Etiket: düzeltme

  • Ultrasonik Rinoplasti : Burun estetiğinde ultrasonik kemik şekillendirme

    Ultrasonik Rinoplasti : Burun estetiğinde ultrasonik kemik şekillendirme

    Op. Dr. Emre İlhan Burun estetiği ameliyatlarında biz cerrahları en çok zorlayan aşamalardan biri kemiklerin şekillendirilmesidir. Bu aşamada kontolün sağlanması klasik kemik kesme yöntemleri ile çok zordur ve başarılı bir burun estetiğinin olmazsa olmazıdır.Osteotomi denilen kemiklerin kesilmesi işlemi için günümüzde pek çok farklı yöntem kullanılmaktadır.Sıklıkla kullanılan yöntemler burun kemiklerinin çekiç ve keski ile kesilmesi,motor sistemleri ile kesilmesidir.Günümüzde bu işlem için hala klasik yöntemler olan osteotom (keski) ve çekiç kullanılması ile burun kemiklerinin kırılması çokca tercih edilmen bir yöntemdir. Osteotomi için artık çok daha zarif ve ince yeni bir yöntem var.Bu yöntemin ismi ultrasonik kemik kesme ve şekillendirme yöntemi.Yani:Ultrasonik Rinoplasti.

    Osteotomi (kemik kesme ve kırma) hastanın ameliyat sonrasında yüzünde oluşan şişlik ve morlukların en büyük sebebidir. Şişlik ve morlukların oluşma sebebi burun kemikleri kesilirken bu bölgedeki damarlarda zedelenme olması ve doku içine bu damarlardan olan kanamalardır. Ultrasonik Rinoplasti sayesinde ameliyat sırasında kemikler görerek ve milimetrik olarak ölçülerek çok zarif ve çok kontrollü bir şekilde kesilebiliyor.Bu yöntem burun kemiklerinin yüzle birleştiği bölgedeki damar yapılarına hiç zarar vermediği için bu yöntemi uyguladığımız hastalarda morarmanın neredeyse hiç olmadığını ve göz çevresinde sadece hafif bir sararma olduğunu gözlemliyoruz. Bu güne kadar binlerce ameliyat yapmış bir burun uzmanı olarak şunu söyleyebilirim ki hastalarımızın burun estetiği ameliyatları ile ilgili en çok korktukları şey şişlik ve morluklardır. Yüzdeki bu morluklar hastanın iyileşme sürecini uzatarak sosyal yaşama erken dönmesini engeller. Ultrasonik rinoplastide ise bu aşama kullandığımız ultrasonic aletler sayesinde hasta için son derece konforlu geçmektedir. Bu teknikle ameliyat ettiğimiz hastalarda morarmanın hiç olmadığını,renk değişiminin ve şişliklerin en aza indiğini gördük.

    Ultrasonik rinoplasti dünyada burun estetiği ameliyatlarında çok az kişi tarafından bilinen ve yeni kullanılan bir teknik. Bu yönetm Amerika’da FDA onayı almış ve son derece güvenle kullanılmaktadır. Ben bu yöntemi New York’da en son katıldığım uluslarası kongrede Dr.Greywoode isimli bir burun cerrahının konferansında dinledim ve yine Fransa ve Almanya da çok az sayıda neredeyse tüm dünyada bir elin parmaklarını geçmeyecek sayıda seçkin rinoplasti cerrahı taraından kullanıldığını öğrendim.Yöntem asıl olarak beyin ameliyatlarında kemiklerin kesilmesi sırasında beyin dokularına zarar vermeyecek bir yöntem olarak geliştirilmiş ve daha sonra çene cerrahisine adapte edilmiş.Çok sayıda rinoplasti yapan bir cerrah olarak ,bugüne kadar hep bu ameliyattaki eksik parçanın kemiklerin şekillendirilmesinin daha zarif yapacak ve çevre dokulara zarar vermeyecek kontrollü bir alet olduğuna inandım.Ayrıca hastaları en çok korkutan ve zorlayan morluk ve şişliği çözecek bir yöntem arayışında oldum.Bu yönetmi öğrendiğim anda bunun rinoplasti ameliyatının geleceği olduğuna inandım ve Türkiye’ye geldiğimde bu yönetemle çalışan bir sistem edindim rinoplasti ameliyatı için bıçak uçlarını hastarımda kullanmaya başladım.Bu yönetmin getirdiği hasta konforu ve sonuçlara yansıyan kontrol ve zarafeti hastalarım yararına kullanmaya başladım.Şu ana kadar gördüklerimiz bizleri çok etkiledi ve yöntemle ilgili Ar-Ge çalışmalarına da başladık.

    Ultrasonik rinoplastinin en büyük avantajı kullanılan ultrasonic bıçağın çevrede ki yumuşak dokulara zarar vermemesi. Kemik üzerindeki cilt,damar yapıları ve kemiğe bitişik kıkırdak dokular ultrasonic bıçak kullanılırken kesinlikle zarar görmemektedir. Bu durum hastaların şişliklerinin ve morluklarının daha az olmasını kesin olarak açıklıyor.

    Ultrasonik keskiler ve törpüler günümüzde beyin cerrahisi başta olmak üzere tıbbın pekçok alanında kullanılmaktadır.Yapılan beyin ameliyatlarında kafatası kemiklerinin kesilmesi için kullanılan bu yöntem beyin dokusuna kesinlikle zarar vermemektedir. Diş hekimleri de artık implant başta olmak üzere çene kemiği ile ilgili ameliyatlarda ultrasonic aletleri kullanmaktadırlar.

    Klasik osteotomi yöntemlerinde kullanılan keski ve çekiçlerle kontrollü kırık hattı oluşturmak mümkün değildir. Ultrasonik rinoplastide ise kemikleri düz hatlarda istediğimiz açılarda kesebiliyoruz. Bu da estetik açıdan yaptığımız işe yansıdığı için artık burun yanlarındaki kemikleri daha iyi inceltebiliyoruz. Kemiklerin kontrollü kesilmesi ile ultrasonic olarak ameliyat ettiğimiz hastaların burunları daha zarif ,ince ve doğal hatlara sahip oluyor. Burun sırtının daha ince görünmesi ve tabiri caizse kalemle çizilmiş gibi zarif sonuçların elde edilebilmesi biz cerrahların ameliyat sonuçları ile ilgili daha fazla kontrollü olmamızı sağlıyor. Tıbbın her bölümünde olduğu gibi burun ameliyatlarında da her geçen gün yeni gelişmeler görülüyor Benim tüm amacım dünyada kullanılan yeni teknolojilerin gerisinde kalmadan kişisel tecrübe ve becerilerim doğrultusunda hastalarım için en iyisini yapabilmek. Binlerce burun estetiği yapmış bir cerrah olarak şunu gönül rahatlığı ile söyleyebilirim ki ultrasonic rinoplasti hem hasta konforu hemde estetik açıdan diğer yöntemlerden daha üstün.

