumdan biraz etkilenmiş olabilir misiniz?

    Eyvah! Arkadaşlarım Evleniyor | 2

    Evlilik hazır olabilmek için bir çok faktör vardır. En bilinenleri ise, ilişkinin boyutu, kişisel istekler, aile ve kariyerdir. Sağlıklı bir evlilik sürecine girebilmek için bu faktörleri dikkate almanız gerektiğini unutmayın. Varsa hayatınızdaki kişiyi evlilik konusundaki istediğinizle bunaltmayın eğer durum tam tersi ise ona evliliğe neden hazır olmadığınızı açıklamanız gerekebilir. Böylece sevgilinizinde aklındaki soru işaretlerini cevaplamış olursunuz.

    En önemli noktalardan biri ise ilişkiniz olmadığı halde evlenmek istiyorsanız. Sadece hayatınızda biri olması için yada evlenmek için yanlış ilişki girdabına sürüklenebilirsiniz. Dikkatli olun. Evlilik için en uygun ve en doğru zamanı bekleyin.

  • TÜİK 2016 yılı evlenme ve boşanma istatistikleri

    TÜİK 2016 yılı evlenme ve boşanma istatistikleri

    Evlenen çiftlerin sayısı 2016’da bir önceki yıla göre yüzde 1,4 azalarak 594 bin 493’e geriledi. Boşanan çiftlerin sayısı da bir önceki yıla göre yüzde 4,3 azalarak 126 bin 164 olarak gerçekleşti.

    Evlenen çiftlerin sayısı 2016’da bir önceki yıla göre yüzde 1,4 azalarak 594 bin 493’e geriledi. Boşanan çiftlerin sayısı da bir önceki yıla göre yüzde 4,3 azalarak 126 bin 164 olarak gerçekleşti. En fazla yabancı gelin Suriyelilerden, en fazla yabancı damat Almanlardan seçildi.

    Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2016 yılı evlenme ve boşanma istatistiklerini yayımladı.

    Buna göre, 2016’da evlenen çiftlerin sayısı bir önceki yıla göre yüzde 1,4 azalarak 594 bin 493 oldu. Kaba evlenme hızı ise binde 7,5 olarak kayıtlara geçti. Boşanan çiftlerin sayısı da bir önceki yıla göre yüzde 4,3 azalarak 126 bin 164’e düştü. Kaba boşanma hızı da binde 1,59 olarak hesaplandı.

    Ortalama ilk evlenme yaşı, geçen yıl erkekler için 27,1, kadınlar için 24 oldu. Erkek ile kadın arasındaki ortalama ilk evlenme yaş farkının ise 3,1 olduğu tespit edildi. Ortalama ilk evlenme yaş farkının en yüksek olduğu ilin 4,7 yaşla Kars olduğu görüldü. Kars’ı 4,3 yaşla Ağrı, 4,2 yaşla Bitlis, Ardahan ve Iğdır izledi. Ortalama ilk evlenme yaş farkının en düşük olduğu il 2,4 yaşla Karabük oldu. Karabük’ü 2,5 yaşla Şırnak ve Kastamonu izledi.

    Yollar ilk 5 yılda ayrılıyor

    İstatistiklere göre, 2016 yılındaki boşanmaların yüzde 39,1’i evliliğin ilk 5 yılı, yüzde 21’i ise evliliğin 6-10 yılı içinde gerçekleşti.

    Yabancı gelinlerin sayısı 2016 yılında 22 bin 583 olurken, yabancı gelinler toplam gelinlerin yüzde 3,8’ini oluşturdu. Yabancı gelinler uyruklarına göre incelendiğinde, Suriyeli gelinler (6 bin 495 kişi) yüzde 28,8 ile birinci sırada yer aldı. Suriyeli gelinleri yüzde 11,7 ile Alman gelinler (2 bin 644 kişi) ve yüzde 9,6 ile Azerbaycanlı gelinler (2 bin 170 kişi) izledi.

    Yabancı damatların sayısı geçen yıl 3 bin 777 olurken, toplam damatların yüzde 0,6’sını oluşturdu. Yabancı damatlardan Alman damatlar (bin 338 kişi) yüzde 35,4 ile birinci sırada yer aldı. Alman damatları yüzde 10 ile Suriyeli damatlar (377 kişi) ve yüzde 7,7 ile Avusturyalı damatlar (291 kişi) takip etti.

