Etiket: doğum kontrolü

  • Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar Hızla Yayılıyor

    Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar Hızla Yayılıyor

    CİSED: “CİNSEL YOLLA BULAŞAN HASTALIKLAR KORKMAYIN, UTANMAYIN, KENDİNİZİ VE SEVDİKLERİNİZİ KORUMAK İÇİN ÖNLEM ALIN!”

    CİSED ONURSAL BAŞKANI DR. CEM KEÇE: “CİNSEL YOLLA BULAŞAN HASTALIKLAR HIZLA YAYILIYOR!”

    Bilinen en büyük gerçeklerden biri, pek çok insanın cinsel olarak aktif olmsına rağmen, seks hakkında çok az biliyor olmasıdır. Bu durum oldukça şaşırtıcıdır. Özellikle Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar (CYBH) hakkında çok yanlış olan ama doğru bilinen cinsel mitler (hurafeler, yalanlar) var. Genellikle cinsel ilişki yoluyla insandan insana bulaşan mikroorganizmaların (mikrop) neden olduğu genital yol (üreme organları) enfeksiyonları CYBH olarak adlandırılır. CYBH’lar virüs, bakteri ve parazitlerden kaynaklanıyor veHPV, Siğil, Uçuk, HIV (AİDS), Hepatit B, C, Bel Soğukluğu, Frengi gibi hastalıklar sadece cinsel yolla bulaşmıyor. Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED) cinsel terapistleri Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) dünyada ölüm nedenleri arasında ikinci sırada geldiğine işaret ettiği CYBH’lar hakkında bilgiler verdi ve bu hastalıklar hakkında bilinen en çarpıcı cinsel mitlere açıklık getirdi. İşte en çok doğru bilinen yanlışlar:

    CYBH’LAR HAKKINDA EN ÇARPICI CİNSEL MİTLER…

    • CİNSEL MİT 1- CYBH’LAR VAJİNAL VE ANAL SEKSLE BULAŞIR, ORAL SEKSLE BULAŞMAZ!
    • CİNSEL MİT 2- CYBH’LAR CİNSEL ORGANLARA DIŞARIDAN BAKILDIĞINDA ANLAŞILIR!
    • CİNSEL MİT 3- CYBH’LAR TEDAVİ EDİLDİKTEN SONRA TEKRAR AYNI HASTALIĞA YAKALANILMAZ!
    • CİNSEL MİT 4- PREZERVATİF CYBH’LARA KARŞI %100 KORUMA SAĞLAR!
    • CİNSEL MİT 5- CYBH’LAR SADECE UMUMİ TUVALETLERDE BULAŞIR!
    • CİNSEL MİT 6- CYBH’LAR SADECE HAYAT KADINLARINDAN BULAŞIR!
    • CİNSEL YOLLA BULAŞAN HASTALIKLAR HIZLA YAYILIYOR!

    CYBH’ların hızla yayıldığına dikkat çeken CİSED Onursal Başkanı Dr. Cem Keçe; “Oral seksin CYBH’ları önlediğine, vajinal ve anal seksin ise önlemediğine dair olan yanlış inanç çiftlerin kafasını karıştırıyor. Halkımız bu mite asla inanmamalıdır. Kasık ve genital bölgenin temizliğine önem verilmezse CYBH’ların pek çoğu oral seksle bulaşabiliyor. Örneğin; pek çok insan klamidya ve gonore (bel soğuklu) enfeksiyonları kapabiliyor. Aynı şekilde, pek çok insan görünüşte herhangi bir şeye benzetemediği ya da nedenini bilmediği uçuk veya kabartılı hastalıklara yakalanabiliyor. Bu tür enfeksiyonlara yakalanan bir kişi oral seksle genital herpes kapmış olabilir. Bu nedenle kasık bölgesinin temizliğine dikkat etmek oldukça önemli. CYBH’ları önlemek için önce temiz olmak ve hijyen koşullarına uymak, daha sonra vajinal ve anal seks yaparken mutlaka kondom yani prezervatif kullanmak gerekiyor. Birden fazla partnerle gerçekleştirilmeyen, genital organların ve kasık bölgesinin temizliğine dikkat edilerek yapılan oral seks, vajinal ve anal sekse göre CYBH’ların bulaşması açısından daha güvenlidir, ancak düşükte olsa oral seksle hastalık bulaşma riski vardır. Bu nedenle gerektiğinde oral seks yaparken de prezervatif takılmasında fayda var.” dedi.

    CYBH’LARI DIŞARIDAN BAKILARAK ANLAŞILMAZ…

    CYBH’ların cinsel organlara dışarıdan bakılarak anlaşılamayacağına dikkat çeken CİSED Genel Başkanı Dr. Cebrail Kısa; “Aslında, CYBH hakkında vajina ya da erkek cinsel organına dışarıdan bakılarak kesin bir hastalık taraması yapılamaz, ancak bazı hastalıkların belirtileri bir hekim tarafından fark edilebilir. CYBH’larda (HPV, AİDS, klamidya, vb.) genellikle başlangıçta herhangi bir belirtiye rastlanmaz ama son derece bulaşıcı da olabilirler. CYBH’lardan korunmak için, tek eşli ya da partnerli bir yaşam tercih edilmeli, yeni birlikteliklerde karşı tarafın bu konuda sorgulanmalı ve yeni bir cinsel ilişkide ise prezervatif kullanılmalıdır. Ayrıca hastalık bulaşan kişilerin cinsel ilişkide bulundukları kişileri uyarmaları hem kendilerinin hem de karşı tarafın tedavisini sağlamaları gerekiyor. Evlerde ise diğer bireylerin aşılanarak korunması, hastalık taşıyan kişilerin hijyenik ürünlerini (Makas, jilet, diş temizliği aletleri) atması veya her kullanımdan sonra dezenfekte etmesi de çok önemli.” dedi.

    KORKMAYIN, UTANMAYIN, ÖNLEM ALIN…

    CYBH’lardan herhangi birine yakalanmış birinin bir daha aynı enfeksiyona yakalanabileceğine dikkat çeken CİSED Genel Başkan Yardımcısı Dr. Yasemin Yıldız; “Bugün için 40’dan fazla cinsel yolla bulaşan hastalık olduğu biliniyor. CYBH’lar tedavi edildikten sonra, korunmasız cinsel ilişkilerden veya kontrolsüz kan nakillerinden sonra hastalık tekrar aynı kişiye bulaşabiliyor. Diğer bir değişle, vücut CYBH’lara karşı bağışıklık kazanmaz. Tedavi edilmeyen partnerden tekrar bulaşma riski vardır. Bu nedenle,partnerinde test ve tedavi sürecine girmesi şart. Ayrıca cinsel yolla bulaşan hastalıklardan korkmayın, utanmayın, kendinizi ve sevdiklerinizi korumak için önlem alın.” dedi.

