Etiket: El

  • Darier hastalığı

    Darier hastalığı

    Darier Hastalığı (Keratozis Follikülaris)

    Darier hastalığı otozomal dominant geçiş göstermesine rağmen, bazen sporadik olarakta görülen nadir bir hastalıktır.

    Karakteristik özelliği gövdenin orta kısmında, omuz, yüz ve ayrıca başka bölgelerde görülen sert kahverengi papüllerdir. Bu papüller kolaylıkla irrite ve/veya enfekte olarak, eksüdatif ve kabuklu hale gelebilir. Diğer özellikleri palmar bölgede küçük çukurcuklar ve tırnağın uç kısmında dik bir çıkıntının başladığı yerde çentik şeklin­de tırnak distrofilerini kapsar.

    Pemfigusta görülen akantoliz benzeri, bazal tabaka üzerinde keratoni-sitler arasında ayrışma vardır. Suprabaziler çatlamalar, prematür keratinizasyon oluşumunun sonuçlarıdır. Hatalı keratinizasyon sonucu, epidermiste eozinofilik cisimler (corps ronds) ve küçük yoğun ba-zofilik cisimler (grains) görülür.

    Şahsilik asit (%2) veya tretionin (%0,025-0,05) gibi hafif etkili kera-tolitiklerle topikal tedavi yardımcı olabilir. Oral retinoidler sıklıkla düşü-nülebilen diğer ajanlardır.

    Hailey Hailey Hastalığı (Kronik Benign Familyal Pemfigus)

    Darier hastalığına bazı yönleriyle benzeyen ve nadir görülen ailesel bir hastalıktır. Özellikle kasık, koltuk altı ve boyunda çatlak tarzında, eksüdatif enfekte lezyonlar gelişir. Genellikle erken erişkin yaştan önce başlamaz ve yazın kötüleşir.

    Keratoderma (Tilozis)

    Bu terim, lokalize keratinizasyon bozukluklarından dolayı plantar ve pal-mar belirgin kalınlaşmanın olduğu bir grup hastalığı tanımlar. Bu bozukluk tamamen heterojendir. Otozomal dominant, otozo-mal resessif ve X’e bağlı geçiş gösteren tipleri olabilir. Geniş bir klinik görünüme sahiptir. Bazı hastalarda, el ve ayak sırtı tutulumu görülür ve di­ğerlerinde ise zımba tarzında (punctuate) palmar tutulum görülebilir.

    Kalıtsal görülen bir tipinde, özefagusta karsinom gelişimiyle yakın iliş­kisi vardır.

    Çoğu hasta klinik görünümünden dolayı sanıldığı kadar fiziksel yetersiz­liği bulunmaz. Yeterli keratolitik ve nemlendirici ajanlar uygulayarak el­lerini kullanabilirlerse, günlük aktivitelerini iyi bir şekilde yapabilirler.

    Darier Hastalığı Tedavisi
    Hafif formdaki birçok hastada yumuşatıcılar, basit hijyen ve güneş yanığından kaçınma dışında tedavi gerekmemektedir. En az 30 faktörlü güneşten koruyucu, terlemeyi artırıcı Mekanik faktörleri azaltma uygulanabilir. vitamin A, yerel salisilik Asit ve retinoid, antibakteriyel sabun, sistemik Antibiyotik, sistemik retinoik asit kullanılabilir. Hastalığın kontrol altına alınamadığı durumlarda cerrahi eksizyon ve greftleme yapılabileceği öne sürülmüş ancak bu yöntemlerin etkisi kanıtlanmamıştır.

    KOMPLİKASYONLAR
    Sekonder bakteriyel, viral ve mantar infeksiyonları gelişebilir. Sekonder infeksiyon sonucu özellikle saçlı deri ve genital tutulumlarda kötü koku oluşabilir.

    KORUNMA
    Hastalık bulaşıcı olmadığından korunma mümkün değildir.

  • Baştan ayağa aromaterapi

    Baştan ayağa aromaterapi

    Hem bedeninizi hem de ruhunuzu güzelleştirmek istiyorsanız kendinizi aromaterapi ile şımartın.

    SAÇ VE SAÇ DERİSİ
    Önemli yağlar: Zeytinyağı, jojoba yağı.
    Aromaterapide kullanılabilecek yağlar: Lavanta, biberiye, kekik, bergamot, çay ağacı yağı.
    Kuru saçlar için: Lavanta, biberiye, kekik, bergamot, çay ağacı yağından beşer damla bir kabın içine koyun. 25 ml suyla karıştırın. Sabah ve akşam bu karışımı saç derinize sürün.
    Yararları: Saçları güçlendirir ve daha hızlı uzamasını sağlar.
    YÜZ
    Önemli yağlar: Jojoba, badem, aloe vera, üzüm çekirdeği yağı.
    Aromaterapide kullanılabilecek yağlar: Lavanta, limon, nane, sardunya çiçeği yağı.
    Kuru ciltler için: Üç yemek kaşığı yeşil kili 5 ml suyla karıştırın ve içerisine lavanta, limon, nane, sardunya çiçeği yağlarından üçer damla damlatın. Göz çevresine gelmeden yüzünüze ve boynunuza bu karışımı uygulayarak, kurumasını bekleyin. Kuruduktan sonra yüzünüzü soğuk suyla yıkayın.
    Yüz için sauna: Kullanılabilecek yağların hepsinden ikişer damla kaynamış suyun içine damlatın. Yüzünüzü temizleyin ve kafanızı bir havluyla kapatarak bu karışımın buharına üç dakika kadar tutun. Sonrasında yüzünüzü ıslak bir mendille silin ve soğuk suyla yıkayın.
    Yararları: Yüzünüzün yağ oranını dengeler, cildinizi yeniler.

    AYAKLAR
    Önemli yağlar: Aloe vera, üzüm çekirdeği yağı. Aromaterapide kullanılabilecek yağlar: Nane, çay ağacı, lavanta, ananas, selvi yağı.
    Ayak banyosu: Nane, çay ağacı, lavanta, ananas ve selvi yağını suyla doldurduğunuz bir kabın içerisine ikişer damla damlatın. Ayaklarınızı bu karışımın olduğu suyun içerisine sokun ve 10-15 dakika kadar bekletin.
    Yararları: Özellikle yorgun ayaklara iyi gelecek olan bu karışım, ayak derinizin yumuşamasını da sağlayacaktır.

