Etiket: cinsiyet

  • Hamilelik Öncesi Bebeğin Cinsiyetini Belirleme Yöntemleri

    Hamilelik Öncesi Bebeğin Cinsiyetini Belirleme Yöntemleri

    Gebelik öncesi bebeğin cinsiyetini belirlemek için bilimsel ve eskiden beri kullanılan yaygın yöntemler vardır. Hamilelik öncesi bebeğin cinsiyetini belirleme yöntemleri nelerdir? En sık kullanılan bu yöntemleri sizin için araştırdık.

    Hamilelik Öncesi Bebeğin Cinsiyetini Belirleme Yöntemleri

    Bilimsel olarak cinsiyet belirleme X ve Y kromozomlarının ayrıştırılması ile gerçekleşiyor. Laboratuvar ortamında yapılabilen işlemler oluyor. Hamilelik öncesinde kız yada erkek bebek istiyorsanız eskiden bu güne kullanılan bazı yöntemler var. İlk uygarlıklardan biri olan mayalardan bu zamana kadar gelmiş bazı bilimsel olan ve olmayan yöntemleri sizin için sıraladık.

    Hamilelik Öncesi Bebeğin Cinsiyetini Belirleme Yöntemleri | 1

    Çin Takvimi

    Bilimsel bir geçerliliği olmamasına rağmen sık kullanılan bir yöntemdir. Anne adayının hamile kaldığı yıl ve ayın bebeğin cinsiyetini belirleyebileceğini anlatır.

    Çin Takvimi, Çin astrolojisi ve doğum takvimlerinde kullanılan bir takvim sistemidir. Çin Takvimi, doğum tarihine ve Çin burçlarının döngüsüne dayalı olarak bir bebeğin cinsiyetini belirlemek için kullanılan bir araçtır.

    Çin Takvimi, geleneksel Çin takvimine dayanmaktadır ve 13. yüzyıldan beri kullanılmaktadır. Bu takvim, Güneş yılı yerine Ay yılına dayanmaktadır ve bir yıl, 12 aydan oluşan bir döngüdür. Her ay, Ay’ın değişen fazlarına göre adlandırılır.

    Çin Takvimi’nin cinsiyet belirleme yöntemi, anne adayının yaşına ve bebeğin tahmini doğum tarihine dayanır. Takvime göre, belirli bir yaşta doğan kadınların belirli yıllarda çocukları olma olasılığı daha yüksektir. Bu yıllar takvimde belirli renklerle işaretlenir. Doğum yılının renk sütununda, anne adayının yaşının satırında kesişen nokta, bebeğin cinsiyetini belirler.

    Örneğin, bir anne adayı 27 yaşında ise ve doğum tahmini tarihi Mart 2023’tür, Çin Takvimi’ne göre, çocuğunun cinsiyeti kırmızı sütunda 2023 yılına karşılık gelen satırda ve anne adayının yaşına karşılık gelen sütunda kesişen noktada belirtilir.

    Ancak, Çin Takvimi’nin doğruluğu tartışmalıdır ve bilimsel olarak kanıtlanmamıştır. Cinsiyet belirleme yöntemleri, genetik faktörler, bebeğin beslenmesi ve diğer faktörlerden etkilenebilir.

    Sonuç olarak, Çin Takvimi, geleneksel bir cinsiyet belirleme aracıdır, ancak doğruluğu kesin olarak kanıtlanmamıştır. Bu nedenle, anne adayları ve aileleri, bebeğin cinsiyetini belirlemek için farklı yöntemler denemelidir.

    Asit Dengesi

    Anne adayının rahminin asit dengesi üzerine kurulu bir teoridir. Düşük asit ortamı erkek bebek, yüksek asidik ortam ise kız bebek olması ihtimalini arttırır. Asit dengesini düzenlemek için alkali beslenme programı uygulanmalıdır.

    Anne adaylarının hamilelik sürecinde bebeklerinin cinsiyetini öğrenmek için farklı yöntemler denemektedir. Bunlardan biri de, anne adayının rahminin asit dengesine göre cinsiyet belirleme yöntemidir. Bu yönteme göre, anne adayının rahmi alkalik (bazik) ise bebek kız, asidik ise bebek erkek olacaktır.

    Rahim asit ve bazik olmak üzere iki farklı ortam yaratabilir. Asit ortam, daha düşük pH seviyesine sahiptir ve bazik ortama göre daha asidiktir. Bazik ortam ise daha yüksek pH seviyesine sahiptir ve daha alkalik (bazik) bir yapıdadır.

    Birçok araştırmacı, rahimdeki asit-baz dengesinin, sperm hücrelerinin hayatta kalma ve döllenme şansını etkileyebileceğini düşünmektedir. Bu nedenle, anne adayının rahminin pH seviyesi, bebeğin cinsiyetini belirleyebilir.

    Whelan Yöntemi

    Kız bebek için yumurtlamadan 2-3 gün önce ilişkiye girmek gerektiğini, erkek bebek için yumurtlamadan 4-6 gün önce ilişkiye girilmesi gerektiğini savunan bir yöntemdir.

    Whelan Yöntemi, anne adayının adet döngüsünün düzenli olduğu durumlarda cinsiyet belirleme amacıyla kullanılan bir yöntemdir. Bu yöntem, rahim içindeki asit ve alkalinite düzeylerine dayanır. Whelan Yöntemi, ulaşılabilir, kolay uygulanabilir ve düşük maliyetlidir.

