Etiket: doğum sonrası ilişki

  • Doğumdan sonra seks hayatı

    Doğumdan sonra seks hayatı

    Dokuz aylık geri sayım sona erdi ve dünyanın en güzel varlığına, bebeğinize kavuştunuz. Peki, bundan sonra eşinizle tıpkı hamilelik öncesi olduğu gibi sorunsuz bir cinsel hayat yaşamanız mümkün mü? Uzmanlar bu soruya, evet yanıtını veriyor. Ancak, kendinizi bu yeni hayata nasıl hazırladığınızla ilgili her şey. Ne de olsa eşinizin yanı sıra tüm ilginizi vermeniz gereken bir bebeğiniz var artık kucağınızda.

    Kadın neden seksten uzaklaşır?

    Uzmanlara göre, normal doğumdan yaklaşık altı hafta, sezaryenle doğumdan ise üç ya da dört hafta sonra fizyolojik olarak kadınlar cinsel ilişkiye girmeye müsait hale geliyorlar. Ancak, psikolojik olarak kendinizi seks yapmaya hazır hissetmeyebilirsiniz. Zira artık bir annesiniz ve kimliğinizi sadece annelik ile özdeşleştirip kadınlığınızı bir kenarda bırakmış olabilirsiniz. Annelik duygusunun vermiş olduğu endişe ve sürekli çocuğu düşünme telaşı ile çoğu yeni anne, eşini ikinci plana attığının farkında bile olmaz. Şu da bir gerçek ki doğumdan sonra kadınlık hormonlarının bir kısmı azaldığından cinsel istek de azalabilir. Ancak, bu geçici bir durumdur. Süt verme döneminin ortalarına doğru hormonal fonksiyonlar tekrar normale dönmeye başlayacaktır. Sorun uzun vadede devam ederse, cinsel isteksizlik ve ilişki kuramama söz konusu olursa, doktorunuza danışarak hormon tedavisi uygulayabilirsiniz.

    Erkek nasıl davanmalı?

    Çocuktan sonra cinsellikten uzaklaşma, sadece kadında değil, erkekte de görülebilen bir durumdur. Karısının sekse karşı ilgisiz olması, ilgisini bebeğine yöneltmesi, erkeği de seksten soğutabilir. Ya da seks yapmayı istediği halde eşinin artık kendisiyle ilgilenmediği ve dışladığı düşüncesiyle mutsuz olabilir. Çiftin birbirine karşılıklı anlayışla yaklaşması, özellikle erkeğin eşinin bu döneminin geçici olduğunu bilerek sabır göstermesi önemlidir. Cinsel ilişki olmasa bile sarılıp öpüşmeyi, tensel teması hiçbir şekilde kesmemek, her iki taraf için de doğru olandır. Eşi normal doğum yapan erkeklerin bazıları, doğum sahnesini düşünerek seksten soğuduklarını ya da eşlerini emzirirken izlemelerinin seks isteğini azalttığını söylese de uzmanlar, bunun cinsel ilişkiden kaçmak için geçerli bir bahane olmadığı konusunda birleşiyorlar. Zira anneliğin başka, cinsel dürtünün başka bir şey olduğunu söylüyorlar.

    İletişim kurmayı deneyin

    Şunu iyi bilmek gerekiyor ki çocuktan sonra çiftlerin sekse olan ilgilerinin azalması, geçici bir durumdur. Doğumdan sonraki ilk dönemde ortaya çıksa da zamanla eşler birbirlerine karşı cinsel ilgi duymaya yeniden başlarlar. Tüm ilişkilerde anahtar niteliği taşıyan iletişim , bu sorunda da devreye girmelidir. Eşler birbirlerine baskı yapmadan destek olmak ve sevgi göstermekle süreci kolaylaştırabilirler. Ancak, bebekten sonra hiçbir şekilde cinsellik yaşanamıyorsa, bir uzmandan yardım almak gerekebilir.

    Emzirmek, hamile kalmaktan korumaz

    Yaygın kanının aksine, emzirme, doğurganlığı geciktirse de kadının ne zaman adet görmeye başlayacağı önceden bilinemeyeceğinden, emzirme dönemi hamile kalınmayacağı anlamına gelmez. Bu dönemde en iyi doğum kontrol yöntemi, erkeğin prezervatif kullanmasıdır. Doğum sonrası kadının vajina duvarları ve rahmi genişlediğinden diyafram, doğum kontrol yöntemi olarak etkisiz kalabilir. Ancak doğumdan iki, hatta üç ay sonrasında diyafram kullanılabilir. Emziren kadınların doğum kontrol hapı seçerken dikkatli olmaları ve mutlaka doktora danışmaları gerekiyor. Hap kullanmakta zorlananlar için doktorunuz, enjeksiyon yöntemleri önerebilir.