    Muhabir: Seval Ocak Adıyaman, Erdal Çelikel

    Kaynak: AA

  • Erkek arkadaşınız evlenme teklifine hazır mı?

    Erkek arkadaşınız evlenme teklifine hazır mı?

    Erkek arkadaşınızın sizinle evlenmek için mi eğlenmek için mi birlikte olduğunu anlamak için size vereceğimiz önerilere göz atabilirsiniz.

    Ailenizle tanışmak istiyorsa…
    Yaşantınızda önem taşıyan insanları merak ediyor ve sizi daha yakından tanımak istiyorsa bu uzun dönem ilişki sinyallerinin en büyük belirtisidir. Eğer siz kendinizi onun ailesi ile tanışacak kıvamda hissetmiyorsanız bunu yapmak zorunda olduğunuzu düşünmeyin.
    İhtiyaçlarınızı önemsiyorsa…
    Eğer sizin ihtiyaçlarınız için kendi önceliklerinden vazgeçiyor ve sizin için önemli olan ancak kendinin o kadar da önemsemediği şeyleri bile düşünmeye başladıysa ilişkiniz oldukça ciddi bir yere gidiyor demektir.

    Attığı adımlarda fikrinizi almaya ve planlarını size göre yapmaya başladığında hayatına içinde sizin de olduğunuz bir yön vermeye başladı demektir.

    İlerisi Hakkında Konuşuyorsa…

    Planları, hayalleri ve yapmak istediklerinden bahsediyorsa ve hikâyelerin içinde sizde geçiyorsanız en büyük işaretlerden birini daha yakaladınız demektir.

    Gidilecek geziler, yaşanacak ev, çocuk yetiştirme, çocuk isimleri, yaşlandığında olmak istediği yer gibi hayaller bunun en büyük göstergelerinden. Sadece gözlerinizi kapatın ve hayal etmenin keyfine varın.

  • Sağlıklı bir evlilik nasıl olmalıdır?

    Sağlıklı bir evlilik nasıl olmalıdır?

    Evlilik iki kişinin bir ömür birlikte yaşaması için hayatlarını birleştirmeleridir. Her ne kadar hayat boyu bir birliktelik planlanmış olsa da evliliklerde bir çok sorun yaşanabilir ve bu sorunların çözümlenememesinden dolayı evlilikler kesintisiz birliktelikle sonuçlanmayabilir. Yapılan araştırmalara göre de ülkemizde geçmiş yıllara nazaran boşanmaların arttığı gözlenmektedir.

    Evliliklerde birçok sorun yaşanmasının ve evliliklerin boşanmayla sonuçlanmasına neden olan başlıca sorunları şöyle sıralayabiliriz;

    – Ekonomik nedenler

    – Kültür farklılıkları

    – Ailelerin evlilik anlayışları

    – Eşlerin birbirine olan saygısızlığı ve ön yargılar

    – İletişim problemleri

    – Cinsel problemler

    – İkili ilişkilerde çitflerin tecrubesi

    Evliliklerin sağlıklı olabilmesi için sağlam temellere oturtulması gerekmekdir. Bu temellerin oluşmasındaki ilk kural kişi önce kendine yapılmasını istemediği birşeyi karşısındakine yapmamalıdır yani saygılı olmalıdır. İkinci kural güven ve üçünsü ise sevgidir. Kişiler birbirlerine saygılı değillerse her türlü sorunla karşılaşmak mümkündür. Saygı yoksa güvende oluşmaz, güven oluşmadığı gibi tek başına sevgi de bir ilişkinin devamlılığı için yeterli değildir. Sağlıklı bir evlilik kurmak için yukarıda belirttiğim gibi sağlam bir temele oturtulmalı sorun yaşadığında profesyonel destek alınmalıdır.

    Psk. Semih DEMİRCİ

  • Evleneceğiniz kişiye sormanız gereken 10 soru

    Evleneceğiniz kişiye sormanız gereken 10 soru

    Yanlış bir evlilik gerçekten can yakıcı olabilir… O yüzden aşağıdaki maddelere göz atmalısınız…

    Evlenmek üzere ya da karar arifesindeyseniz kendinize karşı dürüst olun ve aşağıdaki maddelere bir göz atın.

    Aile kavgalarınız nasıl son bulurdu?

