Etiket: diş sağlığı

  • Diş gıcırdatma kabusunuz olmasın

    Diş gıcırdatma kabusunuz olmasın

    Gün boyu şehir hayatı veya iş hayatına bağlı yaşanan stres, dengesiz beslenme alışkanlıkları ve hareketsizlik uyku bozukluklarına neden olabiliyor.

    Yaşamımızın üçte birini uykuda geçirdiğimiz düşünüldüğünde, uykunun insan zihni ve bedeni için ne kadar önemli olduğuna değinen Dt. Selçuk Özbölük, “Gün boyu şehir hayatı veya iş hayatına bağlı yaşanan stres, dengesiz beslenme alışkanlıkları ve hareketsizlik uyku bozukluklarına neden olabiliyor. Bu uyku bozukluklarından bir tanesi de uykuda diş gıcırdatma olarak bilinen ‘Bruksizm’. En sık görülen uyku bozukluklarından biri olan ‘Bruksizm’, uykuda konuşma ve horlamadan sonra 3. sırada karşımıza çıkıyor” dedi.

    Sigara ve kafein de diş gıcırdatmayı arttırıyor

    Uyku esnasında oluşan güçlü çene hareketlerinin neden olduğu çeneleri sıkma, dişleri gıcırdatma olayı olarak tanımlanan bruksizmin görülme sıklığının %20’lere kadar ulaştığını söyleyen Dt. Özbölük, “Bruksizm konusunda yapılan araştırmalar; horlama ve uyku apnesi gibi durumların dişlerini gıcırdatan kişilerde daha çok görüldüğünü gösteriyor. Aşırı duygusal hassasiyet, sinir, stres, kuruntu, dengesiz beslenme ve hareketsizliğin yanı sıra fazla miktarda tüketilen alkol, sigara ve kafein uykuda diş gıcırdatmayı arttırıyor” diye konuştu.

    Diş sıkma ve gıcırdatmanın gece veya gündüz oluşabilen istemsiz bir aktivite olduğu ancak bu durumun çeşitli olumsuz semptomlar ortaya çıkmadan hastalar tarafından genellikle farkına varılmadığını söyleyen Dt. Özbölük; “Diş sıkma ve gıcırdatmanın birçok nedeni var ve bu nedenler arasında; stres ve kişisel özellikler, uyku düzeni, uyku esnasındaki solunum bozuklukları, travmatik yaralanmalar, merkezi sinir sistemi rahatsızlıkları, yasadışı ilaç kullanımı (ekstazi), ilaç tedavileri (seratonin), alkol, kafein ve sigara kullanımı gibi faktörler sayılabilir.

    Diş gıcırdatmanın sebepleri nelerdir? tıklayın!

    ‘Bruksizm’, en sık görülen uyku bozukluklarından, uykuda konuşma ve horlamadan sonra 3. sırada karşımıza çıkıyor. Hastalar genellikle diş gıcırdattığının farkında bile olmuyor. Hasta bize ancak dişlerde hassasiyet, aşınma, sallanma ve kırılma, diş sinirlerinde ölüm, çevre dokularda yaralanma, çene eklem rahatsızlıkları, baş ağrısı ve fonksiyon bozukluğu gibi durumlarda geliyor. Hastanın eşleri ya da yakınları da bu durumdan kendisi kadar şikayetçiler” dedi.

    Çözümü nedir?

    Peki bunun çözümü var mı?

    Diş sıkma ve gıcırdatma tedavisinin nasıl yapıldığı hakkında bilgi veren Dt Özbölük, “Uygulanan tedavi metodu çoğunlukla kişiye özel yaptığımız gece plaklarıyla aktivitenin kontrol altına alınmasını ve meydana gelebilecek patolojik veya fiziksel değişikliklerin önlemesini içerir. Doğru teşhis konulduğu taktirde, bu rahatsızlığın gece plağı kullanımı, hasta eğitimi ve gerek duyulduğunda fizik ve ilaç tedavisi ile kontrol altına alınabildiği bilimsel araştırmalarla kanıtlanmıştır. Ancak diş gıcırdatmanın altında yatan diğer stres kaynaklı problemler için de bir uzmandan yardım almalarında fayda var” diye konuştu.

    Diş gıcırdattığınızı nasıl anlarsınız?

    • Sabahleyin kalktığınızda yanaklarınız ağrıyorsa

    • Ağzınızı rahat açamıyorsanız, açtığınızda ağrı varsa ve gün içinde de ağrı devam ediyorsa

    • Kulağa ve başa yayılan ağrılarınız varsa

    • Ağız açma kapama sırasında zorluğun dışında klik, klak gibi sesler çıkıyorsa, uykuda dişlerinizi gıcırdatıyor olma ihtimaliniz çok çok yüksek.

  • Deniz suyunun diş sağlığına faydaları

    Deniz suyunun diş sağlığına faydaları

    Diş sağlığının korunması için özellikle yaz aylarını dikkate alan uzmanlar, tatilde diş eti kanamaları, apseler ve çürüklerin kötü sürprizler oluşturabileceğini belirtti. Deniz suyunun birçok yararının yanında, dişler için de olumlu etkileri olduğunu belirten uzmanlar deniz suyundaki tuzun bakterilerin çoğalmasını engellediğini kaydetti.

