Etiket: ebeveyn

  • 6 aydan 3 yaşa kadar çocuk gelişimi

    6 aydan 3 yaşa kadar çocuk gelişimi

    Minik kalplerin büyük dünyayı keşfettiği, gülüşlerin en saf halleriyle süslediği bu dönemde, 6 aydan 3 yaşa kadar çocuk gelişimi, merak dolu bir yolculuk sunar. Öğrenmeye açık, sevgi dolu anların hakim olduğu bu süreç, çocukların benzersiz dünyasına keyifli bir pencere açar.

    Günümüzde yetişkin dünyası, sıklıkla bizi gerçekten mutlu eden anları kaçırmamıza neden olan gereksiz uyarılarla dolu. Ancak, 6 aydan 3 yaş arası çocuk gelişimi bize doğanın güzelliklerini hatırlatıyor. Bu dönemde çocuk, güvenli bir ortamda özgürce büyüme şansı bulur. Onun özgünlüğüne, yeteneklerine ve isteklerine saygı göstermek, bir gün sağlıklı ve mutlu bir birey olmalarına katkıda bulunacaktır.

    6 aydan 3 yaşa kadar çocuk gelişimi

    6 aydan 3 yaşa kadar çocuk gelişimi, küçük bireylerin duygusal dünyalarını keşfettikleri ve sosyal beceriler geliştirdikleri önemli bir döneme işaret eder. Bu süreçte çocuklar, çevrelerini anlama ve etkileme arzusuyla doludur. Ebeveynler olarak, onların duygusal ifadelerine saygı göstermek ve onları desteklemek önemlidir.

    6 aydan 3 yaşa kadar çocuk gelişimi
    6 aydan 3 yaşa kadar çocuk gelişimi

    6-9 Ay Arası Gelişim

    Bu dönemde bebek, çevresini fark etmeye ve keşfetmeye başlar. İlk adımlarını atmaya başlar ve dünyayı anlama çabaları artar.

    9-12 Ay Arası Gelişim

    Bebek, tepkilerini daha yoğun bir şekilde ifade etmeye başlar. Tekrarlayan eylemlerle sonuçları gözlemlemekten hoşlanır. Bu, dünyayı anlamak için normal bir süreçtir.

    12-18 Ay Arası Gelişim

    Çocuk, duygusal nüansları fark etmeye başlar. Duygularını küçümsememek ve dikkatini dağıtmamak önemlidir.

    18-24 Ay Arası Gelişim

    Hareket yetenekleri artarken, çocuk karmaşık becerilerde kendini sınar. Ebeveynler, açık yaralanma riski dışında, çocuğun keşfetmesine izin vermeli.

    24-36 Ay Arası Gelişim

    Bu dönem, çocuğun bağımsızlık arayışının başladığı bir süreçtir. Ebeveynler için zorlayıcı olabilir, ancak çocuğun gelişimine saygı göstermek önemlidir.

    3-6 Yaş Arası Gelişim

    Çocuk, farklı rolleri deneyimlemeye başlar ve kendini diğerleriyle karşılaştırır. Rekabet gücü gelişir, ancak ebeveynler olarak onları desteklemek ve rehberlik etmek önemlidir.

  • Çocuğunuza arkadaş değil ebeveyn olun!

    Çocuğunuza arkadaş değil ebeveyn olun!

    Ergenlerle doğru iletişim kurmak için ailelerin çocuklarına arkadaş gibi davranmasının yanlış olduğunu belirten uzmanlar “Çocuğunuzun sadece bir anne-babası var ve sizin yerinize başkasının geçmesi mümkün değil” dedi.

