Etiket: Cinsellik

  • Vajiinismus hastası olduğumu nasıl anlarım?

    Vajiinismus hastası olduğumu nasıl anlarım?

    Sempatik sinir sistemi ve pelvik taban kasları arasındaki yakın ilişkinin daha iyi anlaşılması, kadınlarda Vajinanın Beş Duhulü olarak adlandırdığımız olayın gerçekleşmesine olanak sağlamaktadır. Bizim düşüncemize göre her kadın, aşağıdaki temel vajinal duhulleri gerçekleştirebilmeli ve istediklerini yaşamında kullanabilmelidir.

    Parmak sokma
    Tampon yerleştirme
    Aplikatör ile vajinaya ilaç verilmesi
    Jinekolojik muayene olma
    Cinsel birleşme

    Her kadın vajinismustan aynı şekilde etkilenmediğine göre yukarıda bahsettiğimiz maddeleri gerçekleştirebilme şekilleri de farklılık gösterecektir Vajinismus danışanlarında vücuduna yabancılaşma durumu söz konusudur. Bu algı genelde bilgi eksikliği, kızgınlık ve “vücudumun bu parçası bana ihanet ediyor” düşüncesi sonucu gerçekleşir.

    Tipik SSS tepkilerini ortaya çıkar: terleme, titreme, idrar gelmesi hissi, huzursuzluk, bulantı, karın ağrısı, bacakları kapama, vücudu kasma, gaz kaçırma, nefes tutma, vokal tepkiler (ağlama, durmak için yalvarma, çığlık atma vb.), karşısındakini itme, döküntü oluşması gibi…

    Elbette her kadın aynı şekilde cevap vermez ancak en azından yukarıdaki tepkilerin bir ya da birkaçını görebiliriz. Sonuçta duygusal stres rahatsızlık hissinden ağır endişe ve panik ataklara kadar farklılık gösterebilir.

    Vajinismus Nedir? Tecrübe ve deneyimlerimiz için tıklayın !

  • Kadın cinselliği söylenti

    Kadın cinselliği söylenti

    “Kadınlar, önüne gelenle birlikte olma eğiliminde olan erkeklere nazaran tek eşliliği tercih eder” gibi söylemleri mutlaka duymuşsunuzdur. Kadınların cinsellikle ilgili beklentileri konusunda yapılan araştırmalar sonucunda, bu tür söylencelerin ne ölçüde doğru olduğu ortaya koyulmuş. İşte size, kadın cinselliği hakkındaki en yaygın 5 söylence:

    Tek eşlilik kadınlar için daha kolay
    Bilinen teoriler erkeklerin tohumlarını yaymak, kadınların ise kendilerine ve çocuklarına bakabilecek güçlü eşler bulmak üzere programlandığını söylüyor. Ama, son yıllarda yapılan araştırmalar kadınların sekse olan ilgilerinin, uzun süreli ilişkilerde erkeklerden daha hızlı olarak azaldığını gösteriyor. Mevcut teorilere göre, bu durum tersine olmalıydı. Çok eşliliğin düşünülenin aksine kadınlar için çok problem olmadığı görülüyor.

    Cinsellikte görsellik kadınlar için, erkeklerde olduğu kadar önem taşımıyor
    Yeni araştırmalar, bu görüşün çok doğru olmadığını, kadınların libidolarınının da en az erkeklerinki kadar görsellikten etkilendiğini söylüyor.

    Kadınların sevişmek için öncelikle duygusal olarak bağlanmaları gerekiyor
    Yapılan bir araştırmada, geceyi bir ünlü ile geçirip geçirmeyecekleri sorulan kadınlar ve erkekler, aynı oranda “Evet” cevabı vermiş. Duygusal yakınlık cinsellik için harika bir başlangıç olmakla beraber, gerekliliği tüm kadınlar için genellenemez.

    Cinsellikte ilk adımı kadınlar atmaz
    Erkeklerin cinsel ilişkiyi başlatmaları gerektiği tam olarak doğru değil. Son yıllarda yapılan araştırmalar, kadınların da seksüel olarak inisiyatif kullandıklarını ve ilk adımı gayet kolay atabildiklerini gösteriyor.

    Libidonuzu tek etkileyen şey hormonlar
    Hormonlar cinsel arzuyu tabii ki etkiliyor ama östrojen ve testesteron dışında libidoyu kontrol eden başka şeyler de var. Sağlıklı bir libido için, beyinde üretilen dopamin, serotonin ve norepinefrin gibi tüm kimyasalların dengeli bir şekilde çalışmaları gerekiyor.

  • Vajinal kuruluk neden meydana gelir?

    Vajinal kuruluk neden meydana gelir?

    Kadınların korkulu rüyalarından biri olan vajinal kuruluğun aslında pek çok sebebi var.

