Etiket: dudak

  • 2014 yılı far modası…

    2014 yılı far modası…

    Gözlerde bu bahar da dumanlı makyaj moda, tabii mor tonlarda! Mor rengin hakim olduğu dumanlı göz makyajı için öncelikle yüzünüze bir nemlendirici sürün. Güzellik kategorisinde yazdığımız yazıları inceleyecek olursanız, evde nasıl nemlendirici yapabileceğinizi de göreceksiniz.

    Daha sonra kaşlarınızı fırçalayarak şekil verin ve boşlukları kahverengi kaş kalemi ile doldurun. Koyu pembe bir farla göz kapağınızın üzerini boyayın. Dış ve iç köşeleri koyu mor bir farla renklendirin. Göz altlarına da koyu mor far sürün. Pastel makyaj ürünleri bu bahar oldukça revaçta. Pastel tonları ile yapacağınız makyajınızla daha çekici olabilirsiniz. Tüm far renklerini tek bir palette toplamak işinizi kolaylaştıracaktır.

    Dumanlı göz makyajının son aşamasında, üst kirpik diplerine siyah sıvı eyeliner çekin. Kirpiklerinize bolca siyah maskara sürün. Yanaklarınızı ise pembe tonlarda bir allıkla renklendirin. Dudaklarınızı leylak rengi bir dudak kalemiyle çerçeveleyip, aynı tonlardaki bir rujla boyayın.

    2014 yılı far modası...
    2014 yılı far modası…
  • Genç görünmek elinizde…

    Genç görünmek elinizde…

    Bu küçük ayrıntılara dikkat ederek zamanı geri almak sizin elinizde. Hem de evde uygulayabileceğiniz yöntemlerle…

    1.. DUDAKLAR

    Ağız ve dudak bölgesi, yüzde yaşlanma etkilerini en fazla belli eden yerler arasında yer alıyor. Dudaklar ise gülümsememizi şekillendiriyor. Dolayısıyla, tatlı bir gülümsemenizin olması yüzümüzü genç ve canlı göstermenin anahtarı. Bizi daha genç gösteren dudaklara sahip olabilmek için, parlak ve sıcak renkleri tercih etmeliyiz. Çok koyu herhangi bir renk, dudaklar için ölümcül olabilir. Pastel renkler ise dudaktan aydınlatır, daha dolgun ve genç gösterir.Tüyo: Ballı bakım

    Parmağınıza bir miktar bal alarak dudaklarınıza sürüp 10 dakika bekleyin. Dudaklarınızın kısa sürede yumuşak ve pürüzsüz olduğunu göreceksiniz. Ayrıca, dudaklarınızın çevresini belirginleştirmeniz de genç görünmenizi sağlayan diğer bir etken. Bir kulak çubuğu yardımıyla şeffaf renkteki pudrayı dudak kenarlarına sürün. Daha sonra rujunuzu sürün. Gün boyunca dudak kenarlarınızdaki çizginin bozulmadığını fark edeceksiniz.

    2. SAÇLAR

    Her zaman, kısa saçın insanı genç gösterdiğine inanılır. Oysa ki, yapılan araştırmalarda uzun ve dalgalı ya da dümdüz omuzlara inen saçları olan kadınların yaşlarının daha küçük tahmin edildiği ortaya konmuş. Saçlarınızın parlak ve canlı bir görünümünün olması da yüzümüzü daha genç gösteren etkenler arasında. Bunun için ise saçımızın yapısına ve gereksinmelerine uygun olan şampuanı seçmek başta geliyor. Ancak, seçim kadar uygulama yöntemi de çok önemli.Tüyo: Fırçalayarak parlatın

    Şampuanı uygulamaya başlamadan önce, saçınızı mutlaka fırçalayın. Böylece saçınız birikmiş olan tozlardan arınacak ve şampuanın etkisi artacaktır. Şampuanlama sırasında, parmak uçlarınızla saç derinize hafif masajlar yaparak kan dolaşımını hızlandırın. Saçınız şampuanlıyken, seyrek dişli bir tarakla tarayın. Ardından, ılık suyla bolca durulayın. Saçınıza her zaman besleyici ürünler kullanmayı ihmal etmeyin.

    3. TIRNAKLAR VE ELLER

    Ellerimiz kışın soğuğun, yazın da sıcağın etkisiyle bir hayli yıpranıyor. Bunun önüne geçebilmek için, ellerimizi suyla her temasından sonra nemlendirmek, ellerimizin yaşlanmasını geciktirici bir etki yaratıyor. Ayrıca nemlendiricileri kullanırken el masajıyla ellerimizin kan dolaşımını harekete geçirmiş oluyoruz. Kan dolaşımı hızlanınca ellerimiz yaşlanma etkilerine karşı savaş açacak ve daha diri görünüyor. Ayrıca tırnaklarımız da daha genç görünmeniz için son derece önemli. Tırnaklarınıza kendi renginde oje sürmek yerine, pembe ya da kırmızı gibi yaşınızı daha genç gösterecek renkleri tercih edebilirsiniz.Tüyo: Her yere bir krem bırak

    Gün içerisinde elinize besleyici krem sürmeyi kesinlikle ihmal etmeyin. Hatta banyoda, odanızda, iş yerinizde her zaman ulaşabileceğiniz yerlerde krem bulundurun.
    Ancak, bu kremlerin aşın yağlı olmamasına dikkat edin, böylece evde işinizi yapmayı engellemeyecektir.

