Etiket: erken boşalma

  • Ülkemizde Her On Kadından Biri Vajinismus Sorunu Yaşıyor!

    Ülkemizde Her On Kadından Biri Vajinismus Sorunu Yaşıyor!

    CİSED GENEL SEKRETERİ PSİKOLOG SERAP GÜNGÖR: “EVLİ BAKİRE OLMAK ARTIK KADER DEĞİL!”

     Bir kaçınma ve erteleme durumu olan vajinismus, ülkemizde cinsel hayatı olan her on kadından birinin kabusu haline geldi. Halk arasında “Evli Bakirler” olarak da bilinen vajinismuslu kadınlar ve eşleri için yeni bir vajinismus tedavi kitabı çıktı: “Mühürlü Beden” Vajinismusa son verebilmek için resimli cinsel terapi el kitabıolan Mühürlü Beden; Türkiye’nin en ünlü cinsel terapistlerinden biri olan Dr. Cem KEÇE ve Jinekolog Dr. Yasemin YILDIZ tarafından, dostça ve yalın bir üslupla kaleme alındı. Cinsel bilgilenme ve kendi kendine yardım kitabı olanMühürlü Beden‘i kamuoyuna tanıtan ve tavsiye eden Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED) cinsel terapistleri,vajinismus ve evli bakirelerle ilgili çiftlerin cinsel bilinçlenmesi ve farkındalığı için yararlanabilecekleri bilgileri gözden geçirdi…

    BEDENİNİZDEKİ MÜHRÜ SÖKÜP ATACAKSINIZ!

    Vajinismus tedavilerindeki bilimsel ve farklı yaklaşımların önemine değinen CİSED Genel Sekreteri Psikolog Serap Güngör; “Evli olmanıza rağmen hala bakire misiniz? Evli ve mühürlü bir bedene mi sahipsiniz? Bir kaçınma ve erteleme durumu olan vajinismusla ilgili doğru bilinen yanlışları merak mı ediyorsunuz? İlk gece ve kızlık zarına dair hurafeler veya cinsellikle ilgili uydurmalar hayatınızı mı karartıyor? Evlilik veya çift ilişkilerinizde sağlıklı ve mutlu bir şekilde seks yapabilmek ve korkmadan cinselliği arzulamak mı istiyorsunuz? Ağrı ve acı duymadan seks yapabilmek için neler mi vermezdiniz?Cinsel hayatınız kıpırtısını mı kaybetti? ‘Mühürlü Beden‘ adlı bu kitap sizin için yazıldı. Vajinismus, ilk gece, cinsellik, evlilik ve yakın ilişkiler üzerine bilimsel gerçekleri ve önerileri ele alan bu kitabı okuduktan sonra hurafelerinizden kurtulacaksınız, seksten, ilişkilerinizden ve partnerinizle olan iletişiminizden daha fazla keyif alacak ve bedeninizdeki mührü söküp atacaksınız. Çünkü evli bakire olmak artık kader değil!” dedi.

    CİNSEL BİLGİLENME VE KENDİ KENDİNE YARDIM KİTABI: “MÜHÜRLÜ BEDEN”

    Kamuoyunu bilgilendirmek için daha çok vajinismus tedavi kitabının yazılmasının önemine değinen CİSED Yönetim Kurulu Üyesi Psikolog Kemal Özcan; “Vajinismusun tanısından nedenlerine, tiplerinden tedavi seçeneklerine kadar, vajinismusla ilgili merak edilen her konuda, en bilimsel ve en güncel bilgileri aktaran Mühürlü Beden,vajinismus için cinsel bilgilenme ve kendi kendine yardım kitabı olarak, cinsel hayatı ebeveynlerinin ve toplumun değer yargılarının etkisinde, hatta kontrolü altında olan gençlere ve yetişkinlere bekledikleri yardım elini uzatıyor. Vajinismusla ilgili yaygın yanlış bilgileri düzeltmeyi, ilk gece ve kızlık zarı kanaması gibi sorunları kolayca aşmak için destek olmayı, korkmadan seks yapabilmek için en yeni cinsel terapi yöntemlerini anlatmayı amaçlayanMühürlü Beden kitabını, cinsellik ve ilişkiler konusunda kendini yeterli, iyi veya normal kabul edenler de dâhil olmak üzere herkese tavsiye ediyoruz. Çünkü bu kitaptan öğreneceğiniz çok şey var. Okuyunca bu tavsiyeye hak vereceksiniz.” dedi.

  • İçeride neler oluyor ?

    İçeride neler oluyor ?

    Cinsel sorunların çözümünde terapi kelimesi her zaman geçer. Peki birçok sorunda olduğu gibi cinsel sorunlarda da etkili olan terapiler sırasında kapalı kapılar ardında neler konuşulduğunu merak ediyor musunuz? Cevabı, yazımızda gizli…

    Cinsel sorunların tedavisinde sıklıkla duyduğumuz cinsel terapi kelimesi kulağa aşina gelse de içeriğinde neler olduğunu birçoğumuz merak ediyor. Cinsel terapi kiminle, nasıl yapılıyor, cinsel sorunların tedavi edilmesi için verilen ödevler arasında neler bulunuyor gibi soruların cevabını siz de merak ediyorsanız cinsel terapist Doç. Dr. Ercan Özmen’in anlattıklarını dikkatle okumanızı tavsiye ediyoruz.

    CİNSEL TERAPİ KİMLERE UYGULANIYOR?
    Doç. Dr. Ercan Özmen cinsel terapinin cinsel sorunları tedavi etmeye yönelik olduğunu ve ilaç yerine davranış terapilerinin etkili olduğu bir yöntemin esas alındığını belirtiyor. Cinsel terapilerin en iyi yanı, kısa süre içinde etkili sonuçlar alınabilmesi. Terapi yapılmasının nedeni ise cinsel sorunların aslında tek kişinin sorunu olmaması ve karşı tarafın cinsel yaşamını da etkilemesi olarak açıklanıyor. Cinsel sorunlar erkeğin ya da kadının sorunu olarak görülmüyor. Doç. Dr. Ercan Özmen, “Hastalar bireysel olarak gelseler de düzenli bir partnerleri varsa onlarla da görüşülmesi gerekiyor. Çünkü cinsel sorunların büyük bir çoğunluğunun altında psikolojik kökenli nedenler olabiliyor. Yanlış öğrenilmiş birtakım düşünceler ve hatalı beklentiler de cinsel yaşamı olumsuz yönde etkiliyor. Terapide öncelikli olarak yanlış bilgiler düzeltiliyor. Doğru bilgiler veriliyor. Bu bilgilerin içinde karşı cins ile iletişimin nasıl kurulacağı ya da anatomik, fizyolojik ve davranışsal bilgiler de oluyor” diyor.

    İletişim cinsellikte de önemli
    Çiftler arasındaki iletişim sorunu cinsel hayatı da olumsuz yönde etkileyebiliyor. Terapilerin en önemli yanı ise çiftlere iletişim sorunlarını aşmaları için destek olmak oluyor. Çünkü cinsel sorun yaşayan kişi bir süre sonra cinselliği haz veren bir birleşme değil zorunluluk olarak görmeye başlıyor. Cinsel isteksizlik, erken boşalma ve vajinismus gibi çok sık görülen sorunlar için cinsel terapiler oldukça etkili. Bu terapilerde verilen ev ödevleri ise çiftlerin cinsel hayatlarını canlandırmaya yönelik oluyor.

    VAJİNİSMUS
    Vajinismus; vajinadaki istemsiz kasılmalar anlamına geliyor ve dolayısıyla cinsel birleşmeyi engelleyen bir durum olarak ortaya çıkıyor. Vajinismus daha çok katı bir ailede yetişen, yanlış bilgilerle büyüyen (cinsel birleşmenin acı vereceği gibi) kişilerde görülüyor. Bilinçaltındaki bu kaygılar da cinsel birleşme sırasında istemsiz kasılmalara yol açıyor. Bu tür sorun yaşayan hastalara verilen ödevler için Doç. Dr. Ercan Özmen şöyle diyor: “Öncelikle bu düşüncelerin yanlış olduğunu göstermek için örnekler veriyoruz: Vajinanın ne kadar esnek olduğunu balona benzeterek anlatma gibi… Aynı zamanda vajinanın içine girecek şeylerin endişeye yol açmaması gerektiği de öğretiliyor. Bunun için ise verilen egzersizler arasında kendi parmağını vajinaya sokma gibi ödevler bulunuyor. Bu durumun kötü bir şey olmadığıyla kişinin yüzleşmesi gerekiyor. Vajinismus sorunu için yapılan tedavilerden iki ay yani dört görüşmeden sonra sonuç alınabiliyor” diyor. Bu ödevlerle sadece vajinismus çözülmüyor aynı zamanda korktuğu için yıllarca cinsel birleşmeden uzak kalan kadının zevk alması için sevişme ödevleri, masaj ödevleri de veriliyor.

