Etiket: doğum kontrol hapı

  • Doğum Kontrol Haplarının Zararları Azaltmanın 5 Yolu

    Doğum Kontrol Haplarının Zararları Azaltmanın 5 Yolu

    Doğum kontrol hapı kullanıyor musunuz veya belki de almayı planlıyorsunuzdur. Doğum kontrol haplarının zararları ve olası yan etkileri azaltmak için bu süre içinde vücudunuza nasıl bakabileceğinizi öğrenmek için makalemizi okumaya devam edin.

    Doğum Kontrol Haplarının Zararları Azaltmanın 5 Yolu

    Doğum kontrol hapınızı yazan doktor nihai rehberiniz olacaktır. Doğum kontrol hapını yazan doktor nihai rehberiniz olacaktır, ancak aldığınız herhangi bir ilaç hakkında mümkün olduğunca bilgilendirilmek her zaman akıllıca olacaktır.

    Bir kadının doğum kontrol hapı kullanmaya başlamasının birkaç nedeni vardır. Bazıları onu asıl amacı için, yani hamileliği önlemek için kullanırken bazıları cilt pigmentasyonu ve sivilce, adet döngüsünü normalleştirmek veya kanamayı azaltmak gibi çeşitli nedenlerle geçici olarak bir doktor gözetiminde kullanabilirler. Doğum kontrol hapları, bununla ilişkili riskler ve bu yan etkileri azaltmak için olası 5 yolu makalemizde…

    Gökkuşağı Diyetini İzleyin

     Doğum kontrol hapının yan etkilerinden korunmak
    Doğum kontrol hapının yan etkilerinden korunmak

    Doğum kontrol hapı, vücudumuzda B vitamini, çinko, selenyum ve magnezyum gibi çok çeşitli besin maddelerinin tükenmesine yol açar. Bu nedenle, bu besinler açısından zengin yiyecekleri tüketmek önemlidir. Renkli meyve ve sebzelerden oluşan bir gökkuşağı diyeti sağlıklı beslenmeyi sağlayacaktır.

    Yeşil ve yapraklı sebzeler zengin bir B vitamini kaynağıdır, C, E ve magnezyum. Bu yüzden, sevmiyor olsanız bile bunu diyetinize eklemeyi unutmayın. B vitamini ayrıca yumurta, et, balık ve deniz ürünlerinde de bulunur. Bunlardan bazıları çinko bakımından da zengindir. Ayrıca diyetinize fındık ve çilek de eklemelisiniz çünkü bunlar da zengin bir besin kaynağıdır ve uzun vadede yardımcı olacaktır. Kabak çekirdeği, keten tohumu, susam ve ayçiçeği çekirdeği de çinko ve selenyum ile yüklüdür.

    Günlük diyetinizden doğru oranda besin alamadığınızı düşünüyorsanız, doktorunuzdan bir multi-vitamin önermesini isteyebilirsiniz. Doktor gözetiminde takviye almanın hiçbir zararı yoktur.

    Sağlıklı Bir Karaciğer Sağlayın

    Doğum kontrol hapının zararlarından korunmak
    Doğum kontrol hapının zararlarından korunmak

    Doğum kontrol hapınızın bir bütün olarak vücudunuz üzerinde etkisi vardır. Bununla birlikte, hormonlarımızın çoğu karaciğerimizde metabolize edildiği için karaciğerimiz üzerindeki etki biraz daha fazla olabilir. Bunun birçok nedeninden biri besin eksikliğidir. Karaciğerimiz, hormon metabolizmasından ve vücudumuzun detoks sisteminden sorumludur ve bu da bazı besin ve minerallere bağlıdır. Besin açısından zengin bir diyet bu nedenle önemlidir. Fesleğen gibi kafeinsiz bir bitki çayı infüzyonu karaciğerde detoksifikasyona yardımcı olabilir.

    Bağırsak sağlığınızı önemseyin

    Doğum kontrol hapı kullanırken
    Doğum kontrol hapı kullanırken

    Hormonlarımızın yaklaşık yüzde 70-80’i bağırsaklarımızda veya beynimizle iletişim kuran sindirim sistemimizde salgılanır. Bu nedenle optimum bağırsak sağlığına sahip olmamız son derece önemlidir. Diyetinize kaliteli bir probiyotik ekleyin. Evlerimizde kolayca bulunabilen bir probiyotik, lor, ayran ve yoğurttur. Kemik suyu bağırsakların iyileşmesine yardımcı olur ve iltihabı azaltır. Rafine şekerler, rafine yağlar ve rafine karbonhidratlar gibi iltihaplı yiyecekler bağırsak sağlığını kötüleştirir.

    Stresten Kaçının ve İyi Uyuyun

    doğum kontrol hapı stres yapar mı
    doğum kontrol hapı stres yapar mı

    Hap kullanan kadınların mantıksal düşünme ile yönetilebilecek durumlara bazen uygunsuz şekilde tepki verdiği ve aşırı tepki verdiği defalarca kanıtlanmıştır. Bu nedenle, stres seviyenizi kontrol altında tutmak da önemlidir. Zihin-vücut terapisi uygulayın. Arada bir masajla kendinizi şımartın, farkındalık, günlük egzersiz, meditasyon veya yoga yapın, bir kitap okuyun, bir hobi edinin, çünkü bunlar stresi azaltmada harikalar yaratıyor.

    Doğal vücut saatinizi takip edin. Vücudumuzun gençleşmesi için derin uyku şarttır. Gün boyu vücudumuzun yaşadığı doku hasarlarının onarılmasına yardımcı olur ve aynı zamanda hormon sağlığının güçlendirilmesine de katkıda bulunur. Güne en az 7-8 saat uyuduğunuzdan emin olun çünkü güne yeniden ve mutlu bir ruh hali içinde başlamanıza yardımcı olacaktır.

    Belirtilerinizi İzleyin

    doğum kontrol hapı belirtileri
    doğum kontrol hapı belirtileri

    Hap kullanıyorsanız, vücudunuz size her zaman gözle görülür semptomlar atmayabilir. Bu nedenle vücudunuza ve onun size anlatmaya çalıştığı şeye dikkat edin. Hapınız sizi iyi hissettirmiyorsa, doktorunuza geri dönün. Aynı zamanda, vücudunuza yeni normale uyum sağlaması için biraz zaman vermek isteyebilirsiniz.

