Etiket: Cinsellik

  • Kilolar yatağa girmesin

    Kilolar yatağa girmesin

    Yatakta mutlu olmak için her ne kadar manken gibi bir vücuda sahip olmak şart olmasa da özellikle göbek bölgesinden alınan kilolar cinsel yaşamı olumsuz etkileyebiliyor.

    Günümüzde fast food tarzı yanlış beslenme, 30 yaşından sonra kolay kilo verememe ya da hamilelik sırasında alınan kiloların verilememesi nedeniyle göbek çevresinde inatçı yağlanmalar görülebiliyor. Kadınlarda hamilelik esnasında karın kaslarının gevşemesi ya da yırtılması, erkeklerde de doğuştan gevşek olması nedeniyle karında fıtıklaşma cilt altı yağı yanında daha göbekli bir görünüme yol açabiliyor. Bu yağlanma ise sadece gündelik hayatı değil çiftlerin ilişkilerini de etkiliyor.

    Plastik ve Estetik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Serkan Dinar , “Evli çiftlerde kadında ya da erkekte aşırı sarkmış, genital bölgeyi örten göbek, cinsel yaşamda da sıkıntılara yol açabiliyor. Karın germe isteği ile başvuran hastalarda sıklıkla cinsel yaşamla ilgili sıkıntılar dile getiriliyor. Karın germe ameliyatı geçiren hastalarda ise ameliyat sonrası cinsel yaşam konusunda mutlu olma oranı oldukça yüksek oluyor” diyor.

    Plastik ve Estetik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Serkan Dinar, “Karın germe ameliyatı sezaryen çizgisi denilen göbekten 8-10 cm aşağıdaki alandan kesi ile yapılıyor. Karın cildi kas üstünden sıyrılarak fazla yağ cilt gerilerek atılıyor. Göbek deliği tekrar oluşturuluyor ve karın kaslarında da gevşeyen fıtıklaşan bölgeler onarılıyor. Karın kasları tekrar gergin hale getiriliyor ve iz iç çamaşırı içinde kaldığı için belli olmuyor.

    Kadınlar sezaryen izine alışkın olduğundan fazla sıkıntı yaşamayabiliyor. Erkekler iz konusuna daha yabancı olsa da iç çamaşırı içinde kaldığında bu operasyon tercih ediliyor. Özellikle de karın germe sonrasında mutlu bir yaşam ameliyatı daha da cazip hale getiriyor” diyor.

    Erkekler de mağdur

    Plastik ve Estetik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Serkan Dinar, kadınlar kadar erkeklerin de karın bölgesindeki yağlanmadan mağdur olduğunu belirtiyor ve “Kadınlarda karın bölgesinde yağlanma kıyafetten, denize girerken seçilecek mayo ya da bikiniye kadar her türlü seçimi etkiliyor. Aynı şekilde toplum içinde utanma duygusuna da neden olabiliyor. Kadın ve erkek arasındaki cinsel ilişkide ise yine unutulmamalıdır ki; erkekler de en az kadınlar kadar bu durumdan şikayetçi oluyor. Erkeklerde genital bölgede aşırı yağlanma cinsel organda yanıltıcı kısalık algısı yaratabiliyor ve cinsel performans düşüklüğüne yol açabiliyor” diyor.

    Karın germe ameliyatı ile daha atletik ve gergin bir vücuda sahip olmak bazen evliliklerde kurtarıcı olabiliyor. Bu ameliyat genel anestezi altında yapılıyor ve ortalama 2 ile 4 saat sürüyor. Ameliyat sonrası 1 gece hastanede kalmak gerekiyor. Pansumanlar ise üçüncü gün açılıyor. Günlük hayata ve işe dönüş için 1 hafta dinlenmek yeterli oluyor.

  • Türkler cinsel olarak ne kadar aktif?

    Türkler cinsel olarak ne kadar aktif?

    8 Avrupa ülkesinde yapılan araştırmadan çıkan ilginç sonuçlar…

    Pfizer’in, bağımsız araştırma ajansı Vision Critical aracılığıyla 8 Avrupa ülkesinde (Türkiye, Rusya, Macaristan, Çek Cumhuriyeti, Polonya, Ukrayna, Sırbistan ve İsrail) toplam 4108 kişiye yaptırmış olduğu cinsel mutluluk ile ilgili “When it comes to sex” (Cinsellik söz konusu olduğunda) anketi Türklerin cinselliğe bakış açısını ortaya koyuyor.

    Bu araştırma Türkiye’de 36-65 yaş arasındaki kadın ve erkeklerin cinsel tavır ve davranışları hakkında ilgi çekici bilgiler sunuyor. Online olarak gerçekleştirilen ankete 36-65 yaşları arasındaki 2087 erkek ve 2021 kadın olmak üzere toplam 4108 kişi dahil edildi. Türkiye’den 289 erkek, 265 kadın olmak üzere 554 kişi anketi yanıtladı. Araştırmanın Türkiye sonuçlarının açıklandığı 18 Aralık’taki basın toplantısında Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Cem İncesu ile Üroloji Uzmanı Doç. Dr. Haluk Kulaksızoğlu araştırma sonuçlarını yorumladı.

    Cinselliğin çok rahat konuşulamadığı ve doğru bilgiye ulaşmanın zor olduğu toplumumuzda en çok merak edilen konular arasında cinsel sağlık başı çekiyor. Türkiye’de cinsellikle ilgili tutum ve davranışları ortaya çıkarmayı hedefleyen “When it comes to sex” (Cinsellik söz konusu olduğunda) araştırması, kadınların çoğunluğunun (%58) cinsel yaşamlarını iyileştirmek için eşlerinin daha sert bir ereksiyona sahip olmasını istediklerine işaret ediyor.

    Prof. Dr. Cem İncesu “When it comes to sex” (Cinsellik söz konusu olduğunda) araştırması sonuçları hakkında “Bu araştırmanın sonuçları Türkiye’de orta ve ileri yaş grubunun aktif bir şekilde cinsel yaşamlarını sürdürdüklerini göstermesi açısından önemlidir. Bir başka önemli sonuç da bu grubun cinselliği cinsel birleşmeden ibaret görmeyip ön sevişme süresi, partnerin cinselliğe hazır ve istekli olması ve ereksiyon kalitesi gibi unsurlar açısından cinsel yaşamın kalitesine de önem verdiklerinin görülmesidir” şeklinde görüş bildirdi.

    Doç. Dr. Haluk Kulaksızoğlu ise cinsel sorunların gündelik hayata ne kadar ve nasıl yansıdığının bilinmesi için “When it comes to sex” (Cinsellik söz konusu olduğunda) araştırmasının önemini vurgulayarak araştırma sonuçlarıyla ilgili olarak, “Hastalara etkili, güvenli ve kullanımı basit tedavi seçenekleri sunabildiğimiz 1990’ların ikinci yarısından itibaren cinsel sorunlar konuşulur olmaya başladı. Bu konuda tedavi yaklaşımlarının oluşturulması toplumsal cinsel alışkanlıkların bilinmesine dayanmaktadır. Bütün dünyada yapılan araştırmalar 40-70 yaş grubunda neredeyse küresel olarak her 3 erkekten 2’sinde cinsel sorunlar olduğunu ortaya koyuyor” dedi.

    “Konuşulması oldukça sıkıntı verici cinsel sorunlarla ilgili karşılaştığımız en büyük problemlerden bir tanesi insanların kafasındaki yanlış bilgilerdir. Bilimsel olmayan veriler, kulaktan dolma sözler, özellikle de internetin herkes tarafından bu kadar yaygın kullanılması, hastalar üzerinde bu konuda yardım alıp almamaya karar verme veya tedavi aşamasında yanlış yönlendirici olabilmektedir. En basit örnek, toplumda yaş ve cinsellik konusunda kurulan bağlantının bu araştırma sonucuna göre aslında o kadar da doğru olmadığının görülmesidir. Araştırmada 56-65 yaş grubu katılımcılar aktif cinsel hayatlarının devam ettiğini bildirmişlerdir” diyen Doç. Dr. Haluk Kulaksızoğlu “Bu noktada cinsel sorun yaşayan bireylerin doğru bilgiye, en kısa ve etkin şekilde ulaşması için oluşturulan www.sertkonusalim.com web sitesinin hazırlıkları son aşamaya gelmiştir. Bu site sayesinde bireyler kendi şikayetleri ile ilgili bilgiye ulaşabilecek ve gerçekten bir sorun olup olmadığı konusunda kendilerini değerlendirme imkanına sahip olacaktır” diyerek sitenin yaratacağı bilinçlendirmenin kişileri yanlış bilgilerden, kendilerini zor durumda bırakabilecek tedavilerden veya beklentilerden koruyacağına inandığını ifade etti.