    Özetle Ultrasonik Kemik Şekillendirlmesi Avantajları:

    • Yumuşak doku travmasını sıfıra indiriyor.Böylece morluk şişlik neredeyse hiç olmuyor.
    • Çok kontrollü kesiler sayesinde kalemle çizilmişçesine hatlar oluşuyor.
    • Daha zarif burun sırtı burun ucu geçişi sağlıyor.
    • Keski ve çekiç yöntemi veya mikromotor sistemleri ile oluşabilen kontrol dışı kemik kırıklarını tamamen önlüyor.Böylece burun kemiği ile yüz kemikleri arasında oluşan basamak şeklindeki kötü görünüm yaratan bozuklukları önlüyor.
    • Yumuşak dokulara çevredeki kan damarları ve kıkırdaklarda zedelenmeye neden olmadığı için ameliyat sonrası dönemde iyileşme daha hızlı oluyor ve bu sayede hastalar günlük hayatlarına çok daha hızlı dönebiliyor.
    • Milimetrik olarak ölçülebilen kemik şekillendirilmesi ile daha öngörülü sonuçlar elde edilebiliyor.Ve bu da sonuçların daha tatminkar olmasını sağlıyor.Hasta tatminini arttırıyor.
    • Rinoplasti sonrası görülen komplikasyon ve istemeyen durumları azaltıyor.

    ULTRASONİK RİNOPLASTİ İLE KALEMLE ÇİZİLMİŞ GİBİ ZARİF,İNCE,DOĞAL HATLAR……..

    Sosyal medya hesapları
    Facebook
    Twitter
    Youtube
    Blog

  • Güzelleşmenin doğal yöntemi; YAĞ TRANSFERİ

    Güzelleşmenin doğal yöntemi; YAĞ TRANSFERİ

    Yağ dolgusu operasyonları vücudun hemen hemen her bölgesinde kullanılıyor. Yapılan yağ enjeksiyonlarıyla popo, meme, baldır büyütmek, ayak bileği kalınlaştırmak, bacaklardaki şekil bozukluklarını gidermek de mümkün. İmep Estetik’ten Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. İlker Manavbaşı, yağ dolgusu işlemiyle ilgili merak edilenleri açıklıyor.

    Yağ Dolgusu Yağ Transferi ile Yeni Bir Görünüm Kazanın

    Her kadının şikayetçi olduğu yağların, bir gün güzelleşmek için kullanılan sihirli bir çözüm olacağı kimsenin aklına gelmezdi. Günümüzde vücudun herhangi bir bölgesinden alınan yağlar, gözaltı, elmacık kemikleri alın başta gelmek üzere; el sırtı, popo, göğüs, ayak bileği, basenlerde istenen görünümü elde etmek amaçlı uygulanıyor.

    Yağ transferi işlemiyle ilgili bilinmesi gerekenleri açıklayan Opr. Dr. İlker Manavbaşı, “Yağ transferi, kişinin herhangi bir yerinden alınan yağın vücudun başka bir yerine enjekte edilmesi işlemidir. Pek çok kadında bölgesel yağ fazlalığı olduğu gibi, bir kısmında da bölgesel yağ eksikliğine bağlı kontür bozukluğu görülür. Bu sorunların düzeltilmesi, vücut yağlarının fazla olduğu bölgelerden az olduğu bölgelere transfer edilmesi ile gerçekleşir. Bu yönteme, yağ şekillendirme anlamına gelen liposculpturing, liposhaping gibi isimler verilir.” diyor.

    Vücuttan alınan yağlar kısa sürede tekrar vücuda verilmeli

    Yağ fazlalığı olan bölgelerden liposuction yöntemi ile alınan yağlar, yine benzer kanüllerle, yağ eksikliği olan bölgelere verilir. Bu bölgeler, genelde; basen-bel arası, poponun üst kısmı, uyluk iç-orta kısmı ve baldırlar olur. Verilen miktar, liposuction ile alınan yağ dokusuna bağlı olarak toplamda 1 litreye yaklaşabilir. Verilen yağ miktarının yaklaşık yüzde 40’ı birkaç ay içinde vücut tarafından emilse de kalan miktar hastayı memnun eder. Hastaya sadece yağ enjeksiyonu yapılacak ise çoğu zaman sedasyon ve lokal anestezi yapılır. Ancak bu işlem başka bir ameliyat ile beraber yapılacaksa genel anestezi tercih edilir.

    Yağ Dolgusu

    Opr. Dr. İlker Manavbaşı, yağ transferi işlemi sırasında dikkat edilmesi gerekenleri ise şu şekilde açıklıyor: “Alınan yağlar o anda herhangi bir işleme tabi tutulmadan transfer edilebilir. Çünkü yağları saklamak canlı yağ hücresi sayısını ciddi miktarda azaltır. Yağ dokusu çok hassas bir dokudur, sıcaklık, kuruma ve fiziksel stresler ile hemen canlılığını kaybeder. Yaklaşık bir saat süren bir zaman zarfında bu işlemler tamamlanmalıdır. Eğer daha uzun sürecek ise alınan yağın soğutulması gerekmektedir. Ancak alınan yağların saklanarak başka bir seansta tekrar enjekte edilmesi önerilen bir yaklaşım değildir. Bu tip uygulamalarla canlı yağ dokusu son derece azalmaktadır. Alınan yağ miktarı, enjekte edilecek bölgenin durumuna göre değişir. Örneğin yüze ve ellere genelde 15-45 cc yağ enjekte etmek yeterli olurken, popoya ve göğüse 600-700 cc enjekte edilebilir.

    Yağ Transferi hem doğal, hem risksiz

    Yağ transferi ile hem bölgesel incelme sağlandığını, hem de istenilen bölgede arzu edilen şekle kavuşulduğunu belirten İlker Manavbaşı, “deyim yerindeyse bir taşla iki kuş vurulur” diyor: “İşlemde amaç fazlalıkları almaktan öte, transfere yetecek kadar yağ almaktır. Yağ dokusu çok ince liposuction kanülleri ile alındığı için birkaç milimetrelik kesi ile bu işlemler yapılabilmektedir. Bu küçük operasyonda yağ çekilen yerler kendiliğinden iyileşir, yara izi kalmaz. Hatta hastalar işlem yapılan yeri bile fark etmezler. Operasyondan birkaç gün sonra hasta işine, normal hayatına rahatlıkla dönebilir. Her hastaya kendi yağı kullanıldığı için hastalık kapma riski de yoktur.

    Opr. Dr. İlker Manavbaşı, yağ transferinin aynı zamanda yanık izleri veya travmaya bağlı yumuşak doku eksikliği durumlarında da çözüm sunduğunu belirtiyor ve ekliyor: “Enjekte edilen yağ kişinin kendi dokusu olduğu için vücudun bunu kabul etmemesi gibi bir durum söz konusu olamaz. Ayrıca enjekte edilen yağ dokusunun içindeki kök hücreler sayesinde enjekte edildiği bölgede hücre yenilenmesine katkı sağlar. Hasta açısından değerlendirdiğimizde ve piyasadan temin edilen geçici dolgularla karşılaştırıldığında steril şartlar ve ek cerrahi aletler gerektirir. Fakat bu sayede hasta kalıcı bir sonuç elde edilmiş olur.

