Etiket: çocuk sahibi olma

  • Tüp Bebek Sonrası Normal Hamilelik

    Tüp Bebek Sonrası Normal Hamilelik

    Tüp Bebek Sonrası Normal Gebelik…

    Çocuk sahibi olmak isteyen çiftlerdeki problemler tedavi şeklini ve başarı oranını belirler. ‘Tüp bebek sonrası normal gebelik mümkün müdür?’ en sık karşılaşılan sorudur. Bahçeci Sağlık Grubu Umut Tüp Bebek Merkezi Kadın Hastalıkları ve Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Süleyman Tosun, “Tüm tüp bebek tedavilerine bakıldığında ortalama %10-20 oranında normal gebelikler görülmektedir.” dedi.

    Çocuk sahibi olmak isteyen çiftlerde kendiliğinden yumurtlama takibi veya aşılama sonrası eğer gebelik elde edilememişse, bu çiftlere yardımcı üreme tekniklerinden daha ileri bir teknoloji olan tüp bebek yöntemi uygulanarak gebelik elde edilebilmektedir. Bahçeci Sağlık Grubu Umut Tüp Bebek Merkezi Kadın Hastalıkları ve Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Süleyman Tosun tüp bebek tedavisiyle çocuk sahibi olan çiftlerdeki en büyük endişelerden birinin ikinci çocuk için de aynı tedavi ve stresi yaşayıp yaşamayacakları olduğunu söyledi. Op. Dr. Süleyman Tosun konu hakkında şunları söyledi: “Tüp bebek yönteminde bilindiği gibi yumurtanın döllenme işlemi vücut dışında laboratuar ortamında sağlanmakta, oluşan embriyo anne rahmine yerleştirilmektedir. Peki başarılı veya başarısız sonuçlanan tüp bebek uygulamalarından sonra çiftlerin kendiliğinden gebe kalmaları mümkün müdür? Tüp bebek yapılma nedenlerine baktığımızda bir grup çiftte kendiliğinden gebelik mümkün görülmemekle birlikte, bazı çiftlerin tedavi sonrası kendiliğinden gebe kalabilmesi tabi ki mümkündür.”

    Normal gebelik nasıl oluşabilir?

    Her iki tüpün tamamen kapalı olması veya herhangi bir nedenle ameliyatla alınmış olması (dış gebelik… gibi), menide hiç sperm bulunmaması gibi çok ciddi erkek faktörlerinde kendiliğinden gebelik pek mümkün değildir. Ancak bazı durumlarda tedavi sonrası kendiliğinden gebelik mümkündür. Tüm tüp bebek tedavilerine bakıldığında ortalama %10-20 oranında bu tür gebelikler görülmektedir. 35 yaş altı ve infertilite süresi kısa olan çiftlerde bu oran daha da yükselebilmektedir. Özellikle 35 yaş altı ve açıklanamayan infertilirte ( nedeni yapılan test ve tetkiklerle belirlenememiş) grubunda tüp bebek yöntemi ile gebelik sağlandıktan ve doğumdan sonra kendiliğinden gebe kalma oranı %40 lara kadar çıkmaktadır. Nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte doğumla birlikte çocuk sahibi olamamanın eşler üzerinde oluşturduğu stresin ortadan kalkması üreme fonksiyonlarının daha sağlıklı çalışmasına neden olmaktadır.

    Hamilelik menopoz gibidir…

    Endometriozisin tedavisinde bilindiği gibi östrojen uyarısının ortadan kaldırılması ile bu odaklar kurutulabilir. Bu da ilaçlarla bir çeşit menapoz halinin oluşturulması ile sağlanabilir. Gebelikte aslında bir çeşit menapoz durumudur yani yaklaşık 1-1.5 yıl boyunca gebe kadın adet göremez. Tüp bebek tedavisi sonucu elde edilen gebelikler özellikle yüzeysel endometriozisi olanlarda, daha sonradan kendiliğinden gebeliğin oluşması şansını oluşturabilir. Erkek faktörleri düşünüldüğünde çok ağır sperm faktörü yoksa yaşam koşullarının düzenlenmesi, düzenli ve sağlıklı beslenme, zararlı alışkanlıkların terk edilmesi ve destek tedavileri ile de tüp bebek tedavileri sonrası kendiliğinden gebelikler görebilmekteyiz.

  • İleri yaş tüp bebek şansı

    İleri yaş tüp bebek şansı

    Geçtiğimiz ay ABD’nin San Diego kentinde yapılan Amerikan Üreme Sağlığı Derneği (ASRM) kongresinde sunulan klinik bir denemenin sonuçları yeni bir kromozom tarama yönteminin tüp bebek uygulamalarında ileri yaşta anne olmak isteyen kadınların hamile kalma olasılığını artırdığını gösteriyor.  ART Tıp Merkezi ve VKV Amerikan Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum uzmanı Op. Dr. Senai Aksoy ileri yaştaki kadınlarda tüp bebek başarısını artıran yöntem hakkında bilgi veriyor.

    Bu yeni teknikte, tüp bebek tedavisi ile elde edilen embriyolar öncelikle CCS (Comprehensive Chromosome Screening – Genişletilmiş Kromozom Taraması) yöntemi ile önemli kromozom anomalilerin saptanması için test ediliyor. Bunun için embriyolardan yaklaşık 100 hücreden oluştukları blastokist evresinde numuneler alınıyor.

    CCS, embriyoların her birinde anne ve babadan 23’er olmak üzere toplam 46 normal kromozom olup olmadığını test ediyor. Genetik olarak normal olan embriyolar anne rahmine transfer edilmeden önce, sonradan çözülmek üzere 1 – 2 ay boyunca dondurulmuş olarak saklanıyor. Bu saklama dönemi, kadının tüp bebek tedavisi nedeniyle bozulan hormonal dengesinin normale dönmesine zaman tanıyor.

    60 hasta üzerinde yapılan randomize kontrollü bir denemede, bu yeni teknik ile embriyo kalitesinin sadece mikroskop altındaki görüntülerine bakılarak belirlendiği standard embriyo tarama yöntemi karşılaştırıldı.

    Araştırmacıların ifadesine göre CCS tekniği, yaşları 38 – 42 arasında değişen bir grup hastanın hamilelik başarı oranlarını %33‘ten %61’e çıkardı.

