Etiket: deodorant

  • 7 Adımda Ev Yapımı Doğal Deodorant Tarifi

    7 Adımda Ev Yapımı Doğal Deodorant Tarifi

    Merhaba sevgili okurlar! Bugün sizlere kendi evinizde kolayca hazırlayabileceğiniz doğal deodorant tarifini paylaşacağım. Doğal içeriklerle yapılan bu deodorant, cildinizi zararlı kimyasallardan korurken aynı zamanda ferah ve hoş bir koku bırakacak.

    Ev Yapımı Doğal Deodorant Yapımı

    Doğal içeriklerle formüle edilen bu deodorant, cildinize zarar veren kimyasallardan kaçınmanın yanı sıra, antiseptik özellikleri sayesinde kötü koku oluşumuna karşı etkili bir koruma sağlayacak. İçeriğinde yer alan Himalaya tuzu, çay ağacı yağı, lavanta yağı gibi doğal bileşenlerle hazırlanan bu deodorant, sadece sağlığınıza değil, aynı zamanda çevreye duyarlı bir tercih yapmanıza da olanak tanıyacak. Şimdi, ev yapımı doğal deodorantımızın detaylı tarifine geçelim!

    Doğal Deodorant Tarifi
    Doğal Deodorant Yapımı

    Malzemeler:

    • 1 su bardağı saf su
    • Yarım su bardağı Himalaya tuzu
    • 1 yemek kaşığı bitkisel gliserin
    • 10 damla çay ağacı yağı
    • 10 damla lavanta yağı
    • 5 damla limon yağı
    • 1 yemek kaşığı hindistancevizi yağı
    • 5 damla gül yağı (veya isteğe bağlı olarak deodorantın çeşidine göre tercih edilen koku yağları: gül, lale, papatya, çam)

    Hazırlık:

    1. Hazırlık Alanınızı Temizleyin: İlk adım temizlik! Kullandığınız malzemelerin steril olmasına dikkat edin.
    2. Himalaya Tuzunu Eritin: Yarım su bardağı Himalaya tuzunu bir miktar sıcak suda eritin. Ardından karışımı süzgeçle süzerek tuzunuzu suyundan ayırın.
    3. Diğer Sıvı Malzemeleri Ekleyin: Saf su, eritilmiş Himalaya tuzu, bitkisel gliserin, çay ağacı yağı, lavanta yağı, limon yağı ve hindistancevizi yağını bir karıştırma kabına ekleyin.
    4. Karışımı Çalkalayın: Malzemeleri homojen bir karışım elde edene kadar iyice çalkalayın. Bu, yağların ve diğer malzemelerin eşit şekilde dağılmasını sağlar.
    5. Koku Yağlarını Ekleyin: Gül yağı veya tercih ettiğiniz diğer koku yağlarını ekleyin. Bu adım, deodorantınıza istediğiniz hoş koku dokunuşunu katmanıza olanak tanır.
    6. Şişeye Aktarın: Hazırladığınız karışımı bir sprey şişesine veya istediğiniz bir deodorant kabına aktarın.
    7. Kullanmaya Hazır! Doğal deodorantınız artık kullanıma hazır. Temiz cilde günde 1-2 defa uygulamanız önerilir. Kullanmadan önce her seferinde çalkalamayı unutmayın.

    Bu doğal deodorant tarifi, içeriğindeki Himalaya tuzu, çay ağacı yağı, lavanta yağı gibi doğal bileşenlerle cildinizi korurken aynı zamanda hoş bir koku bırakacaktır. Kimyasal içerikli deodorantlardan uzaklaşmak istiyorsanız, bu tarifi denemek harika bir adım olabilir. Sağlıklı terleme dileğiyle!

  • Doğru Deodorant Seçimi

    Doğru Deodorant Seçimi

    Hangi deodorantın size uygun olduğunu biliyor musunuz? Doğru deodorant seçimi nasıl olur? Her gün kullandığımız deodorant hakkında bilmeniz gerekenler.

    Doğru Deodorant Seçimi

    Vücüdumuzdan toksinleri terleyerek atarız en çok terleyen bölgelerden biri olan koltuk altında terlemeyi engellemek, kötü oluşumunun önüne geçmek için kullanılan deodrantlardan en iyi verimi alabilmeniz için bu konu hakkında bilgi sahibi olmanız gerekiyor.

    En büyük sorununuz terlemek ise kullandığınız ürün mutlaka teri engelleyici ürün olmalıdır. Hiç bir deodorant teri tamamen engelleyemez ancak oluşumunı neredeyse tamamen azaltır. Pudralı deodorantlarda rahat etmenizi sağlayacaktır.Terlemeyi engellemek için özellikle yaz aylarında hergün duş almayı ve koltuk altınızı keselemeyi unutmayın. Terlemeyi engelleyecek pamuklu giysiler tercih edebilirsiniz.

    Sorun kötü koku ise ilk olarak bilmeniz gereken vücudunuzda hormonel bir problem olabileceğidir. Şiddetli bir koku oluşuyorsa doktora gitmenizde yarar var. Onun dışında mutlaka ter kokusunu bastıracak kokulu deodorantlar seçin. Yaz aylarında ağır kokular kullanmamaya dikkat edin. Sık sık su tüketin.

