Etiket: egzersiz

  • Diyet kişiye özeldir

    Diyet kişiye özeldir

    Çoklukla bir toplulukta diyetisyen olduğunuzu öğrenenler, bir kağıt üzerine yazılmış, ayaküstü verebileceğiniz, salt yüzlerine bakarak oluşturacağınız, sihirli listelerin, mucize formüllerinizin olduğunu sanırlar…

    Oysa, diyet kişiye özeldir.

    Yaşam tarzınız çok yoğun bir koşuşturma içinde olabilir, öğrenci veya ev hanımı olabilirsiniz. Her birinizin yaşam tarzı ve beslenme alışkanlıkları farklılık gösteriyordur veya metabolizma hızınız çeşitli nedenlerle yavaşlamış olabilir. Diyelim ki, menopoz dönemindesiniz ya da kullandığınız ilaçlar, hormon faaliyetlerinizdeki değişimler kilo almanızın sorumlusu olabilir. Kalp-damar hastalıkları, tansiyon ve şeker gibi sağlık problemleriniz olabilir. Hedefleriniz farklı olabilir, vereceğiniz kilo 20 kilogramın üstündedir veya 3-5 kilo fazlanız olabilir. Diyet programları bu bilgiler ışığında hazırlanmalıdır. Kilo yönetimi kişiye, cinsiyete, yaşa, sağlık verilerine, hatta mevsimlere bağlı olarak değişir. Kişiler için hazırlanan diyet listeleri öğün bazında, gün ve hafta bazında planlanmalı, farklılıklar içermelidir. Sürekli aynı diyet listesi ile insanları zayıflatmak mümkün olmaz, çeşitliliği, farklılığı olması gerekir. Vücudun kilo vermemeye direndiği, platoların oluştuğu dönemde, zaman zaman kalori artırmak dahi gerekir.

    Diyete başlamadan önce vücut bileşim analizi cihazı ile kişinin; yağ, kas, su oranı, metabolizma hızı ölçülür ve ideal ağırlığı saptanır. Kişilerin kullanmak zorunda oldukları ilaçlarını bilinmeli, insülin-şeker değerleri (açlık, tokluk), kolesterol değerleri, karaciğer enzimleri, böbrek fonksiyonları, kan sayımı gibi parametreleri tespit edilmeli, tiroid hormonları gibi ölçümler ile sağlık durumları belirlenmelidir. Kişinin geçirdiği hastalıklar, özellikle hipertansiyon, şeker hastalığı, kalp yetmezliği bulunanlarda, kalp krizi riski yüksek olanlarda bu durum daha da önem kazanır.

    Diyet planlarken, kilo yönetiminde duygusal yönlere dikkat etmek gerekir. Çünkü sıklıkla mutsuzluk, tatminsizlik hisleri kişileri aşırı yemeğe yöneltir. Sorunun biyolojik mi, ruhsal kaynaklı mı olduğunu çözebilmek için altta yatan temel biyolojik veya ruhsal sorunu doğru anlayıp, kilo vermek isteyen kişiye yardımcı olmak için gerekirse farklı branştaki uzmanların yardımını istemek gerekir.

    Kilo vermek isteyenler için vurgulamak istediğim nokta; 3 aylık bir zaman diliminde 12-15 kilo verebilirsiniz, bu değer, şu anki kilonuz ile bağlantılı olarak değişim gösterir. Kişinin mevcut kilosuna bağlı olarak haftada 0,5-1 kilo vermesine sağlıklı kilo kaybı denebilir. Beden Kitle İndeks’i çok yüksek kişilerde (30′un üzerinde) başlangıçta kilo vermek kolay olur ancak bir süre sonra vücut bir platoya ulaşır. Planlanan bir beslenme programı ile kişilerin kilo verme hızı dengelenir. Ayrıca bu süreçte fiziksel aktivitenin önemi büyüktür.

    Şok diyetler ve sağlığınız!

    Genellikle, kişiler hızlı bir şekilde kilo vermek ister, şok diyetler yapıldığındaysa verilen kiloların çoğu su ve kaslardan gider. Oysa asıl hedef vücutta fazla yağ yüzdesini azaltmak vücuttaki kas oranını koruyarak, verilen kiloların yağdan olmasını sağlamak olmalıdır. Yeterli ve düzenli bir beslenme programıyla vücuttaki yağdan vermek kalıcı kilo kaybını sağlar. Kilo verirken onca zorluğu yaşarken hızla verilen kiloları geri almak da bir o kadar kolay olur. Sık sık başa dönmek ise metabolizmanızı yavaşlatarak verdiğinizden fazla kiloları almanıza neden olacaktır.

    Hangi yaşta olursanız olun, ayda 4-5 kg üstündeki kilo kaybını vücut tolere edemeyebilir!

    Vücuttaki yağlarının kaybedilmesi, sağlığınızı kazanmanın en etkili yollarından biridir. Böylece yüksek tansiyon, kalp yetmezliği, kalp-damar hastalıkları, TİP 2 diyabet, kolesterol yüksekliği, karaciğer yağlanması gibi hastalıklara yakalanma riskiniz azalır.

    Sağlıklı olmak adına sağlığınızdan olmayın!

    LÜTFEN DİKKAT: 3 Günde 5 kilo, haftada 7 kilo gibi mucize diyetlerle sağlığınızdan olabilirsiniz. Bu tür yazıları bir yerlerden okuyup, arkadaşınızdan aldığınız fotokopi listelere, kilo vermek için zayıflama ilaçlarına, bitkisel ve hiçbir zararı olmadığı iddia edilen otlara, çaylara, bitkisel karışımlara itibar ederek sağlığınızı riske atmayın.

    Hangi risklerle karşı karşıyasınız?

    Zayıflama ve kilo kontrolü dengeli bir beslenme programı ile sürdürülebilir. Kısa sürede size kilo kaybettireceği söylenen karışımlar, diüretik (idrar söktürücü), laksatif (bağırsak boşaltıcı) özellik taşırlar. Tartınız, size düşük kiloları göstermesine rağmen kaybettiğiniz, “yağ” değil, “su” dur. Vücudunuzdan su ile birlikte mineralleri de kaybedersiniz.

    (Örneğin; kaybettiğiniz sodyum/potasyum dengesinin bozulmasına kalp kasının olumsuz etkilenmesine neden olur.) Düşük kalori alımı sonucunda vücudun direnci düşer, kas kaybına uğrar, yüksek protein diyetleri ile (Ketoz gibi) böbrek fonksiyonlarına zarar verebilir. Ani şeker ve tansiyon düşmesi gibi sorunlar yaşanması ise, telaffuz bile etmek istemediğim, ölümlere varan sağlık sorunlarına yol açabilir. Yine, gençlerin kilo kaybını ciddi olarak takıntı haline getirmeleri ise yeme bozukluğu olarak tanımlanan (Anoreksiya Nevroza veya Bulumia’ya) ciddi psikolojik sorunlara yol açmaktadır. Ayrıca, aşırı kilolu insanların yeterli karbonhidrat, protein, yağ, vitamin ve minerallerden yoksun düşük kalori beslenme eşliğinde, ağır egzersizler yapmaları ise sağlık adına çok ciddi riskler içermektedir. Özellikle ailesinde kalp şikâyetleri olanların bu tür risklere girmelerini ise hiç doğru bulmuyorum.

    Şok Diyetler adı verilen ve kısa sürede çok kilo verdiren diyetler çok düşük kalori ve sınırlı besinlerle yapılırlar. Oysaki bu uygulama metabolizmanın yavaşlaması, kas kaybı ve iştah kontrolünün bozulmasına neden olur. Bu tarz diyetlerin kalıcı olma şansı yoktur. Bir miktar kilo verilmiş olsa da, bunlar ilk fırsatta geri alınır. Hatta kişi daha az veya eskisi kadar bile yese kilo almaya devam eder.

    Sağlıksız zayıflama diyetleri

    Bilinçsizce yapılan çok düşük kalorili sağlıksız zayıflama diyetleri; baş ağrısı, konsantrasyon bozukluğu, yorgunluk ve kalp ritminde bozukluk, tansiyon düşüklüğü, adet düzensizlikleri, kabızlık, kansızlık, ciltte kuruluk, saç dökülmesi gibi gibi pek çok sağlık sorunlarına neden olabiliyor.

