Etiket: cinsel yaşam

  • Seksin duyuları

    Seksin duyuları

    Size, seks yaparken beş duyuyu uyarabileceğiniz yöntemler öneriyoruz. Her biri seks hayatınıza değişik bir renk katıp mutluluk katsayınızı artıracak.

    DUYGUSAL

    Sıcak ve samimi bir ortam yaratmak aranızdaki arzunun yavaş yavaş alevlenmesine yardımcı olacak.

    Tatma: Çikolatanın pürüzsüz ve zengin tadı mükemmeldir. Fırından yeni çıkmış sıcacık çikolata parçalı kurabiyenizi ya da sıcak çikolata soslu dondurmanızı sevgilinizle paylaşın. Kakaonun içinde bulunan feniletilamin maddesi ruh halimizin delice aşıkmışız gibi değişmesine neden oluyor.

    Görme: Göz teması kurun. Yapılan araştırmalara göre güvendiğiniz kişinin gözlerinin içine bakmanız birbirinize bağlanmanızı sağlıyor. Birçok erkek genel olarak göz teması kurmaktan kaçındığı için bunu yaparsanız “Sana teslim oluyorum” mesajı vermiş olursunuz.

    Koku alma: Çam, sedir veya sandal ağacı aromalı mumlar yakın. Ağaçsı kokular almak şöminenin önünde birlikte geçireceğiniz samimi geceleri çağrıştırır. Ayrıca sandal ağacı eski çağlardan beri afrodizyak olarak kabul edilir ve kokusunun duyusal hislerin gelişmesine yardımcı olduğuna inanılır.

    Duyma: Her ikinizi de en çok baştan çıkartan şarkıların bir listesini yapın. Sevdiğiniz müzikleri dinlemek ikinizin de rahatlayıp yaşanan ana konsantre olmasına yardımcı olur.

    Dokunma: İsveç’te yapılan bir araştırmaya göre, seks sırasındaki yumuşak dokunuşlar beyindeki, duygulan harekete geçiren insula adlı bölümün uyarılmasını sağlıyor. Buna bağlı olarak mutluluk hormonu olarak bilinen dopamin salgılanıyor. Baş başa kaldığınızda birbirinizi yumuşak dokunuşlarla okşamanız rahatlayıp yakınlaşmanızı sağlayacak.

    ŞEHVETLİ

    Bir ada tatilinde yaşayabileceğiniz heyecan verici bir sevişmeden daha güzel ne olabilir? Bu ipuçlarını takıp edin ve ada hayallerinizi gerçekleştirin.

    Tatma: Mango ve ananas gibi tropikal meyveleri tercih edin. Yapılan araştırmalar tatlıların beynin ödül bölümünü uyardığını gösteriyor.

    Görme: Egzotik bir hava vermek için odanızı gösterişli çiçeklerle ya da saksılarla donatın. Araştırmalara göre çiçekler ve bitkilerin stres seviyelerini düşürdüğü gözlemleniyor.

    Koku alma: Birbirinize hindistancevizi özlü vücut kremi sürün. Yapılan bir araştırmaya göre kokular çok yoğun duygusal anıları uyandırabiliyor. Yaz mevsimiyle ilgili bağlantı kurduğunuz bir kokuyu içinize çekmek o dönemdeki seks hayatınızı ve dertsiz ruh halinizi size hatırlatır.

    Duyma: Tatilde yaptığınız seks çok ateşli olabilir çünkü daha sonra yapılacak iŞleriniz veya katılacağınız bir toplantı yoktur. Aynı zamanda yeni bir ortamda olmak da heyecanı artıran unsurlardandır. Aynı etkiyi yakalamak için, CD çalarınıza bir yağmur ormanı CD’si takın. Yağmur, rüzgar ve şelalelerin sesleri gerçek dünyanın seslerini örtecektir.

    Dokunma: Birlikte duşa girin. Sıcak suyun genital bölgelerinize gelmesi için duşun açısını ayarlayın. Aynı zamanda birbirinizi okşayın.

    ATEŞLİ

    Bu ipuçları yatakta heyecanlı saatler yaşamanızı sağlayacak.

    Tatma: Patates kızartması ve acılı sos gibi baharatlı mezeler hazırlayın. Kırmızı biberlerin içinde bulunan kapsaisin, kan dolaşımını artırıyor. Buna bağlı olarak tahrik edici duygular da gelişiyor. Sonra ağzınıza birer nane yaprağı atıp birbirinizi öpmeyi deneyebilirsiniz.

    Görme: Kırmızı iç çamaşırları giyin. Çeşitli araştırmalara göre ateşli renkler giymek ve görmek arzu duygularını uyandırıyor. Dolayısıyla ikiniz de aynı anda, aynı heyecanı hissedebilirsiniz. Kelime çağrışım çalışmalarında da cinsellikle en çok bağdaştırılan rengin kırmızı olduğu ortaya çıkıyor.

    Koku alma: Tarçın veya vanilya kokuları içeren tatlı baharatlı bir parfüm sıkın. Cesur bir koku olduğu için daha güçlü ve baştan çıkartıcı görünebilirsiniz. Birçok kültürde tarçın güçlü bir afrodizyak sayılır ve vanilya kokusunun erkeklerin genital bölgelerine doğru olun kan dolaşımının hızlanmasına sebep olduğu görülmüştür.

    Duyma: Hareketli bir Latin müziği açın. Güçlü ve ritmik temposu enerji seviyenizi yükseltip, zevkli bir atmosferin oluşması için temel atar. Aynı zamanda, seksin temposunu yoğun ve hızlı tutar.

    Dokunma: Yatakta birbirinizin dudaklarını ve boynunu hafifçe ısırarak vahşi tarafınızı ortaya çıkarın. Uyarılmanın ve saldırmanın aynı sinirsel yoldan geçtiğini unutmayın. Daha sert bir dokunuş ikinizi de hareketlendirecek ve heyecanınızı artıracaktır.

  • İnternet cinselliği bitiriyor mu?

    İnternet cinselliği bitiriyor mu?

    Günümüzde teknolojinin parlayan yıldızı hiç şüphesiz ki, sanal alem olmaya devam ediyor ve görüldüğü üzere, internet iletişimde sınır tanımıyor. Özellikle son birkaç senedir sosyal ağ paylaşım sitelerine ( Blogspot, Facebook, Flixster, Fourmspring, Mypace, Path, Siberalem, Twitter, Windows Live, vb.) olan ilginin hızla arttığı gözlemleniyor. Konu teknoloji olunca, internet iletişimi ve internet vasıtasıyla yapılan her şey, masa üstü bilgisayarlarından sonra laptop, cep telefonlar, tabletler ve akıllı cihazlarda yapılır hale geldi… Hal böyle olunca, kadın-erkek demeden, her yaştan insan istediği zaman, istediği bilgiye ve kişiye, hatta hiç tanımadığı kişilere dahi rahatlıkla ulaşabiliyor. Ayrıca, teknoloji insan hayatına o denli çok işledi ki, insanlar iş yerlerinde, evlerinde ve girdikleri sosyal ortamlarda ya bilgisayar başında sörf yapıyor ya da son teknoloji telefonlarından sanal âleme akıyor. Bu durum, dış mekânlarda da aynı… Bu nedenle hem insanlar karşı cinsle internet üzerinden görüntülü ve sesli sohbet yapma ihtiyacı duyduğu için gerçek cinsellikten uzak duruyor, hem de sosyal bağın ve özellikle iş ortamının internet ağı üzerinden gerçekleşebilirliğinin artması nedeniyle ikili ilişkiler olması gerektiği gibi olmuyor.

    SANAL ALEM ÇİFT İLİŞKİSİNİ OLUMSUZ ETKİLİYOR!

    Günümüz koşullarında internet erişiminin olmadığı ev ve iş yeri kalmadı… Bilindiği üzere iş yerlerinde bile haberleşmek, istek bildirmek, tavsiye vermek, veri göndermek, sunum yapmak ve hatta fırça atmak için bile sosyal ağlar (e-mail adresleri, google talk gibi anlık konuşma sağlanabilecek paneller) kullanılıyor. Dolayısıyla, pek çok işveren ve işçi her türlü iletişimlerini internet üzerinden halledebiliyor. Hal böyle olunca, internet erişiminin ve iş yerlerinde uygulanan internet sisteminin verdiği rahatlıkla hem işveren çalışanından evde çalışmasını talep edebiliyor hem de çalışan yetiştiremediği işleri evde yapmayı tercih edebiliyor. Hal böyle olunca çiftlerin hem bireysel hem de cinsel hayatları olumsuz etkileniyor. Dolayısıyla, eve iş getirmek, belki de tek yüz yüze iletişim sağlanan ortak alanını istila ediyor. Bu durum da, günün özlemini giderebilecek kadar birbirine zaman ayıramayan, ortak alanda farklı köşelerde sessiz sedasız oturmak zorunda kalan ve yatma vakti geldiğinde yalnızlığa mahkûm kalan çiftlerin artmasına, bireysel ilişkilerin ve cinselliğin ikinci hatta üçüncü sıraya atılmasına neden oluyor.

    GERÇEĞİ VARKEN SANAL OLANI TERCİH ETMEYİN…

    Sanal âlemde flört etmenin sınırlarını çizmek oldukça zor… Genellikle bir oyun gibi başlayan yazışmalar daha sonra tutkulu birer ilişkiye dönüşebiliyor. Bireyler yolunda giden ilişkileri olsa bile, zamanla kendilerini sanal ortamdaki cazibeli duruma kaptırabiliyor. Sevgiliden ya da eşten zaman çalınarak, çeşitli bahanelerle sosyal paylaşım ağlarına girilmeye çalışılması ilişkilerde sorunlar yaşanmasına ortam hazırlıyor. Cinsellik sevgi, saygı güvenin paylaşıldığı, dokunmanın verdiği hazların yaşandığı ve ancak ruh, zihin ve beden bütünlüğünde yaşanıldığında sağlıklı olan bir eylem… Oysa sanal seks bu bütünlüğü sağlayamıyor, kişiyi paylaşmanın verdiği hazlardan yoksun bırakıyor ve yalnızlaştırıyor. Dolayısıyla, cinselliği tüm boyutlarından soyutlayıp sadece zevki ön plana alan ve mekanikleştiren sanal seks dünyasına alışmış bir kişi, gerçek yaşamda cinsellikte sorunlarla karşılaşabiliyor. Çünkü sanal seks sonrası, gerçek yaşamda fanteziler daha zor paylaşılıyor, cinsel beklentilerin sadece sanal ortamdaki gibi olacağına inanılıyor. Bu nedenle zamanla sanal ortamda yaşanılan cinselliğin verdiği haz, partnerden alınmaz bir hale geliyor. Bunu biraz daha açacak olursak, kişinin sanal sekste mastürbasyonla boşalması, gerçek yaşamda partneri tarafından yapılan uyaranlara cevap vermesini zorlaştırıyor ve cinsel işlev bozukluklarına zemin hazırlıyor.

    NE YAPMAK GEREKİYOR?

    İş ve ev yani çalışma hayatıyla özel hayat arasındaki farkı anlayabilmek için iyi bir zaman yönetimine ihtiyaç var… Eve iş getirmemek, partnerler arası iletişimi ve cinsel ilişkiyi iyileştirebilmek için olduğu kadar beynin rahatlayabilmesi ve vücutta oluşan stresin boşalabilmesi içinde bir hayli önemli… Özellikle ev ortamına ayak basıldığında, akıllı telefonları kafesine kapatmak, laptop ve tabletleri rafa kaldırmak, sanal alemden uzak durabilmek için önemli bir adım… İkinci adım ise gün boyu mahrum kalınan aile ya da partner ilişkilerine yeterince zaman ayırabilmek için ortak yapılabilecekler listesi (zeka oyunları oynamak, film izlemek, müzik dinlemek, sohbet etmek, sosyalleşmek vb.) hazırlamak olmalı… Böylece geç saatlere kadar olan yalnızlaşma son bulabiliyor ve çiftler ruhu ve bedeni paylaşabilme sanatı olan cinselliği doyasıya yaşayabiliyor. Sosyal ağların kullanımının yaygınlaşması sonucu ortaya çıkan “sanal seks”uygulamasının önüne geçebilmenin üçüncü yolu ise, ev ortamında internet kullanımının sınırlandırılması ve çift odaklı aktivitelerin arttırılması… Aksi takdirde sanal alem bağımlılığı başlayabiliyor.

    DR. Cem Keçe

  • Türkler cinsel olarak ne kadar aktif?

    Türkler cinsel olarak ne kadar aktif?

    8 Avrupa ülkesinde yapılan araştırmadan çıkan ilginç sonuçlar…

    Pfizer’in, bağımsız araştırma ajansı Vision Critical aracılığıyla 8 Avrupa ülkesinde (Türkiye, Rusya, Macaristan, Çek Cumhuriyeti, Polonya, Ukrayna, Sırbistan ve İsrail) toplam 4108 kişiye yaptırmış olduğu cinsel mutluluk ile ilgili “When it comes to sex” (Cinsellik söz konusu olduğunda) anketi Türklerin cinselliğe bakış açısını ortaya koyuyor.

    Bu araştırma Türkiye’de 36-65 yaş arasındaki kadın ve erkeklerin cinsel tavır ve davranışları hakkında ilgi çekici bilgiler sunuyor. Online olarak gerçekleştirilen ankete 36-65 yaşları arasındaki 2087 erkek ve 2021 kadın olmak üzere toplam 4108 kişi dahil edildi. Türkiye’den 289 erkek, 265 kadın olmak üzere 554 kişi anketi yanıtladı. Araştırmanın Türkiye sonuçlarının açıklandığı 18 Aralık’taki basın toplantısında Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Cem İncesu ile Üroloji Uzmanı Doç. Dr. Haluk Kulaksızoğlu araştırma sonuçlarını yorumladı.

    Cinselliğin çok rahat konuşulamadığı ve doğru bilgiye ulaşmanın zor olduğu toplumumuzda en çok merak edilen konular arasında cinsel sağlık başı çekiyor. Türkiye’de cinsellikle ilgili tutum ve davranışları ortaya çıkarmayı hedefleyen “When it comes to sex” (Cinsellik söz konusu olduğunda) araştırması, kadınların çoğunluğunun (%58) cinsel yaşamlarını iyileştirmek için eşlerinin daha sert bir ereksiyona sahip olmasını istediklerine işaret ediyor.

    Prof. Dr. Cem İncesu “When it comes to sex” (Cinsellik söz konusu olduğunda) araştırması sonuçları hakkında “Bu araştırmanın sonuçları Türkiye’de orta ve ileri yaş grubunun aktif bir şekilde cinsel yaşamlarını sürdürdüklerini göstermesi açısından önemlidir. Bir başka önemli sonuç da bu grubun cinselliği cinsel birleşmeden ibaret görmeyip ön sevişme süresi, partnerin cinselliğe hazır ve istekli olması ve ereksiyon kalitesi gibi unsurlar açısından cinsel yaşamın kalitesine de önem verdiklerinin görülmesidir” şeklinde görüş bildirdi.

    Doç. Dr. Haluk Kulaksızoğlu ise cinsel sorunların gündelik hayata ne kadar ve nasıl yansıdığının bilinmesi için “When it comes to sex” (Cinsellik söz konusu olduğunda) araştırmasının önemini vurgulayarak araştırma sonuçlarıyla ilgili olarak, “Hastalara etkili, güvenli ve kullanımı basit tedavi seçenekleri sunabildiğimiz 1990’ların ikinci yarısından itibaren cinsel sorunlar konuşulur olmaya başladı. Bu konuda tedavi yaklaşımlarının oluşturulması toplumsal cinsel alışkanlıkların bilinmesine dayanmaktadır. Bütün dünyada yapılan araştırmalar 40-70 yaş grubunda neredeyse küresel olarak her 3 erkekten 2’sinde cinsel sorunlar olduğunu ortaya koyuyor” dedi.

    “Konuşulması oldukça sıkıntı verici cinsel sorunlarla ilgili karşılaştığımız en büyük problemlerden bir tanesi insanların kafasındaki yanlış bilgilerdir. Bilimsel olmayan veriler, kulaktan dolma sözler, özellikle de internetin herkes tarafından bu kadar yaygın kullanılması, hastalar üzerinde bu konuda yardım alıp almamaya karar verme veya tedavi aşamasında yanlış yönlendirici olabilmektedir. En basit örnek, toplumda yaş ve cinsellik konusunda kurulan bağlantının bu araştırma sonucuna göre aslında o kadar da doğru olmadığının görülmesidir. Araştırmada 56-65 yaş grubu katılımcılar aktif cinsel hayatlarının devam ettiğini bildirmişlerdir” diyen Doç. Dr. Haluk Kulaksızoğlu “Bu noktada cinsel sorun yaşayan bireylerin doğru bilgiye, en kısa ve etkin şekilde ulaşması için oluşturulan www.sertkonusalim.com web sitesinin hazırlıkları son aşamaya gelmiştir. Bu site sayesinde bireyler kendi şikayetleri ile ilgili bilgiye ulaşabilecek ve gerçekten bir sorun olup olmadığı konusunda kendilerini değerlendirme imkanına sahip olacaktır” diyerek sitenin yaratacağı bilinçlendirmenin kişileri yanlış bilgilerden, kendilerini zor durumda bırakabilecek tedavilerden veya beklentilerden koruyacağına inandığını ifade etti.

    Araştırma Sonuçları

    Araştırma sonucunda, sanılanın aksine orta yaş üstü kişilerin de hareketli bir cinsel yaşam sürdükleri, cinsel ilişki süresinin ortalama olarak birkaç dakika olduğu ve tatmin için ön sevişme ve sertlik gibi bazı unsurların önemli olduğu anlaşılıyor. Cinsel açıdan tatmin olma hissinin yaşama genel bakış açısından yüksek önem taşıdığı da araştırmanın bulguları arasındadır.

    Orta ve ileri yaş grubu hareketli bir cinsel yaşam sürüyor

    Farklı yaş gruplarında cinsel ilişki sıklığının araştırıldığı çalışmada Türkiye’de bireylerin büyük çoğunluğunun (%90) ayda en az 1-3 kez cinsel ilişki yaşadığı ortaya çıktı. Yaş gruplarına göre bakıldığında, Türkiye’de çoğu yaş grubunun oldukça aktif bir cinsel yaşam sürdüğü belirlendi. Araştırmanın ilgi çekici sonuçlarından biri, 56-65 yaş arası insanların %78’inin ayda en az 1-3 kez cinsel ilişki yaşadığını ifade etmeleri oldu. Daha genç yaş grubundakilerin (36-45) yarıdan fazlası (%72) haftada en az 1-3 kez cinsel ilişki yaşarken, 56-65 yaştakilerin yaklaşık yarısı da (%46) aynı derecede aktifler.

    Sadece birkaç dakika sürüyor

    Katılımcılardan cinsel ilişkilerinin ortalama ne kadar sürdüğünü de belirtmelerinin istendiği araştırmaya göre, erkek ve kadınların üçte birinden fazlasının (%38) ilişkisi 3-10 dakika sürüyor. 56-65 yaş arasındakilerin %42’sinde ilişki 10 dakikadan kısa sürüyor. Sonuçlar uzun süreli cinsel ilişkiden ziyade, kısa süreli ve tatmin edici bir cinsellik yaşamanın önemini vurguluyor.

    Tatmin için ön sevişme önemli

    Araştırmada katılımcıların %68’i “fiziksel ön sevişmenin” kendilerinin ve eşlerinin cinsel tatmininde en önemli ya da ikinci önemli unsur olduğunu belirttiler. Hem kadınlar, hem de erkeklerin ön sevişmenin önemini vurgulaması dikkat çekti. Bu konuda ikinci sıradaki yanıt “istediğinde cinselliğe hazır olması” olurken, üçüncü sıradaki yanıt ise “penetrasyona yetecek sertlikte ve sık ereksiyon” oldu. Böylece ilişki anı geldiğinde iyi performans gösterebilmenin bireysel düzeydeki kriterleri belirlenmiş oldu. Erkekler için bu, başarılı ilişki için yeterli sertlikte ereksiyonu sürekli gerçekleştirip sürdürmek olarak tanımlanabilir. Ayrıca fiziksel ön sevişmenin cinsel tatmin sağlama açısından her istediğinde cinselliğe hazır olmaktan daha önemli olduğu ortaya çıktı.

    Partnerler ne ister?

    Genel olarak birçok kişi (%63) cinsel yaşamlarının kalitesini artırmak için daha sert bir ereksiyona sahip olmak (veya partnerinin sahip olmasını) istiyor. Kadınlar açısından bu istek yaş ilerledikçe artarken, tüm yaş gruplarında büyük çoğunluk partnerlerinin ereksiyonunu artırabilmeyi arzu ediyor. Cinsiyete göre bakıldığında, erkekler bu yöndeki ihtiyaçlarını daha fazla vurguluyor. Orta yaş grubunda (36-45 veya 46-55) on erkekten sekizi (%79-82), üst yaş grubunda (56-65) ise on erkekten yedisi (%73) ereksiyon sertliğini artırabilmeyi dilediklerini söylüyor. Benzer şekilde, ortalama dört kadından üçünün (%76) cinsel hayatlarının daha iyi olması için eşlerinin daha sert ereksiyon olmasını istediği ortaya çıkıyor.

    Kişinin hayata genel bakışı açısından önemli

    Araştırmada ayrıca katılımcılara cinselliğin, hayatı algılamaları konusunda ne kadar önemli olduğu sorularak, cinselliğe yönelik tavır daha geniş bir düzeyde de incelendi. Buna göre, kadın ve erkeklerin büyük çoğunluğu cinsel açıdan tatmin olma hissinin yaşama genel bakışları açısından önemli veya çok önemli olduğunu kabul ediyor. Bu durum özellikle, bunu ifade eden erkeklerin dörtte üçünden fazlası (%80) için geçerli. Kadınların da yaklaşık üçte ikisi (%62) cinsel açıdan tatmin olma hissinin önemli bir faktör olduğunu kabul ediyor.

    Anketin ayrıntıları

    Anket 2012 yılında bağımsız araştırma ajansı Vision Critical tarafından Pfizer sponsorluğunda 8 Avrupa ülkesinde (Türkiye, Rusya, Macaristan, Çek Cumhuriyeti, Polonya, Ukrayna, Sırbistan ve İsrail) yapıldı. Online olarak gerçekleştirilen çalışmaya 36-65 yaşları arasındaki 2087 erkek ve 2021 kadın olmak üzere toplam 4108 kişi dahil edildi. Türkiye’den 289 erkek, 265 kadın olmak üzere 554 kişi anketi yanıtladı. Bildirilen sonuçlar sadece Türkiye’den elde edilen yanıtlara dayanmaktadır.

  • Yatakta sessiz kalmayın

    Yatakta sessiz kalmayın

    Bunun için başlangıç olarak sevişme sırasındaki yüz ifadenizden utanmayı bırakın. Yüzünüzdeki kan dolaşımının artması yanaklarınızın parlamasına ve terlemenize neden olurken, gözleriniz ve ağzınız gerilmekle gevşemek arasında gider gelir. Bu görkemli anları en iyi şekilde yaşamak için verdiğimiz ipuçlarını takip edin.

    Derin nefes alın!

    “Derin ve yavaş yavaş nefes almak, konsantre olmanızı sağlar. Sizi, dış dünyanın karışıklığından, tüm duyularınızın daha yoğun olduğu ve bu sayede kolayca rahatlayıp, gevşeyebileceğiniz, iç alanınıza doğru çeker” diye anlatıyor Touch Me There! (Buraya Dokun!) adlı kitabın yazarı, cinsellik uzmanı Yvonne Fulbright. Beyniniz tümüyle duygularınızın etkisi altındayken fiziksel kusurlarınıza kafa yormanız da imkansız olacaktır.

    Onu takip edin!

    Fulbright, “Sevgiliniz gözlerini kısıp, dudaklarını ısırdığında ya da herhangi bir keyif belirtisi gösterdiğinde onun yüzüne odaklanın” diyor. Onun aldığı keyfi yaşamak için sevgilinizin tepkilerinden faydalanabilirsiniz. Keyifle karşılayacağı bu durum ayna etkisi yaratarak size heyecan olarak geri dönecektir. Göreceksiniz; mutluluk daha çok mutluluk getirir.

  • Mutluluğun formülü sabah seksi

    Mutluluğun formülü sabah seksi

    Seksin insan sağlığı üzerindeki olumlu etkileri saymakla bitmez, evet bu sağlıklı, faydalı aksiyonu ne zaman yapmalıyız peki, gece mi?

    Seksin insan sağlığı üzerindeki olumlu etkileri saymakla bitmez, evet bu sağlıklı, faydalı aktiviteyi ne zaman yapmalıyız peki, gece mi? Hayır. Uzmanlar, sabahları, özellikle erkeklerin ereksiyon halinde olması kadın ve erkeklerin mükemmel bir seks yaşaması için fırsattır. Bu fırsatı en güzel biçimde değerlendirmelisiniz. Şimdi sabah seksinin size ve vücudunuza faydalarını dikkatle okuyalım lütfen ;

    Sabah yapılan seksin mutluluk hormonu oksitosini tetiklediği uzmanlar tarafından açıklanmıştır.

    Sabah yapılan seks gün boyu çifti birbirine daha bağlı hissettirir ve aşk dolu bir gün geçirmelerini sağlar.

    Erkekler en fazla ve en kolay sabahları testesteron üretir. Bu durum daha rahat bir seks yaşayacağınızı gösterir.

    Gün içinde çiftler aynaya baktıkları zaman kendilerini daha güzel hissederler.

    Bağışıklık kazandıran bir antikor olan IgA seviyesini sabah seksi arttırıyor.

    Sabah seksi eşler arasındaki istenilme duygusunu arttırır ve bu şekilde de büyük bir mutluluğa sebep olur.

    Sabah seksinde doyuma ulaştığınızda östrojen seviyeniz yükselir ve bu durum da saç ve cildin dokusunu iyileştirir.

    Sabah seksi işe konsantrenizi arttırır. Nedeni ise akşam seks yapan çiftlerin gün boyu seksi düşündükleri ve işlerinde verimli olamadıklarındandır. Fakat sabah yapılan seks sayesinde bu düşünce olmaz.

    Sabah egzersizi görevi gören seks ayrıca gün boyu dinç olmanızı da sağlar.

  • Yetişkinlerin oyun zamanı: ön sevişme

    Yetişkinlerin oyun zamanı: ön sevişme

    Ön sevişme olmadan yaşanan birleşmenin bir parçası eksik kalıyor. Birbirlerine yeterince odaklanan çiftler için ise ön sevişme üzerinde düşünülmeden doğal olarak yaşanıyor.

    Cinselliği çoğunlukla “birleşme”ye indirgemek hatasına düşülse de aslında her iki taraf için de istek-uyarılma-birleşme aşamaları art arda geldiği zaman tam bir cinsel ilişkiden söz etmek mümkün oluyor. İkinci aşama olan “uyarılma” ise ön sevişme denilen süreçte gerçekleşiyor. Belli sürelerle sınırlandırılmaya çalışılan, kadınların istediği erkeklerin gereksiz gördüğü bir süreçmiş gibi tanımlanan ön sevişmenin ne olup ne olmadığını Hedef Psikolojik Danışmanlık ve Eğitim Merkezi’nden Uzman Psikolog Şencan Taşkale’ye sorduk.

    Ön sevişmeyi nasıl tanımlayabiliriz?

    Ön sevişme “esas mesele”nin öncülü olarak düşünüldüğünde, ne olduğunu anlamaktan uzaklaşıyoruz. Esasen yapılacak bir şey var ve ön sevişme de onun öncesinde yapılması sağlıklı ve gerekli olan, aslında erkeğin çok istemediği ama kadının çok istediği bir şeymiş gibi tanımlanıyor. Aslında sevişme; birleşme ve diğer cinsel davranışların bir bütünüdür. Bu yüzden birleşmeye odaklı, cinselliğin diğer bileşenlerini atlayan bir cinsellik, eksik olacaktır. Bir yandan olması gerektiği için yapılan bir aktivite olarak algılamak da kısıtlayıcı. Bunu şöyle düşünebiliriz; hiç kimse oynaması gerektiği için oyun oynamaz, oynamak istediği için oynar. Ön sevişme de yetişkinlerin oynadığı bir oyun gibidir. O yüzden sevişilmesi gerektiği için sevişilmez. Zaten çiftler birbirlerine yeterince odaklandıklarında birbirleri için uygun davranışı ve tarzı yakalayacaktır.

    Çiftlerin gün içinde cinselliği çağrıştıran konuşmalar yapmaları, mesajlaşmaları ön sevişme tanımına girebilir mi?

    Ön sevişmenin hakkını vermeye çalışırken kavramsal olarak abartmak söz konusu olabiliyor. Cinselliğe erotik açıdan hazır olma ile ön sevişme kavramları birbirine karışıyor. Kişinin kadın ya da erkek olarak cinselliği nasıl yaşadığı ve ne hissettiği ile cinselliğe hazır olması durumu birbiri ile çok örtüşen kavramlar. Çift birbirlerini seks partneri olarak görüyorsa bu zaten beden dillerine, konuşmalarına, telefon mesajlarına yansıyacaktır. Bir taraf, “Bu akşam kaçta geliyorsun?” yerine çok daha sıcak bir mesajı uğraşarak değil, spontan bir şekilde attığında zaten karşı tarafa“Senin için varım, buradayım, hazırım” mesajını vermiş olur. Ama ön sevişme bir aktivitedir. Zamanlama olarak bir kısıtlaması olmamakla birlikte, ortalama 15-20 dakika sevişme sağlıklı bir cinsellik için gereklidir. Öte yandan çift sadece sevişip birleşmeyebilir. O zaman neyin önü olacak? Ön sevişme kelimesinin içinde cinselliği birleşmeye indirgeyen bir önyargı var. Bu şekilde bakıldığında hiç sınırlamaya bile gerek yok. Ama evet birleşmeye geçilmeden önce yaşanması gereklidir. Bazı durumlar göz ardı edilebilmekle birlikte ön sevişme olmadan birleşme çok sağlıklı bir birleşme olmayacaktır, bir parçası eksik kalacaktır.

    Dünyada bazı uzmanların monotonlaşan cinsel yaşam için çiftlerin haftanın belli günleri için randevulaşmalarını önerdiklerini okuyoruz. Böyle bir uygulama gün boyu yaşanan bir heyecan, etkili bir ön sevişme sağlar mı?

    Her ilişki birbirinden çok farklı ve bu nedenle reçete çözümler her zaman uygun olmayabiliyor. Hatta zorla yapılırsa böyle reçeteler insanları birbirlerinden uzaklaştırabilir de. Cinsel ilişki sıklığını sadece zamanlama ve süre gibi etkenler değil, kadın ve erkeğin duygu durumu, cinsel kimlik bütünlüğü ve aralarındaki duygusal ilişkinin rengi de büyük oranda belirler. Her şey tamam ama bir tek zamanlama ile ilgili sıkıntı yaşıyorlarsa randevulaşsınlar ama başka sorunlar varsa haberleşmek ve randevulaşmak çözüm olmaz, gerginlik bile yaratabilir. Şöyle örnek vereyim; cinsel terapide çiftlere birtakım egzersizler veririz. Bunlar kurallı ve nasıl yapılması gerektiği çok belli egzersizlerdir. Eğer çiftler arasında duygusal dinamikte bir sıkıntı varsa bu egzersizler yüzünden tatışmaya başlayıp cinsel terapiyi bırakırlar.

    Ön sevişme sadece bedenlerin birbirine teması ile mi olur?

    Elbette hayır, çeşitli fanteziler ve sözellik de sevişmenin bir parçası olabilir.

    Kadınların ön sevişmeye daha çok ihtiyaç duyduğu doğru mu?

    Hayır, ön sevişme sadece kadının ihtiyacı değildir. Ancak kadın ve erkeğin uyarılma biçimleri birbirinden farklı olduğu için özellikle genç erkekler tarafından daha kolay görmezden gelinebiliyor. Erkek görsel açıdan uyarılabilen bir varlık iken kadın için görsellik bu kadar kuvvetli bir materyal değil. Kadın için sevişme esnasındaki dokunma ve ilişki çok daha uyarıcı oluyor. Cinsel birlikteliğin yaşanması için her iki tarafın da uyarılmış olması gerekiyor. Bu uyarılmanın kadın açısından birleşmeye hazır olmak için ıslanma şeklinde olduğunu biliyoruz. Erkeğin ise ereksiyonu gerekiyor. Erkeğin uyarılması görsel açıdan da farklı yollarla karşılanırken kadının uyarılması az kalırsa cinsel birleşme keyif veren bir boyutta olmuyor. Bu yüzen kadın için daha elzem diyebiliriz. Ama aslına bakarsanız uzun süre bunu problem etmeyen erkekler belli yaştan sonra uyarılmak için sadece görsel materyal ile yetinemiyor ve birleşmenin öncesindeki parçanın önemini anlamaya daha hazır oluyor. İnsan ihtiyacını gidermek amacı ile her konuda çabuk davranıp keyifli ayrıntıları atlayabilen bir varlık, bu sadece cinsellik için geçerli değil.

    Kadınlar ön sevişmeyi talep etmekte zorlanıyor mu?

    Elbette… Erkekler de öyle… İnsanlar cinsellikte keyif boyutuna gelen şeyleri istemekte karşılıklı zorlanıyor. Çünkü zaten karı-koca oldukları için yapılması gereken bir birleşme faaliyeti var. Bir de “Bunu istiyorum, şunu istiyorum”diyemiyorlar. Öğrenilmiş bir utanma duygusu var ve bu kadınlarda daha fazla. Ancak burada illa sözel ifadeye gerek yok, beden diliyle de birbirinizi yönlendirebilirsiniz. Utanmış olmakla, geçmişten gelen öğretilerle başa çıkmak, cinsel mitleri değiştirmek, bunun üzerine düşünmek de gerekiyor.

    Bazen desteğe de ihtiyaç duyulabilir. Ne zaman?

    Cinselliğin fazları var; istek fazı, uyarılma fazı, doyum fazı… Bunların her birinde bir sorun olduğunda destek alınabilir. Ancak kişiler genelde işlev bozukluğu meydana geldiğinde bize başvuruyor, özellikle de birleşme yoksa. Ama cinselliğin uyarılma ya da keyif boyutu ile ilgili sıkıntı varsa çok başvuru gelmeyebiliyor. Biyolojik ve evrimsel olarak gerekli olan kısım yani bebek konusu hallolduğu için geri kalanı çok lüks geliyor kişilere. Olmasa da olur denilip göz ardı edilebiliyor.

    Ön sevişmenin kadın cinselliğine nasıl katkıları oluyor?

    Cinselliği bir bütün olarak düşünmeliyiz, bu yüzden katkıları ne diye düşünmektense, eksikliğinde neler oluru konuşmak daha yerinde olabilir. Uyarılma evresi; parasempatik sistem tarafından yönetilen ve erotik duygular eşliğinde kadında vajinal salgının arttığı “ıslanma” dönemidir. Vajina duvarlarından ve vajina girişindeki Bartholin bezlerinden salgılanan sıvılarla birlikte nabız ve solunum hızlanabilir. Erkekte ise uyarılma evresi ereksiyonu (sertleşme) şeklinde gerçekleşir. Bahsettiğim gibi kadın görsel olmaktan çok dokunsal olarak uyarılabilir. Sevişme sırasında ön sevişme atlanıp hızlıca birleşmeye gidildiğinde uyarım fazı atlanmış olacağı için daha önce bahsettiğimiz bedensel değişiklikler gerçekleşmeyecek ve birleşme kadın için doyum verici olmayacaktır.

    Formsanté Dergisi

    Orgazm hakkında yanlış bilinenler için tıklayın !

  • Kadınlarda ağrılı cinsel ilişki

    Kadınlarda ağrılı cinsel ilişki

    Cinsel ilişki sırasında genital bölgede devamlı ve yineleyici ağrı olmasıdır. Kadınların önemli bir kısmı hayatlarının bir döneminde bu ağrıyı geçirir.

    Ağrılı cinsel ilişkide ağrı yüzeysel ve derin olmak üzere iki şekilde kendini gösterir. Yüzeysel ağrılar vajinal enfeksiyonlar, jinekolojik ameliyatlar, doğum lezyonları, ilişki öncesi yeterli uyarı ve dolayısıyla ıslanma olmadan girilen cinsel ilişki vb. nedenlerden kaynaklanabilir. Klinikte sık rastlanan durum vajinal kuruluktur.
    Derin ağrılı cinsel ilişki vajinadaki doğuştan anormallikler, sistit, üretra iltihapları, kronik enfeksiyonlar, perliste kitleler, bağırsak hastalığı ve genital organlarda sarkmalar neden olabilir.

    Cinsellikle ilgili kaygılar, olumsuz düşünce ve önyargılar, suçluluk duyguları, cinsel istismar öyküsü, evlilik ve ilişki sorunları, ağrı beklentisi, anksiyete, korku, öfke, eş reddi ve doğum ve gebelik korkusu diğer önemli nedenler arasındadır.

    Tedavide nedene ve danışanın durumuna uygun cinsel terapi uygulanır. Cinsel terapi, tıbbi nedenler, dışlandıktan sonra uygulanmalıdır. Eğer bir tıbbi neden düşünülüyorsa danışan uygun uzmana yönlendirilmelidir. Varsa ilişki problemleri ve evlilik problemleri halledilmelidir. Cinsel terapi ile çiftin cinsel aktivite etkileşimleri yeniden inşa edilerek kişinin yeterli cinsel uyarımı alması ve vajinal ıslanma sağlamaya yönelik etkileşime doğru çift yavaş yavaş yönlendirilmelidir. Psikodinamik nedenler söz konusu ise dinamik yönelimli cinsel terapi uygulanmalıdır.

    Ağrılı Cinselliğin Sebepleri için tıklayın !

  • Seks sırasında “Bu normal miydi?”

    Seks sırasında “Bu normal miydi?”

    Kadınların seks konusuna tiksinti ile baktıkları günler çok gerilerde kaldı artık. İyi de oldu; çünkü apaçık ortada, söylemeye bile gerek yok, ama kadınlar sekse en az erkekler kadar ilgi duyarlar ve bu konuda en az onlar kadar rahattırlar.

    Ancak bazen, seks sırasında, cinsel açıdan kendine çok güvenen kadınlar bile rahatsız olacakları durumlarla karşılaşabilir. Bizi, “Az önce ne oldu öyle?”, “Bu normal miydi?” gibi düşüncelere sevk edebilen bazı sesler, kokular ve hisler vardır.

    Peki, seks sırasında kadınların başına gelen, ancak kimsenin merak etmediği ya da hiç bahsetmediği bu tipik durumlar nelerdir? Ve ne anlama gelir?

    İşte yanıtlar:

    1. Kurusunuz
    Yale Üniversitesinden Dr. Mary Jane Minkin, kadınların seks sırasında kuru ve asabi olmalarının çok normal olduğundan bahsediyor. Yapılan araştırmalarda, katılımcı genç kadınların üçte biri vajinal kuruluk yaşadıklarını rapor ediyor. Tatmin edici ve rahat bir seksin anahtarı ise kayganlaştırma. Minkin’e göre en iyi yöntem tabii ki ön sevişme. “Vibratörlerde işe yarayabilir” diye de ekliyor. Aklınızda bulunsun; marketlerde çeşitli kişisel kayganlaştırıcılar satılıyor. Eğer kuruluk, cinsel hayatınızı ciddi anlamda etkiliyor ve gün boyunca rahatsız olmanıza sebep oluyorsa, doktorunuzdan randevu alın. Birçok kadın vajinal kuruluk yaşıyor; ancak bu problemden doktorlarına bile bahsetmiyorlar.

    2. O “an”
    Hayır, orgazm değil; ama o an – seks başladıktan saniyeler ya da dakikalar sonra başlayan – sevişmenin ne yönde gelişeceğini – iyi ya da kötü – bir şekilde hissettiğiniz an. “Hastalarıma bundan bahsettiğimde ‘nereden bildiniz’ diye soruyorlar” diyor sağlık uzmanı Kimberley Resnick Anderson. Seks söz konusu olduğunda kadınlar bir çeşit “cinsel tarafsızlık” ile başlıyorlar, diye açıklıyor. “Bazen, cinsel aktiviteye başlar ve hemen ‘işte bu güzel olacak’ diye düşünürsün.” Başka bir anda ise, bir sonraki hareketin iyi ve keyifli olacağını; ancak, tam olarak istediğini elde edemeyeceğini hissedersin. Kadınlar, orgazm ihtimalini bir şekilde hissederler, diye belirtiyor Resnick Anderson.

    3. Çişiniz varmış gibi hissedersiniz
    Belirli seks pozisyonlarında çiş yapmaya ihtiyacınız var gibi hissedersiniz, bu son derece normal. Bu hisler genellikle kadınları cinsel boşalmaya götüren G noktasının uyarılmasından kaynaklanır. Boşalma idrar yolundan gelir, saydam renkli ve kokusuzdur. Şu da tamamen doğal ve normaldir ki kadınlar orgazm olurken aynı anda çişlerini yapabilirler. Bazı kadınlar kahkaha atarken, hapşırırken ya da orgazm olurken biraz çiş kaçırabilirler. Bu özellikler doğum yaptıktan sonra kazanılır. Ayrıca yaklaşan orgazm ve çiş dürtüsü arasında kafa karışması gayet kolaydır. Daha önce hiç idrarını tutamama sorunu yaşamamış kadınlar, yaklaşan orgazm sırasında çişleri varmış gibi hissediyorsa, bu vücudunun hassas kısımlarının beyine gönderdiği mesajları yanlış algılıyor olmasından kaynaklanır. Eğer seks sırasında çişinizin gelmesi korkusu, kendinizi tutmanıza neden oluyorsa, başlamadan önce tuvalete girmenizi öneririz.

    4. Çığlık atarsınız
    Tabi ki genel performans beklentisi seks sırasında çığlık atmaktır. 2011 yılında yapılan küçük bir araştırmaya göre seks yapanların yüzde 66’sı partnerlerinin boşalmasını hızlandırmak için inliyorken, yüzde 87’si de bunu partnerlerinin özgüvenlerini arttırmak için yapıyor. Ses çıkarmak yatakta ne istediğini anlatmak için muhteşem bir yol olabilir. Orgazm olmayı başarabilmek için ses çıkarmaya ihtiyacı olan çok kadın vardır. Çığlık atıyor taklidi yapmak ve zevk aldığınızı ve ne hissettiğinizi ifade etmek arasında fark vardır. Bazı kadınlar seks sırasında sessizdir, bazıları da sesli. Bu kadar basit.

    5. Gaz çıkartırsınız
    Vajinal gaz çıkartma ve gaz çıkarma aynı şey değildir. Vajinal gaz çıkarma sadece havanın vajinadan dışarı salınmasıdır fakat gaz çıkarmayla aynı sesi çıkartır. Bu durum, hava vajinada sıkıştığında meydana gelir. Bunu önlemek için fazla bir yol olmasa da belirli pozisyonlardan kaçınmak çözüm olabilir; ancak şunu belirtmekte yarar var, sık sık pozisyon değiştirmek, vajinal gaz çıkarma ihtimalini artırır. Yine de çok kafanıza takmayın. Seks gariptir; gaz çıkartır, bedenlerimizi birleştirir ve bazen hedefi kaçırırız. Kusursuz olmak imkânsız; yapacağınız en mantıklı şey gülüp geçmek ve işinize devam etmek.

    6. