Etiket: Diyet

  • Mutsuz kadının beslenmesi…

    Mutsuz kadının beslenmesi…

    İş veya özel hayatlarında mutsuz olan birçok kadın kilo almaya çok eğilimli hale geliyor.

    Kısa veya uzun süreli anksiyete veya depresyon kadınların kendilerini buzdolabının önünde bulmasına sebep olabiliyor. Kadınların mutsuzlukla başa çıkma yöntemlerinden biri, aşırı miktarda karbonhidratlı ve şekerli besinler tüketmek. Tabi bu durum, kilo almaya ve göbeklenmeye yol açıyor. Kadın, kilo aldıkça daha çok mutsuz oluyor. Bu nedenle aynı kısır döngünün içerisinde kalıyor. Yani kadın mutsuz oldukça yemek yiyor, yedikçe daha da mutsuz oluyor diyor, Diyetisyen& Yaşam Koçu Gizem Şeber.

    Kadınlarda sadece psikolojik mutsuzluk yeme sebebi değil. Bazen gözden kaçırılan bir beslenme yetersizliği de kadının mutsuz hissetmesine neden olabiliyor.

    Oysa hem sağlıklı beslenmek hem de mutlu olmak mümkün. Besinlerin modumuz üzerinde ciddi etkileri olduğu uzun zamandır bilinen bir gerçek. Eğer doğru besinleri doğru zamanlarda tüketirsek, kilo almadan da mutlu olabiliriz.

    SADECE PROTEİN YEMEK SİNİRLİ YAPAR!

    Modumuzu ve iyi hissetmemizi ciddi anlamda etkileyen sebeplerden biri; günlük aldığımız kalorinin proteinden karşılanan kısmıdır. Eğer sadece proteinli besinler tüketiyor ve gün içerisinde hiç karbonhidrat almıyorsak daha mutsuz ve sinirli hissetmemiz mümkün. Bu durumda akşam bir anda soluğu buzdolabının önünde almakla veya eve tatlı siparişi vermekle sonuçlanabilir. Yapılan bilimsel çalışmalar, sadece proteinle beslenen kişilerin daha mutsuz ve sinirli olduklarını ortaya koymuştur.

    ÖĞRENİLMİŞ İŞTAHIMIZ, MUTLULUK DÜZEYİNİ ETKİLEYEBİLİR!

    Sevdiğimiz besinlerin bizi daha fazla mutlu ettiğini bilmek için bilimsel bir araştırmaya gerek yok. Ancak, sadece sevdiğimiz besinleri yemek değil, koklamakta mutlu hissetmeye yetiyor. Örneğin kahve veya çikolata bu konu için en belirgin örnekler. Yemek yemenin psikolojik etkileri yadsınamaz. Kişilerin mutsuz hissettiklerinde, daha önceden yediklerinde mutlu hissettikleri besinlere yöneldiği araştırmalarca belirlenmiş durumda. Bu nedenle insanın bu konuda kendisini tanıması ve izlemesi de önem kazanıyor.

    VİTAMİN VE MİNERAL DÜZEYLERİ MUTSUZ HİSSETMENİN NEDENİ OLABİLİR!

    Kötü bir olay karşısında mutsuzluk süremizi ve depresyon düzeyimizi belirleyen faktörlerin başında beslenme geliyor. Yetersiz beslenme sonucu ortaya çıkabilecek vitamin ve mineral yetersizlikleri; olaylar karşısındaki tolerasyonumuzu etkileyebiliyor ve buna bağlı olarak daha mutsuz hissedebiliyoruz. Ayrıca birçok vitamin ve mineral yetersizliği tatlı ihtiyacını ciddi anlamda arttırabiliyor.

    Türk kadınları için bunların başında demir minerali geliyor. Ülkemizde demir yetersizliği kadınlar arasında çok sık gözlenen bir durum. Demir yetersizliği kişinin sürekli tatlıya ihtiyaç duymasına yol açıyor. Aynı zamanda daha mutsuz, halsiz ve depresif hissetmemize yol açıyor. Bu nedenle uzun süren depresyonlarda demir ile ilgili kan tahlillerinin yaptırılması ve gerekliyse doktor kontrolünde demir yetersizliği tedavisi yapılması gerekiyor. Demir mineralinin en zengin kaynakları; kırmızı et, tavuk, balık, sakatatlar. Bazı sebzeler ve kurubaklagiller de demir minerali içerse de, bu besinlerin içinde bulunan demirin vücutta kullanılma oranları daha düşük.

    Yine B grubu vitaminlerinden biri olan tiaminin yetersizliği de, kişiyi depresif hissettiriyor. 1999 yılında yapılan bir araştırmada, tiamin yetersizliği olanlarda kendine güven probleminin daha yaygın olduğu gözlenmiş. Tiamin vitamininden zengin besin kaynakları; tahıllar. Patates, maya ve yumurta da tiamin içeriyor.

    OMEGA-3 MUTLU HİSSETMENİZE YARDIMCI!

    Omega-3 yağ asitleri sadece kalp sağlığımızı korumuyor. Aynı zamanda kendimizi daha iyi hissetmemizi sağlıyor. Yapılan bilimsel çalışmalarda, omega-3’ün yetersiz tüketiminin; depresyona ve anksiyeteye neden olduğu saptanmıştır.

    Yaşam tarzımızın değişmesi ile günlük aldığımız yağ oranının büyük bir kısmı omega-6’dan gelmektedir. Ancak sağlığımız için önemli olan omega-3 ve omega-6 yağ asitlerinin dengeli alınmasıdır.

    Eğer haftada en az 2 gün balık tüketmiyor; beslenmenizde fındık, badem gibi kuruyemişlere ve semizotuna yer vermiyorsanız, daha mutsuz hissetmeniz olası.

