Etiket: Detoks

  • Kilo Vermek İsteyenler Bol Bol Tüketmeli

    Kilo Vermek İsteyenler Bol Bol Tüketmeli

    Anti aging etkili bir sebze olan bamya, birçok olumsuzluğa karşı önlem niteliğinde. 100 gramının yalnızca 36 kalori içerdiğini söyleyen Uzman Diyetisyen Gamze Şanlı Ak, kilo vermek isteyenlerin bu sebzeyi sıklıkla tüketebileceklerine vurgu yaptı.

    A, B1, B2, K ve C vitaminlerini içerir. Folat, demir, kalsiyum ve magnezyum gibi mineraller bakımından zengindir. Bamyanın lif oranı da oldukça yüksektir.

    100 gram bamya; günlük magnezyum ihtiyacımızın üçte birini, yaklaşık %40 oranında C vitamini, % 25 oranında folat ve % 10′dan daha fazla miktarda ise günlük demir ihtiyacımızı karşılar.
    Bamyanın faydaları

    – Kilo vermek ve kilosunu korumak isteyenler sıklıkla tercih edebilir. İçeriğindeki lif oranı sayesinde de uzun süre tokluk hissi yaratır.

    – Hücre ve cilt yenilenmesini sağlayan anti-aging etkili bir sebzedir.

    – Stres ve depresyonu azaltırken, sinir sistemini korumaya da yardımcı olur.

    – İdrar söktürücü etki gösterir ayrıca kabızlığa karşı da etkilidir.

    – Retinayı korur ve kataraktı önlemede etkilidir.

    – Bağışıklık sistemini destekler ve karaciğer detoksuna yardımcı olur.

    – Ülseri önlemede önemli bir etkisi olan bamya, sindirim sistemindeki asidi nötralize eder.

    – Bamyadaki müsilajlar (yapışkan salgılar), besinlerle alınan kanserojen maddelerin bağırsak yüzeyi ile temasını önler.

    – İçeriğindeki çözünmez lifler, bağırsak kaslarını harekete geçirir ve bağırsakların “boşaltımını” kolaylaştırır. Mide ve bağırsakların düzenli çalışmasını sağlayarak sindirim sistemini düzenler, toksinlerin vücuttan atılmasını sağlar.

    – İçeriğindeki çözünebilir lifler ise kandaki LDL kolesterol ve total kolesterol seviyelerini düşürür, kalp-damar hastalığı riskini azaltır.

  • Bayramlık detoks

    Bayramlık detoks

    Bayram kilolarınızdan kurtulmanız için özel bir detoks programı hazırladım, deneyin 2-3 günde incelmeye başladığınızı fark edeceksiniz.

    Sabah mutlaka erken kalkın. Ilık ballı, limonlu su içtikten sonra 1 saat hafif yürüyüş yapın ya da yüzün. Egzersiz sonrası öğleye kadar 1-2 kez büyükçe bir kâse ılık komposto için. Öğleden akşama kadar sebzeli detoks yemeği tüketin. Akşam saat 19.00 civarında iki kâse detoks yemeği, 1 kâse komposto yiyin. Akşam yemeğinden sonra sadece detoks çayı için.

    Sebze yemeği

    Malzemeler
    1 bağ semizotu
    2 adet kabak
    2 avuç taze fasulye
    6-7 adet taze zencefil
    1 tatlı kaşığı zerdeçal
    Yarım tatlı kaşığı kişniş
    1 tatlı kaşığı limon suyu
    1 çay kaşığı tuz
    Su

    Hazırlanışı: Semizotunu iyice yıkayın. Tüm malzemeyi derin bir tencerede sebzeler diriliğini kaybetmeyecek şekilde pişirin. Suyun miktarını dilediğiniz kadar ayarlayabilirsiniz.

    Detoks çayı

    Malzemeler
    1.5 lt. alkali su
    2 yemek kaşığı yasemin çayı
    2 yemek kaşığı rezene
    1 yemek kaşığı hindibağ
    1 yeşil elmanın kabukları
    2 adet kabuk tarçın
    Yarım limonun kabukları

    Hazırlanışı: Malzemeleri sadece 1-2 dakika kaynatın. 6-7 dakika demleyin. Süzdükten sonra ılınmasını bekleyin. Ilınan çayı bal ya da hurma şurubuyla tatlandırın. İçerken bardağın yarısına çay, yarısına da soğuk madensuyu, 1 ince dilim limon, birkaç yaprak taze nane ve biraz buz koyun.

    Ödem çözen masaj yağı

    Malzemeler
    1 çay kaşığı nane yağı
    1 tatlı kaşığı hindistancevizi yağı
    1 çay kaşığı mandalina yağı
    1 çorba kaşığı iri öğütülmüş yulaf
    1 tatlı kaşığı gül suyu

    Hazırlanışı: Tüm malzemeyi derin bir kaba koyun. Tahta bir kaşıkla karıştırın. Özellikle göbek, popo, kalça, bele kuvvetli şekilde 10-15 dakika masaj yaparak uygulayın.