    Vücut güzelleştirmede en kalıcı çözüm;Yağ dolgusu

    Yağ enjeksiyonu, etki süresi olarak kalıcı dolgu kategorisindedir. Enjekte edilen yağlar uygulanan tekniğe göre yüzde 40-70 oranında kalıcıdır. Yağ enjeksiyonu temelde iki bölgeye yani; yağ içeren ve içermeyen bölgelere uygulanır. Bu iki farklı bölgede enjekte edilen yağlar farklı davranış sergilerler. Dudak, el sırtı, alın gibi normalde sadece çok ince cilt altı yağ dokusu içeren bölgelerde bu yağların hiçbir zaman erimeyeceği kabul edilmektedir. Elmacık kemikler, şakak bölgesi gibi bölgelerde ise enjekte edilen yağların o bölgelerdeki yağların fizyolojik değişimine uğrayacağı ve çok uzun yıllar varlığını devam ettireceği tespit edilmiştir. Bu sürenin de uzunluğu göz önüne alındığında tüm bölgelere enjekte edilen yağ dokusunun kalıcı olduğu kabul edilmektedir. İlker Manavbaşı, burada belirleyici unsurun, vücut dokuları ile dolgu amacıyla uygulanan maddelerin uyumlu olması, vücuda zarar vermemesi olduğunu ve bu bağlamda, en uygun materyalin kişinin kendi yağı olduğunu belirtiyor.

    Yağ enjeksiyonu ortakları: Botoks ve PRP

    Botoks uygulaması, bir tür bakterinin ürettiği toksinin çok düşük dozlarda belli kasların içine verilmesi sayesinde o kaslarda geçici hareket kaybı elde edilmesini sağlar. Estetik cerrahide kullanımı ise; yüzde mimik oluşturan bazı kasların geçici fonksiyon kaybına uğratılarak zamanla oluşmuş kırışıklıkların düzeltilmesini içerir. Bunlar çoğunlukla, kazayağı, alındaki çizgiler ve boyun altı bantlarıdır. Botoks ile yağ enjeksiyonunun etkilerinin birbirlerinden çok farklı olduğunu belirten Opr. Dr. İlker Manavbaşı, birbirlerinin yerine değil birbirlerini tamamlayacak şekilde kullanılmalıdır açıklamasını yapıyor:

    Yağ Dolgusu

    “PRP, kişiden alınan kandan hazırlanan ve kan hücreleri tarafından üretilen bir takım hormonların daha konsantre hale getirilerek o kişinin arzu edilen bölgesine enjekte edilmesidir. Dolgu yapmak amacıyla kullanılmaz. Bu hormonların etkisi ile enjekte edilen bölgede, fibroblastlar, saç derisine uygulandıysa, saç kökü hücreleri uyarılarak, cildin daha gergin, tonunun daha artmış olması, lekelerin azalması ve saç köklerinin daha canlı hale gelmesi sağlanır. On beşer gün ara ile 4 seans uygulanması ve 6 ay sonra tekrarlanması önerilir. Yağ enjeksiyonu ile beraber kullanılması o bölgedeki gençleştirici etkiyi artırır.”

    Yüz ve El sırtı uygulamaları

    Yaşlanma sebebiyle yüzde yumuşak doku erimesi ve zayıflama aynı anda görülür. Kırışıklar da bu tabloya eşlik eder. Yaşlanmanın erken dönemlerinde yüzde zayıflık ve boşalmanın daha yoğun olduğu hastalarda uygulanması gereken ilk çözüm yağ enjeksiyonudur. Cilt altı dolduğunda mevcut kırışıklıklar da bir miktar açılacaktır. Yaşlanmanın etkisi sadece yüzde değil, el sırtında ve dekolte bölgesinde de gözlenir. Cilt altı dokularda incelme ve ciltte leke oluşumu en belirgin göstergedir.

    Bu sorunlara yönelik yapılan işlemlerin yine PRP ve yağ enjeksiyonu olduğunu vurgulayan İlker Manavbaşı, PRP ile cildin daha gergin, parlak ve canlı olurken yağ enjeksiyonu ile daha dolgun ve genç bir yapıya kavuştuğunu, kombine müdahalelerde başarının bir basamak yukarı taşınarak, çok doğal ve mutlu edici sonuçlar alınmaya başlandığını söylüyor.

  • Estetik ve sağlığın dışa açılan perdesi : Burun

    Estetik ve sağlığın dışa açılan perdesi : Burun

    Burun estetiği operasyonları ,dünyada yıllardır en çok yapılan estetik operasyonlar olmuştur. Hele ülkemiz gibi burun problemlerinin sıklıkla görüldüğü bir memlekette, en başta gelen estetik operasyon olmayı, yıllarca da devam ettirecek gibi görünmektedir.

    Burun hem estetik hem de sağlık açısından insanın dış dünyaya açılan penceresidir . İnsanlar birbirleriyle olan iletişimini karşılıklı, yüz yüze bakarak yaparlar. Bu açıdan ilk göze çarpan organ, yüzümüzün ortasındaki temel yapı olan burundur. Yüzde kaş ve göz ne kadar  güzel olursa olsun,  eğer burun gözlerin güzelliğini örtbas edecek kusurlara sahipse, tüm dikkatin kusurlu olan buruna kayması engellenemez. Bu durum, karşısındaki kişinin dikkatinin kusurlu  burunda yoğunlaştığını  hisseden  bireyde özgüven kaybına yol açar.  Tüm bunlar burnun yüz estetiğinde ne kadar önemli bir yer işgal ettiğinin,  sürekli iletişim halinde olan birey için özgüven anlamında ne kadar önemli olduğunun göstergeleridir.

    Burun sağlık açısından da dış dünyaya açılan en önemli penceredir. Çünkü; sağlıklı ve kaliteli bir yaşam için burundan rahat nefes alabilmek kadar önemli bir şey yoktur. Burnun temel işlevi olan solunum fonksiyonunun yerinde olması demek;  alınan havanın nemlendirilip,  ısıtılıp, temizlenmesi demektir ki;  bu durum alt solunum yollarının sağlığı  için hayati öneme sahiptir.  Ayrıca burnun koku fonsiyonunun iyi olması, yemekten cinselliğe kadar geniş bir yelpazeyi etkilediği unutulmamalıdır.

    Genel vücut sağlığı ve yüz estetiğinde başlı başına önem arzeden burnun, şekli ve fonksiyonları her zaman bütünün birer parçası olmalıdır. Asla ve asla burnun şekli için fonksiyonundan, fonksiyonu içinde şeklinden ödün verilmemelidir.  Yani estetik operasyon yapılacaksa burnun fonksiyonları korunmalı gerekiyorsa arttırılmalı, solunumu düzeltecek fonksiyonel bir ameliyat yapılacaksa da estetik sorunlar ortaya çıkmamalıdır. Şayet hem estetik hem fonksiyon açısından operasyon yapılacaksa her iki yönüyle de güzel bir sonuç aynı anda hedeflenmelidir.