    Yeni Asır’da yer alan habere göre iyi bir iletişim sağlamak ve ergen çocuğa yol gösterebilmek için ailelere önemli görevler düştüğünü ifade eden Öner, “En önemli konu üsluptur. Bildiğiniz gibi ‘usul, esastan önce gelir’. Yani, söylediğinizin doğru olması, söyleyiş şekliniz uygun değilse bir işe yaramayabilir. Bir ergenle, bir çocukla konuştuğunuz biçimden daha çok bir yetişkinle konuştuğunuz gibi iletişim kurmak gerekir. Yani görüşleri size uymasa bile saygılı olmalısınız. Erken yorum yapmayın. Çocuğunuzun size ne söylediğini iyice anlamaya çalışın. Bunun için, samimi bir merak ile sorular sorun. Konuyu iyice anladıktan sonra, çocuğunuzun konuyla ilgili değerlendirmesini öğrenin. Hazırlop çözümler önermeyin. Önerdiğiniz çözüm yolu tamamen doğru olsa bile, çocuğunuz ile beraber konuyu tartışarak olası çözüm yollarını değerlendirmek önemlidir. Bu, çocuğunuza sorun çözme becerilerini kazandırır. Herhangi bir sorun ile ilgili çözüm yolu düşündükten sonra bunu gerçekleştirmek için gerekenleri onunla adım adım planlamaya çalışın. Başarılarından zevk alın. Sadece başarısızlıklar üzerine odaklanmayın” diye konuştu.

    SIKINTILARI YÜZÜNE VURMAYIN!

    Ailelerin çocukları hakkındaki endişelerini dışa yansıtmaması gerektiğine vurgu yapan Öner, “Kendi endişelerinizi çocuğa yansıtmayın. Sizi endişelendiren ne ise, bunu çocuğunuzla uygun bir şekilde paylaşın ve ne yapılabileceğini konuşun. Olumsuz bir durumda da sizinle konuşabileceğini hissetmesini sağlayın. Bu, sadece ‘Benimle her konuda konuşabilirsin’ diyerek yapabileceğiniz bir şey değildir. Davranışlarınız da buna uygun olmalıdır. Yani, çocuğunuz size bir sıkıntısını anlattığı zaman aşırı tepkiler vermemeli, konuyu etraflı bir şekilde anlamaya çalışmalı, duygusal destek vermeli ve beraber çözüm aramalısınız. Çocuğunuzun size anlattığı sıkıntılarını daha sonra yüzüne vurmayın. Çocuğunuzla onu rahatsız edecek şekilde dalga geçmeyin. Özellikle kız çocuklarının vücutlarının nasıl göründüğü ve kiloları ile ilgili yorum yaparken çok dikkatli olmalısınız” ifadelerini kullandı.

    ÖĞRETMENİ DE DEĞİLSİNİZ

    Ailelere, “Çocuklarının arkadaşlarını iyi tanımadan veya onlarla ilgili yeterli bilgi edinmeden olumsuz yorumlar yapmayın” tavsiyesinde bulunan Öner, “Olumsuz bir yorum yapacaksanız, bunu iyi bir şekilde izah edebilecek durumda olmalısınız. Çocuğunuz ile ilgili olumsuzlukları paylaştığınız kişilere çok dikkat edin. Çocuğunuzun kimlerle ve hangi koşullarda yalnız kaldığına çok dikkat edin. İstismardan korunması için çocuğunuza sınırlarını korumayı öğretin ve bu sınırlara siz de saygı gösterin. Çocuğunuzun arkadaşı olmadığınız gibi, öğretmeni de değilsiniz. Akademik desteğe ihtiyacınız varsa bunu uygun bir şekilde almaya çalışın. Akademik başarı beklentisi konusunda çocuğunuzla açık bir şekilde konuşun ve onun ne düşündüğünü öğrenin. Gerçekçi olmayan hedefler koymayın” dedi.

  • Çocuk Yetiştirirken Yapılan Hatalar

    Çocuk Yetiştirirken Yapılan Hatalar

    Anne-babalar dikkat! Doğru çocuk yetiştireyim derken aman bu hatalara düşmeyin..

    Ebeveyn olarak en doğru şekilde çocuk yetiştirip en mutlu çocuk sizinki olsun istiyorsunuz ama bu hatalar çocuğun gelişimine darbe vuruyor.

    Siz ebeveynlere yardımcı olabilmek adına Bayındır Sağlık Grubu’nun hazırladığı ve Kadınlar Kulübü’nün düzenlediği mutlu çocuk yetiştirme yollarını ve çocuk yetiştirmede en sık yapılan hataları bir araya getirdik.

