Etiket: Cinsellik

  • Kadın ve erkek arkadaş olabilir mi?

    Kadın ve erkek arkadaş olabilir mi?

    Ateşle barut yan yana durur mu? Kadın ve erkek yan yana geldiğinde illa ki aşk mı olur yoksa arkadaşlık, sırdaşlık kurulabilir mi? Psikolog Sezin Gündoğdu, “Çok sıkı dost bir kadın ve bir erkek yaratmak mümkün mü?” sorusunu yanıtlıyor.

    Kadınlar ve erkekler… Apayrı iki dünyanın, özgün iki ruhu… Peki bu ayrı dünyaların iç içe geçtiğini düşünürsek, ama sadece “arkadaşlık” çerçevesinden bunu yapmaya çalışırsak sonuç ne olurdu sizce? Çok sıkı dost bir kadın ve bir erkek yaratmak acaba mümkün mü?

    Cevap biraz evet, biraz hayır… Aslında çok az literatür kadınlar arası ilişkilere yer vermiştir. Kadın psikolojisi uzmanları kadınların daha çok erkeklerle kurdukları ilişkiler üzerine araştırmalar yapmıştır. Donovan ve Sanford, Kadınlar ve Benlik Saygısı (Women and Self-Esteem) isimli kitaplarında kadınlar arası ilişkilere ek olarak kadın ve erkeğin dost olup olamayacağına ve erkeklerin bu duruma bakışına değinmişlerdir.

    Kadınlar arası ilişkilerin temelleri çocuklukta atılır. O dönemde genelde kızlar beğenilerini birbirlerine gösterirler. Ancak ergenlikteki birtakım fiziksel ve psikolojik değişimler “kadın” benliğinin ortaya çıkmasını sağlarken, genç kızların birbirlerine gösterdikleri beğeniyi, erkek beğenisine dönüştürür. Artık kadınlar arası sohbetlerin konusu “erkek arkadaşlar” olmaya başlamıştır.

    Bir kadının yakın çevresini sadece kız arkadaşlar ve “seçilen bir erkek” olarak görmek elbette imkansızdır. Okul hayatı ve sonrasında iş çevresi, kadını birçok erkekle etkileşim kurmaya yöneltir. Kimi kadın birbirinden farklı erkeklerin oluşturduğu çevreden -“partner” olarak görmeksizin- erkek arkadaş seçme eğiliminde olabilir. Ancak “Kadınlar ve Benlik Saygısı”nda, bu eğilimde olan kadınların kadın-erkek arkadaşlığı kurma sürecinde birçok zorluğun ortaya çıkabileceğine dikkat çekilmiştir.

    Neden kadın-erkek dostluğu kurmak zordur?
    Kadınlarla erkekler arasında arkadaşlık kurulmasını zorlaştıran en önemli sebeplerden biri kadınların ve erkeklerin “arkadaşlık” kavramına yüklediği anlamların farklılığıdır. Kadına göre arkadaşlık duygu paylaşımını ifade ederken, erkekler için ortak bir aktivite yapabilmektir. Örneğin, bir erkek beraber futbol ya da bilardo oynayabildiği birini arkadaşı olarak görürken, kadın bir konu hakkında saatlerce fikir yürütüp, tartışabildiği birini arkadaşı olarak görür. Bu farklı anlamlandırmalar altında da doyurucu bir arkadaşlık kurabilmek zordur.

    Bunun dışında toplumsal cinsiyet rollerinin de arkadaşlığın şekillenmesi üzerinde önemli bir etkisi vardır. Kadınlar arkadaş olarak gördükleri kişilerle yakın temasta olmak, sarılmak ve duygularını aktarmak isterler. Oysa erkekler, kadın arkadaşlarına dokunurken kendilerini rahat hissetmediklerini dile getirmişlerdir.

    Erkeklerin daha çok cinsel ilişki kurmak istedikleri kadınlara karşı fiziksel ve sözlü temasta bulunmaya eğilimli oldukları da kitabın araştırma sonuçları arasında yer alır. Bunun dışında “arkadaşlık” çerçevesi içerisinde erkeklerin kadınlarla yaptıkları sözlü iletişimlerde kadınların konuşma tarzlarını kendilerine yakın bulmadıkları ve bu sebeple de kadınlarla arkadaşlık kurmaya gönülsüz oldukları da söylenebilir.

    Arkadaşlık aslında günlük hayatta sıkça kullandığımız bir kelime olmasına rağmen kadın ve erkekler için farklı dinamikleri içinde barındırır. Cinsiyet etkilerini göz önünde bulundurmaksızın, ideal arkadaşlığın eşit seviye ve ortak yaşantıya bağlı olduğu söylenebilir. Ancak kadın ve erkek bu tabloya dahil olduğunda durum farklı bir hal alır. Kadın ve erkeklerin kendilerine ait dünyalarının iç içe geçmesi zor gözükse de, bu iki dünyanın kesişim alanı ilişkilerin sağlıklı iletişimle desteklenmesi halinde kadın-erkek arkadaşlıklarına ev sahipliği yapabilir.

  • Vajinal hisler

    Vajinal hisler

    Aile Sağlığı Araştırma Derneği Başkan Yardımcısı Dr. Ece Hattat vajinal ve klitoral bölgedeki duyumların azalmasının cinsel uyarılma, orgazm mekanizmalarını zorlaştırdığını, cinsellikten zevk alamama şikayetini ortaya çıkarttığını söylüyor.

    Dr. Hattat’ a göre vajinal ve klitoral bölgedeki duyumların azalmasına yol açan pek çok neden bulunuyor. Hormonsal dengesiz veya eksiklikler, diyabet, MS gibi altta yatan hastalıklar, doğum veya menopoz, kullanılan ilaçlar, geçirilen travma veya ameliyatlar vajinal ve klitoral bölgedeki hislerin azalmasına sebep olabiliyor. Cinsel uyarılma bozukluğu yaşayan kadınlarda da bu duruma neden olabilecek organik, psikolojik, ilişkiye dair faktörler araştırıldıktan sonra kişiye uygun bir tedavi planı uygulanıyor.

    İşte bu noktada vajinal ve klitoral bölgedeki duyumsal seviyeyi objektif olarak ölçmek çok büyük önem kazanıyor. Artık uluslararası tedavi protokolleri düzenlenirken, öncelikle Biothesiometre ölçümü ile vajinal ve klitoral bölgedeki duyumsal seviyeyi tespit etmek gerekiyor. Dr. Hattat kadın hastalarda objektif olarak bu seviyeyi tespit eden Biothesiometre sonuçlarını yorumlayarak tedavi sürecinizde gerekli düzenlemeleri yapmanın çok önemli olduğunu belirtiyor.Tabii cinsel uyarılma sorunu yaşayan kadınlarda orgazm veya istek problemi de görüldüğünden birden fazla tedavi gerekebiliyor.

    Tedavide bazı lokal veya sistemik hormon tedavileri, damarsal ilaçlar kullanılabiliyor.  Risk faktörleri azaltılıyor, altta yatan sağlık problemleri tedavi ediliyor.  Sosyo-kültürel faktörler, ilişki sorunları veya depresyon-kaygı-performans endişesi gibi nedenler terapi ile tedavi ediliyor. Partnerle iletişim uyarılma sorunlarında önemli.  Kadınların cinsel sorunları olduğunda mutlaka eşleriyle konuşması gerekiyor. Amaç her zaman cinselliğin kalitesini, tatmin seviyelerini arttırmak dolayısıyla hayat ve ilişki kalitesini düzeltmektir. Kadının kendisine neyin zevk verdiğini öğrenmesi, kendi cinselliği ile barışık halde olması ve partneri ile iletişimde olması da tedavi açısından gereklidir.
    Her seferinde orgazm olmak şart mıdır?Kadınlarda her seferinde orgazm olmak bir zorunluluk değildir.  Bunu zorunluluk gibi gören ve bu beklenti içinde olan kadınlarda bir kere orgazm sorunu oluşursa bu beklenti nedeniyle performans endişesi yaratabilir.  Bu da orgazm sorununu ilerletebilir.  Orgazm cinsel ilişkinin fiziksel, duygusal ve ruhsal tatmin hissini ifade eden bir durumdur.  Ancak her seferinde yaşanmasını beklemek yanlış olabilir.  İnsanların organik, psikolojik durumu, cinselliğe hazır olmayan ruh hali, iyi konsantre olamama, cinsellik sırasında heyecanlarını yok eden bir olay yaşanması gibi faktörler nedeniyle cinsel ilişki sırasında bazen orgazm yaşanmayabilir.  Orgazm olmadığında “hiç iyi bir cinsellik değildi” anlayışı doğru değildir.
    Orgazm olamayan bir kadın ne zaman doktora başvurmalı?Dönemsel olarak bahsettiğimiz faktörler nedeniyle orgazm sorunu yaşanabilir.  Ancak bu problem ısrarlı bir şekilde devam ediyorsa tedavi için mutlaka doktora başvurmak gerekir.