    Araştırma Sonuçları

    Araştırma sonucunda, sanılanın aksine orta yaş üstü kişilerin de hareketli bir cinsel yaşam sürdükleri, cinsel ilişki süresinin ortalama olarak birkaç dakika olduğu ve tatmin için ön sevişme ve sertlik gibi bazı unsurların önemli olduğu anlaşılıyor. Cinsel açıdan tatmin olma hissinin yaşama genel bakış açısından yüksek önem taşıdığı da araştırmanın bulguları arasındadır.

    Orta ve ileri yaş grubu hareketli bir cinsel yaşam sürüyor

    Farklı yaş gruplarında cinsel ilişki sıklığının araştırıldığı çalışmada Türkiye’de bireylerin büyük çoğunluğunun (%90) ayda en az 1-3 kez cinsel ilişki yaşadığı ortaya çıktı. Yaş gruplarına göre bakıldığında, Türkiye’de çoğu yaş grubunun oldukça aktif bir cinsel yaşam sürdüğü belirlendi. Araştırmanın ilgi çekici sonuçlarından biri, 56-65 yaş arası insanların %78’inin ayda en az 1-3 kez cinsel ilişki yaşadığını ifade etmeleri oldu. Daha genç yaş grubundakilerin (36-45) yarıdan fazlası (%72) haftada en az 1-3 kez cinsel ilişki yaşarken, 56-65 yaştakilerin yaklaşık yarısı da (%46) aynı derecede aktifler.

    Sadece birkaç dakika sürüyor

    Katılımcılardan cinsel ilişkilerinin ortalama ne kadar sürdüğünü de belirtmelerinin istendiği araştırmaya göre, erkek ve kadınların üçte birinden fazlasının (%38) ilişkisi 3-10 dakika sürüyor. 56-65 yaş arasındakilerin %42’sinde ilişki 10 dakikadan kısa sürüyor. Sonuçlar uzun süreli cinsel ilişkiden ziyade, kısa süreli ve tatmin edici bir cinsellik yaşamanın önemini vurguluyor.

    Tatmin için ön sevişme önemli

    Araştırmada katılımcıların %68’i “fiziksel ön sevişmenin” kendilerinin ve eşlerinin cinsel tatmininde en önemli ya da ikinci önemli unsur olduğunu belirttiler. Hem kadınlar, hem de erkeklerin ön sevişmenin önemini vurgulaması dikkat çekti. Bu konuda ikinci sıradaki yanıt “istediğinde cinselliğe hazır olması” olurken, üçüncü sıradaki yanıt ise “penetrasyona yetecek sertlikte ve sık ereksiyon” oldu. Böylece ilişki anı geldiğinde iyi performans gösterebilmenin bireysel düzeydeki kriterleri belirlenmiş oldu. Erkekler için bu, başarılı ilişki için yeterli sertlikte ereksiyonu sürekli gerçekleştirip sürdürmek olarak tanımlanabilir. Ayrıca fiziksel ön sevişmenin cinsel tatmin sağlama açısından her istediğinde cinselliğe hazır olmaktan daha önemli olduğu ortaya çıktı.

    Partnerler ne ister?

    Genel olarak birçok kişi (%63) cinsel yaşamlarının kalitesini artırmak için daha sert bir ereksiyona sahip olmak (veya partnerinin sahip olmasını) istiyor. Kadınlar açısından bu istek yaş ilerledikçe artarken, tüm yaş gruplarında büyük çoğunluk partnerlerinin ereksiyonunu artırabilmeyi arzu ediyor. Cinsiyete göre bakıldığında, erkekler bu yöndeki ihtiyaçlarını daha fazla vurguluyor. Orta yaş grubunda (36-45 veya 46-55) on erkekten sekizi (%79-82), üst yaş grubunda (56-65) ise on erkekten yedisi (%73) ereksiyon sertliğini artırabilmeyi dilediklerini söylüyor. Benzer şekilde, ortalama dört kadından üçünün (%76) cinsel hayatlarının daha iyi olması için eşlerinin daha sert ereksiyon olmasını istediği ortaya çıkıyor.

    Kişinin hayata genel bakışı açısından önemli

    Araştırmada ayrıca katılımcılara cinselliğin, hayatı algılamaları konusunda ne kadar önemli olduğu sorularak, cinselliğe yönelik tavır daha geniş bir düzeyde de incelendi. Buna göre, kadın ve erkeklerin büyük çoğunluğu cinsel açıdan tatmin olma hissinin yaşama genel bakışları açısından önemli veya çok önemli olduğunu kabul ediyor. Bu durum özellikle, bunu ifade eden erkeklerin dörtte üçünden fazlası (%80) için geçerli. Kadınların da yaklaşık üçte ikisi (%62) cinsel açıdan tatmin olma hissinin önemli bir faktör olduğunu kabul ediyor.

    Anketin ayrıntıları

    Anket 2012 yılında bağımsız araştırma ajansı Vision Critical tarafından Pfizer sponsorluğunda 8 Avrupa ülkesinde (Türkiye, Rusya, Macaristan, Çek Cumhuriyeti, Polonya, Ukrayna, Sırbistan ve İsrail) yapıldı. Online olarak gerçekleştirilen çalışmaya 36-65 yaşları arasındaki 2087 erkek ve 2021 kadın olmak üzere toplam 4108 kişi dahil edildi. Türkiye’den 289 erkek, 265 kadın olmak üzere 554 kişi anketi yanıtladı. Bildirilen sonuçlar sadece Türkiye’den elde edilen yanıtlara dayanmaktadır.

  • Hangi korunma yöntemi size göre?

    Hangi korunma yöntemi size göre?

    Günümüzde kadınlar kariyer planlaması ya da farklı nedenlerle çocuk sahibi olmayı erteleyebiliyor. Bu konuda kadınların en büyük yardımcıları da birbirinden farklı doğum kontrol yöntemleri. Medical Park Göztepe Hastane Kompleksi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Başar Önal, gebelikten korunmada en çok tercih edilen yöntemler olan rahim içi araçlar ve doğum kontrol haplarını karşılaştırarak, bilgi verdi.

    Rahim içi araç
    Üİkemizde ve gelişmekte olan ülkelerde en çok tercih edilen korunma yöntemi olan rahim içi araçlar (spiral) yüzde 99 oranında etkili oluyor. Standart, bakırlı, altınlı ve hormonlu olmak üzere değişik tipleri bulunan bu korunma yöntemi; rahim içinde yer kaplayarak döllenmiş yumurtanın yerleşmesine engel olma prensibiyle çalışıyor. Hormonlu tipleri ise salgıladıkları progesteron hormonu etkisiyle yumurtlama sürecine engel oluyor. Rahim içi araç (RİA) uygulamasının, tercihen adet döneminde yapılması gerekiyor. Uygulamayı takip eden ilk ayın ardından kontrol muayenesi yapılıyor. Bu sayede aracın rahme uyum sağlamaması veya yerinden kayması gibi durumlar fark edilebiliyor. Kasık ağrılarının çok şiddetli olması, iki ay içinde azalmaması veya kanamaların normal miktarının iki katına ulaşması gibi durumlar halinde RİA’nın çıkarılması gerekiyor. Yabancı bir cisim olan RİA kullanan kadınlarda, genital organların iltihabi hastalıklarına sıkça rastlanabiliyor. Bu tür hastalıklarla fazlaca karşılaşan hastaların değişik bir korunma yöntemi tercih etmesi gerekiyor. Öte yandan doğum yapmamış kadınlarda, iltihabi hastalık riski nedeniyle RİA’nın ilk tercih edilen yöntem olmaması öneriliyor.