    VÜCUT
    Önemli yağlar: Üzüm çekirdeği, aloe vera, ayçiçeği, badem, fındık yağı, zeytinyağı.
    Aromaterapide kullanılabilecek yağlar: Lavanta, mandalina, greyfurt, limon, melissa yağı.
    Banyo için: Hepsi 50 ml olacak şekilde üzüm çekirdeği, aloe vera, ayçiçeği, badem, fındık yağı ve zeytinyağının içine lavanta, mandalina, greyfurt, limon, melisa yağını beşer damla ekleyin. Vücudunuza bu karışımı sürün ve beş dakika kadar beklettikten sonra duş jelinizle vücudunuzu yıkayın. İsterseniz bu karışımı küveti suyla doldurup, suyun içerisine katarak da uygulayabilirsiniz.
    Yararları: Vücudunuzun nemlenmesine yardımcı olacak olan bu karışım aynı zamanda erken yaşlanma belirtilerinin oluşmasını da engeller. Ayrıca kendinizi rahatlamış ve daha enerjik hissedersiniz.

    PÜF NOKTASI:
    Önemli yağlar evde yapacağınız maskelerde kullanılması gereken yağlardır. Her bölgeye özel bu yağları tek başına uygulayabileceğiniz gibi başka yağlarla karıştırarak maske şeklinde de kullanabilirsiniz.

    ELLER
    Önemli yağlar: Aloe vera, badem, soya, zeytinyağı.
    Aromaterapide kullanılabilecek yağlar: Gül, lavanta, limon, sandal ağacı, greyfurt yağı.
    Kuru eller için: 50 ml parfüm içermeyen bir kremle aloe vera, badem, soya yağı ve zeytinyağını karıştırın. İçerisine beşer damla gül, lavanta, limon, sandal ağacı ve greyfurt yağını ekleyin. Ellerinize bu karışımı krem gibi sürün.
    Yararları: Ellerinizi yumuşatacak bu krem kurumasına da engel olacaktır.

    Formsanté

  • Geceleyin Elinizdeki Uyuşma İle Mi Uyanıyorsunuz?

    Geceleyin Elinizdeki Uyuşma İle Mi Uyanıyorsunuz?

    Gece elinizde uyuşma ve sızıyla mı uyanıyorsunuz? Elinizin ağrısı sık sık uykularınızı mı bölüyor?

    El bileğinde sinir sıkışması olabilir. Sinir sıkışması genelde elini çok kullananlarda görülüyor.

    Sinir sıkışması, vücudumuzdaki sinirlerin anatomik seyirleri boyunca bası altında kalmaları sonucu gelişir. Sıkışma genellikle sinirin kemik veya yumuşak dokudan oluşan bir kanaldan geçtiği bölgelerde oluşur.

    El bileğinde görülen sinir sıkışması (karpal tünel sendromu), vücutta en sık görülen sinir sıkışmasıdır. Burada sinir, el bileğinin iç kısmında sıkışmaktadır ve buna bağlı olarak hastalar el parmaklarında uyuşma, karıncalanma, iğne batması, uyuşukluk ve bazen de ağrıdan yakınır. Bu şikayetler daha çok baş parmak, işaret parmağı, orta parmakta ve yüzük parmağının da yarısında hissedilmektedir. Ağrı künt ya da sızlayıcı karakterde olup, dirsek ön yüzüne ve hatta omuzun dış tarafına doğru yansıyabilir.

    UYUŞMA VE KARINCALANMA MI VAR?

    Hastaların en tipik yakınması, gece uykudan uyandıran elde ve parmaklarda uyuşmadır. Buna bağlı uyku bozukluğu sıktır. Hasta gece elinde uyuşma ile uyanır, genellikle elini hareket ettirir, silkeler. Bu hareketle uyuşma, karıncalanmada azalma olur. örgü örme, elişi yapma gibi tekrar tekrar ve uzun süre el bileği çevrilen hareketlerde sinirin sıkışması artacağı için uyuşma da, karıncalanma da artar. Bazı hastalar cisimleri ellerinden düşürdüğünden yakınırlar ve bunu eldeki kuvvetsizliğe bağlı zannederler. Oysa yapılan kuvvet muayenelerinde sıklıkla kuvvetsizlik saptanmaz; bu olay çoğunlukla parmak uçlarındaki duyu bozukluğundan kaynaklanmaktadır.

    El bileğinde sinir sıkışmasının teşhisi, hastanın anlattıkları ve doktorun yaptığı muayene ile rahatlıkla konulabilir. Kesin teşhisi koyduran tetkik EMG denilen elektromiyografidir. O bölgedeki muhtemel kemik ve yumuşak doku problemlerini görmek açısından el bileğinin filmini çekmekte fayda vardır.

    TEDAVİ İçİN NE YAPMALI?

    Tedavide altta yatan şeker hastalığı, guatr hastalığı vb. bir hastalık varsa, onun iyi kontrole alınması gerekir. Tedavinin ilk aşaması hastanın el bileğine takacağı bir atel vermektir. Bu atel el bileğini olması gereken pozisyonda tutacak, böylece sıkışma önlenmiş olacaktır. Şikayetleri yeni başlamış ve çok şiddetli olmayan hastalarda tek başına atel yeterli olabilir. İlaç olarak ağrı kesici ilaçlar, sinir uçlarını koruduğu varsayılan B vitaminleri, çok şiddetli şikayetlerde ise nöropatik ağrı tedavisinde kullanılan ilaçlar hastaya başlanabilir. Fizik tedavide bu bölgeye ağrı kesici akımlar, derin ısıtıcı ultrason tedavisi, yüzeysel ısıtıcı parafin tedavisi, iyontoforez, fonoforez gibi ajanlar kullanılır. Kas kuvveti kaybı olan hastalara kuvvetlendirme egzersizleri verilir. Diğer tedavilerden fayda görmeyen, şikayetleri çok şiddetle devam eden, muayenede baş parmak kasında giderek artan kas kuvvetsizliği olan veya kasta erime saptanan hastalarda cerrahi tedavi uygundur. Ameliyatla el bileğindeki yumuşak dokular serbestleştirilir ve sinirin sıkışması önlenir.