    PREZERVATİF TAM KORUMA SAĞLAMAZ…

    Prezervatifin kişiyi CYBH’lardan koruduğunu ama %100 korumadığına dikkat çeken CİSED Genel Sekreteri Psikolog Serap Güngör; “Prezervatif koruma sağlıyor fakat güvenliği garanti edilemez. Çünkü bazı mikroplar prezervatiften geçmese de deri parçaları veya genital kıllı bölgelerde bulunabiliyor. Örneğin; Herpes virüsü prezervatif varken bile geçebiliyor. Bu bilgiyle amacımız prezervatif kullanımını baltalamak değil. Prezervatifin yine de kullanılması şart. Ancak pek çok kişi prezervatif kullanımında da hatalar yapıyor. Örneğin; cinsel ilişkiye başladıktan sonra prezervatif takanların oranı %51, sekse başlarken prezervatif takıp, ilerleyen dakikalarda çıkaranların sayısı %45’dir. Bunlar CYBH’ları artıracak hatalardır. Buna ek olarak paketleme ya da son kullanma tarihini geçmiş prezervatif kullanılması da diğer hatalardır.” dedi.

    CYBH’LAR SADECE SEKS YOLUYLA BULAŞMIYOR…

    Umumi tuvalette seks yapıldığında CYBH kapılacağı, başka mekânlarda kapılmayacağına dair yanlış inancın gençleri kötü etkilediğine dikkat çeken CİSED Yönetim Kurulu Üyesi Psikolog Kemal Özcan; “CYBH’lara neden olan mikroplar insan vücudu dışında uzun süre yaşayamazlar. Bu mikropların bulaşması için kan teması veya cinsel temas gerekiyor. Eğer kalça ya da genital bölgede herhangi bir kesik ya da açık yara yoksa ve tuvalete korunmasız herhangi bir cinsel temas yapılmıyorsa CYBH’lar kişiye bulaşmaz. Ayrıca CYBH’lar sadece seks yoluyla bulaşmaz. CYBH’lar kan ve ten temasından, başkasının kullandığı tuvaletten, iç çamaşırından, ıslak yüzeylerden kişiden kişiye geçebiliyor. Hepatit (Sarılık) ve Siğil (HPV) virüslerinin çok hızlı bir şekilde bulaşıyor. Bazen cinsel temas olmasa bile, mikroplar deri çatlaklarından, hasta birinin kullandığı tırnak makası, diş fırçası, jilet gibi hijyenik kullanım ürünlerinden, hamam, sauna gibi ıslak yüzeylerden ve tam steril edilememiş cerrahi, diş ve dövme aletlerinden, manikür pedikür işleminden rahatlıkla bulaşabiliyor. Hatta HIV enfeksiyonu, hepatit B, sifiliz (frengi), gonore (bel soğukluğu), herpes (uçuk) ve klamidya adı verilen hastalıklar gebelik süresince veya doğum sırasında anneden bebeğine de bulaşabiliyor.” dedi.

    CYBH’LAR SADECE HAYAT KADINLARINDAN BULAŞMIYOR…

    Cinsel hayatı olan herkesin, hastalıklardan korunma yöntemlerini bilmesi gerektiğinin altını çizen CİSED Yönetim Kurulu Üyesi Psikolog Gülüm Bacanak; “Eskiden CYBH’ların sadece hayat kadınlarından bulaştığına inanılırdı. Ancak CYBH’lar sadece hayat kadınlarında bulunmaz, korunmasız seks yapan herkes bu hastalıkları taşıyabilir veya bulaştırabilir. Sonuç olarak basın bültenimizin amacı vatandaşlarımızı seksten vazgeçirmek ya da korkutmak değil. Eğer kişiler cinsel aktivite sırasında prezervatif ya da başka önleyicileri doğru ve tutarlı bir şekilde kullanıyorsa, olması gereken önlemleri alıyor demektir. Böylece tüm risklerin farkında olunur. Sağlıklı ve mutlu cinsel yaşamın anahtarı doğru karar alma, tek eşli olma, kişinin kendisini ve partnerini korumasıdır.” dedi.

  • Doğum kontrolde ‘sperm ağı’ dönemi

    Doğum kontrolde ‘sperm ağı’ dönemi

    Bilim adamları hem istenmeyen gebelikleri önleyecek, hem de cinsel hastalıklardan koruyacak ağ şeklinde bir doku üretti. Kadınların kullanacağı, spermleri yakalayan ve salgıladığı ilaçla öldüren ağ, geleceğin doğum kontrol yöntemi olmaya aday.

    Seattle’daki Washington Üniversitesi’nden araştırmacılar, sadece nanometrelerle ölçülebilecek büyüklükteki liflerden oluşan esnek bir doku geliştirdi.

    VÜCUTTA ERİRKEN ELAÇ SALGILIYOR

    Gözeneklerinin çok küçük olması nedeniyle spermleri bile geçirmeyen doku, bir süre sonra vücut içinde erimeye başlıyor ve erirken dışarı saldığı ilaçlarla da örneğin AIDS hastalığını önleyebilecek antiviral maddeler ya da spermleri öldürücü maddeler salgılayabiliyor.

    Ağın vücutta ne kadar sürede eriyeceği ise kullanılan plastik maddeye bağlı.

    Washington Üniversitesi’nden Cameron Ball, Deutsche Welle’ye verdiği demeçte, yavaş yavaş iki gün içinde eriyen madde kullanmayı düşündüklerini, bu süre içinde dokunun sürekli ilaç salgılayarak spermleri öldüreceğini, ayrıca eriyene kadar fizikî engel işlevini de sürdüreceğini kaydetti.

    İKİYE KATLANIP VAJİNAYA YERLEŞTİRİLİYOR

    Ball, dokunun çeşitli şekiller alabilecek durumda olduğunu da belirterek “Örneğin bir kadın yaklaşık 5 santimetrekare büyüklüğündeki bir dokuyu parmağıyla ikiye katlayıp vajinanın içine yerleştirebilir” diye konuştu.

    Nano parçacıklardan oluşan malzemenin doğrudan vücuda yapışacağını ve erimeye başladığında bir nevî jel salgılamaya başlayacağını belirten Ball, dışarıdan görünmemesi nedeniyle kadınların bu yöntemi partnerlerinden habersiz kullanabileceklerine de dikkat çekiyor.

    Araştırma ekibinin başkanı Kim Woodrow da doğum kontrolünde ilk kez nano liflerin kullanıldığını belirterek “Hayalimiz, kadınları aynı anda hem HIV’den hem de istenmeyen gebeliklerden koruyacak bir ürün geliştirmekti” dedi.

    Araştırmacılar, bu heyecan verici buluşun günlük yaşamda ne kadar güvenilir ve pratik olduğunu görmek için zamana ihtiyaç olduğunu belirtiyor.

    Microsoft’un kurucusu Bill Gates’in eşi Melinda ile birlikte kurduğu vakıf da bu heyecan verici buluşun gelecek vadettiğine ikna olmuşa benziyor. Vakıf, araştırmaların sürdürülmesi için projeye şimdiye kadar yaklaşık bir milyon dolarlık kaynak ayırdı.

