Etiket: diyet çeşitleri

  • Popüler Diyet Çeşitleri

    Popüler Diyet Çeşitleri

    Etkili sonuç alınan ve hızlı zayıflama sağlayan en popüler diyet çeşitlerini sunuyoruz. Genel sağlık durumu, fiziksel yapı özellikleri, boy ve kilo oranına göre diyet seçimini belirleyebilir, uzman diyetisyen kontrolünde uygulayabilirsiniz.

    Popüler Diyet Çeşitleri

    • Atkins Diyeti

    Vücuttaki insülin seviyesini, düşük karbonhidratlı beslenme sistemiyle kontrol eden bir diyet türüdür. Protein ve yağ ağırlıklı bir diyettir. Karbonhidrat alımı azaltıldığı için sağlık riskleri oluşturabilir.

    Atkins Diyeti Deneyimlerimiz Tıklayın !

    • Zone Diyeti

    Dengeli beslenme sistemine dayanan bir diyettir. Bu diyette; %40 karbonhidrat, %30 protein, %30 yağlar ile alınan kalori sistemi kullanılır. Sağlıklı karbonhidratlar artırılarak, insülin kontrolü sağlanan Zone diyeti oldukça popülerdir.

    Popüler Diyet Çeşitleri | 1

    Zone Diyeti İçin Tıklayın !

    • Ketojenik Diyet

    Epilepsi hastalığının tedavisinde kullanılan bir diyet türüdür. Karbonhidrat azaltılarak, yağ alımını arttırılır. Bu diyette yağlar, enerji olarak kullanılır. Sağlıklı yağların alımı sınırsız şekilde sağlanır.

    Ketone adı verilen enerji kaynakları oluşarak, yağ hücrelerinin parçalanması sağlanır. Ketosis adı verilen aşamada, ketonlar bedenin enerji ihtiyacını karşılar. Ketojenik diyet; Tip 1 diyabet hastalarında ketoacidosis durumunun oluşmasıyla koma veya ölüme neden olabilir.

    Ketojenik Diyet Deneyimlerimiz İçin Tıklayın !

    • Vejeteryan Diyet

    Lakto vejetaryenler, meyve vejetaryenleri, pesco vejetaryenler gibi farklı çeşitlerde uygulanan diyet türüdür. Temel olarak lacto ovo olarak adlandırılan genel vejetaryenlik durumuna göre uygulanan bir diyettir.

    Kırmızı et tüketilmez fakat yumurta, süt, yağ ve bal gibi hayvansal ürünler tüketilir. Genel olarak sebze ve meyveler tüketilir. Vejetaryen beslenenlerin daha sağlıklı ve formda olduğu belirtilmektedir.

    Popüler Diyet Çeşitleri | 2
    popüler diyet

    Dünya genelinde en popüler diyetlerden birkaçı arasında Ketojenik diyet, Düşük Karbonhidratlı diyet, Akdeniz diyeti, Paleo diyeti, Vegan diyeti, ve DASH diyeti bulunmaktadır.

    Ketojenik diyet, yüksek yağ, düşük karbonhidrat ve orta düzeyde protein içeren bir diyet programıdır. Bu diyet, vücudun yağ yakmasını sağlamak için karbonhidrat tüketimini sınırlandırmayı amaçlar.

    Düşük karbonhidratlı diyet, düşük karbonhidrat ve yüksek protein içeren bir diyet programıdır. Bu diyet, kan şekeri seviyelerini kontrol etmek ve kilo vermeyi teşvik etmek için karbonhidrat tüketimini sınırlandırmayı amaçlar.

    Akdeniz diyeti, sebzeler, meyveler, tam tahıllar, balık, zeytinyağı ve az miktarda süt ürünü ve et gibi sağlıklı gıdalar içeren bir diyet programıdır. Bu diyet, kalp sağlığını geliştirmek ve kanser riskini azaltmak gibi birçok fayda sağlar.

    Paleo diyeti, avlanma, balıkçılık ve toplayıcılık yoluyla elde edilen gıdaları içeren bir diyet programıdır. Bu diyet, işlenmiş gıdalardan kaçınmayı ve vücudun evrimsel tarihine uygun beslenmeyi teşvik etmeyi amaçlar.

    Vegan diyeti, hayvansal ürünlerin tüketiminden kaçınmayı ve sadece bitkisel gıdalar tüketmeyi amaçlayan bir diyet programıdır. Bu diyet, sağlıklı bir yaşam tarzı benimseyenler tarafından tercih edilmektedir.

    DASH diyeti, tuz alımını sınırlayan ve sebzeler, meyveler, tam tahıllar, az yağlı süt ürünleri, balık, tavuk ve fındık gibi gıdaları içeren bir diyet programıdır. Bu diyet, yüksek tansiyonu kontrol etmek ve kalp sağlığını iyileştirmek için tasarlanmıştır.

    Yukarıda belirtilen diyet programları arasında, her birinin kendine özgü faydaları ve özellikleri bulunmaktadır. En uygun diyet programını seçerken, kişinin sağlık durumu, yaşam tarzı, beslenme ihtiyaçları ve hedefleri göz önünde bulundurulmalıdır.

  • Pritikin Diyeti Nedir? Kalp Hastaları İçin Diyet Önerisi

    Pritikin Diyeti Nedir? Kalp Hastaları İçin Diyet Önerisi

    Pritikin diyeti ne olduğu ve nasıl yapılacağı gün geçtikçe popülerleşen Pritikin diyetini uygulamak isteyenler için oldukça fazla araştırılan konu başlıkları olmanın yanında, diyetle ilgili doğru bilgiler alınması için de oldukça önem taşımaktadır. 1960’lı yılların başından itibaren tüm dünyada oldukça geniş bir kesim tarafından uygulanan ve temel anlamda yağ ve protein alımını minimuma indirip yüksek karbonhidrat alımı esasına dayanan Pritikin diyeti, sağlıklı bir şekilde kilo vermek isteyenler için oldukça önemli bir diyet uygulamasıdır.

    Pritikin Diyeti Nedir? Kalp Hastaları İçin Diyet Önerisi | 3

    Kalp Sağlığını Oldukça Koruyan Bir Diyet

    Kalp sağlığını koruyan diyet listeleri arasında daima en başlarda bulunan ve 60 yıla yakın bir süredir uygulanan Pritikin diyeti, yapılan diyet yanında egzersiz uygulamalarının da oldukça önem kazandığı bir diyettir. Pritikin diyeti,

    • Yağ ve protein alımını minimuma indirip tam tahıllı kompleks karbonhidrat tüketimi esasına dayanır. Bir başka popüler diyet olan Atkins diyeti uygulamasının tam tersi olarak özellikle Batı tarzı beslenme programlarının uygulandığı ülkelerdeki insanların yüksek kompleksli karbonhidrat tüketmedikleri için kilolu oldukları düşüncesi taşıyan bir diyettir.
    • Pritikin diyetinin temel noktası buğday, pirinç ve tam tahıllı karbonhidrat yanında sebze, meyve, fasülye ve düşük yağlı süt ürünleri tüketimidir.