    Vajinal kuruluk, menopoz evresinde kadınlarda sık görülen bir durumdur. Genellikle kaşıntı, akıntı, yanma, cinsel ilişkide ağrı gibi rahatsızlıklar vajinal kuruluğun belirtileridir. Ancak bazı kadınlarda bu ön belirtilerden herhangi biri görülmeden de vajinal kuruluk başgösterebilir.

    Bu sorunu kulaktan duyma yöntemlerle gidermeye çalışmak yerine uzman bir hekime görünmenizde fayda var.

    Menopoz sonrasında, bebek sahibi olan özellikle emziren kadınlarda ve kemoterapi veya kanser hastalığı nedeniyle radyasyon tedavisi gören kişilerde görülen vajinal kuruluğun başlıca nedenleri şunlar:

    Menopozun yaklaşması,

    Sigara,

    Cinsel yolla bulaşan hastalıklar,

    Alerji, tansiyon, ülser, antideprasan ilaçlarının fazlaca kullanımı.

  • Tecavüz ve vajinismus

    Tecavüz ve vajinismus

    Aile içi cinsel tacizler “ensest” olarak bilinir. Malesef vajinismus sorununda en dirençli olgular ensest sonrası gelişmektedir.

    Cinsel taciz, tecavüz, çocukluk dönemindeki cinsel istismarlar, şiddet görme, ensest ilişkiler vajinismusa neden olabilmektedir. Bu tür cinsel travmalar, vajinismus haricinde cinsel isteksizlik, ağrılı cinsel ilişki ve orgazm olamama gibi cinsel sorunlarına da neden olabilir. Tecavüz; gönülsüz olan bir kişiyle, şiddet uygulayarak ve aşağılayarak yapılan cinsel ilişki kurma eylemidir. Tecavüz eden erkekle kadın arasında temel etkileşim, fiziksel egemenlik ve boyun eğdirme ilişkisidir. Tecavüz sırasında tecavüzcü, cinsel olarak bazen yetersiz olmakta bu durumda şiddetini daha fazla arttırmaktadır. Tecavüzcülerin neredeyse tümü erkek ve mağdurların tümüne yakın bir kısmı kadındır. Hem tecavüz hem de cinsel tacize uğrayan kadınların tipik tepkileri aşağılanma, yetersizlik hissi, sıkıntı hissi, utanç, öfke, depresyon ve korkudur. Tecavüze uğrayan kadınların büyük bir kısmı, yaşadıkları durumdan kendilerinin sorumlu olup olmadığını ve saldırıyı bir şekilde kendilerinin davet edip etmediklerini sorgulamaktadırlar.

    Etkileri: Yaşanılan tecavüzün tekrar yaşanıyormuş gibi olması, kendini kirletilmiş hissetme, izlenme korkusu, kabuslar, uykusuzluk, yeme alışkanlıklarındaki değişimler, baş ağrıları, bulantı ve kusma, cinsel ilişkiye girmekten kaçınma veya başta vajinismus olmak üzere bazı cinsel sorunlar gelişebilir. Aile içi tecavüz, eş tecavüzü de oldukça yaygın gözükmektedir ve kadınlarda cinsel problemler yaratmaktadır.

    Hera Kadın Sağlığı Merkezinden Op. Dr. Süleyman Eserdağ a göre; Tecavüzlerin % 50 sinden fazlası yetkililere bildirilmemekte ve bu göz önüne alındığında mağdur olan kadınların tedavi görmedikleri öngörülmektedir.
    Fakat yukarıda bahsedilen etkiler tedavi edilmediği taktirde kişiyi depresyona sokarak yaşam boyu silinmeyen izler bırakacak ruhsal sorun halini alabilmektedir.

    Sayın Eserdağ; “Vajinismus hastalarının pek çoğu cinsel ilişkiyi hiç yaşayamazken bazıları zor ve ağrılı şekilde ilişkiye girebilmektedir. Cinsel ilişki başında veya sırasında ağrı, acı, yanma, batma hissetme kaygısı kişinin, kendisini kasmasına neden olabilmektedir. Kasılma derin ise hazzın azalmasıyla vajinal kuruluk ve bunun sonucunda daha fazla acıya yol açarak kişiyi kısır döngüye sokabilmektedir. Bu kısır döngünün sürekliliği de cinsel ilişkiden soğutarak zamanla kişinin cinsellikten uzaklaşmasına yol açabilir. Sizin bu konudaki önerileriniz nelerdir?”.

