Etiket: dis beyazlatma

  • Dişleri doğru fırçalama yöntemleri neler?

    Dişleri doğru fırçalama yöntemleri neler?

    Diş fırçalama, diş ve diş etlerinin sağlığını korumak açısından büyük önem taşıyor. Dişlerini temizlemek isterken, yanlış fırçalama tekniği yüzünden pek çok kişi istemeden diş ve diş etlerine zarar verebiliyor. Nazik hareketlerle, dişlerin mümkün olan her yerine ulaşarak yapılması gereken diş fırçalama işlemi, sert ve yanlış müdahalelerle diş sağlığını tehdit edebiliyor. Doğru diş fırçalama tekniğinin de en az diş fırçalamanın kendisi kadar önemli olduğunu belirten Diş Hekimi ve Protez Uzmanı Çağdaş Kışlaoğlu, konuyla ilgili görüşlerini paylaşıyor.

    Doğru diş fırçalama ile ömür boyu sağlıklı dişlere sahip olmayı garantileyin

    Doğru bir diş temizliği için öncelikle diş fırçasının kullanımdan önce ıslatılmaması gerektiğini bilmek ve yaklaşık nohut büyüklüğünde diş macunu kullanmak gerekiyor. Dişlerin bulunduğu tüm yüzeylerin diş fırçasıyla fırçalanması da, doğru diş fırçalamanın olmazsa olmazları arasında yer alıyor.

    Diş fırçalama işlemine en az 2 dakika ayırmak gerektiğini ve dolgu, protez gibi işlem görmüş dişlere ekstradan özen göstermenin önemli olduğunu belirten Diş Hekimi ve Protez Uzmanı Çağdaş Kışlaoğlu, dişlerin düzenli olarak günde 2 kez, sabah ve akşam yemeklerden sonra fırçalanması gerektiğini sözlerine ekliyor. Çağdaş Kışlaoğlu, konuyla ilgili görüşlerini şu sözlerle sürdürüyor:”Tek yönlü, ileri geri ve sert hareketlerle yapılan diş fırçalama işlemi, dişin doğal yapısına ve diş etlerine zarar verebilmektedir. Diş fırçası, diş etinden dişlere doğru kullanılmalı, alt ve üst çene ayrı ayrı özenle fırçalanmalıdır. Ağız içindeki tüm dişlerin, tüm yüzeyleri dairesel hareketlerle fırçalanmalı, iç yüzeyler de dış yüzeyler kadar önemsenmelidir. Diş fırçalamada öne çıkan bir diğer konu ise, diş fırçalama işlemi sırasında dilin de fırçalanması gerektiğidir. Dilin üst düzeyi, dişlerde çürümeye ve ağızda kötü kokuya neden olması muhtemel pek çok bakteriye ev sahipliği yapmaktadır. Bu nedenle, uçtan geriye doğru dilin üst düzeyi de temizlenmelidir.”

    Doğru diş temizliği için diş fırçanızı 3 ayda bir yenileyin

    Doğru diş temizliğinde, diş fırçalarının niteliği ve kullanım süreleri de büyük önem taşıyor. Ağız içi hijyenini korumak için, diş fırçalarının 3 ayda bir mutlaka yenisi ile değiştirilmesi gerekiyor. Genellikle kullanımından sonra yerine ıslak olarak bırakılan diş fırçalarında bakterilerin üremesi ve diş fırçasıyla ağız içine yerleşmesi daha kolay oluyor. Diş fırçalarının, diş hekiminin kişiye özel olarak önereceği şekilde, diş yapısına uygun sertlik ve nitelikte olması da diş temizliğinde önemli bir diğer konu olarak öne çıkıyor. Doğru diş fırçalama tekniğiyle dişleri temizlemenin yanı sıra, bu hususları da dikkate almak gerekiyor.

  • Lazerli Diş Beyazlatma

    Lazerli Diş Beyazlatma

    Evde diş beyazlatma nedir, Diş nasıl beyazlatılır, Diş beyazlatmanın zararı var mı, Diş beyazlatma nedir, Ofis tipi diş beyazlatma nasıl yapılır, Kimler diş beyazlatma uygulamasından yararlanabilir, Diş beyazlatma işlemi nerede yaptırılmalıdır ?

    Fototermal Diş Beyazlatma

    Bu yöntemde de yine bir miktar özel bir jel kullanılır. Ancak kimyasal malzemelerle yapılan diş beyazlatmadan farklı olarak

    yüksek enerjili özel bir ışın demeti uygulanır. Işık kaynağı bir seri LED veya diyot-lazer den oluşabilir. Mutlaka

    dişhekimi gözetiminde yapılmalıdır.

    Fotokimyasal Diş Beyazlatma

    Bu diş beyazlatma tekniğinde, beyazlatma jeli bir UV-lamba (mavi ışık) veya bir KTP lazeri (yeşil ışık) kullanılarakharekete geçirilir. Bu metodu diğerlerinden ayıran özellik ise kullanılan ışık kaynağının da ayrıca dişi beyazlatıcıetkisinin olmasıdır (foto oksidasyon). Bu yöntem, dişler üzerinde daha derin bir beyazlatma sağlar. UV-Işık kullanırkençevre dokular (dudaklar, dişetleri, dil vb.) muhtemel yanık yaralanmalarına karşı iyi korunmalıdır. KTP lazeri kullanırkenise yanma riski yoktur, ancak dişetlerinin beyazlatma jelinin sızıntılarına karşı korunması gerekir (gingiva block). KTPlazeri ile beyazlatmanın büyük bir avantajı da; yapılan bilimsel araştırmalar sonucunda diş minesi üzerinde yan etkileriningözlenmemiş olmasıdır. Diş beyazlatma işlemi sonrasında yapılacak florid uygulanması diş minelerini güçlendirir veçürümeleri önler.

    Ağız – Diş Sağlığı ve Bakımı Konuları için tıklayın !

    Lazer nedir ve nasıl elde edilir?

    Lazerler tek renkli, düz, yoğun, tek fazlı monokromik ışık üreten cihazlardır. Renkli olduğu gibi renksizde olabilir. Budurum görünürlük dalga boyu ile ilgilidir. Bu dalga boyu ve gücü tıptaki kullanım alanını belirler.

