Etiket: erkek

  • Vichy : LIFTACTIV SERUM 10

    Vichy : LIFTACTIV SERUM 10

    Vichy : LIFTACTIV SERUM 10 | 1İlk damladan itibaren yepyeni bir cilt

    GÜÇLÜ GENÇLİK SERUMU
    PÜRÜZSÜZLEŞEN KIRIŞIKLIKLAR – DARALAN GÖZENEKLER
    SIKILAŞMA ETKİSİ – ANINDA IŞILTI

    Rhamnose’un gücü
    yaşlanma karşıtı bakımda zirve olan bir
    serumda birleşti.

    YENİLİK
    İlk damladan itibaren daha pürüzsüz, yumuşak, ışıldayan bir cilt.

    ETKİNLİK
    Kırışıklık görünümünde azalma, uzun süreli sıkılaştırıcı etki, ışıldayan cilt, gözenek görünümünde azalma.

    O kadar yoğun ki;
    İlk damladan itibaren cildiniz yenilenmişcesine pürüzsüzleşir ve ışıldar.

    O kadar güçlü ki;
    Ana kırışıklık görünümü üzerinde eşsiz etki sunar.

    O kadar saygılı ki;
    Hassas ciltler dahil tüm cilt tipleri için uygundur.

    Vichy : LIFTACTIV SERUM 10 | 2

    LiftActiv Serum 10 is the latest innovation from Vichy – a powerful anti-ageing serum that leaves skin velvety smooth and reduces the appearance of wrinkles. The secret behind Vichy LiftActiv Serum 10 is a potent 10% concentration of the breakthrough anti-ageing ingredient Rhamnose (a sugar derivative capable of a long lasting lifting effect and anti-wrinkle action) combined with Hyaluronic acid which helps hydrate and plump skin. The serum also contains Vichy Thermal Spa Water, rich in soothing and regenerating minerals and a ceramide based texture which aids the absorption of the active ingredients into the papillary dermis. The results are a powerful lifting, re-plumping anti-ageing serum specifically formulated for sensitive skins.

    Hypoallergenic, Paraben free and tested under Dermatological Control.

    Vichy : LIFTACTIV SERUM 10 | 3

  • Hamileyken Fazla Et  Kısırlığa, Az Karbonhidrat Şişmanlığa Sebep Oluyor !

    Hamileyken Fazla Et Kısırlığa, Az Karbonhidrat Şişmanlığa Sebep Oluyor !

    Hamilelik döneminde fazla miktarda kırmızı et tüketmek doğacak erkek çocukta sperm kalite sorunu, yetersiz düzeyde karbonhidrat tüketmek ise şişmanlık, şeker hastalığı gibi riskler yaşanması ihtimallerini artıyor. Bahçeci Sağlık Grubu doktorlarından Aile Hekimi Dr. Murat Berksoy hamilelik döneminde annenin aldığı besinlerin bebeğin ileriki hayatında ayrıca Alzheimer, kalp, şeker, infertilite gibi hastalılıklara sebep olabildiğini söyledi.

    Anne adaylarının hamilelik sürecindeki beslenmesi, bebeklerinin DNA’sında önemli değişiklikler oluşturduğu için tüm yaşamını olumsuz etkiliyor. Bahçeci Sağlık Grubu doktorlarından Aile Hekimi Dr. Murat Berksoy hamilelik süresinde yanlış beslenen, ağır metaller, kimyasal ve biyolojik toksinlere maruz kalan anne adayının bebeğinde, ileriki yaşlarda yüksek tansiyon, şeker, kalp-damar hastalığının yanısıra zeka geriliği, otizm ve davranış bozukluğu gibi sorunlar yaşanabileceğini söyledi.

    Ayrıca anne hamileyken çok fazla kırmızı et tüketirse, bebek erkek ise, bunun gelecekte sperm sayısını olumsuz yönde etkileyebileceğini söyleyen Dr. Berksoy, ‘’Çevresel kimyasal kirleticilerden PCB poliklorine bifeniller, dioksinler, kurşun, civa, bisfenol A ve perstisitler gibi endokrin bozucular çocuklarda işitme ve konuşma bozukluklarına, eğitimde başarısızlığın yanında gebelik sırasında benzer durumlara maruz kalındığında ise ileriki yıllarda bebeğin üreme sorunlarıyla karşılaşma olasılığını arttırmaktadır. Anne hamile iken çok kırmızı et tüketirse, bebek erkek ise, bu gelecekte sperm sayısını olumsuz yönde etkileyebilir. Hamileyken yetersiz düzeyde karbonhidrat tüketmek ise bebeğin genlerinde bazı unsurların değişmesine yol açıyor. Bu bebekler, yaşamlarının ileriki aşamalarında daha çok kilo alıyor. Yani anne adayı yetersiz karbonhidratlı bir beslenmeye geçerse, çocuğunun kilo alma riskini artırıyor. Anne karnındayken çocuk yetersiz beslenirse, çocuk ileride şişmanlık, şeker hastalığı gibi risklerle karşılaşabiliyor. Bu nedenle özellikle hamile kadınların beslenme ve yaşam tarzları konusunda daha bilinçli davranması gerekir’’ dedi.

    Anne Bebeğinin Genlerini Nasıl Etkiler?

