Etiket: Cinsellik

  • Flört ederken cinsellik olmalı mı, olmamalı mı?

    Flört ederken cinsellik olmalı mı, olmamalı mı?

    Kadınİlişkinin belki de en özel, çiftlerin en heyecanlı ve ilgili olduğu günler flört dönemine denk geliyor. Ama konu yatak odasının kapısını zorladığında kadınların aklı hep o soruda takılıyor: Flört ederken cinsellik olmalı mı, olmamalı mı?

    Yaşı 60’ın üzerinde olanlar çevrelerinde aşk evliliği yapan çiftleri tanımlamak için “sevişerek evlendiler” cümlesini çok kullanır. Oysa onlar bizim bugün anladığımız anlamda sevişmeyi değil, birbirilerini çok seven bir çifti anlatmaya çalışıyor. Günümüzde ise yeni evli bir çift için bu cümleyi söylemek büyük cesaret istiyor. Çünkü toplumun bize dayattığı birçok tabu ve yasak evlilik öncesi cinsel ilişkiyi onaylamıyor. Peki günümüz çiftleri hak ve özgürlüklerin çok olduğu, teknolojinin tüm nimetlerinin sevgililer yararına çalıştığı bu dönemde anne-babaları gibi sözde sevişerek mi evlenmeli, yoksa bunu fiiliyata dökmeli mi? İlişki Koçu Seda Diker ile bu soruya yanıt aradık. Flört ve cinsellik arasında nasıl bir ilişki olması gerektiğini anlamaya çalıştık.

    Konuya ilk olarak flört kavramıyla girdik. Nedir bu flört? Biz bu kavramın anlamını biliyor muyuz? Seda Diker, Türkiye’de ne kadınların ne de erkeklerin flört hakkında doğru bilgilere sahip olmadığını belirterek, şunları söylüyor: “Yurt dışına gittiğimizde görüyoruz, çiftler ne de güzel flört ediyor. Bu hiç yanlış bir şey değil ama biz bu kelimeyle korkutuluyoruz. Halbuki flört iki insanın birbirini tanıma amaçlı başlattığı ama daha sonra ilişkinin duygusunu yüksek tutabilmek için ömür boyu devam ettirmesi, şekil değiştirmesi gereken bir diyaloglar bütünü. Bence Türk halkının ilacı şu an flört. Çünkü biz birlikteliklerimizi ya ilişkiye döndüremiyoruz ya da direkt yatağa girip, sonrasında da görüşmüyoruz. Cinselliğin ardından oluşan diğer süreç de ‘takılma’ olarak adlandırılıyor. Flört ise işte bu takılmayı ilişkiye çevirecek, aşkı ve duyguyu oluşturacak aşamayı ifade ediyor” diyor.

    Flört ederken cinsellik olmalı mı, olmamalı mı?

    HER ŞEYİN BİR ZAMANI VAR!
    Diker’in sözlerine bakılırsa cinsellik flörtün içindeki unsurlardan biri, iyi ama ne zaman? Bir ilişkiye başlamaya çalışan tüm kadınların korkulu rüyası olan bu dönem flörtün hangi aşamasına karşılık geliyor? “Biliyorum ki her kadın bilinçaltında kaybetme korkusuna sahip olduğu için maalesef belirsiz olan o gri alanı sevmiyor. Danışanlarımdan örnek vermem gerekirse bazıları flört etmeyi istemiyor, bir an önce ne olacağını görmeyi tercih ediyor. Yaşadığının ne olduğunu bilmeyi istiyor” diyen Seda Diker, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Bunları istiyorsunuz, kabul ama karşınızdaki erkekle aranızda duygu oluşması için bir zaman geçmedi, hayal kurulmadı, heyecan duyulmadı, oyun oynanmadı! Bunlar olmadıktan sonra o ilişkinin durumu nasıl netleşecek? Biz şu an arada kalmış bir nesiliz. Bundan 20 yıl önce evliliğe giden çiftlere bakıyoruz; ellerinde internet, akıllı telefonlar, chat ya da başka hiçbir iletişim aracı yok. Kendi örneğimi vereyim, eşimle evleneli 24 yıl oldu. Ben eşime ulaşamıyordum çünkü ev telefonu salonda duruyordu. Duygusuz konuşuyordu, sürekli hık mık ediyordu. Peki biz ne yaptık? Konuşamıyoruz, görüşemiyoruz, evlenelim de beraber olalım dedik. Fakat şimdi yaşam böyle değil.”

    GİDER Mİ, KALIR MI?
    Flört etmenin doğasında el ele tutuşmak, öpüşmek, birlikte dışarı çıkmak, arkadaşlarla bir araya gelmek, sosyalleşmek, bir koltukta oturup film izlemek olduğu kadar cinsellik de var. Ancak Türk kadınları bu gri alanla ilgili büyük endişeler yaşıyor. Bunların en büyüğü de “Yatağa girersem hevesini alıp, başkasına gider mi?” sorusunun bilinmezlerle dolu cevabı. Erkek belki gider, belki de gitmez ama bu noktada asıl düşünülmesi gereken başka şeyler var. Diker bunları şöyle açıklıyor: “Bu konuda ince bir çizgi var. Kadının kendine ben ne kadar oyun oynayabiliyorum, heyecan yaratabiliyorum sorularını sorması gerekiyor. Duygunun yani bir aşkın oluşabilmesi için her iki tarafın da hoşlandığı kişide farklı hisler uyandırması önemli. Bunları uyandırıp, onun karşılığını vermesi gerekiyor. Örneğin heyecan uyandırmak, merak ettirmek ve tabii ki hayal kurdurmak… Bir erkek kadını hayal etmek ister. Ne kadar çok hayal edebilirse o kadar aşık olur, düşünür. Erkek de kadına öfke hissettirebilir ama bunu yaptığında ‘Ben buradayım haydi, karşında ben varım’ diyebilmeli. Korku hissettirirse ardından güven, endişe hissettirirse de şefkat vermeli. Yani erkeğin kadının duygusunu takip edip, onda bunları uyandırıp, karşılığını vermesi gerekli.”