    Obezite sorununa çözüm

    Günümüzde gittikçe yaygınlaşan obezite sorununun tedavisinde sadece diyet yapmak yeterli olmaz; az kalori almak ise çözüm olmaz. Vücut buna adapte olur ve böyle durumlarda vücut metabolizma hızını düşür ve daha az enerji harcamaya meyilli olur. Kısıtlayıcı bir diyet bırakıldığında daha hızlı bir kilo alımı başlar. Onun için yaşam tarzında, beslenme alışkanlıklarında değişiklik yapmak ve fiziksel aktivite programını yaşam boyu uygulamak gerekir.

    İlgili konular ;
    Karatay Diyeti Deneyimlerimiz – Canan Karatay
    Dukan Diyeti
    Anti Selülit Diyeti
    Atkins Diyeti
    Akdeniz Diyeti
    İsveç Diyeti
    Glisemik indeks Diyeti nedir?
    Hipotiroid Diyeti
    Bikini Diyeti
    Simit Diyeti, Simit Kaç Kalori
    Fast Food Diyeti Listesi

  • Çin Diyeti

    Çin Diyeti

    Eğer bir besinden fazla miktarda ya da az miktarda alınırsa organizma bundan etkilenir. Sonuç olarak da kilo alınır ya da verilir, güçten düşülür. İdeal kiloya ve forma kavuşmak için neyi daha sık ve neyi daha az yemek gerektiğini bilmek gerekir. Çin diyetini uygulamanın bir başka nedeni de çok dengeli bir beslenme sunmasıdır. Bu diyette bol miktarda karbonhidrat, hububat ve sebze yenir. Yağ alımı ise en aza indirilir. Yalnız diyeti uygulamadan önce yin mi yoksa yang yapıda mı olduğunuzu saptamanız gerekir. Bunun için de testimizin soruların yanıt vermeniz yeterlidir.

    Yin misiniz yang mı?

    Hangi besinlere ağırlık vermeniz gerektiğini bilmek için bu testi uygulayarak yapınızı belirleyin. Aşağıda sıraladığınız özelliklerin çoğu sizde varsa yin tipisiniz demektir. Bu durumda yang besinlere ağırlık vermenizi öneririz.

    * Sakin, içe dönük, sessiz, oldukça pasif birisiniz.
    * Ten renginiz soluk ve sık sık üşürsünüz.
    * İştahınız az.
    * Az sıvı alıyor ve genelde sıcak içecekleri yeğliyorsunuz.
    * Metabolizmanız ağır çalışıyor.
    * Kötü hazım ve kabızlık sorununuz var. Ve genellikle ayaklarda şişmeden yakınıyorsunuz.
    * Genellikle kalçalarda, karında ve baldırlarda yağ birikimi oluyor.

    Eğer aşağıdaki özellikler size daha çok uyuyorsa yang tipisiniz demektir. Dengeyi sağlamak için yin besinleri yemelisiniz.

    * Dışa dönük, dinamik ve çabuk öfkelenen birisiniz.
    * Soğuğu pek hissetmiyorsunuz.
    * Sık sık ve iştahla yiyorsunuz.
    * Metabolizmanız hızlı ve çok enerji yakıyorsunuz.
    * Karın kramplarından ve mide yanmasından şikayetçisiniz.
    * Daha çok vücudunuzun üst kısmı şişmanlıyor.

    Yin tipi diyeti

    Pazartesi

    * Kahvaltı: Tarçınlı çay, 1 bardak pirinç sütü. 3 etimek.
    * Öğle: Sebzeli pilav. Biraz kırmızı biber veya soya sosu ile tatlandırılmış tavada sebze.
    * İkindi: 1 meyve.
    * Akşam: Buharla pişirilmiş pilav ve safranlı dana eti. Fırında domates. 2-3 haşlanmış erik.

    Salı

    * Kahvaltı: 1 fincan çay. Müslili süt.
    * Öğle: Haşlanmış soya fasulyesi, havuç ve mısırlı salata. 1 haşlanmış elma.
    * İkindi: 1 meyve.
    * Akşam: Buharda pişmiş pilav ve fırında balık. Buharda pişmiş sebze.

    Çarşamba

    * Kahvaltı: Sütlü kahve. 2 dilim kepekli ekmek.
    * Öğle: Bezelyeli pilav. 1 rafadan yumurta. Buharda pişmiş ıspanak. 1 haşlanmış meyve.
    * İkindi: 1 bardak süt.
    * Akşam: Curry’li tavuk veya karides. Karışık haşlanmış sebze. 1 meyve.

    Perşembe

    * Kahvaltı: 1 fincan çay, 1 dilim ekmek ve 1 dilim ananas.
    * Öğle: Kızarmış tavuk. Bularda pişmiş sebze ve salata.
    * İkindi: 1 meyve
    * Akşam: Soya soslu spaghetti. 1 dilim ızgara et.

    Cuma

    * Kahvaltı: 1 fincan kahve. 2 dilim kepek ekmeği, diyet bal.
    * Öğle: 1 dilim ızgara et. Curry’li sebze haşlaması. 1 sandviç ekmeği.
    * İkindi: 1 meyve.
    * Akşam: Sebze çorbası. Fırında dil balığı. Meyve salatası.

    Cumartesi

    * Kahvaltı: 1 fincan çay. Müslili süt.
    * Öğle: Curry’li tavuk. Meyve salatası.
    * Akşam: Buharda pişmiş pilav. Baharatlı omlet. 1 meyve.

    Pazar

    * Kahvaltı: 1 fincan çay. 2 dilim kepek ekmeği. Diyet bal.
    * Öğle: Taze soğanla pişirilmiş soyalı tavuk.
    * Akşam: Buharda pişmiş domatesli pilav. Haşlanmış taze fasulye.

    Yang tipi diyeti

    Pazartesi

    * Kahvaltı: 1 fincan yasemin çayı, 1 fincan Müslili süt.
    * Öğle: 1 yumurta, domates, soya filizi ile hazırlanmış salata. Salatayı hafif soya sosu ve karabiberle tatlandırabilirsiniz. 1 sandviç ekmeği. 1 meyve.
    * Akşam: Mantarlı pilav. Haşlanmış kuşkonmaz ve haşlanmış balık filato.

    Salı

    * Kahvaltı: 1 fincan kahve. 2 dilim etimek ve diyet bal.
    * Öğle: Buharda pişirilmiş pilav. Tavada sarmısak, kırmızı biber ve soya sosu ile pişirilmiş ıspanak ve soya filizi.
    * İkindi: 1 meyve suyu veya 1 meyve.
    * Akşam: Mantı çorbası. Meyve salatası.

    Çarşamba

    * Kahvaltı: 1 fincan sütlü kahve. 1 dilim ekmek. 1 meyve.
    * Öğle: Buharda pişirilmiş soya soslu pilav. Havuz rendesi.
    * Akşam: Safranlı haşlanmış balık. Soya filizi ve domates salatası. 1 sandviç ekmeği.

    Perşembe

    * Kahvaltı: 1 fincan yasemin çayı. Müslili süt.
    * Öğle: Bezelyeli ve soya soslu spaghetti. Müslili yoğurt.
    * Akşam: Sebze çorbası. Buharda pişirilmiş tavşan eti.

    Cuma

    * Kahvaltı: 1 fincan çay. Müslili yoğurt.
    * Öğle: Bezelye, domates ve biberle hazırlanmış soya soslu salata.
    * Akşam: Mantı çorbası, Tavuk (göğüs eti), 1 meyve.

    Cumartesi

    * Kahvaltı: 1 fincan süt. 2 etimek. Diyet bal. 1 bardak meyve suyu.
    * Öğle: Mantarlı pilav. Buharda pişirilmiş sebze.
    * Akşam: Mantı çorbası, Tavuk (göğüs eti). 1 meyve.

    Pazar

    * Kahvaltı: 1 fincan kahve. 2 etimek. Diyet bal. 1 meyve.
    * Öğle: Buharda pişirilmiş sebzeli pilav. Mantarlı dil balığı fileto.
    * Akşam: Sebze çorbası. Buharda pişirilmiş kuşkonmaz ve tavuk (göğüs eti).

