Etiket: erkek

  • Ona fazla olduğunuzu gösteren işaretler

    Ona fazla olduğunuzu gösteren işaretler

    Her ilişkinin kendine özgü sorunları vardır. Ama bazı ilişkiler bütünüyle sağlıksız ve zararlı olarak nitelendirilebilir. Aşık olduğumuzda, genellikle aşık olduğumuz kişinin hatalarını ve noksanlarını görmemeye eğilimli olmamız, bu sorunları daha da içinden çıkılmaz hale getirir.

    Kendinizi, böyle bir kaybedenle ne yaptığınızı merak ederken bulduğunuzda, bazı soruları sormanın vakti gelmiş demektir.

    Bu makalede, sevgilinize fazla olduğunuzu gösteren işaretleri açıklıyoruz. Temennimiz sevdiğimiz kişinin zaman içinde değişeceği yönündedir ama genellikle böyle bir şey gerçekleşmez. Aşağıdaki işaretler sizin için bir şey ifade ediyorsa, hemen kendinize başka birini bulmanızı öneririz.

    Her zaman para yönünden sıkıntılıysa

    Tarih öncesi zamanlardan bu yana, erkek kadınına bakar. Erkek avlanmaya çıkar ve eve yiyecek getirir. Günümüzde ise erkekler için bu durumun karşılığı, mali olarak bir kadına bakabilecek düzeyde olmaktır. Çulsuz bir erkeğe bağlanmanız muhtemeldir. Neden sürekli yemeklerin parasını sizin ödediğinizi merak ettiniz mi? Bütün faturaları ödeyen siz misiniz?

    Eğer geçerli olan durum buysa, yalnızca kendisine bakması için hayatına kadın alan bir erkekle berabersiniz demektir. Bu erkek annesinin yanından ayrıldığından bu yana hayatını kendi kazanmak ve giderlerini karşılamak durumundadır ve açıkçası bu işte çok iyi olmadığı ortadadır. Bu türden bir erkekle karşı karşıya kaldığınızda, genellikle mazeretleri benzerdir: “Ekonomik durgunluk nedeniyle zor bir zamandan geçiyorum,” ya da “Patronum zam yapmadı,” ya da “Kimse beni işe almak istemiyor.” Bu türden mazeretler ancak kısa süreli olarak kabul edilebilir. Aylar, hatta yıllar sürüyorsa, bir aylakla berabersiniz demektir.

    Bu türden bir erkeğe ültimatom vererek, hemen iş bulmasını, aksi takdirde kendisini terk edeceğinizi bildirebilirsiniz. Bu hamleyi yapmadığınızda, tembelliği sonsuza dek sürebilir.

    Bir çocuk gibi bakmak zorunda olacağınız bir eş istemeyeceğinizi sanıyoruz. Zaten bütün hesapları bir erkeğin ödemesi gerektiğini de düşünmüyorsunuz. Tek isteğiniz birlikte olduğunuz erkeğin bağımsız olması. Bu nedenle bu konuda ısrarcı olmaya hakkınız var.

    Kıskançlık onu yiyip bitiriyorsa

    Birlikte olduğunuz erkek için fazla olduğunuzu anlamanızı sağlayacak diğer bir işaret desürekli kıskançlıktır. Sevgiliniz, kapıdan her girişinizde nerede ve kimle olduğunuza dair binlerce soru soruyor mu? E-postalarınızı, telefonunuzdaki mesajları sürekli kontrol etmeyi mi kalkıyor? Karşı cinsten birisiyle konuştuğunuzda bile sizi itham altında bırakacak hareketlerde mi bulunuyor?

    Kıskançlık bir insanı deliliğe sürükleyebilir. Ve kıskançlık, kendine güvensizliğin açık bir işaretidir. Eğer sevgiliniz, nerede ya da kimle olduğunuzu söylemediğinizde bağırmaya, kavga etmeye başlıyorsa, ve genel olarak size kesinlikle güvenmiyorsa, onu terk etmenin zamanı gelmiş demektir. İnanın bu türden davranışları gelecekte de değişmeyecek, hatta daha kötüye gidecektir. Hayatınızı kontrol etmeye ve sizi sürekli gözetmeye kalkabilir, kendi başınıza ne yaptığınızı anlamak için çöplerinizi bile karıştırabilir. Kimseninhayatınıza bu kadar girmesine izin vermemelisiniz; ve böyle bir adam için çok fazla olduğunuzdan emin olabilirsiniz.

    Sizi gerçekten seven biri, size güvenmek ve olduğunuz kişi gibi davranmanıza göz yummak durumundadır.

    Sizinle yeterince ilgilenmiyorsa

    Erkeklerin genellikle yıldönümlerini, doğumgünlerini ve diğer önemli tarihleri akıllarında tutamadığı bilinen bir gerçektir. Bunun nedeni erkeklerin bu türden özel günlere kadınlar kadar önem vermemesidir, o kadar. Diğer deyişle, bunun, bir erkeğin birlikte olduğu kadını önemsememesi olarak algılanması yanlış olur. Ama bu türden ilgisizlikler ya da unutkanlıklar bir rutine dönüşmüşse, iş başka.

    Eğer sevgiliniz bütün önemli günleri ve yapması gerekenleri sürekli unutuyorsa, durum biraz daha ciddi demektir. Sizi bir restoranda saatlerce bekletmesi gibi durumlar, bu ilişkinin onun için çok da önemli olmadığını gösterir açık bir şekilde.

    Gerçekten bu kadar unutkan olması bile mazeret sayılamaz. Sürekli saçınızı başınızı yolacağınıza, kendinize daha düşünceli biri bulabilirsiniz, öyle değil mi?

    Kendinize bir iyilik yapın ve bu türden bir erkekten hemen kurtulun.

    Devasa bir porno koleksiyonu varsa

    Birlikte olduğunuz erkeğin sizin için doğru kişi olmadığını anlamanızı sağlayacak diğer bir işaret de, bir dükkanı dolduracak kadar geniş porno koleksiyonudur.

    Sizin gibi seksi bir kadınla birlikte olan bir adam neden bu kadar çok pornoya ihtiyaç duysun ki?

    Dürüst olmak gerekirse, hiç porno sahibi olmayan erkek neredeyse yok denebilir. Hiçbir nedenle değilse bile, sırf meraktan olabilir bunun nedeni.

    Gerçekleştirilen araştırmalar pornonun belli bir dereceye kadar sağlıklı olduğunu da göstermektedir. Özellikle de sevgilinizle birlikte porno seyretmek çok farklı bir deneyime dönüşebilir. Ama sizinle sevişmektense pornolarını tercih eden bir adamla sorun yaşarsınız.

    Bu türden bir erkeğin seks yaşantısında sorunlar olması muhtemeldir. Bu sorunların sizin de sorunlarınız olmasını neden isteyesiniz ki? Bir de gay pornolar çıkarsa karşınıza, kırmızı alarm durumuna geçebilirsiniz.

    Sizden çok daha farklı bir şey istiyor olabilir.

    Çevrenizdeki kimse ondan hoşlanmıyorsa

    Komşunun rezil oğluyla çıktığınız için ebeveynlerinizle ettiğiniz kavgaları ve en sonunda, o şapşalla bunca vakit öldürdüğünüze pişman olduğunuz ergenlik yıllarınızı hatırlıyor musunuz?