    AKIŞA BIRAKMAK LAZIM
    Flörtü bir anlamda sevişmeye benzetmek gerekiyor. Bir erkek kadının, kadın da erkeğin nasıl seviştiğini yatakta onunla flört ederek anlayabiliyor. Diker, yatak odasında bir kadınla bir erkek birlikte olduğunda önce bir tarafın yönetici olduğunu, diğerinin de kendini partnerine bıraktığını ama aynı anda hem yöneten hem de yönetilen olamayacağını söyleyerek, “Sonra öyle bir an gelir ki roller değişir, o zaman diğer kişi partnerini mutlu eder, coşturur, haz verir. Sonra roller yeniden değişir. Flörtte de eğer sürekli bir taraf yönetici olursa bir sıkıntı oluşur. O zaman o kişiyle yatağa girmek istenmez. Asıl önemli olan şu; hep derler ki yuvayı dişi kuş yapar, kadın yönetsin. Hayır, erkek de kadın da ara sıra yönetici olacak ve ilişkiyi paslaşacak. Eğer bunu yapamıyorsa erkek kadında eşitini görmek istiyor. Kendi yeterince flörtöz ve yönetici ise karşılığını kadında göremezse ona aşık olamıyor” diyor.

    ONU YATAKTA AŞIK EDEMEZSİNİZ!
    Eğer flört eden bir çiftten kadın olan erkeğe aşık olmuş ama karşıdan aynı duyguları alamıyorsa, partnerini elde tutmak için ilişkiyi cinsellik üzerine kurabiliyor. Böylece onu kendine aşık edebileceğini düşünüyor. Ancak bu her zaman işe yaramıyor. Diker, bu çabaların yüzde 100 ters dönüp, işlerin sarpa sarabileceğini belirterek kadınlara şu uyarılarda bulunuyor: “Erkeği cinsellikle elinde tutmayı şu an çok kadın deniyor ama hepsi başarısız oluyor. Erkek hiçbir zaman onlara ait olmuyor. Ancak ilişkideki problem kadının yatağa girmemesi, erkeğin de çok tabusuz olması ise o zaman durum farklı! Ama bunlardan kaç tane var ki Türkiye’de?”

    “KOLAY KADIN OLMAYAYIM!”
    Flörtte bir tarafta cinselliğini kullanarak erkeği elinde tutmaya çalışan kadın modeli varken, diğer tarafta da güçlü, duygularını belli etmeyen, “O kadınlar gibi olmayayım” diyen, birbirini yargılayan başka bir grup bulunuyor. Bu gruptaki kadınlar aman ben basit görünmemeyim, onun peşinde koşuyor gibi olmayayım düşüncesine takılıyor. Bu gri alanda yer alan kadınların oynadığı tek bir oyun olduğunu ancak sıkıcı olan bu oyunu hiçbir erkeğin istemediğini belirten Diker, “Bu oyunun adı ben kaçayım, o kovalasın, ben duygumu belli etmeyeyim, o sorsun merak etsin, peşimden koşsun… Ama erkek bunu bir-iki kez yaptıktan sonra vazgeçip, kaçıyor. Bu iyi bir oyun değil. Buradaki çözüm başka bir yerde. Kadın hislerini karşısındaki erkeğe mutlaka öfkeli, kızgın değil nötr bir şekilde, dersini çalışmış, negatif elektriğini atmış olarak üç-dört cümleyle özetle ifade etmesi gerekiyor” diyor.

    Flört ederken cinsellik
    Flört ederken cinsellik

    SINIRLAR & DUYGULAR
    Bir kadının flört ederken kendini ne kadar açacağına yalnızca kendisi karar verebilir. Bunun birinci aşamasında duygu oluşturup, hayal kurdurma ve oyun oynama yer alıyor. Bu oyunları oynarken kimi zaman partnerimizi sinirlendireceğiz, öfkelendireceğiz, belki biraz utandırıp, takdir edeceğiz. Böylece duygu spektrumunun en uçlarında ona farklı şeyler yaşatacağız. Tabii ki aynı şeyi de paylaşacağız. Bunun bir tango gibi düşünülmesi gerektiğini belirten Diker sözlerini şöyle sürdürüyor: “Eğer bir taraf, söz gelimi erkek cevap vermiyor, kaçıyor, duruyorsa kadının yapması gereken iki şey var. İlki, erkeğin korkusunu takip edip, iç düşünceleri, korkuları nedeniyle emin olmayan bu kişinin beyninin yüzde 100’ünün kabullenmesini beklemek. İkincisi ise kendisini ve korkularını durdurmak, korkulara göre hareket etmemek! Çünkü kadınlar her şeyi üzerine alınıyor. Erkekler flört aşamasında yaşadıklarından çok fazla emin olamıyor. Oysa kadın erkeğin emin olmasını, ilk günden netleşmesini istiyor. Böyle bir şey yok. Burada kadının korkuya kapılmadan, soğukkanlılıkla erkeğin korkusunu okuyup, onu bypass etmesi gerekiyor. Ama kadınlar tam aksine ‘Aman Allah’ım neden beni istemedi, boyum mu kısa, güzel mi değilim?’ sorularına düşüyor. Oysa tek sorun erkeğin kafasındaki gelgitler. Bunların nedenini çözmekse flörtle mümkün.”

    KARTLARINIZI AÇIK OYNAYIN
    Kadınlar bir ilişki sürdürdüğünde birtakım konulara takılabiliyor. Bunlardan biri de “Partnerim geldiğinde çok kalmıyor, ne yaparsam yapayım gitmeye devam ediyor” düşüncesi. Eğer ilişkide bu tür belirsizlikler yaşanıyor ve bunlar devam ediyorsa kadının erkekle açıkça konuşması ve bu sorunu çözmesi için karşı tarafa yüreğini açıp, olaya el koyması gerekiyor. Gerekirse süre vermesi, bu bir hafta, 10 gün ya da üç ay sürse de bir çerçeve çizdirmesi önemli. Ama bunun yolu “Bizim ilişkimiz ne olacak, bize ne olacak, ciddi miyiz?” gibi sorular sormak değil. Tam aksine, ona verdiği değeri ifade edecek, “Gittiğinde, benden uzaklaşıp, mesaj atmadığında neler hissediyorum biliyor musun? Seni çok özlüyorum ve duruma çok üzülüyorum” gibi cümleler kurmak gerekiyor. Seda Diker, bu durumu çözmenin diğer yollarını ise şu sözlerle anlatıyor: “İkinci olarak ‘Aslında ben seninle ne hayal ediyorum biliyor musun, daha yakın bir ilişki. Arkadaşlarımızla birlikte çıktığımız, el ele yürüdüğümüz…’ demek gerekiyor. Bir diğer yol ise onun da fikrini alarak, bu duruma dahil etmek. ‘Acaba sen ne düşünüyorsun? Eğer sen aynı fikirde değilsen ben gideceğim’ demek de gerekiyor bazen. Son olarak da eğer erkek ‘Evet ben seni istiyorum’ diyorsa, ona zaman tanımak. Erkeğin yaşadığı gelgitlerin bitmesi için gerekli süreyi ona vermek önem taşıyor. Ama tüm bu çabalara rağmen erkek aynı davranışları sürdürüyor ya da açıkça hayır cevabını veriyorsa o noktada kadının konuyu kapatıp, enerjisini o adama daha fazla kaptırmaması gerekiyor.”

