Etiket: doğum kontrol

  • RİA ile Hamile Kalabilir misiniz?

    RİA ile Hamile Kalabilir misiniz?

    RİA ile hamile kalma riskiniz var mı? %99’dan fazla koruma sağlayan RİA’da risk faktörleri, belirtiler ve yapmanız gerekenler hakkında bilgi edinin. Hamilelik şüphesi mi var? Hemen okuyun!

    Rahim içi araç (RİA), günümüzde en popüler doğum kontrol yöntemlerinden biridir. Yüksek etkinlik oranı ve uzun süreli koruma sağlamasıyla öne çıkan, birçok kadına güvenli ve rahat bir çözüm sunmaktadır. Ancak hiçbir doğum kontrol yöntemi %100 etkili değildir. Bu nedenle, RİA kullanıyor olsanız bile hamile kalma riskiniz her zaman mevcuttur. Peki, RİA ile hamile kalmak ne kadar yaygındır ve bu durumda ne yapmalısınız? Bu yazıda, RİA ile hamile kalma risklerini, belirtilerini ve yapılması gerekenleri detaylı bir şekilde inceleyeceğiz.

    RİA ile Hamile Kalabilir misiniz?

    Rahim içi araç (RİA), kadınlarda en yaygın kullanılan doğum kontrol yöntemlerinden biridir. Ancak hiçbir doğum kontrol yöntemi %100 etkili değildir. Bu nedenle, (Spiral) kullanıyor olsanız bile hamile kalma riskiniz bulunmaktadır. Peki, RİA ile nasıl hamile kalınabilir ve bu ne kadar yaygındır?

    ria ile hamile kalmak
    ria ile hamile kalmak

    RİA’nın Etkinliği ve Hamilelik Riski

    RİA, doğru şekilde yerleştirildiğinde %99’dan fazla etkinlik oranına sahiptir. Ancak küçük bir risk her zaman vardır. RİA’lar, kullanım sürelerine bağlı olarak 5 ila 10 yıl boyunca hamileliğe karşı koruma sağlar. Bununla birlikte, aşağıdaki durumlarda hamile kalma ihtimali artar:

    1. Son Kullanma Tarihi Geçmiş RİA: RİA’nın son kullanma tarihi geçmişse, etkinliği azalabilir ve hamilelik riski artabilir.
    2. RİA Hareketi: RİA bazen yerinden kayabilir veya çıkabilir. Bu durumda, hamilelik riskinde artış görülür. (Ria kayması)
    3. Yeni Takılmış RİA: RİA’nın takıldığı ilk birkaç ayda hareket etme olasılığı daha yüksektir.
    4. Regl Krampları: Şiddetli regl krampları sırasında RİA’nın yer değiştirmesi mümkündür.
    5. Doğum Sonrası RİA: Doğumdan hemen sonra takılan RİA’lar daha fazla hareket edebilir.

    RİA ile Hamile Kalma Sıklığı

    RİA kullanan kadınların %1’inden azı her yıl hamile kalır. Bu oran oldukça düşüktür. 2018’de yapılan bir araştırmaya göre, bakırlı RİA kullananların %0,8’i, hormonal RİA kullananların ise %0,2’si hamile kalmıştır.

    Hamilelik Belirtileri ve Testler

    RİA ile hamilelik belirtileri, normal hamilelik belirtilerine benzer şekilde görülebilir. Bunlar arasında ağrılı ve şişmiş göğüsler, bulantı, hafif kanama, hafif kramplar ve yorgunluk sayılabilir. Ancak bazı kadınlarda hiçbir belirti görülmeyebilir.

    Hamilelik şüphesi varsa, en güvenilir yöntem hamilelik testi yapmaktır. RİA, hamilelik testinin sonucunu etkilemez. Hamile olunduğunda, test sonucu pozitif çıkacaktır.

    RİA ile Hamile Kalındığında Yapılması Gerekenler

    Hamile olunduğu tespit edilirse, en kısa sürede doktora başvurulmalıdır. Doktor, hamileliğin rahim içinde (intrauterin) mi yoksa rahim dışında (ektopik) mı olduğunu belirleyecektir.

    • Ektopik (Dış) Gebelik: Bu durumda, gebelik sürdürülemez ve anne için tehlikeli olabilir. Hamileliğin sonlandırılması gerekir.
    • İntrauterin (Rahim İçi) Gebelik: Hamileliğe devam etme veya sonlandırma seçeneği vardır. Hamileliğe devam edilirse, RİA çıkarılmalıdır. Aksi takdirde düşük, erken doğum veya enfeksiyon riskleri artabilir.

    Sonuç

    RİA, son derece etkili bir doğum kontrol yöntemi olmasına rağmen, küçük bir hamilelik riski her zaman vardır. RİA kullanıyorsanız, düzenli kontroller ve hamilelik belirtilerinin izlenmesi önemlidir. Hamile kalınması durumunda, tıbbi yardım alınması ve doğru kararın verilmesi hayati önem taşır.

    Bakırlı Spiral mi, Hormonlu Spiral mi? Faydaları ve Zararları

  • Spiral Takılıyken Hamile Kalınır Mı? Gebelik Belirtileri

    Spiral Takılıyken Hamile Kalınır Mı? Gebelik Belirtileri

    Spiral takılıyken hamile kalınır mı diye merak ediyorsanız olasılığı düşüktür, ancak spiralle hamile kalma belirtileri ortaya çıkabilir. Spiral varken hamile kalma olasılığı düşüktür, ancak hamilelik riski sıfıra yakın değildir. Bu makalede, spiral kullanımı ve hamilelik riski hakkında bilgi bulabilirsiniz.

    Spiral, kadınlar arasında yaygın olarak tercih edilen bir doğum kontrol yöntemidir. Rahim içine yerleştirilen küçük bir tıbbi cihaz olan spiral, uzun süreli koruma sağlar ve gebelik riskini azaltır. Ancak, bazı kadınlar spiral takılıyken hamile kalma konusunda endişeler yaşayabilir. Spiral takılıyken hamile kalma olasılığı oldukça düşük olsa da, bu durum hakkında daha fazla bilgi edinmek önemlidir. Bu makalede, spiral takılıyken hamile kalmanın olasılığı ve bu durumda ortaya çıkabilecek belirtiler hakkında daha fazla bilgi bulacaksınız. Ayrıca, hamilelik belirtilerini doğru bir şekilde tanımlayabilmek için dikkate almanız gereken faktörler hakkında bilgi edineceksiniz. Spiral takılıyken hamile kalma konusu, kadınlar arasında merak edilen bir konu olduğundan, doğru ve güncel bilgilere sahip olmak önemlidir.

    Spiral Takılıyken Hamile Kalınır Mı? ve Bilinmesi Gerekenler

    Doğum kontrol yöntemleri, istenmeyen gebelikleri önlemek için birçok seçenek sunar. Bu seçenekler arasında spiral (IUD – intrauterin cihaz) da yer alır. Spiral, uterus içine yerleştirilen küçük bir tıbbi cihazdır ve doğurganlık dönemi boyunca uzun süreli koruma sağlar. Ancak, bazı kadınlar spiral takılıyken hamile kalma konusunda endişeler yaşayabilir. Bu makalede, spiral takılı iken hamile kalma olasılığı ve bilinmesi gerekenler hakkında daha fazla bilgi bulacaksınız.

    Spiral Takılıyken Hamile Kalınır Mı
    Spiral Takılıyken Hamile Kalınır Mı
    1. Spiral ve Doğum Kontrolü:

    Spiral, etkili bir doğum kontrol yöntemi olarak kabul edilir. İki tür spiral vardır: hormonal spiral ve bakırlı spiral. Hormonal spiral, rahim içine düşük dozda progesteron salgılar ve hamilelik riskini azaltır. Bakırlı spiral ise sperm hareketliliğini engeller ve rahim içinde döllenmeyi önler. Her iki tür de yüksek bir doğum kontrol etkinliğine sahiptir, ancak hamile kalma riski sıfıra yakın olmasına rağmen tamamen ortadan kalkmaz.

    Oku: Normal bakır spiral mi?yoksa hormonlu spiral mineramı?

    1. Spiral Takılı İken Hamile Kalma Olasılığı:

    Spiral takılı iken hamile kalma olasılığı oldukça düşüktür, ancak kesinlikle imkânsız değildir. Spiral, rahim içinde koruyucu bir bariyer oluşturur ve döllenmiş yumurtanın rahim içine yerleşmesini engeller. Bununla birlikte, spiral bazen yerinden kayabilir veya yanlış yerleştirilebilir. Eğer spiral rahim içinde doğru konumda değilse veya yerinden kaymışsa, hamile kalma riski artabilir. Bu nedenle, spiral kullanan kadınlar düzenli olarak doktor kontrolüne gitmeli ve spiralin yerinde olduğunu doğrulamalıdır.

    1. Hamilelik Belirtileri ve Durumlar:

    Spiral varken hamile kalma durumunda, bazı kadınlar hâlâ hamilelik belirtilerini deneyimleyebilir. Bunlar arasında göğüs hassasiyeti, adet gecikmesi, bulantı ve kusma gibi belirtiler yer alabilir. Eğer spiral takılıyken hamile olduğunuzu düşünüyorsanız, hemen bir sağlık uzmanına başvurmalısınız. Doktorunuz, hamilelik durumunu teyit etmek için gerekli testleri yapacaktır.

    1. Hamilelik Riskini Azaltmak:

    Spiral takılıyken hamile kalma riskini azaltmanın bazı yolları vardır. İşte bunlardan bazıları:

    • Spiral takıldıktan sonra düzenli olarak doktor kontrolüne gitmek.
    • Spiral yerinde olduğunu doğrulamak için kendinizi düzenli olarak kontrol etmek.
    • Spiral takılıyken cinsel ilişkiye girerken başka bir doğum kontrol yöntemi kullanmak.
    • Spiralinizi belirtilen sürelerde yenilemek veya değiştirmek.

    Sonuç:

    Spiral takılıyken hamile kalma olasılığı oldukça düşüktür, ancak tamamen imkânsız değildir. Spiral, etkili bir doğum kontrol yöntemi olmasına rağmen, yerinden kayması veya yanlış yerleştirilmesi durumunda hamilelik riski artabilir. Bu nedenle, spiral kullanan kadınlar düzenli olarak doktor kontrolüne gitmeli ve spiralin doğru konumda olduğunu teyit etmelidir. Eğer spiral takılıyken hamile olduğunuzdan şüpheleniyorsanız, hemen bir sağlık uzmanına başvurmanız önemlidir.

    Spiralle hamile kalma belirtileri nelerdir?

    Spiral takılıyken hamilelik belirtileri, spiral yerindeyken bile bazı kadınlarda görülebilir. Ancak, unutulmaması gereken önemli bir nokta, spiral takılı olduğunda hamilelik oranının oldukça düşük olduğudur.

    spiralle hamile kalma belirtileri
    spiralle hamile kalma belirtileri

    Bununla birlikte, bazı kadınlar hala hamilelik belirtilerini deneyimleyebilir. İşte spiral takılıyken hamile kalmanın belirtilerinden bazıları:

    1. Adet Gecikmesi: Adet döngüsü genellikle düzenli olan bir kadında adet gecikmesi, hamilelik belirtisi olabilir. Ancak, spiral takılıyken adet düzeni bazen değişebilir ve bazı kadınlar düzensiz veya hafif kanamalar yaşayabilir.
    2. Göğüs Hassasiyeti: Hamilelik döneminde, meme dokusu hassasiyeti ve şişme görülebilir. Bu belirti, spiral takılıyken hamilelik durumunda da ortaya çıkabilir.
    3. Bulantı ve Kusma: Hamilelikte sıklıkla görülen belirtiler olan bulantı ve kusma, bazı kadınlarda spiral takılıyken de ortaya çıkabilir.
    4. Yorgunluk: Hamilelik döneminde artan progesteron seviyeleri nedeniyle yorgunluk hissi yaşanabilir. Bu belirti, spiral takılıyken hamilelik durumunda da oluşabilir.
    5. İdrar Sıkışması: Hamilelik döneminde, artan rahim büyüklüğü idrar torbasına baskı yapabilir ve idrar sıkışması hissi ortaya çıkabilir. Bu belirti, spiral takılıyken hamilelikte de görülebilir.

    Bu belirtiler, spiral takılıyken hamile kalma durumunda ortaya çıkabilir, ancak yine de kesin bir teşhis için bir sağlık uzmanına başvurmanız önemlidir. Sağlık uzmanı, hamilelik testleri ve muayene ile durumu değerlendirebilir.

    Unutmayın, spiral takılıyken hamile kalma olasılığı oldukça düşüktür, ancak her zaman bir risk bulunmaktadır. Eğer spiral takılıyken hamile olduğunuzdan şüpheleniyorsanız, en iyisi bir sağlık uzmanına danışmaktır.

    Spiralle Takılıyken Hamile Kalınırsa Ne Olur?

    Spiral takılıyken hamile kalma durumunda, bir dizi potansiyel sonuç ortaya çıkabilir. İşte spiral ile hamile kalma durumunda karşılaşılabilecek olası senaryolar:

    1. Ektopik Gebelik: Spiral takılıyken döllenmiş yumurta, rahim içine yerleşmek yerine tüplere veya diğer rahim dışı bölgelere yerleşebilir. Bu duruma ektopik gebelik denir ve acil tıbbi müdahale gerektirir. Ektopik gebelik, ciddi komplikasyonlara yol açabilir ve sağlık riskleri taşır.
    2. Spiral İle Gebelik: Spiral yerindeyken hamile kalma durumunda, spiralin yerinden kayması veya yanlış yerleştirilmesi gibi faktörler etkili olabilir. Spiral hala rahim içinde olduğunda, hamilelik normal ilerleyebilir. Ancak, bu durumda spiral çıkarılmalıdır ve doktorunuzla iletişime geçmek önemlidir.
    3. Düşük: Spiral takılıyken hamilelik oluştuğunda, düşük riski artabilir. Spiralin rahim içinde bulunması nedeniyle, rahmin normal kasılmaları düşüğe yol açabilir. Bu durumda, sağlık uzmanınızla iletişime geçmek ve gerekli tedaviyi almak önemlidir.
    4. Spiralin Etkisi: Spiral takılıyken hamilelik durumunda, spiralin kendisi ve yerleştirildiği materyaller, gebelik sağlığı üzerinde etkili olabilir. Bu durumda, doktorunuz gebeliğin nasıl yönetileceği konusunda size rehberlik edecektir.

    Spiral takılıyken hamile kalma nadir bir durumdur, ancak herhangi bir belirti veya şüphe durumunda sağlık uzmanınıza danışmak önemlidir. Doktorunuz, durumu değerlendirecek ve gerekli tedaviyi önerecektir.

  • Doğum kontrol yöntemleri nelerdir?

    Doğum kontrol yöntemleri nelerdir?

    En iyi aile planlaması doğum kontrolden geçer. Ama ne yazık ki çoğumuz hala bunların tam olarak ne olduğunu bilmiyor. İşte doğum kontrol hakkında bilmeniz gereken her şey..

    Aile planlaması, eşlerin kendilerine uygun bir dönemde, imkanlarında dahilinde bakabileceği kadar çocuğa sahip olmasını sağlamaktır.

    Ayrıca aile planlaması sayesinde istenmeyen gebelikler, sosyal ve ekonomik koşullar ve iki doğum arasındaki düzenlemeler koşulların en uygun olduğu dönemde çocuk sahibi olmalarında yardımcı olmaktadır. En iyi aile planlamanın sağlanması ise doğum kontrol yöntemlerinden geçmektedir.

    Aile planlamasının gerek çocuk gerek ise anne için bir takım faydaları bulunmaktadır. Bunlardan anne için olan faydaları;

    • İki gebelik arasındaki süre serbestçe belirlenebilmektedir.
    • Riskli gebeliklerin erken tespiti sağlanmaktadır.
    • Az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde gebeliğe veya düşüğe bağlı anne ölümlerinin önüne geçilebilmektedir.

    Ayrıca aile planlaması ve doğum kontrol yöntemlerinin toplum üzerindeki yararları da şu şekildedir;

    • Kontrollü nüfus artışı sağlanmaktadır.
    • Hızlı nüfus artışı önlenerek, ekonomik ve şehirleşmeye bağlı sorunlar önlenmektedir.

    YANLIŞ OLAN DOĞUM KONTROL YÖNTEMLERİ

    Doğum kontrolü konusunda toplumda uygulanan ve de tam kontrol sağlamayan birçok yöntem bulunmaktadır.

    Doğum kontrol yöntemleri olarak sayılan ve riskli faktörü yüksek olan bu yöntemlerin uygulanması doğum kontrolü açısından doğru değildir. Toplumda sıkça yapılan ancak yanlış olan ya da tam doğum kontrolü sağlamayan yöntemlerise şunlardır;

    • Geri Çekme Yöntemi: Bu yöntem toplumda sıklıkla kullanılan yöntemler arasındadır. Ancak başarı oranı en iyi ihtimal ile %15 olan bir yöntemdir. Dolayısıyla tam bir korunma sağlanamamaktadır.
    • Takvim metodu adı verilen kadınların muayyen günü öncesi yapılan ilişkilerde tam bir korunma sağladığı söylenememektedir. Çünkü hali hazırda rahimde bulunan yumurtalar daha vücuttan atılmadığından dolayı gebelik riski yüksek bir yöntemdir.
    • Korunmasız ilişki sonrasında vajinanın yıkanarak temizlenmesi de doğum kontrol yöntemleri arasında sayılmamaktadır.

    DOĞUM KONTROL HAPI

    Hormonların kontrolünün sağlanarak gebeliğin önlemiş olduğu doğum kontrol yöntemlerinden en yaygın kullanıma sahip olanıdır.

    Doğum kontrol hapları kullanımıyla progesteron ve östrojen hormonlarının yumurtlamayı baskılar ve böylelikle gebelik önlenmiş olur. Doğum kontrol hapları genellikle 21 adet hap içeren tabletlerden oluşmaktadır.

    Kullanımı her gün bir adet olmalıdır ve bir tablet bittikten sonra 7 gün ki bu adet kanamalarının görüldüğü zamana denk gelmekte ve ilaca da ara verilmelidir.

    İlk kullanımda gebelikten koruma etkisi düşük olmasıyla birlikte ek korunma yolları da uygulanmalıdır. Ancak düzenli olarak kullanılmaya devam edildiği sürece gebelik riski önlenebilmektedir.

    Doğum kontrol yöntemleri nelerdir? | 1

    DOĞUM KONTROL HAPLARININ FAYDALARI

    Doğum kontrol haplarının aynı zamanda da vücuda şu gibi olumlu yönleri vardır. Bunlar;

    • Adet zamanı kanamayı azaltmakta ve demir eksikliğini önlemektedir.
    • Adetlerin düzenli olmasını sağlamaktadır.
    • Adet öncesi stres, ağrı ve diğer şikayetleri azaltmaktadır.
    • Dış gebeliğin önlenmesini sağlamaktadır.
    • Rahim ve yumurtalık kanseri riskini azaltmaktadır.
    • Kemik erimesi ve buna bağlı hastalıkların ise oluşmasını önlemektedir.
    • Rahim ve çevresinde oluşabilecek enfeksiyon riskini azaltmaktadır.

    Ertesi Gün Hapları: Hormonları düzenleyici yöntemler arasında yer almaktadır. Genel olarak doğum kontrol yöntemleri içerisinde yer almamaktadır. Korunma olmadan gerçekleşen bir cinsel ilişkinin ardından ya da istenmeyen bir gebeliğin önlenmesi amacıyla kullanılır. İlişki sonrası 72 saat içerisinde kullanılması önerilmektedir. Yan etkileri ise;

    • Göğüs ve çevresinde hassasiyet
    • Bulantı ve kusma

    AYLIK VEYA ÜÇ AYLIK ENJEKSİYONLAR

    Progesteron içerikli olan bu enjeksiyonlar doğum kontrol yöntemleri arasında yer almakta ve düzenli olarak yaptırılması önerilmektedir. İlk aylarda düzensiz kanamalara neden olabilmektedir.

    CİLT ALTI İMPLANTLARI:

    Bu yöntem ile kolda bulunan derinin altına yerleştirilen progesteron içerikli preperatlar yerleştirilmektedir.

    Yaklaşık olarak 5 yıl süre ile gebeliği önlediği görülmüştür. Doğum kontrol yöntemlerinden en rahat kullanıma sahip yöntemler arasında yer almaktadır.

    İmplantlar yerleştirildiği zaman kullanım süresi bitene kadar bu yöntemle ilgili başka herhangi bir işleme gerek duyulmamaktadır. Yan etkileri ise;

    • Vücutta su toplanması
    • Kilo alma durumu
    • Göğüs ve çevresinde hassasiyet
    • Adet kanamalarında düzensizlik görülmesi

    Başarı oranı oldukça yüksek olan bu yöntem doğum kontrol yöntemleri içerisinde kullanımı ile de bir o kadar kolaydır.

    RAHİM İÇİNE SPİRAL YERLEŞTİRİLMESİ

    Dünya üzerinde sıklıkla tercih edilen doğum kontrol yöntemlerinden birisidir. Özellikle de gebeliği geçici bir süre ile önlemesi ve uzun süre etkili olması en avantajlı yanıdır. Üç tür spiral kullanımı mevcuttur;

    • Bakırlı Rahim İçi Araç
    • Katkısız Rahim İçi Araç (Spiral)
    • Hormonlu Rahim İçi Araç

    Türkiye’de bakır içerikli spirallerin kullanım oranı oldukça yaygındır. Bu yöntemin uygulanacağı en uygun dönem rahim ağzının genişlemesi ve de gebelik riskinin çok düşük olması nedeni ile adet kanamalarının görüldüğü dönemlerdir. Kişiyi rahatsız eden ve etkili yan etkileri mevcut değildir.

    • Gebelik sürecine girilmiş ise,
    • Dış gebelik,
    • Rahim veya genital bölgede oluşmuş kanser olması ya da bu bölgede kanser öyküsü,
    • Rahimde ielri itelikli enfeksiyon olması
    • Akut ya da subakut tüp enfeksiyonu
    • Tanısı bilinmeyen vajinal hastalıklar veya kanamaların olması rahim içi araç yönteminin kullanılması mümkün değildir.

    KADINDA VEYA ERKEKTE STERİLİZASYON UYGULAMASI

    Diğer doğum kontrol yöntemleri arasındaki en önemli fark, sterilizasyon uygulaması sonrasında gerek kadın gerek erkek için kalıcı etki göstermesidir. Yani üreme cerrahi yöntemler ile kalıcı olarak ortadan kaldırılır.

    Özellikle de gerek sağlık nedeni ile, gerek başka nedenler ile doğum yapması uygun olmayan kadınlara bu yöntem tavsiye edilmektedir. Uygulanabilecek cerrahi yöntemler ise;

    • Kapalı ameliyat olarak yapılan laparoskopi ve de rahim içi tüplerin yakılması ile gebelik kalıcı olarak önlenir.
    • Açık ameliyat yöntemi olan laparatomi ile tüpler bağlanarak gebelik önlenir.
    • Ayrıca histerektomi uygulaması ise gebelik önlenmesi için kullanılmaktadır.

    Bu yöntemin diğer doğum kontrol yöntemlerine göre geri dönüş olmadığından belli bir yaşın üzerinde, yeterli çocuğa sahip ya da kesinlikle çocuk isteyen kadınlar üzerinde uygulanması doğru olur.

    Doğum kontrol yöntemleri arasında kabul edilmeyen erkeklerde sterilizasyon uygulaması kadınların durumuna göre daha farklıdır. Aynı şekilde erkekte bulunan üreme tüplerinin bağlanması yoluyla üreme fonksiyonu durdurulur. Ancak istenildiği takdirde tekrar müdahale ile geri dönüşü mevcuttur.

     

    Kaynak: Posta.com.tr

  • İlginç doğum kontrol yöntemleri

    İlginç doğum kontrol yöntemleri

    Antik çağlarda şimdiki gibi gelişmiş imkanlar yoktu. Bu nedenle çocuk sahibi olmak istemeyen insanlar doğum kontrolü için sıklıkla bitki ve çiçeklere başvururlardı. İşte antik çağlarda kullanılan birbirinden ilginç doğum kontrol yöntemleri…

    İlginç doğum kontrol yöntemleri

    MELEK OTU BİTKİSİ

    Asyalı kadınlar melek otu bitkisinin çayını demleyip içerlerdi. Bu yöntemle hamile kalmayacaklarına veya hamileliklerinin son bulacağına inanırlardı.

    LİMON SIKMAK

    Sperm öldürücü etkisi sebebiyle, cinsel ilişki öncesi vajinaya limon sıkmak hayli eski bir yöntem. Ancak bir garantisi olmadığı gibi vajinayı tahriş ettiği de bir gerçek!

    YABANİ HAVUÇ ÇİÇEĞİ

    Yabani havuç çiçeğinin tozları öğütülerek ilişki öncesi vajinaya yerleştirilirdi.

    PAPAYA TOHUMU

    Papaya tohumu yedirilen erkeğin daha az sperm ürettiği ve üretebildiği spermlerin de gebe bırakma etkisini yitirdiği yaygın inanıştı.

    CIVA İÇMEK

    Çin’de kadınlar cıva içerek gebeliği önlemeye çalışıyor veya var olan gebeliğe son veriyorlardı. Zamanla bu yöntemin sadece gebeliğe değil insan yaşamına da son verdiğini öğrendiler.

    YABAN FESLEĞENİ

    Roma’da kadınlar hamile kalmamak için yaban fesleğeni içerlerdi.

    SILPHIUM ÇİÇEĞİ

    Silphium çiçeği, Mısır ve Yunan’da spermleri etkisiz hale getirmek için vajina içine yerleştirilirdi.

  • Doğum kontrol hapları kanser sebebi mi?

    Doğum kontrol hapları kanser sebebi mi?

    Kısa süreli kullanımının risk yaratmadığı bilinen doğum kontrol hapları, 10 yıldan daha uzun süre ve özellikle 20 yaş öncesinde kullanılmaya başladığında meme kanseri riskini arttırıyor…

    Sözcü’de yer alan habere göre meme kanseri açısından en büyük risk faktörü BRCA1 ve 2 genlerindeki yapısal bozulmalardır ki bu durumda meme hücrelerinde DNA’da meydana gelen hasarların tamirinde aksaklıklar olmakta ve meme kanseri riskini arttırmaktadır.

    BRCA1 ve 2 mutasyonu olan kadınlarda meme kanseri riski diğer kişilere göre beş kat daha fazladır. Angelina Jolie’nin BRCA 1 gen mutasyonu saptanıp meme ve over kanseri riskinin yüksek olduğu belirlenince yumurtalığını ve her iki memesini koruyucu olarak aldırması tüm dünyada genetik olarak kanser riski yüksek olarak saptanmış hastalarda ‘koruyucu amaçlı bilateral mastektomi’ operasyonunu popüler hale getirdi. Elbette meme cildi ve bazen meme başının korunarak tüm meme dokusunun boşaltılması ve silikon yerleştirilmesi, riski yüksek hastalarda ciddi bir koruma yaratsa da memenin doğal yapısını kaybetmesi, geri dönüşümsüz bir girişim olması bu seçeneğin gerçekten çok iyi düşünülüp değerlendirilmesi gerektiğini göstermektedir.

    “Unutmamak gerekir ki meme kanserlerinin sadece yüzde 10’luk bir oranı ailesel nedenlere bağlı. Anne tarafında genç yaşta meme kanseri görülmesi, risk açısından önem taşır” diyen Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Dr. Tayfun Hancılar, meme kanseriyle ilgili merak edilenleri anlattı…

    Menopozda hormon tedavisi zararlı mı?

    Hormon ilaçlarını beş yıl ve daha uzun süre kullanan menopoz sonrası dönemindeki kadınlarda meme ve rahim kanseri riski artar. 10 yıldan daha fazla süre hormon takviye tedavisi uygulanan kişilerde meme kanseri riskinin arttığını ileri süren çalışmalar da vardır. Öte yandan en yaygın korunma yöntemlerinden biri olan doğum kontrol haplarının kısa süreli kullanımı durumunda risk yaratmadığı bilinmekle birlikte, 10 yıldan daha uzun süre kullanımlarda ve özellikle 20 yaş öncesinde kullanmaya başlayan kişilerde meme kanseri riski artmaktadır. Esas dikkat edilmesi gereken nokta, doğum kontrol hapıyla birlikte sigara içimi kanser ve kalp hastalıkları riskini arttırmaktadır.

    Beslenmede nelere dikkat edilmeli?

    Tüm kanser türlerinde genel olarak yağ oranı yüksek gıdalarla beslenmenin olumsuz etkisi olduğu kabul edilir. Örneğin, genç yaşlarda yüksek lif içeriğiyle beslenen kadınlarda ileriki yıllarda meme kanseri görülme oranı yüzde 20’ye yakın daha az görülmektedir. Menopoz sonrası vücut yağ oranı yüksek kişilerde östrojen hormon üretimi daha da azalacağından meme kanseri riski fazladır. Ancak son dönemde beslenme konusu gereksiz bir şekilde abartılmış ve “Sarımsak yerseniz kanser olmazsınız” düzeyine gelmiştir. Doğuştan itibaren sağlıklı beslenme kanser riskini azaltır mı? “Evet azaltır…” Ancak tedaviye yardımcı olabilecek destek besinler standart kanser tedavilerine alternatif olarak sunulunca yarar değil zarar verecek hale gelmiştir.

    Cinselliği nasıl etkiler?

    Meme kanseri nedeniyle cerrahi müdahale ya da radyoterapi gören kadınlarda cinsel istek azalmaz ancak meme derisi daha az duyarlı olabilir ya da tedavi gören memede bir süre ağrı hissedilebilir. Bazen kemoterapi hormon düzeyini etkileyerek cinsellikte azalma yapabilir. Bu nedenle eşler arasındaki iletişim, bu sorunların üstesinden gelmeyi sağlar. Unutulmamalıdır ki, radyoterapi tümörü öldürür aşkı değil…

    Meme kanserli hastalar saç boyayabilir mi?

    Genel olarak saç boyalarındaki kimyasalların kanser riskini arttırdığı belirtilmişse de elimizde çok kesin bilgiler yoktur. Saç boyalarının içinde bulunan aromatik amin ve fenol saç derisi içinde N nitrozaminlere dönüşerek kanserojen etki yapabilirler. Yapılan araştırmalar yılda 12’den fazla ve koyu renk saç boyayan kadınlarda kanser riskinin bir miktar daha fazla olabileceğini göstermiştir.

    Mamografi hangi sıklıkta yapılmalıdır?

    Bu konuda çok farklı yaklaşımlar olmakla birlikte, Amerikan Kanser Derneği 45-54 yaş arasında her yıl 55 yaş üzerinde iki yılda bir (hasta talep ederse yılda bir) mamografi çekilmesini uygun görmüştür. Elbette meme kanseri riski yüksek hastalar mamografiyi daha erken dönemde ve bazen MR’la birlikte çektirebilirler.

    Radyoterapi gören hastalar nelere dikkat etmeli?

    Meme kanserinde radyoterapi yan etkileri düşük bir tedavidir. Hastalar özellikle tedavi sonuna doğru hafif bir halsizlik hissedebilirler. Radyoterapi esnasında memede ağırlık hissi, gerginlik, ciltte hafif kızarıklık ve kaşıntı olabilir. Genellikle basit dıştan krem uygulamaları netice verir. Şeker tüketimi konusunda kuşkular devam etmekle birlikte radyoterapi esnasında kesin olarak yasaklanan bir gıda yoktur. Pamuklu, sert olmayan sutyen kullanılmalıdır. Radyoterapi esnasında doktorunuza danışmadan tedavi bölgesine losyon, krem vb. sürülmemelidir.

    Koltuk altı deodorantları kanseri tetikler mi?

    Deodorantlarda  bulunan aliminyum bazlı maddeler ve parabenin risk oluşturduğunu söyleyen iddialar varsa da bu, yapılan çalışmalarda kanıtlanamamış ve Amerikan Kanser Enstitüsü ve ABD Gıda ve İlaç İdaresi deodorant kullanımının meme kanseri riskini artırmasıyla ilgili bilimsel bir veriye rastlanmadığını açıklamıştır. Buna rağmen 16 yaşın altındaki çocuklarda deodorant kullanımı konusunda dikkatli olunmalıdır.

  • Doğum kontrol hapı Efsaneleri

    Doğum kontrol hapı Efsaneleri

    Söz konusu doğum kontrol yöntemleri olduğunda erkeklerin bilmesi gerekenler. Yapılan araştırmalara göre Türkiye’de kadınlar, kullanacakları doğum kontrol yöntemine eşlerinden veya partnerlerinden etkilenerek karar veriyor. Erkeklerin bu konuda kadınları en fazla etkilediği yöntemler ise geri çekme (yani dışarı boşalma) ve prezervatif kullanımı.

    Geri çekme yöntemi ile prezervatifler ne kadar koruyucu?

    Prezervatiflerin gebeliğe karşı etkin bir koruma sağladığı düşünülse de cinsel ilişki esnasında yırtılma riski var. Bu nedenle 1 yıl içinde partneri prezervatif kullanan 5 kadından 1’i hamile kalıyor. Modern hormonal yöntemler ile kıyaslandığında, prezervatifler gebeliği önleme açısından daha az güvenilir ve daha az etkilidirler, fakat HIV/AIDS dahil olmak üzere cinsel yolla bulaşan hastalıklara karşı koruma sağlayan tek yöntemdir.

    Geri çekme yöntemi ise en eski ve en güvenilmez doğum kontrol yöntemlerinden biridir. Bu yöntem, erkeğin önemli ölçüde kendine hakim olmasını gerektirir. Türkiye’de geri çekilme yöntemiyle korunan 4 kadından 1’i ilk yılda gebe kalıyor ve bu gebeliklerin bir kısmı kürtaj ile sonuçlanıyor.10

    Modern yöntemler konusunda erkeklerin bilmesi gerekenler neler?

    Doğum kontrol hapları ve spiraller doğru kullanıldığında %100’e yakın koruma sağlayan yöntemlerdir. Hem etkinliği yüksek olan hem de ek faydalar sunan doğum kontrol hapları konusunda “efsane mi gerçek mi?” tartışmalarının yaygın olduğu bir ortamda, Prof. Dr. Fatih Durmuşoğlu erkeklerin en çok merak ettiği ve yanlış bildiği bazı efsaneleri yorumluyor:

    dogum_kontrol_hapi

    Doğum kontrol hapı Efsaneleri

    EFSANE: Doğum kontrol hapları etkili ve güvenilir değildir.

    GERÇEK: İçerdiği sentetik östrojen ve progestin, vücuttaki doğal hormonların yapısına çok yakın, son derece etkili, geri dönüşü olan yöntemlerdir.1 Doğru kullanıldığında %99,9 etkilidir. 

    EFSANE: Doğum kontrol hapı partnerimin/eşimin göğüslerini büyütür.

    GERÇEK: Doğum kontrol hapı kullanımı göğüsleri bir miktar büyütebilir. Bu durum kalıcı değildir; doğum kontrol hapı kullanımı kesildiğinde göğüslerin boyutu eski haline döner.2 

    EFSANE: Doğum kontrol hapı cinsel isteği azaltır.

    GERÇEK: Doğum kontrol hapı kullanırken cinsel yaşam daha güvenli hale gelir. Geri çekilme gibi doğum kontrolü açısından riskli yöntemler kullanılmadığı için ve plansız gebelik endişesinin olmamasıyla cinsel ilişkiden daha fazla zevk alınabilir. 3,4.5 

    EFSANE: Doğum kontrol hapı kilo aldırır.

    GERÇEK: Doğum kontrol hapı kullanan kadınların kilosunda bir değişiklik olmaz. Yeni nesil doğum kontrol hapları iştah arttırmadığı gibi, vücutta su ve tuz tutulmasını da engeller.3,5 

    EFSANE: Doğum kontrol hapı kullanan kadınlar huysuz bir ruh haline bürünür.

    GERÇEK: Doğum kontrol hapı kullanımı ruh halini olumsuz etkilemez, aksine âdet öncesi gerginliği azaltır.3,5 Aslında doğum kontrol hapı kullanan kadınların  başka yönlerden de daha sağlıklı oldukları görülmüştür. Örneğin üreme çağındaki kadınların %80-90’ı adet öncesi dönemde göğüslerde şişkinlik ve çeşitli ağrılar yaşarlar. Kadınların %60’ı âdet öncesi dönemde vücutlarında şişkinlik olduğunu, %70’i göğüslerinde şişkinlik hissettiklerini bildirir.8 Günümüzde yeni nesil doğum kontrol haplarının âdet öncesi şikayetlerde azalma sağladığı saptanmıştır.8 Doğum kontrol hapı kullanan kadınlarda âdet döneminde görülen baş ağrılarında azalma görülmüştür.3,8 Bir çalışmaya katılan kadınların %35’inde âdetle ilişkili baş ağrılarında azalma olduğu bildirilmiştir.8

    EFSANE: Doğum kontrol hapları partnerimin cildi ve bedeni üzerinde olumsuz etki yapar.

    GERÇEK: Yeni nesil doğum kontrol hapları hormonlar üzerindeki etkisiyle ciltteki yağlanmayı önleyerek sivilce oluşumunu engeller ya da var olan sivilceleri azaltır. Doğum kontrol haplarının ayrıca aşırı tüylenmeyi engelleyici, azaltıcı etkisi de vardır. Hapların kullanım süresi uzadıkça, cilt üzerindeki olumlu etkisi daha da belirgin hale gelir.