    Deutsche Welle Türkçe

  • Doğum kontrol hapının faydası

    Doğum kontrol hapının faydası

    Doğum kontrol hapı kullanmanın, düşündüğün kadar çok yan etkisi olmayabilir.

    Doğum kontrol hapları sana fayda bile sağlayabilir. Ancak hangi tür doğum kontrol hapını kullandığın çok önemli.

    Doğum kontrol hapı seni hamilelikten korumaktan daha fazlasını yapıyor. Contraception dergisinin araştırmasına göre, bakteriyel vajinozise (üretkenlik dönemindeki kadınlarda en fazla rastlanan enfeksiyon) yatkınsan, hormonal doğum kontrolü ile tekrarlama ihtimalini azaltabilirsin.

    İçeriğinde sadece progestin bulunan haplar kullanan kadınlarda, bu hastalığın tekrarla riski yüzde 58 oranında düşüyor.

    Östrojen ve progestinin bir arada olduğu hapların da faydaları mevcut. Maryland Tıp Okulu’ndan Doktor Rebecca M. Brotman, “Doğum kontrol hapları vajinadaki laktik asit miktarını arttırır ve bakteriyel oluşumun önünü keser” diyor. Ancak unutma: Hap kullanmaya karar vermeden önce (daha önce kullanmış olsan bile) mutlaka jinekolojik muayeneden geçmeli ve doktorunun sana uygun gördüğü hapı kullanmalısın.

    Women’sHealth

    Doğum Kontrol Hapları Merak Edilenler

    Doğum kontrol hapları nedir?

    Doğum kontrol hapları , östrojen ve progesteron içeren hormon haplarıdır. Yüksek etkinlik ve düşük yan etki nedeni ile sıkça tercih edilen bir korunma yöntemidir.

    Doğum kontrol hapları nasıl korur?

    Hamilelik kadın yuurtalıklarında üretilen yumurta ile erkek sperm hücresinin birleşip döllenerek rahim içine yerleşmesi sonucunda meyana gelir. Doğum kontrol hapları içerisinde bulunan hormonlar dışarıdan verildiği için vücudun hormon kontrolünü ele geçirerek yumurtalıklardan yumurtlama olmasını engellemektedir. Böylece spermin dölleyebileceği yumurta olmadığından hamilelik meydana gelememektedir.

    Doğum kontrol haplarının güvenirliliği ne kadardır?

    Doğru kullanıldığında doğum kontrol haplarının hamilelikten koruma oranı %100’e yakındır. Günümüzde mevcut geriye dönülebilir (bırakıldığında yumurtlama geri döner ve hamile kalınabilir) korunma yöntemleri içerisinde en etkili yöntemlerden biridir.

    Doğum kontrol haplarını kimler kullanabilir?

    Bazı özel durumlar dışında tüm kadınlar doğum kontrol hapı kullanabilir. Özellikle 40 yaş altı kadınlar, henüz çocuk sahibi olmak istemeyen kadınlar, adet düzensizliği veya adetleri ağrlı olan kadınlarda ilk seçenektir.

    Doğum kontrol haplarının hamileliği önlemek dışında ne gibi yararları vardır?

    Doğum kontrol haplarının doğum kontrolü dışında da kullanım alanları mevcuttur. Adet düzensizliği, hapların çok sık kullanıldığı durumlardan biridir. Düzensizliğin yarattığı sıkıntıları ortadan kaldırdığı gibi adet kanamasının başlayacağı zamanı bilmek de kadınları rahatlatmaktadır. Bazı fonksiyonel yumurtalık kistlerinin tedaviside dönemsel uygulamalar yapılabilmektedir. Bu hapların kullanımı ile adet dönemi sancılarında ve özellikle adet öncesi dönemde yaşanan gerginlikte belirgin azalma olduğu saptanmıştır. Kısırlığın sebeplerinden biri olarak sayılan rahim, yumurtalık ve tüpleri içine alan iltihabi durumlara karşı doğum kontrol haplarının koruyucu etkisi olduğu bilinmektedir. Ayrıca çeşitli araştırmalar doğum kontrol hapı kullanımı ile dış gebelik oluşma riskinin azaldığını ve yumurtalık ile rahim kanserinin daha az görüldüğünü ortaya koymuştur. Diğer bir kullanım alanı, endometriosiz denen rahimiçi dokunun rahim dışında bulunması durumunda uzun süreli tedavi ile gerileme sağlanabilmesidir. Sosyal açıdan bir avantajı da adetin erkene alınması veya daha ileri tarihe kaydırılması istenen durumlarda doktorunuza danışarak bunun sağlanabilmesidir.

    Doğum kontrol hapı kullanımının bırakılması gereken durumlar nelerdir?

    Özellikle haplar ilk kullanılmaya başlandığında ortaya çıkan bazı şikayetler veya durumlar hapların hemen bırakılmasını gerektirmektedir. Şiddetli baş ağrısı, migren nöbetleri, görme bozuklukları, göğüs ağrısı, şiddetli bacak ağrısı, ani sarılık gelişmesi gibi durumların yanı sıra ağır kazalar sonrası ve büyük ameliyatlar öncesinde ilaç kullanımına son verilmelidir.

    Doğum kontrol hapı kullanımında beklenen ve kabul edilebilir yan etkiler nelerdir?

    Özellikle hap kullanımının ilk aylarında lekelenme tarzında ara kanama beklenebilir. Bu durum birçok kadını rahatsız edebilir, ancak hapı bırakmayı gerektirmez. Bu kanamalar ilk 2-3 kutudan sonra kendiliğinden geçecektir. Geçmediği taktirde veya şiddetli bir kanama olması durumunda doktora başvurmak gerekmektedir. Aynı şekilde çok şiddetli olmayan mide bulantısı durumlarında hap kullanımına devam edilmelidir. Bazı kadınlarda kilo alma şikayeti olabilir. Bu da, daha düşük dozlu hapların kullanımı ile önlenebilir. Doğum kontrol hapları kullanıldıkları sürece adet kanamasının miktarını ve süresini azaltacaktır.

    Doğum kontrol hapları hangi durumlarda kullanılmamalıdır?

    Gebelik veya gebelik şüphesi olanlar
    Önceden geçirilmiş veya mevcut damar tıkanıklıkları olanlar
    Kontrolsüz yüksek tansiyon ve şeker hastalığı olanlar
    Ağır karaciğer hastalığı olanlar
    Özellikle hormon bağımlı kötü huylu tümörü olanlar
    Tanısı konmamış vaginal kanaması olanlar
    35 yaş üzerinde olanlar ve sigara kullananlar doktor tavsiyesine göre hareket etmelidir.

    Doğum kontrol hapları nasıl kullanılır?