    En çok kimlerde görülür?

    * El bileğinde sinir sıkışması bazı nedenlere bağlı olabileceği gibi, bazı hastalarda altta yatan bir sebep yoktur.

    * Genellikle sağ elde olması, daha çok sağ elimizi kullandığımız içindir.

    * Günlük yaşamlarında el bileklerini çok kullananlar, bilgisayar, daktilo kullananlar, terziler, çok elişi yapanlar, müzisyenler, kasaplarda daha fazla görülür.

    * Şeker hastalığı, bazı tip guatr hastalığı, gut hastalığı, iltihaplı romatizma hastalığı olanlarda, el bileğinde kırık geçirenlerde, diyaliz tedavisine girenlerde risk artabilir.

    * Gebelerde bu sıkışma görülebilir, doğumdan sonra şikayetler geçer.

    geceleyin el uyuşması
    geceleyin el uyuşması
  • Ter kokusu nasıl önlenir ?

    Ter kokusu nasıl önlenir ?

    Terleme nedir?

    Terleme, vücut sıcaklığını düzenleyen, vücudu toksinlerden arındıran ve tuz dengesini koruyan bir vücut olayıdır. Sağlıklı bir vücut terleyerek günde yaklaşık yarım veya bir litre suyu dışarı atar.

    Terleme tümüyle istemimiz dışında gelişen, metabolizmamızın doğal bir fonksiyonudur. Üstelik vücudumuz için iki önemli işlevi vardır; cildi nemlendirip, vücut ısısını sabitler ve vücudun boşaltım sistemine katkıda bulunur.

    Ter aslında salgılandığında renksiz ve kokusuzdur. Fakat, bakteriler koltukaltı gibi sıcak ve nemli ortamlarda hızla çoğalarak bu salgının kötü kokmasına neden olur.

    NEDEN TERLİYORUZ?

    – Kişilerin terlemesine neden olan faktörler şunlardır:
    – Egzersiz, özellikle zorlu olursa
    – Sıcak hava
    – Sinirlilik, endişe hali veya stres
    – Bazı hastalıklar
    – Duygusal nedenlerin tetiklediği terleme çoğunlukla yüzde, koltuk altlarında, el ayalarında ve ayak tabanlarında olur.

    Genellikle ortam sıcaklığının yükseldiği, dans, spor gibi fiziksel aktiviteler sırasında terleriz. Bu şekilde vücut ısımızı sabit tutmuş oluruz. Zatenin bunun için vücuda yayılmış en az 2 milyon ter bezi görev yapmaktadır. Fiziksel aktiviteler dışında da heyecan, korku, utanma ve sıkılma gibi pek çok olay, fizyolojik bir neden olmadığı halde bizi terletir.

    Vücut ısısı dış sıcaklıklar veya gerilim yüzünden artış gösterdiğinde kan dolaşımı hızlanır. Böylece, ter bezlerinin aktif hale geldiği vücudun üst kısmına doğru bir sıcaklık akımı başlar. Deri üzerinde oluşan ter bu durumda hemen buharlaşıp, deriyi soğutur. Bu sayede insan bir gün içinde kendini fazla yormadan iki litreye kadar su kaybeder. Terlemenin ikinci önemli fonksiyonu ise vücuttaki zehirli maddelerin dışarı atılmasıdır. Bu nedenle saunalara sık sık gidilmesi önerilir.

    Aynı koşullarda terleme oranı kişiden kişiye göre de değişebilir. Ortalama olarak bir insan günde 0.5 ile 1 litre arası terler.

    Aşağıda yazılı yöntemleri kullanarak deodorant ve antiperspirant (terleme önleyici) kullanmadan doğal yollardan ter kokusunu nasıl azaltacağınız hakkında fikir sahibi olabilirsiniz.

    Rahat ve hava alan kıyafetler giyin. Özellikle pamuklu kıyafetleri tercih edin.

    Vücut temizliğine özen gösterin. Özellikle koltuk altında oluşan istenmeyen tüyleri alarak kötü kokuyu büyük ölçüde önleyebilirsiniz.

    Kahve, alkol ve yakıcı gıdalardan uzak durun.

    Bol su için. Bu vücudunuzun içerisini serin tutar ve metabolizma hızınızı yavaşlatır, dolayısıyla terleme oranınız da düşer.

    Çay ve kahve gibi kafeinli içecekleri tüketmemeye çalışın. Bunlargüçlü kokular üreten ter bezlerinin aktivitesini artırarak vücut kokusunun artmasına neden olur.

    Maydonoz, ıspanak, pazı ve lahana gibi koyu yeşil yapraklı sebzeleri daha fazla tüketin. Bu sebzeler klorofil yönünden zengindir ve vücudun koku giderici etkisini artırır.

    Acı baharatlar, soğan, sarmısak ve turşu türü yiyecekler ter kokusunu artırır.

    Limon, portakal ve karpuz gibi meyveler vücudunuzu serin tutmanızı sağlar.

    Geniş ve rahat, pamuklu ve doğal elyaf giysiler giyin. Dar ve sıkı kıyafetlerden kaçının.

    Ayağınızda oluşan ter, çorap ve ayakkabının içinde kapalı kalarak kokuya neden olur. Ayaklarınızı kuru tutmak için pamuklu çorap ve ayağınızın hava almasını sağlayan ayakkabılar giyin. Talk pudrası, mısır nişastası veya sandalağacı tozu ile ayaklarınızı pudralayın. Ilık suyun içine beyaz sirke veya magnezyum sülfat (ingiliz tuzu) ekleyin ve günlük olarak ayağınızı bu suyla yıkayın.

    Banyo veya duş sonrası talk pudrası terlemeyi azaltır. Karbonat ve suyu karıştırarak bir macun yapın. Vücut kokusu olan yere bu karışımı uygulayın. 10 dakika orada bıraktıktan sonra yıkayın. Koltuk altınızı alkol veya beyaz sirke ile ovalayarak yıkayın.