    ‘’Cinsel travma sonrası vajinismus ve diğer cinsel problemleri yaşayanların mutlaka cinsel terapi almalarını öneriyoruz. Vajinismus rahatsızlığının kesin çözümü bilimsel, etik ve modern tedavi yöntemlerinden geçer. Tedavisi % 100 mümkün olan vajinismusun dört ayrı derecesi vardır: Bir pozitif en hafifi, dört pozitif en ağırı tarif eder. Dört pozitif vajinismuslu hastalarda tedaviye hipnoterapi ile başlanabilir. Diğer durumlarda ise sistematik duyarsızlaştırma tekniği ile bilişsel-davranışçı yaklaşımlar ve gevşeme egzersizleri yeterli olabilmektedir.’’

    ‘’ Unutmayın ki tedaviye karar vermek ve yalnızca adım atmak bile başarmanın yarısıdır.’’

  • Aşkla yapılan seks ziyafet gibidir..

    Aşkla yapılan seks ziyafet gibidir..

     Aşkla yapılan seks ziyafet gibidir.Aşksız olanı ise sıradan bir yemektir.’ Prof. Dr. Mehmet Sungur aşkı anlatıyor…

    Prof. Dr. Mehmet Sungur, romantik bir aşkın cinsel arzuları da artırdığını söylüyor.

    Aşkın cinsellikten haz almanın garantisi olduğunu belirten Sungur, ekliyor: “Aşkla yapılan seks ziyafet gibidir. Aşksız olanı ise sıradan bir yemektir.”

    Bugünlerde çok satanlar listelerinde hızla yükselen ‘Sen, Ben ve Aramızdaki Her Şey, Şeytan Üçgeni: Aşk-Evlilik, Sadakatsizlik’ adlı kitabıyla adından sıkça söz ettiren Psikiyatrist Prof. Dr. Mehmet Sungur, aşkı sıradanlığa bir başkaldırış olarak nitelendiriyor.

    Aşık olan kişi için yaşamın monotonluğunun kaybolduğunu ve sıradan olayların bile olumlu anlamlar kazandığını belirten Prof. Dr. Sungur, ekliyor: “Aşık olduğunuzda daha anlayışlı, daha sabırlı, daha cömert ve daha sevecen olduğumuzu fark ederiz. Bu haliyle aşk, çoğu insanın derinde kendisine sakladığı iyi ve sevecen yönlerini ortaya çıkaran özellikler taşır. Aşkı böylesine arzulanır kılan bir başka neden de sayısız sahteliklerin yaşandığı dünyada eşsiz bir içtenliği simgeliyor olmasıdır.”

    Şehvetle başlar
    Birbirinden çok etkilenen iki insan arasında kıvılcımlanan duygularla ilgili bir sıralama yapıldığında önce şehvetin, sonra aşkın, en son sırada ise sevginin ortaya çıktığını belirten Prof. Dr. Sungur, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Her şehvet aşka, her aşk da sevgiye dönüşmeyebiliyor. Şehvet cinsel doyum sağlamaya yönelik doğal bir aşerme halidir. Aşk ise, şehvetin belirli bir zaman diliminde idealize edilen bir partnere odaklanmasıdır. Şehvetin özel bir kişiye odaklanabilmesi için cinsel dürtülerin de o kişiye yönelik olarak artmış olması beklenir. Bu bağlamda, aşkın cinsel arzuyu artırması şaşılacak bir durum değildir.”

    Bir ziyafet gibi
    Biyokimyasal açıdan ise, aşık olma sürecinde artan dopaminin, testosteronu da artırdığını belirten Sungur, şöyle devam ediyor: “Testosteron, cinsel arzunun belirleyicisidir. Romantik aşkta salgılanan dopaminin testosteronu artırması, romantik aşkın cinsel arzuyu da artırabildiğine kanıt olarak düşünülebilir. Bu nedenle aşk, cinselliğin haz garantisidir. Aşk içeren cinsellikle, içermeyen cinsellik arasındaki fark; sıradan bir yemekle, ziyafet sofrası arasındaki gibidir.”

    Engeller ve zorluklar aşıklarda ‘Romeo-Juliet’ etkisi yaratır
    Aşkın önündeki engellerin duyguları yoğunlaştırdığına dikkat çeken Prof. Dr. Mehmet Sungur, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Aşık olunan kişinin evli olması, okyanusun diğer tarafında yaşaması, farklı bir dil konuşması, farklı etnik gruplardan gelmesi ya da farklı dini inanışlara sahip olması romantik duyguları azaltmaz. Aşk, ayrılık ve güçlüklerle karşılaşınca daha çok beslenir. Belki de bu yüzden, anne ve babalar çocuklarının aşık olduğu kişiyi benimsemediklerinde ve engellemeye kalkıştıklarında, onları istemeden de olsa uygun görmedikleri kişilere daha da yaklaştırmış olur. Buna; ‘Romeo-Juliet etkisi’ de diyebiliriz. Bu; olumsuz koşulların duyguları kamçılaması halidir.”