    4.BOYUN VE DEKOLTE

    Bir çoğumuz yüzümüze kat kat kremler sürerek bakım yaparken, boyun ve dekolte bölgemizi bu bakımdan mahrum bırakırız. Oysa ki, boyun ve dekoltemiz, ultravlyole ışınlarına en çok maruz kalan, güneşte en kolay kuruyan, lekelenen ve kırışan vücut bölümlerimiz. Güneş ve aşın solaryum etkisini ilk önce boyunda gösteriyor ve yaşlanmayı hızlandırıyor. Boyun derisi kısa sürede kalınlaşıyor, kabalaşıyor ve kırışmaya başlıyor. Dolayısıyla, güneşten koruma, yüz temizleme ve nemlendirme adına yaptığımız peeling ve maskelere boyun ve üst dekoltenin de ihtiyacı oluyor. 40 yaşlarından itibaren, boyun ve dekolte bölgemizin rengi solgunlaşmaya, boynumuzdaki yatay kırışıklıklar ve dekolte bölgemizdeki dikey kırışıklıklar belirginleşmeye başlıyor.Tüyo: Sütlü bakım mucize yaratabilir

    Her şeyden önce günlük bakım çok önemli. Her akşam, yatmadan önce yüzünüzü temizlediğiniz gibi, boyun ve dekolte bölgenizi de temizlemeyi ihmal etmeyin. Bunun için peeling ve maske iyi bir yöntem. Ya da evde hazırlayabileceğiniz basit bir karışımı uygulayabilirsiniz. Bir kabın içine; yansı organik süt, yansı su olan bir karışım hazırlayın. Sonra büyükçe bir pamuk parçası ile boynunuza birkaç kere kompres yapın. Ardından soğuk su ile yıkayın. Bu kompres anında etki edecek ve boynunuzun daha diri ve pürüzsüz görünmesini sağlayacaktır. Daha sonra mutlaka nemlendirici krem sürmeyi ihmal etmeyin.

  • Doğru dudak estetiği nasıl yapılmalı?

    Doğru dudak estetiği nasıl yapılmalı?

    Gülüşümüzü ve konuşarak kendimizi ifade etmemizi doğrudan etkileyen dudaklar, özellikle de kadınların öz güvenli bir dış görünüme sahip olmaları açısından büyük önem taşıyor. Çene, burun, yanak ve dişlerle anatomik açıdan uyumlu olması halinde estetik görünümün tatmin edici düzeyde olmasına imkan veren dudaklar, estetik kusurlara sahip olması halinde de günümüzde operasyonlarla istenilen görünüme kavuşturuluyor.

    Doğru dudak estetiği nasıl yapılmalı?
    Dudak estetiği denildiğinde akla öncelikli olarak yüzün genel hatlarıyla uyumlu bir görünüm gelmesi gerektiğini dile getirdi.

    Dudak estetiği yapılırken öncelikli olarak dudağın boy ve genişliği, alt ve üst dudakların birbirine olan oranı, konuşma ve gülümseme esnasında dişlerin dudak aralığından ne ölçüde göründüğü dikkate alınmalıdır. Alt dudak daima üst dudağa oranla kalın olmalı ve burun ucu ile uyumlu bir görünüm elde edilmelidir. Ayrıca, gülerken dudaklar diş etlerinden baskın çıkmalı, diş etlerinin görünmesine izin vermeyecek ölçüde hizalanmalıdır.

    Dudak estetiği ameliyatlarının sunduğu çözümler
    Dudak estetiği ameliyatlarının kişilerin konuşmalarından gülümsemelere varıncaya dek, oldukça önemli aktivitelerde aktif rol oynuyor.

    Dudak estetiği operasyonlarında ilk etapta estetik kusurun doğru tespiti yapılmalıdır. Bu aşamadan sonra dudağı yukarı kaldırma, dudağa daha dolgun bir görünüm kazandırma, burun ve dudak arasındaki oranın doğru açıyla şekillendirilmesi, dudak çizgisinin belirginleştirilmesi, ağzın köşe kısımlarına şekil verilmesi gibi oldukça geniş bir alanda dudaklara estetik operasyonlar yapılabilmektedir. Bu uygulamalar cerrahi işlem desteğiyle yapılabilir, gerekli görülmesi halinde hastanın ihtiyacına ve genel durumuna göre dolgu maddelerinden de faydalanılabilir.

  • Belli Olmayan Estetik

    Belli Olmayan Estetik

    Estetik Plastik Cerrahi Derneği (EPCD) Başkanı ve Plastik ve Estetik Uzmanı Prof. Dr. Akın Yücel, estetikte geçmiş senelerdeki abartılı isteklerin yerini  doğal ve sağlıklı görünüm talebinin bıraktığını belirtti. Yücel, artık estetiğin belli olmayanının makbul sayıldığını ifade etti.

    Anlaşılmayan estetiğin artık “iyi estetik” olarak değerlendirildiğini aktaran Yücel, şöyle devam etti:

    “Estetik ameliyatlarda doğallık, sağlık, güzellik ve çabuk iyileşme en önemli unsurlar arasında yer alıyor. Artık eskiden olduğu gibi abartılı değişiklikler yapılmıyor. Daha önceki yıllarda örnek vermek gerekirse sadece şekil düzeltilmeye çalışılıyordu, fonksiyon gözardı ediliyordu. Özellikle burun estetiği olanların rahat nefes almaları beklenen bir durum değildi. Şimdi ise fonksiyona en az görünüm kadar önem veriyoruz. Eğer burun estetiğinden sonra hastalar eskisinden daha iyi nefes alamıyorlarsa bu başarılı bir ameliyat olarak kabul edilmiyor.”

    Yücel, günümüzde estetik cerrahi talep eden hastaların büyük bölümünün çalışan, sosyal hayatın içerisinde yer alan insanlar olduğunu, bu nedenle ameliyat sonrasında şişlik ve morlukların çabuk düzelmesi, hastanın kısa sürede normal görünümünü kazanarak işine ve sosyal hayatına geri dönebilmesinin büyük önem taşıdığını vurguladı.

    Yücel, yeni tekniklerin cerrahi operasyon sonrasında daha hızlı iyileşmeyi sağlamaya yönelik olduğunu dile getirdi.