    Lazer yardımıyla, elektromanyetik dalgalar güçlenir ve hizalanır. Böylece, tedavi yapılacak bölgede kesici ve yakıcı etkiyesahip, yüksek enerjili bir ışık demeti elde edilir. Lazerlerin kullanım alanları, lazerin dalgaboyuna göre değişmektedir.

    Dışarıdan ışık verme, elektrik akımı geçirmek suretiyle veya kimyasal bir yolla elde edilenenerji, ortamdaki atomlara ulaşır. Bunların bazıları bu enerjiyi emerler. Fazla enerji, atomları kararsız hale getirir.

    Lazerin çalışma prensibi:

    Kendisine bir foton çarpan, uyarılmış ve kararsız atom, fazla enerjiyi foton yayınlayarak verir. Fotonlar, benzer şekildediğer fotonların yayılmasını sağlar. Uyarmalarla ortamdaki fotonlar daha da artar. Atomların hemen hemen hepsi, fotonyaymaya başlayınca kuvvetlenen ışın demeti oluşur. Bu, laser ışınıdır. Laser ışınları yüksek frekanslı olduklarından güneş ışını özelliklerine sahiptir. Ancak laser ışınları tek frekanslıdır.

    Beyazlatılan dişler ne kadar süre beyaz kalır?

    Farklı diş beyazlatma (bleaching) metotlarıyla beyazlatılan dişler bir kaç yıl beyaz kalır. Fakat bu süre kişiden kişiye değişir. Yeme-içme alışkanlıkları, sigara ve fırçalama alışkanlığı dişlerin beyaz kalma süresini etkiler. Şu unutulmamalıdır ki, bleaching her zaman istediğiniz beyazlığı sağlamayabilir. Beyazlama oranı dişlerinizin beyazlatma işlemi uygulanmadan önceki tonuna bağlıdır ve kişiden kişiye değişir. Bu yüzden diş hekiminiz ile beklentilerinizi önceden konuşmalısınız.

    Diş Beyazlatma veya diş ağartma, genel dişhekimliğinde çokça uygulanan bir işlem olmasına rağmen aslına Estetik/Kozmetik Dişhekimliğinin alanıdır. Çok kimse beyaz dişlerle yapılan bir gülüşü çok çekici bulur. Genelde süt dişleri, erişkinlik dişlerinden daha beyazdır. Kişi yaşlandıkça dişlerinin rengi de zamanla daha koyulaşır. Bu koyulaşma diş minelerinin mineral yapısındaki değişimden kaynaklanır. Dişler ayrıca, bakteri pigmentleri ve tütün kullanımından kaynaklanan renklenmelere de maruz kalabilir.

    Beyaz dişler gençlikle özdeşleştirildiğinden estetik görünümlü olmak isteyen kişiler tarafından oldukça arzulanırlar. Ancak şunu belirtmeliyiz ki, abartılı bir beyazlık çoğu durumda estetik olmayabilir. Her zaman için yüz ve ağız yapınıza uygundüşen doğal ton daha estetik olacaktır.

    Klinikte Diş Beyazlatma (Office Bleaching)

    Bu diş beyazlatma yöntemi; dişhekimi tarafından klinikte ve genellikle 40-50 dk kadar süren tek seanslık bir işlemle uygulanır. Yöntem hidrojen peroksitin ısı yada ışık ile aktive edilemesi temeline dayanır.
    Dişe sürülen beyazlatıcı maddenin üzerine beyazlatmayı hızlandıran bir ışın uygulanır.

    Klinik Diş Beyazlatmanın (Office bleaching) Avantajları
    • Bir saatlik tek seans sonrası ortalama 8 -12 ton beyazlama
    • İşlem sonrası hassasiyet hissi çok düşüktür
    • Elde edilen renk uzun süre korunur
    • Dişhekimi tarafından uygulandığından ağız dokularının korunması
    • Günlük alışkanlıklardan vazgeçmeden iyi sonuç (sigara, çay, kahve vb.)

    Evde Diş Beyazlatma (Home Bleaching)

    Ev diş beyazlatması veya matris beyazlatma olarak da bilinmektedir. Uygulaması oldukça kolay, güvenli ve etkin bir diş beyazlatma yöntemidir. Evde Diş Beyazlatma Yönteminin

    Avantajları

    Bu yöntemin tek avantajı diğer yönteme göre daha ucuz olmasıdır.

    Etkili Olduğu Durumlar
    • Sarı, turuncu ve açık kahverengi renklenmeler.
    • Kahverengi fluoroz renklenmeleri.
    • Mine opasiteleri. Aslında mine opasitesine etki etmemesine rağmen, minenin diğer bölümleri beyazladığı için opasite daha az dikkat çekici hale gelir.
    • Ön dişlerin çoklu renklenmeleri.
    • Travma geçirmiş canlı dişlerdeki renklenmeler.

    Evde diş beyazlatma yöntemleri için tıklayın !

  • Ağız ve diş bakımı nasıl olmalı?

    Ağız ve diş bakımı nasıl olmalı?

    Diş çürüğünün nasıl oluştuğunu biliyor muyuz?

    Ağızda bulunan bakterilerin oluşturduğu bakteri plağı, şekerli ve unlu gıdalardan ağızda kalan artıklar sebebiyle asit oluşturuyor. Bu asitler, dişlerin mineral dokusunu çözüyor, diş minesinin bozulmasına ve çürük başlangıcına sebep oluyor.

    Diş çürüğü ağrıya neden olduğu zaman, diş hekimine başvuruluyor. Ağrının en çok, soğuk, sıcak, ekşi veya tatlı gıdaların tüketimiyle hissedildiği belirtiliyor.

    Uzmanlar, önlenebilir bir durum olmasına rağmen, dünyada dişi çürümeyen kişi sayısının çok az olduğunu ifade ediyorlar.

    Dişlerimizi çürüklerden nasıl koruyabiliriz?

    Dişleri fırçalamak ve dişlerin aralarını temizlemek, yiyecek parçalarını ve bakterileri temizlemenin en iyi yolu olarak gösteriliyor.

    Diş bakımının, dişleri günde en az iki kez( sabah ve gece yatmadan önce) fırçalama, diş aralarını da günde en az bir kez temizleme şeklinde olması gerektiği belirtiliyor.