    Duş alırken antiseptik sabun kullanırsanız zararlı bakterilerden kurtulmuş olursunuz. Duşu bitirirken bir kaç damla sandalağacı veya lavanta yağını durulamada kullanın. Bu temiz kokmanızı sağlar.

    Magnezyum ve çinko eksikliği ter kokusuna meydan verebilir. Magnezyum ve çinko tabletleri almayı deneyebilirsiniz.

    TER KOKUSUNU AZALTMAK İÇİN NE KULLANMALIYIZ?
    Ter kokusunu azaltmanın iki yolu var; Deodorant ve antiperspirantlarla gün boyu hoş kokmak çok zor değil. Ancak deodorant ve antiperspirant birbirinden ayrı şeylerdir. Bu iki ürün en çok terlemeye karşı verdikleri savaş konusunda birbirlerinden ayrılırlar;

    DEODORANTLAR
    Deodorantlar antibakteriyel bazı maddeler ve alkol içerirler. Bu sayede de bakteri üremesini denetim altına alarak, ter kokusunun oluşmasını önlerler. Terin ayrışması için bakteriler belirli enzimlere gerek duyar. Bu nedenle bazı deodorantlar bahsedilen bu tür enzimlerden içerir. Diğer yandan ise daha çok parfüm yağları içerdiklerinden dolayı da güzel koku yayarlar. Örneğin Fa dedodorantları hijyenik tazelik sunarlar ve bu sayede de bakteri artışını durdururlar. Bu sayede deri hem korunmuş hem de bakım görmüş olur.

    Deodorant kullanırken dikkkat etmeniz gereken en önemli nokta deodorantı temiz ve kuru koltuk altına uygulamanızdır. Terli bir koltuk altına deodorantı sıkmak, oluşmuş ter kokusu ile deodorantın karışımından oluşan daha ağır ve kötü bir kokuya neden olur. Ayrıca giysinin üzerine sıkmak da kokuyu engellemez. Bu arada sprey deodorantları, koltuk altına 15 cm’lik mesafeden kutuyu dik tutarak püskürtmeniz gerektiğini de sakın unutmayın.

    ANTİ-PERSPİRANTLAR
    Antiperspirantlar, terlemeyi deodorantlara oranla daha fazla önlerler. Ter oranını ayarlayıp, çok fazla ter üretilmesine engel olurlar. Ter üretimini aliminyum tuzları sayesinde engelleyip, ter bezlerini sıkıştırırlar. İçerdikleri alüminyum kloride ve benzeri aktif maddeler ile vücuttaki terlemeyi engeller, nemi azaltır ve kokuları sayesinde de tazelik verirler. İçindeki maddelere göre etki süresi ve gücü değişim gösterir.

    Ancak antiperspirant ürünler daha çok pudralı formül içerdikleri için, genellikle koltuk altına uygulanmalıdır. Kıyafet üzerine sıkılan antiperspirant ürünlerin hiçbir etkisi yoktur. Koltuk altına sürülen antiperspirant ürün, ter bakterilerinin pudra tabakası dışına çıkmasını engeller ve böylece bakteriler kuruyup gider. Alkol içermediklerinden dolayı vücut için son derece hafiftirler. Ayrıca ferahlatıcı bir etki sağlarlar

    DİĞER ÇÖZÜMLER
    Terlemeyi ve ter kokusunu engellemek için birçok yöntem mevcut. Fakat işin aslı sizin temiz olmanıza dayanıyor. Temiz olduktan sonra bahsedeceğimiz yöntemler sayesinde rahatsızlık veren bu sorunun üstesinden gelebilirsiniz. İlk olarak pamuklu ve hava alabilen kumaşlardan üretilmiş olan giysileri tercih etmekle işe başlayın. Koltuk altında oluşan tüyler de koku sorunu yaratan etkenler arasında yer alıyor. Özellikle yaz aylarında tüylerinizi sık sık almaya özen gösterin. Kahve ve alkolden ise uzak durmaya çalışın. Ter kokusunu engellemek için bir çorba kaşığı dolusu zeytin yaprağını bir çay bardağı suda demleyip içmeyi de deneyebilirsiniz. Tüm bunların dışında koltuk altlarını banyo sonrasında gülsuyu ya da mersin suyuyla silmeyi de ihmal etmeyin.

    Ter kokusunu önlemenin yolları
    Ter kokusunu önlemenin en iyi yolu önlem almaktır. Aynı şekilde ayak kokusu da bazı önlemlerle azaltılabilir. Aşağıdaki önlemler terlemeyi önlemeye, ter ve ayak kokusunu gidermeye yardımcı olacaktır:

    1) Her gün duş alın. Düzenli banyo cildinizdeki bakterilerin sayısını kontrol altında tutacaktır.

    2) Banyo aldıktan sonra ayaklarınızı iyice kurulayın. Mikroorganizmalar ayak parmaklarının arası gibi nemli yerleri severler. Ayak pudraları veya ayak bakımı için kullanılan kremler nemin emilmesine yardımcı olur.

    3) Koltuk altı ve genital bölge kıllarının düzenli olarak tıraş edilmesi terlemeyi ve kokuyu azaltacaktır.

    4) Doğal deriden yapılanlar gibi ayağınızın hava almasını sağlayan ayakkabılar seçin. Yaz aylarında sandalet tipi ayakkabılar giyebilirsiniz.

    5) Ayakkabılarınızı dönüşümlü olarak kullanın. Ayakkabılar bir gece içinde yeterince kurumayabilir. Onun için aynı ayakkabıyı iki gün arayla giyecek şekilde dönüşümlü olarak kullanın. Giymediğiniz zamanlarda ayakkabıları havadar ve kuru bir yerde tutun.

    6) Çoraplarınızı her gün değiştirin. Merserize çorap giyin çünkü bunlar nemi emerek ayağınızı kuru tutar.

    7) Ayaklarınızı havalandırın. Zemin elverişli ise çıplak ayakla dolaşın veya ara sıra ayakkabılarınızı çıkarın.

    8) Doğal kumaşlardan üretilen giysileri tercih edin. Keten, yün, ipek cildinizin hava almasına izin veren malzemelerdir.