    Ayrıca araştırmacılar, CCS ile taranan embriyoların transfer edildiği kadınların hiçbirinin ilk 3 ayda düşük yapmadığını, standart tarama ile test edilen embriyoların transfer edildiği 30 kadının ise 6‘sının ilk 3 ayda düşük yaptığını belirttiler.

    Bu çalışmaya göre 38-42 yaşları arasındaki bir kadının embriyosu normal kromozom sayısına sahipse, hamilelik başarı oranı kadının yaşına bağlı değil. Yani 32 yaşında bir kadının hamilelik başarı oranı ile aynı orana sahip (%60).

    Kadının yaşı ilerledikçe, anormal sayıda kromozoma sahip bir embriyo üretme (anöploidi adı verilen bir durum) olasılığı artmaktadır. 40 yaşına geldiğinde bir kadının embriyolarının yüzde 75’i anöploiddir ve bu durum düşük yapma olasılığını artırdığı gibi doğacak çocuklarda

    Down Sendromu gibi kromozom anomalilerinin ortaya çıkma riskini de artırmaktadır.

    Amerikan Hastanesi Tüp Bebek Ünitesi Laboratuvar sorumlusu ve Dünya Üreme Sağlığı Bilim İnsanları Derneği (ALPHA) başkanı Biolog Başak Balaban uygulanmaya başlanan yeni tekniğin ileri yaştaki kadınlarda tüp bebek ile gebelik oranlarını yükseltmesi ve tekrarlayan denemelere rağmen başarısız olan çiftlerde başarısızlığın nedenlerine ayna tutmasının beklendiğini bildirdi.

    Biolog Başak Balaban yeni tekniğin rutin uygulamasına başlandığını, bu tekniğin değerlendirilmesindeki bir sonraki adımın, doğan çocukların durumlarını da inceleyen daha geniş kapsamlı bir araştırma olmasının beklendiğini belirtti. Balaban sonuçların doğrulanması için hala araştırmalara devam edilmesi gerektiğini belirtirken, CCS’in, kısırlık tedavileri ve tüp bebekte yeni bir devrim yaratma potansiyeline sahip olduğunu ekliyor.

  • Tüp Bebek Tedavisinde Stres Yasak

    Tüp Bebek Tedavisinde Stres Yasak

    Uzmanlar stresin, tüp bebek tedavisini yüzde 15 olumsuz etkilediğini açıklıyor.

    Doğal yoldan bebek sahibi olamayan çiftlerin en büyük umudu olan tüp bebek tedavisinin başarısına stres gölge düşürüyor. Özellikle kadınların stresle başa çıkmakta zorlandıklarını belirten Kadın hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Hakan Özörnek, EuroFertil Tüp Bebek Merkezi’nde uygulanan müzik terapisi ile hastaların stresten kurtulduklarını vurguladı.

    Modern dünyada neredeyse bütün hastalıkların sebebi olarak gösterilen stres, tüp bebek tedavisinin de en büyük düşmanı. Yapılan araştırmalar, stresin tüp bebek tedavisinde tek başına yüzde 15’e varan oranlarda başarısızlık yaratabileceğini ortaya koyuyor. Stresin hormonal dengeyi bozarak kısırlığa yol açtığının altını çizen Dr. Özörnek, “Stres vücudun normal hormon dengesinin bozulmasına neden olarak kadınlarda ve erkeklerde üreme sağlığını olumsuz etkiliyor. Erkeklerde sperm kalitesinde azalmaya yol açan stres, kadınların yumurtlama fonksiyonunu bozuyor” dedi.

    Stresin sebebi bilgisizlik

    Tüp bebek tedavisinde karşılaşılan en büyük sorunlardan biri de kulaktan dolma, yanlış ve yetersiz bilgiler. Tedavi öncesinde edinilen kulaktan dolma bilgilerin hastaların stres seviyesini yükselttiğini ifade eden Dr. Hakan Özörnek sözlerini şöyle sürdürdü: “Kısırlık ülkemizde hassas bir konu, bu nedenle de açıkça konuşulmuyor. Bize gelen hastaları öncelikli olarak yapılacak tedavi yöntemleriyle ilgili bilgilendiriyoruz. Süreç hakkında bilgi sahibi olan, bilinçli çiftler tedaviye daha kolay uyum sağlıyor ve bu durum tedavinin başarı oranını oldukça arttırıyor.”

    Hastalar, müzik terapisi ile rahatlıyor

    Doğal yollardan bebek sahibi olamayan çiftlerin kendilerine ve birbirlerine duydukları suçluluk, öfke gibi hisler zamanla depresyon, panik atak gibi kişilerin toplumdan uzaklaşmasına sebep olan psikolojik hastalıklara yol açabiliyor. Tüp bebek tedavisi için merkezlerine başvuran hastalara psikolojik destek sağladıklarını söyleyen Dr. Özörnek, “Psikolojik yardım almanın pozitif düşünmeyi arttırarak hamile kalmayı kolaylaştırdığı gözlemlenmektedir. Biz de, hastanemizde hastalarımıza tedavi süresince ücretsiz olarak psikolojik destek hizmeti veriyoruz. Yumuşak bir müzik eşliğinde gerçekleştirdiğimiz terapilerde olumlu telkinlerde bulunarak hastanın stresten uzaklaşmasını sağlıyoruz” dedi.

  • Tüp bebek soruları ve cevapları !

    Tüp bebek soruları ve cevapları !

    Tüp bebek tedavisi ve kısırlık hakkında tüm bilgiler…

    1. Kadınların doğurganlığını etkileyen faktörler nelerdir?
    – En önemli faktör yaştır. Kadın yaşı arttıkça gebe kalabilme şansı azalır. 44 yaşından sonra pratik olarak gebelik şansı ihmal edilebilecek kadar azdır. Daha önce geçirilmiş cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar, yumurtalık ve tüpleri etkileyen enfeksiyonlar da gebelik şansını olumsuz olarak etkiler.

    2. Kadınlar ne sıklıkla jinekolojik muayene olmalılar?
    – Cinsel olarak aktif olan kadınlarda jinekolojik muayeneler her yıl yapılmalıdır. Bu muayeneler ile beraber rahim ağzı kanseri taraması için PAP testi de yapılmalıdır.
    3. Miyomlar ve tüplerin tıkalı olması hamileliği etkiler mi?
    – Miyomlar rahim iç tabakasına yani bebeğin gelişeceği yere baskı yapıyorsa gebelik şansını etkiler. Rahim duvarından dışarı doğru büyümüş olan miyomlar ise çok büyük olmadıkça gebelik şansını etkilemezler. Tüplerin tıkalı olması ise gebelik oluşumunu imkansız kılar.