    Çocukluğunuzda yaptığınız hatalardan ders çıkarmanız gerek! Eğer herkes, hem arkadaşlarınız hem de aileniz, size sevgilinizin işe yaramaz biri olduğunu söyleyip duruyorsa, olaylara onların bakış açısından bakmanız gerekiyor demektir. Gerçekten de atladığınız bir şeyler olabilir.

    Herhalde bunca insanın yalnızca sizi ayırmak için şeytanlıklar peşinde olduğu sonucuna ulaşamazsınız. Bazen, özellikle de aşıkken, sevgililerimizin davranışlarına karşı oldukça kör bir tutum içinde olabiliriz. Ve bu hatamızı çok geç, hatta evlendikten sonra fark edebiliriz.

    Bunun için çok geç olmadan, yakınlarınızın tepkilerini ve uyarılarını dikkate alın. 

    30 yaşında halen annesinin evindeyse

    Otuzlarında halen ailesinin evinde oturan bir erkek, sizin için en tehlikeli ve açık işaret olmalı. Dahası, annesi halen çamaşırlarını yıkıyorsa, faturalarıyla ilgileniyorsa, yemeğini hazırlıyorsa, durum çok daha kötü demektir. Bu yaşa dek ayaklarının üzerinde duracak ve bağımsızlığını ilan edecek bir duruma gelemediyse, muhtemelen hiçbir zaman bunu başaramayacak demektir.

    Bırakın evlenmeyi, böyle bir erkekle bir gününüzü bile geçirmemelisiniz. Sevgilinizinm sizinle eş olmasını istemeniz doğal; aksi takdirde onun annesi oluverirsiniz. Böyle bir erkek gerçekten elle tutulur bir şeyler yapana dek kesinlikle ciddi bir adım atmaya kalkışmayın.

  • Yatak odasının ateşini yükseltin

    Yatak odasının ateşini yükseltin

    Cinsellik en temel ihtiyaçlarımızdan biri. Kadını kadın gibi, erkeği erkek gibi hissettiren bir şey. Bir bütünleşme hali… Yatak odanızın ateşini yükselterek hem fizyolojik hem de psikolojik doygunluğa ulaşabilirsiniz.

    Her ne kadar içgüdüsel bir davranış ve en temel ihtiyaçlarımızdan biri olsa da yatak odasında bazen aradığımız mutluluğu veya doyumu yakalayamıyoruz. Önünüzde iki seçenek var: Doyumsuz bir cinsel hayatı kabullenip her gün aynı yemeği yiyebilirsiniz ya da size verdiğimiz muhteşem önerilerle yatak odasının fitilini yakabilirsiniz. Ena Therapia’dan Uzman Psikolog Esin Nur Akyıldız, cinsellikle ilgili tüm yanlış anlayış ve kanıların aksine tarih öncesi döneme gittiğimiz zaman insanların birlikte olabildiğini vurguluyor ve soruyor: Tarih öncesi dönemde kim kime nasıl öpüşeceğini veya sevişeceğini öğretmiş? Kimse! Uzman Psikolog Akyıldız, hem kadının hem de erkeğin temel ihtiyaçlarından biri olan cinsellik konusunda yaşanılan sorunların pek çok etkene bağlı olduğunu söylüyor. Bazen de çok fazla okumanın veya bilmenin, içgüdüsel davranışlarımızdan bizi uzaklaştırabildiğini ekliyor. Başarı, performans kaygısı, mükemmeliyetçi kişilik yapısı gibi etkenler de yine kişi üzerinde cinsel ilişkiye girerken sıkıntı yaratabiliyor. Uzman Psikolog Esin Nur Akyıldız, işin en temelinden başlayıp kadını cinselliğin doruğuna taşıyacak muhteşem önerilerini formsanté okurları için anlattı.

    CİNSEL AÇLIĞINIZLA YÜZLEŞİN
    Toplumumuzun muhafazakar yapısı yüzünden çiftler cinsel isteklerini çoğunlukla dile getiremiyor. Özellikle kadınlar “Acaba beni yanlış anlar mı?” kaygısı yaşıyor. Uzman Psikolog Akyıldız cinselliğin, erkek kadar kadının da en temel ihtiyaçlarından biri olduğunu söylüyor ve ekliyor: “Bir sürü açlık çeşidi var. Zihinsel, fiziksel, bedensel ve psikolojik açlık. Fiziksel açlıklarımızın arasında yemek yemek, su içmek, uyumak olduğu gibi cinsel ilişkiye girmek de var. Bir kadın o kadar güzel cinsel deneyim yaşar ki yüzüne coşku, enerji ve ışıltı yansır. Çünkü kadın, kadın olduğunu hisseder. Bazen de o kadar uzaklaşır ki başka noktalarda onu tamamlamaya çalışır. Boşluk doldurmaya ve farklı uğraşlar bulmaya çalışır kendine. Bu bazen sigara, bazen yiyecek, bazen de alışveriş olabilir. Kadının her şeyden önce cinselliği yaşamaya hakkı vardır ve bunu önce kendine söylemeli.” Uzman Psikolog Akyıldız, bir kadının rahatlıkla partnerine “Deli gibi sana dokunmak ve seninle birlikte olmak istiyorum” diyebilmesi gerektiğini anlatıyor. İnsanların dünyaya geldiği dönemi düşünmemizi öneren Uzman Psikolog Esin Nur Akyıldız, “Kim kime nasıl öpüşmeyi, sevişmeyi ve nasıl kadın-erkek olmayı öğretmiş?” sorusunu soruyor. Cevap olarak ise doğayı seyretmemizi öneriyor. Doğa kanunlarının bize her şeyi öğrettiğini, kumruların, kuşların ve köpeklerin hepsinin içgüdüsel olarak bunu yaptığını belirtiyor: “İçimizdekileri bastırmamakta fayda var. Kadınlar, cinselliğin yemek yemek, su içmek gibi olduğunu unutmamalı.”

    Uzman Psikolog Esin Nur Akyıldız, kadının cinsel ilişki çağrısına erkekten yanıt alınamadığı durumların da olabileceğini söylüyor. Uzmanımız bu durumda kadının erkeği tehdit edercesine değil ama onu seksten mahrum bıraktığında neler olabileceğini anlatmasını öneriyor. Kadının içinde bulunduğu durumu anlatmak için ise şu cümleleri kullanabileceğini söylüyor: “Neden böyle yapıyorsun? Ben seni çok özlüyorum, sensiz kendimi eksik hissediyorum. Temel ihtiyaçlarım olmayınca başka yollar deneyeceğim, eğer kadın olduğumu hissettiremezsen farklı yerlerden bunu karşılamaya çalışacağım. Herkes bunu yapıyor ama ben yapmak istemiyorum. Beni yanlış yollara yönlendirme, beni kaybedebilirsin.” Yazının başında söylediğimiz gibi cinsellik en temel ihtiyaçlardan; bir taraf diğerini mutlu edemiyorsa doğa kanunlarının işlemesi normal. Mesela deli gibi açsınız ama çatal ve bıçak yok. Ne yaparsınız? Ellerinizle yemeye başlarsınız çünkü insansınız; yemezseniz ölürsünüz.”