    CİNSEL İSTEKSİZLİK
    İstek sorunu genellikle zevk alamamanın bir sonucu olarak ortaya çıkıyor. Bu sorunun altında ise genelde uyarılma ve orgazmla ilgili sebepler oluyor. Doç. Dr. Ercan Özmen, “Cinsel isteksizlik sorununun altında depresyon gibi başka nedenler yoksa kişiye yine anatomik bilgiler, resimler gösterilerek kendi kendini uyarma ödevleri veriliyor. Çiftlerin bu ödevleri önce tek başlarına, sonra da partnerleriyle yapmaları öneriliyor. Çiftler zevk almaya başladıkları andan itibaren istekleri de geri geliyor. Önce haz almak öğretiliyor, istek ise hazzın peşinden geliyor” diyor.

    ÖNCE DOKUNMA ÖĞRENİLMELİ
    Cinsel terapilerde önemli olan cinsel ilişkiyi kısıtlayıcı düşünceleri ortadan kaldırmak oluyor. Cinsel birleşme olmadan da insanlar haz alabiliyorlar. Burada dokunma ve sevişme devreye giriyor. El teması özellikle kadınlar için çok önemli. Terapilerde dokunmanın öğrenilmesi için masaj ödevleri de veriliyor.

    Erken boşalma
    Erken boşalma sorunu için yapılan terapilerde erkeğin boşalmayı kontrol etmesi öğretiliyor. Boşalmayı engellemek için birçok egzersiz yaptırılıyor. Doç. Dr. Ercan Özmen, uyarılmayı kontrol edebilmek mastürbasyonun önemli bir egzersiz olduğunu belirtiyor.

    Partner olmaması
    Cinsel terapilerde görülen en büyük sorunlardan biri de kişinin partnerinin olmaması. Cinsel sorunu yüzünden ilişkiden kaçınan kişinin sorunlarının düzeltilmesi daha zor olabiliyor. Partner olmayınca aslında terapi de olmuyor. Bu durumda sadece bireysel yapılabilecek egzersizler veriliyor.

    Pornografi bağımlılığı
    Pornografi bağımlılığı da cinsel terapi ile tedavi edilebiliyor. Pornografi bağımlısı olan bir kişi aslında alkol bağımlısı gibi tüm gününü bu uğraşla geçiriyor ve sosyal, mesleki hayatı bu sorun nedeniyle sekteye uğruyor. Pornografi bağımlılığının temel sebeplerinden bir tanesi pornografinin uyarıcı olması oluyor. Pornografi bağımlılığı dürtü bağımlılığı olarak da düşünülebilir. Terapide pornografi bağımlısı olan kişinin en çok uyarıldığı öğeler belirlenerek partneriyle bu öğeler paylaşılıyor. Rol-play denilen bazı fanteziler gerçek hayata uygulanabiliyor.

    BU NOKTALARA DİKKAT
    Doç. Dr. Özmen, vücutta erojen bölgeler bulunduğunu söylüyor ve “Kadınlarda göğüsler, bacak, boyun, omuz gibi bölgeler erkeklerde ise genital bölgeler olabilir” diyor. Fakat her bireyin farklı erojen bölgeleri olabiliyor. Bunların öğrenilmesi, araştırılması ise terapi sürecinin bir parçası. Sadece o bölgelerin bulunması değil, ne tür dokunuşlarla uyarıldığı da önemli. Bazıları okşayarak bazıları bastırarak, masaj tarzında uyarılmaya yatkın olabiliyor. Çiftlere terapilerde önce vücutlarına sonra birbirlerine dokunmaları öğretiliyor. Özellikle erkekler için görsellik ön planda oluyor. Uyarıcı ve görsel unsurların belirlenmesi de gerekiyor. Tütsü, parfüm gibi bazı kokular da uyarıcı olabiliyor. Bunların da konuşulması cinsel hayatı etkiliyor. Fanteziler uyarıcı olduğu için etkili bir şekilde kullanılması gerekiyor. Bazen de çiftlere cinselliği öğrenmeleri için kitap tavsiye edilebiliyor” diyor.

    formsante

  • Tantra tekniği

    Tantra tekniği

    Tantra tekniği ile boşalma kontrolü öğrenilebilir

    Tantra tekniği ruhsal ve bedensel bütünlüğü sağlar
    Erken boşalmanın erkeklerin cinsel hayatını kabusa çevirdiğini ve erkeklerin bu sorunu çözebilmek için duydukları herşeyi denediklerini söyleyen CİSED Genel Başkanı Dr. A. Cem Keçe; “Erken boşalma erkeğe kendini kötü hissettirir, cinsel yönden kendine güvenini sarsar ve eşiyle iletişimini zedeler. Erkekler erken boşalma sorunlarını çözebilmek için birçok yöntem denerler ancak en etkili yöntem, kişinin neden bu sorunu yaşadığının farkına varması ve boşalmasını kontrol etmeyi öğrenmesidir. Bunun için de ortalama 12 seanslık cinsel terapi görmesi çoğu zaman yeterlidir. Bu süreçte hem cinsel konularda doğru bilgi edinecek, hem erken boşalmaya yol açan olumsuz duygu ve düşüncelerini farkedip kontrol etmeyi öğrenecek hem de eşiyle iletişimi gelişecektir. Cinsel terapi içersinde erkeğe hem bireysel hem de eşiyle birlikte uygulayacağı ev ödevleri verilir. Tantra egzersizleri de en faydalı ev ödevlerindendir.” dedi. Tantra tekniğinin boşalma kontrolünü hedefleyen basit bazı ipuçları ve öneriler olduğunu söyleyen  Dr. Keçe; “Bu önerileri, tantra tekniği adı altında düşüncenin, nefesin ve meninin kontrol edilmesi formülü içinde özetleyebiliriz. Bu formül içinde anlatılmak istenen şey şudur: Boşalmanın yaklaştığını fark eden erkek kafasından her türlü düşünceyi siler. Böylece, cinsel ve bedensel tüm duyumları algılayabilecek bir hale gelir. Birleşmeyi düzenli ve uyumlu nefes alıp vererek sürdürürken nefesini tutar. Dilini ağzının içinde yuvarlayarak nefes yolunu tıkamaya çalışır. Dilin bu işlevini kolaylaştırmak için bazı Tantra uzmanlarının dilin altındaki deriyi bile kestikleri bilinir. Erkek, meninin akışını durdurmak için, karnını içeri çeker ve penisini de bir miktar dışarı iter. Böylece, uyanıklığın ve mutluluğun en son aşaması diye tanımlayabileceğimiz, ruhsal durum gerçekleştirilmiş olur. İşte tanra tekniği böyle bir ruhsal durumu gerçekleştirmek, ruhsal ve bedensel bütünlüğü sağlamak için yapılan cinsel bir tekniktir, bir uzak doğu tekniğidir. Biz bu tekniği aşk kaslarını daha iyi kontrol edebilmek ve yeterince gevşetebilmek için cinsel terapide diğer tekniklere ilave olarak kullanıyoruz.” dedi.
    Erken boşalan erkek yalancı haz yaşar
    Tantra tekniği ile erkek gerçek hazzı yaşamayı öğrenebilir
    Erken boşalan erkeklerin en sık yaşadıkları sorunun ne zaman boşalacağını düşünmekten cinsel ilişkiye odaklanamamaları ve haz alamamaları olduğuna dikkat çeken CİSED Genel Başkan Yardımcısı Psk. Gülüm Bacanak; “Cinsel terapide erkeğe anın tadını çıkarmaya odaklanması öğretilir ve böylece cinsellikten aldığı hazzın da farkına varır. Tantra tekniğinin de temelinde kişinin bedenindeki duyumlara odaklanması yer alır.  Tanra tekniği, bir hazırlık dönemini zorunlu kılan ayrıntılı bir tekniktir. Erkeğin boşalmasını kontrol edebilmesi için, zihni ve bedeni üzerinde belirli bir egemenlik kurması gerekir. Onun için, erkekten yoga bilmesi veya uzun süre nefes egzersizleri yapmış olması istenir. Hazırlık döneminde erkeğin tantra tekniği için kendisine eş olarak seçilenkadınla içtenlikli bir yakınlık geliştirmesi de, önkoşullar arasındadır.” dedi. Erken boşalan erkeklerin cinsel ilişkide yaşadıkları hazzın gerçek değil yalancı haz olduğunu söyleyen  Psk. Bacanak; “Önce erkeğe gerçek hazla yalancı haz arasındaki fark anlatılmalıdır ve erkek gerçek hazzı öğrenmelidir. Bildiğimiz anlamda erkekte erken boşalmayla sonuçlanan haz saniyelerle sınırlı yüzeysel ve yalancı bir haz duygusudur. Oysa Tantra tekniğini öğrenip uygulayabilen erkek için her türlü sınır aşılmıştır. Artık o kimse doğanın sınırsız, bitmez tükenmez gücünü kullanmaktadır. Cinsel gücünün elverdiği kadar değil canının istediği ya da eşinin istediği kadar sık ve uzun sevişebilir. Artık boşalmanın verdiği haz saniyelerle sınırlı değildir. Çünkü erkek boşalmanın verdiği hazza değil, sevişmenin verdiği hazza odaklanmıştır. Boşalmanın hazzı da yalancı değil gerçek bir hazdır, yoğun bir hazdır. Ancak bu yoğun haz kadar sevişmenin verdiği haz da çok önemlidir. Sevişmenin verdiği haz olmadan gerçek haz hissedilemez. Belki de bunu lezzetli bir yemeğin tadına küçük parmakla bakmaya benzetebiliriz.” dedi.
    Aşk kaslarını kullanmayı öğremek sekste çok önemlidir
    Tantra tekniğinde önemli olanın boşalmayı önlemek için erkeğin aşk kaslarını nasıl kullanabileceğini öğrenmesi olduğunu belirten CİSED Genel Sekreteri Psk. Dnş. Fatma Ayrık; “Makat, yumurtalıklar ve kasıkları çevreleyen kaslara aşk kasları adı verilir. Erken boşalmayı yaratan önemli faktörlerinden birisi aşk kasları adını verdiğimiz PC kaslarının kontrol edilememesidir. Bu kaslar aynı zamanda işerken işemeyi yarıda kesen, idrar akışının kontrol edilmesine yardımcı olan kaslardır. Ayrıca makatı (anüs) kapatırken kullanılan ve mastürbasyon yaparken sert haldeyken penisi yukarı doğru çekmeye yarayan kaslardır. Aşk kasları boşalmadan sorumlu olan iç cinsel organların bulunduğu alanın etrafındadır. Bu kaslar kasıldığında meni kesecikleri ve idrar yollarına baskı uygular ve sıkıştırır. Özellikle, erkek bilinçli olarak aşk kaslarını kontrol ederek ve gevşeterek boşalmanın akışını engelleyebilir. Daha da önemlisi, aşk kaslarını kasıp gevşetmek erkeğe cinsel aktivite esnasında heyecan düzeyinizi etkili bir şekilde kontrol etmesi için fonksiyonel bir mekanizma da sunabilir.” dedi.