    CİNSELLİĞİN İLK ADIMI: FLÖRT

    – Partnerinizin beğendiğiniz yönlerine odaklanın. Bunları ona ifade edin. Beğenmediğiniz ya da rahatsız olduğunuz yönlerini ise yargılamadan, sevgiyle açıklayın.

    – Flört ederek cinsel enerjinizi artırın.

    – Bir an evvel boşalmak gibi düşüncelerle yatağa girmeyin, hazza odaklanın.

    – Önyargılarınızı geride bırakıp flörte başlayın. Üstünüzden çıkardığınız ilk şey önyargılarınız olsun.

    – Acele etmeyin, partnerinizin nelerden hoşlandığını ya da hoşlanmadığını keşfetmeye zaman ayırın. Her seferinde yeni şeyler keşfettiğinizi göreceksiniz.

    – Kıyaslama yapmayın.

    – Partnerinize karşı maskelerinizi çıkartın.

    – Aile veya arkadaş yargılamalarına müsaade etmeyin, kendi sınırınızı çizin.

    – Kadının hasının duygularına kapılmadan huzurda kalabilen olgun kadın, erkeğin hasının ise kendi kadınıyla derinleşebilecek kadar doygun olan erkek olduğunu unutmayın.

    ERKEK SÖYLER, KADIN GÖSTERİR
    Kadınlarla erkeklerin kafa yapısı çok farklı. Örneğin bir erkek, bir kadınla yatağa girmek istiyorsa bunu dokunarak ifade ediyor hatta açıkça dile getiriyor. Bunun temelinde aktif ve rahat olmaları yatıyor. Kadın ise eğer yatağa girip, sevişmek istiyorsa bunu teşhir ederek gösteriyor ve ne kadar cevap aldığına bakıyor. Ama eğer istemiyorsa bunu partnerine en kısa sürede bildirmesi gerekiyor. Nasıl mı? Seda Diker bunun üç yoldan yapılabileceğini söylüyor. Birinci adımda; kadın eğer istemiyorsa bunu hareketiyle belli edip, sınır çiziyor, karşılığında da erkek geri adım atıyor. Eğer devam ediyorsa bu onun tacizkar olduğunu gösterir ki konunun mutlaka konuşulması, ben böyle hareketlerden hoşlanmıyorum diye açıklaması gerekiyor. Ama kadın belli bir sınıra ya da süreye kadar beklemesine rağmen erkekten bir duygu görmüyorsa, bunu hissedene kadar ona vakit tanımayı tercih ediyor. Diker, “Kadın zamansızca erkekten seks talebini duyduğu ya da hissettiği an ilk önce o erkeği isteyip istemediğinin kararını vermeli. İstiyorsa ama karşı taraftan birtakım duygusal hareketler bekliyorsa bunu açıkça dile getirmeli. Yani ben de seni istiyorum mesajı vermek zorunda. Aksi halde çok antipatik oluyor. Çünkü madem sevişmek istemiyorsun, o halde adamın yanında ne arıyorsun? Dolayısıyla o erkeğe, ben de istiyorum bunu diyerek söze başlamak gerekiyor. Ama göz kontağı kurup, gözleriyle severek ‘Benim biraz daha duyguya, sevgiye, şefkate, biraz daha tanımaya ihtiyacım var’ demeli. Ve tabii ki direkt olarak ‘Ben de seni istiyorum ama bana biraz daha zaman tanır mısın?’ diyebilmeli” diyor.

    DOĞRU KİŞİYİ BULDUĞUNUZA EMİN MİSİNİZ?

    • Yüzde 30 Bedensel uyum

    • Yüzde 30 Zihinsel uyum

    • Yüzde 40 Ruhsal uyum

    Eğer sevgili adayınız buradan 70 ve üzeri almayı başarırsa, denemeye değer demektir.

    Formsanté – 2015 Temmuz sayısı
    Ayşegül Uyanık Örnekal

  • Cinsellik ne zaman yaşanmalı?

    Cinsellik ne zaman yaşanmalı? Araştırma için 11 bin evli olmayan ama ilişkilerini ciddi ve uzun vadeli olarak nitelendiren çift incelendi ve ilişkilerine ne kadar güvendikleri soruldu.

    Bir yıldan fazla süredir beraber olan ve ilişkinin ilk zamanlarında cinsel birleşme yaşayan çiftlerin iletişimlerinde ve ilişkilerinde, ilk haftalarda seks yapmayan çiftlere göre daha düşük bir tatmin yaşadıkları ortaya çıktı.

    Araştırmada sonuçları etkilemesi muhtemel ırk, eğitim, seks partnerlerinis sayısı ve dini inançlar gibi faktörlerde incelendi. Uzmanlar cinselliği ertelemenin neden olumlu bir etki yaptığı konusunda net değil. Bunun sebebinin muhtemelen erken cinsellik yaşayanların yüksek cinsel beklentilere yöneldiği ve bu yönde de devam ettiği düşünülüyor.

    Araştırmayı yürüten uzmanlardan Justin Lehmiller bu durumun seksle hiçbir alakası olmayabileceğini sadece ilk buluşmada yatağa atlayan ve bekleyenler arasında karakter farkıyla alakalı olabileceğini belirtti.