    Sofranızdaki enerji

    Yin besinleri

    Peynir, inek sütü, yoğurt, sebze bambu filizi, meyve, tatlılar. Margarin, soya sosu. Soğuk ve pişmemiş ya da haşlanmış besinler de yin besinlerdir.

    Yang besinleri

    Et, balık, baharatlar, kahve, alkollü içkiler, ayçiçek yağı, soya yağı ve tüm sıcak yemekler.

    Nötr besinler

    Soya, fasulye, bezelye, nohut, ananas, incir, malta eriği, üzüm, bal, mısır özü yağı.

    Kaynak : Çin Diyeti…

    İlgili konular ;
    Karatay Diyeti Deneyimlerimiz – Canan Karatay
    Dukan Diyeti
    Anti Selülit Diyeti
    Atkins Diyeti
    Akdeniz Diyeti
    İsveç Diyeti
    Glisemik indeks Diyeti nedir?
    Hipotiroid Diyeti
    Bikini Diyeti
    Simit Diyeti, Simit Kaç Kalori
    Fast Food Diyeti Listesi

  • Bel çevreniz yatakta başarı göstergesi

    Bel çevreniz yatakta başarı göstergesi

    İyi ve kaliteli bir cinsel yaşam için, vücudumuza da iyi bakmamız gerekiyor. Bunu en kolay, bel çevrenizin kalınlığına bakarak anlayabilirsiniz…

    Düzenli bir egzersiz ve aktivite programının doku ve organ fonksiyonlarınız için vazgeçilmez olduğu pek çok araştırmayla gösterildi. Gerçekten de egzersiz kalp-damar sisteminden kemiklerinize, belleğinizden ruhsal durumunuza kadar sağlığınızın değişik boyutlarını etkiliyor. Son dönemde oldukça gündemde olan konu da egzersizin cinsel hayat, performans ve istek üzerindeki etkileri.

    İyi Performans İçin Önce Kalbinizi Sevin

    Düzenli bir egzersiz programının kalp-damar sağlığını olumlu yönde etkilediği bilinen bir gerçek! Egzersiz yapmak veya aktivitesi yüksek bir yaşam sürmek sadece kan dolaşımınızı arttırmıyor. Kandaki yoğunlaşmayı, pıhtı oluşması riskini ve çarpıntıyı da azaltıyor. Egzersiz aynı zamanda HDL yani iyi kolesterol seviyeleriniz yükseltiyor.

    Egzersizin kalbinize olan faydaları bunlarla da sınırlı değil. Egzersiz yapmak yüksek tansiyon riskinizi ve bu sorunun yol açtığı inme gibi komplikasyonları azaltıyor. Ayrıca vücudun insüline karşı duyarlılığını arttırarak kan şekeri seviyelerini düşürüyor. Böylece pankreas bezinde yeniden insülin yapımına gerek kalmıyor ve Tip 2 diyabet hastalığı riski azaltıyor. Diyabet belirtileri ortaya çıksa bile egzersiz ile diyabetin yaşlandırıcı etkileri yavaşlayıp azalıyor ve kan şekeri ayarı kolaylaşıyor.

    “Peki bütün bunlarla cinsel hayatımla ne gibi bir ilgisi var?” diye düşünebilirsiniz. Hipertansiyon, diyabet, yüksek kolesterol, pıhtılaşma problemi, taşikardi kalbiniz için olduğu kadar damar sağlığınız için de risk faktörü sayılıyor. Damar sağlığınız sertleşme fonksiyonunuz için oldukça önemli bir yere sahip. Penisin büyümesi ve sertleşmesi yani ereksiyon fonksiyonunu yerine getirebilmesi, penisin kanla dolmasına bağlıdır.
    Eğer damarlarınız kolesterol yüksekliği, şeker fazlalığı ve hipertansiyonlar zarar görmüşse bu penise giden kan akımının azalacağı ve sertleşme problemiyle karşılaşma riskinizin artacağı anlamına gelir.

    Bel Çevresi Performansa Etki Ediyor

    Bel çevresi ölçüsünün vücuttaki pek çok sağlık sorununun habercisi veya hazırlayıcısı olduğunun anlaşılması bu konuyu son dönemde en sık konuşulan sağlık konularından biri haline getirdi. Araştırmalar erkeklerde 102, kadınlarda 92 cm’i geçen bel çevresi ölçüsünün koroner arter hastalığı, yüksek kan basıncı, felç, diyabet ve çeşitli kanserlerin riskini arttırdığını gösteriyor. Bel çevresi sadece kalp-damar sağlığınızın bir göstergesi olmakla kalmıyor aynı zamanda cinsel hayatınızın ne durumda olduğunu da yansıtıyor. Evet! Bel çevresi kalın olan erkeklerde iktidar azalıyor!

    Karın içindeki yağ birikimi kendini bel çevresindeki artış yani abdominal obezite ile gösteriyor. Bu yağlar Metabolik Sendrom olarak bilinen ve bel çevresi kalınlığı, trigliserit ve bazen de LDL-kötü kolesterol yüksekliği, hipertansiyon ve insülin direnci ile kendini belli eden bir sağlık sorununa yol açıyor. Bu sendrom sadece damarlarını yaşlandırmakla kalmıyor, son dönemde yapılan araştırmalara göre testosteron seviyelerinde de bir düşüşe yol açıyor. Öyle görülüyor ki karın için yağları estetik kaygılardan çok daha fazla soruna neden oluyor.

    Karın içi yağlar öncelikle damar sağlığınızı tehdit ederek ereksiyon fonksiyonunda bir azalmaya neden oluyor. İleri dönemlerde ise testosteron düşüklüğü yaratarak cinsel isteksizliğe de açabiliyor. Testosteron düşüklüğü ayrıca kemiklerini ve kas yapınızı zayıflatıyor, libido kaybı kadar sertleşme fonksiyonunuzu da azaltıyor.
    Bu nedenle bel çevrenizi erkekseniz 102 kadınsanız 92 cm altında tutmanız tavsiye edilmektedir. En uygun ölçümlerin erkeklerde 94, kadınlarda 86 cm altında olduğunu hatırlatalım. Bu ölçülere yaklaşmak için doğru ve düzenli bir egzersiz programının şart olduğunu belirtelim.

    Karın içi yağlarınızı eritmek için mekikten daha fazlasına ihtiyacınız var. Aerobik aktiviteler özellikle haftada 3-4 kez yapılan 30-40 dakikalık yüksek tempoda yürüyüşler yağ yakmanızı sağlayacağı gibi iyi kolesterol seviyelerinizi de arttıracaktır. Böylece damarlarınız (penisinize gidenler de dahil) görevlerini tam olarak yerine getireceklerdir.

    Sekste Nasıl Göründüğünüz Önemli

    Düzenli bir egzersiz programı fiziksel görünümünüzü geliştirir. Fiziksel görüntünün iyileşmesi kendinize daha fazla güvenmenizi, vücudunuzdan memnun olmanızı ve partnerinizin yanında kendinizi daha iyi hissetmenize yardımcı olur. Egzersiz kilonuzu korumanızı veya kilo vermenizi sağlayarak sizi şekle sokar ve partnerinizin yanında kendinizi daha rahat hissetmenizi sağlar.

    Sağlıklı bir cinsellikte iyi bir fiziksel performansın şart olduğunu hatırlatmamıza gerek yok. Egzersiz akciğer kapasitenizi arttırır. Denge ve koordinasyonunuzu geliştirir. Eklem esnekliği ve kemik yoğunluğunuzu arttırır. Kaslarınız da daha dayanıklı hale gelir. Böylece sağlıklı bir cinsellik için gereken fiziksel performans durumuna sizi yaklaştırır.

  • Ramazan Diyeti

    Ramazan Diyeti

    Ramazanda oruç tutarken çoğumuz sahurda yenen yemeği hazımsızlığından veya iftarda yenen yemeğin şişkinliğinden şikayet ederiz. Ramazan diyeti ile bu sorunlar ortadan kalkabilir.

     

    Ramazan Diyeti Programı :

    Sahurda :

    1. Seçenek: Yağsız kepekli tost (İki dilim light ekmek ve bir kibrit kutusu peynir)

    2. Seçenek: Bir su bardağı ayran veya diyet süt, domates, salatalık, maydanoz. Yatarken bir porsiyon meyve (muz, incir, üzüm ve kavun hariç)

    3. Seçenek: Doyana kadar, bir yemek kaşığı sıvı yağla yapılmış sebze yemeği, salata, 200 gr diyet yoğurt ve bir dilim kepekli ekmek

    4. Seçenek: Altı yemek kaşığı pilav, makarna, salata, 200 gr diyet yoğurt (haftada bir iki kez bu mönüyü uygulayabilirsiniz.)