    Uzmanların teorisine göre, anne karnında gelişimini sürdüren bebek, dünyaya geldiğinde karşılaşacağı ortama hazırlıklı olmaya çalışıyor ve DNA’sında buna göre değişiklikler oluyor. Dr. Murat Berksoy, karbonhidratı yetersiz bir ortamda gelişen bebeğin yeterli besin olmadığı varsayımıyla vücudunu depolamaya programladığını belirterek, şunları söyledi: ‘’ Daha önce hayvanlarda yapılan çalışmalarda da beslenmenin gen işlevlerinde değişiklik yaratabildiği belirlenmişti. Buna, Epigenetik değişim deniyor. Bu alana eğilen uzmanlar ise çevre ile genlerin nasıl bir etkileşim içinde olduğunu anlamaya çalışıyor. Annenin aldığı besinler ve diğer etkenler bebeğin hayatında Alzheimer, kalp, şeker, infertilite gibi hastalılıklara sebep olabiliyor. Çocuk sahibi olmak isteyen çiftlerin D vitamini, iyot, Omega 3, B12 vitamini, folik asit, A vitamini ve demir eksikliklerinin giderilmesi büyük önem taşıyor.’’

    Dr. Murat Berksoy Epigenetik değişimlerin kısmen de olsa yaşamın ilk dönemleri ile daha sonraki hastalıklar arasında bağlantı oluşturduğuna ilişkin önemli kanıtlar olduğunu belirterek, kadınların gelecek nesillerin sağlığını iyileştirebilmek için beslenme konusunda daha fazla desteğe ihtiyacı olduğunu sözlerine ekledi.

    Erkeklerde Kısırlık
    1. Erkeklerde kısırlık hangi sebeplerden olur?
    2. Erkeklerde kısırlık nasıl tedavi edilir?
    3. Erkeklerde kısırlık nasıl tespit edilir?
    4. Erkeklerde kısırlıktan nasıl emin olunur?
    5. Genetik faktörler erkeklerde kısırlığa neden olabilir mi?
    6. Erkeklerde kısırlığın nedeninin belirlenemediği durumlar nelerdir?
    7. Sigara kullanımı erkeklerde kısırlık riskini artırır mı?
    8. Erkeklerde kısırlığın yaş ile ilişkisi var mı?
    9. Alkol kullanımı erkeklerde kısırlık riskini artırır mı?

  • Modern yaşamın insanlığa hediyesi: kısırlık

    Modern yaşamın insanlığa hediyesi: kısırlık

    Vücut dokularında yıllarla beraber biriken ağır metaller, kimyasallar ve diğer toksinlerin üreme sağlığınızı olumsuz etkilediğini biliyor musunuz? Günlük yaşamımızın bir parçası haline gelen musluk suyu, pet şişe, plastik saklama kapları, gıda torbaları, mikrodalga fırınlar, klor-amonyak-parfüm içeren temizlik malzemeleri, sebze ve meyve yetiştirmede kullanılan tarım ilaçları sebebi bilinmeyen kısırlığın başrol oyuncuları… Sözün özü; yaşamınızı kontrol etmezseniz sebebi bilinmeyen infertilite vakası olmanız an meselesi…

    Dr. Burçak Erzik
    Bahçeci Fulya Tüp Bebek Merkezi
    Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı

    Toplumumuzda infertilite (kısırlık) problemi yaşayan 1.5 milyon çift yani üç milyon insan var. Bu üç milyon kişinin üçte biri ‘nedeni bilinmeyen infertilite’ sorununu yaşıyor. ‘Neden’ diye sorarsanız cevabı çok basit: Modern yaşamın insanlığa bir hediyesi bu… ‘Nedensiz’ nedenlerden dolayı çocuk sahibi olma sorunu yaşamak istemeyen çiftlerin yaşamlarını kontrol etmeleri şart! Üreme sağlığınızı korumak veya tekrar kazanmak istiyorsanız; sağlıklı ve dengeli beslenin, sigara-alkolden uzak durun, çevrenizdeki bulunan toksinleri azaltın ve destek tedavi alın…

    Kimyasal Zehirler (Dioxinler Ve Pestisidler)

    İşlenmiş gıdalarla bulunan kansorejen maddeler (Dioxinler ) ve sebze-meyve üretiminde kullanılan bazı tarım ilaçları (Pestisidler)“hormon bozucudur”. Sinir uçlarına bağlanarak sinyal yollarını bozarlar. Tek başlarına infertilite sebebi olmasalar da bozucu etken olarak rol oynayabilirler. Özellikle düşük tedavisi gören hastalarda, tekrarlayan başarısız IVF denemeleri, ileri kadın yaşı, düşük yumurtalık rezervi, sınırlı sayıda sperm sayısında bu etkenler önem kazanır.

    Çevresel Toksinler Nelerdir, Doğurganlığımızı Etkiler mi ?

    Çevresel toksin olarak adlandırdığımız ve farkında olmadan maruz kaldığımız “dioksin” ve “pesticide” grubu kimyasal maddeler tek başlarına kısırlık sebebi olmasalar da sperm ve yumurta üzerinde yarattıkları olumsuz etkilerle bozucu faktör olarak rol oynarlar.