    The Couples Institute (Çiftler Enstitüsü) kurucularından Peter Pearson’a göre bir ilişkinin ne kadar mükemmel olduğu, problemlerin nasıl çözüldüğüyle alakalı. Bu sorunun cevabı, aile kavgalarında gizli. Sakince oturulup konuşulur muydu yoksa tabaklar havada mı uçuşurdu? Eşinizin ilişkinizdeki problemlere nasıl yaklaşacağı konusunda aile kavgaları size fikir verebilir.

    Çocuk istiyor muyuz?

    Ya da bebeğin altını kim değiştirecek? Boşanma ve ilişki koçu Debbie Martinez’e göre çocuk konusunda eşinizin duymak istedikleri yerine ne istediğinizi söylemeniz önemli. Evlenmeden önce çiftler mutlaka çocuk sahibi olmak isteyip istemediklerini dürüstçe konuşmalı. Eğer isteniyorsa kaç çocuk ve evliliğin hangi noktasında isteniyor? Seks ve evlilik terapisti Marty Klein ise doğum kontrol planlamasının da en az hamilelik planlaması kadar önemli olduğu kanısında.

    evleceginiz_kisi

    Eski sevgililer

    Virginia Üniversitesi’nde yürütülen National Marriage Project (Ulusal Evlilik Projesi) yöneticisi Bradford Wilcox, “Birçok ciddi ilişki tecrübesi, daha yüksek boşanma riski ve daha sorunlu bir evlilik anlamına gelebilir” diyor. Bunun nedeni ise çok sayıda büyük ayrılık yaşamış birinin, eşini eski sevgilileriyle kıyaslama potansiyeli olabilir. Dr. Klein’a göre insanlar geçmiş tecrübelerinden bahsetmekten çekinir, üstelik bu durum kıskançlığa ve yargılayıcı tavırlara yol açabilir. Bu sorunun üstesinden gelmenin en sağlıklı yolu, partnerinizin sizden önce de bir yaşama sahip olduğu gerçeğiyle barışık olmak ve buna saygı duymaktır.

    Benim borcum senin borcun mu?

    Gerektiğinde bana kefil olur musun? Boşanma avukatı Frederick Hertz’e göre partnerler, finansal yeterlilik ve gelir kaynaklarını ayrı tutma konusundaki düşüncelerini birbirlerine açmalı. Yine tarafların birbirlerine borçlarından söz etmeleri de önemli. Eğer gelirler arasında ciddi bir farklılık varsa, Dr. Scuka gelir oranlarına göre temel bir aile bütçesi oluşturmayı öneriyor.

    Sensiz de bir şeyler yapabilir miyim?

    PAIRS (Practical Application of Intimate Relationship Skills) Başkanı Seth Eisenberg’e göre birçok kişi eşiyle kurduğu ortak yaşamın yanı sıra belli konularda münferit olmak ister. Yani hobilerinizi ya da arkadaşlarınızı paylaşmak istemeyebilirsiniz ve bu durum konuşulmadığı takdirde karşı tarafta kıskançlığa ya da dışlanmışlık hissine sebep olabilir. Dr. Klein’a göre ilişkide tarafların farklı mahremiyet anlayışları olabilir. Dr. Wilcox, çiftlerin birbirlerine yalnızlığa ihtiyaç duydukları anlar konusunda dürüst olmalarını öneriyor.

    Annemi seviyor musun?

    Dr. Scuka’ya göre eşler ne kadar uyum içinde olursa olsun büyüklerle olan ilişkiler sorun yaratabilir ama partnerlerin ebeveynleriyle ilgili sorunları çözmeye yanaşmamaları, sağlıklı ve uzun bir ilişki için pek hayra alamet olmayabilir. Ayrıca, Dr. Pearson’a göre ebeveynlerin güçlü ve zayıf yönlerini bilmek, insanların kendi ilişkilerindeki sorunları çözmesine de yardımcı olacaktır.

    Seks ne kadar önemli?

    Eisenberg’e göre çiftler partnerlerinin çekici olmalarını bekler. Dr. Klein’a göre ise sağlıklı bir ilişki için partnerlerin seksten ne anlamda zevk aldıklarını ve ne sıklıkla seks yapmak istediklerini bilmeleri önemlidir. Partnerinizle seksten ne beklediğini konuşmanız iki tarafın da tatmin olması için şart.