    Burun estetiği operasyonları son yirmi yıla kadar kıkırdak ve kemik yapıların küçültülerek burnun küçültülmesi amacını taşıyan, “fonksiyonel estetik” kavramının pek düşünülmediği operasyonlardı. Sadece burnun küçük olmasını hedefleyen bu yaklaşım burnun fonksiyonlarının ihmal edilmesine neden olurdu.  Herkesin burnu tek tip, birbirinin kopyasıymış gibiydi. Bu tip burunlar estetik müdahale geçirdiği her halinden belli olan,  doğal görünümlü olmayan burunlar olarak karşımıza çıkardı. Küçük bir burna sahip olmak uğruna burnun fonksiyonlarının kaybolduğu hüzünlü sonla karşı karşıya kalmak kaçınılmaz sondu genellikle.

    Zamanla burnun fonksiyonlarının önemi iyice anlaşılınca güzel burun kavramı değişti. Artık “güzel burun”  kavramı başta burnun fonksiyonlarının çok iyi olduğu, rahat nefes alabilen, bunun yanı sıra estetik müdahale geçirdiği  belli olmayan, herkeste aynı tip değil kişiye özel olan, yüzle orantılı ve doğal görünümlü olarak değişti. Hatta ve hatta yapılan estetik operasyonla burnun fonksiyonlarına ekstra katkı amaçlanmaya başlandı.

    Burun, özel şekli sayesinde fonksiyonlarını yerine getirebilir. İdeal bir burun estetiği operasyonunda,  estetik- fonksiyon dengesi gözetilmesi gereken en önemli durumdur.  Yapılan estetik operasyonun  amacı fonksiyonları ve görünümü kötü olan bir burnu sağlıklı ve güzel görünümlü, doğal bir yapıya kavuşturmaktır.  Estetik ve sağlığın dışa açılan penceresi de her zaman bunu hak etmektedir…

    Op.Dr.Muhammet DİLBER
    Nose Estetik “Estetik Burun Ameliyatları”
    www.noseestetik.com , www.muhammetdilber.com

    Op.Dr.Muhammet Dilber Facebook 
    Op.Dr.Muhammet Dilber twitter

    İlgili yazıları ;

    – Burun estetiği ile birlikte yapılan operasyonlar 
    – Burun şekli nefes almayı etkiler mi ?
    – Doğal burun estetiği
    – Burun operasyonu öncesi öneriler
    – Burun estetiği operasyonlarında doğru zaman ?

  • Burun estetiği ameliyatları hakkında yanlış bilinenler

    Burun estetiği ameliyatları hakkında yanlış bilinenler

    Burun estetiği ameliyatları hakkında yanlış bilinenler

    Burun estetiği ameliyatları hakkında yanlış bilinenler | 1Her yıl Dünya’da yarım milyon insan burun estetiği ameliyatı yaptırıyor. Ülkemizde de son derece rağbet gören burun estetiği ameliyatı ile ilgili en çok merak edilenler ve yanlış bilinenleri Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Emre İlhan’a sorduk.

    Burun ameliyatından sonra burunda düşme oluyormuş, doğru mu?

    Hastalarımın görüşme esnasında bana en sık sorduğu sorulardan biri ‘burnum ameliyattan sonra düşecek mi?’ oluyor. Burada düşmekten kasıt burun sırtında çökme olması. Burnu taşıyan septum kıkırdağından aşırı miktarda çıkarılmazsa ve burun sırtını taşıyan kısımlar çıkarılmazsa, burunda ameliyattan 20 yıl sonra bile düşme olmaz. Günümüzün ‘yapısal rinoplasti’ yöntemi ile yapılan burun ameliyatlarından sonra bu tarz komplikasyonlar gözlenmemektedir. Bu yöntemi hastalarıma anlatırken şu örneği veriyorum : Nasıl ki bir binayı yaparken, binayı taşıyacak kolon ve kirişler, mühendislik ve fizik hesapları ile belirli bir güçte yapılıyorsa, biz de burnu yaparken burnu taşıyan mevcut yapıları koruyoruz ve bu yapıları güçlendiriyoruz. Böylece üstüne kurduğumuz çatıyı taşıyacak güçte bir yapı oluşturuyoruz.

    Günümüz estetik burun ameliyatı konseptinde amacımız; güçlü,doğal ve dengeli bir burun oluştururken ; fonksiyonları korumak, bunun yanıda uzun dönemde burunda çökmeler ve eğrilikler oluşmamasını sağlamaktır.

     Estetik burun ameliyatı sonrası nefes problemi  yaşar mıyım?

    Daha önce de bahsettiğimiz gibi ‘sağlıklı bir nefesin ilk şartı sağlıklı bir burundur’. Çevrenizde mutlaka ‘estetik burun ameliyatı oldum ama hala nefes alamıyorum burun tıkanıklığım arttı’ diyen insanlar vardır. Bu hastalara ben ve meslektaşlarım sık olarak rastlıyoruz. Bu hastaların çok büyük çoğunluğunda daha önceden burun içinde olan burun tıkanıklığı yaratan neden atlanarak burnun sadece dış görünümünü değiştirmek için bir ameliyat yapılmışken; bir kısmındaysa daha önceden burun tıkanıklığı yokken, yapılan ameliyatta burun kıkırdaklarının aşırı çıkarılması sonucu, burun yan duvarlarında güçsüzlük ve nefes alırken burun yan duvarlarında içe çökme meydana gelmiş oluyor. Bu hastalarda genellikle bu sorunu çözmek için ikinci bir ameliyat gerekmektedir. Ancak bu durum genellenmemelidir. Günümüzde uygulanan ‘yapısal rinoplasti’ konsepti ile nefes alma açısından hem burun içi hem de burun dışı bozukluklar beraber değerlendirilmektedir. Böylece burun içindeki kemik, kıkırdak eğrilikleri ile burun dışında burun tıkanıklığı yaratan eğrilikler, çökmeler, burun ucu düşüklükleri, burun orta çatı ve yan duvar zayıflıkları gibi şekil bozukluklarını aynı ameliyatta düzeltiyoruz. Burun tıkanıklığı şikayeti ile bana başvuran burun dış yapısında da bozukluk olan hastalarıma sağlıklı nefes alabilmesi için estetik burun ameliyatı öneriyorum.  Böylece burnun hem içi hem de dışını tek bir ameliyatla düzeltebiliyoruz. Böylece hasta hem daha iyi nefes alıp verdiği bir burna kavuşarak sağlığını geliştiriyor hem de estetik olarak yüzü ile uyumlu, dengeli bir burna kavuşarak görünümünü geliştiriyor.

    – SAĞLIKLI NEFES İÇİN SADECE BURNUN İÇİ DEĞİL DIŞI DA DÜZELTİLMELİDİR –

     Burun estetiğinden sonra çok ağrı oluyor mu?

    Halk arasında estetik burun ameliyatlarının çok ağrılı olduğu kanısı hakim olsa da bu ameliyat ağrılı bir ameliyat değil. Ameliyat sonrasında hastaların çok büyük çoğunluğu hiç ağrı tariflemiyor. Çok nadir olarak sızlama tarzında olan ağrılar genelde çok hafif oluyor ve ağrı kesicilere çok iyi yanıt veriyor.

    Burun ameliyatı sonrası gözler ve yüzde uzun süre şişlik ve morarma olur mu?