    Türkiye İş Bankası iştiraki Bayındır Söğütözü Hastanesi Çocuk Gelişimi Uzmanı Birgül Bayoğlu, çocuk yetiştirirken en sık yapılan hataları anlattı:

    -Mükemmel bir anne-baba olmaya çalışmak. Hataları kabul etmemek. Bu tutum çocuğu başarısızlığa iten durumlar olup ileride çocuğun hayatında sıkıntı yaratabilir.

    -Onları korumak adına sürekli “hayır” kelimesini söylemek. Her istenmeyen davranışında “hayır” dediğinizde çocuğunuzla sağlıklı iletişim kuramamanıza neden olur. İlk 2 yaş bu kelime için önemli.

    -Çocuğu koruyacağım diye çocuğun eli, kulağı, gözü olmak. Bu tutum özgüvenli birey yetiştirmeyi olumsuz etkiliyor.

    -Tablet ve telefon yerine onunla birebir ilgilenin. 3 yaşından önce çocuğa oyalanması için verilen tablet ya da telefon çocuğun dil gelişimini ve diğer zihinsel gelişimlerini etkiliyor.

    -Çocuğunuzla oyun oynamak için vakit ayırın ancak oyun sırasında onu sakın yönlendirmeyin. Oyun çocukların hayal penceresi olduğundan onlara oyunda müdahale etmeyin.
    Çocuk Yetiştirirken Yapılan Hatalar | 1

    -Çocuğun anneyle ve babayla olan iletişimde farklılıklar olur bunu tek yöne çekmeye çalışmayın.Çoğu ebeveyn çocuğunun babasıyla olan iletişimine çoğu zaman müdahalede bulunur kendisi gibi yaklaşmasını ister.

    -Çocuğun sorusunu doğru anlayarak cevap verin. Çocuğunuzdan gelen soruları ayrıntılı dinleyin ve öyle cevap verin.

    Sağlıklı ve doğru çocuk yetiştirmek istiyorsanız öncelikle çocuk gelişimi hakkında bilgi sahibi olmanız gerekir. Çocuğunuzun gelişimini takip ederek uzmanlardan destek alabilirsiniz.

    Çocuğunuzu doğru yetiştirmeye çalışmadan önce ona mutlu bir aile ortamı oluşturun. Gerisi kendiliğinden gelir.

  • Boşanma Kararı Çocuğa Nasıl Açıklanmalı?

    Boşanma Kararı Çocuğa Nasıl Açıklanmalı?

    Çocuğunuzun boşanma kararınızından en az şekilde etkilenmesini istiyorsanız, bunlara dikkat edin…

    Günümüzde birçok anne ve baba boşanmaya karar verdikten sonra bu durumu çocuğuna nasıl açıklayacağını bilemediğinden yanlış sonuçlara yol açabiliyor. İNDA Çözüm Odaklı Danışmanlık ve Eğitim Merkezi’nden Uzman Klinik Psikolog Özden Sevil, boşanmaya karar veren ebeveynlerin bu süreçte çocuklarıyla ilgili nelere dikkat etmeleri gerektiği konusunda öneriler verdi.

    Boşanmaya karar veren çiftler, bu kararlarını çocuklarına nasıl açıklamalı? Bu süreçte nasıl hareket etmeli, hangi davranışlarına dikkat etmeliler? İNDA Çözüm Odaklı Danışmanlık ve Eğitim Merkezi’nden Uzman Klinik Psikolog Özden Sevil, anne ve babalara bu konuda tavsiyelerde bulundu.

    Ortak bir dil ve dürüstlük

    Çiftlerin boşanmaya karar verdikten sonra bunu çocuğa birlikte anlatmaları gerektiğini söyleyen İNDA Çözüm Odaklı Danışmanlık ve Eğitim Merkezi’nden Uzman Klinik Psikolog Özden Sevil; “Eğer ayrı ayrı konuşarak açıklamaları gerekiyorsa da ortak bir dil kullanmalı ve en önemlisi dürüst olmalılar. Dürüst olmak için boşanmanın bütün detaylarını çocuğa anlatmak gerekmez. Özellikle küçük yaşlardaki çocuklara boşanmayı anlatırken, onların anlamlandırabileceğinden daha detaylı bilgiler vermek kafalarının karışmasına sebep olur. Anne ve baba birlikte “Artık eskisi kadar iyi anlaşamıyoruz” şeklinde bir açıklama yapabilir.” dedi.

