Etiket: dengeli beslenme

  • Balerin Çayının Kilo Vermeye Etkisi: Faydaları ve Zararları

    Balerin Çayının Kilo Vermeye Etkisi: Faydaları ve Zararları

    Balerin Çayı: Kilo Verme Mucizesi mi Yoksa Potansiyel Tehlike mi? Kilo verme arayışında, birçok kişi Balerin Çayı’na hızlı bir çözüm olarak umut bağlamaktadır.

    Kafeinsiz ve müshil etkisiyle bilinen bu çay, kısa sürede kilo verme vaadi sunmaktadır. Peki, bu vaatler gerçek mi? Balerin Çayı’nın faydaları ve zararları nelerdir? Bu yazıda, bu popüler diyet takviyesini derinlemesine inceleyeceğiz ve bilinçli bir seçim yapmanız için gerekli bilgileri sunacağız.

    Balerin Çayının Kilo Vermeye Etkisi: Faydaları ve Zararları

    Balerin Çayı, Truong Giang Corporation tarafından diyet yapanlar için pazarlanan bir içecektir. Bu çayın içeriğindeki ana bileşenler, Çin ebegümeci ve Sinameki veya Cassia angustifolia’dır. Bu bitkilerin kombinasyonu, çayın müshil etkisi ile bilinir ve hızlı kilo kaybına yardımcı olabileceği iddia edilmektedir. Ancak, tüketicilerin dikkatli olmaları gereken bazı önemli faktörler bulunmaktadır.

    Balerin Çayı kilo verme ve zayıflama
    Balerin Çayı kilo verme ve zayıflama

    Kafeinsiz Seçenek

    Balerin Çayı, kafein içermeyen bir içecektir. Kafein, bazı insanlarda titreme, baş ağrısı ve mide bulantısına neden olabilen bağımlılık yapıcı bir madde olarak bilinir. Bu nedenle, kafein hassasiyeti olan bireyler için 3 Ballerina Çayı, diğer diyet takviyelerine kıyasla daha güvenli bir seçenek olabilir.

    Laksatif Etkisi

    Çayın içeriğinde bulunan sinameki bitkisi, müshil etkisiyle tanınmaktadır. Ancak, Avrupa İlaç Ajansı’na göre, sinameki sadece ara sıra kabızlık durumlarında kısa süreli kullanım için önerilir. Uzun vadeli kullanımı, bağırsakların normal çalışmasını durdurabilir ve bağırsak hareketleri için müshillere bağımlılık gelişebilir. Bu nedenle, Balerin Çayı’nı kullanmadan önce bir sağlık profesyoneli ile danışmak önemlidir.

    Tüketici Deneyimleri

    Birçok kişi, Balerin Çayı’nın etkili bir müshil olarak çalıştığını rapor etmektedir. Ancak, her bireyin vücut yapısı farklıdır ve herkesin tepkisi farklı olabilir. Karen Pillars gibi tüketici kilo verme blog yazarları, çayın kısa süreli kullanımlarda kabızlık çeken kişilere yardımcı olabileceğini belirtmektedirler. Ancak, herhangi bir devam eden sağlık sorunu olan bireylerin öncelikle bir sağlık profesyoneli ile iletişime geçmeleri önemlidir.

    Balerin Çayının Yan Etkileri

    Her ne kadar Balerin Çayı doğal bir ürün gibi görünse de, herhangi bir takviyenin kilo verme konusunda mucizevi sonuçlar vaat etmemesi önemlidir. Özellikle sinameki içeren çaylar, dehidrasyon, elektrolit dengesizliği ve potasyum eksikliğine neden olabilen ishal gibi yan etkilere yol açabilir. Bu nedenle, ürünü kullanmadan önce doktorunuza danışmak ve olası yan etkilere karşı bilinçli olmak önemlidir.

    Sonuç

    Balerin Çayı, kafeinsiz ve müshil etkisiyle bilinen sinameki içerir. Kısa süreli kullanımlarda kabızlık çeken bireyler için faydalı olabilir, ancak uzun vadeli kullanımın potansiyel riskleri göz önünde bulundurulmalıdır. Herhangi bir diyet takviyesi kullanmadan önce, özellikle de sağlık sorunları olan bireyler, bir sağlık profesyoneli ile görüşmelidir. Unutulmamalıdır ki, sağlıklı kilo verme süreci, dengeli beslenme ve düzenli egzersiz gibi yaşam tarzı değişiklikleriyle desteklenmelidir.

    Balerin Diyeti

  • Ramazan Ayında Sağlıklı Kilo Vermek

    Ramazan Ayında Sağlıklı Kilo Vermek

    Ramazan ayında sağlıklı kilo verme hedefiniz mi var? Bu makalede, iftar ve sahur için beslenme önerileri, porsiyon kontrolü ve egzersiz gibi pratik ipuçları ile Ramazan’ı zayıflama fırsatına dönüştürmenin yollarını keşfedin!