    “Kişilik özellikleri ve etnik yapı”

    Yücel, geçmişte yapılan burun estetiği ameliyatlarında burnun kaldırıldığını ve ucunun inceltildiğini, bunun da hastaların büyük bölümünün nefes almasını zorlaştırdığını söyledi.

    Daha önce burun ameliyatı sonrasında şişlik ve morlukların çok uzun sürdüğünü belirten Yücel, şöyle konuştu:

    “Şimdi ise buruna şekil verilirken hastanın yüz yapısı, kişilik özellikleri ve etnik yapısı göz önünde tutuluyor. Özellikle kadın ve erkeklerdeki yaklaşım tamamen farklı olmalı. Erkeklere kadınsı bir burun yapmamaya özen gösteriyoruz. Herkese aynı burunu yapmamaya çalışıyoruz. Ameliyat öncesinde bilgisayar simülasyonları yaparak burunun son halini belirliyoruz. Amaç hastanın ameliyatlı olduğunun anlaşılmaması.”

    Yücel, göz kapaklarını yüzden bağımsız düşünme döneminin de sona erdiğini, üst kapağa yönelik bir işlem yaparken sıklıkla kaş ve alına da bir müdahale yaptıklarını dile getirdi.

    Göz altıyla ilgili bir işlem yaparken orta yüz ve yanak bölgesinde de bir gençleşme hedeflediklerini ifade eden Yücel, şöyle devam etti:

    “Eskiden amaç fazla ciltte torbalara yol açan yağları çıkartmaktı. Bu da içeri çökük gözlere neden oluyordu. Şimdi ise göz çevresine çok katmanlı yaklaşım yapıyoruz. Bu da sağlık açısından önemlidir. Cerrahi öncesinde göz küresinin etrafı, kemik çatı, şakaklar, kaş altları, orta yüz ve yanak bölgesini yağ enjeksiyonlarıyla güçlendiriyoruz.”

    “Kişi yedikleri ve içtiklerine dikkat etmeli”

    Yücel, hastaların vücudunun birçok yerine estetik yaptırdığını ifade ederek, “Karnındaki yağlanmadan rahatsız olanlar gerdirme işlemi yaptırabiliyor. Çok acı çekileceğine dair kötü bir efsaneye sahip. Gayet sağlıklı bir yöntemle karındaki fazla olan yağlanmayı da ortadan kaldırabiliyoruz. Ayrıca estetik yöntemle vücuttan çıkarılan yağ tekrar vücudun başka bir yerinde yapılacak estetik operasyonda kullanılabiliyor” diye konuştu.

    Yücel, estetik ameliyatların ardından kişinin yediklerine ve içtiklerine dikkat etmesi gerektiğini kaydetti.  (AA)

  • Yanlış kullanılan fondötene ve rimel sonrası kiprik yapışmasına son

    Yanlış kullanılan fondötene ve rimel sonrası kiprik yapışmasına son

    Makyaj yaparken bir çok sorunla karşılaşıyoruz. Örneğin fondöteni sürdükten sonra cildimizde oluşan küçük artıklar ve cildinize uygun doğru rengi bulmaktaki zor seçim. Size vereceğimiz küçük ipuçları ile bu ve benzeri can sıkıcı sorunlar mazide kalacak. İşte size güzellik hileleri

    Fondötenin doğru kullanımı 

    Fondöten kullanırken ilk hata sürerken başlıyor. Fondöten kullanımın da en zor nokta cildinize uygun fondöteni bulmak. ikinci olarak da fondöteni cildinize uyguladıktan sonra cildinizin lekeli gözükmesi. Doğal görünümlü bir cilf için öncelikle cildinizi iyice temizlemeli, bir nemlendirici ile cildinizi fondötene hazırlamalısınız. Sırada cildinizin rengine uygun bir fondöten bulmak var. Cildinize uygun olduğunu düşündüğünüz ve beğendiğiniz renkteki fondöteni gün ışığında yanaklarınızda deneyin. Bileğinize sürerek denemeniz sonucunda doğru fondöteni bulamazsınız. Seçtiğiniz renk yaklaşık cilt renginize yakınsa doğru seçim yapmışsınızdır ve yüzünüzde leke oluşmasını azaltır.

    Fondöten bir sünger veya fırça yardımıyla sürülebilir. İkiside hızlı ve doğru bir yötemdir am en doğal görünüm ellerinizde sürdüğünüzde oluşur. Fondöteni öncelikle yüzün orta noktasına, daha sonra dışa doğru sürmelisiniz. Bu yüzünüzdeki ince tüylerin uzanım yönüne doğru sürmenize yarar. Fondötenin dengeli görünmesi için boynunuza ve saç çizginize akdar uygulamalısınız.

    Rimelden sonra yapışık kirpikler :

    Makyaj yaparken en sık yapılan hatalardan birisi de yapışık görünümlü kirliklerdir. Kirpiklerinizin yapışmasının birinci nedeni rimel fırçasını bir çok kez sokup çıkararak hızlı boya çekmeniz. Birinci hata burada; rimel fırçasını hızlı sokup çıkarmanız rimel tüpünün içine hava karışmasına ve o havanında rimelin çabuk kurumasına yol açması. Bu hızlı hareketlerin sebep olduğu bir diğer problem ise rimel tüpü içinde bulunan bazı siyah parçacıkalrın rimel fırçasına yapışması.

    Rimel fırçanızı bir kere yavaşca çıkarıp kirpiklerinize sürünüz,

    Rimeli zigzag hareketlerle sürünüz. Bu hareketler kirpiklerinizin ayrılmasına yardımcı olur ve kirpiklerinizin daha uzun görünmesini sağlar,

    Yukarıda yazdıklarımız eğer faydalı olmuyorsa iğne veya kürdan gibi ince bir cisimle kirpiklerinizin aralarını açarak ayırabilirsiniz.