    MUTSUZ KADINI MUTLU HİSSETTİRECEK 5 SAĞLIK ÖNERİSİ

    Karbonhidratsız gününüz geçmesin…

    Günlük beslenme düzeninizde karbonhidrat kaynakları olan; tam tahıllı ekmekler, makarna, bulgur, meyve, kuru meyve gibi besinler mutlaka yer almalı. Eğer 3 saatte bir azar azar karbonhidrat tüketirseniz, mutluluk hormonu olan seratonini daha rahat salgılayacaksınız.

    Bir tabak ıspanak veya yeşil sebze tüketin…

    Folik asitin yetersiz tüketiminin depresyona yol açabileceği bilinmektedir. Koyu yeşil yapraklı sebzeler iyi folik asit kaynağıdır. Düzenli tüketmeye özen gösterin.

    Selenyuma yer açın…

    Selenyum yetersizliğinin de mutsuzluk ve depresyonla ilişkili olduğu biliniyor. Selenyumun en zengin besin kaynakları; et, tavuk, balıklar, mantar, soğan, sarımsak ve tam tahıllardır.

    Seratonini sadece çikolata salgılatmaz…

    Egzersiz yapmakta, seratonin salgısını başlatır. Hem egzersiz mutsuz döneminizde almış olduğunuz kiloları vermenize de destek olacak.
    Düzenli uyuyun… Günde 5 saatten az uyuyanların iştahlarının daha fazla açık olduğu ve 8 saat uyuyanlara göre ortalama günde 300 kalori fazla aldıkları biliniyor. Düzenli uyku, sadece kendinizi daha iyi hissetmenizi sağlamaz, aynı zamanda iştahınızı kontrol etmenizi kolaylaştırır.

    Diyetisyen ve Yaşam Koçu
    Gizem ŞEBER

  • Türk Mutfağı Zayıflatıyor mu?

    Türk Mutfağı Zayıflatıyor mu?

    ABD Georgetown Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Harry Preuss, kilo ile mücadele eden insanlara günde 10 bin adım atmalarını önerdi.

    Antalya’da düzenlenen Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Kongresine katılan ABD Georgetown Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Harry Preuss, obezitenin dünyada her geçen gün önemi artan bir sorun haline geldiğini, önlem alınmadığı takdirde gelecekte büyük sorunlara neden olabileceğini belirtti.
    ,
    İnsanların yağdan uzak durarak kendileri için doğru bir şey yaptıklarına inandıklarını ama sadece bunu yapmanın doğru bir karar olmadığını vurgulayan Preuss, “İnsanlar yağdan uzak durdukları zaman karbonhidrata ve şekere yönelebiliyor. Yağdan uzak durmak ancak karbonhidrat ile şekere yönelmek yanlış bir tutum” dedi.

    Preuss, “Önemli olan ne kadar kilo değil, ne kadar yağ kaybettiğinizdir. Kilo kaybederken kas kütlenizi kaybediyorsanız, bu anlamlı değildir” diye konuştu.

    Prof. Dr. Preuss, kilo ile mücadele eden insanların az yemek yemeleri, lifli gıdalar tüketmeleri ve egzersiz yapmaları gerektiğini söyledi. Sporun her yaş grubunda yapılması gerektiğini vurgulayan Preuss, kendisinin günde 17 bin adım yürüdüğünü kaydetti. Üzerinde pedometre taşıdığını anlatan Preuss, “Gün içinde hiç egzersiz yapamazsam yürüyorum. Günde 17 bin adım atmaya çalışıyorum. Bazen üniversitede oturarak çalışmam gerektiğinde 17 bin adımı tamamlamak için bahçeye çıkıp yürüyorum. Kilo ile mücadele eden insanlara günde en az 10 bin adım, yani 8 kilometre civarında adım atmalarını öneriyorum. Bunu yaşam tarzı haline getirmeleri gerekiyor” diye konuştu.

    Preuss, Amerika’da obezite sorunu bulunan oldukça fazla insan olduğunu, Türkiye’de ise yoğun obezite sorunu görmediğini belirterek, “Türkiye’de insanlar yemeklerin yanında mezelerden, salatalardan, yani lifli yiyeceklerden de tüketiyor. Bu açıdan baktığımızda dengeli beslenme konusunda Türk mutfağının yararlı olduğunu söyleyebilirim” dedi.

  • Ofis saatleri için diyet önerileri

    Ofis saatleri için diyet önerileri

    Ofis çalışanlarının en büyük ortak sorunları hareketsizlik ve beslenme durumlarıdır malum…

    Ofiste beslenme
    “Bütün gün masa başındayım kilo alıyorum” diyenlerdenseniz bu konuda alınacak önlemler ve yapılabilecekler aslında çok basit. Fakat hepimizin iş yeri koşulları, çalışma saatleri, işe gidip gelme süresi, kullanılan taşıt türü, beraber çalışılan müşteri kitlesi birbirinden çok farklı. Bu nedenle herkesin iş ortamında karşılaştığı beslenme sorunları farklıdır. Bunun yanı sıra büyük bir iş merkezinde çalışıyorsanız birlikte çalıştığınız iş arkadaşlarınızla benzer sorunlar yaşayabilirsiniz. Herkesin bu durumdan etkilenmesi metabolizmaları gereğince farklı olabilir..
    Ofis yaşantısında en sık karşılaşılan belli başlı beslenme sorunlarını ele alalım;
    * Bu konuda karşılaşılan en büyük sorun işe yetişme telaşıyla kahvaltıların atlanması. Bu şekilde güne yakıtsız başlar ve gün içerisinde kan şekeriniz iyice düşeceğinden diğer öğünlerde fazla kaçırabilirsiniz.
    * İşlerin uzaması veya aksaması nedeniyle öğünlerin atlanması. Yine aynı şekilde kan şekerinin düşmesine neden olarak vücut ritminin bozulmasına neden olur.
    * İş yerinde çıkan yemeklerin beğenilmeyip, dışardan fast-food sipariş edilmesi. Çok fazla yağ içeren ‘fast food’ların tüketilmesiyle fazla ve gereksiz kalorileri vücudunuza almış olur istemeden de olsa bunu düzenli hale getirip kötü bir beslenme tarzı oluşturabilirsiniz..
    * Gün içerisinde unutma veya fazla tuvalete gitmeme isteğinden dolayı su içmeyi atlama veya düşük düzeyde tutma. Fakat gün içerisinde çay kahve gibi diüretik içecekler içmeniz vücudunuzdan daha fazla su kaybetmenize neden olur ve susuz kalmanız iş performansınızı da etkiler.
    * Uzayan toplantılar nedeniyle öğün aralarında ara öğün yapılmaması ve bu nedenle kan şekerinin düşmesi…
    * Düşen kan şekeri nedeniyle çikolata kek gibi kafeteryadan kolay ulaşılabilen sağlıksız gıdaların alınıp tüketilmesi veya bu gıdaların iş arkadaşlarınca ikram edilip alışkanlık haline getirilmesi…