    Uyarılma sorunları orgazm problemlerine yol açar mı?Hazırlayıcı faktör olarak uyarılma eksikliği, ağrı problemleri orgazm problemine yol açabilir.  Biz zaten kadın cinselliğinde birden fazla problemin bir arada görüldüğünü görüyoruz.  Cinsel uyarılma bozukluğu tekrarlayan şekilde ya da sürekli biçimde cinsel uyarılara cevabın olmaması ve/veya yeterli vajinal kayganlığın devam ettirilememesidir. Bu durum aslında fiziksel uyarılma eksikliğinden değil, daha çok uyarılmanın kişisel olarak algılanamaması ile ilgilidir. Bazı durumlarda kadında vajinal kayganlık yani lübrikasyon oluşsa da hiçbir cinsel uyara karşı cinsel heyecan ve zevk hissi oluşmaz.  Bazen de kadın cinsel olarak uyarıldığını hissetse de vajinal lübrikasyon veya vajinal dokularda kanlanma artışı gibi cinsel uyarılma belirtileri oluşmaz.  Yani kadın dokunsal, görsel, işitsel veya zihinsel uyarılardan heyecan duyar ama vücudu buna yanıt vermez.

    Tabii bazı durumlarda biz bu iki durumu birden yaşayan kadınlar da görüyoruz.  Yani kadın ne heyecan ve uyarılma hissini yaşıyor ne de vajinal olarak uyarılara cevap gösteriyor.  Bu durumda da orgazm da olamıyor.

  • Boşanma sonrası cinsel hayat

    Boşanma sonrası cinsel hayat

    Evli bir çifti boşanma noktasına kadar götürebilen cinsel sorunlar boşanmadan sonra birden ortadan kalkmıyor, çoğu zaman daha da artarak devam ediyor ve daha önceden olmayan başka sorunlar da bu süreçte ortaya çıkabiliyor.

    Sorunlu evliliklerde yaşanan iletişim sorunları, yoğun öfke ve kavgalar zamanla cinsel hayatı olumsuz etkiliyor, zamanla eşler birbirlerinden ve cinsellikten uzaklaşmaya başlıyorlar. Sorunlu evliliklerden sonra yaşanan boşanmaların faturası bazen cinselliğe kesiliyor. Bunun yarattığı olumsuz duygular beraberinde cinsellikten daha da soğumaya, kaçınma davranışları geliştirmeye, sosyal ilişkilerden uzaklaşmaya ve içine kapanma gibi davranışlara yol açıyor. Yani boşanmak cinsel sorunları çözmüyor.
    Boşanmadan sonra erkeklerde en sık rastlanan cinsel işlev bozuklukları; sertleşme sorunları, erken boşalma ve cinsel isteksizliktir. Boşanma sonrası geçmişe dönük olarak hissedilen yoğun suçluluk, öfke ve başarısızlık duyguları erkeklerde iktidarsızlığa neden olur. Hatta evliliğe ve kadınlara karşı beslenen olumsuz duygular zamanla cinsel isteksizliğe ve erken boşalmaya yol açabilir.

    SIRA DIŞI DAVRANABİLİR

    Boşanma sonrası erkeklerin farklı ve sıra dışı davranışları olabilir. Hayal kırıklıklarıyla dolu bir süreç olan boşanma çok kolay atlatılamaz. Çünkü kişiler yeni bir hayat kurmak ve bu hayata alışmak zorunda kalırlar, alışkanlıkları, arkadaşları ve sosyal çevreleri değişir, maddi sıkıntılar çekerler ve para harcama alışkanlıkları değişir. Birçok erkek kendini gezmeye ve alışverişe verebilir ve bu durumdan bir başka kadınla tanışana kadar kurtulamaz. Hatta kimi boşanmış erkekler boşandıktan sonra adeta bir ergen gibi davranarak, hemen bir partner bulup olabildiğince yoğun bir cinsellik yaşamaya çalışabilir ve sosyal statüsüne uygun olmayan davranışlar içine girebilir. Bazıları içine kapanabiliyor ve her türlü sosyal ilişkiden kaçarak depresyona girebiliyor. Örselenmiş bir egonun savunma tepkileri olarak değerlendirilecek her iki davranış zamanla cinsel hayatta sertleşme sorunu şeklinde kendini gösteriyor. Araştırmalar ayrılık travmasının yaklaşık üç yıl sürdüğünü gösteriyor. Bu nedenle ilk üç yıl içinde yaşanan ilişkilerde geçmişin etkisi sürebilir, iktidarsızlık ve benzeri cinsel problemler yaşanabilir.

    PEKİ, NE YAPMAK GEREKİYOR?

    Boşanma sonrası erkeklerin yardım almaları gerekiyor. Boşanma sonrası cinsel sorunlar yaşayan erkekler öncelikle paniğe kapılmamalı ve yaşadıklarının içinde bulundukları duruma göre normal olduğunu kabul etmelidir. Çünkü duygusal açıdan oldukça zor bir dönem olan boşanma ve sonrasında yaşananlar, erkeklerin üstünde bir yakının ölümünde veya bir organının kaybında yaşanacak kadar büyük bir travma etkisi yaratabilir. Erkek ayrılık sonrası geçmişiyle yüzleşebilmeli, yaşanan sorunlarda kendi sorumluluklarının farkına varmalı, hayatında yani bir başlangıç yapmalı ve cinsel hayatında geçmişe takılı kalmamalıdır. Her şeye rağmen uzun süre iktidarsızlık yaşayan erkeklerin karamsarlığa kapılmamasında, bir cinsel terapiste başvurmalarında ve cinsel terapi almalarında fayda var. Böylece kendilerini çok daha özgür, hafif ve mutlu hissedebilirler.

    Farklı kültür olumsuz etkiler mi

    22 yaşında bir genç kızım. İki yıllık erkek arkadaşımla evlenmek istiyoruz. Erkek arkadaşımı çok seviyorum ancak ikimiz de çok farklı kültürde yetişen kişileriz. Farklı kültürde olmak evliliğimizi nasıl etkiler?

    Kültürel farklılıklar evlilik üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir. Çünkü her kültürün yaşam tarzları ve standartları farklıdır. Ancak bunlar aşılmayacak problemler değildir. Kültür farkı ile oluşabilecek sorunlar değişime açık olmayla, anlayış, saygı, güven, sabır ve sevgiyle çözülebilir. Bunun için önce eşlerin sevgilerinin çok güçlü olması, birbirlerine gerçekten saygı göstermeleri ve evlilikte kararlı olmaları gerekir. Farklı kültür özelliklerini taşımak ve bu koşullarda bir araya gelmek dezavantaj gibi görünse de çiftler bunu olumluya çevirebilirler. Çiftler kültürel özelliklerin zenginliğinden yararlanarak hayatı başka açılardan görmeyi öğrenebilirler, ilişkilerini çok renkli, dinamik veya zengin yapabilirler, her iki taraf kendine yeni bir şeyler katabilir.

    Eşim sürekli küsüyor

    Eşimle görücü usulü ile evlendik ama 4 ay gibi bir süre birbirimizi tanıma fırsatı bulduk. Eşim bu zaman zarfında bana küsmek benimle konuşmamak gibi huylara sahip değildi. Evlendikten sonra hemen hemen her lafıma alınmaya başladı. Bu yatak odamızı da etkiliyor. Bana ne önerirsiniz?

    Evliliğin ilk üç yılı çiftin birbirini tanıma, anlama ve birbirine uyum yapma sürecidir ve bu zaman içinde küslükler, ufak tartışmalar olacaktır, rahat olun. Size düşen evliliğin ve eşinizin güzel yanlarını görüp, bu fark ettiğinizi göstermek olacaktır. Eşinizle birlikte daha sağlıklı ve mutlu bir cinsel yaşama sahip olmak, cinsel sorunlarınızı aşmak için sorumluluk almanız, küslükten vazgeçip, suçlamadan konuşmanız doğru bir seçim olacaktır. Bunun için ilk önce geçmiş mutlu günlerinizi hatırlamanızda fayda var. Böylece dargınlıkları, kırgınlıkları bir yana bırakarak sevgi ve hoşgörü içerisinde sizi birbirinize daha sıkı bağlayacak bir iletişime ve cinselliğe sahip olabileceksiniz.

    GÜNÜN SÖZÜ

    Mutlu olmak için sadece bedeninize yatırım yapmanız yetmez, ruhunuza iyi gelecek seçenekleri hayata geçirmeniz gerekir.

    Cem Keçe

  • Yatak odasındaki hatalar…

    Yatak odasındaki hatalar…

    Partnerinizi seviyorsunuz ve onun sekse her zaman hazır olacağını düşünüyorsunuz, her şey yolunda yani? Hayır, değil! Hiç kendi rolünüzü düşündünüz mü? Ateşi yükseltmek için neler yapabileceğinizi?

    Kimin yatak odası rutinini arada sırada değiştirmeye ihtiyacı yok ki?

    Partnerinizi seviyorsunuz ve onun sekse her zaman hazır olacağını düşünüyorsunuz, her şey yolunda yani?

    Hayır, değil! Hiç kendi rolünüzü düşündünüz mü? Ateşi yükseltmek için neler yapabileceğinizi?