    Iftarda :

    * İftar saatinde (öğlen yemeği yerine) Bir su bardağı su ile orucu açın. Bir orta boy pideyi sekiz dilime bölüp, bir dilimini alın. Bir kibrit kutusu peynir, iki dilim hindi pastırma ve bir adet zeytin yenilebilir. Ardından bir kâse çorba, doyma hissi yoksa, bir kâse daha içilebilir. İftarı dışarıda yapıyorsanız, küçük porsiyonlar halinde ikram edilenlerden alınabilir.

    * İki saat sonra (akşam yemeği yerine)

    1. hafta: Doyana kadar etli ya da etsiz sebze yemeği ve 200 gr yoğurt.

    2. hafta: İki gün; doyana kadar sebze yemeği ve 200 gr diyet yoğurt. Üç gün; 100 gr ızgara et, tavuk, köfte ya da ton balığını tercih edin, yanında salata olsun. Bir gün; bir yumurtalı menemen veya ıspanaklı omlet hazırlayabilirsiniz, yanında 100 gr diyet yoğurt. Bir diğer gün; sekiz yemek kaşığı barbunya, yeşil mercimek, nohut, kuru fasulye gibi bir yemeğin yanında salata ve 100 gr diyet yoğurt.

    3. hafta: 2. hafta gibi olacak.

    4. hafta: 2. hafta gibi olacak.

    * İki saat sonra Yarım paket bisküvi veya bir porsiyon meyve ve bir adet diyet bisküvi.

    Veya masum bir tatlı: 
    1. Elma tatlısı: Bir orta boy elmanın kabuklarını soyduktan sonra ortadan ikiye bölün ve üzerine tarçın serpip fırınlayın, piştikten sonra üzerine bir tatlı kaşığı ceviz serpip, bir top diyet dondurma koyup afiyetle yiyin.
    2. Diyet sütlü güllaç: Diyet sütü ısıtıp, bir börek dilimi kadar güllaç yiyebilirsiniz.
    3. Diyet sütlü muhallebi
    4. Üç top diyet dondurma
    5. Bir kâse diyet sütle yapılmış diyet puding
    6. Bir kâse meyve salatası (bir kivi, elma, armut, ananas, bir top diyet dondurma)

     

    Ramazan’a Özel Diyet Yöntemleri

     

    İlgili konular ;
    Karatay Diyeti Deneyimlerimiz – Canan Karatay
    Dukan Diyeti
    Anti Selülit Diyeti
    Atkins Diyeti
    Akdeniz Diyeti
    İsveç Diyeti
    Glisemik indeks Diyeti nedir?
    Hipotiroid Diyeti
    Bikini Diyeti
    Simit Diyeti, Simit Kaç Kalori
    Fast Food Diyeti Listesi

  • Yağ yakmak için seks!

    Yağ yakmak için seks!

    İngiltere’de yapılan bir araştırmanın sonuçlarına göre “yağ yakma” fikri kadınları sekse yönlendirebiliyor! Spor salonlarında sıkıcı aletlerle uğraşmak yerine, seks yapan kadınlar sanıyoruz ki çok daha mutlu oluyorlar!
    Zayıflamak ve fit kalmak için ‘yağ yakmak’ şart. Kadınlar bunun için türlü egzersizler yapmaya da hazır, yeter ki kıyafetlerinin içine rahat rahat girebilsin, kendilerini önce aynada sonra da toplum içerisinde ‘fit’ hissedebilsinler.

    İngiltere’de geçtiğimiz haftalarda yapılan bir araştırma, eğer seks yapmak kalori harcamalarını sağlayacaksa, kadınların %76′sının yatağa hemen girmeye razı olduğunu gösteriyor.

    Araştırmaya katılan, spor salonuna düzenli olarak giden kadınların üçte ikisi Gym’de harcayacakları kalori değerine aynı şekilde ulaşacaklarsa, evde kalıp ev işi ve ‘seks’ yapmayı tercih edebileceğini söylemiş.
    Uzmanlara göre yarım saat süren aktif bir ‘seks’ 150 ilâ 300 kalori harcamanızı sağlayabiliyor.

    Geçmişte pek çok Hollywood yıldızının ‘düzenli seks hayatının’ fit kalmalarına son derece yararlı olduğunu belirtmesi de tesadüf değil anlaşılan. Seks, kalbin ve böylelikle metabolizmanın daha hızlı çalışmasını tetikliyor, dolayısıyla da ‘kalori harcamak’ kaçınılmaz oluyor. Haftada sekse 3 adet yarım saatlik seks seansı ayırmanız, ekstradan 750 kalori harcamanız demek ki bu da fit kalmak adına kesinlikle önemsenmeyecek bir değer değil!

    Seks, sadece yağ yakmanızı değil, vücudunuzun salgıladığı endorfin sayesinde kötü ruh halinden sıyrılmanızı, özgüveninizi artırmanızı ve daha enerjik olmanızı da sağlıyor. Tüm bunlar, birbirini tetikleyici, sinerji yaratan faydalar.

    Daha fazla seks ile hem daha fit kalma şansına
    hem de bir sonraki seans için daha güzel görünme isteğine sahip olabilirsiniz…

    Uzun zamandir seksin spordan daha fazla kalori kaybettirdigi soylenip durulurdu. Yapilan uzun arastirmalar sonucu sonuclar kamuoyuna aciklandi.

    KADINI SOYARKEN:
    Kadinin izni ile….. 12 kalori
    Zorla, kadinin izni olmadan.. 1187 kalori

    SUTYENI CIKARIRKEN:
    Iki elinle…. 8 kalori
    Tek elinle. 12 kalori
    Dislerinle.. 85 kalori

    PREZERVATIFI TAKARKEN:
    Ereksiyon halinde… 6 kalori
    Ereksiyon olmamış halde… 315 kalori

    ORGAZM
    Gerçekten 112 kalori
    Yapmacık. 315 kalori

    IKINCI DEFA KALDIRMA HALINDE:
    20-29 yaş arası…… 36 kalori
    30-39 yaş arası…… 80 kalori
    40-49 yaş arası…. 124 kalori
    50-59 yaş arası…. 972 kalori
    60-69 yaş arası… 2916 kalori
    70 ve daha yaşlı.. sonuçlar henüz bize ulaşmadı!

    SEKSTEN SONRA GIYINME:
    Sakince.. 32 kalori
    Acele….. 98 kalori
    Karısı zili calarken…. 1218 kalori
    Kocası zili calarken.. 3521 kalori

  • Tekrarlayan Düşükler

    Tekrarlayan Düşükler

    Gebeliğin yolun yarısına gelmeden yani 20. haftasından önce (ya da bebeğin 500 gramlık bir ağırlığa ulaşmasından önce) gebeliğin sonlanmasına düşük yapma adı verilir.

    Düşük yapma bir gebenin erken dönemde başına gelebilecek en sıkıntılı durumlardan biridir. Umut ve sevinçle başlayan bir gebeliğin hüsran ve hayal kırıklığıyla sonuçlanmasıdır..

    Rahim içersindeki bebeğin kalp atışlarının durması yani bebeğin ölmesi de yine düşük olarak adlandırılır. Bu gibi anne karnında bebeğin öldüğü durumlarda kürtaj işlemini geciktirmeden (kanamanın olmasını beklemeden) yapmak gerekir..

    Aslında düşüklerin en sık sebebi o bebekte oluşan anormallikler veya sakatlıklardır..ve bu anormallikler büyük sıklıkla anne ya da babadan taşınan bir problemden değil, bizzat o gebelikteki bebeğin oluşumu sırasında oluşan problemlerdir..ve sıklıkla da tekrarlamazlar..Klinik olarak saptanmış her gebelikte yaklaşık olarak % 15 civarında bir düşük riski olduğunu akıldan çıkarmamak, yani gebelik düşükle sonuçlanırsa bunun pek de az rastlanmayan bir şanssızlık olduğunu hatırlamakta yarar vardır. Böylelikle sonraki gebelikler için karamsar olmaya gerek olmadığı da kendiliğinden anlaşılacaktır..