    Komposto

    Malzemeler
    3 adet orta boy yeşil elma
    2 adet kabuk tarçın
    1 avuç dut kurusu
    3-4 adet karanfil
    1.5 litre su

    Hazırlanışı: Elmaların çekirdeklerini çıkarın ama kabuklarını soymayın. Tüm malzemeyi derin bir tencereye koyup kaynatın. Ilık olarak için.

    %100 Detoks Diyeti Deneyimlerimiz için tıklayın !

  • Detoks diyeti

    Detoks diyeti

    Diyete başlamak için…Sağlıklı yaşamak için… Arınmak için en iyi çözüm… DETOKS! 3 gün süren bu harika detoks sayesinde diyete ilk adımı atacaksınız….
    1.GÜN:
    Sabahtan öğlene kadar ılık yeşil elma kompostosu
    Hazırlanışı:
    Dilimlenmiş 3 adet kabuklu yeşil elma
    3-4 adet kabuk tarçın
    5-6 adet karanfil
    10-15 adet kuru üzüm
    Bütün malzeme kaynatılıp ılıtılacak.Blender dan geçirilebilir.Mutlaka ılık olarak tüketilecek.
    Öğleden gece yatana kadar lahana çorbası

    Hazırlanışı:
    Küçük bir bütün beyaz lahana
    1 baş soğan
    3–4 diş sarımsak
    1 demet maydanoz
    Birkaç adet sivribiber
    1 çay kaşığı kimyon
    1 çay kaşığı zerdeçal
    1 tatlı kaşığı zencefil
    2–3 tatlı kaşığı zeytinyağı
    Bütün malzeme kaynatılıp ılıtılacak.Blender dan geçirilebilir.Mutlaka ılık olarak tüketilecek.
    *Ayrıca gün boyunca bol bol ılık sıvılar alınacak. Rezene çayı, yeşil çay tercih edilirse daha iyi olur.

    2.GÜN:
    Gün boyunca sadece çiğ gıdalar tüketilecek
    Sabah: 2 adet yeşil elma ve 2 adet salatalık
    Öğlen: Bol yeşil salata (içinde kesinlikle domates olmayacak!Roka ve tere tercih edilirse iyi olur)
    6-7 kaşık yağsız yoğurt ve iki saatte bir yeşil elma ve salatalık yenecek
    Akşam: Yarım kilo kadar hafif haşlanmış kabak ve 2-3 kaşık yağsız yoğurt
    Yatmadan önce: yeşil elma

    3.GÜN:
    Sabah: 1 Büyük bardak yarım yağlı süt
    2–3 adet ceviz içi
    Ara: Yeşil elma
    Öğlen: Az zeytinyağı ile haşlanmış yarım kilo kadar kabak ve 6–7 kaşık yağsız yoğurt
    Ara: 2–3 avuç Taze lor peyniri ya da yağsız başka bir çeşit peynir
    Akşam: Soğan-sarımsakla pişirilmiş taze fasulye, brokoli ya da ıspanak gibi yeşil bir sebze
    Yatmadan önce: 2-3 adet kivi
    Not: günlük diyet sürecinde bol ılık sıvı ( yeşil çay, rezene çayı gibi ) almayı unutmayın!

  • Detoks mu Diyet mi ?

    Detoks mu Diyet mi ?

    Uzmanlar bazen diyetten bazen detokstan yana olurken bizlerin kafası iyice karıştı. Doğru şeyi doğru zamanda uygulamak için ne yapılması gerektiğini sizin için araştırdık ve akıllardaki soruların cevaplarını bizzat bulduk. Diyet ve detoks hakkında merak edilen soruları işin uzmanı Beslenme ve Diyet Uzmanı Canan Aksoy’a sorduk.

    DETOKS NEDİR ?

    Detoks detoksifikasyon kelimesinin kısaltılmasıdır. Detoksifikasyon ise vücuttaki toksik maddelerin karaciğer, akciğer gibi organlar tarafından daha az toksik bir maddeye çevrilerek atılması süreci anlamına geliyor. Bu metabolik bir süreç. Ancak günümüzde detoks diyeti denildiğinde çoğunlukla çok düşük kalorili, çiğnenmeyen besinlerden oluşan, lavman veya bağırsakları boşaltmak için kullanılan birtakım bitki çaylarının kullanıldığı zayıflama diyetleri akla geliyor.

    Ne zaman detoks?