    “Anne ve babalar boşanma kararlarını açıkladıklarında, çocuk bu durumun onun hayatında nasıl bir değişikliğe yol açacağını bilmek ister.” diyen Sevil; “Belirsizlik, çocuklarda kaygı, korku ve endişe uyandırır. Anne babalar, onun hayatında nelerin aynı kalacağını, nelerde nasıl bir değişiklik olacağını somut örneklerle çocuğa açıklamalıdır.” diye konuştu.

    Çocuğu mesaj iletmek için kullanmayın!

    Özden Sevil, anne ve babaların çocuklarına yapacakları açıklamayla ilgili olarak şu önerileri ekledi: “Birbirlerini suçlamadan açıklama yapmalı ve çocuğu taraf tutmak durumunda bırakmamalıdırlar. Anne ya da baba karşı tarafı suçladığında ya da “annen/baban beni artık sevmiyor”, “annen/baban ayrılmak istedi” gibi açıklamalar yaptıklarında çocuklar ister istemez bir tarafı tutmak zorunda kalırlar ve her çocuk için bu ağır bir yüktür. Ayrılık sonrası görüşmelerde anne ve baba çocuğu arada laf taşıyan bir konuma düşürmemeli, çocuk aracılığı ile diğer ebeveyne mesaj iletmemelidirler.”

    Çocuğun her detaydan haberi olmamalı

    Boşanmanın çocuk açısından en önemli sonuçlarından biri de kuşkusuz velayet konusu. Velayetle ilgili karar sürecinde çocuğa, kimde kalmak istediği gibi bir soru sorulmaması gerektiğini söyleyen İNDA Çözüm Odaklı Danışmanlık ve Eğitim Merkezi’nden Uzman Klinik Psikolog Özden Sevil; “Bu kararın sorumluluğu anne ve baba olarak yetişkinlere aittir. Hiçbir çocuk anne ya da babası arasında bir tercih yapmaya zorlanmamalıdır. Okul öncesi ya da ilkokul dönemindeki çocuklara onların anlamlandırabileceği şekilde açıklama yapılmalıdır. Örneğin; “Okula gittiğin günlerde annenin/babanın yanında kalacaksın. Okulun tatil olduğu günlerde benim yanımda kalacaksın” gibi. Ergenlik dönemindeki çocuklar, velayetin ne demek olduğunu merak edebilir ve sorular sorabilirler. Anne-babalar bunun yasal öncelikle ilgili olduğunu, anne ve babalık olarak bir değişiklik anlamına gelmediğini ve yetişkin olarak, bu konuyla ilgilendiklerini söyleyebilirler.” dedi.

    Özden Sevil velayet konusu ile ilgili olarak şu bilgileri verdi: “Velayetin anne ya da babada olması halinde, diğer ebeveynle çocuğun görüşmesi düzenli aralıklarla ilerlemelidir. Eğer belirlenen günde çocuğu görmeye gelemeyecekse anne/baba bunu önceden haber vermelidir. Anne ya da baba şehir dışındaysa ya da uzakta yaşıyorsa internetten görüntülü konuşma, telefon gibi araçlarla iletişim devam ettirilmelidir. Eğer anne ya da babanın yeni bir ilişkisi söz konusuysa, çocuğa anne/babanın birlikte olduğu partneri ile ilgili sorular sorulmamalı, çocuk arada bırakılmamalıdır.”