    4. Düzenli bir beraberliğe rağmen çocuk sahibi olamayan çiftler, ne zaman tedaviye yönelmeliler?
    – Kadın yaşı 37 nin altında ve öyküde gebelik oluşumunu etkiyebilecek herhangi bir problem yoksa 1 yıl, yaş 37 nin üzerinde veya geçmişte gebelik oluşumunu etkiyebilecek bir problem varsa 6 ay sonra inceleme ve tedavi başlanmalıdır.

    5. Tüp bebek kaç yaşına kadar uygulanabilir? İleri yaştaki hastalar ne kadar beklemeli?
    – Tüp bebek 44 yaşına kadar uygulanabilir. Ancak 40 yaşından sonra şansın az olduğu bilinmelidir.

    6. Mikroenjeksiyon nedir?
    – Mikronenjeksiyon tek bir spermin yumurta içine zerk edilerek döllenmenin sağlandığı bir tüp bebek yöntemidir.

    7. Tüp bebek nedir?
    – Mikroenjeksiyondan farklı olarak spermler belirli bir sayıda yumurtanın çevresine bırakılır ve spermlerden bir tanesi yumurtanın içine kendiliğinden girer.

    8. Mikroenjeksiyonun tüp bebek yönteminden farkı nedir?
    – Mikroenjeksiyon erkek kısırlığında tüp bebek ise kadına ait kısırlıkta kullanılır.

    9. Tüp bebek veya mikroenjeksiyon kimlere uygulanır? Nasıl uygulanır?
    – Gebe kalamayan ve klasik tedavi yöntemlerinin etkisiz olduğu durumlarda bu yöntemler uygulanır.

    10. Tüp bebek tedavisi hangi aşamalardan oluşmaktadır?
    – Yumurtalıkların uyarılması, yumurta toplanması, yumurtaların sperm ile döllenmesi ve döllenmiş yumurtaların nakli (embryo transferi) aşamalarından oluşur.

    11. Sperm tetkikinde sperm sayısının çok az olması veya sperm bulunmaması durumunda ne yapılmaktadır?
    – Sperm sayısı az ise mikroenjeksiyon yapılır. Menide hiç sperm olmaması durumlarında ise testis içinde cerrahi olarak sperm aranması gerekir.

    12. Yumurta nasıl toplanır? Ağrılı bir işlem midir?
    – Vajinal ultrason ile yumurta toplanır. Ağrılı bir işlem değildir.

    13. Yumurta toplama işlemi sonrasında kişi kendini nasıl hisseder?
    – Genellikle işlemden bir süre sonra evine gidebilir ve hatta aynı gün öğleden sonra işine dönebilir.

    14. Bu tedaviler sonucu yumurtalık rezervi tükeniyor mu?
    – Yumurtalıkların tüp bebek amaçlı uyarılması rezervi azaltmaz.

    15. Her yumurta döllenir mi?
    – Yumurtaların döllenmesi için olgun ve yapısal olarak normal olmaları gerekir. Her yumurta döllenmeye müsait değildir. Döllenen her yumurta ise sağlıklı bir embryo haline dönüşmez.

    16. Yumurtalar döllendikten sonra embryolar rahim içine nasıl yerleştirilir?
    – Embryo transferi basit bir işlemdir. Rahim ağzından ince bir plastik katater ile ultrason eşliğinde rahim içine yerleştirilir.

    17. Transfer sonrası arta kalan embryo olur mu? Olursa bunlara ne yapılır?
    -Transfer sonrası arta kalan kaliteli embryolar dondurularak saklanabilir.

    18. Embryo seçimi nasıl yapılır? Çoğul gebelik nasıl önlenebiliyor?
    -Sağlıklı embryolar taze transfer için seçilir. Kadının yaşına göre 1-3 embryo rahim içine yerleştirilir.

    19. Çoğul gebelik olursa neler yapılabilir?
    -Öncelikle ikizden fazla çoğulları engellemek gerekir. Bu da gebelik şansı yüksek olan kadınlarda (genç, daha önce gebe kalmış, üçten fazla transfer edilebilcek kaliteli embryosu olanlar) transfer edilecek embryoların sayısının azaltılması ile sağlanır. İkiz gebeliklerde genelde herhangi bir girişim yapılmaz. üçüz gebeliklerde ise embryo redüksiyonu önerilir.

    20. Embryo azaltma işleminin riski var mı, gebelik gidişatını etkiler mi?
    -Diğer bebeklerin de kaybı %5 oranında görülür. Üçüzden ikize indirilen ikizlerde normal ikizlere oranla erken doğum ve düşük doğum ağırlıklı bebeklerin oranı daha fazladır.

    21. Transfer sonrası istirahat edilmeli mi?
    -İstirahatın faydası gösterilmiş değil. Normal yaşama devam edilmesini öneriyoruz.

    22. Transferden sonra kişi normal aktivitelerine ne zaman döner?
    -Cinsel yaşam ve spor dışında normal aktivitelere transfer sonrasında hemen dönebilir.

    23. Kişinin cinsel yaşamını etkiler mi?
    -Gebelik testi gününe kadar ilişki önermiyoruz ancak bıu da etkinliği kanıtlanmış bir uygulama değil.

    24. Tüp bebek tedavisinde kullanılan hormon ilaçları kanser riskini artırır mı? Bu ilaçların yan etkileri var mı?
    -Kanser riskinde artış söz konusu değil. Yumurtalıkların aşırı uyarılması (hiperstimulasyon) en önemli risktir.

    25. Bu tedaviler sonucu dış gebelik olur mu?
    -Dış gebelik olasılığı %1-3 civarındadır. Hem rahim içinde hem de dışında olma olasılığı ise %0.5 tir. Buna heterotopik gebelik denir.

    26. Dondurulmuş embryodan elde edilen gebelik sonuçları nasıldır?
    -Bu oranlar merkezden merkeze çok değişir.
    27. Dondurulmuş embryo ile normal tüp bebek yöntemiyle doğmuş bebekler arasında sakatlık riski farkı var mı?
    -Hiçbir fark yok.