    Bir başka deyişle belki de düşükler doğanın bir seçim ve ayıklama mekanizmasıdır ve belki de sorunlu bir hayatla devam edecek olan bir bireyin daha baştan hayattan elenmesidir.

    Peki ya düşükler tekrarlıyorsa:

    “Tekrarlayan düşük” bir kadının en az iki kere arka arkaya düşük yapmasına verilen isimdir.
    Tekrarlayan düşük nedenlerinin detaylı olarak araştırılması ve tedavinin de buna göre planlanması gerekir:
    Hekiminiz olası nedenlere yönelik incelemelerin sonunda saptanan sonuca göre özgün tedaviye başlayacaktır.
    Babaya ait kromozomal (genetik) anomaliler, anneye ait kromozomal anomallikler mutlaka araştırılmalıdır, rahime ait anatomik, yapısal bozukluklar, rahim ağzı yetmezlikleri ve myomlar varsa ortadan kaldırılmalıdır.
    Hormonal bozukluklar (Diabet, guatr, süt hormonu yüksekliği gibi) varsa tedaviler yapılmalıdır.
    Mikrobik Enfeksiyonlar tedavi edilmelidir. İmmunolojik (Bağışıklık sistemi ile ilgili) bozukluklar varsa aspirin ve heparin gibi kan sulandırıcılar ile tedavi edilmelidir.

    Düşen bebeğin genetik incelemesinin yapılması da bu konuda oldukça faydalı olacaktır.

    Ancak bilnmelidir ki tüm incelemelere rağmen tekrarlayan düşüklerin yaklaşık olarak yarısında herhangi bir neden saptanamaz.

    Tekrarlayan gebelik kayıpları olan bir kadın tekrar gebe kaldığında artık bu gebeliği daha yakından takip edilmelidir.

    Tekrarlayan düşükleri olan ve diğer tedavilerden bir fayda sağlayamayan çiftlerde ise en gelişmiş seçenek Tüp Bebek Tedavisi ile laboratuvar ortamında çok sayıda oluşturulan embriyolardan hücre örnekleri alarak bunların incelenip, normal olanların ana rahmine transfer edilmesidir.

    Transfer öncesi genetik tanı (preimplantasyon Genetik Tanı – PGT ya da ingilizce adıyla PGD) denen bu yöntemle düşük yapma olasılığı çok azaltılabilmektedir. Çünkü daha önce bahsedildiği gibi düşüklerin en sık sebebi aslında bebekte oluşan anormalliklerdir.

    Gebelik öncesi genetik tanı, anne ve baba adayından elde edilen yumurta ve sperm hücrelerinin laboratuvar ortamında döllendirilmesi sonucu gelişen embriyolardan bir adet hücre alınması ile gerçekleştirilmektedir.
    Genetik tanı için Floresence İn Situ Hibridizasyon (FISH) veya Polimeraz Zincir Reaksiyonu (PCR) adı verilen özel yöntemler kullanılmaktadır. Doğacak bebekte monozomi veya trizomi (Down sendromu ve diğer hastalıklar) gibi sayısal kromozom bozukluklarının ve tek gen hastalıklarının (Hemofili (pıhtılaşma bozukluğu), Akdeniz anemisi, kistik fibrozis, kas hastalıkları gibi) tanısı PGT ile mümkündür. Böylece hastalık taşımayan, sağlıklı embriyoların anne adayına transferi ile sağlıklı bebeklerin doğması sağlanmaktadır.

    Kadında daha önce geçirilmiş düşük sayısı arttıkça tekrar düşük yapma riski artmaktadır:
    1 düşük sonrası tekrar düşük yapma riski % 15
    2 düşük sonrası tekrar düşük yapma riski % 24
    3 düşük sonrası tekrar düşük yapma riski % 30
    4 düşük sonrası tekrar düşük yapma riski % 40-50

    Anne yaşı arttıkça düşük yapma riski artar:
    30 yaş altında ortalama düşük riski % 7-15
    30-34 yaş arası ortalama düşük riski % 8-21
    35-39 yaş arası ortalama düşük riski % 17-28
    40 yaş üzerinde ortalama düşük riski % 34-52

    Tekrarlayan düşüklerde nedenler:
    1. İmmunolojik (bağışıklık) faktörler
    2. Trombofilik (pıhtılaşma) faktörleri ile ilgili bozukluklar
    3. Endokrin (hormonal) faktörler
    4. Anatomik faktörler (rahim anomalileri v.b)
    5. Genetik Faktörler
    6. Enfeksiyöz Faktörler
    7. Çevresel Faktörler ve Beslenme
    8. Anneye ait hastalıklar
    9. Sperm ile ilgili faktörler

    İlgili konular ;
    Jinekoloji
    Tekrarlayan Düşükler

  • Göbek sıklaştırma egzersizleri

    Göbek sıklaştırma egzersizleri

    Göbek sıklaştırma egzersizleri | 1

    Sıkı bir karına sahip olabilmek için bu önerileri dikkate alarak uygularsanız kısa bir sürede farkı görebilirsiniz…

    Masaj

    Göbek sıklaştırma egzersizleri | 2

    Sabahları karın bölgesine masaj yaparak kan dolaşımını hızlandırabilir ve dokularınızı sıkılaştırabilirsiniz. Karnınıza, bir avuç deniz tuzu ve 10 ml. limon yağını karıştırarak elde edeceğiniz karışımla, saat yönünde yuvarlak hareketlerle masaj yapın. Özellikle de duş sırasında.

    Buz şoku

    Göbek sıklaştırma egzersizleri | 3

    Çoğu zaman yağ tabakasından dolayı karındaki kan dolaşımı yavaşlıyor. Bunun sonucunda da deri sarkıyor ve kırışık bir görüntü oluşuyor. Dolaşımınızı hızlandırmak için buzdan yaralanabilirsiniz. Yatmadan önce beze koyduğunuz buzları kuru cildinizin üzerinde gezdirin.

    Sabah çayı

    Göbek sıklaştırma egzersizleri | 4

    Sabahları uyanır uyanmaz bir bardak bitki ya da meyve çayı için. Çay yiyeceklerin daha hızlı ve daha kolay yakılmasını sağlıyor. Bu da karnın düzleşmesinde en önemli bir etken. Gereksiz bir şişlik hissetmek istemiyorsanız, gaz yapma özelliği olan çay ve kahveden uzak durun.

    Bitkisel kürler

    Göbek sıklaştırma egzersizleri | 5

    Yedikleriniz çoğu zaman karnınızın şişmesine yol açar. Bunu önlemek için pirinç, kek gibi unlu gıdalarla, et ürünleri ve tuz tüketirken fazla abartmamaya dikkat edin. Çünkü bu tür besinler vücutta, özellikle de karın bölgesinde su tutulmasına neden oluyor. Bunların yerine domates, biber, mısır, ıspanak gibi taze sebzeleri tercih edin. Et, balık, makarna ve pilav çeşitlerini taze bitkilerle tatlandırın. Özellikle maydanoz, dereotu, fesleğen, defne gibi bitkiler mide ve bağırsakların rahatlamasını sağlar.

    Şekersiz sakız

    Göbek sıklaştırma egzersizleri | 6

    Canınız tatlı çektiğinde bir şeyler çiğneyin. Çünkü ağızdaki boşluk hissi çoğu zaman tatlı isteğini pekiştiriyor. Bu isteğinizden kurtulmanız için size sakız çiğnemenizi öneriyoruz. Tabii sağlığınız ve dişlerinizi de düşünerek tatsız olanları tercih edin.

  • Güzel Kalçalara Sahip Olmak İçin

    Güzel Kalçalara Sahip Olmak İçin

    Şu popoları inceltmek kadar zor iş yok. İş sadece ince olmakla kalsa, gene neyse. Ama bir de şu kabus gibi selülitler var kurtulunması gereken…Akdeniz kadını olarak, en çok arkamızda sürüklediğimiz popolarımızdan çekiyoruz sanırım. Üstelik, yeni teknolojiler, sürekli otomobil kullanımı, televizyon ve bilgisayar kullanımı da, bu konudaki problemlerimizi halletmemize pek yardımcı olmuyor.