    Whelan Yöntemi’nin temel prensibi, spermlerin cinsiyeti belirleyen X ve Y kromozomları arasındaki farklılıklardan kaynaklanmaktadır. X kromozomları daha dayanıklıdır ve daha uzun yaşarlar, Y kromozomları ise daha hızlı hareket ederler. Bu nedenle, X spermleri daha alkalik bir ortamda, Y spermleri ise daha asitli bir ortamda daha başarılı olur.

    Whelan Yöntemi, bu farklılıkları kullanarak, anne adayının adet döngüsüne göre doğru zamanlamayı belirleyerek rahim içindeki asit-alkalinite dengesini değiştirir. Yöntem, adet döngüsünün ıslah edilmesi, diyetin değiştirilmesi ve rahim içindeki pH seviyelerinin değiştirilmesini içerir.

    Whelan Yöntemi, bir erkek çocuk sahibi olma şansını artırmak için adet döngüsünün ortasına doğru cinsel ilişki yaşanmasını önerir. Bu, yumurtlama zamanıdır ve bu dönemde rahim içindeki asit seviyesi daha düşüktür, bu nedenle Y spermlerinin daha başarılı olması beklenir.

    Bir kız çocuk sahibi olma şansını artırmak için ise, adet döngüsünün başlangıcına veya sonuna doğru cinsel ilişki yaşanması önerilir. Bu dönemlerde rahim içindeki asit seviyesi daha yüksektir, bu nedenle X spermlerinin daha başarılı olması beklenir.

    Ancak, Whelan Yöntemi’nin doğruluğu bilimsel olarak kanıtlanmamıştır. Diğer faktörler, örneğin genetik faktörler, beslenme ve çevresel faktörler de cinsiyeti etkileyebilir.

    Sonuç olarak, Whelan Yöntemi, adet döngüsüne göre cinsiyet belirleme için bir yöntem olarak önerilmektedir. Ancak, doğruluğu bilimsel olarak kanıtlanmamıştır ve herhangi bir yöntem kullanmadan önce mutlaka doktorunuza danışmalısınız.

    Kadın Orgazmı

    Anne adayının cinsel ilişkide orgazm olmaması kız bebek, orgazm olması ise erkek bebek doğmasını sağlayacağı söylenir.

    Tatlı ve Tuzlu Dengesi

    Erkek bebek için yemeklerdeki tuz oranını arttırın. Kız bebek için ise tuz oranını düşürmesi gerektiğini anlatan bir teoridir.

    Tuzla Cinsiyet Tahmini 3 Adımda Nasıl Yapılır? Efsane mi Gerçek mi?

    Hamilelik Öncesi Bebeğin Cinsiyetini Belirleme Yöntemleri Bilimsel Olmayan Yöntemler

    Hamilelik öncesi bebeğin cinsiyetini belirleme yöntemleri, çoğunlukla bilimsel dayanağı olmayan efsanelere dayanmaktadır. İnsanlar, doğacak bebeğin cinsiyetini merak ederken, bazı yöntemleri deneyebilirler. Ancak bu yöntemlerin doğruluğu kanıtlanmamıştır ve kesin sonuçlar vermemektedir.

    İşte hamilelik öncesi bebeğin cinsiyetini belirleme yöntemleri arasında bilimsel dayanağı olmayanlar:

    1. İdrar Testleri: İdrar testleri, bebeğin cinsiyetini belirlemek için kullanılan bilimsel dayanağı olmayan yöntemler arasındadır. Bu testler, anne adayının idrarının rengi veya pH seviyesi gibi faktörlere dayanarak bebeğin cinsiyetini tahmin etmeye çalışır. Ancak bu yöntemin doğruluğu kanıtlanmamıştır.
    2. Kalp Atış Hızı: Bebeğin kalp atış hızı, bazı insanlar tarafından cinsiyet tahmini için kullanılır. Yüksek kalp atış hızı kız, düşük kalp atış hızı ise erkek bebeği işaret edeceği düşünülür. Ancak bu yöntem, bilimsel olarak doğru değildir ve kesin sonuçlar vermez.
    3. Annenin Beslenmesi: Anne adayının beslenmesinin, bebeğin cinsiyetini etkilediği söylenir. Örneğin, kız bebek isteyenlerin süt ürünleri ve tatlı tüketmesi gerektiği, erkek bebek isteyenlerin ise tuzlu yiyecekler yemesi gerektiği söylenir. Ancak bu iddiaların bilimsel dayanağı yoktur.
    4. Anne-Baba Kan Grubu: Bazı insanlar, anne ve baba kan gruplarına göre bebeğin cinsiyetini tahmin etmeye çalışırlar. Ancak bu yöntemin doğruluğu kanıtlanmamıştır.

    Hamilelik öncesi bebeğin cinsiyetini belirleme yöntemleri arasında, bilimsel dayanağı olan tek yöntem tüp bebek tedavisidir. Bu yöntem, anne ve baba tarafından seçilen embriyoların cinsiyetinin belirlenmesine olanak tanır.