    Tatil hazırlıkları yapılan şu günlerde sağlıkçıların uyarıları bu kez diş sağlığına yönelik oldu. Tatile çıkmadan önce mutlaka diş kontrolü yapılması tavsiyesinde bulunan Diş Hekimi Suzan Yavaşca, alınacak önlemlerle kötü sürprizlerin önüne geçilebileceğini belirtti. Yavaşça, “ Tükürüğümüzdeki minerallerin, dişlerde oluşan bakteri plaklarının üstüne çökmesiyle meydana diş taşları görsel olarak kötü bir görünümün yanı sıra diş eti iltihabı ve diş eti hastalıklarına neden olur, bu da ağız kokusuna yol açar.” dedi.

    Tatil bölgelerinde tüketilen gıdalara ve diş temizliği alışkanlıklarına dikkat çeken Yavaşça, “Tatil mekânlarında tüketilen hazır yemekler ve karbonhidrat bazlı yiyecekler, dişlerde oluşmuş küçük problemleri telafisi zor sorunlar haline getirebilir. Düzenli olarak fırçalanmayan dişlerde çürükler, diş etlerinde rahatsızlıklar başta olmak üzere bir sürü sorun meydana gelebilir. Tatlı seçiminde tercihlerini yoğun ve ağır tatlılar dışında kalan sütlü tatlılardan yana kullanmalılar. Yemek yedikten sonra dişleriniz için yapacağınız en iyi şey su içmektir. Yemekten sonra içilen bir bardak su, yemek parçalarını ağızdan uzaklaştırır ve ağızdaki asidik ortamı ortadan kaldırır. Tabii yiyeceklerin yanında içeceklerin de tüketimi önemlidir. İçecek tüketirken pipet kullanılması iyi olur. Pipetler hızlı içim sağlayacak içeceklerin ağızda daha az zaman kalmasını sağlar.” şeklinde konuştu.

    Havuz suyuna nazaran deniz suyunun çok daha faydalı olduğunu ifade eden Yavaşça, “Tatilde havuz yerine denizin tercih edilmesinde de fayda var. Çünkü havuz suyu ağız ve diş sağlığını olumsuz yönde etkileyebilir. Havuz suyunda bulunan bakteriler ağız içinde bakteri oluşumunu artırır.Yüzme esnasında da havuz suyu ağızla uzun zaman temas ettiği için bu olumsuz sonuçtan kaçamazsınız. Fakat deniz suyu içerisinde bulunan tuz nedeniyle ağız ve diş sağlığına zarar vermez.İçerisindeki tuz ağızda bakterilerin artmasına mani olur ve yine içerisinde kimyasal madde bulunmadığı için diş sağlığı açısından risk teşkil etmez.” ifadesini kullandı.

  • Evde Diş Beyazlatmanın 7 Doğal Yolu

    Evde Diş Beyazlatmanın 7 Doğal Yolu

    Evde diş beyazlatmanın 7 doğal yolu ile siz de arzu ettiğiniz mükemmel dişlere kavuşacaksınız.

    Hepimizin hayali bembeyaz inci gibi dişlere sahip olmaktır.
    Güzel dişler gülümsemenizi güzelleştirmekle kalmaz, sizi çekici biri yapar.
    Beyaz ve düzgün sıralanmış dişler güzelliğinize güzellik katar.
    Evde diş beyazlatmanın 7 doğal yolu ile siz de arzu ettiğiniz mükemmel dişlere kavuşacaksınız.

    dis_beyazlatma

    Karbonat, adaçayı ve Tarçın 1 çay kaşığı karbonat, 1 çay kaşığı adaçayı ve 1 çay kaşığı tarçını birbirine ekliyoruz. Islak ve temiz bir diş fırçası ile dişlerimizi fırçalıyoruz. Her akşam yatmadan önce bunu tatbik edin sonucu 1 haftada göreceksiniz

    Evde Diş Beyazlatmanın 7 Doğal Yolu
    Strawberries-Çilek

    Çilek dişlerde tartar oluşumunu yumuşatır ve onlara beyaz ve temiz bir görünüm verir.
    Çilek, diş macunlarında beyazlatıcı olarak kullanılan, önemli bir enzim olan malik asit içerir,
    ikinci olarak bu mükemmel meyve, ağzınızdaki ve dişlerinizdeki bakterileri izale eden liflerle kaplıdır.
    Çileği alın ve ezin, macun kıvamına geldiğinde dişlerinizi bunla fırçalayın.
    Bu uygulama dişlerinizi beyazlattığı gibi dişteki kalıntılarıda temizleyecektir.
    Fakat bu uygulamayı sık tekrarlamamalısınız, çilek asidiktir, çok fazla kullanıldığında
    diş minesine zarar verebilir.

    Diş Beyazlatmanın Doğal Yolları İçin Tıklayınız

    SaltTuz
    Tuz antibakteriyeldir ve bir temizlik maddesidir.

    Macununuza tuz ekleyip kullanmak, tuzun aşındırıcı özelliğinden dolayı, dişlerinizdeki kalıntıları giderir, temiz ve beyaz dişlere kavuşursunuz.
    Dişlerinizi beyazlatmak istediğinizde bu uygulamayı yapabilirsiniz.