    Farklı yollardan ‘Seni seviyorum’

    Gary Chapman “The 5 Love Languages” (Aşkın Beş Dili) adlı kitabında, evliliği güçlendirmek için aşkı ifade etmenin farklı yollarını kategorize ediyor. Martinez ise müşterilerine evlilik öncesi aşkı ifade etmenin beş farklı yolunu liste şeklinde sunuyor: Açıkça söylemek, beraber vakit geçirmek, hediye alışverişi, eşine hizmet etme ve fiziksel dokunuşlar. Martinez bu tür davranışların önceden belirlenmesini ve partnerlerinin bu davranışları hakkında görüş bildirmesini öneriyor. Eisenberg ise çiftlerin ilişkiyi kendilerine has yöntemlerle beslemeleri gerektiğini düşünüyor.

    Neyime hayransın? Seni neler kızdırır?

    Zorluklar, karşı tarafa duyduğunuz hayranlıktan üstün mü? Anne Klaeysen’e göre çiftler, nadiren ikinci soru üzerinde dururlar. Evlilik, birlikte yaşamaktan daha fazlası olmalıdır, ömürlük bir sözleşmedir.

    On yıl sonra neredeyiz?

    Eisenberg’e göre bu sorunun cevabını aklımızın bir köşesinde tutmak, hedeflere ulaşmaya çalışırken karşılaşılan zorluklarla baş ederken son derece faydalı. Dr. Wilcox’a göre bu soru, partnerlerden birinin aklında boşanma ihtimalinin olup olmadığını ortaya çıkarmak konusunda da işe yarar olabilir.

    HT Hayat

  • Eğer ilişkiniz konusunda herhangi bir endişeniz varsa…

    Eğer ilişkiniz konusunda herhangi bir endişeniz varsa…

    Hayat insanı nasıl yoruyorsa ilişkileri de aynı hızla yıpratabiliyor. Ama bu, uzun süren her evlilik eninde sonunda bitmek durumundadır anlamına gelmiyor. Beraberliğinizi sağlıklı tutmanın bir sürü yolu var. Ve unutmayın: Bu konu sizin sağlığınızla da doğrudan ilgili.

    İşe temelden başlayalım. Eğer ilişkiniz konusunda herhangi bir endişeniz varsa önce şu tek soruluk testi uygulayın:

    Şu anki romantik ilişkinizi nasıl tanımlarsınız?
    A – Muhteşem! Hayatımın aşkını buldum.
    B – Güçlü ve istikrarlı ama biraz daha alevi olsa fena olmaz.
    C – Çalkantılı ve sarsıntılı. Evde olacağıma işte olmayı tercih ederim.
    D – Çamaşır makinesiyle bile daha iyi bir iletişimim var.

    Sizin de tahmin edeceğiniz gibi ideal ilişki A şıkkına yakındır. Hepimizin hayatta farklı amaçları var. Bazılarımız yıldız olmak bazılarımız da yıldızları araştırmak isteriz. İlgi alanlarımız, hedeflerimiz ve kariyerlerimiz aynı fiziksel görüntümüz gibi farklı olsa da hepimizin en büyük dürtüsü neredeyse aynı: “Hayatım” diye seslenebileceğimiz, sarılabileceğimiz o özel insanı bulabilmek…

    Aşkın, huzurun, duygusal bağlantının ve fiziksel çekimin verdiği o hisler ne kadar mutlu olduğumuzla alakalıdır. Biz insanlar bir başkasına ihtiyaç duyar, bir başkasını sever ve bir başkasını isteriz. Romantik bir ilişkideki o bağ olmadan mutlu olmak çoğumuz için çok zordur. Arkadaşlarımız, ailemiz veya evcil hayvanlarımızla olan bağlar da mutluluğumuzla doğrudan ilintilidir. Bunun tam tersi de elbette geçerli: Kötü sosyal ilişkiler stres ve olumsuz sağlık koşullarını tetikler. Güvene dayalı, tek eşli, romantik ilişkiler çok önemli olsa da yapılan araştırmalar yakın bir arkadaş gibi güçlü sosyal bağların da sağlığımız üzerinde eşli ilişkiler kadar önem taşıdığını gösteriyor. Bu tür sosyal ilişkilerin mutsuz ve huzursuz romantik birlikteliklerden çok daha iyi olduğunu söylememize bile gerek yok herhalde.