    Göz farını fırça ile uygulamayın :

    Göz farı uygulamlarında fırça yerine parmaklarınızı kullanmanız daha iyidir. Göz farınızı uygularken parmak uçlarınıza biraz göz farı alın, göz kağaklarınıza dıştan içe olacak şekilde ve sert hareketlerle parmaklarınızla sıvazlayarak göz farını uygulayın.

    Eğer iki renk kullancaksanız öncelikle parlak rengi göz kapağınızın tamamına uygulayın daha sonra koyu rengi göz kapaklarınıza hafifçe uygulayın. Açık parlak göz farı temel ve kalıcı bir yapı sağlar.

     İpucu :  Göz farınızı uygulamadan önce parmaklarınızı hafifçe nemlendirmeniz göz farının göz kapağınıza daha iyi yapışmasına ve ve kalıcı olmasına yardımcı olur. Bir pamuklu çubuk yardımıyla koyu ve açık renkli alan hatları arasında geçiş sağlayabilirsiniz.

    Renkli dudaklar :  Bütün bir akşam 

    Her ruj bütün bir gece sürekli ve kalıcı olmaz. Yeniden ruj sürmek ise bize  zahmetli gelir.

    Uzun süreli ve kalıcı bir ruj uygulaması için öncelikle düzgün bir dudak yüzeyi gereklidir. Nemli bir bez kullanarak dudak yüzeyinizdeki küçük deri parçalarınızı temizleyin.

    Kontur kalemi ile sadece dudaklarınızın çevresini değil kalemi bütün dudağınıza uygulayın. Kontur kalemleri rujlara göre daha az balmumu içeriri ve bu yüzden daha uzun ömürlü olurlar. Kontur kaleminizin ruj renginiz ile aynı olduğundan emin olun. Dudak fırçası kullanmanız bütün bir akşam renkli bir dudağa sahip olmanıza yardımcı olacaktır.

  • İnce dudakları dolgun göstermek için küçük tüyolar

    İnce dudakları dolgun göstermek için küçük tüyolar

    İnce dudakları dolgun göstermek için yapılması gereken birkaç küçük püf nokta;

    Dişiliğin sembolü dolgun dudaklar her kadının hayalidir. Bunun için estetik cerrahiye başvuranların sayısı ise küçümsenemeyecek kadar çok. Oysa küçük makyaj hileleriyle ve iyi bir ruj sürme tekniğiyle dudaklarınızı dolgun göstermek elinizde. İhtiyacınız olan sadece ruj ve dudak kalemi!

    Sadece makyajla daha dolgun dudaklar!
    Rujunuzu seçerken yağlı olmayan, mat bir ruj tercih etmelisiniz. Dudak kaleminiz ise ince ve sivri uçlu, rujunuzla aynı renkte olmalıdır.

    Dudağınızın etrafına ve dış kısmına kalemle ince bir çizgi çekin. Alt ve üst dudağınızın uçlarını birleştirmemeye özen gösterin, yoksa ağzını hareket ettirdikçe bu kısımdaki ruj dağılabilir.

    Alt dudağınızı kalemle çizerken dudağınızın ortasına çok fazla kavis yapmayın, daha düz bir çizgi çekin. Daha sonra ruj ile çektiğiniz kalemin içini doldurun.

    Alt dudağınızın ortasına gelen kısma rujunuzun renginde, bir ton açık bir başka ruj ile dikey gölge yapın.

    Rujun üzerine ince bir katman parlatıcı sürerek dolgun ve seksi dudaklara kavuşun.

    Dudakları dolgun ve kalın gösterme teknikleri:

    – Dudak renginizle uyumlu bir dudakl kalemi seçerek dudak çizgilerini biraz yukarı ve aşağı doğru kaydırarak dudaklarınızı daha kalın hale getirebilirsiniz.
    – Piyasada satılan dudakları dolgun gösteren rujlar mevcut bunlardan kullanarark daha dolgun görünümlü bir dudağa sahip olabilirsiniz.
    – Dudak çizgileri kapatıcı makyaj ürünleri ile kapatıldıktan sonra dilerseniz kalemle dilerseniz rujla daha geniş bir alana sürerek dolgun dudaklar elde edebilirsiniz.
    – Koyu tonda dudak rujları yerine canlı ve parlak renkleri kullanın. Bu sayede dudaklarınız daha dolgun görünecektir
    Dudak bakını yapmazsanız dudaklarının ince görünür. Çatlak ,cansız ve kuru dudaklar olduğundan ince görünür.

  • Kış Aylarının Makyaj Trendleri

    Kış Aylarının Makyaj Trendleri

    Kadınların güzelliklerini ortaya çıkaran makyaj, her mevsimde kendine has modasını yaratıyor. Gözlerde gölgeler ve metalik farlar dolgun kirpikler ile dramatik etki yaratırken, dudaklarda kırmızı her tonuyla şıklık yarışında olacak. Parlaklık yerine mat ve doğal görünüm Parlak, simli pudralarınızı kaldırıp, mat ve pürüzsüz bir cilt için kolları sıvayın. Cildinize güveniyorsanız mat bir pudra bütün bir yıl işinize yarayabilir. Cildinizde renk farklılıkları ya da deformasyon varsa mutlaka fondöten kullanın. Aydınlatıcılar ise bu yıl kaçınmamız gereken ürünlerden.

    Güçlü kaşlarla dramatik etki yaratın Kaşlarınızı yeterince kalın ve yüzünüzle uyumluysa doğal bırakın. Eğer yüzünüzle uyumsuz olduğunu düşünüyor ya da değişiklik istiyorsanız kaşlarınıza bir kaç ufak makyaj hilesi yapabilirsiniz. Kaş kalemini ya da kaş rimelini bu kış el altında tutun. Yapacağınız makyaj ve saça göre kaşlarınıza farklı bir hava katın.