    TAHRİK UNSURLARINI BELİRLEYİN
    Uzman Psikolog Esin Nur Akyıldız, herkesin bir tarzı olduğunu söylüyor. Mesela hayata meydan okuyarak bakan kadının tahrik olduğu tarz, “Böceğim, bitanem” değildir. Tam tersi çok narin ve kırılgan bir kadını tahrik eden erkek formatı da “Seni deli gibi arzuluyorum, akşam eve geldiğimde beni hazır bekle” değildir. Tarzların denk düşmesi ve tencere-kapak gibi uyumlu olması çok önemli. Uzman Psikolog Akyıldız, vücudumuzda tahrik olduğumuz bölgelerin son derece değişken olduğunu söylüyor. Diyelim her şeyi kendi başına yapmaya alışmış bir kadın var, bu kadına bel bölgesinden destek verir gibi dokunulması kadının seksi hissetmesine sebep olabilir. Çünkü kadın onu vücut sinyali olarak şöyle algılar; “Söylemese bile ne kadar desteğe ihtiyacım olduğunun farkında ve o beni tamamlıyor”. Uzman Psikolog Akyıldız, “Hepimiz doğduğumuz aileden kadın-erkek ilişkilerini öğreniriz. Kadın genelde ‘İstemem ama yan cebime koy’ der, bu ailesinden öğrendiği bir davranıştır aslında. Cinselliğin bir kalıbı yoktur önemli olan sizin ruhunuzun ne istediğidir” diye açıklıyor.

    “SENİN İÇİN HAİN PLANLARIM VAR…”
    “Canım ya ben çok yorgunum, bugün yapmak istemiyorum” cümlesi size de aşina geldi mi? Partneriniz, söylediği gibi yorgun olabilir veya birlikte olmak istemeyebilir. Bu durum bir-iki kere hatta üç kere tolere edilebilir ama bir süre sonra kadın “Neden istenmiyorum?” diyecektir. Uzman Psikolog Akyıldız, kadının hemen kendi vücuduna bakmaya başlayacağını, sorunun kendisinden kaynaklandığını düşüneceğini söylüyor ve ekliyor: “Halbuki cinsellik kesinlikle şekille ilgili değildir. Kadın, öyle bir durur ki karşısında hiçbir erkek dayanamaz. Kim olduğunuzu ve ne istediğinizi bildiğiniz, eksiklerinize değil de artılarınıza konsantre olduğunuz sürece kimse size öyle değersiz bir kadınmışsınız gibi davranamaz.” Kadının tüm isteklerini erkeğine söylemesi gerektiğini belirten Uzman Psikolog Akyıldız, “Hayatım ben seni çok fazla hissetmek istiyorum, dokunmak istiyorum. Uzun zamandır ateşli bir gecemiz olmadı. Senin için hain planlarım var” gibi cümlelerin kullanılabileceğini belirtiyor.

    DİZGİNLERİ ELİNİZE ALIN
    Cinsel ilişkide konuşmak en önemli kısmı oluşturuyor. Uzman Psikolog Esin Nur Akyıldız, kadının cinsel ilişkiyi yönlendireceğini bilmesinin de önem taşıdığını söylüyor ve ekliyor: “Şöyle düşünelim; ben erkeğim, karşımda da dünyanın en güzel kadını var. Ama her şeyiyle kontrol bende. Ben istersem öperim, istersem dokunurum, istersem koltukta sevişirim. O kadının hiçbir şekilde kontrolü yoksa ve tüm dizginler benim elimdeyse, cazibe bunun neresinde? Kadınlar kontrolü tamamen erkeğe bırakırsa, erkek ‘Adrenaline ihtiyacım var’ deyip farklı yollara başvurabilir.”

    MASUM SEKS OYUNLARININ TAM SIRASI
    Yatak odasında ateşli ve şehvetli ilişkiyi sağlayabilmenin bir yolu da ufak oyunlar oynayabilmekten geçiyor. Oyunların asıl fonksiyonunun karşındakini şaşırtabilmek olduğunu anlatan Akyıldız, “Şaşırtmak çok önemli. Çocuklar genelde ne yapar? Bir şey ister, olmuyorsa farklı formüller dener. İlla istiyorum der, o da olmuyorsa avazı çıktığı kadar ağlar. Şaşırtarak dikkati çeker. Hayatta herkesin yaptığını aynen yaptığınızda kimseyi şaşırtamaz, dikkati çekemezsiniz” diye ekliyor.

    EROTİK SAHNELERİ HATIRLAYIN
    Öğrenme, duyarak veya yazarak değil görerek gerçekleşiyor. Türkiye de cinselliğin öğretildiği veya gösterildiği bir toplum değil. Uzman Psikolog Esin Nur Akyıldız, bu durumda cinsel içerikli filmlerden yararlanılabileceğini şu şekilde anlatıyor: “Einstein demiş ki ‘Bir insanın zekasının göstergesi hayal gücüdür’. Yani gözlerinizi kapattığınızda gözünüzün önüne gelen filmlerden yola çıkabilirsiniz. İzlediğiniz filmlerden hangisinin en erotik sahnesi gözünüzün önüne geliyorsa belli ki o bölümler sizi cinsel ilişki sırasında motive eden ve tahrik eden sahneler.” Sizi heyecanlandıran filmi bulmak için gözlerinizi kapatın ve düşünmeye başlayın. “Ya ben de onlarınki gibi cinsel ilişki yaşamak istiyorum” dediğiniz filmdeki kadın ve erkeğin neler yaptığını bir kağıda not alın. Daha sonra not aldığınız bu sahneleri partnerinizle birlikte deneyin.

    G NOKTASI VE ORGAZM
    Uzman Psikolog Esin Nur Akyıldız, kadında ve erkekte orgazm oldukları bir nokta olduğunu söylüyor ve ekliyor: “Erkek cinsel organının pozisyonla birlikte dokunduğu, paralel düştüğü bir nokta vardır. Zaten o pozisyon denk düştüğünde ‘Ah bu pozisyon, benim pozisyonumdu’ deriz. Onu bulabilmek için farklı farklı şeyleri deneyerek, tecrübe etmek gerekir. Bunların hepsi hem konsantrasyon, hem tarz, hem de kendinizi ne kadar şehvetli hissettiğinizle alakalı. Tüm bu faktörleri bir iksir gibi düşünebiliriz.”
    Orgazm sıkıntısı yaşayan kadınlara ise G-Shot isimli bir uygulamanın yapılabileceğini söylüyor. G-Shot uygulamasıyla, kadının genital bölgesinin içine silikonsu bir yapı enjekte ediliyor. Bu silikon yapı sayesinde titreşim kadına daha kolay ulaşıyor ve kadın daha hızlı orgazm olabiliyor.

    EN GÜÇLÜ SEKS ORGANINIZ: BEYİN
    Yapılan araştırmada bir kadından çimenlik alanda uzanıp sadece kendi nefesiyle mastürbasyon yapması isteniyor. Kadın kendi nefesiyle orgazm olabiliyor. Akyıldız, en güçlü seks organının beyin olduğunu söylüyor. Konsantrasyon eksikliği olan kadınların cinsel ilişki sırasında yapabileceği şeyler:
    1- Müzik dinlemek.
    2- Konuşmak.
    3- Göz kontağında kalmak.