  • Hamilelikte Erkek Bebek Belirtileri

    Hamilelikte Erkek Bebek Belirtileri

    Kadınlar kulübü editörleri olarak araştırdık, hamilelikte erkek bebek belirtileri yazımızı hamile olup, ultrasondan önce bebeğinin cinsiyetini öğrenmek isteyen anne adayları için hazırladık. Aşermeler hamilelik sırasında oldukça doğal durumlardır. Aşerilen gıdalar kişiden kişiye değişiklik gösterir. Gebelikte iminin canı tatlı çeker, kiminin tuzlu, bazılarınin ki ekşi diğerlerinin ki acı çeker.

    Hamilelik sırasında bu taleplerinizin bebeğinizin cinsiyeti hakkında ipucu verdiğini hiç duymuş muydunuz?
    İlk hamile olduğunuzu öğrendiğinizde hiç şüphesiz aklınıza gelen ilk sorulardan biri cinsiyetinin ne olacağıdır.

    Canınız portakal, limon, mandalin gibi narenciyeler çekiyorsa, muhtemelen erkek bebek bekliyorsunuzdur. Her ne kadar bu tarz şeylerin bilimsel yönü olmasa da deneyimler ve tecrübeler böyle olduğunu gösteriyor.
    Halk arasında meşhur bir söz vardır, ye ekşiyi doğur Ayşe’yi ye tatlıyı doğur atlıyı diye

    Erkek bebek bekleyen annelerin canı genelde tatlı gıdalar çeker. Hamilelikte canı et istemekte erkek bebek beklediğinizin belirtilerindendir.

    Tecrübeler ışığında Erkek Bebek Beklediğinize Dair Belirtiler İse Şu Şekildedir:

    1. Gebeliğinizin ilk dönemleri rahat geçiyorsa bulantı sorunu yaşamıyorsanız
    2. Karın bölgeniz sivri gözüküyorsa
    3. Tuzlu ve ekşi gıdaları canınız çekiyorsa
    4. Et türü şeylere aşeriyorsanız
    5. Ellerde kuruluk varsa
    6. Eşinizde sizle beraber kilo alıyorsa
    7. İdrarınız parlak sarıysa
    8. Baş ağrıları yaşıyorsanız
    9. Ayaklarınız, hamile kalmanızdan öncekine nazaran daha soğuksa

    Hamilelikte Kız Bebek Belirtileri Tıklayınız

    YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan yorum yazıları veya haberlerin tüm hakları Kadınlar Kulübü’ne aittir. Kaynak gösterilse dahi hiçbiri özel izin alınmadan kullanılamaz. Bu haber veya yazılar sadece Kadınlar Kulübü tarafından sağlanan RSS verileri kullanılarak alıntılanabilir.

  • Seks hayatınızı nasıl renklendirirsiniz?

    Seks hayatınızı nasıl renklendirirsiniz?

    Birçok çift, ilişkileri sorunsuz olsa da monotonlaşan cinsel hayatlarından yakınır. Oysa cinsel hayatınızı canlandırmak ve sevişirken alınan hazzı artırmak sizin elinizde.

    İşte size kolayca uygulayabileceğiniz öneriler:

    Orgazm olmaya odaklanmayın. Her sevişmenin orgazmla sonuçlanması şart değildir. Seksin eğlenceli bir oyun olduğunu unutmayın.

    Partnerinizi şaşırtın. Monotonlaşan cinsel hayatınızı canlandırmanın yollarından biri de alışıldık dokunuşların dışına çıkmaktır.

    Görünüşünüzle etkileyin. Seksi görünmek ve hissetmek için öncelikle rahat olmalısınız. Rahat ve seksi iç çamaşırları kendinize olan güveninizi artırır ve güzel bir gece geçirmenizi garanti eder.

    Partnerinizin fantezilerini öğrenin. Seksin iki kişilik olduğunu unutmayın ve karşınızdakinin isteklerine değer verin. Partnerinizin hoşuna giden şeyleri yapmak sizi de mutlu edecektir.

    Partnerinize isteklerinizden söz edin. Sadece ne istediğinizi söyleyin ve sizi mutlu etmesi için fırsat tanıyın. Duygularınızı açığa vurmaktan korkmayın.

    Romantik bir ortam yaratın. Güzel bir gece geçirmenin temellerini romantik bir akşam yemeğinde atmaya başlayın.
    Mekan değişikliği yapın. Hayal gücünüzü zorlayıp sevişmek için yeni yerler keşfedin.

    Farklı saatlerde sevişin. Her zaman aynı saatlerde sevişmek cinsel hayatınızın sıkıcı olmasına neden olabilir. Sabah uyandığınızda, televizyon izlerken hatta yemek yaparken, günün her saatinde sevişebilirsiniz.

    Yeni şeyler deneyin. Farklı bir pozisyon ve erotik malzemeler kullanmak cinsel hayatınızı oldukça canlandıracaktır. Zevk aldığınız pozisyonlardan vazgeçmeyin ama yenilerine de açık olun. Fantezide sınır olmadığını aklınızdan çıkarmayın.

  • Bebeğinizin cinsiyetini 10. haftasında öğrenin !

    Bebeğinizin cinsiyetini 10. haftasında öğrenin !

    Anne baba adaylarının en hayecanlı anları bebeğin cinsiyetinin öğrenildiği andır. Bu heyecanlı sürecin sonucunu öğrenmek için artık uzun süreler beklemek gerekmiyor.  2006 yılında Amerika’da  daha sonra 25 ülkede satışına başlanan  İntelligender cinsiyet belirleme testi şimdi Türkiye’de.