    Doğum kontrol hapı
    Gebelikten korunmada en sık tercih edilen bir başka yöntem de oral kontrasepti (OK) yani doğum kontrol hapı kullanımı oluyor. Bu ilaçların uzun süreli kullanımda yumurtalık ve rahim kanserine yakalanma oranlarını düşürdüğü ancak 10 yılı aşan sürelerde meme kanseri riskini az oranda da olsa artırdığı biliniyor. Doğum kontrol hapı korunmanın yanı sıra sancılı adet görme, adet düzensizliği, yumurtalık kistlerinin tedavisi ve kıllanma gibi durumlarda da kullanılıyor. Kadınlarda adet kanamalarının miktarını ve süresini azaltan bu ilaçların östrojen ile progesteron hormonu içeren türü olduğu gibi yalnızca progesteronlu çeşitleri de bulunuyor. Genellikle 21 ile 28 haplık tabletleri bulunan bu ilaçların kullanımına ilk ay adetin birinci gününde başlanıyor. 21 tane hap tamamlandığında yedi gün ara verilip, yeni kutuya başlanması gerekiyor. 28 hap içeren kutularda ise ilaca yine ilk ay adetin birinci günü başlandıktan sonra aralıksız kullanılması önem taşıyor. Ailesinde meme kanseri öyküsü bulunan, kalp damar rahatsızlığı ve pıhtılaşma bozukluğu olan kişiler ile 35 yaşın üzerinde, sigara kullanan kadınların bu yöntemi doktoru ile görüşerek ve risk faktörlerini kabul ederek kullanması gerekiyor.

    Hangisi size göre?
    Her iki yöntemin de koruyuculuğu yüzde 99 oranında seyrediyor. RİA’nın koruyucu etkisi takıldığı anda başlıyor, çıkarıldığında da son buluyor. Bu yöntemde kadının her gün bir ilaç almak gibi yükümlülüğü bulunmuyor. Doğum kontrol hapı kullanımında tıbben sakınca varsa RİA tercih ediliyor. Kanamaları fazla, adetleri sancılı olan, sık genital iltihabi hastalık geçiren ve RİA ile rahat edemeyen kadınlara ise doğum kontrol hapı öneriliyor. Hangi doğum kontrol yönteminin uygun olduğu konusunda bir uzmana danışılması, gerekli muayene ve tetkiklerden sonra yöntemin belirlenmesi önem taşıyor.

  • Yatakta sessiz kalmayın

    Yatakta sessiz kalmayın

    Bunun için başlangıç olarak sevişme sırasındaki yüz ifadenizden utanmayı bırakın. Yüzünüzdeki kan dolaşımının artması yanaklarınızın parlamasına ve terlemenize neden olurken, gözleriniz ve ağzınız gerilmekle gevşemek arasında gider gelir. Bu görkemli anları en iyi şekilde yaşamak için verdiğimiz ipuçlarını takip edin.

    Derin nefes alın!

    “Derin ve yavaş yavaş nefes almak, konsantre olmanızı sağlar. Sizi, dış dünyanın karışıklığından, tüm duyularınızın daha yoğun olduğu ve bu sayede kolayca rahatlayıp, gevşeyebileceğiniz, iç alanınıza doğru çeker” diye anlatıyor Touch Me There! (Buraya Dokun!) adlı kitabın yazarı, cinsellik uzmanı Yvonne Fulbright. Beyniniz tümüyle duygularınızın etkisi altındayken fiziksel kusurlarınıza kafa yormanız da imkansız olacaktır.

    Onu takip edin!

    Fulbright, “Sevgiliniz gözlerini kısıp, dudaklarını ısırdığında ya da herhangi bir keyif belirtisi gösterdiğinde onun yüzüne odaklanın” diyor. Onun aldığı keyfi yaşamak için sevgilinizin tepkilerinden faydalanabilirsiniz. Keyifle karşılayacağı bu durum ayna etkisi yaratarak size heyecan olarak geri dönecektir. Göreceksiniz; mutluluk daha çok mutluluk getirir.

  • Mutluluğun formülü sabah seksi

    Mutluluğun formülü sabah seksi

    Seksin insan sağlığı üzerindeki olumlu etkileri saymakla bitmez, evet bu sağlıklı, faydalı aksiyonu ne zaman yapmalıyız peki, gece mi?

    Seksin insan sağlığı üzerindeki olumlu etkileri saymakla bitmez, evet bu sağlıklı, faydalı aktiviteyi ne zaman yapmalıyız peki, gece mi? Hayır. Uzmanlar, sabahları, özellikle erkeklerin ereksiyon halinde olması kadın ve erkeklerin mükemmel bir seks yaşaması için fırsattır. Bu fırsatı en güzel biçimde değerlendirmelisiniz. Şimdi sabah seksinin size ve vücudunuza faydalarını dikkatle okuyalım lütfen ;

    Sabah yapılan seksin mutluluk hormonu oksitosini tetiklediği uzmanlar tarafından açıklanmıştır.

    Sabah yapılan seks gün boyu çifti birbirine daha bağlı hissettirir ve aşk dolu bir gün geçirmelerini sağlar.

    Erkekler en fazla ve en kolay sabahları testesteron üretir. Bu durum daha rahat bir seks yaşayacağınızı gösterir.

    Gün içinde çiftler aynaya baktıkları zaman kendilerini daha güzel hissederler.

    Bağışıklık kazandıran bir antikor olan IgA seviyesini sabah seksi arttırıyor.

    Sabah seksi eşler arasındaki istenilme duygusunu arttırır ve bu şekilde de büyük bir mutluluğa sebep olur.

    Sabah seksinde doyuma ulaştığınızda östrojen seviyeniz yükselir ve bu durum da saç ve cildin dokusunu iyileştirir.

    Sabah seksi işe konsantrenizi arttırır. Nedeni ise akşam seks yapan çiftlerin gün boyu seksi düşündükleri ve işlerinde verimli olamadıklarındandır. Fakat sabah yapılan seks sayesinde bu düşünce olmaz.

    Sabah egzersizi görevi gören seks ayrıca gün boyu dinç olmanızı da sağlar.

  • Yatakta kafamızdaki sorular

    Yatakta kafamızdaki sorular

    Cinsel hayatınızla ilgili soruları siz bize sordunuz, biz de işin uzmanına… Destek için her zaman buradayız ama unutmayın en önemli iş size düşüyor; cinsel sıkıntılarınızı partnerinizle daima paylaşmak çözümün ilk adımı…

    Tarih boyunca erkekler kadınları anlayamamaktan yakındı. Oysa biz bile kendimizi anlayamıyoruz; hele ki konu cinsellik olunca… Cinsel hayatımız da orgazmımız da o kadar karmaşık konular ki adeta bir diyet listesi gibi elimize tutuşturulacak formüller arıyoruz. Her sevişmede orgazm olmak, her zaman istekle yanıp tutuşmak, filmlerdeki sahneleri gerçek hayata taşımak…

    Öncelikle rahat olun, her şey, her an “mükemmel” olmak zorunda değil. İnişler çıkışlar, istekler isteksizlikler, orgazmlar ya da sadece sarılıp yatmalar… Hepsi cinsel hayatın bir parçası… Sizin elinizden gelebilecek şeylerden biri ise cinselliğinizi öğrenmek. Sizlerden sık gelen soruların bir kısmını İstanbul Psikiyatri Enstitüsü’nden Uzman Klinik Psikolog Tuğba Kaplanhan’a yönelttik. Şimdi öğrenme vakti…

    Orgazm taklidi yapıyorum, kendimi kötü hissetmeli miyim?