    Diş bakımında daha da iyi olan, her öğünden sonra dişleri fırçalamak.

    Florlu diş macunu, diş fırçası ve diş ipiyle gerçekleştirilen bir temizliğin en az üç dakika sürmesi gerekiyor.

    Bu kurallara dikkat ederek diş bakımımızı yürütürsek, ağız ve diş sağlığımızı korumada üzerimize düşeni yapmış oluruz.

    Ağız – Diş Sağlığı ve Bakımı ile detaylı bilgi almak için tıklayın…

  • Gülüş estetiği

    Gülüş estetiği

    Gülmek her insanın gündelik hayatının bir parçasıdır. Dikkat çekici bir diş yapısı ve estetik gülüşün, hayatın her alanında önem kazanmaya başlaması, başarıyı olumlu yönde etkileyen bir faktördür. Özellikle iş görüşmelerinde ve yeni tanışılan kişiler üzerinde olumlu etki yaratan samimi bir tebessüm, kişiye sosyal ilişkilerinde de pozitif değer katan bir iksirdir adeta! Her an kolayca yapılması mümkün olan bu eylemin iş yaşamında düzgün ve dikkat çekici olmasının, kılık kıyafet kadar önemli olduğu gerçekliğini de unutmamak gerekiyor. Gülüş estetiği ve ideal bir diş yapısının meslek hayatında çok önemli bir yeri olduğunu söyleyen Diş Hekimi Arzu Yalnız “Mesleğe Göre Gülüş Estetiği” ne dikkat çekiyor.

    Mesleğe göre gülüş estetiği tasarlayan Dt. Arzu Yalnız, gülüş tasarımının kişilerin toplumdaki statülerini belirlemede öncelikli etmen olduğunu söylüyor. Son yapılan araştırmalara göre yeni tanışılan kişilerin ilk önce gülüşleriyle ön plana çıktığına ve gülüş estetiğinin önemine de dikkat çekiyor. Gülüş estetiğini “Sanatın Bilimle Buluştuğu Nokta” olarak ifade eden Dt. Arzu Yalnız, gülüşün insan ilişkilerinde de önemli bir yeri olduğunu belirtiyor. Özgüven ve diş yapısı arasındaki ilişki, gün geçtikçe daha çok önem kazandığını, özellikle meslek sahibi kişilerin bu yöntemleri daha çok tercih ettiğini söylüyor.

    Dt. Arzu Yalnız gülüş estetiği örneklerini mesleklere göre şöyle sıralıyor:

    Çekici Gülüş

    Bu teknikte ön dişler diğer dişlere göre fark edilebilir derecede daha uzundur. Aslında dişlerin doğal görünümü de bu şekildedir ama zamanla bu dişler kısalıp aşınarak kişiye yaşlı bir ifade katabiliyor. Bu dezavantajlı durumu gülüş estetiği uygulamaları ile avantaja dönüştürmek mümkündür. Mankenlik, fotomodellik, modacı, şarkıcılık, gibi mesleklere sahip kişiler üzerinde uyguladığımız bu teknik sayesinde kişiye daha dinamik ve çekici bir gülümseme kazandırıyoruz.

    İkna Edici Gülüş

    Yuvarlak hatlı ve bombeli bir diş yapısı olan bu tarz, diğerlerine oranla daha beyaz bir renklendirme ile kişiye ideal bir görünüm kazandırır. Satış temsilcisi, avukat, pazarlamacı, psikolog gibi mesleklere sahip kişilerde daha çok bu tekniği uyguluyoruz.

    Entelektüel Gülüş

    Bu teknikle oluşturduğumuz gülüş estetiğinde, dişleri yatay çizgi üzerine sıralanmış bir görünüme kavuşturuyoruz. Çünkü bu gülümseme kişiye bilgili ve olgun bir gülüş ifadesi veriyor. Bu gülümsemede alt dudak ve dişlerin daha çok vurgulanacağı bir görünüm sağlanmaya çalışılmaktadır. Daha çok akademisyen, öğretmen, gazetecilik, devlet sanatçıları, yazarlık, psikolog, tarihçi gibi mesleklere mensup kişiler bu gülüş tekniğini tercih ediyor.

    Otoriter Gülüş

    Bu gülüş şekli daha çok yöneticilik yapan kişilerde olması gereken bir tarzdır. Bu tarz gülüşlerde keser dişlerin daha köşeli, köpek dişlerin ise daha sivri olduğu bir diş yapısı tercih edilmektedir. Bu teknikle kişilerin daha otoriter bir görünüme sahip olmasını sağlıyoruz. Bu gülüşü daha çok; CEO, Yönetim kurulu üyesi, akademisyen, öğretmen, hakimlik gibi meslek grubuna mensup kişiler üzerinde uyguluyoruz.

    Sportif Gülüş

    Bu gülümseme şekli kişiye samimi, sıcak ve ayrıştırıcı bir ifade kazandırıyor. Orta kesici dişler yan keserlere göre çok az daha uzun bir yapıdadır. Bu gülüş kişiye ne çok çocuksu, ne de çok ciddi bir ifade katar. Bu gülüş tekniğini daha çok; reklamcılık, spor eğitmenliği, halkla ilişkiler, turizm ve otelcilik, doktor, mühendis, hemşire, mimarlık, çocuk bakıcılığı, sinema ve televizyonculuk gibi meslek gruplarına mensup kişiler üzerinde uyguluyoruz.

  • Dişler yemekten sonra fırçalanmaz mı?

    Dişler yemekten sonra fırçalanmaz mı?

    Diş sağlığında tüm bildiğimiz ezberler bozuluyor mu? “Her yemekten sonra diş fırçalanmalı” diye ezberletilen bilgi, aslında dişleri kötü mü etkiliyor? Uzmanlar; dişlerin ne zaman fırçalanması gerektiğiyle ilgili görüşlerini paylaştı

    Amerikan Diş Hekimliği Akademisi Başkanı Howard R. Gamble; yemeklerin hemen ardından diş fırçalamanın tehlikelerine karşı uyardı. Araştırmalara göre; asitli yiyecek ve içecekleri tükettikten sonra dişleri fırçalamak, yarardan çok zarar getiriyor. Gamble “Asit, diş minelerine zarar verir. Hemen dişleri fırçalamak, asidi diş minesine doğru, daha da derine itmek anlamına gelir” dedi. Asitli gıdalardan sonra; ağzın suyla çalkalanmasını ve dişlerin 30 dakika sonra fırçalanmasını önerdi. Türk diş hekimleri de dişlerin doğru fırçalanmasıyla ilgili görüşlerini paylaştı.