    Ramazan ayı, maneviyatın yanı sıra, bedeninizi de yenilemek ve arındırmak için eşsiz bir fırsat sunar. Oruç tutmak, sadece ruhunuz için değil, bedeniniz için de detoks etkisi yaratarak kilo verme hedefinize ulaşmanıza yardımcı olabilir. Bu makalede, Ramazan’ın sunduğu bu imkandan en iyi şekilde nasıl yararlanacağınızı ve pratik beslenme ve yaşam tarzı önerileriyle keşfedeceksiniz.

    Ramazan Ayında Sağlıklı Kilo Vermek

    Ramazan Ayında Sağlıklı Kilo Vermek
    Ramazan Ayında Sağlıklı Kilo Vermek

    Ramazan ayı, oruç tutma ayı olarak bilinir ve bu dönemde beslenme alışkanlıklarımızda önemli değişiklikler yaşanır. Ancak sağlıklı bir yaşam için yeterli, dengeli ve sağlıklı beslenme alışkanlığına sahip olmak da hayati önem taşır. Bu nedenle Ramazan ayını sağlıklı bir şekilde geçirmek ve hatta kilo vermek istiyorsanız, uygun bir beslenme programı, egzersiz planları ve günlük yaşam değişiklikleriyle birlikte hareket etmek önemlidir.

    Ramazanda Kilo Verilebilir mi?

    Ramazan ayı boyunca günlük beslenme düzenimizde önemli değişiklikler olur. Geleneksel olarak üç öğün yerine sahur ve iftar olmak üzere iki ana öğüne geçilir. Bu durum, vücutta enerji üretiminde kullanılan karbonhidrat, yağ ve proteinin alımını etkiler. Ancak bu değişiklikler, uygun bir beslenme programıyla dengelenebilir ve Ramazan ayında kilo vermek mümkün olabilir.

    Bilimsel çalışmalar, aralıklı oruç diyetinin kilo vermeye yardımcı olduğunu göstermektedir. Aralıklı oruç, belirli periyotlarla gıda alımının kesilmesi ve tekrar başlatılması prensibine dayanır. Ramazan ayındaki oruç, özellikle 16/8 yöntemine benzer bir şekilde uygulanır. Bu, günlük 16 saatlik açlık süresinin ardından 8 saatlik bir beslenme penceresini içerir.

    Aralıklı Oruç Diyeti Nedir?

    Aralıklı oruç diyeti, belirli periyotlarda açlık ve beslenme arasında geçiş yapmayı içerir. Bu diyet, farklı yöntemlerle uygulanabilir:

    1. 16/8 Yöntemi (Leangains Protokolü):

    Bu yöntemde günlük 16 saatlik açlık, 8 saatlik beslenme süresi bulunur. Bu, Ramazan ayındaki oruca benzer bir şekilde aralıklı oruç diyeti uygulamak anlamına gelir.

    2. Ye-Dur-Ye Metodu:

    Bu yöntemde haftada bir veya iki gün, 24 saat boyunca herhangi bir gıda alımı yapılmaz. Örneğin, akşam yemeğinden sonra bir sonraki gün akşam yemeğine kadar herhangi bir gıda alınmaz.

    3. 5:2 Yöntemi:

    Bu metodda haftada iki gün, toplamda 500-600 kalori alımı sağlanır. Diğer beş gün ise normal şekilde beslenilir.

    Aralıklı oruç diyetinde, açlık dönemlerinde kalori alımına son verilirken, beslenme dönemlerinde yeterli, dengeli ve sağlıklı beslenmeye odaklanılır. Bu, kilo verme sürecini destekler ve sağlığı olumlu yönde etkiler.

    Ramazanda Diyet Nasıl Olmalıdır?

    Ramazan Ayında Sağlıklı Diyet
    Ramazan Ayında Sağlıklı Diyet

    Ramazan ayında, beslenme iftar ve sahur arasında gerçekleştiği için bu öğünlerin uygun şekilde planlanması önemlidir. Sağlıklı bir ay geçirmek için sahur vaktinde dikkatli bir beslenmeye özen gösterilmelidir.

    • Sahurda Lifli Gıdalar Tercih Edilmeli: Gün boyu tokluk hissi sağlayacak lifli tahıllar, protein, meyve ve sebzeler sahurda öne çıkmalıdır. Bu, açlık hissini kontrol altında tutacak ve kalori alımını dengeleyecektir.
    • Yeterli Sıvı Alımı Şarttır: Oruç süresince dehidrasyonu önlemek için sahurda yeterli miktarda su içmek önemlidir. Sıvı alımı, baş ağrısı, bilinç bulanıklığı gibi sağlık sorunlarını önleyebilir.

    Ramazanda Kilo Vermek İçin Neler Yapılabilir?

    Ramazan Ayında Sağlıklı Zayıflama
    Ramazan Ayında Sağlıklı Zayıflama

    Ramazan ayında kilo vermek istiyorsanız, öğünlerde dikkatli seçimler yapmalısınız. Gün boyu açlık sonrası aşırı kalori alımından kaçınmak için iftar yemeklerinde porsiyon kontrolü önemlidir.