    Bay-Leaf-and-orange-Peel

    Defne Yaprağı Ve Portakal Kabuğu
    Defne yaprağını alın ve ezin.
    Portakal kabuğunu rendeleyip, ezdiğiniz defne yaprağına ekleyip macun kıvamına getirin.
    Diş fırçanıza bu macunu sürün.
    5 dakika boyunca dişinizle bunla fırçalayın.
    Dişleri beyazlatmakta kesinlikle etkili bir yöntemdir.
    Her gün uygulanması dişlerin üst tabakasını aşındırabileceğinden tavsiye edilmez.Raw-carrots-1

    Havuç
    Çiğ şekilde havucu rendeleyin, ezin macun kıvamına getirin ve fırçanıza koyup, dişlerinizi bunla fırçalayın
    Havuç içerisinde dişleri beyazlatmak için özel bir madde içermez fakat
    havucun sert yapısı, dişlerinizi temizleyerek, onları beyaz ve çekici bir görüntüye kavuşturur.
    Havucun dişlere uygulanmasında herhangi bir mahsur olmadığından dişlerinizi beyazlatmak için, hergün uygulamnızı tavsiye ederiz.
    Dişlerinizi önce limon veya çilekle beyazlattıktan sonra, bu beyazlığı korumak
    için size önerimiz hergün dişlerinizi, fırçanıza koyduğunuz havuç parçalarıyla ovun.banana-peel

    Muz
    Muzda vücudunuz için gerekli çok değerli besinler vardır.
    Fakat muz kabuklarının bir işe yaramadığını düşünüp onları çöpe atarız.
    Dişlerinizi doğal yönden beyazlatmak için size önerimiz, muzun kabuğunu çöpe atmayın!
    Muzun kabuk kısmını ezip macun yapın, bunla dişlerinizi 2-3 dakika boyunca fırçalayın.
    15-20 dakika sonra normal diş macununuzla fırçalayın.
    Bunu haftada 3 kez uygulayıp, beyaz dişlere kavuşabilirsiniz.fruits

    C vitamini içeren gıdalar
    C vitamini açısından zengin meyveler dişlerinizi beyazlatmak yardımcı olabilir.
    Limon, portakal, çilek domates gibi gıdaları dişlerinize uygulayabilirsiniz. Bunları ezip macun yapın, fırçanıza sürüp, birkaç dakika boyunca bunla dişlerinizi fırçalayın.
    Biraz dişinizde dursun bu macun, ardından dişinizi yıkayıp durulayın.
    Dişleriniz beyazlayacak ve temizlenecektir.baking-soda

    Karbonat
    Karbonat dişleri beyazlatma amaçlı yüzyıllardır kullanılan bir maddedir.
    Bu gıdadan macun hazılaması çok kolay, yapmanız gereken biraz suyla, karbonatı karıştırıp macun kıvamına getirmek, bu macunu fırçaya sürüp, dişlerinizi fırçalamak hepsi bu.
    Yapılan son çalışmalar, karbonatın en güçlü ve en güvenilir diş beyazlatıcı olduğunu gösteriyor.
    Yalnız sık sık uygulamamalı, dişlerde aşınmaya neden olup, diş çürüklerine yol açabilir.

    İlgili Konular

    Diş Nasıl Fırçalanır? Resimli Anlatım

    Bitkisel Diş Beyazlatma Yöntemleri Nelerdir?

    Diş Hekimi & Diş Hastanesi

     

    YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan yorum yazıları veya haberlerin tüm hakları Kadınlar Kulübü’ne aittir. Kaynak gösterilse dahi hiçbiri özel izin alınmadan kullanılamaz. Bu haber veya yazılar sadece Kadınlar Kulübü tarafından sağlanan RSS verileri kullanılarak alıntılanabilir.

  • Çocukları 6 ayda bir diş hekimine götürün

    Çocukları 6 ayda bir diş hekimine götürün

    Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Diş Hekimliği Fakültesi Pedodonti (Çocuk Dişleri Uzmanı) Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Cem Doğan, çocuklar ve erişkinlerde oluşan diş çürüklerinin, şekerli gıdalardan değil; diş fırçalama ve diğer ağız bakım yöntemlerinin kullanılmasındaki eksikliklerden kaynaklandığını söyledi.

    Çocukların sağlıklı bir şekilde çiğnemek, konuşmak ve güzel bir gülümsemeye sahip olmaları için güçlü ve sağlıklı dişlere ihtiyaç duyduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Doğan, diş çürüklerinden korunmanın en kolay yolunun fırçalamak olduğunu yineledi.
    Çocuklarda ağız bakımının diş fırçası ve diş macunu ile yapıldığını kaydeden Prof. Dr. Cem Doğan, diş ipi ve gargaralar gibi yardımcı bakım materyallerinin kullanımının sıklıkla daimi dişlenme dönemi ile başlaması gerektiğini bildirdi.
    “Dişlerimizi yemeklerden hemen sonra fırçalamamalıyız” diyen Prof. Dr. Doğan, “Gıda maddelerinin alımı ile beraber ağız ortamında asidik bir çevre oluşur ve yemeklerden hemen sonra yapılan diş fırçalama işlemi ilerleyen dönemlerde diş hassasiyetine ve dişlerde erozyon denilen aşınmaya neden olabilir. Bu yüzden yemeklerden bir süre sonra ve mutlaka gece yatmadan dişler fırçalanmalıdır. Diş ipi de günde sadece bir kez yatmadan önce kullanılmalıdır” şeklinde konuştu.

