Etiket: düşük tansiyon

  • Kalkarken Baş Dönmesi: Nedenleri ve 6 Çözüm Önerisi

    Kalkarken Baş Dönmesi: Nedenleri ve 6 Çözüm Önerisi

    Kalkarken baş dönmesi nedenleri ve 6 etkili çözüm önerisi. Düşük tansiyon, iç kulak problemleri ve daha fazlası. Sağlıklı yaşam için pratik tavsiyeler.

    Baş dönmesi, birçok insanın hayatının belirli dönemlerinde deneyimlediği yaygın bir durumdur. Özellikle kalkarken yaşanan baş dönmesi, günlük aktivitelerimizi olumsuz yönde etkileyebilir. Bu yazıda, kalkarken baş dönmesinin nedenlerini ve bu durumu önlemek için alınabilecek önlemleri inceleyeceğiz.

    Kalkarken Baş Dönmesinin Nedenleri

    1. Düşük Tansiyon: Kalkarken ani bir pozisyon değişikliği, tansiyonun düşmesine neden olabilir. Bu durumda, beyninize yeterince oksijen gitmez ve baş dönmesi yaşanabilir.
    2. İç Kulak Problemleri: İç kulakta bulunan denge organlarıyla ilgili problemler, baş dönmesine yol açabilir. Bu durum, Meniere hastalığı gibi iç kulak rahatsızlıklarının bir belirtisi olabilir.
    3. Ortostatik Hipotansiyon: Vücut, pozisyon değiştirildiğinde kan basıncını dengelemekte zorlanıyorsa, ortostatik hipotansiyon meydana gelebilir. Bu durumda, baş dönmesi yaygın bir semptom olabilir.
    4. İç Kulak Kristallerinin Kayması (BPPV): İç kulaktaki denge kristallerinin yer değiştirmesi, baş dönmesine neden olabilir. Özellikle aniden kalkarken veya yatarken bu durum daha belirgin olabilir.
    5. Hipoglisemi (Düşük Kan Şekeri): Kan şekerinin aniden düşmesi, baş dönmesine yol açabilir. Bu durum, diyabet hastalarında daha sık görülebilir.

    Forum konusu: Ayağa kalkınca kısa süreli başım dönüyor! 

    Kalkarken Baş Dönmesi
    Kalkarken Baş Dönmesi

    Kalkarken Baş Dönmesi Nasıl Önlenir?

    1. Yavaşça Kalkmak: Ani bir pozisyon değişikliği yapmadan önce, yavaşça kalkarak vücudu zaman tanımak önemlidir.
    2. Dengeli Beslenme: Düşük kan şekerini önlemek için düzenli aralıklarla sağlıklı besinler tüketmek önemlidir.
    3. Hidrasyon: Yeterli su içmek, kan basıncını dengelemek için önemlidir.
    4. Düzenli Egzersiz: Düzenli egzersiz, kan dolaşımını artırarak tansiyonun dengelenmesine yardımcı olabilir.
    5. İç Kulak Egzersizleri: BPPV gibi iç kulak problemlerinde kullanılan egzersizler, dengeyi artırabilir.
    6. Doktora Danışmak: Eğer baş dönmesi sık ve şiddetli bir şekilde tekrarlıyorsa, bir doktora başvurmak önemlidir.

    Bu önlemler, kalkarken baş dönmesini önlemek için kullanılabilecek etkili yöntemlerdir. Ancak her bireyin durumu farklı olabilir, bu nedenle bir doktora danışmak her zaman en iyisi olacaktır.

    Baş dönmesi konusunda ne zaman endişelenmelisiniz?