    Dioksinler endüstriyel işleme uğramış tüm ürünlerde bulunan, çevre kirliliğine yol açan kimyasal bileşkenlerdir. İnsanlara geçiş yolu %90 gıda ile olur. Besin zincirinde geçiş, gübre ve suni yem ile hayvanlara, hayvansal gıdalardan da insanlara şeklindedir. Dioksinler yüksek oranda toksik maddelerdir ve “Dünya Sağlık Örgütü” 2010 bildirgesinde dioksinleri doğurganlığı azaltan, çocuklarda gelişimsel problemlere yol açabilen, bağışıklık sistemini bozan ve kansere yol açan toksik maddeler olarak kabul etmiştir. Dioksin vücutta yağ dokularında depolanır ve yarılanma ömrü 7 ile 11 yıl arasındadır. Dioksinler endüstriyel atıklarda, kağıt beyazlatma işleminde, tarım ilaçlarında, katı atıkların ve hastane atıklarının yetersiz yakılması sonucunda açığa çıkarlar. En yüksek oranda toprakta, hayvansal gıdalarda, kabuklu deniz hayvanlarında bulunur. En düşük oranda ise bitkilerde, suda ve havada mevcuttur.

    Bu Toksinler Doğurganlığımız Nasıl Etkiler?

    Sperm üzerindeki olumsuz etkileri;

    Sperm hareketliliğini azaltırlar ve en önemlisi sperm içerisinde yer alan ve genetik aktarımı yapan DNA yapısını bozarlar. DNA yapısında ki bozulma spermin yumurtayı dölleme kabiliyetini azaltır ve erken dönemde gebelik kayıplarına, yani düşüklere yol açar.

    Yumurta üzerindeki olumsuz etkileri;

    Kadınlarda hormon düzenini bozarak doğurganlığı azaltırlar. Dioksin ve pestisidler kadınlarda doğurganlıkta çok önemli olan “estrojen” hormonunu taklit ederler. Vücudun salgıladığı estrojen hormonunun yerine hormon alıcı noktalara bağlanarak, o bölgeyi etkisiz kılarlar. Bu şekilde hormonal denge bozulur ve yumurtlama problemi, buna bağlı olarak da adet düzensizliğine yol açarlar.

    Özellikle tüp bebek tedavisinde kötü prognozlu grup olarak adlandırdığımız yani gebe kalma şansının azaldığı durumlarda bu etkenler daha da önem kazanırlar. Bu çiftler; tekrarlayan başarısız tüp bebek denemeleri olan, tekrarlayan gebelik kayıpları yaşayan, yumurtalık rezervinin azaldığı veya ileri kadın yaşına sahip olunduğu, sperm sayısının sınırlı olduğu gruptur.

    Toksik Kimyasalardan Uzak Durarak Doğurganlığınızı Arttırın

    Gündelik yaşamımızda kullandığımız eşyalar nedeniyle maruz kaldığımız kimyasallar doğurganlığımızı azaltan toksinler olabilirler. Dikkat edilmesi gerekenler;

    • Yiyecek paketleri, ped şişeler, plastik torbalar, stretch filmalüminyum folyolar
    • Tarım İlacı (Pesticideler)
    • Giysilerimizdeki kimyasal boyalar
    • Halılar
    • Kişisel bakım ürünleridir.

    Nelerden uzak duralım ?

    1. “Klor” – temizlik ürünlerinizi klor içermeyen ürünlerden seçin
    2. Amonyak
    3. Uçucu Organik Bileşikler (VOC)
    4. Kokulu ürünleri azaltın
    5. PVC –esnek plastik ürünler- banyo perdesi, yer döşeme, çocuk oyuncakları, plastik yemek kapları, elektronik eşyalar, plastik süs bitkileri
    6. BPA– konserve kutuları ve elektronikler
    7. Güvenli deniz ürünleri yiyin: taze, kısa ömürlü, küçük mevsim balıkları, bulamıyorsanız Omega 3 vitamin desteği balıklardan gelebilecek civa fazlasını engeller
    8. Gübre – ev çiçeklerinizde doğal gübre kullanın, mevsime ait taze ve organik meyve sebze tüketin
    9. Sebze ve meyvenizi bol suyla yıkayın, doğal besinler tüketin
    10. PFC-yapışmayan tava/tencereler, mikrodalga fırın ve pişirme poşetleri, diş ipleri ve halı gibi ürünlerde yapışmayı önleyici olarak kullanılırlar

    Overlerinizin Kanlanmasını Arttıran ve Serbest Radikalleri Temizleyen Gıdalar

    Yumurtalıklarımızı besleyen damarlar çok ince bir ağdan (mikrovasküler yapı) meydana gelir. Sigara, kilo, yüksek kolesterol oranı gibi kan akışındaki bozulmaya yol açan faktörler kolaylıkla ince damarlarda tıkanıklığa yol açar ve hormonların etki mekanizmasını bozar.

    • Omega 3 – mikrovasküler ağda tıkanıklığı engeller, serbest radikal birikimini azaltır. Yüksek miktarda balık tüketimi civa birikimine yol açabileceğinden omega 3 kapsülleri tercih edilir.
    • Bitkisel proteinler – ceviz, yerfıstığı, peynir, haşlanmış yumurta
    • D vitamini – süt ürünleri, balık, yumurta sarısı ve güneş ışığı
    • Siyah çikolata – flavenoidler kan pıhtılaşma elemanları olan trombositlerin bir araya gelmesini engeller ve yumurtalıklarda kan akışını düzenler.