    Ama endişe etmeyin, güzel bir popo için egzersiz ve diyetin yanında da bazı, daha kolay yöntemler var:

    Selülit bandı
    Selülit bandı yeni bir ürün. Üstelik de son derece iddialı bir ürün. Üreticileri, 15 bandın, neredeyse 4 cm kadar selülit atılmasına yettiğini söylüyorlar. Selülit bandı, tıpkı nikotin bandı gibi görev görüyor. Çünkü içerdiği maddeler, deriyle sürekli temas halinde. Bantta yer alan ana maddelerden biri bol miktarda iyot içeriyor. Yapılan bazı araştırmalara göre, iyot, dolaşımı hızlandırarak, kan akışını artırıyor ve böylece toksinler vücuttan atılıyor. Bantta bulunan bir diğer madde de kırmızı su yosunu, ki bu da, rodisterol adlı aktif bir element açısından zengin. Bu madde, vücudun yağı enerjiye çevirme işlemini hızlandırıyor. En iyi sonuçlar için, günde iki bant uygulamanız öneriliyor.

    Zayıflama makinesi

    Yeni bir tür pasif jimnastik aleti. Üreticilerine bakılırsa, bu aletle çalıştığınızda 400 tane popo egzersizi yapmış kadar oluyorsunuz. Alet, enfraruj ısısı kullanarak, kasların gerilmesini sağlıyor, böylece poponuz forma giriyor. Aslında aletin tek yaptığı poponuzdaki kasları sizin için sıkıca tutmak. Bu da, poponuza bağlanan elektrotlar yardımıyla sağlanıyor. Bu elektrotlar, çok ufak titreşimler yaratak, kasları devinime geçiriyor. Buna göre, spor salonunda kullanabileceğinizden daha çok kası kullandığınız iddia ediliyor. Neden olarak da beyin ve vücudun, ancak kısıtlı sayıdaki kası çalıştırmak için koordine olabilecekleri veriliyor. Ayrıca, kasların gerilmesi, kasları kısaltıyor ki, bu da popoyu sıkılaştırıyor. Makinanın üreticilerine bakılacak olursa, enfraruj ısısı, vücut ısısını 3 derece kadar artıyor, bu da metabolizmanın yüzde 35 hızlanmasına sebep oluyor. Her seans yaklaşık 40 dakika sürüyor ve acı hissedilmiyor. Kasların kasılması, yağ hücrelerini bölüyor. Bu da 10 seansta 7.5 ila 10 cm incelebileceğinizi gösteriyor.

    Bio-Dermoloji

    Vakum masajıyla selüliti azaltan bir diğer yöntem de bio-dermoloji. İddia edilen o ki, tek seansta bile selülitlerinizde farkı görebiliyorsunuz. Üstelik popoyu da kaldırdığı söyleniyor. Bio-dermoloji, bir vakum mekanizması sayesinde uygulanan bir sıkıştırma tekniği. Böyelece yağ topakları, sıvılaşacak şekilde kırılıyor ve ya kan tarafından emiliyor, ya da lempatik sisteme geçerek, böbrekler tarafından atılıyor. Daha sonra da bio-dermoloji makinesine bağlı, elle kullanılan bir alet, popo üzerinde gezdiriliyor. Bu işlem, lempatik sistemi sıvıdan arındırıyor ve selülit üzerinde çalışmayı sağlıyor. Böylece kan dolaşımı artıyor, yeni gelen kanla vitamin ve mineraller de popoya hücum ediyor ki, bu da poponuzun daha güzel görünmesini sağlıyor. Bio-dermolojiyi kullananlar, tek bir seansın bile gözle görünür bir fark yarattığını söylüyorlar.

    Popoyu fırçalama

    Bu herhalde bilinen en eski yöntemlerden biri. Hatta Bridget Jones’un Günlüğü’yle tekrar moda olması da muhtemel.Cildinizi fırçalamak, derideki kılcal damarların kanla dolmasını ve toksinlerin dışarı atılmasını sağlar. Bu da, selüliti azaltır. Önce ayaklardan başlayıp, uzun ve düz bir hareketle fırçalayın. Daha sonra yukarı, kalbe doğru, dairesel hareketlerle çıkın. Bunu yaparken, vücudunuzu öne doğru eğiyor olacaksınız, bu da kanınızdaki oksijeni artırır. Bu yöntemi, sıcak ve soğuk suyla uygulayabilirsiniz. Örneğin önce sıcak suyu açın. Sıcak su, kan cilt yüzeyine hücum etmesini ve damarların genişlemesini sağlar. Bu da kan dolaşımını hızlandırır. Şimdi de soğuk suyu açın. Bu hem, gözeneklerinizi kapanmasını ve dolayısıyla da sıkılaşmayı sağlar, hem de vücudun kendini ısıtmaya çalışmasını sağlar. Bu da metabolizmanızı hızlandırıcı bir etki yaratır.

  • Geriye doğru gerinin ve esneyin

    Geriye doğru gerinin ve esneyin

    Farkındaysanız sınav yorgunluğu olan gençlerimizde kambur bir duruş var. Çok kambur bir duruş ve farkında olmadan spazm altında kalmak dolaşımı bozar ve ağrıya neden olur.

    Her gördüğünüz yerde gençleri hemen uyarın, kambur durmamalarını ve omuzlarını geriye doğru getirebildikleri kadar getirerek esnetmelerini söyleyin. O sırada boyunlarını da birkaç kez geriye doğru esnetsinler. Bu onlardaki gerginliğin azalmasına, dolaşımın canlanmasına yardımcı olur. Gün içerisinde en az 15-20 kez derin derin esneyin. Esnemek beyni en iyi oksijenlendiren ve vücuttaki gerginliği alan olaylardan biridir.

    İlgili konular ;

  • Glisemik indeks Diyeti nedir?

    Glisemik indeks Diyeti nedir?

    Gİ diyetinin uygulanmasında 3 önemli adım vardır:

    Akılcı karbonhidrat seçimi yapmak, yani yüksek Gİ yerine düşük Gİ’li karbonhidratları yemek

    Gıdaların yaklaşık olarak Gİ değerlerini öğrenmek

    Günlük karbonhidrat miktarını ölçülü almak ve düşük Gİ’li de olsa fazla karbonhidrat almamak. Yani her öğünde asla fazla kalori almamak.

    Bir diyetin başarılı olması onun devam ettirilebilir olmasına bağlıdır. Bir süre uygulanıp sonra devam ettirilemeyen diyet veya beslenmenin anlamı yoktur. Herkesin vücudu, bağırsakları, gıdaları parçalayan enzimleri aynı olduğuna göre gıda seçimi büyük önem taşımaktadır. Kilo vermede en önemli konu iştah kontrolüdür. İştah kontrolü için barsakta sindirimi uzun süren ve bu nedenle kan şekerini hızla artırmayan düşük GI’li gıdaların seçilmesi önem taşımaktadır.

    Gıda Seçimi veya Beslenme Nasıl Olmalı?

    Beslenmede en önemli ilke 3 ana öğün 3 ara öğün yemektir. Yani kahvaltı, saat 10.30’da ara öğün, öğle yemeği, ikindi ara öğün, akşam yemeği, gece saat 22.00 de ara öğün almalıdır. Günlük beslenmenizde yüksek GI’li gıdalar yerine düşük GI’li gıdalar yemek pratik noktadır. Örneğin sabah kahvaltıda beyaz ekmek yerine tam buğday ekmeği, tereyağı veya reçel yerine yoğurt, meyve yenebilir. Yediğimiz gıdalar protein, karbonhidrat ve yağ içerir. Et ve yumurtada protein çoktur. Ekmekte ise karbonhidrat çoktur. Tereyağı ise yağdan oluşur. Önemli olan çeşitli gıdalardan farklı ölçülerde yemektir. Her gıdanın GI’ini ölçmek imkansızdır. Örneğin et, balık, tavuk, badem, tereyağı, sebzelerin GI’i ihmal edebilir. GI’i yüksek olan gıdalardan az yemek kuralımızdır. Ancak düşük GI’li sosis yememek lazımdır. Bunda doymuş yağlar çoktur. Yani amacımız sadece düşük GI’li gıda yemek değildir. Yüksek ve düşük GI’li gıdalar karışık yenirse GI ‘i orta derecede olur. Eğer yemeğinizde yüksek GI’li gıda varsa düşük GI’li gıda ilave edebilirsiniz.