    DANTEL Mİ JARTİYER Mİ?
    Kadının aynaya baktığı zaman “Hakikaten seksi bir kadınım” demesi gerekiyor. Uzmanımız, kadınlara iç çamaşırı satan bir dükkana gitmelerini öneriyor. Böylece dantelli modellerden mi yoksa jartiyerden mi hoşlandığınızı belirleyebilirsiniz. Akyıldız, “Aynaya baktıklarında ‘İşte ben buyum’ diyebilecekleri hale gelsinler. Önce kendi şehvetlerine inanırlarsa bunu partnerlerine aktarırlar. Bütün olay bizim ne kadar inandığımızla ilgili. Her şey kadının beyninde bitiyor” diye ekliyor.

    Formsanté Dergisi

  • Kadınlar Nelerden Hoşlanır?

    Kadınlar Nelerden Hoşlanır?

    Kadınların kalbini kazanmak zordur ancak asla imkansız değildir. Kadınların hoşlanacağı davranışları sergileyerek ve biraz metroseksüel olarak dilediğiniz kadını kendinize bağlayabilirsiniz…

    Görünüş: Kadınlar için erkeklerin görünüşü çok önemlidir. Mutlaka bir erkeğin kılık kıyafeti düzgün, temiz, ütülü ve şık olmalıdır. Yani erkek giyimiyle ben buradayım diyebilmelidir.

    Bembeyaz Dişler: Kadınların erkeklerde dikkat ettiği bir diğer noktaysa bembeyaz dişlerdir. Pırıl pırıl bir gülümsemenin anahtarı olan beyaz dişler kadınların dikkatini çeker.

    Konuşma Tarzı: Kadınlar erkeklerin bir toplumda nasıl konuştuğuna önem verirler. Bir erkek konuşmasıyla istediği kadını etkileyebilir. Ses tonu hitap tarzı her şeyi değiştirebilir.

    Bakışlar: Bir erkek karşısındaki kadını bakışlarıyla etkileyebilir. Çünkü bakışlar çok şey ifade edebilir.

    Sürpriz Yapmak: Kadınlar sürprizlerden çok hoşlanırlar, küçük bir hediye bile bir kadını mutlu etmeye yetebilir.

    Esprili Olmak: Genellikle kadınlar kendilerini güldüren komik erkeklerden hoşlanırlar. Küçük birkaç espriyle bir kadını kendinize çekebilirsiniz.

    Sporla Uğraşmak : Kadınlar sporla uğraşan erkekleri severler. Her zaman bakımlı ve atletik yapılı erkeklere öncelik verirler.

  • Erkeklerin 10 Hatası!

    Erkeklerin 10 Hatası!

    CİSED ONURSAL BAŞKANI DR. CEM KEÇE: “YAŞAMDAN ZEVK ALINMASINI SAĞLAYAN CİNSELLİK, ERKEKLERİN YAPTIĞI HATALAR SONUCU YARIM KALIYOR!”

    Cinsellik, insanın yaşamdan zevk almasını sağlayan en büyük gereksinimdir. Ayrıca bireylerin aldığı haz ve zevkin yanı sıra nesillerinin devamlılığı açısından da oldukça önemlidir. Cinselliği normal bir süreç olarak değerlendirmek her ne kadar zor ve karmaşık olsa da, araştırmalar sonucu belli başlı püf noktalara varılabilir. Yapılan anket çalışmalarının sonuçlarına göre, Cinsel Sağlık Enstitü Derneği (CİSED) cinsel terapistleri, erkeklerin yatakta yaptıkları en önemli 10 hatayı sizler için araştırdı…

    1-Ön sevişmeyi ihmal etmek

    “Önsevişme yaşayamadığım için orgazm olma süremde uzuyor. Haliyle partnerimde benden önce orgazm oluyor. Bende kendini kötü hissetmesin diye orgazm taklidi yapmaya mecbur kalıyorum…” Erkeklerin önsevişme yapmadan direk cinsel ilişki yaşamak istemelerinin kadınlar için büyük bir problem olmaya devam ettiğini ve bunun erkeklerin yatakta yaptıkları hataların en başında geldiğinin altını çizen CİSED Onursal Başkanı Dr. Cem Keçe, “Ön sevişme yaşayamayan kadınların, boşalma ve orgazm süreleri uzuyor ve kendilerinden önce boşalan partnerlerinin kendilerini kötü hissetmemeleri için orgazm taklidi yapmaya mecbur kalıyorlar ve zamanla direk olaya giren erkeklerden nefret etmeye başlıyorlar. Eğer erkek bir kadının gönlünü fethetmek istiyorsa onu harekete geçirecek ön oyunları ilişkisine dâhil etmeyi öğrenmelidir” dedi.

    2-Sadece penisiyle kadını boşalacağını veya orgazma ulaştıracağını düşünmek

    “Sanki cinsel birleşme sırasında yapılan pozisyonları ve aktiviteleri tek başına gerçekleştiriyormuş gibikendi gayretiyle orgazm olduğunu düşünüyor. Tek başına orgazma ulaşıyor ya, bu nedenle bana dokunmasına gerek yok! Benim kendi kendime orgazm olabileceğimi düşünüyor…” CİSED Genel Psikiyatri Uzmanı Yrd. Başkanı. Dr. Cebrail Kısa; ” Kadınların boşlaması klitorisleriyle olur. Vajina erkeğe zevk veren bir organdır, sanılanın aksine kadın vajinal uyarılarla değil daha çok klitoral uyarılarla boşalır. Penis-vajina birlikteliği kadının erkekle geçici olarak bütünleşmesi, ruh ve beden birlikteliği sağlaması açısından orgazm için önemlidir. Ayrıca sanılanın aksine kadınlar cinsel ilişki öncesi ya da sırasında dışarıdan gelecek olan uyarıcılar eşliğinde zevk alırlar. Bu nedenle, ilişki sırasında da, erkek partnerini bu dokunuşlardan mahrum bırakmamalıdır” dedi.

    3-Sevişirken farklı şeylerle uğraşmak

    “Genellikle yatak odası dışında sevişeceksek, bu oturma odası oluyor. Bir an içimizden gelip heyecanla sevişmeye başlıyoruz. Yani o da gayet istekli aslında ama bir bakıyorum benimle sevişirken TV izliyor ya da sehpada duran gazeteyi okuyor. Kendimi bir araçmış gibi hissediyorum. Nasıl bu kadar kaba ve hissiz olabiliyor? Deli olmamak elde değil…” Yatak odası dışında cinsel birleşme gerçekleştirildiği zaman erkeklerin yanlarında duran gazeteye, TV programlarına, bir filme ya da dışarıya odaklanabildiklerinin altını çizen CİSED Genel Başkan Yardımcısı Uzmanı Psikolog Yasemin Yıldız, “Bu nedenle, romantik bir an yaşayamıyorlar. Bu durum kadınların kendilerini kötü hissetmelerine neden olurken, bu tip erkekleri kaba ve hissiz bulmalarına yol açıyor. Hem sevişmek isteyip hem de ilgisiz olmak seksin anahtarı değildir. Bu nedenle erkek kadını önemsediğini ve istediğini fark ettirmelidir” dedi.