    “DİŞ FIRÇALAMADA, EBEVEYNLER MODEL OLMALI”
    Çocuklara diş fırçalama alışkanlığının ne zaman ve nasıl öğretilmesi gerektiği konusunda da bilgi veren Prof. Dr. Doğan, şunları kaydetti:
    “Diş fırçalama işlemine çocuğun ilk dişinin sürmesi ile beraber başlamalıyız. Ancak ilk süren dişlerin diş fırçası ile temizlenmesi zordur; bunun için temiz bir parça bez veya özel olarak üretilen bebek fırçaları kullanılabilir. Diş fırçalama alışkanlığının kazandırılması ise uzun zaman alan bir konudur. Çocuğun diş fırçalamaya alışması ve bunu sürekli bir davranış haline getirmesi ise uzun yıllar alır. Bunun çocuk tarafından içselleştirilmesi ve benimsenmesi için en büyük görev, önce ebeveynlere düşmektedir. Çocuk mutlaka ebeveynlerini diş fırçalarken görmelidir. Ayrıca ebeveynler de, çocuklar dişlerini fırçalarken onların yanında bulunmalı ve en az 7-8 yaşlarına kadar çocuklarına diş fırçalama konusunda yardım etmelidirler. Çünkü çocukların el hareketlerinin gelişimi diş fırçasının düzgün kullanımına izin vermemektedir.”

    “ÇOCUKLARI 6 AYDA BİR DİŞ HEKİMİNE GÖTÜRÜN”
    Çocuklar ve erişkinlerde oluşan diş çürüklerinin nedeninin şekerli gıdaların değil, diş fırçalama ve diğer ağız bakım yöntemlerinin kullanılmasındaki eksiklik olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Doğan,

    “Burada asıl üzerinde durulması gereken konu, çocukların şeker ve şekerli gıdaları az veya çok almaları değildir. Önemli olan bu gıdaların alındıktan sonra ne yapılması gerektiğidir; şekerli gıdaların alımını takiben en az bir bardak su içilmeli veya su ile ağız çalkalanmalıdır. Diş fırçalama işlemine daha sonra geçilmelidir” dedi.

    Çocukların en az 6 ayda bir diş hekimi kontrolüne götürülmesi ve diş çürüğünün gelişimini engellediği ispat edilen flor jel veya vernik uygulamasının hekimden talep edilmesini isteyen Prof. Dr. Doğan, “Diş hekiminin önerisine uygun diş fırçası, diş macunu ve diş ipi kullanmalıyız. Diş çürüğü bir hastalıktır ve hastalık ortaya çıkmadan önce önlemlerimizi almalıyız. Bunun için ağız bakımına hem kendimiz hem de çocuklarımız için önem vermeliyiz. Diş çürüğü veya ağrı oluşmadan diş hekimine gitmeme huyundan vazgeçmeliyiz” diye konuştu.

  • Sahte implant

    Sahte implant

    Kalitesiz ve patentsiz üretilmiş implantlar diş ve çevresindeki kemikte dönüşü olmayan hasarlara sebebiyet veriyor. Konu ile ilgili açıklama yapan İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tancan Uysal, özellikle Uzakdoğu’dan ülkemize giriş yapan implantların enfeksiyona ve implant kaybına kadar giden ciddi sorunlara neden olduğunu belirtti.

    Gelişen diş hekimliği sektörünün, hekimin tedavisini kolaylaştırıcı, diş hekimliği alanında oldukça önemli teknolojileri hayata geçirdiğine dikkat çeken Dekan Prof. Dr. Uysal, “Firmalar daha yeni ve dişe uyumlu implantlar geliştirdi. Çok başarılı uygulamalarla belki de bir diş çekiminden daha basit operasyonlarla hastalara bunları uygulayabiliyoruz.” dedi. Bu güzel gelişmelerin yanında ortaya çıkan sıkıntılara da dikkat çeken Dekan Prof.Dr. Uysal, özellikle Uzakdoğu’dan ülkemize giriş yapan ve sayıları gün geçtikçe artan sahte implantlar konusunda hastaları uyardı. İçindeki titanyum maddesinin olması gereken değerde olmayan, artık metallerin kullanıldığı bu implantların, maliyeti azaltmak adına bazı diş hekimleri tarafından tercih edildiğini söyleyen Prof.Dr. Uysal, “Bu implantlar ağıza yerleştirildiği zaman kemiklerle birleşmesinde sıkıntılar doğuyor. Titanyum uyum gösterir, ama paslanmaz çelik uyum göstermez. Dolayısıyla bir süre sonra dişle uyum sağlamamasının yanında diş etinde çanak görünümünde kemik defektleri oluşturmaktadır. Bu implantı yerleştirdikten sonra oluşan enfeksiyonla kemik seviyesi 10 milimetreye kadar düşmektedir. Sonuç olarak da implant yerleştirecek yer kalmamaktadır.” diye konuştu.

    Hastalara önerilerde de bulunan Prof. Dr. Uysal, piyasada bilinen patentli, Ulusal Bilgi Bankasında kayıtlı implantların tercih edilmesi gerekliliğine dikkat çekti. “Muayenehanelerde yalnızca fiyat bazında değerlendirme yapmayıp kaliteyi ön planda tutulmalıdır. Uluslararası standartlarda uygunluğunu gösteren belgelere sahip, garanti veren implantlar tercih edilmelidir. Her implantın ömür boyu garanti belgesi vardır. Marka öğrenilip mutlaka bir piyasa araştırması yapılması gerekir. İmplantın üzerine yerleştirilecek ara parçaların her çeşidinin bulunması gerekiyor. Uygulama yerleri ise sterilizasyon bakımdan tam teşekküllü merkezler olmalıdır. Hastalar konu ile ilgili uzman hekimlerden, üniversitelerden bilgi alabilirler.” dedi.