    Doğum sonrasında kadın ister sezaryen, ister normal bir doğum yapsın vücudun kendini toparlanması yaklaşık altı hafta sürmektedir. İki türlü doğum sonrasında bir takım dikiş gibi yaralar oluştuğu için bunların iyileşmesi şarttır.

    Doğumdan sonra seks hayatı

    Ayrıca doğum sonrası rahim ağzı açık durumda olduğu için her türlü enfeksiyona kolaylıkla maruz kalabilir. Bu yüzden belirtilen sürenin geçmesini beklemek gerekir. Altı haftalık dönemden sonra vücut adaptasyonunu tamamlamış olur.

    Bu dönem aslında 40 gün sürmektedir. Yani halk arasında 40 çıkartma olarak bilinir. Bu dönem kadının lohusalık denilen dönemidir de aynı zamanda. Bu süre içinde cinsel ilişkiye vücudun hazır olması söz konusu değildir. Bu altı haftalık dönemde rahim, genital organlar, bütün hamilelik döneminde ortaya çıkan değişikliklerin hepsi normale dönmektedir. Bunun sonucunda kadın altı haftanın sonunda emzirme hariç hamile olmadan önceki dönemine geri döner. Kısacası cinsel ilişki için kadın açısından ortalama doğumdan sonra 40 gün geçmesi gereklidir.

    Ayrıca bütün doğum yapan kadınlarda doğum sonrası ruhsal ya da bedensel bir takım problemler yaşanmaktadırlar. Bu nedenle ister sezaryen ister normal bir doğum yapmış bir kadını cinsel ilişkiye zorlamak yanlıştır. Kadınlar bu dönemde çok hassas olular. Onun için bu dönemde en büyük görev eşlere düşmektedir. Eşler sevgi ve ilgi gösterdiklerinde kadınlar kendilerini mutlu hissederler.

  • Hamilelikte cinselliğe bakış değişiyor

    Araştırmalara göre hamileliğin ilk 12 haftasında kadınların cinsel isteklerinde azalma oluyor. Bu durumla beraber hamilelik ve sonrasındaki süreç eşlerin hayatlarını her yönden olduğu gibi cinsel yönden de etkiliyor.

    VKV Amerikan Hastanesi Psikoloji Bölümü’nden Psikolog Aslı Akkan, hamilelik boyunca yaşanan cinsel sorunların kolayca aşılabilmesi için çiftlerin birbilerine anlayış, şefkat, ilgi ve sevgiyle yaklaşması gerektiğini söylüyor.

    42-16877172Evlilik kurumunun ve çiftler arasındaki ilişkinin sağlığının test edildiği önemli noktalardan biri de çocuk sahibi olunmaya karar verilmesi, hamilelik ve hamilelik sonrası sürecin eşler üstündeki etkisidir. Hamilelik ve hamilelik sonrası süreç eşlerin duygusal süreçlerini etkilediği kadar, cinsel hayatlarını da etkilemektedir. Her ne kadar bu süreç cinsel hayatı eskisinden farklı kılacaksa da bu farklılığın bireylerin ilişkilerini etkilemesine ve zorlamasına en az düzeyde izin verilmesini sağlaması önemlidir.