    4-Yatakta hep patron olmayı istemek

    “Cinsel ilişki boyunca ‘Yüz üstü yat!’, ‘Sırtını dön!, ‘Kalk!’, ‘ Hayır, öyle değil böyle…’ diye yönlendirmelere maruz kalmaktan bıktım. Onun direktiflerine mi kulak vereceğim yoksa yaptığım işe mi konsantre olacağım. Hem ben her zaman karşılıksız ve emrivaki seks oyunları oynamak zorunda mıyım? Kendini patron ilan etmesini çok seviyor…” CİSED Genel Sekreteri Psikolog Serap Güngör ; ” Kadınlar cinsel ilişki sırasında sürekli olarak yönlendirilmeye maruz kalmaktan rahatsız olurlar ve içlerinden gelmedikleri sürece karşılıksız ve emrivaki seks oyunları oynamak istemezler. Erkek herhangi bir fantezi ya da seks oyunu gerçekleştirmeli, çok fazla emir vermekten kaçınmalıdır. Erkeklerin en büyük yönlendirmesi olan oral seks, sürekli olarak tek taraflı yapılıyorsa, diğer bir değişle artık görev olduysa, bu kalıptan bir an önce çıkılmalıdır” dedi.

    5-Aceleci olmak

    “Uzun süreli bir birlikteliğim var ve ne kadar zaman oldu doğru düzgün sevişmedik bile. Eşim sadeceboşalıp rahatlamak için cinsel ilişki yaşıyor gibi, çok aceleci… Cinsellikten soğuma noktasına geldim. Cinselliği aceleye getirmesinden bıktım…” CİSED Yönetim Kurulu Üyesi Psikolog Kemal Özcan; “Kadınların çoğu erkeklerin aceleci olmasından şikâyetçidir. Çünkü kadınlar penis-vajina birlikteliği yerine dokunmanın verdiği hazdan daha çok haz duyarlar. Bu nedenle ilişkinin başlarında verilen ilgiyi devam ettirmek ve cinsel ilişkiyi doya doya yaşamak olması gereken en doğru eylemdir” dedi.

    6-Çok konuşmak ya da susmak

    “Biraz sert ilişki yaşıyoruz. Bu hoşuma gidiyor fakat bazen açık seçik konuşma esnasında doğru kelimeleri seçemiyor. Şaşırıp kalıyorum ve çok kırılıyorum…” Erkeklerin bazen seks yaparken açık seçik konuşma fantezisini uygulamak istediklerini söyleyen CİSED Yönetim Kurulu Üyesi Psikolog Gülüm Bacanak, “Ancak bunu yaparken doğru kelimeleri seçmeli ve partnerlerini incitmemelidirler. Ayrıca sevişme esnasında üçüncü şahıslardan ya da günlük hayattan konuşmamaları veya çok sessiz kalmamaları da gerekir. Bu nedenle erkek orta yolu bulmalı, ne kendini kapatmalı ne de duyguları çok fazla dışa vuracak davranışlar sergilememelidir” dedi.

    7-Partnerine kendini ispat etmeye çalışmak

    “Cinsel ilişki yaşarken, ‘Böyle nasıl?’, ‘Bu iyi mi?’, ’20 dakikadır sevişiyoruz ve hâlâ yorulmadım ?’, ‘Ne kadar güçlüyüm değil mi?’ gibi bir sürü soru soruyor. Ben cevaplamaktan yoruluyorum ama o sormaktan yorulmuyor. Zaten birlikteyiz ve yatakta nasıl olduğunu biliyorum. Yine de, bana kendini kanıtlamaya çalışıyor…” Erkeğin yatakta partneriyle geçirdiği anlarda sadece kendisinin performans gösterdiğini düşünmemesinin gerektiğini belirten CİSED Onursal Başkanı Dr. Cem Keçe, “Seks iki kişilik bir oyundur. Ayrıca erkeğin kendini ispat etmeye çalışması ve çaresizce geri bildirim almak istemesi zamanla kadını seksten soğutabilir. Çünkü kadının böyle bir erkeğe zamanla saygısı azalır. Bu nedenle erkek performansıyla ilgili güzel sözler duymak için girişimde bulunmamalı, bunu partnerinin tercihine bırakmalıdır” dedi.

    8-Kadınların hep sertlikten hoşlandıklarını düşünmek

    “Farklılık olsun diye biraz daha sert olmasını söyledim ama nerden söylediysem, zevk aldığımı gördüğünden bu yana seks hayatımız sert ve şiddetli geçiyor. Ben vur dedim o öldürdü…” CİSED Genel Psikiyatri Uzmanı Yrd. Başkanı. Dr. Cebrail Kısa; ” Seksi aynı müzik gibi ritimlerden oluşur ve ruh haline göre ritminde değişiklik yapılması gerekir. Bu nedenle erkek yeri geldiğinde ve partneri de istiyorsa sert olmalı, ancak kadınların sertlikten ziyade romantizmden hoşlandığını aklından çıkartmamalıdır” dedi.

    9-Prezervatif kullanmayı reddetmek

    “Henüz yeni tanışmışım. Nerede, ne zaman ve kimlerle cinsel ilişki yaşıyor bilmiyorum. Dolayısıylaprezervatifsiz ilişki yaşamak istemiyorum. Fakat bazen korunmasız ilişki yaşamaya maruz kalıyorum…” CİSED Genel Sekreteri Psikolog Serap Güngör; “Cinsel yolla bulaşan hastalıklardan ve istenmeyen gebeliklerden korunmanın tek yolu prezervatiftir. Ayrıca kadın hamile kalmaktan korktuğunda kendini sekse veremez ve yaşan birliktelikten erkekte haz alamaz. Bu nedenle prezervatifin kullanılıp kullanılmaması konusunda erkek kadının tercihine saygı duymalıdır” dedi.

    10-Sevişmenin hemen arkasından uyumak

    “Seviştik ve bitti. Hemen arkasını dönüp uyuyor. Ne bir sarılayım ne öpeyim, yok! Kendimi kullanılmış gibi hissediyorum…” Hemen hemen her kadının cinsel ilişkiden sonra erkeğin kendisine sarılmasını, bir süre yan yana uzanmayı, romantik anlar geçirilmesini ve hoş sohbet edilmesini beklediğinin altını çizen CİSED Onursal Başkanı Dr. Cem Keçe, “Bu nedenle, erkek seks sonrası hemen yataktan kalkmamalı, uyumamalı veya sırtını dönerek başka bir işle ilgilenmemelidir. Cinsel ilişki sonrası sırtını dönüp uyumak, kadınlarca içgüdüsel olarak farklı değerlendirilir ve çok kırıcı eylem olarak algılanır” dedi.

  • Yüzükler Taktığınız Parmağa Göre Anlam Kazanıyor!

    Yüzükler Taktığınız Parmağa Göre Anlam Kazanıyor!