    Ofis yaşantınızda karşılaştığınız beslenme sorunlarını çözmek için yapabilecekleriniz;
    Kahvaltı yapamadığınızda en azından evden çıkmadan 1 bardak süt veya 1 kutu yoğurt tüketmek veya ufak bir sandviç yapmak.. Bunları yapamıyorsanız bile yolda veya iş yerinizde simit-peynir/ayran, peynirli sandviç gibi seçenekleri tercih etmek.
    Öğle veya akşam yemekleriniz aksayacağında veya kaçıracağınızda ara öğün tüketmek. Dolabınızda veya çekmecenizde bu durumlarda tüketebileceğiniz taze veya kuru meyve, tost, ayran, yoğurt, meyveli yoğurt , hazır çorba, galeta veya diyet bisküvi türlerini bulundurabilirsiniz, çikolata veya…
    Öğle yemeğinde ana yemeğin yanında garnitür olarak verilen kızarmış patates, püre, pilav, makarna, börek vb. besinlerin yarısını yiyip yarısını bırakabilirsiniz. (Unutmayın masa başında hareketsizsiniz).
    Mönüde varsa mutlaka çorba, zeytinyağlı sebze, salata, yoğurt vb. yardımcı yiyecekleri mutlaka tüketin. Yemeklerin yanında beyaz ekmek yerinde tam buğday veya çavdar ekmeğini tüketin.
    Seçme imkanınız varsa mönüden en düşük kalorili olanları tercih edin.
    Öğünlerle birlikte verilen tatlıları öğünlerden hemen sonra değil öğün aralarında tüketmeye özen gösterin ve mümkünse hamurlu- şerbetli tatlılar yerine sütlü tatlıları tercih edin.
    Unutmamak için masanızda sürahi veya su şişesi bulundurun ve çay ve kahve haricinde 8-10 bardak olacak şekilde sık sık su için.
    Çay/ kahve ve bununla birlikte tükettiğiniz şeker miktarını sınırlandırın.
    İş arkadaşlarınıza şeker, çikolata yerine taze veya kuru meyve, diyet bisküvi, galeta gibi gıdalardan ikram edin ve ofis ortamında sağlıklı beslenme alışkanlıkları edinmenizi sağlayın.
    Şirket yemeklerini beğenmediğinizde dışardan söylemek yerine imkanınız varsa gidip orda yemeyi tercih edin böylece gün içerisindeki hareketinizi artırmış olacaksınız.
    Şirket yemeklerini beğenmeyip sipariş verdiğinizde fast-food yerine ızgara veya salatalardan (az yağlı- az soslu) sipariş verin.

    Uzm.Dyt.Merve Tığlı Çınar

  • Dünyanın en iyi diyetleri

    Dünyanın en iyi diyetleri

    ABD’nin önde gelen dergilerinden “US News and World Report” 2014 için en iyi diyetleri açıkladı.

    Beslenme uzmanlarından oluşan bir jüri, 32 popüler diyeti değerlendirdi. Listenin ilk sırasında yüksek tansiyonla mücadele diyeti ya da yaygın adıyla DASH diyeti yer alıyor.

    Dört yıldır listedeki birinciliğini koruyan DASH diyeti ABD Sağlık Bakanlığı’na bağlı Milli Sağlık Enstitüsü tarafından geliştirildi. DASH diyeti, benzerlerinin aksine, yeme-içmeyi kesmek ya da sadece belli gıdaların tüketimini tavsiye etmek yerine günlük sodyum alımını sınırlamayı amaçlıyor.

    DASH’in beslenme planında, günde 3 adet tam tahıllı gıda tüketimi, 4 ila 6 porsiyon sebze, 4 ila 6 porsiyon meyve, 2 ila 4 porsiyon süt ürünleri ve birkaç porsiyon beyaz ve kırmızı et, fındık, ceviz ve baklagillerin tüketimi yer alıyor.

    Bu diyeti değerlendiren uzmanlara göre, DASH’in dezavantajları, devam ettirilmesinin bireyler için çok zor olması ve yüksek maliyeti. Yüksek tansiyon şikayeti olanlar için geliştirilen diyet, kolesterolü ve kalp hastalıkları, inme, böbrek taşı ve diyabet riskini düşürmede etkili.

    Listenin ikinci sırasında ise yine Milli Sağlık Enstitüsü’nün geliştirdiği Terapatik Yaşam Şekli diyeti bulunuyor. Kısaca TLC olarak bilinen bu diyetin ana noktası ise doymuş yağ tüketimini kesmek. Bu diyette, günlük kolesterol alımı kısıtlanıyor ve lifli yiyecekler daha fazla tüketiliyor.

    Listenin üçüncü sırasını, Mayo Clinic diyeti, Akdeniz diyeti ve Weight Watchers diyeti paylaşıyor.
    Diyet listesinin en alt sırasında, Taş Devri diyeti ve Dukan diyeti bulunuyor. Taş Devri’nde yaşayan insanlar beslenme alışkanlıklarına benzer bir beslenme tavsiye eden diyet, özellikle geçtiğimiz yıl popülerdi.

    Hayvansal proteinin bol miktarda alınması ve şeker, tahıl, baklagiller ve süt ürünlerinden kaçınılmasını salık veren diyetin faydası, bilimsel yönden henüz kanıtlanmadı. Dukan diyeti de, yüksek protein ve düşük karbonhidrat alımını öneren bir beslenme planı sunuyor.