    30 YILLIK EVLİLİK DÖRT EVLİLİĞE EŞİT

    Birçok çift zamanla birbirinden kopar ve sonra bağlarını tekrardan onarmak durumunda kalır. Peki neden? Bir kadın bir erkeğin potansiyelini düşünerek onunla evlenir ve onu bu potansiyele uydurmaya çalışır. Bir erkekse tam aksine bir kadınla tam istediği gibi biri olduğu için evlenir. Ancak kadın zamanla değişebilir. İşin aslı âşık olduğunuz andan itibaren iki taraf da farklı yönlere doğru koşmaya başlar. Başlarda hele ki çocuğunuz varsa dopamin ve oksitosin gibi bağlayıcı kimyasallar sayesinde birbirinize yakın kalırsınız. Ancak 5-7 yıl sonra bu kimyasalların seviyesi düşmeye başladığında sürekli olarak evliliği yeniden keşfetmeniz gerekir. 30 yıldır evli olan insanlar aslında dört kez evlenmiş gibidir. Ancak paniğe gerek yok. İlişkimizi küçük detaylara biraz daha fazla özen göstererek güçlendirebiliriz. Birbirimize yapacağımız iltifatlar, yapacağımız farklı programlar gibi… Böyle şeyler büyük problemlerin su yüzüne çıkmasını da engellemeye yardımcı olacaktır.

    İLİŞKİME CANLILIK KATMAK İÇİN NELER YAPABİLİRİM?

    Eskileri hatırlayın. İlk çıkmaya başladığınızda eşinizin nasıl olduğunu hatırlayın. Birbirinizden etkilenmenize neden olan özelliklere odaklanın.

    Daha fazla uzlaşmaya çalışın. Evlilikteki en önemli kurallar ikinizin de üzerinde anlaştığı kurallardır. Kimse zarar görmediği sürece (önemli olan da budur) eşler arasındaki her ‘kural’ tartışılabilir. Bu, mali konulardan çocuk yetiştirmeye, tatil için nereye gideceğinize kadar her şeyle alakalı olabilir.

    İlişkinize odaklanın. Çocuk sahibi olduğunuz zaman dünyanın onların etrafında döndüğü doğru ama çocuklarınıza ebeveyn, akıl hocası olurken bile öncelikli olan ilişkinizin çocuklarınızla değil, eşinizle olduğunu unutmayın. Özellikle zaman ve ilgi söz konusu olduğunda bunu hatırlamalısınız. Zor olduğunu biliyorum ama evlilikte ne kadar mutlu olunursa, çocuklarla ilgili konuların üstesinden gelmek de o kadar kolaylaşır. Ayrıca evliliğinize özen göstermek çocuklarınıza birbirini seven ebeveynlerin şefkati altında büyüme şansını verir. Çocuklarınızın sonunda evden gideceğini ve ömrünüzün kalanını eşinizle geçireceğinizi de unutmayın.

    Ortak bir görüş belirleyin. Evlenmeden önce çocuklarınızı belli bir dine göre yetiştirmek veya hiç fast food yedirmemek gibi kararlar almış olabilirsiniz. Bütün bu evlilik öncesi hedefler ve değerler iyi, hoş ama sürekli olarak yeni sorunlar ve problemlerle karşılaşacağınız için önemli olan özellikle de ilişkiniz gelişirken, konuşup anlaşarak ortak bir görüş belirleyebilmektir. Ortak görüş belirlerken iki tarafın da problemleri eleştirel olmayan şekillerde ele alması ve çözümlemesi gerekiyor. Anlaşamadığınız noktalarda problemleri çözmek için, iki tarafın ortaya sunduğu farklı yaklaşımlardan faydalanmaya çalışın.

    Spontane davranın. Şu anda, eşinizin hoşuna gidebilecek üç tane şey söyleyebilir misiniz? O halde bir tanesini yapın. Evet, tam şu anda. Unutmayın ki sürpriz olarak ne yaptığınızın önemi yoktur, onu gece dışarı çıkaracak olsanız da veya değişik bir ayak masajı yapacak olsanız da önemli olan onun için özel bir şeyler yapmaya vakit ayırmış olmanızdır.

    Mehmet ÖZ

  • Evlenilecek erkeğin özellikleri

    Evlenilecek erkeğin özellikleri

    Doğru kişiyle mi birliktesiniz? İşte birlikte olduğunuz kişinin evlenilecek biri olup olmadığını gösteren işaretler…

    ABD’nin en çok okunan haber portallarından Hufiington Post, bir ilişki danışmanının görüşünü alarak evlenilecek erkeğin özelliklerini paylaştı.

    Eğer bu özellikler birlikte olduğunuz kişide varsa doğru erkekle birliktesiniz demek.