    Mutlu evliliğin sırrı aşk değil
    Prof. Dr. Sungur, mutlu evliliğin sırrının kesinlikle aşk olmadığını söylüyor ve ekliyor: “Mutlu bir evlilik için aşk asla yetmez. Evliliğin sağlıklı bir biçimde devam edebilmesi, çiftlerin evliliği romantik bir rüyanın devamı olarak algılamalarını değiştirmeleri ile mümkündür. Evlilik, birbirlerinden farklı geçmişleri, beklentileri, ihtiyaçları, tepkileri ve duyarlılıkları olan iki ayrı bireyin, rutin seyreden bir ilişki içinde uyumla yaşayabilmeleri sanatıdır. Aşk bir görme kusuru, evlilik ise görme kusurunun istem dışı tedavisidir. Aşk ‘ben’leri yok etmek pahasına ‘biz’ olmak, sınırları iyi çizilmiş bir evlilik ise ‘ben’leri koruyarak ‘biz’ olmaktır. Sadakatsizlik ise; ‘biz’i yok etme riskini göze almak demektir.”

    Aşk bir görme kusurudur
    Aşkın bir görme kusuru olduğunu belirten Prof. Dr. Mehmet Sungur, ekliyor: “Çeşitli düzeylerde görme kusuru içeren aşkı yaşayan kişiler, aşık olunanda ihtiyaç duyulan her şeyin var olduğuna inanır. Aşıklar bu yüzden birbirlerine, ‘Birbirimiz için yaratılmışız’ veya ‘Sen benim ruh ikizimsin’ gibi sözler söyler. Sanki elmanın iki yarısı uzun zamandır birbirlerini aramış ve nihayet bir araya gelerek bir bütün oluşturmuştur. Hatta öyle bir beraberlikleri vardır ki; bu beraberlikte dış dünyaya duyulan ihtiyaç giderek azalır. Ne var ki ihtiyaçlardan kaynaklanan görme kusuru nedeniyle idealize edilen bu kaynaşma hali, uzun sürmez. Zamanla görme kusuru düzelmeye başlar ve her şeyi olmasını istediğimiz gibi görmekten vazgeçip, olduğu gibi görmeye başlarız. Aşk, hayal edilenle gerçek arasındaki değişiklik fark edilinceye kadar geçen zaman dilimidir.”

  • Hayatınızdaki adamı şımartmanın yolları

    Hayatınızdaki adamı şımartmanın yolları

    Eşinize ya da sevgilinize karşı nasıl davranıyorsunuz? Ona olan ilginizi açıkça ortaya koyuyor musunuz? Yoksa kendinizi ilgili göstermekten kaçınıyor musunuz?

    Şu bir gerçek ki, onu mutlu edecek hareketlerde bulunmak, daha çok yakınlaşmanızı, size olan bağlılığının daha fazla artmasını sağlar. Siz ona ne kadar özel olduğunu gösterirseniz, o da size aynı şekilde karşılık verecektir.

    İltifat edin
    Erkekler, erkeksi yanlarının öne çıkarılmasından hoşlanırlar. Bu özelliklerini anlatan güzel sözler duymak isterler. Mesela onun yanında kendinizi güvende hissettiğinizi söyleyerek onu mutlu edebilirsiniz.

    Özel kahvaltı hazırlayın
    Her zaman birlikte kahvaltı ediyorsunuzdur zaten ve belki de bu kahvaltıların çoğunu siz hazırlıyorsunuzdur. Ama zaman zaman özel kahvaltılar hazırlamaya ne dersiniz? Yatağına götüreceğiniz kahvaltı tepsisiyle, ona kendini özel hissettirebilirsiniz. Bu kahvaltıya siz de eşlik eder ve yatakta birlikte keyifli dakikalar geçirirseniz, daha ne olsun…

    Sevdiği yemekleri yapın
    Tüm gününüzü mutfakta geçirin demiyoruz elbette. Onu mutlu etmek için ziyafet çekmeniz de gerekmiyor. Sadece sevdiği bir yemeği pişirebilirsiniz. Ya da daha basit bir yol önerelim. Sevdiği içkiden alın ve yanına da mısır patlatın ya da başka atıştırmalıklar hazırlayın. Bu sürpriz bile onu şımartmaya yetebilir.

    Sevişmede ilk adımı siz atın
    Cinsel yaşamınızda eşit konumda olduğunuzu bilmelisiniz. Sevişmek istiyorsanız, pekala ilk adımı atan siz olabilirsiniz. Bundan utanmanıza ve çekinmenize gerek yok. Hem erkekler, her zaman kendilerinin başlattığı bir sevişmedense karşı tarafın istekli olduğunu gördükleri bir sevişmeden daha çok zevk alırlar. Farklı dokunuş teknikleri deneyin.

