Etiket: doğum

  • Doğumu Tetiklemenin 11 Doğal Yolu

    Doğumu Tetiklemenin 11 Doğal Yolu

    Doğum tarihine yaklaştınız ve bebeğinizle tanışmak için sabırsızlanıyorsunuz. İşte doğumu tetiklemenin 11 doğal yolu, bilimsel kanıtlarla desteklenen ve annelerin tavsiye ettiği yöntemlerle burada!

    Doğum tarihine yaklaştıkça, heyecanla bebeğinizle tanışma anını beklemek oldukça zor olabilir. Her şeyi doğru yaptınız ve artık bebeğinizin kollarınızda olmasını istiyorsunuz. Ancak doğumun doğal yollarla başlamasını beklemek en sağlıklı seçeneklerden biridir. Yine de, doğum sürecini hızlandırmak için doğal yöntemleri denemek isteyenler için birkaç ipucu bulunmaktadır. İşte bilimsel kanıtlarla desteklenen veya annelerin yemin ettiği doğumu tetiklemenin 11 doğal yolu!

    Doğumu Tetiklemenin 11 Doğal Yolu

    Doğumun beklenenden daha uzun sürdüğünü hisseden birçok anne adayı, süreci hızlandırmanın yollarını arar. Özellikle doğum tarihi geçtiğinde, bebeğinizle bir an önce tanışmak istersiniz. Neyse ki, doğumunuzu doğal yollarla başlatmanıza yardımcı olabilecek bazı yöntemler bulunmaktadır. İşte doğumu tetiklemenin 11 doğal yolu:

    Doğumu Tetikleme
    Doğumu Tetikleme

    1. Harekete Geçin

    Doğumu tetiklemek için en yaygın önerilerden biri hareket etmektir. Yürüyüş yapmak, hafif danslar veya diğer hafif egzersizler yapmak bebeğin uygun pozisyona gelmesine yardımcı olabilir. Ancak, bu yöntemi destekleyen güçlü bilimsel kanıtlar bulunmamaktadır. Hareketsiz bir hamilelik geçirdiyseniz, doğum öncesi ağır egzersizlerden kaçınmanız daha iyi olabilir.

    2. Miles Devresi

    Miles Devresi, hamile yogasına benzer bir dizi vücut pozisyonunu içerir. Bu pozisyonlar, bebeğin doğum için uygun pozisyona gelmesine yardımcı olabilir. Üç ana pozisyon şunlardır:

    1. Diz Göğsünü Açın: Dizlerinizi genişçe açarak, göğsünüz ve kollarınız yerde düz olacak şekilde durun. Bu pozisyonu 30 dakika koruyun.
    2. Abartılı Yan Yatma: Sol tarafınıza uzanın, sağ bacağınızı başınıza yakın bir şekilde bükün. Bu pozisyonu 30 dakika boyunca koruyun.
    3. Hareket Edin: Ayağa kalkın ve 30 dakika boyunca merdivenlerden inip çıkma, hamle yapma gibi hareketler yapın.

    Bu devre, bebeğin Sol Oksiput Ön pozisyonuna gelmesine yardımcı olabilir.

    Forum: Hamilelikte yoga yapanlar Tıklayın!

    3. Seks Yapın

    Seks yapmanın doğumu başlatabileceği fikri hem bilimsel hem de anekdotsal olarak desteklenmiştir. Seks, oksitosin salgılanmasına neden olabilir ve meni, rahim ağzının olgunlaşmasına yardımcı olan prostaglandinler içerir. Bu faktörler doğumu tetikleyebilir.

    4. Hurma Yiyin

    Hurma, doğum ve doğum sürecine faydalıdır. Araştırmalar, doğum tarihlerinden dört hafta önce hurma yemeye başlayan kadınların daha yüksek oranlarda doğal doğuma başladığını göstermektedir. Ayrıca, hurma tüketimi rahim ağzının genişlemesine ve doğum süresinin kısalmasına yardımcı olabilir.

    5. Kırmızı Ahududu Yaprağı Çayı

    Kırmızı ahududu yaprağı çayı, hamileliğin son dönemlerinde rahmin tonlanmasına ve doğuma hazırlanmasına yardımcı olabilir. Bilimsel kanıtlar bu çayın doğumu tetiklediğini doğrudan göstermese de, birçok kadın bu yöntemin işe yaradığına inanmaktadır.

    6. Ebeler Demlemek/Hint Yağı

    Ebeler Demlemek, kayısı suyu, limon mine çiçeği çayı, hint yağı ve badem ezmesi gibi malzemelerden oluşan bir karışımdır. Bu karışımın %85’lik bir başarı oranı olduğu iddia edilmektedir. Ancak, hint yağı ishal ve mide bulantısına neden olabileceği için dikkatli kullanılmalıdır.

    7. Baharatlı Yiyecek

    Baharatlı yiyeceklerin doğumu tetiklediği efsanesi popülerdir, ancak bunu destekleyen bilimsel bir kanıt bulunmamaktadır. Yine de, birçok kadın bu yöntemin kendileri için işe yaradığını iddia etmektedir.

    8. Meme Ucu Uyarımı

    Meme ucu uyarımı, oksitosin salgılanmasını teşvik eder ve rahim kasılmalarına yol açabilir. Bu yöntem, kasılmaların daha uzun ve güçlü olmasına yardımcı olabilir. 30 dakikalık göğüs ucu uyarımı bile oksitosin üretiminde artış sağlayabilir.

    9. Patlıcan Parmigiana veya Pizza

    Patlıcan parmigiana veya pizza yemenin doğumu tetiklediği iddiası, bilimsel olarak desteklenmese de, birçok anekdotsal hikaye bulunmaktadır. Eğer İtalyan yemeklerini seviyorsanız, bu yöntemi denemekte zarar yoktur.

    10. Rahatlamak

    Stres ve kaygı, doğumu geciktirebilir. Rahatlamanın doğumu başlatmaya yardımcı olabileceği bilinmektedir. Masaj, sıcak banyo, meditasyon ve farkındalık teknikleri gibi rahatlama yöntemleri doğum sürecini hızlandırabilir.

    11. Akupunktur

    Akupunktur, rahim ağzını olgunlaştırıp doğuma hazırlayabilir. Bu yöntemin doğumu tetikleme konusundaki etkileri henüz tam olarak kanıtlanmamış olsa da, stresi azaltma ve rahatlama sağlaması açısından faydalı olabilir.

    Bu yöntemlerden hangisinin sizin için en uygun olduğunu belirlemek için doktorunuzla konuşmanız önemlidir. Doğal yollarla doğumu başlatmaya çalışmak cazip olsa da, her zaman güvenliği ve sağlığı ön planda tutmalısınız. Doğumun kendiliğinden başlamasına izin vermek genellikle en güvenli yoldur. Anneliğe adım atarken size iyi şanslar diliyorum!

  • Doğum topu üzerinde zıplamak doğumu başlatır mı? İşte Gerçekler

    Doğum topu üzerinde zıplamak doğumu başlatır mı? İşte Gerçekler

    Doğum topu üzerinde zıplamak doğumu başlatır mı? Bilimsel kanıt yok, ancak ağrı ve stresi azaltmada etkili. Doğum ve hamilelik sürecinde sağladığı faydaları keşfedin.

    Hamileliğin son dönemlerinde olan birçok kadın, doğumu başlatmak ve bebeklerini dünyaya getirmek için çeşitli yöntemler dener. Bu süreçte acıyı azaltmak ve doğumu hızlandırmak için farklı yöntemler denemek oldukça yaygındır. Acı biber yemek, cinsel ilişkiye girmek, egzersiz yapmak ve akupunktur gibi birçok yöntem kullanılır. Ancak, doğumu başlatmak için en çok önerilen yöntemlerden biri de doğum topu üzerinde zıplamaktır. Peki, bu gerçekten işe yarar mı?

    Doğum Topu Üzerinde Zıplamanın Doğumu Başlatma Etkisi Var mı?

    Doğum topu üzerinde zıplamanın doğumu başlatabileceğine dair bilimsel bir kanıt bulunmamaktadır. Ancak, doğum topunu kullanmanın hamile kadınlar için birçok faydası vardır. Doğum topu, ağrı, stres ve anksiyeteyi azaltmaya yardımcı olabilir. Ayrıca, doğum sürecini kısaltabileceği de iddia edilse de, bu konuda kesin bir kanıt bulunmamaktadır.

    Doğum Topunun Faydaları Nelerdir?

    Doğum topu, hamilelik ve doğum sürecinde birçok fayda sağlar. Özellikle sırt ağrılarını hafifletmek konusunda oldukça etkilidir. Birçok çalışma, doğum topunun ağrıyı hafifletmede etkili olduğunu göstermektedir. Örneğin, The Journal of Obstetrics and Gynaecology Research ve Hong Kong Medical Journal’da yayınlanan çalışmalar, doğum topunun ağrıyı azaltmada etkili olduğunu göstermektedir.

    Aynı çalışmalar, doğum topu üzerinde yapılan egzersizlerin kadınların anksiyete ve stres seviyelerini önemli ölçüde azalttığını ve genel olarak doğum deneyimlerinden daha memnun olduklarını ortaya koymuştur. Ayrıca, doğum topu kullanan kadınların doğum sancılarının sıklığı da azalmaktadır.

    Bu faydalar sadece aktif doğum sürecindeki kadınlar için geçerli değildir. Doğum topu üzerinde yapılan egzersizler, doğumdan haftalar önce başlayarak hamilelik boyunca güvenle yapılabilir. Ancak, herhangi bir egzersize başlamadan önce doktorunuza danışmanız önemlidir.

    Doğum Topu Egzersizleri ve Faydaları

    Doğum topu üzerinde yapılan egzersizler, doğum için vücudu hazırlamaya yardımcı olur ve bebeğiniz için daha fazla alan yaratır. Hamile kadınlar arasında yaygın olan karın, sırt ve bel ağrıları, doğum tarihi yaklaştıkça daha da şiddetlenir. Doğum topu egzersizleri bu sorunları hafifletmeye yardımcı olabilir.

    Doğum Topu Egzersizleri ve Faydaları
    Doğum Topu Egzersizleri ve Faydaları

    Ağrı Azaltma Egzersizleri

    1. Rock-a-Bye Sırt Ağrısı: Bu egzersiz için topun üzerinde oturun ve kalçalarınızı yanlara doğru hareket ettirin.
    2. Basit Çömelme: Topu önünüzde tutarak standart çömelme hareketi yapın. Top, dengenizi korumanıza yardımcı olur ve güvenliğinizi sağlar.
    3. Sekizler Çizme: Topun üzerinde otururken kalçalarınızı sekiz şeklinde döndürün. Bir yönde birkaç kez yapın, ardından diğer yönde “sekiz” çizin.

    Bu egzersizler, sırt ve karın kaslarınızı güçlendirir, duruşunuzu düzeltir ve omurga üzerindeki baskıyı azaltır. Ayrıca, doğum sırasında pelvisinizi açarak bebeğin doğum pozisyonunu almasına yardımcı olur.

    Forum: Normal doğum öncesi egzersizler Tıklayın!

    Doğum Sürecini Hızlandırma İddiaları

    Birçok anne, doğum topunun doğum sürecini hızlandırdığına dair deneyimlerini paylaşmaktadır. Ancak, bu konuda bilimsel bir kanıt bulunmamaktadır. Öte yandan, “peanut ball” olarak bilinen yer fıstığı şeklindeki topların doğum sürecini hızlandırdığına dair bazı çalışmalar bulunmaktadır. Association of Women’s Health Obstetric and Neonatal Nurses konferansında sunulan bir çalışmada, yer fıstığı topu kullanan 107 kadının doğum sürecinin, kullanmayan 93 kadına göre daha kısa sürdüğü görülmüştür.

    Doğumdan Sonra Doğum Topunun Faydaları

    Doğumdan sonra, vajina, pelvis ve anüs bölgelerinde ağrı yaşanması oldukça yaygındır. Bu nedenle oturmak acı verici olabilir. Yarı şişirilmiş bir doğum topu üzerine oturmak, bu ağrıyı hafifletmeye yardımcı olabilir. Ayrıca, doğum topunun üzerindeki yumuşak sallanma hareketi, bebeğinizi rahatlatmada da etkili olabilir.

    Sonuç

    Doğumu başlatmak için doğum topu kullanmak bilimsel olarak kanıtlanmamış olsa da, doğum topu hamilelik ve doğum sürecinde birçok fayda sağlar. Ağrı, stres ve anksiyeteyi azaltabilir, doğum deneyimini daha olumlu hale getirebilir ve doğum sonrası rahatlama sağlayabilir. Hem doğum topu hem de yer fıstığı topu, doğum sürecinde ve sonrasında kullanışlı araçlar olarak değerlendirilebilir. Ancak, herhangi bir egzersize başlamadan önce doktorunuza danışmayı unutmayın.

  • Plasenta Previa Nedir? Belirtileri, Nedenleri ve 5 Tedavi Yöntemi

    Plasenta Previa Nedir? Belirtileri, Nedenleri ve 5 Tedavi Yöntemi

    Plasenta previa, plasentanın rahim ağzının alt kısmında bulunmasıdır. Kanama, kasılmalar ve düşük riski taşır. Belirtileri, nedenleri ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi edinin.

    Plasenta previa, gebeliğin ikinci veya üçüncü trimesterinde, plasentanın rahim ağzına yakın bir yere yerleşmesi durumudur. Normal bir gebelikte, plasenta, rahim duvarına yakın bir bölgede bulunur ve rahim ağzına yakın bir yere yerleşmez. Ancak plasenta previa olan bir gebelikte, plasenta rahim ağzına yakın bir bölgede yerleşir ve doğum sırasında kanamalara neden olabilir.

    Plasenta previa genellikle gebeliğin başlangıcında belirtiler göstermez ve sadece rutin ultrason muayenesi sırasında tespit edilir. Bununla birlikte, gebeliğin ilerleyen dönemlerinde, vajinal kanama gibi semptomlar ortaya çıkabilir.

    Plasenta previa, gebelikteki kanama nedeniyle ciddi komplikasyonlara neden olabilir. Bu nedenle, doğumun önceden planlanması ve yakın takibi gereklidir.

    Plasenta previa nedir?

    Plasenta previa, plasentanın rahim ağzına yakın bir bölgede yerleşmesi durumudur. Plasenta, normalde rahim duvarına yakın bir bölgede bulunur ve rahim ağzına yakın bir yere yerleşmez. Ancak plasenta previa olan bir gebelikte, plasenta rahim ağzına yakın bir bölgede yerleşir ve doğum sırasında kanamalara neden olabilir.

    Plasenta previa, gebeliğin ikinci veya üçüncü trimesterinde görülebilir. Ancak genellikle gebeliğin başlangıcında belirti vermez ve sadece rutin ultrason muayenesi sırasında tespit edilir.

    Plasenta previa çeşitleri

    Plasenta previa, plasentanın rahim ağzına ne kadar yakın olduğuna bağlı olarak üç farklı şekilde sınıflandırılır:

    Plasenta Previa
    Plasenta Previa çeşitleri

    a. Total plasenta previa: Plasenta, rahim ağzının tam üzerinde yer alır.

    b. Parsiyel plasenta previa: Plasenta, rahim ağzına yakın bir bölgede yer alır, ancak rahim ağzının tam üzerinde değildir.

    c. Marginal plasenta previa: Plasenta, rahim ağzına yakın bir bölgede yer alır, ancak rahim ağzının kenarına yakın bir bölgede bulunur.

    Total plasenta previa, diğer iki çeşide göre daha nadirdir ve en ciddi komplikasyonlara neden olabilir. Marginal plasenta previa ise diğer iki çeşide göre daha az risklidir.

    Plasenta previa neden olur?

    Plasenta previa, tam olarak neden oluştuğu tam olarak bilinmemektedir. Ancak plasenta previa risk faktörleri arasında şunlar sayılabilir:

    • Daha önce plasenta previa yaşamış olmak
    • Daha önce sezaryen doğum geçirmiş olmak
    • Birden fazla gebelik geçirmek
    • İleri yaşta gebelik
    • Sigara içmek
    • İlaç kullanımı, özellikle de bazı doğurganlık ilaçları kullanmak

    Son yıllarda yapılan çalışmalar, Plasenta Previa’nın yaşa bağlı bir durum olmadığını göstermektedir. Yani, her yaşta kadında meydana gelebilir. Ancak, Plasenta Previa riskinin yaşla birlikte arttığı görülmüştür. Genellikle, 35 yaşın üzerindeki kadınlar daha yüksek risk altındadır.

    Bununla birlikte, Plasenta Previa aynı zamanda düşük doğum ağırlığı, çoklu gebelik, önceki sezaryen operasyonu, sigara kullanımı ve diğer bazı faktörlere bağlı olarak da ortaya çıkabilir. Dolayısıyla, Plasenta Previa’nın yaşa bağlı olmayan risk faktörleri de mevcuttur.

    Plasenta previa belirtileri

    Plasenta previa, gebeliğin başlangıcında belirti vermez. Ancak gebeliğin ilerleyen dönemlerinde şu belirtiler ortaya çıkabilir:

    • Vajinal kanama: Plasenta previa nedeniyle vajinal kanama, gebeliğin ilerleyen dönemlerinde ortaya çıkabilir. Kanama hafif veya şiddetli olabilir.
    • Karın ağrısı: Plasenta previa nedeniyle karın ağrısı, gebeliğin ilerleyen dönemlerinde ortaya çıkabilir. Karın ağrısı hafif veya şiddetli olabilir.
    • Rahim kasılmaları: Plasenta previa nedeniyle rahim kasılmaları, gebeliğin ilerleyen dönemlerinde ortaya çıkabilir. Rahim kasılmaları hafif veya şiddetli olabilir.

    Bu belirtiler görüldüğünde, derhal doktorla iletişime geçilmelidir.

    Plasenta previa teşhisi

    Plasenta previa, rutin ultrason muayenesi sırasında tespit edilebilir. Genellikle, gebeliklerin 20. haftasında yapılan rutin ultrason muayenesi sırasında plasenta previa teşhis edilir.

    Plasenta previa teşhisi konulduğunda, doktor diğer testler de yapabilir. Bu testler arasında, ultrason muayenesi, fetal kalp hızı izlemesi ve gerekliyse amniyosentez yer alabilir.

    Plasenta previa yönetimi

    Plasenta previa yönetimi, kanamanın kontrol altına alınması ve bebeğin doğumu için uygun bir zamanın belirlenmesini içerir. Plasenta previa olan gebelerin, genellikle hastanede yatması gerekmektedir.

    Doğum yapmak için ideal zamanı belirlemek için sıkı takip altında olacaktır. Eğer kanama şiddetliyse veya bebeğin durumu risk altındaysa, doktor sezaryen doğum önerir. Sezaryen doğum, plasenta previa olan kadınların genellikle tercih edilen doğum yöntemidir. Normal doğum, plasenta previa olan kadınlarda ciddi kanama riski taşıdığından, genellikle önerilmez.

    oku: Plasenta previa olup doğum yapanlar Tıklayın!

    Plasenta previa komplikasyonları

    Plasenta previa, hem anne hem de bebek için ciddi komplikasyonlara neden olabilir. Aşağıdaki komplikasyonlarla karşılaşabilir:

    • Şiddetli kanama: Plasenta previa nedeniyle şiddetli kanama riski vardır. Şiddetli kanama, anne hayatını tehdit edebilir.
    • Doğum sonrası kanama: Plasenta previa nedeniyle doğum sonrası kanama riski daha yüksektir. Doğum sonrası kanama, anne hayatını tehdit edebilir.
    • Düşük doğum ağırlığı: Plasenta previa, düşük doğum ağırlığına neden olabilir. Bebeklerin plasenta yoluyla beslenmesi zorlaştığı için, düşük doğum ağırlığı riski artar.
    • Erken doğum: Plasenta previa, erken doğum riskini artırabilir.
    • Fetal distres: Plasenta previa, bebeğin doğum sırasında stres yaşama riskini artırabilir.

    Plasenta previa nasıl tedavi edilir?

    Plasenta Previa tedavisi, plasentanın yerleşimine ve gebeliğin haftasına bağlı olarak değişebilir. Bazı durumlarda, plasentanın yeri doğum zamanına kadar yükselir ve tedavi gerektirmez.

    Plasenta Previa tedavisi
    Plasenta Previa tedavisi

    Ancak, tedavi gerektiren durumlarda, aşağıdaki tedavi yöntemleri uygulanabilir:

    1. Yatak Istirahati: Plasenta Previa’dan muzdarip olan kadınlar, kanama durumunu kontrol etmek için yatak istirahati yapmak zorunda kalabilirler. Bu tedavi yöntemi, kanama durduktan sonra evde devam edebilir.
    2. Kan Transfüzyonu: Şiddetli kanamalar kan transfüzyonu gerektirebilirler. Bu, kan kaybını ve anemi (kansızlık) riskini azaltabilir.
    3. İzleme: Doktorları tarafından yakından takip edilmelidir. Gebeliğin son dönemlerinde, bebek takibi, kanama kontrolü ve doğumun planlanması gibi işlemler yapılır.
    4. Doğumun Planlanması: Doğumun normal yolla yapılması genellikle risklidir. Bu nedenle, çoğu durumda, sezaryen doğum planlanır. Doğum zamanı, plasentanın yerleşimine, kanama durumuna ve bebeğin durumuna bağlı olarak değişebilir.
    5. Steroid İlaçları: Erken doğum riski altındaysa, steroid ilaçları kullanılabilir. Bu ilaçlar, bebeklerin akciğerlerinin olgunlaşmasını hızlandırır ve erken doğum durumunda bebeklerin sağlık sorunlarını azaltır.

    Plasenta Previa durumunda tedavi, plasentanın yerleşimine, kanama miktarına ve gebeliğin haftasına bağlıdır. Tedavi planı, doktorlar tarafından belirlenir ve kişiye özel bir yaklaşım uygulanır. Gebeliğin son dönemlerinde bu durumun belirtileri ortaya çıkarsa, hemen bir doktora başvurmak önemlidir.

    Plasenta previa neden tehlikeli?

    Plasenta previa, gebelikte önemli bir sağlık sorunudur ve ciddi komplikasyonlara yol açabilir. Bu durumda, plasenta normal yerine yakın veya tamamen servikal açıklığın üzerinde yerleşir ve bu durum, kanamanın oluşmasına ve bebeğin gelişiminde problemlere neden olabilir.

    Plasenta previa’nın tehlikeleri şunlardır:

    1. Kanama: Plasenta previa’nın en ciddi komplikasyonu kanamadır. Plasentanın yerleşim yeri nedeniyle, rahim ağzındaki genişleme sırasında plasentadan gelen damarlar yırtılabilir ve ciddi kanama meydana gelebilir. Bu kanama anne ve bebeğin sağlığı açısından tehlikeli olabilir ve acil tedavi gerektirir.
    2. Bebek gelişiminde problemler: Plasenta previa, bebeğin gelişiminde problemlere neden olabilir. Plasenta normal yerine yakın veya tamamen servikal açıklığın üzerinde yerleştiğinde, bebeğin beslenmesi ve oksijen alımı azalabilir. Bu da düşük doğum ağırlığı, erken doğum ve bebek ölümü gibi problemlere neden olabilir.
    3. Enfeksiyon: Plasenta previa nedeniyle uzun süreli kanama, enfeksiyon riskini artırabilir. Uzun süreli kanama, plasentanın enfekte olmasına ve enfeksiyonun bebeğe geçmesine neden olabilir.
    4. Doğum sonrası kanama: Plasenta previa nedeniyle doğum sonrası kanama riski artabilir. Plasentanın yerleşim yeri nedeniyle, doğum sonrası plasentanın tamamen çıkartılamama ihtimali yüksektir ve bu durum kanamaya neden olabilir.

    Plasenta Previa için Evde Alınabilecek Önlemler ve İpuçları

    Plasenta Previa olan kadınların evde alabileceği bazı önlemler ve ipuçları vardır.

    1. Düzenli Prenatal Kontroller: Düzenli prenatal kontrollerle takip edilebilir ve olası komplikasyonlar erken tespit edilebilir. Bu nedenle, doktorunuzun önerdiği sıklıkta prenatal kontrolleri yapmak önemlidir.
    2. Aktivitelerin Sınırlanması: Ağır fiziksel aktivitelerden kaçınması ve yorucu hareketlerden uzak durması önerilir. Ayrıca, uzun süreli ayakta durmak veya oturmak da kanamaya neden olabileceği için sınırlanmalıdır.
    3. Yatak Istirahati: Plasenta Previa olan kadınlar, doktorlarının önerdiği süre boyunca yatak istirahatine ihtiyaç duyabilirler. Bu, kanamayı önlemeye yardımcı olabilir ve bebeğin doğru pozisyonunu korumaya yardımcı olabilir.
    4. Beslenme Düzeni: Sağlıklı ve dengeli bir beslenme düzeni izlemelidirler. Özellikle, C vitamini ve demir açısından zengin gıdalar tüketmek, kanama riskini azaltmaya yardımcı olabilir.
    5. Sigara ve Alkol Tüketiminden Kaçınma: Plasenta Previa olan kadınların sigara ve alkol tüketiminden kaçınması önerilir. Bu maddeler, kanamayı artırabilir ve bebeğin gelişimini olumsuz etkileyebilir.
    6. Rahat Giysiler Tercih Etmek: Rahat giysiler tercih etmeleri önerilir. Sıkı giysiler kanamayı artırabilir ve bebeğin pozisyonunu değiştirebilir.
    7. Stres Yönetimi: Stresi azaltmak için uygun yöntemler kullanabilirler. Yoga, meditasyon ve derin nefes egzersizleri gibi teknikler, stresi azaltmaya yardımcı olabilir.

    Sonuç

    Plasenta previa, gebelik sırasında ortaya çıkan bir durumdur. Plasenta previa, hem anne hem de bebek için ciddi komplikasyonlara neden olabilen bir durumdur. Bu nedenle, plasenta previa teşhisi konulduğunda, gebelerin sıkı takip altında olmaları önemlidir.

    Plasenta previa olan kadınların, kanama kontrol altına alınana kadar ve bebeğin doğumu için uygun bir zaman belirlenene kadar hastanede kalması gerekebilir. Sezaryen doğum, plasenta previa olan kadınların genellikle tercih edilen doğum yöntemidir. Normal doğum, plasenta previa olan kadınlarda ciddi kanama riski taşıdığından, genellikle önerilmez.

    Plasenta previa, gebeliğin başlangıcında belirti vermez. Ancak gebeliğin ilerleyen dönemlerinde, vajinal kanama, karın ağrısı ve rahim kasılmaları gibi belirtiler ortaya çıkabilir. Bu belirtiler görüldüğünde, derhal doktorla ile iletişime geçilmelidir. Plasenta previa teşhisi konulduğunda, anne ve bebek sıkı takip altında tutulmalıdır. Tedavi yöntemleri arasında kanama kontrolü, ilaç tedavisi, kan transfüzyonu veya plazma transfüzyonu yer alabilir.

    Plasenta previa olan bir kadın, hem kendisi hem de bebeği için ciddi riskler taşıdığından, bu durumun önlenmesi için bazı önlemler alınabilir. Bunlar arasında sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz, alkol ve sigara kullanmamak, düşük riskini azaltmak için gerekli önlemleri almak yer alır.

    Bununla birlikte, teşhis konulduğunda, gebelerin sıkı takip altında olmaları ve doktorun önerilerini dikkate almaları çok önemlidir. Plasenta previa, ciddi sonuçlar doğurabilen bir durum olduğundan, doktorun önerileri doğrultusunda hareket edilmesi gerekmektedir.

    Sonuç olarak, Gebeliğin ilerleyen dönemlerinde ortaya çıkabilen ciddi bir durumdur. Bu nedenle, vajinal kanama, karın ağrısı ve rahim kasılmaları gibi belirtiler ortaya çıktığında, derhal doktorla iletişime geçmek önemlidir. Plasenta previa olan kadınlar, doğum için uygun zaman belirlenene kadar hastanede kalabilir ve sezaryen doğum önerilir. Gebelerin, plasenta previa riskini azaltmak için gerekli önlemleri alması ve doktorun önerilerine uyması gerekmektedir.

    Plasenta previa hakkında sık sorulan sorular

    Plasenta previa, gebeliğin ilerleyen dönemlerinde ortaya çıkabilen bir durum olduğundan, pek çok anne adayının kafasında soru işaretleri oluşabilir. İşte plasenta previa hakkında sık sorulan sorular ve cevapları:

    Plasenta previa bebek için risk oluşturur mu?

    Plasenta previa, anne ve bebeği için risk oluşturabilen ciddi bir durumdur. Vajinal kanama, anemi, fetal distres ve prematüre doğum gibi komplikasyonlara neden olabilir.

    Plasenta previa olan kadınlar normal doğum yapabilir mi?

    Plasenta previa olan kadınlar normal doğum yapamazlar. Sezaryen doğum önerilir.

    Plasenta previa riskini azaltmak için neler yapılabilir?

    Plasenta previa riskini azaltmak için, sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz, alkol ve sigara kullanmamak, düşük riskini azaltmak için gerekli önlemleri almak gibi önlemler alınabilir.

    Plasenta previa teşhisi konulduğunda ne yapılmalıdır?

    Plasenta previa teşhisi konulduğunda, gebelerin sıkı takip altında olmaları ve doktorun önerilerini dikkate almaları gerekmektedir. Plasenta previa, ciddi sonuçlar doğurabilen bir durum olduğundan, doktorun önerileri doğrultusunda hareket edilmesi önemlidir.

    Plasenta previa sonrası gebelik takibi nasıl olmalıdır?

    Plasenta previa teşhisi konulduktan sonra, gebelerin sıkı takip altında olmaları gerekmektedir. Takip, düzenli aralıklarla ultrasonografi, fetal monitörizasyon, kan testleri ve diğer testlerle yapılır. Bu testler, bebeğin gelişimini ve sağlığını izlemek, anne adayının durumunu kontrol etmek ve kanama riskini değerlendirmek için yapılır.

    Gebeler, plasenta previa nedeniyle kanama riski altında oldukları için, herhangi bir kanama belirtisi ortaya çıkarsa derhal doktorlarına haber vermelidirler. Kanamanın şiddeti, bebeğin gestasyonel yaşı, plasentanın yerleşim yeri ve diğer faktörlere bağlı olarak, hastanede yatış ve tedavi gerekebilir.

    Teşhisi konulan anne adaylarının, özellikle ilerleyen haftalarda yatak istirahati önerilir. Bu, kanama riskini azaltmaya yardımcı olabilir. Ayrıca, plasenta previa nedeniyle erken doğum riski de yüksek olduğundan, gebelerin herhangi bir erken doğum belirtisi olması halinde doktorlarına bildirmeleri gerekmektedir.

    Plasenta previa olanlar nasıl yatmalı? (Yatış pozisyonu)

    Plasenta previa, gebeliğin ilerleyen dönemlerinde kanamalara neden olabilen bir durumdur. Bu nedenle, gebelerin yatakta uyurken pozisyonlarını dikkatli bir şekilde seçmeleri önerilir. Uyku pozisyonu, rahim ve plasentanın üzerindeki baskıyı azaltarak kanama riskini azaltabilir.

    Plasenta previa olan gebeler, doktorlarının önerilerine uyarak yatış pozisyonlarını belirlemelidirler. Genellikle, yüzüstü veya sırtüstü yatmak önerilmez. Yüzüstü yatmak, rahim ve plasentaya baskı yaparak kanama riskini artırabilir. Sırtüstü yatmak da kan akışını engelleyebilir ve kanama riskini artırabilir.

    Bunun yerine, yan pozisyonda uyumak önerilir. Gebeler, sol tarafına yatmak için destek yastığı veya diğer yastıklar kullanabilirler. Sol taraf pozisyonu, kan akışını artırarak bebeğin oksijen ve besin alımını artırabilir ve kanama riskini azaltabilir.

    Plasenta previa yukarı çıkar mı?

    Plasenta previa olan bir kadında, plasenta doğum kanalının ağzını kapatıyorsa veya kapı yakınında ise, normal vajinal doğum yapmak mümkün olmayabilir ve sezaryen doğum tercih edilebilir.

    Plasenta previa genellikle kendiliğinden yukarı doğru yükselmez, ancak bazı durumlarda kendiliğinden düzelmeler gözlenebilir. Özellikle tanısı erken gebelikte konmuşsa, plasenta rahim büyüdükçe yukarı doğru hareket edebilir. Ancak, plasenta previa olan bir kadın için doktorlar her zaman sezaryen doğum seçeneğini göz önünde bulundurarak bir doğum planı yaparlar.

    Ultrason ve diğer testlerle plasentanın konumu ve gebelik ilerledikçe değişip değişmediği takip edilir. Doktorlar, plasentanın konumu ve gebelik ilerledikçe değişen durumlara göre doğum planını değiştirebilirler. Ancak gebelerin doğum öncesinde ve doğum sırasında yakından takip edilmeleri önemlidir.

    Bebeğin eşi önde olursa ne olur?

    Bebeğin eşi önde olması, tıp dilinde “önde plasenta” olarak adlandırılır ve uterusun ön duvarına doğru plasentanın yerleşmesi anlamına gelir. Bu durum normalde bir sorun teşkil etmez ve çoğu zaman kadınların hiç farkına varmazlar.

    Ancak, önde plasenta bazı durumlarda gebeliği etkileyebilir. Örneğin, bebeğin hareketlerini hissetmek için daha uzun süre beklemek gerekebilir veya bebeğin kalp atışlarının dinlenmesi daha zor olabilir. Ayrıca, doğum esnasında önde plasentanın olması, doğumun uzunluğunu ve zorluğunu artırabilir.

    Önde plasenta aynı zamanda ultrasonda da doğru bir şekilde görüntülenmeyebilir ve bebeğin anatomik taramaları sırasında bazı detayların kaçırılmasına neden olabilir.

    Ancak, genellikle önde plasenta gebeliği etkilemeyecek kadar hafif bir durumdur ve herhangi bir tedavi gerektirmez. Kadınların özellikle bebeğin hareketlerini takip etmeleri, düzenli prenatal kontrolleri almaları ve doğum öncesi hazırlıklarını tamamlamaları önemlidir.

    Plasenta Previa Hakkında Her Şey: 10 Önemli Bilgi

  • Plasenta Yaşlanması

    Plasenta Yaşlanması

    Plasenta yaşlanması nedir?

    Plasenta yaşlanması (kireçlenmesi), gebelik sırasında plasentanın normal işlevlerini yerine getiremediği durumda ortaya çıkan bir durumdur. Plasenta, gebelik sırasında bebeğin beslenmesi ve oksijen ihtiyacının karşılanmasını sağlayan bir organdır. Ancak, plasenta yaşlanması durumunda, bu işlevler yetersiz hale gelir ve bebeğin gelişimi ve sağlığı olumsuz etkilenir.
    Plasenta yaşlanması
    Plasenta yaşlanması

    Plasenta kireçlenmesi, genellikle 40 yaş üzerindeki annelerde veya daha önceki gebeliklerde yaşamış olan annelerde daha sık görülür. Ayrıca, yüksek tansiyon, diyabet veya sigara içmek gibi risk faktörleri de plasenta yaşlanması riskini artırır.

    Plasenta yaşlanması belirtileri arasında bebeğin düşük kilosu, gelişim geriliği, kalp atışlarının yavaşlaması veya hızlanması gibi durumlar bulunabilir. Bu belirtiler, doktorunuz tarafından tespit edildiğinde, doğum öncesi takip ve tedavi gerektirebilir.

    Plasenta yaşlanmasını önlemenin en iyi yolu, sağlıklı bir gebelik yaşamaktır. Bu, düzenli prenatal bakım, sağlıklı beslenme ve egzersiz, sigara ve alkol kullanmamak gibi faktörleri içerir.

    Plasenta yaşlanması, gebelik sürecinde ciddi bir sorun olabilir ve doğum öncesi takip ve tedavi gerektirir. Hamilelik sürecindeki herhangi bir endişe duyduğunuzda, hemen doktorunuzla iletişime geçmeniz önemlidir.

    Plasenta yaşlanması nedenleri nelerdir?

    Plasenta yaşlanması, plasentanın normal işlevlerini yerine getirememesi sonucunda ortaya çıkan bir durumdur. Plasentanın yaşlanması, gebeliğin ilerleyen haftalarında ve genellikle 37. haftadan sonra ortaya çıkabilir. Peki, plasenta yaşlanması nedenleri nelerdir?

    1. Anne yaşı: Plasenta yaşlanması genellikle 40 yaş üzerindeki annelerde daha sık görülür. Anne yaşı arttıkça, plasentanın işlevselliği de azalabilir.
    2. Daha önceki gebelikler: Daha önceki gebeliklerde plasenta yaşlanması yaşamış olan annelerde, bu durumun tekrarlaması olasılığı daha yüksektir.
    3. Yüksek tansiyon: Yüksek tansiyon, plasentanın işlevselliğini azaltabilir ve plasenta yaşlanması riskini artırabilir.
    4. Diyabet: Anne adayında bulunan diyabet, plasenta yaşlanması riskini artırabilir.
    5. Sigara içmek: Sigara içmek, plasentanın işlevselliğini azaltır ve plasenta yaşlanması riskini artırır.
    6. Kötü beslenme: Gebelik sırasında sağlıksız beslenme, plasentanın işlevselliğini azaltabilir ve plasenta yaşlanması riskini artırabilir.
    7. Çevresel faktörler: Çevresel faktörler, plasentanın işlevselliğini azaltarak, plasenta yaşlanması riskini artırabilir. Bu faktörler arasında hava kirliliği, ağır metal kirliliği ve radyasyon gibi faktörler bulunur.

    Plasenta yaşlanması, gebeliğin ilerleyen haftalarında ortaya çıkan ve anne ve bebeğin sağlığını ciddi şekilde etkileyebilen bir durumdur. Yukarıda belirtilen nedenlerin yanı sıra, genetik faktörler de plasenta yaşlanması riskini artırabilir. Plasenta yaşlanması belirtileri fark edildiğinde, hemen doktor ile iletişime geçmek ve gerekli tedbirleri almak, anne ve bebeğin sağlığı açısından oldukça önemlidir.

    Plasentada kireçlenme ne zaman olur?

    Plasentada kireçlenme, gebeliğin ilerleyen haftalarında ortaya çıkan bir durumdur. Normal plasentalar genellikle kireçlenme göstermezler ve gebelik sırasında görevlerini yerine getirirler. Ancak, bazı durumlarda plasenta işlevselliğini yitirebilir ve kireçlenme oluşabilir. Peki, plasentada kireçlenme ne zaman olur?

    Plasentada kireçlenme
    Plasentada kireçlenmesi

    Plasentada kireçlenme, genellikle gebeliğin son aylarında ortaya çıkar. Yaklaşık olarak 30-32 haftalık gebeliklerde başlayan kalsifikasyon süreci, 36-40 haftalık gebeliklerde yoğunlaşarak devam eder. Bu süreçte, plasentada kireçlenme oluşumuna neden olan mineral tuzları (kalsiyum, fosfat vb.) birikir ve plasentada sertleşme ve kireçlenme meydana gelir.

    Plasentada kireçlenme, bazı durumlarda normal bir süreç olarak kabul edilir. Ancak, aşırı kireçlenme, plasentanın işlevselliğini azaltarak, gebelik sürecinde komplikasyonlara neden olabilir. Özellikle, bebeğin beslenmesi ve oksijen ihtiyacının karşılanması konusunda sorunlar yaşanabilir.

    Plasentada kireçlenme oluşumuna neden olan faktörler arasında, yüksek tansiyon, diyabet, sigara kullanımı, anne yaşı ve daha önceki gebeliklerde plasenta yaşlanması gibi faktörler bulunur. Ayrıca, çevresel faktörler de plasentada kireçlenme oluşumuna neden olabilir. Bu faktörler arasında hava kirliliği, ağır metal kirliliği ve radyasyon gibi faktörler bulunur.

    Plasentada kireçlenme, gebeliğin son aylarında ortaya çıkan bir durum olsa da, normal bir süreç olarak kabul edilmeyebilir. Bu nedenle, plasentada kireçlenme belirtileri fark edildiğinde, hemen doktor ile iletişime geçmek ve gerekli tedbirleri almak, anne ve bebeğin sağlığı açısından oldukça önemlidir.

    Plasentanın yaşlanması bebeğe zarar verir mi? Tehlikeli mi?

    Plasenta, gebelik süresince anne ve bebeğin sağlıklı bir şekilde gelişebilmesi için önemli bir organdır. Plasentanın yaşlanması ise gebeliğin ilerleyen haftalarında ortaya çıkan bir durumdur ve bazı durumlarda bebeğe zarar verebilir. Peki, plasentanın yaşlanması bebeğe zarar verir mi?

    Plasentanın yaşlanması, gebeliğin ilerleyen haftalarında ortaya çıkan ve normal bir süreçtir. Ancak, plasentanın yaşlanması bazı durumlarda sorunlara neden olabilir. Plasentanın işlevselliğini yitirmesi, bebeğin beslenmesi ve oksijen ihtiyacının karşılanmasında sorunlara neden olabilir. Bu durum, bebeğin büyüme ve gelişimini olumsuz etkileyebilir ve hatta erken doğum gibi ciddi komplikasyonlara neden olabilir.

    Plasentanın yaşlanması, genellikle gebeliğin son haftalarında ortaya çıkar ve belirtileri arasında bebeğin hareketlerinde azalma, düşük su seviyesi, bebeğin büyüme geriliği gibi durumlar yer alır. Bu belirtiler fark edildiğinde, hemen doktora başvurulmalıdır.

    Plasentanın yaşlanmasının nedenleri arasında, anne yaşı, yüksek tansiyon, diyabet, sigara kullanımı, önceki gebeliklerde plasenta yaşlanması gibi faktörler bulunur. Bu nedenler, plasentanın işlevselliğini etkileyerek, yaşlanmasına neden olabilir.

    Özetle, plasentanın yaşlanması bebeğe zarar verebilir. Bu nedenle, gebelik sürecinde düzenli kontroller yapılmalı, plasentanın yaşlanması belirtileri fark edildiğinde hemen doktor ile iletişime geçilmeli ve gerekli tedbirler alınmalıdır. Bu sayede, anne ve bebeğin sağlığı korunabilir ve olası komplikasyonlar önlenmiş olur.

    Plasenta kireçlenmesi nasıl tedavi edilir?

    Plasenta kireçlenmesi, gebelik sırasında plasentanın kalsiyum birikimi nedeniyle sertleşmesi ve fonksiyonlarını yerine getirmekte zorlanması durumudur. Bu durum, anne ve bebeğin sağlığı için risk oluşturabilir. Peki, plasenta kireçlenmesi nasıl tedavi edilir?

    Plasenta kireçlenmesinin tedavisi, öncelikle doğru teşhisin konulması ile başlar. Doktor, gebelik sürecinde yapılacak düzenli kontrollerle plasenta kireçlenmesini tespit edebilir ve gerekli tedavi yöntemlerine başlayabilir.

    Tedavi yöntemleri arasında, gebeliğin sonlandırılması, bebeğin erken doğurtulması veya sezaryenle doğurtulması yer alabilir. Bu tedavi yöntemleri, bebeğin sağlığı için gereklidir ve plasenta kireçlenmesi ilerledikçe riskler artabilir.

    Ayrıca, beslenme ve yaşam tarzı değişiklikleri de plasenta kireçlenmesi tedavisinde etkili olabilir. Anne adayının düzenli olarak taze meyve, sebze, süt, süt ürünleri gibi kalsiyum açısından zengin gıdalar tüketmesi, bol su içmesi ve düzenli egzersiz yapması, plasenta kireçlenmesini önlemeye yardımcı olabilir.

    Bunun yanı sıra, doktorun önerdiği vitamin ve mineral takviyeleri de plasenta kireçlenmesini önlemeye yardımcı olabilir. Ancak, vitamin ve mineral takviyeleri kullanmadan önce doktorla mutlaka görüşülmeli ve uygun dozlar belirlenmelidir.

    Plasenta kireçlenmesi tedavisi gebeliğin ilerleyen haftalarında gerçekleştirilir ve erken teşhis ve doğru tedavi yöntemleri ile anne ve bebeğin sağlığı korunabilir. Bu nedenle, gebelik sürecinde düzenli kontroller yapılmalı, doktorun önerileri doğrultusunda yaşam tarzı ve beslenme alışkanlıkları değiştirilmeli ve gerekli tedbirler alınmalıdır.

    Bebeğin eşi neden kireçlenir?

    Bebeğin eşi, yani plasenta, gebelik sürecinde bebeğin beslenmesi, oksijen alışverişi ve atık ürünlerin uzaklaştırılması gibi önemli işlevleri yerine getiren bir organdır. Plasentanın görevleri arasında anneden bebeğe gerekli olan besin maddelerinin ve oksijenin taşınması, atık maddelerin bebeğin kanından annenin kanına geçmesini önlemesi ve bebeğin bağışıklık sistemini geliştirmesi gibi işlevler yer alır.

    Ancak, plasentanın da diğer organlar gibi yaşlanması ve işlevlerini yerine getirmekte zorlanması mümkündür. Plasenta kireçlenmesi, bu durumlardan biridir. Kireçlenme, plasentanın kalsiyum birikimi nedeniyle sertleşmesi ve işlevlerini yerine getirmekte zorlanması durumudur.

    Plasenta kireçlenmesinin nedeni tam olarak bilinmemektedir. Ancak, ileri anne yaşı, hipertansiyon, diyabet, sigara kullanımı, yetersiz beslenme ve stres gibi faktörlerin plasenta kireçlenmesine yol açabileceği düşünülmektedir.

    Plasenta kireçlenmesi, gebelik sürecinde bebeğin gelişimi için önemli riskler taşıyabilir. Bu nedenle, düzenli prenatal kontrollerin yapılması ve anne adayının sağlıklı bir yaşam tarzı sürdürmesi önemlidir.

    Bebeğin eşi yani plasenta, gebelik sürecinde bebeğin beslenmesi, oksijen alışverişi ve atık ürünlerin uzaklaştırılması gibi önemli işlevleri yerine getiren bir organdır. Ancak, plasentanın da diğer organlar gibi yaşlanması ve işlevlerini yerine getirmekte zorlanması mümkündür. Plasenta kireçlenmesinin nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, gebelik sürecinde anne adayının sağlıklı bir yaşam tarzı sürdürmesi ve düzenli prenatal kontrollerin yapılması önemlidir.

    Plasenta yaşlanmasına hangi gıdalar iyi gelir?

    Plasenta yaşlanması, gebelik sürecinde plasentanın yaşlanması ve işlevlerini yerine getirmekte zorlanması durumudur. Bu durum, bebeğin gelişimi için önemli riskler taşıyabilir. Plasentanın sağlıklı ve verimli bir şekilde işlevlerini yerine getirmesi için doğru beslenme oldukça önemlidir. İşte plasenta sağlığı için faydalı olan bazı gıdalar:

    1. Yapraklı sebzeler: Ispanak, pazı, brokoli gibi yapraklı sebzeler, folik asit ve demir gibi plasentanın sağlığı için önemli olan vitamin ve mineralleri içerir.
    2. Tam tahıllı gıdalar: Tam buğday ekmeği, kahverengi pirinç, yulaf ezmesi gibi tam tahıllı gıdalar, plasenta sağlığı için faydalı olan lifler, folik asit ve diğer vitaminleri içerir.
    3. Meyveler: Portakal, kivi, çilek, ahududu gibi C vitamini açısından zengin meyveler, plasentanın sağlıklı kalmasına yardımcı olan antioksidanlar ve bağışıklık sistemini güçlendiren vitaminleri içerir.
    4. Balık: Omega-3 yağ asitleri açısından zengin olan somon, sardalya, uskumru gibi balıklar, plasentanın sağlığı için faydalıdır. Omega-3 yağ asitleri, bebeğin beyin gelişimi için de önemlidir.
    5. Kuruyemişler: Ceviz, badem, fındık gibi kuruyemişler, plasentanın sağlıklı kalması için önemli olan omega-3 yağ asitleri, protein, lif ve diğer mineralleri içerir.
    6. Süt ürünleri: Yoğurt, peynir, süt gibi süt ürünleri, plasentanın sağlıklı kalması için gerekli olan kalsiyum ve protein açısından zengindir.
    7. Yeşil çay: Yeşil çay, antioksidanlar açısından zengindir ve plasentanın sağlıklı kalmasına yardımcı olabilir.

    Yukarıdaki gıdaların tüketimi, plasentanın sağlıklı kalması ve bebeğin sağlıklı gelişimi için oldukça önemlidir. Ancak, herhangi bir beslenme programı uygulamadan önce, doktorunuzla konuşmanız ve gebeliğinizle ilgili diğer sağlık durumlarınızı göz önünde bulundurmanız önemlidir.

  • Doğum çantası nasıl olmalıdır?

    Doğum çantası nasıl olmalıdır?

    Aylar süren heyecanlı bekleyiş sona eriyor. Kızınızla yada oğlunuzla tanışmaya yani doğuma giderken, doğum çantanızda olması gereken malzemeleri sizin için sıraladık. Doğum çantasında olması gerekenleri yada her ayrıntısıyla bir doğum çantası nasıl olmalıdır. Hamileliğin 25 ile 28.haftaları arasında doğum çantanızı hazırlamanızda yarar var.  Mutlaka aklınızda liste vardır. Eksiksiz listemize göz atmak isteyeceğinize eminim. Şimdiden tebrikler :)

    Doğum çantası nasıl olmalıdır?

    Doğum çantası nasıl olmalıdır
    Doğum çantası nasıl olmalıdır?

    Bebeğiniz için;

    • Battaniye ( Hangi mevsimde doğum yapacaksanız ona göre seçebilirsiniz)
    • Hastane çıkış setleri eksizsiz olur mutlaka bir tane alın
    • 2 tane tulum ( Biri kısa biri uzun kollu olabilir)
    • 2 tane zıbın takımı
    • 2 tane çorap
    • 2 tane eldiven
    • 2 tane başlık
    • 3 tane çıtçıtlı badi
    • Yelek yada Hırka
    • Yeni doğan bebek bezi
    • Ağız mendili (yanınızda bolca bulunmasında fayda var.)
    • Burun temizleme aparatı
    • Göbek bağı
    • Biberon
    • Pişik kremi

    Dünyanın 7 ülkesinden 7 hamile kadın, 7 farklı doğum çantası için Tıklayın !

    Anne için;

    • Geniş ve kullanışlı bir şal
    • Yanınızda mutlaka 2 takım gecelik olsun. (Mevsime göre seçmeyi unutmayın. Sıcak ya da soğuğa karşı çok hassas olacaksınız.)
    • Hastane çıkışında kullanabileceğiniz bol bir elbise ya da isteğe bağlı bir kıyafet
    • Hırka ya da sabahlık
    • Lohusalar için kullan at iç çamaşırları ( Bebek mağazalarında ya da Boynerlerde bulabilirsiniz.)
    • Emzirme sütyeni
    • Çorap
    • Havlu ( Koyu renk tercih edebilirsiniz.)
    • Terlik (yanınızdaki refakatçi içinde almayı unutmayın.)
    • Tarak
    • Diş macunu, Diş fırçası, El sabunu
    • Göğüs pedi/ kremi
    • Süt sağma pompası
    • Lavanta yağı (Normal doğum yapacak anne adayları doğuma hazırlanırken lavanta yağı ile hafifçe  masaj yapabilir. Bu anne adayının kasılmalarını hafifletmeye yöneliktir.)

    Doğum çantası nasıl olmalıdır? | 1

    Hastanede kaldığınız sürede gerekli olabilecek malzemeler;

    • Şarj aletleriniz
    • Fotoğraf makinası
    • Refakatçiniz için eşyalar
    • Kolonya  ve ıslak mendil
    • Kağıt havlu
    • Toka , makyaj malzemeleri

    İlgili Konular;

  • Doğum Sonrası Kanama Neden Olur? Ne Kadar Sürer?