    Toksik maddelere maruz kalma yolları;

    • Musluk suyu
    • Sigara
    • Alkol
    • Kafein
    • Plastikler (günlük kullanım eşyaları, gıda torbaları, saklama kapları, oyuncaklar, elektronik eşyalar)
    • Temizlik malzemeleri (klor, amonyak, parfüm)
    • Meyve ve sebze yetiştirmede kullanılan zirai ilaçlar ve böcek ilaçları
    • Mikrodalga fırınlar
    • Elektrikli battaniye
    • Kırmızı et
    • Tatlandırıcılar
    • Gıda boyaları, katkı maddeleri, aromalar (MSG)

    Üreme Sağlığını Korumanın Yolları

    1. Sigara içmeyin

    2. Alkol kullanmayın

    3. Kafein içeren – kahve /siyah çay / çikolatalı içeceklerden uzak durun

    4. Çevresel olarak güvenli temizlik malzemeleri ve zararlı organizmaları engelleyen, kontrol altına alan ya da zararlarını azaltan ürünler kullanmak ( pestisitler) – meyve ve sebzelerinizi bol suyla yıkayın

    5. Klor ve diğer kimyasallardan kaçınmak için arıtılmış su kullanın

    6. İşlenmiş gıdalardan uzak durun – fast food

    7. Et, sebze ve meyvenizin organik olmasına özen gösterin

    8. Plastik kullanmayın – saklama kaplarınızı cam kullanın, yapışmaz tabanlı tencerelerinizin güvenli ürünler olduğundan emin olun

    9. Hafif ama düzenli egzersiz yapın

    10. Detoks tedavilerini uygulayın

    11. Destekleyici vitaminler kullanın Vit E (400 IU), Selenium (200 mcg), Vit C (3000 mg)

    1. Bir kadının kısır olup olmadığı nasıl tespit edilir?
    2. Kadınlarda yumurtalık sorunları kısırlığa neden olur mu?
    3. Kadınlarda kısırlık hangi sebeplerden olur?
    4. Çocuk sahibi olamayan kadınlar kısırlık tedavisi için ne zaman başvurmalı?
    5. Kadınlarda kısırlık nasıl tedavi edilir?
    6. Kadınlarda hangi tip kısırlıklar tedavi edilemez?
    7. Kadının yaşı ile kısırlık arasında nasıl bir ilişki var?

  • Kariyer, Çocuk, Menopoz Süreci Nasıl Tespit Edilir ?

    Kariyer, Çocuk, Menopoz Süreci Nasıl Tespit Edilir ?

    Kadında doğuştan varolan yumurta rezervleri; doğurganlık yaşı, bebek sahibi olma şansı veya menopoz süreci hakkında güvenilir bilgi kaynağıdır. Peki zaman içinde azalan yumurtalık rezervlerinin seviyesinin belirlenmesi mümkün müdür? Yapılan araştırmalar basit bir kan tahlili ile kandaki AMH hormonuna bakıldığında elde edilen değerler tüm bu sorulara güvenilir cevap oluşturuyor…

    Op. Dr. Güvenç Karlıkaya
    Bahçeci Fulya Tüp Bebek Merkezi

    ‘’Hem kariyer hem çocuk istiyorsunuz ve zaman konusunda kararsızlık yaşıyorsunuz. Geç kalmaktan da korkuyorsunuz… Ya da tüp bebek tedavi sürecinde bebek sahibi olma şansınızı merak ediyorsunuz… Ya da ‘menopoz sürecine girdim mi’ ikilemini yaşıyorsunuz?’’ Günlük yaşamda bu tür sorunlarla daha sık karşılaşır hale geldik. Çünkü özellikle son otuz yılda kadının sosyal hayata ve iş hayatına katılımının hızla artması, eğitim düzeyinin yükselmesi, kariyer planlaması gibi nedenler gelişmiş toplumlarda gebelik yaşının geciktirilmesi sonucunu doğurdu. Birçok aile çocuk sahibi olma planlarını daha ileri yaşlara bırakmakta, bunun sonucunda infertilite (kısırlık) sorunu ile daha sık karşılaşılmakta ve infertilite tedavilerine daha sık başvurulmaktadır.

    Basit Bir Kan Tahlili İle Yumurta Rezervinin Belirlenmesi İçin AntiMullerıan Hormon (AMH)Testi

    Kadın yaşının ilerlemesiyle gebe kalma şansının azaldığı ve düşük yapma riskinin arttığı bilinen bir gerçektir. Özellikle otuzlu yaşların ortalarından itibaren bu türde problemlerle karşılaşma riski gittikçe artış göstermektedir. Yapılan çalışmalarla anlaşılan bir diğer ilginç saptama ise bu risklerin ortaya çıkış zamanı ve artış hızı, kadının yumurtalık rezervinin yaşla azalma trendine birebir uyum göstermesidir.

    İnfertilite tedavileri, özellikle tüp bebek ve mikroenjeksiyon gibi, ileri tekniklerin başarılı sonuçlanabilmesinde en önemli etkiyi kadının yaşı ve buna bağlı olarak elde edilen yumurta sayısı ve kalitesi yapmaktadır. Bu nedenle, çiftler için çok büyük önem taşıyan bu tedavilerde, başarı şansını önceden değerlendirebilmek için yumurta rezervini ölçmeye yönelik bir çok kriter belirlenmeye çalışılmıştır. Ancak bu belirteçlerin birçoğu (örneğin kandaki FSH değerleri gibi) farklı zamanlarda farklı sonuçlar verebildiği için yeterli bilgiyi vermekten uzak kalmıştır. Son yıllarda, Anti Müllerian Hormon (AMH) ölçümlerinin bu konuda daha çok yardımcı olduğu, kadının adet dönemlerinin farklı zamanlarında değerinin oldukça sabit kaldığı gözlemlenmiştir.

    AHM Hormonu Seviyesi Önemlidir!