    Hap içindeyken beynimiz ve yumurtalıklarımız arasındaki iletişimin durduğunun ve bunun hap bırakılarak yeniden sağlanması gerektiğinin farkında olmalıyız. Bu nedenle, bu sorunların temel nedenini anladıktan sonra, bu tür sorunları tedavi etmek için daha bütüncül bir yaklaşım düşünmek önemlidir.

  • Adet Gecikmesi Nedenleri Nelerdir? Adet Gecikmesi Kaç Gün Olur?

    Adet Gecikmesi Nedenleri Nelerdir? Adet Gecikmesi Kaç Gün Olur?

    Adet gecikmesinin nedenleri nelerdir? Doğum kontrol hapları adet gecikmesine neden olur mu? Adet gecikmesi kaç gün sürer? Erken menopoza giren kadınlarda…

    Adet Gecikmesi Nedenleri Nelerdir?

    Adet gecikmesinin nedenleri şunlardır:

    1. Kişinin stres döneminde yaşadığı durumlar beynin hipotalamus bölgesini etkilediği için ve bu bölge aynı zamanda adet dönemini düzenleyen bölge olduğu için; stres yaşayan kişilerde adet düzensizliği meydana gelir.
    2. Kişi kendisi için normal kabul edilen kilonun %10 altında ise bu durum vücudunun çalışma şeklini etkiler ve aynı zamanda yumurtlama dönemi üzerinde de olumsuz etki bırakır. Dolayısı ile düşük vücut ağırlığına sahip olan kişilerde ae meydana gelebilir.
    3. Fazla kilonun hormonal değişikliğe sebep olması sonucu bu kişilerde adet gecikmesi meydana gelebilir.
    4. Yumurtalıkların üzerinde bulunan kistlerin erkeklik hormonlarını daha fazla üretmesi yani kişinin polikistik over sendromu yaşaması sonucu adet düzensizliği meydana gelebilir.
    5. Doğum kontrol haplarının içerisinde östrojen ve progesteron hormonları bulunduğu için adet düzensizliğine neden olabilir.
    6. Kişinin herhangi bir kronik hastalığının olması adet düzensizliğine neden olabilir.
    7. Erken menopoza giren kadınlarda önce adet düzensizliği görülmeye başlar.
    8. Tiroid problemi olan kişilerde adet düzensizliği olabilir.

    Adet Gecikmesi Kaç Gün Olur?

    Sağlıklı bir insanda normal bir menstrüel döngü; 21 ile 35 gün arasında bir sürede gerçekleşir ve bu kişiden kişiye göre değişebilir. Bu süreden sonra adet olan kişilerde adet gecikmesi olmuş demektir. Bir kadının senede 2-3 kere adet gecikmesi yaşaması durumu normal karşılanabilir. Ancak adet gecikmesi daha fazla yaşanıyor ise kişinin bu konuda yardım alması gereklidir.

    Adet Gecikmesi Nedenleri Nelerdir? Adet Gecikmesi Kaç Gün Olur? | 1

    Adet Gecikmesi Durumunun Diğer Nedenleri Nelerdir?

    Adet gecikmesi durumunun diğer nedenleri şunlardır:

    • Cinsel açıdan aktif olan kadınlar, hamile kalmaları durumunda adet görmezler.
    • Doktorların neden olabileceği bazı hastalıklarda rahim ağzının tıkanması sonucu menstrual kan vücuttan dışarıya çıkamayabilir.

    Hızlı Adet Söktürücü Bitkiler Nelerdir? Doğal Adet Söktürücüler Tıklayın !

    Doğal Adet Geciktiriciler Tıklayın !

    Adet Düzenleyici Bitkiler Tıklayın !

    Gebelik (Hamilelik) Testi Tıklayın !

    İlaçsız Adet Geciktirme Bitkisel Yolları Tıklayın !

  • Doğum Kontrol Hapının 7 Faydası

    Doğum Kontrol Hapının 7 Faydası

    Doğum kontrol haplarının gebelikten korunmak dışında birçok faydasının olduğunu biliyor musunuz? İşte doğum kontrol haplarının 7 faydası..

    Doğum kontrol hapı ne için kullanılıyor desek kuşkusuz “tabiki de gebeliğin oluşmasını engellemek için” dersiniz.

    Ancak bilmelisiniz ki doğum kontrol hapları gebelik önleme dışında 7 şeye daha fayda sağlıyor. Gebelikten korunmak için en etkili yöntemlerden biri olan doğum kontrol hapları gebeliğin dışında bakalım nelerde etkiliymiş..

    Doğum Kontrol Hapının 7 Faydası | 2

    Doğum Kontrol Hapının 7 Faydası

    1.Doğum kontrol hapları Endometrium kanseri riskinde azalmayı sağlıyor ve önlüyor.

    2.Yumurtalık tümörü ve basit kistlerin görülme olasılığını düşürüyor.

    3.Adet öncesi ortaya çıkan Menstruel migrenin azalmasına etki ediyor.

    4.Doğum kontrol hapları son adet süreci olan Premenepzal Sendrom’da oluşan etkileri azaltır.

    5.Adet öncesinde ve adet sürecinde aşırı ağrı yaşayanların ağrısını hafifletiyor.

    6.Adet kanaması uzun süren kişilerde ortaya çıkan kansızlığı azaltıyor.

    7.Doğum kontrol haplarının son faydası ise adet düzensizliği olan kişilerin adet periyodunu düzenlemede etki sağlaması.

    Doğum kontrol hapları size ne gibi fayda sağladı?

  • Hamile kalmak için doğum kontrol hapı ne zaman bırakılmalı?

    Hamile kalmak için doğum kontrol hapı ne zaman bırakılmalı?

    Anne olmak için can atıyor ama doğum kontrol haplarını ne zaman kullanmayı bırakmanız gerektiği konusunda en ufak bir fikriniz yoksa şimdi her şeyi öğreneceksiniz! İşte hamile kalmak isteyenler için doğum kontrol hapını bırakma kılavuzu…

    Dünya çapında en çok tercih edilen doğum kontrol yöntemlerinden biri, doğum kontrol hapı kullanmaktır.