    Hamilelik süresince jinekoloğu tarafından medikal, fizyolojik herhangi bir sorun görülmeyen ve cinsel hayatı yaşamasına izin verilen kadının, yaşadığı hormonal ve fiziksel değişiklikler cinsel isteksizliğine sebep olduğu kadar kadının kendi inanç sistemi de bu durumu tetikler. Araştırmalara bakıldığında sağlıklı bir hamilelik yaşamakta olan kadınların ilk 12 haftada cinsel isteklerinde azalma olduğu görülmekteidir. Yaşadığı fiziksel yorgunluk, bulantı, kilo alımı, rahat bir pozisyon bulamama gibi sebepler bu durumu açıklayabilmekle beraber, kadının kendindeki değişime adapte olma sürecinde yaşadığı kaygılar, bebeğime zarar verir miyim endişesi, ve fiziğindeki değişime bağlı olarak eşinin onu eskisi gibi istemeyeceği inancı da çok büyük rol oynamaktadır. Benzer düşünceler erkeği de etkilemektedir ve onu da cinsellikten soğutmaktadır. Hamilelik boyunca cinsellikle ilgili yaşanılabilecek bu çeşit sorunları engellemenin en önemli yolu ise çiftlerin bir birleriyle mümkün olan en açık şekilde konuşmalarıdır. Kaygılarını ve isteklerini dile getirdikleri zaman sağlıklı cinselliklerini neyin etkilediğini bulacaklar ve sorun odaklı çözüme ulaşacaklardır.

    Hamilelik süresince çiftlerin cinsel hayatlarında yaşayabilecekleri sorunlar doğum sonrası da devam edebilir ve bu konunun önemi unutulmamalıdır. Doktorunun izin verdiği zaman itibariyle kadının cinsel ilişkiye girmesinin herhangi bir sakıncası yoktur ancak cinsel ilişkiyi etkileyebilecek psikolojik faktörler yine ortaya çıkabilir. Doğum ve bebek bakımının kadın için son derece yorucu olması nedeniyle doğum sonrası ilişki sıklığında azalma beklenen bir durumdur. Ancak doğum sonrası depresyon veya başka sağlık problemi olmadığı taktirde genellikle doğumdan 3 ay sonra hamilelik öncesi cinsel ilişki sıklığına dönülmesi beklendiktir. Bebeğin bakım ihtiyaçları azaldıkça, uykusu düzene girdikçe cinsel aktivite de normale dönmeye başlar.

    Doğum sonrası fiziksel yorgunluk dışında cinselliği etkileyebilecek durumlar :

    Ağrı Korkusu : Bir çok kadının doğum sonrası ilişkiye girmekten çekinme nedenin ağrılı ilişkiden korkmaları ve kaygıları arttıkça da girdikleri ilişki sırasında disparoni (ağrılı cinsel beraberlik) ve vajinismus (vajinal kasların kasılması sonucu cinsel beraberliğin olamaması) gibi sorunlar yaşayabildikleri araştırmalarda gözlemlenmiştir.

    Estetik Kaygılar : Vücudundaki değişim ve/veya aldığı kilolar yüzünden kendini beğenmeyen kadının cinsellik sırasında zihnini sürekli bedeniyle meşgul etmesi cinsel ilişkiden zevk almasını önleyebilir. Bununla bağlantılı olarak, eşini eskisi kadar bakımlı bulmayan erkek de cinsel yaşamdan uzaklaşabilir.

    Rol Değişimi : Çocukları olan kadar sadece birbirine odaklanan çiftler, doğumun ardından neredeyse tüm ilgiyi çocuğa yöneltmeye başlayabilir. Bir yandan yeni bir yaşama uyum sağlamaya çalışmanın gerginliği, bir yandan da birbirlerinden eskisi kadar ilgi görememenin yarattığı sıkıntı cinsel isteksizliğin oluşmasına yol açabilir.

    Bu sorunların en az seviyede yaşanması ve ilişkiyi en az ölçüde etklilemesini sağlamak için çiftlerin, özellikle erkeğin eşine şefkat, ilgi, sevgi ve anlayış ile yaklaşması, beğenisinin devam ettiğini belli etmesi, kadının ise bu geçiş döneminin özelliklerini bilerek eski haline döneceğini sorun olmadığını bilmesi gereklidir. Ayrıca çiftlerin haftada l yada 2 kez bebek yanlarında olmadığı zamanlarda bir arada olmaya özen göstermeleri gereklidir. Bu birbirleri için ayrılmış özel zamanlarda ev ya da bebek hakkında konuşmayıp, kendileri ve bir birleri hakkında konuşmaları, eskisi gibi ortak paylaşımlar yaşamaları tavsiye edilebilir. Bunların yanı sıra okşamak, dokunmak veya kucaklaşmak gibi cinsel duyguları tetikleyebilecek davranışlarda bulunmak cinsel hayatlarının canlanmasına yardımcı olacaktır. Tüm bunlara rağmen sıkıntılar yaşanıyorsa bir uzmandan yardım almak da faydalı sağlayacaktır.

    Kaynak : NTV-MSNBC