    Gerçekte de, çok erken dönem yumurtalardan salgılanan bu hormon, kadının asıl yumurtalık havuzu hakkında bize daha doğru bilgiler vermektedir. Yapılan çalışmalar, kanda bakılan AMH değerlerinin, tüp bebek tedavisinde yumurtalıkların vereceği cevap konusunda bize önceden önemli bilgiler vermektedir. Düşük AMH değerlerine sahip kadınlarda yapılacak bir tüp bebek tedavisinde elde edilecek cevabın (muhtemel elde edilebilecek yumurta sayısının) düşük olacağını bilmek, hasta için en uygun olduğu düşünülen protokol seçiminde yardımcı olurken, hastanın bu yönde bilgilendirmesinde önemli bir parametre olacaktır.

    Kariyer, Çocuk, Menopoz Süreci Nasıl Tespit Edilir ? | 4 Yüksek AMH değerlerinde ise, hastadan en uygun cevabı alacak ilaç dozlarının ve protokollerinin belirlenmesi, yeterli sayıda ve kalitede yumurtalar elde edilmesine, buna bağlı olarak gebelik şansının artmasına neden olacaktır. Bununla beraber “ovaryan hiperstimulasyon sendromu” adı verilen ve tüp bebek tedavilerinde aşırı yumurtalık cevabı nedeniyle karın şişkinliği ve nefes alma güçlüğü gibi bazen şiddetli olabilen komplikasyonların ortaya çıkma olasılığı, yüksek AMH değerlerine sahip kadınlarda daha fazladır. Bu şekilde yüksek AMH değerlerine sahip kadınlarda, tedavilere uygun protokoller ve ilaç dozları ile başlamak, tüp bebek tedavilerinin bu en korkutan yan etkisini önlemede doktorlara en başından uyarıcı olacaktır.

    Aynı zamanda, AMH değerlerinin, menopoza giriş yaşını belirlemede belirleyici olabileceğine dair birçok çalışma bulunmaktadır. Beklenenden daha düşük AMH değerlerinde kadının ortalamalardan daha önce menopoza girme ihtimalinin arttığı gözlemlenmiştir.

    Her ne kadar bir kadının gebe kalma ihtimali veya menopoza girme süresi birkaç parametre ile kesin olarak belirlenemeyecek kadar karmaşık olaylar silsilesi olsa da, gebe kalma yaşını çeşitli nedenlerden erteleme eğilimi olan kadınların, bu türde parametrelerden yararlanmaları gelecek planlarını yapmakta onlara yardımcı olacaktır.

  • Rahatsız edilmek istemeyen bekar kadınlar pırlanta tektaş takıyor

    Rahatsız edilmek istemeyen bekar kadınlar pırlanta tektaş takıyor

    Divas Diamond’un yaptığı araştırmaya gore; evlilik teklifi sembolü olarak bilinen tektaşı çevresindeki erkekler tarafından rahatsız edilmememek için takan bekar kadınların sayısında büyük bir artış var.

    Medeniyetlerde pırlantanın kullanımı binlerce yıl öncesine uzanır. 15. yüzyılda tektaş yüzük sevgi, aşk ve bağlılığı temsil etmeye başlayan bir aksesuar takı haline gelir. Öyle ki yüzük parmağının adlandırılması insanın kalbine uzanan en uzun damarın bu parmaktan kalbe giden olduğunun belirlenmesiyle kavramsallaşır.

    Tektaş yüzüğün yüzlerce yıldır taşıdığı anlama kültürel, teknoloji ve sosyal medya gibi yeniliklerin nasıl bir etkisi olduğunu belirlemek isteyen Divas Diamond’ın 1200 kişiyle yaptığı anket çok çarpıcı bir sonucu ortaya koydu!

    %38’i Pırlanta Tektaşı Rahatsız Edilmemek İçin Alıyor!

    Anket sonuçlarına göre tektaş pırlata yüzük %62 oranında söz, nişan ve evlilik gibi çiftlerin aile kurma yolunda attıkları resmi adımı temsil ediyor.

    Asıl çarpıcı sonuç %38’lik diğer tektaş pırlanta yüzük kullanıcılarında gündem oluyor. Bu kategoride en çok göze çarpan tektaş pırlanta yüzük kullanımları sırasıyla şöyle:

    – İlişkiler çerçevesinde çevresi tarafından rahatsız edilmek istemeyen henüz evlenmemiş kadınlar
    – Hayatlarını birleştirme kararını aralarında almış ancak aileleri henüz tanışamamış genç çiftler.

    Genç çiftlerde satın almayı ağırlıkta erkekler gerçekleştiriyorken çevresi tarafından rahatsız edilmek istemeyen kadınlar bu satın almayı kendileri doğrudan yapıyorlar.

    Erkekler daha büyük taş tercih ediyor

    Araştırmada evlenme yolunda karar alan çiftlerde, erkekler eşlerinin rahatsız edilmemesi ve tektaşın görünür olması için daha büyük taş tercih ettiklerini, kendileri için satın alma yapan kadınların sembolik ve ekonomik bir tektaş aldıklarını gösterdi. Buna göre çevresi tarafından rahatsız edilmek istemeyen henüz evlenmemiş kadınlar, tektaş yüzüğü kendisi satın alıp takıyor.

  • 100 Erkekten Birinin Spermi Yok !

