Etiket: epilepsi

  • Epilepsi İçin Bitkisel Tedavi Yolları

    Epilepsi İçin Bitkisel Tedavi Yolları

    Epilepsi, bazen çok tehlikeli olabilecen, hatta kişiyi ölümle burun buruna getirebilen bir hastalıktır. Sara hastalığı nasıl geçerEpilepsi için bitkisel tedavi yolları yazımızda epilepsi için bitkisel kürler nelerdir, bunlara yer verdik.Epilepsi hastalığına doğal çözüm olabilecek bu yiyeceklere devam etmeli, sofradan eksik etmemelidir.Epilepsi nöbetlerinde bilinç kaybı, bedenin yavaş işleyişi, yarı bilinç kaybı gibi çeşitli şekillerde ortaya çıkabiliyor.Epilepsiye bağlı bu ters beyin sinyalleri sağlık için gerçekten zararlı sonuçlar doğurabiliyor.
    Epilepsinin nedenleri çoktur, beynin bu kötü işleyişi çocukları da yetişkinleri de olumsuz etkileyebilir.
    Beyin, vücudun kas hareketlerini kontrol edebilmek için, güçlü elektrik sinyalleri gönderir. Epilepsi hastası olan kişiler bu aşırı elektriksel baskıyı kaldıramaz ve beden kasılır. Beyinin elektriksel uyarılarısı bittiğinde, epilepsi de durur.Salyaların akması, kusma, kas sertleşmesi, ani idrara , hafıza kaybı epilepsinin belirtilerindendir.

    epilepsi için bitkisel tedavi
    epilepsi için bitkisel tedavi

    Süt
    Kalsiyum kasların, sinir iletim yollarının ve kan pıhtılaşmasının işleyişini
    düzenli yerine getirmesini sağlayan doğal bir elektrolittir.
    Süt içmek, epilepsi için bitkisel tedavi yöntemlerindendir.

    epilepsi için bitkisel tedavi
    epilepsi için bitkisel tedavi

    Sıvı İçecekler
    Sodyum düzeyleri azaldığında, beyin hücreleri su ihtiyacından şişer,
    bu durum sara nöbetini tetikler.
    Meyve suyu ve su gibi sağlıklı bol sıvı tüketin.

    epilepsi için bitkisel tedavi
    epilepsi için bitkisel tedavi

    Epsom Tuzu
    Epsom tuzunda beyinden yayılan elektriksel
    uyarıların kontrolünü sağlayan magnezyum vardır.
    Magnezyum da epilepsi kaynaklı nöbet riskini düşürür.

    sara hastalığı için şifalı bitkiler
    sara hastalığı için şifalı bitkiler

    Hindistan cevizi Suyu:
    Sıvılar bedeninin işleyişini dengede tuttuğundan, vücudun hidrasyonunu
    sağlamak için hindistan cevizi suyu içmek iyi bir fikirdir.
    Hindistan cevizi suyu dehidratasyon için en etkili içecektir.

    sara hastalığı için şifalı bitkiler
    sara hastalığı için şifalı bitkiler

    Sarımsak
    Bu bitki, yüzyıllardır, epilepsi dahil olmak üzere çeşitli sağlık sorunlarını tedavi etmek için kullanılmıştır.
    Su kaynatın, içine ezdiğiniz sarımsak dişlerinden atın.
    Nöbetleri azaltmak için her gün bu sudan için.

    sara hastalığı nasıl geçer
    sara hastalığı nasıl geçer

    Kabak
    Benincasa hispida, Ash Gourd, diğer adıyla kış kavunu,
    en etkili epilepsi ilacı olarak bilinir.
    Bu kabağın suyunu çıkarıp, içine meyan tozu ekleyin.
    İyice karıştırın ve epilepsi tedavi için günde bir kez için.

    YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan yorum yazıları veya haberlerin tüm hakları Kadınlar Kulübü’ne aittir. Kaynak gösterilse dahi hiçbiri özel izin alınmadan kullanılamaz. Bu haber veya yazılar sadece Kadınlar Kulübü tarafından sağlanan RSS verileri kullanılarak alıntılanabilir.

  • Ketojenik diyet

    Ketojenik diyet

    Ketojenik diyet nöbetleri tedavi etmek için kullanılan özel bir yüksek yağ diyetidir. Krema, ve bitkisel yağlar gerekli olan yağı temin etmek için kullanılır. Diyet; şeker, ekmek, yulaflı kahvaltı gevreği, makarna ve süt gibi yiyeceklerin tuketimine izin vermez.Bütün yiyecekler gram bazında tartılıp dikkatle hazırlanmalıdır. Diyetin etkili olması için, her öğün bütünüyle yenmelidir.

