Etiket: diyet türleri

  • Popüler Diyet Türleri

    Popüler Diyet Türleri

    Dukan, Atkins, Taş Devri diyeti gibi popüler diyet çeşitleri arasında, farklı türlerde bulunmaktadır. Tek yönlü beslenme diyetlerine göre daha avantajlı ve sağlıklı olarak kabul edilen diyetlerde, hızlı kilo verme ve zayıflama etkili biçimde elde edilmektedir.

    Popüler Diyet Türleri

    Fakat tüm diyetler, sağlıklı şekilde yapılmalı, uzman kontrolünde belirlenmelidir. Popüler diyetler arasında;

    Vejetaryenlerin bir üst boyu olarak nitelendirilebilir. Sadece hayvan eti değil, hayvansal ürünlerin hiçbirini tüketmeyen insanlar, veganlardır. Bu diyette, süt ve süt ürünlerinden bala, yoğurttan tereyağına kadar hayvansal kaynaklı hiçbir besin tüketilmez.

    Vegan diyeti genellikle bitki beslenmeye dayanır. Sebze ve meyveler daha çok çiğ olarak tüketilir. Fakat protein ve çeşitli vitaminlerin, minerallerin alınmaması çeşitli sağlık sorunlarına yol açabilir. Hayvansal ürünlerin sadece enerji yakıtı olarak kullanılmadığı, iç organ sistemleri için gerekli olduğu da bilinmelidir. Vegan beslenen kişilerin bir süre sonra midelerinde sorunlar oluştuğu ve zaman içerisinde sindirim, boşaltım sistemlerinde problemler oluşabildiği belirtilmektedir.

    Popüler Diyet Türleri | 1

    Organik gıdalar tüketerek, doğal ve sağlıklı beslenme sistemine dayalı bir diyet türüdür. Genellikle pişirilmeden tüketim yapılır. Ambalajlı hazır gıdalar mümkün olduğunca tüketilmez.

    Mediterrian diyet, Akdeniz mutfağından esinlenerek geliştirilmiştir. Daha çok Yunanistan, İtalya mutfak kültürüyle oluşturulan Akdeniz diyetinde zeytinyağlılar ön plandadır.

    Taze sebze ve meyveler, tam tahıllı gıdalarla oluşturulur. Peynir, yoğurt, fıstık, fasulye bu diyette en çok tüketilen besinler arasındadır.

    Popüler Diyet Çeşitleri İçin Tıklayın !

    Vejeteryan Diyeti İle Haftada 2 Kilo Tıklayın !

    Ketojenik Diyet Hakkında Her Şey… Tıklayın !

    Dukan Diyeti Deneyimlerimiz Tıklayın !

     

     

  • Karatay diyetinin sırları

    Karatay diyetinin sırları

    Türkiye’de diyet ve sağlıklı beslenme konusunda ezberi bozan İç Hastalıkları ve Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Canan Karatay, günde 2 öğün beslenilmesi gerektiğini söylüyor

    Tereyağı, yoğurt ve zeytinin evde yapılması önerisinde bulunan Karatay, Türk halkının günde 8-12 öğün beslendiğine dikkat çekerek, toplumun ‘enine büyüdüğünü’ ifade ediyor
    İç Hastalıkları ve Kardiyoloji uzmanı Prof. Dr. Canan Karatay, sakatatlardan dönere, çiğköfteden diyet gıdalara dek pek çok konuda görüşünü dile getirirken, yemek yaparken hangi yağların kullanılması gerektiği ve hangi yağların zararlı olduğunu da tek tek sıralıyor.
    Tereyağ, yoğurt ve zeytinin evde yapılması gerektiğini savunan Prof. Karatay’a göre, günde 2 öğün beslenmeke gerekiyor. Dahası Karatay, yaş ilerledikçe yürüyüşe daha çok ağırlık verilmesi önerisinde bulunuyor. Yazı dizimizin 2.’nci gününde Karatay, Türk insanının enine büyümesine yol açan hatalara ve özellikle çocuklardaki karaciğer yağlanmasının nedenlerine de dikkat çekiyor.

    Karatay Diyeti Deneyimlerimiz için tıklayın !

    ‘KÖY TEREYAĞI SAĞLIKLI’
    “Tam yağlı, doğal olan her şey tüketilmeli. Saf köy tereyağı, katkısız Trabzon, Urfa ya da Malatya gibi yörelerimizin tereyağı kullanılabilir. Hatta kadınlarımız tıpkı yoğurt gibi evde tereyağını kendileri yapabilirler. Zeytin dahi evde yapılabilir. ‘Karatay Mutfağı’nda bunların tarifini verdim. Katkısız ve çocuklara en faydalı biçimde kendi besininizi hazırlayabilirsiniz. Tereyağı, yayık ayranı aslında yarım saatlik bir iş. Neneler ya da ev kadınları, evde oturduklarında sürekli televizyon izlemek yerine bunu kolaylıkla yapabilirler. Saf köy tereyağı, en sağlıklısıdır, buzdolabında bile katı değildir ve istenildiği kadar kullanılabilir. Saf köy tereyağı ve soğuk sızma zeytinyağı her gün gereği kadar vücudumuza girmelidir.”

    ‘YEMEKTE TEREYAĞ VE ZEYTİNYAĞI KULLANILMALI’
    “Zararlı dediğimiz yağlar, trans yağlardır. Trans yağlar, kızartmalarla meydana gelen yağlardır, işlenmiş her gıdanın içindeki trans yağlar zararlı ve kanserojendir. Artık halkımız, şekere ve trans yağlara dikkat etmeli, zaten dikkat edilirse hastalık da kalmaz. Mısırözü ve ayçiçeği yağı, çiğ olarak kullanılabilir. Ama ikisi de ısındığı veya kızardığı zaman aşırı miktarda trans yağ oluşur. Margarin haline gelince de, katı ya da sıvı olsun, içi trans yağ doludur.
    yemek yaparken tereyağı, zeytinyağı veya fındıkyağı kullanmak gerekir, çünkü bunlar ısıya dayanaklıdır ve hemen bozulmazlar. Bunlardan asla korkmayacağız, bu yağlar yanmadıkça, trans yağ oluşmaz. Isınınca bozulan mısırözü ve ayçiçeği yağıdır. Bunlarla kızartma yaparsak hemen kanserojen olur. Trans yağlar, en fazla çoklu doymamış dediğimiz bitkisel yağlarda oluşmaktadır unutmayalım!”

    ‘Kelleyi, paçayı, işkembeyi rahatlıkla yiyebilirsiniz’
    “Yağlardan en sağlıklısı, serbest dolaşan hayvanların etindeki hayvansal yağlardır. Kuzu eti yediğiniz zaman yağıyla birlikte yemelisiniz. Kuzu etini kaynatıp et suyu çıkardığınız zaman da çok sağlıklı olur.
    Sevdiğiniz kelleyi, paçayı veya işkembeyi rahatlıkla yiyebilirsiniz. Sakatatlardan hepsini yiyebilirsiniz. Karaciğer de buna dâhil. Şişman hanımlar, ‘Dizlerimde kıkırdak kalmadı’ diyor. Sen protein yemezsen tabii ki dizin gider, sağlıklı protein, sağlıklı yağ, yumurta, tereyağı, saf zeytinyağı yemezsen kilo veremezsin. Paça çorbası, diz eklemleriyle ilgili sorunlara birebirdir. Ben haftada 2 kez paçamı, işkembe çorbamı içerim. Beni eleştirenler, ’10 yıl sonra ne olacak?’ diyorlar, oysa ben bunları yeni söylemiyorum ki. Yıllardır bunları anlatıyorum. 1987 yılında, ABD’ye gittim. Oraya gidinceye kadar İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde Koruyucu Kardiyoloji Anabilim Dalı Başkanı’ydım. Tüm bu söylediklerim yeni ifadeler değil. O zamandan beri takip ettiğim hastalar, şimdi 80-90 yaşlarında ve sağlıklılar.”

    ‘KIZARTMA HİÇ YOK’
    “Kızartma bitti, hiç yapılmayacak, Çünkü kızartma trans yağ demektir. Balık ızgara, fırın, buğulama şeklinde yenilebilir. En sağlıklısı bunlardır. Ama Trabzon ya da Ordu’da yapıldığı gibi hamsiyi una bulayıp kızartırsanız o tehlikelidir! Kanserojendir! Aslında yiyecekleri biz pişirirken ya da tüketirken tehlikeli hale getiriyoruz.
    İdeal bir öğlen yemeği, biftek veya bonfile ile güzel bir salatadan oluşur. Bütün bir balık yiyebilirsiniz. Izgara yapılmış sebze, döner yiyebilirsiniz. Ama dönerin yanında pilav, patates, pide yok! Bir iki kaşık tam buğday veya bulgur pilavı, cacık, yoğurt, ayran olabilir. Doyuncaya kadar yiyebilirsiniz, sakın az yiyip de aç kalmayın, sonra halsizleşir doğru dürüst iş yapamazsınız. Kilo almayacağım diye yalnız salatayla öğün geçirmek bu nedenle doğru değildir!”

    ‘Türk milleti 8-12 öğün besleniyor, enine büyüyor’
    “İbn-i Sina, Ortaçağ’ın en önemli bilimadamı, tıp hekimidir. Onun yazdığı tıp kitapları Ortaçağ’da bütün tıp okullarında okutuluyordu. İbn-i Sina, ‘İki öğün sağlıktır, üçüncü öğün hastalıktır’ der. Sabah zaten çok kuvvetli yiyince doğal olarak iki öğüne iniyorsunuz. Akşam yemeği de erken yemeli. Hz. Muhammed’in tavsiyesi de bu doğrultudadır. Kuvvetli bir kahvaltı yaptıktan sonra zaten acıkmıyorsunuz. Ama Türk milleti maşallah 8-12 öğün besleniyor, öyle alıştırıldı, öyle programlandı. Bu nedenle de Türk milleti enine büyümeye başladı!

    ‘YAŞ İLERLEDİKÇE HAREKET ARTACAK’
    50 yaşından sonra 6-7 öğün yemek tamamen sağlıksızdır. İbn-i Sina diyor ki, ‘Yaş ilerledikçe, hareket artacak’. Oysa biz yaşlandıkça köşemize çekiliyoruz, bu çok yanlış. Türk toplumu eğer şişmansa, hastaysa, göbeği varsa, şeker veya kalp hastasıysa, kiloluysa, depresyon hastasıysa, kanseri varsa, Alzheimer’ı varsa şeker, tatlı tüketmeyecek. Benim gibi 60-70 yaşındaysanız, oturup 3 öğün ekmek, şeker yiyemezsiniz. Şekerli içecek içemezsiniz. Çünkü harcamıyorsunuz, ihtiyacınız da kalmıyor. Metabolizma yavaşlamış oluyor, hormonlar gitmiş. Vücutta hormon kalmamış. Ben buna dikkat çekmek istiyorum.”

    diyet yiyeceklere dikkat!’
    “Light ürünlere, diyet olan tüm yiyecek ve içeceğe karşıyım. Çünkü diyet denilen besinler, içindeki doğal yağların, doğal vitaminlerin, doğal minerallerin alınmış olan kısmıdır. diyet yiyecekler, en sağlıklı kısmı alınan ve en pahalı satılan ürünlerdir. Hazır gıdalar da öyle. Hazır gıdalardan da uzak duracaksınız. Doğal gıdaları kendiniz hazırlayıp yiyeceksiniz. O zaman hastalanmazsınız, verdiğiniz kiloları da almazsınız.”