    Metalik göz makyajı ile iddialı olun Uzun zamandır trend olan dumanlı göz makyajı ile bütünleştirebileceğiniz metalik farlar gözlerinizi ön plana çıkarmak için ideal bir seçim olabilir. Doğal görünmek istiyorsanız bu farların toz olanı yerine krem olanlarını tercih edebilirsiniz.

    Dolgun kirpikler ile bakışlarınıza anlam katın Gözlerini ön plana çıkarmak isteyen her kadının rimeller ile arası iyidir. Rimelden önce kirpiklerinizi kıvırmak ekstra dolgunluk sağlar ve gözlerinizi dah da ön plana çıkarır. Eyeliner ile göz makyajınızı tamamlayın Eyeliner sürmenin binbir türlü yolu var. Gözlerinizde yaratmak istediğiniz etkiye bağlı olarak çeşitli formlarda eyeliner sürebilirsiniz ama bu kış trend olan ince formlar.

    Kış 2013-2014 makyaj trendleri için tıklayın !

    Kırmızının cazibesine kapılın İster parlak ister mat olsun kırmızının her tonu bu kışın vazgeçilmez ruj rengi olacak. Retro ve vintage stillerle özellikle kullanabileceğiniz kırmızı rujunuzu çantanızdan eksik etmeyin. Kırmızı ruju kullanırken belli belirsiz bir göz makyajı yapmanız gerektiğini unutmayın.

  • İyi estetik anlaşılmayan estetiktir…

    İyi estetik anlaşılmayan estetiktir…

    Estetik cerrahide artık eskiden olduğu gibi abartılı değişiklikler yapılmıyor. ‘İyi estetik, anlaşılmayan estetiktir’ anlayışı giderek hakim oluyor. İşte, ayrıntılarıyla estetikte yeni trendler…

    Göz çevresi estetiği: Göz kapaklarını yüzden bağımsız düşünme dönemi sona erdi. Üst kapağa yönelik bir işlem yaparken sıklıkla kaş ve alına da bir müdahale yapıyoruz. Alt kapak ile birlikte orta yüz ve yanak bölgesinde de bir gençleşme hedefliyoruz. Eskiden amaç fazla cildi ve torbalara yol açan yağları çıkartmaktı. Bu da içeri çökük gözlere neden oluyordu. Şimdi ise göz çevresine ‘çok katmanlı yaklaşım’ yapıyoruz. Cerrahi öncesinde göz küresinin etrafı, kemik çatı, şakaklar, kaş altları, orta yüz ve yanak bölgesi yağ enjeksiyonları ile güçlendiriliyor. Göz torbalarına yol açan yağlar orta yüzü ve yanakları desteklemekte kullanılıyor. Amaç gençlerde olduğu gibi dolgun görünüm kazandırmak. Bunu yaparken göz kapağı düşüklüklerini ve asimetrilerini de düzeltiyoruz. Ameliyat 1-2 saat sürüyor. Çoğu hastaya genel anestezi gerekmiyor. Hasta aynı gün evine dönebiliyor. Dikişler 5-6 gün sonra alınıyor. Dikişler alındığında makyaj yaparak işe dönmek mümkün.

    Burun estetiği: Ülkemizde hâlâ en çok yapılan estetik ameliyat. Eskiden çok oyulmuş, çok kaldırılmış, ucu çok inceltilmiş burunlar yapılırdı ve hastaların büyük bölümü nefes alamazdı. Ameliyat sonrası şişlik ve morluklar çok uzun sürerdi. Şimdi ise buruna şekil verilirken hastanın kişilik özelliklerini, etnik yapısını, mesleğini göz önünde tutuyoruz. Özellikle kadın ve erkeklerdeki yaklaşım tamamen farklı olmalı. Erkeklere kadınsı bir burun yapmamaya özen gösteriyoruz. Herkese aynı burunu yapmamaya çalışıyoruz. Ameliyat öncesinde bilgisayar simülasyonları yaparak burunun son halini belirlemeye çalışıyoruz. Amaç hastanın ameliyatlı olduğunun anlaşılmaması. Ayrıca hastanın solunum fonksiyonlarını düzeltmeye önem gösteriyoruz. Ameliyat süresi yaklaşık 2-3 saat. Hasta aynı gün taburcu oluyor. İşlem ağrısız. Bir hafta sonra alçı ve dikişleri aldığımızda morluk ve şişlikler büyük oranda geçmiş oluyor ve hasta işine dönebiliyor. Hastaların korkulu rüyası burun tamponlarını ben uzun yıllardır kullanmıyorum.

    Yüz gençleştirme: Eskiden yüz germe yapılan hastalar rüzgar tünelinden çıkmış gibi görünürlerdi. Artık yüzü üç bölümde değerlendiriyoruz: Üst yüz, orta yüz, at yüz ve boyun. Hastanın hangi bölümde cerrahiye ihtiyacı varsa oraya ağırlık veriyoruz. Uygun hastalarda kısa izli teknikleri seçiyoruz. Gerektiğinde endoskop kullanarak hiç iz bırakmadan yüz germe yapabiliyoruz. Yine temel değişikliklerden birisi germenin yönü. Eskiden dokular arkaya doğru gerilirdi. Şimdi ise yukarı çekiyoruz. Bu da daha doğal ve kalıcı bir görünüm kazandırıyor. Hastanın gençlik fotoğraflarını incelemek önemli. Amacımız hastayı başka birisi haline getirmek değil, gençliğindeki görünümünü geri kazandırmak. Yağ enjeksiyonları ile kaybedilmiş olan yumuşak dokunun yerine konması, yüz gençleştirmenin de temel işlemlerinden birisi olmuş durumda. Yüz germe ameliyatları, yapılan işlemlere bağlı olarak 3-6 saat kadar sürüyor. Hastalar bir gün hastanede yatıyorlar. İki gün sonra banyo yapmak serbest. Bir hafta içerisinde tüm dikişler alınıyor. Yüzün oturması iki haftayı buluyor.