  • Telsiz çarpık diş tedavisi

    Telsiz çarpık diş tedavisi

    Günümüzde herkes daha beyaz, daha estetik ve daha özgün bir gülümseme peşinde. Dişlerde kesim ve aşınma yapılmadan uygulanabilen ‘lamina’ işlemi uygulamaları bu dönemin en popüler dental tedavileri arasında…

    Diş Hekimi ve Protez Uzmanı Çağdaş Kışlaoğlu, lamina yönteminin görünüşü olumsuz yönde etkileyen birçok diş bozukluklarında mükemmel bir kozmetik çözüm olduğunu ifade ederek, lamina kaplamalarda ana unsurun, estetik sorunları olan dişlerin ön yüzlerine, porselenden hazırlanan tabakanın yapıştırılarak bu sorunlara estetik bir çözüm getirmek olduğunu açıkladı. Kışlaoğlu lamina kaplamaların, çoğu durumda sağlam yapıları ve bozulmayan renkleriyle dişlere doğal bir güzellik kazandırdığını belirterek aynı zamanda kullanım açısından da oldukça doğal bir yapıya sahip olduğunu sözlerine ekledi.

    LAMİNA KAPLAMALARIN ÖZELLİKLERİ

    Laminaların ağız içindeki görünümlerini doğal dişlerden ayırt etmek nerdeyse imkânsızdır. Tırnak kalınlığında, istenen renk, boy ve formda özel olarak hazırlanmış bir porselen tabakasının dişin ön yüzüne yapıştırılarak doğal bir görüntü sağlanması amaçlanır. Bu yöntemde porselen kron uygulamasından farklı olarak sağlıklı dişler çok fazla prepare edilmez. Bunun yerine dişin ön yüzünden 0,3–0,7 mm bir diş tabakası kaldırılarak, hazırlanan porselen lamina özel bonding teknikleriyle bu bölgeye yapıştırılır.

    LAMİNA TEDAVİSİNİN AŞAMALARI

    Öncelikle dişiniz işleme hazırlanır, üzerindeki artıklar temizlenir. Ardından dişinizin tam bir kopyasını elde etmek için ölçü alınır. Porselen malzemeden dişinize yapıştırılacak olan tabaka hazırlanır. Porselenden imal edilen bu kaplamalar ince, yarı geçirgen bir tabakadır. Mevcut bir diş üzerine mükemmel bir uyum ve hassasiyetle hazırlanıp yerleştirilirler. İşlem bittiğinde mükemmel bir kaynaşma beklenir.

    LAMİNA TEDAVİSİ GEREKTİREN DURUMLAR

    Lamina kaplamalar temel olarak, renk değişikliklerinin giderilmesi olduğunu ifade eden Çağdaş Kışlaoğlu, belli bir dereceye kadar olan şekil bozukluklarında uygulanabilecek en iyi yöntem olduğunu belirterek başlıca uygulama alanlarını şu şekilde özetledi;

    • Renklenmelerde, bleaching (diş beyazlatma) gibi metotlarla sonuç alınmayan ileri derecedeki antibiyotik, flor vb. lekelerinde kalıtsal yapı ve renk bozukluklarında
    • Ayrık dişleri bitiştirmede (diastema kapama)
    • Kırık veya aşınmış dişlerin tedavisinde
    • Rengi ve yapısı bozulmuş eski dolguların düzeltilmesinde
    • Çapraşık ve eğri dişlerin düzeltilmesinde (ortodontik tedavi alternatifi olarak)

    Her iki yöntemde etkin olmasına rağmen tercih, renklenmenin derecesine, tedavinin ne kadar çabuk sonlandırılmak istendiğine ve hekimin görüşüne bağlıdır.

    LAMİNA UYGULAMASININ AVANTAJLARI

    Diş Hekimi ve Protez Uzmanı Çağdaş Kışlaoğlu, lamina yönteminin çürük, aşınma, kırık veya yapısal bozukluklardan kaynaklanan durumlarda, dişlerin doğal bir görünüm kazanması açısından en etkili yöntem olduğunu açıkladı. Daha önceleri bu gibi olumsuz durumlarda dolgular ve tam kaplamalar tek çözüm iken, günümüzde daha çok lamina kaplamanın tercih edildiğini belirten Kışlaoğlu, lamina tedavisinin avantajlarını şöyle sıraladı;
    Diğer yenileme işlemlerine göre sağlık açısından üstünlükleri daha iyidir.
    Küçük bir müdahale ile sağlıklı ve doğal bir görünüş elde edilir.
    Dişinizde tırnak kalınlığında bir yuva açılması (ki bu da her zaman gerekmeyebilir) yeterlidir.
    Sağlam, renkleri bozulmayan ve dayanıklı malzemelerden üretilirler.
    Porselen yüzeyleri son derece pürüzsüz olacağı için sigara ve benzeri sebeplerden kaynaklanan lekelenmeleri ve diş taşı oluşumlarını minimuma indirmektedir.
    Kahve, çay, sigara gibi dış etkenlerle renk değiştirmez.
    Aşınmaya karşı direnci yüksektir.
    Tedavinin laboratuar aşaması sadece 3-4 gündür.
    Ancak gülümseme tasarımında bu süre sonunda, dudaklarınızın yeni görünümünüze uyum sağlaması 2 -3 haftayı bulabilmektedir. Bu uyum süresinde bazı dudak egzersizleri yapılması ve özellikle okuma egzersizleri tavsiye edilmektedir. Bu sürenin sonunda yüzünüzle tamamen bütünleşmiş ve yapay olduğu kesinlikle fark edilmeyen yeni dişlerinizle rahatlıkla gülümseyebilirsiniz.