    Günlük hayatta erkek kadın herkes parmağına yüzük takabiliyor. Yüzük parmağına bildiğiniz üzere nişan ve nikah sonrası yüzük takılıyor. Ancak günümüzde özellikle kadınların yüzükleri işaret parmağına taktığını görebiliyoruz. Tabi buda bizde merak konusu uyandırıyor. Çünkü yüzüğü işaret parmağına takan kişi sayısı oldukça fazla ve yüzüğü işaret parmağına takan kişi sayısı bu kadar fazla olunca acaba bir anlama mı geliyor? diye soru işaretleri oluşabiliyor…

    İşaret Parmağına Takılan Yüzüğün Anlamı

    İşaret parmağında yüzüğün tam bir anlamı yok. Yani işaret parmağında yüzük gördüğünüzde net bir anlam yüklemek yanlış olacaktır. Ancak günümüzde genel olarak kızlar ilişkileri olmadığında “şu anda ilişkim yok boştayım ve aradığım kişi karşıma çıkarsa evet diyebilirim.” anlamında kullanarak yüzükleri işaret parmağına takabiliyor. Bunun dışında işaret parmağına yüzük takmak genelde daha göz önünde olacağı ve kıyafetle uyumlu bir yüzük şık göstereceğinden dolayı işaret parmağına takılabiliyor.

    Baş Parmağa Takılan Yüzüğün Anlamı

    Yüzüğü baş parmağına takanlar ise özgürlüğüne düşkün ve ilişki başlaması halinde bu ilişkiye saygı duyulması gerektiğini gösterdiği söylenmektedir. Bazı kesimler tarafından baş parmağa takılan yüzüğün kişinin her türlü kısa süreli aşklara açık olduğu anlamına geldiğide söylenmektedir.

    Orta Parmağa Takılan Yüzüğün Anlamı

    Orta parmağa ve serçe parmağa takılan yüzükler ise güvenilir sır saklayabilen düzenli ve başarılı insanları ifade ettiği söylenmektedir. Bu kişiler sık saklayabileceğini düzeni sevdiğini ve güvenilir olduğunu göstermek istediği söylenmektedir.

    Yukarıda saydığımız gibi tüm parmaklara yüzük takılabilmektedir. Ancak bunlardan yüzük parmağı dışında diğer parmaklara net bir anlam yüklemek ve buna göre hareket etmek yanlış olacaktır. Ancak konuyu tekrar açıklamak gerekirse işaret parmağı genel olarak bayanlar tarafından ilişkisi olmadığı ve yeni bir ilişkiye doğru bir kişiyle hazır olduğunu göstermek anlamında takıldığı söylenmektedir.

    Evlilik Yüzüğü Neden Sol Ele Takılır?

    İnsanların evlenince yüzük takmaları eski Mısırlıların inançlarına dayanıyor. Milattan 2800 yıl önce Mısır’da yaşayanlar dairenin veya halka şeklindeki cisimlerin, başlangıç ve bitiş noktalarının olmaması nedeni ile sonsuzluğu temsil ettiklerine inanıyorlardı. Yüzük evliliğin sonsuza dek süreceğini simgeliyordu. Sonra bu inanç ve adet Romalılar vasıtası ile iyice yaygınlaştı. Kazılarda o devirlere ait çok ilginç evlilik yüzüklerine rastlanılmıştır.

    Evlilik yüzüğünün sol ele ve sondan bir önceki parmağa takılmasının sebebi ise modern tıbbın gelişmesinden önceki devirlere ait yanlış bir insan anatomisi bilgisidir. O zamanlarda dolaşım sistemimizdeki ana damarın sol elimizde bu parmaktan başlayıp kalbimize gittiği sanılıyordu. Böylece buraya takılan yüzükler evli çiftin kalben bağlılığını simgeliyordu. Gerçi şimdi damarların nereden gelip nereye gittiği biliniyor ama bu da bir gelenek olarak kaldı.

    [youtube id=”MvAUP58fy2g” width=”600″ height=”350″]

  • Mutlu Bir Evlilikte Dikkat Edilmesi Gereken 7 Öneri

    Mutlu Bir Evlilikte Dikkat Edilmesi Gereken 7 Öneri

    Mutlu bir ilişki ve evliliğiniz olmasını istiyorsanız dikkat! Eşinize karşı sergilediğiniz ve hemen terk etmeniz gereken 7 davranış biçimi.

    1. Ailesini eleştirmek

    Eşinizin ailesi hakkında belki iyi belki biraz kötü hisleriniz olabilir. Ama siz siz olun, eşinize karşı ailesi hakkında eleştiri yapmaktan kaçının. Hiç kimse, arasında kan bağı olan yakınları hakkında sert sözler duymaktan hoşlanmaz. Dolayısıyla konu bir şekilde onun ailesine geliyorsa, dilinizi tutmanızda yarar var.

    2. Ajanlık yapmak

    Eşinizin nerede olduğunu, ne düşündüğünü ve diğer önemsiz ayrıntıları, Facebook’undan ya da Twitter’ından sürekli takip ederek, kendiniz için iyi bir şey yaptığınızı düşünüyor olabilirsiniz. Belki bu sayede onun, ilişkinizi ilgilendiren farklı alışkanlıklarından haberdar olabilirsiniz. Ama bu, ilişkinize yarar getirmekten daha çok zarar verebilir.

    3. Toplum içinde kavga etmek

    Çiftlerin ara sıra tartışmaları doğal bir şeydir. Ancak, bu tartışmanın kavgaya dönüşmesi, sık aralıklarla tekrarlanması ve özellikle başkalarının da olduğu ortamlarda herkesin ilgisini çekebilecek kadar kontrolden çıkması, sizin açınızdan utanç verici olduğu kadar ilişkiyi zedeleyici bir probleme de dönüşebilir.

    4. Kendinizi bırakmak

    Kendinize bakmayı bırakmak, kilonuza ve görünümünüze dikkat etmemek, sadece sizin sağlığınıza zarar vermekle kalmaz, ilişkinizde de karşı tarafa kötü bir mesaj verir. Kendinize bakmayı bıraktığınızda, eşiniz, ona bakmaktan da vazgeçtiğinizi, ilişkinizi önemsemediğinizi düşünecektir.

    5. Onu değiştirmeye çalışmak

    Çoğu kadının düştüğü bir hata bu! Kadınlar sürekli birlikte yaşadıkları erkeği geliştirmek için çabalarlar. Her ne kadar bu, ilişkiyi zora soksa, yeni problemler yaratsa da… Sürekli onu eleştirmek, yanlışlarını göstermek, bazı alışkanlıklarını değiştirmesi için uyarmak, kalp kırıcı olabilir. Bu da erkek açısından ilişkiyi tatsız hale getirir.

    6. Problemleri kafanıza takmak

    Herkes mükemmel bir ilişkiye sahip olduğunu düşünmek ister. İşte bu uğurda didinmek, sürekli ilişkinize ait problemlere kafa yormak, sizi üzer. Ama bu sorunları dile getirmeden, sürekli kendi içinizde onlarla boğuşursanız, kendinizi olduğu kadar eşinizi de incitebilirsiniz. İyi iletişim, mutlu olmanın ve uzun süreli bir ilişkinin köşe taşıdır.

    7. Yalan söylemek

    Birlikte güzel bir gelecek hayali kuruyorsanız, eşinize yalan söylemenin hiçbir gerekçesi olmamalı. Yani ‘beyaz yalanlar’ deyip işin içinden sıyrılmaya kalkmayın!

  • Gebelikte Cinsellik

    Gebelikte Cinsellik

    Gebelikte seksin daha heyecan verici, daha doyurucu olduğu, hatta aynı seansta birden fazla orgazm yaşandığı gebeler tarafından bildirilmektedir.