    Vücudunuzun temel detoksifikasyon işlemleri, sağlıklı olduğunuz zaman çalışıyor ve sizi koruyor. Piyasada detoks veya detoks diyeti şeklinde anılan pek çok beslenme şekli bulunuyor. Bu beslenme programlarına bakıldığında 1 gün, 3 gün, 5 gün, 7 gün gibi gün sınırlamaları oluyor, Neden zaman koyulduğunu hiç düşündünüz mü? Çünkü bunların çoğu çok düşük kalorili diyetler, hayatla bağdaşmıyorlar. Bu programla yeterli besin öğesini ve enerjiyi alamadığınız için gündelik hayatınızı yürütemezsiniz. Uzun sürdüğünde ise vücudunuzda bunun yan etkilerini hissedersiniz. Bu yüzden detoks diyetlerinin uzun süreli olmamasına dikkat edilmeli. Detoks diyetleri, enerjisi çok düşük olduğu için, düşük tansiyon, baş dönmesi, yorgunluk hissi ile kendini gösterebiliyor. Detoksu uzman kontrolünde yapmak, gelişi güzel yapmamak gerekiyor.

    Detoks deneyimlerimiz için tıklayın !

    DİYET NEDİR?

    Çeşitli hastalıkların önlenmesi, tedavisi, tanı konulması veya araştırılması için tüketilen besinler ve içeceklerin toplamına diyet deniyor. Bu terimi zayıflama amacıyla hazırlanan besinlerin tüketilmesi durumunda da kullanıyoruz.

    Ne zaman diyet?

    Obezite bir hastalık olmasının yanı sıra pek çok hastalığın (kanser, diyabet, kalp-damar hastalıkları) sebebi arasında yer alıyor. Bu yüzden sağlıklı bir diyet ne zaman yapılmalıdır sorusuna her zaman ve bir ömür boyu diyebiliriz. Sağlıklı ve dengeli bir diyet, obeziteden sizi uzak tutacağı gibi her tür sağlık sorunuyla ilgili olarak da vücudunuzu korumaya yardımcı oluyor. Sağlıklı beslenme bir alışkanlık ve hayat tarzı değişikliği olmalı. Bir dönem değil her zaman yapılmalı.

    Fayda-zarar oranı

    Sağlıklı ve dengeli bir diyet gündelik hayatınızı aksatmaz. Vücudunuzun normal bir şekilde çalışabilmesi için yeterli ve dengeli beslenme şart. Sağlıklı bir beslenme düzeni hastalıkların vücudunuza yerleşmesine de engel oluyor. Bağışıklık sisteminizi güçlü tutuyor. Hayatınıza uyumu kolay olduğu için uygulanabiliyor ve sürdürülebiliyor. Obezite bir ömür boyu mücadele edilmesi gereken bir durum, bu da ancak kalıcı ve dengeli beslenme içeren bir diyetle gerçekleşebiliyor.

    Formsanté Dergisi

  • Fazla kilom var, Depresyondayım !

    Fazla kilom var, Depresyondayım !

    Kilo fazlalığı ve obezite sorunu, toplumsal çalışmalara, uyarılara, önlemlere rağmen giderek büyüyor. Fazla kilolar konusunda yanlış beslenme, insülin direnci, hareketsizlik birincil sebepler olarak ortaya çıkarken basit psikolojik travmaların dahi beslenme alışkanlıklarını değiştirebildiği de biliniyor. Depresyon ile fazla kilo arasındaki ilişki pek çok çalışma var. Özellikle 65 yaş altı, eğitimli ve yüksek gelirli insan grubunda daha fazla öne çıkan depresyon-fazla kilo ilişkisine ergenlik döneminde de sıklıkla rastlanıyor. Hamilelik döneminde fazla kilo almış annelerin depresif belirtiler geliştirdiği de gözlemlenen bir durum. Fazla kilo mu depresyona yol açıyor yoksa depresyon mu beslenme alışkanlıklarını değiştirerek fazla kilo almaya yol açıyor? Yönü tam tam olarak belirlenememiş olsa da her iki sorun arasındaki ilişkinin varlığı ve birbirlerine etkileri kabul edilen bir gerçek.

    Son yıllarda dünyada pek çok ülkede olduğu gibi Türkiye’de de fazla kilo sorununun çözümünde bir tamamlayıcı tıp yöntemi olarak Mora Terapi tercih ediliyor. Sonuçları bilimsel olarak araştırılan, yan etkisi son derece az, elektromanyetik rezonans tıbbı olarak da bilinen Sağlık Bakanlığı onaylı Mora Terapi, zararlı bağımlılıklardan kurtulmada geleneksel tedavi yöntemlerine göre daha kısa sürede ve kalıcı sonuçlar ortaya koyması sebebiyle en çok başvurulan tamamlayıcı tedavi yöntemlerinden biridir. Dr. Sema Karadağ Mora Terapi ile fazla kilolardan kurtulmak konusundaki görüşlerini ve süreci şöyle açıklıyor: “Kişiye Mora Terapi ile karbonhidrat bağımlılığının giderildiğini anlatmak gerekiyor. Terapi alanlar %91 oranında memnuniyetlerini ve karbonhidrat düşkünlüklerinin azaldığını belirtiyorlar. Memnuniyet açısından baktığımızda erkek ve kadın ayrımı olmamakla birlikte erkeklerin kas oranının fazla olması dolayısıyla daha kolay kilo verdiklerini gözlemliyoruz. İlk seans sonrasında bağırsaklar boşalıyor, ödem çözülüyor, bu durumun etkisiyle daha fazla kilo kaybı görülebiliyor. Özellikle genç yaşta olanlar ya da metabolizma yaşı genç olanların daha kolay kilo verdiği görüyoruz. Zor kilo veren kişilerdeki en büyük eksiklik su içmemek ve az hareket etmek. Mora Terapi ile kilo verirken dikkat edilmesi gereken hususlar, su içmek, haftada 3 gün hareket, ara öğünleri atlamamak, gece geç saatlerde yemek yememek ve en önemlisi düzenli kontrole gelmek.