    28. Çiftlerin her ikisinde de tıbbi bir sorun olmadığı halde gebelik elde edilemiyorsa nasıl bir yol izlenir?
    -Tüp bebek ile gebelik olmaması durumunda detaylı bir araştırma yapılmalıdır. Eğer gebeliği engelleyecek bir neden bulunursa tedavi edilmelidir. Ancak çoğu zaman belirgin bir neden bulunmamaktadır.

    29. Tüp bebek tedavisi ne kadar sürer?
    -Tedavinin başından gebelik testi gününe kadar yaklaşık 30 gün sürer.

    30. Tüp bebek gebeliklerinde düşük riski daha mı yüksektir?
    -Düşük riski daha yüksek değildir.

    31. Tüp bebek kaç kez denenebilir?
    – Üç denemeden sonra gebelik şansı düşer. Daha sonraki denemelerde de gebelik elde edilebilir ancak şans daha azdır.

    32. Kullanılan sperm ve yumurtalar eşlerin kendisine mi aittir?
    -Evet

    33. Tüp bebek tedavisinde cinsiyet belirleyebilir miyiz?
    -Belirlenebilir ancak etik ve kanuni nedenlerde dolayı Türkiye de dahil pek çok ülkede bu mümkün değil.

    34. Gebelik oluşmadan önce genetik problemler konusunda alınabilecek önlemler var mı?
    -Eğer aile içinde rastlanan genetik hastalıklar varsa ve bu hastalıkların preimplantasyon tanısı mevcut ise embryolar üzerinde inceleme yapılabilir.

    35. Embryolarda genetik inceleme kimlere önerilmektedir?
    -Akdeniz anemisi, orak hücreli anemi, ve bunlara benzer tek gen üzerinden geçiş gösteren çok sayıda hastalıkta embryolarda genetik tanı mümkündür.

    36. Gebelik oluştuktan sonra da genetik problemler tanımlanabilir mi?
    -Gebelik oluştuktan sonra koryon villus örneklemesi veya amniosentez ile genetik hastalıklardan bazılarının tanısı konabilir.

    37. Tüp bebek işleminde başarılı olma şansı nedir?
    -Başarı kadının yaşına ve embryo kalitesine bağlıdır. 30 yaşın altında gebelik oranları %50 yi geçer ancak 40 yaşında sonra %10-15′lere düşer.

    38. Tüp bebek işleminde başarıyı etkileyen faktörler nelerdir?
    -Kadın yaşı, embryo kalitesi, rahmin bütünlüğü başarıyı etkiler.

    39. Tüp bebek tedavisinde başarıyı olumsuz yönde etkileyen faktörler nelerdir?
    -Spermlerin testis içinden alınması, rahim içinde embryoların tutunmasını engelleyecek yapışıklık, myom veya polip gibi problemlerin olması, tüplerin tıkalı ve içlerinin su dolu olması tüp bebekte başarıyı olumsuz olarak etkiler.

    40. Tüp bebek işlemi sırasında oluşabilecek riskler nelerdir?
    -En önemli riskler çoğul gebelik ve hiperstimülasyon sendromudur.

    41. Tüp bebek tedavisi süresince hastanede yatmak gerekli midir?
    -İşlemin hiçbir aşamasında yatış gerekmez.

    42. Tüp bebek uygulamalarıyla elde edilen gebeliklerden doğan bebeklerle, normal doğan bebekler arasında fark var mı?
    -Herhangi bir fark yok. Sadece testis içinde alınan spermlerin döllenme amaçlı kullanıldığı durumlarda az da olsa bazı anomalilerde artış olabiliyor.

    43. Türkiye’deki tüp bebek merkezlerinin sayısı talebi karşılayacak düzeyde mi?
    -Şu andaki merkez sayısı talebi karşılamaya yeterli.

    44. Devlet ve üniversite hastanelerinde de uygulanıyor mu?
    -Hepsinde olmasa da büyük şehirlerdeki bazı devlet ve üniversite hastanelerinde uygulanabiliyor.

    45. Her yerde tüp bebek yaptırılabilir mi? Doğru tüp bebek merkezinin seçimi için neler önemli? Hastanın bu seçimi yaparken nelere dikkat etmesi gerekir?
    -Başarının ölçütlerini nasıl araştırabilirsiniz?

    Sormanız gerekenler:

    – 35 yaşın altında ve üstünde kaç embryo transfer ediyorsunuz?
    – Transfer ettiğiniz embryo başına gebelik oranınız nedir?
    – Embryo dondurma programınız var mı?
    – Hastalarınızın yüzde kaçında embryo dondurabiliyorsunuz?
    – Dondurulmuş ve çözülmüş embryolar ile başarınız nedir?
    – Canlı doğum ve düşük oranlarınız nedir?
    – Merkezinizin veya laboratuarınızın ISO veya yurt dışından akreditasyon belgesi var mı?
    – Tüp Bebek merkezi ile beraber çalışan bir genetik laboratuarı var mı?
    – Tüp bebek hakkıyla yapıldığında maliyeti oldukça yüksek olan bir uygulamadır. Bu nedenle çok ucuza uygulama vaad eden merkezlerden kaçının! Başarısız bir tedaviyi tekrarlamak size daha pahalıya mal olacaktır. Başarılı bir dondurma programı olan merkezlerde bir uygulama sonrasında birden fazla embryo transfer hakkınız doğabilir. Bu da bir ödeme sonrasında size birden fazla şans verilebileceği anlamına gelir.

    Tüp Bebek Özel Bölüm

  • Tüp Bebek Nedir ?

    Tüp Bebek Nedir ?

    Son 30 yılda hayatımıza giren ve sıradan bir yöntem haline gelen tüp bebek uygulaması nedir ve nasıl yapılır? İşte tüp bebek uygulaması ile ilgili merak edilen soruların cevapları…

    Tüp bebek uygulamasını kısaca özetlemek gerekirse, kadın ve erkeğe ait üreme hücrelerinin vücut dışı koşullarda döllenme işlemi diyebiliriz.

    Bu yöntemde erkek ve kadın üreme hücreleri vücut sıcaklığındaki, uygun bir ortamda 48 saat bekletilir. Bu sürede elde edilen yumurtaların yaklaşık yarısında döllenme oluşur. Bu döllenmiş yumurtalar embriyo (cenin) olarak adlandırılır ve son hedef olan kadın rahmine yerleştirilir.

    Tüp bebek uygulaması nasıl yapılır?