    Testi Ne zaman Uygulanabiliyor…

    Hamileliğinizin 10. Haftasından itibaren testi uygulayabilirsiniz . Test anne adaylarının bebeğin cinsiyetini belirlemek için 20.haftada yapılan ultrason sonucunu beklemelerine gerek bırakmıyor. Intelligender Cinsiyet Belirleme Testi bu süreyi yarıya indirerek hayallerinizi erken şekillendirmenizi sağlıyor!

    Test Nasıl Uygulanıyor…

    Testi uygulamak hem ucuz hem de çok pratik… Sadece 10 dakikanızı ayırarak 2.kişiye ihtiyaç duymadan evinizde uygulayabiliyorsunuz.  Anne adayinin sabah  ilk idrariyla yapilan testin sonuç rengi , test şişesinin üzerindeki  renklerle eşleştirilip bebeğinizin cinsiyeti belirleniyor.

    Test Doğru Sonuç Verir mi…

    Yapılan klinik testler sonucu testin doğruluk oranı %90’ın üzerindedir. Anne adayının testi talimatlara uygun olması, progestorone tedavisi görmüyor olması ve “polikistik over sendrome” tanısı konulmamış olması haricinde testin yanılma payı bulunmuyor.

    Sizde eşinize ve sevdiklerinize unutamayacakları bir sürpriz yapmak ve bu heyecanı onlarla paylaşmak isterseniz anne adayının sağlığına hiçbir yan etkisi olmayan bu testi, testin Türkiye distribütörü olan www.onhafta.com adresinden temin edebilir, detaylı bilgi alabilirsiniz.

    OnHafta Facebook
    OnHafta Twitter

  • Hamileliğinizin 10. Haftasında bebeğinizin cinsiyetini öğrenin!

    Hamileliğinizin 10. Haftasında bebeğinizin cinsiyetini öğrenin!

    Hamileliğinizin 10. Haftasında bebeğinizin cinsiyetini öğrenin!

    A.B.D başta olmak üzere Avusturalya, Almanya, Meksika, Bahreyn, Mısır, Lübnan, Ürdün, Kuveyt, Umman, Çin, Katar, Panama, Ekvator, Sudi Arabistan, Suriye, Birleşmiş Arap emirliği, Polonya, Rusya, Güney Afrika, Kolombiya ve Venezuela’da da binlerce anne adayı tarafından kullanıldı, denendi ve başarısını kanıtladı.

    Beklemeye son! Intelligender cinsiyet belirleme testi şimdi Türkiye‘de. Bebeğiniz kız mı? Yoksa erkek mi? Anne adaylarının hamileliklerinin ilk haftalarında sıkça sordukları bu sorunun yanıtını öğrenmek artık çok kolay. Hamileliğin belirlendiği tarihi takip eden 10. haftada evinizin rahatlığında, sağlıklı ve sadece 10 dakika süren bu test, size bebeğinizin cinsiyetini söylüyor.

    Cinsiyet Belirleme Testini web sitesinden http://onhafta.com satın aldıktan sonra güvenle evinizde uyguluyor ve dakikalar içinde sonuca ulaşabiliyorsunuz. Testi uygulamak çok kolay olmakla beraber, bu test anne ve bebeğin sağlığına zarar veren dış etkenlerden korunmalarını sağlıyor.

    IntelliGender Cinsiyet Belirleme Testi sayesinde hamileliğinizle başlayan ve sonogram (ultrason testi)’a kadar geçen zamanı merakla beklemiş olmuyor; bebeğiniz yaklaşık 10 haftalıkken sadece 10 dakika içerisinde cinsiyetinin ne olduğunu öğrenebiliyorsunuz.

    Testi Nasıl Uygularım ?

    Testimizi yapmak son derece kolaydır. (Hamile olduğunuzdan emin olunuz.) Sadece Testimizin kutusunda gelen talimatları eksiksiz uygulamanız yeterlidir. Sabah ilk idrarınızı toplayın ve belirtilen miktarı test şişesinin içine şırınga ile yavaşça ekleyin. Şişenin ağzını kapayın ve sadece yatay dairesel hareketlerle çevirin ve düz bir yere koyun. 10 dakika sonra testinizin sonucunu göreceksiniz. Test şişesinin içindeki sıvının rengini, şişenin üzerindeki renklerle eşleştirip bebeğinizin cinsiyetini öğreneceksiniz. Detaylı kullanım kılavuzu kutu içeriğinde TÜrkçe Ve İngilizce olarak mevcuttur. Sarı ya da Turuncu = KIZ Yeşil ya da dumanlı puslu yeşil = ERKEK,

    Cinsiyet Belirleme Testi hakkında detaylı bilgi almak için http://onhafta.com sitesini inceleyiniz.

    OnHafta Facebook
    OnHafta Twitter

    Intelligender cinsiyet belirleme testi
    Intelligender cinsiyet belirleme testi
  • Hamileliğinizin 10. haftasında bebeğinizin cinsiyetini öğrenin !

    Hamileliğinizin 10. haftasında bebeğinizin cinsiyetini öğrenin !