  • İnceltme garantili tok tutan diyet

    İnceltme garantili tok tutan diyet

    Prof. Dr. Ziya Mocan, kilo vermek isteyenlerin imdadına yetişti. ‘İnceltme’ garantili tok tutan öğünlerin formülünü verdi…

    Kilo, günümüzde sağlığı tehdit eden en önemli sorunların başına yerleşti. Küçük çocuklar bile obezitenin pençesine düştü. Kulaktan duyma diyet programları ise kilo artışına davetiye çıkarttı. “Zayıflaması imkansız” denilen hastalara kilo vermesiyle ünlenen İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ziya Mocan ise “incelme” garantili formüller verdi. “Bir tost ile de doyulabilir, bir tancere fasulyeyle de” diyen Mocan, “Kilolarımla başım dertte” diyenler için tok tutan öğün seçenekleri sundu. İşte Mocan’ın tavsiyeleri:

    2 BİN KALORİLİK 1 GÜN
    SABAH: Çay veya kahve (şekersiz), 1 su bardağı süt (200 ml), 2 kibrit kutusu beyaz peynir (az yağlı), salatalık, domates, iki ince dilim ekmek (kepekli)
     KUŞLUK: 8 adet diyet bisküvi, 1 porsiyon meyve
     ÖĞLE: 100 gram tavuk (ızgara veya haşlanmış), 1 kase yoğurt (kaymaksız, 200 gr), salata (yağsız)
     İKİNDİ: 4 adet grisini, 1 kibrit kutusu beyaz peynir (30 gr)
    AKŞAM: 8 yemek kaşığı sebze yemeği, 1 kase yoğurt (kaymaksız), salata (yağsız), 6 yemek kaşığı makarna.
    GECE: 3 porsiyon meyve.

    GÜNDE 2 BİN KALORİ YETER
    Günde ortalama kalori ihtiyacımız 2 bin kalori civarıdır. Bu ihtiyaç, yaptığımız işe göre artabilir. Günde 100 kalori gibi çok az miktarlarda ihtiyaç fazlası alacağımız kalori bize yılda 5 kilo aldırır. Bir günde fazladan alacağımız 100 kalori, 6 küp şeker veya 2 dilim ekmeğe eşdeğerdir. Bir başka hesapla yüzde 0.3 oranında fazla enerji (kalori) almak 30 yılda 9 kilo aldırır.

    MEYVE SEVENLER
    SABAH: Çay veya kahve (şekersiz), 1 kibrit kutusu beyaz peynir (az yağlı), 1 ince dilim salam, salatalık, domates 2 ince dilim ekmek (kepekli), 1 su bardağı süt
     ÖĞLE: 8 yemek kaşığı sebze yemeği, 1 kase yoğurt (kaymaksız), salata (yağsız), 1 porsiyon meyve, 2 ince dilim ekmek (kepekli)
     İKİNDİ: 1 adet tost (yağsız), çay (şekersiz)
    AKŞAM: 100 gram kırmızı et (ızgara veya haşlanmış), 1 kase yoğurt (kaymaksız 200 gram), salata (yağsız), 6 yemek kaşığı makarna
    GECE: 4 porsiyon meyve

    ALTERNATİF ARAYANLAR İÇİN…
    SABAH: Çay veya kahve (şekersiz), 1 kibrit kutusu beyaz peynir (az yağlı), 1 kibrit kutusu dil peyniri, salatalık, domates, iki ince dilim ekmek (kepekli)
     KUŞLUK: 4 adet diyet bisküvi, 1 su bardağı süt (200 ml)
     ÖĞLE: 100 gram tavuk (ızgara veya haşlanmış), 1 küçük kutu ayran, salata (yağsız), 2 küçük haşlanmış patates
     İKİNDİ: 4 adet grisini, 1 adet karper peynir.
     AKŞAM: 8 yemek kaşığı sebze yemeği, 1 kase yoğurt (kaymaksız), salata (yağsız), 8 yemek kaşığı makarna.

  • Yaşınızı soranlara cildinizle yanıt verin

    Yaşınızı soranlara cildinizle yanıt verin

    Kadınlara yaşı sorulmaz ama cildine bakarak tahminde bulunulabilir. Tahminleri boşa çıkarmak istiyorsanız Hollywood ünlülerinin dermatoloğu Dr. David Colbert’in önerilerini okumadan geçmeyin.

    Hollywood yapımlarında cilt danışmanlığı yapan, Naomi Watts, Rachel Weisz, Sienna Miller, Rosie Huntington, Jennifer Carpenter gibi isimlerin takipçisi olduğu ve daha birçok ünlü isme hizmet veren Dermatolog David Colbert, Türkiye’de ilk defa formsanté dergisine konuk oldu. New York Dermatoloji Grubu’nun kurucusu ve Colbert MD markasının yaratıcısı olan Dr. Colbert, Türk kadınlarına yaş gruplarına göre pırıl pırıl bir cilde sahip olmanın yollarını anlattı.

    20’ler – CİLDİ KORUMA DÖNEMİ
    20’li yaşlarda ana hedefiniz cildinizi kırışıklıklara ve erken yaşlanmaya karşı korumak olmalı. Tam da yaz aylarındayken şunu unutmayın; yoğun güneşe maruz kalmaktan ve üst üste bronzlaşmaktan uzak durmanız gerekiyor. Gün boyunca güneş ışınlarını pencerelerden ya da kıyafetlerinizin üstünden fark etmeden alıyorsunuz. Buna bir de dışarıdayken aldığınız ışınlar eklenince durum daha da kötü bir hale geliyor. Bu nedenle cildinize uygun ve güneşten koruyan bir nemlendirici günlük yaşamınızın bir parçası olmalı. Nemlendiricinin altına güneşten koruyucu etkileri nedeniyle ince bir tabaka C vitamini içerikli krem uygulayın.