     

    CİSED Andı: “Cinsellik; rahatlamış ve gevşemiş bir halde, sevişmenin ve dokunmanın verdiği hazza odaklanarak, haz alıp haz verebilme, ruhu ve bedeni paylaşabilme, ne olursa olsun bir şekilde boşalabilme bilim ve sanatıdır…”
  • Evlilik yıldönümünde kızlık zarını hediye eden kadın var

    Evlilik yıldönümünde kızlık zarını hediye eden kadın var

    Türkiye’de cinsellik adeta onlarca yıldır süren bir kriz. Genelde erkek perspektifinden bakılan ve sömürülen bu alanda yok olansa daima kadınlar. Jinekolog, terapist ve Operatör Dr. Gökçen Erdoğan, kadın cinselliğine yoğunlaşmış bir hekim. Uzun bir süredir bu alanda çalışan Dr. Erdoğan’la, kadın cephesindeki cinselliği ve son dönemcinsel estetikteki yeni trendleri konuştuk.

    Türkiye’nin cinsel profiline baktığınızda kadın açısından nasıl bir tablo ortaya çıkar?
    Uçların yaşandığı bir ülke Türkiye. Bir tarafta orgazmın ne demek olduğunu bilmeyen Ayşe Hanım, diğer tarafta, “Eşimbana yetmiyor onu nasıl ateşlendirebilirim?” diyen Fatma Hanım. Bize ulaşamayan çoğunlukta olduğunu düşündüğüm gizli bir grup damonoton bir cinsel hayat süren orta grup. Prensipleriyse ne acı ki, “Görevimi yaparım, adamım keyfine bakar” şeklinde.
    Bu tablo, bölgesel farklılıklar gösteriyor mu? Şikâyet tahterevallisinde İç Anadolu ve Doğu Anadolu ağır basıyor. İlişkiye girememe ya da ilişkiye girmede zorlanma olarak bilinen vajinismus, aile baskısı ve çevre baskısı daha yoğun olarak yaşanan bu bölgeleri mesken tutmuş adeta. İçinizde cinselliği çözmüş olsanız bile, gizli bir güç sizi bilmiyor gibi yaşamaya ve zamanla bedenin bile bunu inkârına zorluyor bu bölgelerde.

    Ne gibi?
    Etrafınızda yükselen sesler, “Kızımbacaklarını ört, eteğini kapat ve erkeklere dikkat et” olduğunda fark etmeden ilerideki cinsel hayat etkileniyor. Beyin bunu yapmaya zorluyor bedeni. Günler geçiyor, ilişki zamanı geldiğinde sonuç vücudun başkaldırısı yani vajinismus oluyor.

    Ya cinsel isteksizlik ve orgazm olamama sorunları?
    Bu sorunlar biraz daha kentvari oldu. Nedeni de şu: “İlişkiye giriyor musun?” Evet. Öncesi, sonrası önemlimi? Bir sonraki aşamayı dert eden kişiler biraz daha sosyoekonomik yönden güçlü olan, kendini dinleyen grup. Erken boşalma ve sertleşme sorunuysa erkeğin hayatı boyunca yüzde 60-70 oranında karşılaşacağı bir durumolduğu için bölgesel farklılık göstermiyor.

    ‘İLİŞKİYE GİREMEDİĞİNİ ARTIK SÖYLEYEBİLİYOR’
    Son 10 yılda, kadın cinselliği nasıl değişti? Kendini ve eşini önemseme derecesi arttıkça bize olan başvuru sayısı artıyor. 5 yıl öncesinde “Gebe kalamıyorum” şikâyetiyle gelen vakaları sorguladığımızda, “Cinsel ilişki yaşayamıyoruz ki” cevabını güç bela duyabiliyorken, şimdi biz sormadan, “Biz ilişkiye giremiyoruz” diyebiliyorlar. O yüzden belki de son 5 yıldır daha aktif olarak çalışıyoruz cinsel sorunlarda. Son yıllarda özellikle cinsel isteksizlik ve orgazm sorunlarına yoğunlaştık.

    ÖĞLE ARASI ESTETİK YAPTIRIYORLAR
    Sezaryen ve kürtajın kısıtlanması bu alanda oranları aşağı çekmiş gözüküyor mu?
    Sezaryen konusunda belki ama kürtaj konusunda oranların azalacağını düşünmüyorum. Hayatta en zor kararlardan biridir gebeliğin sonlandırılması ya da dramatize ederek söyleyeyim: Bebeğin alınması. Bu aşamaya gelene kadar karar çok defa süzgeçten geçirilmiştir ve hekime gelinmiştir. Eğer bu karar verilmişse kanımca hiçbir güç kadını ya da erkeği bu fikirden caydıramaz.

    Cinsel estetikte hastalardan hangi talepler geliyor?
    Öğlen arası estetikleri dediğimiz bu operasyonlarda vücudunun bir bölümünden rahatsızlık duyan kadın, yarımsaat sonra bunu aşmış olarak klinikten ayrılıyor. “Dudaklarımdaha küçük olmalı” ya da “Biraz daha dolgun istiyorum” diyor. “Eşimilişki sırasında rahatsız oluyor, vajinamı daraltabilirmiyiz?” isteği oluyor. “Orgazmsorunu yaşıyorum, G noktası dolgusuyla bu sorunu çözebilirmiyiz?” talebi geliyor. Bunlara, “Evet” demek son derece keyifli.

    Cinsel estetikte yeni trendler neler?
    Cinsellik farklı bir âlem. Kimsenin sınırı yok. Sadece var olduğuna inanmayı ve başkalarını da buna inandırmayı seçebiliyor insan. Ama yok. Arap ülkelerinden gelen bir talep var. Adamın yıllardır birlikte olduğu kadının bekaretini yeniden bozma isteği. Eşi bunu kadına söylüyor, kadın da kabul ediyor. Bize gelip “kız olma”yı istiyor. Evlilik yıldönümünde, kızlık zarı diktirip eşine sürpriz hazırlayanlar var. Bu artık ülkemizde de yaygınlaşmaya başladı. Belki de bir başlangıç. Cinsel hayata ivme ya da farklılık ne dersek diyelimbir renk katıyor. Partnerlerin onayı biz doktorlar için yeterli oluyor.

    Bu kişiler hangi yaş aralığından? Cinsel hayatı monotonlaşmış, renklendirmek için bir hareket ya da ortamisteyen ailelerde daha çok oluyor. Özellikle 40-45 yaş arası kadınlar bu istekle diğer yaş gruplarından daha çok geliyor. Bu hembir değişiklik hemde eşlerine farklı bir heyecan oluyor. Kendini taze bir genç kız gibi hissettiğini söyleyen de var. Eşinin kendisine verdiği değeri en başa saracağını düşünen de… Hatta hiçbir şey düşünmeden sadece değişiklik olsun diye yapanlar da var.