    Aile kurmayı planladığınızda, aklınızda tutmanız gereken bazı gerçekler vardır. Eğer eşinizle birlikte bebek sahibi olmaya karar verdiyseniz ve doğum kontrol hapı kullanıyorsanız, artık bırakmalısınız.

    Hamile kalmayı planladıktan sonra, doğum kontrol hapını bırakırken bilmeniz gereken bazı şeyler vardır:

    1. DOĞUM KONTROL HAPI NE ZAMAN BIRAKILMALI?

    Geçmişte, doktorlar hamile kalmayı denemeden en az 2 ila 3 hafta önce doğum kontrol hapının bırakılması gerektiği görüşündeydiler. Ancak, günümüzde doktorlar doğum kontrol hapını bıraktıktan sonra beklemek için bir neden olmadığını düşünmekteler.

    • Doğum kontrol hapını kullanmayı bıraktıktan sonra gebe kalmayı deneyebilirsiniz. Ancak, bazı sağlık sorunlarının farkında olmalısınız.
    • Doğum kontrol hapını bırakma konusunda dikkatli olmalısınız. Eğer adet kanaması devam ediyorsa veya adet tahrişini önlemek için, elinizdeki paketi tamamlamanız gerekir.
    • Hamile kalmaya çalışmadan önce sağlığınız hakkında doktorunuza danışmalısınız.
    • Bazen, hamile kalmayı denemeden önce adet döngüsünü beklemek daha iyidir.

    Hamile kalmak için doğum kontrol hapı ne zaman bırakılmalı? | 3

    2. DOĞUM KONTROL HAPINI BIRAKTIKTAN NE KADAR SÜRE SONRA HAMİLE KALIRIM?

    Hamile kalmanız için gereken süre doğum kontrol hapı tarafından değil, doğurganlığınız tarafından belirlenir. Doğum kontrol hapını kullanmayı bıraktıktan hemen sonra gebe kalabilirsiniz. Ya da, yumurtlama başlamadan önce birkaç ay beklemek zorunda kalabilirsiniz. Gebe kalma süresi, bir kadının sağlık durumuna göre değişir.

    Hamile kalmak için doğum kontrol hapı ne zaman bırakılmalı? | 4

    3. YUMURTLAMAYI TAKİP EDİN:

    Eşinizle birlikte ailenize yeni bir üye katmayı planladığınızda, muhtemelen hamile kalmak için sabırsızlanıyor olabilirsiniz. Ancak, biyoloji aceleye gelmez. Bazı kadınlar doğum kontrol hapını bıraktıktan sonra hamile kalmaları birkaç ay sürebilir. Hapı bıraktıktan sonra, yumurtlama döngünüzü takip ederek, hamile kalma şansınızın en yüksek olduğu zamanları öğrenebilirsiniz.

    Kaynak: Posta.com.tr

  • Doğum kontrol hapları kanser sebebi mi?

    Doğum kontrol hapları kanser sebebi mi?

    Kısa süreli kullanımının risk yaratmadığı bilinen doğum kontrol hapları, 10 yıldan daha uzun süre ve özellikle 20 yaş öncesinde kullanılmaya başladığında meme kanseri riskini arttırıyor…

    Sözcü’de yer alan habere göre meme kanseri açısından en büyük risk faktörü BRCA1 ve 2 genlerindeki yapısal bozulmalardır ki bu durumda meme hücrelerinde DNA’da meydana gelen hasarların tamirinde aksaklıklar olmakta ve meme kanseri riskini arttırmaktadır.

    BRCA1 ve 2 mutasyonu olan kadınlarda meme kanseri riski diğer kişilere göre beş kat daha fazladır. Angelina Jolie’nin BRCA 1 gen mutasyonu saptanıp meme ve over kanseri riskinin yüksek olduğu belirlenince yumurtalığını ve her iki memesini koruyucu olarak aldırması tüm dünyada genetik olarak kanser riski yüksek olarak saptanmış hastalarda ‘koruyucu amaçlı bilateral mastektomi’ operasyonunu popüler hale getirdi. Elbette meme cildi ve bazen meme başının korunarak tüm meme dokusunun boşaltılması ve silikon yerleştirilmesi, riski yüksek hastalarda ciddi bir koruma yaratsa da memenin doğal yapısını kaybetmesi, geri dönüşümsüz bir girişim olması bu seçeneğin gerçekten çok iyi düşünülüp değerlendirilmesi gerektiğini göstermektedir.

    “Unutmamak gerekir ki meme kanserlerinin sadece yüzde 10’luk bir oranı ailesel nedenlere bağlı. Anne tarafında genç yaşta meme kanseri görülmesi, risk açısından önem taşır” diyen Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Dr. Tayfun Hancılar, meme kanseriyle ilgili merak edilenleri anlattı…

    Menopozda hormon tedavisi zararlı mı?

    Hormon ilaçlarını beş yıl ve daha uzun süre kullanan menopoz sonrası dönemindeki kadınlarda meme ve rahim kanseri riski artar. 10 yıldan daha fazla süre hormon takviye tedavisi uygulanan kişilerde meme kanseri riskinin arttığını ileri süren çalışmalar da vardır. Öte yandan en yaygın korunma yöntemlerinden biri olan doğum kontrol haplarının kısa süreli kullanımı durumunda risk yaratmadığı bilinmekle birlikte, 10 yıldan daha uzun süre kullanımlarda ve özellikle 20 yaş öncesinde kullanmaya başlayan kişilerde meme kanseri riski artmaktadır. Esas dikkat edilmesi gereken nokta, doğum kontrol hapıyla birlikte sigara içimi kanser ve kalp hastalıkları riskini arttırmaktadır.

    Beslenmede nelere dikkat edilmeli?