    Yüzde yağ enjeksiyonları: Hem yüzde ve vücutta oluşan yumuşak doku kaybı yerine konuyor, hem de yoğun kök hücre içeriği sayesinde yıpranmış dokuların onarılması sağlanıyor. Yağ enjeksiyonları yüzde alında, şakaklarda, göz çevresinde, burunda, orta yüzün dolgunlaştırılmasında, yanak ve elmacık kemiklerinin desteklenmesinde, dudaklarda, çene konturlarının belirginleştirilmesinde kullanıyor. Özellikle göz çevresindeki renk koyulaşmalarını azaltılıyor. İşlem 1-2 saat sürüyor ve hasta aynı gün evine dönüyor. Dikiş almak gerekmiyor. Genellikle bir hafta sonra işe dönmek mümkün.

    Meme küçültme ve dikleştirme: Ülkemizde çok yapılan ameliyatlardan birisi. Ne yazık ki hastalar arasında kötü bir ünü var. Çok ağrılı olduğu, çok iz kaldığı, uzun süre hastanede yatılması gerektiği yönünde kaygılar yaygın. Oysa işlem 2-3 saat sürüyor, hasta aynı gün evine dönüyor. Ağrısız bir ameliyat olduğunu söylemek mümkün. 2 gün sonra banyo yapıp evden çıkabilir, araba kullanabilir, işine dönebilir. Tümüyle eriyen dikişler kullanılıyor. Üç hafta sonra spora izin veriyoruz. Hastaların tümü ameliyat öncesi mamografi ile kontrol ediliyor ve çıkan parçalar patolojiye gönderiliyor. Meme küçültme işlemi meme kanseri riskini de yarı yarıya azaltıyor.
    Meme büyütme: Protez teknolojisindeki gelişmeler sayesinde meme büyütme işlemlerinden sonra oluşabilen can sıkıcı sorunlar azalmış durumda. Artık anatomik, damla şekilli protezler kullanıyoruz. Bu sayede her hastanın anatomik yapısına uygun farklı şekillerde protezler koyabiliyoruz. Standart uygulamayı meme altı kesisi, fasya altına anatomik protez yerleştirilmesi ve gereken hastalarda yağ enjeksiyonları ile görünümün doğallaştırılması şeklinde özetleyebiliriz. Kas altı uygulamalarındaki şiddetli ağrılar bu yöntemde gözlenmiyor. Neredeyse ağrısız denilebilir. İşlem 1-2 saat sürüyor. Hastanede yatmak gerekmiyor. İki gün sonra işe dönmek mümkün. Uzun vadede protez patlaması gibi sorunlar çok aza inmiş durumda. Top gibi durmayan, doğal, ameliyatlı olduğu anlaşılmayan göğüsleri hedefliyoruz.

    Karın germe:
    Şiddetli ağrı, günlerce ayağa kalkamama, emboli tehlikesi gibi söylentiler birçok hastayı bu son derece etkili işlemden uzaklaştırıyor. Uzun yıllardır Brezilya tekniği denilebilecek bir yöntem kullanıyorum. Karın germe yaparken hastanın belini inceltiyor, gerekiyorsa kalçasını dolgunlaştırıyorum. Yine gereken hastalarda göğüs ameliyatlarını da aynı ameliyat sırasında yapıyorum. Yalnızca karın germe ise işlem 3 saat kadar sürüyor. Meme de yapılacaksa 5-6 saati bulabiliyor. Ameliyattan 3 saat sonra hastalar ayağa kalkıyor, ertesi gün taburcu oluyorlar. 10 gün sonra işe dönmek mümkün. Ağrı erken dönemlerde bile minimal. Gerginlik hissi bir süre devam ediyor.

    Popo estetiği: Birçok kadının derdi ve kesin bir çözüm yok. Irksal faktörler, beslenme şekli ve spor, kalça şeklinin belirlenmesinde çok önemli. En çok yaptığımız yağ şekillendirme işlemleri. Beli inceltiyoruz, basenleri alıyoruz ve çıkan yağları kalçanın üst tarafına dolduruyoruz. Böylece arkaya doğru çıkık, dik duran, yuvarlak ve yüksek bir popo elde edebiliyoruz. Eğer yeterli yağ yoksa silikon protezlerle popoya güzel bir şekil vermek mümkün. Protez uygulamalarında hasta bir gün yatıyor. Liposhaping yapıldıysa aynı gün taburcu ediyoruz.

    Liposuction (yağ aldırma): Liposuction (yağ aldırma) yerine liposhaping, yani ‘yağ şekillendirme’ terimini kullanmak daha doğru. Çıkan yağları eskiden olduğu gibi atmak yerine, vücudun başka yerlerine ilave ediyoruz. Özellikle kalçalara yapılan yağ enjeksiyonları daha yuvarlak, biçimli ve yüksek bir popo elde etmekte son derece etkili. Beraberinde beli çukurlaştırıp basenleri de daraltınca latin görünümlü kalçalar elde ediyoruz. Bu yöntemle bacakları inceltmek, ayak bileklerini inceltmek, gereken yerleri kalınlaştırarak bacak eğriliklerini düzeltmek mümkün. Ayrıca karın ve bel kıvrımlarını belirginleştirmek, karına baklava görünümü vermek, bele gamze yerleştirmek mümkün. Liposuction genel ya da lokal anestezi altında yapılıyor. Hastalar aynı gün evlerine dönüyorlar. Ertesi gün banyo yapmak ve 2 gün sonra işe dönmek mümkün. 3 hafta kadar korse kullanmak gerekiyor. İşlem sonrası acı yok, ancak birkaç gün çürük ağrısı gibi bir ağrı duyuluyor. Ameliyat sonrası hastaların aşırı kilo almamaları önemli.