    Baş dönmesi durumu ciddi bir sağlık sorununun belirtisi olabilir. Bu nedenle, baş dönmesi yaşadığınızda ve özellikle aşağıdaki durumlar geçerli olduğunda endişelenmelisiniz:

    1. Sürekli Tekrarlıyorsa: Baş dönmesi sık sık tekrarlıyorsa ve her seferinde şiddetliyse, bir sağlık uzmanına danışmalısınız.
    2. Eşlik Eden Belirtiler Var İse: Bayılma hissi, görme problemleri, şiddetli baş ağrısı veya koordinasyon kaybı gibi ek belirtiler varsa, derhal bir doktora başvurun.
    3. Ani Olarak Ortaya Çıkıyorsa: Aniden gelişen ve hiçbir açık nedeni olmayan baş dönmeleri endişe verici olabilir.
    4. Dengeyi Kaybetme Tehlikesi Var İse: Baş dönmesi sırasında düşme veya dengesizlik yaşama riski varsa, bu ciddi bir durumdur.
    5. Başka Sağlık Sorunlarıyla İlişkili İse: Baş dönmesi, başka bir sağlık sorununun belirtisi olabilir, bu nedenle diğer semptomlarla birlikte göz ardı edilmemelidir.
    6. Daha Önce Hiç Yaşamadıysanız: Daha önce hiç baş dönmesi yaşamamışsanız ve bu durum aniden ortaya çıktıysa, bir doktora danışmak önemlidir.

    Unutmayın, sağlık sorunlarıyla ilgili herhangi bir ciddi endişeniz varsa, bir sağlık profesyoneline başvurmanız önemlidir.

  • Ayağa Kalkarken Göz Kararması Neden Olur? Hangi Doktora Gidilir?

    Ayağa Kalkarken Göz Kararması Neden Olur? Hangi Doktora Gidilir?

    Göz Kararması

    Birden ayağa kalkarken gözde kararmasının en büyük sebebi ani tansiyon düşmesidir. Bu duruma tıp dilinde postural hipotansiyon (postüre bağlı tansiyon düşmesi) denir. Çoğunlukla anemi gibi nedenlerden kaynaklanırken, bazı durumlarda ciddi hastalıkların belirtisi olabilmektedir.

    Postüre Bağlı Tansiyon Değişimlerinin Nedeni

    Kişinin oturur pozisyondan aniden ayağa kalkması durumunda gözler aniden kararır ve bayılma hissi meydana gelir. Bu durumun yaşanmasının nedenleri şu şekilde sıralanabilir:

    • Atardamarlarda darlık
    • Şeker hastalığı
    • Anemi
    • Çoklu sistem atrofisi
    • Anoreksiya
    • Kalbe bağlı ritim bozuklukları
    • B12 vitamini eksikliği
    • Demir eksikliği
    • İç kulak rahatsızlıkları

    Bunların haricinde ayağa kalkınca göz kararası çarpıntı eşliğinde meydana geliyorsa acilen doktora görünmekte yarar vardır.

    Göz Kararması
    Göz Kararması

    Postural Hipotansiyonda Gidilecek Doktor

    Bu durumun yaşanması halinde, ek herhangi bir belirti görülmüyorsa ilk olarak göz hastalıklarına gidilmesi uygun olacaktır. Göz doktorları uygun yönlendirmeleri yapacaktır. ancak göz kararması ve halsizlik birlikte görülüyorsa, dahiliye uzmanına görünmek daha doğru olacaktır. Kanda herhangi bir sorun olup olmadığının kontrol edileceği tetkiklerden sonra uygun yönlendirmeler yapılacaktır. Sinirlerde meydana gelebilecek bir sorunun habercisi olan halsizlik ve uyuşma halinde nörolojiye başvurulmalıdır. Ani göz kararması ve terleme birlikte seyrediyorsa kalp damar hastalıklarından şüphelenilmektedir. Bu belirtilere ellerde ve ayaklarda uyuşma da eklenmişse vakit kaybedilmeden bir kalp damar uzmanına görünmekte fayda vardır.

    İlgili Konular;

  • Nar tansiyonu yükseltir mi, düşürür mü?

    Nar tansiyonu yükseltir mi, düşürür mü?

    Nar, sonbahar aylarının en sevilen meyveleri arasında yer alır. Nar suyu tansiyonu yükseltir mi, düşürür mü? makalemizde bu meyvenin tansiyon hastalığı üzerindeki etkilerinden bahsettik.

    Uzmanlar tarafından yapılan araştırmaya göre, 2 hafta boyunca nar suyu tüketen hiper tansiyon hastalarının, tansiyonlarını düşürüp kontrol altına alabildikleri ve nar suyunun kalp-damar sağlığı üzerinde çok olumlu etkilere sahip olduğu gözlemlendi.

    Proje araştırmacılarından biri olan Sediqeh Askari-Dastjerdi, çalışmanın 30 ile 60 yaş arasındaki hastalar üzerinde gerçekleştirildiği ve iki hafta boyunca günde bir defa 150 ml (1,5 çay bardağı) taze nar suyu tüketen hastaların, içmeyenlere göre daha düşük sistolik ve diyastolik kan basıncı değerlerinde olduğunu sözlerine ekledi.

    Dr. Sediqeh Askari-Dastjerdi ayrıca nar suyunun kalp hastalıkları risk faktörlerini azalttığını, kalp sağlığı üzerine de çeşitli olumlu etkilerinin bulunduğunu bilidrdi.
    Hipertansiyon birinci basamakta hastalarda en sık görülen hastalıktır.
    Nar, anti-aterosklerotik özelliklere sahiptir, tanen açısından zengindir, anti-yaşlanma etkileri ve güçlü anti-oksidatif özellikleri vardır.

    Nar suyunun kan basıncını kontrol altına alan doğal bir yöntem olarak kabul edilmesinin pek çok sebebi vardır. İşe o nedenlerden bazıları

    • Nar, potasyum bakımından zengin bir meyvedir. Sodyum, su tutma ve daha yüksek kan basıncına neden olan bir mineraldir, nar, içerdiği yüksek potasyum özleri sayesinde vücudunuzdaki sodyum miktarını dengeler, tansiyonunuzun yükselmesinden sizi korur.
    • Nar ayrıca tam bir folik asit deposudur, bu özelliği ile kan basıncının düzenlenmesine yardımcı olur.
    • Nar, ACE enziminın doğal bir inhibitörü yani önleyicisidir. vücut tarafından doğal olarak üretilen bu enzim, genellikle yüksek basıncından sorumludur.
    • Doymamış yağ asitlerinin emilimini düşürür. Böylece bedende daha az viseral yağ birikimi, gerçekleşip, yüksek tansiyon eğilimleri olan kişiler de tansiyon yükselmesi riski azalır.

    İskoçya’nın Queen Margaret University, Edinburg araştırmacıları tarafından gerçekleştirilen bir çalışmaya göre deneklerin %90’ınında 4 haftalık bir nar suyu terapisinden sonra düşük kan basıncı seviyeleri gözlemlendir..
    Bu çalışmanın bir parçası olarak her tüketilen nar suyu miktarı 500ml yani 2 su bardağı idi. Doğal olarak – bu miktar günlük tüketimi güvenli doz olarak kabul edilebilir.

    Nar suyu nasıl çıkarılır?
    1.Yöntem

    Narın tanelerini ayıklayıp,  ince delikli bir eleğe koyup, kaşıkla yahut parmaklarınızla bastırın.

    2. Yöntem
    Nar ortadan ikiye kesip, meyve sıkıcağında sıkın.

    YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan yorum yazıları veya haberlerin tüm hakları Kadınlar Kulübü’ne aittir. Kaynak gösterilse dahi hiçbiri özel izin alınmadan kullanılamaz. Bu haber veya yazılar sadece Kadınlar Kulübü tarafından sağlanan RSS verileri kullanılarak alıntılanabilir

    nar_tansiyonu_dusururmu_yukseltirmi (3)

  • Tansiyon Düşüklüğüne Doğal Çözümler

    Tansiyon Düşüklüğüne Doğal Çözümler

    Kan basıncı kanın damar duvarlarına uyguladığı kuvvettir. 90/60 ya da daha düşük bir basınç düşük kan basıncı olarak adlandırılır.Düşük kan basıncı vücudun çeşitli organlarına oksijen ulaşımını olumsuz biçimde etkiler. Tansiyon düşüklüğü nasıl giderilir? tansiyon düşüklüğüne doğal çözümler makalemiz bu dertten muzdarip olanlara şifa olmak için hazırlanmıştır.

    Tansiyon Düşüklüğünün Belirtileri
    • Halsizlik
    • Tembellik
    • Baş dönmesi
    • Hasta kolayca yorulur

    Tansiyon Düşüklüğünün Nedenleri
    Stres
    Sağlıksız beslenme
    Adet döngüsü veya herhangi bir yaralanma nedeniyle kan kaybı
    gastrointestinal sistem, böbrekler veya mesanede kan dolaşım bozukluğu

    Tansiyon Düşüklüğü İçin Bitkisel Çözümler
    Fesleğen yapraklarını iyice ezip elekte suyunu çıkarın.
    İçine 1 tatlı kaşığı bal ekleyin ve bu karışımı günde 2 kez için.

    10-15 kuru üzüm tanesini geceden 1 bardak suya bırakın.
    Ertesi gün sabahle üzümleri yiyip, suyunu için.
    1 saat içinde başka herhangi bir şey yiyip içmeyin.

    Günde kez 1’er bardak çiğ pancar suyu için.
    Tuzlu ayran tansiyonunuzun normale dönmesine yardımcı olacaktır.
    1 bardak çay için. Çay içmek kan basıncını artıracaktır.

    YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan yorum yazıları veya haberlerin tüm hakları Kadınlar Kulübü’ne aittir. Kaynak gösterilse dahi hiçbiri özel izin alınmadan kullanılamaz. Bu haber veya yazılar sadece Kadınlar Kulübü tarafından sağlanan RSS verileri kullanılarak alıntılanabilir.

  • Gebelikte Düşük Tansiyon

    Gebelikte Düşük Tansiyon

    Hamilelikte düşük tansiyon özellikle hamileliğin ilk üç ayında tehlikeli bir durumdur. Düşük tansiyon damarlara daha az kanın pompalanmasından kaynaklıdır, diğer bir ifadeyle dengesiz kan dağılımıdır.
    Gebelikte düşük tansiyon baş dönmesi, halsizlik gibi durumlara yol açar.  Hamilelikte tansiyon düşüklüğü herhangi bir komplikasyona maal vermemek için erkenden tedavi edilmelidir.
    Düşük tansiyonun bir nedeni de sıvı alımı yetersizliğidir.
    Yetersiz miktarda sıvı tüketici vücut içinde kan akışını etkileyebilen durumlardandır.

    Gebelik sırasında düşük kan basıncının yaygın belirtileri baş dönmesi, bayılma, bulantı, yorgunluk, bulanık görme ve düzensiz kalp atışı vb’dir.
    Bu belirtiler hem bebek hem de anneye zarar verebilir. Hatta erken doğum, kusurlu bebek, anne zayıf göz görme vb sorunlara neden olabilir

    Öğün Sayınızı Artırın
    Kan basıncınızı kontrol altına almak için uzun süre aç kalmayın.
    Az ve sık yiyin. Gebe bir kadın için az miktarda, günde 5 öğün yemek ideal olanıdır.

    Düşük Karbonhidrat Diyeti
    Patates, ekmek, makarna gibi yüksek karbonhidrat içeriğe sahip gıdaları aşırı tüketmekten kaçının.

    Bedeninizi Susuz Bırakmayın
    Hamile kadınlar muhakkak taze sıkılmış meyve suları, su, bitkisel çaylar
    gibi içeceklerle sıvı miktarını dengede tutmalı, vücudu susuz bırakmamalıdır.

    Sodyum Alımı
    Tuzlu ayran, tuzlu içecekler içmek tansiyonunuzun düşmesini engeller.
    Yalnız doktorunuza danışmadan tuz tüketimini çokta artırmamalısınız.
    Size verdiğimiz tavsiyeler hamilelikte tansiyon düşmesini önleyecektir.

    YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan yorum yazıları veya haberlerin tüm hakları Kadınlar Kulübü’ne aittir. Kaynak gösterilse dahi hiçbiri özel izin alınmadan kullanılamaz. Bu haber veya yazılar sadece Kadınlar Kulübü tarafından sağlanan RSS verileri kullanılarak alıntılanabilir.

  • Vertigo olup olmadığınızı test edin

    Vertigo olup olmadığınızı test edin

    Nörolojik hastalıklar ve kalp hastalıkları gibi birçok hastalığın belirtisi olan vertigo yaşam kalitesini ciddi ölçüde bozarken, Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Opr. Dr. Selami Yavuz, söz konusu hastalığı karşı vatandaşları uyardı.

    Vertigo olup olmadığınızı anlamak için kendi etrafınızda 40 kere dönerek test yapabilineceğini hatırlatan Opr. Dr. Yavuz, “Etraf ya da kendisi dönmediği halde, kişide şiddetle döndüğü hissi oluşur. Vertigo olduğunuzu anlamak için bir test yapmanız gerekirse, kendi etrafınızda 30-40 kere dönün ve kendinizi serbest bırakın. Nasıl etrafın döndüğünü hissediyorsanız vertigo da aynen böyledir.

    Yerin tavana gelmesi gibi bir histir. Bunu yapmadan aynı şekilde etrafınızın döndüğünü hissediyorsanız vertigo hastası olabilirsiniz. Hastaların çoğu ‘Sandaldaymışım gibi sallanıyorum, ayağa kalktığım zaman dengem bozuluyor’ gibi şikayetlerle doktora başvururlar.

    Bu şikayetlerin çoğunun vertigo ile ilgisi yoktur. Vertigosu olan kişinin bu durumu anlamama gibi bir durumu söz konusu olamaz. Çünkü hasta ayakta duramayıp, hemen bir yere oturmak ya da yatmak zorunda kalır” dedi.

    Farklı rahatsızlıkların vertigoyu tetiklediğini belirten Opr. Dr. Selami Yavuz, “Vertigo birçok hastalığın habercisi olabilir. Bir grup vertigolar ‘Kulak Burun Boğaz’ hastalıklarıyla ilgili olabilir. ‘Başım dönüyor, kesin kristallerim oynadı’ denerek hastalar tarafından şikayetleri dile getirilen ‘İç kulak kristallerinin yerinden oynaması’ hastalığı, hastanın yatakta sağdan sola dönerken ya da sırt üstü yattığı zaman başının dönmesidir. Buradaki baş dönmesi, yani vertigo bir dakika içerisinde geçer ama kişiyi son derece rahatsız eder. Bu durum vertigoya sebep olan hastalıklardan biridir.

    Özellikle kadınlarda görülen ve vertigoya sebep olan bir diğer hastalık da ‘Menier’ hastalığıdır. Bu hastalık, kulağın tek tarafının içinde sıvı toplanmasıdır. Bu hastalıkta da çok şiddetli bir vertigo görülmektedir. Vertigo ataklar halinde olur.

    Hastada iki gün çok şiddetli baş dönmesi, kulakta uğultu, bulantı ve kusma olur. Fakat 2-3 gün geçtikten sonra hastalık kendiliğinden düzelir ve neredeyse 2 ay hiçbir problem olmaz. 2 ay sonra hasta tekrar bir atak geçirir ve aynı belirtileri yaşamaya başlar” diye konuştu.

    HT

    Nöroloji – Beyin ve Sinir Hastalıkları

  • Vertigo Hakkında Bilmeniz Gerekenler

    Vertigo Hakkında Bilmeniz Gerekenler

    Vertigo ile İlgili Bilmeniz Gerekenler

    Nörolojik hastalıklar ve kalp hastalıkları gibi birçok hastalığın belirtisi olan vertigo, yaşam kalitesini ciddi ölçüde bozuyor.

    Memorial Şişli Hastanesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları (KBB) Bölüm Başkanı Prof. Dr. Sami Katırcıoğlu, vertigoya neden olan durumlar ve vertigo tedavisi hakkında bilgi verdi.

    Vertigo olup olmadığınızı anlamak için kendi etrafınızda 40 kere dönün

    Vertigo yani baş dönmesi bir illüzyondur. Etraf ya da kendisi dönmediği halde, kişide şiddetle döndüğü hissi oluşur. Vertigo olduğunuzu anlamak için bir test yapmanız gerekirse; kendi etrafınızda 30-40 kere dönün ve kendinizi serbest bırakın. Nasıl etrafın döndüğünü hissediyorsanız vertigo da aynen böyledir. Yerin tavana gelmesi gibi bir histir. Bunu yapmadan aynı şekilde etrafınızın döndüğünü hissediyorsanız vertigo hastası olabilirsiniz. Hastaların çoğu “Sandaldaymışım gibi sallanıyorum, ayağa kalktığım zaman dengem bozuluyor” gibi şikayetlerle doktora başvururlar. Bu şikayetlerin çoğunun vertigo ile ilgisi yoktur. Vertigosu olan kişinin bu durumu anlamama gibi bir durumu söz konusu olamaz. çünkü hasta ayakta duramayıp, hemen bir yere oturmak ya da yatmak zorunda kalır.

    Farklı rahatsızlıklar vertigoyu tetikleyebilir

    Vertigo birçok hastalığın habercisi olabilir. Bir grup vertigolar “Kulak Burun Boğaz” hastalıklarıyla ilgili olabilir. “Başım dönüyor, kesin kristallerim oynadı” denerek hastalar tarafından şikayetleri dile getirilen “İç kulak kristallerinin yerinden oynaması” hastalığı; hastanın yatakta sağdan sola dönerken ya da sırt üstü yattığı zaman başının dönmesidir. Buradaki baş dönmesi; yani vertigo bir dakika içerisinde geçer ama kişiyi son derece rahatsız eder. Bu durum vertigoya sebep olan hastalıklardan biridir.

    Ne sıklıkla ortaya çıkıyor?

    Özellikle kadınlarda görülen ve vertigoya sebep olan bir diğer hastalık da “Menier” hastalığıdır. Bu hastalık; kulağın tek tarafının içinde sıvı toplanmasıdır. Bu hastalıkta da çok şiddetli bir vertigo görülmektedir. Vertigo ataklar halinde olur. Hastada iki gün; çok şiddetli baş dönmesi, kulakta uğultu, bulantı ve kusma olur. Fakat 2-3 gün geçtikten sonra hastalık kendiliğinden düzelir ve neredeyse 2 ay hiçbir problem olmaz. 2 ay sonra hasta tekrar bir atak geçirir ve aynı belirtileri yaşamaya başlar.

    Nörolojik baş dönmelerine dikkat!

    Nörolojik olarak baş dönmeleri de vertigoya neden olabilir. Nörolojik olarak hastanın kafasını, beynini özellikle denge merkezini ilgilendiren hastalıklarda baş dönmelerine neden olabilir. Nörolojik baş dönmeleri ile Kulak Burun Boğaz hastalıklarındaki baş dönmelerinin tek farkı, nörolojik baş dönmeleri çok yavaş gelişir ve çok uzun zaman sürer. Kulak Burun Boğaz ile ilgili baş dönmeleri 1-2 gün içerisinde gelişir ve çok şiddetli baş dönmesi görülür.

    Kalp ritim bozukluğu olanlarda vertigo tehlikesi

    Baş dönmesinin diğer bir sebebi de kardiyolojik olabilir. Beyine giden damarlarda ve şah damarlarında daralma varsa, beyinin beslenmesi bozulacağı için baş dönmesi ortaya çıkabilir. Bu baş dönmeleri baş dönmesinden çok dengesizlik, güvenli olarak ayakta kalamama, büyük bir sallantı hissi gibidir. Kalp ritim bozukluğu olanlarda da kalp tarafından beyine yeterince kan pompalanamamasından dolayı bu tip baş dönmeleri ortaya çıkabilir.

    Vertigo en çok kadınlarda görülüyor

    Menier hastalığı (Kulağın tek tarafının içinde sıvı toplanması) kadınlarda sıkça görülen rahatsızlıklardan biridir. Menier hastalıkları %80 kadınlarda görülen bir hastalık olduğu için baş dönmeleri kadınlarda daha sık görülmektedir.

    Vertigonun kesin tedavisi var mıdır?

    Vertigo’nun asıl sebebinin araştırıldıktan sonra baş dönmesinin neye bağlı olduğunun bilinmesi çok önemlidir. Bu durumun sebebi eğer bir tümörse ameliyat gerekmektedir. Psikolojik ya da Menier hastalıklardan kaynaklı ise ilaç tedavisi ile baş dönmesi azaltılmaktadır. Tedavide asıl önemli olan vertigonun kaynağının bulunmasıdır. Psikolojik kökenli durumlarda ilaçla tedavi yöntemine başvurulur.

    Womenist