    1- Pek çok çift gebeliğin özellikle ilk üç ayı içerisinde cinsel ilişkiye girmenin düşüğe sebep olabileceğini düşünmektedir. Fakat bu dönem içerisinde gerçekleşen düşüklerin pek çoğu cinsel ilişkiyle ilgili değildir. Bu düşükler genellikle gelişmekte olan fetüsteki genetik bozukluklara bağlıdır.

    2- İlişki esnasında erkeğin penisi fiziksel olarak bebeğe temas etmez. Çünkü bebek rahim kasları ve kese sıvısı tarafından oldukça iyi korunmaktadır. Rahim kanalının girişindeki mukus tıkaç, semenin ve bakterilerin rahme geçişini engeller. Ancak; eğer derin ilişki veya zorlama, ağrıya sebep olursa bundan kaçınılmalıdır.

    3- Orgazm olmak rahmin kasılmasına sebep olabilir. Fakat yapılan araştırmaların büyük bir çoğunluğu; normal bir gebelikte, cinsel ilişki olsun veya olmasın, orgazmın, doğum eyleminin başlamasına veya erken doğuma neden olmadığını göstermektedir.

    4- Doktorlar, gebeliğin son haftalarında önlem amacıyla cinsel ilişkiden kaçınmayı tavsiye edebilirler. Gebeliğin son ayında haftada birden fazla cinsel ilişkiye girmenin, rahim içi enfeksiyon riskini arttırdığını ifade eden bir çalışma vardır. Ancak bu çalışmayı destekleyen başka araştırmalar mevcut değildir.

    5- Tüm kadınlar, cinsel yolla bulaşan hastalıklardan (CYBH) korunmak için prezervatif kullanmalıdır. CYBH geçiren tüm gebe kadınlar, bebeğe zarar verebilecek enfeksiyonlara açıktır ve erken doğum yapma ihtimalleri yüksektir.

    6- Gebeliğin başlangıcında cinsel arzularda azalma gözlenebilir.Bu durum, çiftin cinsel hayatını etkileyebilir. Bu dönemde değişen hormon dengeleri, kilo almak ve kendini güçsüz hissetmek cinsel arzuları olumsuz yönde etkileyebilir.
    Bu isteksizlik durumu, bitkinliğin ve bulantının en yoğun olduğu ilk üç ay boyunca devam edebilir. Ancak; ikinci üç ay boyunca, cinsel dürtülerde bir takım değişiklikler meydana gelmeye başlar.Gebenin kanında dolaşan yüksek seviyedeki progesteron ve östrojen hormonları nedeniyle gebeler cinsel ilişkiye daha hassas ve duyarlı hale gelir.

    Hatta gebelerin çoğu, gebelikten önceki dönemde almadıkları kadar cinsel ilişkiden zevk aldıklarını söylemektedir. Son üç aya girildiğinde ise; cinsel arzuların tekrar azalmaya başladığı görülebilir.

    Gebe kadın, eşinden cinsel ilişki isteği olmaksızın şefkat bekleyebilir.

    Gebelikte cinsel ilişkiye yasak getirebilecek durumlar:

    1- Gebelik kesesinin erken açıldığı, suların erken geldiği durumlar

    2- Vajinal kanama olması

    3- Daha önceden yaşanmış bir düşük veya şimdiki gebelikte erken doğum tehdidi

    4- Partnerin cinsel yolla bulaşan hastalık taşıyıcısı olması

    5- Plasenta previa (çocuğun eşinin önde olması ve rahim ağzı kanalını kapattığı durumlar)

    6- Çoğul gebelikler (gebeliğin son ayları)

    7- Doğum uzmanınca cinselliğe yasak getirilen diğer durumlar

  • Erkeklerin yataktaki hataları

    Erkeklerin yataktaki hataları

    Kadınlar, erkeklerin yataktaki hangi durumlarından şikayetçi…

    Kadınlara erkeklerin yataktaki hataları soruldu. 100 kadın üzerinde yapılan ankete göre, kadınlar en çok nelerden yakındı? Anket sonucunda en popüler 8 cevaba ulaşıldı.

    Deniz Özturhan‘ın gq.com.tr‘de yer alan haberine göre, işte kadınların yakındığı o cevaplar:

    1. Anne bak, ellerimi bırakabiliyorum: Bisiklete başladığımız dönemlerde yetenek addedilen el bırakma, yatağa geçtiğimizde şımarıklığa dönüşür. Hele belli pozisyonlarda elini beline koyan beyler var, yapmayın etmeyin. Hepimiz Rocco Siffredi olmadığınızı biliyoruz ve bunun için sizi suçlayacak değiliz. Lakin yatakta eliniz, ağzınız, hatta varsa kuyruğunuz bile boş durmamalı. Boş durmayan uzuvlar, kadının tüm bedenine nazik hamleler yapmalı.

    2. Tatlı konuşma sanatı: Kadınlar yatakta arzulandığını bilmek ister. Şüphesiz ki yorgan altında yapılan türlü çeşitli iltifatlar, arzuyu aktarmanın en şık yoludur. Yeter ki “tatlım” yerine “şekerim” demeyin. Hatta mümkünse, çıplak bir kadına “kilo” hatırlatan hiçbir şey demeyin. Kız arkadaşının göbeğine “sütlaç” adını takan, yatakta “Bel çantanı çıkarmadın mı hayatım?” diye soran beyler, sözüm size: Yolunuz yol değil. Hele şiir niyetine vatan-bayrak temalı epik bir eser seçen arkadaş, senin GQ okumadığını ümit ediyorum.

    3. Acele giden ecele gider: Ecel derken ilişkinizden bahsediyorum. Erken boşalmayı konu dışı bırakarak şöyle izah etmek isteriz. Efendim, senkron aşk sanatında en önemli hususlardan biridir. Diyelim ki yatak bir havuz, sizse su balesi yapan bir çiftsiniz. Eşiniz henüz havuza girmemişken siz sekiz takla atıp, dipten saç tokası çıkarsanız ne fayda, değil mi? Evet, bizce öyle.

    4. Tak fişi, bitir işi: Hayrolsun, sizi çok BEDAŞ gördüm bu başlıkta. Yılların eskitemediği bu deyim, gerçek dünyada aymazlıktır, emeğe saygısızlıktır. Hem kendi hazzınıza odaklanarak kız arkadaşınızı mağdur durumda bırakmak, siz centilmen GQ beylerine yakışır mı? Tek gecelik ilişkide bile, nıçk, yakışmaz.

    5. Rutine saplanmak: Bir süre aynı rakiple grekoromence hareketlerde bulunulduğunda, rakibin girdi çıktısını, açıklarını öğreniriz. Aynı şey uzun ilişkiler için de geçerlidir ve bu, ilişkinin cinsi münasebet bölümünü monotonluğa iter. Tembelleşmeyin. Sevgilinizin tembelleşmesine de müsaade etmeyin. Artık çamaşır mı alırsınız, pozisyon mu denersiniz, orasını ben bilemem. Müraacat: Yan sayfadan Merve Hanım.

    6. Sen soyun, ben kazakla duracağım: Yok öyle yağma. Ev ılıman mı soğuk mu, mevsim bahar mı kış mı bakmadan kız arkadaşı soyup, kendiniz Boğaz’da kahvaltıya çıkacakmışçasına grand tuvalet takılamazsınız. Hayır, sevgilinizin striptiz ihtiyacı vardır, canı soyunma çekmiştir, ona karışamayız. Harici tüm durumlarda; o çoraplar çıkacak.