  • Orgazm faydaları

    Orgazm faydaları

    Orgazm faydaları Kadın orgazmı cinsel sağlık konusunda en çok tartışılan ve en karmaşık konulardan biridir. Seksin sağlığa faydaları ile birlikte orgazmın da ayrıca birçok faydaları var. İngiliz Daily Star Gazetesi’nin haberine göre orgazmın kadın sağlığına 9 yararı:

    Orgazm faydaları

    1) Düzenli yapılan seks bağışıklık sistemini güçlendirir. Soğuk algınlığını gidermeye yardımcı olur.
    2) Orgazm kan akışını düzenler.
    3) Her ne kadar günlük olarak egzersiz yapmanın yerini hiç birşey tutmasada, orgazm kardiyo egzersizi ile eşdeğerdir.
    4) Orgazm ile stres iki kat daha fazla atılabilir.
    5) Seks cildin daha canlı ve sağlıklı olmasını sağlar.
    6) Meme kanseri riskinin azalmasına yardımcı olur.
    7) Daha fazla seks daha fazla uyku demektir. Orgazm uykusuzluğu gidermeye yardımcıdır.
    8) Daha uzun bir yaşamın sırrı orgazmdır
    9) Orgazm daha iyi yaşlanmaya yardımcıdır.

    Yoğun bir orgazm yaşadıktan sonra, yaşadığınız bu orgazmı kendinize sürekli hatırlatmaya çalışın. İyi bir cinsel deneyim sonrası partnerinize sizi ne kadar iyi hissettirdiğini hatırlatın. En güzel cinsel deneyimleri birlikte anmak, sizi neyin birbirinize çektiğini size tekrar hatırlatır ve bunu yeniden yapmak istersiniz.

  • Sevişmeden önce yapılması gerekenler

    Sevişmeden önce yapılması gerekenler İyi giden bir cinsel hayatınız varsa bu ilişkinizin iyi gitmesinde de önemli bir etken… Güzel giden bir cinsel hayat için seksten önce yapmanız gereken bu 4 maddeyi kesinlikle bilmelisiniz!

    1. Can sıkıcı konuları yatağa taşımayın!

    Seks öncesi can sıkıcı konuları unutun. Partnerinizi mutlu edecek konulardan bahsedin, iltifat edin, onu tahrik edecek kelimeleri sarfedin. İşitsel etmenler seksi fazlasıyla etkiler.

    2. Seksi iç çamaşırlarının gücünü her zaman kullanın!

    Görme duyusu önemlidir. Onu tahrik edecek iç çamaşırları giymeli, loş ışıklı ortam yaratmalısınız. Loş ışık her zaman tahrik edici olmuştur.

    3. Teninizin kokusu ve vücut temizliğini koruyun!

    Temizliğinize dikkat etmelisiniz. Fazla ter toplayan kasık ve koltuk altı gibi yerleri traş etmeyi unutmamalısınız. Aynı zamanda seksi kokular sürmek de tahrik edici olsa da, banyo sonrası temiz bir vücudun da tahrik ediciliği oldukça yüksektir.

    4. Ağız ve dişlere özen gösterin!

    Ağız kokusu boşanmaya bile neden olabiliyor. Bu sebeple en önemli maddeyi unutmayın ve mutlaka dişlerinizi fırçalayın!

    5. Hassas nokta dokunuşu!

    Nereye nasıl dokunduğunuz, partnerinizi ne kadar tanıdığınızla doğru orantılı. Bu keşfe çıkmak hem sizi hem de partneriniz oldukça heyecanlandıracaktır ve asıl olan bu keşfi tamamkadıktan sonra ki haz…

  • Cinsel arzuyu arttıran çay tarifi

    Cinsel arzuyu arttıran çay tarifi

    Cinsel arzuyu arttıran çay tarifi Tadı ve kokusuyla dikkat çeken karanfil, cinsel hayatta yaşanacak sıkıntılara da iyi geliyor. Afrodizyak etkisiyle çiftleri mutlu ediyor…

    Takvim’de yer alan habere göre eski çağlarda aşk çiçeği olarak ün salan karanfil, afrodizyak etkisiyle mutluluk getiriyor. Karanfilin, kadın ve erkeklerde cinsel arzuyu artırdığını söyleyen uzmanlar, “Karanfil aynı zamanda kadınların hamile kalma olasılığını artırırken, doğumunu kolaylaştırıyor” diyor.

    Güçlü bir mikrop kırıcı olan karanfilin sağlığa daha birçok yararı olduğunu ifade eden uzmanlar, bu hoş kokulu baharatın faydalarını şöyle sıralıyor…

    YORGUNLUĞUN İLACI

    Antiseptiktir; mikropları öldürür.
    Ağrı kesici ve mikrop öldürücü özelliği nedeniyle özellikle diş hekimliğinde faydalıdır.
    Ağız kokusunu giderir. Bu nedenle sarımsak, soğan ve sigara kokularını bastırmakta etkilidir.
    Gaz söktürücüdür. Uyarıcıdır; bedeni ve zihni yorgunluğu giderir.
    Kalp ve hafızanın yanı sıra bağışıklık sistemini de güçlendirir.
    Baharat olarak iştah açar.
    Hazmı kolaylaştırır.
    Mide ağrısını keser, nefes almayı güçlendirir.
    Karanfil çiçekleri balgam söktürücüdür. Öksürüğü keser.
    Mide bulantısını ve kusmayı önler, ateşi düşürür.
    İshale iyi gelir.

    Cinsel arzuyu arttıran çay tarifi
    Cinsel arzuyu arttıran çay tarifi

    KARANFİL ÇAYI TARİFİ

    Kurutulmuş 6-7 diş karanfili havanda iyice toz haline gelinceye kadar dövün. İçeceğiniz bardak kadar suyu kaynattıktan sonra ocağı kapatın ve karanfil tozunu suya atın. Demliğin kapağı kapalı halde 10 dakika demlenmesini bekledikten sonra içebilirsiniz. Çayın güçlü olması için 20 dakika demleyebilirsiniz. Daha çok karanfil çayı hazırlarsanız, buzdolabında 2-3 gün saklayabilirsiniz.