    Hamileliğinizin 10. haftasında bebeğinizin cinsiyetini öğrenin ! | 2 2006 yılında önce Amerika’da daha sonra sırasıyla Avusturalya, Almanya, Meksika, Bahreyn, Mısır, Lübnan, Ürdün, Kuveyt, Umman, Çin, Katar, Panama, Ekvator, Sudi Arabistan, Suriye, Birleşmiş Arap emirliği, Polonya, Rusya, Güney Afrika, Kolombiya ve Venezuela gibi ülkelerde satışına başlanan İntelligender cinsiyet belirleme testi şimdi Türkiye’de.

    Testi ne zaman kulanabilirim ?

    Hamileliğinizin 10. haftasında testimizi uygulayabilirsiniz. Birçok anne adayı bebeğinin cinsiyetini ultrason ile ancak hamileliğin 20. haftasında öğrenebilmektedir. Intelligender Cinsiyet Belirleme Testi bu süreyi yarıya indirerek müjdeyi sevdiklerinizle hemen paylaşmanıza olanak sağlamaktadır!

     

     

    Test nasıl uygulanıyor

    Testi uygulamak hem çok pratik ve ucuz hem de sadece 10 dakika. Anne adayinin sabah ilk idrariyla yapilan testin sonucu koyu yeşil olursa erkek, turuncuya dönerse bebek kız anlamına geliyor. Yapılan klinik testler sonucu testin doğruluk oranının %90’ın üzerinde oldugu belirtiliyor.

    Testin yapılış videosu için lütfen tıklayın

    Hamileliğinizin 10. haftasında bebeğinizin cinsiyetini öğrenin ! | 3

    Siz de eşiniz ve sevdiklerinize unutamayacakları bir sürpriz yapmak isterseniz muadili olmayan bu testi, testin turkiye distiributoru olan www.onhafta.com sitesinden temin edebilirsiniz .

    Test hakkında Detaylı bilgi için tıklayın

    OnHafta Facebook
    OnHafta Twitter

    Hamileliğinizin 10. haftasında bebeğinizin cinsiyetini öğrenin ! | 4

  • Hangisi normal hangisi anormal?

    Haftada üç defa mı yoksa ayda bir defa mı? 15 dakika mı yoksa 1 saat mi? Bu soruların cevapları uzun zamandır sadece zihninizi değil yatağınızın içini de meşgul ediyorsa cevapları yorganın altından çıkarma vakti geldi demektir.

    ■ Haftada kaç gün seks yapmak normaldir?
    A) Haftada iki
    B) Haftada bir
    C) İki haftada bir

    Cevap: B
    20’li ve 30’lu yaşlardaki birçok kişinin cevabı haftada iki defa olacaktır. Bu sayı iki yıldan fazla süren ilişkilerde genelde ayda altı defa olarak belirtiliyor. Cinsel ilişkiye girme sayısı çoğunlukla ilişkilerin süresiyle ilgili olabiliyor. Evlilik Terapisti ve Cinsel Terapist Sezen Salihoğlu bu sorunun cevabını şöyle açıklıyor; “Cinsel ilişkiye girmek için standart bir sayı yok. Tamamıyla kişilerin isteklerine, ihtiyaçlarına göre ayarlanabiliyor. Ama yapılan araştırmalar haftada iki defa seksin normal olduğunu ortaya koyuyor. Biz de bu nedenle haftada iki idealdir diyoruz ama isteniyorsa tabii ki daha fazla birlikte olunabilir. Cinsellik sadece cinsel organların ilişkisi değil. Daha çok dokunarak, sevişerek, haz vererek ve alarak, ruhun paylaşılması demek. Kişilerin yoğunlukları, stresleri, ruh durumları, ilişki problemleri cinsel birlikteliği de azaltabiliyor. Cinsel birlikteliğin azalması ise ilişkiyi zedeleyebiliyor” diyor.

    Ne yapılmalı?
    Cinsel hayatı renklendirmek için aşk oyunları uzmanların ilk tavsiye ettikleri şeyler arasında geliyor. Çiftler ilk birlikte olmaya başladıklarında, evlenmeden önce birbirlerine nasıl davranıyorlardı, neler paylaşıyorlardı bunları hatırlamalı, daha sonra bunu bir liste haline getirmeli ve bunları evliliklerinde de uygulayıp, hayatlarına renk katmalılar. Cinsel Terapist Sezen Salihoğlu, “Birbirleriyle tekrar randevulaşabilirler, evde birlikte olmak yerine otelde bir gece geçirebilirler. Bu tür paylaşımlar arttığında cinsel hayatları renklenebilir. Cinsel fanteziler kurabilir, yeni teknikler öğrenebilirler” diyor.

    ■ Çiftler ne sıklıkla cinsel fantezi kuruyor?
    A) Günde 1-2 defa
    B) Haftada 1-2 defa
    C) Ayda 1-2 defa
    Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği Cised’in 2300 kişi arasında yaptığı anket sonuçlarına göre, ankete katılanların yüzde 10’u günde 3-4, yüzde 30’u günde 1-2, yüzde 45’i haftada 1-2, yüzde 10’u ayda 1-2 ve yüzde 5’i de yılda 1-2 defa cinsel fantezi kuruyor.

    Ne yapılmalı?
    Cinsel fanteziler çiftlerin seks hayatını renklendirici güce sahip. Fakat her fantezinin gerçekleştirilmesi gibi bir zorunluluk yok. Eğer iki taraf da istiyorsa cinsel fanteziler gerçekleştirilebilir. Ama bu bir taraf için zorlayıcı, aşağılayıcı oluyorsa cinsel fantezilerin seks hayatına yarardan çok zararı olabiliyor.