    9) Egzersiz yaparken derinizdeki nemi hemen uzaklaştıran yüksek teknoloji ürünü giysileri tercih edin.

    10) Her gün iç çamaşırı değiştirin.

    11) Gevşeme tekniklerini öğrenin. Yoga, meditasyon veya biofeedback terlemeyi tetikleyen stresi denetlemenize yardımcı olacaktır.

    12) Diyetinizde değişiklik yapın. Yiyecekler de ter kokusuna yol açabilir Soğan, sarımsak, pastırma, balık, bazı yeşil bitkiler gibi gıdalar koku yapabilir. Bunlar faydalı da olsa, uygun zamanlarda tüketin.

    13) Deodoran ve ayak kokusu önleyen pudra veya spreyler kullanın. Cildiniz hassas ise bunların özel hassas cilt için üretilmişlerini deneyin.

    14) İnsan çoğunlukla kendi ter kokusunu fark etmez, bu nedenle kendisini sık sık kontrol etmelidir.

  • İltihaplı Romatizma Tedavisi

    İltihaplı Romatizma Tedavisi

    İltihaplı romatizma tedavisi hakkında merak ettikleriniz…

    Romatizmada tedavinin başarılı olması için erken teşhis çok önemlidir. Erken teşhis için uzun bir tetkik süreci ve hastanın takip edilmesi gerekir. Çünkü belirtiler, şikayetin azaldığı dönemde veya arttığı dönemde değişir. Tedavi şekli kişiden kişiye değişir ve her hastaya farklı tedavi uygulanmalıdır.

    Kronikleşmiş hastalıklar sonucu uzun süren tedavi uygulaması gerekebilir. Doktor kontrolünde yapılan ilaç tedavisi ve fizik tedavi sonucu hastalık tamamen yok edilemez ama ilerlemesi durdurulur ve ağrı kesilerek hastanın yaşamı daha kolay hale getirilir.

    İlaç tedavisinde hastanın ağrısını kesecek, hastalığın durdurulmasını sağlayacak ya da şiş ve ağrıyı kesecek ilaçlar kullanılır. Bu ilaçlar romatizma sonucu oluşan iltihabı etkilerler.

    Ayrıca hastada görülen diğer bulguları ortadan kaldırmak için kas gevşetici, vitamin takviyesi, tansiyon düşürücü ilaçlar kullanılır. Bu ilaçlar alınırken bol suyla birlikte alınmalıdır. Ayrıca yan etkisi olup olmadığına (bazı ilaçlar gebeliği önleyebilir) dikkat edilmelidir.

    Fizik tedavi, romatizma tedavisinde önemlidir. Bu sayede eklemlerin hareketleri düzeltilir, kaslar güçlendirilir ve ağrı azaltılır. Böylece günlük işleri yapmak daha kolay hale gelir. Bu sayede hasta romatizmayla yaşamayı ve baş etmeyi öğrenmiş olur.

    Ameliyat da tercih edilen bir diğer yöntemdir. Sakat kalmış ya da eklemlerinde bozukluk olan, hareket güçlüğü çeken kişilere uygulanarak eski yaşantısına dönmesi amaçlanır. Ağrı giderilir, gerekirse yerine yapay eklemler takılır.

    Vücudun her tarafında görülebilir. şişmanlık, hormon dengesizliği, karaciğer yetersizliği, beslenme dengesizliği, mide ve bağırsak bozuklukları, çürük dişler, sinüzit, bademcik iltihapları, ve yaşlılık romatizmayı tetikleyen sebeplerin başında gelir. Ayrıca, soğuk ve rutubetli ortam çok önemli faktördür.

    Romatizma belirtileri

    Romatizmalı yerlerde; ağrı, yanma veya üşüme ve şişlikler görülür. Ağrılar, bazen dayanılmaz dereceye varır. Hareket etmekte de güçlük çekilir.

    Tedavi edilemezse, kalp kapağı hastalığı veya bir başka hastalığa sebep olabilir.

    3 grup da toplanır romatizma hastalıkları şunlardır;

    Akut eklem romatizması

    Bu çeşit romatizma, eklemleri, sinir sistemini ve kalbi etkiler. üst solunum yollarına yerleşen mikroplardan kaynaklanır.

    Ramatoid artrit

    Bu çeşit romatizma, zamanla kaybolup, tekrar ortaya çıkabilen bir hastalıktır.

    Dejeneratif romatizma

    Bu çeşit romatizma ise, elli yaşlarından sonra ortaya çıkar ve eklemlerin yıpranmasından kaynaklanır.

    Romatizma Bitkisel Tedavi Yöntemleri

    Bitkisel tedavi yöntemleriyle romatizmanın önüne şu çözümlerle geçebilirsiniz.

    1) 1 çay bardağı sirke ile 1 çay bardağı zeytinyağı karıştırılır. üzerine 4 çorba kaşığı ufalanmış kafuru konur. Eriyinceye kadar beklenir. Sonra, yünlü bir bezin üzerine yeterince dökülüp, ağrıyan yere sarılır. Aynı işlem her sabah ve akşam tekrarlanır.

    2) 1 kahve fincanı kına ile 1 çorba kaşığı hardal karıştırılır. üzerine azar, azar su dökülerek, yoğurulur. Ağrıyan yerlere sürülür.

    3) 1 avuç kıyılmış tere otu ile 1 avuç yaban pazı karıştırılır. ıyice dövüldükten sonra ağrıyan yerlere sürülür. Yarım saat sonra ılık suyla sürülen yerler yıkanır ve kurulanır.

    4) Ağrıyan yerlere konulacak kadar lahana yaprağı bir şişe yardımıyla yufka gibi içilir. üzerlerine zeytinyağı sürülür. Ağrıyan yerlere sarılır. Aynı işlemi, 3 saatte bir tekrarlamalısınız. Bu bitkisel çözümü lahana yaprağı yerine defne yaprağı ile de uygulayabilirsiniz.

    5) 4 bardak suya; 1 tutam lavanta çiçeği, 1 tutam ayrık otu ve 4 ince dilim limon konur. 15 dakika kaynatıldıktan sonra temiz ve ince bir tülbentten süzülür. Sabah, akşam her gün birer kahve fincanı içilir.