  • Haftada ikiden fazla seks yapmayın çünkü…

    Yapılan ilginç araştırmaya göre, fazla seks yapmak çiftleri mutlu etmiyor, hatta aksine daha mutsuz olmalarına sebep oluyor…

    İngiltere’de yapılan bir araştırmada, 128 çift iki gruba ayrıldı. 64 kişilik bir gruba normal seks iki katı fazla cinsel ilişkiye girmeleri söylendi.

    Diğer gruptaki çiftlerden ise normal cinsel hayatlarının yarısı kadar seks yapması istendi.

    Çiftler, 12 hafta boyunca bu deneyi gerçekleştirdi. Akademisyenler, daha fazla seks yapan çiftlerin arzusu ve aldıkları zevkte düşüş görülmediğini ancak, çiftlerin mutluluğunda düşüş gözlendiği belirtildiğini söyledi.

    Araştırmacılar, daha fazla cinsel ilişkiye giren çiftlerin bunu doğal olarak değil de bir araştırma için yapmalarından dolayı genel mutluluklarında bir düşüş olduğunu açıkladı.

    SABAH YAPILAN SEKS BİR BAŞKA

    Araştırmayı yöneten yazarlardan biri, elde edilen sonuçların çiftlerin cinsel ilişkiye giriş sıklığının artmasının faydalı olduğunu, ancak bunu kendileri için arzuları tetikleyen ve isteklerinin daha yoğun yaşandığı bir düzende yapmalarını tavsiye etti. Önerilen seks saati ise sabah.

  • Enerji içecekleri cinselliği nasıl etkiliyor?

    Enerji içecekleri cinselliği nasıl etkiliyor?

    Enerji içecekleri cinselliği nasıl etkiliyor? İlk olarak uzun yol tır şoförleri ve sporcular için üretilmeye başlanan ama daha sonra gençlerin enerjik olmak için kullanmasıyla satışı yaygınlaşan ve tüketimi giderek artan enerji içecekleri, her yaştan insanın tercihleri arasında yer alıyor. Ancak enerji içeceklerinin tüketiminde dikkat edilmesi gereken çok önemli noktalar var… Çünkü enerji içecekleri kişiye geçici bir süre enerji veriyor ama yanlış ve aşırı kullanıldığında vücuda verdiği zararlar bu enerjinin yanında azımsanmayacak kadar fazla olabiliyor. Peki, enerji içecekleri nedir, ne değildir? Enerji içecekleri kullanılmalı mı, kullanılmamalı mı? Veya nasıl kullanılmalı? Enerji içeceklerinin içinde neler var? Enerji içecekleri vücutta ne yapıyor? Enerji içecekleriyle spor içeceklerinin farkı ne? Enerji içecekleri cinselliği nasıl etkiliyor? Kimler enerji içeceği kullanmamalı? Enerji içecekleri alkol ile birlikte alınabilir mi? İşte tüm soruların yanıtları…

    ENERJİ İÇECEKLERİ İLE SPOR İÇECEKLERİNİ BİRBİRİNDEN AYIRMAK GEREKİYOR…

    Dayanıklılığı ve fiziksel performansı, zihni anlamda uyanıklığı ve konsantrasyonu arttırmak, tepkileri hızlandırmak, metabolizmayı canlandırmak ve toksinlerin vücuttan atılımını kolaylaştırmak fikrinden yola çıkılarak üretilen enerji içecekleri, uyanık kalmayı sağladığı için sınav öncesi ders çalışırken ya da gece dışarıda uzun saatler eğlenmek için kalan gençler arasında yaygın olarak tüketiliyor. Oysa enerji içecekleri ile spor içecekleri birbirinden çok farklı… Bu nedenle sporcu içecekleri ile enerji içeceklerini karıştırmamak, aradaki farkı bilerek tüketmek insan sağlığı açısından son derece önemli… Enerji desteği sağlayan ve sporcular için önemi yadsınamaz olan spor içeceklerinde karbonhidrat, vitamin, mineral ve sodyum, potasyum gibi kan için gerekli maddeler bulunuyor. Spor içecekleri ağır spor yaparak sıvı kaybeden kişiler tarafından, su ile birlikte tüketebiliyor. Enerji içeceği olarak adlandırılan içeceklerde ise kafein, taurin ve guarana gibi uyarıcı maddeler yer alıyor.

    enerji_icecegi_cinsellik
    Enerji içecekleri cinselliği nasıl etkiliyor?

    ENERJİ İÇECEKLERİNİN İÇİNDE NELER VAR?

    Bir kutu enerji içeceğinde zihinsel işlevler üzerinde önemli bir madde olan kafein bulunuyor ve uzun süren aktivitelerde yağların yakılmasını artırarak daha fazla enerji sağlıyor, uyanık ve aktif olunmasına yardımcı oluyor. Stres veya yorgunluk anında, vücutta önemli bir antioksidan olan taurin seviyesi düşüyor. Vücuttan zehirli maddelerin atılmasına yardımcı olan glukuronolakton, glikoz parçalandığında ortaya çıkıyor ve hemen enerji veriyor. Enerji metabolizmasında etkili olan B grubu vitaminler, fiziksel ve zihinsel performansı artırıyor. Taurin, glukuronolakton ve B grubu vitaminler dışında enerji içeceklerinde bol miktarda glikoz, sükroz, guarana (bir çeşit kafein), inositol, carnitine, creatine, yapay tatlandırıcılar,yapay aromalar,yapay renklendiricilerve etil alkol yer alıyor. Bazı ürünlerde ise haşhaş tohumu özü veefedrin de bulunabiliyor.