    Diyet ilk defa 1920’lerde kullanılmış ama yeni anti-epileptik ilaçların gelişimiyle yıllarca kullanım dışı kalmıştır.

    Diyet nasıl çalışır?
    Ketojenik diyetin içindeki özel yiyecek kombinasyonları vücudun enerji olarak yağ kullanmasına neden olur. Sonuç olarak vücut ketonları üretir.

    Ketojenik diyet hangi tip nöbetlere iyi gelir?
    Diyet farklı türde nöbetlerde işe yarar ve herhangi bir nöbetle sınırlı değildir.

    Diyet nöbetleri kontrol altına almada ya da gidermede ne kadar etkilidir?
    Ketojenik diyetteki çocukların uzun süre takip edildiği çalışmalarda, ketojenik diyette olan çocukların 1/3’ünün %90’dan daha fazla nöbet kontrolü sağladığı ve bu çocukların yarısının nöbetlerinden tamamen kurtulduğunu bildirmiştir. Bir diğer 1/3’ü nöbet sayısında %50’den daha fazla azalma göstermiştir. Geri kalan 1/3’ü ise diyetin etkisizliğine ya da zorluğuna bağlı olarak devam etmemiştir.

    Diyet nasıl başlatılır?
    Diyet yakın tıbbi gözetim altında hastanede başlatılır. Diyet, yavaş yavaş arttırılarak tam miktarına 3-4 günlük bir süreç içinde ulaştırılır. Bu süre zarfında kanda şeker ve keton oranları gözlemlenir. Diyete başlamak için açlık periyodu gerekmese de bazı tıbbi merkezlerde kullanılır. Çocuk tam ketojenik diyet yiyebildigi zaman eve gidebilir.

    Diyetin nöbetleri azaltması ya da gidermesi ne kadar zaman alır?
    Diyet etkin hale hemen gelebilir ya da birkac ay gerekebilir. Her çocuk ve her bunye kendine özgüdür Genellikle ilk 12 hafta içerisinde iyileşme gözlenir.

    Çocuğum diyete başladıktan sonra anti-epileptik ilaçları durdurulacak mı?
    Eğer çocuk birden fazla epilepsi ilacı kullanıyorsa ketojenik diyete başladığında bir tanesi azaltılabilir. Geri kalan anti-epileptikler çocuğun nöbetleri zamanla iyileştikçe azaltılır.

    Diyet çocuğum için sağlıklı mıdır?
    Diyet kendi başına vitamin ve mineral açısından yetersizdir. Çocuğunuz ketojenik diyet tedavisindeyken onun için özel takviyeler reçete edilecektir. Diyet 2-3 yıl kullanılır. Daha sonra daha sıradan bir diyet uygulanır.

    Ketojenik diyetin herhangi bir yan etkisi var mıdır?
    Diyetin en sık rastlanan yan etkisi kabızlıktır. Bu problemi engellemek için diyette izin verilen yüksek lifli sebzeler yemek, bol su içmek gibi birçok seçenek vardır. Daha az gözlenen bir yan etki ise böbrek taşıdır. Bu problem çocuğunuzun yeteri kadar su içmesini sağlayarak engellenebilir. Başka az rastlanan bir yan etki ise yükselmiş lipid seviyesi ve azalmış büyüme oranıdır.

    KETOJENIK DIYET YOLCULUGU

    Ketojenik diyet, bakımı üstlenen kişinin zamanını, çocuğun ise irade gücünü gerektiren çok sıkı bir diyet programıdır. Son tıbbi araştırmalar, bu tedaviyi kullanan çocukların en az yarısında iyileşen nöbet kontrolü bildirmiştir. Çocuğunuz aşağıda belirtilen bir ya da daha fazla yarardan faydalanabilir.
    Nöbet sayısında azalma
    Nöbet şiddetinde azalma
    Nöbetlerin uzunluğunda (süresinde) azalma
    Anti-epileptik ilaçlarda azalma
    Zihinsel uyanıklıkta gelişme
    Çoğu ebeveyn ketojenik diyetin denemeye değer ve küçük yaşta başlamanın çocuğun büyümesini beklemekten daha iyi olduğu konularında hemfikirdir. Eğer diyet etkili olursa ve nöbetler daha iyi kontrol edilirse, diyete devam etme motivasyonu çok daha kolay bulunur. Ketojenik diyet ilk başta çok eziyetli olabilir, ailenizin dışarı çıkmasını hatta aile olarak beraber yemenizi sınırlandırabilir. Diyete başlamadan önce kendinizi, çocuğunuzu ve ailenizi hazırlamak, ailenizi mahrum ettiğiniz duygusunun stresini gidermeye yardım edebilir.