    Tüm kanser türlerinde genel olarak yağ oranı yüksek gıdalarla beslenmenin olumsuz etkisi olduğu kabul edilir. Örneğin, genç yaşlarda yüksek lif içeriğiyle beslenen kadınlarda ileriki yıllarda meme kanseri görülme oranı yüzde 20’ye yakın daha az görülmektedir. Menopoz sonrası vücut yağ oranı yüksek kişilerde östrojen hormon üretimi daha da azalacağından meme kanseri riski fazladır. Ancak son dönemde beslenme konusu gereksiz bir şekilde abartılmış ve “Sarımsak yerseniz kanser olmazsınız” düzeyine gelmiştir. Doğuştan itibaren sağlıklı beslenme kanser riskini azaltır mı? “Evet azaltır…” Ancak tedaviye yardımcı olabilecek destek besinler standart kanser tedavilerine alternatif olarak sunulunca yarar değil zarar verecek hale gelmiştir.

    Cinselliği nasıl etkiler?

    Meme kanseri nedeniyle cerrahi müdahale ya da radyoterapi gören kadınlarda cinsel istek azalmaz ancak meme derisi daha az duyarlı olabilir ya da tedavi gören memede bir süre ağrı hissedilebilir. Bazen kemoterapi hormon düzeyini etkileyerek cinsellikte azalma yapabilir. Bu nedenle eşler arasındaki iletişim, bu sorunların üstesinden gelmeyi sağlar. Unutulmamalıdır ki, radyoterapi tümörü öldürür aşkı değil…

    Meme kanserli hastalar saç boyayabilir mi?

    Genel olarak saç boyalarındaki kimyasalların kanser riskini arttırdığı belirtilmişse de elimizde çok kesin bilgiler yoktur. Saç boyalarının içinde bulunan aromatik amin ve fenol saç derisi içinde N nitrozaminlere dönüşerek kanserojen etki yapabilirler. Yapılan araştırmalar yılda 12’den fazla ve koyu renk saç boyayan kadınlarda kanser riskinin bir miktar daha fazla olabileceğini göstermiştir.

    Mamografi hangi sıklıkta yapılmalıdır?

    Bu konuda çok farklı yaklaşımlar olmakla birlikte, Amerikan Kanser Derneği 45-54 yaş arasında her yıl 55 yaş üzerinde iki yılda bir (hasta talep ederse yılda bir) mamografi çekilmesini uygun görmüştür. Elbette meme kanseri riski yüksek hastalar mamografiyi daha erken dönemde ve bazen MR’la birlikte çektirebilirler.

    Radyoterapi gören hastalar nelere dikkat etmeli?

    Meme kanserinde radyoterapi yan etkileri düşük bir tedavidir. Hastalar özellikle tedavi sonuna doğru hafif bir halsizlik hissedebilirler. Radyoterapi esnasında memede ağırlık hissi, gerginlik, ciltte hafif kızarıklık ve kaşıntı olabilir. Genellikle basit dıştan krem uygulamaları netice verir. Şeker tüketimi konusunda kuşkular devam etmekle birlikte radyoterapi esnasında kesin olarak yasaklanan bir gıda yoktur. Pamuklu, sert olmayan sutyen kullanılmalıdır. Radyoterapi esnasında doktorunuza danışmadan tedavi bölgesine losyon, krem vb. sürülmemelidir.

    Koltuk altı deodorantları kanseri tetikler mi?

    Deodorantlarda  bulunan aliminyum bazlı maddeler ve parabenin risk oluşturduğunu söyleyen iddialar varsa da bu, yapılan çalışmalarda kanıtlanamamış ve Amerikan Kanser Enstitüsü ve ABD Gıda ve İlaç İdaresi deodorant kullanımının meme kanseri riskini artırmasıyla ilgili bilimsel bir veriye rastlanmadığını açıklamıştır. Buna rağmen 16 yaşın altındaki çocuklarda deodorant kullanımı konusunda dikkatli olunmalıdır.

  • Doğum kontrol hapı Efsaneleri

    Doğum kontrol hapı Efsaneleri

    Söz konusu doğum kontrol yöntemleri olduğunda erkeklerin bilmesi gerekenler. Yapılan araştırmalara göre Türkiye’de kadınlar, kullanacakları doğum kontrol yöntemine eşlerinden veya partnerlerinden etkilenerek karar veriyor. Erkeklerin bu konuda kadınları en fazla etkilediği yöntemler ise geri çekme (yani dışarı boşalma) ve prezervatif kullanımı.

    Geri çekme yöntemi ile prezervatifler ne kadar koruyucu?

    Prezervatiflerin gebeliğe karşı etkin bir koruma sağladığı düşünülse de cinsel ilişki esnasında yırtılma riski var. Bu nedenle 1 yıl içinde partneri prezervatif kullanan 5 kadından 1’i hamile kalıyor. Modern hormonal yöntemler ile kıyaslandığında, prezervatifler gebeliği önleme açısından daha az güvenilir ve daha az etkilidirler, fakat HIV/AIDS dahil olmak üzere cinsel yolla bulaşan hastalıklara karşı koruma sağlayan tek yöntemdir.

    Geri çekme yöntemi ise en eski ve en güvenilmez doğum kontrol yöntemlerinden biridir. Bu yöntem, erkeğin önemli ölçüde kendine hakim olmasını gerektirir. Türkiye’de geri çekilme yöntemiyle korunan 4 kadından 1’i ilk yılda gebe kalıyor ve bu gebeliklerin bir kısmı kürtaj ile sonuçlanıyor.10

    Modern yöntemler konusunda erkeklerin bilmesi gerekenler neler?

    Doğum kontrol hapları ve spiraller doğru kullanıldığında %100’e yakın koruma sağlayan yöntemlerdir. Hem etkinliği yüksek olan hem de ek faydalar sunan doğum kontrol hapları konusunda “efsane mi gerçek mi?” tartışmalarının yaygın olduğu bir ortamda, Prof. Dr. Fatih Durmuşoğlu erkeklerin en çok merak ettiği ve yanlış bildiği bazı efsaneleri yorumluyor:

    dogum_kontrol_hapi

    Doğum kontrol hapı Efsaneleri

    EFSANE: Doğum kontrol hapları etkili ve güvenilir değildir.

    GERÇEK: İçerdiği sentetik östrojen ve progestin, vücuttaki doğal hormonların yapısına çok yakın, son derece etkili, geri dönüşü olan yöntemlerdir.1 Doğru kullanıldığında %99,9 etkilidir. 

    EFSANE: Doğum kontrol hapı partnerimin/eşimin göğüslerini büyütür.