    30’lar – YEDİKLERİNİZE DİKKAT ETME ZAMANI
    30’lu yaşlarla birlikte ne yerseniz o olduğunuzu fark etmeye başlayacaksınız. Tükettiğiniz her gıda artık cildinize doğrudan etki edecek. Bundan böyle şeker ve işlenmiş gıda tüketimini bırakmanız gerekiyor. Öğünlerinize lahana, yoğurt, badem, yabanmersini, zeytinyağı ve beyaz balık etini eklerseniz sadece karın bölgesindeki sıkılaşmayı izlemekle kalmaz, cildinizin ışıldadığını da fark edersiniz. 30’uncu yaş gününüzü kutladıktan sonra artık sorunlu bölgelerinizde birkaç damla botoksu düşünmenin hiçbir sakıncası yoktur. 30’larındayken 20’lerinde görünmek isteyenler mikrodermabrazyon, lazerle leke tedavisi, meyve asitleri ile hafif peeling ile yüz bakımı yöntemlerini deneyebilir. 30’lu yaşlarda küçük dozda botokslar uzun vadede sarkma ve kırışıklardan koruyabiliyor. Dr. Colbert’in tavsiyesi, 35 yaş ve üstündekilerin her üç ayda bir lazerli leke tedavisi ya da yılda üç kere fraksiyonel lazer tedavisi yaptırması…

    ● Korunmasız olan bölgelerinize (yüz, boyun, eller, kollar, bacaklar ve ayaklar) mutlaka her gün 30 koruma faktörlü ürünler kullanın ve bunu kapıdan çıkmadan en az 30 dakika önce yap›n. Ürününüzü günlük yaşamınıza uygun bir türde seçin; sprey, losyon, krem ya da roll-on olabilir. Böylece onu her gün kullanacağınızı garanti altına almış olursunuz.
    ● Dudaklarınızı da asla ihmal etmeyin ve koruma faktörlü nemlendirici rujlardan kullanın.
    ● Güneşin altında olduğunuz süre boyunca, şapka takın, güneşten koruyucu kıyafetler giyin. Araç kullanırken camdan gelen ışınlara karşı çok dikkatli olun.
    ● Cildinizi nemlendirmek için bol su tüketin.
    ● Yaz meyve sebzelerini bol bol tüketerek cildinize ihtiyacı olan antioksidanları verin.

    İhtiyacınızı öğrenin doğru yöntemi seçin
    Cilt bakımının yaşa uygun olması büyük önem taşıyor çünkü hiçbir yüz birbirinin aynı olmuyor. Dermatolog Dr. David Colbert şunları söylüyor: “Örneğin 30 yaşında ve cildi bronzlaşmaktan dolayı çok hasar görmüş birinin fraksiyonel lazer tedavisine ihtiyacı, 40 yaşında hiç bronzlaşmamış birinden önce ortaya çıkıyor. Benim felsefem, ne yapılmasına ihtiyacınız varsa onu yaptırmanızdır. Çoğumuz için geçerli olan şey şudur; 30’ların sonlarına ya da 40’ların başlarına kadar dolgu malzemeleri ve botoksa başlamak gerekiyor. En iyisi, uzman bir dermatologla endişelerinizi paylaşıp, neler yapmanız gerektiğini öğrenmeniz olacaktır.”

    40’lar – İNCE ÇİZGİLERİ DOLDURUN
    Yılda üç defa fraksiyonel lazer uygulaması yaptırın. Kılcal damarların görünümünü lazer tedavisi ile azaltın. Ayda bir kez cildinizdeki ölü deriyi arındırıcı yöntemlere başvurun. Cildinizde oluşabilecek her türlü şekil ve renk değişikliğini önemseyin. Her yıl düzenli olarak cilt kanseri açısından kontrollerinizi yaptırmaya başlayın. Her zamanki gibi fazla güneşten kaçının. Plajda 50+ koruma faktörü kullanın. Cilt bakımınıza uygun bir yüz yağını kullanmaya başlayın. Omuzlarda ve dekoltede oluşan kahverengi noktaları yok etmek için uygun yöntemleri araştırın. Restylane yöntemi ile ince çizgilerinizi erkenden doldurtun. Çene ve dudak üstündeki tüyleri lazer yöntemiyle yok edin. Güzel bir cildin kaynağı olan kolajen ve elastini artırmak için uygun bir nemlendirici kullanın.

    50’ler – DİYETİNİZİ DEĞİŞTİRME ZAMANI
    Haftada 3-5 kere Retinol A içerikli krem kullanın ve kızarıklıkları yok etmek için mutlaka altına bir tabaka anti inflamatuvar krem sürün. Her gün yüzünüze, boynunuza ve ellerinize 50 koruma faktörlü krem kullanın. cilt-2-temmuz-2012-resim-5Metabolizmanızdaki yavaşlama nedeniyle mutlaka diyetinizi değiştirin. Yüksek oranda früktoz alımından uzak durun. Enerjisi yüksek (kalorisi değil) sağlıklı gıdalar tüketin. Örneğin lahana, badem, balık, yoğurt, zeytinyağı… Her gün en az 20 dakika egzersiz yapın. 3-4 saatte bir su (sıvı değil su) için. Gıdınız ve alnınız için küçük botokslar uygulayın. Boyun ve yüz sıkılaştırma için ameliyatsız germe yöntemi olan Ulthera’yı tercih edebilirsiniz. Haftada iki üç kere cildinizi ölü derilerden arındırın. Geceleri mutlaka güçlü bir gece kremi kullanın. İlerleyen yaşla beraber küçülen dudaklar için yüzde 5 ile 8 oranında hacim verici dolgu işlemi yaptırabilirsiniz. Kalsiyum kristalleri içeren dolgu yöntemi ile düzleşmeye başlayan elmacık kemikleri ve çene kemikleri tekrar doldurulabilir. Bu işlem yüzün doğal yapısını koruyacaktır.