    İşte uzmanlara göre kadınların çoğunun yaptığı 3 ortak hata…

    Rahat kıyafetler: Elbette hepimiz yoğun bir günün ardından eve geldiğimizde rahat eşofman ya da pijamalarımızın içine girmek için sabırsızlanıyoruz. Ama dürüst olmak gerekirse, bu birlikte olduğunuz adamı ve arzularını oldukça ters etkileyebilir. Yani eğer seks hayatınızı canlandırmak istiyorsanız rahatınızdan ödün vermeli ve seksi çamaşırları, gecelikler ve kostümlere yönelmelisiniz. Faydasını görmeniz çok zaman almayacak…

    Edilgen olmak: Seks istemek ya da başlatmak erkek arkadaşınızın/eşinizin görevi değil! O her istediğinde hazır olmanız da yeterli değil! Olaya dahil olun, ona onu istediğinizi gösterin ve sevişmeye başladıktan sonra da yan gelip yatmayı kesin. İkinizin de daha çok zevk alması için bu işe dahil olmalısınız.

    Olumsuz eleştiri: Hiçbir şey karşınızdaki insanın arzusunu ne istemediğinizi söylediğiniz zamanki kadar bastırmaz. Her tür ikili ilişkide olduğu gibi işleri olumlu yönden ele alın ve size neler yapmasını istediğinizi, neleri yaparken her zamankinden çok zevk aldığınızı bilmesini sağlayın. Yani ona ne istediğinizi söyleyin, seksi kıyafetlerinizi giyin ve en önemlisi yeterince keyif almak istiyorsanız olaya en az onun kadar hakim ve dahil olun!

  • Çocuklu ve mutlu evliliğin sırları

    Çocuklu ve mutlu evliliğin sırları

    Hani var ya o malum şarkı: Evli, mutlu, çocuklu… Ne dersiniz? Gerçek olabilir mi? Karamsar mısınız yoksa? Hemen başınızı öne eğmeyin. Hem evli hem çocuklu hem de mutlu olabilirsiniz.

    Önce kendi hayatınıza sahip çıkın

    Çocuklarınızın annesi, eşinizin karısı olmak güzel, ama siz aynı zamanda bir birey, bir kadınsınız. Her şey bir yana, kendinizi hayatınızın merkezine koyarak sizi siz yapan ve mutlu eden şeyleri yapmaya özen göstermelisiniz. Kendi duygusal açlığınızı giderir, kendinizi her yönde beslerseniz, bu, aile hayatınıza da mutluluk olarak yansır. Örneğin tenis oynamayı seviyorsanız mutlaka zaman ayırın; sadece eşinizle birlikteyken değil tek başınıza da arkadaşlarınızla çıkın, sosyalleşin; kendinize haftada ya da 15 günde bir spa keyfi fırsatı yaratın.

    Şunu asla unutmayın: Anne mutluysa, tüm aile mutludur!

    Birbirinizi önceliğiniz olarak düşünün

    Çocuklardan önce eşinizi düşünmek, pek çoğunuza ters gelebilir. Ama sağlıklı bir evlilik ve mutlu bir cinsel yaşam için, evliliğinizin omurgasını oluşturan eşinize önem vermelisiniz. Bunu çocuklarınız da görmeli, hissetmeli. Örneğin, eşiniz evden ayırılırken bir dakika kadar onunla birlikte dışarı çıkıp birlikte yürümek, onu arabasına kadar geçirmek, sonra da büyük bir öpücük vermek, ona kendini özel hissettirecektir. Böylece o da size aynı karşılığı vermekten çekinmeyecektir. Anne-baba olmadan önce karı-koca olduğunuzu hatırlayın.

    O bir baba, ona ders vermeyin

    Çoğu kadının düştüğü bir hata! Eşlerinden çocuk bakımını tıpkı kendileri gibi yapmalarını istemek… Mesela eşiniz çocuğunuzla baş başa kaldığında kahvaltıda onun şekerleme yemesine müsaade ediyordur. Eşinizi bu konuda sürekli olarak uyarmaktan vazgeçin. Sizin çocuk bakma yönteminiz çok daha sağlıklı ve güvenli olsa da, çocuğunuzu babasıyla başbaşa bırakacağınız zaman dilinizi ısırıp eşinize “Sana güveniyorum hayatım” deyip, onun kendi metodunu uygulamasına göz yumun.

    Egzersiz yapın

    Aktif bir hayat sürmek, sizi, çocuklarınıza karşı doğru bir rol model olmaya yaklaştırır. Ayrıca spor yapmak, vücudun mutluluk hormonu olan endorfini salgılamasına neden olur ve böylece eşinize karşı daha az sinirli olup kendinizi iyi hissedersiniz. Bir spor salonuna gitmeye zamanınız yoksa ailece bisiklet turu ya da yürüyüş yapmayı deneyin. Bu işi ailece yaptığınız bir eğlenceye dönüştürmek, çok daha mutluluk verici olacaktır.

    Seksi es geçmeyin

    Şunu iyi bilmek gerekiyor ki çocuktan sonra çiftlerin sekse olan ilgilerinin azalması, geçici bir durum. Tüm ilişkilerde anahtar niteliği taşıyan “iletişim”, bu sorunda da devreye girmeli. Eşinizle yine eskisi gibi iletişim kurarak aranızdaki romansı yeniden yaratıp evliliğinizi canlandırmalısınız. Artık evinizde bir de çocuk var. Öyleyse kapıyı kilitleyin ve oyuna başlayın!

    Tüm sorunların çözülebilir olmadığını kabul edin

    Söz konusu olan ebeveynlik olunca eşinizle aranızda çocuk yetiştirme konusunda bazı farklar olması normal. Bu farklılığın sizi çatışmalı bir evliliğe taşımasına son verin. Eşiniz belki de asla sizin haklı olduğunuza ikna olmayacak. Onun hiçbir zaman değişmeyeceğini kabul edin. Değiştirmeye çalışırsanız mutsuz bir evlilikten başkasını elde edemezsiniz. Bakım konusunda çocuğunuza zarar verdiğini düşündüğünüz yanlış bazı temel uygulamalar söz konusuysa, eşinizle birlikte bir çocuk psikoloğundan ya da pedagogdan bilgi alarak eşinizin kendi yanlışını uzmandan dinlemesini sağlayın.

    Çocuklarınızın yanında flört etmekten çekinmeyin

    Küçük bir öpücük, sevgi dolu bir sarılma gibi flörtöz hareketleri çocuklarınızın önünde sergilemekten çekinmeyin. Böylece çocuklarınız, evliliğin sadece faturalar konusunda hesaplamalar, münakaşalar, ciddi sorumluluklardan ibaret olmadığını anlarlar. Sizin birbirinize sevginizi göstermenizden memnun olurlar. Bu, onlara sevgiyi anlatmanın en güzel yoludur!

    Eşinizle işbölümü yapın

    Eşinizin ev işlerinde sizinle işbölümü yapmayı seçmesi için ev aletleriyle tanışık olmasını sağlayın. Elektrikli süpürgenin nerede olduğunu, çamaşır ve bulaşık makinesinin nasıl çalıştırıldığını anlatın ona. Böylece ev işlerine katılmamak için “bilmemek” gibi bir bahanesi kalmayacak size karşı. Evdeki işbölümü sizin yükünüzü hafifletirken, eşinizin evini daha fazla sahiplenmesini ve çift olarak çocuklarınıza doğru örnek oluşturmanızı sağlar.

    Başta da söylemiştik. Kendinizi evin hizmetçisi olarak görmeyince mutlu olacaksınız; siz mutlu olunca da bütün aileniz mutlu olacak!

    Yatak odanızın seksi havasını koruyun

    Evin her yerinde çocuklarınıza ait izler olsa da yatak odanızı size ve eşinize özel kılmaya gayret edin. Cinsel hayatınızı canlı tutmak adına yatak odanıza seksapel ve romantizm katın. Odanızda mum yakabilir, loş ışıkları tercih edebilir, seksi nevresim takımları kullanabilirsiniz. Yatak odanızı nasıl daha seksi hale getirebilirsiniz? yazımızdan ilhamla odanıza küçük değişiklikler katabilirsiniz.

  • Yatakta Bunları Duymaya Bayılıyorlar

    Yatakta Bunları Duymaya Bayılıyorlar

    Cinsel yaşamınızı renklendirmek için yatakta ona bunları söyleyin…

    Bir erkek kendini daima güvende ve emin hissetmek ister. Evet hanımlar, buna yatak da dahil! Onunla geçireceğiniz ateşli saatler için ‘ortamı’ ısıtan birkaç cümle gerekebilir. Kulağına fısıldayın ve kendinizi aşkın kollarına bırakın.

    Cosmopolitan seksologları bunları tavsiye ediyor:

    “Onu ne kadar çok istediğinizi söyleyin. Bu bir erkek için en büyük tetikleyicidir. Vücudunuzun tadını çıkarmaktan çekinmeyin. Ona bunu hissettirdiğinizde size zevk vermeyi daha çok ister.”

    “Ne istediğinizi anlatın. Hoşunuza giden bir şey olduğunda mutlaka söyleyin. Her fırsatta kadınlara bunu öneriyoruz. Erkekler kendilerine ne kadar çok güveniyormuş gibi görünse de yönlendirmeye ihtiyaç duyarlar.”