    GERÇEK: Doğum kontrol hapı kullanımı göğüsleri bir miktar büyütebilir. Bu durum kalıcı değildir; doğum kontrol hapı kullanımı kesildiğinde göğüslerin boyutu eski haline döner.2 

    EFSANE: Doğum kontrol hapı cinsel isteği azaltır.

    GERÇEK: Doğum kontrol hapı kullanırken cinsel yaşam daha güvenli hale gelir. Geri çekilme gibi doğum kontrolü açısından riskli yöntemler kullanılmadığı için ve plansız gebelik endişesinin olmamasıyla cinsel ilişkiden daha fazla zevk alınabilir. 3,4.5 

    EFSANE: Doğum kontrol hapı kilo aldırır.

    GERÇEK: Doğum kontrol hapı kullanan kadınların kilosunda bir değişiklik olmaz. Yeni nesil doğum kontrol hapları iştah arttırmadığı gibi, vücutta su ve tuz tutulmasını da engeller.3,5 

    EFSANE: Doğum kontrol hapı kullanan kadınlar huysuz bir ruh haline bürünür.

    GERÇEK: Doğum kontrol hapı kullanımı ruh halini olumsuz etkilemez, aksine âdet öncesi gerginliği azaltır.3,5 Aslında doğum kontrol hapı kullanan kadınların  başka yönlerden de daha sağlıklı oldukları görülmüştür. Örneğin üreme çağındaki kadınların %80-90’ı adet öncesi dönemde göğüslerde şişkinlik ve çeşitli ağrılar yaşarlar. Kadınların %60’ı âdet öncesi dönemde vücutlarında şişkinlik olduğunu, %70’i göğüslerinde şişkinlik hissettiklerini bildirir.8 Günümüzde yeni nesil doğum kontrol haplarının âdet öncesi şikayetlerde azalma sağladığı saptanmıştır.8 Doğum kontrol hapı kullanan kadınlarda âdet döneminde görülen baş ağrılarında azalma görülmüştür.3,8 Bir çalışmaya katılan kadınların %35’inde âdetle ilişkili baş ağrılarında azalma olduğu bildirilmiştir.8

    EFSANE: Doğum kontrol hapları partnerimin cildi ve bedeni üzerinde olumsuz etki yapar.

    GERÇEK: Yeni nesil doğum kontrol hapları hormonlar üzerindeki etkisiyle ciltteki yağlanmayı önleyerek sivilce oluşumunu engeller ya da var olan sivilceleri azaltır. Doğum kontrol haplarının ayrıca aşırı tüylenmeyi engelleyici, azaltıcı etkisi de vardır. Hapların kullanım süresi uzadıkça, cilt üzerindeki olumlu etkisi daha da belirgin hale gelir.

    EFSANE: Doğum kontrol hapı kullanımı, ileride gebe kalma şansını azaltır, kısırlığa yol açabilir.

    GERÇEK: Doğum kontrol hapları gelecekte kısırlığa neden olmaz, doğum kontrol hapı kullanımını bıraktıktan hemen sonra hamile kalınabilir.3 Bırakıldıktan sonraki gebelik oranları 6 ay icinde %83, 1 yıl icinde %94 olarak saptanmıştır. Bu oranlar bariyer metodunda yani prezervatif ya da diyafram yöntemlerinde görülen oranlara benzerdir.9

    EFSANE: Doğum kontrol hapı kullanılıyorsa prezervatif kullanımına gerek yoktur.

    GERÇEK: Doğum kontrol hapı kullanımı gebeliğe karşı %100’e yakın oranda koruma sağlamakla birlikte, cinsel ilişkiyle bulaşan hastalıklara karşı riskleri ortadan kaldırmaz. Cinsel ilişkiyle bulaşan hastalıklardan korunmak için prezervatif kullanılması gereklidir.3

  • Doğum kontrol hapı kullanırken

    Doğum kontrol hapı kullanırken

    Doğum kontrol hapını güvenilir ve tam koruma sağlayacak şekilde kullanmak için nelere dikkat etmelisiniz?

    * Doğum kontrol haplarının doktor kontrolü dışında kullanılmaması gerekir.
    * Doğum kontrol haplarının içinde 21 tablet bulunur. Adet kanamasının ilk 5 gününde tercihen 1. veya 2. günde ilk kutuya başlanmalıdır.
    * Günün hangi saatinde alındığı önemli değildir ancak her gün yaklaşık aynı saatlerde alınması gerekir. Bir gün sabah, diğer gün akşam alınması uygun değildir. Bunun yanında  bulantı, baş ağrısı gibi şikayetlere sebep olabileceğinden gece yatmadan önce alınması önerilir.
    * 21 tablet bitene kadar ilaç kullanılmalı ve bittikten sonra ikinci kutuya başlamadan önce 7 gün ara verilmelidir.  8. gün ikinci kutuya başlanır ve kullanım bu şekilde devam eder.
    * İki yıl aralıksız kullanımın ardından 2 ay ara verilmelidir.
    * Eğer ilacın alımı unutulursa hatırlanıldığı anda hemen alınmalıdır.
    * Üst üste 2 gün hap alımı unutulduğunda doğum kontrol hapının güvenirliği tam olmaz. Böyle bir durumda bir sonraki adet kanamasına kadar ek tedbirlerle korunmak gereklidir.

  •  Polikistik Over Sendromu

     Polikistik Over Sendromu

    Polikistik over sendromu yaygın olarak 30 yaş altı kadınlarda ortaya çıkan bir sorundur.  Polikistik over sendromu salgılanması beyinden yapılan LH ve FSH hormonlarının normal olmayan biçimde salgılanması sebebiyle meydana gelir.

    Bu hormonal dengesizlik sebebiyle de her ay yumurtlama düzenli olarak meydana gelmez. Bu sebeple de yumurtalıklar erkeklik hormonu salgılamaya başlar. Bu hormona testesteron denilmektedir. Polikistik over sendromunun meydana gelmesine sebep olan faktörler, net olarak açıklanamamıştır.

    Ancak kısaca bu sendromun oluşmasına sebep olan faktör, LH’daki artış sebebiyle yumurtalıklardaki erkeklik hormonunun artmasıdır.  Testestoren yani erkeklik hormonu, yağ dokusunda östrojene dönüşür. Östrojenin artması da LH hormonunun salgılanmasını arttırır. Bu sebeple de bir kısır döngüye girilir.