    Kullandığınız ürünlerin içerisinde tuz gibi cildi tahriş edici özellikte maddelerin bulunmamasına dikkat edin. Hafif içerikli ürünler tercih edin. Hassas cilde sahipseniz cildi tahriş etmeyecek ürünler kullanın.

  • Aşırı terleme sorununa kökten çözüm!

    Aşırı terleme sorununa kökten çözüm!

    Terlemek aslında sağlıklı olduğumuzun bir göstergesidir. Terleme ısı regülasyonumuzu sağlar; yani vücut ısısı arttığında terleyerek beden ısısının azaltılması sağlanır. Beden ısısının düşürülme ihtiyacı olmadan aşırı terleme durumuna ise hiperhidrozis denilir.

    Hepimiz sıcak havalarda, spor yaptığımızda veya aşırı heyecanlandığımızda terleriz. Aşırı baharatlı yemeklerden veya alkollü içeceklerden sonra da terleme meydana gelebilir.

    Aşırı terleme sorununa kökten çözüm!

    HİPERHİDROZİS–AŞIRI TERLEME

    Ateşle seyreden enfeksiyonlar, kanser, tiroid rahatsızlıkları veya menapoz kişinin aşırı terlemesine neden olabilir. Ancak hiç bir neden olmadan da aşırı terleyen bireyler mevcut. Sıklıkla 13 yaş civarında başlayan bu problem erişkin hayatta daha da belirgin hale gelir. Toplumda her yüz kişiden 5’i hiperhidroz yani aşırı terleme şikayetine sahiptir. Tüm dünyada 367 milyon kişi aşırı terleme bulgularına sahiptir. Bu durumdan etkilenen insan sayısının çokluğu nedeniyle konuyla ilgilenen dernekler oluşmuştur. Uluslararası Hiperhidroz Derneği de işte bunlardan biri (http://www.sweathelp.org)

    EN SIK HANGİ BÖLGE ETKİLENİR?

    Koltuk altı bölgesi aşırı terlemenin en sık görüldüğü yerdir. Kıyafet seçiminde zorluk, koku, gün içerisinde kıyafet değiştirme zorunluluğu kişilerin sosyal ve iş hayatını belirgin olarak olumsuz etkiler. Avuç içi terlemesi ikinci en sık görülen yerdir. El sıkışmadaki utanma faktörü veya cihaz kullanımında avuç içinin sürekli ıslak olmasına bağlı zorluklar nedeniyle hayatı etkileme konusunda an az koltuk altı terlemesi kadar olumsuzdur. Ayak tabanı bir diğer yoğun terleme izlenen bölgeyi oluşturur. Ayakkabı giyiminde zorluklar, yoğun koku oluşumu, enfeksiyon gelişimine yatkınlık bu sıkıntıyı çekenlerin ana sorunlarıdır. Bu üç bölgenin dışında daha az  görülen ama baş etmesi güç alanlardan birini baş bölgesi oluşturur. Bu bireyler tüm saçlı bölge ve enselerinden yoğun terleme gösterirler. Gövde, sırt karın, kuyruk sokumu bölgesi de nadiren aşırı terleme gösterebilir…

    NASIL ENGELLERİM?

    En basit ve hepimizin günlük yaşantıda kullandığı ilk yöntem antiprespirant deodorantlardır. Ancak aşırı terleyenlerde bunlar sıklıkla yetersiz kalır. Bir diğer eski yöntem ise iontoforezdir. İontoforezde su içerisinden geçirilen düşük elektrik akımı seanslar halinde uygulanılır. Günümüzde hiperhidrozun en güvenilir ve en sık tercih edilen yöntemini botoks oluşturmaktadır. Koltuk altı, avuç içi ve ayak tabanı için çok tercih edilen bu yöntemde uygulamayı takiben 2-3 gün içerisinde terleme azalmaya başlar. Yılda iki üç kez uygulama yapılarak bölgedeki terleme kontrol altında tutulur. Mikrodalga teknolojisi koltuk altı terlemesinde giderek yaygınlaşan bir diğer terleme giderici tedavidir. MiraDry cihazı ile bir kaç seans içinde hızlı ve çok uzun süreli sonuçlar elde edilir. Henüz sadece koltuk altı için kullanılan bu yöntem de ileriye yönelik umut vermektedir. Ter bezlerini tahrip eden bir diğer yöntem ise bölgenin lazer ile tahrip edilmesine dayalıdır.

    Botoks kadar garantili sonuç vermeyen ve olası yan etkilere sahip olan lazer tedavilerinde
    pek çok çalışma halen devam etmektedir.

    YALNIZ DEĞİLSİNİZ

    Botoks tedavisinin yüksek başarı oranları nedeniyle giderek daha az tercih edilse de cerrahi yöntemler de mevcuttur. Endoskopik torasik sempatektomi ile terleme uyarısını veren sinirlerin kesilmesi terlemeyi tamamen kesebilir. Terleme bölgesindeki ter bezlerinin alındığı cerrahi işlemlerde yine bu amaçla yapılan ameliyatlardandır. Koltukaltı dışındaki bölgelerde uygulaması çok zor olan bu yöntemler botoksa cevap vermeyen hastalarda koltukaltı terlemesi için alternatiftir. Aşırı terleme sosyal yaşantıda konforumuzu ve hijyenimizi bozan bir durum. Dünyada pek çok kişinin etkilendiği hiperhidroz da artık güvenliği kanıtlanmış başarılı tedaviler mevcut. Yalnız değilsiniz.