    İlk kullanılmaya başlanacağı zaman adetin başlaması beklenir. Adetin ilk günü bulunduğunuz güne denk düşen günün karşısındaki hapı içerek başlanır ve hergün mümkün olduğu kadar aynı saatte olmak üzere 21 gün alınır. Bu kutu bittiğinde son tabletten birkaç gün sonra adet kanaması başlayacaktır. Bir sonraki kutuya, adet kanamasına bakılmaksızın mutlaka son tabletten 7 gün sonra başlanır ve tekrar 21 gün devam edilir. Yani 21 gün ilaç, 7 gün ara. Hap kullanımı bırakılmak istendiğinde mevcut kutu bittikten sonra beklenen kanama olur ve 4-6 hafta sonra normal yumurtlamanın olduğu adet dönemleri geri döner.

    Doğum kontrol hapı alımı unutulduğunda ne yapılır?

    Hap alımının unutulması durumunda farkedildiği takdirde ilk 24 saat içinde alınmalı, sonrasındaki hap alınması gereken zamanda içilmelidir. Ancak üst üste 2 gün hap alımı unutulduğunda doğum kontrol hapının güvenirliği tam olmaz. Böyle bir durumda bir sonraki adet kanamasına kadar ek tedbirlerle korunmak gereklidir. Yani hap bir gün unutulduğunda ertesi gün 2 tane birden alınır, ancak 2 gün üst üste unutulursa koruyuculuk konusunda şüpheye düşülür.

  • Planlanmayan gebelikler

    Planlanmayan gebelikler

    2011’de yapılan Kadın Sağlığı Araştırması sonuçlarına göre Türkiye’de 3 kadından yalnızca 1 tanesi, modern ve geri dönüşlü doğum kontrol yöntemlerini kullanıyor

    Türk Aile Planlaması Derneği (TAP) Başkanı Prof. Dr. Hakan Şatıroğlu tarafından yapılan açıklamada ülkemizde her yıl 1.9 milyon gebelik oluştuğu ve bunların 550 bininin planlanmamış gebelik, 285 bini kürtajla sonuçlandığı belirtildi. Planlanmayan gebelikler, tüm dünyanın en büyük sorunlarından biri. Birleşmiş Milletler ve Dünya Sağlık Örgütü’nün araştırmaları, her yıl yaklaşık 40 milyon gebeliğin yüzde 30’unun planlanmadığını, yüzde 12’sinin ise kürtajla sonlandırıldığını gösteriyor.

    Türkiye Aile Planlaması derneği Başkanı Prof. Dr. Hakan Şatıroğlu ; “Kürtaj bir aile planlaması yöntemi değildir. Bebek ve anne için en sağlıklı doğum aralığı 2 yıldır, bu aralık olduğunda bebek normal ağırlıkta oluyor, anomaliler azalıyor, bebek ölümleri engellenmiş oluyor, aynı şeyler annelerimiz için de geçerli, düşükler azalıyor, gebelikteki problemler azalıyor, sağlıklı doğuma ulaşma şansı artıyor. O nedenle doğumlar arasını 2 yılda tutmak, bebeği veanneyi sağlıkla mutlu sona ulaştırmak için, henüz gebelik oluşmadan kürtaj yerine etkin, modern aile planlaması yöntemlerini kullanmak ve lüzumsuz müdahalelerden kaçınmak büyük önem taşıyor” dedi.

    Prof. Şatıroğlu Türk kadınlarının doğum kontrol yöntemlerine yaklaşımlarının, yöntem kullanım alışkanlıklarının ve tercihlerinin belirlenmesi amacıyla gerçekleştirilen Kadın Sağlığı araştırması ile ilgili de bilgi verdi. Araştırma sonuçlarına göre; 15-49 yaş grubundaki kadınlar tarafından Türkiye’de en çok kullanılan doğum kontrol yöntemi; % 22 ile bakırlı spiral. Bunu % 16 ile kondom takip ediyor.

    Modern ve güvenilir bir yöntem olan doğum kontrol haplarının Türkiye’de kullanım sadece %8 oranında. Bu oran; İran, Mısır, gibi ülkelerin bile oldukça gerisinde. Geleneksel bir yöntem olan ve gerçek bir korunma sağlamayan geri çekilme yöntemi, çoğu modern yöntemden daha fazla kullanılıyor( % 20 oranında). Ancak bu yöntem, aile planlamadığı halde gebelikle sonuçlanabiliyor. Hayatı boyunca geri çekilme yöntemiyle korunan 3 kadından biri, istemeden gebe kalıyor. Bu gebeliklerin bir kısmı da kürtaj ile sonuçlanıyor.

    Kadınların %40’ı ise, gebelik planlamadığı halde hiçbir korunma yöntemi kullanmıyor. Ne yazık ki bu gebeliklerin bir kısmı da kürtajla sonuçlanıyor. 20 ilde gerçekleştirilen araştırma sonuçlarına göre;Kadınlar, korunmayla ilgili bilgi kaynağı olarak; jinekologlar (%40) kadar , yakın arkadaşlarına (%35) güveniyor.

    Araştırmada eşlerin doğum kontrol yöntemine etkisi sorulduğunda araştırmaya katılan kadınların %71’i, eşlerinin doğum kontrol yöntemi üzerinde etkisi olduğunu söylüyor. İlkokul mezunları arasında en sık kullanılan yöntem spiral iken, Lise ve Üniversite mezunlarının hemen hemen yarısının şimdiye kadar hiç korunma yöntemi kullanmadığı görülüyor. Kadınların çalışma durumları incelendiğinde, çalışan kadınlar doğum kontrol hapını tercih ederken çalışmayan kadınların bakırlı spiral kullanma oranının daha yüksek olduğu görülüyor.

    Riskli bir yöntem olan geri çekilme yönteminin, ilkokul mezunu kadınlar başta olmak üzere tüm kadınlar tarafından yaklaşık %20 oranında kullanıldığı görülüyor. Türk Aile Planlama Derneği olarak anne ve bebek sağlığı için gerekli olan tıbbi tavsiyelere uyarak, isteyenin istediği zaman ve istediği kadar gebe kalma hakkı olduğu evrensel insan haklarındandır inancı içinde çalışmalar yaptıklarını belirten Prof. Dr. Hakan Şatıroğlu, korunma yöntemleri konusunda doktor tavsiyesinin doğru bilgiye ulaşma konusunda çok önemli olduğunu da sözlerine ekledi.

  • Kadınları sevindirecek doğum kontrol yöntemi

    Kadınları sevindirecek doğum kontrol yöntemi

    Bilim insanları, fareler üzerinde yaptıkları deneylerde, erkekler için yan etkisi olmayan bir doğum kontrol hapının yakında üretilebileceğini gösteren sonuçlar elde edildiğini açıkladı.

    Baylor Tıp Fakültesi ve Dana-Farber Kanser Enstitüsü’nden uzmanların yaptığı araştırmada, JQ1 olarak isimlendirilen bir bileşiğin, sperm üretimini ve hareketini engellediği keşfedildi.