    Yaşlanma haritanızı çıkarın
    Güzel bir cilde sahip olmak için yolunuzu çizerken ailenizin tarihine uzun soluklu bir bakış yerinde bir karar olabilir. Çünkü eğer ailenizde ya da birkaç kuşak öncesinde cilt problemleri varsa, bunları bulmak ve en başından önlem almak akıllıca olacaktır. Belki hiçbir şey yapmak istemeyeceksiniz. Bu durumda sadece güneşten koruyucu kremler ve nemlendirici de hiç yoktan iyidir. Nasıl görünmeyi seçtiğiniz kişisel bir karardır. Eğer biraz açık renkli veya ince bir cildiniz varsa koyu renkli ve dolgun ciltlere göre üstünde biraz daha fazla çalışmanız gerekebilir. Güzellik görecelidir ve bu nedenle kendi planınızı yapmalı ve gerektiğinde değiştirmelisiniz.

    Mezunlar buluşmasında herkes sizin cildinizi konuşsun
    Dr. David Colbert, Ocak 2010’da Terry Reed ile birlikte kaleme aldığı ‘The High School Reunion Diet’ adlı kitabında ABD’de bir gelenek haline gelmiş olan mezunlar buluşmalarında eski okul arkadaşlarına genç görünmek isteyenlere adeta bir gönderme yapıyor. Kitapta, doğru beslenmeyle, kişisel sağlık ve fiziksel güzellik arasındaki bağlantılar anlatılıyor ve güzel bir cilde sahip olmaya yardımcı gıdalar listesi sunuluyor. İşte bazı ipuçları…
    Şiddetle uzak duracaklarınız:
    Şeker, glikoz ve früktoz şurubu içeren bütün gıdalar ve içecekler, aşırı tuz, kurabiye, çörek gibi besleyici değeri olmayan gıdalar, işlenmiş tüm gıdalar, aşırı miktarda alkol, gereksiz yere alınan bütün ilaçlar.
    Mutlaka ama kararında tüketecekleriniz:
    Yulaf, esmer pirinç pilavı, yeşil fasulye, marul, salatalık, haşlanmış patates, soğan, çilek, mango, ay çekirdeği ve varsa karpuz çekirdeği, pırasa, istiridye, kuşkonmaz, yumurta, ciğer, tatlı kabak, susam, kaju fıstığı, yer fıstığı, yoğurt, lahana, badem, zeytinyağı, domates, kırmızı et ve tavuk ürünleri.

  • Yağ Yaktıran 14 Kural

    Yağ Yaktıran 14 Kural

    Gerçek anlamıyla kilo kaybı vücudumuzdaki yağları kaybetmekten geçer. Peki bunu nasıl başarabiliriz? Doğru beslenme ve doğru egzersiz yaparak. Önce genel beslenme ilkelerinden başlayalım…

    1- Bol su için: Su metabolizmanın düzenlenmesinde ve vücut reaksiyonlarında görevlidir. Gün içinde içilen iki litre su vücutta enerji oluşumunu artırır ve zayıflamaya yardımcı olur. Aç karna içilen su vücuttan toksik maddelerin atılmasına yardım eder; karaciğer, böbrek ve bağırsaklarda toksin birikimini önler ve yağ yakımına yardımcı olur.

    2- Altı öğün yiyin: Öğün sayısı arttıkça metabolik hızınız artabilir. Üç ana öğün yanında üç-dört ara öğün yapmak yağ yakılmasına yardımcı olur. Ara öğünler ana öğünlere açılan köprüdür. Vücuda sık aralıkla az miktarda yiyecek girerse metabolik hız artar, kan şekeri dengesi kurulur ve zayıflamaya yardımcı olur.

    3- Aminoasit alımı: Proteinler kas yapımında ve doku tamiri için gereklidir. Karbonhidrat ya da yağ açısından kısıtlı diyetlerde vücut, proteini bir enerji kaynağı olarak kullanır. Bu gerçekleştiğinde, kaslarda ve zayıf dokularda kayıp meydana gelebilir. Protein kas oranının azalmasını engelleyebilir. Protein ağırlıklı beslenme metabolizmayı hızlandırır, yağların yakılmasını kolaylaştırır ve iştahı düzenler.

    4- Salatasız kalmayın: Çiğ besin tüketimiyle vücuttan toksin atımı artar. Fazla yağlardan kurtulmak için salata ve çiğ besin tüketimi çok önemlidir. Salata tüketerek daha çok posa ve antioksidan alınır.

    5- Şeker-yağ ilişkisi: Şekerli besin alımıyla kan şekeri hızla yükselir ve pankreastan insülin hormonunun salgılanması uyarılır. İnsülin şekerin hücre içine girip enerjiye çevrilmesinde etkili bir hormondur. Enerjiye ihtiyacı olan hücreler gereksinimlerini insülin yardımıyla karşılarlar. Eğer alınan enerji gereksinimden fazla ise, insülin bu enerjiyi yağ dokusunda depolar.

    6- Kaloriye dikkat: Diyet programlarında amaç kalori yakılmasını artırmaktır. Egzersizle birlikte vücudun harcadığı enerji miktarı artar. Harcamanın artmasıyla günlük beslenmeden alınan kalori harcanır ve yağ yakılması başlar. Günlük diyet programının kalori içeriği kadar besin öğesi içeriği de önemlidir. Vitamin ve mineralden, andioksidan bileşiklerden, posadan yana yeterli bir diyetle yağ yakmayı hızlandırabilirsiniz.

    7- Atıştırmayın: Yağlı cips, çikolata, tuzlu bisküvi, kuruyemiş gibi baştan çıkarıcı besinler vücut yağının miktarını ve kiloyu artırır. Kaçamak anlarında yağsız, tuzsuz mısır patlağı, salatalık, yeşil erik gibi glisemik indeksi düşük besinleri tüketmek kilo vermeye yardımcı olabilir.

    8- Doğru karbonhidratlar: Diyet yaparken kilo vermek ve yağ kaybını görebilmek için glisemik yükü az olan doğru karbonhidratlar seçilmelidir. Bu besinler vitamin, mineral ve posa açısından zengindir ve daha doyurucu olabilir. Düşük glisemik indeksli karbonhidratlarla kandaki insülin düzeyinizi düşük tutarak yemekten sonra vücutta yağ depolanmasını önleyebilirsiniz.