    Estetik burun ameliyatında burun tabanını daraltmak için burunun yüzle birleştiği yerden çok keskin aletlerle kemiği kesiyoruz. Bu sırada doku arasına sızan kandan dolayı göz çevresinde morarma ve şişlik olabiliyor. Bu durum hastadan hastaya değişmekle beraber genellikle 3. günden sonra azalıyor. Bu durum cerrahın travmatik çalışması ve anestezinin hastaya özel düşük tansiyonlu olması ile en aza indiriliyor. Bende ameliyatlarım sırasında anestezi den düşük tansiyonlu anestezi istiyorum ve hastalarımda çok yoğun şişme, morarma ile genellikle karşılaşmıyorum.

    Burun ameliyatlarında kullanılan tamponlar çıkarılırken hastaların çok canı yanıyormuş, doğru mu?

    İşte burun ameliyatlarının en korkulan kısm: Tampon!… Hastaların ‘beynimi çektiler doktor bey’ , ‘çek çek bitmedi’ dedikleri gazlı bez tamponları artık kullanılmıyor. Bu tamponlar çok eskilerde kaldı ve gerçekten rahatsız edici idi. Artık iki tip tampon kullanıyoruz; bunlardan ilki merocell denen ve süngerimsi bir madde, ikincisi ve benim genellikle tercih ettiğim; silikondan yapılmış hava yollu, splint denilen yaprak tarzı tamponlar. Bu tamponların burundan çıkarılması çok kolay ve hasta hiç ağrı duymuyor. Bu tamponlar ayrıca ameliyat sonrası burun içi yapışıklık oluşmasını da engelliyor.

     Estetik Burun Ameliyatından sonra burun çok kalkar, burun delikleri önden görünür mü?

     Gün içinde yolda, cafede, alışveriş merkezinde aşırı kalkık, sırtı çok oyulmuş, çok küçültülmüş burunları benim gibi sizler de görüyorsunuzdur. Bu durumda ‘benim burnum da bu şekilde mi olacak’ diye endişelenmeniz çok doğal. Ancak şunu bilmelisiniz ki;  bu burunlar eski moda 1960 -70 arasında moda olan burunlar. O zamanlardaki moda dergileriyle şimdikileri karşılaştırdığınızda anlatmak istediğimi daha iyi anlayabilirsiniz. Günümüzde çok aşırı kalkık sırtı kayık gibi oyulmuş,küçük burunlar yani ‘ameliyatlı’ görünümü olan burunlar ne hastalar ne de doktorlar tarafından tercih edilmiyor. Günümüzde burun sırtı çok oyulmamış, aşırı kalkık olmayan hem yüzün diğer unsurları ile uyumlu hem de kendi içinde dengeli ‘dogal’ görünümlü burunlar tercih ediliyor. Ameliyat felsefesi de kıkırdak ve kemikleri çıkarıp atmaktansa, iyiyi koruyup gereken yerlere ek yapmak,burun içi kıkırdaklarının yerlerini değiştirmek üzerine kuruluyor.

    Yazın burun ameliyatı olunmaz diye yaygın bir kanı var. Bu konuda ne söyleceksiniz?

    Eski yıllarda hekimler yaz aylarında ameliyat yapmazlarmış. Bunun nedeni sıcakta kanamanın daha fazla olması ve sıcakta ince işler yapmanın daha da zor hale gelmesiymiş. Ancak günümüzde hem ameliyathaneler hem de hasta odalarında klima sistemleri mevcuttur ve yazın ameliyat olmaya herhangi bir mani yoktur.

    Erkeklere estetik burun ameliyatı yapıldığında bayan burnu gibi oluyor… Burun estetiği yaptıracak erkeklere ne tavsiye edersiniz?

    Günümüzün estetik yüz konseptlerine göre bayan ve erkeğin ideal yüz özellikleri farklılıklar gösterir. bayan burnu erkek burnuna göre 5-15 derece daha kalkıktır. Ayrıca bayan burnunun sırtının yaklaşık 1-2 mm kavisli iken erkek burnu kökünden ucuna kadar dümdüz iner. Estetik burun ameliyatlarınının neredeyse %50 sini erkekler oluşturmaktadır. Eğer ameliyat sırasında yukarıda bahsettiğim erkek burnu özelliklerine uygun bir burun yapılırsa , bayan burnu gibi gözükmesinin aksine sizi daha erkeksi gösterecektir.

    Sinüzit ömür boyu geçmiyormuş diyorlar. Sinüzitin tedavisi mümkün mü?

    Özellikle kronik sinüzit uzun süren bir hastalık olmasına rağmen iyi planlanmış en az 2 aylık bir ilaç tedavisine yanıt verebilir. Eğer vermezse hastanın paranazal sinüslerinin tomografisi incelenerek, patolojinin yeri ve yayılımı belirlenir ve yapılacak ameliyat planlanır. Endoskopik sinüs cerrahisi kronik sinüzit tedavisinde çok başarılı ve minimal invaziv bir yöntemdir. Yani kısacası sinüzit kalp hastalığı,şeker hastalığı gibi ömür boyu süren bir hastalık değildir.

     

    İlgili Konular ;
    Güzelliğin şifresi güzel burun
    Başarılı bir burun estetiği nasıl olmalıdır?
    Burun estetiği yaptıracaklar dikkat!
    Güzel burun nasıl olmalı?
    Burun estetiği ile ilgili en çok merak edilenler
     

  • Güzel burun nasıl olmalı?

    Güzel burun nasıl olmalı?

    Güzel burun nasıl olmalı?

    Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Emre İlhan, burun estetiği yaptıracaklara önerilerde bulunuyor. Dr. İlhan güzel burnun tarifini yaparak, burun estetiğinin kişiye özel yapılması gerektiğinin altını çiziyor.emre ilhan


    Burun yüzümüzün ortasında bulunan ve bize bakıldığında dikkati en çok çeken yapıdır. Bu yüzden güzel ve doğal bir burun yüz güzelliği için vazgeçilmezdir. Aynı zamanda nefes alma, koku alma, havanın nemlendirilmesi, ısıtılması ve sesimizin bize özel olmasını sağlar. Yani estetik açıdan yüzümüze çok şey katar aynı zamanda insan sağlığı açısından çok önemli görevleri vardır.

    Burundaki şekil bozuklukları yüzünüzün kendi içindeki ahengini bozarak dış görünümünüzü etkiler, burun tıkanıklığına neden olarak sağlığınızı etkiler ve tüm bunların sonucu olarak psikolojinizi, insan ilişkilerindeki özgüveninizi etkileyebilir. İşte estetik burun ameliyatları tüm bu problemleri çözmek amacıyla yapılır. Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Emre İlhan, burun estetiği ameliyatı hakkında bilinmeyenleri anlatıyor…

    Estetik burun ameliyatı ile neler yapabiliyorsunuz?