    Bu kısır döngünün kırılması için kilo verme ve yumurtalıkların baskılanması gibi yöntemler kullanılması gerekir.

    Polikistik over sendromu, üreme çağındaki kadınların %3 ile 5’inde ortaya çıkar.

    Polikistik Over Sendromu Belirtileri

    Bu sendromun genel olarak verdiği belirtiler:

    • adet düzensizliği,
    • sivilce-akne,
    • cildin yağlanması,
    • tüylenmede artış,
    • infertilite (kısırlık),
    • kilo artışı olarak sayı

    Polikistik over sendromu ilk adet kanamaları ile kendini gösterebilir. Bu süreçte adet kanamaları düzensiz olarak yaşanır. Bu sendroma sahip olan hastalarda adet düzensizliği ve seyrek adet görme sorunu mevcuttur. Bu süreçte adet düzensizlikleri en önemli işarettir. Kimi zaman hiç adet görmeme sorunu da meydana gelebilir. Bu düzensizlikler, yumurtlama ile ilgili bir sorunun olduğunu ortaya koyar.

    Bu gecikme ve seyrek yaşanan adetler sebebiyle de kanamalar çok olur ve uzun sürer.  Adet düzensizliği sebebi ile doğum kontrol hapları kullanımı sendromunun teşhis edilmesin gecikmesine yol açabilir.

    Bu sorunun yumurtlama ile ilgili sorunlara yol açması ve adet düzensizliklerini ortaya çıkarması sebebiyle kısırlık sorunu da görülebilir. Ancak bu soruna sahip olan kadınların yüzde yüz kısır olması gibi bir sorun söz konusu değildir. Hastalardan bazıları polikistik sendroma sahip olsa da oldukça kolay şekilde gebe kalabilirler. Fakat bu sendromun kısırlığa yol açma riski de göz ardı edilmemelidir.

    Polikistik over sendromu olan hastaların ortalama olarak %40’ında fazla kilo problemi mevcuttur.  Bu hastaların mutlaka kilo vermesi gerekmektedir.

    Poliskitik Over Sendromu Tanısı

    Polikistik over sendromu teşhisi, hastanın yaşadığı belirtiler, laboratuar tetkikleri ve ultrason değerlendirmelerin sonucu olarak ortaya konmaktadır.

    Bu sendromunun kesin olarak teşhisi transvajinal ultrasonografi ile konulmaktadır.

    Polikistik over sendromunun teşhisinde kan hormon değerleri de oldukça önemlidir. Kandaki androjen, LH ve FSH hormonlarına bakılır. Buna göre de polikistik over sendromu konusunda bilgi sahibi olunur.

    Tüp Bebek Tedavisi sorularınız için tıklayınız!

    Tedavi Nasıldır?

    • Adet düzensizliği

    Polikistik over sendromunda yumurtlama sorunlarına bağlı olarak uzun ve yoğun kanamalar meydana gelebilir. Bundan dolayı da tedavi için ilk amaçlanan yumurtlamayı yeniden ve düzenli olarak sağlamaktır. Şayet kadın çocuk istiyor ise, yumurtlamanın uyarılacağı ilaçlar kullanılabilir. Fakat bu ilaçların yan etkileri  vardır. Bu sebeple de uzun vadede kullanılmaz. Kilo fazlalığı da polikistik over sendromunda yumurtlama sorunlarını tetikleyebilir. Bu sebeple de hastanın mutlaka kilo vermesi ve yumurtlamaya yardımcı olması gerekir.

    Yaşı 35’ten az olan kadınlar için ise doğum kontrol hapları kullanılabilir.

    • Kısırlık

    Yumurtlama bozukluğu kaynaklı olarak kısırlık sorunu yaşayan hastaların  %70’inde problem, polikistik over sendromudur.  İleride anne olmak isteyen hastaların, yapması gereken ilk  eylem, kilo vermektedir.

    Kilo kaybı sayesinde yumurtlama yeniden başlayabilir. Bu sendromun tedavisinde kullanılan bir diğer yumurtlamayı uyarıcı hap ise, klomifen sitratır. Bu ilaç ilk olarak enjeksiyon formunda kullanılır ve yumurtalıklar uyarılır. Ardından ise aşılama yöntemine başvurulur ve kadının gebe kalması sağlanmaya çalışılır.

    • Tüylenme

    Androjen şeklinde tabir edilen erkeklik hormonları ne kadar fazla salgılanıyor ise, o kadar tüylenme sorunu söz konusudur.  Tüylenme sorunu, bu sendroma sahip olan hastalarda yaygın olarak karşılaşılan bir sorundur.

    Çeşitli durumlarda tüylenme, hormonal dengesizlik kaynaklı değildir. Bu tüylenme yapısal da olabilir. Mevcut olan tüyler, kullanılan ilaçlarla dökülemez. Bu gibi durumlarda epilasyon yöntemlerine başvurmak gerekir.

    Doğum kontrol hapları kandaki androjen düzeylerini düşürür. Bu sayede yeni tüylerin çıkma riskini engeller.  Hirsutism yani tüylenme sorununun tedavisi uzun vadeli bir tedavidir. Tedavide başarı elde edebilmek için 8-18 ay tedavi gerekebilir. Bunun sebebi ise kıl büyümesinin yavaş olmasıdır.

    Kaynaklar:

    Polistik Over Sendromu Neden Olur?

    6 Soruda Polikistik Over Sendromu

  • Güzel saçlar için 7 öneri

    Güzel saçlar için 7 öneri

    Güzel, güçlü, sağlıklı  saçlara sahip olmak, biz tüm kadınların hayalidir. Ve bunun için çeşitleri çareler ararız. İpek gibi saçlara sahip olmak için güzellik salonlarına gitmemiz şart değil!!, Aşağıda yayınlayacağımız uzman tavsiyelerine uyarak, başdöndürücü bir görüntüye sahip olabiliriz.