    ‘Yapay gıdalar kısırlık ve kanseri artıyor’
    “Yanlış beslenme ve yapay gıdalar sonucunda kısırlık artıyor. Sadece kısırlık değil, kanser, kalp hastalığı, şeker hastalıklarında da artış görülüyor. Hepsinin temelindeyse obezite yatıyor.
    Obez, karaciğer yağlanması olan yani insülin yüksekliği olan kişilerde östrojen hormonu da yükseliyor, polikistik over gelişiyor, kadınlarda üreme duruyor, erkeklerde memeler büyüyor ve spermin kalitesi ve sayısı azılıyor. Bir de GDO’lu gıdalar var. Bunlar ve trans yağların aşırı tüketilmesi üreme dahil vücuttaki her şeyi bozuyor.”

    ‘Hareket etme şartıyla istediğin kadar ye’
    “Kaç gün diye bir şey yok, doyuncaya kadar her şeyi yiyeceksiniz. Karatay Mutfağı’nda ‘kaç kalori’ hesabı yok. Ben başka bir şey söylemiyorum. Hareket etmek ve sağlıklı yiyecekler olması şartıyla istediğiniz kadar yiyebilirsiniz.
    Bilgisayar ya da televizyon karşısında saatlerce oturursanız olmaz! Hareket etmeden hiç kimse kilo veremez. Ama gençsiniz, atletsiniz, saatlerce spor yapıyorsanız ya da hamileyseniz o zaman tabii ki yiyecekseniz. Her gün 5 kilometre koşun ya da yürüyün, o zaman sağlıklı yiyeceklerden istediğinizi, doyuncaya kadar, bakın bir kez daha vurguluyorum doyuncaya kadar yiyebilirsiniz. Örneğin pastırmalı kuru fasulye, mercimek, piyaz gibi yemekleri doyana kadar yemelisiniz. Ama ekmeksiz olarak! Tabii ki kuru soğanla… Neden? Çünkü biz de bir söz vardır biliyorsunuz: ‘Aç ayı oynamaz!’ deriz. Pirinç yerine de bulgur tüketilmeli. Tam buğday ve bulguru yiyebilirsiniz.”

    ‘Yemekte içilen su hazımsızlık yapar’
    “Su 24 saat içilmelidir. Ancak yemek sırasında içilmemeli. Çünkü mide asidini sulandırır, hazımsızlığa neden olur. Her gün azar azar yudum yudum 2.5 litre su tüketilecek. En önemli kriter, idrar rengi, açık limonata renginde olacak. Öyle değilse vücuda yeterli su girmiyordur. Bu nedenle de bağırsaklar çalışmıyor. İşte bu sebeple Türkiye’nin en büyük sorunlarından biri de kabızlıktır. Kabızlık ise, metabolizmanın bozulduğunun en basit ve en önemli göstergesidir, belirtisidir. Ciddi bir sağlık sorunudur.”

    Habertürk

  • 20 Diyet Efsanesi

    20 Diyet Efsanesi

    Su içersem zayıflarım, öğün atlarsam kilo veririm, sigarayı bırakırsam kilo alırım, kepekli ürünler şişmanlatmaz… Şişmanlığı içinden çıkılmaz hale getiren diyet efsaneleri araştırmayla çürütüldü…

    Fazla kilolarla mücadele edenlerin ulaştığı sonuçlar pek iç açıcı değil. Kilo verdikten sonra bunu koruyanların sayısı ise gün geçtikçe azalıyor. Bu gidişatın birçok nedeni var, en önemlisi ise kilo verme sürecinde kargaşaya ve bilgi kirliliğine neden olan diyet efsaneleri. Çünkü bu bilgiler, hatalı diyetlere, hatalı diyetler de kilo verme başarısının düşmesine neden oluyor.

    1500 kişi üzerinde yapılan araştırma, toplumda diyet efsanelerine inancın son derece yüksek, kilo verme ve sağlıklı beslenme ile ilgili hatalı bilgilerin de yaygın olduğunu ortaya koydu. Çalışmanın çarpıcı sonuçlarından biri de şişmanlık düzeyinin artmasıyla efsanelere olan inanç ve uygulamaların da artması.

    Araştırmayı, Fark Etmeden Diyet Beslenme ve Eğitim Danışmanlığı’ndan Uzman Diyetisyen Selahattin Dönmez gerçekleştirdi. Aaştırmanın bilimsel değerlendirmesini ise Başkent Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Başkanı Doç. Dr. Murat Baş yaptı.

    Dünya Sağlık Örgütü, önlem alınmazsa 2010 yılında yetişkin popülasyonda 150 milyon, çocuk ve ergenlerde ise 15 milyon kişinin şişman olacağını tahmin ediyor ve şişmanlığı salgın bir hastalık olarak tanımlıyor. Türkiye’nin şişmanlık ile ilgili projeksiyonu da farklı değil, öyle ki her iki kadından biri ve üç erkekten biri şişman.

    YAŞAM BOYU KİLO YÖNETİMİ

    Amerikan Diyetisyenler Derneği Denizaşırı Ülkeler Türkiye Temsilcisi de olan Selahattin Dönmez, danışanlarının diyet inanışları ve hataları üzerine yaptığı çalışmanın amacını şöyle özetledi.

    “14 yıldır beslenme danışmanlığımıza başvuran bireylerin, “Kötü besin yoktur, kötü beslenme vardır” ilkesinden uzaklaştıklarını, hızlı kilo verdiren yöntem arayışına girdiklerini tespit etmiştim. Kilo verme sürecindeki olumsuzluklarda örneğin, o hafta çok küçük aksaklıklara bağlı kilo verilemediği zaman, bireyin bir suç unsuru aradığını ve bazı inanışların açığa çıktığını gördüm. Verilen kilonun geri alınmasıyla oluşan hayal kırıklığını önlemek, hatalı bilgileri bulmak, kaliteli kilo verme önerilerini belirlemek, bilgi karmaşasını ortadan kaldırmak ve çevresel faktörlere göre yaşam boyu ve kişiye özel önerileri ön plana çıkarmak için bu araştırmayı planladık. Binlerce literatür taranarak ulaşılan bilimsel detaylar diyet efsaneleriyle ilgili bu sonuçları ortaya çıkardı.”

    İŞTE KAFA KARIŞTIRAN 20 DİYET EFSANESİ

    Araştırma, yaş ortalaması 35, kilolu-şişman olan, hayatlarında en az bir kere diyet tecrübesi yaşamış, lise ve üzeri eğitim seviyesindeki kadın-erkek 1500 kişi üzerinde bire bir görüşme yapılarak tamamlandı. Türkiye’de ilk kez yapılan, bilimsel olarak değerlendirilen araştırmaya konu olan 20 diyet efsanesi ve bunlara inananların yüzde olarak oranları ise şöyle:

    1- Su içersem zayıflarım yüzde 63,
    2- Ana öğünlerden birini atlarsam kolay kilo veririm yüzde 96,
    3. Ne kadar az uyursam, o kadar hızlı kilo veririm yüzde 40,
    4. Sigarayı bırakırsam hızlı kilo alırım yüzde 57,
    5. Saat 19:00’dan sonra birşey yersem şişmanlarım yüzde 37,
    6. Düşük kalorili kepekli ürünlerle daha kolay kilo veririm yüzde 58,
    7. Meyve, yemekten 2 saat sonra yenilmeli yüzde 70,
    8. Açken fiziksel aktivite yaparsam daha çok yağ yakarım yüzde 74,
    9. Sabah aç karnına limon veya greyfurt suyu içersem yağ yakarım yüzde 76

    10. Zayıflamak ve toksinlerden arınmak için detoks diyeti yapmak zorundayım yüzde 40,
    11. Medyada yer alan beslenme bilgilerinin son derece güvenli olduğuna inanıyorum yüzde 96,
    12. Kilo yönetimi programlarında 3 beyaza yer yoktur yüzde 72,
    13. Light ürünlerin kalorisi yok, istenildiği kadar tüketilebilir yüzde 95,
    14. Sağlıklı beslenmede kırmızı ete yer yoktur yüzde 95,
    15. Maydanoz suyu zayıflamak için idealdir yüzde 83,
    16. Hangi yöntemle olursa olsun verilen kilo geri alınır yüzde 83,
    17. Lahana metabolizmayı hızlandırarak zayıflatır yüzde 66
    18. Protein diyetleri ile zayıflamak daha kolaydır yüzde 79,
    19. Zayıflama ilaçları ile hızlı kilo veririm yüzde 95,
    20. Elma sirkesi içersem yağlarımı eritirim yüzde 88.

    EFSANELERİN ÖNÜNE GEÇEBİLİRİZ

    Selahattin Dönmez, araştırmayla ortaya çıkan tabloyu, “Sonuçta yüksek yüzdeler olmasına şaşırmadım, zaten biliyordum, benim için ilginç olmadı. Bunları araştırmayla kanıtlayıp doğru bilgileri söylersek kilo yönetimindeki efsanelerin önüne geçebileceğimizi hissettim” şeklinde yorumladı. Peki, diyet efsanelerine takılmadan, sağlıklı kilo vermek ve verilen kiloyu korumak için ne yapmak gerekir? Dönmez, bu noktada fonksiyonel diyet vurgusu yapıyor ve kişiye özel diyetin neden önemli olduğunu anlatıyor.

    DOĞRU KİŞİYE, DOĞRU DİYET

    “Fark Etmeden Diyet programında biz fonksiyonel diyet uyguluyoruz. Bu sistem, her yeni bilgi ile yenilenir ve insanlara daha iyi “kilo verme” kılavuzları sunar. Asıl amacım, kilo korumaya yönelik beslenme taktiklerini içeren, vücut yağ dokusunu azaltıp, kas yoğunluğunu koruyan, az kilo veriminde bile vücutta ciddi olumlu değişiklikler yaratan kişiye özel beslenme modelini uygulamak. Fonksiyonel diyet ile hedeflenen, dengeli bir beslenme planlamak, kilo verirken oluşacak kronik hastalık riskini aktive eden geni baskılamak, kilo verecek bireyin hangi diyete daha iyi yanıt vereceği sorusuna doğru cevabı bulmaktır.