    KADINLARIN YARISINDAN ÇOĞU CİNSEL ORGANINI BİLMİYOR
    Bir cinsel terapist olarak en çok hangi vakalarla karşılaşıyorsunuz?
    Yüzde 100 başarımızı net olarak gördüğümüz vajinismus en fazla ilgilendiğim sorun. Erkeklerde sertleşme sorunu ve erken boşalma konusunda ekip olarak çalışıyoruz.

    Terapilerde sizi en çok şaşırtan hangisi olmuştu?
    Yakın bir süre önce çok sevdiğim ve çoğu kişi tarafından da bilinen bir kadın doğumcu arkadaşımın vajinismus sorunuyla bana gelmesiydi. Şaşırtıcı olan bu işi bilen ve onlarca vakanın içinde yaşayan bir hekimin bunu kendisinin de yaşaması ve seneler geçmesine rağmen bu bataklıktan tek başına çıkamamasıydı. Sonuç: Başarı. Fakat bu vaka bana bir kez daha şunu dedirtti: Bu lanet sorun herkesi her yaşta bulup kurutabiliyor. Önemli olan bu konuda sizi başarıya sürükleyecek bir otorite.

    Ya erkeklerde?
    İki partnerini de alıp gelen bir adam, sorunum şu demişti: “Bu kadınla ilişkimi çok başarılı yaşarken bu kadınla erken boşalıyorum. O zaman sorun kadında. O yüzden kadını tedavi edin.” Ben de sizler gibi her vakamda yeniden şaşırabiliyorum. Herkesin başka bir hikâyesi var. Her gün öğreniyorum ve mesleğimin önemini daha iyi kavrıyorum. İmdada yetişme duygusu, yatak odası söz konusu olunca da çok önemli. İnanın buna.

    Tabii terapiye girerken, insanların cinsel donanımını da görüyorsunuz?
    Nerede cinsel donanım… Donanım için bilgi olması gerekir. Bilgi eğitimle alınır ki; hangi okulda hangi seviyede cinsel eğitim! Türkiye, ilişkiyi sadece penis-vajen birlikteliği olarak gören çiftlerle dolu. Görev yapılır ve biter. İşin duygusal boyutu yok. 100 kadına, “Cinsel organınızı tanıyor musunuz?” diye sorsam yarısından çoğu bunu bilmez. İnanabiliyor musunuz? Hatta hiç bakmamıştır. Orada kaç tane delik olduğunu bilmez.

    Bu kadar vahim mi durum?
    Bir kadın memur, annesi öyle öğrettiği için bebeğin makatta yerleştiğini, idrar yapılan delikten ilişkiye girildiğini, doğum kontrol hapının daha iyi korusun diye vajinaya yerleştirildiğini, bebek olmadığı için vajinal bölgeye ceviz yerleştirilebileceğini sanıyordu.

    ‘Kadının hayal âlemi, özel ve güzeldir ama anlatamaz’
    Cinsellikte, hep erkeklerin fantezi dünyasında dolaştığı gibi bir algı var. Olur mu?
    Kadınların hayal dünyası renkli ama bunu dile getirebilmek konusunda sorunları var. Ahh! Bir anlatabilseler ve yaşayabilseler ne kadar özel ve güzel bir dünya yaratacaklar hayal âlemlerinde. Fakat çocuğunun annesi fantezilerle dolu olamaz. Eşi yatakta isteyici olamaz. “Basit kadın” olarak nitelendirilen bu özellikler temiz aile kadınlarına yani anne sabahlığı giyen bir kadına yakışmaz. İşte çevremizde çok yaygın olan bu düşünceler ne kadar basit ve çürük ama buna rağmen ne kadar kabul görmüş…

    Bizde kadınların düşleri renkli mi peki?
    Hayal dünyasının anahtarı kadınlarda bunu bilmiyor musunuz? Biz bu kapının deli dumruluyuz. Geçenden kamçı, geçmeyenden kelepçe alıyoruz. Gecenin bir yarısında seksshop’u açtırıp erkek arkadaşına giden kadından tutun, bir gecede yatak odasının tepesini ayna kaplattıran kadınlar var. Yaş gününde havuz kapatan ve havuzda ilk cinselliği yaşayan var. Dükkândan tüm siyah tül çorapları alıp, erkeğe kaçırtmadan giydirdiği takdirde ödül vereceğini söyleyen var… Daha ne detaylar, ne çok renk var; bir bilseniz… Dünyada ne kadar kadın varsa o kadar renk var.

    Türkiye’de kadınların pornoya ilgisi nasıl ve genelde tercih ettikleri porno türleri neler oluyor?
    Kadınlar daha erotik filmlerden hoşlanıyor. Yumuşak geçişler, romantizm, duygusal sahneler… Sonrasında cinsellik. Her sahnede penis, vajen, zenci, grup; itici geliyor kadınlara. Fakat filmle tahrik ülkemizde kadınları harekete geçirme yöntemlerinin başında. Hele de 40-45 yaş monotonluğuna geçmiş orta yaş kadınları için önemli bir uyarıcı. ‘Kadının şikâyeti: Aldatılma, erken boşalma ve duygusuzluk’

    Kadınların, eşleriyle ilgili olarak en çok şikâyet ettiği konu erken boşalma mı?
    Hayır! Başkasına boşalma. (Gülüyor) En çok bundan şikâyetçiler. Aldatılan kadın sayısı o kadar fazla ki, erkeği erken boşalsa ona bile razı olacak kadın. Eklemek isterim ki; erken boşalma ve bir de duygusuzluk en çok duyduğum şikâyetler.

  • Erkeğin cinsel ilişkiden kaçması

    Erkeğin cinsel ilişkiden kaçması

    Yatakta ‘başım ağrıyor’ cümlesinin sadece kadınların sığındığı bir bahane olduğu düşünülse de erkekler de çoğu zaman cinsellikten kaçıyor.Onların yataktan kaçma sebepleri ise çoğu zaman biz kadınlardan farklı oluyor.

    Erkeklerin her zaman cinselliğe hazır olduğu düşüncesi aslında onların sırtındaki ağır bir yük gibi. Çünkü erkekler de bazen cinsellikten soğuyabiliyor, cinsel ilgisi ya da isteği azalabiliyor. Bu sorun sadece partnerle ilgili olabilirken bazen de ruhsal ve fiziksel nedenlerden kaynaklanıyor. CETAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Eğiticisi, Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Cinsel İşlev Bozuklukları Polikliniği’nde görev yapan Psikiyatri Uzmanı Dr. Ejder Akgün Yıldırım, “Erkeklerde cinsel isteksizlik aslında sanıldığından daha önemli bir sorun. Bu sorunları dört grupta toplayabiliriz. Birincisi herhangi bir neden yokken kişide cinsellikle ilgili isteğin kaybolması. İkincisi başka bir cinsel sorun olmasından dolayı cinselliğe yönelik ilgi ve isteğin zaman içinde kaybolması. Bunların içinde ilk sırada sertleşme bozukluğu, ikinci sırada da erken boşalma sorunu görülüyor. Üçüncü sıklıkta ise eşine ait cinsel bir sorun olması geliyor. Dördüncü grup başka bir hastalığa ya da kullanılan ilaçlara bağlı olarak ilgi ve isteğin kaybolması durumu oluyor” diyor.
    Uzun süre alkol ve madde kullanıma bağlı olarak da cinsel istek azalabiliyor.

    CİNSEL SORUNLAR
    Dr. Ejder Akgün Yıldırım, “Sertleşme sorunu yaşayan erkek için, cinsellik keyif veren bir şeyken ‘Acaba tekrar sertleşme olacak mı?’ gibi bir müsabaka haline gelebiliyor. O andan itibaren cinsellik kaygı vermeye başlıyor, çünkü her olumsuz deneme kişide ciddi sıkıntılara yol açıyor. Özellikle erkek cinselliğine önem veren, erkeğin temel kimliğini cinsellikle tanımlayan kültürlerde sertleşmeyle ilgili sorunlar olması gerektiğinden daha fazla ruhsal sıkıntılara neden oluyor. Bu da beraberinde cinsellikten kaçınmayı getiriyor. Her dört erkekten birinde görülen bir başka sorun da erken boşalma. Erkeklerde cinsellikten kaçınmanın önemli faktörlerinden biri de bu sorun oluyor. Çünkü zamanla cinsellikle ilgili algıların değişmesi özellikle kadın cinselliğinin öne çıkmasıyla, her iki tarafın da doyum alması önemli hale geldi. Erken boşalma ise bu duruma bir engel. Kişi bunu çok dert ederse cinsellikten kaçınma olabiliyor” diyor.