    PROF. DR. REHA YAVUZER / AKŞAM

  • Deodorantların 6 farklı kullanım alanı

    Deodorantların 6 farklı kullanım alanı

    Deodorantlar yaz aylarının en çok kullandığımız kozmetiği. Terlemeye karşı hem sprey hem de stick kullanabiliyoruz peki deodorantların farklı kullanım alanlarını biliyor musunuz?

    1- Ayaklarınıza sürün! Evet özellikle kokan terleyen ayaklarınız varsa temiz ayaklarınıza stick deodorantı ayak tabanınıza sürüp çorap giyebilirsiniz. Hem daha az terleyecek hem de eskisi gibi kokmayacaktır.

    2- Yeni bir ayakkabı aldığınız ve arkası vuruyor giymeden önce ayakkabının ayağınızı acıtan yerine sürün. Sürtünmeyi azaltacaktır en azından ayakkabı genişleyene kadar.

    3-  Bacak içi sürtünmesini engeller evet biraz kiloluysanız ve etek giyiyorsanız bacaklarınız birbirine sürtebilir bu da kızarıklığa neden olabilir bu bölgeye ya da erkekler kasık içlerine sürerek sürtünmeyi yine stick deodorant ile azaltabilirler.

    5- Böcek sokmalarına anında etki sprey sıkabilir ya da stick deodorant ile yeni sinek böcek sokmalarının acısını alabilirsiniz

    6-Bir oje silici evet acil durumlarda ojenizi sprey deodorant ile silebilirsiniz buradaki ip ucu çok hızlı olmak

     

    Kaynak: aksam.com.tr

  • Deodorantlar kanser yapıyor mu?

    Deodorantlar kanser yapıyor mu?

    Tıp dünyasının en tartışmalı konuları arasında yer alan deodorant ve ter önleyicilerin kanser yapıp yapmadığı bir kez daha gündeme geldi.

    Takvim’de yer alan habere göre Cenevre Üniversitesi araştırmacıları deodorant ve ter önleyici kozmetiklerin kansere yol açtığını açıkladı.

    KANSERE NEDEN OLUYOR

    Yaygın olarak kullanılan koltuk altı ürünlerindeki alüminyum klorürün vücudun farklı bölgelerine yayılıp tümör gelişimini tetiklediğini iddia eden araştırmacılara Cambridge Üniversitesi ve İngiltere Kanser Araştırmaları Ajansı itiraz etti.

    Bilim dünyası ikiye bölünürken, herkesin kafası karıştı.

    Türk Dermatoloji Derneği ise tartışmalara farklı bir boyut kazandırarak, ticari amaçlara dikkat çekti. Türk Dermatoloji Derneği üyesi Prof. Dr. Ertuğrul Aydemir, bilinen tutarlı, bilimsel hiçbir veri ve çalışma olmadığını belirterek, şunları söyledi:“800’ü aşkın hastayla yapılan bir çalışmada meme kanseri konusunda hiçbir bulguya rastlanmamıştır. Zaman zaman bazen sansasyon amacıyla, bazen de kötü niyetli olarak (ticari amaçlı) bu tip haberler çıkmaktadır.”

  • Sıcak havalarda parfüm nasıl kullanılır?

    Sıcak havalarda parfüm nasıl kullanılır?

    Sıcak havalarda parfüm nasıl kullanılır? Hemen her mevsim parfüm kullanıyoruz fakat parfümü nasıl kullanacağımızı ne yazık ki bilmiyoruz…

    Sıcak havalarda parfüm nasıl kullanılır?

    Sıcak havalarda parfümden çok deodorant kullanmak daha yerinde olacaktır. Gün ışınları cildimizi halihazırda yıpratırken içinde alkol olan parfümleri tenimize sıkmak sağlıklı değil. Gün ışığına maruz kalan cildimizin daha hızlı yıpranmasını sağlayacağından yaz mevsimlerinde deodorant ya da body mist kullanmak daha sağlıklı olacaktır.

    Eğer parfümünüzden vazgeçemiyorsanız aynı parfümün duş jeli ve vücut losyonunu da kullanarak yakın bir etki yakalayabilirsiniz.

    Parfümünüz baharatlı, şekerli ve yoğun bir kokuysa yaz mevsimlerinde bu tip kokuları kullanmaktan kaçınmanız daha iyi sonuçlar verecektir. Sıcak havanın ağırlığıyla parfümün ağırlığının karışması pek hoş olmuyor…

    Eau de Toilette nedir?

    Alkol yoğunluğu daha fazla esans yoğunluğu az olan parfümler kategorisindedir. %4-10 arası esans içerir. Eau de Toilette parfümleri kıyafete sıkmak daha iyi sonuçlar verecektir. 1,5 metrelik alana kadar bir koku yayabilen Eau de Toilette yazın kullanmak için çok uygundur. Kumaşa sıkmanız daha iyi sonuçlar almanızı sağlar. Saçlara da sıkılabilir. Fakat parfümü sıkıp ardından güneşe çıkmanız hem cildiniz hem de saçlarınız için zararlı olacaktır… Dışarı çıkmadan 15 dakika önce parfümünüzü sıkarsanız böyle bir sorunla karşılaşmazsınız.