    Genetik yapımızdaki değişiklikler, diyete ve ilaçlara yanıtlarımızın farklı olmasını sağlar. Bu nedenle bireyler benzer diyetlere farklı yanıtlar verir. Bazıları hızlı, bazıları yavaş kilo verirken bazıları da sık duraksarlar. Fonksiyonel diyet ile kilo duraksamasını engellemek, kilo verecek kişiye uygun besinlerin yarar ve risk mukayesesini yapmak gerekir. Bazı besin öğelerini az almak hastalık riskini artırır, eksik alınan yerine konulduğunda hastalık riski azalır, yüksek miktarda alındığında ise yararlı etki kaybolur ve risk yeniden ortaya çıkar.

    FORKSİYONEL DİYETTE EFSANELERE YER YOK

    Fonksiyonel diyette; denge, çeşitlilik ve porsiyon ölçüsü bireye özgü ayarlanır. Fonksiyonel diyetle 24 saat içerisinde hücre DNA’sına 10.000 olan serbest radikal saldırısı çinko, selenyum, A, C, E vitaminleri ve besinlerle sağlanan polifenollerle engellenir. Kilo verme ve yaşla birlikte oluşacak kas güçsüzlüğü azaltılır. Antioksidandan zengin beslenme planı kişiye özgü uygulanarak, yaşlanma kromozomlarının uç kısımlarını koruyan “telomer” adlı bölgelerin kısalması engellenir.

    Fonksiyonel diyette vitamin desteğine de gerek kalmaz çünkü tüm besinlerin dengeli harmanlanması ile toksik dozlara ulaşmayan vitamin miktarını da sağlarız. Bu diyetle bazı besin öğeleri bir araya getirilerek etkileri daha da belirginleştirilir. Örneğin, soya ve yeşil/siyah çayı beraber tüketmek kilo verirken erkekleri prostat kanserinden tek başına tüketilmelerine göre daha fazla korur. Örneğin, kilolu kişilerdeki karaciğer yağlanmasını folik asit, metiyonin, B12, B6 ve kolinden zengin beslenme ile ilaç kullanmadan düzeltmek mümkündür. Yani burada besin ile besin etkileşimi yapılır.

  • Diyet kişiye özeldir

    Diyet kişiye özeldir

    Çoklukla bir toplulukta diyetisyen olduğunuzu öğrenenler, bir kağıt üzerine yazılmış, ayaküstü verebileceğiniz, salt yüzlerine bakarak oluşturacağınız, sihirli listelerin, mucize formüllerinizin olduğunu sanırlar…

    Oysa, diyet kişiye özeldir.

    Yaşam tarzınız çok yoğun bir koşuşturma içinde olabilir, öğrenci veya ev hanımı olabilirsiniz. Her birinizin yaşam tarzı ve beslenme alışkanlıkları farklılık gösteriyordur veya metabolizma hızınız çeşitli nedenlerle yavaşlamış olabilir. Diyelim ki, menopoz dönemindesiniz ya da kullandığınız ilaçlar, hormon faaliyetlerinizdeki değişimler kilo almanızın sorumlusu olabilir. Kalp-damar hastalıkları, tansiyon ve şeker gibi sağlık problemleriniz olabilir. Hedefleriniz farklı olabilir, vereceğiniz kilo 20 kilogramın üstündedir veya 3-5 kilo fazlanız olabilir. Diyet programları bu bilgiler ışığında hazırlanmalıdır. Kilo yönetimi kişiye, cinsiyete, yaşa, sağlık verilerine, hatta mevsimlere bağlı olarak değişir. Kişiler için hazırlanan diyet listeleri öğün bazında, gün ve hafta bazında planlanmalı, farklılıklar içermelidir. Sürekli aynı diyet listesi ile insanları zayıflatmak mümkün olmaz, çeşitliliği, farklılığı olması gerekir. Vücudun kilo vermemeye direndiği, platoların oluştuğu dönemde, zaman zaman kalori artırmak dahi gerekir.

    Diyete başlamadan önce vücut bileşim analizi cihazı ile kişinin; yağ, kas, su oranı, metabolizma hızı ölçülür ve ideal ağırlığı saptanır. Kişilerin kullanmak zorunda oldukları ilaçlarını bilinmeli, insülin-şeker değerleri (açlık, tokluk), kolesterol değerleri, karaciğer enzimleri, böbrek fonksiyonları, kan sayımı gibi parametreleri tespit edilmeli, tiroid hormonları gibi ölçümler ile sağlık durumları belirlenmelidir. Kişinin geçirdiği hastalıklar, özellikle hipertansiyon, şeker hastalığı, kalp yetmezliği bulunanlarda, kalp krizi riski yüksek olanlarda bu durum daha da önem kazanır.

    Diyet planlarken, kilo yönetiminde duygusal yönlere dikkat etmek gerekir. Çünkü sıklıkla mutsuzluk, tatminsizlik hisleri kişileri aşırı yemeğe yöneltir. Sorunun biyolojik mi, ruhsal kaynaklı mı olduğunu çözebilmek için altta yatan temel biyolojik veya ruhsal sorunu doğru anlayıp, kilo vermek isteyen kişiye yardımcı olmak için gerekirse farklı branştaki uzmanların yardımını istemek gerekir.

    Kilo vermek isteyenler için vurgulamak istediğim nokta; 3 aylık bir zaman diliminde 12-15 kilo verebilirsiniz, bu değer, şu anki kilonuz ile bağlantılı olarak değişim gösterir. Kişinin mevcut kilosuna bağlı olarak haftada 0,5-1 kilo vermesine sağlıklı kilo kaybı denebilir. Beden Kitle İndeks’i çok yüksek kişilerde (30′un üzerinde) başlangıçta kilo vermek kolay olur ancak bir süre sonra vücut bir platoya ulaşır. Planlanan bir beslenme programı ile kişilerin kilo verme hızı dengelenir. Ayrıca bu süreçte fiziksel aktivitenin önemi büyüktür.

    Şok diyetler ve sağlığınız!

    Genellikle, kişiler hızlı bir şekilde kilo vermek ister, şok diyetler yapıldığındaysa verilen kiloların çoğu su ve kaslardan gider. Oysa asıl hedef vücutta fazla yağ yüzdesini azaltmak vücuttaki kas oranını koruyarak, verilen kiloların yağdan olmasını sağlamak olmalıdır. Yeterli ve düzenli bir beslenme programıyla vücuttaki yağdan vermek kalıcı kilo kaybını sağlar. Kilo verirken onca zorluğu yaşarken hızla verilen kiloları geri almak da bir o kadar kolay olur. Sık sık başa dönmek ise metabolizmanızı yavaşlatarak verdiğinizden fazla kiloları almanıza neden olacaktır.

    Hangi yaşta olursanız olun, ayda 4-5 kg üstündeki kilo kaybını vücut tolere edemeyebilir!

    Vücuttaki yağlarının kaybedilmesi, sağlığınızı kazanmanın en etkili yollarından biridir. Böylece yüksek tansiyon, kalp yetmezliği, kalp-damar hastalıkları, TİP 2 diyabet, kolesterol yüksekliği, karaciğer yağlanması gibi hastalıklara yakalanma riskiniz azalır.

    Sağlıklı olmak adına sağlığınızdan olmayın!

    LÜTFEN DİKKAT: 3 Günde 5 kilo, haftada 7 kilo gibi mucize diyetlerle sağlığınızdan olabilirsiniz. Bu tür yazıları bir yerlerden okuyup, arkadaşınızdan aldığınız fotokopi listelere, kilo vermek için zayıflama ilaçlarına, bitkisel ve hiçbir zararı olmadığı iddia edilen otlara, çaylara, bitkisel karışımlara itibar ederek sağlığınızı riske atmayın.

    Hangi risklerle karşı karşıyasınız?

    Zayıflama ve kilo kontrolü dengeli bir beslenme programı ile sürdürülebilir. Kısa sürede size kilo kaybettireceği söylenen karışımlar, diüretik (idrar söktürücü), laksatif (bağırsak boşaltıcı) özellik taşırlar. Tartınız, size düşük kiloları göstermesine rağmen kaybettiğiniz, “yağ” değil, “su” dur. Vücudunuzdan su ile birlikte mineralleri de kaybedersiniz.

    (Örneğin; kaybettiğiniz sodyum/potasyum dengesinin bozulmasına kalp kasının olumsuz etkilenmesine neden olur.) Düşük kalori alımı sonucunda vücudun direnci düşer, kas kaybına uğrar, yüksek protein diyetleri ile (Ketoz gibi) böbrek fonksiyonlarına zarar verebilir. Ani şeker ve tansiyon düşmesi gibi sorunlar yaşanması ise, telaffuz bile etmek istemediğim, ölümlere varan sağlık sorunlarına yol açabilir. Yine, gençlerin kilo kaybını ciddi olarak takıntı haline getirmeleri ise yeme bozukluğu olarak tanımlanan (Anoreksiya Nevroza veya Bulumia’ya) ciddi psikolojik sorunlara yol açmaktadır. Ayrıca, aşırı kilolu insanların yeterli karbonhidrat, protein, yağ, vitamin ve minerallerden yoksun düşük kalori beslenme eşliğinde, ağır egzersizler yapmaları ise sağlık adına çok ciddi riskler içermektedir. Özellikle ailesinde kalp şikâyetleri olanların bu tür risklere girmelerini ise hiç doğru bulmuyorum.

    Şok Diyetler adı verilen ve kısa sürede çok kilo verdiren diyetler çok düşük kalori ve sınırlı besinlerle yapılırlar. Oysaki bu uygulama metabolizmanın yavaşlaması, kas kaybı ve iştah kontrolünün bozulmasına neden olur. Bu tarz diyetlerin kalıcı olma şansı yoktur. Bir miktar kilo verilmiş olsa da, bunlar ilk fırsatta geri alınır. Hatta kişi daha az veya eskisi kadar bile yese kilo almaya devam eder.

    Sağlıksız zayıflama diyetleri

    Bilinçsizce yapılan çok düşük kalorili sağlıksız zayıflama diyetleri; baş ağrısı, konsantrasyon bozukluğu, yorgunluk ve kalp ritminde bozukluk, tansiyon düşüklüğü, adet düzensizlikleri, kabızlık, kansızlık, ciltte kuruluk, saç dökülmesi gibi gibi pek çok sağlık sorunlarına neden olabiliyor.

    Obezite sorununa çözüm

    Günümüzde gittikçe yaygınlaşan obezite sorununun tedavisinde sadece diyet yapmak yeterli olmaz; az kalori almak ise çözüm olmaz. Vücut buna adapte olur ve böyle durumlarda vücut metabolizma hızını düşür ve daha az enerji harcamaya meyilli olur. Kısıtlayıcı bir diyet bırakıldığında daha hızlı bir kilo alımı başlar. Onun için yaşam tarzında, beslenme alışkanlıklarında değişiklik yapmak ve fiziksel aktivite programını yaşam boyu uygulamak gerekir.