    Pritikin Diyeti Nedir? Kalp Hastaları İçin Diyet Önerisi | 4

    Pritikin Diyeti Seviyeleri

    Pritikin diyeti kişilerin mevcut kiloları yanında ne kadar kiloyu ne adar sürede vermek istedikleriyle doğru orantılı olarak dört farklı seviyeden oluşan bir diyet programıdır. Bu sayede Pritikin diyet listesi kişiye herhangi bir seviye dayatmazken, kişilerin istedikleri seviyeyi seçme özgürlüğü de tanımaktadır. Pritikin diyeti temel esasları,

    • Tam tahıllı kahverengi pirinç, yulaf ve buğday gibi yiyecekler yanında bezelye kuru fasülye ve patates gibi gıdaların ağırlıklı olarak tüketilmesi
    • Beyaz pirinç, beyaz un ve makarna gibi yiyeceklerin minimuma indirilmesi
    • Her gün koyu yeşil yapraklı sebzeler başta olmak üzere sebze tüketimi yapılması
    • Günde en az üç porsiyon meyve tüketilmesi
    • Yağsız olmak koşuşuyla günde iki porsiyon süt ve süt ürünleri tüketimi
    • Kafeinli içeceklerin günde en fazla bir bardakla sınırlandırılması
    • Hayvansal proteinlerin (pişmiş) günde en fazla 100 gr tüketilmesine dayanmaktadır.

    Görseller: pritikin.com

    Pritikin Diyeti Nasıl Yapılır? Sağlıklı Mıdır? Tıklayın !

    Diyet Nedir? Diyet Çeşitleri Nelerdir? Tıklayın !

    Ketojenik Diyet Listesi Nasıl Uygulanır? Ketojenik Diyetin Zararı Var Mı? Tıklayın !

    Atkins Diyeti Nasıl Yapılır? Kilo Verdirir Mi? Tıklayın !

  • Atkins Diyeti Nasıl Yapılır? Kilo Verdirir Mi?

    Atkins Diyeti Nasıl Yapılır? Kilo Verdirir Mi?

    Atkins diyeti, özellikle aşırı kilolu kişilerde etkili sonuçlar verir. Haftalık 2 kg verdirmeyi hedefleyen Atkins diyetinde, kalori yakımı günlük olarak 1100 oranında değerlendirilir.

    Amerikalı beslenme uzmanı Atkins tarafından dizayn edilen diyet programı, uzman kontrolünde yapılmalıdır.

    Atkins Diyetinin Özellikleri

    Tokluk hissi sağlanarak, yoğun protein alımıyla uygulanan bir diyet türüdür. İştah azaltılarak, hızlı zayıflama sağlanır. Vücuttaki şişliklerin atılması sağlanırken, günlük su tüketimi artırılarak, yağ yakımı sağlanır.

    Atkins Diyeti Nasıl Yapılır? Kilo Verdirir Mi? | 5

    Pritikin Diyeti Nasıl Yapılır?

    Diyet çeşitleri arasında popüler olan Pritikin diyeti, kalp hastaları baz alınarak tasarlanmıştır. Düşük kalsiyum programı ile vejetaryen beslenenler için de ideal ve popüler diyetlerden biridir. Bu diyette, hayvansal ürünler ve süt ürünleri kısıtlı tutulur.

    Pritikin diyeti uzun süre uygulandığında; kalsiyum ve B12 vitamini yetersizliği oluşturabilir.

    Pritikin Diyetinin Özellikleri

    Pritikin diyetinde amaç porsiyonları azaltmak değildir. Öğün sayısı artırılarak günlük 7 öğün beslenme sağlanır. Sağlıklı ve doğal ürünlerle hazırlanan Pritikin diyeti, en çok tercih edilen ve sağlıklı beslenmek isteyen kişilerin uyguladığı yöntemdir.

    Kim Kardashian Diyet Atkins Listesi Tıklayın!

    Atkins Diyeti Yapanların Deneyimleri Tıklayın !

    1 Ayda 10 Kilo Verdiren Diyet Listesi Tıklayın !

    Canan Karatay Diyet Listesi Karatay Diyeti Zayıflatır mı? Tıklayın !

    Dukan Diyeti Nasıl Yapılır? Diyet Listesi Tıklayın !

  • Popüler Diyet Türleri

    Popüler Diyet Türleri

    Dukan, Atkins, Taş Devri diyeti gibi popüler diyet çeşitleri arasında, farklı türlerde bulunmaktadır. Tek yönlü beslenme diyetlerine göre daha avantajlı ve sağlıklı olarak kabul edilen diyetlerde, hızlı kilo verme ve zayıflama etkili biçimde elde edilmektedir.

    Popüler Diyet Türleri

    Fakat tüm diyetler, sağlıklı şekilde yapılmalı, uzman kontrolünde belirlenmelidir. Popüler diyetler arasında;

    Vejetaryenlerin bir üst boyu olarak nitelendirilebilir. Sadece hayvan eti değil, hayvansal ürünlerin hiçbirini tüketmeyen insanlar, veganlardır. Bu diyette, süt ve süt ürünlerinden bala, yoğurttan tereyağına kadar hayvansal kaynaklı hiçbir besin tüketilmez.

    Vegan diyeti genellikle bitki beslenmeye dayanır. Sebze ve meyveler daha çok çiğ olarak tüketilir. Fakat protein ve çeşitli vitaminlerin, minerallerin alınmaması çeşitli sağlık sorunlarına yol açabilir. Hayvansal ürünlerin sadece enerji yakıtı olarak kullanılmadığı, iç organ sistemleri için gerekli olduğu da bilinmelidir. Vegan beslenen kişilerin bir süre sonra midelerinde sorunlar oluştuğu ve zaman içerisinde sindirim, boşaltım sistemlerinde problemler oluşabildiği belirtilmektedir.

    Popüler Diyet Türleri | 6

    Organik gıdalar tüketerek, doğal ve sağlıklı beslenme sistemine dayalı bir diyet türüdür. Genellikle pişirilmeden tüketim yapılır. Ambalajlı hazır gıdalar mümkün olduğunca tüketilmez.