    Limon suyu ve portakal suyu gibi asit düzeyi yüksek gıda ve içeceklerin tüketimi, asit düzeyini artırır. Bu da diş minesinin yüzeyinde yumuşamaya neden olabilir. Bu yüzden, özellikle bu tür içecek ve yiyeceklerin tüketiminden 30-40 dakika sonra dişlerin fırçalanması gerekir.

    Dişlerimizi günde iki kere fırçalamalıyız. (Tercihen sabah ve yatmadan.) Fırçalama esnasında her iki çene ayrı ayrı fırçalanmalıdır. Çenenin bir ucundan, diğer ucuna; tüm diş yüzeyleri içeriden ve dışarıdan temizlenmelidir.

    İdeal fırçalama süresi yaklaşık iki-üç dakika olmalıdır. Öte yandan dişlerin ara yüzlerinin temizlenebilmesi için, günde bir kez diş ipi kullanılması da şarttır.

  • Dişhekimliğinde Lazer Kullanımı ve Dişeti Hastalıkları

    Dişhekimliğinde Lazer Kullanımı ve Dişeti Hastalıkları

    Lazer, hayatımızın birçok alanında kullanıldığı gibi, diş hekimliğinde de tedavinin bir parçası olarak kullanılmaktadır.

    Diş Eti Çekilmesi

    – Diş eti çekilmesi nasıl tedavi edilir ?
    – Diş eti çekilmesini nasıl önleyebiliriz ?
    – Diş eti çekilmesi nedir ?
    – Diş eti neden çekilir ?
    – Diş eti çekilmesi tedavi edilmezse ne olur ?
    – Diş etleri çekilen kişi dişlerini nasıl fırçalamalı ?
    – Çekilen diş etinin nasıl bir görüntüsü olur ?

    Lazer ile dişe ve dişetlerine temas etmeden çalışmak mümkün olabildiği için titreşim ve sürtünmeye bağlı ağrı ve hassasiyet oluşmaz. Bu nedenle lazer uygulamaları, diş hekimi korkusu olan hastalarda dişhekimlerinin de tercih ettiği en güncel tedavi türüdür.

    Lazer; Diş çürüklerinin temizlenmesi, dişetlerinin simetri ve seviyelerinin düzeltilmesi, küçük cerrahi tedaviler, uçuk ve aft tedavisi, hassas dişlerin tedavisi, kanal tedavilerinde dezenfeksiyon işlemleri, dişlerin beyazlatılması ve estetik diş hekimliği uygulamaları gibi pek çok tedavi alanında kullanmaktadır.Diş taşı temizliği sonrası yapılan lazer uygulamaları sayesinde oluşan dezenfeksiyon ile hızlı bir doku iyileşimi ve sağlıklı dişetlerinin devamlılığı sağlanabiliyor.Lazer destekli başlagıç dişeti tedavileri daha ileri tedavi yöntemlerinden koruyor.

    Lazer, hastaların acısını azalttığı gibi, tedavi süresini de kısaltarak zamandan tasarruf etmeyi sağlıyor. Üstelik, artık diş hekimi korkusu olan hastalarıda dişhekimi koltuğunda daha rahat oturuyor.Ancak,lazer ile diş tedavisinde dişhekiminin lazer eğitimi almış olması ve lazeri etkili ve komplikasyonsuz olarak kullanım tecrübesine sahip olması na dikkat etmek gerekir.

    Gingivitis, dişetinin iltihabi hastalığıdır. Bu aşamada iltihap sadece dişetini etkiler ve henüz alttaki kemik dokusunda kayıplar yoktur. Bu nedenle röntgen filmlerinde herhangi bir belirti göstermez. Gingivitisin daha ileri bir dişeti rahatsızlığına dönüşmemesi için, 6 ayda bir yapılacak diştaşı temizliği ve lazer uygulamaları gerekir. Diştaşı temizliğini takiben lazerli dezenfeksiyonların gingivitis tedavisini önemli oranda desteklediği bilinmektedir. Gingivitis bu sayede daha ileri bir dişeti ameliyatı gerektiren hastalığa dönüşmez.

    Periodontitis ise, (halk arasında “piyore” diye de bilinen ) dişi çevreleyen kemikte erimelere neden olan bir dişeti hastalığıdır. Bu hastalık, dişlerin etrafında abseler oluşmasına, dişlerin sallanmasına, dişlerin yer değiştirmeye başlamasıyla dişler arasının yelpaze gibi açılarak birbirinden uzaklaşmasına ve en sonunda dişlerin kaybına neden olur. Dokulardaki bu yapısal değişiklik “periodontal cep” diye adlandırılır. Periodontitisin tedavisinde dişeti ameliyatı ve lazer ile hastalıklı dokuların temizlenmesi gerekir.

    Periodontitis, bazı ender formları dışında, çok yavaş ilerleyen bir hastalıktır. Uzun yıllar sinsice varlığını sürdürebilir. Tüm bu zaman içinde, lenf ve kan yoluyla yayılarak, tüm vücudu ve önemli organları etkileyen bir enfeksiyon odağı olma özelliği taşır.

    Eğer, ailede erken yaşta diş kayıpları, dişeti çekilmeleri, dişlerin sallanması, dişlerin uzaması ve dişeti hastalığı söz konusuysa kişilerin lazer tedavisini dişhekimlerinden talep etmeleri gerekmektedir. Yapılan dişeti tedavileri sonrasında iyi bir ağız hijyeni devamı ve hastalığın tekrarlamamsı için döner başlıklı diş fırçası kullanmak şarttır.

    Dr. Okan Acar
    Dişeti Hastalıkları Uzmanı

    İlginizi Çekebilir;

    Lazer ile Diş Tedavisi
    – Lazer ile diş beyazlatma nasıl yapılır ?
    – Lazer ile ne tür diş sorunlarından kurtulabiliriz ?
    – Lazer ile diş tedavisi kimlerde kullanılabilir ?
    – Diş tedavilerinde lazer nasıl kullanılır ?
    – Lazer ile diş tedavisinin klasik yöntemlere göre avantajları nelerdir ?