    Cinsellik kadınlar için öğrenilebilen bir konu… Becerilerimizi taklit yaparak öğreniyoruz. Günlük hayatta da bir şeyi öğrenirken ya teorik olarak okuyoruz ya da deneyip yanılarak, taklit yaparak öğreniyoruz. Orgazm da aslında böyle bir şey… Zaman zaman taklit yapmak kadınları kötü hissettirmemeli. Biz hala kadınlığımızla çok barışık değiliz o nedenle orgazm taklidi yapmayı bile suçluluk gibi algılayabiliyoruz. Oysa bu böyle olmamalı… Orgazm zaten çok komplike, kadın cinselliği de öyle. Taklit etmek, cinselliği ve orgazmı öğrenmenin bir parçası… İki yüzlülük olarak düşünmemek lazım. Orgazmı taklit etmek, kadınların cinsel becerilerini ve cinsellikten alacakları keyfi artıracak da bir şey. Kegel egzersizleri dediğimiz; pelvik kaslarını beş saniyelik aralıklarla tutup bırakarak uygulanan bir egzersiz var. Bu egzersizlerle kadınlar orgazmı başta taklit ediyor, sonra öğreniyor. Bir kadın, yatakta “Eyvah orgazm olamıyorum, eyvah şimdi taklit yapıyorum” diye düşünürse, o kadın dışarıdan sorgulayan bir konuşma baloncuğu haline gelir, yatakta olan sadece bedenidir.

    Öte yandan her seferinde orgazm olmak gerekmez, bu da yanlış mitlerden biri… Her seferinde orgazm olamamak bizim iyi bir cinsellik yaşamadığımızı göstermez. Skora ve sonuca takılmamak gerekiyor.

    Bazen o kadar isteksiz oluyorum ki eşimin aklına seks gelmemesi için evde pejmürde geziyorum.

    Her an cinsellik istenmeyebilir ancak biyolojik olarak hayatımızda önemli bir yer tutuyor. İstenmediği zaman nasıl orgazm olunmuyorsa ve kadının bunu rahatça söylemesi gerekiyorsa, istemediğinde de kendini hazır hissetmediğini söyleyebilmesi lazım. Çiftlerin iletişimi çok kuvvetli olmalı ve kadın, “Şu an sevişmek istemiyorum ama bu seni istemediğim, sevmediğim anlamına gelmiyor” diyebilmeli. Çünkü konuşmayınca erkek baskı yapmaya başlıyor ya da istenmediğini düşünüp iyice uzaklaşıyor. Bizim en uygun cinsellik dediğimiz şey soru işaretlerinden arınıp yatağa girmek… “Olur mu olmaz mı, bulunduğumuz mekan uygun mu değil mi” diye düşünmeden yaşamak, sorgulamamak… Eğer istemiyorsak bunu da sorgulamamamız gerekiyor. Bu istemeyişin altındaki nedenleri konuşmak önemli… Kadının isteksiz olduğu hamilelik, aldatılma gibi durumlar da var. Aldatılan birçok kadın eşini affetmiş olsa bile cinsellik için kendini uzun bir süre hazır hissetmeyebiliyor. Hatta iş yerindeki stres de, çocukların evdeki varlığı da kadınların isteğini olumsuz etkileyebiliyor. Tüm bunları eşlerin konuşabilmesi, yıllar geçse bile cinsellikle ilgili fantezileri, değişiklikleri birbirlerinden esirgememeleri çok önemli.

    Anne olunca sevişmekten eskisi kadar hoşlanmaz oldum, değişecek mi?

    Normal doğumlardan sonra vajinanın kendi halini alması altı haftayı buluyor. Özellikle kadın doğum uzmanlarının söylediği egzersizlerle vajina biraz daha hızlı toparlanabiliyor. Biz ise taze annelere rolleri ayırmalarını öneriyoruz. Annelik gömleği giyildiğinde cinsellik rolünü rafa kaldırıyoruz. Oysa adaptasyon sürecinin sonrasında kadının kendini hazırlamış olması, eşlerin de o sürede kadınlara sonsuz destek sağlaması gerekiyor. Annelik hüznü de oluyor, vücut değişiyor, uykusuzluk yaşanıyor. Babaların, “Harika görünüyorsun, çok güzelsin, harikulade bir eşsin” gibi sözleri söylemeleri gerekiyor. Başka bir odada uyumaya başlayan ya da evden uzaklaşan babalar var ve bu anne için çok yaralayıcı bir şey…

    Eşimin erken boşaldığını düşünüyorum, bunu ona nasıl söyleyebilirim?

    Erkeklerde de stres, gerginlik ve işle ilgili sıkıntılar erken boşalmaya neden olabiliyor. Bir de erken boşalmanın aşamaları var; vajinaya girer girmez mi, beş dakika içinde mi? Kadın orgazm olmadan erkeğin boşalması da süre ne olursa olsun erken boşalma kabul edilebilir. Eşinizle bunu uygun bir dille konuşabilirsiniz. “Sürenin biraz daha uzamasını istiyorum, neler yapabiliriz?” diyebilirsiniz. Her erkek hayatının belirli döneminde erken boşalma sorunu yaşayabilir. Onun da bunu rahatça ifade edebilmesi, eşiyle de bunu konuşup kabul edebilmesi önemli. Yargılayarak, suçlayarak değil anlamaya çalışarak iletişim kurulmalı. “Sen yapıyorsun” değil, “Ben böyle hissediyorum” diye konuşulmalı… Erkekler için erken boşalmayı önleyebilecekleri kolay egzersizler var.

    Her sevişmede orgazm olamıyorum ve bunu dert etmiyorum ama eşim kendini kötü hissediyor.

    Bunu cinsellik esnasında değil, başka bir zaman konuşmak gerekiyor. “Cinsellik keyif aldığımız bir şey ama her seferinde orgazm olmayabiliriz” diyebilmek gerekiyor. Bunun cinsellikten keyif almadığımız anlamına gelmediğini söyleyebilmek gerekiyor. Bu konuşulabildiğinde yataktaki gerginlik de azalacaktır. “Eyvah orgazm olmadım, ne düşünüyor?”, “Eyvah, orgazm olmasını sağlayamadım, daha ne yapabilirim?” gibi gerginlikler işleri daha da zorlaştırıyor. Orgazmı, cinselliği, görev gibi görmemek gerekiyor.

    Eşim zaman zaman mastürbasyon yapıyor, kendimi kötü hissetmeli miyim?

    Kötü hissetmeyin, aksine yardımcı olun. Mastürbasyon bizim gözümüzde felaketleştirdiğimiz bir şey olmamalı. Erkeğin de hayal kurması, arzulaması, zihinsel olarak cinselliği yaşaması gerçek cinsellikte de daha etkin olmasına yardımcı olabilir. Ama şöyle bir faktör var; mastürbasyon gerçek cinselliğin yerini alıyorsa sıkıntı var demektir. Gerçek cinsellik daha sosyal, iletişim kurmaya açıktır, mastürbasyon ise asosyal ve tek başınadır. Aynı şey kadın için de geçerli… Eskiden kadınlar ve kadınlık ile ilgili çok az kaynak vardı. Kadınlar artık cinsellik anlatan kitapları çok daha rahat alıp otobüste, parkta, bahçede okuyabiliyor. Bu beni çok sevindiriyor. Kadınlar artık dişilikleri ile daha barışık… Kadınlar da bu tür yayınları daha fazla okuyabilir, kendilerini daha iyi tanıyabilir ve kendilerine dokunabilirler. Ancak sınırı cinselliğin asıl olması, fantezi dünyasının bunun önüne geçmemesi…

  • Doğal viagra havuç

    Doğal viagra havuç

    Havuçtaki seks hormonlarını aktive eden bileşenler viagra etkisi gösteriyor

    Tavşanlar neden çok çoğalıyor dersiniz? Havuçtaki seks hormanlarını aktive eden bileşenler viagra etkisi gösteriyor. Kış aylarında bol miktarda bulunan havuç ve havuç suyu konusunca çok büyük önemi vardır. Vitamin ve mineral bakımından zengin olan havuç kış aylarında vücudumuzun günlük gereksinimini karşılar ve vücudumuza birçok yönden fayda sağlar. Bolca A vitamini barından ve B, C, D, E vitamini bakımından zengin olan havuç, kan yapar, vücudumuzu kuvvetlendirir, ishali keser, pekliği giderir, mide ve bağırsak rahatsızlıkların önlenmesinde vazgeçilmez bir bitkidir.