    Embriyolar rahim içerisine rahim ağzından ince bir katater ile yerleştirilir. Bu işlemler sonucu kadınların yaklaşık % 50′sinde gebelik oluşur. Ancak bu gebeliklerin bir kısmı düşük ile sonlanır. Tedaviye giren çiftlerin uygulama başına yaklaşık % 40′ında çocukları olur. Bu oran birçok uygulama sonucu % 70 – 80′lere çıkabilir. Geri kalan % 20 – 30′luk grup modern tıbbın bütün olanaklarına rağmen günümüzde çocuk sahibi olamaz.

    Tüp bebek uygulamasında başarı şansı nedir?

    Tüp bebek yöntemlerinde çeşitli ilaçlarla (Gonal-F, Puregon, Menogon) kadının yumurtalıklarının uyarılması sağlanır. Yumurtalıkların uyarılmasının amacı, embriyo oluşturmaya aday çok sayıda yumurta elde etmek. Çok sayıda embriyonun rahim içine yerleştirilmesinin (embriyo transferi) gebelik şansını artırdığı görüldü (gebelik oranları, bir embriyo yerleştirildiğinde yaklaşık %10, üç embriyo yerleştirildiğinde ise % 40 -50 civarında).

    Tüp bebek hakkında genel bilgiler

    Tüp bebek, klasik yöntemler ile gebe kalamayan kadınlarda uygulanan bir tedavi şekli. Erkek (sperm) ve dişi (yumurta) döl hücrelerinin laboratuvar koşullarında birleştirilmesi sonucunda oluşan embriyoların, rahime transferi ilkesine dayanır. Laboratuvar koşullarında gerçekleştirilen döllenme, kendiliğinden (in vitro fertilizasyon) ya da insan eliyle, tek yumurta içine tek sperm verilmesi ile (mikroenjeksiyon) sağlanır.

    Kısırlık ve tüp bebek uygulaması

    Tüp bebek, önceleri enfeksiyon veya cerrahi işlem sonucunda tüplerinde kalıcı hasar oluşan kadınlarda uygulanmaya başlanmış, kısa bir süre sonra ise kısırlığa yol açan diğer nedenlerin tedavisinde de kullanılır hale gelmiş. Bugün, endometriozis, nedeni açıklanamayan kısırlık olguları ve erkeğe bağlı kısırlıkta, tüp bebek yöntemleri ile başarılı sonuçlar alınır.

    Özellikle son yıllarda uygulanmaya başlanan mikroenjeksiyon, sperm sayısının çok düşük olması ve hatta menisinde hiç sperm olmamasına karşın, testisinde sperm bulunan erkeklerin tedavisinde bir devrim olarak nitelendiriliyor.

    İlgili Konular ;
    Tüp Bebek Özel Bölüm
    Tüp Bebek Deneyimleri Tüp Bebek Başarı Hikayeleri
    2012 Tüp Bebek Günlüğümüz !

  • Önceki başarısız tüp bebek uygulamaları başarıya dönüşebilir mi ?

    Önceki başarısız tüp bebek uygulamaları başarıya dönüşebilir mi ?

    Daha önce iki veya daha fazla tüp bebek uygulamasından başarılı sonuç almamış hastaları sonraki tedaviye almadan önce, hastanın daha önceki denemeleri göz önüne alınarak mutlaka hastaya farklılaşmış bir tedavi protokolü planlanmalıdır.

    1- Elde edilen embriyo kalitesi iyi veya çok iyi olmasına rağmen gebelik elde edilmemişse uygulanması gereken yöntemler:

    A- Ofis Histereskopi: En az iki tane iyi embriyo verilmesine rağmen gebelik olmadığı durumlarda, %20 oranında rahim içinden polip, yapışıklık, miyom ve rahim içi bölümler gibi embriyonun tutulmasını engelleyen hastalıklara tanı koyup aynı işlem esnasında tedavisi yapılıp ortadan kaldırabilmektedir. Türkiye’de bu işlemi ilk defa uygulayanlardan biri ve birçok hekime eğitimini veren Prof. Dr. Recai PABUÇCU ve ekibi ile hastalarımıza kliniğimizde bu işlemi anesteziye bile gerek kalmadan, ağrısız bir şekilde başarıyla uygulamaktadır.

    B- Hastalıklı Tüplerin (Kanalların) Laparoskopi Yöntemiyle Açılması veya Çıkarılması: Eğer tüplerde yapışıklık, tıkanıklık veya tüplerin ağzının tıkanıklığa bağlı olarak tüplerin içinde sıvı toplanmışsa (hidrosalpinks) rahim içine embriyo yerleştirildiğinde bu tıkanıklık yapışıklık ve hidrosalpinks sonucu oluşan bu sıvının rahim içine kaçak vermesi sonucu embriyoların tutulmasını kesin olarak engellediği ispatlanmıştır. Bu hastaların tüplerinin laparoskopik (kapalı) yöntem ile açılması, çıkarılması veya tüplerin rahimden çıktığı bölgeye tıkama işlemi yapılması sonucu embriyonun düşmesine neden olan bu sorun ortadan kaldırılmış olur.

    C- PGD (Preimplantasyon Genetik Tanı) (Embriyoların Genetik İncelenmesi): 8 Hücreli embriyonun bir blastomeri (hücresi) alınarak biyopsi yapılabilmekte ve anne rahmine yerleştirilmeden önce embriyonun, kromozom yapısı ve bazı gen defektleri belirlenebilmektedir. Son yıllarda gen teknolojilerindeki gelişmeye paralel olarak daha önce sadece araştırma merkezlerinde çok kısıtlı olarak kullanılan bu teknikler şimdi daha yaygın ve pratik olarak kullanılabilmektedir. Konu son derece hızlı gelişmekle birlikte klinikte sınırlı bir grup hastada kullanılmalıdır (cinsiyete bağlı geçişli hastalık riski – kas distofileri, hemofili vb. translokasyonlar, kromozom sayı bozuklukları, bazı bilinen gen defektleri gibi).

    Bu teknikler hiçbir zaman %100 sağlam çocuk iddiası taşımamaktadır. Hatta çoğu tecrübeli merkez bu yöntemleri kullandıktan sonra elde edilen gebeliklerde yine de klasik antenatal tanı yöntemleri olan amniyosentez ve koryon villus biopsisini önermektedirler. Preimplantasyon genetik tanı yöntemi merkezimizde de başarı ile uygulanmakta olup, özellikle 38 yaş üstü üçten fazla embriyo oluşmuş hanımlarda, genetik tanı sonrası embriyo transferleri yapıldığında genç yaş grubuna yakın gebelik elde edilmektedir. Ayrıca ikiden fazla başarısız tüp bebek olmuş ise yapılmasında fayda vardır. Sperm sayısı bozuk olan erkeklerde döllenme sonucu genetik problemli embriyo olabileceğinden sağlıklı embriyoları seçmek içinde kullanılmalıdır.