    Estetik burun ameliyatı ile burun kemerli ise bu kemeri alabiliyor, burun ucu düşüklüğü varsa burun ucunu kaldırabiliyor, burun ucu çok kalkıksa normal konuma getirebiliyor, burun kökü gerideyse burun kökü ile alın arasındaki bölge doldurularak normalden kısa görünen burunu uzatabiliyor ve gözlerin birbirinden ayrık görümünü düzeltebiliyoruz .Burun ile üst dudak arası mesafe uzunsa kısaltabiliyor, kısaysa uzatabiliyoruz.Eğri burunları orta hatta alabiliyoruz.Burun delikleri ve kanatlarını küçültebilyoruz. Burun ucu top gibi ve kalın görünümlüyse inceltebiliyor yada sıkılmış gibiyse genişletebilyoruz.Ameliyat öncesinde hastanın bu değişikliklerden hangisine ne kadar ihtiyaç duyduğu planlanarak ameliyata ne yapılması gerektiğini bilerek giriyoruz.

    Planlama her hastaya özeldir. Her hasta için ayrı ayrı ve üzerinde bazen saatlerce çalışmayı gerektirecek kadar önemlidir.

    Burun şeklini düzeltmenin fonksiyona pozitif etkisi olur mu?

    Yapı olarak kötü olan burunun fonksiyonları da kötüdür.Yani burnu eğik veya çarpık olan , veya yan duvarları içe çökük sıkılmış gibi olan, iç kemiğinde eğrilik olan bir hasta nefes alamaz ve burun tıkanıklığı gelişir.Bu hastalarda burnun hem içi hem dışı birarada düzeltilmediği taktirde ne fonksiyonda iyileşme olur ne de estetik görünümde.Günümüzde burnun içi ve dışını bir bütün olarak ele almaktayız. Bunun sonucu olarak nefes almayı engelleyen burun kemiği eğriliği estetik burun ameliyatından önce değerlendirilmeli ve eğrilik varlığında mutlaka aynı ameliyatta düzeltilmelidir. Bu bozukluğun giderilmesi sadece fonksiyon açısından değil estetik açıdan da çok önemlidir.

    Estetik burun ameliyatlarındaki bilimsel gelişmeler sonucunda ameliyat felsefesindeki değişiklikler nelerdir?

    Burun ameliyat teknikleri de bilimin ve tıbbın ilerlemesi ve kazanılan tecrübe sonucunda 2000 li yıllardan sonra konsept değiştirmiştir. Burun anatomisinin daha iyi anlaşılması , estetik görüşün gelişmesi ve bu iki faktörün kombine edilmesi sonucunda, cerrahi bakış açısı ve düşünce yapısı değişmiştir.Bunun sonucunda doğal ve armonik estetik sonuçlar amaçlanırken , burun fonksyonlarını korumanın önemi anlaşılmıştır.

    1960 lı yıllarda estetik görüş ve burun anatomik bilgi ve ameliyat tekniklerinin yetersiz olduğu zamanlardaki “moda” burunlar, sırtı çok oyulmuş (kayık burun) ve domuz burnu olarak tanımlanan aşırı kalkık burunlar idi.Bu burunlar doğal olmayan ve ameliyatlı görünüme sahip burunlardı.Bu burunlar genellikle aşırı kıkırdak ve kemik çıkarılmasının estetik burun ameliyatlarının normu olduğu zamanlardaki teknikle yapılmış burunlardır.Günümüzde bu tarz burunlar istenmeyen ve “aşırı ameliyat kokan” burunlar olarak nitelenmektedir.

    Bu tarz ameliyatlar sonucunda ortaya çıkan aşırı küçültülmüş , kaldırılmış ,gözlerin birbirinden ayrı ve tabiri caizse “ablak” durmasına sebep olan burunlar günümüz estetik anlayışı ile uyuşmamaktadır.

    Günümüzde başarılı bir estetik burun ameliyatı dikkati buruna değil kişinin gözlerine yönelten , ameliyat olduğu belli olmayan( doğal) ve fonksyonlarını tam olarak yapabilen , uzun yıllar boyunca yaşlanma etkilerine karşı dayanıklı (çökme , eğrilme olmayan) burun yapmayı amaçlamaktadır.Benim de dikkatimi çeken artık estetik burun ameliyatı için başvuran hastaların hemen hepsinin doğal , göze çarpmayan , dikkat çekmeyen burun istedikleridir.

    Estetik burun ameliyatlarında amaç yüzün diğer bölümleri ile uyumlu , ve nefes alma problemi olmayan bir burun yapmaktır. Burun kendi içinde de denge içinde olmalıdır. Yani burunun sırtı, ucu, yüzle birleştiği bölümleri birbiri ile uyumlu olmalıdır.

    Peki güzel burundan ne anlamalıyız?

    Bize göre güzel burun eşitir doğal burundur. Burun sırtının aşırı oyulduğu ve burun ucunun çok kaldırıldığı burunlar doğal olmakan çok uzaktır.Çevrenizde bu şekide buruna sahip “ameliyatlı” olduğu belli olan birçok hasta görebilirsiniz. Bazı kişilerin burnu ise ameliyattan sonra yandan bakıldığında güzel ancak önden bakıldığında yüz ile uyumsuz veya eğri olabilmektedir . Estetik ameliyat olmuş bir burun sadece tek bir yönden bakıldığında değil her yönden güzel ve dengeli olmalıdır. En çok önem verdiğimiz ise burnun önden güzel olmasıdır. Çünkü tüm hayatımız boyunca insanlarla olan ilişkilerimizde yüz yüze iletişim kurarız ve insanlar yüzümüzü her zaman ön cepheden hatırlarlar.

    Her hastaya standart burun ameliyatı yapılmamalı, kişiye özel planlama ve kişiye özel ,tabiri caizse “terzi işi” burun ameliyatı yapılmalıdır.

    İyi yapılmış bir burun:

    • Doğal görünmeli kendi içinde ve yüzün diğer yapıları ile uyumlu olmalı.

    • Ameliyatlı bir burun görünümü olmamalı.

    • İnsanların dikkati burnunuzdan çok gözlerinize yöneltmeli.

    • Burun tıkanıklıkları aynı ameliyatta düzeltilmeli ve ameliyat sonrası nefes alıp verme daha iyi olmalı

    İlgili konular ;
    Ortalama Burun estetiği fiyatları
    Burun estetiği ile ilgili en çok merak edilenler
    Revizyon burun estetiği ile ilgili merak edilenler
    Güzelliğin şifresi güzel burun
    Burun şekli insan psikolojisini nasıl etkiliyor?
    Burundaki Hapşırma Hissi

  • Burun Estetiği ve Fiyatları

    Burun Estetiği ve Fiyatları

    Burun estetiğine ihtiyacınız varsa bu operasyonu emin ellere bırakmanız gerekmektedir. Araştırma yapılmadan yapılan operasyondan sonra ikinci kez ameliyat olma sorunu olabilir.

    Burnumuzla ilgili bir sorunumuz varsa çoğumuz bunu kafasına takar ve sorun yapar. Hatta bazı bayanlarımız aynaya bakmaya bile korkar.

    Düşünüldüğünde yaklaşık 1 saatlik bir operasyanla bu sorunu kökten halledebiliriz. Bu sorunu yok ederek kendimize olan özgüvenimiz daha da çok artacaktır.

    Bu ameliyat kesinlikle Uzman eller tarafından yapılmalıdır. Eğer nefes almanızda bir probleminiz varsa burun estetiğinden sonra nefes almanız daha kolaylaşacaktır.