    Not yazın
    Sevgi notları sadece flört dönemlerine özgü değildir. Pekala, ilişkinin ilerleyen zamanlarında da sevginizi belirten küçük sürprizler yapabilirsiniz. Sabah, ondan önce çıkacağınız bir gün yastığının yanına, ceketinin cebine, çantasının içine ya da okumakta olduğu kitabın arasına “seni seviyorum” notu bırakmayı deneyebilirsiniz.

    Hastalandığında ona çocuk gibi bakın
    İnsan hastalandığında onunla ilgilenecek birine ihtiyaç duyar. Eşiniz ya da sevgiliniz hastalandığında ona en yakın kişi olarak siz ilgilenirseniz onu mutlu edersiniz. Her ne kadar bir şeye ihtiyacı olmadığını, iyi olduğunu söylese de… Ona en sevdiği çorbayı yapmak, dinlenmesini sağlamak, ilaçlarını içirmekle şımartabilirsiniz. Erkeklere hastalık zamanlarında yardımcı olmak, güven duygusunun inşa edilmesini kolaylaştırır.

  • Seks güzelleştiriyor

    Seks güzelleştiriyor

    Güzel olmak için yalnızca krem kullanmak, masaj yaptırmak, spor yapmak yada bakım uygulamak gerektiğini düşünüyorsanız yanılıyorsunuz! Kadınların seks yaparak da güzelleştiği kanıtlandı. Yapılan araştırmalar cinsel yaşamından memnun olan ve uzun yıllar seks yapan kadınların genç ve güzel kaldığını ortaya çıkarttı.

    Seks sırasında kan basıncının artması, kasların çalışması ve mutluluk hormonunun aşırı derecede salgılanması kalıcı güzellikte önemli etkenler arasında. Haftada 3 defa seks yapan kadınlar, en az 10 yaş daha genç ve güzel görünüyorlar.

    İyi bir cinsel hayatın, beyin için de yararı büyük. Bunun sebebi ise beynin cinsel ilişki sırasında normalden çok daha fazla çalışıyor olması. Üstelik seksle birlikte başağrısı, stres gibi sorunlar da son buluyor. Kısacası, hem genç ve güzel kalmak hem de sağlığınızı korumak için uzmanlar seksi öneriyor.

  • Seksin güzelliğe etkileri

    Seksin güzelliğe etkileri

    Güzelleşmek için uzun saatler ve tonlarca para harcıyoruz. Peki, ama neden hayatın bize sunduğu doğal nimetlerden faydalanmıyoruz? Bu nimet ne mi? Tabii ki, seks.

    Seks, güzelliğinizi artırır. Neden mi?

    Doğal makyaj

    Her sabah evden çıkmadan makyaj yapıyorsunuz ve gün içinde tazelemeye ihtiyacınız oluyor, değil mi? Oysa günde sadece 15 dakikada yanaklarınız doğal yollardan pembeleşecek, dudaklarınız harika bir parlaklığa sahip olacak ve cildiniz parlayacak. Nasıl mı? Tabii ki seksle. Çünkü seks doğal bir makyajdır.

    Cleveland Kliniği’nden Dr. Michael Roizen, “Seks esnasında heyecanlanırsınız ve damarlarınız genişler. Bu da size kırmızı yanaklar, kanlı canlı ve parlak bakışlar kazandırır” diyor. Bir ekleme de biz yapalım: Seksin bu kanlı canlı bir yüz yaratma etkisi saatler sürer. Makyaj kadar kısa değildir ömrü.

    Cildinizi korur

    Güneş ışığına fazla maruz kaldığınızda cildiniz kırışıklıkların oluşması ya da artması sorunuyla karşılaşır. “Kalp krizini kalbinizdeki kırışıklık gibi düşünürseniz cildinizdeki kırışıklık da o derece büyük etkiye sahiptir” diyor Dr. Roizen. İyi kan akışı, cildinizi besler ve oksijen sağlar; bu da kırışıklık oluşumunu önler. Şimdi, bu cildinizi gençleştiren kan akışını neyin artırdığını bir düşünün. Evet, doğru tahmin ettiniz; seks.

    Seks, duruşunuzu düzeltir

    Hepimiz biliyoruz ki bir kadında en seksi duran şey, kadının kendine güven duyuyor olması. Amerikalı seksolog Mary Jo Rapini’ye göre kendinden emin bir şekilde topuklarını yere vurabilmek kadını havalı hale getiriyor. Rapini, “Bir erkeğe ‘Bir kadında en çekici olan taraf ne sence?’ diye sorduğumda, saydığı üç şeyin ilki kadının hareketleri oluyor” diyor.

    Daha cilveli olduğunuzda ister istemez daha feminen bir yürüyüşe sahip oluyorsunuz. Başınız dik, kalçalarınız bir o yana bir bu yana salınır halde, kelimenin tam manasıyla çalım atıyorsunuz. İşte bu tür bir kendine güven gösterisi, ancak seksin cazibesine kapılmakla mümkün olur.