    6) 4 bardak kaynak suya, 11 çorba kaşığı ufalanmış söğüt yaprağı konur. 20 dakika bekletildikten sonra süzülür. Saat 10 ve 15.00 de bire su bardağı içilir.

    7) 4 bardak kaynak suya; 1 çorba kaşığı ufalanmış menekşe konur. 20 dakika bekletildikten sonra süzülür. Saat 10 ve 15.00 de, birer su bardağı içilir.Yaz aylarında, her gün yarım saat kuru ve rutubetsiz deniz kumunda yatmak çok faydalıdır. Her gün yürüyüş ve egzersiz yapılır.Romatizmalı kişilerin yememesi ve içmemesi gereken besinler ; Yağlı et suları, hayvani yağlar, şekerli ve tatlılar, konserve balık, av etleri, kuzu eti, oğlak eti, ve hindi et, sakatat, pastırma, sucuk, salam, baharatlı yiyeceklerin hepsi, ekşi şeyler, tere otu, ıspanak, lahana, mantar, içki, çay ve kahve kesinlikle tüketilmemesi gereken maddelerdir. Mide ve bağırsaklarından rahatsız olanların aspirin (salisilik asit) de içmemeleri tavsiye edilir. Et, süt, yumurta, tuz ve hayvani yağları elinizden geldiği kadarıyla kullanmamaya çalışın.

    Bir sonraki güncel konumuz olan İltihaplı Romatizmanın Bitkisel Tedavisi, Doğal Çözümü göz atmanızı tavsiye ederiz.

  • Daha Alımlı Görünmenin Yolları

    Daha Alımlı Görünmenin Yolları

    Güzel olmak için saatlerce çabalamanıza gerek yok. Basit ipuçlarını dikkate alın ve her zaman kendinize güvenin…

    SAÇLARINIZI DÜZENLEYİN

    Eliniz için kullandığınız, nemlendiricilerden biraz saçınıza sürerseniz uçuşan ve elektriklenen saçlarınızı yatıştırmış olursunuz. Nemlendiriciyi banyo sırasında sürerseniz saçlarınızı kuruladıktan sonra daha parlak ve canlı olduğunu görürsünüz.

    GÜNE ZİNDE BAŞLAMAK

    Sabahları yorgun kalıyorsanız vücudunuzu toksinlerden arındırmak için bir bardak limonlu ılık su içebilir, cildinize de maden suyu ile masaj yaparsanız canlandırmış olursunuz.

    DİŞ SAĞLIĞI

    Diş etlerinizi kuvvetlendirmeniz için küçük taneli tuzları diş fırçanızın üzerine koyun. Daha sonra da diş etlerinize kadar dişlerinizi fırçalayın.

    ELLERE SÜT BANYOSU

    Manikür yapılırken su yerine artık süt kullanılıyor. Ellerinizi en az beş dakika ılık sütün içinde dinlendirirseniz elleriniz ve özellikle tırnaklarınızıngüçleneceklerini göreceksiniz.

    MAT DUDAKLAR İÇİN

    Mat rujları seviyorsanız dudak kalemi kullanmalısınız. Böylece dudaklarınız parlamayacak ve çerçeveyi çok fazla taşırmadığınız sürece dudaklarınıza ayrı bir dolgunluk kazandıracaktır. Sadece dudak kalemi ile de dudaklarınıza renk verebilirsiniz. Ama burada dikkat etmeniz gereken bir nokta var; kalemi dudağınıza dik hareketlerle sürdükten sonra parmağınızla iyice dağıtmalısınız.

    GÖZ MAKYAJI TEMİZLİĞİ

    Göz makyajınızı temizlerken göz kapağı ve çevresini ovuşturmamalısınız. Bunun için kullandığınız ürünü göz kapağınıza sürdükten sonra bir parça pamukla göz pınarından dışarıya doğru hafif dairesel hareketlerle silin.

    CİLDİNİZ PARLIYORSA

    Cildinizi kurutmadan matlaştırmanız gerekir. Fondöteninizi sürmeden önce matlaştırıcı kremler kullanmalısınız. Ve günlük kremler kullanırken bunların jel olmalarına özen gösterin.

    REJİM YAPARKEN GÖĞÜSLERİNİZ SARKARSA

    Kadınların sıkı bir rejime girdiklerinde kilo vermekten göğüslerinin sarktığı görülür. Bu durumda proteini zengin rejimler yapmalısınız. Böylece elastin ve kolajen lifleri esnekliğini kaybetmemiş olur.

  • İşte aşırı terlemenin çözümü!

    İşte aşırı terlemenin çözümü!

    Terlemenin vücudun bir savunma mekanizması olduğunu ve bu şekilde vücut sıcaklığının ayarlandığıdır. Aşırı terlemenin (hiperhidrozis) ise özellikle eller, koltuk altı, ayaklar, alın, yüzde ve vücudun geri kalan bölgesinde normal fizyolojik ve duygusal durumların ötesinde terleme olması durumu olduğunu , “Bu durum normal ter bezlerinin uyaranlara abartılı cevap vermesinden kaynaklanmaktadır. Ellerde terlemenin fazla olması, koltuk altlarının sık sık ıslanması kişilerin yaşam kalitesini etkiler. Genellikle bu kişiler çekingen, sıkılgan ve utangaçtırlar. İş ilişkileri ve sosyal hayatları etkilenir. Kişi yaşam şeklini bilinçli veya bilinçsiz şekilde değiştirir, sosyal ortamlardan uzak durur. El ve koltuk altında aşırı terleme olması tedavi gerektiren bir durumdur ve kesin tedavisi endoskopik torakal sempatikotomidir. Hasta ertesi gün taburcu edilir ve bir hafta içinde çalışma hayatına dönebilir. El terlemesi için başarı yüzde 99, koltuk altı için bu oran yüzde 90′dır. Ameliyatın hemen sonrası eller, koltuk altı ve çoğu zaman da ayaklar kurumuş olur” dedi.