    Dişlerimizi beyazlatmak için sert fırçalamayalım!

    Dişlerinizin renginden, şeklinden ve boyutundan memnun musunuz ?

  • Dişlerimizi beyazlatmak için sert fırçalamayalım!

    Dişlerimizi beyazlatmak için sert fırçalamayalım!

    Günümüzde diş aşınmalarının artışı ile birlikte dişlerin fırçalama tekniği ve asitli gıdaların ne şekilde tüketilmesi gerektiği ile ilgili bilinçlendirme, yeni yeni gündeme gelmektedir.

    Çoğumuz, dişlerimizi genellikle yatay ve sert bir şekilde fırçalıyoruz. Oysa bu, dişleri en çok aşındıran fırçalama yöntemidir. Tavsiye edilen yöntem ise, bir fırçaboyundaki alanda 5’er-6’şar dairesel hareketten sonra, dişetinden dişe doğru bir süpürme hareketinin yapılmasıdır. Bunu takiben bir fırçaboyu öne veya arkaya kayılmalıdır. Birey üst veya alt çenesini dişlerinin ön, arka ve çiğnediği alanları fırçalamalıdır. Ayrıca, dişlerin fırçalaması alt ve üst çenede ayrı ayrı olarak gerçekleştirilmesi önerilir. Diş fırçası, dişin dişeti ile birleştiği boyun bölgesine yerleştirilip, dişetine de masaj yapılmalıdır. Bu sayede, dişlerin tüm yüzeyleri ve dişetleri masaj etkisiyle temizlenebilir.Diş fırçalarının orta-sert yapıda, yukarıda tarif edilen yöntemle kullanılması, aşınmayı ve asit erozyonunu azaltacak önemli bir ayrıntıdır. Bu yöntemle, gerçekleştirilen fırçalama süresi 1-2 dakikamızı almaktadır. Eskiden, ‘Dişlerinizi 3 dakika fırçalayın’ diye önerirken; günümüzde ‘2-3 diş yüzeylerini 5’er-6’şar dairesel hareket ile temizleyin’ni öğretiyoruz.

    Aşırı uzun süreli dişlerin fırçalanması, fırçanın sert yapıda olması ve asitli gıdaların fazla miktarda tüketilmesi diş aşınmasına neden olabilir. Asitli gıda ve içecekler tüketilmesini takip eden ilk 2-3 saat süresinde dişler fırçalanmamalıdır. Asitli içecek dişin yüzeyini yumuşatarak aşınmaya uygun bir zemin yaratır. Dişler, asit tüketimi sonrasında hemen fırçalandığında, mikron düzeyinde aşınmalar gerçekleşir. Bu alışkanlık, 1-2 yıl içersinde dişlerde gözle görülen aşınmalara neden olur. Başlangıçta, portakal kabuğu görüntüsü veren mine kaybı ve hafif hassasiyet şikayeti görülür.

    İlerleyen dönemde, daha büyük aşınma alanları ve minenin ortadan kalkmasıyla daha sarı renkteki dentinin ortaya çıktığını görüyoruz. Bireyler, genellikle minenin ortadan kalktığını farketmediği için dişlerindeki sararmadan kurtulmak için daha da sert ve daha da üzun süreli fırçalayabilir. Bunun sonucunda, daha geniş alanlı aşınma ve estetik problemler görülür.

    Neden sert fırçalıyoruz ?

    Hastanın dişlerini sert fırçalamasının altında hijyen kaygısının yanı sıra diş rengini beğenmemesinden kaynaklanan bir başka kaygı da olabiliyor. Bu aslında şimdiye kadar hiçbir bilimsel makalede yer almamıştı.

    Diş aşınması olan hastalarımızın yüzde 85-90’ında dişlerin koyu renkte olduğunu gözlemledik. Bir anket hazırladık ve bu ankette hastalara “Diş renginizden memnun musunuz?” ve kullanılan ağız bakım ürünlerini sorguladık. Ankete cevap veren diş aşınması olan hastaların yüzde 85’inin diş rengini beğenmediği ortaya çıktı. Biz bu araştırmadan sonra, hastaların aşınan dişlerine sadece dolgu yapmak yerine dişleri de beyazlatmaya başladık. Hastaların, aşınma alanlarını dolguyla kaplayıp beyazlatma yaptıktan sonra eskisi kadar sert fırçalamaktan vazgeçtiklerini gördük. Diş renginden memnun olmayan ve dişlerine beyazlatma talep eden hastaların diş aşınması ile ilgili bir geri dönüş almadık. Oysa beyazlatma yapmadığımız, eskiden sadece asit erozyonunu önlemekle ilgili bilgileri paylaştığımız kişiler, bir iki yıl sonra aşınma şikayetiyle tekrar bize başvuruyordu. Beyazlatma tedavisi kozmetik bir yaklaşım iken, diş aşınması olan hastalarda tedavinin önemli bir parçası oldu, çünkü dişlerini beyazlatmaya çalışan aşınma hastalarında bu faktörü elimine etmiş olduk.

    Doç.Dr.Arzu AYKOR
    Estetik Dişhekimi

  • Gülümsemeniz özgüveninizdir : Estetik Dişhekimi Doç. Dr. Arzu Aykor

    Gülümsemeniz özgüveninizdir : Estetik Dişhekimi Doç. Dr. Arzu Aykor

    Artık, kişiler kendi yüzlerine gidecek özel gülüş tasarımı yaptırıyorlar. Pırıl pırıl dişlerle hoşa giden bir gülümseme karşınızdakine pozitif, olumlu’bir imaj yaratırken, çirkin bir gülüş de olumsuz bir etki bırakabiliyor.

    Etkileyici ve güzel bir gülüşün sırrı, dişlerin hem birbirleriyle, hem de dişetiyle uyumudur.Dudaklar ise, bu uyumu çerçeveleyen unsurdur.

    Dişlerdeki renk bozuklukları, hijyenik görüntünüzü etkilerken, aşınmış dişler ise gülümsemenizin daha yaşlı görünmesine neden olabilir.