    Bir neden olmayabilir
    Eşiniz bir neden yokken cinsel ilişkiden kaçıyorsa bunun belirli bir nedeni olmayabiliyor. Bazı erkekler cinselliği normal şekilde yaşarken bir anda cinsel ilgilerini kaybedebiliyor. Kadınlarda daha fazla görülen bu durum sonradan ortaya çıkabileceği gibi cinselliğe aktif olarak başlanan ergenlik döneminden itibaren de görülebiliyor. Bu sorunun altında yatan sebepler arasında cinsellik konusunda katı kurallarla yetiştirilme, cinselliğin ahlak dışı olarak kabul edilmesi olabiliyor. Kişinin heteroseksüel ilişki yerine homoseksüel ilişkiye yönelmesi ve bunu yaşayamıyor olması da cinsel isteksizliğe yönlendirebiliyor.

    Cinsel mitler
    Yaşanılan toplumdaki cinsel tabular, mitler, cinsellikle ilgili inanışlar da erkeğin cinsel hayatını etkiliyor. ‘Cinselliği erkek başlatır, erkek cinselliği her zaman ister’ gibi inanışlar erkekte cinselliğe yönelik birtakım yükler getiriyor. Bu yükler bir süre sonra cinsellikten uzaklaşmasına neden olabiliyor. Erkekler cinselliğe her zaman hazırdır inancı cinselliğin başarı göstermesi gereken bir yarışma gibi tanımlanmasına neden oluyor.

    Hastalıklar
    Kalp damar, diyabet, psikiyatrik sorunlar gibi birçok hastalığın tedavisinde kullanılan ilaçlar da cinsel istek kaybına neden olabiliyor. İlaç kullanımı dışında hormonal bozukluklar, yaralanmalar sonucu gelişen durumlar ve metabolizma hastalıkları da cinselliği etkiliyor. Dr. Ejder Akgün Yıldırım, “Kişinin yaşam zorlukları, ilişki sorunları ve psikiyatrik rahatsızlıklara bağlı ilgi, istek kaybı da olabiliyor. Ani bir kayıp, kişinin işlerinde yaşadığı maddi kayıplar, stresli durumlar, ilişkide yaşanan ciddi bir aldatılma, huzursuzluk da kişinin cinselliğe ilgisini etkiliyor. Psikiyatrik hastalıklar içinde ise depresyon başta olmak üzere doğrudan cinsel isteğin kaybına neden olabiliyor. Cinsel saldırıya maruz kalma, ağır ruhsal hastalıklarda da bu durum söz konusu” diyor.

    Partnerin sorunları
    Eğer birlikte olduğu kadın cinsel bir sorun yaşıyorsa erkekte bir süre sonra cinsel ilgisizlik görülebiliyor. Kadının cinsel isteksizliği, uyarılma sorunu, ağrılı cinsel ilişki, orgazm olamaması ya da vajinismus erkekte de cinsel isteksizliğe neden olabiliyor.

    İkili ilişkilerde yaşanan sorunlar
    Eşler arasında herhangi bir iletişim sorunu varsa bundan ilk etkilenecek nokta cinsellik oluyor. Cinsellik kendi içinde de bir iletişimdir. Eğer çiftlerin birbirlerinden beklentilerinde sorun olduysa, küsme gibi bir durum ortaya çıktıysa cinsellik bazen bu sorunu aşabilse de bazen de ilk etkilenen alan olabiliyor. Aldatma gibi bir sorun yaşanıldığında ise cinsellik kişinin karşı tarafla paylaşacakları açısından sıkıntı vermeye başlıyor. Çünkü kişi ihanete uğradığını düşündüğünde cinsel istek kaybı yaşayabiliyor.

    Ne yapılabilir?
    Dr. Ejder Akgün Yıldırım, “Her çiftin kendilerince geliştirmiş olduğu bir iletişim dilinin olması gerekiyor. Cinsel terapilerde çiftler arasındaki iletişimin yetersiz olduğunu görüyoruz. Cinsellikte iletişim yeterli değilse cinsel sorun da ortaya çıkıyor. Toplumdaki inanışlardan biri konuşmanın cinselliğin büyüsünü bozduğu yönündedir, oysa bu doğru bir düşünce değil. Cinsellikte iletişim tekniklerinde çiftlerin sevişme sırasında sözel ya da bedensel olarak mesaj verebileceklerini öğretiyoruz. Bu mesajın sağlıklı olduğunu belirtiyoruz. Çiftler cinsellik sırasında neden konuşmaz? Çünkü cinsellik alınganlığa açık bir alan, yanlış anlaşılmalar olabiliyor. Sorunlar reddedilme gibi anlaşılabiliyor. Cinsellikle ilgili konuşmak ayıp gelebiliyor” diyor.

    İletişim nasıl kurulabilir?
    Çiftler bazen kendini haklı göstermek istiyor. Tartışmanın da bazı kuralları oluyor. Her iki tarafın da belirli bir süre konuşma süresi olmalı. Kendi haklılığını değil, kendi yanlışını görmek üzerine konuşmak gerekiyor. Beş dakikalık bir konuşmada “Ben bu sorunda şu noktalardan dolayı doğru yapmamış olabilirim” demek, yani karşı tarafı suçlamayarak konuşmak gerekiyor.

    formsante

  • Çiftler cinsel ilişkiye giremiyorsa…

    Çiftler cinsel ilişkiye giremiyorsa…

    Çiftler ilişkiye giremiyorsa bekliyor!
    Bu çalışmanın gözler önüne serdiği bir başka gerçek de vajinismus problemi yaşayan çiftlerin bu olumsuzluğu kabullenip hiç doktora başvurmaması. Dr. Ece Hattat’ın verdiği bilgilere göre bu kadınlar doktora başvurmadan önce ortalama 2,5 yıl beklediklerini belirtiyor: “ İlk girişimdeki başarısızlıktan sonra her çift genellikle sorunun geçici olduğunu ve çözüleceğini düşünüyor. Daha sonraki girişimlerde de ilişki gerçekleşmeyince kadında sıkıntı, gerginlik, kadınlığında eksiklik olduğu düşüncesi ortaya çıkmaya başlıyor. Erkek ise eşi tarafından istenmediği, reddedildiği duygularına kapılmaya başlıyor. Bu nedenle önerimiz, en azından 1 hafta kadar bekleyip, sorunu kendi başlarına çözemezlerse profesyonel yardım almaları yönünde”

    Dr. Ece Hattat derneğin cinsel sağlık bilgi hatlarına yapılan aramalarda da kadınlarda başta vajinismus olmak üzere en sık cinsel isteksizlik, orgazm sorunları, cinsellikten zevk alamama, uyarılma ve ağrı hastalıkları görüldüğünü belirtiyor: “Bunların sebeplerine bakıldığında organik faktörlerle yani damarsal, hormonsal, sinirsel sorunlar gibi problemlerle birlikte kadının cinselliği nasıl öğrendiği, eski deneyimleri, ilişki problemleri, iletişim sorunları, kültürel baskılar gibi psiko-sosyal nedenler de önemli yer tutuyor. Örneğin kadınların cinsellik hakkında konuşmasının tabu olduğu bir ortamda yetişen bir kadın bu durumda cinselliğe karşı korku, utanç gibi hisler geliştirip cinsel isteksizlik duyabiliyor.

    Bu durumda da cinsel cevabın gelişmesi için gereken damarsal, hormonal, sinirsel faktörler azalıp bir uyarılma veya orgazm sorunu gelişebiliyor. Kadın cinsel fonksiyonları erkeklere göre daha karmaşık ve duygusal bir yapı olduğundan duygusal, zihinsel faktörler de kadın cinselliğini çok etkiliyor ve birkaç cinsel sorun bir arada görülebiliyor. Yani bir kadın yaşı nedeniyle vajinal kayganlık sorunu yaşıyorsa ağrı problemi hatta cinsellikten uzaklaşma da yaşayabiliyor. Bir de erkeğin sorunu kadını etkiliyor. Partnerin sertleşme sorunu, erken boşalma, penisteki anatomik şekil veya hacim bozuklukları kadının cinsel hayatını olumsuz etkiliyor, tatminini azaltıyor. Maalesef, birçok kişi cinsel probleminin psikolojik olduğunu düşünüp doktora başvurmuyor. Hatta 10 kişiden sadece 1’i konuyla ilgili bilimsel bilgi arayışına giriyor. Oysa tüm cinsel sorunların tedavisi mümkün.”

    Türkiye’de cinsellik tabu olmaktan çıkmalı
    Dr. Ece Hattat Türkiye’de cinselliğin tabu olmaktan çıkması gerektiğini söylüyor: “Cinsel eğitimin artması, doğru ve anlaşılır cinsel bilgilerin özellikle ergenlikten itibaren topluma ulaştırılması ile tabuların kırılacağına inanıyoruz.”