    Mediterrian diyet, Akdeniz mutfağından esinlenerek geliştirilmiştir. Daha çok Yunanistan, İtalya mutfak kültürüyle oluşturulan Akdeniz diyetinde zeytinyağlılar ön plandadır.

    Taze sebze ve meyveler, tam tahıllı gıdalarla oluşturulur. Peynir, yoğurt, fıstık, fasulye bu diyette en çok tüketilen besinler arasındadır.

    Popüler Diyet Çeşitleri İçin Tıklayın !

    Vejeteryan Diyeti İle Haftada 2 Kilo Tıklayın !

    Ketojenik Diyet Hakkında Her Şey… Tıklayın !

    Dukan Diyeti Deneyimlerimiz Tıklayın !

     

     

  • Paleolitik Diyet Nedir Nasıl Yapılır? Taş Devri Diyeti

    Paleolitik Diyet Nedir Nasıl Yapılır? Taş Devri Diyeti

    Paleolitik diyet türü, Taş Devri diyeti olarak da bilinir. Geleneksel olarak uygulanan diyette temel hedef, organik beslenmedir. Toprakta bol miktarda bulunan minerallerin ve vitaminlerin alınması için sağlıklı beslenme formüllerinden biridir.

    En popüler diyet çeşitleri arasında bulunan Paleolitik diyette, katkısız besinlerle menü hazırlanır.

    Paleolitik Diyet Nedir Nasıl Yapılır? Taş Devri Diyeti | 7

    Taş Devri Diyeti Nasıl Yapılır?

    Besin değerleri yüksek, mineral ve vitaminler açısından zengin yiyeceklerle diyet listeleri oluşturulur. Bu diyette katkısız ve doğal ürünlerle beslenme sağlanır. Paleolitik diyette;

    • Sakatat ağırlıklı beslenme sağlanır
    • Et içeriği daha az oranda alınır
    • Bitkisel yağlar yerine hayvansal yağlar kullanılır
    • Organik ve doğal besinler tüketilir
    • Doğal gübre faktörü ile yetişen meyve, sebzeler tüketilir
    • Süt ve süt ürünlerinde işlem görmeyenler tercih edilir
    • Özgür dolaşan hayvanların etiyle beslenilir
    • Tahıllar ve baklagiller, tamamen doğal şekilde kullanılır
    • Rafine edilmemiş kaya tuzu kullanılır
    • Taş devri diyeti, yerli tohum mahsülleriyle oluşturulur
    • İçeceklerin tamamı doğal olarak hazırlanır
    • Trans yağ oranı 0 olan ürünlerle beslenme sağlanır.

    Bu diyet uygulanırken kullanılan mutfak gereçleri de önemlidir. Genellikle topraktan yapılan ve bakırdan elde edilen kap- kacak çeşitleri kullanılır.

    Haşlama, buğulama ve ızgara formülleri kullanılarak pişirme sağlanır. Yüksek oranda çiğ besin tüketimi sağlanırken, pişirilen besinlerin de doğal hallerine en yakın formları ile diyet programı oluşturulur. Sabah kahvaltısı sınırsız şekilde sunulan Taş Devri diyeti, akşam menülerinde daha orantılı şekilde alınmalıdır.

    Paleo Diyeti Deneyimlerimiz Tıklayın !

    Paleo Diyeti İle Hızlıca Kilo Vermek Mümkün Mü? Tıklayın !

    Paleo Diyeti Hakkında Herşey! Tıklayın !

    Taş Devri diyeti daha mı sağlıklı? Tıklayın !

  • Vejetaryen diyet çeşitleri

    Vejetaryen diyet çeşitleri

    Vejetaryen beslenme temelde hayvansal besinlerden kaçınma şeklinde tanımlanabilir. Ancak vejetaryenlik tüketilen besinlere göre farklılık göstermektedir.

    Vejetaryen diyet çeşitleri

    Semi vejetaryen; sadece kırmızı et tüketmezler.

    Lakto vejetaryen; süt ve süt ürünlerini tüketir, yumurta ve diğer hayvansal ürünleri tüketmezler.

    Ovo vejetaryen; yumurta tüketir, süt ve süt ürünleri ve diğer hayvansal ürünleri tüketmezler.

    Lakto-ovo vejetaryen; süt ve süt ürünleri, yumurta tüketir, diğer hayvansal besinleri tüketmezler.

    Vegan; hiçbir hayvansal besini tüketmezler hatta kullanmazlar (deri,ipek,yün vb).

    Bunlar dışında da nutritaryen, makrobiyotik, flekstaryen, frutaryen gibi çeşitli gruplar da bulunmaktadır. Vejetaryenliğin sağlıklı veya sağlıksız olarak nitelendirilmesi de vejetaryenlik tiplerine göre çeşitlilik göstermektedir.

    Yapılan çalışmalara göre meyve, sebze gibi lif içerikli ve düşük enerjili besinleri n bol miktarda tüketimi ile vejetaryenlerin daha düşük BKI (Beden Kütle İndeksi) değerlerine sahip olduğu görülmüştür.

    Vejetaryen beslenmede önemli yeri olan tam tahıllar, sert kabuklu yemişlerdeki steroller kolesterol emilimi azaltarak kalbin korunmasına yardımcı olur.

    Vejetaryen diyetlerdeki yüksek karbonhidrat ve düşük yağ alımı hücresel insülin düzeyini artırır. Böylece vücut diyabete karşı korunmuş olur.

    Bu yararlı etkilerden en çok yaralanan gruplar semi ve lakto-ovo vejetaryenlerdir. Besin ögesi eksikliklerine sık rastlanmaz ancak bu da bireyin uygun besin seçimi ile mümkündür.

    Bitkisel besinlerdeki demirin biyoyararlılığı düşük olduğundan bu eksikliği gidermek için yemekle birlikte emilimi artırıcı özelliği olan C vitamini içeren besinler tüketilmelidir. Tam tahıl ürünleri B12 vitamini dışındaki diğer B grubu vitaminleri içermektedir. Yeterli miktarlarda süt ve süt ürünleri, yumurta tüketimi ile de B12 vitamini karşılanabilir.

    Vejetaryenlik hakkında daha detaylı bilgiye ulaşmak isteyenlere konu hakkında yazdığım derleme ile yardımcı olabilirim. Sağlıklı günler..

     

    Dyt. Özge ASLAN tarafından yazılmıştır.

  • 13 günlük isveç diyet listesi

    13 günlük isveç diyet listesi

    Türkiye’de İsveç’ten konuşulunca insanların aklına İsveç diyeti geliyor. İsveç Diyetini uygulayan herkes iki haftada 7 ile 20 kilo arasında verebildiğini belirtti. Dahası diyetin en büyük özelliği metabolizmayı tamamen değiştirdiği için 2 yıl boyunca hiç kilo alınmamasını sağlandığı ifade ediliyor.