    TEDAVİ YÖNTEMLERİ

    Tedavi yöntemleri, “Alüminyum klorit ve etil alkol karışımlı kremler, sistemik antikolinerjik ilaçlar, beta blokör ilaçlar, iontoforez (el ve ayaklara elektrik akımı uygulamasıdır), botox uygulaması, liposakşın (yağ aldırma). Bu yöntemlerin çoğu günümüzde uygulanmaktadır ancak hiç biri kesin çözüm değildir. Bazılarının tedaviye bağlı yan etkileri fazla iken bazıları kısa süreli ve pahallı tedavi yöntemleridir” diye konuştu.

    Ameliyatın özellikle el, koltuk altı ve yüz terlemelerinde kesin ve mükemmel sonuç verdiğini , “Genel anestezi altında, kamera yardımıyla kapalı olarak yapılan ameliyat ile sempatik sinir fonksiyonu bölgesel olarak ortadan kaldırılır (klips, sinirin kesilmesi veya yakılması, kesilip çıkarılması). Açık yöntemle yapılan ameliyatlar günümüzde bu hastalarda artık terk edilmiştir” şeklinde konuştu.

    AMELİYAT YÖNTEMLERİ

    Kamera yardımı ile yapılan kapalı ameliyatlar: “Endoskopik torakal sempatektomi: Göğüs boşluğu içinde ilerleyen ve el, koltuk altı ve yüzü etkileyen sempatik sinirin kısmi olarak çıkarılmasıdır. Bu ameliyat yöntemi yan etkileri nedeniyle günümüzde artık uygulanmamaktadır.

    Endoskopik torakal sempatikotomi: Göğüs boşluğu içindeki sempatik sinirin makas veya koter (kesici ve yakıcı özelikte elektirikli cihaz) ile sadece bir bölgeden kesilmesidir. Günümüzde en sık uygulanan yöntemdir.

    Klips ile sempatik blokaj: Göğüs boşluğu içindeki sempatik sinire titanyum veya polimer klipslerle blokaj uygulanmasıdır. Yan etkileri daha az olmasından dolayı tercih edilmekte ve uygulanmaktadır.

    Hastanın klips ile ameliyat sonrası kompensatuvar (dengeleyici) terlemeden veya diğer yan etkilerden rahatsız olması durumunda klipsin çıkartılarak hastanın tekrar eski durumuna döneceği bildirilmektedir ancak bu bilimsel olarak kanıtlanmamıştır. Klipsin sinire yaptığı baskı sonucu sinir dokusunda hasar meydana gelmektedir. Hastaya klips çıkarıldıktan sonra 1-3 ay içinde sinir kendini yenileyip eski fonksiyonlarını kazanabilir ancak bu düşük bir ihtimal olup kesin değildir. Klipsin çıkarılması sonrası şikayetlerin geriye döneceği garanti edilmemelidir.”

    AMELİYAT RİSKLERİ VE YAN ETKİLERİ

    Ameliyatın genel anestezi altında yapıldığını ve herhangi bir ameliyatta ortaya çıkabilecek problemlerin endoskopik torakal sempatikotomi için de geçerli olduğunu , “Bu ameliyattan sonra hastaların yüzde 1-5′inde bazı komplikasyonlar ortaya çıkabilir. Bunlar pnömotoraks (göğüs boşluğunda hava kalması), interkostal nöralji (ameliyat bölgesinde ağrı), horner sendromu (göz kapağında hafif aşağı inme), kanama gibi durumlardır. Yan etki olarak kompenzatuvar terleme (yüzde 10-70) görülebilir.

    En çok sırt, karın, kalça, bacaklar gibi bölgelerde görülür. Bu durum ameliyat sonrasında en sık rastlanan problemdir ancak hastalar genellikle günlük hayatlarını fazla etkilemeyen bu durumdan şikayetçi olmazlar. Endoskopik torakal sempatikotomi tecrübeli bir cerrah tarafından uygulanırsa son derece güvenli bir yöntemdir. Bu ameliyat yaklaşık 3 yıldır Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahi Anabilim Dalı’nda uygulanmaktadır. Ameliyat video yardımıyla kapalı olarak yapılmakta ve hastalar ertesi gün taburcu edilmektedir. Kliniğimizde aksiler ve palmar hiperhidrozis nedeniyle ameliyat edilen hastalarda başarı oranı yüzde 95′in üzerinde, hasta memnuniyeti yüzde 90′ın üzerindedir.”

    Aşırı Terleme Sorununuza Bitkisel Çözümler

    Aşırı terleme normalde sağlığa zarar vermez. Terlemeyi önleyici pomad ve losyonlar mevcuttur. Terlemeye bitkisel tedavi olarak şu kürleri önerebiliriz.

    – 1 bardak kaynar suya 2-10 gr Adaçayı konur ve 10 dk. bekletilir. Günde 2-3 bardak içilir.
    – Nane suyundan günde 20 gr içilir.
    – Meşe mazısı toz haline getirilir 5 gr. kitre ile içilir.
    – 1 bardak suya 6-10 gr. meşe kabuğı ufalanarak konur. 5 dk. kaynatılır bu su ilayaklar yıkanır.
    – Günde 3-4 damla elma yağı 1 fincan su il içilir
    – 1 bardak kaynar suya 2-10 gr. at kuytuğu konur 10 dk. bekletilir günde 2-3- bardak içilir.
    – Erik hoşafı yapılıp içilir.

  • French manikür nasıl yapılır?

    French manikür nasıl yapılır?

    Renkli ya da normal Fransız manikürü yaparken çizgileri dümdüz çekmede zorlanıyorsanız ya da her bir tırnağınızdaki çizginin kalınlığı farklı oluyorsa çözümü var.

    1) Önce plastik bir bant alın ve tırnağınızdan boyundan daha büyük bir parça kesin. Boyamak istediğiniz yeri boş bırakacak şekilde tırnağınıza yapıştırın:

    French manikür nasıl yapılır? | 1

    2) Arada hava kalmadığına emin olduğunuzda istediğiniz bir ojeyi özensizce tırnağınızın ucuna sürün. Doğal olarak bir kısmı banta bulaşacak. Ben örnek olarak altın rengi sürdüm.