    Anneyi ve babayı sıklıkla görmeli

    Çocuğun sağlıklı gelişimi için hem annesi hem de babası ile olan ilişkisini sürdürmesinin önemli olduğunu söyleyen Sevil; “Çocuğun, ebeveynlerden biri tarafından ihmali, istismarı gibi bir durum yoksa, ikisi ile düzenli görüşmeye devam etmelidir. Çocuğun her iki evde de rutin bir düzeni olmalıdır. Eğer çocuk babası ile sadece hafta sonları görüşüyorsa, iki gün sadece eğlenceli aktivitelere ayrılmamalı, hafta içi uygulanan düzenin devamı şeklinde olmalıdır. Aksi durumlarda, anne çocuğun ödevlerine yardımcı olmak, okulla işbirliği kurmak, fiziksel bakımını sağlamak gibi sorumlulukları üstlenirken, baba sadece hafta sonu eğlencelerini, tatilleri üstlenmiş olabiliyor. Anne-babalar, çocukla ilgili konularda bir araya gelip ortak kararlar alabildiklerinde, çocuk boşanma sonrası sürece daha kolay uyum sağlayabilir.” dedi.

    Olumsuz iletişimden uzak tutun

    “Çiftler ayrılmaya karar verdikten sonraki süreç anne, baba ve çocuklardan daha fazlasını kapsayabiliyor. Özellikle bizim kültürümüzde çiftlerin kendi aileleri de sürece dahil olabiliyorlar. Çocuklar anne babalarından olmasa da diğer akrabalardan anne ya da babayı suçlayıcı açıklamalar duyabiliyorlar.” diyen Özden Sevil; bu nedenle çiftlerin diğer aile üyelerinin çocukla iletişimini yakından gözlemlemesi ve gerektiğinde müdahale etmesi gerektiğini söyledi. Ya da süreci yönetebilecek, “onlar senin annen ve baban ve hep öyle olacaklar ve seni hep çok sevecekler” dilini koruyabilecek akrabalardan da destek isteyebileceklerini belirtti.

    Olumlu iletişim kuran kişilerle konuşmalı

    Boşanma sürecinin çiftler için de zorlayıcı bir süreç olduğunu ve anne ve/veya baba için bu süreci yönetmenin kolay olmayabileceğini söyleyen İNDA Çözüm Odaklı Danışmanlık ve Eğitim Merkezi’nden Uzman Klinik Psikolog Özden Sevil; “Bu durumda kendileri bir uzmandan destek alabilirler. Okulla işbirliği yapmak, çocuğun arkadaşlarıyla vakit geçirmesini sağlamak, çocukla olumlu iletişimi olan aile üyelerini devreye sokmak da önemli koruyucu faktörlerdir.” dedi.

  • Sağlıklı ve mutlu bir cinsel yaşam için evlerde ebeveyn banyosu şart…

    Sağlıklı ve mutlu bir cinsel yaşam için evlerde ebeveyn banyosu şart…

    Yaz aylarında yeni bina yapımının ve eski evlerde tadilatların arttığına dikkat çeken Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CiSED), şimdiye kadar pek gündeme gelmeyen ancak oldukça önemli bir konu olan ses yalıtımı, ebeveyn banyosu ve ev ergonomisinin cinsel yaşam üzerindeki etkileri hakkında çarpıcı bir basın açıklaması yaptı.

    Evlerde ses yalıtımı ve ebeveyn banyosu yapımını zorunlu olmalıdır

    Ülkemizdeki evlerin çoğunun çiftlerin sağlıklı bir cinsellik yaşamaları için uygun olmadığını söyleyen CİSED Genel Başkanı Dr. Cem Keçe; “Yeni bina yapımının ve tadilatların arttığı şu günlerde hem evinde tadilat yaptıracaklara hem de Türkiye Müteahhitler Birliği’nin ve inşaat sektörü çalışanlarının dikkatini odaların ses yalıtımına, ebeveyn banyosunu ve ev ergonomisine çekmek istiyoruz. Özellikle evde diğer aile büyükleriyle birlikte yaşayan evli çiftler ve çocuklu çiftler odalardaki yalıtımın yetersiz olması sebebiyle cinsel yaşamlarında sıkıntı yaşayabiliyorlar. Sevişme sırasında çıkardıkları seslerin duyulacağı endişesiyle kendilerini kontrol etmek zorunda kalıyorlar ve cinsellikten keyif alamıyorlar. Hatta bu durum zamanla çift arasında tartışmalara ve cinsel sorunlara da yol açabiliyor. Bu nedenle Türkiye Müteahhitler Birliği’nin yeni evlerde ses yalıtımına ve ebeveyn banyosu yapımına özen göstermesi, ülkemizin cinsel sağlığı ve toplumsal huzuru için çok önemli bir meseledir. Ayrıca yasa koyucuların ve diğer yasal mercilerinde İskân Kanunlarında ses yalıtımını ve ebeveyn banyosu yapımını zorunlu kılması gerekir.’’ dedi.