    Amerikan Kalp Vakfı acilen kilo vermeleri gereken kalp hastalarına isveç diyetini öneriyor.
    Fakat 35 yaş üstü kişilerin ve Sağlık problemi olanların Amerikan Kalp Vakfı’nın diyeti yapmamaları gerektiği baştan belirtiliyor. 3 Günde tam 4.5 kilo verebileceğiniz bu diyeti üçüncü günün sonuda bırakmalı ve tekrar etmek istiyorsanız en az bir hafta ara vermelisiniz.

    Diyeti‘nin uygulanışı sırasında, belirtilenin dışında çay, kahve ve meşrubat içilmemesi ve kahveye hiç bir şekilde belirtilenin dışında ek katkı yapılmaması gerekir. Ayrıca, Tuz ve belirtilenin dışında şeker kullanılmaması, yeşil salatanın hep limonlu ve zeytinyağlı yenilmesi, ölçüsü belirtilmeyen yiyeceklerin (salata, haşlanmış ıspanak ve meyve gibi) genellikle bir porsiyon olarak hesaplanması gerekir. Günde 2 Litre Su içilmeli. Diyet 13 Günden fazla sürdürülmemeli. 3 aydan kısa zamanda diyet tekrarlanmamalı. Aynı Gün içinde öğle ve akşam yemekleri yer değiştirebilir.

    Kurallar
    1. Ayrıca çay, kahve ve meşrubat içilmemeli.
    2. Günde 2 litre su içilmeli.
    3. Diyet 13 günden fazla sürdürülmemeli.
    4. Diyeti ancak 6. günde kesebilirsiniz.
    5. 3 aydan kısa bir sürede diyeti tekrarlamayın.
    6. Aynı gün içinde öğle ve akşam yemekleri yer değiştirilebilir.

    Tavsiyeler
    1. Brokoli bulamazsanız karnıbahar yiyebilirsiniz.
    2. Kolesterolü yüksek olanlar yumurtanın akını yiyebilir.
    3. Ölçü ve miktar belirtilmeyen yiyecekleri abartmamak koşuluyla istediğiniz kadar yiyebilirsiniz.
    4. Diyet ağır gelirse 6. günde kesip 3 Ay sonra 6 gün daha uygulamak mümkün.

    Diyet Listesi
    1. gün
    Sabah: 1 Fincan kahve, 1 Kesme şeker
    Öğle: 2 katı yumurta, 1 porsiyon haşlanmış ıspanak, 1 domates
    Akşam: 1 biftek(200 gram,) zeytinyağlı ve limonlu yeşil salata
    2. gün
    Sabah: 1 fincan kahve, 1 kesme şeker
    Öğle: 1 dilim salam, 100 gram yoğurt
    Akşam: 1 biftek (200 gram), yeşil salata, 1 meyve
    3. gün
    Sabah: 1 fincan kahve, 1 kesme şeker, 1 dilim kızarmış ekmek
    Öğle: Haşlanmış ıspanak, 1 Domates, 1 meyve
    Akşam: 2 katı yumurta, 1 dilim salam, yeşil salata
    4. gün
    Sabah: 1 fincan kahve, 1 kesme şeker, 1 dilim kızarmış ekmek
    Öğle: 1 katı yumurta, 1 rendelenmiş havuç, 25 gram yağsız beyaz peynir
    Akşam: 2 dilim portakalın suyu, 100 gram yoğurt
    5. gün
    Sabah: 1 büyük rendelenmis havuç (limonlu)
    Öğle: Haşlanmış yağsız balık (200 gram, limonlu ve tereyağlı)
    Akşam: 1 biftek (200 gram), salata ve brokoli
    6. gün
    Sabah: 1 fincan kahve, 1 kesme şeker
    Öğle: 2 katı yumurta, 1 büyük rendelenmiş havuç
    Akşam: Derisi alınmiş tavuk (200 gram), salata
    7. gün
    Sabah: Şekersiz çay
    Öğle: Izgara et (200 gram), taze meyve
    Akşam: Hiçbir şey
    8. gün
    Sabah: 1 fincan kahve, 1 kesme seker
    Öğle: 2 katı yumurta, 1 porsiyon haslanmış ıspanak, 1 domates
    Akşam: 1 biftek(200 gram), zeytinyaglı ve limonlu yeşil salata
    9. gün
    Sabah: 1 fincan kahve, 1 kesme şeker
    Öğle: 1 dilim salam, 100 gram yoğurt
    Akşam: 1 biftek (200 gram), yeşil salata, 1 meyve
    10. gün
    Sabah: 1 fincan kahve, 1 kesme şeker, 1 dilim kızarmış ekmek
    Öğle: Haşlanmış ıspanak, 1 domates, 1 meyve
    Akşam: 2 katı yumurta, 1 dilim salam, yeşil salata
    11. gün
    Sabah: 1 fincan kahve, 1 kesme şeker, 1 dilim kızarmış ekmek
    Öğle: 1 katı yumurta, 1 rendelenmiş havuç, 25 gram yağsız beyaz peynir
    Aşam: 2 dilim portakalın suyu, 100 gram yoğurt
    12. gün
    Sabah: 1 büyük rendelenmis havuç (limonlu)
    Öğle: Haşlanmış yağsız balık (200 gram, limonlu ve tereyağlı)
    Akşam: 1 biftek (200 gram), salata ve brokoli
    13. gün
    Sabah: 1 fincan kahve, 1 kesme şeker
    Öğle: 2 katı yumurta, 1 büyük rendelenmiş havuç
    Akşam: Derisi alınmiş tavuk (200 gram), salata

    İsveç diyet deneyimlerimiz için tıklayın !

  • Fazla kilom var, Depresyondayım !

    Fazla kilom var, Depresyondayım !

    Kilo fazlalığı ve obezite sorunu, toplumsal çalışmalara, uyarılara, önlemlere rağmen giderek büyüyor. Fazla kilolar konusunda yanlış beslenme, insülin direnci, hareketsizlik birincil sebepler olarak ortaya çıkarken basit psikolojik travmaların dahi beslenme alışkanlıklarını değiştirebildiği de biliniyor. Depresyon ile fazla kilo arasındaki ilişki pek çok çalışma var. Özellikle 65 yaş altı, eğitimli ve yüksek gelirli insan grubunda daha fazla öne çıkan depresyon-fazla kilo ilişkisine ergenlik döneminde de sıklıkla rastlanıyor. Hamilelik döneminde fazla kilo almış annelerin depresif belirtiler geliştirdiği de gözlemlenen bir durum. Fazla kilo mu depresyona yol açıyor yoksa depresyon mu beslenme alışkanlıklarını değiştirerek fazla kilo almaya yol açıyor? Yönü tam tam olarak belirlenememiş olsa da her iki sorun arasındaki ilişkinin varlığı ve birbirlerine etkileri kabul edilen bir gerçek.