    100 Erkekten Birinin Spermi Yok !

    100 Erkekten Birinin Spermi Yok ! | 5Ünlü ses sanatçısı Doğuş’un “Zamanında vücut çalışırken aldığım ilaçlar yüzünden sperm sayılarımda azalma olmuş’’ açıklaması erkeklerde üreme konusunda en sık rastlanan ‘azospermi’ nedir?’ konusunu gündeme taşıdı. Peki azospermi nedir, kaç Türk erkeği bu problemi yaşıyor, tedavisi mümkün mü? Tüm bu soruları Bahçeci Umut Tüp Merkezi Kadın Hastalıkları ve Tüp Bebek Uzmanı Doç. Dr. Ulun Uluğ yanıtladı.

    Her yüz erkekten birinin azospermi yani meni de hiç canlı hücre bulunmama problemi yaşadığını biliyor musunuz? Ünlü ses sanatçısı Doğuş’un ‘vücut çalışırken aldığı ilaçlar yüzünden sperm sayılarımda azalma olduğu’ açıklaması üzerine birçok erkeğin farkında olmadığı ciddi bir sağlık sorunu gündeme geldi: AZOSPERM

    Bahçeci Umut Tüp Merkezi Kadın Hastalıkları ve Tüp Bebek Uzmanı Doç. Dr. Ulun Uluğ konu hakkında şu açıklamalarda bulundu: ‘Yapılan araştırma sonuçlarına göre her yüz erkekten biri azospermi yani meni de hiç canlı hücre bulunmama problemi yaşıyor. Erkeklerde sperm sayısını etkileyen bazı faktörler vardır. Geçirilmiş enfeksiyonlar, genital cerrahi operasyonlar, genetik nedenler, kronik hastalıklar, böbrek yetmezliği, karaciğer bozukluğu, kullanılan ilaçlar, radyoterapi, radyosyona maruz kalma ve en sık rastlanılan sebebi ise nedeni bilinmeyenler oluşturmaktadır.

    Vücut Geliştirme İlaçları Kısırlık

    Doç. Dr. Ulun Uluğ vücut geliştirme için kullanılan anabolik steroitlerin androjen hormonu benzeri maddeler içerdiğini belirterek, bu tür ilaçları kullanırken çok dikkatli olunması gerektiği konusunda erkekleri uyardı. Uluğ, ‘’Bu maddeler erkelerde kas gelişimi performansını artırırken maalesef aynı zamanda özellikle santral sinir sistemini etkileyerek, sperm üretimini azaltır. Vücut geliştirme sporcularında rastlanılan azospermi sorunu ilaçlar nedeniyle ortaya çıkabilir. ‘’ dedi.

    Her 100 Erkekten Biri Sperm Sorunu Yaşıyor!

    Her yüz erkekten birinin azospermi ya da meni de hiç canlı hücre bulunmaması olayını yaşadığını sözlerine ekleyen Doç. Dr. Ulun Uluğ;’’ İnfertilite yani kısırlık problemi yaşayan çiftlerde bu oran %10’lara çıkmaktadır. Oysa ki çok basit bir sperm analizi ile bu sorun kolayca tespit edilebilir. Ülkemizde ne yazık ki azospermi olup yıllarca eşini doktor doktor dolaştırıp tedavi olmaya çalışan erkekler var. Sorunun karısında değil kendisinde olduğu aklına bile gelmez, kendisine sperm analizi yaptırmaz. Azospermi saptanan hastaların bu konun uzmanı, androloji ile uğraşan bir ürolog, tarafından değerlendirilmesi şarttır. Azospermiye neden olan etkenler araştırılıp tedaviye başlanabilir.’’

    En Sık Rastlanan Sorun: Nedeni Bilinmeyen Azosprem

    Doç. Dr. Ulun Uluğ en sık rastlanan sorunun nedeni bilinmeyen azosperm olduğunu belirterek sözlerine şöyle devam etti: ‘’Maalesef bu sorunu yaşayan birçok hastamızda bir neden saptanamamaktadır. Bu kişilere şu anki teknolojiyle tekrar sperm üretimi yaptırıp doğal yollardan çocuk sahibi olmaları sağlanamamaktadır. Nedensiz azospermi olan hastalara tüp bebek tedavisi önerilmektedir. Bu tedavi sırasında testislerini mikroskop altında bir cerrahi işlem uygulanarak testislerinde olan ancak meniye ulaşamayan spermler bulunmaya çalışılır. Buna TESE işlemi denilmektedir. İşlemlerin profesyonel kişiler tarafından yapılması sperm bulunma şansını artırır. Bu da çiftlerin çocuk sahibi şansını olumlu yönde etkiler’’

    Sperm Seçmede İleri Teknoloji: IMSI

    Doç.Dr. Ulun Uluğ TESE işleminde sadece sperm bulunmakla kalınmayıp spermin şeklinin düzgün olup olmadığının önemli olduğunu belirterek; ‘Son yıllarda gelişen teknolojiyle birlikte spermler IMSI denilen bir yöntemle çok daha fazla büyütülerek bakılmakta ve daha sağlıklı spermler de seçilmektedir.’dedi.

    Azosperm Cinsel Bozukluk Değildir, Bitkisel Çözümü Yok

    Doç.Dr. Ulun Uluğ, ‘’Toplumun genelinde azospermi ile cinsel bozukluk aynı sorunmuş gibi algılanır. Halbuki bu çok yanlış bir düşüncedir. Azosperm cinsel bozukluk anlamına gelmez. Burada yapılan ikinci büyük yanlış ise maalesef sperm sayısını artırabilme amacıyla bitkisel desteklerden çare aranmasıdır. Bunların azospermi hastalarında bilimsel olarak faydalı olduğu kanıtlanmamıştır. Olabilecek en iyi yararı cinsel performansı artırmaktan öteye gidemez.’’ dedi.