    Estetik ve Estetik Cerrahi hakkında herşey için tıklayın !

    Posta

  • Güzelleşmenin doğal yöntemi; YAĞ TRANSFERİ

    Güzelleşmenin doğal yöntemi; YAĞ TRANSFERİ

    Yağ dolgusu operasyonları vücudun hemen hemen her bölgesinde kullanılıyor. Yapılan yağ enjeksiyonlarıyla popo, meme, baldır büyütmek, ayak bileği kalınlaştırmak, bacaklardaki şekil bozukluklarını gidermek de mümkün. İmep Estetik’ten Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. İlker Manavbaşı, yağ dolgusu işlemiyle ilgili merak edilenleri açıklıyor.

    Yağ Dolgusu Yağ Transferi ile Yeni Bir Görünüm Kazanın

    Her kadının şikayetçi olduğu yağların, bir gün güzelleşmek için kullanılan sihirli bir çözüm olacağı kimsenin aklına gelmezdi. Günümüzde vücudun herhangi bir bölgesinden alınan yağlar, gözaltı, elmacık kemikleri alın başta gelmek üzere; el sırtı, popo, göğüs, ayak bileği, basenlerde istenen görünümü elde etmek amaçlı uygulanıyor.

    Yağ transferi işlemiyle ilgili bilinmesi gerekenleri açıklayan Opr. Dr. İlker Manavbaşı, “Yağ transferi, kişinin herhangi bir yerinden alınan yağın vücudun başka bir yerine enjekte edilmesi işlemidir. Pek çok kadında bölgesel yağ fazlalığı olduğu gibi, bir kısmında da bölgesel yağ eksikliğine bağlı kontür bozukluğu görülür. Bu sorunların düzeltilmesi, vücut yağlarının fazla olduğu bölgelerden az olduğu bölgelere transfer edilmesi ile gerçekleşir. Bu yönteme, yağ şekillendirme anlamına gelen liposculpturing, liposhaping gibi isimler verilir.” diyor.

    Vücuttan alınan yağlar kısa sürede tekrar vücuda verilmeli

    Yağ fazlalığı olan bölgelerden liposuction yöntemi ile alınan yağlar, yine benzer kanüllerle, yağ eksikliği olan bölgelere verilir. Bu bölgeler, genelde; basen-bel arası, poponun üst kısmı, uyluk iç-orta kısmı ve baldırlar olur. Verilen miktar, liposuction ile alınan yağ dokusuna bağlı olarak toplamda 1 litreye yaklaşabilir. Verilen yağ miktarının yaklaşık yüzde 40’ı birkaç ay içinde vücut tarafından emilse de kalan miktar hastayı memnun eder. Hastaya sadece yağ enjeksiyonu yapılacak ise çoğu zaman sedasyon ve lokal anestezi yapılır. Ancak bu işlem başka bir ameliyat ile beraber yapılacaksa genel anestezi tercih edilir.

    Yağ Dolgusu

    Opr. Dr. İlker Manavbaşı, yağ transferi işlemi sırasında dikkat edilmesi gerekenleri ise şu şekilde açıklıyor: “Alınan yağlar o anda herhangi bir işleme tabi tutulmadan transfer edilebilir. Çünkü yağları saklamak canlı yağ hücresi sayısını ciddi miktarda azaltır. Yağ dokusu çok hassas bir dokudur, sıcaklık, kuruma ve fiziksel stresler ile hemen canlılığını kaybeder. Yaklaşık bir saat süren bir zaman zarfında bu işlemler tamamlanmalıdır. Eğer daha uzun sürecek ise alınan yağın soğutulması gerekmektedir. Ancak alınan yağların saklanarak başka bir seansta tekrar enjekte edilmesi önerilen bir yaklaşım değildir. Bu tip uygulamalarla canlı yağ dokusu son derece azalmaktadır. Alınan yağ miktarı, enjekte edilecek bölgenin durumuna göre değişir. Örneğin yüze ve ellere genelde 15-45 cc yağ enjekte etmek yeterli olurken, popoya ve göğüse 600-700 cc enjekte edilebilir.

    Yağ Transferi hem doğal, hem risksiz

    Yağ transferi ile hem bölgesel incelme sağlandığını, hem de istenilen bölgede arzu edilen şekle kavuşulduğunu belirten İlker Manavbaşı, “deyim yerindeyse bir taşla iki kuş vurulur” diyor: “İşlemde amaç fazlalıkları almaktan öte, transfere yetecek kadar yağ almaktır. Yağ dokusu çok ince liposuction kanülleri ile alındığı için birkaç milimetrelik kesi ile bu işlemler yapılabilmektedir. Bu küçük operasyonda yağ çekilen yerler kendiliğinden iyileşir, yara izi kalmaz. Hatta hastalar işlem yapılan yeri bile fark etmezler. Operasyondan birkaç gün sonra hasta işine, normal hayatına rahatlıkla dönebilir. Her hastaya kendi yağı kullanıldığı için hastalık kapma riski de yoktur.

    Opr. Dr. İlker Manavbaşı, yağ transferinin aynı zamanda yanık izleri veya travmaya bağlı yumuşak doku eksikliği durumlarında da çözüm sunduğunu belirtiyor ve ekliyor: “Enjekte edilen yağ kişinin kendi dokusu olduğu için vücudun bunu kabul etmemesi gibi bir durum söz konusu olamaz. Ayrıca enjekte edilen yağ dokusunun içindeki kök hücreler sayesinde enjekte edildiği bölgede hücre yenilenmesine katkı sağlar. Hasta açısından değerlendirdiğimizde ve piyasadan temin edilen geçici dolgularla karşılaştırıldığında steril şartlar ve ek cerrahi aletler gerektirir. Fakat bu sayede hasta kalıcı bir sonuç elde edilmiş olur.