    Güzel saçlar için 7 öneri
    Güzel saçlar için 7 öneri

    Saç Dökülmesi
    Stress, menopoz, trioidlerimiz, hatta genetik, hormonal dengesizlikler saç büyümesini önemli ölçüde etkiler. İyi haber şu ki, bu dengesizlikleri çözmekte tıbbi çareler vardır. Bunlar; doğum kontrol hapları, düzenli diyabetik kontrol vb.
    Yeterli miktarda et yemezseniz, bundan saçlarınız da etkilenir. Saçlarınızın düzenli büyümesi için, günlük diyetiniz yani günlük beslenmeniz, karbonhidratlar, proteinler gibi temel gıdalar içermelidir.
    Vücudunuzda vitamin yetersizliği olduğunu düşünüyorsanız, saçların uzamasında ve sağlıklı olmasında etkili olan biotin, çinko ve demir içeren multivitaminleri takviye olarak alabilirsiniz.

    Saçlarınızın Bakımı
    Tatlı badem yağı, ayçiçek yağı, argan yağı gibi yağları, saçlarınıza uygulamak, parlaklığının artmasında ve ipek gibi olmalarında çok etkili olacaktır. Saçlarınıza haftada bir uygulayacağınız nem maskeleri de kırılgan zayıf saçlarınızı güçlendirecektir.

    Güzel saçlara kavuşmak
    Güzel saçlara kavuşmak

    Saçlarınızdaki beyazlar bırakın parlasın!
    Saçlarımızın beyazlaması bizleri mutsuz eder, fakat bu beyaz saç kıllarını koparmak saç diplerine zarar verebileceği gibi, saç köklerinin de enfeksiyon kapmasına yol açabilir.

    Güzel saçlar için
    Güzel saçlar için

    Saç şekillendiricilerden uzak durun!
    Günümüz kadınlarının çoğunun vazgeçilmesi olan saç şekillendiricileri, saçların ütülenmesi, hatta sıcak ayarda kurutulması dahil, saçların nem dengesini bozup, saçın kırılmasına kopmasına neden oluyor. Hergün bu gibi işlemler saçınızı saman çöpüne çevirir.Şayet bu gibi uygulamalardan vazgeçemiyorsanız, düşük ayarda kullanın.

    guzel_saclar_icin_7_oneri (5)

    Saça Keratin Maskesi uygulamak
    Keratin derimizde, saçımızda bulunan bir maddedir.Saçımızdaki keratin, ısıya ya da kimyasallara maruz kalınca zarar görmeye başların. Bu saçın uçlarının birbirine dolaşmasına ve dengesinin bozulmasına ve saçın mat, baş edilemez bir görünüme sahip olmasına neden olur.
    Keratin saç bakımı saçın genel yapısını düzeltir ve saça dolgunluk kazandırır. Bu saç düzleştirme tekniği saça; parlak, bakımlı, düz bir görünüm kazandırır.

    Güzel saçlar için
    Güzel saçlar için

    guzel_saclar_icin_7_oneri (7)
    Evdeki Malzemelerden Saçınıza Maske Uygulayın!
    Saç bakımı için büyük saç bakım salonlarına gitmek zorunda değiliz.Hepimizin mutfağımızda bulunan yumurta, zeytinyağı,badem yağı, hardal tozu vb gibi malzemelerle aynı bakımı bizlerde evde uygulayabiliriz. Sonrası…, gelsin parlak ipek gibi saçlar.

    Güzel saçlar
    Güzel saçlar

     

     

  • Gebelikten korunma yöntemleri

    Gebelikten korunma yöntemleri

    Cinsellikte korunma, kadının olduğu kadar erkeğin de sorumluluğu. Korunma yöntemleri ile ilgili eğitimler çoğunlukla kadınlara veriliyor. Bu durum da, konunun yalnızca kadınlarla ilgili olduğu yönünde yanlış bir algı oluşuyor. Doğru korunma yöntemi için çiftlerin birlikte hareket etmesi gerekir. Ayrıca bu konuda doktor desteği de alınmalıdır. Emsey Hospital’dan Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Esra Can Çetin bu konudaki görüşlerini bildirdi.

    Planlanmamış bir gebeliğin kürtajla sonuçlanması, kadınlar için büyük bir travma nedenidir. Kadınların kürtaj sonrasında yaşayacakları travmaya ve cinselliği kadınların omuzlarında yük haline getirmeye engel olmak açısından, erkeğin de gebelikten korunma sorumluluğuna ortak olması gerekir. Gebelikten korunma hem erkeği hem de kadını ilgilendiren bir konu. Korunmanın hangi taraf için daha kolay olduğu, kişisel faktörlere göre değişkenlik gösterebilir. Kadınlarla ilgili yöntemler daha çok sistemik hormon alımına bağlı pek çok yan etkiyi beraberinde getirir. Erkekle ilgili yöntemlerin başında gelen prezervatif, motivasyonun yeterli olduğu durumlarda rahatlıkla tercih edilebilir. Prezervatifin bir korunma yöntemi olarak en az yan etkiye sahip olması avantajlı bir durum.

    Erkeklerde korunma yöntemleri
    Günümüzde erkeklerin kullanabileceği geri çekme, prezervatif ve vazektomi olmak üzere üç yöntem vardır. Prezervatif spermlerin vajinaya girmesini engelleyerek etkisini gösterir.Yöntemin başarılı olması için, erkekte cinsel ilişki sırasında ejakulasyondan önce salgılanan sıvılarda az sayıda da olsa hareketli sperm bulunabileceği unutulamamalı ve prezervatif kullanımı son ana bırakılmamalıdır.

    Lateks alerjisi olan kadınlarda reaksiyon oluşturabilmesi dışında yan etkisi yoktur. Kadın ve erkeği AIDS dahil cinsel yolla bulaşan hastalıklardan koruması en büyük avantajıdır. Bu nedenle, çok eşlilerin ya da partneri çok eşli olan kadınların kendini cinsel yolla bulaşan enfeksiyon, genital siğil ve serviks kanserinden koruması için bu yöntemi tercih etmeleri doğru bir seçim olacak. Kondom yırtılmasından şüphe edilen durumlarda ertesi gün hapı alınabilir.

    Erkekte vazektomi denilen, testisten spermleri penise getiren kanalların kesilmesi işlemi, geri dönüşü mümkün olmayan bir cerrahi uygulamadır. Cinsel hayatı olumsuz etkilemeyen bu yöntem, hiç çocuk arzusu olmadığı konusunda emin olan erkekler için uygundur.