  • Akrep burcu kadınının aşk hayatı nasıldır?

    Akrep burcu kadınının aşk hayatı nasıldır?

    Olumlu Yanları: Sırdaş, duygularım belli etmez, gerçek dost, cazibeli, güçlü, seks sembolü, çalışkan, kararlı, unutmaz, güçlü sezgiler, güçlü duygular, yüksek imajinasyon, anlayışlı, dikkatli, yüksek analiz gücüne sahip, sevgi, pişmanlık.

    Olumsuz Yanları: Kindar, kuşkucu, kıskanç, alıngan, dik kafalı, suskun, akrep gibi zehirleyici, alaycı, ben merkezci, ihtiraslı

    Akrep Takım Yıldızı (Astronomi)
    Akrep takımyıldızının en üstünde, üç dekanı da kapsayacak şekilde, Zodyak’ın dışında Ophiuchus-Yılancı, onun üzerinde Hercules ve Cerberus-Cehennemin Üç Başlı Köpeği yer alır. Bunların hepsinin altında Akrep takımyıldızı bulunur. Hercules yıldız kümesindeki en parlak yıldız, Ras el Gethi’dir.

    Akrep Burcu Kadını Genel Özellikleri

    Akrep burcu kadını cazibeli, azimli,hırslı,akıllı ve sezgileri kuvvetli yapısıyla dikkat çeker. Hoş bir mizacı vardır, alçak gönüllü ve yumuşak başlı görünmesine karşın bir o kadar da mağrur ve kibirlidir.

    Kıskançlık akrep burcu kadınının mizacında vardır. Kendisinden üstün olan ya da sahip olamadığı her şeyi kıskanabilir. Dostlukları onun için çok önemlidir. Daima çevresinde nüfuzlu dostları bulunur.Yalandan nefret eder. Yalan söylenildiğini hissettiği anda o ortamdan uzaklaşmayı tercih eder. Dürüsttür ve dürüstlüğe fazlasıyla önem verir.

    Gururlu akrep burcu kadını doğru bildiği konularda kesinlikle taviz vermez.Cesurdur ve tuttuğunu koparıncaya kadar çabalamaya devam eder. Başarısızlığı hiçbir şekilde kabul etmez. En olumsuz yönü şüpheci olmasıdır. Herkese karşı garip bir şüphecilikle yaklaşır. Kolay kolay karşı tarafa güvenmez. Her ne kadar mantığıyla hareket etse de içten içe fazlasıyla duygusaldır.

    Akrep burcu kadını yapılan iyiliği de kötülüğü de unutmaz. İntikam duygusu çok gelişmiştir. Çevresindeki kötü niyetli insanlara karşı suskun kalmayı pek tercih etmez.

    Akrep burcu kadını doğal cazibesiyle karşı cinsi fazlasıyla çeker. Bir ilişkide öncelikle sevgi ve saygıya önem verir. Fazlasıyla kıskançtır ve eşini aşırı derecede sahiplenir. Eğer erkek saygılı aşk dolu ve arzulu bir yaklaşım içinde olursa akrep burcu kadını eşini mutlu etmek için elinden gelen her şeyi yapacaktır. Sahiplenme duygusu fazlasıyla gelişmiştir.

    Akrep burcu kadını aşkla sevdiği bir erkekle ömür boyu mutlu olabilir. İlişkisinde sorumluluk sahibidir. İlişkide genelde çocuk istemez, fakat çocuk sahibi olmuşsa sorumluluk sahibi mükemmel bir anne olacaktır.

  • 2010’da Trend : Doğal Görünümlü Saçlar !

    CRAZYCURL Yeni bir yıla girerken insan kendini değiştirmek ve modaya ayak uydurmak ister. İlk değişim de kadınların güzellik simgesi olan saçlardan başlar. Kusursuz güzellikte, ışıl ışıl saçlar ile göz kamaştırmak ve Hollywood yıldızları gibi olmak hiç de zor değil!

    Sandra Bullock, Victoria Beckham, Uma Thurman, Kim Basinger ve daha pek çok yıldızın tercihi olan J Beverly Hills ‘’ Biçim Veren Şekillendiriciler ‘‘ serisi ile hem dalgalı hem de düz doğal görünümlü saçlar ile siz de 2010 yılının modasına uyabilir, farklılık yaratabilirsiniz.

    % 100 doğal bitki özlerinden formüle edilen J Beverly Hills, sağlıklı, doğal ve dolgun görünümlü saçlar için ‘’Biçim Veren Şekillendiriciler’’ serisinden Crazy Curl ve Crazy Straight’i sunuyor. Crazy Curl ile saçtaki bukleleri belirginleştirirken, Crazy Straight ile de içeriğindeki ısı ile aktive edilmiş polimer sayesinde saçların geçici bir süre düzleşmesini sağlayabilirsiniz. Yaşayacağınız değişimin ve mutluluğun tadını çıkaracak ve kendinizi şahane hissedeceksiniz.

    Dünyaca ünlü yıldızların vazgeçilmezi J Beverly Hills, içeriğinde % 100 bitkisel özler içeren ürünleri ile yalnız seçkin kuaför salonlarında satışa sunulmaktadır.