    LAMİNA İŞLEMİNİN DEZAVANTAJLARI

    Diğer yenileme işlemlerine göre biraz daha pahalı bir sistemdir.
    Hassas bir tekniktir.
    İyi bir klinik ve laboratuar çalışması gerektirir. Hekimin ve diş teknisyeninin bu konu üzerine teknik bilgisinin ve sanat yeteneğinin tam olması gerekir.

    LAMİNA UYGULAMASI UZUN ÖMÜRLÜ MÜDÜR

    Lamina kaplamaların iyi bir ağız bakımıyla yıllarca sorunsuz olarak kullanılabileceğini belirten Kışlaoğlu, lamine kaplamaların diğer adeziv sistemlerden daha üstün özelliklere sahip porselenden imal edildiklerini ve bu sebeple lekelenme ve aşınmaya karşı daha dirençli olduğunu açıkladı. Ömürlerini uzatmak için ağız bakımına dikkat etmek gerektiğini ifade ederek, çok sert gıdaları ısırmaktan, tırnak yemek gibi alışkanlıklardan kaçınmak gerektiğini sözlerine ekledi.

  • Diş ve diş eti sağlığı için çilek yiyin

    Diş ve diş eti sağlığı için çilek yiyin

    Central Hospital’dan Ağız ve Diş Sağlığı Uzmanı Dt. Gökçe Çetin, renkli meyve ve sebze tüketimiyle diş ve diş eti sağlığını korumanın mümkün olduğunu belirtiyor.

    Günümüzde özellikle beslenme alışkanlıklarının değişmesiyle birlikte dişler sağlamlığını yitirip, daha kolay çürüyor. Meyve ve sebze tüketiminden kaçınıp, şekerli yiyecek ve içeceklere yönelmek, kahve ve sigara gibi alışkanlıklardan vazgeçmemek, ağız sağlığını kötü etkilediği gibi kalp- damar hastalıklarına, böbrek ve karaciğer rahatsızlıklarına kadar pek çok zarara yol açabiliyor. Meyve ve sebzelerde bulunan vitaminler diş ve dişetleri için çok önemli olduğundan, renkli meyve ve sebzelerin tüketimini arttırarak, dişlerin doğal yoldan güçlenmesi ve temizlenmesi sağlanabilir.

    Karbonhidrattan uzak durulmalı

    Vitaminler ve proteinler diş dostu olarak kabul edilen gıda maddelerinin en başında gelir. Bu maddeler vücudun temel yapı taşını oluşturduklarından, dişlerin gelişim süresince ve devamında, diş sağlığının korunması için mutlaka tüketilmesi gerekir. Özellikle C vitamini tüketimi, ağız içi yumuşak dokularımızın sağlığı açısından oldukça önemlidir ve vücuttaki kollajen yapımında büyük rol oynamaktadır. Kollajen, vücutta bulunan bir yapı proteini olduğundan; dişetlerinin dişlere daha sıkı tutunmasına, ağız içi yumuşak dokuların daha sert kıvamda olmasına ve ağız içi bakterileriyle mücadelesine destek olmaktadır. Doğal dişleri uzun yıllar muhafaza etmek ve korumak için, doğru beslenme ve iyi bir ağız bakımı gerekir. Karbonhidrat ağırlıklı bir beslenme şekli diş sağlığı açısından risk yaratır.

    Diş taşlarını önlemek için renkli renkli meyve ve sebze tüketin

    Meyvelerden özellikle çilek ve ananas, diş ve diş etlerine iyi gelmektedir. İçinde bulunan çeşitli asitler, mekanik temizleme sağlayarak plak oluşumunu azaltır. C vitamini eksikliği dişetlerini dirençsizleştirir ve periodontal rahatsızlık oluşmasına yol açar. Diğer meyvelere nazaran daha fazla C vitamini içeren kiviyi tüketmek, bu sorunu engellemede yardımcı olur. Orman meyvelerinin yanı sıra, portakal, kavun dahil olmak üzere pek çok meyve ve kırmızıbiber, brokoli, ıspanak benzeri tüm yeşil ve renkli sebzeler mükemmel birer C vitamini kaynağıdır. (Milliyet)

  • Güzel bir gülüş için…

    Güzel bir gülüş için…

    Güzel bir gülümseme her yaşta önemlidir! Ağız ve diş sağlığının temellerini öğrenmek için ise hiçbir zaman geç değil.