    Ketojenik diyet, yakın tıbbi takip gerektiren bir tedavidir. Diyetin çocuğunuzun büyümesine ve gelişmesine olanak tanımak için zaman içinde ayarlanacağını aklınızda bulundurun. Diyet eğer gerekirse nöbet kontrolünü arttırmak için de ayarlanabilir. Bu tedavi süresince doktorunuzla ve diyetisyeninizle devamlı iletişim halinde olacaksınız.

    Çocuğu ketojenik diyette olan çoğu ailenin diyet alışkanlıkları, planlanmış zamanlı öğünlerle ve ketojenik diyetin gerektirdiği meyve ve sebzelerin öğünlerde kullanılmasıyla degistirilir. Ketojenik diyette olan çocuklar, çoğu zaman özel yiyecekleri konusunda hassastırlar ve başka bir şey yemeye kalkışmazlar. Fakat bazı çocuklar uzun süren bir alışma sürecinden geçerler ve daha fazla ya da daha değişik yemekler için yalvarırlar. Kararlılık ve olumlu davranışları yüreklendirme ile gelişebilen diyette, davranışsal alışma süreci olduğunu bilmek çok önemlidir. Küçük çocuklar diyetlerin özel ve alternatifleri olmadığını bir kere öğrendiklerinde boyun eğerler. Daha büyük çocuklar ise hayal kırıklıklarını belli edip, öğün planında daha özel değişiklikler istemeyi öğrenirler.
    Diyetin ilk günlerinde, diyetteki bir çocuk için keto olmayan yiyeceklerin varlığı cezbedici olabileceği için bütün aile bireylerinin yardımında ısrarcı olun. Abur-cubur dolabını temizlemeniz gerekebilir. Tatiller ve doğum günleri için şeker yerine, ödül olarak sticker, oyuncak, sinema bileti gibi yemek olmayan şeyleri düşünün.

    Büyükanne ve babalar, akrabalar, bakıcılar diyetin amacını açık bir şekilde anlamalılardır. Böylelikle çocuğun diyetini şeker ya da diğer tatlıları vererek bozmamalılardır. Son olarak sizin gibi benzer deneyimlere sahip olan başka ailelerle konuşmak yardımcı olur. Diyetisyeninize eğer böyle bir aile telefon numarasını bu amaç için bıraktı mı diye sorun. Ketojenik diyette başarılı olmuş olan birçok aile diğer ailelere yardım etmek için heveslidir.

    Ketojenik diyet programı

    Ketojenik diyet, nöbet kontrolü için epilepsi uzmanları, nörolog, diyetisyen, hemşire, eczacı ve soysal hizmet çalışanlarının uzmanlıklarının gerektiği bir tedavidir. Eğer çocuğunuz için ketojenik diyetin yararlı olduğu kanıtlanırsa, bu diyette 2 yıl kadar kalacaktır. Bu süre zarfında çocuğunuzun tıbbi takımı tarafından yakından gözlenmesi önemlidir. Diyetin güvenli olarak yönetildiğinden emin olmak için atacağınız adımlar aşağıdaki gibidir:

    1. Nörolojik değerlendirme ve Ketojenik diyet programına yönlendirme
    2. Diyetisyen ile tanışma. Bütün ebeveyn ve bakımı üstlenen kişilerin katılması teşvik edilir. Diyet detaylı bir biçimde açıklanır. Diyetisyen çocuğunuzun beslenmesini değerlendirir. Bu sırada hastaneye yatış zamanı belirlenebilir.
    3. Ketojenik diyet öncesi laboratuar çalışmaları, nörolog tarafından belirlenen metabolik bozuklukların olasılıklarını ekarte eder.
    4. Ketojenik diyet için hastaneye yatış. Yatış süresi 3-4 gündür. Çocuğunuz hastaneye yattığı günde ya da ertesi gunu diyete başlar. Laboratuar çalışmaları hastaneye yatmanın sabahında yapılabilir.
    5. Ketojenik diyet takip yönetimi, medikal takımınızı görmek için nöroloji kliniğine düzenli programlanmış ziyaretlerinizi içerir. Diyet ve ilaçlardaki ayarlamalar en iyi nöbet kontrolünü sağlamak için yapılacaktır. Diyetisyen her ziyaretinizde besin değerlendirmesi yapacaktır. Her ziyaretinizde laboratuar çalışmaları tekrarlanacaktır.