    Kadınlar arka arkaya boşalırken erkeklerin 45 dakika – 1 saat gibi bir toparlanma süresi oluyor. Kadınlar boşaldıktan 10-15 dakika sonra tekrar boşalma yaşayabiliyor.

    ■ İyi bir seks ne kadar sürmeli?
    A) 45 dakika
    B) 25 dakika
    C) 10 dakika
    Buradaki doğru cevap 45 dakika olmalı. Fakat Amerika’da yapılan ve International Sex Medicine Dergisi’nde yayınlanan bir araştırmada en ideal cinsel birleşme 7-13 dakika arasında olandır deniliyor. En iyi seksin kısa ama zevk veren olduğu söyleniyor. Fakat uzmanlar 30 dakika da sürse 10 dakika da sürse en iyi seksin her iki taraf için de kaliteli ve tatmin edici olan olduğunu belirtiyorlar.

    Ne yapılmalı?
    Terapist Sezen Salihoğlu ise “Ön sevişme çok önemli. Kesinlikle aceleye getirilen bir şey olmamalı. Çiftlerin birbirlerine dokunmaları gerekiyor. İki taraf da haz almalı. Ön sevişme çiftleri iyi bir cinsel ilişkiye hazırlıyor. Çiftler ön sevişme sayesinde gevşiyor ve uyarılma düzeyleri artıyor. Bu nedenle ön sevişme 20-30 dakika arasında sürmeli ve ön sevişmeden sonraki cinsel birleşme ise 5 dakikanın üzerinde olmalı. Bu da 15 dakika kadar olursa ideal olan toplam 45 dakikadır” diyor.

    “Kadınlar erkeklere anne gibi davranabiliyor. Bu da çiftlerin cinsel yaşamını etkiliyor. Bize gelen hastalarımıza eğer bir erkek kanepede uykuya daldıysa üstünü örtmeyin, bırakın öyle uyusun çünkü siz annesi değilsiniz diyoruz.”

    ■ Seks oyuncaklarını kullanmak yanlış mı?
    A) Evet
    B) Hayır
    C) Hiç düşünmedim
    Cevap ‘hayır’ şıkkı olmalı. Terapist Sezen Salihoğlu, “Seks oyuncakları kişilerin görüşleriyle, inanışlarıyla ilgili oluyor. Ama çiftler eğer seks oyuncaklarını seviyorlarsa tabii ki kullanabilirler” diyor. Fakat bu oyuncakları kullanırken tarafların istekleri dikkate alınmalı. Taraflardan biri istemediğinde kullanmaya zorlanmamalı.

    Ne yapılmalı?
    Eğer kişi sadece bu oyuncaklardan zevk alıyorsa bu durumda kişinin bireysel olarak incelenmesi gerektiğini söyleyen Salihoğlu, “Eğer eşiyle birlikte olmak yerine sadece bu tür oyuncakları kullanmak istiyorsa bunun altında yatan sebeplere bakmak gerekiyor. Çocukluğa dönülerek kişinin ailesiyle olan yaşantısı, annesi ve babasıyla olan ilişkileri, geçmişteki travmalara bakılabilir; geçmişte yaşanmış tecavüz, taciz olabilir. 3-6 yaş arasında kız çocukların babaya, erkek çocukların da anneye aşık olduğu dönemde eğer taciz, tecavüz gibi travmalar, boşanma ya da babanın evi terk etmesi gibi olaylar yaşanırsa ileride Oedipus Kompleksi denilen durum ortaya çıkabiliyor. Bu durumu yaşayan kişi sevişme esnasında bir şeyden rahatsız olabiliyor ve partneriyle birlikte olamıyor. Oedipus Kompleksi yaşayan erkekler kadını annesi yerine koyduğu için sertleşme, erken boşalma sorunu yaşayabiliyor. Kadınlarda ise vajinismus görülebiliyor. Bu tür durumlar rahatsızlık veriyorsa cinsel birliktelik yerine seks oyuncakları tercih edilebiliyor” diyor.

  • Cinsel ilişki sıklığı ne olmalı?

    Cinsel ilişki sıklığı ne olmalı?

    Haftalık Cinsel İlişki Sıklığı Ne Kadar Olmalıdır…

    Cinsel ilişki sıklığının normal bir sayısı yok. Bu bazı çiftler için her gün bazıları için haftada ya da ayda birkaç keredir. Önemli olan cinsel ilişki sıklığından ziyade yaşanan cinselliğin erkek için de kadın için de fiziksel, duygusal, psikolojik tatmin sağlamasıdır. Eğer bu tatmin azalırsa sorun geçiştirilmemeli, mutlaka incelenmeli. Ancak sıklık bakımından periyodik beraberliklerin oluşması önemlidir. Bir ilişkiden sonra uzun süre ara vermek şeklinde değil daha düzenli ilişkiler içinde olmak tatmini artırır. Yaşa göre cinsel ilişki sıklığı konusun da şu rakamları verebiliriz.