    Seks saçları güzelleştirir

    Bu söyleyeceğimiz size çok dolaylı gelse de seks, saçların daha sağlıklı bir kafa üzerinde durmasını sağlar. Dr. Roizen, “Her saç kökü bir kan damarına sahiptir ve kan akışınız iç ve dış güzelliğin en büyük belirleyicisidir” diyor. Kan akışının hızlanması, saçlarınızın beslenmesi demektir. Kan akışının hızlanmasını da elbette seks yaparak sağlayabilirsiniz.

    Strese seks şifası

    Amerikalı seksolog Mary Jo Rapini, “Seks en büyük şifadır” diyor. Orgazm olmak, rahatlamayı ve nefes almayı öğrenmek demektir. Eğer düzenli olarak seks yapıyorsanız, bu rahatlatıcı etkiler birikir ve uzun vadede stresinizi azaltır. Rapini, “Normal bir seks aktivitesi 3 ila 20 dakika sürer. 20 dakika bile olsa bu çok uzun bir süre değildir ama etkileri tüm gün sürer. Hatta günlerce sürebileceğini bile söylemek mümkün” diyor. Ve tabii tansiyonun düşmesi yüzünüzün güzelliğine katkıda bulunacaktır.

    Göğüslere dirilik kazandırır

    Seks boyunca daha havalı olursunuz. Öyle ki göğsünüz yüzde 25 genişletir, meme uçlarınız bir santim kadar yukarı kalkar. Daha ne olsun!

    Seks egzersizdir

    Spor salonuna gitme konusunda kendinizi motive etmekte güçlük çekiyor olabilirsiniz. Ama unutmayın, seks size müthiş kardiyo çalışma imkanı sağlar. Üstelik sıradan bir spor salonunda sıkıcı aletlerle meşgul olmanın tatsızlığındansa seksin cazibesi çok daha yüksektir.

    Gençlik kaynağı

    Bir kadın ortalama bir seks hayatına sahipse gerçek yaşı, kimlik yaşından iki yaş daha genç gösterir. Bu da üç ciddi sağlık sorununun oluşma riskini azaltır: kalp hastalıkları, kanser ve depresyon gibi psikolojik sorunlar. Dolayısıyla partnerinizle birlikte seks hayatınızı canlı tutarak, kendinizi korkusuzca zamanın kollarına bırakabilirsiniz.

    Şimdi artık size güzelliğinizin sırrını soranlara yanıt verebilirsiniz!

  • Seks hakkında yeni sırlar

    Seks hakkında yeni sırlar

    Seks hakkında bütün ezberlediklerinizi bir kenara bırakın. Mutlu cinselliğe yaklaşmanızı sağlayacak sırlarla tanışmaya hazır mısınız?

    1- Seksin duraklama dönemi vardır
    Seks hayatında üç aylık bir duraklama normaldir. Hatta çiftlerin yüzde 24’ü hayatlarının bir döneminde üç ay ilişkiye girmiyorlar. Seks, günlük hayatlarının bir parçası olmaktan çıkıyor. Bu durumda eşlerin birbirine masaj yapması ve nelerden hoşlandığından söz etmesi, uyuyan duyguları yeniden harekete geçirmeye yardımcı oluyor.

    2- Kadınlar zihnen daha çok aldatıyor
    Araştırmalar kadınların erkekleri zihnen daha sık aldattıklarını ortaya koyuyor. Kadınların yüzde 80’i tanıdıkları bir erkekle ilgili fanteziler kurarken, erkeklerin yüzde 75’i yalnızca pornografik görüntüleri hayal ediyor. Erkekler için beğendikleri bir kadınla seks yapmayı hayal etmek zor değil, ancak porno dergilerinde gördükleri kızlar dururken o kadar çaba sarf etmeye değmez. Kadınlar ise fantezi nesnelerine kanlı canlı bir karakter eklemek istiyorlar.

    3- Yaşlanmak orgazmda zirve yapmaktır
    Yaşlanmak seks hayatının bitmesi değil, orgazm olma şansının zirve yapması anlamına geliyor. Yeni bir araştırma, 36-45 yaş aralığındaki kadınların yüzde 63’ünün her seks yaptıklarında orgazma ulaştıklarını gösteriyor. Daha genç kadınlardaysa bu oran yüzde 28. 65-74 yaş arasındaki kadınların bile yüzde 53’ünün cinsel hayatları aktif şekilde devam ediyor.