    EFSANE: Doğum kontrol hapı kullanımı, ileride gebe kalma şansını azaltır, kısırlığa yol açabilir.

    GERÇEK: Doğum kontrol hapları gelecekte kısırlığa neden olmaz, doğum kontrol hapı kullanımını bıraktıktan hemen sonra hamile kalınabilir.3 Bırakıldıktan sonraki gebelik oranları 6 ay icinde %83, 1 yıl icinde %94 olarak saptanmıştır. Bu oranlar bariyer metodunda yani prezervatif ya da diyafram yöntemlerinde görülen oranlara benzerdir.9

    EFSANE: Doğum kontrol hapı kullanılıyorsa prezervatif kullanımına gerek yoktur.

    GERÇEK: Doğum kontrol hapı kullanımı gebeliğe karşı %100’e yakın oranda koruma sağlamakla birlikte, cinsel ilişkiyle bulaşan hastalıklara karşı riskleri ortadan kaldırmaz. Cinsel ilişkiyle bulaşan hastalıklardan korunmak için prezervatif kullanılması gereklidir.3

  • Doğum kontrol hapı kullanırken

    Doğum kontrol hapı kullanırken

    Doğum kontrol hapını güvenilir ve tam koruma sağlayacak şekilde kullanmak için nelere dikkat etmelisiniz?

    * Doğum kontrol haplarının doktor kontrolü dışında kullanılmaması gerekir.
    * Doğum kontrol haplarının içinde 21 tablet bulunur. Adet kanamasının ilk 5 gününde tercihen 1. veya 2. günde ilk kutuya başlanmalıdır.
    * Günün hangi saatinde alındığı önemli değildir ancak her gün yaklaşık aynı saatlerde alınması gerekir. Bir gün sabah, diğer gün akşam alınması uygun değildir. Bunun yanında  bulantı, baş ağrısı gibi şikayetlere sebep olabileceğinden gece yatmadan önce alınması önerilir.
    * 21 tablet bitene kadar ilaç kullanılmalı ve bittikten sonra ikinci kutuya başlamadan önce 7 gün ara verilmelidir.  8. gün ikinci kutuya başlanır ve kullanım bu şekilde devam eder.
    * İki yıl aralıksız kullanımın ardından 2 ay ara verilmelidir.
    * Eğer ilacın alımı unutulursa hatırlanıldığı anda hemen alınmalıdır.
    * Üst üste 2 gün hap alımı unutulduğunda doğum kontrol hapının güvenirliği tam olmaz. Böyle bir durumda bir sonraki adet kanamasına kadar ek tedbirlerle korunmak gereklidir.

  • Kadınlar ve seks hakkında çarpıcı gerçekler…

    Kadınlar ve seks hakkında çarpıcı gerçekler…

    Masters ve Johnson’ın 1950’lerde, 60’larda ve 70’lerde yürüttükleri cinsellik araştırmaları bir devrim niteliğindeydi. Peki günümüzde seks hakkında neler biliyoruz?

    1. Işık döngüleri doğurganlığı etkiler: Kadınlar yeni ay sırasında (gece karanlık olduğu zaman) regl olurken, dolunay sırasında (aydınlık olduğu zaman) da yumurtlama döneminde olurlardı. Ancak şimdi, yapay aydınlatmalarla ve parlak ekranlarla dolu bir dünyada, kadınlar biyolojileri ve doğaları arasındaki bağlantı ile uyum içinde değiller. Bazıları ay algısı (lunaception) olarak bilinen bir yöntemle, ay ışığına göre kendi yatak odalarındaki ışığı değiştirerek, yumurtlama dönemlerini değiştirmeye çalışıyorlar.

    2. Kadınlar seks yaptıktan sonra 5 ile 8 gün içinde hamile kalabiliyorlar: Araştırmalar, bazı spermlerin seks yaptıktan sonra, 5 günden 8 güne kadar olan bir sürede, aslında yumurta döllenmeden önce, servikal mukus’ta (rahim ağzındaki sıvı) yaşayabildiklerini gösterdi.

    3. Yüksek topuklu ayakkabılar giymek kadının orgazmını kötü yönde etkilemektedir: Yüksek topuklu ayakkabılar pelvik tabanda kasılmaya neden olur. Bu durum problem teşkil eder çünkü orgazm sırasında pelvik taban daha fazla kasılamaz. Dr. Fromberg,“Bir orgazm genellikle şu şekildedir; 0’dan başlayıp 60’a gider, eğer siz zaten 55’te iseniz (topuklu ayakkabı giyerek), tam bir deneyim yaşayamazsınız” diye açıkladı.

    4. Orgazm kadınların daha yaratıcı olmasını sağlar: Yapılan çalışmalar, orgazm yaşamanın; kadınların daha kendine güvenen, daha üretken ve daha yaratıcı olmalarını sağladığını gösterdi. Dahası, bu bir geribesleme döngüsüdür- kadınlar yaratıcı oldukları zaman tam bir orgazm yaşarlar.

    5. Doğum kontrol hapları libidoyu düşürür: Her hormonsal doğum kontrol yönteminin bu çeşit bir psikolojik yan etkisi vardır.

    6. Sandalyede oturmak kadınları uyarabilir: Buttox ve oturma kemikleri altındaki pudental sinirler vajina, klitoris anüs gibi dokuların uyarılmasını sağlar. Pudental sinir üzerine baskı yapan oturma şekli cinsel uyarılmaya yol açabilir.

    7. Ama bu aynı zamanda orgazmları azaltabilir: Diğer yandan, günün neredeyse tamamını bir sandalyede oturarak geçirmek, pelvik tabanı ve belin iki kasından biri ve tam vücut orgazmı için gerekli olan psoas kasını kısaltır. Bu kaslar çok fazla oturmaktan sıkıştığı zaman, kadınlar daha zor orgazm olmaktadır.

    8. Kadınlar 3 adet erojen bölgeye sahiptirler: Klitoris, g-noktası, rahim boynu. Bazıları, meme uçlarını da bu listeye eklemektedirler.

    9. Sinir uçları her kadının vajinasında farklı şekilde dağılmıştır: Bir kar tanesi gibi, sinir uçlarının vajinaya dağılımı bakımından her kadın diğerlerinden farklı ve eşsizdir. Bu da, her kadının orgazm yaşaması için farklı yöntemler geliştirmeye ihtiyacı olduğu anlamına gelmektedir.