  • Yetişkinlerin oyun zamanı: ön sevişme

    Yetişkinlerin oyun zamanı: ön sevişme

    Ön sevişme olmadan yaşanan birleşmenin bir parçası eksik kalıyor. Birbirlerine yeterince odaklanan çiftler için ise ön sevişme üzerinde düşünülmeden doğal olarak yaşanıyor.

    Cinselliği çoğunlukla “birleşme”ye indirgemek hatasına düşülse de aslında her iki taraf için de istek-uyarılma-birleşme aşamaları art arda geldiği zaman tam bir cinsel ilişkiden söz etmek mümkün oluyor. İkinci aşama olan “uyarılma” ise ön sevişme denilen süreçte gerçekleşiyor. Belli sürelerle sınırlandırılmaya çalışılan, kadınların istediği erkeklerin gereksiz gördüğü bir süreçmiş gibi tanımlanan ön sevişmenin ne olup ne olmadığını Hedef Psikolojik Danışmanlık ve Eğitim Merkezi’nden Uzman Psikolog Şencan Taşkale’ye sorduk.

    Ön sevişmeyi nasıl tanımlayabiliriz?

    Ön sevişme “esas mesele”nin öncülü olarak düşünüldüğünde, ne olduğunu anlamaktan uzaklaşıyoruz. Esasen yapılacak bir şey var ve ön sevişme de onun öncesinde yapılması sağlıklı ve gerekli olan, aslında erkeğin çok istemediği ama kadının çok istediği bir şeymiş gibi tanımlanıyor. Aslında sevişme; birleşme ve diğer cinsel davranışların bir bütünüdür. Bu yüzden birleşmeye odaklı, cinselliğin diğer bileşenlerini atlayan bir cinsellik, eksik olacaktır. Bir yandan olması gerektiği için yapılan bir aktivite olarak algılamak da kısıtlayıcı. Bunu şöyle düşünebiliriz; hiç kimse oynaması gerektiği için oyun oynamaz, oynamak istediği için oynar. Ön sevişme de yetişkinlerin oynadığı bir oyun gibidir. O yüzden sevişilmesi gerektiği için sevişilmez. Zaten çiftler birbirlerine yeterince odaklandıklarında birbirleri için uygun davranışı ve tarzı yakalayacaktır.

    Çiftlerin gün içinde cinselliği çağrıştıran konuşmalar yapmaları, mesajlaşmaları ön sevişme tanımına girebilir mi?

    Ön sevişmenin hakkını vermeye çalışırken kavramsal olarak abartmak söz konusu olabiliyor. Cinselliğe erotik açıdan hazır olma ile ön sevişme kavramları birbirine karışıyor. Kişinin kadın ya da erkek olarak cinselliği nasıl yaşadığı ve ne hissettiği ile cinselliğe hazır olması durumu birbiri ile çok örtüşen kavramlar. Çift birbirlerini seks partneri olarak görüyorsa bu zaten beden dillerine, konuşmalarına, telefon mesajlarına yansıyacaktır. Bir taraf, “Bu akşam kaçta geliyorsun?” yerine çok daha sıcak bir mesajı uğraşarak değil, spontan bir şekilde attığında zaten karşı tarafa“Senin için varım, buradayım, hazırım” mesajını vermiş olur. Ama ön sevişme bir aktivitedir. Zamanlama olarak bir kısıtlaması olmamakla birlikte, ortalama 15-20 dakika sevişme sağlıklı bir cinsellik için gereklidir. Öte yandan çift sadece sevişip birleşmeyebilir. O zaman neyin önü olacak? Ön sevişme kelimesinin içinde cinselliği birleşmeye indirgeyen bir önyargı var. Bu şekilde bakıldığında hiç sınırlamaya bile gerek yok. Ama evet birleşmeye geçilmeden önce yaşanması gereklidir. Bazı durumlar göz ardı edilebilmekle birlikte ön sevişme olmadan birleşme çok sağlıklı bir birleşme olmayacaktır, bir parçası eksik kalacaktır.

    Dünyada bazı uzmanların monotonlaşan cinsel yaşam için çiftlerin haftanın belli günleri için randevulaşmalarını önerdiklerini okuyoruz. Böyle bir uygulama gün boyu yaşanan bir heyecan, etkili bir ön sevişme sağlar mı?

    Her ilişki birbirinden çok farklı ve bu nedenle reçete çözümler her zaman uygun olmayabiliyor. Hatta zorla yapılırsa böyle reçeteler insanları birbirlerinden uzaklaştırabilir de. Cinsel ilişki sıklığını sadece zamanlama ve süre gibi etkenler değil, kadın ve erkeğin duygu durumu, cinsel kimlik bütünlüğü ve aralarındaki duygusal ilişkinin rengi de büyük oranda belirler. Her şey tamam ama bir tek zamanlama ile ilgili sıkıntı yaşıyorlarsa randevulaşsınlar ama başka sorunlar varsa haberleşmek ve randevulaşmak çözüm olmaz, gerginlik bile yaratabilir. Şöyle örnek vereyim; cinsel terapide çiftlere birtakım egzersizler veririz. Bunlar kurallı ve nasıl yapılması gerektiği çok belli egzersizlerdir. Eğer çiftler arasında duygusal dinamikte bir sıkıntı varsa bu egzersizler yüzünden tatışmaya başlayıp cinsel terapiyi bırakırlar.

    Ön sevişme sadece bedenlerin birbirine teması ile mi olur?

    Elbette hayır, çeşitli fanteziler ve sözellik de sevişmenin bir parçası olabilir.

    Kadınların ön sevişmeye daha çok ihtiyaç duyduğu doğru mu?

    Hayır, ön sevişme sadece kadının ihtiyacı değildir. Ancak kadın ve erkeğin uyarılma biçimleri birbirinden farklı olduğu için özellikle genç erkekler tarafından daha kolay görmezden gelinebiliyor. Erkek görsel açıdan uyarılabilen bir varlık iken kadın için görsellik bu kadar kuvvetli bir materyal değil. Kadın için sevişme esnasındaki dokunma ve ilişki çok daha uyarıcı oluyor. Cinsel birlikteliğin yaşanması için her iki tarafın da uyarılmış olması gerekiyor. Bu uyarılmanın kadın açısından birleşmeye hazır olmak için ıslanma şeklinde olduğunu biliyoruz. Erkeğin ise ereksiyonu gerekiyor. Erkeğin uyarılması görsel açıdan da farklı yollarla karşılanırken kadının uyarılması az kalırsa cinsel birleşme keyif veren bir boyutta olmuyor. Bu yüzen kadın için daha elzem diyebiliriz. Ama aslına bakarsanız uzun süre bunu problem etmeyen erkekler belli yaştan sonra uyarılmak için sadece görsel materyal ile yetinemiyor ve birleşmenin öncesindeki parçanın önemini anlamaya daha hazır oluyor. İnsan ihtiyacını gidermek amacı ile her konuda çabuk davranıp keyifli ayrıntıları atlayabilen bir varlık, bu sadece cinsellik için geçerli değil.

    Kadınlar ön sevişmeyi talep etmekte zorlanıyor mu?

    Elbette… Erkekler de öyle… İnsanlar cinsellikte keyif boyutuna gelen şeyleri istemekte karşılıklı zorlanıyor. Çünkü zaten karı-koca oldukları için yapılması gereken bir birleşme faaliyeti var. Bir de “Bunu istiyorum, şunu istiyorum”diyemiyorlar. Öğrenilmiş bir utanma duygusu var ve bu kadınlarda daha fazla. Ancak burada illa sözel ifadeye gerek yok, beden diliyle de birbirinizi yönlendirebilirsiniz. Utanmış olmakla, geçmişten gelen öğretilerle başa çıkmak, cinsel mitleri değiştirmek, bunun üzerine düşünmek de gerekiyor.

    Bazen desteğe de ihtiyaç duyulabilir. Ne zaman?