    İlgili konular ;
    Karatay Diyeti Deneyimlerimiz – Canan Karatay
    Dukan Diyeti
    Anti Selülit Diyeti
    Atkins Diyeti
    Akdeniz Diyeti
    İsveç Diyeti
    Glisemik indeks Diyeti nedir?
    Hipotiroid Diyeti
    Bikini Diyeti
    Simit Diyeti, Simit Kaç Kalori
    Fast Food Diyeti Listesi

  • Bikini Diyeti Menü Listesi

    Bikini Diyeti Menü Listesi

    Günlük gıda planlamasına uygun beslenerek ve her gün 8-10 bardak su içerek ayda 4 kilo zayıflayabilirsiniz.

    GÜNLÜK GIDA PLANLAMASI

    1- Süt grubu: 3 porsiyon

    2- Et grubu: 1 porsiyon

    3- Sebze grubu: 3 porsiyon

    4- Meyve grubu: 4 porsiyon

    5- Ekmek / tahıl grubu: 8 porsiyon

    6- Yağ grubu: 3 porsiyon

    7- Şeker 1 porsiyon

    Uyanınca

    1 bardak oda sıcaklığında su içiniz.

    Kahvaltı: (07:00 / 09:00)

    1 su bardağı light süt

    4 çorba kaşığı yulaf ezmesi

    1 porsiyon meyve (3adet kuru kayısı)

    8 adet fındık

    1 tatlı kaşığı süzma bal

    Kuşluk (10:00 / 11:00)

    Söğüş domates, salatalık, yeşil sivri biber

    1 ince dilim kepek ekmeği

    1 porsiyon(30gr) light peynir

    Öğle (12:00 / 14:00)

    1 porsiyon (50 gr.) light kaşar rendeli,

    1 tatlı kaşığı zeytinyağı ilaveli sınırsız mevsim salatası

    2 su bardağı dolusu haşlanmış mantarlı kepekli pilav

    1 su bardağı dolusu (200 gr) light yoğurt

    İkindi (16:00 / 17:00)

    1 porsiyon mevsim salatası

    Akşam

    4 köfte büyüklüğünde (120 gr) yağsız etten

    hazırlanmış ızgara köfte, tavuk ya da balık

    1 tatlı kaşığı zeytinyağı ile hazırlanmış sınırsız mevsim salatası

    2 ince dilim kepek ekmeği

    1 su bardağı dolusu (200 gr) lignt yoğurt

    Gece

    2 porsiyon mevsim meyvesi (1 adet küçük boy elma, 1 su bardağı dolusu yeşil erik)

    Yatarken

    1 bardak oda sıcaklığında su içiniz.

    GÜNLÜK GIDA PLANLAMASI

    1- Süt grubu: 2 porsiyon

    2- Et grubu: 5 porsiyon

    3- Sebze grubu: 4 porsiyon

    4- Meyve grubu: 3 porsiyon

    5- Ekmek / tahıl grubu: 8 porsiyon

    6- Yağ grubu: 4 porsiyon

    7- Şeker 1 porsiyon

    Uyanınca

    1 bardak oda sıcaklığında su içiniz.

    1 porsiyon mevsim meyvesi ( 1 küçük su bardağı dolusu çilek)

    Kahvaltı: (07:00 / 09:00)

    2 ince dilim kepek ekmeği

    2 çorba kaşığı light labne peyniri ya da 1 çorba kaşığı light peynir grubu

    4 adet yağsız yeşil zeytin

    sögüş domates, salatalık, yeşil sivri biber

    1 tatlı kaşığı süzma bal ya da light reçel ya da pekmez

    Kuşluk (10:00 / 11:00)

    1 porsiyon mevsim meyvesi ( 1 küçük su bardağı yeşil erik)

    Öğle (12:00 / 14:00)

    3 porsiyon (90 gr) yağsız etten hazırlanmış ısgara et, köfte, tavuk ya da balık

    1 ince dilim kepek ekmeği

    1 tatlı kaşığı zeytinyağı ile hazırlanmış sınırsız mevsim salatası

    1 su bardağı dolusu (200 gr) diyet yoğurt

    İkindi (16:00 / 17:00)

    1 adet sokak simidi

    1 adet light karper peyniri

    Şekersiz limonlu açık çay

    Akşam (18:00 / 20:00)

    Az yağlı 4 yemek kaşığı zeytinyağlı sebze yemeği (1 kg sebzeye 4 tatlı kaşığı zeytinyağı konulacak)

    1 tatlı kaşığı zeytinyağı ile hazırlanmış sınırsız mevsim salatası

    1,5 su bardağı dolusu haşlanmış domates soslu kepekli makarna

    1 su bardağı dolusu (200 g) light yoğurt

    Gece (22:00)

    1 porsiyon mevsim meyvesi

    (1 ince dilim karpuz ya da kavun)

    8 adet fındık ya da 2 adet ceviz

    Yatarken

    1 bardak oda sıcaklığında su içiniz.

    Not: Günde 8-12 bardak su içiniz.

  • Bikini Diyeti 28 Günlük Özel Diyet

    Bikini Diyeti 28 Günlük Özel Diyet

    Kilo verip, selülitlerinizden kurtulmak için günde en fazla 50 gram karbonhidrat tüketmelisiniz! ‘Bikini Diyeti’ kitabının yazarı anlatıyor…

    28 günde yepyeni bir vücut işte ‘Bikini Diyeti’ kitabının yazarı Dr. Charles Clark’tan yaza hazırlık için öneriler…

    Geleneksel düşük kalorili diyetlerle kilo verebilirsiniz ama selülitleriniz kalçanızdan hiç gitmeyecek gibi görünür. İşte ‘Bikini Diyeti’ bunu başaracak ve selülitlerinizi saklamak gibi bir sorun yaşamadan bikini giyebileceksiniz. Dr. Charles Clark, Pegasus Yayınları’ndan çıkan ‘Bikini Diyeti’ adlı kitapta, diyetin başarı hızının kişinin fazla kilo miktarına bağlı olduğunu söylüyor: “Fakat ilk 2 haftada 2-3 kilo kaybetmeyi umabilirsiniz ve bu siz normal kilonuza ulaşıncaya kadar devam edecektir. Bu sürede lezzetli gıdalardan normal miktarda yiyeceksiniz ve asla aç kalmayacaksınız. Bu diyet gerçekten sizin yaşam tarzınız olacak ve hormonlarınız sizin için çalışmaya başlayacak. Doğru tavsiyelerle, herkes kolaylıkla ve zahmetsiz bir şekilde kilo verebilir. ‘Bikini Diyeti’ kilo verme ve kadınların selülitlerden kurtulmasına yönelik bir diyettir. Bu diyetin avantajlarından biri çok az kuralı olmasıdır! Düşük GI (Glisemik indeks) seviyesinde kaldıktan sonra neredeyse sınırsız olarak lezzetli gıdalar tüketebilirsiniz.

    GIDALARIN GI (Glisemik indeks) SEViYESi

    – Düşük dereceli
    – Hayvansal ürünler, dana, kuzu ve kümes hayvanları
    – Tüm balıklar ve kabuklu deniz ürünleri
    – Yumurta, peynir
    – Tüm yağlar, bunlar arasında zeytinyağı ve tereyağı vardır
    – Baharatlar
    – Sebzeler (domates ve havuç hariç)
    – Düşük kalorili içecekler
    – Kırmızı ve beyaz şarap
    – Çay
    – Tatlandırıcılar

    Orta dereceli
    – Meyveler (Muz, mango ve ananas hariç)
    – Süt ürünleri (Süt, yoğurt, krema)
    – Meyve suları
    – Bakliyatlar (Bezelye, fasulye, mercimek)
    – Kök sebzeler (Patates, yaban havucu)
    – Orta seviyeli beyaz şarap
    – Pirinç
    – Makarna

    Yüksek dereceli
    – Tüm hamur ürünleri (Pizza, krepler, ekmekler)
    – Tüm kekler, şekerlemeler, tatlılar ve bisküviler
    – Çikolata
    – Tüm pasta ve kekler
    – Unlu mamuller
    – Yasemin pirinci
    – Mısır gevrekleri (kahvaltılıklar dahil)
    – Bira, elma suyu, tatlı beyaz şarap, şampanya

    Başarılı Bir Diyetin Altın Kuralları

    Düşük GI seviyesi
    Bu diyetin en açık kuralı! GI (Glisemik İndeks) herhangi bir gıdanın kan şekeri seviyesine etkisinin ölçüsüdür. İşlenmiş karbonhid-ratları keserseniz, GI alımını azaltır, yağ-depolama hormonlarını kapatıp, yağ-yakıcı süreci açarsınız. Otomatik olarak kilo vermeye başlarsınız. Yağ yapan hormon olan insülin seviyenizi düşürmek bunun tek yoludur. Bunun için işlenmiş karbonhidratlardan uzak durun. Sebzelerdeki karbonhidratları sınırsızca tüketebilirsiniz. Patates ve havuç hariç!

    Zengin mönü
    Başarılı bir GI diyetinin mutlak anahtarıdır! Örneğin, kahvaltıda bir dilim tam tahıl ekmeğini yumurtaya bulayarak (17 gr karbonhidrat) tüketirseniz ve tütsülenmiş somon balığını yeşil salata ile birlikte (3 gr karbonhidrat) öğle yemeğinde yerseniz, akşam yemeğinde sevdiğiniz spagetti Bolonezi (20 gr karbonhidrat) yememeniz için hiçbir neden yoktur. Bunun arkasından çilek ve kremalı bir tatlı (10 gram karbonhidrat) yeseniz bile hâlâ 50 gramlık günlük karbonhidrat tüketimi sınırını aşmamış olursunuz. GI değerini koruyarak lezzetli yemeklerin keyfini sürebilirsiniz.

    Meyveler
    Bütün meyveler yararlıdır. Meyveler vitamin, mineral ve lif yüklüdür. Ayrıca çok fazla antioksidan içerirler. Ancak dikkatli olmalısınız çünkü bazı meyveler, diğerlerine göre daha yüksek şeker içerir ve bu nedenle yüksek bir GI alımına neden olur. Örneğin, bir muz 31 gram, bir elma yalnızca 10 gram karbonhidrat içerir. 100 gram çilek yediğinizde yalnızca 8 gram karbonhidrat almış olursunuz. Meyve sularına dikkat edin. Bunlar şeker içerikleri açısından çok büyük farklılıklar taşıyabilir.