    Yaş…………………………………..Cinsel İlişki Sıklığı (Haftalık)

    20……………………………………. 4-5 kez
    30……………………………………. 3-4 kez
    40……………………………………. 2-3 kez
    50……………………………………. 1-2 kez
    60……………………………………. 10 günde ya da ayda 1 kez

  • Menopoz döneminde göz kuruluğu


    Menopoz dönemindeki kadınlar göz kuruluğu ve katarakt riski altında…

    Fatih Sultan Mehmet Eğitim ve Araştırma Hastanesinden Doç. Dr. Tomris Şengör, gözyaşı yapımından sorumlu olan ana gözyaşı bezleri ile gözyaşına koruyucu destek sağlayan ve göz kapağı kenarında yer alan yağ bezlerinin büyük oranda cinsiyet hormonlarının etkisi altında olduğunu belirtti.

    Menopoz döneminde östrojen hormonunun yapımının düşük seviyelere inmesi,androjen hormonunun desteğinin azalması sonucu hem gözyaşı yapımının azaldığını hem de gözyaşı buharlaşmasının arttığını ifade eden Şengör, ayrıca menopoz döneminde verilen hormon destek tedavisinin de sanıldığının aksine göz kuruluğuna neden olabildiğini vurguladı.

    Bunun nedeninin azalan androjen seviyelerine rağmen östrojenin artış göstermesi yani göreceli olarak dengenin androjen aleyhine bozulması olduğunun düşünüldüğünü belirten Şengör, şu bilgileri verdi:

    “Menopoz dönemindeki kadınlar, yüzde 29-69 oranında göz kuruluğu riski altındadır. Menopozdan sonra gözlerde yanma, batma, kızarma gibi şikayetlerle ortaya çıkan bu göz kuruluğunun tedavisinde yapay gözyaşı damlaları ve gözyaşı salgısını artırıcı damlalar yanında destekleyici tedaviler de uygulanmaktadır. Diğer taraftan gözyaşı yapımını azaltan ve menopoz döneminde kullanımında artış görülen antidepresan ve antialerjik ilaçların kullanımının azaltılması da önem taşımaktadır.


    Katarakt, menopoz sonrası kadınlarda daha sık görülmektedir. Menopozdan sonra kadınlarda katarakt gelişim riski aynı yaştaki erkeklere göre daha fazladır. Menopoz sonrası östrojen kullanımı, katarakt riskini azaltıyor. Menopoz öncesi dönemde ise östrojen, lensin iyonik yapısını ve su dengesini korumasını sağlamaktadır. Adet döngüsüne göre kadınlarda kornea (gözün saydam tabakası) kalınlığı değişmektedir. Adet döneminin 15 ve 16. günlerinde kornea kalınlığı yüzde 5,6 oranında artmaktadır. Hamilelikte de her 3 aylık dönemde korneada yüzde 3’lük bir kalınlık artışı oluşmaktadır. Kornea adet döngüsü boyunca şekil olarak da değişmekte ve adet döngüsünün başında daha dik olan kornea, yumurtlamadan sonra daha düz bir şekil almaktadır.”

    Kaynak : ntvmsnbc.com

  • 1 Haftada 5 kilo “NASIL” verilir ?

    Çok basit: VERİLEMEZ !

    Öte yandan her gün kitle iletişim araçlarında onlarca “mucize diyet” ile karşılaşılmakta. “İsveç Diyeti, Ayırma Diyeti, Hollywood Diyeti, Manken Diyeti, Lahana Çorbası Diyeti, Burçlara Göre Diyet, Uzman Diyeti, Kan Grubu Diyeti, Renk Diyeti, Amerikan Kalp Vakfı Diyeti, Atkins Diyeti, Son Şans Diyeti” ve daha yüzlerce değişik isimli veya isimsiz diyet. Peki bu kadar çok diyet listesi ortalarda dolaşırken neden hala insanların kilo problemi var ? Çünkü bu tip diyetlerin çoğu başlangıçta hızlı kilo kaybı sağlasa da, kısa bir süre sonra bu kilolar fazlasıyla geri alınmaktadır. Bu tip diyetler sağlığa zarar vermenin ve metabolizmanın bozulmasını sağlayarak ömrü kısaltmanın yanı sıra, kişinin “ben bu işi başaramıyorum” diyerek umutsuzluğa kapılmasına neden olmaktadır. Zaten yaşam tarzı haline getirilemeyen hiçbir yönteme başlamamak gerekir.
    diyet_tarti
    Gerçek ağırlık kaybı vücuttaki yağ kitlesinin azalması ile mümkündür. Kas ve su kitlesindeki kayıplar hem sağlık açısından risklidir, hem de kalıcı ağırlık kaybına neden olmamaktadır. Ağırlık kaybının hızlı olması öncelikle su, sonrasında kas kitlesindeki azalma ile ilişkilidir.

    Genel ilkeleri benzer olmakla birlikte diyet mutlaka “kişiye özel” olarak hazırlanmalıdır. Çünkü herkesin metabolizması birbirinden farklılık gösterir, tıpkı parmak izi gibi. Multifaktöriyel bir hastalık olan şişmanlığın tedavisinde multidisipliner bir yaklaşım gerekir. Dahiliye uzmanı veya endokrinolog, diyetisyen, fizyoterapist ve psikolog ile ekip halinde tedavi edilmesi durumunda daha sağlıklı sonuçlar alınabilir. Günümüzde birçok kronik hastalığın temel nedenini oluşturan şişmanlığın tedavisinde diyetisyen en yetkili ve etkin meslek mensubudur. Sağlık ekibinin temel direği olan hekim hastanın gerekli muayenesini yapar, tahlillerini yaptırır ve diyetisyen, kişinin özelliklerine uygun beslenme modelleriyle normal ağırlığa iniş sürecini başlatır. Diyetisyenler aldıkları eğitimin gereği olarak beslenme programını kişiye göre ayarlayabilen, aynı zamanda zayıflama diyetlerini yeterli ve dengeli beslenme alışkanlığı sağlayabilecek şekilde düzenleyebilen kişilerdir.