    Cell Dergisi’nde yayımlanan araştırmada yer alan Texas A&M Üniversitesi’den Qinglei Li, bulunan bileşik hakkında “Sperm üretimi de, sperm hareketi de üreme için gerekli, ancak JQ1 ikisini de engelliyor” dedi.

    HİÇBİR YAN ETKİ GÖZLEMLENMEDİ
    Li, bileşikle ilgili “JQ1 farelerdeki sperm üretimini önemli ölçüde düşürdü. Daha da önemlisi, henüz herhangi bir yan etkisinin olduğu görülmedi. Bileşiği vermeyi bıraktığımızda, fareler normal üreme hızına geri döndü. Çiftleşme davranışlarında ya da yavruların sağlığında hiçbir değişiklik olmadı” açıklamadında bulundu.

    Edinilen bilgiye göre araştırmacılar, bileşiği farelere enjekte etmiş olmalarına rağmen, çalışmaların sonunda bir hapın geliştirilebileceğini düşünüyorlar.

    Yapılan son araştırmalarda, erkeklerin yaklaşık olarak yüzde 70′inin, üretildiği takdirde, doğum kontrol hapı kullanmaya sıcak baktığı ortaya çıktı. Kadınlar için üretilen doğum kontrol hapları, özellikle östrojen gibi hormonların dengesini bozarken, JQ1 bileşiğinin erkeklerdeki testosteron seviyesini etkilemediği ve başka yan etkisinin olmadığı ifade edildi.

    BİLEŞİĞİN İŞLEVİ YANLIŞLIKLA KEŞFEDİLDİ

    JQ1 bileşiğinin erkeklerin üreme sistemi üstündeki etkilerinin rastlantı sonucu farkına varıldı. Başlangıçta kanser tedavisi bulmak için çalışan araştırmacılar, bileşiğin üreme üstündeki etkilerini fark etti.

    Qinglei Li, yapılan deneylerle ilgili “Erkeklerin kullanabileceği bir doğum kontrol hapı üretmek için büyük bir adım atıldı. Ancak insanlar üzerinde klinik araştırmaların yapılabilmesi için, bileşiğin daha spesifik bir hale getirilmesi gerekiyor. Alınan sonuçlar, erkekler için bir doğum kontrol hapı bulunduğu anlamına gelmese de, bu yönde yapılacak çalışmalar için çok önemli bir gelişme” açıklamasını yaptı.

  • Ertesi Gün Haplarının Tehlikelerine Dikkat

    Ertesi Gün Haplarının Tehlikelerine Dikkat

    CİSED ONURSAL BAŞKANI DR. CEM KEÇE: “ERTESİ GÜN HAPLARI BİR DOĞUM KONTROL YÖNTEMİ DEĞİLDİR!”

    Kürtaja sınırlama getiren yasal düzenleme üzerindeki tartışmalar hala devam ederken, Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED) cinsel terapistleri, gebelikten acil korunma yöntemleri arasında yer alan “Ertesi Gün Hapları” için başvuruların eskiye oranla arttığına dikkat çekti.

    “CİNSEL İLİŞKİ SONRASI HAPI” ADI DAHA UYGUN…

    CİSED Onursal Başkanı Dr. Cem Keçe , Ertesi Gün Hapı kullanımında çiftlerin eğitilmesi gerektiğine dikkat çekti ve şöyle devam etti: “Ertesi Gün Hapı acil durumlar için kullanılması gereken, gebeliği önleme yöntemidir ve korunmasız cinsel ilişkiye girildikten sonra ilk 72 saat içinde kullanılmalıdır. İlişkiden sonra ne kadar erken alınırsa koruyuculuğu o kadar fazla olur. Ancak cinsel eğitimin olmadığı ülkemizde ertesi gün hapı sanki bir doğum kontrol yöntemiymiş gibi kullanılmaktadır. Oysaki sürekli kullanımda, yan etkileri oldukça fazladır ve sık kullanıldığında koruyucu etkisi azalır. Ertesi Gün Hapları, ilk 24 saat içerisinde kullanıldığında istenmeyen gebeliği %95 oranında önler. Çiftler prezervatif, doğum kontrol hapı ya da spiral gibi çağdaş doğum kontrol yöntemlerini kullanmalıdır. Sağlık Bakanlığı’nın Ertesi Gün Hapları’nı ücretsiz verme kararı üzerinde konuşulması gerekiyor. Gençler ve çiftler eğitilmeden ve kamuoyu yeterince bilgilendirilmeden, bu uygulama yanlış sonuçlara yol açabilir, bilgilendirilme sonrası ise bu uygulama yalnız acil durumlar için doğru olabilir. Ayrıca, Ertesi Gün Hapları’nın adı yanlış konulmuş, ‘Ertesi Gün Hapı’ yerine ‘Cinsel İlişki Sonrası Hapı’ terimini kullanmak daha doğru olur. Çünkü çiftlerin çoğu, gerçekten bu hapın ertesi gün alınması gerektiğini sanıyor. Oysa ne kadar erken alınırsa, bu hapların etkisi o kadar fazla oluyor.”

    KAMUOYUNA YANLIŞ MESAJLAR VERİLMEMELİ!

    Ertesi Gün Hapları’nın kamuoyuna “Korunmayın, nasıl olsa gebeliği engelleyen haplar var!” şeklinde sunulmasının veya bu tür yanlış mesajların verilmesinin sakıncalarına dikkat çeken CİSED Genel Başkanı Doç. Dr. Cebrail Kısa; “Prezervatif yırtılması, alkollü korunmasız ilişkiler, dışarı boşalma gibi doğum kontrol yöntemlerinin uygulanmasındaki sıkıntılar veya tecavüz gibi istenmeyen ilişkilere maruz kalındığında ya da bir başka doğum kontrol yöntemi kullanılmakta iken aksilik olduğunda, ek yöntem olarak Ertesi Gün Hapları kullanılmalıdır.” dedi.

    KUSMA OLUNCA TEKRAR ALMAK GEREKİYOR!

    CİSED Genel Sekreteri Psikolog Serap Güngör , Ertesi Gün Hapları’nın bir ay içerisinde alınan normal doğum kontrol haplarının içinde bulunan östrojen ve progesteron kadar yüksek hormon yüklemesine neden olacağını ve bu nedenlevücudun hormon dengesini bozacağına dikkat çekti ve şöyle devam etti: “Ayrıca, Ertesi Gün Hapı’nı kullanan bazı kadınlarda baş ağrısı, baş dönmesi, göğüste gerilme, mide bulantısı ve nadir olarak görünen kusma gibi yan etkilergörülebilir. Bu sebeple dikkatli olmak gerekiyor. Çünkü haplar içildikten sonra iki saat içinde bir kusma gerçekleşmişse, hapların tamamı ya da bir kısmı dışarı atılır yani etkisi azalır. Bu durumda Ertesi Gün Hapı’nın tekrar içilmesi gerekir. Görüldüğü üzere, normal doğum kontrol yöntemlerinden farklı olarak Ertesi Gün Hapları biraz ağırdır ve ayda en fazla bir kere kullanılmalıdır.” dedi.