    ENERJİ İÇECEKLERİNİN VÜCUTTAKİ ETKİLERİ YIKICI OLABİLİYOR…

    Vücut organlarını fazlaca yoran ve böbreküstü bezleri için zararlı olabilen enerji içeceklerinin içerdikleri yüksek oranda kafeinden dolayı çok fazla tüketilmemesi gerekiyor. Çünkü kilo alınımına, kalp ve kan damarlarında sorunlara yol açabiliyor, fazla tüketilmesi halinde çarpıntı yapabiliyor, tansiyonu yükseltebiliyor, asabiyet, huzursuzluk, uykusuzluk, sık tuvalete çıkma, ağız ve diş problemleri, terleme, ellerde titreme, bulantı, kusma, karın ağrısı, göğüs sancısı, baş dönmesi, uykusuzluk, bağımlılık hatta kalp krizlerine neden olabiliyor. Çok yüksek oranda şeker (15 tatlı kaşığı) içerdiği için susuzluğa (dehidrasyon) sebep olabiliyor. Yapay aromalar ve renklendiriciler, migrenden çeşitli baş ağrılarına, baş dönmesinden, saldırgan davranış geliştirmeye, hiperaktivite, kontrol edilemeyen bağırmalar ve ağlamalara, endişelere, düz oturamamaya ve çocuklara odaklanamama gibi pek çok soruna sebep olabiliyor. B vitaminleri fazla tüketildiğinde karaciğer zehirlenmesine, yanma hissine ve cilt lezyonları gibi motor ve duyu problemlerine sebep olabiliyor. Kafein kızarıklık, kaşınma, dil, yüz, ağız ve dudak uyuşması, nefes alma zorluğu, göğüs sıkışması ve kusma gibi çeşitli ciddi alerjik reaksiyonlara sebep olabiliyor. Ayrıca aşırı miktarda kafein tüketimi kronik strese, depresyona ve anksiyeteye yol açabiliyor. Bu nedenle enerji içeceklerinin antibiyotik ilaçlar, nefes açıcı ilaçlar, alkol ile birlikte kullanılmaması önem taşıyor. Bu nedenle gençler arasında kullanımı giderek artan enerji içeceklerinin okullarda satılması yasak… Milli Eğitim Bakanlığı, 21 Temmuz 2011 tarihli, 41 sayılı ve Okul Kantinlerindeki Gıda Satışı konulu bir Genelge yayınladı… Okul kantinlerindeki gıda satışını düzenleyen Genelge’ye göre, eğitim kurumlarının, yatılı veya pansiyonlu yemekhaneleri dahil olmak üzere kantinleri, çay ocakları, büfeleri vb yerlerde çocukların dengesiz beslenmesine şişmanlığa (obezite) sebep olabileceğinden, doğal maden suları hariç, enerji yoğunluğu yüksek, besin değeri düşük olan (enerji içecekleri, gazlı içecekleri, aromalı içecekler ve kolalı içecekler) ile kızartma ve cipslerin satışları yapılmayacak, otomatik satış yapan makinelerde bulundurulmayacak… Çünkü gençler enerji içeceklerini, derslere motive olmak veya sınavlarda uyanık kalabilmek için tüketebiliyor ama bunun için daha sağlıklı yollar bulmak gerekiyor. Enerji içecekleri hakkında yapılmış yeterli araştırma bulunmadığından, sağlık üzerine etkileri kesin olarak bilinmiyor ama bilinenler bile çok fazla kullanılmaması için yeterli gibi görünüyor.

    ALKOL KARIŞTIRILMAMASI VE BİRLİKTE ALINMAMASI TAVSİYE EDİLİYOR…

    Enerji içecekleri dolaylı olarak, alkolizme zemin hazırlayabiliyor. Çünkü kafein dozu yüksek olan enerji içeceğine alkol karıştırarak içmek, yorgunluk hormonu olarak bilinen kortizol hormonunun işlevselliğini yitirmesine ve hormonsal bozukluklara neden oluyor, böylece sarhoş olduğunu hissedemeyen, alkolün etkilerini fark edemeyen kişi daha çok içki içiyor ve bu durum trafik kazalarına ve alkol zehirlenmelerine yol açabiliyor. Bu nedenle enerji içeceklerinin alkol karıştırılmaması ve birlikte alınmaması tavsiye ediliyor.

    ENERJİ İÇECEKLERİ GERÇEKTEN CİNSEL PERFORMANSI ARTTIRIR MI?

    İnsanın dünyada tadabileceği en güzel zevklerin başında cinsel birliktelik geliyor. Günümüzde tabu olarak algılanan ve çiftlerin gözünü korkutan cinsellik, sanıldığı gibi bir sınav, kara bir bulut ya da kâbus değil…Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED – www.cised.org.tr) tarafından seks yapmak; rahatlamış ve gevşemiş bir halde, sevişmenin ve dokunmanın verdiği hazza odaklanarak, haz alıp haz verebilme, ruhu ve bedeni paylaşabilme, ne olursa olsun bir şekilde boşalabilme bilim ve sanatı olarak tarif ediliyor. Dolayısıyla seks yapmak, beslenme ve dinlenme ihtiyacı gibi kişinin zamanı geldiğinde, yani hormonları harekete geçtiğinde yaşaması gereken çok özel ve güzel bir dürtünün ifade ediliş şekli… Bu nedenle “Enerji içecekleri cinsel performansı arttırır”, “Enerji içecekleri seks gücüne güç katar” gibi doğru bilinen yanlışlara (cinsel mitler) son vermek önemli… Çünkü enerji içeceklerinin yaşanılan cinselliğe çoğu zaman olumlu bir katkısı olmadığı gibi, çok fazla ve alkolle birlikte kullanıldığında, aşırı performans beklentilerinden, yoğun şeker, kafein ve enerjiden dolayı sertleşme sorunlarına ve erken boşalmaya yol açabiliyor. Bu nedenle çoğu zaman, enerji içecekleri cinsel performansı arttırmıyor, aksine azaltabiliyor.

    ENERJİ İÇECEKLERİ KİMLERE YASAK OLMALI?

    Çoğu ülkede insan sağlığına zararlı olması gerekçesi ile yasaklanması gündemde olan enerji içeceklerini, yaşlıların, gençlerin, çocukların, hamile ve emziren kadınların, alkol tüketenlerin, aktif sporcuların, kafeine duyarlı olanların, diyet yapanların, yoğun stres yaşayanların, tansiyon, kalp ve dolaşım sorunu olanların kullanmaması önem taşıyor.

    Uzm. Psk. Dan. Cem KEÇE tarafından yazılmıştır.