    İşte evlenilecek erkeğin özellikleri…

    1- Esprili bir kişiliğe sahip olması

    2- Sizin düşüncelerinize değer vermesi

    3- Sizi olduğu gibi kabul etmesi

    4- Kendi fikirleri ve görüşleri olan biri olması

    5- Sorunları konuşarak çözebildiğiniz biri olması

    6- Açık fikirli olması

    7- İşi, iyi arkadaşları, aile ilişkileri ve hobileri olması

    8- Başkalarının görüşünü alması

    9- Tevazu ve egosu arasında denge kurabilmesi

    10- Duygusal açıdan olgun olması

    11- Geçmişte sağlıklı ilişkiler yaşamış olması

  • Mutlu ve mutsuz evliliğin sebepleri

    Mutlu ve mutsuz evliliğin sebepleri

    Hepimiz mutlu olmak için evleniriz. Düğün arabamızın arkasında “Evleniyoruz, Mutluyuz” yazar. Daha da ötesi evlenirken hep böyle mutlu kalacağımıza inanarak evleniriz. Bu sonu belli hikayenin başı da bellidir. Herkes mutlu olcağına inanarak evlenir ve sonunda herkes….Keşke mutlu kalmanın bir yolu olsa, ya da bir bilen varsa bize söylese. Amerikalı ünlü bir çift terapisti olan John Gotman bildiğini söylüyor.

    Bakalım mutsuz evliliğin sebepleri ve mutlu evliliğin sırları nelermiş. Gotman öncelikle mutsuz evliliğin, hatta boşanmaya doğru gitmenin işaretlerini anlamanın önemli olduğunu düşünüyor. Neyi yapmamamız gerektiğini bilmenin önemine inanıyor.

    Mutsuz Evliliğin Altı Sebebi – Gotman’a göre tartışmanın varlığı değil, tartışmanın niteliği boşanmaları belirlemede önemlidir.
    Bu nedenle tartışmalar sırasında dikkat edilmesi gereken 6 işaret vardır.

    A)- Birinci işaret tartışmalara sert ifadelerle başlanmasıdır. Mesela 15 dakikalık bir tartışmanın ilk üç dakikasını dinlediğinizde sonunun nasıl biteceğini %96 doğruluk oranıyla bilebiliriz.
    B)- İkinci işaret tartışmanın içinde “Mahşerin Dört Atlısı”nın ne kadar fazla olduğudur.

    1.Eleştiri
    2.Küçümseme
    3.Savunmaya Geçme
    4.Duvar Örme Eleştirme: Eleştirme şikayetten farklı bir durumdur. Şikayet, belli bir durumdan rahatsızlığı dile getirirken eleştiri daha genellenmiştir ve eşin kişiliği ile ilgili negatif sözler içerir. Örneğin; “Eve geldiğimde bana günümün nasıl geçtiğini sormadığında kendimi önemsenmemiş hissediyorum” demekle “Bir kere de eve geldiğinde bana nasılsın diye sorsan, çocuk bile nasılsın diye sormayı bilir, sende insanlık da ölmüş.” demek farklı etki yaratacaktır. Ama biz ikinci örnekteki gibi konuşmaları daha çok severiz, çünkü daha etkili olcağını düşünürüz değil mi? Halbuki bu tarz konuşmalar karşı tarafta savunma mekanizmalarını harekete geçireceği için genellikle işe yaramaz, boşuna konuşuruz. Sonra da rahatsızlığımı dile getiriyorum ama hiç anlamıyor diye yine karşımızdakini suçlarız. Küçümseme: Eleştirinin bir adım daha ileri gitmesidir, karşımızdaki kişiye ad takma, göz devirme, alay etme, iğneleme ve saldırganca espirirler yapmayı içerir. Bu dört atlı içinde en zararlı olanıdır. Çünkü tiksinmeyi içerir ve çözüm yerine daha çok çatışma getirir. Hatta yapılan bir araştırmada küçümsemeye maruz kalan eşlerin diğerlerine oranla daha çok nezle ve soğuk algınlığına yakalandığı görülmüştür. Savunmaya geçme: Küçümsemeye karşılık savunmaya geçmek doğal bir tepkidir, fakat yine de karşı tarafa “sorun bende değil, sende” mesajını verdiği için çözüm getiren bir yaklaşım değildir. Duvar Örme: İlk üç atlı devreye girdikten bir süre sonra eşlerden biri (genellikle erkekler) kendini geri çeker. Başka yöne bakar ama dinlediğine dair baş sallar, göz temasından kaçınır, gazateyi veya kumandayı eline alır. Kısaca sessiz kalır ve duyduklarını umursamıyormuş gibi davranır.