    4- Kadınlar da porno sever
    Tahmin edilenin aksine kadınlar da cinsel hayatlarını renklendirmek için erkekler kadar porno izliyorlar. Üstelik pek çoğu porno eşliğinde sevişecek kadar cesaretli. Eğer siz de merak ediyor ama aşırı şiddet içeren görüntülerle karşılaşmaktan korkuyorsanız, seçim konusunda eşinizden yardım alın.

    5- Cinsel güdüleriniz genetik olabilir
    Boş bir beyaz sayfa gibi değil, bazı donanımlarla doğuyoruz. Dolayısıyla seks güdülerimizin genetik olma ihtimali var. Kadınların yüzde 30’u kolay, yüzde 60’ı zor tahrik olurken, yüzde 10’u da ortalama bir tahrik olma kapasitesine sahip. Siz bu yelpazenin neresindesiniz?

    6- Evli erkek kadın avcılığını bırakır
    Bilimsel araştırmalar erkeklerin evlendikten sonra kadın avcılığı isteklerinin düşüşe geçtiğini gösteriyor. Çünkü testosteron seviyesi evli erkeklerde, evli olmayanlara kıyasla daha düşük oluyor. Uzmanlar bu düşüşü, evli erkeklerin, kadını için diğer erkeklerle rekabete girmek zorunda olmamalarına bağlıyor.

    7- Nezaket tutkunun katilidir
    Çiftler yatak odası dışında bir yerde sevişmeyi başlatmak ya da yatakta oral seks yapmak istediğinde, birbirlerine çekinmeden açıkça izin verirlerse, cinsel iletişimdeki duvarlar yıkılıyor. Cinsel düğümün çözümü ‘izin’den geçiyor.

    8- Seks değil öpüşmek evliliği kurtarır
    Bir araştırmaya göre her gün öpüşen çiftlerin boşanma olasılığı, her gün seks yapanlardan daha düşük. Dolayısıyla seks değil, öpüşmek ilişkiyi onarıyor. Zira öpüşmek, aşk ve sevgi belirtisiyken; seks spor, basit bir rahatlama ya da egemenlik kurma yöntemi olarak algılanabilir.

    9- Cinsel isteksizliğe karşı tropikal meyveler
    Tropikal meyvelerin büyük bölümünün afrodizyak etkili olduğu bilimsel olarak kanıtlanmış durumda. Hindistan cevizinin testosteron aktivitesini artırdığı, ananasın cinsel bir uyarıcı olduğu ve zencefilin cinsel organlarda kan dolaşımını hızlandırarak kadınlar üzerinde Viagra benzeri bir etki yarattığını biliyor muydunuz? Ayrıca çinko bakımından zengin olan kabuklu deniz ürünleri de sperm üretimine yardımcı oluyor.

    10- Emziren bir arkadaş libidonuzu artırabilir

    Kokuların cinsel hayatımız üzerinde güçlü bilinçaltı etkileri olduğunu biliyor muydunuz? Süt veren kadınların yaydığı koku, etraflarındaki tüm kadınların libidosunu yüzde 50 artırabiliyor. Feromon hormonları kadınlara, “Artık senin de hamile kalma zamanın geldi” mesajı veriyor ve sekse yönlendiriyor.

  • Seks yapmak sanat mıdır?

    Seks yapmak sanat mıdır?

    Cinsel Sağlık Evlilik ve Aile Danışmanlığı Derneği’nden (CİSEAD) Dr. Cenk Kiper, ilkel ve sanatsal seks ayrımını kaleme alıyor…

    Cinsel Sağlık Evlilik ve Aile Danışmanlığı Derneği’nden (CİSEAD) Dr. Cenk Kiper’in bu yazısı, “neden seks?” sorusuna yanıt arıyor.

    Seks veya cinsel arzu insanın içinde var olan bir duygudur. Cinsel arzuyu hormonlarımız sağlar, evet ama onlar fiziksel olarak cinsel arzu duymamızı sağlar, duygusal olarak da cinselliğe ve cinsel ilişkiye ihtiyaç duyarız.

    Cinselliği yaşamanın nedenleri şunlardır:
    Üremek,
    Zevk,
    Paylaşım,
    İletişim,
    Sosyal rol,
    Sevgi gösterimi,
    Duygusal tatmin,
    Karşı tarafı mutlu etme isteği,
    Yalnızlık,
    Görev olduğu için,
    Meraktan,
    Karşı tarafı kendine bağlayabilmek için,
    Sarhoşluktan,
    Güç ve iktidar sahibi olabilmek için,
    İntikam için.

    Bunların içinde en önemlisi ve bizim de bildiğimiz üremek ve zevktir. Ama diğerleri de farkında olmasak dahi aynı öneme sahiptir.