    D- I.M.S. I (Mikroskobik Büyütme İle Seçilmiş Sperm Mikroenjeksiyonu): Özellikle sperm sayısı ve hareketleri düşük olan erkeklerde başarıyı oldukça arttıran bir yöntemdir. Bu uygulama için ileri teknoloji ile donatılmış çok özel mikroskoplar kullanılmaktadır. IMSI tekniği kullanılarak yapılan işlemlerde normal bir mikroskoptan 16.000 kat daha fazla büyütülen spermlerin hücre içi yapıları, hücre çekirdekleri detaylı bir şekilde incelenmekte ve bu sayede en kaliteli spermler, dejenere olmadan seçilebilmektedir. Daha sonra bu spermler ile yapılan mikroenjeksiyon işlemi ile başarı artmaktadır.

    E- HLA-G5: Tutunma yeteneği en yüksek olan embriyoların ürettiği HLAG5 proteininin saptanarak embriyo seçiminde kullanılması gebelik oranını artıracaktır. Bu yöntem kliniğimizde de kullanılmaktadır.

    F- P.I.C.S.I: Mikroenjeksiyon sırasında olgun spermlerin seçimi, genetik kusurlu olanların ayrıştırılması amacıyla kullanılan bir metoddur. Genetik olarak normal olan spermlerde hücre zarında bulunan özel bir protein bu spermler labaratuvarda önceden hazırlanmış plaklara yapışmasını sağlar. Bu proteine sahip olmayan spermler ise plaka engelini aşamaz ve dışarıda kullanılmasını sağlayan bu teknikle başarı artırılmış olur.

    G-Assisted Hatching (Traşlama Yöntemi – AHA): Embriyoların rahme tutunma oranlarını arttırmak için geliştirilmiş bir tekniktir. Bu teknikte, embriyonun etrafını saran kılıf (zona pellucida) lazerle, asitle ya da mekanik yöntemlerle inceltilir. Bu yöntemlerin birbirine herhangi bir üstünlükleri olmayıp merkezin deneyimine göre herhangi biri kullanılabilir. Transfer günü embriyolar, hastanın yaşı ve öyküsü ile beraber değerlendirilerek bu işlemin uygulanıp uygulanmayacağına karar verilir. Bu işlem dondurularak saklanmış embriyoların transferinde de kullanılabilir. Döllenmiş hücrelerde bu yöntemle gebelik oranı artabilmektedir. Ancak bu konu tam aydınlığa kavuşmuş değildir.

    H- CGH – Komparatif Genomik Hibridizasyon Yöntemi : İstenilen bir gebeliğin sağlanması ve sağlıklı bir bebeğin dünyaya gelmesi, embriyonun sağlıklı kromozom yapısına sahip olup olmasına bağlıdır. Kromozom yapısının sağlıklı olmaması halinde çoğu zaman vücut gebeliği gerçekleştiremez ya da gebelik düşükle sonlanır. Tekrarlayan tüp bebek yöntemi sonrasında gebelik sağlanamaması ya da gebeliklerin düşükle sonuçlanması; ayrıca normal yollarla sağlanan gebeliklerde düşük görülmesi durumunda mutlaka sebebini araştırmak gerekir. Bu gibi durumlarda ilk önce genetik bozukluk olup olmadığı araştırılmalıdır.

    Yaşı 38 ve üstünde olan anne adayları, herhangi bir problem tespit edilemediği halde embriyo transferi yapılmış ve en az 2 kez başarısız tüp bebek tedavisi geçirmiş olanlar, daha önceden PGD yapılarak en az 1 tane normal embriyosu belirlenerek transferi yapılmış ama gebe kalamamış olanlar, tekrarlayan düşükleri nedeniyle kromozomal bozukluk tespit edilmiş olan hastalara CGH başarıyla uygulanmaktadır.

    Tüp bebek tedavisi için merkeze gelen anne adayının yumurtaları, uygulanan ilaç tedavisi sonrasında toplanır. Erkeğin spermi ile laboratuar ortamında mikroenjeksiyon (ICSI) işlemiyle döllendirilerek büyümesi ve gelişmesi sağlanır. Gelişimin 3. gününde 6,7 ve 8 hücreli olan embriyolardan mikroskop altında laser yardımıyla embriyonun zarına birkaç atışla delik açılarak birer hücre alınır. Tecrübeli kişiler ve gelişmiş ekipmanlarla yapılan bu işlemin embriyoya hiç bir zararı yoktur. Kalan embriyolar bölünüp gelişimlerine devam ederler. Herbir embriyodan alınan birer hücre Mikroarray tabanlı Karşılaştırmalı Genomik Hibridizasyon (CGH) yöntemi ile incelenir. Bu yöntemle, daha önceden uygulanan PGD (preimplantation genetic diagnosis) metodundan farklı olarak tüm kromozomlar incelenmektedir. 24 saat sonra elde edilen sonuçlara göre sağlıklı olan embriyo anne rahmine transfer edilir. Tüp Bebek yöntemiyle % 45–55 olan gebelik oranları %70–75’ lere yükselmektedir. Bu yöntem ile canlı doğum oranlarında artış gözlenirken, gebelik kayıplarındaki oran düşmüştür. 38 yaş üstü hastalarda CGH yöntemi uygulanarak gebelik oranları %30-40’lara ulaşmaktadır. Daha önce 4–5 defa tekrarlayan düşüğü olan hastalarda ise CGH yöntemi uygulandığında canlı doğum %60–70 oranında artmıştır.