    7. Hani o habersiz gelişlerin: Çok erken, çok geç, yahut haber vermeden, bilirsiniz, modern hayatta bir yere gidilmez. Gittiğiniz yerden “Neden geldiniz?” diye sorarlar. Aynı şey yatak için de geçerli. Erken gelişleriniz geride tatmin olmamış, geç gelişlerinizse tahriş olmuş bir partner bırakabilir. Ne zaman ve hangi istikamete doğru geleceğinizi basit bir cümleyle anlatmanız da, ayrıca önem taşımaktadır.

    8. Porno tarzını benimsemek: Bir erkeğe ergenliğin başından itibaren ısrarla anlatılması gereken şeylerden biri, pornoların hayat değil, sinema olduğudur. Gerçi şimdi internetin nimetleri amatör yapımlara ulaşılmasını sağladı da, iki cins olarak da rahat ettik. Yine de aklınızda bulunsun; “kamera açısı ve akrobatik pozisyonlar” esas alınarak hazırlanmış yapımları, yatakta taklit etmeye kalkmayınız.

  • Erkekler Kadınları Böyle Çileden Çıkartıyor

    Erkekler Kadınları Böyle Çileden Çıkartıyor

    Yapılan sosyolojik gözlem ve araştırmalar, erkeklerin hangi hareketlerine kadınların tahammül edemediğini ortaya çıkardı. İşte kadınların özellikle nefret ettikleri ve çileden çıkmalarına neden oldukları erkek hareketlerinin top 10’u…

    Erkekler bir kadının çok konuşmasından, sürekli olarak hemcinslerini eleştirmesinden, aşırı duygusal davranmalarından, alışveriş bağımlısı olmalarından ve kıskançlık krizine girmelerinden nefret ediyor.

    Ya kadınlar erkeklerin hangi hareketlerine tahammül edemiyor. Rus Pravda sitesinin yaptığı ankete göre “Kadınların nefret ettiği 10 kusurlu erkek hareketi” şunlar…

    Tembellik
    Eşi ya da sevgilisi kendisi gibi haftanın 6 günü çalışsa da o her zaman daha fazla yorulmuştur. Ev işlerine asla yardım etmez.

    Yüksek sesle maç seyretmek
    Maç izlerken bütün dünya durur. Evde başka biri yokmuş gibi televizyonun sesini sonuna kadar açar.

    İşinin her şeyden daha önemli olduğunu düşünür
    Her zaman işinden bahseder ve en ufak bir sorun olduğunda işi için sizi ortada bırakabilir.

    Patavatsızlık
    Sizi başkalarının önünde bozma alışkanlıkları vardır.

    Beceriksizlik
    İş seyahatine çıktığınızda aslan kesilir, ancak geri döndüğünüzde beceriksiz, yardıma muhtaç bir bebek gibi davranırlar.

    Sözlerini tutmamaları
    Sürekli konuşup vaatler verirler ancak eyleme dönüştürmezler.

    Bencillik
    Konuşmaya başlayınca kadının onu dinlemesini ister. Ancak o karşısındaki kadını dinlemek zorunda değildir. Herkes uyurken o müziğin sesini sonuna kadar açabilir. Ancak o uyurken kimsenin çıt çıkarmaya hakkı yoktur.

    Kirli bulaşıklar
    Yemek yedikten sonra tabağını kaldırmaz ve bulaşıklara bir kez bile elini sürmez.

    Eşinin ailesini aşağılaması
    En ufak bir kavgada eşinin ailesini gündeme getirir. Genellikle onların bilgisiz olduğundan yakınır.

    Kadınlar kötü şofördür
    Hemen hemen bütün erkekler kadınların kötü şoför olduğunu düşünür. Kendi hatalıysa bile karşısındaki kadın sürücüye bağırır

  • Sevilip Sevilmediğinizi Vücut Diliyle Anlayın

    Sevilip Sevilmediğinizi Vücut Diliyle Anlayın

    Uzmanlar, partnerinizin, sevgilinizin veya eşinizin sizi sevip sevmediğini hareketlerine bakarak anlayabileceğinizi belirtiyor. İşte uzmanlara göre aşkını anlamak için bilmeniz gereken vücut dili…

    Sevgilinizin ya da eşinizin vücut dili, size karşı olan duygularını ele veriyor. Onun hareketlerini tahlil ederek, sizi sevip sevmediğini anlamanız mümkün. İşte öneriler…

    Kişisel Gelişim Uzmanı Mümin Sekman’a göre, çiftler, birbirlerine vücut dilleri ile “seni seviyorum”, “seni sevmiyorum” ve “sana kayıtsızım” mesajları veriyor. Yani aşk vücut diliyle başlıyor, sonra konuşma diline geçiyor.

    Peki ama sevgilinizin ya da eşinizin size olan duygularını nasıl anlayacaksınız? Mümin Sekman, şu önerilerde bulunuyor…

    İlgisi var mı?

    İnsanların göğüslerinin dönük olduğu yön, ilgilerinin kimde olduğunu gösterir. Bir insanın kafasıyla vücudu farklı yönlere bakıyorsa, asıl göğsünün dönük olduğu kişiye ilgi duyuyor demektir.

    Yapılan bazı araştırmalarda, bir kadının ya da erkeğin sigara içerken avuç içinin dönük olduğu kişiye yönelik özel ilgisinin olduğu tespit edilmiş. Bir kadın beş erkeğin karşısında sigara içerken, kafası başka yerlere dönse de avuç içi hep bir kişinin üzerine dönük ise, o kişi kendini “seçilmiş” hissedebilir!

    Sevgilinize sizi aldatıp aldatmadığını sorduğunuzda, her defasında burnunu kaşıyorsa, aldatıldığınızı düşünmekte haklı olabilirsiniz! İnsanlar gerçekleri söylemekte zorlandıkları zaman kan basınçları yükselir ve burunlarındaki kılcal damarlara uygulanan baskıyla burun kaşınır. Tabii her burun kaşınması yalan söyleme işareti değildir.

    Aşkın vücut dilinde, kanıt kriterleri de önemli bir sorundur. Taraflardan biri “Gözlerime uzun uzun bakmıyorsun, demek ki beni artık sevmiyorsun” diyebilir. Bu, kriter uyuşmazlığını gösterir. İlişkilerin çoğu kanıt kriteri uyuşmazlığından biter. Karşı tarafa “sana nasıl bakıldığında sevildiğini düşünürsün?” diye sorarak o noktadaki kanıt kriteri bulunabilir.

    Aşkta başarı…

    Vücut dilinin asla yalan söylemediğini belirten Mümin Sekman, aşkta başarı için şu önerilerde bulunuyor:

    “Aşkta başarılı olmak için vücut dilinin şöyle ya da böyle kullanılması söz konusu değildir. Çünkü aşk, bir aylık satış raporları sunumundan farklı olarak bilgi alışverişi değil, duygu alışverişidir. İçinizde hangi duygu varsa, beden dilinizden o dışarı sızar. Vücut dili, bedenimizin eldivenine benzetilir. Vücut diliyle yalan söylemek, özellikle de aşk gibi duygusal bir konuda bunu yapmak çok zordur.”