    Cinselliğin fazları var; istek fazı, uyarılma fazı, doyum fazı… Bunların her birinde bir sorun olduğunda destek alınabilir. Ancak kişiler genelde işlev bozukluğu meydana geldiğinde bize başvuruyor, özellikle de birleşme yoksa. Ama cinselliğin uyarılma ya da keyif boyutu ile ilgili sıkıntı varsa çok başvuru gelmeyebiliyor. Biyolojik ve evrimsel olarak gerekli olan kısım yani bebek konusu hallolduğu için geri kalanı çok lüks geliyor kişilere. Olmasa da olur denilip göz ardı edilebiliyor.

    Ön sevişmenin kadın cinselliğine nasıl katkıları oluyor?

    Cinselliği bir bütün olarak düşünmeliyiz, bu yüzden katkıları ne diye düşünmektense, eksikliğinde neler oluru konuşmak daha yerinde olabilir. Uyarılma evresi; parasempatik sistem tarafından yönetilen ve erotik duygular eşliğinde kadında vajinal salgının arttığı “ıslanma” dönemidir. Vajina duvarlarından ve vajina girişindeki Bartholin bezlerinden salgılanan sıvılarla birlikte nabız ve solunum hızlanabilir. Erkekte ise uyarılma evresi ereksiyonu (sertleşme) şeklinde gerçekleşir. Bahsettiğim gibi kadın görsel olmaktan çok dokunsal olarak uyarılabilir. Sevişme sırasında ön sevişme atlanıp hızlıca birleşmeye gidildiğinde uyarım fazı atlanmış olacağı için daha önce bahsettiğimiz bedensel değişiklikler gerçekleşmeyecek ve birleşme kadın için doyum verici olmayacaktır.

    Formsanté Dergisi

    Orgazm hakkında yanlış bilinenler için tıklayın !

  • Seks bağımlısı bir eşle nasıl başa çıkılır?

    Seks bağımlısı bir eşle nasıl başa çıkılır?

    Yakın arkadaşlarınız eşlerinin yatak odasındaki ilgisizliğinden yakınırken, siz tam tersi bir durum yaşıyor olabilirsiniz. Çoğunlukla erkeklerde görülen Hiperseksüel Bozukluk (HB), kişinin cinselliği bir takıntı haline getirmesi şeklinde açıklanıyor. Eşinizde seks bağımlılığı fark ettiyseniz mutlaka bir hekimle görüşün.

    Hiperseksüel Bozukluk ya da diğer isimlendirmeleriyle Cinsel Bağımlılık, Sorunlu Hiperseksüalite, Nimfomani, Satiriazis, Kompulsif Cinsel Davranış, Aşırı Cinsel İstek Bozukluğu… HB, kişinin cinsel eylemleri üzerinde kontrolünü kaybettiği, olumsuz sonuçlarına rağmen sürdürülen, yineleyici ve şiddetli cinsel fanteziler, cinsel dürtüler ve cinsel davranışlardır. Mental bozuklukların tanımlanması ile ilgili yapılan araştırmalar sonucunda,“Hiperseksüel Bozukluk” Amerikan Psikiyatri Birliği (APA) tarafından Cinsel İşlev Bozuklukları arasına bir tanı olarak yeni girdi ve kriterleri belirlendi. MedAmerikan Polikliniği’nden Psikoterapist Dr. Ayça Can, Hiperseksüel Bozukluğu (HB) olan kişinin yoğun ve aşırı düzeyde cinsel isteği olduğunu ve kişinin takıntılı halde cinsellikle ilgili düşünceleri kafasından atamadığını söylüyor.

    HB olan kişiler çalışamaz hale gelebiliyor

    Dr. Ayça Can, HB olan kişinin cinsel fantezilerinin baskınlığını şu şekilde anlatıyor: “Cinsel fanteziler ve fantezilerine nasıl ulaşacağı ile ilgili düşünceler o kadar baskın bir hale geliyor ki, kişi artık çalışamaz veya sağlıklı ilişkiler kuramaz hale geliyor. Tıpkı diğer bağımlılıklarda olduğu gibi HB olan kişiler genellikle problemleri olduğunu reddediyor ve davranışlarını açıklayacak bahaneler buluyor. Hatta kendilerini temize çıkarabilmek için çevrelerindeki insanların bazen de gerçekten varolan problemlerini bahane edip, onları suçluyorlar.”

    Sanılanın aksine HB olan kişiler genellikle cinsel aktiviteden beklenilenden daha az haz duyuyor ve cinsel partnerleri ile duygusal bir bağ kurmuyor. Psikoterapist Dr. Ayça Can, başlangıçta sağlıklı ve eğlenceli olan bir cinsel hayatın, zamanla bir takıntıya dönüştüğünü söylüyor. Cinsel fanteziler ve davranışlar birçok insanın kabul edeceği sınırların ötesine geçiyor.

    Eşini aldatma, tek gecelik ilişkiler, uygunsuz yerlerde ve aşırı sıklıkta yapılan mastürbasyon, normalde arzu edilmeyecek yerlerde ve kişilerle cinsel ilişkiye girme, korunmadan cinsellik, paralı ilişkiler kurma, paralı ilişkiyi meslek olarak edinme, siberseks, telefonla seks, porno biriktirmek, teşhircilik, dikizcilik, cinsel taciz hatta tecavüz gibi istenmeyen ve adli sonuçları olabilecek eylemlerde bulunabiliyorlar. Dr. Can, cinsel fantezi ve eylemlerin ardından çoğunlukla suçluluk hissinin geldiğini anlatıyor: “HB olan kişi finans, sağlık, sosyal ve duygusal alanlarda kayıplarına rağmen kendini birçok kişi tarafından ahlaka aykırı görülebilecek cinsel davranışlarda bulunmaktan alıkoyamıyor. Kişi, neredeyse her zaman planladığından daha uzun sürede ve boyutta cinsel eylemde bulunuyor.”

    Birçok çalışmada erkeklerin kadınlara göre cinsel fantezilerinin, mastürbasyon sıklıklarının, görsel uyaranlara cevap olarak cinsel uyarılmayla tepki vermelerinin daha fazla olduğu gösteriliyor. Psikoterapist Dr. Ayça Can, ek olarak, erkeklerin geleneksel olmayan cinsel davranışlara daha açık olduğunu da söylüyor. Kadınların cinsel isteği ise uzun süreli birlikteliklere bağlamsal olarak daha uyumlu. Bu bilgiler ışığında, erkeklerin HB’ye ve cinsel saldırganlığa daha yatkın olduğu söylenebiliyor. 

    Hiperseksüel Bozukluk belirtileri:

    ● Cinsel isteğin fazla olması: Cinsel istek; cinsel fantezilerin, cinsel eylemi başlatan öznel bilinçli dürtülerin, iç-dış uyaranlara verilen tepkilerin ve davranışların oluşturduğu bir bütündür. 15 yaşından büyük bir bireyde altı ay süreyle cinsel birliktelik veya mastürbasyon yolu ile yaşanan orgazm, haftada yediden fazla ise cinsel isteğin fazla olmasından söz edilebiliyor. Sıklıkla eşler arasında cinsel istek uygunsuzluğu görülüyor. Burada kastedilen isteksiz eşle haftada iki-üç kez cinsel ilişki isteyenler değil, hemen her gün veya günde birden fazla kez cinsel ilişki isteyip, sıklıkla partnerlerini cinsel birleşme için uyandıranlar, hatta cinsel ilişkiye zorlayan veya eşlerine tecavüz edenlerden bahsediliyor. Eşler kendilerini aşağılanmış, küçümsenmiş ve öfkeli hissediyor.

    ● Gereğinden fazla zaman ayırmak: Kişinin fantezilerini kurmak, bunları nasıl hayata geçireceğini hayal etmek ve planlamakla ilgili yoğun zihinsel meşguliyeti oluyor. Cinsel davranışları yapmak ve sonrasında mevcut suçluluk duygularından kurtulmak veya durumunu saklamak için o kadar vakit harcıyor ki, sosyal, mesleki ve kişisel ilgi alanlarındaki aktivitelere daha az vakit ayırmaya başlıyor; hatta bazılarını tamamen bırakıyor. Dr. Ayça Can, cinsel eylemin hazırlığı, uygulanması ve etkilerinin örtülmesi için bir günde iki-dört saatten fazla zaman geçirilmesi halinde problem olduğu düşünülmeli şeklinde uyarıyor.