    Kadınlarda gebelikten korunmada bariyer yöntemler
    Bariyer yöntemler (diyafram, servikal başlık ve vajinal halka), hormonal yöntemler (doğum kontrol hapı, koruyucu iğneler, implant), spermisidler, tüp ligasyonu ve rahim içi araç olarak sayılabilir.
    Bariyer yöntemlerden olan ve kadın kondomu da denilen diyafram; vajene yerleştirilerek, halka şeklinde spermleri öldüren, yumuşak bir kauçuktur. Servikal başlık ise, rahim ağzına yerleştirilen bir bariyerdir. Kullanışsız olan bu iki yöntem, artık günümüzde tercih edilmemekte.

    Vajinal halka (Nuva Ring), yeni bir bariyer yöntemdir. Adetin 1. günü vajene yerleştirilip, 21. günü çıkartılan bu halka derine yerleştirildiği için, cinsel ilişki sırasında rahatsızlık vermez ve lokal hormon salgıladığı için hormonal yan etkisi yoktur.

    Kadınların korunmasında hormonal yöntemler
    Kadınların korunmasında hormonal yöntemler; doğum kontrol hapı, koruyucu iğneler ve implanttan oluşur. Doğum kontrol hapları, 21 gün içilip, 1 hafta ara verilen ya da 28 tane içerdiği için ara verilmeksizin kullanılan formlara sahip bir korunma yöntemidir. Estrojen ve progesteron içerirler. Bu ilaçlar emziren kadınlarda, 35 yaş üzerinde, sigara içen kadınlarda ve bazı hastalıkların varlığında kullanılamazlar. Bu gibi nedenlerle östrojen almaması gereken kadınlar için uygun olan, sadece progesteron içeren ve mini hap da denen doğum kontrol hapları da bulunmaktadır.

    Aylık ve üç aylık iğneler, ülkemizde ruhsatı olan iki aşı türünü kapsar. Bu aşılardan biri sadece progesteron içeren, 3 ayda bir kas içine uygulanan formdur (Depo Provera). Diğeri ise, ayda bir kas içine uygulanan östrojen ve progesteron birlikte içeren formdur (Mesigyna). Her ikisinde de, sistemik dolaşıma geçen yüksek dozda hormon gebeliğe uygun ortam oluşmasını çeşitli şekillerde önler.

    İmplantlar, yerleştirildikten sonra 5 yıl (Norplant) ve 3 yıl (İmplanon) koruyuculuğu olan ürünlerdir. Üst kolda cilt altına yerleştirilen kibrit çöpü boyutunda hormon salgılayan implantlar, uygun hasta gurubunda tercih edilebilir. Bu yöntemde de düzensiz kanamalar, kilo değişiklikleri, depresyon, sinirlilik, baş ağrısı, bulantı, memelerde hassasiyet olabilir. İmplant, küçük bir müdahale ile yerleştirilip çıkarılır, çıkarıldıktan yaklaşık 3 ay sonra yumurtlama normale döner.

    Kadınlarda kullanılan diğer koruyucu yöntemler
    Kadınlarda kullanılan diğer koruyucu yöntemlerden olan spermisid; spermleri öldüren, ilişkiden 10–15 dakika önce vajinaya uygulanan bir malzemedir. Köpük, jel, sprey, tablet ya da krem formunda çeşitleri bulunur.

    Kadınlarda bir diğer koruyucu yöntem olan tüp ligasyonu ise, kadında tüplerin cerrahi olarak bağlanması işlemidir ve başarısı %99,6’dır. Ancak bu yöntemin geri dönüşümü zordur. Sıklıkla laporoskopik olarak gerçekleştirilir. Lokal ya da genel anestezi gerekir. Karında küçük de olsa kesi izi olur ve laporoskopinin cerrahi riskleri (kanama, barsak hasarı gibi) söz konusu olabilir.

    Rahim içi araç (RİA), rahim içine yerleştirilen bakır metalinden, ucunda ip bulunan ve plastikten yapılmış bir alettir. Eski formları sarmal şeklinde olduğu için spiral de denen bu alet, günümüzde T harfi şeklindedir. Hormon içermediği için sistemik etkisi yoktur, koruyuculuğu on yıldır. Güvenlidir fakat senede bir jinekolog kontrolü gereklidir. Takma ve çıkarma işlemleri bir miktar ağrılıdır. Ara kanamalar, kasık ağrısı ve vajinal akıntıya yol açabilir.

    Hormonlu spiral olarak bilinen progesteron hormonunu rahim içine salgılayan rahim içi araçlar (Mirena), sistemik hormon almak istemeyen kadınlarda uygulanabilir. Etkinliği yüksektir, fakat başlangıçta kanamanın düzensiz olması, sonra kanamanın kesilmesi söz konusudur.

    Ülkemizde yeni kullanılmaya başlanan bir diğer yöntem de histeroskopik olarak yani vajenden geçilerek, kamera eşliğinde rahime girilerek uygulanır. Bu yöntem, her iki tüpe yerleştirilen, tüpleri tıkayarak geçişi engelleyen helozon şeklinde metaller kullanılarak uygulanır (Essure). İşlemin başarısı yüksektir. Anestezi olmadan yapılabilir ve karna kesi yapılmadığı için yara izi yoktur. Fakat geri dönüşü yoktur ve maliyeti diğer yöntemlere oranla daha yüksektir.

    Yüksek gebelik riski taşıyan durumlar için korunma yöntemleri
    Acil kontrasepsiyon dediğimiz, korunmasız ilişkiye girilmiş ya da doğum kontrol hapının birkaç gün unutulması, prezervatifin yırtılması gibi şüpheli durumlardan sonra kullanılabilecek yöntemler de vardır. Bu gibi durumlarda; ertesi gün hapları, sık aralık ve dozlarda alınan doğum kontrol hapları, ilişki sonrası spiral uygulaması seçeneklerinden biri uygulanabilir. Fakat, bunların sadece acil durumlarda ve tek seferlik kullanılması gerektiği, sürekli bir doğum kontrol yöntemi olmadıklarının bilinmesi önemli.