    Mora Terapi

    Depresyonun belirtileri olan iştah artışı, azalan fiziksel aktivite, depresyon için geliştirilmiş pek çok ilacın yan etkileri fazla kilo alımına sebep olurken diğer yandan fazla kilolu biri olmak da başlı başına bir depresyon sebebi olarak karşımıza çıkmakta. Fazla kilolar olumsuz, acı verici yorumların gelmesine, kendini değersiz hissetmeye, sosyal ilişkilerin bozulmasına, sıkılganlık, yalnızlık ve daha sayabileceğimiz pek çok duruma yol açan sosyal bir damgaya dönüştüğünde bu durumla ve olumsuz duygularla baş edebilmek için daha çok yemek yemeğe yönelmek bir seçim olarak kişinin karşısına çıkıyor. Hayata karşı derin iç motivasyon kaybı, duygusal açlık tıkınırcasına yemek refleksi geliştirebildiği gibi tedavi aşamasını da engelleyici faktörler arasında ilk sırada.

    Mora Terapi ile kilolarından kurtulmak isteyen kişilere aynı zamanda duygu durumlarını güçlendirecek tedaviler de uygulanabiliyor. Özellikle Bach Çiçekleri Terapisi ve Süper Tunning tedavileriyle kişilerin psikolojilerinin dengelenmesine özen gösteriliyor. Kilolarından kurtulmak için Mora Terapi’yi tercih edenlerinde dikkat etmesi gereken önemli noktalar var. Kişilerin Mora terapistleriyle işbirliği içinde hareket etmesi, önerilere uyması, yaşam şeklinde ve beslenme alışkanlıklarında değişiklik yapmaya istekli olması, kontrolleri aksatmaması tedavinin başarıya ulaşması açısından önem taşıyor. Motivasyon kaybı yaşan kişilere özellikle duygu durumlarını dengelemek için kendilerine zaman ayırmaları tavsiye ediliyor. Mora Terapi ile zayıflamak için başvuran kişiler arasında ek hastalıkları olanlara, menopoz dönemindeki kadınlara, yaşlılara da daha detaylı değerlendirmeler yapılarak ek tedaviler tavsiye edilebiliyor.

    Bugüne kadar Türkiye’de binlerce hastanın Mora Terapi gördüğü ve başarı oranlarının yüzde 80’ler civarında olduğu Mora tedavi uzmanları tarafından belirtilmektedir. Amerika ve Avrupa’da yaygın bir şekilde kullanılan Mora Terapi, Türkiye genelinde 20 farklı ilde ve KKTC Lefkoşa’da bulunan 50 Mora Terapi Merkezi üzerinden hizmet vermektedir.

  • Sıvı diyeti sağlıklı mı?

    Sıvı diyeti sağlıklı mı?

    Kimler detoks yapamaz? Detoks yaparken nasıl beslenmeli? Detoks hangi durumlarda tehlikelidir? Detoks nasıl yapılır?

    Öncelikle detoks kelimesinin anlamını paylaşarak başlamak istiyorum yazıma. Maalesef insanların belirli bir dönem sadece sıvı ile beslenmesinin adı ülkemizde DETOKS olarak algılanıyor. Oysa “detoks“, kelime anlamı ile toksinlerden arınma, yenilenme demektir.

    Vücudumuz normalde kendiliğinden ve mükemmel bir şekilde kendini temizleme ve yenileme işini yapar. En basiti şöyle düşünün; zehirlendiğinizde veya bayat-kötü bir şey yediğinizde hemen tuvalete gitme isteğinizin oluşması, vücudunuzun kendini temizleme ve kurtulma çabasıdır.

    Detoks diyet deneyimleri için tıklayın !

    Detoksun genel ana kuralları; vücudunuzu çevresel toksinlerden uzaklaştırmak, sağlıklı besinlerin doğru şekilde tüketimine odaklanmak, düzenli egzersiz yapmak ve sağlıklı alışkanlıkları hayatınıza eklemektir. Bunların yanı sıra vücudun toksinlerden kurtulmasına yardımcı olacak teknikler eklenir; daha fazla su içerek idrarla üre çıkışınızı artırmak, buhar banyosu veya saunadan faydalanarak terlemenizi artırmak, lif alımınızı artırmak ve biraz da hafif dozda aerobik egzersizlerle nefes paterniniz üzerinde çalışmak gibi.

    Uzun süren ve sadece sıvı ile geçirilen diyetlerin birincil amaç olarak kilo vermek için uygulanmasını doğru bulmuyorum. Özellikle meyve sularının konsantre şeker deposu olduğunu (fruktoz) unutmamak gerekiyor. Herhangi bir sağlık probleminiz yoksa belirli aralıklarla, sadece bir günlük sebze suyu, su ve şekersiz bitki çayı kürlerini deneyebilirsiniz. Bu kürlerin tek bir amacı vardır, o da mide-bağırsak sisteminizi bir gün dinlendirmek.

    Bu kürlerde bile size önerim, içeceklerinizin taze olmasına ve organik olmasına özen göstermeniz. Hazırlanır hazırlanmaz en geç yarım saat içinde içeceğinizi tüketmeniz. Daha çok sebze sularını tercih etmeniz ve meyve sularındaki tehlikeli şeker fruktozu unutmamanız. En önemlisi ise böyle bir programa başlamadan önce mutlaka doktorunuza danışmalı ve onay almalısınız. Diyabetiniz (şeker hastalığı) varsa, hamileyseniz, emzirme döneminde bir anneyseniz, kesinlikle bu tür programları uygulamayın.

    Sıvı diyet listesi için tıklayın!

    Amacınız kilo vermek ve verdiğiniz kiloyu korumaksa, size önerim sağlıklı ve hayat boyu sürdürülebilir seçimlerde bulunmanız olacaktır.

    Dt. Burcu Aydın

  • Oruç detoks etkisi yapıyor

    Oruç detoks etkisi yapıyor

    Oruçluyken organların dinlendiğini belirten uzmanlar, iftar ve sahurda tüketilen gıdaya dikkat edilmesi halinde orucun vücutta detoks etkisi yarattığına dikkati çekiyor

    Uzmanlar oruç tutarken istenmeyen kilolardan ve vücutta biriken atıklardan kurtulmak isteyenlere iftar öncesinde hafif ter atılmasını sağlayacak yürüyüş yapmalarını öneriyor. Çağın hastalığı olarak nitelendirilen obezite ile mücadele için Ramazanın iyi değerlendirilmesi gerektiğine dikkati çeken uzmanlar, orucun sigarayı bırakmak isteyenler için de iyi bir fırsat olduğunu belirtiyorlar.

    Dicle Üniversitesi (DÜ) İç Hastalıkları ve Nefroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Kemal Kadiroğlu, on bir ayın sultanı Ramazan’ı karşılamanın sevinci ve heyecanı yaşanırken vatandaşlardan beklentilerinin usulüne uygun şekilde oruç tutmaları olduğunu belirtti.

    Prof. Dr. Kadiroğlu, vücuda fazla enerji alındığında beslenme şekline bağlı olarak bu besinlerin vücutta kiloya yani çağın hastalığı obeziteye dönüştüğünü ifade ederek, bunun da hipertansiyon, diyabet ve dolayısıyla böbrek rahatsızlıklarına zemin hazırladığını söyledi.

    BİLİNÇLİ ŞEKİLDE TUTULMALI 

    Ramazan ayının fazla kiloların kontrol altına alınması için önemli bir fırsat olduğuna dikkati çeken Kadiroğlu, “Bilinçli şekilde oruç tutarsak Ramazan vücut sağlığı açısından çok önemli bir fırsattır. Obezite ve buna bağlı gelişen hastalıklardan korunma, sağlığı koruma, zinde bir vücuda ve akla kavuşabilmenin fırsatıdır mübarek Ramazan” dedi.

    “Oruçluyken geçirilen sürede vücutta metabolizma sonucu oluşan atıkların uzaklaştırılması nedeniyle orucun detoks etkisi söz konusu” diyen Kadiroğlu, bu etkiden faydalanmak için iftar ve sahur arasında yenilecek gıdalara dikkat edilmesi gerektiğini vurguladı.

    VÜCUDUN EN BÜYÜK LABORATUVARI

    Kadiroğlu, “vücudun en büyük laboratuvarı” olarak nitelendirdikleri karaciğerin ve böbreklerin Ramazan’da dinlendiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:

    “Araştırmalar göstermiştir ki; Ramazan’da oruç tutan kişilerin vücutlarında kardiyovasküler hastalıklara zemin hazırlayan kötü yağlar azalmakta, iyi yağlar da artmaktadır. Oruç, kardiyovasküler rahatsızlıkların önlenmesi için de çok yararlıdır. İftara yaklaşık bir saat kala oruç tutan kişilerin hafif terleyecek şekilde yürüyüş yapmaları vücutta biriken zehirlerin ve atıkların ter yolu ile atılması için yararlı olacaktır. İftarda alınacak sıvı ile vücuttan zehir terleme yolu ile atılacağından hem istenmeyen kilolardan uzaklaşılacak hem de daha sağlıklı ve dinç bir hale gelinecek.”

    İFTARDA NE TERCİH EDİLMELİ?

    Prof. Dr. Kadiroğlu, iftarda tıka basa yemek yenilmesi halinde oruçtan normal şartlarda elde edilebilecek faydalardan mahrum kalınacağını kaydederek, iftarda karbonhidrattan zengin hamur işlerinden ziyade sulu gıdalara ve zeytinyağlı yemeklere ağırlık verilmesini tavsiye etti.

    Yemekten hemen sonra tatlı ve meyve tercih edilmemesi gerektiğini vurgulayan Kadiroğlu, ana yemekten en az iki saat sonra bu gıdaların tüketilmesine dikkat edilmesini önerdi.

    “Çok yemek yersem ertesi gün oruç tutarken acıkmam” anlayışının doğru olmadığına işaret eden Kadiroğlu, “Çok yemek aç kalınmayacağı anlamına gelmez. Kişi ihtiyacı kadar yemek yemeli, yemekten sonra mutlaka kısa bir yürüyüş yapmalıdır. Yemeğin ardından uyumak kilo almaya sebebiyet verir. Sahur yemeğinin ardından sindirimin biraz gerçekleşmesi için en az 45 dakika beklendikten sonra uyunması gerekir” diye konuştu.

    -Kronik rahatsızlığı olanlar

    Zaman zaman kronik rahatsızlığı olan hastalarının oruç tutmakta ısrarlarına tanık olduklarını vurgulayan Kadiroğlu, şöyle dedi:

    “Yıllarca orucunu tutmuş ancak daha sonra kalp yetmezliği, kanser, tansiyon, diyabet veya bağışıklık sistemi zayıflatan kronik bir rahatsızlığı oluşan hastalarımız maalesef oruç tutmaya devam etmek istiyor. Bu gibi bazı hastaların oruç tutmaları halinde çok daha kötü bir vaziyette acil servislere geldiğini görüyoruz. Bu gibi kronik rahatsızlığı bulunanlara sağlıklarını tehlikeye düşürecek bir durumdan uzak kalmalarını tavsiye ediyorum. Dinimizin de bu konuya ilişkin cevazı vardır. ’Hastayım’ diyen bir kişinin oruç tutarak kendini zorlaması sağlığını tehlikeye sokacaktır.”

    Prof. Dr. Kadiroğlu, birçok hastalığa yol açan sigaradan oruç tutulan dönemde kısmen de olsa uzaklaşıldığını anlatarak, Ramazan’ın biraz da destek ile sigaranın bırakılmasına vesile olabileceğini belirtti.

    ORUÇ ORGANLARI DİNLENDİRİR

    Kardiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Zuhal Arıtürk Atılgan, oruçluyken geçirilen 8-12 saatlik sürede aç ve susuz kalmanın, iş yükünün azalması nedeniyle kalbin dinlenmesini sağladığını söyledi.

    “Oruç tutmak kesinlikle faydalı” diyen Atılgan, 11 ay boyunca çalışan bir sistemin bu tempoya bir ay süresince ara vermesi gerektiğini belirtti. Atılgan, mide, bağırsaklar, karaciğer ve pankreas gibi organlara kan pompalayan organın kalp olduğuna dikkati çekerek, “Oruç organları dinlendirir. Organlar dinlendiği zaman kalbin bunlara çok fazla kan pompalamasına gerek kalmaz. Aç ve susuz kalmak kalbin iş yükünü hafiflettiğinden Ramazan’da kalp de birçok organ gibi istirahate çekilir. Herhangi bir rahatsızlığı bulunmayanlar için oruç tutmak çok faydalı” dedi.

    -En az 2 litre su tüketimi

    Doç. Dr. Atılgan, iftarın kahvaltı ile açılmasını, bir iki saat sonra ana yemeğe geçilmesini önererek, aniden aşırı yemek tüketiminin tansiyon, çarpıntı ve kalp yetersizliği şikayeti bulunanlarda birtakım istenmeyen sonuçlara yol açabildiğini kaydetti.

    İftarda hamurlu ve aşırı yağlı gıda tüketilmemesi gerektiğini vurgulayan Atılgan, şöyle konuştu:

    “İftarda aşırı yemek yemekten kaçının. İftar sofralarında sebze ve zeytinyağlı yemeklere ağırlık verilmelidir. Meyve ile desteklenen bir öğün de ön plana alınabilir. Ramazan’da iftar ile sahur arasında alınması gereken su miktarı en az 2 litredir. Suyun yanı sıra ayran, taze sıkılmış meyve suyu, ada çayı ve kefir de tüketilebilir. Ramazan’da egzersizi iftardan hemen sonra önermiyoruz. Oruç tutan bir kişinin yemekten sonra 2 saat dinlenip mide biraz rahatladıktan sonra serinlikte yürümesi faydalıdır. Çünkü tüm gün sıcak ve açlıktan dolayı hareketsiz kalınması da istenmeyen sonuçlara neden oluyor. Sahur için de kahvaltı yapılması uygundur. Sahur yemeğinin ardından hemen uyunmamasını yaklaşık bir saat vakit geçirilmesini tavsiye ediyoruz.”