    Eau de Parfüm nedir?

    Esans yoğunluğu fazla alkol yoğunluğu daha az olan parfüm kategorisinin adıdır. %8-15 arası esans barındırır. Genellikle markaların en çok tercih edilen kategorisidir.

     

    Kaynak: haber7.com

  • Sevgilime hangi parfümü alsam?

    Sevgilime hangi parfümü alsam?

    ‘Sevgililer Günü’ için sevgilinize parfüm almayı düşünüyor ama tercih yapamıyorsanız bu önerileri dikkate alın…

    Onlar, şampuan, parfüm, oda spreyi gibi pek çok farklı ürünü sadece koklayarak, içinde binlerce hammaddeden hangileri olduğunu analiz edebilen milyon dolarlık burunlar, yani parfümörlük mesleğine sahip, tüm dünyadaki birkaç yüz kişiden bir tanesi…
    Burbery’s, Versace, Cartier, Givenchy, Chopard gibi birçok ünlü marka için parfüm dizayn eden ve şu an Seluz Kimya’da görev yapan ünlü Parfümör Mark Buxton geçtiğimiz günlerde “Koku”nun günlük hayatımızdaki rolü ile ilgili önemli tüyolar verdi. Tasarladığı parfümlerle dünyadaki koku tendlerini belirleyen isimlerden biri olan Mark Buxton, “Sevdiğiniz kişiye parfüm alacaksanız, ten rengi, yaşam şekli ve hatta kişinin duygusal hayatının çok önemli olduğunu, bu detaylar göz ardı edilirse, alınan hediyenin sadece masa üstünde duracak bir dekor olarak kalacağını belirtti.

    Sarışınlar için, vanilya ve zambak, kumrallar için çiçek ve baharat, esmerler için ise gül ve yasemin doğru terich olacaktır.

    “Bilindiği gibi kişilerin ten yapısı; bulundukları coğrafyaya, ait oldukları etnik gruba, beslenme şekline ve cilt yapılarına göre farklılık gösterir. Tüm bu etkenlere bir de mevsimlerin değişimini eklediğimizde aynı kokunun neden farklı tenlerde farklı şekilde yansıdığını ya da kalıcılık sürelerinin farklılıklar gösterdiğini anlayabiliriz” diyor Seluz Kimya parfümörü Mark Buxton…

    Eğer sevgiliniz sarışınsa, alacağınız hediye tatlı vanilya notları ile sarılıp sarmalanmış hanımeli, müge, zambak gibi zarif çiçeksi notlara sahip parfümler olmalı. Bu parfümler musky notlarla desteklenmiş olursa sarışın tenlerdeki kalıcılıkları da daha fazla olacaktır. Seluz Kimya parfümörüne göre kumral bayanlara alınacak parfümlerin çiçeksi dokunuşların baharatlı notlarla kombine edildiği tercihler olmaları gerekirken, esmer tenli hanımlar için gül ve yasemin ile zenginleştirilmiş oryantal parfümler seçilmelidir. En az rastlanan saç rengi kızıldır. Kızıl saçlıların ten yapıları da oldukça beyaz ve hassas olduğundan, sevgiliniz kızıl saçlıysa parfüm tercihiniz ipeksi dokunuşları ile floral içerikli parfümlerden ya da tazelik ve ferahlık hissi veren yeşil ve marin kokulardan oluşmalıdır.

    Sadece ten rengi değil, parfüm hediye etmek için kişiliğe de dikkat etmek gerekir…

    Sevgililer günü hediyeniz parfüm olacaksa dikkat edilmesi gereken tek nokta sevgilinizin ten rengi değil.Kişilik de bir o kadar önemli…

    Hareketli, dışa dönük, dinamik bir hayatı seven sevgilinize parfüm alırken içeriğinde mutlaka ”meyve” olmasına dikkat edin, çünkü bergamut, portakal gibi meyvelerin kokularını içeren citrus ailesi, enerji dolu kişilikle uyum içinde olacaktır.

    Hassas, duygusal, kendisiyle baş başa olmaktan hoşlanan bir sevgili için ise mutlaka hanımeli, müge, zambak gibi zarif çiçeksi notlar seçilmeli.

    Parfümün uygulanmasına gelince; parfüm önce çıplak tene uygulanmalı, kıyafetler giyildikten sonra tazelenmelidir. Unutulmamalıdır ki saçlar ve giysiler iyi birer parfüm taşıyıcısıdırlar. Eğer parfümünüzün uzun süre etkisini sürdürmesini istiyorsanız parfümü havaya sıkıp altından geçiniz. Saçlarınıza yapışan parfüm zerrecikleri kokunun uzun süre etrafınıza yayılımını sağlayacaktır.

    Posta

  • Ter kokusu nasıl önlenir ?

    Ter kokusu nasıl önlenir ?

    Terleme nedir?