    Ev ergonomisi nedir?

    Her yıl yaz aylarında çok sayıda ailenin evlerinde tadilat yaptığını ve inşaat sektörünün canlandığını belirten CİSED Genel Sekreteri ve CİSED Medya ve Halkla İlişkiler Koordinatörü Psikolog Serap Güngör; “Evlerde yapılan fiziki değişikliklerde cinsel yaşamın da dikkate alınması gerekiyor. Ergonomi dediğimiz kavram bizim ülkemizde çok fazla bilinmiyor. Ergonomiyi kısaca fiziksel çevrenin insanla uyumunun sağlanması olarak tanımlayabiliriz. Kişinin fiziksel ve ruhsal sağlığı ve mutluluğu için ergonominin önemi büyüktür. Evin tasarımı kişilerin ihtiyaçlarına uyun olduğunda hem hayatları daha kolaylaşır hem de aile ve iş hayatındaki verimlilikleri artar. Ev ergonomisi cinsel mutluluğa da katkı sağlar.” dedi.

    Küçük yaştaki çocuklar sevişme seslerini yanlış anlamlandırabilir

    Anne-babalarının sevişirken çıkardığı sesleri duymanın çocuklar üzerinde olumsuz etkilerinin olabileceğine dikkatçeken CİSED Genel Başkanı Dr. Cem Keçe; “Cinsel ilişki sırasında kişiler özgür olmalı ve diledikleri gibi kendilerini ifade edebilmelidir, ancak odaların yalıtımı yetersiz olduğunda anne-babaların çıkardığı sesler çocuklar tarafından duyulabilir. Özellikle küçük yaştaki çocuklar sevişme seslerini yanlış anlamlandırabilir ve babalarının annelerine kötü bir şey yaptığını düşünerek, babaya karşı öfke duyabilirler. Yine küçük yaşta bu tür sesleri duymak çocukta cinselliğe ilişkin vaktinden önce bir merak ve ilgi gelişmesine neden olabilir.’’ dedi.

    Mahremiyet duygusu çocukları istismarlara karşı koruyan bir sigortadır

    Sağlıklı bir cinsel yaşam için mahremiyetin önemli olduğunu söyleyen CİSED Genel Sekreteri ve CİSED Medya ve Halkla İlişkiler Koordinatörü Psikolog Serap Güngör; “Mahremiyet insanın özelidir, bir ihtiyaçtır ve bir özgürlüktür. Ebeveynler mahremiyet anlayışını ve utanma duygusunu, küçük yaşlardan itibaren çocuklarına kazandırmalıdır. Çünkü mahremiyet duygusu geliştiren çocukların istismar riski azalırken, sağlıklı cinsel kimlik gelişimleri de hızlanır. Mahremiyet duygusu çocuğu istismarlara karşı koruyan bir sigortadır.” dedi.
    Sağlıklı ve mutlu bir cinsel yaşam için evlerde ebeveyn banyosu şart

    Evlerde anne-babaya ait bir ebeveyn banyosunun bulunmasının da önemine dikkat çeken belirten CİSED Genel Başkanı Dr. Cem Keçe; “Bizim toplumumuzda inançlarımız gereği cinsel ilişkiden sonra banyo yapılır, ancak ebeveyn banyosu olmadığında çiftler sıkıntı yaşayabiliyorlar ve eğer ev kalabalıksa banyo yapmamak için cinsel ilişkiye girmekten bile kaçınabiliyorlar. Özellikle anne-babalarıyla birlikte oturan yeni evli çiftlerde bu duruma sık rastlanıyor. Yeni gelin kayınvalide ve kayınpederden utandığı için eşiyle birlikte olmak istemiyor ve zamanla bu cinsel isteksizliğe dönüşebiliyor. Cinsel isteksizlikle bize başvuran genç çiftlerin çoğunda sorun bundan kaynaklanabiliyor.” diye ekledi.