    Düşük kalorili içecekler
    Özellikle gazlı içecekler şeker içeriği açısından yüksek değerlere sahiptir. Ambalajının üzerinde düşük-kalori (ve hatta düşük-şeker) ibaresi varsa onu diyetinize dahil edebilirsiniz. Ancak düşük kalorili içecekler bile bir miktar kafein içerir. Çok fazla kafein tüketmek sağlıklı değildir.

    Alkol
    Dikkat etmeniz gereken şey alkolün türü! Örneğin, bir büyük birada 30 gram karbonhidrat vardır. Oysa 120 ml kırmızı şarapta yalnızca 1 gram! Bir başka konu da, alkolün iştah açıcı olması ve kişinin yeme kontrolünü kaybederek fazla gıda alımına yol açmasıdır. Peki ne tür alkollerin alımına izin var? Kırmızı ve beyaz şarap en iyisidir. Daha tatlı şarapların tüketiminde dikkatli olun. Kilo verebilmek için günde en çok iki kadehle kendinizi sınırlayın ve mümkünse her gün içmeyin.

    İşlenmemiş Karbonhidratlar
    Sağlıklı ve sağlıksız karbonhidrat ayırımını nasıl yapabiliriz? Basitçe, sağlıklı karbonhidratlar işlenmemiş saf gıdalardır. Meyveler, sebzeler, bakliyatlar ve tam tahıllar bunlar arasındadır. Sağlıksız karbonhidratlar ise, beyaz ekmek, beyaz un, beyaz pirinç ve beyaz makarnadır. Ve tüm bunlar arasındaki en kötü karbonhidratlar, dönüştürülmüş yağlardır! Bunlar uygun olarak adlandırılan neredeyse tüm ürünlerde bulunur: kekler, pastalar, hamur işleri, ticari pizza, cipsler, bisküviler ve hemen hemen tüm fast food ürünleri (Burgerler, kebaplar ve kızarmış tavuk). Yukarıdaki bu basit kuralları aklınızda tutun. Bunları uyguladığınızda kalça ve basenlerinizden kolayca kilo verebilirsiniz.

    Dr. Charles Clark

    Kaynak : Bikini Diyeti

  • Bikini Diyeti

    Bikini Diyeti

    Bikini Diyeti ile kilo vermek, standart diyetlerden çok daha kolay. Dr. Charles Clark, Pegasus Yayınları’ndan çıkan ‘Bikini Diyeti’ adlı kitabında, kolay kilo vermenin sırlarını açıklıyor: “Bu sırlarla birlikte artık vücudunuzun şeklini ve yaşantınızı sonsuza dek değiştirecek bilgiye sahip olacaksınız. Bunlar kendini uzman olarak adlandıran çok sayıda kişinin sahip olmadığı beslenme ve sağlık bilgileridir. Artık yeni bir yaşam tarzına sahip olabilir ve kalıcı olacak şekilde kilo verebilirsiniz.”

    1- Doyurucu kahvaltı: Ekmek, reçel, mısır gevreği, süt ve şeker gibi yüksek GI değerine sahip kahvaltıdan uzak durun, çünkü onlar insülin salgılamanıza neden olur. Günde maksimum 1-2 dilim ekmek yiyin. Kahvaltı sofranızı yumurta (kaynatılmış, kızartılmış, omlet şeklinde) salam, jambon, peynir, mayonez, mantar, tütsülenmiş balık, yumurta, lezzetli ev yapımı meyve suları, krep, yulaf ezmesi ya da doğal yoğurtlu taze meyvelerle renklendirin.

    2-Öğle yemeği: Düşük GI (Glisemik İndeks) diyetine uygun öğle yemeği seçenekleri fazladır. Farklı insanların farklı yaşam stilleri vardır: Paket mönüler, al-götür öğle yemekleri, restoranda yemek ve bunun dışında evde yemek. GI diyetine uygun öğle yemeği seçeneklerini dizimizin ilerleyen bölümlerinde bulacaksınız.

    3- Ana yemekler: Daha doyurucu öğle yemekleri ya da akşam yemekleri neredeyse sonsuz sayıda olasılık sunar. Yemeklerinizi nişasta içeren gıdalar üzerine temellendirmeyin. Bunun yerine lezzetli soslarla tamamlanmış et, balık, kümes hayvanları ve sebzeler gibi besleyici gıdalar tercih edin.

    4- Güvenilir atıştırmalar: Öğünler arasında atıştırmak bu diyette, diğer diyetlere nazaran daha az sorun teşkil eder. Eğer bir şeyler atıştıracaksanız, ne yiyeceğiniz konusunda dikkatli olun. Bunun için en iyi yol fındıktır.

    Diğer atıştırmalıklar ise şöyle:

    – Günde birden fazla meyve (Fakat muz, ananas ya da mango değil.)
    – Yoğurt, şekersiz ve az yağlı
    – Taze sebzeler (dilimlenmiş havuç, kereviz, salatalık)
    – Şekersiz marmelat
    – Az yağlı ve şekersiz dondurma
    – Düşük GI değerine sahip fındık ya da çikolata bar.

    5- Alışveriş: Şu ürünleri her zaman evde bulundurun: Baharatlar, tat vermekle kalmaz, yoğun antioksidan özellikleriyle yaşamsal önem taşır. Sarmısak, bilinen en sağlıklı gıdalardandır, yüksek dereceli vitamin ve mineral deposudur. Taze sebzeler, özellikle biberler (kırmızı, yeşil ve sarı, çünkü onlar yüksek vitamin konsantrasyonuna sahiptir), havuç, brokoli ve yeşil soğan satın alın. Domates, likopen adlı güçlü bir antioksidan içerdiği için mümkün olduğunca fazla tüketmeye çalışın.

    6- Geniş bir mönü: Diyete uygun gıdaları bulmak kolaydır çünkü çok geniş bir gıda çeşitliliği içinden seçim yapabilirsiniz. Yasaklanmış gıdalarla uğraşmadan hemen hemen her gıdayı tüketebilirsiniz. Sınırlayacağınız tek şey bazı gıdaların miktarı olacak. Herhangi bir meyve ya da sebzeden günde 5 porsiyon tüketebilirsiniz.

    7- Vok tava: Eğer yağlarınızdan kurtulmayı ciddi olarak istiyorsanız, bir vok (derin tava) satın almalısınız. Besleyici gıdalarınızı hızlı ve tatları bozulmadan pişirmenizde bu gereç çok işinize yarayacak. Vok tavayla sonsuz sayıda farklı gıda ürünlerini birlikte pişirebilirsiniz.

    8- Egzersiz: Düzenli egzersiz, diyetinizi tamamlar. Yalnızca vücut hatlarınızı düzeltmek için değil, kendinizi daha iyi hissetmeniz için de önemlidir. Bir spor salonuna üye olup uzun saatler boyunca çalışmanız gerekmez. Evinizde de egzersiz yapabilirsiniz. Her gün sadece 5 dakika ayırarak kaslarınızı geliştirebilir, yağ tabakasının yok edebilir ve selülitlerinizden kurtulabilirsiniz. Eğer haftada 3 kez 15’er dakikalık yürüyüşlere çıkarsanız kalp sağlığınızı korursunuz. (Elbette tüm egzersiz programlarına başlamadan önce doktor onayı alınmalıdır.)

    9- Vücut ölçünüz: Diyete başlamadan önce vücut ölçülerinizi not edin. Bu diyette temel amaç, kilo vermekten daha çok vücut şeklinizdeki değişiklikler olacak. Nispeten hızlı bir şekilde kilo vereceksiniz fakat daha çok vücut hatlarınızda farklılaşmalar göreceksiniz. ‘Bikini Diyeti’ ile böyle sadece kilo vermekle kalmayacak, giysilerin içinde daha iyi görünecek ve bikininizi gururla giyeceksiniz.

    10- Her gün 4 bardak su: Kabızlık, bu diyette görülmez fakat eğer yeterince su almazsanız olabilir. Günde en az dört büyük bardak su için. Diyetinize uygun diğer içecekleri almayı da ihmal etmeyin.

    11- Çoklu vitaminler: Özellikle C vitamini takviyesi sizin kendinizi daha zinde hissetmenizi sağlayacaktır. Eğer portakal ya da limon tüketiyorsanız buna ihtiyacınız olmaz fakat siz yine de rutin bir şekilde vitamin kompleksleri alabilirsiniz.

    İşte listeniz;

    – Sızma zeytinyağı
    – Taze zencefil kökü
    – Peynirler
    – Ekşi kaymak
    – Mayonez
    – Yumurta
    – Taze et, kümes hayvanları ya da kuzu eti
    – Taze balık
    – Konserve ton balığı
    – Donmuş karides
    – Taze meyve (Özellikle portakal ve limon)
    – Çekilmemiş karabiber tanesi

  • Kan grubunuza göre diyet !

    Kan grubunuza göre diyet !

    Aşağıda yazılanlar koca bir yalandır ! Bu tür haberlere lütfen itibar etmeyin !

     

     

    İnsanlarda kan gruplarının Sağlık ve hastalıklarla ilişkileri üzerinde uzun yıllar yapılan çalışmalarda, kişilerin kan gruplarının, beslenmelerinde kilo vermelerine veya almalarına neden olduğu tespit edildi.

    Uzmanlar, beslenerek de zayıflamanın mümkün olduğunu, bunun için de kan grubuna göre diyet yapılmasını tavsiye ediyor.

    Uzmanlar, kan gruplarına göre yapılacak diyet hakkında şu bilgileri veriyor:

    0 Grubu Diyeti Nasıl Olmalı ?

    Diyet 0: 0 grubu diyetin başarılı olabilmesi için yağsız ve kimyasal Madde içermeyen (dondurulmamış) kırmızı et, beyaz et ve balık yemelisiniz. 0 grubundakiler süt ve sütlü besinlere, diğer gruplardakiler kadar kolay alışamazlar.

    Tahıl ürünleri, Ekmek ve taneli sebzeleri mümkün olduğu kadar az tüketirseniz kilo verebilirsiniz. Buğdayda bulunan gluten maddesi, 0 grubuna dahil kişilerin kilo vermelerini engeller. Bu nedenle Buğday Unundan yapılmış yiyeceklerden uzak durulması gerekiyor.

    0 kan grubundaki kişilerin metabolizmaları düşük hızda çalışıyor olabilir. Tiroid Hormonu üretmekten başka bir görevi olmayan iyodun yeterli miktarda olmaması, 0 grubundaki kişilerin yediklerini yakmalarını zorlaştırıyor.

    İşte bu nedenle 0 kan grubuna dahil olanların bol bol deniz ürünleri, iyotlu Tuz, karaciğer, kırmızı et, ıspanak ve brokoli ile beslenmeleri öneriliyor.

    Süt ve Yumurta Yok

    0 grubuna dahil kişilerin midelerindeki Asit miktarı yüksek olduğu için eti kolayca sindirirler . Fakat midenizde fazla asitlenme olmasını önlemek için et Proteini tüketimini, sebze ve meyve yiyerek dengelemelisiniz.

    0 grubuna dahil olanlar, süt ürünlerinden ve yumurtadan uzak durmalılar. Onların metabolizmaları ağır çalışır ve sütlü besinlerin de metabolizmayı yavaşlattığı biliniyor. Süt ve sütlü besinler, vücudun kalsiyum ihtiyacını giderirler. Vücudunuzda kalsiyum eksikliği olmaması için çeşitli haplarla kalsiyum ihtiyacınızı gidermelisiniz.

    0 kan grubuna dahil olanlar için Sıvı yağlar tavsiye ediliyor. Sıvı yağlar, özellikle zeytinyağı önemli bir besin kaynağıdır. Mono doymamış yağları, özellikle zeytinyağını tercih ederseniz, kalp ve damar sağlığını da korumuş olursunuz. Bu yağın kandaki kolesterol miktarını da azalttığı biliniyor.

    A Grubu Diyeti Nasıl Olmalı ?

    Diyet A: Günümüzde giderek yaygınlaşan ˊayaküstü atıştırmaˊ uygulamasının A grubuna dahil kişiler için yararlı bir beslenme şekli olmadığı kesin. Aslında bu tür beslenme alışkanlığı herkes için sakıncalı ama özellikle A grubu insanının böyle uygulamalardan kaçınması gerek. Bu alışkanlıktan vazgeçip soya proteinleri ve tahıl ürünleri ve sebzelere ağırlık vermeliler. A grubuna dahil olanlar olanakları elverdiğince doğal besinlerle beslenmeli.

    A grubu için hazırlanan diyeti uygulamak kilo vermeyi sağlar. Metabolizma açısından A grubu, 0 grubunun tam tersidir. A grubundaki kişiler kırmızı et yedikleri zaman ağırlık hissederler, enerji kaybına uğrarlar. Ama proteinli besinler ve sebzeler bu kişilere enerji verir, daha Canlı olmalarını sağlar. 0 grubundakiler için et, vücuda enerji veren bir yakıttır. A grubundakiler ise eti yağ olarak vücutlarında depolarlar. A grubundakilerde mide asidi miktarı çok azdır.

    A grubundakilerin sütlü besinleri sindirmeleri de zor olur. Bunlar ensülin reaksiyonunu artırdıkları için metabolizmada yavaşlama görülür. Dahası sütlü besinlerde doymuş yağ oranı çok yüksektir. Bu özellik de şişmanlığa ve diyabet hastalığına zemin hazırlar. Bu nedenle A grubundakiler sütlü besinleri yemek listelerine dahil etmemeliler.

    A grubundakiler, sağlıklı bir şekilde kilo verebilmek için Mümkün olduğu kadar az et tüketsin. Et yerine haftada iki üç kez balık yiyin. Et yediğiniz zaman yağsız olmasına dikkat edin. Balık yerine tavuk eti de yiyebilirsiniz. Et yemekleri haşlama ya da fırında pişirilsin. Salam, sosis ve kavurma gibi türlerden uzak durulmalı.

    A grubundakiler aşırıya kaçmamak koşuluyla haftada üç dört kez deniz ürünleriyle beslenebilirler. Fırında pişirilmiş, ızgara ya da haşlanmış deniz ürünleri zarar vermez.

    Öncelikle Meyve ve Sebze

    A grubu için hazırlanan diyetlerde, sebzeler birinci sırada yer alıyor. Vücudun Mineral, Enzim ve antioksidan ihtiyacının giderilmesi için sebze çeşitlerine ağırlık verilmeli. Sebzelerin mümkün olduğunca doğal durumda olmalarına özen gösterilmeli (çiğ ya da buharda pişirilmiş.) A grubundakilerin sebze ağırlıklı yemek listelerinde biber, Domates, patates ve Lahana yer almamalı.

    A grubundakiler için çok yararlı olan sebzeler arasında havuç, balkabağı, ve ıspanağı sayabiliriz.

    Sarmısak sofradan hiç eksik edilmemeli. Doğal bir Antibiyotik olan sarmısak, aynı zamanda bağışıklık sistemini güçlendirir, kan için de yararlıdır. Sarmısak her kan grubu için yararlıdır, fakat en fazla yarar sağlayan kan grubu Aˊdır.

    Günde üç öğün meyve yenmeli. Erik ve vişne gibi meyveler yenilmeli. Tropikal bölgelerde yetiştirilen meyvelerin hiçbiri A grubuna dahil olan kişilere tavsiye edilmiyor. Narenciye türü meyveler de A grubu için zararlı olabilir.

    B Grubu Diyeti Nasıl Olmalı ?

    Diyet B: B Grubundakiler, kendileri için uygun olan beslenme düzenini eksiksiz uyguladıkları takdirde uzun ve sağlıklı bir ömür sürdürebilirler. B Grubunun diyeti değişik türlerde yiyecekleri kapsar. Hayvansal gıdalarla sebzeler arasında tam bir denge kurulur. B grubu, A ile 0 grupları arasında denge kurar. B grubundakiler için mısır, Buğday, Mercimek, fındık ve susam kilo aldıran besinlerdir. Bu yiyecekler, kişilerde yorgunluk, vücudun Su tutması ve kan şekerinde düşüklük gibi sorunlar yaratır.

    Özellikle yemeklerden sonra kan şekerinin düşmesinden yakınanlar, azar azar ve çok sık beslenmeleri gerektiğine hükmederler. Oysa önemli olan öğünlerin sıklığı değil seçilen yiyeceklerdir. B grubundakilerde kan şekerinin düşmesi sık görülen bir olaydır. Saydığımız yiyeceklerden uzak durulması, bu sorunun B grubundakiler için bir tehlike olmaktan çıkmasını sağlayabilir.

    Kolay Kilo Verirler

    Kısa aralarla yemek yemeyi alışkanlık haline getirenler, çok kısa bir süre sonra sık sık acıkmaya başlarlar. Kilo vermeye çalışanlar için bu hiç de olumlu bir gelişme değil. edikleri zaman ağırlık hiKan grubu B olanların kilo vermekte pek de zorlanmadıkları biliniyor. 0 grubundakiler tiroid problemleri yüzünden kilo vermekte zorlanırlar. oysa B grubundakilerin böyle bir sorunları yoktur.

    Aşırıya kaçmamak koşuluyla sütlü besinlerden de yararlanabilirler. B grubundakilerin vücut sistemlerinde stres yorgunluk ve kırmızı et arasında bir bağ olduğu belirtiliyor. B grubundaki atalarınız, kırmızı et yerine değişik et türlerini tercih etmişlerdi. Eğer bağışıklık sisteminizde sorun varsa, kuzu eti ya da tavşan eti yememelisiniz. Dana ve hindi etini tercih etmelisiniz.

    B grubuna dahil olanlar piliç etinden uzak durmalıdırlar. Günümüzde böyle bir uygulamayı kabullenmek gerçekten çok zor. Tavuk eti yerine hindi eti tercih edilmeli. Çünkü piliç etinde bulunan bazı maddeler, B grubuna zarar verir.

    Derin denizlerde yaşayan balıklar da B grubu için yararlıdır. Fakat ıstakoz, karides, kalamar ve midye gibi deniz ürünlerinden uzak durulmalı.

    Kan grupları arasında sütlü besinlerden yarar sağlayan tek grup Bˊdir. Sütlü besinlere tepki gösteriyorsanız, soya ürünleriyle sütlü besin ihtiyacınızı giderebilirsiniz.

    Sindirim sisteminizin düzenli çalışabilmesi için zeytinyağını mutfağınızdan eksik etmemelisiniz. Gün aşırı bir yemek kaşığı zeytinyağı tüketmelisiniz. Susam yağı, ayçiçek yağı, mısırözü yağı B grubundakilerin sindirim sistemi için zararlıdır.

    Sebzelerin hemen hepsi B grubu için yararlıdır. Günde dört beş öğün haşlanmış sebze yiyebilirsiniz. B grubunun uzak durması gereken sebzelerin sayısı çok azdır. Domatesten uzak durulmalı. Zeytinyağı çok yararlı olduğu halde, tane Zeytin sindirim sistemine zarar verebilir. Ama diğer kan gruplarına kıyasla çok daha zengin bir sebze çeşidinden yararlanabilirsiniz. Yeşil yapraklı sebzeler sizin için bire birdir. Ayrıca patates, Lahana, ve mantarı da çekinmeden yiyebilirsiniz.

    AB Grubu Diyeti Nasıl Olmalı ?

    Diyet AB: AB grubundaysanız, yiyeceklerinizi seçerken çok dikkatli davranmalısınız. A ve B gruplarının beslenme düzenlerini dikkatle incelemek gerekir. A ve B gruplarına uygun olmayan yiyeceklerin çoğu AB grubu için de sakıncalıdır. Ancak diğer kan gruplarına tavsiye edilmeyen Domates AB grubundakilere öneriliyor.

    Kilo alma konusunda AB grubundakiler A ve B gruplarındaki genlerin özelliklerini taşıyabilirler. Bu da zaman zaman problem yaratır. Örneğin A grubundakiler gibi mide asidinizin miktarı az olabilir. B grubundakiler gibi et yemeye kalkıştığınız zaman sindirim sorunuyla karşılaşırsınız. Yediğiniz et, vücudunuzda yağ olarak depolanabilir. Eğer kilo vermekistiyorsanız, et yemekten kaçınmalısınız. Et yerken de yanında mutlaka sebze bulundurmalısınız ve de etin miktarının çok az olmasına dikkat etmelisiniz. Deniz ürünleri, süt ürünleri ve taze sebze kilo vermenize yardımcı olur

    Çok fazla hayvansal Protein almanız sindirim sisteminizi zorlar. Tıpkı A grubundakilerde olduğu gibi sizin de mide asidiniz yeterli değildir. İşte bu yüzden azar azar ve sık sık yemek yemelisiniz. Kuzu, koyun, tavşan ve hindi eti yiyebilirsiniz. Dana ve sığır etlerinden uzak durmalısınız. Tavuk ve piliç eti yerine hindi etini tercih etmelisiniz.

    Sütlü besinler konusunda, B grubundakilerin alışkanlıklarına ağırlık verebilirsiniz. yoğurt, Kefir ve yağı alınmış krema sizin için uy edikleri zaman ağırlık higundur. Yumurta yerken iki yumurta beyazı ile bir yumurta sarısı yerseniz, kolesterolünüzün artmasını önlersiniz buna karşılık vücudunuzun protein ihtiyacını gidermiş olursunuz.

    A GRUBU KAN

    Faydalı olan yiyecekler.