    9- Lifli besinleri tercih edin: Vücuttaki yağ oranını düşürmek için lif miktarı yüksek besinler tercih edilmeli. Posa, yiyeceklerle alınan ve bağırsakta emilmeyen bitkisel liflerdir. Sindirim yolunu takip ederek vücuda girdikleri gibi terk ederler. Lifli yani posalı yiyecekler hem diyet hem de sağlıklı beslenme için çok önemlidir.

    10- Yemeğinizi yavaş yiyin: Kilo alınmasının nedenlerinden biri hızlı yemektir. Yenilen besinin beyne ulaşıp tokluk sinyali vermesi yaklaşık 10 dakika sürer. Bu nedenle yavaş ve lokmaları iyice çiğneyerek yemeniz kilo vermenize yardımcı olabilir.

    11- Aerobik egzersiz yapın: Yağ yakılmasını sağlamak için daha çok kardiyovasküler sistemi çalıştıran aerobik egzersizleri (yürüme, koşma, yüzme, kürek çekme, bisiklete binme) yapın.

    12- Hızı ayarlayın: Yağlar yavaş yakılır ve bu sırada daha fazla oksijene ihtiyaç duyulur. Bu nedenle yeterli oksijeni sağlamak için çalışma yoğunluğunuza dikkat edin.

    13- Süreye dikkat edin: Yağların yanmaya başlaması için egzersiz hiç durmadan en az 15-20 dakika sürdürülmelidir. Haftanın en az üç günü, 30-45 dakika süreyle egzersiz yapın.

    14- Açık havayı tercih edin: Deniz kenarı veya ağaçlık alanlar gibi oksijenin bol olduğu ortamlarda egzersiz yapın.

  • Mucize yöntem diyetleri zarar veriyor!

    Mucize yöntem diyetleri zarar veriyor!

    Zayıflamanın altın kuralı kendinize uygun diyet programını seçmekten geçiyor. Ancak ‘mucize yöntem’ olarak sunulan bazı diyetler vücuda yarardan daha çok zarar veriyor.

    Yüzlerce farklı diyetin iddialı vaatlerle insanlara sunulduğu günümüzde, bazı diyet programları uzun dönemde faydasız olmakla beraber ciddi sağlık sorunlarına da yol açabilir. Huffington Post haber sitesi, en tehlikeli üç diyeti derledi.

    Tek gıda tüketmeyin Buna göre en çok sağlık sorununa yol açacak diyetlerden ilki sadece tek bir ürünün uzun süre tüketilmesine dayanan programlar. Günler boyunca sadece belli bir meyve yenilmesini ya da çorba içilmesini öneren programlarla kalori eksikliği hisseden vücut enerji sağlamak adına kaslardan kaybetmeye başlıyor. Bu durum metabolizmayı uzun dönemde yavaşlatarak diyetten sonra alınacak kalorilerin yakımını engelliyor. Diyetteki yiyeceğin fazlaca tüketilmesi ise şişkinliğe hatta ishale sebep olabiliyor. Sadece proteinden kaçının Tehlikeli bulunan bir diğer diyet ise tamamen protein ağırlıklı olarak beslenmek. Et ağırlıklı beslenme ve karbonhidrat alınmamasıyla vücüt en önemli enerji kaynağından yoksun kalıyor. Dokular ve beyin gibi organlar için hayati öneme sahip olan karbonhidratların bulunmadığı bir diyet, bulantı, ağız kokusu, baş ağrısı, böbrek taşı, gut ve böbrek yetmezliği gibi hastalıklara da sebep olabiliyor.

    Kalori kısıtlamayın Vücudun ihtiyacından az kalori almasına yönelik yöntemler de zararlı. Bunlar uygulandığında vücut daha az kalori ile “idare etmeyi” öğreniyor. Böylece metabolizma hızı düşerken, yağ rezervi artıyor ve en basit fonksiyonlar bile daha uzun zaman alıyor.

  • Düz karın diyeti kuralları

    Düz karın diyeti kuralları

    Kilo sorunuz mu var, göbeğinizden mi şikayetçisiniz! Yazın bikini giydiğinizde düz bir karına sahip olmak istiyorsanız Düz Karın planını uygulayın.

    İlk Adım: Alışkanlıklarınızı gözden geçirin. Bu planı uygulamaya başlamadan önce yiyip içtiklerinizi, egzersiz, yürüyüşleri not alın. Ufak bir not defteri ya da notebooka kaydedin. Mümkün olduğunca detaylandırın. Örneğin öğle yemeğinizi masanızda mı yiyorsunuz? Stres, üzüntü gibi durumlar yemenizi arttırıyor mu? Tüm bunlar neden zayıflayamadığınız ve kilo aldığınız sorusunun cevaplarıdır. Tuttuğunuz günlüğe kilonuzu, kalça, bel, göğüs, basen ölçülerinizi yazın. Çekebiliyorsanız bir fotoğrafınızı çekin. İleri de değerleriniz düştükçe bu sizi motive edecektir.

    Belki size yakın cafede atıştırmaktan vazgeçeceksiniz ya da rahatlamak için içtiğiniz bir şişe şarabı artık içmeyeceksiniz. Normalde diyette 1 kadeh şarabın zararı yok ancak çoğu kişi kendini tutamayıp şişeyi bitirdiği için zayıflamakta zorlanabiliyor.