    “Bazı cümleleri herkes rahatça söyleyemez. Fakat yatakta böyle bir çekinceye hiç ihtiyacınız yok. Sadece onun olduğunuzu söyleyin. Bütün gün onu düşündüğünüzü söyleyin. Ve kesinlikle utanmayın, gözlerinin içine bakın.”

    “Bunları o uzaklardayken de yapabilirsiniz. Telefonla görüştüğünüz bir sırada onu ne kadar özlediğinizden ve geçirdiğiniz en son harika geceden bahsedin. Her an uçup gelebilir!”

    “Bu cümleleri sadece ‘öncesinde ya da sonrasında’ değil, o esnada da söyleyebilirsiniz. Göz temasını hiç kaybetmeden ve ellerinizi üzerinden çekmeden aşk sözcükleri fısıldayın.”

    “Eşinizin değişik taleplerine açık olun ve bunu ona sorun. ‘Böyle durmamı mı istiyorsun’ gibi müdahale edebileceği açıklıklar verin. Bu ona kendisini harika hissettirecektir.”

  • Sudan gelen cinsel sağlık

    Sudan gelen cinsel sağlık

    “Cinsel yaşantınız nasıl gidiyor?” Yoksa siz hala tutkulu ve sağlıklı bir birlikteliği yakalayamadınız mı?” Öyleyse size sauna, spa ve erotik masajdan yararlanmanızı tavsiye ediyoruz. Sıcak ortam gözünüzü korkutmasın! Yapmanız gereken şey, saunaya girmek, erotik masaj yapmayı öğrenmek ve size verilen ev ödevlerini yerine getirmek. Üstelik bu ödevler çok zevkli!

    MODUNUZU DEĞİŞTİRİN…
    Cinsel yaşamla ilgili yalan yanlış ve eksik bilgiler, toplumsal baskılar, günlük koşuşturma ya da stres derken, çiftler çoğu zaman cinsel birlikteliğin keyfine varamıyor. Ülkemizde cinsel sorunların çözümünde faydalı olan “Spa & Wellness Merkezleri” var ve sayıları gün geçtikçe artıyor. Bu merkezlerde hijyenik bir ortamda rahatlama ve gevşeme sağlanabiliyor. Sauna, spa ve hamam gibi aktiviteler sadece cinsel organlara kan akımını hızlandırmakla kalmayıp, kişinin modunu değiştirerek ve iyi hissetmesini sağlayarak endorfin, seratonin gibi mutluluk hormonlarının salgılanmasını hızlandırıyor, kan dolaşımını hızlandırarak cinsel isteğin artmasına yol açıyor.

    SEKS SICAĞI SEVER Mİ?
    Seks sıcağı dolaylı olarak sever. İnsanlar sekse çağrıyı çoğu zaman koku ve görüntüyle yapıyor. Çıplaklık ve giyilen rahat giysiler, seks çağrısının daha sık olmasını sağlıyor, cinsellik artıyor. İnsanların cinselliği havadan sudan etkilenebiliyor. Yazın gelmesiyle birlikte cinsel istekte artış oluyor yani insanlar havalar ısınınca daha çok seks yapmaya başlıyorlar. Çünkü güneş ışığı cinsellik için önemlidir, ışık kesildiği zaman mutluluk hormonu olan seratonin seviyesi düşüyor, insanlar daha mutsuz oluyor. Doğanın baharda yeniden canlanması gibi insanların cinsel hayatı da hava sıcak olunca canlanıyor…

    ÇİFTLERE EV ÖDEVİ OLARAK EROTİK MASAJ TERAPİSİ VERİLİYOR…
    Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED) cinsel terapistleri, cinsel hayatı aktif olan her on erkekten yedisinde, her on kadından sekizinde hayatlarının bir döneminde cinsel işlev sorunları görüldüğünü söylüyor. Kadınlarda en sık görülen sorunlar cinsel isteksizlik, orgazm sorunları, kuruluk ve kabaramama gibi cinsel uyarılma sorunları, ağrılı cinsel ilişki ve vajinismus, erkeklerde ise erken boşalma ve sertleşme problemi olarak karşımıza çıkıyor… Masaj terapisi ve aromaterapi, özellikle psikolojik kaynaklı cinsel işlev bozukluklarının tedavisinde çok etkili iki yöntem ve cinsel terapiye ek olarak kullanılabiliyor. Erotik masaj, cinsel birleşme öncesi çiftin rahatlayıp gevşemesini ve daha kolay uyarılmasını sağlıyor.

    EROTİK MASAJ İÇİN OLMAZSA OLMAZ KURALLAR VE ÖNEMLİ İPUÇLARI…
    Erotik masaj yapılacak odanın sıcaklığının çiftin beraber çıplak kalabilmesi için uygun olması ve odanın ışığının göz kamaştırmayacak şekilde olması gerekiyor. Erotik masajın yakılacak bir mum ya da tütsü ile ve rahatlatıcı müzik eşliğinde yapılması alınan keyfi arttırıyor. Erotik masaja başlamadan çiftin birlikte duş alması, duş sonrası birlikte kısa bir süre vakit geçirmesi, biraz konuşması ve bir iki kadeh bir şey içmesi eğlenceyi arttırabiliyor. Erotik masajda vücutların farklı bölümlerini dönüşümlü olarak okşamak ve ovmak, ilk zamanlarda genital bölge ve göğüsler hariç her yere masaj yapmak ve daha sonra göğüs masajını ve genital bölgelere masaj yapmayı eklemek önem taşıyor. Masaj için avuç içleri, parmak uçları, tırnaklar, saçlar, dudaklar, bir parça metal veya tüy kullanılabiliyor. Erotik masaj kadın ve erkeğin birbirine dönüşümlü olarak yaptığı dokunuşları içerdiği için nelerin iyi nelerin kötü olduğunu konuşmak çok önemli… İletişim, kişisel olarak daha fazla zevk alıp vermeyi sağlıyor… Çiftin bu süreçte birbirine zevk vereceğini düşündükleri fikirleri uygulamaktan kaçınmaması, tüm bedenlerini dokunarak keşfetmeleri ve masaj yapılırken nereye dokunuluyorsa, oradaki duygulara yoğunlaşmaya çalışmaları gerekiyor. İlginin erotik duygularda kalmasına izin verildiğinde masajdan daha çok zevk alınıyor ve rahatlama sağlanıyor. Masajın değişik masaj yağları ve aromaterapi yağlarıyla yapılması etkisini arttırıyor. Yağlar, dokunuşları yoğunlaştırıyor ve cildi daha sıcak yapıyor.

    KARIN BÖLGESİNİ DAİRESEL OLARAK OVALAMAK GEREKİYOR…
    Erkeklerin korkulu rüyalarından birisi olan erken boşalmaya ve sertleşme sorunlarında erotik masaj, cinsel terapiye yardımcı olarak kullanılabiliyor. Geleneksel Çin tıbbına göre cinsel işlev bozuklukları, böbrek enerjisi ya da yaşam enerjisi ve kan boşluğu yüzünden ortaya çıkıyor. Karın bölgesine düzenli olarak yapılan dairesel ovalama, hafif dokunma, vibrasyon uygulamaları ve yumurtalıkları tutup çekiştirme şeklinde yapılan erotik masaj, cinsel enerjinin dengeli bir şekilde genital bölgeye akmasını sağlayarak, erkeklerde sertleşme sorunlarına ve erken boşalmaya çok iyi geliyor. Cinsel ilişki esnasında boşalma anına yaklaşıldığında yumurtalıklar kendiliğinden yukarı doğru çekiliyor. Boşalma refleksinin durdurulması için bu çekilmenin engellenmesi gerekiyor. Cinsel ilişki sırasında yukarı çekilmekte olan yumurtalıklar, baş ve işaret parmağıyla boğumlanarak aşağıya doğru çekildiğinde, boşalma hissi çabucak kayboluyor. Bu egzersiz düzenli olarak tekrarlandıkça boşalmayı kontrol yeteneği de artıyor.

    EROTİK MASAJ NASIL YAPILIYOR…
    “Küvetinizi sıcak suyla doldurup, partnerinizle birlikte banyo yapmanız size hoş duygular yaşatabilir. Daha sonra partnerinizden yatağa yüzüstü uzanmasını söyleyin. Ama neler olacağından asla bahsetmeyin. Aromatik masaj yağını ellerinize bir miktar dökün ve yavaşça onun vücudunun en hassas bölgelerine dokunun. Kulağına, ellerinizi vücudunun en zevk aldığı bölgelerine götürmesini fısıldayın ve daha sonra gösterdiği bölgeleri hafifçe okşayın. Ardından elleriniz yavaşça vücudunda gezerken ufak aşk oyunlarına başlamanız aklını başından alacaktır. Çünkü cinsellik haz alıp haz verebilme bilim ve sanatıdır. Bu sanatın icrası sırasında hem zevk alınmış hem hisler sınanmış hem de bedensel tepkimeler öğrenilmiş olur. Bu şekilde doruğa ulaşmak mümkündür. Unutmayın aşk, şehvetin şefkatle buluşmasıdır. Bu nedenle ‘Sevişmek her zaman, seks zaman zaman!’ mantığını hayata geçirmek aşk hayatınızın monotonlaşmasını ve aldatmaları önleyecektir.”