    Doğum Sonrası Kanama Neden Olur? Ne Kadar Sürer?

    Doğum sonrası kanama içerisinde bulunulan lohusalık döneminin belirtisi olup belirli bir düzeye kadar gerçekleşen doğum sonrası kanaması normal kabul edilmektedir. Normal kabul edilebilen düzeyin dışında gerçekleşen kanamalar farklı sağlık problemlerine işaret etmekte olup bu gibi durumlarda vakit kaybetmeden en yakın sağlık kuruluşundan tıbbi destek alınması gerekmektedir.

    Doğum Sonrası Kanama Neden Olur?

    Gebelik dönemi ve doğum sırasında genişleyen rahim, doğumdan sonra toparlanarak küçülmeye başlar. Bu süreçte rahim belirli bir süre kanamaktadır ve bu süreç normal kabul edilmektedir.

    Doğum Sonrası Kanama Ne Kadar Sürer?

    Doğum sonrası kasılmaya devam eden rahim bir süre sonra rahim damarlarını sıkıştırmakta ve kanamayı durdurmaktadır. Bu sürecin ne kadar süreceği ve doğumdan sonra kanama ne kadar sürer sorusuna yanıt olarak 6 hafta (40 gün) cevabı verilebilir. Verilen 6 haftalık lohusalık dönemi normal doğumlar için geçerli olup sezaryen doğumlarda bu süreç bir müddet daha uzayabilmektedir.

    Doğum Sonrası Kanama Neden Olur? Ne Kadar Sürer? | 2
    doğum sonu kanama

    Hangi Durumlarda Doğum Sonrası Kanaması Uzun Sürer?

    Doğumdan sonra 3 ay kanama sürdü gibi lohusalık süreci dışında gerçekleşen vakalarla sıklıkla karşılaşılmaktadır. Normal olarak kabul edilen kanama sürecinin dışına çıkıldığını gösteren bu vakalar;

    • Rahim kaslarının doğru ve düzenli bir şekilde kasılamaması,
    • Rahim içerisinde plasenta parçalarının kalması,
    • Doğumda uygulanmış epizyotomi, forceps veya vakum uygulamalarının ikincil kanamaları tetiklemesi,
    • Pıhtılaşma bozuklukları

    Sebeplerinden kaynaklanabilmektedir.

    doğum sonrası kanama tedavisi
    doğum sonrası kanama tedavisi

    Uzun Süren Doğum Sonu Kanamaları Nasıl Tedavi Edilir?

    Yukarıda belirtilen nedenlere bağlı olarak doğumdan sonra normal seyrinden uzun süren kanamalar gözlendiğinde kanamanın sebebine bağlı olarak;

    • Rahmin sertleşmesini önlemek için masaj tedavisi,
    • Rahim kasılmasını düzenleyici ilaç tedavisi,
    • Rahim içerisinde kalan plasenta parçalarının alınması için kürtaj uygulaması,
    • Vajina veya rahim ağzındaki yırtıkların dikilmesi

    Yöntemleriyle normal seyrinden uzun süren kanama nedeni tedavi edilir.

    Doğum ve Sonrası… Doğum Yapanlar Tıklayın !

    Doğum sonrası kanaması olanlar kaç gün sürdü? Tıklayın !

  • İlham Veren Doğum Ekipleri İstanbul’da Buluşuyor!

    İlham Veren Doğum Ekipleri İstanbul’da Buluşuyor!

     

    PSİKO YAŞAM AKADEMİSİ

    1.ULUSLARARASI DOĞUM EKİPLERİ VE

    DOĞUM PSİKOLOJİSİ KONGRESİ

    PARENTHOOD FESTİVALİ 

    28-29-30 Haziran 2019 ‘da

    Harbiye Askeri Müze’ de

    İlham Veren Doğum Ekipleri İstanbul’da Buluşuyor!

     

    Doğuma gönül veren hemşire, ebe, kadın-doğum uzmanı, psikolog, fizyoterapist, aile hekimi, doğum destekçileri, ailelerimizi ve ilgilenen herkesi kongremize katılmaya davet ediyoruz.

     

    İlham Veren Doğum Ekipleri İstanbul'da Buluşuyor! | 3 

     

    Doğuma gönül veren değerli doğum çalışanları ve aileler;

     

    Doğum İçin Elele Derneği ve Psiko Yaşam Akademisi olarak, 1. Uluslararası Doğum Psikolojisi ve Doğum Ekipleri Kongremizin ilkini bu yıl 28-29-30 Haziran 2019’da gerçekleştiriyoruz. Doğum İçin Elele Derneği olarak, “Doğana, Doğurana, Doğuma ve Doğum Ekibine Saygı” temalı bir kongre gerçekleştirecek olmanın heyecanını taşıyoruz. Dünyada ilk defa hem doğum psikolojisini/doğum ekiplerini/ doğum işçilerini hem de aileleri bir araya getirecek olan bu ilk dünya kongresini İstanbul’da gerçekleştirmekten gurur duyuyoruz.

     

    Doğum travma değil şölen olsun diye yola çıktık. Doğumun içinde olan herkes; anne, baba, bebek, doktor, ebe, hemşire, doula (doğum destekçileri), doğum psikologları, doğuma hazırlık eğitmenleri, aileler… Doğum şekli ne olursa olsun doğum için el ele versin istedik.


    Her bir bebek bir sonraki kuşağın bir parçası olacağı için eğer doğumları herkes için huzurlu, bilinçli, güvenli, saygılı yaparsak geleceğimizi şimdiden farklı kurgularız diye düşündük.

     

    Dernek olarak bu misyonlarımızdan hareketle; kanıta dayalı bilgilerle doğum çalışanlarına farklı konferans ve kurslar ile yeni deneyimler sağlayan ve ayrıca bu alanda çalışan sağlık profesyonelleri ve ailelerin de deneyimlerini paylaşabilecekleri bir akış sunmayı hedefliyoruz.

     

    APPPAH ve ISPPM‘in eski ve yeni başkanları, ünlü psikologlar, doktorlar, ebeler, doulalar da en yeni konularıyla kongremizde yer alacaklar.
    Ailelerimizin, anne-baba adaylarının da katılımı kongremizi ayrıca renklendirecektir.

     

    İlham Veren Doğum Ekipleri İstanbul'da Buluşuyor! | 4

     


    I.ULUSLARARASI DOĞUM EKİPLERİ VE DOĞUM PSİKOLOJİSİ

    PARENTHOOD FESTİVAL

     

    Eş zamanlı gerçekleştirilecek olan birbirinden farklı ve değerli markalarla fuaye alanında kongre katılımcılarına ek olarak diğer davetlilerini ağırlamaya devam edecek.

    Alanında uzman kişilerce düzenlenecek
    seminer, demo- eğitimler, imza günleri ve alana yönelik daha birçok paylaşım Parenthood Festival dahilinde gerçekleşecek.

    Bu bağlamda, ebeveynlik sürecine hazırlanan, halihazırda ebeveynliği deneyimlemiş olan, anneler, babalar, büyükanneler, büyükbabalar, teyzeler, halalar, bu süreçte yer alan herkes festivale davetlidir.

    Doğum öncesinden başlayan serüvene, doğum anı, doğuma hazırlık süreçleri, ebeveynlik deneyimleri ile katkı sağlayarak yeni bir soluk getirmeyi hedefleyen festivalde, ebeveynler ve aileler birbirinden farklı seminer ve demo-eğitimlerle birleştirici bir deneyim alanına sahip olacaklardır.

     

  • Hamilelikte Rahim Açılması Nasıl Olur, Belirtileri Nelerdir?

    Hamilelikte Rahim Açılması Nasıl Olur, Belirtileri Nelerdir?

    Hamilelikte rahim açılmasının nasıl olduğu ve nasıl belirtiler verdiği özellikle hamileliğin son dönemine yaklaşan anne adaylarının oldukça merak ettiği ve telaşlandığı konuların başında gelirken bu noktada rahim açılması tanımlamasının tam olarak belirtilmesi gerekmektedir.

    Hamilelikte Rahim Açılması Ne Anlama Gelir?

    Hamilelikte rahim açılması nedir sorusu için verilecek cevap, kadınların hamilelikleri boyunca kapalı olan ve doğuma doğru açılmaya başlayan rahimlerinin doğumun başlamasıyla birlikte kasılmaların da bir sonucu olarak tam olarak açılmasına verilen isimdir. Literatürde rahmin tam olarak açılmasına kadar geçen süre de rahim açılması olarak ifade edilir. Burada rahmin tam olarak açılması anlamında kullanılan tanımlama rahmin 10 cm açılması olarak da ifade edilmekle birlikte, doğumun başlamasıyla birlikte bu sürenin ortalama 6-10 saat olarak gerçekleştiği de görülmektedir.