  • Hamilelikte Cinsel İlişki

    Hamilelikte Cinsel İlişki

    Gebeliğin ilk üç ayında anne adayı psikolojik ve fizyolojik olarak gebeliğe adapte olma sürecindedir. Gebeliğin ilk üç ayı gebelik belirtilerinin en yoğun yaşanadığı dönemdir ve kadının bu süreçte cinsellikten soğuması normaldir. İkinci üç aylara girildiğinde ise gebelik belirtileri hafifler, genital organlara giden kan akışıyla beraber anne adayının libidosu artabilir. Son üç ayda ise anne adayı gene cinsellikten soğuyabilir. Bu gelgitler, gebelik döneminde oldukça normaldir. Bu süreçte kadın kendini ne zaman hazır hissediyorsa, o zaman ilişkiye girmelidir. Unutulmaması gereken nokta ise, gebelik riskli bir gebelik değilse, gebeliğin her döneminde cinsel ilişkide bulunulabileceği ve ilişki sırasında bebekle herhangi bir temas olmadığıdır.

    Dikkat edilmesi gereken noktalar ise:

    • Cinsel ilişkiden sonra kramp tarzı ağrılar söz konusu oluyor ise,
    • Karında sertleşme meydana geliyor ise,
    • Vajinal kanamalar yaşanıyor ise,
    • Düşük ve erken doğum riski söz konusu olabilir. Bu durumda zaman kaybetmeden bir uzmana danışmak gerekmektedir. Cinsel ilişkiden bu gibi durumlarda kaçınmak gerekmektedir.

    Gebeliğin ilk üç ayında cinsel ilişki:

    Gebeliğin ilk aylarında kadın cinsel ilişkiden soğuyabilir. Anne adayının mide bulantıları, yorgunluğu, duygu durum değişimleri ve kokulara olan hassasiyeti sebebiyle cinsel ilişkide bulunmak istemeyebilir. Bu dönemde memelerde hassasiyet mevcuttur. Bazı anne adayları kokuya çok duyarlı olduğu için eşinin kokusunundan tiksinebilir. Bu hormonal ve geçici bir durumdur. Bu sebeple de endişe edilmesine gerek yoktur. Gebeliğin ikinci üç aylarında bu durum düzelecektir.

    İlk üç aylar, anne adayının gebelikle ilgili endişelerinin en yoğun olduğu dönemdir. Bu süreçte nasıl anne olacağına dair endişeler, maddi kaygılar, ilişki ile ilgili endişeler, ön plandadır. Bu sebeple de anne adayı ilk üç ay kendini ilişki için zorlamamalıdır.

    Gebeliğin 3-6. Ayı cinsel ilişki:

    Hamileliğin ikinci üç ayları 3 ve 6. Ay arasındadır. Bu süreçte anne adayı gebelik belirtilerini daha az yaşar, genital organlarına daha fazla kan akışı olur. Bu sayede de libidoda artış gözlemlenir. Anne adayı yoğun orgazmlar yaşabilir. Rahim büyüdüğü için kasılmalar da artacak bu sayede de orgazmlar daha güçlü olacaktır.

    Üçüncü üç aylarda cinsel ilişki:

    Üçüncü üç aylar gebeliğin 6. Ve 9. Aylarını ifade eder. Üçüncü trimester, gebelik dönemine ait belirtilerin yeniden yaşandığı bir dönemdir. Bu süreçte anne adayı yorgunluk, uykusuzluk, mide sorunları yaşayabilir. Yaklaşan doğumun etkisiyle de cinselliği yeniden arka planlara atabilir. Bu dönemde rahmin doğuma hazırlanması için braxton hicks kasılmaları oluşur. Karın da iyice büyüdüğü için rahat cinsel ilişki pozisyonu bulmakta güçlük çekilebilir. Ancak son dönemde de cinsel ilişkide bulunmanın herhangi bir sakıncası yoktur. Şayet anne adayı rahatsa ve herhangi bir sorun yaşamıyor ise cinsel ilişkide bulunabilir.

     

    Kaynak: http://hamilelik.com/hamilelikte-cinsel-iliski/

  • Kadınlarda En Çok Görülen Cinsellik Sorunu

    Kadınlarda En Çok Görülen Cinsellik Sorunu

    Evlilikte yaşanan bir çok sorun var. Bunlardan bazıları da çiftlerin cinsel hayatlarıyla ilgili sorunlar.Çoğu zaman çiftlerin kendilerine bile açıklayamadıkları ya da karşılıklı konuşamadıkları bu sorunların çözülmediği her bir gün çiftleri ne yazık ki evliliğin çatırdamasına bir o kadar yaklaştırıyor.

    Cinsel sorunlar hakkında merak ettiğiniz her şeyi Aile ve Evlilik Terapisti & Cinsel Terapist Güldane Işık Kavgacı Kadınlar Kulübü TV’ye sizler için anlatıyor. Sakın kaçırmayın!

    Kadınlarda cinsellik sorunu nelerdir?

    Evlilik ve cinsel yaşam hakkında diğer merak ettikleriniz için:

    Erkeklerde cinsel sorunlar neden olur?

    Cinsel tedavi yöntemleri nelerdir? Nasıl uygulanır?

    Cinsel terapi nedir?Nasıl yapılır?

    Evlilikte cinsel yaşam

    Vajinismus nedir?

    Vajinismusun belirtileri nelerdir?

    Vajinismus olduğumuz nasıl anlaşılır?

    Vajinismus neden olur?

    Vajinismus olan çiftler ne yapmalı?

    Boşanma süreci ve boşanma sürecinde çocuk

    Evlilik terapisi ne işe yarar?

    Eşimi seçerken nelere dikkat etmeliyim?

    Aldatma sonrası ilişki nasıl düzelir?

     

  • Bel Ağrısı ve Cinsel Yaşam

    Kronik ağrıların tümü gibi, bel ağrıları da hayatımızın tüm yönlerini etkiler, cinselliğimiz dahil!

    Genellikle bu etki iki şekilde ortaya çıkar: Ağrı bir taraftan hareketleri kısıtlayıp cinsel ilişkiyi güçleştirirken, diğer taraftan cinsel yanıtı azaltabilir.
    Üzerinde durulması gereken çok önemli bir sorun olmasına rağmen insanlar utandığı için bu konuyu genellikle hekimle paylaşmazlar ve soru sormazlar. Bu nedenle konunun en azından burada ele alınmasında fayda vardır. Ancak unutulmaması gerekir ki, sunulan bilgiler genel tavsiyeler olup, en ufak bir kuşkuda hekimle görüş alışverişinde bulunulmalıdır.