    Tedarik Listesi
    Yiyecekleri tartmak için tartı: taşınabilir gram ölçekli 1 gram hassaslığında.
    Tartılar düzenli olarak evde kalibre edilmelidir.
    Önerilen mutfak aletleri
    Az miktar yemekler için küçük plastik saklama kapları
    Sıvılar için kapaklı plastik içecek şişeleri
    Küçük çocuklar için dökülmeyi önleyen kapaklı bardaklar
    Yemeklerin her lokmasını sıyırabilmek için küçük ve ucu silikon olan spatulalar
    Sıvıları ölçmek için mililitreli ölçme kabı
    Bükülebilir plastik kamışlar
    Mikrodalgada pişirebilmek için mikrodalgaya dayanıklı küçük kaplar
    Öğünle seyahat edebilmek için küçük soğutucular ya da yalıtılmış çantalar
    Okul yemekleri ya da seyahat için yalıtılmış şişeler ya da kaplar
    Yemeklerin küçük parçalarını yiyebilmek için kürdan
    Blender
    Kremayı çırpmak için milkshake karıştırıcısı ya da el çırpıcısı
    Yemek kaplarını etiketlemek için bant
    Mikrodalga fırın
    Küçük porsiyon hazırlamak için küçük tava

    Gözlemleme aletleri
    Çocuğunuzu her hafta evde tartabilmek için banyo tartısı
    Kan keton ve seker stikleri ve İdrar keton testi çubukları (eczanelerde bulunur)

    Diyete başlamak
    Ketojenik diyetin başlangıcı için çocuğunuz hastaneye yatırılacaktır. Bu süre zarfında ketojenik takım onu dikkatlice gözlemleyecektir.
    1. Gün
    Hastaneye gitmeden önce çocuğunuza sağlıklı bir kahvaltı yaptırtın. Şeker, kurabiye, pasta, turta ve çörek gibi şeker miktarı yüksek yiyeceklerden kaçının.

    Ketojenik diyet öncesi kan testleri laboratuarda yapılacak ya da çocuğunuz hastanedeyken kan alınacaktır (daha önceden de kan alınmış olabilir).

    Öğlen veya aksam yemeği saatinde Ketojenik diyet hastanede başlatılacaktır.

    Çocuk, su ve kafeinsiz diyet sıvıları her 1-2 saatte bir içmesi için teşvik edilecektir.

    Parmaktan alınan kanla, kan şekeri ve keton duzeyi bir test çubuğu ile ölçülecektir.

    Çocuğunuzun diyetisyeni sizinle görüşüp diyet başlangıcını açıklayacak ve sorularınızı cevaplayacaktır.

    2. Gün

    Diyet birinci günden daha fazla miktar yemek ve özel formülle ilerleyecektir.

    Çocuğunuz her 1-2 saatte bir sıvı içmeye devam eder.

    Kan şekeri ve keton seviyeleri ölçülmeye devam edilecektir.

    Tartıyı ve ketojenik diyet öğünlerini hazırlamayı öğrenmeye başlayacaksınız.

    Diyetisyeninize çocuğunuzun evdeki öğünlerini planlaması için yardım edeceksiniz.

    Çocuğunuza eve gittikten sonra her gün vereceğiniz özel vitamin ve mineralleri öğreneceksiniz.

    3. Gün

    Diyet toplam miktarda katı gıda ya da özel formüllü mama miktarına çıkartılır.

    Çocuğunuz her 1-2 saatte bir sıvı içmeye devam eder.

    Kan şekeri ve keton seviyeleri ölçülmeye devam edilecektir.

    Hastalıklar sırasında diyeti nasıl ayarlamanız gerektiğini öğreneceksiniz.

    Çocuğunuz yemeği reddederse ya da çok acıkırsa neler yapmanız gerektiğini
    öğreneceksiniz.

    Kabızlığı engellemek için diyeti nasıl ayarlamanız gerektiğini öğreneceksiniz.

    Eve götürmek için çocuğunuzun 2 ya da 3 öğününü hazırlayacaksınız.

    Eğer çocuğunuz 3 tane yemeği yemiş ve midesinde tutmayı başarabilmişse eve gitmeye hazırdır. Eğer çocuğunuz kusuyorsa ya da düşük kan şekeri varsa ekstra bir gün kalmaya ihtiyacı olabilir.

    Takip
    Çocuğunuz eve döndükten sonra Ketojenik Diyet Takımı telefon ya da elektronik posta yoluyla sizinle yakın irtibatta olacaktır. Takip randevularınız için her 3 ayda bir hastaneye gelmeniz gerekecektir. Ilk randevunuz diyet baslangicindan 1 ay sonra olacaktir.Bu randevularda büyüme kontrolü, laboratuar çalışmaları ve nörolojik ve besin değerlendirilmeleri yapılacaktır.

  • Kemik erimesini önleyen besinler

    Kemik erimesini önleyen besinler

    Kemik erimesi; kemik doku yoğunluğunun azalması, dayanıklığının azalması yani kemik kalitesinin bozulmasıdır. Kemik erimesi arttıkça, kemiklerin kırılganlığı da artar. Kemik Erimesi (Osteoporoz) tedavisinde amaç mevcut kemik kitlesinin korunması veya artırılması, kırıkların önlenmesidir.

    Kemek erimesi belirtileri ? Kemik erimesinin yani osteoporoz belirtileri nelerdir ?

    Kemik Erimesi
    – Kemik erimesinin belirtileri nelerdir?
    – Kemik erimesi neden olur?
    – Kemik erimesi nedir?
    – Kimlerde kemik erimesi riski daha fazla?
    – Kemik erimesi günlük yaşamı nasıl etkiler?
    – Kemik erimesi hangi sıklıkta görülür?

    Öncelikle belirtmek gerekir ki kemik erimesi çoğunlukla hiçbir belirti ve şikayete neden olmaz, yani hasta çoğunlukla kendisinde kemik erimesi başladığını ve ilerlediğini farketmez. Bu yüzden kemik erimesine “sinsi hırsız” denmiştir, sinsi ve sessiz bir şekilde kemik dokusunu çalar anlamında. Belirti olmayan bu kadınlar çoğunlukla doktora başvurduklarında yapılan tetkikler neticesinde tesadüfen teşhis alırlar. Menopoza girdiği için hastaneye başvuran her hastaya kemik erimesini araştırmak için kemik mineral yoğunluğu bakılır ve kemik erimesi varsa bu esnada farkedilir. Bu nedenle hiçbir şikayeti olmayan ve iskelet olarak kendisini çok sağlam hisseden bir kadında da kemik erimesi olabilir, bu yüzden menopoza giren her kadına kemik erimesi açısından da muayene ve tetkik yapılması gerekir. Daha sonra bir kaç yıl aralarla kemik mineral yoğunluğu ölçümü tekrar edilir.
    Kemik erimesi yeni başlamış veya çok hafif olan bir hastada mevcut olan bel ağrısı, diz ağrısı gibi şikayetler kemik erimesi ile ilgili değildir mutlaka başka nedenlerin araştırılması gerekir.

    Kemik erimesi genellikle çok ileri aşamalara geldiğinde ve yaş çok ilerlediğinde bazı belirtiler verir.

    İleri derecede kemik erimesi durumunda görülebilen şikayet ve belirtiler:
    – Sırt ağrısı (Omurga kemiklerinde kemik erimesinin ilerlemesi nedeniyle gelişir.)
    – Bel ağrısı
    – Boyun ağrısı
    – Boy kısalması
    – Öne eğik ve kambur vücut şekli
    – El bileği, kalça ve omurga gibi kemiklerde kırıklar. Çok ileri derecede kemik erimesi varlığında umulmadık basit travmalarla bile kırıkların meydana geldiği görülür.
    – Çok ilerlemiş osteoporoz hastalarında kemik ağrıları ve kemiklerde hassasiyet meydana gelebilir.
    – Omurga ve diğer kemiklerdeki kırıklara bağlı vücutta şekil bozuklukları meydana gelebilir.
    – Ağrı ve kırıklardan dolayı hasta giderek hareketsizleşir.

    Kemik erimesi belirtileri tedavi ile kaybolur mu? Şikayetler tamamen geçer mi ?
    Yukarıda sıralanan belirtilerin tamamınn tedavi ile yok olması beklenemez. Kamburluk ve vücut şekil bozuklukları yok olmasa da en azından ilerlemesinin durdurulması tedavi ile mümkündür. Ağrı şikayetleri çoğunlukla tedavi ile hafifler veya geçer. Kemik erimesi tedavisinde amaç herşeyi tamamen normale döndürmek değildir, kemik erimesinin ilerlemesini durdurmak bile büyük bir kazançtır çünkü tedavi edilmediği taktirde sürekli ilerleyen bir hastalıktır. Tedavi ile en önemli amaçlardan birisi de kırık riskini azaltmaktır.

    Kemik erimesini önlemek için bu yiyecekleri tüketin, işte kemik erimesini karşı yenecek 10 besinler ;

    Kayısı

    Yüksek oranda kalsiyum ve magnezyum içerir.

    Süt

    Kalsiyum, protein, B2-A-E-D vitaminleri, folik asit, fosfor ve demir kaynağıdır. Kalsiyum, D vitamini ve fosfor ile birlikte kemikleri ve dişleri güçlendirmek için çalışır. Bunların eksikliği kemikleri eritir.

    Soğan

    Sarımsakla birlikte enfeksiyonlarla mücadele eder. Kükürt bileşimleri atardamarların zarar görmesini önler. Soğan kemik erimesini de önlüyor.

    Marul

    Sütten bile daha fazla kalsiyum içerdiği söyleniyor.

    Brokoli

    Mineral ve demir eksikliğini gideren brokoli, adeta bir vitamin deposu. A, E ve C vitaminleri bakımından zengin olduğu ve çok miktarda kalsiyum içerdiği için kemik erimesine bire bir. Demir, selen, bakır ve potasyum kaynağı olan brokoli içerdiği flavonoidler bakımından bağışıklık sistemini güçlendiren bir özelliğe sahip. Antibiyotik özelliğe de sahip olan brokoli bu yönüyle prostat enfeksiyonuna karşı çok etkin.

    Kuru Erik

    Fenolik bileşikler ve bor elementi bakımından zengindir. Bor elementi kemik sağlığını koruyan, kemik erimesine karşı koruyucu özelliktedir. Günlük 100 gram kuru erik tüketiminin, günlük bor gereksinimini karşılayabileceği belirtiliyor.

    Üzüm Çekirdeği Özütü

    Flavonoit tipi bileşenler açısından zengin olup oksidatif hasarı önleyici özelliğinin yanında, kemik erimesine neden olan proteolitik enzimleri de azaltıcı etkisi vardır.

    Nar Özütü

    İçeriğindeki flavonoit yapısında bileşenler nedeniyle üzüm çekirdeği gibi etki gösterir.

    Portakal gibi Narenciye Meyveleri

    C vitamini ve flavonoit yapısındaki bileşenler sebebiyle kemik sağlığı açısından önemlidir

    Elma

    Kemik erimesini azaltıcı etkisi vardır.

    Kemik erimesine karşı doğal bir çözüm ; Yoğurt Nane

    Naneli YoğurtYıllarca yoğun kemik erimesi tedavisi görürken, devlet bunun ilaçlarını vermeme kararı aldı biz emeklilere.

    Bu arada ben yoğurdu çok çok sevdiğim için ve rejim olsun diye her akşam yemek yerine bir kase yoğurt yemeye başladım.

    Ancak öylece yemek değil; içine bir avuçta çok sevdiğim naneden ve biraz da z.yağı ile pul biber koyarak ve içine bir de peksimet doğrayarak.

    Geçen sene kemik ölçümü için verilen tarihte dispansere gidip tahlil ve mr’ larımın çekiminden sonra doktor, kemik erimesinin sızıntıya dönüştüğü yani hızlı erimenin neredeyse durur gibi olduğunu söyledi ve bana ne kullandığımı sordu, ben de hiçbir şey sadece bol naneyle karışık yoğurtyediğimi söyledim;

    Doktor:” – Nane ile yoğurdun birleşmesiyle doping yapmışsınız…” dedi.

    Şimdiyse, her kadın hastaya “Kür olarak haftanın her günü böyle yoğurt yiyeceksiniz ilaç gibi…” diye tembih ediyormuş.

    Benden söylemesi. Denemekten zarar gelmez. Ancak unutmamalı ki yoğurdun içinde mutlaka bolca kuru nane olacak…

    Sağlıklı bir yaşam dileklerimle.

  • Bir testle unutkanlığın nedenini öğrenin

    Bir testle unutkanlığın nedenini öğrenin

    Günlük yaşamın koşuşturması içinde önemsenmeyip, tedavisi geciktirilen unutkanlık, bunama hastalığına ya da depresyona işaret ediyor olabilir.

    Psikoloji Uzmanı Psikolog Sevda Sevimli Yurtseven, unutkanlık nedenleri, tedavi yöntemleri ve nöropsikolojik testler hakkında bilgi verdi.

    DEPRESYONLA BİRLİKTE UNUTKANLIK ORTAYA ÇIKABİLİR

    Depresyon, derin bir üzüntü hali içinde olup, sıkıntı, ağlamalar, uyku bozukluğu, fiziksel durgunluk, hiçbir şeyden zevk alamama, unutkanlık, konsantrasyon güçlüğü gibi belirtilerden oluşan bir tablodur. Depresyondaki kişi; kendi hayatı, gelecek, diğer kişiler ve olaylar ile ilgili olumsuz kavramları zihninde geliştirmeye yatkındır. Bir olaydan genelleme yaparak her şeyin olumsuz ve kötü gittiğine dair çıkarımlarda bulunabilir.

    Depresyonla beraber; iş performansında düşme, algılama sorunları, eşyaların yerini unutma, yeni bilgileri daha önceki performansından düşük şekilde öğrenebilme ve odaklanamama gibi sorunlar sıklıkla görülmektedir.

    BUNAMA İLERİ YAŞLARDA DAHA SIK GÖRÜLÜYOR

    Yaşlı bir kişinin unutkanlıkla ilgili şikayetleri varsa, çevre tarafından oldukça normal karşılanabilir. Normal yaşlılık unutkanlığında kişi, günlük yaşamında tümüyle bağımsızdır. Kendi işlerini halledip, planlama yapabilmektedir. Ancak çağımızın hastalığı olan bunama(demans), yaşam süresinin uzamasıyla beraber insanı tehdit eder duruma gelmiştir.

    Özellikle “Alzehimer Tipi Demans” yaşlılık öncesi ve yaşlılıkta en çok görülen bunama nedenidir. Bu hastalığın başlangıç döneminde tanı koymak oldukça güç olduğundan, gerçek sıklığı saptamak çok mümkün görünmemektedir.

    Alzheimer’a karşı Havuç kürü için tıklayın !

    Genel olarak 65 yaşın üstündeki nüfusta yüzde 2-4 arasında görülür ve 75 yaş üstü sıklık artmaktadır. Hafif demanslı kişilerde işte ve ev dışında bağımsızlık bozulmaya başlamaktadır.

    Orta demanslılarda bağımlılık artar, kişi yaşamı ve kendi bakımında sorunlar yaşar. Ağır demanslı hastalarda ise sürekli bakım gerekir ve kişi tümüyle çevresine bağımlı hale gelmiştir.

    HASTANIN GÜNLÜK YAŞANTISINI OLUMSUZ ETKİLİYOR

    Hafif evredeki demanslı hasta çalışıyorsa işinde verimliliğini yitirir. Yakın geçmişe ait olayların hatırlanmasında güçlük çekme, aynı soruların tekrarlanması ve kelime bulma güçlükleri hastanın yakınlarının dikkatini çeken başlıca özellikler arasında yer almaktadır. Hasta kendi bildiği mekanları dolaşabilse de, yabancı mekanlarda kaybolabilir. Yeni telefon numaralarını öğrenememe, yemek yaparken malzemeleri unutma ve uyku kalitesinde bozulma görülmektedir. Bu bozukluklarla beraber depresyon da tabloya eşlik edebilir.

    UNUTKANLIĞINIZIN NEDENİ DEPRESYON MU? BUNAMA MI?

    Unutkanlıkla ilgili durumlarda nöropsikolojik değerlendirme, nörolojide yardımcı muayene yöntemlerinden biridir. Bu muayene beyin-davranış ilişkisi temeline oturan nöropsikolojik testlerle gerçekleştirilmektedir. Alzheimer hastalığının erken dönemlerinde beynin hareket ve duyu sistemleri dışında kalan bölgeler de etkilenmektedir. Beyin bölgelerinin aracılık ettiği mental işlevleri değerlendiren ve bunlardaki bozulmaları gösteren nöropsikolojik testlerdir.

    Klinik olarak özellikle ayırt edilmesi zor olan depresyon ve bunamanın ayırt edici tanısında nöropsikoloji yardımcı olmaktadır. Bu tip testlerle; hastanın basit dikkat, dikkati sürdürme, bellek, soyutlama, planlama, görsel mekansal algı ve yapılandırma özelliklerine bakılıp unutkanlığın neye bağlı olduğuna dair fikir oluşturulabilmektedir.

  • Kemik Erimesini Kefir İle Durdurun!

    Kemik Erimesini Kefir İle Durdurun!

    Kemik yoğunluğunun ve kalitesinin, 35 yaşından sonra düşmeye başlıyor. İşte kemik erimesinden korunmak için, yapmanız gerekeni Mehmet Öz açıklıyor…

    Kadınlar 20 yaşına geldiklerinde osteoporoz geliştirme riski altındadırlar. Günlük önerilen kalsiyum ve D Vitamini almak osteoporozu önlemede alınacak en iyi adımlardır. Bu vitaminlerin önerilen günlük dozlarını sadece beslenme yolu ile almak zordur, o yüzden büyük olasılıkla takviyelere ihtiyacınız olacaktır.

    Kalsiyum için düşük yağlı süt ürünleri, D vitamini için yağlı balıklar en iyi gıda kaynaklarıdır. Ayrıca, spor programınıza güç egzersizleri eklemeniz önemlidir. Kemiklerimiz canlıdır ve sürekli kendilerini yeniden şekillendirirler. Güç egzersizleri kemiklerin yeniden şekillendirip güçlü tutarken kemik sağlığını da korur. Ayrıca kemik sağlığı için zararlı olduğundan sigarayı bırakmalı ve aşırı alkol tüketimininde kaçınmalısınız.

    Osteoporoz için risk faktörleri:

    Aşırı ince kadınlar; bilek çevreniz 15 cm den az ise risk altında olabilirsiniz.

    Sigara kullananlar, alkol alanlar

    Osteoporoz için çözümler:

    Kalsiyum ve günlük 1000 mg D Vitamini

    Kefir: K2 vitamini açısından zengin yoğurt tipi

    Nasıl düşmeniz gerektiğini öğrenin. Omzunuzu doğru yöne çevirerek düşmenizdeki zararı azaltabilirsiniz.

    Kemiklerinizi canlandırmak için her gün yarım saat yürüyüş yapın.

  • Osteoporoza Çipli Tedavi

    Osteoporoza Çipli Tedavi

    Vücuda yerleştirilen bir çip sayesinde, osteoropoz (kemik erimesi) ilacının dozu uzaktan ayarlanabildi.

    Danimarka’da yapılan klinik araştırma, ilk kez osteoropozun uzaktan “tedavi edilebileceğini” gösterdi. Araştırmaya 7 osteoropoz hastası kadın katıldı.
    Çipi 65-70 yaşındaki katılımcıların vücuduna yerleştiren bilimadamları, 12 ay boyunca hastaların durumunu izledi. Bilimadamları çip sayesinde, teriparatid ilacının günlük yapılan enjeksiyonlar kadar etkili şekilde kana verilebildiğini gördü.

    Merkezi ABD’de bulunan çipi geliştiren şirketin patronu ve araştırmaya imza atanlardan Dr. Robert Farra, “hastaların artık ilaçlarını almayı unutmayacağını ya da osteoropoz tedavisinde kullanılan iğnelerin acısına katlanmak zorunda kalmayacağını” vurguladı.

    Önceden programlanan, kademeli olarak bir süre az dozlarda ilacın verilmesini sağlayan birçok çipten farklı olarak, kalp pili büyüklüğündeki bu çipin kablosuz bir sistem yardımıyla uzaktan kontrol edilebildiği belirtildi.

    Doktorların, bilgisayar ya da cep telefonuyla hastalığın durumuna göre dozu ayarlayabileceğini belirten Farra, bu sistem sayesinde ilacın kana enjeksiyon gibi hızla verilebildiğine dikkati çekti.

    Massachusetts Institute of Technology, Harvard Tıp Fakültesi ve Case Western Reserve Üniversitesi’nden bilimadamlarının da destek verdiği araştırma “Science Translational Medicine” dergisinde yayımlandı.

    Bu tekniğin kanser gibi başka hastalıkların tedavisinde de kullanılabileceği ifade edildi.

    Osteoporoza karşı doğal ilaç
    Pekmez,kadınların korkulu rüyası olan kemik erimesi riskini azaltıyor.
    Osteoporoz Hasta Derneği Başkanı Prof.Dr. Ülkü Akarırmak, ‘pekmezin kalsiyum deposu olarak da adlandırılabileceğini ifade eden Akarırmak, ìdünyada giderek daha önemli bir halk sağlığı problemine dönüşen osteoporoza bağlı kemik kırılmalarının önüne geçilmesi için pekmez tüketim alışkanlığının yaygınlaştırılmasında fayda var’ diye konuştu.

    İlgili Konular ;
    Menopozda kemik erimesi (osteoporoz)
    Kemik erimesi hastalığı için bitkisel kür

  • Osteoporozdan (Kemik Erimesi) Korunun

    Osteoporozdan (Kemik Erimesi) Korunun

    Uzmanlar, yiyeceklerin hastalıkları önlemede, iyileştirmede, genel sağlığımız ve yaşantımız üzerinde önemli etkileri olduğunu söylüyor. Hatta o derece ki; yediklerimizden olumlu veya olumsuz yönde etkilenmeyen hiçbir sağlık sorunu yok gibi.

    Kadınları etkileyen en önemli sağlık sorunları olan osteoporoz (kemik erimesi) ve meme kanseri, spor alışkanlığı ile yakından ilgili. Daha çok kadın hastalığı olarak bilinen bu iki hastalıktan korunmada sporun rolü çok büyük. Spor; kemik erimesini önlemenin yanında, osteoporoz tedavisinin en önemli parçalarından da birisi.

    Hangi yaşta olursak olalım, spor yaparak kemik yoğunluğumuzu artırabiliriz. Spor yapan kadınlarda kemik yoğunluğu yapmayanlara oranla daha fazladır ve ileri yaşlarda osteoporoz (kemik erimesi) hastalığına yakalanma şansı azalmaktadır. Osteoporoz tedavisinde kadının yaşı ne olursa olsun, tedavinin bir parçası olarak egzersiz reçetesi verilmektedir.

    Kanserde Sporun Önemi

    Kanserler, yine kadın yaşamını tehdit eden önemli bir hastalık grubudur. Kadınlarda en çok korkulan kanser olan meme kanserinin önlenmesinde sporun önemi son yıllarda detaylı olarak araştırılmıştır. Titizce yapılan araştırmalar sonunda, egzersiz yapan kadınlarda meme kanserine yakalanma şansının azaldığı ortaya konulmuştur.

    Sebep sonuç ilişkisi olarak ileri sürülen görüş; egzersiz ile azalan yağ dokusunun östrojenin yağ dokusundaki aşırı dönüşümünü engelleyerek kanser oluşumunun önüne geçtiği şeklindedir.