    10. Bir kadının orgazm esnasında hissettiği kalp atışı aslında rahminin sperm toplamaya çalışması anlamana gelmektedir: Fromberg,“Dış dudakların sonunda yer alan yuvarlak bağlar orgazm sırasında döl yatağı vajinanın arkasında depolanmış meniyi çıkarma fırsatı bulabilmesi için rahmi ileri ve geri bir şekilde sarsar ki bu da doğurganlığı arttırmaktadır” dedi.

    11. Yeterli su tüketimi ile vücudun ihtiyacı olan sıvıya sahip olması daha iyi orgazm yaşamayı sağlar: Vücudun büyük çoğunluğu sudan oluşması sebebiyle, insan vücudunun yeterli sıvıya sahip olması daha iyi orgazm yaşamalarını sağlar.

    12. Her kadın orgazm olabilir: Neredeyse hiçbir kadın orgazm olmamak için doğmaz. Fromberg,”Kadınlar doğuştan orgazm olmaya programlıdırlar ancak herkes bu makinayı nasıl iyi kullanacağını öğrenemez” dedi.

  • Cinsel Zeka Nedir?

    Cinsel Zeka Nedir?

    Seks hayatınızda cinsel zekanın önemi…

    Bilgi

    Bedenimiz, cinsel işlevsellik, sağlıklı cinsel yaşam, sağlığımız, hamilelik ve doğum kontrolü hakkındaki her şey.

    Rahatlık

    Cinselliği yaşarken, başlatmak ve karşılık vermek, tercihler ve fanteziler, partnerle cinselliği tartışmak, deneme cesaretine sahip olmak.

    Kendini tanıma

    Cinsel olarak ne hoşuma gidiyor? Seksten ne bekliyorum? Ne tür eşler ve ilişkiler tatmin edici? Gizli arzularını bilmek, uygun seçimler yapmak.

    Erotik görüş

    Yakın ilişkilerde ve hayatın geri kalanında cinselliğin rolünü anlamak, tutku kavramını anlamak, düşüncelerini cinsellikten uzak tutmamak, gelişmiş bir düş gücüne (fantezi) sahip olmak.

    İletişim becerileri

    Kur yapmayı öğrenmek, başlatmak, cinsel ilişkiyi kabul ya da reddetmek, belirli dokunuşları ve aktiviteleri talep etmek, cinsel eşinin tepkilerini ölçerek ortak duygular yaratmak, fiziksel sevişme dışında duygusal öğeleri kullanmak, eşlerin tercihlerini tartışmak, yatak dışında cinselliği tartışmak.

    Cinsel zeka’nın ne olduğu kitapta şöyle tanımlanıyor:

    “Cinsel zekaya sahip olmak, sadece cinsel davranışlarımızı etkileyen bütün biyolojik faktörleri, beyni ateşleyen sinirleri ya da kanımızda dolaşan hormonları bilmek anlamına gelmiyor. Cinsel zekanın anahtarı; kendimizi tanımaktır. Partnerimizle gerçek kimliklerimizi paylaşmak ve mutlu bir cinsel yaşama sahip olma şansımızı arttırmak için, cinselliğimizi çarpıtan ve zarar veren kültürel hurafelerin ötesine geçmek, özgün cinsel arzularımızı ortaya çıkarmak, ihtiyacımız olan duygusal ve sosyal yetenekleri geliştirmek demektir.”

  • Doğum kontrolde ‘sperm ağı’ dönemi

    Doğum kontrolde ‘sperm ağı’ dönemi

    Bilim adamları hem istenmeyen gebelikleri önleyecek, hem de cinsel hastalıklardan koruyacak ağ şeklinde bir doku üretti. Kadınların kullanacağı, spermleri yakalayan ve salgıladığı ilaçla öldüren ağ, geleceğin doğum kontrol yöntemi olmaya aday.

    Seattle’daki Washington Üniversitesi’nden araştırmacılar, sadece nanometrelerle ölçülebilecek büyüklükteki liflerden oluşan esnek bir doku geliştirdi.

    VÜCUTTA ERİRKEN ELAÇ SALGILIYOR

    Gözeneklerinin çok küçük olması nedeniyle spermleri bile geçirmeyen doku, bir süre sonra vücut içinde erimeye başlıyor ve erirken dışarı saldığı ilaçlarla da örneğin AIDS hastalığını önleyebilecek antiviral maddeler ya da spermleri öldürücü maddeler salgılayabiliyor.

    Ağın vücutta ne kadar sürede eriyeceği ise kullanılan plastik maddeye bağlı.

    Washington Üniversitesi’nden Cameron Ball, Deutsche Welle’ye verdiği demeçte, yavaş yavaş iki gün içinde eriyen madde kullanmayı düşündüklerini, bu süre içinde dokunun sürekli ilaç salgılayarak spermleri öldüreceğini, ayrıca eriyene kadar fizikî engel işlevini de sürdüreceğini kaydetti.

    İKİYE KATLANIP VAJİNAYA YERLEŞTİRİLİYOR

    Ball, dokunun çeşitli şekiller alabilecek durumda olduğunu da belirterek “Örneğin bir kadın yaklaşık 5 santimetrekare büyüklüğündeki bir dokuyu parmağıyla ikiye katlayıp vajinanın içine yerleştirebilir” diye konuştu.

    Nano parçacıklardan oluşan malzemenin doğrudan vücuda yapışacağını ve erimeye başladığında bir nevî jel salgılamaya başlayacağını belirten Ball, dışarıdan görünmemesi nedeniyle kadınların bu yöntemi partnerlerinden habersiz kullanabileceklerine de dikkat çekiyor.

    Araştırma ekibinin başkanı Kim Woodrow da doğum kontrolünde ilk kez nano liflerin kullanıldığını belirterek “Hayalimiz, kadınları aynı anda hem HIV’den hem de istenmeyen gebeliklerden koruyacak bir ürün geliştirmekti” dedi.

    Araştırmacılar, bu heyecan verici buluşun günlük yaşamda ne kadar güvenilir ve pratik olduğunu görmek için zamana ihtiyaç olduğunu belirtiyor.

    Microsoft’un kurucusu Bill Gates’in eşi Melinda ile birlikte kurduğu vakıf da bu heyecan verici buluşun gelecek vadettiğine ikna olmuşa benziyor. Vakıf, araştırmaların sürdürülmesi için projeye şimdiye kadar yaklaşık bir milyon dolarlık kaynak ayırdı.

    Deutsche Welle Türkçe