    AŞK KASLARINI KONTROL EDEN BOŞALMASINI KONTROL EDEBİLİYOR…
    Sauna, erkeğe huzur ve rahatlık veriyor, kaslarını gevşetiyor. Saunanın ardından alınan masaj aşk kasları adını verdiğimiz ve seks sırasında hem penisin sertleşmesini hem de boşalma refleksini etkileyen kasları daha kolay kontrol etmek mümkün oluyor. Boşalma refleksini geri döndürmenin en iyi yollarından biri işaret ve orta parmağı yan yana tutarak, makat ile yumurtalıkların arasına 5–10 defa kısa ve güçlü basınç uygulanmasıdır. Bu şekilde boşalma geciktirilebiliyor. Bu yöntemde 5–10 defa kısa ve güçlü basınç yerine, 10 saniye sürekli basınçta da uygulanabiliyor. Ayrıca sıcak bir duş, güzel bir masaj ve rahatlatıcı bitki çayları boşalmayı geciktirmeye yardımcı olabiliyor.

    SUDAN GELEN CİNSEL SAĞLIK…
    Spanın geçmişi Roma İmparatorluğu’na dayanıyor. Savaşa giden askerler için bir nevi tedavi yöntemi olarak kullanılan spa ile zarar gören bedenlerinin iyileştirilmesi amaçlanıyor. Spa adı “Sanus Per Aquam” kelimelerinin baş harflerinin kısaltılması olarak biliniyor. Bir masaj türü olan spa, “sudan gelen sağlık” anlamında kullanılıyor. Günlük spalar stresin gittikçe arttığı şehir hayatında günlük baskılardan kurtulmak isteyenlere mucizevî hizmetler sunuyor. Spalardaki tedaviler ıslak terapiler (hidroterapi), kuru terapiler (masajlar, vücudun sarılıp sarmalanması), zindelik terapileri (oksijen teneffüsü) ve güzellik terapileri olarak sınıflandırılabiliyor. Bir spa merkezinde genellikle bir sauna, buhar odası ve jakuzi (sağlık havuzu) bulunuyor. Spa uygulamaları kasları yumuşatıp gevşetiyor. Vücudun dinamizminin yenilenmesini sağlıyor. Adeta bünyeye yeniden enerji veriyor. Beyin yorgunluğu, zihinsel yorgunluk, stres gibi ağır iş temposunun sinir sistemi üzerindeki olumsuz etkilerini yok ediyor, zindelik veriyor. Vücuttaki aşırı elektrik yükünü alıyor, rahatlama sağlıyor. Gerginlik ya da geceleri uyku bozuklukları gibi depresif problemlerin ve cinsel sorunların olumsuz etkilerinin atılmasında iyileştirici bir etki yapıyor.

    AROMATERAPİYLE CİNSEL HAYATA HOŞ KOKULAR YAYMAK MÜMKÜN…
    Gül ya da sandal ağacının afrodizyak etkisine sahip olduğunu biliyor muydunuz? Aromaterapi yardımıyla cinsel hayata hoş kokular yayılabiliyor. Aromaterapi mumları veya tütsü olarak kullanabilen bitkiler çiftin erotik koku duyularını keşfetmelerini sağlıyor. Cinsel açıdan çekici hoş kokulu kimyasallar insanın yaşamını ve genellikle de bilinçdışını olumlu etkiliyor ve yeni erotik duyguların keşfini sağlıyor. Çünkü hoş kokuların cinsel davranışlar ve duygularda çok güçlü bir etkisi oluyor. Sandal kokusu cinsel iktidarsızlık ve cinsel soğukluk durumlarında kullanılabiliyor ve içgüdüsel duyuların gelişmesine yardımcı oluyor. Ylang Yang yağı endişe, depresyon, uykusuzluk ve şok durumlarında faydalı olduğu gibi, geleneksel olarak cinsel iktidarsızlık ve cinsel soğukluk durumlarında afrodizyak olarak kullanılabiliyor. Yasemin yağı duygusal olarak dengeleyici ve yatıştırıcı özelliğinin yanı sıra, depresyona iyi geliyor, endişeyi gideriyor ve cinsel gücü arttırıyor. Gül kokusu uykusuzluğa ve sinirsel sorunlara iyi geldiği gibi, depresyon giderici, yatıştırıcı ve cinsel olarak uyarıcı olarak da kullanılabiliyor. Aşkın rengi kırmızıdır…

    KENDİNİZİ ŞIMARTIN…
    Aromaterapi yağlarıyla yapılan masaj, deri yüzeyini daha çok ısıtıyor, yoğun kas ve eklem ağrılarında ve dolaşım bozukluklarında çok faydalı oluyor. Aromatik yağların keyifli kokusu, duygusal kaynaklı fiziksel sıkıntılar üzerinde de çok etkili oluyor. Yağlar nefesi rahatlatıyor, sakinleşme ve yavaşlama ile kişi kendini daha iyi hissedebiliyor. Aromaterapi ve ardından yapılan masajla, insan beyni, koku ve dokunma gibi farklı kaynaklardan farklı sinyallerle sürekli iyi yönde uyarılıyor. Kişi kendine bakıldığı ve şımartıldığı duygusuyla rahatlıyor, dinleniyor, arınıyor ve denge buluyor. Kendini daha seksi hissedebiliyor…

    SAUNANIN CİNSEL SAĞLIĞA OLAN FAYDALARI…
    Saunalar, cinsel sağlık için tahmin edilenden çok daha faydalı mekânlar olarak karşımıza çıkıyor. Binlerce yıldır süren bir geleneğin getirdiği tecrübeler bir yana, saunanın yapılan bilimsel araştırmalar ve deneylerle kanıtlanmış etkileri olduğu biliniyor. Saunanın bağışıklık sistemini güçlendirme, kan dolaşımını hızlandırma, kanseri engelleme veya toksin atılımını sağlama gibi bilinen yüzlerce faydası var. Ancak düzenli olarak saunaya girmek cinsel enerjiyi ve cinsel isteği arttırarak kişiyi cinsel sorunlara karşı daha güçlü hale getirebiliyor. Negatif iyonların insan üzerindeki olumlu etkisi ise saunaların gözle görülmeyen ama hissedilebilen olumlu etkilerinin başında geliyor. Vücut ısısının aniden yükselmesine neden olan sauna, vücuttaki cinsel enerjinin ortaya çıkmasına yardımcı oluyor. Kışın yapılan sauna kişiyi soğuk algınlığı ve gribe karşı koruduğu gibi, azalan cinsel isteği de arttırabiliyor. Çünkü sauna kan basıncını arttırmadan kan dolaşımının hızlanmasına ve genital bölgelere daha fazla kan gitmesine yardımcı oluyor. Saunanın sıcaklığı kan damarlarını açıyor ve genital bölgelere kan akışının düzelmesini sağlıyor. Sauna vücuttan toksin atılımını sağlamanın yanında kişiyi rahatlatıyor ve gevşetiyor. Saunadan hemen sonra insan kendini yeniden doğmuş gibi hissedebiliyor. Sauna dinlendiriyor, bedensel ve ruhsal olarak rahatlatıyor ve mutlu kılıyor. Düzenli sauna banyoları kasları gevşetiyor. Rahatlık ve gevşeme cinsel sağlığın olmazsa olmazlarından… Çünkü cinsellik; rahatlamış ve gevşemiş bir halde, sevişmenin ve dokunmanın verdiği hazza odaklanarak, haz alıp haz verebilme, ruhu ve bedeni paylaşabilme, ne olursa olsun bir şekilde boşalabilme bilim ve sanatıdır…

    SERTLEŞME SORUNLARA İYİ GELİYOR…
    Sauna ile günlük yaşamın bütün streslerinden ve yorgunluğundan kurtulmak ve yaşamdan keyif almak mümkün oluyor. Sauna, derideki kılcal damarları genişletiyor ve kan basıncını dengeliyor. Kişinin kendini daha rahat hissedeceği hormonların salgılanmasını sağlıyor. Damarları genişleterek, yorgunluğa sebep olan laktik asidin kaslar arasından atılımını kolaylaştırıyor. Vücut ısısını 1–2 derece arttırarak mikrop ve virüslere karşı savunma sistemini güçlendiriyor. Bu nedenle penis damarlarındaki yetmezlik ve yoğun stres nedeniyle sertleşme sorunu yaşayan erkekler için sauna ilaç vazifesi görüyor…

    CİNSEL İSTEKSİZLİĞE SON VERİN…
    Sauna, özellikle hanımlar için bulunmaz bir güzellik ve rahatlama kaynağı… Kendini güzel bulan bir kadın, aynı zamanda kendini daha seksi hissediyor ve kendini sekse daha kolay hazırlayabiliyor. Mutluluk hormonlarının salgısını artıran saunalar, cildi pembeleştirip, güzelleştiriyor. Saunada negatif iyonlar sıcak taşlara serpilen su ile havaya fışkırıyor ve alınan nefes ile vücudu giriyor. Bu iyonlar kadınların kendilerini daha iyi ve daha mutlu hissetmelerini sağlıyor. Bu yönleriyle sauna cinsel isteksizliğe iyi geliyor. Son yıllarda keşfedilen bu etkilerle dünyada farklı uygulamalar yapılabiliyor. Hatta cinsel sorunların tedavisinde cinsel terapiye destek olması için iyon jeneratörleri kullanılabiliyor.