    Son yıllarda dünyada pek çok ülkede olduğu gibi Türkiye’de de fazla kilo sorununun çözümünde bir tamamlayıcı tıp yöntemi olarak Mora Terapi tercih ediliyor. Sonuçları bilimsel olarak araştırılan, yan etkisi son derece az, elektromanyetik rezonans tıbbı olarak da bilinen Sağlık Bakanlığı onaylı Mora Terapi, zararlı bağımlılıklardan kurtulmada geleneksel tedavi yöntemlerine göre daha kısa sürede ve kalıcı sonuçlar ortaya koyması sebebiyle en çok başvurulan tamamlayıcı tedavi yöntemlerinden biridir. Dr. Sema Karadağ Mora Terapi ile fazla kilolardan kurtulmak konusundaki görüşlerini ve süreci şöyle açıklıyor: “Kişiye Mora Terapi ile karbonhidrat bağımlılığının giderildiğini anlatmak gerekiyor. Terapi alanlar %91 oranında memnuniyetlerini ve karbonhidrat düşkünlüklerinin azaldığını belirtiyorlar. Memnuniyet açısından baktığımızda erkek ve kadın ayrımı olmamakla birlikte erkeklerin kas oranının fazla olması dolayısıyla daha kolay kilo verdiklerini gözlemliyoruz. İlk seans sonrasında bağırsaklar boşalıyor, ödem çözülüyor, bu durumun etkisiyle daha fazla kilo kaybı görülebiliyor. Özellikle genç yaşta olanlar ya da metabolizma yaşı genç olanların daha kolay kilo verdiği görüyoruz. Zor kilo veren kişilerdeki en büyük eksiklik su içmemek ve az hareket etmek. Mora Terapi ile kilo verirken dikkat edilmesi gereken hususlar, su içmek, haftada 3 gün hareket, ara öğünleri atlamamak, gece geç saatlerde yemek yememek ve en önemlisi düzenli kontrole gelmek.

    Mora Terapi

    Depresyonun belirtileri olan iştah artışı, azalan fiziksel aktivite, depresyon için geliştirilmiş pek çok ilacın yan etkileri fazla kilo alımına sebep olurken diğer yandan fazla kilolu biri olmak da başlı başına bir depresyon sebebi olarak karşımıza çıkmakta. Fazla kilolar olumsuz, acı verici yorumların gelmesine, kendini değersiz hissetmeye, sosyal ilişkilerin bozulmasına, sıkılganlık, yalnızlık ve daha sayabileceğimiz pek çok duruma yol açan sosyal bir damgaya dönüştüğünde bu durumla ve olumsuz duygularla baş edebilmek için daha çok yemek yemeğe yönelmek bir seçim olarak kişinin karşısına çıkıyor. Hayata karşı derin iç motivasyon kaybı, duygusal açlık tıkınırcasına yemek refleksi geliştirebildiği gibi tedavi aşamasını da engelleyici faktörler arasında ilk sırada.

    Mora Terapi ile kilolarından kurtulmak isteyen kişilere aynı zamanda duygu durumlarını güçlendirecek tedaviler de uygulanabiliyor. Özellikle Bach Çiçekleri Terapisi ve Süper Tunning tedavileriyle kişilerin psikolojilerinin dengelenmesine özen gösteriliyor. Kilolarından kurtulmak için Mora Terapi’yi tercih edenlerinde dikkat etmesi gereken önemli noktalar var. Kişilerin Mora terapistleriyle işbirliği içinde hareket etmesi, önerilere uyması, yaşam şeklinde ve beslenme alışkanlıklarında değişiklik yapmaya istekli olması, kontrolleri aksatmaması tedavinin başarıya ulaşması açısından önem taşıyor. Motivasyon kaybı yaşan kişilere özellikle duygu durumlarını dengelemek için kendilerine zaman ayırmaları tavsiye ediliyor. Mora Terapi ile zayıflamak için başvuran kişiler arasında ek hastalıkları olanlara, menopoz dönemindeki kadınlara, yaşlılara da daha detaylı değerlendirmeler yapılarak ek tedaviler tavsiye edilebiliyor.

    Bugüne kadar Türkiye’de binlerce hastanın Mora Terapi gördüğü ve başarı oranlarının yüzde 80’ler civarında olduğu Mora tedavi uzmanları tarafından belirtilmektedir. Amerika ve Avrupa’da yaygın bir şekilde kullanılan Mora Terapi, Türkiye genelinde 20 farklı ilde ve KKTC Lefkoşa’da bulunan 50 Mora Terapi Merkezi üzerinden hizmet vermektedir.

  • Karatay diyetinin sırları

    Karatay diyetinin sırları

    Türkiye’de diyet ve sağlıklı beslenme konusunda ezberi bozan İç Hastalıkları ve Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Canan Karatay, günde 2 öğün beslenilmesi gerektiğini söylüyor

    Tereyağı, yoğurt ve zeytinin evde yapılması önerisinde bulunan Karatay, Türk halkının günde 8-12 öğün beslendiğine dikkat çekerek, toplumun ‘enine büyüdüğünü’ ifade ediyor
    İç Hastalıkları ve Kardiyoloji uzmanı Prof. Dr. Canan Karatay, sakatatlardan dönere, çiğköfteden diyet gıdalara dek pek çok konuda görüşünü dile getirirken, yemek yaparken hangi yağların kullanılması gerektiği ve hangi yağların zararlı olduğunu da tek tek sıralıyor.
    Tereyağ, yoğurt ve zeytinin evde yapılması gerektiğini savunan Prof. Karatay’a göre, günde 2 öğün beslenmeke gerekiyor. Dahası Karatay, yaş ilerledikçe yürüyüşe daha çok ağırlık verilmesi önerisinde bulunuyor. Yazı dizimizin 2.’nci gününde Karatay, Türk insanının enine büyümesine yol açan hatalara ve özellikle çocuklardaki karaciğer yağlanmasının nedenlerine de dikkat çekiyor.

    Karatay Diyeti Deneyimlerimiz için tıklayın !