    – Balık
    – Zeytinyağı
    – Yer fıstığı, ceviz, kabak çekirdeği, badem, hardal (sirkesiz), kedi otu, ginseng, kuşburnu, papatya, kahve, yeşil çay, keten tohumu, kimyon, kekik, biberiye,
    – Börülce fasulye, her türlü mercimek, soya ve ürünleri (doğal, genetiği değiştirilmemiş), çavdar ürünleri ve ekmeği, yulaf ürünleri ve ekmeği, karabuğday ürünleri ve ekmeği, eski tip buğday ürünleri ve ekmeği (amarant veya eski turk buğday)
    – Enginar, karalâhana, marul, havuç, kabak, pırasa, ıspanak, pazı, beyaz lahana, brokoli, yer elması, sarımsak, soğan, kereviz, maydanoz ve bütün yeşil yapraklı sebzeler
    – Kayısı, dut, incir, üzüm, kiraz, vişne, erik, greyfurt, limon, mürdüm eriği, zencefil, pekmez, aloe vera,
    – Magnezyum sülfat (İngiliz tuzu).

    Zararlı olan yiyecekler:

    – Her et (tavuk ve hindi hariç); karışık et (salam, sucuk, sosis gibi); deniz hayvanları (kerevit, kalamar v. b. ) ve havyar
    – Süt, dondurma, tereyağı; herhangi sıvı veya katı yağ (balık yağı, inek iç yağı, zeytinyağı ve keten yağı hariç), piyasa (boyanmış ve beyaz sirke veya limon asidi ile karıştırılmış) zeytinler
    – Kavrulmuş ve bekletilmiş kuru yemiş, buğday tip 405–550
    – Patates, biberler, pul biber, domates salçası
    – Portakal ve suyu
    – Soda, gazoz, şarap sirkesi, früktoz, glikoz, tatlandırıcı, sakız, jelâtin, bayat yiyecekler, hazır yiyecek ve içecekler, mide ve bağırsaklarda gaz oluşturan her yiyecek.

    Yenebilenler:

    – Tavuk ve hindi eti, taze yumurta
    – Yoğurt, kefir, koyun keçi peyniri ve sütü, beyaz peynir, salamura peynir, eski kaşar, tulum peyniri, mozarella
    – Kestane, badem, susam ve ürünleri, pirinç ve ürünleri, mısır ve çeşitleri, arpa çeşitleri, barbunya, nohut
    – Turp, kırmızı pancar ve “Zararlılara girmeyen meyve, sebze ve yiyecekler.

    Dikkat!

    – Kırmızı et, süt, soda, gazoz ve tüm karbondioksit içeren içecekler;

    – Transgenik tatlandırıcı, aroma, boya, nişasta, glikoz, früktoz; süt tozu,

    – Yumurta tozu, yağlı ve koruyucu kimyasallar içeren hazır içecek ve yiyecekler

    – Hazım yetersizliğine veya tam hazımsızlığa neden olabilirler. Bunlardan uzak durun!

    – Kabız olmamaya dikkat edin! Sıhhatli olmak isteyen büyük abdesti gelmeden yemek yemeye oturmamalıdır. (karpuz, incir, greyfurt, üzüm gibi bağırsakları rahatlatıcı meyveler ve yeşil yapraklı sebze hariç) Bu kaideye ömür boyu riayet edilmelidir.

    Kabızlık varsa: Aynı miktarda sinameki ve pelin otu öğütülüp 1/4 veya 1/2 çay kaşığı her yemekten sonra su ile veya 1 çorba kaşığı öğütülmüş civanperçemi ve 1 tatlı kaşığı öğütülmüş sinameki karıştırılıp her sabah 1 tatlı kaşığı su veya bal şurubu ile içilirse bu iyi gelir.

    – Zencefil, kekik, mercan köşk, hardal, körri, çemen ve biberiyeyi sırayla devamlı kullanmak lazım. Onlar mide ve bağırsakları kuvvetlendirir, sindirimi kolaylaştırır, iltihaplanma surecini durdurur.

    – Karabiber, fülfül, pul biber ve sirkeyi ilaç olarak kullanabilirsiniz. Eti azaltın! Proteinlerden haftada: 1-2 defa hindi veya tavuk eti, 1-2-3 defa balık, 1-2 defa taze yumurta, 1-2 defa peynir, hemen hemen her gün kefir ve yoğurt (ev yoğurdu!), 2- 3 defa (her gün de olabilir) yeşil veya kırmızı mercimek olsun.

    – Yumurtayı sadece taze olarak 1-3 günlük (en fazla 7- 9 günlük) yiyebilirsiniz. 10 günlük ve daha eski yumurta veya 5 dakikadan fazla kaynatılmış yumurta zehirlidir, alerjendir. Yumurta tozu ve süt tozu da sizin için alerjendir. Bu ikisini içeren ürünleri ağzınıza bile almayın! Süt ürünlerini balık ile ve et ile birlikte yemeyin; karışık et (sosis, sucuk, salam gibi); nohut, mercimek, fasulyeyi yoğurt ile yemeyiniz! Hazım bozulmasına, vücutta zehirli kalıntılar oluşmasına, alerji ve karaciğer hastalıklarına yol açar! Sarımsak yutmaya kendinizi alıştırın! İlk önce 3 diş, sonra 21 dişe kadar çoğaltın. Böylece yılda 1 defa 21 günlükten sarımsak kürleri yapın! İmkân var ise, bu 21 günlük kürlerde 10 gün her akşam bir baş sarımsak dövülür, 1 tatlı kaşık öğütülmüş çörekotu, 1 çay kaşık ısırgan otu tohumu ve 1/4 çay kaşığı hardal bal ile karıştırılır ve yenir (aç karnına). Ama 1- 3 diş her akşam yutmaya hiç bırakmadan devam edin. Sarımsak (ve karışımı) kansere, alerjiye, ağır enfeksiyonlara ve genetik mutasyonlara karşı vücudun direncini artırır. Yeşil sebzeyi çoğaltınız! Sizin durumunuzda havuç, çiğ ıspanak, hindiba, kereviz, maydanoz, semizotu, soğan, yeşillik, brokoli, kısaca “Faydalı olan” herhangi istediğiniz sebze – limon suyu ve zeytinyağı eklenerek -salata şeklinde her gün yemek lazım.

    – Havuç ve havuç suyunu, zencefil ve zencefil suyunu, hindiba ve suyunu, ısırgan ve suyunu, kereviz ve suyunu tüm hastalıklara karşı ilaç alarak kullanın! Bunlar mide, bağırsak ve karaciğer enzimlerini çoğaltıcı ve hazmı düzelticidir. Karpuz mevsiminde – karpuzu, enginar mevsiminde – enginarı, tüm hastalıklara karşı büyük nimet olarak görün! Enginarı kabukla pişirin, suyunu için ve içini yiyin. Karpuzu çekirdekleri ile yiyin ve 1- 2 çay bardak sıkılmış kabuğun suyunu için. Onlar karaciğer ve böbreklerinizi temizler, kuvvetlendirir ve temiz tutar; böbreklerin taşlarını eritir ve düşürür, B1, pantetin, B6, B12 vitaminlerinin kaynağı çimlenmiş buğday veya arpa veya yulaf veya çavdar yılda bir defa 30 – 40 günlük kür olarak kullanın. Sizin için zararlı olan siyah çay yerine, faydalı olan yeşil çayı veya bitkisel çayları içiniz!

    – “Faydalı” olarak belirtilmiş yiyecekler, sizin için en kuvvetli ilaçlardır. Sebze ve meyvenin genetiğinin değiştirilmemiş olmasına dikkat ediniz.

    – Hazır yiyecek ve içecekleri, parfümleri evinize almayın! Onlar genetiği değiştirilmiş ürünleri içerir. Alerjilere, bugüne kadar bilinmeyen hastalıklara yol açarlar.

    – Temizlik maddeleri ve deterjanları kullanmayın!

    – Deterjanların tümü GMO aromalar içerir ve GMO bazlı yağlardan üretilir.

    B GRUBU KAN

    Faydalı olan yiyecekler :

    – Koyun, kuzu, keçi, hindi, tavşan ve yabani et, alabalık, sardalye, kırmızı levrek, mezgit, morina, havyar, bey balığı, taze yumurta,Yoğurt, doğal süt, beyaz peynir, kaşar peyniri, mozarella, koyun ve keçi sütü ve peyniri, Zeytinyağı, ceviz
    – İnci fasulye, yulaf ve çeşitleri, pirinç ve çeşitleri, doğal buğday ve çeşitleri, horozibiği, yulaf ve ürünleri
    – Patlıcan, kereviz, kırmızı pancar, havuç, her çeşit lahana, karnıbahar, patates, her türlü biber, pul biber, karahindiba, maydanoz
    – Erik, karpuz, muz, üzüm, incir, vişne, kiraz, frenküzümü
    – Körri, reyhan (fesleğen), yeşil çay.

    Zararlı olan yiyecekler:

    – Deniz hayvanları (kabuklu ve kabuksuz), tavuk ve kaz eti,
    – Dondurma, sakız
    – Her türlü mercimek, nohut, rafine olmuş sıvı yağlar (zeytin ve keten yağı hariç)
    – Kavrulmuş ve bekletilmiş kuru yemiş, yer fıstığı, susam ve ürünleri, mısır ve ürünleri, çavdar ve ürünleri, karabuğday ve ürünleri
    – Enginar, piyasadaki yeşil ve siyah zeytinler, domates salçası
    – Aloe vera, Hindistan cevizi,
    – Karabiber, beyaz biber, tarçın,
    – Jelâtin, glikoz, früktoz, mısır şurubu ve nişastası, tatlandırıcı, bayat yiyecekler, hazır yiyecek ve içecekler, mide ve bağırsaklarda gaz oluşturan her yiyecek.