  • Doğum kontrolü hakkında bilmediklerimiz

    Doğum kontrolü hakkında bilmediklerimiz

    Kontrolsüz, birbirini takip eden doğumlar ve düşükler, anne ve bebek sağlığını ciddi olarak tehdit eder. Bu nedenle aile planlaması hem anne, hem de bebek sağlığına zarar vermeyecek uygun doğum kontrol yöntemleriyle yapılmalıdır. Kişi için ideal bir korunma yöntemiyle istenmeyen gebelikler, kişinin sağlığına zarar vermeden engellenebilir.

    Doktorunuzun önerisiyle sizin için en uygun olabilecek yöntemi seçmeli ve benimsemelisiniz. Konuyla ilgili olarak açıklamada bulunan Dr. Cem Çıtlak, korunma yöntemleri ile ilgili şunlar söylüyor: “Korunma yöntemi seçimi son derece önemlidir. İstenmeyen gebeliklerle karşılaşmamak için kişiler her zaman kendileri için uygun olan yöntemi seçmelidir. Kontrol yöntemlerinin başarılı olabilmesi kullanan kişinin yaşam biçimine ve kişiliğine uygun olması ile ilgilidir. Kadının yaşı, eğitimi, cinsel aktivite durumu, genel sağlık durumu, gelecekteki çocuk isteği ihtimali ve sosyal statüsü gibi etkenler, kontrol yönteminin seçiminde rol oynar.” İdeal korunma yöntemlerini sıralayan Çıtlak, rahim içi araç, kombine doğum kontrol hapları, hormon enjeksiyonları, norplantlar (Hormon İmplantları), cerrahi sterlizasyon (Ameliyatla Kısırlaştırma), prezervatif gibi artık büyük bir çoğunluğun haberdar olduğu yöntemlerin yanı sıra teknolojinin ilerlemesiyle birlikte alternatif doğum kontrol yöntemlerinin de varlığından bahsediyor.

    Dr. Cem Çıtlak, doğum kontrol yöntemleri hakkındaki bilgi ve yorumlarını da şöyle aktarıyor:
    “Rahim İçi Araç ( Spiral )

    Günümüzde plastikten yapılmış, bakır ilaveli rahim içi araçlar en ideal olan ve en çok kullanılanlardır. Bunların dışında aktif vaginal enfeksiyonu olanlara uygulanmaması gereken progesteron hormonu ilaveli rahim içi araçlar da vardır. Adet kanamasının hemen sonrasında veya kadın gebe olmadığından kesin eminse herhangi bir günde doktor tarafından rahime uygulanır.İdeal koruyuculuk süresi, bakırlı olanlarda beş yıl, hormonlu olanlarda bir yıl olan rahim içi araç kullanan kadınların mutlaka yıllık doktor muayenesinden geçiyor olması gerekir. Hiç doğurmamış olanlar ve çok eşliler için fazla önerilmeyen rahim içi araca bağlı olarak kadınlarda;

    1. Aşırı adet kanamaları
    2. Ara kanamalar
    3. Kasık ağrıları görülebilir.
    4. Progesteron hormonu içeren rahim içi araçların, standart olanlara üstünlüğü kanama problemlerine yol açmamasıdır.

    Kombine Doğum Kontrol Hapları
    Günümüzde gelişmiş ülkelerde en sık kullanılan, östrojen ve progestoron hormonu içeren, etkin ve güvenilir yöntem olan doğum kontrol hapları seçilmeden önce kadın genel bir jinekolojik değerlendirmeden geçmeli, PAP smear’i yapılmalı ve uygun ilaç doktor tarafından önerilmelidir. Hapa adetin ilk günü başlanır ve 21 gün süreyle ara vermeden günde bir tablet alınır, 7 günlük arayı takiben tekrar hapa başlanır. Kadın ara verdiği 7 günlük dönemde adet görür

    . Kadın ilacı korunmayı düşündüğü süre boyunca 21 gün ilaç, 7 gün ara şeklinde kullanır. İlaç kullanılırken en önemli olay günlük tabletleri unutmamaktır çünkü unutulduğunda koruyuculuk etkinliği azalır. İlaç bırakıldıktan kısa bir süre sonra kadın ilaç öncesi doğurganlık kapasitesine ulaşır. Sigara içen 35 yaş üstü kadınların kullanması pek tavsiye edilmez.

    Hormon Enjeksiyonları

    Aylık ve üç aylık enjeksiyon olarak uygulanır. Aylık iğneler 28 günde bir uygulanır ve östrojen ve progesteron hormonu içerir. İlaç kullanımının ilk aylarında düzensiz kanamalarla karşılaşılabilinir. Etkileri kombine doğum kontrol haplarına benzer, günlük hap alımını unutabilecek olanlara önerilir. Üç aylık iğneler sırf progesteron hormonu içerir. Kullanımları esnasında adet düzensizlikleri ve tamamen adetten kesilme gibi şikayetler görülebilir. Bu ilaç daha çok emziren anneler için uygun bir seçenektir. Her iki ilaç da bırakıldıktan kısa bir süre sonra kadın normal doğurganlık kapasitesine ulaşır.

    Norplantlar ( Hormon İmplantları )

    Lokal anasteziyle kolun iç yüzüne yerlştirilen ve prgesteron hormonu salan kapsüllerdir. Ara kanamaları ve adetten tamamen kesilme görülebilir. Etkinlik süreleri beş yıldır. Çıkartılmaları için de cerrahi müdahale gereklidir.

    Cerrahi Sterlizasyon (Ameliyatla Kısırlaştırma)

    Cerrahi kısırlaştırma hem erkek, hem de kadın için uygulanan ancak geri dönüşümsüz olarak kabul edilmesi gereken bir yöntemdir. Çocuk sayısını tamamlamış olan ve ileriki hayatında kesinlikle çocuk düşünmeyen kişiler için uygun olan bir yöntemdir. Kadınlar için uygulanan yöntem tubal sterlizasyon (tüplerin bağlanması), erkekler için ise vasektomi (üreme kanalının bağlanması) ‘dır.

    Prezervatif

    Erkekler için, günümüzde mevcut tek geri dönüşümü mümkün olan yöntem. Doğum kontroluna ilave olarak cinsel yolla bulaşan hastalıklardan koruyucu etkisi de vardır. Her ilişki sonrasında prezervatifin yırtık yönünden kontrol edilmesi önemlidir.

    Persona digital kontrol
    Bilinen tüm doğum kontrol yöntemlerinde vücuda yerleştirilen bir araçtan, ilaçtan, cerrahi müdahalelerden bahsettik. Persona, vücuda içeriden veya dışarıdan bir ilaç alınmadan ya da herhangi bir madde kullanılmadan çözüm sunan ve bu özelliği ile “dünyanın en doğal doğum kontrol yöntemi” olarak tanımlanan doğum kontrol yöntemidir. Prezervatif, rahimiçi araç ve doğum kontrol haplarını kullanmadan sadece stick’lerinin üzerinde idrar testi yaparak sonuca ulaşır.