    Terleme, vücut sıcaklığını düzenleyen, vücudu toksinlerden arındıran ve tuz dengesini koruyan bir vücut olayıdır. Sağlıklı bir vücut terleyerek günde yaklaşık yarım veya bir litre suyu dışarı atar.

    Terleme tümüyle istemimiz dışında gelişen, metabolizmamızın doğal bir fonksiyonudur. Üstelik vücudumuz için iki önemli işlevi vardır; cildi nemlendirip, vücut ısısını sabitler ve vücudun boşaltım sistemine katkıda bulunur.

    Ter aslında salgılandığında renksiz ve kokusuzdur. Fakat, bakteriler koltukaltı gibi sıcak ve nemli ortamlarda hızla çoğalarak bu salgının kötü kokmasına neden olur.

    NEDEN TERLİYORUZ?

    – Kişilerin terlemesine neden olan faktörler şunlardır:
    – Egzersiz, özellikle zorlu olursa
    – Sıcak hava
    – Sinirlilik, endişe hali veya stres
    – Bazı hastalıklar
    – Duygusal nedenlerin tetiklediği terleme çoğunlukla yüzde, koltuk altlarında, el ayalarında ve ayak tabanlarında olur.

    Genellikle ortam sıcaklığının yükseldiği, dans, spor gibi fiziksel aktiviteler sırasında terleriz. Bu şekilde vücut ısımızı sabit tutmuş oluruz. Zatenin bunun için vücuda yayılmış en az 2 milyon ter bezi görev yapmaktadır. Fiziksel aktiviteler dışında da heyecan, korku, utanma ve sıkılma gibi pek çok olay, fizyolojik bir neden olmadığı halde bizi terletir.

    Vücut ısısı dış sıcaklıklar veya gerilim yüzünden artış gösterdiğinde kan dolaşımı hızlanır. Böylece, ter bezlerinin aktif hale geldiği vücudun üst kısmına doğru bir sıcaklık akımı başlar. Deri üzerinde oluşan ter bu durumda hemen buharlaşıp, deriyi soğutur. Bu sayede insan bir gün içinde kendini fazla yormadan iki litreye kadar su kaybeder. Terlemenin ikinci önemli fonksiyonu ise vücuttaki zehirli maddelerin dışarı atılmasıdır. Bu nedenle saunalara sık sık gidilmesi önerilir.

    Aynı koşullarda terleme oranı kişiden kişiye göre de değişebilir. Ortalama olarak bir insan günde 0.5 ile 1 litre arası terler.

    Aşağıda yazılı yöntemleri kullanarak deodorant ve antiperspirant (terleme önleyici) kullanmadan doğal yollardan ter kokusunu nasıl azaltacağınız hakkında fikir sahibi olabilirsiniz.

    Rahat ve hava alan kıyafetler giyin. Özellikle pamuklu kıyafetleri tercih edin.

    Vücut temizliğine özen gösterin. Özellikle koltuk altında oluşan istenmeyen tüyleri alarak kötü kokuyu büyük ölçüde önleyebilirsiniz.

    Kahve, alkol ve yakıcı gıdalardan uzak durun.

    Bol su için. Bu vücudunuzun içerisini serin tutar ve metabolizma hızınızı yavaşlatır, dolayısıyla terleme oranınız da düşer.

    Çay ve kahve gibi kafeinli içecekleri tüketmemeye çalışın. Bunlargüçlü kokular üreten ter bezlerinin aktivitesini artırarak vücut kokusunun artmasına neden olur.

    Maydonoz, ıspanak, pazı ve lahana gibi koyu yeşil yapraklı sebzeleri daha fazla tüketin. Bu sebzeler klorofil yönünden zengindir ve vücudun koku giderici etkisini artırır.

    Acı baharatlar, soğan, sarmısak ve turşu türü yiyecekler ter kokusunu artırır.

    Limon, portakal ve karpuz gibi meyveler vücudunuzu serin tutmanızı sağlar.

    Geniş ve rahat, pamuklu ve doğal elyaf giysiler giyin. Dar ve sıkı kıyafetlerden kaçının.

    Ayağınızda oluşan ter, çorap ve ayakkabının içinde kapalı kalarak kokuya neden olur. Ayaklarınızı kuru tutmak için pamuklu çorap ve ayağınızın hava almasını sağlayan ayakkabılar giyin. Talk pudrası, mısır nişastası veya sandalağacı tozu ile ayaklarınızı pudralayın. Ilık suyun içine beyaz sirke veya magnezyum sülfat (ingiliz tuzu) ekleyin ve günlük olarak ayağınızı bu suyla yıkayın.

    Banyo veya duş sonrası talk pudrası terlemeyi azaltır. Karbonat ve suyu karıştırarak bir macun yapın. Vücut kokusu olan yere bu karışımı uygulayın. 10 dakika orada bıraktıktan sonra yıkayın. Koltuk altınızı alkol veya beyaz sirke ile ovalayarak yıkayın.

    Duş alırken antiseptik sabun kullanırsanız zararlı bakterilerden kurtulmuş olursunuz. Duşu bitirirken bir kaç damla sandalağacı veya lavanta yağını durulamada kullanın. Bu temiz kokmanızı sağlar.

    Magnezyum ve çinko eksikliği ter kokusuna meydan verebilir. Magnezyum ve çinko tabletleri almayı deneyebilirsiniz.

    TER KOKUSUNU AZALTMAK İÇİN NE KULLANMALIYIZ?
    Ter kokusunu azaltmanın iki yolu var; Deodorant ve antiperspirantlarla gün boyu hoş kokmak çok zor değil. Ancak deodorant ve antiperspirant birbirinden ayrı şeylerdir. Bu iki ürün en çok terlemeye karşı verdikleri savaş konusunda birbirlerinden ayrılırlar;

    DEODORANTLAR
    Deodorantlar antibakteriyel bazı maddeler ve alkol içerirler. Bu sayede de bakteri üremesini denetim altına alarak, ter kokusunun oluşmasını önlerler. Terin ayrışması için bakteriler belirli enzimlere gerek duyar. Bu nedenle bazı deodorantlar bahsedilen bu tür enzimlerden içerir. Diğer yandan ise daha çok parfüm yağları içerdiklerinden dolayı da güzel koku yayarlar. Örneğin Fa dedodorantları hijyenik tazelik sunarlar ve bu sayede de bakteri artışını durdururlar. Bu sayede deri hem korunmuş hem de bakım görmüş olur.

    Deodorant kullanırken dikkkat etmeniz gereken en önemli nokta deodorantı temiz ve kuru koltuk altına uygulamanızdır. Terli bir koltuk altına deodorantı sıkmak, oluşmuş ter kokusu ile deodorantın karışımından oluşan daha ağır ve kötü bir kokuya neden olur. Ayrıca giysinin üzerine sıkmak da kokuyu engellemez. Bu arada sprey deodorantları, koltuk altına 15 cm’lik mesafeden kutuyu dik tutarak püskürtmeniz gerektiğini de sakın unutmayın.

    ANTİ-PERSPİRANTLAR
    Antiperspirantlar, terlemeyi deodorantlara oranla daha fazla önlerler. Ter oranını ayarlayıp, çok fazla ter üretilmesine engel olurlar. Ter üretimini aliminyum tuzları sayesinde engelleyip, ter bezlerini sıkıştırırlar. İçerdikleri alüminyum kloride ve benzeri aktif maddeler ile vücuttaki terlemeyi engeller, nemi azaltır ve kokuları sayesinde de tazelik verirler. İçindeki maddelere göre etki süresi ve gücü değişim gösterir.

    Ancak antiperspirant ürünler daha çok pudralı formül içerdikleri için, genellikle koltuk altına uygulanmalıdır. Kıyafet üzerine sıkılan antiperspirant ürünlerin hiçbir etkisi yoktur. Koltuk altına sürülen antiperspirant ürün, ter bakterilerinin pudra tabakası dışına çıkmasını engeller ve böylece bakteriler kuruyup gider. Alkol içermediklerinden dolayı vücut için son derece hafiftirler. Ayrıca ferahlatıcı bir etki sağlarlar

    DİĞER ÇÖZÜMLER
    Terlemeyi ve ter kokusunu engellemek için birçok yöntem mevcut. Fakat işin aslı sizin temiz olmanıza dayanıyor. Temiz olduktan sonra bahsedeceğimiz yöntemler sayesinde rahatsızlık veren bu sorunun üstesinden gelebilirsiniz. İlk olarak pamuklu ve hava alabilen kumaşlardan üretilmiş olan giysileri tercih etmekle işe başlayın. Koltuk altında oluşan tüyler de koku sorunu yaratan etkenler arasında yer alıyor. Özellikle yaz aylarında tüylerinizi sık sık almaya özen gösterin. Kahve ve alkolden ise uzak durmaya çalışın. Ter kokusunu engellemek için bir çorba kaşığı dolusu zeytin yaprağını bir çay bardağı suda demleyip içmeyi de deneyebilirsiniz. Tüm bunların dışında koltuk altlarını banyo sonrasında gülsuyu ya da mersin suyuyla silmeyi de ihmal etmeyin.

    Ter kokusunu önlemenin yolları
    Ter kokusunu önlemenin en iyi yolu önlem almaktır. Aynı şekilde ayak kokusu da bazı önlemlerle azaltılabilir. Aşağıdaki önlemler terlemeyi önlemeye, ter ve ayak kokusunu gidermeye yardımcı olacaktır:

    1) Her gün duş alın. Düzenli banyo cildinizdeki bakterilerin sayısını kontrol altında tutacaktır.

    2) Banyo aldıktan sonra ayaklarınızı iyice kurulayın. Mikroorganizmalar ayak parmaklarının arası gibi nemli yerleri severler. Ayak pudraları veya ayak bakımı için kullanılan kremler nemin emilmesine yardımcı olur.

    3) Koltuk altı ve genital bölge kıllarının düzenli olarak tıraş edilmesi terlemeyi ve kokuyu azaltacaktır.

    4) Doğal deriden yapılanlar gibi ayağınızın hava almasını sağlayan ayakkabılar seçin. Yaz aylarında sandalet tipi ayakkabılar giyebilirsiniz.