    MUTLULUK HORMONLARINI ARTTIRIYOR…
    Fince bir sözcük olan sauna, terleme banyosu anlamına geliyor. Finliler “Bir kadının en güzel olduğu zaman, saunadan çıktıktan bir saat sonraki halidir!” der. Çünkü sıcağın etkisiyle vücut mutluluk hormonları olarak bilinen seratonin ve endorfin hormonlarını bol bol salgılıyor. Saunadan çıkıp, soğuk suya girildiğinde ise, adeta bir gençlik mucizesi yaratılmış oluyor: Dolaşım hızlanıyor, cilt pespembe ve pırıl pırıl bir görünüm alıyor…

    MUTLAKA HAFTADA BİR GÜN SAUNAYA GİRİLMESİ GEREKİYOR…
    Vücudu rahatlatan hormonların salgılanmasına yardımcı olan sauna, zehirli maddelerin de vücuttan atılmasına büyük katkı sağlıyor. Kişinin sağlıklı bir cinsel yaşam sürdürebilmesinin “düzenli saunaya girme”, “düzenli beslenme” ve “egzersiz” gibi önemli kuralları bulunuyor. Kaliteli bir cinsel hayat isteyenlerin mutlaka düzenli olarak saunaya girme alışkanlığı edinmeleri gerekiyor. Kişinin bu tercihini bir süreliğine değil, hayat boyu devam ettirmesi önem taşıyor. Solunan havada, yenilen gıdalarda, özellikle de katkı maddeli gıdalarda toksin maddeleri çokça var. Yavaş yavaş zehirlenmeye yol açan bu maddeler zamanla vücutta birikiyor. Bu maddelerin vücuttan bir şekilde atılması gerekiyor. Sauna vücut içinde biriken toksin maddelerini terle birlikte, vücudu yormadan dışarı atıyor. Böylece karaciğere yüklenmeden vücuda zarar verebilecek toksin maddelerinden vücut kurtuluyor. Böylece karaciğer ve böbrekler cinsel sağlık için önemli olan işlevlerini daha kolay yerine getirebiliyor. Bu nedenle haftada bir gün saunaya girilmesi gerekiyor.

    KIZILÖTESİ SAUNANIN PENİSİN SERTLEŞMESİNE OLAN FAYDALARI…
    Kızıl ötesi ışın güneşin görünmez spektrumunun bir parçasıdır. Kızıl ötesi ışınlar ile 5,6–15 m. arası dalga uzunluğunda ısı yayılıyor. Bu ışınlar insan dokularına kolayca nüfuz edebiliyor. Bu gerçekleştiğinde, bir çok faydalı özelliklere sahip doğal bir rezonans oluşuyor. Kızıl ötesi ışınlar cildi yakmadan saatlerce ısıtabiliyor. Çünkü kızılötesi saunalar, havanın yerine güneşin sağlıklı ışınlarıyla vücudu ısıtıyor. Bu ışınlar, geleneksel saunalar gibi deriyi ve solunum sitemini fazla ısıtmadan, daha konforlu bir sıcaklık sağlayarak vücudun derinlerine işliyor. Bu sayede saunada daha keyifli, sıkıntısız ve bunalmadan vakit geçirilebiliyor. Ayrıca kalıcı ısı yoluyla lenfatik sistem hücrelerinde bulunan toksinler temizleniyor. Bu yoğun ısının sebep olduğu terlemeyle, lenf dolaşımındaki toksinler vücuttan dışarı atılıyor. Toksinler deri yoluyla dışarıya atıldıklarında, arınma sürecinde böbreklerdeki ve karaciğerdeki iş yükü de azalıyor. Kızılötesi sıcaklık kasları ısıtarak gevşemelerini düzenliyor ve kolaylıkla kilolardan kurtulmak da mümkün oluyor. Kilo kaybı ve kas gevşemesi penisin sertleşme fonksiyonları için hayati önem taşıyor…

    KALP HASTALARININ DİKKATLİ OLMASI GEREKİYOR…
    Kalp hastalarının sauna, spa ve hamam gibi sıcak mekânlarda sevişmemesi ve cinsel ilişkiye girmemesi gerekiyor. Çünkü sıcak hava kalbin efor gücünde azalma gibi olumsuz etkilere yol açabiliyor. Bu da kalp hastalarını zor durumda bırakabiliyor. Sıcak bir ortamda yaşanan cinsel ilişki de kalbi yorarak kalp krizi riskini arttırabiliyor. Sıcak ortamlar hamilelerde ciddi sağlık problemlerine neden olabiliyor.

    Cem Keçe

  • Hayalet orgazm nedir?

    Hayalet orgazm nedir?

    Toplumsal çalışmaları ve basın açıklamalarıyla ülkemizde gündem yaratabilen Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED), kamuoyunu meşgul eden “Hayalet Orgazm” konusunda bir basın açıklaması yaptı. İşte CİSED’in basın açıklamasından çok çarpıcı başlıklar:

    Orgazm olmakla boşalmak aynı şey değildir

    Orgazmın tıptaki son gelişmelere rağmen halen bilinmezliklerle dolu bir terim olduğunun altını çizen CİSED Genel Başkanı Dr. Cem Keçe; “Örneğin orgazm olmakla boşalmak aynı şey değildir. Çok yanlış bir şekilde bu iki kavram aynı anlamda kullanılmaktadır. Bu da kafaları karıştırmakta ve bazen hayalet orgazm gibi, zincirleme orgazm gibi içinden çıkılmaz kavram karmaşalarına yol açabilmektedir. Boşalma bedensel bir rahatlamayken orgazm ise bu bedensel rahatlamaya ruhun eşlik ettiği çok yüksek haz veren hedonik bir durumdur. Bu nedenle genelde orgazm diye bahsedilen durumlar boşalma olarak algılanmalıdır. Hayalet orgazm terimi de hayalet boşalma, fantom boşalma veya hayalet haz duyma olarak anlaşılmalıdır. Sarah Carmen adında bir hasta depresyon problemine yardımcı olması için kullandığı sakinleştirici ilaçların yan etkisiyle, cinsel olarak sürekli uyarılmasına yol açan PSAS sendromuna (Persistent Sexual Arousal Syndrome) (Sürekli Cinsel Uyarılma Sendromu) yakalanır. 24 yaşındaki Carmen, tren raylarının gıcırtısından, saç kurutma makinesinin esintisinden, fotokopi makinesinin çıkardığı gürültüden bile orgazm olmaya başlar. Günde ortalama 200 kez orgazm olduğunu söyleyen Carmen’in durumu, vücudunun cinsel organına fazla kan pompalanmasından kaynaklanmaktadır. Bu örnekte olduğu gibi orgazm hakkında insanoğlunun daha duyacağı çok şeyler olacağına inanıyorum. İşte bunlardan biri de hayalet orgazmlardır.” dedi.

    2 tip hayalet orgazm var

    Hayalet orgazmı anlamak için ilk önce hayalet ağrı (fantom ağrı) kavramını açıklamanın doğru bir yaklaşım olacağının altını çizen CİSED Genel Başkanı Dr. Cem Keçe; “Hayalet ağrı; kesilen veya olmayan bir organda hissedilen ağrı için kullanılan bir kavramdır. İngilizcesi phantom pain’dır. Örneğin bacağı olmayan bir kişinin olmayan bacağında dayanılmaz bir ağrı hissetmesidir. Çünkü her şey beyinde başlar ve beyinde biter. Bu sinir sistemindeki rahatsızlıktan kaynaklanan psikolojik ve fizyolojik bir durumdur. Sonradan kaybedilen bir uzuvda hissedilen ağrı olabildiği gibi doğuştan olmayan bir uzuvda da hissedilebilir. Gerçek olmayan bir ağrıdır. Hayalet orgazm iki şekilde tanımlanabilir. Birinci hayalet orgazm tipi; cinsel deneyim sonrası genital bölgelerin dışında kesilen veya doğuştan olmayan bir bacak, ayak, kol veya vücudun başka herhangi bir noktasında hissedilen hazzın ardından kasılmalarla ortaya çıkan rahatlama ve gevşeme halidir. Cinsel birleşme sırasında yaşanabildiği gibi gece rüyada boşalma biçiminde de ortaya çıkabilir ve daha çok bacağı kesilenlerde ve omurilik yaralanması geçiren kişilerde görülür. İnsan vücudunda çok sayıda erojen bölge vardır, en çok bilinenleri genital bölgede yer alan penis, makat, vajen ve klitoristir. İkinci hayalet orgazm tipi ise; sünnet, doğum sırasında oluşabilecek yırtıkların önlenmesi için yapılan kesiler (epizyotomi) gibi genital bölge ameliyatları veya travmaları sonrası bu bölgelere cinsel bir uyarı olmadan veya erojen bölgelere ritmik temaslar sonrası fizyolojik olarak saniyeler içinde cinsel organlarda oluşan ritmik kasılmalar ve buna eşlik eden tatlı duyumlar olarak tanımlanabilir. Yani hayalet orgazmın belirtileri ameliyat geçirilen veya travmaya maruz kalan genital bölgelerde hissedilebilir veya kişi orgazm oluyormuş gibi bir hisse kapılabilir. Bu tip hayalet orgazm yeni iyileşmeye başlayan bir yaradaki tatlı tatlı kaşınma veya gıdıklanma gibi hissedilebilir.” dedi.