    ‘KÖY TEREYAĞI SAĞLIKLI’
    “Tam yağlı, doğal olan her şey tüketilmeli. Saf köy tereyağı, katkısız Trabzon, Urfa ya da Malatya gibi yörelerimizin tereyağı kullanılabilir. Hatta kadınlarımız tıpkı yoğurt gibi evde tereyağını kendileri yapabilirler. Zeytin dahi evde yapılabilir. ‘Karatay Mutfağı’nda bunların tarifini verdim. Katkısız ve çocuklara en faydalı biçimde kendi besininizi hazırlayabilirsiniz. Tereyağı, yayık ayranı aslında yarım saatlik bir iş. Neneler ya da ev kadınları, evde oturduklarında sürekli televizyon izlemek yerine bunu kolaylıkla yapabilirler. Saf köy tereyağı, en sağlıklısıdır, buzdolabında bile katı değildir ve istenildiği kadar kullanılabilir. Saf köy tereyağı ve soğuk sızma zeytinyağı her gün gereği kadar vücudumuza girmelidir.”

    ‘YEMEKTE TEREYAĞ VE ZEYTİNYAĞI KULLANILMALI’
    “Zararlı dediğimiz yağlar, trans yağlardır. Trans yağlar, kızartmalarla meydana gelen yağlardır, işlenmiş her gıdanın içindeki trans yağlar zararlı ve kanserojendir. Artık halkımız, şekere ve trans yağlara dikkat etmeli, zaten dikkat edilirse hastalık da kalmaz. Mısırözü ve ayçiçeği yağı, çiğ olarak kullanılabilir. Ama ikisi de ısındığı veya kızardığı zaman aşırı miktarda trans yağ oluşur. Margarin haline gelince de, katı ya da sıvı olsun, içi trans yağ doludur.
    yemek yaparken tereyağı, zeytinyağı veya fındıkyağı kullanmak gerekir, çünkü bunlar ısıya dayanaklıdır ve hemen bozulmazlar. Bunlardan asla korkmayacağız, bu yağlar yanmadıkça, trans yağ oluşmaz. Isınınca bozulan mısırözü ve ayçiçeği yağıdır. Bunlarla kızartma yaparsak hemen kanserojen olur. Trans yağlar, en fazla çoklu doymamış dediğimiz bitkisel yağlarda oluşmaktadır unutmayalım!”

    ‘Kelleyi, paçayı, işkembeyi rahatlıkla yiyebilirsiniz’
    “Yağlardan en sağlıklısı, serbest dolaşan hayvanların etindeki hayvansal yağlardır. Kuzu eti yediğiniz zaman yağıyla birlikte yemelisiniz. Kuzu etini kaynatıp et suyu çıkardığınız zaman da çok sağlıklı olur.
    Sevdiğiniz kelleyi, paçayı veya işkembeyi rahatlıkla yiyebilirsiniz. Sakatatlardan hepsini yiyebilirsiniz. Karaciğer de buna dâhil. Şişman hanımlar, ‘Dizlerimde kıkırdak kalmadı’ diyor. Sen protein yemezsen tabii ki dizin gider, sağlıklı protein, sağlıklı yağ, yumurta, tereyağı, saf zeytinyağı yemezsen kilo veremezsin. Paça çorbası, diz eklemleriyle ilgili sorunlara birebirdir. Ben haftada 2 kez paçamı, işkembe çorbamı içerim. Beni eleştirenler, ’10 yıl sonra ne olacak?’ diyorlar, oysa ben bunları yeni söylemiyorum ki. Yıllardır bunları anlatıyorum. 1987 yılında, ABD’ye gittim. Oraya gidinceye kadar İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde Koruyucu Kardiyoloji Anabilim Dalı Başkanı’ydım. Tüm bu söylediklerim yeni ifadeler değil. O zamandan beri takip ettiğim hastalar, şimdi 80-90 yaşlarında ve sağlıklılar.”

    ‘KIZARTMA HİÇ YOK’
    “Kızartma bitti, hiç yapılmayacak, Çünkü kızartma trans yağ demektir. Balık ızgara, fırın, buğulama şeklinde yenilebilir. En sağlıklısı bunlardır. Ama Trabzon ya da Ordu’da yapıldığı gibi hamsiyi una bulayıp kızartırsanız o tehlikelidir! Kanserojendir! Aslında yiyecekleri biz pişirirken ya da tüketirken tehlikeli hale getiriyoruz.
    İdeal bir öğlen yemeği, biftek veya bonfile ile güzel bir salatadan oluşur. Bütün bir balık yiyebilirsiniz. Izgara yapılmış sebze, döner yiyebilirsiniz. Ama dönerin yanında pilav, patates, pide yok! Bir iki kaşık tam buğday veya bulgur pilavı, cacık, yoğurt, ayran olabilir. Doyuncaya kadar yiyebilirsiniz, sakın az yiyip de aç kalmayın, sonra halsizleşir doğru dürüst iş yapamazsınız. Kilo almayacağım diye yalnız salatayla öğün geçirmek bu nedenle doğru değildir!”

    ‘Türk milleti 8-12 öğün besleniyor, enine büyüyor’
    “İbn-i Sina, Ortaçağ’ın en önemli bilimadamı, tıp hekimidir. Onun yazdığı tıp kitapları Ortaçağ’da bütün tıp okullarında okutuluyordu. İbn-i Sina, ‘İki öğün sağlıktır, üçüncü öğün hastalıktır’ der. Sabah zaten çok kuvvetli yiyince doğal olarak iki öğüne iniyorsunuz. Akşam yemeği de erken yemeli. Hz. Muhammed’in tavsiyesi de bu doğrultudadır. Kuvvetli bir kahvaltı yaptıktan sonra zaten acıkmıyorsunuz. Ama Türk milleti maşallah 8-12 öğün besleniyor, öyle alıştırıldı, öyle programlandı. Bu nedenle de Türk milleti enine büyümeye başladı!

    ‘YAŞ İLERLEDİKÇE HAREKET ARTACAK’
    50 yaşından sonra 6-7 öğün yemek tamamen sağlıksızdır. İbn-i Sina diyor ki, ‘Yaş ilerledikçe, hareket artacak’. Oysa biz yaşlandıkça köşemize çekiliyoruz, bu çok yanlış. Türk toplumu eğer şişmansa, hastaysa, göbeği varsa, şeker veya kalp hastasıysa, kiloluysa, depresyon hastasıysa, kanseri varsa, Alzheimer’ı varsa şeker, tatlı tüketmeyecek. Benim gibi 60-70 yaşındaysanız, oturup 3 öğün ekmek, şeker yiyemezsiniz. Şekerli içecek içemezsiniz. Çünkü harcamıyorsunuz, ihtiyacınız da kalmıyor. Metabolizma yavaşlamış oluyor, hormonlar gitmiş. Vücutta hormon kalmamış. Ben buna dikkat çekmek istiyorum.”

    diyet yiyeceklere dikkat!’
    “Light ürünlere, diyet olan tüm yiyecek ve içeceğe karşıyım. Çünkü diyet denilen besinler, içindeki doğal yağların, doğal vitaminlerin, doğal minerallerin alınmış olan kısmıdır. diyet yiyecekler, en sağlıklı kısmı alınan ve en pahalı satılan ürünlerdir. Hazır gıdalar da öyle. Hazır gıdalardan da uzak duracaksınız. Doğal gıdaları kendiniz hazırlayıp yiyeceksiniz. O zaman hastalanmazsınız, verdiğiniz kiloları da almazsınız.”

    ‘Yapay gıdalar kısırlık ve kanseri artıyor’
    “Yanlış beslenme ve yapay gıdalar sonucunda kısırlık artıyor. Sadece kısırlık değil, kanser, kalp hastalığı, şeker hastalıklarında da artış görülüyor. Hepsinin temelindeyse obezite yatıyor.
    Obez, karaciğer yağlanması olan yani insülin yüksekliği olan kişilerde östrojen hormonu da yükseliyor, polikistik over gelişiyor, kadınlarda üreme duruyor, erkeklerde memeler büyüyor ve spermin kalitesi ve sayısı azılıyor. Bir de GDO’lu gıdalar var. Bunlar ve trans yağların aşırı tüketilmesi üreme dahil vücuttaki her şeyi bozuyor.”

    ‘Hareket etme şartıyla istediğin kadar ye’
    “Kaç gün diye bir şey yok, doyuncaya kadar her şeyi yiyeceksiniz. Karatay Mutfağı’nda ‘kaç kalori’ hesabı yok. Ben başka bir şey söylemiyorum. Hareket etmek ve sağlıklı yiyecekler olması şartıyla istediğiniz kadar yiyebilirsiniz.
    Bilgisayar ya da televizyon karşısında saatlerce oturursanız olmaz! Hareket etmeden hiç kimse kilo veremez. Ama gençsiniz, atletsiniz, saatlerce spor yapıyorsanız ya da hamileyseniz o zaman tabii ki yiyecekseniz. Her gün 5 kilometre koşun ya da yürüyün, o zaman sağlıklı yiyeceklerden istediğinizi, doyuncaya kadar, bakın bir kez daha vurguluyorum doyuncaya kadar yiyebilirsiniz. Örneğin pastırmalı kuru fasulye, mercimek, piyaz gibi yemekleri doyana kadar yemelisiniz. Ama ekmeksiz olarak! Tabii ki kuru soğanla… Neden? Çünkü biz de bir söz vardır biliyorsunuz: ‘Aç ayı oynamaz!’ deriz. Pirinç yerine de bulgur tüketilmeli. Tam buğday ve bulguru yiyebilirsiniz.”

    ‘Yemekte içilen su hazımsızlık yapar’
    “Su 24 saat içilmelidir. Ancak yemek sırasında içilmemeli. Çünkü mide asidini sulandırır, hazımsızlığa neden olur. Her gün azar azar yudum yudum 2.5 litre su tüketilecek. En önemli kriter, idrar rengi, açık limonata renginde olacak. Öyle değilse vücuda yeterli su girmiyordur. Bu nedenle de bağırsaklar çalışmıyor. İşte bu sebeple Türkiye’nin en büyük sorunlarından biri de kabızlıktır. Kabızlık ise, metabolizmanın bozulduğunun en basit ve en önemli göstergesidir, belirtisidir. Ciddi bir sağlık sorunudur.”

    Habertürk

  • 20 Diyet Efsanesi

    20 Diyet Efsanesi

    Su içersem zayıflarım, öğün atlarsam kilo veririm, sigarayı bırakırsam kilo alırım, kepekli ürünler şişmanlatmaz… Şişmanlığı içinden çıkılmaz hale getiren diyet efsaneleri araştırmayla çürütüldü…

    Fazla kilolarla mücadele edenlerin ulaştığı sonuçlar pek iç açıcı değil. Kilo verdikten sonra bunu koruyanların sayısı ise gün geçtikçe azalıyor. Bu gidişatın birçok nedeni var, en önemlisi ise kilo verme sürecinde kargaşaya ve bilgi kirliliğine neden olan diyet efsaneleri. Çünkü bu bilgiler, hatalı diyetlere, hatalı diyetler de kilo verme başarısının düşmesine neden oluyor.

    1500 kişi üzerinde yapılan araştırma, toplumda diyet efsanelerine inancın son derece yüksek, kilo verme ve sağlıklı beslenme ile ilgili hatalı bilgilerin de yaygın olduğunu ortaya koydu. Çalışmanın çarpıcı sonuçlarından biri de şişmanlık düzeyinin artmasıyla efsanelere olan inanç ve uygulamaların da artması.

    Araştırmayı, Fark Etmeden Diyet Beslenme ve Eğitim Danışmanlığı’ndan Uzman Diyetisyen Selahattin Dönmez gerçekleştirdi. Aaştırmanın bilimsel değerlendirmesini ise Başkent Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Başkanı Doç. Dr. Murat Baş yaptı.

    Dünya Sağlık Örgütü, önlem alınmazsa 2010 yılında yetişkin popülasyonda 150 milyon, çocuk ve ergenlerde ise 15 milyon kişinin şişman olacağını tahmin ediyor ve şişmanlığı salgın bir hastalık olarak tanımlıyor. Türkiye’nin şişmanlık ile ilgili projeksiyonu da farklı değil, öyle ki her iki kadından biri ve üç erkekten biri şişman.

    YAŞAM BOYU KİLO YÖNETİMİ

    Amerikan Diyetisyenler Derneği Denizaşırı Ülkeler Türkiye Temsilcisi de olan Selahattin Dönmez, danışanlarının diyet inanışları ve hataları üzerine yaptığı çalışmanın amacını şöyle özetledi.

    “14 yıldır beslenme danışmanlığımıza başvuran bireylerin, “Kötü besin yoktur, kötü beslenme vardır” ilkesinden uzaklaştıklarını, hızlı kilo verdiren yöntem arayışına girdiklerini tespit etmiştim. Kilo verme sürecindeki olumsuzluklarda örneğin, o hafta çok küçük aksaklıklara bağlı kilo verilemediği zaman, bireyin bir suç unsuru aradığını ve bazı inanışların açığa çıktığını gördüm. Verilen kilonun geri alınmasıyla oluşan hayal kırıklığını önlemek, hatalı bilgileri bulmak, kaliteli kilo verme önerilerini belirlemek, bilgi karmaşasını ortadan kaldırmak ve çevresel faktörlere göre yaşam boyu ve kişiye özel önerileri ön plana çıkarmak için bu araştırmayı planladık. Binlerce literatür taranarak ulaşılan bilimsel detaylar diyet efsaneleriyle ilgili bu sonuçları ortaya çıkardı.”