    5) Ayakkabılarınızı dönüşümlü olarak kullanın. Ayakkabılar bir gece içinde yeterince kurumayabilir. Onun için aynı ayakkabıyı iki gün arayla giyecek şekilde dönüşümlü olarak kullanın. Giymediğiniz zamanlarda ayakkabıları havadar ve kuru bir yerde tutun.

    6) Çoraplarınızı her gün değiştirin. Merserize çorap giyin çünkü bunlar nemi emerek ayağınızı kuru tutar.

    7) Ayaklarınızı havalandırın. Zemin elverişli ise çıplak ayakla dolaşın veya ara sıra ayakkabılarınızı çıkarın.

    8) Doğal kumaşlardan üretilen giysileri tercih edin. Keten, yün, ipek cildinizin hava almasına izin veren malzemelerdir.

    9) Egzersiz yaparken derinizdeki nemi hemen uzaklaştıran yüksek teknoloji ürünü giysileri tercih edin.

    10) Her gün iç çamaşırı değiştirin.

    11) Gevşeme tekniklerini öğrenin. Yoga, meditasyon veya biofeedback terlemeyi tetikleyen stresi denetlemenize yardımcı olacaktır.

    12) Diyetinizde değişiklik yapın. Yiyecekler de ter kokusuna yol açabilir Soğan, sarımsak, pastırma, balık, bazı yeşil bitkiler gibi gıdalar koku yapabilir. Bunlar faydalı da olsa, uygun zamanlarda tüketin.

    13) Deodoran ve ayak kokusu önleyen pudra veya spreyler kullanın. Cildiniz hassas ise bunların özel hassas cilt için üretilmişlerini deneyin.

    14) İnsan çoğunlukla kendi ter kokusunu fark etmez, bu nedenle kendisini sık sık kontrol etmelidir.

  • Esmerler hangi parfümleri kullanmalı

    Esmerler hangi parfümleri kullanmalı

    Bazı kokular var ki esmerlere, sarışınlara, kızıllara, kumrallara daha çok yakışıyor.

    Parfüm seçiminde birçok kriter bulunuyor. Elbette kokusunu beğendiğimiz ve kendimizi iyi hissettiren kokular bu seçimde öncelikli yeri kazanıyor. Ama tip yani ten de parfüm seçiminde önemli bir kriter…

    Esmerlerin cildindeki yağ oranı daha fazla olduğundan, esmer tenlilerde parfümler daha kalıcı oluyor. Ciltteki yağ, parfümdeki koku moleküllerini çözer ve ciltte tutar. Bu nedenle yağ oranı arttıkça koku da yoğunlaşır. Daha uzun süre ciltte kalır. Ayrıca esmerlerin cildindeki doğal yağlar ile baharatlı ve oryantal kokular çok iyi örtüşüyor. Kimyasal bir etki diyebiliriz. İşte, bu yüzden esmerlere daha keskin ve sert kokular çok yakışırken, açık tenlilerde bu tarz parfümler ağır duruyor.

    Oryantal kokuların içeriğinde neler var?

    Oryantal kokulara egzotik kokular diyebiliriz. Sıcak ve şehvet uyandırıcı esansların karışımından oluşurlar. Temel notaları misk, vanilya, amber, değerli ağaçlardır. Bunlara genellikle egzotik çiçek ve baharat özleri eşlik eder.

    Esmerlere çok yakıştığı söylenen bazı parfümler:

    – Guerlain Shalimar
    – Guerlain Samsara
    – Chanel Chanel No 5
    – Dior Hypnotic Poison
    – Kenzo Jungle
    – Wish Shopard
    – Burberry Brit
    – Bulgari Black

  • İşte aşırı terlemenin çözümü!

    İşte aşırı terlemenin çözümü!

    Terlemenin vücudun bir savunma mekanizması olduğunu ve bu şekilde vücut sıcaklığının ayarlandığıdır. Aşırı terlemenin (hiperhidrozis) ise özellikle eller, koltuk altı, ayaklar, alın, yüzde ve vücudun geri kalan bölgesinde normal fizyolojik ve duygusal durumların ötesinde terleme olması durumu olduğunu , “Bu durum normal ter bezlerinin uyaranlara abartılı cevap vermesinden kaynaklanmaktadır. Ellerde terlemenin fazla olması, koltuk altlarının sık sık ıslanması kişilerin yaşam kalitesini etkiler. Genellikle bu kişiler çekingen, sıkılgan ve utangaçtırlar. İş ilişkileri ve sosyal hayatları etkilenir. Kişi yaşam şeklini bilinçli veya bilinçsiz şekilde değiştirir, sosyal ortamlardan uzak durur. El ve koltuk altında aşırı terleme olması tedavi gerektiren bir durumdur ve kesin tedavisi endoskopik torakal sempatikotomidir. Hasta ertesi gün taburcu edilir ve bir hafta içinde çalışma hayatına dönebilir. El terlemesi için başarı yüzde 99, koltuk altı için bu oran yüzde 90′dır. Ameliyatın hemen sonrası eller, koltuk altı ve çoğu zaman da ayaklar kurumuş olur” dedi.