    • Sahurda Tok Tutucu Gıdalar Tercih Edilmeli: Sahurda lifli gıdalar, protein ve sağlıklı yağlar içeren besinler tercih edilmelidir. Bu, gün boyu tok kalmanıza yardımcı olur.
    • İftarda Porsiyon Kontrolü Önemlidir: İftar yemeklerinde porsiyonları küçük tutmak ve yavaş yemek yemek, açlık hissini kontrol altında tutar ve gereksiz kalori alımını önler.
    • Dengeli ve Çeşitli Beslenme: İftar yemeklerinde tabağın yarısı sebze yemeği veya salata, dörtte biri protein içerikli besinler, kalan dörtte biri ise karbonhidrat içeren tahıllar, şekerli gıdalar veya nişasta içeren ürünler için ayrılmalıdır.

    Ramazan ayını sağlıklı bir şekilde geçirmek ve kilo vermek için beslenme düzeninizi planlamak önemlidir. Uygun oruç tutma yöntemleri, dengeli beslenme ve egzersizle birleştirildiğinde, bu ay sağlıklı kilo verme hedeflerine ulaşmak için bir fırsat sunabilir.

    Forum: Ramazanda Kilo Verme Deneyimlerimiz Tıklayın!

  • Mide Ağrısı İçin İlaç Gibi Gelecek 10 Öneri

    Mide Ağrısı İçin İlaç Gibi Gelecek 10 Öneri

    Mide ağrısı mı çekiyorsun? İlaçlara başvurmadan önce mide ağrısı için bu 10 doğal yöntemi dene! Hazımsızlık, gaz ve şişkinlik için evde çözümler!

    Hızlı yaşamın ve düzensiz beslenmenin gölgesinde, mide problemleri her geçen gün daha da yaygınlaşıyor. Hazımsızlık, şişkinlik ve mide rahatsızlıkları kabusa dönüşüyorsa, bu yazıda size bir rehber hazırladık. Mide sağlığınızı korumanın ve rahat bir mideye kavuşmanın ipuçlarını keşfedin!

    Mide, sindirim sisteminin başlangıcı ve yaşamın temelidir. Sindirim sisteminin orkestra şefi gibi görev yapan mide, besinleri işleme ve vücudumuzun ihtiyaç duyduğu besinleri emme görevini üstlenir. Peki, bu orkestra şefinin armoni içinde çalışmasını ve bize keyifli bir sindirim deneyimi yaşatmasını nasıl sağlayabiliriz? Bu yazıda, mide ağrısı için yapabileceğiniz basit ama etkili yöntemleri keşfedeceksiniz. Hazımsızlığa veda edip, rahat bir mideye kavuşmak için okumaya devam edin!

    Mide Ağrısı İçin İlaç Gibi Gelecek 10 Öneri

    Mide sağlığı son dönemde giderek önem kazanan bir konu. Özellikle hızlı yaşam temposu ve düzensiz beslenme alışkanlıkları, çok sayıda insanda hazımsızlık ve mide rahatsızlıklarına yol açıyor.

    Peki mide sağlığımızı korumak için nelere dikkat etmeliyiz? İlk olarak, gaz yapan yiyeceklerden uzak durmalıyız. Baklagiller, bazı sebzeler ve meyveler midede şişkinliğe neden olabiliyor. Aynı şekilde, yiyecekleri çok hızlı bir şekilde yutmak, sakız çiğnemek gibi alışkanlıklar da gaz sıkışmasına yol açabilir.

    Bunun yanı sıra, kilo vermek için uygulanan şok diyetler de mideye oldukça zararlıdır. Sağlıklı bir şekilde kilo vermenin yolu, düzenli ve dengeli beslenmeden geçiyor.

    Mide Ağrısı İçin öneriler
    Mide Ağrısı İçin öneriler

    Mide dostu besinlere öncelik vermek de son derece önemli. Lahana, elma sirkesi, ıspanak, zeytinyağı ve muz mideyi rahatlatan yiyeceklerin başında geliyor. Aynı şekilde meyankökü gibi bitki çayları da fayda sağlıyor.

    Son olarak, yemeğe ayırdığımız zamanı artırmak, iyice çiğnemek, gece geç saatlerde ağır yemek yememek gibi basit önlemler bile mide sağlığı için büyük önem taşıyor.

    Umarım bu konuda farkındalık yaratan bu yazı, siz değerli okuyucularımız için faydalı olmuştur. Sağlıklı günler dilerim!

    Üst Mide Ağrısı: 11 Olası Neden ve Çözümleri

  • Düşünce Gücü İle Zayıflama (NLP)

    Düşünce Gücü İle Zayıflama (NLP)

    Düşünce gücü ile zayıflama daha çok Abd’de yapılmaktadır. Ayrıntıları sizler için araştırdık…

    ABD’de yaygınlaşan NLP Diyetsiz Zayıflama Programı, beynimizi kullanarak düşünce gücü ile kilolarımızdan kurtulmamızı sağlar. Diyet bazı kısıtlamalar getirdiği için, (mesela karbonhidrat, protein gibi…) verilen kilolar tekrar alınıyor. NLP’de kişiler düşüncelerini yönlendirdikleri sürece kilolarını kontrol altında tutabilmektedir.