    SİGARA KULLANANLARA UYARI 

    Doç. Dr. Atılgan, kalp hastalarının oruç tutarken doktora danışmaları gerektiğini ifade ederek, Ramazan yaz ayına denk geldiğinden susuzluğa ve sıcağa maruz kalınan sürenin uzaması nedeniyle oruç tutmanın bazı hastalarda risk oluşturabileceğini belirtti.

    İftardan sonra aşırı sigara tüketiminin de son derece yanlış olduğuna dikkati çeken Atılgan, “Gün içinde aşırı derecede susuz kalındığı için damarların pıhtılaşmaya meyli çok fazladır. İftardan sonra pıhtılaşmayı artıran bir unsur olan sigara sıkça kullanıldığında kalp krizi geçirme riski çok yükselir” uyarısında bulundu.

  • Kusursuz cilt için öneriler

    Kusursuz cilt için öneriler

    Dikkat etmeniz gereken tek şey “günlük” cilt bakımına gerekli özeni göstermeniz. Aynı şekilde haftalık yapacağınız peeling ve derinlemesine temizliği ihmal etmemeniz.

    İşte lekesiz ve güzel bir cilt için yapmanız gerekenler…

    Sabahları uyandığınız zaman yatakta 1 dakika boyunca gerinin. Yüzünüzü şaşırmış bir ifade yapın ve hem bacaklarınızı hem de kollarınızı olabildiğince gerin. Bu hareket tüm kaslarınızın uyanmasını sağlayacaktır. Her gün tekrarlamanızda büyük yarar var.

    Her sabah kışları da olmak üzere pencereyi açıp derin bir nefes alın. Aslında bir Yoga hareketi olan gün selamlama, size pozitif enerji verdiği gibi kalp hızınızı artırıyor ve sindirim sisteminizi uyandırıyor.

    Her sabah uyandığınızda aç karnına içinde bir kaç damla limon olan ılık bir su için. Ayda iki kez bu suyun içine soda ilave etmeniz detoks etkisi yapacaktır.

    Sabahları cildinizi temizleyin daha sonra da günlük toniği uygulayın. Tonik ve sabahları yapacağınız cilt temizliği, akşamdan kalan yorgunluğu ve toksinleri alacaktır.

    Eğer maskeniz günlük kullanıma uygunsa sadece 1 dakika ayırarak cildinizi temizledikten sonra maske uygulayın. Eğer haftalık maske uyguluyorsanız bunu da sabahları yapmaya özen gösterin.

    Cildinizi nemlendirdiğinizde serum kullanmayı unutmayın. Cilt koçuna göre serumun olumlu etkileri çok fazla. Yaşlanmayı önleyen serumlar, aynı zamanda parlak ve gergin cildinde anahtarı olarak biliniyor.

    Gün bitiminde makyajınızı temizleme sütü ile çıkartmanız. Temizleme sütleri epidermin yüzeyindeki hidrolipidik filme daha kolay karıştığı için makyajınızı cildinize zarar vermeden saniyeler içinde çıkarabilirsiniz. Yapmanız gereken tek şey parmak uçlarınızla cildinize masaj yaparak sütü yedirmek. Daha sonra da temizleme jeli ile yıkayıp sabah yaptığınız rutini gerçekleştirmek.

    Eğer yağlı bir cilde sahipseniz jojoba, kuru bir cilde sahipseniz de argan yağı kullanın. Dekolteniz ve boynunuz dahil olmak üzere yağları vücudunuza yedirin. Bu daha gergin ve daha nemli bir tene sahip olmanızı sağlayacaktır. Bu işlemi iyi bir sonuç alana kadar tekrar edin…

    Womenist

  • Ödem sorunu

    Ödem sorunu

    Ödem daha çok kadınlarda görülen yüz, el ve ayaklarda şişkinlikle kendini gösteren bir dolaşım problemidir. Sıcak hava, uzun süre ayakta durmak, fazla tuzlu veya tatlı yemek, az su içmek, uyku problemleri ödemi tetikler.

    Eğer ödem probleminiz sürekli devam ediyorsa altta yatan sorunun belirlenmesi gerekir.

    Genel beslenme prensiplerine baktığımızda bazı unsurlara dikkat etmenizi öneririm;

    *Yemeklerinize ekstra tuz ilave etmeyin, yemekleri az tuzlu pişirin ve daha daha çok baharatlandırın.