    TEDAVİ YÖNTEMLERİ

    Tedavi yöntemleri, “Alüminyum klorit ve etil alkol karışımlı kremler, sistemik antikolinerjik ilaçlar, beta blokör ilaçlar, iontoforez (el ve ayaklara elektrik akımı uygulamasıdır), botox uygulaması, liposakşın (yağ aldırma). Bu yöntemlerin çoğu günümüzde uygulanmaktadır ancak hiç biri kesin çözüm değildir. Bazılarının tedaviye bağlı yan etkileri fazla iken bazıları kısa süreli ve pahallı tedavi yöntemleridir” diye konuştu.

    Ameliyatın özellikle el, koltuk altı ve yüz terlemelerinde kesin ve mükemmel sonuç verdiğini , “Genel anestezi altında, kamera yardımıyla kapalı olarak yapılan ameliyat ile sempatik sinir fonksiyonu bölgesel olarak ortadan kaldırılır (klips, sinirin kesilmesi veya yakılması, kesilip çıkarılması). Açık yöntemle yapılan ameliyatlar günümüzde bu hastalarda artık terk edilmiştir” şeklinde konuştu.

    AMELİYAT YÖNTEMLERİ

    Kamera yardımı ile yapılan kapalı ameliyatlar: “Endoskopik torakal sempatektomi: Göğüs boşluğu içinde ilerleyen ve el, koltuk altı ve yüzü etkileyen sempatik sinirin kısmi olarak çıkarılmasıdır. Bu ameliyat yöntemi yan etkileri nedeniyle günümüzde artık uygulanmamaktadır.

    Endoskopik torakal sempatikotomi: Göğüs boşluğu içindeki sempatik sinirin makas veya koter (kesici ve yakıcı özelikte elektirikli cihaz) ile sadece bir bölgeden kesilmesidir. Günümüzde en sık uygulanan yöntemdir.

    Klips ile sempatik blokaj: Göğüs boşluğu içindeki sempatik sinire titanyum veya polimer klipslerle blokaj uygulanmasıdır. Yan etkileri daha az olmasından dolayı tercih edilmekte ve uygulanmaktadır.

    Hastanın klips ile ameliyat sonrası kompensatuvar (dengeleyici) terlemeden veya diğer yan etkilerden rahatsız olması durumunda klipsin çıkartılarak hastanın tekrar eski durumuna döneceği bildirilmektedir ancak bu bilimsel olarak kanıtlanmamıştır. Klipsin sinire yaptığı baskı sonucu sinir dokusunda hasar meydana gelmektedir. Hastaya klips çıkarıldıktan sonra 1-3 ay içinde sinir kendini yenileyip eski fonksiyonlarını kazanabilir ancak bu düşük bir ihtimal olup kesin değildir. Klipsin çıkarılması sonrası şikayetlerin geriye döneceği garanti edilmemelidir.”

    AMELİYAT RİSKLERİ VE YAN ETKİLERİ

    Ameliyatın genel anestezi altında yapıldığını ve herhangi bir ameliyatta ortaya çıkabilecek problemlerin endoskopik torakal sempatikotomi için de geçerli olduğunu , “Bu ameliyattan sonra hastaların yüzde 1-5′inde bazı komplikasyonlar ortaya çıkabilir. Bunlar pnömotoraks (göğüs boşluğunda hava kalması), interkostal nöralji (ameliyat bölgesinde ağrı), horner sendromu (göz kapağında hafif aşağı inme), kanama gibi durumlardır. Yan etki olarak kompenzatuvar terleme (yüzde 10-70) görülebilir.

    En çok sırt, karın, kalça, bacaklar gibi bölgelerde görülür. Bu durum ameliyat sonrasında en sık rastlanan problemdir ancak hastalar genellikle günlük hayatlarını fazla etkilemeyen bu durumdan şikayetçi olmazlar. Endoskopik torakal sempatikotomi tecrübeli bir cerrah tarafından uygulanırsa son derece güvenli bir yöntemdir. Bu ameliyat yaklaşık 3 yıldır Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahi Anabilim Dalı’nda uygulanmaktadır. Ameliyat video yardımıyla kapalı olarak yapılmakta ve hastalar ertesi gün taburcu edilmektedir. Kliniğimizde aksiler ve palmar hiperhidrozis nedeniyle ameliyat edilen hastalarda başarı oranı yüzde 95′in üzerinde, hasta memnuniyeti yüzde 90′ın üzerindedir.”

    Aşırı Terleme Sorununuza Bitkisel Çözümler

    Aşırı terleme normalde sağlığa zarar vermez. Terlemeyi önleyici pomad ve losyonlar mevcuttur. Terlemeye bitkisel tedavi olarak şu kürleri önerebiliriz.

    – 1 bardak kaynar suya 2-10 gr Adaçayı konur ve 10 dk. bekletilir. Günde 2-3 bardak içilir.
    – Nane suyundan günde 20 gr içilir.
    – Meşe mazısı toz haline getirilir 5 gr. kitre ile içilir.
    – 1 bardak suya 6-10 gr. meşe kabuğı ufalanarak konur. 5 dk. kaynatılır bu su ilayaklar yıkanır.
    – Günde 3-4 damla elma yağı 1 fincan su il içilir
    – 1 bardak kaynar suya 2-10 gr. at kuytuğu konur 10 dk. bekletilir günde 2-3- bardak içilir.
    – Erik hoşafı yapılıp içilir.