    Yenebilenler:

    – Her et (tavuk ve kaz hariç), tereyağı, ara sıra kaymak
    – Barbunya, beyaz fasulye, yeşil fasulye, mantar, kabak
    – Kestane, badem, keten tohumu, sinameki (yaprak olarak), kekik, kimyon, keçiboynuzu, nane, anason, çay, kahve, şeker,
    – ‘Zararlılar’a girmeyen her meyve ve sebze bal ve sirke

    AB GRUBU

    Faydalı olan yiyecekler :

    – Koyun ve hindi eti, kırmızı levrek, sardin, morina, bey balığı, makrel ve ton balığı, taze yumurta,
    – Yoğurt, beyaz peynir, eski kaşar, keçi ve koyun sütü ve peyniri,
    – Karabuğday ürünleri ve ekmeği, yulaf ürünleri ve ekmeği, pirinç ürünleri ve ekmeği, yumuşak buğday (eski turk buğdayı) ürünleri ve ekmeği,
    – Zeytinyağı ve ceviz yağı, ceviz, yerfıstığı, zencefil, ginseng, kuşburnu, papatya, körri, yeşil çay, kimyon, keten tohumu
    – Yeşil mercimek, salatalık, karnabahar, beyaz lahana, patlıcan, kırmızı pancar, semizotu, çiğ ıspanak, karalâhana, marul, havuç, pazı, brokoli, , sarımsak, soğan, kereviz, deniz lahanası (laminarya), maydanoz ve her türlü yeşil yapraklı sebze
    – İncir, üzüm, kiraz, vişne, erik, greyfurt, limon, mürdüm eriği, karpuz, kivi, ananas, yerelması, pekmez, magnezyum sülfat (İngiliz tuzu)

    Zararlı olan yiyecekler:

    – Tavuk ve her et (koyun ve hindi hariç), deniz hayvanları
    – Mısır ve ürünleri, çavdar ekmeği, buğday tip 405–550 (durra) ve ürünleri, susam ve ürünleri, kavrulmuş ve bekletilmiş kuru yemiş
    – Börülce fasulye, ayçiçeği çekirdekleri, pul biber ve her biber, kara ve beyaz biber, domates salçası, şarap sirkesi, enginar, turp, piyasa zeytinler, her türlü sıvı yağ ve katı yağ (zeytinyağı ve ceviz yağı hariç),
    – Siyah çay, kahve, Portakal ve suyu, nar ve suyu, muz, avokado, aloe vera, anason, Hindistan cevizi
    – Tereyağı, dondurma, süt, Jelâtin, bayat yiyecekler, hazır yiyecek ve içecekler, früktoz, glikoz, mide ve bağırsaklarda gaz oluşturan her yiyecek

    Yenebilenler:

    – Arpa ekmeği, keten tohumu, kekik, nane, arpa ve ürünleri, Antep fıstığı, badem
    – Kırmızı mercimek, beyaz fasulye, barbunya, pırasa, domates
    – Kayısı, dut, kavun ve “Zararlılara girmeyen yiyecekler, meyve ve sebze

    0 GRUBU KAN

    Faydalı olan yiyecekler :
    – Kırmızı et: dana, sığır, koyun, yabani (yağlı olabilir), balık,
    – Zeytinyağı, keten yağı, ceviz, ceviz yağı,
    – Kavrulmamış kabak çekirdeği, enginar, lahana, brokoli, hindiba, marul, çiğ ıspanak, roka, maydanoz, her türlü yeşil yapraklı sebze, pazı, turp (bilhassa karaturp), kırmızı pancar, kabak, bal kabak, soğan, sarımsak,
    – Zencefil, safran, kırmızı pul biber, keçiboynuzu (tohum ile beraber) körri (zerdeçal), kimyon, kuşburnu, mercanköşk, ıhlamur, keten tohumu,
    – İncir, üzüm (bilhassa kara üzüm), erik, mürdüm erik, kiraz, vişne, greyfurt ve suyu, karadut, karpuz, mango, bal (gerçek), soda (maden su), yeşil çay,

    Zararlı olan yiyecekler:

    – Karışık et (salam, sucuk, sosis gibi); süt ve ürünleri (“Yenebilenler” hariç)
    – Buğday ve ürünleri (bilhassa tip 405–550), mısır ve ürünleri
    – Rafine olmuş sıvı yağlar (zeytin ve keten yağı hariç), piyasa zeytinleri, hazır turşular
    – Dondurma, kavrulmuş ve bekletilmiş kuru yemiş, yerfıstığı, kahve, siyah çay, buğday ve mısır nişastası
    – Portakal, aloe vera,
    – Karnabahar, ketçap, domates salçası, şarap sirkesi, bayat yiyecekler, hazır yiyecek ve içecekler, tatlandırıcı, , glikoz, früktoz, mide ve bağırsaklarda gaz oluşturan her yiyecek.

    Yenebilenler:

    – Tavuk, hindi ve yabani kuş eti, taze yumurta,
    – Tereyağı, ara sıra kaymak, kefir, yoğurt, beyaz peynir, eski kaşar, tulum peyniri, koyun ve keçi peyniri, (peynirler haftada 1–3 defa olabilir)
    – Susam ve ürünleri, kestane, fındık, badem ve badem yağı, çam fıstığı,
    – Her çeşit lahana (bağırsaklarda gaz yapan hariç), börülce, barbunya, beyaz semiz fasulye, yeşil fasulye, patlıcan, kereviz, her meyve ve sebze (yasaklanmış olanlar hariç), doğal zeytin
    – Nohut, pirinç ve ürünleri, karabuğday ve çeşitleri, çavdar ve çeşitleri, nişasta buğday (eski turk buğdayı) çeşitleri ve “Zararlılar”a girmeyen yiyecekler.
    – Kabızlık varsa, aynı miktarda sinameki ve pelin otu öğütülüp yemekten sonra günde 1 çay kaşığı içmek iyi gelir. Sıhhatli olmak isteyen biri büyük abdesti gelmeden yemek yemeye (karpuz, incir, greyfurt, hurma, üzüm gibi bağırsakları rahatlatıcı meyveler ve yeşil yapraklı sebze hariç) oturmamalıdır. Bu kaideye ömür boyu riayet edilmelidir
    – Zencefil, kekik, biberiyeyi kullan! Onlar antioksidan olduğu için, mide ve bağırsakların mikroplarını normalleştirir, sindirimi kuvvetlendirir, iltihaplanma sürecini durdurur, gastrit ve ülseri iyileştirir.
    – Her gün meyve ye! Kışta kuru meyveyi (doğal bir şekilde kurutulmuş) ve cevizi tercih et! Kuru meyveyi su ile ıslat, kaynatma! Meyve mutlaka yemekten ayrı olarak veyahut ta yemekten önce yenmelidir. Buna mukabil sebze, yemek ile beraber tükenebileceği gibi yemekten sonra da yenmesinde bir sakınca yoktur. Unutulmaması gereken bir konu da şudur: yemekten sonra yenilen meyve hazım olamadan mayalanır, ispirto, sirke asidi, gaz oluşturarak, çeşit-çeşit hastalıklara ve ayrıca siroz hastalığına ve kan şekerinin yükselmesine sebep olur.
    – Meyve ve sebze kabuğu soyulmadan birkaç çekirdeğiyle yenilmelidir. Katı meyve ve sebzeler sıkılırken de mutlaka kabuğu ile sıkılmalıdır. Birkaç farklı çeşit meyve de birbiri ile karıştırılarak tüketilmemelidir. Ancak aynı cinsten olanlar (greyfurt ile limon yada vişne ile kiraz gibi), birlikte yenilebilir. Yalnız mevsiminde yenen meyve ve sebzeler hastalıkları iyileştirici özelliklere sahiptir, mevsiminin dışında üretilenler değil. Meyve ve sebzenin en iyisi en taze olanı ve en yakın bahçe veya tarladan gelenidir.
    – Her gün1–3 dişe kadar sarımsak ye ve yut!Kuru soğanı ye veya soğan suyunu her gün 5Ogr’dan 1-2 defa iç! İdrar, balgam ve safrayı söktürür, iltihabı kurutur, zararlı mikropları ve kurtları öldürür, kan şekeri ve alerjik tepkileri kontrol altında tutmaya çalışır.
    – Sebze suyunumeyve suyuna tercih et. Sebze suyu: kara turp suyu (günde 100gr. , bal ile yudum-yudum içilir), lahana suyu, ıspanak suyu, semiz otu suyu -karaciğer, dalak, böbrek ve mideyi rahatlatır, iltihabı kurutur, mide asidini azaltır, yaraları kapatır, kan şekerini normalleştirir.
    – Yabani semizotu, hindiba, ısırgan otu, domuz dikenive benzerlerini her gün yemeye gayret ediniz (bilhassa ilkbaharda)! Enginar mevsiminde enginara önem veriniz! Onu kabukla beraber pişirin, suyunu için ve içini yiyin. Karpuz mevsiminde karpuzu çekirdekleri ile yiyin ve 1- 2 çay bardağı sıkılmış kabuğun suyunu için. Onlar karaciğer ve böbreklerinizi temizler, kuvvetlendirir ve temiz tutar; böbreklerin taşlarını eritir ve düşürür, Sebze ve meyvelerin genetiği değiştirilmemişolmasına dikkat edin! Haftada 3–5 defa et ve 1-2 defa balık, yeşil sebze ile yenebilir. Onlar mideyi rahatlatır, bağışıklık sistemini kuvvetlendirip, metabolizmayı normalleştirir ve hastalıkları kökten kaldırır.
    – Yumurtayısadece taze olarak (1–3–7 günlük) yiyebilirsin. 10 günlük ve daha eski yumurta veya 5 dakikadan fazla kaynatılmış yumurta, yumurta tozu senin için zehirdir. Misvak kullanımınaönem ver. Misvakı su ile değil, tükürük ile ıslat ve dişlerinle fırçayı aç. Her kullanımdan sonra, fırçayı kes. Çok sıcak yemeği yeme ve sıcak suiçme! Çay içerken de biraz soğut sonra iç. Siyah çay, kahve içme!Onlar mide asidi ve safrayı çoğaltıcıdır, kandaki kalsiyumu kirece indirerek, atar damarları daraltır. Siyah çay ve kahve yerine, faydalı olan yeşilçayı iç.
    – Buğday (genetik değiştirilmiş, 405–550 tipi ve genetiği değiştirilmiş ekmek mayası) ürünlerisizin için şiddetli metabolizma bozukluklarına ve tüm hastalıklara en büyük Sebeplerden biri oldu. Onlardan daima uzak durun! Sonuna kadar hazım olunmamış mısır ve buğday kalıntılarıdamarlarda -tıkanıklar, diş, diş etlerinde, eklem ve kaslarda – iltihaplanma ve ağrı oluşturur. Süt ürünlerini balık ve et ile nohut ve fasulyeyi yoğurt ileyeme! Bunlar hazmın bozulmasına, vücutta zehirli kalıntılar oluşmasına, alerji ve karaciğer hastalıklarının başlamasına yol açar!
    – Seni hastalıklara batıran proteinler: eski yumurta ve yumurta tozu proteinleri, buğday, mısır proteinleri (bilhassa genetiği değiştirilmiş olanı), süt, süt ürünleri ve süt tozu proteinleri.
    – Karaciğer temizlemeden önce süt ve ürünlerini yeme! Onlar safra kesesi, böbrek ve mesanede taş, eklem ve kaslarda kireç oluşmasına sebep olur. Önce sıhhatini düzelt, sonra süt ürünleriyemeye başlayabilirsin.
    – Hazır, katkılı yiyecek ve içecekleri, parfümüevine alma! Onlar genetiği değiştirilmiş ürünleri içerir. Alerjilere, bugüne kadar bilinmeyen hastalıklara yol açarlar.
    – Temizleyici madde ve deterjanları(bilhassa klorlu ve asitli) kullanma!
    – Ev temizliğinde kullanılan deterjanlar, beyin damarlarını, akciğerde bronşları ve alveolleri eriterek şişirir ve yıpratır, kana karışarak ağır hastalıklara sebep olur.