    Beyaz ekmek, pasta ve kurabiye yerine bir dilim tam buğday ekmeği, veya üzerine az reçel sürüp yiyebilirsiniz. Bembeyaz ekmek yerine tam buğday ekmeği, çavdar veya kepekli ekmek yiyin. Kahvaltı gevreği yerine müsli yiyin. Kek veya pasta yerine yoğurt yiyin. Beyaz patates yerine tatlı patates yiyin.Cips yerine tane üzüm veya çilek yiyin. Kruvasan yerine yağsız sütten yapılmış kapuçino için. Kraker yerine dilimlenmiş havuç, biber yiyin. Şeker yerine kuru üzüm, kuru kayısı, kuru meyve yiyin. Pirinç yerine bulgur,makarna, erişte yiyin.Gazoz ve kola yerine su için. Şeker yerine elma suyu, bal veya fruktoz kullanın.

    Patates püresi, beyaz ekmek ve beyaz pirinç, kan şekerini, kesme şekerden daha fazla yükseltme gücüne sahiptir. Bu nedenle şeker yükü az olan tam tahıldan yapılmış besinleri yemek daha faydalıdır. Böylelikle hem kan şekeri yükselmez hem başka faydalar sağlanır. Tam buğdaydan yapılmış ekmekte daha fazla vitamin ve mineraller vardır. Tam tahıllar şeker hastalığına karşı koruyucudurlar ve kalp hastalığı görülme riskini azalttıkları gibi bağırsakları daha iyi çalıştırarak kabızlığı önlerler.

    Günde en fazla 5 porsiyon ( 5 dilim) ekmek yenmelidir.

    Kilo vermek için önemli beslenme önerileri:

    Sebze ve meyve yemeğe fazla önem verin

    Yağ miktarını azaltın.

    Porsiyonları küçültün

    Her yemekte en azından bir düşük GI’li gıda yiyin.

    Öğün atlamayın, 3 ana öğün 3 ara öğün şeklinde beslenin

    Yemek sonrası tatlı yerine meyve yiyin

    Beyaz ekmek yerine tam buğday ekmeği veya çavdar ekmeği yiyin

    Trigliserit yüksek değilse düzenli olarak ceviz, badem veya fındık yiyin

    Kırmızı eti az beyaz eti çok yiyin

    Süt ürünlerini yağsız olarak yiyin

    Yağ olarak sadece zeytinyağı yiyiniz

    Öğünlerin Zamanı

    Bu beslenme şeklinde 3 ana öğün ve 3 ara öğün vardır. Kahvaltı genellikle kalktıktan bir saat sonra yaklaşık saat 7.00 civarı olmalıdır. İlk ara öğün saat 10.30’da olmalı, öğle yemeği saat 12.00-1300 arası olmalıdır. İkinci ara öğün saat 15.30-16.00 civarında olmalı, akşam yemeği saat 19.00 civarında olmalıdır. Son ara öğün ise gece saat 22.30 cvarında olmalıdır.

    Kahvaltı:

    Kahvaltı mutlaka yapılmalıdır. Kahvaltı yapan kişiler gün içinde daha enerjik olurlar ve daha az atıştırma yaparlar ve daha iyi kilo verirler. Bu kişilerin daha mutlu, işlerinde başarılı olduğu saptanmıştır. Kahvaltı yapmayan kişiler yorgun, enerjisi azalmış ve vüctlarında su miktarı daha az olarak yaşarlar. Sabah kahvaltı yapacak zaman yok diyerek kahvaltı yapmayanlar yolda yiyebilecekleri sağlıklı kahvaltı paketleri kendilerine hazırlayabilirler.

    Örneğin kepekli ekmekten yapılmış sandviç ekmeği içine yağsız peynir, marul, biber, domates ve salatalık konarak bir sandviç hazırlanabilir. Kahvaltıda şekeri gıdalar yemek sizin çabuk acıkmanıza neden olur. Kahvaltıda meyva veya meyva suyu, yağsız süt veya yoğurt yenmeli, ekmek olarak tam buğday ekmeği yenmelidir. Kahvaltıda taze meyve veya meyve suları yenerek başlanabilir.

    Gİ seviyesi düşük meyve ve meyve suları şunlardır:

    Kivi (53)
    Elma (38)
    Elma suyu (37)
    Mango (51)
    Portakal (42)
    Havuç suyu (43)
    Greyfurt (25)
    Şeftali (42)
    Ananas suyu (46)
    Erik (39)
    Üzüm (53)
    Domates suyu (38)

    Meyve ve yoğurt ile doymazsanız tam buğday ekmeği kahvaltıda yenebilir. Kahvaltıda çorba içmek de faydalıdır.

    Öğle ve Akşam Yemekleri (Tabak modeli)

    Bir öğünde yiyeceğiniz yemeklerin hepsini bir tabak üzerinde olacağını düşünelim. Bu tabağın yarısısını sebze ve meyve doldurmalı, protein (et veya kuru baklagil) tabağın ¼’nü doldurmalı ve geri kalan ¼’ü karbonhidrat olmalıdır. Yani her öğünde protein (et türü), karbonhidrat, ve meyve-sebze olmalıdır. Öğünlerde et yemekle karbonhidrat miktarı azalır ve tüm yemeğin Gİ’i düşer.

    Öğle yemeği günün en iyi yemeği olmalıdır. Düşük Gİ’li karbonhidratlar seçilmelidir. Öğleyin tam buğday ekmeği, kuru baklagil, balık, yağsız et, tavuk, fazla miktarda salata ve arkasından meyve yenmelidir.

    Akşamları yemek hafif olmalı, sebze, et ve yoğurt yenmelidir. Tatlı yerine dondurma veya meyve yenmelidir.

    Ara Öğünler:

    Ara öğünlerde aşağıdakilerden birini seçiniz.

    Bir portakal veya bir elma veya bir armut

    Yağsız yoğurt

    Bir bardak süt

    5-6 Kuru kayısı

    Bir avuç kuru üzüm

    Bir külah dondurma

    Bir avuç badem

    Nadiren Yenecekler gıdalar şunlardır:

    Yüksek GI’li gıdalar (hamur işleri, pasta, kek, kurabiye)

    Yağda kızarmış, kavrulmuş veya sos ilave edilmiş yiyecekler

    Tüm yağlı gıdalar ( kaymak, krema, mayonez, margarin)

    İçeriği bilinmeyen hazır gıdalar

    Hazır meyve suları, bunların yerine meyve yiyiniz

    Tatlandırıcılar, bunlar iştahı artırabilir

    Kahve ve kafein

    Alkol azaltın, haftada bire indirin

    Gazoz, kola içmeyin yerine su içiniz.

    Öğleyin Kuvvetli, akşam hafif yiyin.

    Metabolizma sabahları daha hızlı iken akşamları yavaşlar. Bu nedenle akşam yemeklerinin hafif olması, sabah ve öğle yemeklerinin biraz daha ağırlıklı olması kilo verme açısından çok önemlidir. Oysa ülkemizde genellikle, öğle yemekleri bir sandviç veya döner ile geçiştirilmekte ve metabolizmanın zayıfladığı saatlerde, yani akşamları daha fazla yemek yenmekte ve bu durum kilo alınmasına neden olmaktadır. Zayıflamak istiyorsanız bu beslenme şeklini tersine çevirmeniz gerekir. Öğlen iyi yemeli akşamları ise az yemelidir.

    Akşamları saat 19.00’dan sonra da yemek yenmemelidir. Geceleri yemekten sonra çok acıkırsanız bir kase yoğurt içine elma dilimleri koyup yiyiniz, veya 4-5 tane badem veya ceviz yiyiniz. Bunlar açlığınızı giderecektir.

    Yağ ve Protein Ne Kadar ve Nasıl Yenmeli?