    ● Hataları tekrar etmek: HB olan kişiler cinsel davranışlarının ardından çoğunlukla suçluluk ve utanç hissediyor. Kendilerine ve çevrelerine, bir daha yapmayacakları ile ilgili pek çok söz veriyorlar. Yeni hayatlarına başlayacakları, hiç gelmeyen milat tarihleri belirliyorlar. Bazen yeni hayatları için kendilerini güdülemek amacıyla kirli geçmişlerini hatırlatan eski kıyafet ve çamaşırlarını atıp alışveriş yapabilirler. Ancak bir süre için (bazen birkaç gün ya da birkaç ay) cinsel eylemleri erteleyebilseler de kendilerini kontrol edemeyip aynı davranışları tekrarlıyorlar. Arzu edilen hazzın alınabilmesi için cinsel davranışların sıklığı, yoğunluğu, sayısı, alınan riskler artıyor ya da aynı davranışlarla haz alınamaz duruma geliniyor. Bu da kontrolü güçleştiren bir etmen. Başarısız kontrol çabaları nedeniyle cinsel fantezi, cinsel dürtü ve cinsel davranışlar sürekli olabiliyor.

    ● Zarar görmeye ve zarar vermeye başlamak: Cinsel fantezilerin, düşlemlerin ve davranışların sıklığı veya şiddeti ile ilişkili olarak toplumsal, mesleki ya da diğer önemli işlevsellik alanlarında önemli kişisel sıkıntı, bozulma yaşanıyor. İçsel veya dışsal bir tetikleyicinin ardından gelen cinsel dürtüye engel olamayarak, arkadaşları veya ailesi ile yaptığı planları iptal edebiliyor. Dr. Ayça Can, HB olan kişilerin tüm hafta sonunu internet başında porno izleyerek geçirebileceğini belirtiyor. Geceleri uyumadan porno izleyerek mastürbasyon yapıp, ertesi gün işe bahaneler bulup gitmeyebiliyorlar. Dr. Ayça Can, “Bazen de eşine uyarıcı herhangi bir davranışta bulunmayıp (güzel bir söz, takdir, bir hediye ya da sadece gününün nasıl geçtiği ile bir konuşma) tüm gece porno izleyip, gecenin bir yarısı yatağa gelip eşi ile birlikte olmayı talep edebiliyor” şeklinde açıklıyor. Duygusal olarak tatmin olmayan eş, kullanıldığını düşünerek içerliyor ve öfkeleniyor; eşini tersleyerek çoğunlukla reddediyor. Dr. Can, cinsel eylemlere karşı engellenme eşiği düşük olan HB hastasının, red durumunda agresif tavırlar sergileyebildiğini söylüyor: “Bu da eşlerin daha çok arasının açılmasına neden oluyor. Çoğu zaman bu kişilerin partnerlerine cinsel ilgileri kayboluyor. Bazen de aşırı porno izleme davranışına biriktirme de eşlik ediyor. Bilgisayarlarında hiç izlemedikleri sadece plan aşaması için kullanılan binlerce pornografik yayın olabiliyor. Hatta biriktirme o kadar ileri gidebiliyor ki, içeriğini sorgulamadan, adli olarak da yasak pornografik içerikleri kaydetmiş olabiliyorlar.” Bu nedenle adli süreçlere maruz kalınabiliyor. Eşler aldatılabiliyor. Konumlarına uygun olmayan kişilerle olduklarından, aileleri tarafından çevreye rezil edildikleri konusunda dışlanıp, yalnız kalabiliyorlar. Korunmadan yapılan cinsel birliktelikler neticesinde ise cinsel yolla bulaşan hepatit ve AIDS gibi hastalıkları kapabiliyor hatta eşlere bulaştırabiliyorlar. Planlanmamış, istenmeyen gebelikler olabiliyor. Bazen aşırı mastürbasyon nedeniyle cinsel organda şişlik ve zedelenme gibi fiziksel zararlar da yaşanabiliyor. Dr. Ayça Can, sonuçlara ek olarak şunları söylüyor: “Cinsel takıntılar ve eylemler yüzünden kişiler şiddete maruz kalabiliyor. Cinsel eylem için paralı birliktelikler kuran kişiler ciddi finansal kayıplara uğrayabiliyor. Madde ve alkol gibi diğer bağımlılıkları edinebiliyorlar. Kayıpları nedeniyle intihar girişimleri olabiliyor. Yüzeysel birliktelikler kurduklarından destekleyici, güven ve sevgi altyapısı olan ilişkiler kuramıyorlar.”

    ● Stres ve kaygı artması: Cinsel davranışlar yalnızlık, can sıkıntısı ve stresten kaçış yöntemi olarak kullanılıyor. Dr. Ayça Can, “Ancak HB’nin kendisi zaten ilişki kurmayı zorlaştıran ve varolan ilişkileri bozan bir hastalık olduğundan, bu yanlış baş etme metodu hiçbir şeyi düzeltmez” diye uyarıyor. HB olan kişi fantezi, dürtü ve davranışlarıyla savaşmaya çalışırken başarısız olabiliyor ve tökezleme hissi kişide kaygı, huzursuzluk, stres yaratabiliyor. HB, kendi kendini doğuran bir döngüde yine cinsel davranışların ve fantezilerin artması ile sonuçlanıyor. Bu cinsel fanteziler, düşlemler ve davranışlar bir maddenin (örneğin tedavi amaçlı verilmiş bir ilacın kötüye kullanılması) doğrudan fizyolojik etkilerine bağlı değil. Ya da başka bir ruhsal hastalık sonucunda ortaya çıkmıyorlar.

    Hiperseksüel Bozukluk’un tedavisi mümkün müdür?

    Dr. Ayça Can, tedavinin ancak kişinin böyle bir sorunu olduğunu kabul etmesiyle başlayabildiğini söylüyor ve ekliyor:“Genellikle, davranışçı, psikodinamik, grup, psikoeğitimsel, psikofarmakolojik tedaviler veya aile/çift terapisinin birlikte kullanıldığı, çok yönlü bir tedavi yaklaşımı öneriliyor.” Tedavi biçimi hastanın veya çiftin özel gereksinimlerine göre biçimlendiriliyor. Dr. Can, psikofarmakolojik tedavilerin kayda değer sayıda hastada etkili sonuç verdiğini belirtiyor. Ancak öncelikle cinsel eylem ve libido artışına da sebep olabilecek diğer ruhsal hastalıklar (örneğin Bipolar Bozukluk), genel tıbbı duruma bağlı bozukluklar ve ilaç/madde kullanımına bağlı reaksiyonların, bir psikiyatri uzmanı tarafından psikiyatrik muayenesi ve gerekli görülürse tetkikler yapılarak ekarte edilmesi gerekiyor.

    Hiperseksüel bozukluk yaygın mı?

    Psikoterapist Dr. Ayça Can, hiperseksüel bozukluğun sıklığı ve yaygınlığı ile ilgili verilerin oldukça sınırlı olduğunu söylüyor: “Bunda HB için uzlaşılmış tanı ölçütlerinin yeni oluşturulmuş olması önemli bir etken. ABD’de genel yetişkin toplumda yaygınlığı yüzde 3-6 arasında tahmin ediliyor. HB ile bilinmesi gereken şey ilişki kurulan kişilerin onay verebilecek erişkinler olmasıdır. Bazen genç erkekler skor yapmak amacıyla çok sayıda kadın ya da erkek partnerle birlikte olmayı bir üstünlük gibi görebiliyor. Bu gibi durumlarda davranışın normal veya bozukluk olarak değerlendirilmesi tartışmalıdır. Cinsel istismara uğramak, ergenliğin erken döneminde cinsel davranışa maruz kalmak, erken yaşta pornografi izlemek, erken yaşta cinsel deneyim yaşamak, normal cinsel ve duygusal yakınlaşmanın olmaması gibi etmenler kişiyi HB’ye yatkın hale getirebiliyor.”