    2-Kötü Embriyo Elde Edilmiş Olgularda Başarıyı Artıracak Yöntemler:

    A- I.V.M. (İn Vitro Maturasyon): İlaçsız tüp bebek tadavisi olarak da bilinen bu yöntemin deneneceği gruplar; ilaç olarak uyarılmaya rağmen olgun yumurta elde edilmeyen hastalar, embriyo kalitesi kötü olan ve herhangi sebeple açıklanamayan hastalar, polikistik över hastalığı olup, karnında su toplanması riski olan ve olgun yumurta alınamayan hastalar ve kemoterapi alacak veya kısırlaştırılacak hastalardır. Çoğu zaman ilaç bile gerekmeden yumurtalar erkenden toplanır. Labaratuvar ortamında özel yöntemlerle büyütülür, olgunlaştırılır daha sonra mikroenjeksiyon yapılır. Bu metod ile yukarıda sayılan hasta gruplarında daha kaliteli embriyo elde edileceği gibi aşırı uyarılma riski ortadan kalkacaktır. Ancak yine de unutulmamalıdır ki bu yöntem tüm IUF olgularının sadece % 5 -% 15’ine uygundur.

    B-(Embriyodaki Zararlı Parçacıkların Temizlenmesi): Bazı embriyolar gelişirken normal hücre bölünmesinin yanı sıra istenmeyen bazı parçacıklar oluşur. Fragman denen bu parçacıklar aynı zamanda tedavinin başarısını azaltır. Bu yüzden çok deneyimli ekipler, defragmantasyon denilen, mikroskop altında özel teknikler ve özel mikro pipetler ile bu parçacıkları temizleyip verilen parçasız embriyo ile gebelik oranlarını artırırlar.

    C- Endometrial Ko-KDItür (Yapay Rahim): Tekrarlayan başarısız tüp bebek deneyimli hastalarda ve kötü kalite embriyo elde edilenlerde kullanılan bir yöntemdir. Bu hastaların rahim içi dokusundan (endometrium) alınan küçük bir parça, anne serumu ve bazı özel maddeler ile birleştirilerek yeni bir ortam hazırlanır. Alınan yumurtalar, mikroenjeksiyon işlemi sonrası bu ortamda büyütülerek daha kaliteli embriyolar elde edilmektedir. Bu yöntem kliniğimizde, uygun görülen hastalara, başarıyla uygulanmaktadır.

    D- Başarı Elde Etmek İçin İlaç Tedavisinin Farklılaştırılması: Çok deneyimli jinekolojik endokrin (hormon uzman) uzmanları hastalara uygulanan yumurtalama programlarını değiştirerek daha kaliteli yumurta elde edebilirler ve bu hastaya göre ayrı ayrı düzenlenerek tedavi başarısı artırılmış olur. Örneğin PCO’lu hastalarda daha kaliteli yumurta elde edebilmek için hasta dostu denen çok özel programlar uygulanarak daha kaliteli embriyolar yapılır ve başarı arttırılmış olur. Kliniğimizde de Prof. Dr. Recai PABUÇCU bu konuda oldukça deneyimli bir hekimimizdir.

    E-EMBRYOSCOPE Tekniği ile doğru zamanda doğru embryo seçimi: (Embriyolar gece gündüz gözlem altında): EmbryoScope-Dinamik Embriyo İzleme; IVF tedavilerini iyileştirmek için geliştirilen hızlandırılmış bir çekim tekniğine dayanarak düzenlenmiş bir embriyo izleme sistemidir. Bu sistem, yaklaşık 7 yıl süreyle araştırmalar sonucu ilk defa 2009 da Avrupa’da kullanılmaya başlanmıştır. EmbryoScope hızlandırılmış çekim tekniğine dayanarak inkübatörün içine yerleştirilen bir kamera ile döllenmeden transfer anına kadar embriyoyu izlememize olanak vermektedir.

    Bu sistem sayesinde, embriyo istediğimiz her saat dilimde kayıt altına alındığından rahatlıkla her gelişim aşamasını gözlemlemeye yardımcı olur. Embriyoyu dış ortama maruz bırakmadan, kendi ortamında izleyip gelişimini takip edebilmekteyiz. Embriyo gelişiminde en önemli unsurlardan olan hücre bölünmesi aşamasını böylece kaçıncı saatte olduğuna kadar görebilip en sağlıklı embriyoyu seçmek ve sonucunda anne adayına en sağlıklı tek embriyoyu transfer ederek gebelik şansını artırmak mümkündür.

    Avrupa ve Amerikada yaygın bir şekilde kullanılmakta olan EmbryoScope ile artık biz de hastalarımızın tüm embriyolarını an ve an izleyip en sağlıklılarını seçebilmekteyiz. EmbryoScope, Dinamik Embriyo İzleme Sistemi ile güvenli ve kontrollü bir kültür ortamı sağlanırken tek seferde 72 adet embriyo sürekli gözlem altında tutulabilmektedir. Yapılan gözlemler 4 boyutlu belgelendirme teknikleri sayesinde uzmanlara istenilen süreç ve zamanlamayı değerlendirme imkânı sağlayarak, gelecekte yapılacak embriyo puanlamaları için benzersiz yeni parametreler geliştirme imkanı sağlamaktadır.

    İlgili Konular ;
    Tüp Bebek Özel Bölüm
    Aşılama Yöntemleri ve Tecrübelerimiz
    Tüp Bebek Yöntemi ile Çocuk Sahibi Olmak.
    Tüp Bebek Tedavisinde Bilinmesi Gereken 10 Detay
    Hapla Tüp Bebek Tedavisi

  • Dondurulmuş Embriyo ile hamile kalma !

    Dondurulmuş Embriyo ile hamile kalma !

    Dondurulmuş embriyo bebeklerinin daha sağlıklı doğduğunu biliyor musunuz? Bahçeci Fulya Tüp Bebek Merkezi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
    Op. Dr. Halit Fırat Erden yapılan araştırma sonuçlarına göre IVF bebeklerine oranla dondurulmuş embriyo bebeklerinin ortalama 253 gr daha ağır ve yarım hafta daha geç doğduğunu açıkladı.

    IVF başka bir deyişle tüp bebek tedavisinde 20 yılı aşkın süredir uygulanan embriyo dondurma ve çözme işlemindeki gelişen teknikler; daha yüksek oranda gebelikler şansını da beraberinde getiriyor. Aynı zamanda yapılan araştırmalar dondurulmuş embriyo bebeklerinin IVF bebeklerine oranla ortalama 253 gr daha ağır ve yarım hafta daha geç doğduğunu ortaya koydu. Bahçeci Fulya Tüp Bebek Merkezi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Halit Fırat Erden konu hakkında şu açıklamada bulundu: “ IVF bebekleri normale oranla maalesef daha erken doğar ve doğal olarak daha düşük ağırlıkta dünyaya gelir. Oysa dondurulmuş embriyo bebekleri daha ağır ve daha uzun süreli gebelik sonrası dünyaya gelir. Bu da onlar için şans ve beraberinde sağlık demektir.’’