  • Vajinismuslu kadın şanslıdır !

    Vajinismuslu kadın şanslıdır !

    Vajinismuslu kadınlar şanslıdır

    Vajinismusun her evli on çiftten birinde görüldüğüne dikkat çeken CİSED Genel Başkanı Dr. Cem Keçe; “Düğün mevsimini geride bıraktığımız şu dönemde, ilk denemede ve sonrakilerde bir türlü cinsel ilişki kuramadıkları için bize başvuran, cinsel danışmanlık veya cinsel terapi programına aldığımız pek çok vajinismuslu çift sorunlarını geride bırakmanın mutluluğunu yaşamaktadır. Vajinismus şikâyeti ile bize başvuran bu çiftler, aslına bakacak olursanız, yeni evlenen çiftler içerisinde en şanslı grubu oluşturuyorlar. Çünkü bu çiftler, açık davranarak sadece sorunlarından kurtulmuş olmakla kalmıyorlar; cinsel terapi sürecinde tam bir cinsel eğitim almış da oluyorlar. Biz, cinsel ilişkiyi sadece penisin vajene girmesi olarak değil; kadın ve erkeğin karşılıklı bedensel, zihinsel ve ruhsal doyumunu sağlayan doğal bir mucize olarak görüyoruz. Çiftlere özel yürütülen cinsel terapi sürecinde kadın ve erkeğin hem kendilerini hem de eşlerini tanıması, bedenlerini keşfetmesi, cinsellikle ilgili yanlışlarını düzeltmesi, bilmediklerini öğrenmesi sağlanıyor. Cinsel terapi sürecinden geçmiş çiftler üzerinde yaptığımız araştırmalar bize gösteriyor ki böyle bir yeniden yapılanma sürecinden geçen çiftlerin evlilikleri, iletişim boyutları ve cinsel yaşamları geçmemişlere oranla daha olumlu seyretmektedir. Bu çiftler, gerçek cinsel mutluluğu daha çabuk yakalıyorlar ve biz olmayı daha iyi başarıyorlar. Şimdi siz karar verin; vajinismuslu kadınlar mı daha şanslı, yoksa her şeyin yolunda gittiği sanılan ama cinsel sorunlarının üstünü örten kadınlar ya da çiftler mi?” dedi.
    Vajinismus zamanla geçmez, uygun bir tedaviyle geçer
    Vajinismuslu hastaların genelde kaderlerine küstüğü ifade eden CİSED Medya ve Halkla İlişkiler Koordinatörü Psikolog Serap Yeşil; “Hatta bu kadınlarımızın bir kısmı cinsel ilişkiyi adeta bir tecavüzü yaşar gibi yaşamaktadır. Çoğu çift, bu sorunun vajenin cinsel ilişkiye alışık olmamasından kaynak landığını düşünüp zamanın geçmesini bekler. Ama düşünülenin aksine vajen zaten esnek bir organdır. Sağlıklı bir cinsel ilişkide kadın yeterince uyarılıp penis-vajen birlikteliğine hazır hale geldiğinde ilk seferde bile rahat bir ilişki olabilir. Vajinismuslu kadınlarda ise fiziksel bir engel olmamasına rağmen, vajinadaki kasların kendi kontrolü dışında yani istemsiz kasılması sonucu, cinsel ilişki mümkün olmamakta ya da zor ve ağrılı bir şekilde gerçekleşmektedir. Buna kadının zihin altı (bilinçdışı) dediğimiz süreçleri, yanlış ya da eksik bilgileri neden olabiliyor. Beden, bir tehlike olarak algıladığı cinsel ilişkiden kendini refleks olarak korumaya çalışıyor. Oysa mutluluk veren bir sevişme eşleri daha huzurlu, daha mutlu ve çevrelerine karşı daha sevecen yaparken, birbirlerine daha çok bağlar, yakınlaştırır ve onları bütünleştirir. Vajinismus sıkıntısını yaşayanlar bir şeylerin yolunda gitmediğini ve gitmeyeceğini bugün olmasa bile iki-üç yıl içerisinde fark etmekte ve çare aramaya başlamaktadırlar. 20 yıldır bu sorunla yaşayan kadınlarımız olduğunu gördük. Yaşam süreci içinde geliştireceğimiz ve renklendireceğimiz cinselliğimiz için şayet yolun başında eğitim alırsak bu bize en 4–5 yıl kazandırır. Yaşadığımız her an önemlidir, geçen zamanı bir daha geri getiremeyiz. Cinsel terapi için baş vuran hastalarla biz birlikte bir yolculuğa çıkarız. Bu yolculukta cinsel terapist önden giderek kişiye ışık tutar, o ışığı takip eden hasta aydınlığa ulaşır. Aydınlığa ulaşan hastaları daha renkli, daha mitlerden arınmış, daha çok hazza odaklı bir cinsel yaşam bekler. Vajinismus zamanla geçmez; uygun bir tedaviyle geçer.” dedi.
  • Cinsellik ve Kıskançlık

    Cinsellik ve Kıskançlık

    Kıskançlık cinsel sorunlara yol açabilir

    Evlilikte kıskananın da kıskanılanın da acı çekeceğini ifade eden CİSED Genel Başkanı Dr. Cem Keçe; “Kıskanmak insanın doğasında var olan bir duygudur. Yansıtma savunma düzeneğinin bir sonucuolabilen kıskançlık, yitirilmek istenmeyen bir kişinin ya da bir ilişkinin yitirileceği ya da tehdit altında olduğu sanısıyla yaşanan bunaltı ve sıkıntı veren karmaşık bir ruhsal yaşantıdır. Bazen kişiye dayanılmaz bir acı verebilir. Genel olarak bakıldığında çocukluğunda ihanete uğramış, terk edilmiş, reddedilmiş, düş kırıklığına uğramış, küçük düşürülmüş ya da tecrit edilmiş kişilerin veya kendisini yetersiz ve değersiz gören ya da değerlilik duyguları dış etkilerden çok kolay etkilenen kişilerin daha kıskanç oldukları görülmektedir. Bazen kıskançlık aşırı boyutlarda olabilir. Bunun altındaparanoya dediğimiz rahatsızlık olabilir. Bu rahatsızlığın ciddi boyutları vardır ve tedavi edilmesi gerekmektedir. Bu derece yoğun yaşanmayan, hastalık sınıfına koymadığımız ama evliliğin ahengini bozan kıskançlıkların çoğu, kişinin sevdiği insanı kaybetme korkusunun ve kendine olan güvensizliğinin sonucudur. Kıskançlıkla birlikte çoğu zaman öfke, değersizlik, mutsuzluk, yalnızlık ve çaresizlik gibi duygular yaşanır. Günlük yaşamda kıskançlık yaşayan kişilerin pek çoğunun yaşadıkları bu duygu ile baş edemedikleri; kıskandıkları eş ya da partner ile ilişkilerinin bozulduğu ve ilişkilerinin eski güzelliğini yitirdiği görülmektedir. Kıskanılan kişinin kendisini kapana kısılmış hissetmesi ile beraber kıskanan kişi de yoğun acı çeker. Kıskanan kişi huzursuz, mutsuz, sürekli karşısındakini suçlar bir ruh halindedir, eşini devamlı kontrol eder, takip eder, onun yaşantısını sınırlar ve baskı oluşturarak onu kaybetmeyeceğini düşünebilir. Kıskanan kişi ilişkiyi korumak ve geliştirmek için olumlu çaba harcamak yerine gizli gizli öç alarak, küserek, ilişkiyi keserek ya da tehdit ederek, zor kullanarak ve kaba kuvvete başvurarak amacına ulaşmaya çalışabilir. Bu tutumlar kıskanılanı da kıskanandan uzaklaştırır. Kıskançlığın ölçüsü artıkça olumsuz etkisi artar ve sağlıksız davranışlara sebep olabilir. Kıskançlıklarla zedelenen evlilik ilişkisinde sevgi, saygı ve güven azalmaya başladığı için cinsel yaşam da sekteye uğrayabilir ve en sık kadınlarda cinsel isteksizlik ve orgazm sorunları, erkekte ise sertleşme sorunları ve erken boşalma görülür ve ilişki içinden çıkılmaz bir hal alabilir. Yani kıskançlık cinsel sorunlara yol açabilir.” dedi.
    Sadakat tehditle değil sevgiyle sağlanmalıdır
    Tadında bırakılan kıskançlık duygusunun olumlu etkileri olabileceğini ifade eden CİSED Psikoterapi Eğitimleri Koordinatörü Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Cebrail Kısa“Eşleri bir arada tutmaya yarayan, evlilik bağlarını güçlendiren, patolojik olmayan ve tadında bırakılan kıskançlık ilişki için yararlı olabilir. Çünkü tadında bir kıskançlık; ilişkiyi canlı tutabilir, kişileri birbirine bağlayabilir, ilişkinin korunmasını sağlayabilir, kişiye önemli ve değerli olduğunu hissettirebilir, çifte kaybetme duygusunu hatırlatabilir, çiftin birbirine emek vermesine yol açabilir, ilişkide var olan duyguları güçlendirebilir, aşkın ateşlenmesini sağlayabilir ve sevişmeleri daha ihtiraslı kılabilir. Ancak, kıskançlığın tadı kaçırılırsa, ilgiden, sevgiden yoksun kalma kaygısı çok ciddi düzeylere ulaşırsa, bu hem kıskanan kişiye hem kıskanılan kişiye hem de ilişkiye zarar verebilir. Kıskançlık çoğu zaman kıskanan kişinin iç dünyasından kaynaklanan nedenlerle abartılı ve çarpıtılmış algılardan ve yorumlamalardan kaynaklanmaktadır. Kadın ve erkeklerin yaşadıkları kıskançlık duyguları ile baş etme yöntemlerinde büyük farklılıklar bulunmaktadır. Kadınlar genel olarak kendi hak ve isteklerinden vazgeçen ve alttan alan bir yaklaşım göstermekteyken; erkekler genellikle tehdit ederek ya da kaba kuvvet kullanarak sonuç elde etmeye çalışmaktadırlar. Oysa kıskançlık duygusu ile mücadelede ilk adım geçmişin yaralarını onarmak ve onları bugünün ilişkisinde iyileştirmektir. İkinci adım güven duygusunun onarılmasıdır. Güven duygusunu zayıflatan en önemli etken açık iletişimin olmamasıdır. Bu nedenle imalı sözlerden, üstü kapalı eleştirilerden ve küskünlüklerden kaçınmak gerekmektedir. Ayrıca kişi kıskançlık duygularının altında yatan duygu ve düşüncelere ulaşmalı, kıskançlık hissettiği anlardaki düşüncelerini incelemeli ve kıskançlıktan önce gelen duyguları fark etmelidir. Bu duygu ve düşüncelerin farkına varmak, onları ayrı ayrı ele almaya ve mantıklı olup olmadıklarına daha tarafsız bakmaya olanak tanıyacaktır. Kıskançlık yaşayan kişilerin özellikle başarmak zorunda oldukları şey ilişkiyi korumak ve sürdürmektir. Sadakat tehditle değil sevgiyle sağlanmalıdır. Çift sevgisini birbirine ne kadar çok verirse, o kadar çoğu geri dönecektir, çift kullandığı ölçüyle ölçülecektir. Çoğu insan sevginin sadece bir «duygu» olduğunu sanır, oysa sevgi duygudan ziyade bir mevcudiyet biçimidir. Sevgiyi paylaşmak ve göstermek bir tercihtir. Olgun sevgi eşlerin birbirlerine dikkat, kabul, taktir, şefkat sunması ve kendileri olmakta özgürlük tanıması üzerinde inşa edilebilir ve içinde patolojik kıskançlığın barınmasına izin vermez.” dedi.
  • Bedeni Boşalıp Ruhu Aç Kalanlar Var!