    Cinsel davranışın sıklığına karşın bu kişilerde daha fazla cinsel yaşamları ile ilgili doyumsuzluk, ilişkisel sorunlar, cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar ve cinsel sorun nedeniyle profesyonel yardım arama görülüyor.

    HIV riski de yüksek

    Yapılan çalışmalar cinsel bağımlıların ve kumar bağımlılarının normal kişilere göre daha fazla nörotik, anksiyöz, depresif olduğunu, daha yüksek oranda takıntılı özellik taşıdığını ve kişilerarası duyarlılıklarının daha fazla olduğunu gösteriyor. Hiperseksüel bozukluk ile risk alma davranışı arasında da kuvvetli bir ilişki olduğu düşünülüyor. Dr. Ayça Can, cinsel yoldan bulaşan hastalıklara karşı korunmadan, çok sayıda partner ile cinsellik gibi yüksek riskli cinsel davranışlar gösterdiklerini söylüyor. Dolayısıyla HB olan kişiler HIV enfeksiyonları ve diğer cinsel yolla bulaşan hastalıklar açısından risk altında bulunuyor.

    Seks bağımlısı bir eşle nasıl baş edebilirsiniz?

    Hiperseksüel Bozukluğu olan kişilerin eşlerinin, partnerlerinin yalnız olmadıkları ve dışarıda kendileri gibi aynı sorunları yaşayan, bununla baş etmeye çalışan birçok çift olduğu konusunda bilgilendirmesi tavsiye ediliyor. Partnerlerinin öncellikle hasta olduklarını kabul etmelerini sağlamalı ve tedavi için yardım almaları konusunda onları cesaretlendirmeliler. Dr. Ayça Can, kadınlara partnerlerinin cinsel davranışlarını tetikleyen duygularının farkına varmaları konusunda onlara yardımcı olmalarını öneriyor ve ekliyor: “Böylece HB olan kişiler bu duyguları hissettiğinde cinsel dürtüleri uyarılmadan önce önlem alarak dikkatlerini başka bir eyleme kaydırabilir veya kendi baş edemiyorsa daha önceden belirlediği acil durumda aranacak kişiden yardım isteyebilir. Cinsellikle ilgili düşünceleri tetikleyebilecek internet, dergi gibi materyalleri eşlerinin çevresinden mümkün olduğunca uzak tutmaya çalışmalılar. Örneğin işe giderken kullandıkları yol üzerinde bu tür materyalleri satan erotik shop varsa güzergahını değiştirmeli, ev ya da iş yerinde yetişkinlere yönelik içeriğe erişimini engelleyecek filtreler kullanılmalı. HB olan kişilerin eşleri, partnerleriyle duygusal bağlarını güçlendirmeli, cinselliklerinde haz odaklı değil duygusal tatmin odaklı olmaya çalışmalı.”

  • Tahrik Noktası

    Tahrik Noktası

    Kadınları tahrik eden 8 etkeni bilmek kendinizi tanımanızı ve dolayısıyla hazzı kontrol etmenizi sağlıyor…

    1- Saçlarınıza dokunması

    Neden işe yarar?: Kafatası derisi milyonlarca sinir ucu içerir. Bir erkeğin parmaklarının saçlarınızda dolaşması, sizden hoşlandığını da gösteriyor aynı zamanda. Boşuna burun kıvırmayın, evrimsel psikoloji görev başında.

    Bunu deneyin: Bu hissi saçınızı taramasını isteyerek artırabilirsiniz.

    2- Omzunuzu öpmesi

    Neden işe yarar?: Çünkü size beklenmedik bir şekilde yaklaşır. Ayrıca sürpriz öpücükler sizin çekiciliğinizi ve onun size bağlılığını gösterir.Bunu deneyin: Partnerinize vücudunuzun ihmal edilmiş bölgelerini fark etmesi için yol gösterici olabilirsiniz. Bu konuda açıkça konuşmaktan çekiniyorsanız, kalemi kağıdı elinize alın ve romantik bir not yazın. Köprücük kemiğinizin okşanması, kulak memenize dille küçük dokunuşların ne kadar tahrik edici olduğunu öğrenince bakalım ne yapacak!

    3- Elini bacağınıza koyması

    Neden işe yarar?: “İç baldırınız gibi, vücudunuzun bazı bölümlerine kazayla dokunmaya imkan yoktur” diyor. Haksız da değil! Birisine duygusal olarak yeterince yakın olunca, o kadar yakına gelmesine izin vermek, duyguları harekete geçiriyor.

    Bunu deneyin: Onu, vücudunuzun başka bölgelerine de yönlendirebilirsiniz. Mesela elini jean’inizin arka cebine sokmasını sağlayın!

    4- Uzun bir koşu sonrası nefes nefese kalmak

    Neden işe yarar?: Egzersiz dopamin ve norepineprin salgılanmasını tetikler, vücudunuz egzersiz sonrasında endorfin salgılar ve kan akışınız artar. Egzersiz sonrası tüm bu vücutta yaşananlar, cinsellik yaşanırken olanlara paralel.

    Bunu deneyin: İşten eve gelince, TV seyretmek için koltuğa yayılmadan önce bir iki zindelik verici yoga hareketi, birkaç mekik veya şınav deneyin.

    5- Hiç tanımadığınız bir adamla göz göze gelmek

    Neden işe yarar?: İlk kez göz göze gelindiğinde, bu son derece etkileyici olabiliyor. Heyecanlanıyorsunuz çünkü göz göze gelmek kafalarda bir anda cinsel bir soru işaretini de çağrıştırıyor.Bunu deneyin: İster şaka yollu ister bilerek olsun; bir kol teması ile işe başlayabilirsiniz. Bu, bir yabancıda ufak da olsa etkileşim yaratacaktır.

    6- Jean pantolon giymesi

    Neden işe yarar?: Erotik anlamda sutyen kadın bedeni için neyse, jean pantolon da erkek bedeni için o! Uzmanlar “Burada biyolojinin de etkisini unutmayın” diyor. Sıkı bir jean pantolon, sağlıklı bacak kasları, karın kasları anlamına geliyor! Bunlar da sağlıklı ve güçlü bir partner demek tabii ki!

    Bunu deneyin: Unutmayın, erkekler de en az kadınlar kadar iltifat edilmeyi sever. Ona, jean giydiği zaman yakışıklı göründüğü yönünde ne kadar çok iltifat ederseniz, o kadar çok jean giyecek.

    7- Sabun gibi kokması

    Neden işe yarar?: Sabun kokan bir erkekten hoşlanmak, fırından geçerken kokusundan ötürü canınızın ekmek çekmesi gibidir. Koku karşılaşana dek tanımadığınız bir iştahı tetikler. Kolonyanın tersine, sabun onun doğal kokusunu bloke ediyor. Sabun kokusu ve erkeğin kokusu birbirine karışıyor. Burada vücudun salgıladığı doğal kimyasallar devreye giriyor.Bunu deneyin: Yürüyüşe çıkın veya beraber koşun. Böylelikle onun vücut ısı derecesini artırarak doğal kokusunu duyabileceksiniz.

    8- Bir köpük banyosunda uzanmak

    Neden işe yarar?: Köpük banyosu, rahatlamanın en kolay yolu. Genelde zihnimizdeki yapılacaklar listesi ile uğraştığımız için kendi fiziki uyanışımızın işaretlerini kaçırıyoruz ama ılık su, kanın cilt yüzeyinin altındaki sinir uçlarına gidişini hızlandırıyor ve bu da uyarılmayı kolaylaştırıyor.

    Bunu deneyin: Düzenli olarak banyoyu akşam rutininiz içine alın. Vücudunuzun hisleriyle ilgili olarak ne kadar rahat ve uyanıksanız, onları ilerletmekle ilgili o kadar istekli olacaksınız. Ayrıca duş başlığının gücünü asla hafife almayın.