    Dişlerin arasındaki aralık ve çapraşıklıklar bireylerin estetiğini ve konuşmasını etkilerken dişlerin simetri bozukluğu yüzde dudağın orantısız görünmesine neden olur. Dişetlerinin az veya çok görünmesi, dudağın dişleri örtmesi veya kapanamaması da bu uyumu bozabilir.Bütün bu kötü görüntüler yaşam enerjinizi ve sosyal hayatınızı olumsuz yönde etkileyebilir.

    İşte kendinden emin, toplumda duruşu olan kişilere baktığınızda dişlerinin estetiğini ve yüzdeki orantısını görebilirsiniz.

    Hastalarımıza bu nedenle; yüzüne, dudak yapısına ve çenesine uygun, kişiye özel işlemler uygulamaktayız. Bu işlemlerin bir kısmı,çok zaman ayırmaksızın bir öğle molasında dahi yaptırılabileceğiniz işlemlerdir.

    Yüzünüzde yapılacak diğer işlemler ile Plastik cerrahi hekimi ile birlikte çalışarak dudak,elmacık kemikleri ve ağız çevresinde oluşan deformasyon ve çöküntüler dolgu, botox, yağ hücresi nakli gibi girişimsel işlemler ile doldurularak mükemmel gülüşler yaratılabilmektedir.

    Gülümsemeniz özgüveninizdir : Estetik Dişhekimi Doç. Dr. Arzu Aykor | 1

  • Düğün öncesi estetik

    Düğün öncesi estetik

    Evlenecek çiftler başta botoks ve dolgu olmak üzere, diş beyazlatmadan belini inceltmeye kadar, düğünden önce birçok operasyona ‘EVET’ diyor.

    Düğün öncesi en sık yaptırılan operasyon…

    Fotoğraflarda iyi görünmek için artık diyet yeterli olmuyor. İngiltere’de yapılan bir araştırmaya göre, evlenecek çiftler başta botoks olmak üzere, diş beyazlatmadan yağ aldırmaya kadar pek çok operasyona ‘evet’ diyor.

    512 nişanlı kadın ve 509 damat adayına yöneltilen, evlenmeden önce estetik tedavi görmeyi düşünüp düşünmedikleri sorusuna kadınların yüzde 58’i ve her 3 erkekten biri “evet” yanıtı verdi.

    Araştırmasına katılan kadınların yüzde 11’i ve erkeklerin de yüzde 9’unun, daha önce bu tür operasyonlar geçirdiklerini söyledikleri kaydedildi.

    Kadınların estetik ameliyat yaptırmayı istemelerinin en yaygın nedeninin, düğün fotoğraflarında iyi görünmek olduğu, yüzde 64’ünün, fotoğraflardaki güzel görüntünün, onların daha iyi hissetmelerini sağlayacağını söyledikleri bildirildi.

    Erkeklerin estetik ameliyat kaygısının daha çok eşlerini memnun etmekten doğduğu, her 5 erkekten 3’ünün, karşı tarafa daha çekici görünmek için estetik ameliyat olmayı düşüneceklerini söylediği belirtildi.

    kadınların istediği en popüler estetik ameliyat ve tedaviler, botoks (yüzde 68), diş beyazlatma (yüzde 62), yağ aldırma (yüzde 55), meme büyütme (yüzde 47) ve yüz estetiği (yüzde 43), erkeklerde ise dişlere kaplama yaptırma (yüzde 78), botoks (yüzde 62), saç ekimi (yüzde 41), yağ aldırma (yüzde 33) ve meme küçültme operasyonu (yüzde 25) olarak sıralanıyor.

    Düğün Estetiği

    En güzel duygulardan biridir evlilik. Bu süreçte her şey mükemmel olmalı. Gecenin yıldızı olan gelinler ise tüm bu heyecanın yanında kendilerini de yenileyerek kusursuz bir hayata merhaba demeye hazırlanıyorlar…

    Evlendikten sonra hayatı boyunca bakacağı düğün fotoğrafları…

    Düğün Estetiği
     
    Bekarlığa veda estetiği, için zaman önemlidir. Mesela burun ve germe ameliyatının düğünden 1 ay kadar önce yapılması gerektiğini vurguladı. Göğüs büyütme ameliyatı yaptırmak isteyen bir gelin adayının ise düğünden yaklaşık 3-4 hafta önce operasyona başvurması gerekir.
     
    Düğün öncesi hokka gibi bir buruna sahip olmak istiyorsunuz ama ameliyattan korkuyorsunuz. Hemen hatırlatalım! Dolguyla burun estetiği, 5-10 dk içinde yapılabilecek bir yöntem.
     
    Uygulanacak operasyonlar için bayanların, ameliyat ve düğün töreni arasındaki zamanlamaya dikkat etmesi durumunda balayında herhangi bir sorunla karşılaşmayacakları belirtilmektedir.
     

    Kadınlar Kulübü Üyemizin Düğün öncesi estetik ile ilgili araştırma sonucu bizlerle paylaştığı yazı:

    Uzun araştırmalarım sonucu düğün öncesi peri kızı gibi görünmek isteyen arkadaşlarımıza bir rehber hazırladım. Şimdi kısa vade ve uzun vadede düğün öncesinde istediğimiz görüntüye cerrahi veya ufak müdaheleler ile nasıl kavuşabileceğimize bir göz atalım.

    Uzun vadede neleri planlamalıyız :

    1- Burun Estetiği

    Süre:

    Düğüne 3 ay kala. Ama şahsi tavsiyem 6 ay önce bu ameliyatı olmanız gerekli. Ödemlerin inmesi burnun oturması, kimse anlamasın denmesi, oluşabilecek risklerin görülmesi ancak bu tarihleri buluyor.

    Fiyat :

    Fiyatı doktora göre 2.500-15.000 TL arasında değişmekte.

    Detaylar :

    Doktorunuzu çok iyi seçin ilk kriter fiyattan önce doktor olsun. İşte budur dediğiniz zaman da bütçenizi ayarlamaya çalışın. Makul faizli krediler var. Bir anda tüm ödemeyi çıkaramıyorsanız bir kısmını kredi alabilirsiniz. Bu arada ucuza ameliyat yapan doktor kötü, pahalıya ameliyat yapan iyi diye birşey yok. Önce doktorla iletişimizin otursun daha sonra da ameliyat sonuçlarını beğenin. Bu maalesef biraz da şans işi. Dua edin bahtsız bir hasta olmayın.