    Seks bir süreçtir. Bu sürecin sonucu orgazm ve boşalmaktır. Yani seksin amacı boşalmak değildir, boşalmak olmamalıdır; sonucu boşalmaktır. Uzakdoğu cinsel felsefelerinin bazılarında, Taocu sevişme gibi, boşalmadan yaşanan süreç yeterlidir ve boşalma gerçekleşmeden seks bırakılır. Tabii ki burada iki dakikada boşalan, nefsine sahip olamayan erkeklerin olduğu seksten söz etmiyoruz. Cinselliği sanat haline dönüştüren, uzun süre kontrollü kalabilen, kadına zevk vermeyi yaşayan erkelerin veya erkeğe zevk vermeyi yaşayan kadınların sanatından bahsediyoruz.

    Boşalma amacıyla yaşanan seks mekanik sekstir, duygu olmaz ve haz en aza iner. Seksi ilkel yaşayanlar bedensel-fiziksel arzuyu tatmin için sevişirken, sekste sanatı yaşayanlar ‘duygusal’ nedenlerle sevişirler. İlkellerde amaç tatmin olmak, sanatçılarda karşı tarafı tatmin edip tatmin olmaktır. İlkellerde amaç boşalmak sanatçılarda ise süreci yaşamaktır. Kadınlar, bir erkekle ilk sevişmelerinin ardından genelde “Aşık olduğumu fark ettim” derken; erkekler aynı durumda “Skoru artırmak istedim” diyorlar.

    Cinsel ilişkiden duygusal zevk alma oranları
    Dünya genelinde Erkeklerin yüzde 57.6’sı, kadınların ise 49.8’si duygusal olarak tatmin oluyor. Türkiye’deki duruma gelince; erkeklerin yüzde 56.2’si, kadınların ise yüzde 35.9’u yaşadığı cinsel ilişkiden duygusal olarak tatmin oluyor. Bu sonuçlara göre, Türkiye’de partneriyle cinsel ilişkisinin fiziksel olarak zevk verici ve duygusal olarak tatmin edici olduğunu düşünen erkeklerin oranı kadınlara kıyasla çok daha yüksek. Ancak erkeklerin bu konudaki memnuniyetleri yaş dilimi ilerledikçe düşme eğilimi gösteriyor.

    Genelde seksle ilgili konularda erkekler duyarsız ve ilkel oldukları gerekçesiyle suçlanır. Hemen erkeklere yüklenmeyelim. Erkeklerin sekste bu kadar pervasızca davranması ve açık olması sosyal koşullardandır. Kadınlar da erkekler gibi duygulara sahiptirler, sosyal yapı izin vermediğinden rahat davranamazlar, yoksa neler olacağını tahmin bile edemezsiniz.

    Seks yapmanın en önemli nedenlerinden birisi de erkek veya kadın olduğumuzu hissetmek, yani sosyal rolümüzdür. Kadının kadın erkeğin erkek olması için karşı cinse ve cinselliğe ihtiyacımız vardır. Bazen fiziksel olarak istemesek de sadece cinselliğimizi hissetmek için sevişiriz.

    Düzenli ve güvenli seks bize neler sağlar?
    Gevşememizi sağlar.
    Rahat uyumamızı sağlar: Orgazm sonrasında endorfin serbest kalır, bu da beyinde morfin etkisi yaratır, vücut gevşeyip rahatlar. Biz de çok faydalı, dinlendirici bir uykuya dalarız.
    Sıkıntılarımızı unutmamızı sağlar.
    Kendimizi güçlü hissetmemizi, özgüvenimizin artmasını sağlar.
    Enerji harcayarak zayıflamamızı sağlar: 30 dakika süren bir seks seansı boyunca kişi en az 85 kalori yakar.
    Erkeklerde prostat ve prostat kanseri riskini düşürür. Düzenli ve tek partnerle yapılan seks tabii ki…
    Kadınlarda adet dönemlerinin ağrısız geçmesini sağlar. (Düzenli seks kadını rahatlatır ve adet döneminin sorunsuz geçmesini sağlar.)
    Menopozu geciktirir.
    Hayata bağlanmamızı sağlar.
    Genç kalmamızı sağlar.
    Isınmamızı sağlar.
    Terfi etmemizi sağlar.
    İntikam almamızı sağlar.

    Yani seksi yaşamanın nedenleri o kadar çok ki…

    Ne nedenle seks yaparsak yapalım, bunu sağlıklı bir şekilde yaşamak gerekiyor, çünkü süreçleri geri döndürmek elde değil. Bu yüzden sadece seks olsun diye yaşanan bir seks insanda bezginliğe, yorgunluğa ve mutsuzluğa yol açabiliyor. Bu hem kadında hem de erkekte aynı. Bu yüzden seksi gerçek anlamda ve güzelliği ile yaşamak gerekiyor.İlkel seksten sanatsal sekse geçmek gerekiyor.

    Sanatçı yaptığı ile mutlu olan, tatmin olan ve diğerlerine de aynı mutluluğu veren kişidir.