    Vücut güzelleştirmede en kalıcı çözüm;Yağ dolgusu

    Yağ enjeksiyonu, etki süresi olarak kalıcı dolgu kategorisindedir. Enjekte edilen yağlar uygulanan tekniğe göre yüzde 40-70 oranında kalıcıdır. Yağ enjeksiyonu temelde iki bölgeye yani; yağ içeren ve içermeyen bölgelere uygulanır. Bu iki farklı bölgede enjekte edilen yağlar farklı davranış sergilerler. Dudak, el sırtı, alın gibi normalde sadece çok ince cilt altı yağ dokusu içeren bölgelerde bu yağların hiçbir zaman erimeyeceği kabul edilmektedir. Elmacık kemikler, şakak bölgesi gibi bölgelerde ise enjekte edilen yağların o bölgelerdeki yağların fizyolojik değişimine uğrayacağı ve çok uzun yıllar varlığını devam ettireceği tespit edilmiştir. Bu sürenin de uzunluğu göz önüne alındığında tüm bölgelere enjekte edilen yağ dokusunun kalıcı olduğu kabul edilmektedir. İlker Manavbaşı, burada belirleyici unsurun, vücut dokuları ile dolgu amacıyla uygulanan maddelerin uyumlu olması, vücuda zarar vermemesi olduğunu ve bu bağlamda, en uygun materyalin kişinin kendi yağı olduğunu belirtiyor.

    Yağ enjeksiyonu ortakları: Botoks ve PRP

    Botoks uygulaması, bir tür bakterinin ürettiği toksinin çok düşük dozlarda belli kasların içine verilmesi sayesinde o kaslarda geçici hareket kaybı elde edilmesini sağlar. Estetik cerrahide kullanımı ise; yüzde mimik oluşturan bazı kasların geçici fonksiyon kaybına uğratılarak zamanla oluşmuş kırışıklıkların düzeltilmesini içerir. Bunlar çoğunlukla, kazayağı, alındaki çizgiler ve boyun altı bantlarıdır. Botoks ile yağ enjeksiyonunun etkilerinin birbirlerinden çok farklı olduğunu belirten Opr. Dr. İlker Manavbaşı, birbirlerinin yerine değil birbirlerini tamamlayacak şekilde kullanılmalıdır açıklamasını yapıyor:

    Yağ Dolgusu

    “PRP, kişiden alınan kandan hazırlanan ve kan hücreleri tarafından üretilen bir takım hormonların daha konsantre hale getirilerek o kişinin arzu edilen bölgesine enjekte edilmesidir. Dolgu yapmak amacıyla kullanılmaz. Bu hormonların etkisi ile enjekte edilen bölgede, fibroblastlar, saç derisine uygulandıysa, saç kökü hücreleri uyarılarak, cildin daha gergin, tonunun daha artmış olması, lekelerin azalması ve saç köklerinin daha canlı hale gelmesi sağlanır. On beşer gün ara ile 4 seans uygulanması ve 6 ay sonra tekrarlanması önerilir. Yağ enjeksiyonu ile beraber kullanılması o bölgedeki gençleştirici etkiyi artırır.”

    Yüz ve El sırtı uygulamaları

    Yaşlanma sebebiyle yüzde yumuşak doku erimesi ve zayıflama aynı anda görülür. Kırışıklar da bu tabloya eşlik eder. Yaşlanmanın erken dönemlerinde yüzde zayıflık ve boşalmanın daha yoğun olduğu hastalarda uygulanması gereken ilk çözüm yağ enjeksiyonudur. Cilt altı dolduğunda mevcut kırışıklıklar da bir miktar açılacaktır. Yaşlanmanın etkisi sadece yüzde değil, el sırtında ve dekolte bölgesinde de gözlenir. Cilt altı dokularda incelme ve ciltte leke oluşumu en belirgin göstergedir.

    Bu sorunlara yönelik yapılan işlemlerin yine PRP ve yağ enjeksiyonu olduğunu vurgulayan İlker Manavbaşı, PRP ile cildin daha gergin, parlak ve canlı olurken yağ enjeksiyonu ile daha dolgun ve genç bir yapıya kavuştuğunu, kombine müdahalelerde başarının bir basamak yukarı taşınarak, çok doğal ve mutlu edici sonuçlar alınmaya başlandığını söylüyor.

  • Kadınlar nereden öpülmek ister?

    Kadınlar nereden öpülmek ister?

    Sevdiğinizle aranızdaki mükemmel his ve duyguları aktarmanın en romantik yolu tabii ki öpücükler. Sevgilerini en doğru şekilde ifade etsinler diye, bizim de bu seferki tavsiyelerimiz erkeklere!

    Bakın kadınlar nasıl öpülmek ister!

    Kulaklar

    Kadınların içini gıcıklatan ve yoğun bir haz yaratan bir diğer nokta kulaklar. Dudakların, kulakların üzerinde gezdiğinde yarattığı histen her kadın hoşlanır.

    Boyun

    Hisleri harekete geçiren ve kadını havaya sokan en belirgin bölge boyun. Özellikle sürpriz bir şekilde sevgilinin boyuna kondurduğu bir öpücük her zaman işe yarar.

    Alın

    Kenetlenen dudakların aşkın simgesi olduğunu zaten bilmeyen yok. Peki yüzün diğer kısımları? Alına kondurulan sıcak bir öpücük kadına kendini güvende hissettirir.

    Köprücük kemiği

    Kıyafetleri hala üzerinde olan bir kadının öpülmeyi bekleyen en özel yeri köprücük kemiği! Seksiliği tartışılmaz bu bölgeye konulan öpücükler daha derin anlara bir adım daha yaklaştırıyor.