    Bel ağrısı cinsel sıkıntıya yol açar mı?
    Evet. Hepimiz meşhur “ bu gece olmaz hayatım, başım ağrıyor” bahanesini biliriz. Bel ağrısı da baş ağrısı kadar hayatımıza giren, bir bahane olmasa da, cinsel yaşamımızı olumsuz yönde etkileyen bir halk sağlığı sorunudur.

    Cinselliğin her boyutunda bel ağrısı başa dert mi?
    Sağlıklı bir cinsel ilişkinin arzulama, heyecanlanma ve orgazm olmak üzere 3 temel aşaması vardır. Arzulama aşaması fiziksel ve görsel uyarılarla başlar. Bu dönemde beynin ilgili alanları harekete geçer. Ağrı, sekse odaklanmayı ve beynin harekete geçmesi ve geçirilmesini frenleyebilir. Heyecanlanmanın olduğu aşama ise, erkekte sertleşme (yani ereksiyon) kadında vajinal ıslanma olduğu dönemdir. Ağrı bu aşamaya da sekte vurabilir. Üçüncü aşama olan orgazma ulaşma döneminde de, kontrolsüz hareketler nedeni ile ağrı ortaya çıkabilir.

    Arzulama aşamasında ağrı engellenebilir mi?
    Bireylerden birinin ağrılı olduğu durumlarda bu sorun mutlaka konuşulmalı ve çareler üretilmelidir. Bu belki de en önemli kuraldır. İkinci kural ağrınızın en az olduğu dönemde seks yapılmasıdır. Gerekirse ağrı kesicilerle ağrı azaltılmalıdır.
    Cinsel ilişkinin bu ilk döneminde genellikle aşırı fiziksel efor gerekmemektedir. Ağrısı olan birey bu aşamada pasif kalırsa, ağrının önüne geçilebilir. Ayrıca, dokunmalar ve masaj uygun bir şekilde yapılırsa, faydaları bile olabilir. Bu aşama, dokunma, öpüşme ve yakın temas, olabildiğince uzun tutulmalıdır.

    Fiziksel temasın yoğun olduğu heyecan aşamasında nelere dikkat edilmeli?
    Bu aşamada artan ağrı bir çuval inciri berbat edebilir. Bu nedenle uygun pozisyon ve uygun seks yüzeyine dikkat edilmelidir. Uygunsuz yüzeyde yapılan birleşme uygun pozisyonu bile etkiler. Düz yüzey seçilebilecek en iyi yüzeydir.

    Hangi pozisyonlar sıkıntı yaratmaz?
    Yatarak, diz çökerek ve oturarak yapılan pozisyonların çoğu dikkat edilirse sorun yaratmaz. Belinizi destekleyen yastıklar kullanın. Aslında ana kural, beli ağrımayan bireyin üstte olmasıdır. Ancak ağrılı bireyin altta kaldığı durumlarda, mutlaka belin altındaki boşluk bir yastık ile desteklenmelidir. Bu, ağrıları büyük ölçüde azaltır.

    Yeni pozisyonlar denenebilir mi?
    Kesinlikle evet. Ağrısız yeni pozisyonlar denemekten kaçınmayın. Ancak yeni pozisyonlara fiziksel ve psikolojik olarak alışmak zaman alabilir.

    Bel ağrısında beli zorlamayan seks pozisyonları

    Bel ağrılı birey kadın ise, önerilecek pozisyonlar:

    1. Kadın sırt üstü yatarken beli yastık veya havlu ile desteklenmelidir. Kadının kalça ve beli bükülmeli. Erkek üstte ve kadının üzerine ağırlık binmemesine dikkat etmelidir. Bu durumda her iki birey yüzyüze kaldığı için öpüşme olanağı da sağlanmış olur.

    2. Kadın dizlerinin üzerinde, dirsekleri ile de yatağa dayanmalıdır. Erkek arka tarafta durur ve dizlerinin altına koyduğu yastık veya havlu ile yüksekliği ayarlamaya çalışmalıdır. Bu pozisyonda kadın tamamen pasif kalmalıdır.

    3. Bel fıtığına bağlı bel ağrısı olan kadınlar, yüzü koyun pozisyonda rahat edebilirler. Yüzükoyun pozisyonda bel omurgası ekstansiyona yani geriye eğildiği için, omurgaya az yük biner. Bu nedenle bel fıtıklı hastalar için iyi bir pozisyondur. Dahası beldeki arkaya doğru bükülme karın altına konan yastıklarla ayarlanabilir.

    4. Bel fıtığına bağlı olmayan bel ağrılarında oturur pozisyonda seks daha rahat olabilir. Bu pozisyonda erkek sandalyeye oturur, kadın da erkeğin üstünde olur. Bu pozisyon öpüşmeye olanak sağlar. Bu pozisyonda, her iki bireyin dizlerinin kalçaya göre hafifçe yüksekte olmasına dikkat etmeleri gerekir. Her ikisinin ayaklarının altında yastık olmasında yarar vardır.

    Bel ağrısı olan birey erkek ise:
    Bu durumda erkek sırt üstü konumda olup, bel mutlaka yastık veya havlu ile desteklenmelidir. Bel böylece hareketsiz olur. Kadın üstte ve aktif olmalıdır. Erkeğin kalça ve dizlerinin hafifçe bükülmüş olması bel üzerindeki zorlanmayı azaltır. Şayet kadının da beli ağrıyorsa, kadın belini fazla bükmemeli, el ve kollarına fazla ağırlık binmemesi için önlem almalıdır. Kadın dizlerini önde tutarak kalça hareketlerini rahatlatmalıdır.

    “Erkek dizüstü kadın yatakta sırtüsü” pozisyonunda nelere dikkat edilmelidir?
    Kadının dizleri kalça seviyesine göre biraz yüksekte olmalıdır. Bu nedenle ayaklarının altına bir yastık konmasında fayda vardır. Erkeğin dizinin altında da yastık konabilir. Erkek belini fazla bükmemelidir. Yatak erkeğe göre alçak kalıyor ve bel ağrısı oluyorsa, masa üstünde seks yapılmalıdır. Aslında bu pozisyon her iki bireydeki ağrılı durumda kullanılabilir.