    *Şekerin sindirilmesinde çok miktarda su gerekir ve vücut suyu tutar. Tüketilen şeker miktarının azalmasıyla ödem sorunuda azalacaktır.
    *Gün içerisinde eğer herhangi bir sağlık probleminiz yoksa ödem atımını hızlandıran biberiye, ısırganotu, kiraz sapı ve funda yaprağından destek alınabilir.
    *Meyvelerden kiraz, ananas ve kayısı sebzelerden ise yeşil yapraklı olanlar diüretik etkiye sahiptir.
    *Günde 2,5 lt su içmeye özen gösterin, kola, alkol ve şekerli içeceklerden uzak durun.
    *Ara öğünlerinizden birinde probiyotik yoğurt veya kefir tüketin.
    *Dolaşım problemi ödemin oluşumunda büyük bir etken, varisi olan kişilerde ödem de sıklıkla görülmektedir.

    *Besin alerjileri de ödemi artırabilir, sürekli bu şikayetten yakınıyorsanız bir alerji testi yaptırabilirsiniz. Sonuçlara göre alerjen yiyeceğin diyetinizden çıkarılmasıyla şikayetlerinizin de azaldığını göreceksiniz.

    *Vitamin ve mineral eksiklikleri de ödemi etkiler, özellikle B6 vitamini ve magnezyum minerali eksikliğinin tetiklediği bilinmektedir.

    *Uyku probleminiz varsa, 8 saatten fazla veya az uyuyorsanız bilin ki ödem yine etkilenmektedir.

    *Hormon düzensizliği özellikle troid hormonu ödemi artırır. Bu nedenle hormonlarınızı düzenli kontrol ettirin.

    *Tansiyon düzensizliği yine bir diğer etken. Eğer tansiyonunuz varsa ve ilaç kullanmanız gerekiyorsa düzenli kullanmanızı öneririm.

    *Kadınlarda en çok regl öncesinde ve regl sırasında görülen bu problemi minimuma indirmek için tuzlu ve tatlı yiyeceklerden uzak durmanızda fayda var.

    Dyt.Özlem Sert Aydın

  • Uzmanlardan ‘maydanoz suyu’ uyarısı

    Uzmanlardan ‘maydanoz suyu’ uyarısı

    Uzman Diyetisyen Işın Sayın, maydanoz suyunun kilo verme diyetlerinde bilinçsizce kullanılmaması gerektiğini söyledi.

    Uzman Diyetisyen Işın Sayın, vatandaşları böbrek taşı düşürmede ve çok kuvvetli bir idrar söktürmede kullandıkları maydanozu çok tüketmemeleri konusunda uyardı.

    Sayın, güçlü bir idrar söktürücü olan maydanozun vücut için çok önemli olan suyu atarak insanların zayıfladığını zannetmesine sebep olduğunu söyledi.
    Maydanozun faydaları hakkında bilgi veren Işın Sayın, suyun insan vücudu için hayati öneme sahip olduğunu belirterek şöyle konuştu:

    “Vücudumuzun yüzde 60- 70’i sudur. Vücut suyu azaldığında; metabolizma alarma geçer, her damla suyu saklar. İdrarla atılamayacak şekilde, suyu depolamaya başlar. Bu bir savunma mekanizmasıdır. Sık idrara çıkaran etkenler, ödemi kronik hale getirir. Kilo vermek isterken tam tersi vücudumuz su tutmaya başlar. Ayrıca, maydanoz, çok sık idrara çıkarır. Sık idrara çıkmakla vücudumuz için vazgeçilmez olan mineralleri kaybederiz. Böbrek taşı düşürmede kullanılan, çok kuvvetli etkisi olan maydanoz; bilinçsizce kullanılmamalıdır. Maydanozu bol yediğinizde, idrarda asla halka halka yağ görmezsiniz.”
    VÜCUDUN SU DENGESİNİ BOZMAYIN
    Kontrolsüz bir şekilde maydanozun kullanılmaması gerektiğini ifade eden Diyetisyen Işın Sayın, şunları söyledi:

    “Eğer gün içinde aşırı su boşaltan, çok sık idrara çıkaran besin tüketmezsek, ödem yapan besinleri almazsak ve 2 buçuk litre su içersek, vücut suyunu dengede tutabiliriz. Böylece kan dolaşımı ve tansiyon düzenlenir.”
    Kandaki değerli besin ögeleri daha etkin biçimde taşınacağından beyinin beslenebileceğini anlatan Sayın, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Maydanoz yediğimizde tüm vücutta detoks gerçekleşir, böbrek ve sindirim sistemi arınır. Karaciğer detoksla değil, yağ yakımı ile ilgilenebilir. Tüm bu nedenlerle vücuttaki su dengesi çok önemlidir. Maydanozu abartılı kullanmaktansa; ödeme neden olan faktörlerin üzerine gitmek daha doğrudur. Kontrolsüz maydanoz kullanımı sağlıklı değildir. Güvenli olan salatalara eklemek, yemeklerin üzerine azar azar süsleme amacıyla koymaktır.”
    İHA

    Maydonoz Suyu Yöntemiyle Zayıflayanlar için tıklayın !