    Gebelikte Rahim Açılması Belirtileri

    Gebelikte rahim açılması belirtileri doğumun başlama belirtileriyle aynı olmakla beraber genel anlamda anne adaylarının kasılmalar başladıktan çok süre sonra sancıları ortaya çıktığından doğum da başlamış olmaktadır. Bu sayede ilk evre sona bile ermiş olabilir.

    • Karında şiddetli kasılma ve çekişme
    • Yürümekte zorluk çekme
    • Şiddetli şekilde kaygı duyma
    • Su gelmesi (su akıntısı) gebelikte rahim açılması belirtileri olarak belirtilebilir.

    Hamilelikte Rahim Açılması Nasıl Olur, Belirtileri Nelerdir? | 5

    Rahim Açılması Nasıl Başlar?

    Doğumu başlatanın bebeğin kendisi olmasından hareketle bebeğin ürettiği hipofizer hormonu progesteron hormonunda düşüklük meydana getirirken bu düşüklük sonucunda ositosin hormonunun kasılmalara sebep olduğu görülmektedir. Eş zamanlı olarak uterustaki prostaglan hormonu çoğalıp kasılmaları yoğunlaştırdığında mukoza tıkacı dışa atılarak halk arasında “su gelmesi” adı verilen durum gerçekleşir. Bu durum doğumun tam olarak başlaması anlamına da gelmektedir. Hamilelikte suyun gelmesi hamile kadının durumuna göre doğumdan önceki iki saat ile iki gün arasında değişebilir.

    Sezeryan mi? Normal doğum mu? Tıklayın !

    Nişan kanaması, rahim açılması Tıklayın !

  • Normal Doğumu Kolaylaştırmak İçin Ne Yapmalı?

    Normal Doğumu Kolaylaştırmak İçin Ne Yapmalı?

    Normal doğumu kolaylaştırmak için anne adaylarının alabileceği bazı önlemler ve yöntemler bulunur. Elbette hamileliğin gidişatı ve bebeğin durumuna göre hangi doğum yönteminin en uygun olduğuna doktor karar verecektir. Ancak hamilelikte herhangi bir sorun yoksa, her şey sağlıklı ilerliyorsa ve annenin fiziksel durumu el veriyorsa, en sağlıklı ve önerilen doğum yöntemi normal doğumdur. Normal doğumun daha kolay olması için öncelikli olarak:

    • Annenin hamilelik süreci boyunca düzenli egzersiz yapması,
    • Sağlıklı beslenmesi,
    • Zararlı alışkanlıklardan uzak durması,
    • Nefes egzersizleri yapması,
    • Kilonun dengeli olması gerekir.

    Normal doğumun kolay olması için alınması gereken önlemler nelerdir?

    Normal doğumun kolay olması için yöntemler arasında ilk olarak dengeli, yeterli ve sağlıklı beslenmek gelir. Fiziksel olarak anne adayının rahat hareket etmesi, alınması gereken kilodan fazla kilo almamak ve zararlı beslenme alışkanlıklarını terk etmek önemlidir. Kolay doğum için egzersiz yapmak oldukça önemlidir. Doğumu kolaylaştıran ve anneler için önerilen egzersizler:

    • Pilates,
    • Yürüyüş,
    • Yüzme,
    • Yoga olarak sayılabilir.

    Ancak bu noktada anne adaylarının bilmesi gereken, spor yapmadan önce mutlaka doktora danışmak ve spor yapmaya teşkil edecek riskli durumların olmadığından emin olmak gerekir. Spor ve egzersiz, kasların güçlenmesine ve doğumun daha sağlıklı şekilde gerçekleşmesine destek olacaktır.

    Normal Doğumu Kolaylaştırmak İçin Ne Yapmalı? | 6

    Normal doğumun kolay olması için egzersiz yöntemleri nelerdir?

    Normal doğumun kolay olması için egzersizler arasında en önemlisi kegel egzersizidir. Kegel egzersizleri vajina kaslarını güçlendiren ve doğum sırasında annenin daha kontrollü davranmasını sağlayan egzersiz yöntemlerinden biridir. Bunun yanında nefes egzersizleri yapmak, yeterli oksijeni almak ve vücudun ritmini kontrol etmek normal doğum sırasında avantaj sağlayacaktır. Sancı geldiğinde anne adayının dik durması, doğumu kolaylaştıran yöntemlerden biridir. Yer çekimi ile beraber bebeğin dünyaya gelmesi daha kolay olacaktır. Lavanta yağı doğal bir sedatif etkiye sahiptir. Sancı sırasında annenin sakinleşmesine destek olabilir. Ancak elbette tüm bu yöntemler, doktor aksini söylemediği sürece geçerlidir ve her hamilelik süreci farklıdır. Bu noktada anne adayının kendi vücudunu dinlemesi, rahatsız olabileceği durumlardan kaçınması gerekir.

    Normal Doğuma Hazırlık Nasıl Olur? Tıklayın !

    Doğuma giderken doğum çantası nasıl hazırlanmalı ? Tıklayın !

    Kolay Doğum İçin Öneriler Tıklayın !

    Doğum Öyküleri İçin Tıklayın !

  • Epizyotomi Nedir? Epizyotomi Zararları Nelerdir?

    Epizyotomi Nedir? Epizyotomi Zararları Nelerdir?

    Doğumda uygulanan epizyotomi doğumu kolaylaştıran uygulamalar arasında yer alır. Vajinal açıklığın atılan cerrahi kesikle genişletilerek yırtıkların önlenmesini sağlayan bu yöntem, dikişli doğum olasılığı yüksek anne adaylarını rahatlatmakta ve doğum sonrası tedavi sürecinde hızlı iyileşmeye yardımcı olmaktadır.

    Epizyotomi Kimlere Uygulanır?

    Doğumu kolaylaştıran epizyotomi uygulaması;

    • İlk doğumunu yapacak olan anne adaylarına,
    • Daha önceki doğumu ile uzun süre geçmiş anne adaylarına

    Uygulanmaktadır.

    Epizyotomide Kesik Nereye Atılır?

    Lokal anestezi ile uygulanan Epizyotomi hangi kas kesilir sorusuna yanıt olarak perin bölgesi cevabı verilmekte olup bu bölge;

    • Vajina,
    • Anüs

    Arası bölgeyi tanımlamaktadır.

    Hangi Durumlarda Epizyotomi Uygulanır?

    Epizyotomi kararı;

    • İri bebek doğumlarında,
    • Bebek ters geldiğinde,
    • Prematüre doğumlarda,
    • Annenin ıkınmasının zarar vereceği rahatsızlıklara sahip olması durumunda,
    • Bebeğin doğumunun acil yapılması gereken durumlarda,
    • Vakum ve forceps kullanımı gereken doğumlarda,
    • Vajina çıkış dokusunun sert olduğu doğumlarda

    Anne adayının önceki doğumu ile uzun süre geçmemiş olması halinde bile uygulanması gerektiği gösteren durumlarda verilebilmektedir.

    Epizyotomi Nedir? Epizyotomi Zararları Nelerdir? | 7

    Epizyotomi Bakımı Nasıl Yapılır?

    Hastane taburcu işlemleri öncesi Epizyotomi bakımı sağlık kuruluşunun personellerince yapılmakta olup taburcu işleminden sonra kişinin bakımını kendisinin yapması gerekmektedir. Taburcu olunduktan sonra;

    • Uygulama yeri temiz ve kuru tutulmalıdır.
    • Doktor tarafından verilen ilaçlar düzenli kullanılmalıdır.
    • Hijyenik pedler maksimum 6 saatte değiştirilmelidir.
    • Taharet ılık su ile yapılmalıdır.
    • Uzun süreli ayakta kalmaktan ve oturmaktan kaçınılmalıdır.
    • Lifli gıdalarla beslenilmeli ve bol su tüketilmelidir.
    • Günde 3 kez her seferi en az 10 dakika olmak üzere leğene doldurulan ılık suya oturularak Epizyotomi uygulanan bölge rahatlatılmalıdır.

    Epizyotomi Zararları Nelerdir?

    Epizyotomi zararları uygulama sonrasında meydana gelebilecek olumsuzlukları içermektedir. Epizyotomi sonrası doğum yapan kadınlarda;

    • Ağrı,
    • Dikiş yerinde kan toplaması,
    • Dikişlerin açılması,
    • Cinsel ilişkide ağrı yaşanması

    Gözlenmektedir.

    Epizyotomi(Dikişli normal doğum) Tıklayın !

    Epizyotomi(doğum kesisi) yapmayan doktor Tıklayın !

    Epizyotomi bir zorunluluk değil Tıklayın !

    Sezeryan mi? Normal doğum mu? Tıklayın !