    Yağ ve proteinin glisemik indeks değeri yok kabul edilebilir. Ancak yüksek yağlı ve yüksek proteinli diyetler ensülin direncini arttırlar. Bu nedenle de yenen karbonhidratlar kan şekerini bu tür beslenen kişilerde daha fazla yükseltir. Yağ olarak zeytinyağı yenmeli, tereyağı veya donmuş yağlar yenmemelidir. Proteini fazla artırmak da damar sertliği yapar. Günlük diyette yeteri kadar protein olmalıdır. Bunun miktarı avucunuz kadar et parçası yemek şeklinde kabaca özetlenebilir. Protein bağırsaklardan gıdaların emilimini azaltır ve daha fazla tok tutar. Salataların içine de proteinli gıdalar konmalıdır. Protein denince yağsız süt ürünleri, yağsız tavuk-hindi eti, deniz ürünleri, yumurta beyazı, bezelye, kuru fasulye, nohut anlaşılmalıdır.

    Günlük 65-70 gram proteine ihtiyacımız vardır. 800-1200 kalorilik bir diyette günlük protein alımı ideal vücut ağırlığının her kilosu için en azından 1 gram olmalıdır. 1200 kalorinin üzerindeki diyetlerde ise bu miktar ağırlığın her kilosu için 0.8 gram olmalıdır. Proteinli gıdalar kişiyi daha fazla tok tutar ve mide boşalmasını geciktirir. Bu nedenle zayıflarken ızgara veya haşlama beyaz et yemeği ihmal etmemek gerekir. Bu et yemeklerinin yanına patates püresi yerine bezelye, kuru fasulye (3-4 kaşık) ilave etmek ve bol salata yemek faydalı olur.

    Bir Davete Giderken Ne Yapmalı?

    Yemekten bir saat önce hafif bir şeyler yiyin; bu yoğurt veya bir elma olabilir. Yemekten önce gelen zeytinyağı veya tereyağını görmezden gelin, ekmeğe sürmeye veya ekmeği bandırmayı hiç düşünmeyin. Hatta hiç getirmemelerini istemeniz daha doğrudur. Yemekten önce bir bardak su için ve yemeğe salata ile başlayın. Ana yemekten önce gelecek olan meze veya ara sıcaklardan sebze olanlarını tercih edin veya bunları yemeden ana yemek gelinceye kadar bekleyin. Et yemeklerinin yanında mutlaka sebze yiyin. Yemeğin sonunda tatlı değil meyve yemeye çalışın.

    Tatlandırıcı Kullanımı

    Tatlandırıcı kullanımına pek sıcak bakmıyoruz. Ne de olsa kimyasal bir maddedir. Ancak mutlaka kullanmak isteyenler içinde aspartam bulunan tatlandırıcılardan günde en fazla 8-10 tane kullanabilirler. Bitkisel bir tatlandırıcı olan stevya veya splenda da kullanılabilir. Mümkünse tatlandırıcı kullanmadan çayınızı içmeye çalışın.

    Her Zaman Düşük Gİ’li Yemek Mecburiyeti Var Mı?

    Gİ diyeti yapıyoruz diye bazı gıdaları hiç yemeyeceğiz anlamı çıkarılmamalıdır. Gİ değeri yüksek olan patates veya beyaz ekmek çok az oranda yenebilir. Bunları yediğinizde yanında düşük Gİ’li gıda yerseniz Gİ oranını düşürmüş olursunuz. Yüksek ve düşük Gİ’li gıdaları birlikte yersek aldığımız ortalama Gİ düşer. Örneğin papates cipsi ile çilek birlikte yenirse patates cipsinin etkisi azalır. Yani yüksek Gİ li gıda yediğinizde bunun etkisini azaltmak için yanında düşük Gİ’li gıda seçmeye çalışılmalıdır. Patates yediğinizde yanında yoğurt yerseniz patatesin etkisi azalır. Yine her düşük Gİ’li gıda sağlıklı olmayabilir. Örneğin sosisin Gİ’i düşüktür ancak yağ oranı fazladır ve zararlıdır. Ayrıca Gİ’i düşük diye bir gıdadan fazla da yememek gerekir. Miktar arttıkça aldığınız şeker yükü artar.

    Düşük Gİ’li Beslenmenin 7 Kuralı:

    Sebze ve meyveden günde 7 porsiyon yemeli: amacımız en azından günde 2 porsiyon meyve (2 elma gibi) ve 5 porsiyon sebze yemelidir. Bir porsiyon meyve bir elmadır. Bir porsiyon sebze bir tabak salata= bir adet domates veya salatalık= 4-5 adet biber=bir küçük havuç=3-4 yemek kaşığı sebze yemeği anlamına gelir.

    Düşük Gİ’li ekmek ve tahıl yiyiniz: Çok tahıllı ekmek, tam buğday ekmeği, erişte düşük Gİ’lidir. Günde en az 5 porsiyon yenmeli. Bir porsiyon bir dilim ekmektir. Pirinç pilavı yerine bulgur yiyiniz. Makarna yerken biraz sert olmalı, az pişmiş olmalı, hamur gibi olmamalıdır.

    Daha çok kuru baklagil yiyiniz. Lif oranı yüksek olan nohut, kuru fasulye, mercimek, barbunya gibi hububatları tercih edin.

    Düzenli olarak fındık, badem veya ceviz yiyiniz. Her gün bir avuç kadar fındık, ceviz veya badem yemeye çalışınız. Bunların içinde faydalı yağ, lif, vitaminler vardır. Patates cipsi, çikolata veya kuabiye yerine bunları yemek daha faydalıdır.

    Daha çok Balık yiyiniz Balıkların omega-3 kaynağı yani sağlığa faydalı yağ içerdiği bilinmektedir ve Gİ’leri düşüktür. Bağışıklık sistemi kuvvetlendiği gibi, kalp hastalığından korur ve psikolojinizi düzeltir. Haftada 2-3 defa balık yemek lazımdır. Balıkların yağlı olanını tercih etmek gerekir. Norveç somonu, sardalya, hamsi, tuna balığı yağlı balıkladır ve daha çok omega -3 içerir.

    Tavuk eti, Yumurta ve Yağsız kırmızı et yiyiniz Bu gıdaların Gİ’leri düşüktür ve protein almamızı sağlarlar. Kırmızı et haftada bir defa mutlaka yenmeli ve bu sayede demir alımı sağlanmalıdır. Kırmızı veya beyaz et bol salata ile yenmeli yanında patates değil sebze yenmelidir. Haftada 2-3 tane yumurta ve derisi çıkarılmış tavuk da faydalıdır.

    Süt Ürünlerini Yağsız Olarak Yiyiniz Hergün 2-3 porsiyon süt ürünü tüketmek bizim yeteri kadar kalsiyum almamaızı ve kemiklerin güçlenmesini sağlar. Yağsız süt, yağsız yoğurt, dondurma, peynir yenebir. Bir porsiyon bir su bardağı süt, 28 gram peyniri içerir. Sütün Gİ 12-14, yoğurtun 20-40 arası, dondurmanın 37-49 dur.

    Düşük Gİ’li Diyete Geçmek Nasıl Başlamalı?

    Yüksek şeker yükü içeren gıdalarla beslenen bir kişinin düşük şeker içeren gıdalarla beslenmeye başlanması başta belki sıkıcı olabilir. Bu nedenle Prof. Dr. Jenni Brand –Miller’in önerdiği şu değişilikleri yapınız:

    Değişiklikleri yavaş yavaş yapınız: Diyette büyük değiklik yapılması genellikle o diyetin sürdürülmesini önler. Bu nedenle, örneğin önce daha çok sebze yemeye çalışın. Bunu başarınca ikinci değişikliğe geçin.

    İlk Önce En Kolay Değişimi Yapın: En kolay değişiklikle işe başlamak en başarılı yöntemdir. Örneğin hergün bir ara öğünde meyve yemeye başlayın. Sonra sebze porsiyonunu artırın.

    Hedefi Büyük Tutmayınız, Onu Küçük Parçalara Ayırın: Hızla kilo verme hedefi koymayın. Bu durum sıklıkla hemen olmaz ve sıkar. Onun yerine haftada bir kilogram zayıflamayı hedef seçin. Küçük hedeflerden biri örneğin hergün 30 dakika yürüyüşe başlamak olabilir.

    Arada Kaçamaklar Yapabilirsiniz: Arada yapılan kaçamakları başarısızlık olarak değerlendirmeyin. Bunlar doğal şeylerdir. Bir alışkanlığın kazanılmasının 3 ay süreceğini kabul ediniz.

    İlgili Konular ;
    Gi Diyeti