    Burun Estetiği S.G.K karşılamadığı için özel olarak yaptırabilirsiniz. Fiyatları ortalama 700,00 ‘den başlayıp, 15,000,00 ‘ ye kadar gitmektedir. Lütfen Operasyonunuzu Uzman Ellere yaptırın.

    İlgili konular ;
    Ortalama Burun estetiği fiyatları
    Burun estetiği ile ilgili en çok merak edilenler
    Revizyon burun estetiği ile ilgili merak edilenler
    Güzelliğin şifresi güzel burun
    Burun şekli insan psikolojisini nasıl etkiliyor?
    Burundaki Hapşırma Hissi

  • Burun estetiği yaptırmak isteyenlere öneriler

    Burun estetiği yaptırmak isteyenlere öneriler

    Gün içinde yaşadığımız ortamlarda insanlarla yüz yüze iletişim kurarız, kurduğumuz ilişkilerde insanlar bizleri her zaman önce dış görünümümüzle değerlendirir.

    Eğer burnunuzun yüzünüzle uyumsuz olduğunu,veya burnunuzun yüzünüzde çok büyük durduğunu; insanlarla yüz yüzeyken burnunuzun yüzünüzü gölgelediğini düşünüyorsanız, aynada baktığınızda burun kemeriniz sizi rahatsız ediyorsa, burnunuzda eğrilik şekil bozukluğu varsa ve buna burun tıkanıklığı da eşlik ediyorsa veya burnunuzdaki küçük bir kemer yüzünden yüz görünümünüzü estetik olarak geliştirtirmek istiyorsanız siz estetik burun ameliyatı için adaysınız. Çünkü estetik burun ameliyatı ile tüm bu sorunlar çözülebilir.

    Peki bu ameliyat için uygun adayın taşıması gereken özellikler neler? Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Emre İlhan, burun estetiği yaptırmak isteyen kişilere önerilerde bulunuyor.

    Burun estetiği ameliyatı için uygun bir aday mısınız?

    Dünyadaki tüm otoritelerin bu konu ile ilgili birleştiği üç nokta:
    – Gerçekçi beklentiler
    – Sağlıklı bir vücut
    – Pozitif bir psikolojidir

    Bu üç özelliğe ek olarak;
    – Ameliyatı anlamak
    – Doktor ile sağlıklı iletişim
    – Ne istediğini ve ne istemediğini bilmeyi ekleyebiliriz.

    Bu özellikleri kısaca açmak gerekirse;
    Bu ameliyatın sonucunda beklentiniz, görüntünüzün estetik açıdan geliştirilmesi olmalıdır.Ameliyat sonrasında rahat nefes aldığınız, yüzünüz ile uyumlu,doğal (ameliyatlı görünümde olmayan)bir burna sahip olmak oldukça gerçekçi bir beklentidir.

    Gerçekçi olmayan ve aşırı mükemmelliyetçi olan adayları memnun etmek çok ama çok zordur. Bu yüzden bu ameliyattan ne beklediğinizi ve nasıl bir burun istediğinizi bilmeniz doktorunuzun ameliyatla ilgili motivasyonunu arttırır.

    Unutulmamalıdır ki basit estetik ameliyatı yoktur
    Adayın ameliyata engel teşkil edecek bir hastalığı olmamalıdır. Psikolojik olarak kötümser olan, kendi yüzünü ve vücudunu beğenmeyen hastalara oranla pozitif,sosyal kişilerin estetik burun ameliyatından daha fazla tatmin olduğu bir çok bilimsel yayında bildirilmiştir. Doktorunuz ile sağlıklı bir iletişim kurarak bu ameliyatın nasıl yapıldığını,neler yapılabileceğini ve neler yapılamayacağını tam olarak anlamanız ve doktorunuza ne istediğinizi tam olarak anlatmanız çok ama çok önemlidir.
    Bunun dışında burun derinizin çok kalın olması veya çok ince olması, daha önce burun ameliyatı geçirip geçirmediğiniz, sigara kullanıp kullanmadığınız,çenenizin çok önde veya çok geride olması, burun içinde ek bir ameliyat gerekip gerekmediği; ameliyatının türünü, cerrahın ameliyat planını ve sizin ameliyat sonrasında iyileşme durumunuzu direkt olarak etkilemektedir.

    Burun estetiği erkeklerde 17 bayanlarda 16 yaşından sonra yapılabilir. Üst sınır yoktur 70 yaşında bile istenirse bu ameliyat olunabilir.

  • Burun Ucu Estetiği (Tip plasti)

    Burun Ucu Estetiği (Tip plasti)

    Burun ucu estetik bakımdan çok önemlidir. Bu bölgenin genişliği ve açıları kişinin yüz ifadesini çok etkilemektedir. Deri inceliği burun ucuna doğru kalınlaştığından burundaki en kalın derili bölgedir. Burun ucu estetiği burnu oluşturan kemik yapıya dokunmadan sadece burun ucundaki kıkırdaklara ve/veya burun kanatlarına müdahale edilerek yapılan bir estetik operasyondur.

    Her hasta burun ucu estetiği için uygun olmayabilir. O yüzden hasta – doktor iletişimi çok önemlidir. Burun sırtında herhangi bir sorun olmayıp sadece burun ucunda düşüklük, kalkıklık, uzunluk, kısalık vb sorunların olduğu hastalara tavsiye edilmektedir. Burun ucu estetiğinde planlama çok iyi bir biçimde yapılmalıdır ki burnun geri kalan kısmına dokunulmayacağından, diğer bölgeler ile ( burun sırtı, burun-dudak açısı vs) ameliyat sonrası uyuma çok dikkat edilmelidir.

    İşlem genel veya lokal anestezi altında yapılabilir ve ortalama 30 dk -1,5 saat arasında sürmektedir. Tampon ve alçı kullanılmaz.

    Kaynak : nacicelik.com

  • Bölgesel yağlardan kurtulmak isteyenlere: Liposhaping

    Bölgesel yağlardan kurtulmak isteyenlere: Liposhaping

    Bölgesel yağlardan kurtulmak isteyenlere: Liposhaping | 2Liposhaping, fazla kiloların depolandığı kol, gıdı bölgesi, kalça, baldır, bacak ve diz arkası, bel gibi alanlara estetik biçim vermek için kullanılıyor. Kısa sürede sonuç alınan, az ağrılı bir yöntem olduğu için hastalar bu yöntemi tercih ediyor. Üstelik işlem sırasında lokal anestezi uygulandığı için hasta ameliyat sonrası normal hayatına devam edebiliyor.

    Liposhaping, bölgesel olarak toplanmış fazla yağ birikimlerini uzaklaştırma ve vücut konturlarını şekillendirmeye yönelik bir girişim olarak karşımıza çıkıyor. Üstelik bu işlem başarılı sonuçlar vermenin yanı sıra aynı zamanda son derece de güvenli.

    Transmed Saç & Kozmetik Cerrahi Kliniği’nden Op. Dr. Uğur Dikmen Liposhaping işlemi hakkında bilinmesi gerekenler hakkında şunları söylüyor:

    İşin sırrı ince kanüller kullanmak

    Liposhaping kavramının temel farkı işlemde kullanılan kanüllerin boyutu ve cilt altına verilen sıvı miktarının emilen miktara oranıdır. Liposhaping, çok daha ince mikrokanüllerle, diğer tekniklerde kullanılan sıvı miktarının genellikle iki katının kullanılmasıyla gerçekleştirilir.