    Düşünce gücü ile zayıflama yönteminde en önemli terapi ”Nefes Terapisi”dir. Araştırmalar sonucunda kilolu insanların yanlış nefes aldıkları görülmektedir. 1 dakika içinde alınan nefes sayısı yediyi geçiyorsa nefes probleminizin olduğunu gösterir. Düzgün nefes almak kilo vermenin anahtarıdır. Şişman insanların metabolizması yavaş çalışır ve vücut aldığı yağı yakamaz. Kilolu kişilerin vücutlarında fazla yağ olduğundan vücudun fazla hidrojen ve oksijen ihtiyacı vardır. Bu da demek oluyor ki daha fazla nefes alıp vermemiz gerekir. Çünkü oksijen hidrojenle beraber suya ve enerjiye dönüşür. Koşarken daha çok yağ yakmamızın sebebi de budur. Daha fazla nefes aldığımız için vücudumuza daha çok oksijen girer. Bu şekilde daha çok yağ yakarak kilo veririz.

    Düşünce gücü zayıflamada nefes alma alıştırmalarının yanı sıra beş duyu organlarımızı da çalıştırmamız gerekir. Kendinizi gizli şişman olarak görürseniz bu şişmanlama olasılığını artıracaktır. Hep aynı kiloya gelme korkusunu taşıyacaksınız. Halbuki kendinizi hep inmek istediğiniz kiloya inmiş olarak tasavvur edin. Bu halinizde vücudunuzun, yüzünüzün nasıl göründüğünü düşünün. Kendinizi hep zayıf olarak hayal edin. O zaman beyniniz tarafından zayıf görüntünüz beş duyu organlarınıza resmedilecektir. Beyin de tokluk-açlık duygunuzu ona göre hazırlayacak ve otomatik olarak düşünce gücünüzle az yemek yiyeceksiniz.

    NLP yöntemini uygularken kendinize hep şevkatli ve daha sevgi oldu davranın. Yani kendi kendiniz sürekli motive edin. Mesela bir çikolata yediğinizde kendinize iradesiz demeyin. Çünkü tersi bir şekilde kendinizi azarlarsanız bu sizde suçluluk duygusu yaratarak daha çok yemenize neden olur.

    Zihin Gücüyle Zayıflama Nedir? Düşünce Gücü İle Zayıflanır Mı? Tıklayın !

  • Tabak Modeli

    Tabak Modeli

    Tabak Modeli, size öğünlerinizde hangi besinlerden hangi miktarlarda tüketmeniz gerektiğini açıklıyor.

    2012 yılı itibariyle Amerika Diyetisyenler Derneği ‘’Myplate” yani Tabak Modeli’ni, Besin Piramidi Modeli’nin yerine tüm dünya genelinde yeni eğitim modeli olarak kabul etmiştir.

    Günümüzde, beslenmede dengeli öğün dağılımı genellikle başarılamadığından, aşırı veya yetersiz beslenmeye bağlı olarak gelişen sağlık sorunları gün geçtikçe artmaktadır. Gelişmiş ülkelerin yanısıra gelişmekte olan ülkelerde de obezite, diyabet ve kardiyovasküler hastalıklar gibi genetik ve beslenmeye dayalı sağlık sorunları hızla artış göstermektedir. Bu durumun önüne geçebilmek için uygulanabilecek en temel çözüm, beslenme bilincini artırmak olacaktır.

    Tabak Modeli
    Tabak Modeli

    Tabak Modeli’nde besin grupları nelerdir?

    Sebze Grubu

    Tabağın en az ¼’lük kısmı sebzelere ayrılmalıdır. Bazı vitaminlerin suya geçme özelliği olduğundan sebzeler az suda pişirilerek besin ögelerinin korunmasına dikkat edilmelidir. Ayrıca kızartma, bol yağda kavurma gibi kanserojenik risk oluşturan ve trans yağ miktarını arttıran pişirme yöntemlerinden kaçınılmalıdır. Sebzeler, ayrıca çiğ olarak salata şeklinde de tüketilebilir. Öte yandan patates, bezelye ve havuç gibi glisemik indeksi yüksek olan sebzeler, kan şekerini hızla yükselttiği için tüketim miktarlarına (glisemik yük) dikkat edilmelidir.

    Meyve Grubu

    Farklı meyveler, farklı besin ögelerini (vitamin ve mineralleri) barındırır. Hergün çeşitli renklerde meyve, iyice yıkandıktan sonra yenilebilen kabukları ile tüketilmelidir. Meyve ve sebzeler, mevsimine, yani bol ve ucuz olduğu dönemlere göre tercih edilmelidir.