    Hayalet orgazm erken boşalma şeklinde yaşanır

    Hayalet orgazm hissinin ameliyat öncesi hissedilen orgazma tam olarak benzemeyeceğini ifade eden CİSED Genel Sekreteri Psk. Serap Güngör; “Hayalet orgazm ile cinsel temas sonrası yaşanan gerçek orgazm arasında farklar vardır. Gerçek orgazm; ruhsal ve bedensel bir rahatlama yaratır, seks esnasında, erkeğin penisindeki adaleler ile kadının cinsel organları uyarılır ve gerginleşir, bu gerilim cinsel ilişkinin en yüksek noktasına geldiğinde, eşlerin her ikisi de çok yoğun bir zevk hisseder, bu fiziksel ve ruhsal bir zevktir. Eşlerin yaşadığı bu duruma gerçek orgazm veya en heyecanlı noktaya ulaşmak denilir. İstemsiz ve zevk veren kasılmalarla aniden ortaya çıkan bir durumdur. Hayalet orgazm ise; sadece bedensel bir rahatlamaya yol açar, çoğu kez tatlı bir kaşıntı veya gıdıklanma hissi gibidir, kişide yarım bırakılmış gibi ekşi bir tat bırakabilir, en heyecanlı noktaya ulaşmak mümkün değildir ve boşalma sonrası gerginlik devam eder. Ayrıca hayalet orgazmlar genellikle hem kadında hem de erkekte erken boşalma şeklinde yaşanır.” dedi.

    Hayalet orgazm ile hayalet ağrı arasında bir bağ var

    Hayalet orgazm ile hayalet ağrı arasında da bir bağ olduğunu söyleyen CİSED Genel Sekreteri Psk. Serap Güngör; “Bu duruma hayalet (fantom) denmesinin nedeni, bacaklarını ya da kollarını kaybeden insanlarda, kesilmiş bacak ya da kolla ilgili ağrı duyumlarına hayalet ağrı denmesidir. Bacağı kesilen bir hasta cinsel ilişkiden sonra olağanüstü bir şekilde bacağında hoş duyulardan bahsedebilir. Ancak bu normal ilişkiyi olağanüstü kılan durum orgazmın yoğunluğu değil duyguların hissedildiği bölgedir. Çünkü hasta orgazmını kesilmiş bacağında hissedebilir. Bilindiği üzere beyin korteksi üzerinde cinsel organların ve bacakların uyarılma bölgeleri komşudur. Bu nedenle bacakları kesilen hastalar bazen yoğun cinsel dürtü sonrası orgazm yaşayabilirler. Çünkü sinirsel uyarılar komşu olan diğer bölgeye sıçrayabilir. Yani bacağı olmadığı halde, kişi bacağı varmış gibi ağrı hissedebilir. Çünkü bacağından beyne ağrı duyusunu iletecek sinirler olmadığı halde, beyinde bacakla ilgili ağrı duyusunu hissedecek sinir hücreleri hala sağlamdır. Bu sinirlerin daha çok psikolojik gereksinimlerle uyarılması ağrı duyusunu ortaya çıkarabilmektedir. Hatta bazı vakalarda omurilik kesisi olsa dahi cinsel organlardan başka yollarla beyne uyarı gitmesi söz konusu olabilir. Bunun için en olası durum yemek borusu, gırtlak, mide, bağırsaklar, akciğerler ve kalbi kontrol eden iç organ sinir yollarıdır. İngiltere’de yapılan bir araştırmaya göre hayalet orgazm aslında beynin kendi kendine yarattığı, kurduğu bir şeydir. Yani kişinin hissettiği şeyler beyin tarafından farklı algılanabilir ve hayalet orgazm görüntüsü ortaya çıkabilir.” dedi.

    Hayalet orgazm derin duyu ile ilgilidir

    Penis veya vajina travmalarından sonra erken müdahalenin şart olduğunu söyleyen CİSED Genel Başkanı Dr. Cem Keçe; “Yapılan çalışmalar penis veya vajina travmalarından sonra erken müdahale ile hayalet orgazm hissinin görülme oranındaki azalma, olayın derin duyu (proprioseptif duyu) ile ilgili olabileceğini düşündürmüştür. Son yıllarda, insanlarda ve hayvanlarda nöroelektirik kaynaklı görüntüleme (Neuroelectric Source Imaging) ile yapılan çalışmalarda, hayalet orgazm ile beyindeki birincil dokunma duygusunun yeniden organize olmasının (primer somatosensoriel kortikal reorganizasyon) direk ilişkisi ortaya konulmuştur. Hayalet orgazmda beyinin yeniden organizasyonunun (kortikal reorganizasyon) nasıl oluştuğu, hayalet orgazmın organizasyondaki fonksiyonel yönü ve aralarındaki ilişki konusu halen araştırmaya açıktır. Somatosensoriyel uyarılma potansiyelleri ve EEG üzerine etkileri hakkında çalışmalar her geçen gün artmaktadır. Diğer bir görüşe göre ise, genital bölgelerdeki travmalardan veya ameliyatlardan sonra serbest sinir uçlarındaki ağrı reseptörlerinden (çeşitli uyarıları alabilen ve duyu organlarının yapısında bulunan özelleşmiş hücre, hücre grupları veya sinir uçları) yani beyin dışındaki diğer tüm doku ve organlardan gelen artmış uyarılar (periferik inputlar) bağımsız bir şekilde hayalet orgazma ya da kortikal reorganizasyona neden olmaktadır. Hayalet orgazm ve kortikal reorganizasyon aslında aynı fenomenin (görüngü) değişik şekillerde yansımasıdır. Bu artmış periferik inputu oluşturan faktörün, olayın ezik sinir ucundaki aşırı büyüme bağlı oluşan sinir yumağı (nörinoma) olduğunu bildiren çalışmalar mevcuttur. Nörinomalar tıpkı küçük bir epileptik odak gibi davranmakta ve beyne devamlı orgazm sinyalleri göndermektedir. Nörinomlu bölgede palpasyonda,elektrik çarpar tarzda şiddetli orgazm hissi yaşanabilir. Bu nedenlerle sinirin nerede kesintiye uğradığını anlamak için sinirin uyarılıp nerede uyarının gitmediğini yani bozukluğun nerede ve ne miktarda olduğunu araştıran yeni metotların uygulanmasına ihtiyaç vardır.” dedi.

    Hayalet orgazm benzeri durumlar

    Cinsel alanda çalışan ruh sağlığı profesyonellerinin hayalet orgazm konusunda tatmin edici eğitim ve bilgi birikimine sahip olmadığının altını çizen CİSED Genel Sekreteri Psk. Serap Güngör; “Hayalet orgazm durumuyla karşılaşmak için ille de bir uzvun eksikliği gerekmez. Hayalet orgazm, özellikle genç insanlarda ve beklenmedik genital travmalar veya ameliyatlar sonrası oluşan ağır ruhsal sıkıntılardan sonra daha sık görülmesi nedeniyle psikolojik kökenli olarak değerlendirilmiştir. Kişinin yaşadığı ağır ruhsal travmalar, sünnet, doğum sırasında oluşabilecek yırtıkların önlenmesi için yapılan kesiler (epizyotomi) gibi genital bölge ameliyatları veya travmaları, çocukluktan başlayan ruhsal ve cinsel gelişim bozuklukları, cinsellikle ilgili abartılı değer yargıları, yanlış cinsel tutum ve davranışlar, cinsel eşe yönelik olumsuz duygular, cinsellikle ilgili geçmiş travmatik yaşantılar ve kişinin fizyolojik özellikleri hayalet orgazm benzeri durumlara yol açabilir. Ayrıca bazı insanlar gençlik yıllarından itibaren cinsellikten söz etmekten bile kaçınırlar. Cinselliği içeren konulardan rahatsızlık duyarlar, dolayısıyla mastürbasyon yapmak onlar için son derece itici, hatta kaygı vericidir. Kimileriyse cinsellikle ilgili duygularını bastırmayı tercih ederken kimileri cinselliğin zevk vermekten çok uzak bir şey olduğunu düşünür. Bir grup da cinsel performanslarının yeterince iyi olmadığını düşünür. Bütün bu durumlar psikolojik baskıya yol açarak orgazm problemlerine yol açabilir. Bu kişilerde hayalet orgazm benzeri durumlar veya aşırı bastırılmış dürtülerin sonucunda hayali orgazmlar yaşanabilir. Hatta sünnet sonrası ilk 3 ay penis başında aşırı duyarlılık oluşabilirse de bu zaman içerisinde kaybolur ve hayalet orgazma neden olabilen bu duruma penis başı aşırı duyarlılığı denir.” dedi.