    Vücudun alt yarısı, üst yarısından bir beden büyük olanlar için ideal

    Liposhaping, vücudun her bölgesine uygulanabilen son derece güvenli bir girişimdir. İnatçı karın yağları, jokey pantolonu görüntüsü yaratan fazlalıklar, diz üstü, bacak içi, ayak bileği, bel kenarı, gıdı bölgesi, kol altı yağları ve hatta sutyen izi yaratan sırt yağları bu yöntemle inceltilebilir.

    Liposhaping yaptırmaya en uygun adaylar, vücutlarının belirli bölgelerinde yağ fazlalıkları bulunan, elastik cilde sahip normal ağırlıktaki kişilerdir.

    Lokal anestezi altında yapılan son derece güvenli bir girişim

    Liposhaping işleminde, liposuction’dan farklı olarak lokal anestezi uygulanır. Bu nedenle çok daha güvenlidir. Genel anesteziden doğabilecek riskler yoktur.

    Dikiş yok, iz yok, pürüz yok

    Çok ince kanüllerle çalışıldığı için, dikiş gerektirmez. Dolayısıyla operasyon bölgesinde dikiş izi kalmaz. Dokulara ve damarlara zarar vermeyen hassas kanüllerle çalışıldığından oluşabilecek hafif morluk ve kızarıklıklar minimum seviyededir. Bunlar operasyonu takiben en fazla on gün içerisinde kaybolur.

    Yağ birikmesinin olduğu yere bir çeşit anestezik solüsyon karışımı olan tümesans serumu verilmesi sayesinde bölgeden alınacak yağ kitlesi tamamen akışkan hale getirilir. Böylece, işlemin yapıldığı yağlı bölgelerin daha kolay tespit edilmesi ve yağların daha homojen şekilde emilmesi mümkün olur. Girişim sonrasında düzensizlikler ve pürüzler oluşmaz. Mikrokanül kullanımı daha az çaba gerektirir ve cerrahın mikrokanüllerin yönü ve konumlarını daha kolay kontrol etmesine olanak sağlar. Girişimde kesin sonuç elde edilirken daha yumuşak ve nazik hareket edebilmek mümkündür.

    Liposhaping kimlere uygulanabilir?

    Bu operasyon öncesinde fiziksel olarak sağlıklı, psikolojik açıdan dengeli ve beklentilerinizde gerçekçi olunmalıdır. Yaşınız önemli değildir; bununla birlikte, çok ileri yaştaki hastaların cildi elastikiyetini kaybetmiş olabilir ve cilt yapısı daha sıkı olan genç hastalarda elde edilen sonuçların aynıları elde edilemeyebilir. Vücutlarında çok geniş bir bölgeye yayılmış aşırı yağ birikmeleri olan bireyler de tumesans (tumescent) liposhaping yaptırmak için uygun aday sayılabilirler. Bu kişilerde yağ miktarı göreceli olarak azaltılır.

    Dört haftada bikini formuna kavuşabilirsiniz

    Liposhaping girişiminde hızlı iyileşme sağlanır ve normal yaşantınıza dönmeniz çok daha kolay olur. İşlem bittikten hemen sonra yürüyerek evinize gidebilirsiniz. Hastalar uygulamanın hemen ardından bile gözle görülür değişiklikleri fark edebilirler. Bununla birlikte, üç hafta sonra çok daha yoğun bir iyileşme görülür. İşlemden yaklaşık üç ay sonra ise nihai vücut konturu ortaya çıkmış olur. Uygulama sonrasında aynı gün sosyal hayata geri dönülebilir ve dört ila altı hafta içinde bikini giyebilecek forma kavuşulur.

    Transmed’de başarıyla uygulanan Liposhaping tedavisi hakkında daha ayrıntılı bilgi almak ve bir konsultasyon randevusu oluşturmak için http://www.transmed.com.tr/ adresini ziyaret edebilirsiniz. Sağlığınız için lütfen sadece profesyonel çalışan klinikleri tercih ediniz.

    Transmed Saç & Kozmetik Cerrahi Kliniği
    Adres: Fulyalı Sokak No:7 İç Levent, 34330 İstanbul, Türkiye
    Telefon: 0212 281 1300
     
    Transmed hakkında:
    Transmed, 1994 Şubat ayında, İstanbul’da, Dr. Melike Külahçı tarafından, ileri teknik Saç ve Kozmetik Cerrahi hizmetlerini sunmak üzere uluslararası bir tıp merkezi olarak kurulmuştur. Türkiye’de saç nakli cerrahisinde Foliküler Ünite Transplantasyonu tekniğini uygulamasıyla adını duyuran Transmed, 1998 yılında Epilight ve Alexandrite Laser ile Lazer Epilasyonu Türkiye’ye tanıtmış, daha sonra da ayakta Liposuction olarak da bilinen Liposhaping ile birlikte Kozmetik Cerrahi hizmetlerini sunmaya başlamıştır.

    Saç nakli cerrahisi alanında Türkiye’de ve dünyada öncü olan Transmed’in kurucusu ve Medikal Direktörü Dr. Melike Külahçı, ESHRS (Avrupa Saç Restorasyon Cerrahisi Derneği) Kurul Üyesi ve ISHRS (Uluslararası Saç Restorasyon Cerrahisi Derneği) Kurul Guvernörü’dür. Transmed ekibi, 2011 yılının Mayıs ayında saç alanında dünyanın en iyi araştırmacı ve cerrahlarını The Next Big Thing konferansında İstanbul’da bir araya getirerek konferansa ev sahipliği yaptı.

    Dünyanın alanında duayen kabul ettiği 30 başarılı cerrahtan biri olan Dr. Melike Külahçı Medikal Direktörlüğü’nde Transmed’de saç nakli ve saç tedavileri, dünyayla aynı anda en güncel teknikler ile uygulanmaktadır. Bugün Transmed, büyük operasyon kapasitesi ve yüksek başarı yüzdesiyle, her yıl 47 ülkeden yabancı hasta çekmektedir.

    Transmed’de başarıyla gerçekleştirilen kozmetik cerrahi uygulamaları ise şu şekildedir: Liposhaping, göğüs büyütme, göğüs küçültme, göğüs dikleştirme, karın germe, jinekomasti (erkeklerde meme küçültme),kulak estetiği (otoplasti), yüz germe, göz kapağı, burun operasyonu, yağ enjeksiyonu, çene implantı.

    Cerrahi olmayan ancak medikal profesyonellik gerektiren selülit ve incelme tedavileri, akne izleri ve cilt lekelerinin tedavisi, doğum ve liposuction sonrası deri tedavileri, vücut sıkılaştırıcı ve gençleştirici medikal cihazlı uygulamalar ise Transmed’in sunduğu kozmetik çözümler arasında yer almaktadır.

    Transmed; Türkiye, ABD, Almanya, Fransa, Benelux ülkeleri, Yunanistan, Rusya, Mısır ve Kuveyt’te başarıyla faaliyet göstermektedir.