    Tahıl Grubu

    Tabağın en az ¼’lük bölümü tahıllara ayrılmalıdır. Karbonhidratlar, birincil enerji kaynağımızdır. Beyaz ekmek, beyaz pirinç ve beyaz un ile hazırlanan rafine gıdalar yerine; tam tahıllı ekmekler, bulgur, tam buğday unu kullanılarak hazırlanmış ürünler, kepekli pirinç ve tam tahıllı kahvaltı gevrekleri tercih edilmelidir.

    Protein Grubu

    Kırmızı et, tavuk, balık, yumurta ve kuru baklagilleri içerir. Tüketilecek tüm etlerin görünen yağları ve kümes hayvanlarının derileri ayrılarak tüketilmesi tercih edilmelidir. Özellikle kırmızı etin ve işlenmiş et türevlerinin (şarküteri) doymuş yağ içeriğinin yüksek olduğu ve kardiyovasküler hastalıklar için risk oluşturduğu unutulmamalı, tüketim miktarlarına dikkat edilmelidir.

    Süt Grubu

    Tabağın yanında ayrı bir yere konumlandırılmış olması; beslenmedeki önemini vurgulamaktadır. Ana öğünlerde süt grubunun mutlaka bir temsilcisi bulundurulmalıdır. Kalsiyum mineralinin temel kaynağı olan bu grupta, yağı azaltılmış ürünler tercih edilmelidir.

    Unutulmaması gereken diğer noktalar

    Her ne kadar yağlar besin gruplarının içinde sayılmasa da, vücutta düzenleyici görevleri olan, elzem besin ögelerindendir. Öğünlerde omega-3, omega-6 ve omega-9 içeren sağlıklı yağlar (zeytinyağı, fındık yağı, balık, yağlı tohumlar (ceviz, badem, fındık gibi)) tercih edilmeli, trans yağlar ve katı yağlardan kaçınılmalıdır.

    Su, yaşam için oksijenden sonra gelen en önemli öğedir. İnsan yemek yemeden günlerce yaşayabilirken, susuz ancak birkaç gün yaşayabilir. Sıvı gereksinimi bireye göre değişmekle beraber, günlük ortalama 12- 15 bardak su tüketilmesi önerilmektedir.

    Tüm bunlara ek olarak, düzenli fiziksel aktivitenin sağlıklı kilo kontrolü, dayanıklılık, güç ve esnekliğin artmasında oynadığı rolün yanı sıra, kronik hastalıklara yakalanma riskini azalttığı bilinmektedir.

  • Kışın kilo almamanız için öneriler

    Kışın kilo almamanız için öneriler

    Yaz mevsimine yavaş yavaş veda ederken kışın formunuzu korumak için ne yapmanız gerektiğini biliyor musunuz?

    Havaların soğuması ile birlikte daha az dışarı çıkacak, daha çok acıkacaksınız. Fiziksel aktivitelerin de azalmasıyla birlikte kilo almamak oldukça zor bir hale gelecek. Ancak imkansız değil! Küçük püf noktaları hayatınızda alışkanlık haline getirirseniz yaz kış formunuzu koruyabilirsiniz.

    Kışın kilo almamanız için 5 öneri;

    1. Su içmek için susamayı beklemeyin! Kışın havalar soğuk olduğu için susadığınızı daha az hissedersiniz. Bu yüzden vücudun günlük su ihtiyacını mutlaka karşılamalısınız.

    2. Öğün atlamayın! Formda kalmak için öğün eksiltmek yanlış olur. En az üç öğün mutlaka yemek yiyin, ara öğünlerle bunu beşe çıkarın. Ancak bu öğünlerin besin değerlerine dikkat edin.

    3. Mutlaka spor yapın! Havalar soğuk olduğu için enerjinizi kaybetmeyin. En az haftada üç gün spor yapın.

    4. Kışın günler kısa geceler uzun olduğu için evde geçirdiğiniz zaman genelde artar. Bu süre zarfında abur cuburdan uzak durun.

    5. Uyku düzeninizi bozmayın! Düzensiz uyku kilo almaya yok açan en önemli etkenlerden biridir.

    Diyet deneyimlerimiz için tıklayın !

    womenist

  • Hızlı ve yanlış diyetler

    Hızlı ve yanlış diyetler

    Kilo kaybetmek adına yapılan hızlı ve yanlış diyetler dönüşü olmayan sağlık sorunlarına yol açabiliyor.

    Kilo problemini ortadan kaldırmak için yapılan hızlı ve yanlış diyetler vücut üzerinde dönüşü olmayan kas kaybı, yağ depolanması, açlık sinyallerinin hayat kalitesini kötü etkilemesi, enerji düşüklüğü ve sinirlilik gibi zararlara sebebiyet veriyor.

    Kilo sorunu obezite düzeyinde olan kişilerde hızlı diyetlerin zararlı etkileri daha fazla görülüyor. Kişiler doğru beslenmedikleri takdirde karşılaştıkları sağlık sorunları ölümcül olabiliyor.

    Yanlış diyetler kalp kaslarının erimesi, kemik yoğunluğunun azalması, böbrek ve karaciğer fonksiyonlarında bozukluk gibi hastalıklara neden olabiliyor.

    Kötü beslenmenin sonucu her durumda ölümcül olmasa bile özellikle böbrek fonksiyonlarını etkileyen yanlış diyetler ömür boyu diyalize bağlı yaşamanıza yol açabiliyor.

    Bundan dolayı hızlı kilo vermek değil, ömür boyu sürdürebilecek doğru ve dengeli bir beslenme sistemi hedef olarak görülmesi uzmanlar tarafından bildiriliyor.

    Düzenli ve dengeli beslenmek için ise günde 3 ana ve 2 ara öğün şeklinde, vücudun gereksiz yere açlık çekmeyeceği beslenme şekli öneriliyor.

    Dengeli beslenme önemli
    ART Tıp Merkezi Beslenme ve Diyet Kliniği uzmanları, her türlü gıda grubundan yararlanma ve bu gıda gruplarının sağladığı besin değerlerinden yararlanma dengeli
    beslenmenin asıl hedefi olduğunu belirtiyorlar.
    Beslenme uzmanları yanlış diyetlerin sonucu olarak dengesiz beslenme alışkanlığı hakkında uyarıyor.
    Uzun süre aç kalma, kontrolsüz miktarlarda yemek tüketme, öğün atlama uzmanlar tarafında yanlış beslenme olarak tanımlanıyor.
    Düzensiz beslenmeye bağlı olarak kişilerde çabuk yorulma, sinirlilik, çok üşüme, konsantrasyon bozukluğu gibi sorunlar ortaya çıkabiliyor.

  • Reflü ile başa çıkmanın yolları

    Reflü ile başa çıkmanın yolları

    Çağımızın hastalığı reflü ile başa çıkmanın ilk adımı doğru beslenmeden geçiyor…

    Beslenme alışkanlıklarında reflünün tedavisinde önemli rol oynadığını belirten Beslenme ve Diyet Uzmanı Gizem Keservuran, şu bilgileri verdi:

    Düşük şekerli diyet reflüyü azaltıyor

    “Endüstriyel, rafine gıdalarla beslenenlerin en az yüzde 20 sinde reflü şikayetlerine rastlanmakta, hatta bu rakamın yüzde 50`leri geçtiği söylenmektedir. Ülkemizde yapılan bir çalışmada toplumun yüzde 20 sinde reflü hastalığı saptanmıştır. Olguların çoğunluğunu yaşlılar, şişmanlar, hamileler oluşturmaktadır. Düşük karbonhidrat içerikli besinlerle beslenen, sofra şekerini az tüketen kişilerin çok büyük bir bölümünde reflü şikayetleri nispeten azalabilmektedir. Un ve şekerden zengin gıdalar ile beslenen bireylerde insulin direnci ve buna bağlı reaktif hipoglisemiler (tepkisel kan şekeri düşüklüğü) olmaktadır. Hipoglisemiyi düzeltmek için vücutta sempatik sistem uyarılmaktadır. Yemek borusunun alt ucunun daralması parasempatik sinir sisteminin kontrolündedir. Hipoglisemi sonucu sempatik sinir sistemi aşırı uyarılınca yemek borusunun alt ucu yutma olmamasına rağmen genişler ve mide içindekiler geriye kaçar.
    Ne yapmalıyız?
    Yağ oranı yüksek yiyecekler mide boşalmasını geciktirir. Özellikle fast food türü yiyeceklerde yağ miktarı yüksektir. Yağlı yiyeceklerin midede kalma süresi de uzundur, bu nedenle yağlı yiyeceklerin sindirilmesi için daha fazla sindirim enzimi salgılanmaktadır.
    Protein ağırlıklı diyetler yapılarak, yağ ve yağlı besinler, koyu çay, kahve, çikolata nane soğan gibi besinlerin tüketimi azaltılmalıdır.
    Mide asidinin uyarılmasını önlemek için; acı baharatlar, karbonatlı içecekler (kola, soda, gazoz vb.) domates, turunçgiller, kahve , alkol, çok sıcak ve çok soğuk besinler tüketilmemelidir.
    Öğünler sık aralıklı olmalı (en az 2 saat) bir öğünde fazla yemek yenilmemeli, fazla yemek mide basıncını arttırır ve reflü olasılığı artar.
    Yemek yerken sıvı alımı azaltılmalı, sıvılar öğün aralarında içilmelidir.
    Alkollü İçeceklerden kaçınılmalıdır.
    Kabızlık ıkınma sonucu karın içi basıncında artmaya ve dolayısıyla reflüde artışa yol açar.
    Her lokmadan sonra çatalı bırakmak ve her lokmayı en az 10 kez çiğnemek.
    Sakız çiğnemekten sakının. Çünkü yutulan hava miktarı artar, bu da gaz ve reflüye yol açar.
    Yemek yerken ve yemeklerden sonraki 45 dakika dik pozisyonda durulmalı.
    Uykudan birkaç saat önce yemek yemekten kaçının. ( 3-4 saat ).
    Akşam porsiyon miktarlarını kısıtlayın.
    Özellikle öğünlerden sonra sıkı dar giysiler giymeyin, kemer, korse vb. kullanmayın.
    Hangi gıdalardan kaçınmalıyız?