    Normal Laboratuarların yaptığı doğum kontrol için çok önemli olan iki hormonu (LH ve Östrojen) günlük idrar testleri ile ölçebilen Persona, laboratuarda yapılan testlerle % 99,7 oranında benzeşir. Tehlikeli gündeyseniz kırmızı, serbest gündeyseniz yeşil ışık yakarak şüpheye yer bırakmadan “konforlu bir cinsel hayat” olanağı sağlar. 35 yaş üzeri ve sigara kullanan kadınların doğum kontrol haplarını kullanmaları sakıncalı. Bu noktada da persona önemli bir yer teşkil ediyor.

  • 3 kadından biri doğru korunuyor!

    3 kadından biri doğru korunuyor!

    2011’de yapılan Kadın Sağlığı Araştırması sonuçlarına göre Türkiye’de 3 kadından yalnızca 1 tanesi, modern ve geri dönüşlü doğum kontrol yöntemlerini kullanıyor

    Türk Aile Planlaması Derneği (TAP) Başkanı Prof. Dr. Hakan Şatıroğlu tarafından yapılan açıklamada ülkemizde her yıl 1.9 milyon gebelik oluştuğu ve bunların 550 bininin planlanmamış gebelik, 285 bini kürtajla sonuçlandığı belirtildi. Planlanmayan gebelikler, tüm dünyanın en büyük sorunlarından biri. Birleşmiş Milletler ve Dünya Sağlık Örgütü’nün araştırmaları, her yıl yaklaşık 40 milyon gebeliğin yüzde 30’unun planlanmadığını, yüzde 12’sinin ise kürtajla sonlandırıldığını gösteriyor.

    Türkiye Aile Planlaması derneği Başkanı Prof. Dr. Hakan Şatıroğlu ; “Kürtaj bir aile planlaması yöntemi değildir. Bebek ve anne için en sağlıklı doğum aralığı 2 yıldır, bu aralık olduğunda bebek normal ağırlıkta oluyor, anomaliler azalıyor, bebek ölümleri engellenmiş oluyor, aynı şeyler annelerimiz için de geçerli, düşükler azalıyor, gebelikteki problemler azalıyor, sağlıklı doğuma ulaşma şansı artıyor. O nedenle doğumlar arasını 2 yılda tutmak, bebeği veanneyi sağlıkla mutlu sona ulaştırmak için, henüz gebelik oluşmadan kürtaj yerine etkin, modern aile planlaması yöntemlerini kullanmak ve lüzumsuz müdahalelerden kaçınmak büyük önem taşıyor” dedi.

    Prof. Şatıroğlu Türk kadınlarının doğum kontrol yöntemlerine yaklaşımlarının, yöntem kullanım alışkanlıklarının ve tercihlerinin belirlenmesi amacıyla gerçekleştirilen Kadın Sağlığı araştırması ile ilgili de bilgi verdi. Araştırma sonuçlarına göre; 15-49 yaş grubundaki kadınlar tarafından Türkiye’de en çok kullanılan doğum kontrol yöntemi; % 22 ile bakırlı spiral. Bunu % 16 ile kondom takip ediyor.

    Modern ve güvenilir bir yöntem olan doğum kontrol haplarının Türkiye’de kullanım sadece %8 oranında. Bu oran; İran, Mısır, gibi ülkelerin bile oldukça gerisinde. Geleneksel bir yöntem olan ve gerçek bir korunma sağlamayan geri çekilme yöntemi, çoğu modern yöntemden daha fazla kullanılıyor( % 20 oranında). Ancak bu yöntem, aile planlamadığı halde gebelikle sonuçlanabiliyor. Hayatı boyunca geri çekilme yöntemiyle korunan 3 kadından biri, istemeden gebe kalıyor. Bu gebeliklerin bir kısmı da kürtaj ile sonuçlanıyor.

    Kadınların %40’ı ise, gebelik planlamadığı halde hiçbir korunma yöntemi kullanmıyor. Ne yazık ki bu gebeliklerin bir kısmı da kürtajla sonuçlanıyor. 20 ilde gerçekleştirilen araştırma sonuçlarına göre;Kadınlar, korunmayla ilgili bilgi kaynağı olarak; jinekologlar (%40) kadar , yakın arkadaşlarına (%35) güveniyor.

    Araştırmada eşlerin doğum kontrol yöntemine etkisi sorulduğunda araştırmaya katılan kadınların %71’i, eşlerinin doğum kontrol yöntemi üzerinde etkisi olduğunu söylüyor. İlkokul mezunları arasında en sık kullanılan yöntem spiral iken, Lise ve Üniversite mezunlarının hemen hemen yarısının şimdiye kadar hiç korunma yöntemi kullanmadığı görülüyor. Kadınların çalışma durumları incelendiğinde, çalışan kadınlar doğum kontrol hapını tercih ederken çalışmayan kadınların bakırlı spiral kullanma oranının daha yüksek olduğu görülüyor.

    Riskli bir yöntem olan geri çekilme yönteminin, ilkokul mezunu kadınlar başta olmak üzere tüm kadınlar tarafından yaklaşık %20 oranında kullanıldığı görülüyor. Türk Aile Planlama Derneği olarak anne ve bebek sağlığı için gerekli olan tıbbi tavsiyelere uyarak, isteyenin istediği zaman ve istediği kadar gebe kalma hakkı olduğu evrensel insan haklarındandır inancı içinde çalışmalar yaptıklarını belirten Prof. Dr. Hakan Şatıroğlu, korunma yöntemleri konusunda doktor tavsiyesinin doğru bilgiye ulaşma konusunda çok önemli olduğunu da sözlerine ekledi.

  • Kondom kullanımının püf noktaları!

    Kondom kullanımının püf noktaları!

    Kondomun (prezervatif) koruyuculuk oranı ön planda uygulama şekline, ikinci planda kondomun kalitesine bağlıdır. Bu nedenle kondom kullanımı her ne kadar basit gibi görünse de her çiftin dikkate alması gereken noktalar var…

    ♦ Her ilişki esnasında yeni bir kondom kullanılmalı ve orgazm sonrası çıkarıldıktan sonra penis başında az miktarda da olsa sperm bulunabileceğinden penis kadının genital sisteminden uzak tutulmalıdır.
    ♦ Kondomun seçimi çok önemlidir. Üzerinde üretim tarihi ve son kullanma tarihi bulunan ve spermisit içeren kondomlar tercih edilmelidir.
    ♦ Kondom yalnızca “tehlikeli” günlerde uygulandığında koruyuculuk oranı düşer. Bu yüzden kadın siklusun hangi döneminde bulunursa bulunsun mutlaka her ilişkide kullanılmalıdır.
    ♦ En sık yapılan hatalı uygulamalardan biri de cinsel ilişkiye kondomsuz başlanması ve hemen orgazm öncesi dönemde takılmasıdır. Bu durum istenmeyen gebeliklerin oluşmasına neden olabilir. Zira ejakulasyon olmasa bile erkekte uyarılma döneminde salgılanan sıvılarda az miktarda da olsa sperm hücreleri bulunmaktadır.
    ♦ Cinsel ilişkiye geçmeden hemen önce erkek cinsel organına uygun bir şekilde takılmalıdır. Her kondom tek kullanımlıktır.
    ♦ Kadında ya da erkekte lateks ve/veya kondomun içerdiği spermisit ajanlara karşı aşırı duyarlılık olması durumunda kullanılmamalıdır.