    İşte dikkat etmeniz gerekenler:
    * Her gün beş dakikanızı ağız bakımına ayırın. Önce dişlerinizi fırçalayın, ardından diş ipi kullanın ve bakteri plağına karşı etkili bir sıvı ağız bakım ürünü ile ağzınızı çalkalayın.
    * Dişlere faydalı yiyecekler tüketin. Elma, armut, kereviz, havuç, karnabahar, çilek gibi meyve ve sebzelerin içeriğindeki doğal liflerin tükürükle birleşmesi, diş temizliğine yardımcı olur.
    * Asitli ve şekerli gıdalar dişlerin çürüme sürecini başlatır. Bunları yedikten sonra etkin bir ağız temizliği yapın.
    * Sık sıvı alımı ağzınızı nemli tutar. Özellikle sigara içenlerin, sigaranın tükürük akışını azaltması ve ağız kuruluğuna sebep olması nedeniyle bol sıvı alması gerekir.
    * Gece yatmadan önce ağız bakımını ihmal etmeyin. Ağızda kalan bakteriler gece boyunca hızla üremeye devam eder. Bu nedenle yatmadan önce sağlıklı ağız bakımı için önerilen üç adımı (ilk madde) uygulayın.
    * Doğru fırçayı seçin. Dişleri fırçalamayı bilmek kadar fırça seçimi de önemlidir. Diş hekimlerinin çoğu düz küçük başlı ve yumuşak diş fırçalarının, plakları temizlediği için en iyi seçim olduğu konusunda hemfikir. Belli aralıklarla diş fırçanızı değiştirin.
    * Her altı ayda bir diş hekimine kontrole gidin.
    * Diş etleriniz kanıyorsa fırçalamaya ara vermeyin. Diş eti hastalığınızın ilk aşaması olabilir ve doğru ağız bakımı ile diş eti hastalığını önleyebilirsiniz. Ancak iki haftadan uzun süredir kanıyorsa, mutlaka bir diş hekimine görün.
    * Sadece diş fırçalamak ve diş ipi kullanmak ağız bakımını tamamlamaz. Ne kadar iyi fırçalarsanız fırçalayın, ulaşamadığınız yerlerde kalan bakteriler ağzınıza yeniden yayılır. Bakteri plağına karşı etkili bir sıvı ağız bakım ürünü ile ağzınızı çalkalayarak bakterilerin hızla yayılmasını engelleyebilirsiniz.

    Ağız ve diş bakımı nasıl olmalı? tıklayın !

  • Dişleri doğru fırçalama yöntemleri neler?

    Dişleri doğru fırçalama yöntemleri neler?

    Diş fırçalama, diş ve diş etlerinin sağlığını korumak açısından büyük önem taşıyor. Dişlerini temizlemek isterken, yanlış fırçalama tekniği yüzünden pek çok kişi istemeden diş ve diş etlerine zarar verebiliyor. Nazik hareketlerle, dişlerin mümkün olan her yerine ulaşarak yapılması gereken diş fırçalama işlemi, sert ve yanlış müdahalelerle diş sağlığını tehdit edebiliyor. Doğru diş fırçalama tekniğinin de en az diş fırçalamanın kendisi kadar önemli olduğunu belirten Diş Hekimi ve Protez Uzmanı Çağdaş Kışlaoğlu, konuyla ilgili görüşlerini paylaşıyor.

    Doğru diş fırçalama ile ömür boyu sağlıklı dişlere sahip olmayı garantileyin

    Doğru bir diş temizliği için öncelikle diş fırçasının kullanımdan önce ıslatılmaması gerektiğini bilmek ve yaklaşık nohut büyüklüğünde diş macunu kullanmak gerekiyor. Dişlerin bulunduğu tüm yüzeylerin diş fırçasıyla fırçalanması da, doğru diş fırçalamanın olmazsa olmazları arasında yer alıyor.

    Diş fırçalama işlemine en az 2 dakika ayırmak gerektiğini ve dolgu, protez gibi işlem görmüş dişlere ekstradan özen göstermenin önemli olduğunu belirten Diş Hekimi ve Protez Uzmanı Çağdaş Kışlaoğlu, dişlerin düzenli olarak günde 2 kez, sabah ve akşam yemeklerden sonra fırçalanması gerektiğini sözlerine ekliyor. Çağdaş Kışlaoğlu, konuyla ilgili görüşlerini şu sözlerle sürdürüyor:”Tek yönlü, ileri geri ve sert hareketlerle yapılan diş fırçalama işlemi, dişin doğal yapısına ve diş etlerine zarar verebilmektedir. Diş fırçası, diş etinden dişlere doğru kullanılmalı, alt ve üst çene ayrı ayrı özenle fırçalanmalıdır. Ağız içindeki tüm dişlerin, tüm yüzeyleri dairesel hareketlerle fırçalanmalı, iç yüzeyler de dış yüzeyler kadar önemsenmelidir. Diş fırçalamada öne çıkan bir diğer konu ise, diş fırçalama işlemi sırasında dilin de fırçalanması gerektiğidir. Dilin üst düzeyi, dişlerde çürümeye ve ağızda kötü kokuya neden olması muhtemel pek çok bakteriye ev sahipliği yapmaktadır. Bu nedenle, uçtan geriye doğru dilin üst düzeyi de temizlenmelidir.”

    Doğru diş temizliği için diş fırçanızı 3 ayda bir yenileyin

    Doğru diş temizliğinde, diş fırçalarının niteliği ve kullanım süreleri de büyük önem taşıyor. Ağız içi hijyenini korumak için, diş fırçalarının 3 ayda bir mutlaka yenisi ile değiştirilmesi gerekiyor. Genellikle kullanımından sonra yerine ıslak olarak bırakılan diş fırçalarında bakterilerin üremesi ve diş fırçasıyla ağız içine yerleşmesi daha kolay oluyor. Diş fırçalarının, diş hekiminin kişiye özel olarak önereceği şekilde, diş yapısına uygun sertlik ve nitelikte olması da diş temizliğinde önemli bir diğer konu olarak öne çıkıyor. Doğru diş fırçalama tekniğiyle dişleri temizlemenin yanı sıra, bu hususları da dikkate almak gerekiyor.