    C)- Üçüncü işaret Taşma’dır. Tıpkı sel baskını gibidir. Çünkü tartışma sırasında sürekli eleştirilen kişi kapana kısılmış gibi hissetmekten kendisini korumak için sıkça duvar örmeyi kullanmıştır, fakat artık örülen duvarlar biriken suları tutamaz ve taşma meydana gelir. Mutsuz evliliklerde bu üç prensip genellikle birarada görülürler.

    D)- Dördüncü işaret Beden Dili’dir. Taşma’nın yol açtığı fizyolojik değişimler bu gerilimin oldukça zor bir durum olduğunu göstermektedir. Kalp atışı dakikada 100-165 arasına çıkar, terleme olur, yoğun adrenalin salgılanır ve tansiyon yükselir. Taşma olunca bilgi işleme becerisi azalır, kısaca eşin ne dediğini anlamak güçleşir, savaş ya da kaç tepkisi oluşur. Problem çözme becerisi ortadan kalkar, kişinin tek yapabileceği ya savaşmak ya da kaçmak olacaktır.

    E)- Beşinci işaret başarısız onarma çabalarıdır. Gerilimi azaltmak ve taşmayı engellemek için eşlerden birisinin çabalamasıdır. Örneğin; “Bekle biraz sakinleşeyim” veya “Ara verelim” gibi sözler işe yarayabilir. Genellikle ilişkideki pozitif taraf ağır basıyorsa bu çabalar başarılı olabilir. Fakat eğer ilişkide olumsuz başlangıç, mahşerin dört atlısı ve taşma sıkça yaşanıyorsa genellikle bu çabalar fark edilmez ve başarısız olur.

    F)- Altıncı işaret kötü anıları fazla hatırlamak, yeniden kaleme almaktır. İyi anılar, ilişkinin başlangıcında yaşanan güzel ve yoğun duygular ise genellikle önemsizleştikleri için veya artık acı verdiği için unutulurlar.

    Mutlu Evliliğin Yedi Prensibi

    •Birinci prensip aşk haritalarınızı genişletmektir. Aşk haritası, eşinizle ilgili bildiğiniz bilgilerdir. Mutlu çiftlerin birbirleriyle ilgili bildikleri bilgiler geniştir. Çiftlerin birbirlerinin hayatındaki önemli olayları bilmeleri, birbirlerinin en büyük korkularını, hayallerini, umutlarını bilmeleri zor dönemlerde çiftlerin bağını güçlü kılarak bir arada kalmalarını kolaylaştırmaktadır.

    •İkincil prensip eşlerin birbirlerinden hoşlanmaları ve birbirlerine saygı duymalarıdır. Mutlu çiftler olumsuzluklara rağman birbirlerinin iyi ve güzel yönlerini görür ve hatırlarlar. Eğer iyi şeyler hatırlanmıyorsa evlilik tehlikededir. Taktir ve beğeninin olduğu ilişkilerde anlaşmazlıklar olsa da dört atlının olması güçleşir.

    •Eşlerin birbirleriyle bağlantıda kalmalarına yardımcı olan şey gün içindeki kısa sohbet anlarıdır. Soruya karşılık verme, espiriye gülme, yemek yerken bir iki cümle konuşma, zor bir gün geçirdiğini bildiğiniz eşinize kısa bir destekleyici mesaj atma vs. Bu küçük davranışlar adeta çiftlerin “duygusal banka hesabı”na para yatırmaya benzer. Zor zamanlarda bu banka hesabından para çekilir ve ilikiyi iflas etmekten kurtarır. Eğer banka hesabı boşsa, en küçük bir negatiflikte ilişki iflas etmeye mahkumdur. Duygusal banka hesabına yatırdığımız paralar bazen önemsiz görülebilir ve zaten olması gereken şeyler gibi görünebilir, fakat bu çabalar fark edilmelidir. Ne kadar çok dolu bir banka hesabınız varsa ilikiniz o kadar sağlam ve zorluklara dayanıklı olacaktır.

    •Eşinizin sizi etkilemesine izin vermek önemlidir. Bu eşinizin fikirlerine ve duygularına önem verdiğiniz ve alacağınız kararlarda söz sahibi olmasına izin verdiğiniz anlamına gelir. Bu sayede güç paylaşımı olur ve uzlaşma yetisi artar.