  • Saç Dökülmesini Önleyici Yenilik: Kérastase Prévention GL

    KÉRASTASE SPÉCIFIQUE serisinden kökten uca daha yoğun saç telleri için, saç kökünden harekete geçip saç boylarını yapılandırmaya yardımcı bakım: Kérastase Prévention GL.
    Tüketicilere sorulduğunda günümüzün en büyük saç derisi probleminin saç dökülmesi olduğu görülüyor. Nüfusun %62’si (hem kadınlarda hem erkeklerde) dönemsel ve sık saç dökülmesinden etkileniyor. Stres, yorgunluk, çevre kirliliği, hormonal dengesizlikler veya mevsim değişiklikleri saç dökülmesinin ana sebepleri olarak tanımlanıyor.

    Saç dökülmesinin yanı sıra, saç tellerinin incelmesi de saçları dökülen insanların %50’sinde görülüyor. Kötü beslenen saçta gerekli maddeler daha kökte eksik kalır: saç cansızlaşır ve gözle görülür şekilde incelir. Saç bu nedenle hacimsizleşir ve saça yoğunluğunun yeniden kazandırılması gerekir.

    Kérastase, yoğunluk ve hacim ihtiyacı olan bu saçlar için Prévention GL’i yarattı: İlk* çift etkili saç kökü ve saç gövdesini hacimlendirici bakım.

    *Kérastase’tan

    İlk çift etkili saç kök ve saç gövdesini hacimlendirici bakım Prévention GL’nin Gluco-Impulsion karışımı incelmiş saçlara çifte enerji veren bakımdır. Canlandırıcı aktiflerden oluşan içeriği, saç köklerine hacim katıp saç tellerini yapılandırarak saçları yoğunlaştırır ve saç dökülmesini önler. L’Oréal İleri Araştırmalar Laboratuarları’nın yeni teknolojisi Gluco-Impulsion sistemindeki canlandırıcı ve yapılandırıcı aktifler etkilerini saçın her seviyesinde gösterir.

    BAIN PRÉVENTION GL / DÖKÜLMEYİ ÖNLEYİCİ GL SAÇ BANYOSU

    Programın ilk etabı. Rahatlatıcı ve sakinleştirici aktiflerle zenginleştirilmiş Dökülmeyi Önleyici GL Saç Banyosunun yumuşak yıkama formülü saç derisine anında etki ederken saç üretimini de harekete geçirmeye yardımcı olur. Saça anında hacim veren şekillendirici polimerle güçlendirilen Dökülmeyi Önleyici GL Saç Banyosu ile saçlarınız hacim kazanır.

    Tavsiye edilen satış fiyatı: 44 TL.

    SOIN DENSITIVE GL / YOĞUNLAŞTIRICI GL BAKIMI

    Saç dökülmesine karşı tedavilerde, Yoğunlaştırıcı GL Bakımın, Dökülmeyi Önleyici GL Saç Banyosu ile beraber kullanılması özellikle tavsiye edilir. Bakım, saçlarınızı kökünden besler; böylece, saçlarınız güçlenir ve daha yoğun bir şekilde uzar. Hacimlendirici mineral parçacıkları ile zenginleştirilmiş formülü, her saç telinin yüzeyini kaplar. Saçlarınız adeta görünmez bir ağ ile sarılır ve saçlarınız anında kalınlaşır, dolgunlaşır. Saçlara şekil vermek böylece daha kolay hale gelir.

    Tavsiye edilen satış fiyatı: 67 TL.

    SADECE KÉRASTASE DANIŞMAN KUAFÖRLERİNDE

    kerastase_VISUEL-MANNEQUIN-FEMMEkerastase_PACKSHOTkerastase_VISUEL_MANNEQUIN_HOMME

  • Dünyaca ünlü starların tercihi J Beverly Hills saç bakım ürünleri artık Türkiye’de

    “ Beverly Hills” yaşam tarzından esinlenilerek, stil sahibi olmanın büyüsünü ortaya çıkaran J Beverly Hills saç bakım ürünleri ile ışıltınızı keşfedin…

    J Beverly Hills , Sandra Bullock, Kim Basinger, Robert De Niro, John Trovolta,Uma Thurman , Kevin Bacon, Miley Cyrus, Antonio Sabato, Jr. Alicia Silverstone, Janis Dickinson, Wynona Ryder, Hilary Swank, Steve Martin, Sting, Michelle Pfeiffer, Quenn Latifah, Jaclyn Smith, Marisa Tomei, Minnie Driver, Tia Carrera, Brad Pitt… gibi dünyaca ünlü isimlerin yaşam stili haline dönüşmüş bir marka.

    Juan Juan Güzellik Merkezi kurucusu ve eğlence dünyasının ünlü saç tasarımcısı Juan Juan tarafından yaratılan J Beverly Hills kadın ve erkek saç bakım ürünleri, dünyaca ünlü starların vazgeçilmezleri arasında yer almaktadır.

    Tutkunun ve hayal gücünün odak noktası olan J Beverly Hills, 28 çeşit bitkisel ve yağ özlü saç bakım ürünleri ile Güzellik Salonları, markalaşmak isteyen saç tasarımcıları ve bakımlı olmanın altını çizmek isteyenler için bir yaşam tarzı yaratacaktır.

    Bakım, onarım ve şekillendirme şampuanlarından, saç kremleri ve şekillendirme spreylerine kadar hem kadın hem de erkekler için geniş bir ürün yelpazesine sahip olan Amerika orijinli J Beverly Hills, Türkiye’deki tek distribitörü Budak Kozmetik aracılığı ile seçkin kuaför salonlarında yerini alıyor…

    J-Beverly-Hills-women