    Düz Karın Diyeti Kuralları

    Tuttuğunuz günlüğe baktığınızda acil olarak zayıflamanız gerektiğini gördünüz. Hayatınızın kontrolünü ele alarak düz bir karına sahip olabilirsiniz. Günde üç öğün yiyin. İyi bir kahvaltı yapın; bir öğününüz protein bakımından zengin -bu öğlen veya akşam olabilir-, tavuk, kahverengi pirinç gibi tam tahıllılar, bol sebze, kremasız ev yapımı çorba ya da salatadan oluşmalı. Gün içinde 5 porsiyon meyve ve sebze tükettiğinizden emin olun. Acıkmayı beklemeyin. Öğün atlamak, çok acıkmak aşırı yemenize neden olur. Sağlıklı atıştırmalıklardan seçin sabah kahvaltıdan sonra veya akşam çay zamanı bunları tüketin. Güne bir bardak sıcak suya sıkılmış limon suyu içerek başlayın. Gün içinde en az 6-8 bardak su içtiğinizden emin olun. Ayrıca, bir kaç bardak bitki çayı da içebilirsiniz. Yediğiniz ekmeğin şeker oranına dikkat edin. Kepekli olanları tercih edin. Sandviç yerine büyük bir kase çorba veya salata yiyin. Ekstra karbonhidrat ihtiyacı duyarsanız yulaflı kek, diyet atıştırmalıklar enerji seviyenizi dengelemenizi sağlar. Şekerli yiyeceklerden uzak durun. Atıştırma için meyveyi ya da bir kaç ufak parça kakao oranı yüksek çikolatayı tercih edin.

    Yemeğinize çok tuz atmayın. Bu vücudunuzun daha çok tuz tutmasına neden olabilir. Yemek yerken yavaşça ve başka şeyler düşünmeden yemek yiyin. Porsiyonlarınıza dikkat edin. Yiyecek etiketlerini, miktarlarını kontrol ederek tüketin. Mümkün olduğunca ufak tabak kullanın ve yemeğinizi çok yavaş yiyin.

    Düz Karın Kahvaltılıkları

    Ballı yulaf ya da taze meyve suyu, taze meyveli yoğurt, haşlanmış yumurta, domates gibi yiyecekler tüketin.

    Yulaf: Yulaf karbonhidrat ve lif bakımından zengindir. Metabolizmanızı hızlandırır, sizi tok tutar.

    Yoğurt: Protein bakımından zengin yoğurt mükemmel bir atıştırmalık. İçine bal, meyve veya tahıl taneleri koyabilirsiniz. Sindirim sisteminizi çalıştırarak, vücuda gerekli kimyasalların daha iyi emilimini sağlar. Az yağlı yoğurt tüketmeye özen gösterin.

    Sağlıklı Yiyecekler Yiyin: Yağlı bir şeyler canınız istediğinde yararlı yağ içeren avakado, zeytin, fındık, çekirdek ve bitter çikolata yiyin. Bunları beslenme öğünlerinize azar azar ekleyebilirsiniz.

    Yeşil Çay: Antioksidan bakımından zengin yeşil çay düz karın için idealdir. Kan şekerinizi düzenler, daha az karbonhidrat almanızı sağlar.

    Salatalık: Serin ve diüretik salatalık midenizin küçülmesine de yardımcı olur. Sizi tok tutar ve cildinizin iyi görünmesini sağlar. Düz karına sahip olmanızı sağlayacak diğer yiyecekler karpuz, kuşkonmaz, pırasa, kereviz olarak sıralanabilir.

    Tatlı Atıştırmalıkları

    Bir kase çilek, böğürtlen

    Ufak bir muz

    Olgun bir armut veya şeftali

    Bir adet olgun incir

    Bir mandalina

    3-4 kare siyah çikolata

    Bir bardak taze sıkılmış meyve suyu

    Zencefil ya da meyveli yulaflı bisküvi

    Lezzetli Atıştırmalıklar

    Çorba

    Az yağlı yoğurt

    İki avuç içi dolusu çerez

    Avuç içi kadar fındık

    Yarım avakado

    Havuç gibi sebzeler

    Bir kaç tane ufak domates

    7 Günlük Egzersiz

    Aşağıdaki egzersizi mutlaka 7 gün boyunca düzenli olarak yapın. Sonuçlara siz de inanamayacaksınız!

  • Göbek eriten diyet listesi

    Göbek eriten diyet listesi

    Göbek eritmek tüm kadınlar için çok zor bir uğraştır.Uğraştır diyorum çünkü cidden başlı başına apayrı bir diyet programı ve egzersiz programları olması uygulanması gerekiyor bunun için.Biz kadınların büyük sıkıntılarından biri olan göbek eritmek için işte size harika bir diyet listesi kızlar;

    Yalnız küçük bir hatırlatmada bulunmak istiyorum sizlere bayanlar unutmayın önce bir uzmana gitmeli ve gerekli olan sağlık tetkiklerinizi yaptırın herhangi bir sağlık sorununuz yok ise diyet yapabilirsiniz.

    İşte Göbek eritmeye yardımcı olan diyet listemiz;

    Kahvaltı: 4 adet kayısı ve bir adet şeftali

    Ara öğün: 3 adet diyet bisküvi

    Öğle: Izgara tavuk ya da balık yanında bol bol yeşillikli salata

    Ara Öğün (Saat 3 civarı): 4 adet badem

    Ara Öğün (Saat 5 civarı): 1 Adet şeftali

    Akşam: Ispanak Yemeği, 3 dilim tam buğday ekmeği

    Gece: Ilık su içine sıkılmış yarım limon bu su içilecek sonra 4 adet badem 4 adet fındık içi

    Haftanın günlerini çift ve tek olarak ayırın ve tek günlerinde bunları tüketin

    Sabah kalktığınızda: 1 bardak ılık su ve içine yarım limon sıkılacak. Tatlandırıcı olarak bal kullanabilirsiniz ancak çok olmasın. Sabahları spor olarak: Yarım saat kadar tempolu yürüyüş yapabilirsiniz mesela işe yürüyerek gidebilirsiniz.

    Mekik Hareketi Yapmayı Unutmayın

    Sabahları mekik hareketi çekmek özellikle karın bölgenizdeki kasları çalıştıracağından dolayı karın bölgenizde ki yağların erimesine oldukça faydası vardır.Bel kaslarınızı çalıştırmak için Mekik Hareketi

    Yerden bir şey alır gibi yaparak belinizi bükmeden yere doğru eğiliniz bunu ortalama 20 kere yapınız.