  • Yarım leblebi kadar diş macunu

    Yarım leblebi kadar diş macunu

    Gürgan, reklamlarda macunun diş fırçasının tamamına yayıldığı şeklinde görüntüler verildiğini, bunun ticari amaçlı olduğunu ifade etti.

    Dişi temizlemede fırçanın daha önemli olduğunu belirten Gürgan, macunun içindeki maddenin ikinci safhada rol oynadığını, dişler için önemli olanın mekanik temizlik olduğunu vurguladı.

    Her diş macununun kendi materyalleri ve birtakım fonksiyonlarının olduğunu aktaran Gürgan, bunların tek başına işe yarayamayacağına değinerek, şöyle konuştu:

    “Bizim için mekanik temizlik önemli. Bazı özel macunlar bu hassasiyeti gidermeye yardımcı oldukları için kimyasal yapıları farklıdır. Bunların çok düzgün kullanılması lazım. Özellikle bunların içinde flor, modifiye edilmiş flor aparatları, türleri var. Biz o yüzden dişlerin, macun ne olursa olsun sabah kahvaltıdan sonra akşam yatmadan önce fırçalanmasını istiyoruz. Macunda şöyle bir alışkanlık var, tabi bu reklamlardan kaynaklanıyor, bir ticari ürün oldukları için o firmalar daha çok satılsın istiyorlar. Ancak biz hiçbir zaman macunu reklamlardaki gibi tüm fırça boyunca sıkılmasını istemiyoruz. Çünkü, macunun içinde deterjan türü maddeler vardır, köpürsün ve ağzın her yerine yayılsın diye. Dolayısıyla bir fırçanın boyunca sıkarsanız çok fazla almış olursunuz. Önerimiz, yarım leblebi kadar macunu sıkıp o macunu ağzınıza yayıp dişlerinizi öyle fırçalamalısınız.”

    Prof. Dr. Gürgan, bakteri plağı denilen birikinti ve kütleyi ortadan kaldırmak için dişlerin fırçalandığını dile getirerek, şunları kaydetti:
    “Macunların içinde abrezil dediğimiz aşındırıcılar, bakterileri öldüren flor gibi kimyasal maddeler bir de kendi yapısından dolayı köpürten ve ağız içinde yayılmasını sağlayan katkı maddeleri ile koruyucular var. Macunsuz da temizlik yaparız ama macunun içindeki dişleri koruyan flor gibi iyonlar ve bakterileri öldüren enzimlerle birtakım kimyasal maddelerin etkilerinden yararlanıyoruz. Organik diş macunu ürünlerinin içinde de bu özellikler var. Ancak, tek başına bunlar hiçbir zaman çözüm değil. Tıp doktorları ilaçlarla çözüm bulabiliyor ama diş ağrısını durduran bir ağrı kesici yoktur.”

    “Vatandaşlar hangi diş macununun tadını seviyorsa onu alsın”
    Diş macunlarının arka bölümündeki bazı renklerle içeriği hakkında bilgi verilmeye çalışıldığını aktaran Gürgan, şunları anlattı:
    “Macunların içinde aşındırıcılar var, gittikçe daha hissedilmez hale getiriyorlar ki fırçalama daha rahat olsun. Eskiden çok daha büyük partiküller vardı. Pomza taşı, silika tozu artık bu daha da değişti artık nanoteknoloji kullanılıyor. Bunlarda, aşındırıcı olarak dolayısıyla kimyasalların ve içeriklerinin çok büyük farklılıkları yok, Hiçbir ürün yoktur ki o özelliğinden, içeriğinden dolayı diğerlerinden üstün olsun. Diş macunlarının arkasındaki yeşil rengin doğal, siyah rengin kimyasal, mavi rengin doğal ve tıbbi ürün karışımı, kırmızı rengin ise doğal ve kimyasal malzeme karışımı maddelerden oluştuğunu gösteren görseller var. Bunlar yanılgıya düşürmemeli. Diş macununun arkasındaki renkler kullanıcılar için pek bir anlam ifade etmemeli. Vatandaşlar hangi diş macununun parasını ve tadını seviyorsa onu alsın.”

    Özel bazı macunların doktor kontrolünde kullanılması gerektiğini dile getiren Gürgan, diş hassasiyeti olan kişilerin ağız bakımı için güvenilir markaları tercih etmelerinin daha yararlı olacağını sözlerine ekledi.

    Doğru Diş Fırçalama Nasıl Olmalıdır?
    Doğru diş fırçalama en az iki dakika yani tam 120 saniye sürse de çoğu yetişkin dişlerini bu kadar süre fırçalamaz. En az iki dakika fırçaladığınızdan emin olmanız için zaman tutabilirsiniz. Dişlerinizi doğru bir şekilde fırçalamak için kısa ve nazik hareketlerle fırçalayın, dişeti çizgisine özel önem gösterin ve dişlerin arka kısımlarına, bilhassa dolgu, kuron ve diğer restorasyonların çevresindeki alanlara ulaşmaya dikkat edin. Doğru fırçalama için aşağıdaki maddeleri sırayla uygulayabilirsiniz.

    • Önce üst dişlerinizin daha sonra da alt dişlerinizin dış yüzeylerini fırçalayın
    • Önce üst dişlerinizin daha sonra da alt dişlerinizin iç yüzeylerini
    • Bütün dişlerinizin çiğneme yüzeylerini yani üst yüzeylerini temizleyin
    • Daha ferah bir nefes için dilinizi de fırçalamayı unutmayın