    French manikür nasıl yapılır? | 2

    3) Burası önemli işte. Bantı yanlamasına değil, neredeyse dikey olacak şekilde yavaşça soyun. Bunun için alt köşelerden birinden tutmanız ve tırnağın diğer köşesine doğru çekmeniz gerekiyor. Mesela yukardaki resimde A köşesinden tutun ve B’ye doğru yavaşça soyun. (Edit: Oje kurumadan çekmeniz gerekiyor.)

    French manikür nasıl yapılır? | 3

    İşte bu kadar. Ben Scotch marka rengarenk plastik bantlardan buldum, onlardan kullanıyorum. Bunların normal bantlara göre avantajı yapışkanlarının çok güçlü olmaması. Böylece bantı soyarken alttaki ojeye hiç bir şey olmuyor.

    Bu arada dün söylemeyi unutmuşum; aynı deri hücrelerinin yenilenmesi bir ay tuttuğu için yüz kremlerinin faydasını bir aydan önce göremiyorsak, tırnakların yenilenmesi de bir buçuk ayı buluyormuş. Yani besleyicileri bir kaç hafta kullandıktan sonra işe yaramadı deyip atmayın, biraz dişinizi sıkın.

    İlgili Konular ;
    2012 Ten Rengi Oje Modelleri
    Manikürün Sırları
    Tırnaklarınızı Hızlı Uzatmanın Yöntemleri
    Kalıcı Oje
    Instant Cuticle Remover – 15 Saniyede Tırnak Eti Çıkarıcı
    Tirnak bakımı için limon suyu ve zeytinyağı
    Evde Manikür Nasıl Yapılır?
    Rengarenk Tırnak Modası

    kaynak : hangiojeyakismazkibana.blogspot.com

  • Manikürün Sırları

    Manikürün Sırları

    Bir kadının elleri en değer verdiği yerlerindendir. Ellerinizi güzel ve çekici kılan manikürün sırlarını biliyor musunuz?

    Ojenizi sürmeden önce tırnak yüzeyinin temiz olmasına dikkat edin. Tırnağınızın üzerindeki doğal veya yabancı maddeler, ojenizin bozulup, soyulmasına neden olabilir. Bu yüzden, tırnak cilası çıkarıcıyı tırnağınızda cila olmasa bile kullanın. Ancak aseton tırnaklarınızı kurutup yıprattığından, aseton içermeyen bir cila çıkarıcı kullanmanızda fayda vardır.

    Tırnaklarınızı, törpüyle dilediğiniz şekli verdikten sonra tırnak üzeri pürüzleri yok edip tırnağı parlatan özel törpüleri kullanarak harika görünen tırnaklara sahip olabilirsiniz. Bu törpüler gerçekten inanılmaz. Birkaç dakikada pırıl pırıl tırnaklara kavuşuyorsunuz.

    Tırnak dibi etlerini asla kesmeyin. Tırnak diplerine süreceğiniz bir kütikül giderici krem, tırnak dibini onararak etlerin düzgün görünmesine yardımcı olurken, manikürünüzün de daha uzun süre dayanmasını sağlar.

    Tırnaklarınıza cila sürmeden bir kat koruyucu sürün. Böylece hem cilanın tırnak üzerinde dengeli bir şekilde yayılması için düzgün bir yüzey oluşturur, hem de tırnak cilanızın daha uzun süre dayanmasını sağlayabilirsiniz. Ayrıca, bu tırnak koruyucu ürünler, koyu renk cilaların boyasının tırnağınıza işlemesini engeller.

    Ojenizi mutlaka iki kat sürün. Tek kat oje, kolayca bozulup dağılır. Eğer ojenin rengini tek kat olarak beğeniyorsanız; ojeyi uyguladıktan sonra üzerine son kat koruyucu uygulayabilirsiniz.

    Ojeyi dipten uca doğru tek harekette sürmeye gayret edin. İkinci kat ojeyi uygulamadan önce, ilk katın kurumasını bekleyin. Böylece, ojenin hem daha düzgün görünmesini, hem de daha uzun süre dayanmasını sağlarsınız.

    Tırnaklarınıza ojeden sonra bir kat da koruyucu sürün. Böylece tırnaklarınız daha parlak görünecek ve cilanız daha kalıcı olacaktır.

    Ev işinde eldiven giymeye özen gösterin. Su ve deterjan hem ellerinizin kurumasına hem de ojenizin bozulmasına yol açar.

    Ellerinize ve tırnaklarınızı kremlemeyi ihmal etmeyin. Özellikle, dışarı çıkmadan önce ellerimize en az 15 koruma faktörlü bir krem sürün. Yaşlanmanın etkileri hafifletmek için ise retinol içeren el kremleri kullanabilirsiniz.

    İlgili Konular ;
    Evde Manikür Nasıl Yapılır?
    Tırnaklarınızı Hızlı Uzatmanın Yöntemleri
    Rengarenk Tırnak Modası
    2012 Ten Rengi Oje Modelleri
    Kalıcı Oje
    Instant Cuticle Remover – 15 Saniyede Tırnak Eti Çıkarıcı
    Tirnak bakımı için limon suyu ve zeytinyağı

  • İhtiyoz – Balık Pulu Hastalığı Nedir?

    İhtiyoz – Balık Pulu Hastalığı Nedir?

    İhtiyoz’ a balık pulu hastalığı da denir. Bunun nedeni karakteristik döküntüsünün görünümüdür. Kalıtım yoluyla geçen cilt hastalıkları içinde en sık görülenidir…

    Belirtileri: Küçük çocuklarda kuru, pullu cilt.

    Bu hastalık genellikle 1 ile 4 yaşları arasında ilk defa ortaya çıkar. Bazen yetişkinlik yıllarında tamamen kaybolup daha ilerde yeniden belirir. En fazla belirgin olan döküntü yerleri dirsekler, dizler ve ellerdir. Genellikle, kışın daha kötü olur. İhtiyoz, atopik dermatitle bağlantılı olabilir.

    İhtiyoz - Balık Pulu Hastalığı Nedir? | 4

    Tedavisi:

    Etkilenen yörelere vazelin sürün ve gece naylonla sarın. Günde iki kere kullanmak kaydıyla laktik asit losyonu ve gece kremi sürmek faydalı olabilir.