    Kondomun ne gibi avantajları vardır?

    ♦ Kondom kullanımının en büyük avantajı düzensiz cinsel yaşamı olan çiftler için en uygun korunma yöntemi olmasıdır. Ulaşılması kolaydır ve ucuzdur.
    ♦ Gebelikten koruması dışında AIDS, Hepatit B ve C virüsü ve HPV (genital siğil) dâhil tüm mikrobiyolojik etkenlerin cinsel ilişkide çiftin birinden diğerine bulaşmasını engeller. Bu özellik diğer korunma yöntemlerinin hiç birinde bulunmayan bir özelliktir. Ancak yukarıda sayılan enfeksiyon hastalıkların yanlızca genital temasla bulaşmadığı unutulmamalıdır. (Hepatit B’nin öpüşmeyle bulaşması, HPV’nin prezervatifin kapamadığı bölgenin enfekte bölgeye temasla bulaşması gibi).
    ♦ Kondom, kadında antisperm (sperme karşı) antikorlarının oluşmasını önleyebilir. Bu özellik kadında eşinin spermlerine karşı antikor oluşumuna bağlı infertilite tedavisinde yararlı olabilir.
    Kondom kullanımının riskleri var mıdır?
    ♦ Uzun süreli kondom kullanımının çiftlerde psikolojik kökenli cinsel işlev bozuklukları yaratabileceği söylenmesine karşın bu duruma ender rastlanır.
    ♦ Ender görülmesine karşın lateks alerjisi ciddi bölgesel belirtilere neden olabilmektedir.
    “Kondom kazaları…”

    Kondomun yırtılması:

    Uygun kullanımda çok ender görülür. Kondom yırtıldığında, özellikle nonoksinol-9 içermeyen kondom kullanımında gebelik riski ve cinsel yolla bulaşan hastalık etkenlerine maruz kalma riski kondom kullanmamış olanlardaki kadar yüksektir. Acil kontrasepsiyon uygulanması ve gerekirse enfeksiyondan korunmak için tedavi görülmesi amacıyla doktora başvurulması önerilir.

    Kondomun çıkartırken vajinada kalması:

    Bu durumda kadın ya da erkek dikkatli bir şekilde işaret ve orta parmaklarını vajinaya yavaşça sokup kondomu bulunduğu yerden çıkarmalıdır. Kondomun yırtılması esnasında ortaya çıkan riskler burada da geçerlidir.

    Gebelik oluşumu:

    Kondomun gebelikten korumada çok etkili bir yöntem olduğu söylenemez. Bu nedenle kondom kullanımıyla korunan çift, bir haftalık bir adet gecikmesinden itibaren ve/veya gebeliğe bağlı belirtiler oluştuğunda tanı amacıyla mutlaka en kısa zamanda gebelik testi yaptırmalı, ya da en ideali doktoruna başvurmalıdır.

    İlgili Konular ;
    Prezervatif
    Prezervatif alerjisine dikkat!
    Prezervatif Mi, Spiral Mi?
    Genital Enfeksiyonlardan Korunmanın 10 Altın Kuralı

  • Genital Enfeksiyonlardan Korunmanın 10 Altın Kuralı

    Genital Enfeksiyonlardan Korunmanın 10 Altın Kuralı

    Doktor aksini önermedikçe vajinanın içini yıkamaya yönelik üretilen hijyen ürünlerini kullanmamalısınız.
    Tuvalet sonrası temizlik önden arkaya (vajinadan anüse) doğru yapılmalıdır.

    Genital bölgenin kuru tutulmalıdır. Mantar ve diğer bakterilerin nemli ve sıcak ortamlarda daha kolay üremesi nedeniyle genital bölgenin kuru kalması önemlidir. İç çamaşırı günlük değiştirilmeli, naylon yerine pamuklu iç çamaşırları tercih edilmeli, dar pantolon, çorap ve iç çamaşırı kullanmamalıdır.

    İlişki sonrasında ve diğer tüm zamanlarda idrar yapma ihtiyacı ortaya çıktığında asla ertelenmemelidir.
    Tam hazır olunmadan (yeterli kayganlık oluşmadan) ilişkiye başlanmamalıdır. Bu önlem mekanik tahrişe meydan vermemek açısından çok önemlidir. Gerekirse doktor tavsiyesi ile kayganlaştırıcı ilaçlar kullanılabilir.

    Adet kanaması döneminde olan kadına iş yaşamında, sosyal aktivitelerinde hareket serbestliği sağlaması, denize girebilme imkânı vermesi için üretilen vajinal tamponların kullanımında dikkat edilmesi gereken en önemli nokta tamponun sık sık değiştirilmesinin ihmal edilmemesidir. Vajinal tamponu yerleştirdiğiniz andan itibaren kanla temas sonrasında bakteriler hızla çoğalmaya başlar.

    Cinsel yolla bulaşan hastalık riski altında olan biriyle cinsel ilişkiye girileceğinde partnerden kesinlikle prezervatif kullanması istenmelidir. Unutulmamalıdır ki cinsel yolla bulaşan hastalıklar erkekten kadına daha kolay bulaşırlar.

    Ağda ve jilet, genital kılların giderilmesinde oldukça etkilidir. Ancak bu iki yöntem kıl köklerinin enfeksiyonunu kolaylaştırır ve genital bölgenin daha kolay tahriş olmasına neden olur. Genital bölge için geliştirilmiş aletlerden faydalanmak veya makas kullanmak özellikle genital bölgeleri enfeksiyona ve tahrişe duyarlı kadınlarda daha iyi bir seçenek olabilir.
    Klozet kapağının üzerine serilen tek kullanımlık kâğıtlar ülkemizde de giderek yaygınlaşmakta ve hatta büyük marketlerde bu kâğıtlar herkesin cebinde taşıması için uygun bir şekilde paketlenmiş olarak satılmaktadır. Bu kâğıtları mutlaka kullanmalı.

    Düzenli olarak jinekolojik muayeneden geçilmelidir.

    İlgili Konular ;
    Vajinal Temizlik İçin Numismed mi, Sebamed mi?
    Vajinal Temizlik!
    Kadın Hastalıkları