    •İlişkilerde çözülebilir problemlerle çözülemeyecek problemleri ayırt etmek de önemli bir beceridir. Çözülebilecek türden problemlerinizi konuşurken bir kaç şeye dikkat edilmesi tavsiye edilir: Yumuşak başlangıçlar yapın. Onarmayı ve onarılmaya izin vermeyi öğrenin. Kendinizi ve birbirinizi sakinleştirin. Uzlaşma becerilerinizi artırın. Birbirinizin hatalarına karşı toleranslı olun.

    •Kilitlenmelerin üstesinden gelin. Bazı sorunlar vardır hiç çözülemeyecekmiş gibi gelir. Örneğin, siz çocuk istiyorsunuzdur, eşiniz istemiyordur, siz çocuklarınıza ibadet etmeyi öğretmek istiyorsunuzdur, eşiniz ise ateisttir, siz evde oturmayı çok seviyorsunuzdur, eşiniz ise her gece dışarı çıkmak istiyordur, vs. gibi. Umutsuz gibi görünen bu gibi çatışmalarda yapmanız gereken bu sorunu çözmeye çalışmak değil, eşinizle bu konuda konuşabilir hale gelmektir. Bu problemle ilgili konuşurken birbirinizi kırmadan konuşmayı ve bu problemle yaşamayı öğrenebilirsiniz. Konu çocuğunuza hangi dini görüşleri öğreteceğiniz de olsa, peçeteleri nasıl katlayacağınız gibi küçük bir mesele de olsa, eğer eşiniz sizin hayallerinize saygı göstermiyorsa ve onları dikkate almıyorsa kilitlenme yaşamanız muhtemeldir. Çünkü hayellerimiz hayatımıza anlam ve amaç katar, kimliğimizin bir parçası haline gelirler.

    •Eğer ilişkiniz bu altı prensibe uygunsa zaten mutlu olma ihtimaliniz oldukça yüksektir. Yine de daha neye ihtiyaç var derseniz, ortak anlam ve değerler yaratmak diyebiliriz. Bu aslında her ailenin kendi kültürünü yaratmasıyla ilgili bir şeydir. Her ailenin çeşitli ritüelleri, gelenekleri vs. vardır. Mesela doğumgünlerini kutlamak, bebeğin doğumundan sonra mevlüt okutmak, pazar akşamları dışarda yemek yemek vs. Kültür yaratmak için çiftlerin aynı fikirde olmasına gerek yoktur, birbirlerinin hayallerine saygı duymayı öğrenen çiftler bunu ortak kültür yaratmanın bir yolunu bulurlar. Bu kültür iki tarafın da hayallerini barındırır ve zamanla şartlara göre değişebilecek kadar da esnektir. Böylece hayalleriniz farklı olsa da evliliğiniz yürüyebilir ve kilitlenme yaşama olsılığınız çok azalır.

    Hayat hakkındaki temel konulardaki düşünceleriniz ne kadar birbirine yakın olursa hayat o kadar daha zengin ve kolay olacaktır. Bunun olması için her ne kadar kendinizi zorlayamasanız da, herkesin kendi duygu ve düşüncelerini dürüstçe ve rahatça paylaşabileceği bir ortam yaratarak bu anlamların birbirine kaynaştığı bir evlilik yaratma ihtimalinizi artırabilirsiniz. Bu da arkadaşlığınızı güçlendirir ve çatışmalarla daha kolay başa çıkmanıza yardımcı olur. Gotman çalışmalarına katılan çiftlerle ilerki zamanlarda tekrar bağlantı kurduğunda iyileşme göstermeye devam eden çiftlerin haftada beş ekstra saat ile bu farkı yarattıklarını görmüş.

    Siz de bu sırdan yararlanmak istiyorsanız haftada beş saatinizi şunlara ayırın:
    •Sabah ayrılma (Eşinizin o gün ne yapacağını bilin.) Günde 2×5=10 dk.
    •Akşam gününüzün nasıl geçtiği ile ilgili sohbet edin.. Günde 20×5 =1 saat 40 dk.
    •Beğeni ve taktir cümlelerini kullanın. (5×7 =35 dk.)
    •Yakınlık kurun. (Mesela uykuya dalmadan önce eşinizi öpün.) (5×7 =35 dk.)
    •Haftalık buluşma gerçekleştirin, birlikte bir faaliyet yapın. (Aşk haritanızı genişletin.) Haftada bir kez 2 saat.

    Uzm. Psk. Bilge ÇAPOĞLU