    Bedeni Boşalıp Ruhu Aç Kalanlar Var!

    CİSED ONURSAL BAŞKANI DR. A. CEM KEÇE: “BOŞALMA KONTROLÜNÜ ÖĞRENMEK ARABA KULLANMAYI ÖĞRENMEK GİBİDİR…”

    Ülkemizde cinsel yaşamı aktif olan her on erkekten yedisinde görülen erken boşalma sorunu sinsice yaklaşan bir tehdit olarak yatak odalarını vuruyor. Çünkü Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED) cinsel terapistlerinegöre, bir cinsel uyum bozukluğu olarak bilinen erken boşalma zamanla cinsel isteksizliğe ve partner ilişkisinde telafisi imkansız sorunlara yol açabiliyor.

    BEDENİ BOŞALIP RUHU AÇ KALANLAR VAR!

    Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED) Genel Başkanı Dr. Cem Keçe’ye göre “Bedenim boşalsa bile ruhum hala aç, boşalsam bile seks ihtiyacımı gideremiyorum, tam tatmin olamıyorum ve cinsel doyuma ulaşamıyorum. Tekrar seks yapmak istiyorum ama partnerim bunu her zaman kabul etmiyor ya da her zaman ikinciyi yapamıyorum ve partnerimle sorunlar yaşıyorum…” diyen erkeklerin sayısı her geçen gün artıyor. Erken boşalmanın, en kolay ve en başarılı çözülebilen cinsel bir uyum bozukluğu olduğunu ifade eden Dr. Keçe; “Her insanın içinde her problemi çözecek yetenek, bilgi ve güç vardır. İstemek, doğru ve gerekli egzersizleri yapmak, cinselliğin evrensel kurallarına uymakla her problem çözülebilir.” diyor.

    BOŞALMA KONTROLÜNÜ ÖĞRENMEK ARABA KULLANMAYI ÖĞRENMEK GİBİDİR…

    Bir kişinin yaşaması için nefes almaktan sonra en önemli şeyinin yemek yemek olduğunu ve yemek yemenin bir süreliğine kontrol edilebildiğini veya geciktirilebildiğini söyleyen Dr. Keçe; “Seks yapmayı ve boşalma kontrolünü doğuştan bildiğimizi sanırız. Hatta zamanı geldiğinde çok iyi seks yapacağımızı zannederiz. Oysaki nasıl okuma, yazma okulda öğreniliyorsa, seks de boşalma kontrolü de tecrübe kazandıkça sonradan öğrenilir. Öğrenme sürecinde deneyim çok önemlidir. Nasıl acemi bir şoför ilk başlarda zorluk çekerse, insanlar da boşalma kontrolünü öğrenme sürecinde benzer sıkıntılar çekerler. Kişi yemek hazır olmadığında bekleyebilmekte, misafir veya müşteri geldiğinde veya toplantı gerektiğinde çok aç olduğu halde yemek yemeği erteleyebilmekte veya başlamış olduğu yemeği yarım bırakabilmektedir. Demek ki insanoğlu daha zorunu yapabiliyorsa daha kolayını daha basitçe yapabilir. Erken boşalma tedavisi sol elle yemek yemeyi öğrenmiş birine sağ elle yemek yemeyi öğretmek gibidir. Bu süreci araba kullanmayı öğrenmeye de benzetebiliriz. Araba kullananlar bilirler ki, kırmızı ışık yandığında yaya geçidinin önünde durmak gerekir. ‘Çok süratliydim duramadım veya yerler kaygandı, yorgundum veya fren balatalarım zayıftı, bu yüzden duramadım’ diye bir açıklama veya mazeret olamaz, çünkü kullanıcı koşullara göre arabasını yönetmek zorundadır. Kişi durması gerektiği yerde duramıyorsa yani erken boşalıyorsa; ya arabayı durdurmayı bilmiyordur ya olumsuz alışkanlıkları ağır basıyordur ya da yaşadığı olaya farklı anlamlar yüklüyordur.” diyor.

    ÇİFTE ÖZEL EĞLENCELİ AŞK OYUNLARI SİZLERİ BEKLİYOR…

    Erken boşalmanın üstesinden gelmek için ilk önce kişinin kendi yolunu bulması gerektiğini söyleyen CİSED Genel Başkanı Doç. Dr. Cebrail Kısa; “Kişi cinselliği partnerle tecrübe edilen bir paylaşım olarak yaşamayı öğrenmelidir. Boşalmayı kontrol etmeyi öğrenmek için çeşitli yollar denenir; seks yaparken başka şeyleri düşünmek, geciktirici kremler, prezervatifler gibi. Bunlarla başarı elde edilemediğinde ilaçlar kullanılır. İlaçlarla çözüm alamayanlar ise bir karar vermek zorunda kalırlar. Yani ya bu sorunla yaşamayı seçeceklerdir ya da cinsel terapi alarak bu sorundan kalıcı olarak kurtulacaklardır. Çünkü boşalma denetiminin öğretildiği ve cinsellik konularında bilişsel yeniden yapılandırmanın yapıldığı cinsel terapi, erken boşalmanın kesin çözüm yoludur. Cinsel terapi hatalı cinsel davranışların ve alışkanlıkların değiştirildiği, boşalma kontrolünün sağlanmasına yönelik bilgilendirmelerin yapıldığı, aşk oyunları adı altında kişiye veya çifte özel eğlenceli egzersizlerin planlandığı hoş bir süreçtir. Bu süreçte önerilen aşk oyunlarıyla erkekler partnerlerinin de yardımıyla boşalma kontrolünü öğrenirler, daha kaliteli ve sağlıklı bir cinsellik yaşamaya başlarlar ve kalıcı olarak iyileşirler. Bu iyileşme zamanla araba kullanmayı veya yüzmeyi öğrenmek gibi kalıcı bir hale gelir.” diyor.