    Zayıflama programlarının, kişinin (yaş, cinsiyet, boy uzunluğu, vücut ağırlığı, fiziksel aktivite düzeyi, beslenme alışkanlıkları vb.) özelliklerine göre enerji ve besin öğesi içermesi; yeterli ve dengeli beslenme alışkanlığı kazandırabilmesi ve yavaş (0,5 – 1 kg / hafta) ağırlık kaybı ile bireyin yeni beslenme programını yaşam tarzı haline getirmesini sağlayabilmesi gerekir. Unutulmamalıdır ki; ayda 6 kg üzerinde ağırlık kaybı metabolik olarak başka sağlık problemlerine zemin hazırlamaktadır. Sabırlı olmak şart. Kişi, seneler içerisinde aldığı kiloları birkaç haftada vermeye çalışmamalı. Bu uğurda aç karına greyfurt veya limon suyu içmenin, kabak çekirdeği yemenin, sürekli maden suyu içmenin, yosun tabletlerinden, kekik sularından ve form çaylarından medet ummanın hiçbir bilimsel dayanağı olmadığı gibi; faydadan çok zarar verdiği aşikardır.
    diyet_her_kadin_guzeldir
    Ağırlık kaybının geçmişine bakıldığında; midede hacim oluşturan posa tabletlerinin sindirim sisteminde tıkanmalara, kafein ve amfetaminlerin bağımlılığa, çok düşük kalorili diyetlerin ve sindirim sistemine yapılan cerrahi müdahalelerin besin öğesi yetersizliklerine, protein diyetlerinin böbrek ve kalp problemlerine, kalp yetmezliği sonucu ölümlere neden olduğu görülmektedir.

    Dünya Sağlık Örgütü aylık ağırlık kaybını 2 – 4 kg arasında olması gerektiğini vurgulamaktadır. Kişi çok şişmansa ve ameliyata hazırlanacaksa, anestezi riskini azaltmak için doktor ve diyetisyen gözetiminde ayda 6 kg verdirilebilir. Yoksa kimse 20 senede aldığı kiloları 20 günde vermeye kalkışmamalı, sabırla tedavinin üzerine gitmelidir. Zayıflamanın temelinde eğitim yer almaktadır. Dahiliye uzmanı veya endokrinolog kontrolünde yapılacak klinik muayenenin ardından elde edilen kan tahlil sonuçları yorumlanarak, kişi diyetisyen eşliğinde tıbbi beslenme tedavisine alınmalıdır. Egzersiz ve davranış değişikliği tedavisinin yerleştirilmesi ile hedefe ulaşılmalı ve kişi koruma programına alınmalıdır. 3 ay süresinde diyet, egzersiz ve davranış değişikliği tedavisi uygulanmadan kimseye ilaç tedavisi ve/veya cerrahi tedavi uygulanmamalıdır.

    Sonuç olarak; zayıflama programı kişiye özel, bireyin benimseyip, yaşam tarzı haline getirerek uygulayabileceği, yeterli ve dengeli beslenme alışkanlığı kazandırabilecek özellikte olmalıdır. Ayrıca obezitenin tedavisinde tek başına diyet tedavisi yeterli olmamakta, beraberinde egzersiz programı ve davranış değişikliği tedavisi de gerekmektedir.

    Uzman Diyetisyen
    M. Turgay KÖSE

    1977 İstanbul doğumlu Köse, ilk ve ortaöğrenimini aynı şehirde tamamladıktan sonra Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü’nden 2001 yılında derece ile mezun oldu. Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nda yedek subay Diyetisyen olarak askerlik görevini tamamladı. Sonrasında Florence Nightingale Hastanesi Diyabet, Obezite ve Metabolizma Hastalıkları Merkezi bünyesinde Diyetisyen olarak çalıştı. 2004 yılında Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü’nde yüksek lisans programını tamamlayarak “Toplu Beslenme Sistemleri Bilim Uzmanlığı” aldı.

    Türkiye Diyetisyenler Derneği, Obezite Derneği ile Diyabet, Obezite ve Beslenme Derneği ve Yeni Çınar Lions Kulübü’ne üye olan Köse, hem bireysel hem de kurumsal anlamda beslenme danışmanlığı ve eğitimi çalışmalarını 2004’ten beri kurucusu olduğu Etik Diyet Danışmanlık’ta sürdürmektedir. Uzman Diyetisyen Turgay Köse fuar, kongre, seminer, internet TV, radyo ve televizyon programlarında konuşmacı; çeşitli gazete, dergi ve web sayfalarında köşe yazarı olarak yer almaktadır. Uzman Diyetisyen M. Turgay Köse’nin beslenme alanındaki ilk kitabı “Beslenme ve Diyetetik” Ekim – 2007’de piyasaya çıkmıştır.