    2- Meme Estetiği

    Meme Büyütme

    Süre:

    Düğüne 2 ay kala. Aslında protezin tamamen yerine oturması ödemlerin yok olması 6 ay civarında oluyor. Ama aklınız başınıza sonradan geldi ya da maddi durumu anca denkleştirdiniz veya beyaz atlı prensinizi nihayet ikna edebilrdiniz. 2 ay kala ameliyat olabilirsiniz. 15-20 gün bile olur ama ödemlerden dolayı yaşanabilecek şekilsizlikler olabileceğinden gelinliğinizden firar etmeye çalışan memelerinizle düğün gecesi boyunca uğraşmak zorunda kalabilirsiniz.

    Fiyat:

    Yine geniş bir fiyat aralığı var 3.500 – 20.000 TL. Bu son rakamı neden söyledim forumda 9000€ fiyat veren doktor duyduğum için

    Detaylar :

    Burada fiyatı etkileyen unsurlar doktorun el becerisi ve kullanılacak protez markasının seçimi. Şimdi protezler çok çeşitlendi. Çok kaliteli doğal meme kıvamına yakın protezler var. Mutlaka iyi araştırın sonuçta vücudunuza yabancı bir madde girecek ve muhtemelen ömür boyu sizinle olacak. Doktorunuzdan vücudunuza koyduğu protezin sertifikası, belgesi, kitapçığı vs neyi varsa mutlaka isteyin. Bunları sizinle paylaşmaktan kaçınan birine rastlarsanız doktora ne kadar hayran olursanız olun uzaklaşın oradan. Hayat şakaya veya birilerinin deneği olmaya gelmez.

    Meme Küçültme / Dikleştirme

    Süre :

    Yine düğüne 2 ay kala. Ama izlerim tamamen iyileşsin istiyorsanız 1 seneyi gözden çıkarın. Çünkü bu operasyon izli bir operasyon. Uygulanan tekniğe göre meme başında, meme altında ve meme başında meme altına dik bir çizgi halinde izler kalma ihtimali yüksek.

    Fiyat :

    3.000 – 14.000 civarında değişmekte. Meme küçültme daha pahalı bir operasyon ve memenin büyüklüğü fiyatı etkiliyor.

    Detaylar :

    Ayrıca bu operasyondan duruma göre 2 hafta veya 1 ay öncesinde sigarayı bırakmış olmanız gerekiyor. Aman ben sigarayı bırakamam nolursa olsun derseniz bu ameliyatı olmayın. Çok ciddiyim risk almaya değmez. Sigara içen arkadaşınıza hiçbirşey olmayabilir sizin bütün dikişleriniz açılıp meme dokusu olduğu gibi ortaya çıkıp enfeksiyon nedeni ile meme ucu veya memenizin tamamını kaybedebilirsiniz. Evet çok korkunç bir yaklaşım ama örnekleri mevcut. O nedenle süreyi sigarayı bırakma durumunuzu da göz önüne alarak planlayın. Bu operasyon konusunda şahsi fikrim hamilelik, doğum, emzirme, kilo alıp verme dönemleri bitince bu ameliyatı olmanız. Sonuçta bu olaylar meme dokusunu tahrip edici durumlar ve ameliyattan sonra bu bahsettiğim durumları yaşarsanız yeni bir operasyona daha ihtiyaç duyabilirsiniz.

    3 – Liposuction

    Süre:

    Düğüne 6 ay kala. Ödemlerin inip vücudun şeklini bulması bu kadar zaman almakta.

    Fiyat :

    Yapılan bölgeye, doktora göre fiyat aralığı bayağı geniş 2.000 – 18.000 TL aralığında. Bu biraz uçuk sayılabilecek olan fiyat tüm vücudun bir heykel gibi şekillendirilmesi durumunda geçerli.

    Detaylar :

    Bu operasyon ideal kilosunda veya ideal kilosuna yakın olup sadece bölgesel fazlalıkları olan kişilere öneriliyor. Bir zayıflama operasyonu değil vücudu şekillendirme operasyonu. Çok değişik ticari isimleri var ama sonuçta kanüller yardımı ile vücuda girilip sorunlu bölgedeki yağ hücreleri uzaklaştırılıyorsa bunun adı liposuction ‘dır. Hafif ağrılı, morluk ve ödem olan bir operasyon sonrası süreci var. 3 hafta kadar korse giyilmesi gerekiyorKanüller vücutta minik delikler açıyor o nedenle operasyondan sonra iz kalmasın diye o bölgeleri güneşten korumalı.

    4- Çene Büyütme

    Süre :

    Protez ile yapılacaksa düğüne 2 ay kala. Dolgu maddesi ile yapılacaksa 2-3 hafta önce.

    Fiyat :

    Protez kullanılır ise 3.000 – 6.000 TL. Dolgu maddesi kullanılır ise 750 – 2000 TL

    Detaylar :

    Uygun durumlarda dolgu maddeleri ile çene ucunda büyütme sağlanabiliyor. Ortalama 1 ila 2 sene aralığında kalıcılığı var. Protez ile büyütmede ağrılı olmasa da biraz sıkıntılı bir nekahat dönemi var. 2 hafta kadar çenede uyuşukluk, konuşurken zorlanma hissi olabilir. Birkaç gün sdece sıvı ağırlıklı beslenme öneriyorlar. Eğer ağız içinden konulmuşsa enfeksiyon riski daha fazla o nedenle mutlaka önceden diş bakımı ile ilgili tedavileri bitirmek gerekiyor. Çeşitli materyallerde protezler var. Şahsen hepsinin + ve – lerini birkaç doktorla görüşüp değerlendirmek taraftarıyım.

    Kısa Vadede neler yapabiliriz :

    1 – Botoks

    Süre:

    Düğünden 3 – 4 hafta önce

    Fiyat

    300 – 800 TL aralığında

    Detaylar:

    Bence yaşlanmaya karşı cerrahi müdahaleleri geciktirebilen süper bir buluş. Yıllardır tikli hastaların tedavisinde kullanıldıktan sonra estetik cerrahiye de kazandırılan bir yöntem. Ayrıca migrenli hastalara iyi geldiği anlaşıldıktan sonra sadece migren için de yaptırılmaya başlanmış. Yapıldıktan sonra 7-10 gün içinde etkisini göstermeye başlıyor. İyi bir cerrah elinde harikalar yarattığı gibi, beceriksiz biri elde yaratığa dönüşülmesi muhtemel. Doktorun plastik cerrah olması gerektiği kanaatindeyim. Hem yüzünüde aydınlık bir ifade verdirebilir hem de dilerseniz düşük olan kaşlarınızı bir miktar kaldırtabilirsiniz. Genelde alın, göz kenarları ve kaş arasında yapılıyor. Ağız çevresine uygulatmayın oradaki kasların hareketsizliği size felçli görünümü verebilir. Tekrarlıyorum doğal, dingin bir ifade için çok iyi bir doktor bulun.

    2- Dolgu

    Süre :

    En az 3 hafta önce

    Fiyat :

    500 – 2000 TL aralığında

    Detaylar:

    Özellikle dudak dolgusu çok revaçta. Ama burun kenarından inen çizgilere yapıldığında da yüze oldukça genç bir görünüm veriyor. Kalıcılığı 8-12 ay aralığında olabileceği gibi 2-5 yıl arasında olanlar da var. Şahsi fikrim ben olsam uzun vadeli olanları yaptırmaya çekinirim. Çünkü seneler sonra komplikasyon yaşanabiliyormuş. Okuduklarım böyle en azından. Dudağa ilk defa yaptıracaksanız çok dikkatli olun ve doktorunuzla ne istediğinizi, size uygun olup olmadığını detaylarıyla konuşun. Yoksa bir ördek görünümüne kavuşup düğünü 1 yıl ertelemek zorunda kalabilirsiniz Ayrıca enjekte edilen dolgunun içeriğini, markasını mutlaka mutlaka öğrenin hatta kutusunu alıp saklayın. Ne olur ne olmaz. Bunları size vermek istemeyen doktordan da kaçının.

    Kadınlar Kulübü kullanıcı yorumları için DÜğün öncesi estetik

  • Sensodyne : Dis hassasiyeti icin tedavi olmuyoruz

    Sensodyne20-40 yaş aralığındaki her 3 kişiden 1’i diş hassasiyeti sorunu yaşıyor. Bu hastaların % 50’si ise tedavi olmuyor!
    GlaxoSmithKline (GSK) Tüketici Sağlığı ürünlerinden Sensodyne, Türkiye genelinde 15-54 yaş aralığındaki 1000 kişiyle yaptığı araştırma ile Türkiye’de diş sağlığı konusundaki bilinci ortaya koyuyor. Araştırmaya katılanların %73’ü günde en az 1 veya daha sık dişlerini fırçalıyor. %8’lik bir kesim, hiç dişlerini fırçalamıyor.

    Araştırma sonuçlarına göre 20-29 yaş aralığındaki eğitimli ve çalışan kadınlar, diş bakımına daha çok özen gösteriyor. Kişilerin diş fırçalamasının ilk sebebi, % 70 oranında genel diş sağlığını korumak. Dişleri beyazlatmak, ağız kokusunu önlemek ve bakterileri engellemek de diğer sebepler arasında yer alıyor. Özellikle 20-29 yaş aralığındaki gençler, beyazlatmak için dişlerini fırçalıyor.

    Tercih edilen diş macunları arasında ilk sırada % 53 oranıyla naneli, ardından da %28 oranıyla ferahlatıcı diş macunları geliyor.

    3 kişiden biri diş hassasiyeti sorunu yaşıyor.

    Dişe şeklini veren, diş minesine destek olan ve diş minesinin alt kısmında yer alan yumuşak tabakaya dentin adı veriliyor. Dentin; sert fırçalama, diş eti çekilmesi ve asit erozyonu gibi nedenler yüzünden açığa çıkıyor ve soğuk-sıcak, tatlı-tuzlu yiyecek ve içecekler ya da fırçalamadan kaynaklanan dokunma etkisi sonucunda sızıya sebep oluyor.

    Yapılan araştırmalara göre 20-40 yaş arasındaki her 3 kişiden 1’i diş hassasiyeti sorunu yaşıyor.

    Diş hassasiyetine karşı, uygun diş macunu kullanmak son derece önemli. Yapılan araştırmalar hassas dişlere sahip kişilerin % 50’sinin bu pratik yöntemi tercih etmediğini gösteriyor. Araştırmaya göre;

    o Kişiler, tüm faydaları bir arada sunan bir diş macunu kullanmayı tercih ediyor.
    o Hassas dişler için özel olarak üretilen diş macunlarının sadece tek bir yönde faydasının olduğunu düşünülüyor.
    o Hassas dişler için özel olarak üretilen diş macunlarının yaşlılar için olduğu sanılıyor.
    Diş macunu tüpleri hala ortadan sıkılıyor

    Komedi dizilerinin senaryolarına bile konu olan “ortadan sıkılmış diş macunu” kabusu ise devam ediyor. Araştırma sonuçlarına göre katılımcıların % 48’i diş macunu tüpü ile problem yaşıyor. Özellikle şehirli kadınlardan oluşan % 24’lük grup, diş macunu tüpünün ortadan sıkılmasından rahatsız oluyor. Katılımcıların bir diğer şikayeti de, diş macununun kapağının açık bırakılması.

    Diş hassasiyeti için pratik yöntemler:

    • Günde iki defa hassas dişlere uygun diş macunu kullanın.
    • Yumuşak diş fırçası tercih edin.
    • Ağız temizliğine dikkat edin.
    • Yediğiniz ve içtiğiniz gıdalara dikkat edin; asitli, ekşi gıdaları tüketme sıklığınızı gözden geçirin.
    • Diş hekimi ile randevularınızı aksatmayın.

    Diş hassasiyetine her yönden koruma: Sensodyne iso-active

    Yeni Sensodyne iso-active, üstün teknolojisiyle standart diş macunlarından son derece farklı. Köpüren mikro temizleyici jel yapısıyla diş aralarında ulaşılması zor alanlara bile ulaşan Sensodyne iso-active, günlük diş macunu olarak kullanılıyor. Diş fırçalama sırasında dişi tamamen kaplıyor, temizliyor ve koruyor. Böylelikle diş hassasiyeti için her yönden koruma sağlıyor.