    İŞTE KAFA KARIŞTIRAN 20 DİYET EFSANESİ

    Araştırma, yaş ortalaması 35, kilolu-şişman olan, hayatlarında en az bir kere diyet tecrübesi yaşamış, lise ve üzeri eğitim seviyesindeki kadın-erkek 1500 kişi üzerinde bire bir görüşme yapılarak tamamlandı. Türkiye’de ilk kez yapılan, bilimsel olarak değerlendirilen araştırmaya konu olan 20 diyet efsanesi ve bunlara inananların yüzde olarak oranları ise şöyle:

    1- Su içersem zayıflarım yüzde 63,
    2- Ana öğünlerden birini atlarsam kolay kilo veririm yüzde 96,
    3. Ne kadar az uyursam, o kadar hızlı kilo veririm yüzde 40,
    4. Sigarayı bırakırsam hızlı kilo alırım yüzde 57,
    5. Saat 19:00’dan sonra birşey yersem şişmanlarım yüzde 37,
    6. Düşük kalorili kepekli ürünlerle daha kolay kilo veririm yüzde 58,
    7. Meyve, yemekten 2 saat sonra yenilmeli yüzde 70,
    8. Açken fiziksel aktivite yaparsam daha çok yağ yakarım yüzde 74,
    9. Sabah aç karnına limon veya greyfurt suyu içersem yağ yakarım yüzde 76

    10. Zayıflamak ve toksinlerden arınmak için detoks diyeti yapmak zorundayım yüzde 40,
    11. Medyada yer alan beslenme bilgilerinin son derece güvenli olduğuna inanıyorum yüzde 96,
    12. Kilo yönetimi programlarında 3 beyaza yer yoktur yüzde 72,
    13. Light ürünlerin kalorisi yok, istenildiği kadar tüketilebilir yüzde 95,
    14. Sağlıklı beslenmede kırmızı ete yer yoktur yüzde 95,
    15. Maydanoz suyu zayıflamak için idealdir yüzde 83,
    16. Hangi yöntemle olursa olsun verilen kilo geri alınır yüzde 83,
    17. Lahana metabolizmayı hızlandırarak zayıflatır yüzde 66
    18. Protein diyetleri ile zayıflamak daha kolaydır yüzde 79,
    19. Zayıflama ilaçları ile hızlı kilo veririm yüzde 95,
    20. Elma sirkesi içersem yağlarımı eritirim yüzde 88.

    EFSANELERİN ÖNÜNE GEÇEBİLİRİZ

    Selahattin Dönmez, araştırmayla ortaya çıkan tabloyu, “Sonuçta yüksek yüzdeler olmasına şaşırmadım, zaten biliyordum, benim için ilginç olmadı. Bunları araştırmayla kanıtlayıp doğru bilgileri söylersek kilo yönetimindeki efsanelerin önüne geçebileceğimizi hissettim” şeklinde yorumladı. Peki, diyet efsanelerine takılmadan, sağlıklı kilo vermek ve verilen kiloyu korumak için ne yapmak gerekir? Dönmez, bu noktada fonksiyonel diyet vurgusu yapıyor ve kişiye özel diyetin neden önemli olduğunu anlatıyor.

    DOĞRU KİŞİYE, DOĞRU DİYET

    “Fark Etmeden Diyet programında biz fonksiyonel diyet uyguluyoruz. Bu sistem, her yeni bilgi ile yenilenir ve insanlara daha iyi “kilo verme” kılavuzları sunar. Asıl amacım, kilo korumaya yönelik beslenme taktiklerini içeren, vücut yağ dokusunu azaltıp, kas yoğunluğunu koruyan, az kilo veriminde bile vücutta ciddi olumlu değişiklikler yaratan kişiye özel beslenme modelini uygulamak. Fonksiyonel diyet ile hedeflenen, dengeli bir beslenme planlamak, kilo verirken oluşacak kronik hastalık riskini aktive eden geni baskılamak, kilo verecek bireyin hangi diyete daha iyi yanıt vereceği sorusuna doğru cevabı bulmaktır.

    Genetik yapımızdaki değişiklikler, diyete ve ilaçlara yanıtlarımızın farklı olmasını sağlar. Bu nedenle bireyler benzer diyetlere farklı yanıtlar verir. Bazıları hızlı, bazıları yavaş kilo verirken bazıları da sık duraksarlar. Fonksiyonel diyet ile kilo duraksamasını engellemek, kilo verecek kişiye uygun besinlerin yarar ve risk mukayesesini yapmak gerekir. Bazı besin öğelerini az almak hastalık riskini artırır, eksik alınan yerine konulduğunda hastalık riski azalır, yüksek miktarda alındığında ise yararlı etki kaybolur ve risk yeniden ortaya çıkar.

    FORKSİYONEL DİYETTE EFSANELERE YER YOK

    Fonksiyonel diyette; denge, çeşitlilik ve porsiyon ölçüsü bireye özgü ayarlanır. Fonksiyonel diyetle 24 saat içerisinde hücre DNA’sına 10.000 olan serbest radikal saldırısı çinko, selenyum, A, C, E vitaminleri ve besinlerle sağlanan polifenollerle engellenir. Kilo verme ve yaşla birlikte oluşacak kas güçsüzlüğü azaltılır. Antioksidandan zengin beslenme planı kişiye özgü uygulanarak, yaşlanma kromozomlarının uç kısımlarını koruyan “telomer” adlı bölgelerin kısalması engellenir.

    Fonksiyonel diyette vitamin desteğine de gerek kalmaz çünkü tüm besinlerin dengeli harmanlanması ile toksik dozlara ulaşmayan vitamin miktarını da sağlarız. Bu diyetle bazı besin öğeleri bir araya getirilerek etkileri daha da belirginleştirilir. Örneğin, soya ve yeşil/siyah çayı beraber tüketmek kilo verirken erkekleri prostat kanserinden tek başına tüketilmelerine göre daha fazla korur. Örneğin, kilolu kişilerdeki karaciğer yağlanmasını folik asit, metiyonin, B12, B6 ve kolinden zengin beslenme ile ilaç kullanmadan düzeltmek mümkündür. Yani burada besin ile besin etkileşimi yapılır.