    Hayalet orgazm çok nadir görülür

    Hayalet orgazm vakalarının çok nadir görüldüğünü ve yaşayanların da bu duruma anlam vermekte zorlandıklarını söyleyen CİSED Genel Başkanı Dr. Cem Keçe; “Hayalet orgazm; kişide genelde sorun yaratmaz, kabul edilebilir ve zamanla azalma eğilimine girer ya da kaybolur. Ancak bazen büyük problem oluşturabilir, sıkıcı bir karaktere bürünebilir. Bu durumda gün boyu ya da belirli uyaranlarla (klitorise veya penise dokunma, bacak arasına bir cisim yerleştirme gibi) hissedilebilir ve genellikle kronikleşebilir. Hatta bazı yurtdışı olgularda depresyon, hatta intihar nedeni olabileceği bile bildirilmiştir.” dedi.

    Hayalet orgazm yaşayan kişilere tavsiyeler

    Akut yani aniden başlayan hayalet orgazmın bir belirti, kronik yani yerleşmiş ve sürekli hayalet orgazmın ise bir hastalık olabileceğinin altını çizen CİSED Genel Sekreteri Psk. Serap Güngör; “Çünkü kronik hayalet orgazm yaşayanların yaşam kalitesi zamanla düşebilir. Bir süre sonra bu kişilerde depresyon ortaya çıkabilir. Herkese haz veren bir durum bu kişiler için zor bir durum yaratabilir. Zamanla kişide iyileşmeye yönelik umutlar tükenir’ dedi ve hayalet orgazm yaşayan kişilere şu tavsiyelerde bulundu: ‘Orgazm insan cinsel yanıtının son aşaması olmakla beraber, ne cinselliğin tek keyfidir, ne de cinsel etkinliğin tek hedefidir, cinsel hazlarımız içinde önemli bir yeri vardır, ama tek haz değildir. Beynimizi kapatıp duyularımıza odaklandığımızda birçok haz yaşarız, bunların birçoğu orgazm anından daha uzun sürelidir. Sadece orgazmı hedefleyerek hissetmek alınabilecek hazları azaltır. Genital bölgede hissedeceğiniz duyumların mutlaka orgazmla sonlanması da gerekmez. Başka bir deyişle orgazm olup olmamak, tek başına cinsel doyumu belirlemez. Ayrıca çok sıkıntı yaratıyorsa psikoterapi almak için psikoterapiste, nörektomi veya semptomatik nörinom tedavisi almak için bir uzmana başvurabilirsiniz.” dedi.

  • Bebek hedefli seks

    Bebek hedefli seks

    Esas amacınız bebek yapmak olduğu için yaşadığınız cinsellik sıkıcı olmak zorunda değil, bunu aklınızdan çıkarmayın.

    Stanford Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmaya göre, doğurganlık problemi yaşayan kadınların seksüel disfonksiyon yaşama olasılığı yüzde 15 daha fazla. Üstelik cinsel hayatlarındaki tatmin fark edilir şekilde daha az.

    Potansiyel problemlerden kaçınmak için, aşağıdaki uzman önerilerini dikkate almak isteyebilirsiniz:

    Sebepsiz sevişin
    Sıkı bir programa bağlı kalan çiftler cinsel ilişkiden daha az zevk alır. “Erkekler genelde sadece sperm donörleri gibi hissetmeye başlar, kadınlar ise her ay başarısız olmanın tedirginliğini tekrar yaşar” diyor Pamela Fawcett Pressman, kısırlık konusunda uzmanlaşmış seks terapisti. Her iki senaryoda da performans sorunları kaçınılmazdır. Ve taraflar partnerleri için yeterince çekici olmadığını düşünmeye başlar.

    Bu problemin en basit çözümü yumurtlama dönemleri dışında da seks yapmaya başlamaktır, üstelik bu dönemlerde de az da olsa hamile kalma olasılığı vardır. “ Yeniden duygusallık yakalamak için sebepsiz sevişmek en iyi yoldur” diyor New York Üniversitesi’nden Doktor Mindy R. Schiffman ve ekliyor: “Bu ayni zamanda sevişmek zorunda olduğunuz zamanlardaki baskıyı üzerinizden atmanıza ve ‘bu gece o gece’ sendromundan kurtulmanıza yardımcı olur”

    Uygun moda geçin
    “Yapılan ilginç bir araştırmaya göre ruh haliniz, hatta yüz ifadelerinizin bile birlikteliğiniz üzerinde önemli etkisi vardır” diyor Dr. Kingsberg, “Eğer yüzünüzde sert bir ifade varsa, bu partnerinizin size yakınlaşmaya çalışmasını engeller.”

    Günün stresi ve yansımalarından uzaklaşmak için kendinize zaman tanıyın ve ondan sonra sekse yönelin. Fonda dinlendirici bir müzik ile alınacak bir duş işe yarayabilir. Afrodizyak özelliği olan hafif ve taze besinler tüketebilir ve kendinize hazır hissedene kadar süre vermek isteyebilirsiniz…

    Ön sevişmeye odaklanın
    Yumurtlama ajandası harici sevişmek dışında, sonrası olmayan ön sevişmeler de yaşamalısınız. “Masaj ve duygusal dokunuşlar, bir çiftin yakınlaşması ve bağlarını kuvvetlendirmesi için gerçekten önemlidir’ diyor Pressman. Ve sakın öpüşmeyi unutmayın! Öpüşmek sandığınızdan çok daha fazla hormon ve duyguyu harekete geçirir.

    Çeşitlilik yaratın
    Her çiftin favorisi olan ve baştan çıkmalarını kolaylaştıran birkaç pozisyonu vardır. Eski yöntemler üzerinde doğaçlama yaparken araya birkaç yenilik katın. Beklenmedik anlarda vajina kaslarınızı sıkıştırabilir ya da bacaklarınızın açısını değiştirebilirsiniz, bu sizin daha duyarlı olmanıza yararken partnerinizin da daha çok zevk almasını sağlayacaktır. Hatta hiç kıpırdamadan durmak bile karşınızdaki tarafından beklenmedik bir hareket olacaksa farklılık yaratabilir.

    Şehvetli olmaktan korkmayın
    Dr. Schiffman’a göre, bazı insanlar bebek için seviştikleri zamanlarda şehvetli olmaktan kaçınıyor ve bunun yerine mükemmel ve saf bir birleşme yaşamayı tercih ediyor. Maalesef bu mantalite çiftleri hedeflerinden oldukça uzaklaştırıyor. Tam tersine, yorucu ve yıldırıcı bir süreç yasayan çiftler için fantezilerin devreye girmesinin ve yeni, kışkırtıcı olanların denenmesinin tam zamanı. Üstelik seksi düşünmek ve istekli olmak karşınızdaki adamdan neden bir bebek istediğinizi size yeniden hatırlatacak!

    Yeniliklere açık olun
    Yeni bir şey denemek istiyorsanız, mesela çeşitli seks oyuncakları ya da şehirden uzaklaşılan bir seks kampı, şimdi tam zamanı! Çocuğunuz olduktan sonra, özellikle ilk dönemde cinsel hayatınıza ayıracak zamanı zor bulacağınızın farkında değilseniz, hatırlatalım.

    Yatak odasına tıkılıp kalmayın
    Cinsel açıdan tahrik olmanızı sağlayacak aktiviteler oldukça işe yaracaktır. Dans etmek, şarap tadım günlerine katılmak ya da birlikte gidilen bir sinema filminden sonra eve yürüyerek el ele dönmek. Birlikte dinlenmeniz de aynı derecede önemli. Birbirinizden ve birlikteliğinizden zevk almanız çok önemli. Bir çift olduğunuzu asla unutmamalısınız.

  • Seksin duyulmamış gerçekleri

    Seksin duyulmamış gerçekleri

    Amerikan Huffington Post sitesi seksle ilgili bilinmeyen gerçekleri sıraladı.

    Avrupa’daki her 10 bebekten biri Ikea yataklarında cinsel birleşme sonucu dünyaya geliyor.

    İngiliz ajanlar, görünmez mürekkep olarak sperm kullanmaktan, spermlerin uzun süre durunca kokması nedeniyle vazgeçtiler.

    Dişi bir gelincik 1 yıl boyunca çiftleşmezse ölür.

    Dünyada saniyede 7 viagra satılıyor.

    15. yüzyılda en çok satılan ve en iyi kurguya sahip erotik roman “The Tale of the Two Lovers”tı (İki aşığın masalı). Yazarı daha sonra Papalık makamına gelen Papa Pius’tu.

    Sevgili bulma sitesi match.com’un kurucusu Gary Kremen, aynı siteden bir erkek arkadaş bulan sevgilisi tarafından terk edildi.

    17 gün süren 2012 Londra Olimpiyatları’nda atletlere toplam 150 bin prezervatif dağıtıldı.

    Kadınlardaki G noktası profesör Beverley Whipple tarafından keşfedildi. Adına “Whipple dili” denilecekti ancak profesör istemeyince G noktası olarak adlandırıldı.

    Her 5 saniyede dünya üzerinde 2 bin 778 kez seks hakkında konuşuluyor.

    Spermin içeriğinde 30 çeşit madde vardır. Bunlardan bazıları fruktoz, askorbik asit, kolesterol, sitrik asit, nitrojen, B12 vitamini tuz ve enzimlerdir.