    Çiftler İçin Hem Ekonomik Hem de Psikolojik Avantaj

    Embriyoların dondurulması tüp bebek tedavisinde çoğul gebelik riskini de en aza indiren bir yöntemdir. Op. Dr. Halit Fırat Erden IVF tedavisinde 35 yaşına kadar bir daha sonraki yaşlar içinse 2 embriyonun transfer edilebildiğini belirterek sözlerine şöyle devam etti: “ Peki elde edilen diğer embriyolar ne olacak? Nasıl değerlendirilecek? Kullanılmayan embriyolar özel saklama kaplarının içinde -296 veya -320 derece sıvı nitrojen tankları içinde kişiye özel bölgelerde saklanır. Bu da bize ve çiftlere aynı batında elde edilen embriyolardan değişik dönemlerde çocuk sahibi olma şansı oluşturur. Fazla embriyoların dondurulması hastaya hem ekonomik hem de psikolojik avantaj sağlar. Çünkü dondurulan embriyolar transfer edileceği zaman hasta tedaviye gereksinim duymaz. Embriyo dondurma işlemi tüp bebek uygulamalarında başarı şansını arttıran bir işlemdir. Bu işlemler mutlaka teknolojik alt yapısı gelişmiş, güvenilir kurum ve uzman ekiple yapılmalıdır. Rutin tüp bebek ve mikroenjeksiyon uygulamalarında embriyo dondurma ile gebelik oranları %40-45 arasında değişmektedir. Çiftlerden izin belgesi alınarak dondurulan embriyolar ülkemizde 5 yıl boyunca saklanabilmektedir.

    *Embriyo dondurmak tüp bebek tedavisinde ne zaman başvurulması gereken bir yöntemdir ?

    Tüp bebek tedavisinde embriyo dondurma işleminin keyife kalmış bir yöntem olmadığını belirten Op. Dr. Halit Fırat Erden, “Doktor gerek gördüğü takdirde bu işlem uygulanır. Kişiden kişiye değişmekle birlikte bu yöntem; yumurtaların korunmasını sağlamak, başarılı ve kaliteli gebelik oranına sahip olmak için uygulanır. Ayrıca embriyo gelişimi yavaş olan anne adaylarında dondurma işlemi yöntemiyle embriyonun gelişme günü yakalanabilir. İlaçlarla yumurtalıkların uyarılması esnasında OHSS (aşırı uyarılma sendromu) riski olan kadınlarda da embriyolar, anne adayını riske sokmamak için sonra kullanılmak üzere dondurulabilir.”

    *Anne Adayı İçin Embriyo Dondurmak Ürkütücü müdür ?

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Halit Fırat Erden anne adayının embriyo dondurma kelimesinden ürktüğünü belirterek, “ İlk söylendiğinde anne adayı bazen endişeye kapılıyor. Hastanın ikna olmasında doktor ve merkezin deneyimi, güvenilirliği çok önemlidir. Aslında dondurulmuş embriyo ile yeni embriyo arasında hiçbir fark yoktur. Burada önemli olan aşama dondurma ve çözülme işlemidir. Embriyo her aşamada dondurulabilir.

    Asıl olan burada zamanı donduruyoruz… Günümüzde slow (yavaş) dondurma yöntemi yerini çok daha başarılı vitrifikasyon (hızlı) dondurma yöntemine bıraktı. Dondurulan embriyolar istendiğinde tersine uygulanan işlemlerle çözülüp ana rahmine transfer edilir. Sıvı nitrojen içerisinde tüm kimyasal reaksiyonlar ve hücresel aktiviteler durmaktadır. Bu durum bir tür hücre uyku halidir. Yapılan deneysel çalışmalarda embriyoların sıvı nitrojen içerisinde uzun süre sağlıklı bir şekilde saklanabileceği gösterilmiştir. İşlem tekrar küçük küçük kümeler halinde de gerçekleştirilebilir. Ya da dışarıda gelişmesi sağlayıp tekrar dondurabilirsin. Dondurma işlemi sonrasında çözülen yumurtalardan tekrar gebe kalmak mümkündür. 5 yıl sonra gelip dondurduğu yumurtalardan gebe kalan hastalarımız var. Yani, çocuğun ikizi beş yıl sonra da doğabilir!’’

    *Hangi Durumlarda Embriyo Dondurma Yapılır ?

    1- Transfer işleminden sonra geriye kalan kaliteli embriyolar imha edilmek yerine dondurulup tekrar transfer edilmek için saklanabilir.
    2- İlaçlarla yumurtalıkların uyarılması esnasında OHSS (aşırı uyarılma sendromu) riski olan kadınlarda tüm embriyolar daha sonra kullanılmak üzere dondurulabilir.
    3- Rahim içini saran endometrium dokusunun yeteri kadar gelişemediği durumlarda.
    4- Rahim içi cerrahi operasyon gereken durumlarda.
    5- Kemoterapi veya radyoterapi gerektiren kanser tedavilerinden önce embriyolar dondurulabilir.

    Dondurulan Embriyoların Saklama Süresi

    Yapılan bilimsel çalışmalar dondurulmuş embriyoların çok uzun süre sonra çözüldüğünde bile sağlıklı gebelik şansı verdiğini göstermiştir. Ancak ülkemizde Sağlık Bakanlığı’nın ilgili yönetmeliği gereğince dondurulmuş embriyolar 5 yıl boyunca sıvı nitrojen içerisinde saklanabilmektedir.

    Vitrifikasyon Yöntemi ile Embriyo Dondurma

    Vitrifikasyon dondurma yöntemi diğer dondurma yöntemi ile kıyaslandığında çok daha üstün bir teknik olduğunu kanıtlamıştır. Bu yöntem ile dondurulan embriyolar çözüldüğünde %90 – 100 oranında canlı ve sağlıklı bir şekilde geri dönmektedir. Burada dikkat edilmesi gereken nokta dondurulan embriyoların kalitelerinin dondurulmaya uygun olmasıdır. Vitrifikasyon yöntemi ile neredeyse taze embriyo transferlerinde görülebilen %64 gibi yüksek gebelik oranları elde edilebilmiştir.

    Kaynak : Kadınlar Kulübü