    Turunçgiller; portakal, mandalina, greyfurt, limon
    Üzüm, karpuz, kavun
    Yaban mersini, çilek, kızılcık, çekirdekli kara üzüm antioksidan açısından oldukça zengin olmalarına rağmen reflü de dikkatli tüketilmeli
    Kuru fasulye, nohut, mısır gibi gaz yapıcı gıdalar
    Patates, püresi, kızarmış
    Margarin, tereyağı, kuyrukyağı
    Sosis salam sucuk
    Yağda yumurta, kaşar peyniri, tulum peyniri
    Çok sıcak çok soğuk yiyecekler.
    Sakatatlar (karaciğer, beyin, böbrek, vb.)
    Kahve, koyu çay
    Yağda kızartılmış her türlü yiyecek
    Soğan, sarımsak, salçalar ve baharatlı yiyecekler
    Yağlı şekerler, helvalar, lokumlar, hamur tatlıları, kuruyemişler
    Mayonez, ağır soslar, sirke, turşu ve konserveler
    Katı yiyecekler cips, krik-krak, kabuklu yiyecekler midenin perforasyonuna ( delinmesine ) sebep olabilir. bu besinlerin ara öğünlerinizden kaldırıp yerine; meyveli yoğurt, 1 dilim peynir + 1 dilim ekmek ya da kuru / taze meyve tüketin.
    Nelere dikkat etmeliyiz?

    Mutfağınızda kullanacağınız yağınızı doğru tercih edin,
    Koyu çay kahve yerine bitki ve meyve çaylarına yer verin,
    Mutfağınızda ızgara-haslama-fırın pişirme şekillerini tercih edin,
    Ara öğünlerinizde ; meyveli yoğurt, 1 dilim peynir + 1 dilim ekmek ya da kuru / taze meyve tüketin,
    Etiket dedektifi olun
    Kendinizi dinleyin, vücudunuzun sesine kulak verin.

  • Oruç, zayıflama yöntemi veya diyet değildir.

    Oruç, zayıflama yöntemi veya diyet değildir.

    isin_sayin Uzman Diyetisyen Işın Sayın ramazan boyunca ibadete yoğunlaşmak gerektiğini vurgularken, kilo vermek yerine almamaya dikkat etmenin doğru olacağını söyledi.

    Uzman Diyetisyen Işın Sayın “Oruç tutmak zayıflama biçimi değildir. Neden mi? Bir kere; oruç tutarken uzun saatler boyu metabolizmamız çok yavaş çalışır. Sindirim ve boşaltım sistemi çalışıp da ne yapacaktır? Ancak bir yandan düşünür, hareket ederiz. Yani yakıt olarak kullanılan kan şekeri düşer. İftarda ciddi bir iştah potansiyeli birikir. Eğer iftarda çok tatlı, fazlaca pide, pilav yersek aniden yükselen kan şekeri bizi uyuşturur, ağırlık ve rehavet verir. Bu şekilde çoğu kez kilo almak kaçınılmazdır.”
    Ramazandan çok bayramda kilo alınıyor…

    Orucu bir zayıflama yöntemi olarak düşünenler olduğuna dikkat çeken Uzm. Diyetisyen Işın Sayın “Kimisi orucu bir zayıflama metodu gibi düşünür. Oruçluyken metabolizmanın yavaşlamasına rağmen; kilo verebilmek için, gerçekten çok düşük kalorili beslenmeniz gerekir. Eğer Ramazan ayında böyle düşük kalorili beslenmeyle 2 kilo ve daha fazla zayıflıyorsanız, kaslar eriyebilir. Kalıcı bir metabolik yavaşlama olabilir. Bu da artık, daha kolay kilo almak, daha zor kilo vermek anlamına gelir.”

    Ramazandan iki kilodan fazla zayıflamak riskli…

    Oruçluyken kilo vermeye çalışmayın. Zaten oruç bir ibadet biçimidir, bir zayıflama yöntemi değildir diyen Uzman Diyetisyen Işın Sayın “Sorun kilolarımızsa dikkat etmemiz gereken esas şey şudur: Uzun süreli açlıkla kan şekerimiz ay boyu düzensizleşir. Ucunda da şeker bayramı vardır. Oruç ayı boyunca tatlı yememişiz gibi; bayramda da yeme eğilimindeysek lütfen esas olarak bu konuda dikkatli olalım.”

    Ramazanda ibadete odaklanın, tatlı ve hamur işini tadımlık yiyin…

    “Ramazan’ da ibadete odaklanılmalıdır.” diyen Sayın, “Bu esnada da kiloyu koruyabilmeye bakın. Bayramda da kilo almamaya çalışın. Tatlı ve hamur işleri, pilav, makarna bu yolda en kolay kilo aldıran ve sağlığı tehdit eden unsurlardır. Tadımlık yemeye ve kendinizi korumaya çalışın. Kilo vermeyi bu süreçte mutlaka erteleyin. Amacınızı sorgulayıp, dürüst olmak ve kilo korumaya çalışmak en sağlıklısıdır. Böylece kaslarınız korunacaktır. Metabolizma hızınızı kalıcı bir yavaşlamaya karşı, korumuş olursunuz. Bayramdan sonra da bu sayede daha ritmik kilo verebilirsiniz.” şeklinde konuştu.

  • Cinsel sağlık için fındık

    Cinsel sağlık için fındık

    Cinsel sağlık ve doğurganlık için her vitamin ve mineralin önemi büyüktür. Fındık ise barındırdığı vitamin ve mineraller ile cinsel problemlere ilaç gibi gelir

    Yeterli ve dengeli beslenme, çok çeşitli bitki karmaları ve sağlıklı yaşam tarzı ile cinselliğiniz sağlıklı bir hale gelecektir. Eğer doğru beslenme alışkınlıkları sizin yaşam tarzınızı oluşturuyor ise doğurganlığınız ve cinsel yaşamınız açısından sağlıklısınızdır.

    B VİTAMİNİ: B grubu vitaminlerin vücutta birçok etkinliği vardır. Bu vitaminler enerji üretimi, büyüme ve cinsiyet hormonları için gereklidir. B vitaminindeki Tiamin vücuttaki hücrelerin ürettiği enerji miktarını arttırır. Enerji miktarınız yetersiz olduğu takdirde cinsel sağlığınızda sorunlar çıkacaktır. En zengin kaynakları bitkilerin tohumlarıdır. B vitaminleri içinde önemli bir diğer unsur da niasindir. En zengin niasin kaynakları hayvansal kaynaklı yiyecekler (tavuk, balık, et gibi), bulgur ve kuru baklagillerdir.

    E VİTAMİNİ: Kalp hastalığı riskini azaltan E vitamini adet kramplarıyla PMS sancılarını azaltır. E vitamini eksikliğinde cinsel organlarda gelişme geriliği görülür. Aynı zamanda E vitamini vajina kuruluğunu önlemede etkilidir. Erkekler de ise prostat kanserini önlemede önemli etkisi vardır. Güzel ve genç görünmenizi sağlar. Bu kadar önemli etkileri olan E vitamini besinlerin işlenmesi sırasında bir miktar kaybolur. Bitkisel yağlar, yumurta, kuruyemişler, marul, soya fasulyesi, deniz ürünleri ve sakatatlar iyi kaynaklarıdır. Yeterli alım için zeytinyağını sofranızdan eksik etmeyin. Günde 2-3 fındık, ceviz yiyin.

    KAFEİN: Kafein birçok bitkinin yaprağında, tohumunda ve meyvesinde doğal olarak bulunur. Çay, kahve ve çikolata en iyi bilinen kaynaklarıdır. Kafein vücutta birikmez idrarla atılır. Bir yetişkin için alınması gereken günlük miktar 300 miligramdır. İçilen bir fincan kahve cinsel gücü olumlu yönde etkileyebilir ancak bu kişisel farklılıklar gösterebilir. Ancak kahve ve diğer kafeinli ürünlerin tüketiminde aşırıya kaçılmamalıdır.

    C VİTAMİNİ: C vitamini deri ve cilt sağlığı için çok önemli bir vitamindir. Antioksidan olan C vitamini serbest radikal dediğimiz zararlı maddelerden vücudu korur. Cinsel aktivite üzerinde ve doğurganlıkta yardımcıdır, cinsel sağlığı korur. C vitamini her öğünde besinlerle alınmalıdır bunun için sebze tüketimi her yemeğe eşli etmeli, taze limon suları kullanılmalıdır. En iyi kaynakları turunçgiller, yeşil sebzeler, domates, çilek, böğürtlengiller ve kividir.

    ÇOCUK SAHİBİ OLMAK İÇİN…
    Su içmeyi asla unutmayın ve 10-12 bardak su için.
    İşlenmiş ve katkı maddeli besinleri tüketirken dikkatli olun.
    Yeşil yapraklı sebzeleri sofranızdan eksik etmeyin.
    Bolca meyve tüketin ve kabuklu yenilebileceklerin kabuklarını soymayın.
    Zeytin yağ ve kuruyemişleri mutlaka tüketin ama miktarını iyi ayarlayın.
    Sigara ve alkolden uzak durun.
    Egzersiz yaparak yaşam kalitenizi artırın.
    Mutluluğun içinizde olduğunu unutmayın ve strese karşı savaş açın.
    Günde 2-3 fincan mutlaka bitki çayı için.
    Güne kafeinli bir içecekle (kahve gibi) başlayabilirsiniz ama güne kafeinle son vermeyin.
    Kahvaltıyı mutlaka yapın ve akşam öğünlerinizi hafif geçirin.

    Taylan Kümeli