    PEKİ AMA NASIL?

    Boşalma kontrolünü öğrenmenin bir süreç işi olduğunu ifade eden CİSED Genel Sekreteri Psikolog Serap Güngör; “Boşalma kontrolü aniden öğrenilen bir durum değildir. Boşalma kontrolünü isteme, boşalma kontrolünü öğrenme ve boşalma kontrolünün devam ettirilmesi birbirini izleyen süreçlerdir. Sağlıklı ve mutlu bir cinselliğin püf noktaları ise bunların ardından gelmektedir. Boşalma kontrolünü öğrenmenin başında olan erkekler öncelikle kendi kendilerine daha sonra da partnerleriyle boşalma kontrol alıştırmalarına başlamalıdırlar. Bu çok önemlidir. Çünkü bayan partner erkeğe öğrenme sürecinde çok yardımcı olur. Ayrıca zor durumlarda vereceği talimatlarla öğrenme aşamasındaki erkeğe hayati destek sağlar. Boşalma kontrolü öncelikle penisin duyumlarına odaklanma, partnere ve dokunuşlarına alışma dönemini gerektirir. Bu alışma sürecinde öncelikle tamamen rahat ve gevşemiş bir halde mastürbasyon ile denemeler yapılmalıdır. Denemelere yeni başlayan erkel mastürbasyon ile hem durup-başlamayı hem de bedensel duyumlarına odaklanma alıştırmalarını sıkça yapmalıdır ki yatakta partneriyle bu konularda rahat davranabilsin ve paniğe kapılmasın. Birkaç hafta böyle bu şekilde alıştırma yapan erkek daha sonra partneriyle denemeler yapmalıdır. Partnerinin yardımıyla boşalma kontrolünü öğrenmeye çalışan erkek hem yüksek uyarılma düzeylerinde kendini kontrol etmeyi hem de bu süreci keyifli hale getirmeyi başaracaktır. İyi bir seks partneri olmanın püf noktalarından biri partnerle uyumlu sevişebilmektir. Ayrıca erkek sevişmenin ve dokunmanın hazzına odaklandığı kadar partnerinin de ihtiyaçlarını kontrol etmelidir.” diyor.

  • Aldatan Erkeklerin Cinsel Hayatı Nasıl?

    Aldatan Erkeklerin Cinsel Hayatı Nasıl?

    CİSED ONURSAL BAŞKANI DR. CEM KEÇE: “STRES, ERKEN BOŞALMA VE GEÇİCİ İKTİDARSIZLIK YAPABİLİR!”

    Uzun süren evliliklerde yaşanan ilişkisel sorunlar ve zamanla monotonlaşan bir cinsel hayat, uzun ömürlü birlikteliklerin baş düşmanı. Böyle bir sürece giren erkekler, çok yanlış bir şekilde, toplumun da hoş görmesiyle eşlerini aldatabiliyorlar. İtalyan bilim insanlarının yaptığı son çalışmalarda eşlerini aldatan erkeklerin kalp krizi geçirme riskinin aldatmayanlara göre daha fazla olduğu ortaya çıkmış. Peki, aldatan erkeklerin cinsel hayatı nasıl?” İşte bu soruya yanıt Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED) cinsel terapistlerinden geldi…

    ALDATAN ERKEKLER CİNSEL SORUN YAŞIYOR!

    Eşlerini aldatan erkeklerin çoğunlukla erken boşalma ve geçici iktidarsızlık gibi cinsel sorunlar yaşama riskinin daha fazla olduğu belirten CİSED cinsel terapistleri; meslek hayatları boyunca evlilik ve çift terapilerinde kendilerine en çok sorulan “Aldatan erkeklerin cinsel hayatı nasıl?” sorunun yanıtını masaya yatırdılar. “Evlilik dışı ilişki ve erkeklerde sadakatsizlik” gibi konuları içeren daha önce yapılmış birçok araştırmayı inceleyen CİSED cinsel terapistleri, eşlerini aldatmanın erkeklerde heyecansuçluluk ve kabahatlilik hissine, strese ve performans anksiyetesi adı verilen başaramama korkusuna yol açabileceğini söylediler.
    STRES, ERKEN BOŞALMA VE GEÇİCİ İKTİDARSIZLIK YAPABİLİR…

    Evlilik dışı ilişki yaşayan erkeklerin çoğunlukla erken boşalarak başarısız cinsel ilişkiler yaşadığını ifade edenCİSED Onursal Başkanı Dr. A. Cem Keçe; “Evlilik dışı ilişkilerde bayan partner genellikle erkeğin eşinden daha gençtir ve cinsel ilişki genellikle aşırı alkol ya da yiyecek tüketildikten sonra yaşanır. Aldatan erkek yeni partnerine kendini ispatlama zorlantısı nedeniyle stresli ve gergin olur. Gizli ilişki vücutta artan bir adrenalin salgılanmasına neden olur. Adrenalin makat, yumurtalıklar ve kasıkları çevreleyen aşk kaslarında istemsiz kasılmalara yol açar. Aşk kaslarının istemsiz kasılmasına bağlı olarak da erken boşalma veya geçici iktidarsızlık gibi cinsel sorunlar yaşanabilir. Başaramama korkusu, suçluluk ve kabahatlilik hissinin yaratacağı psikolojik durum, hem cinsel sorunların ortaya çıkma riskini hem de kalp damar hastalıkları riskini artırır. Çünkü artan adrenalin salgısı tansiyonun yükselmesine ve kalp atışlarının hızlanmasına neden olur. CİSED olarak yaptığımız araştırmalarda, her 10 erkekten 7 sinin erken boşaldığını, her 10 çiftten 3 nün eşini aldattığını tespit ettik. Bu çok acı ve vahim bir tablodur. Çünkü tarihin hiçbir döneminde erken boşalma ve eşlerin birbirini aldatması, modern dünyadaki kadar yaygın olmamıştı. Aldatmanın bu kadar yaygın olması, elbette boşanma oranlarına da yansıyor.” dedi.

    ERKEN BOŞALIYORLAR VE ORGAZM OLAMIYORLAR…

    Erkeğin eşini aldatmasının Türk aile kurumu için önemli bir sorun olduğunu vurgulayan CİSED Genel Başkanı Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Cebrail Kısa; “Yasak aşkların verdiği heyecan ve suçluluk duygusu erkeğin boşalmasını kontrol etmesini güçleştirir. Çapkın erkekler veya aldatan erkekler bu nedenle genellikle erken boşalırlar. Cinsel yaşamdan payına düşeni alamayan ve erken boşalan erkekler, kişiliklerini başka yönlerde yüceltmeye çalışırlar. Örneğin, eşlerini daha çok aldatabilirler, daha çok çapkın olduklarını göstermeye çalışabilirler, işlerine çok düşkün olabilirler, geçimsiz veya karamsar olabilirler. Çünkü boşalma ile orgazm olma aynı şey değildir. Boşalma bedensel bir rahatlamadır, orgazm ise bedensel rahatlamaya ruhsal rahatlamanın da eklendiği daha yoğun bir duygudur. Bir başka deyişle; orgazm çeşitli cinsel uyaranlarla beynin uyarılması ile başlayan ve uyaranların etkisiyle kişide hem bedensel hem de ruhsal olarak algılanan, çok kısa bir süre ve geçici olarak bilinç bulanıklığı yapan, cinsel yanıtın son aşamasındaki çok hoş bir histir. Erken boşalan erkek orgazm olamaz. Orgazm olmayan ve erken boşalan erkek; cinsel doyumsuzluğa bağlı ruhsal alanda yıkım yaşar, gerginleşir, işyerlerinde, sosyal ilişkilerinde, aile çevrelerinde rahat olamaz ve iş verimleri düşebilir.” dedi.

    GERÇEK DIŞI HİKÂYELER ANLATIYORLAR…

    Aldatmanın bir evlilikte tamiri en zor sorunlardan birisi olduğuna dikkat çeken CİSED Genel Sekreteri Psikolog Serap Güngör; “Aslında erken boşalan, geçici iktidarsızlık yaşayan ve gururu zedelenen bir erkeğin aldatmak için çok önemli bir nedene de ihtiyacı yoktur. Maksat heyecan olsun, skor olsun! Çünkü çok sayıda kadınla ilişkiye girmek arkadaş çevresinde bir takdir göstergesi olarak algılanmaktadır. Artı puan toplamak uğruna çapkın görünmeye çalışan veya bu konuda gerçek dışı hikâyeler anlatan erkeklerin sayısı az da değildir. Ayrıca yaşadığı cinsel birlikteliklerde ezilen erkek, aldatarak eşinden ve hayattan intikam alıyor da olabilir. Hatta kendilerinden yaşça küçük genç kadınlarla birlikte olarak hala güçlü ve karizmatik bir erkek olduklarını kendilerine ve çevrelerine kanıtlamaya çalışabilirler.” dedi.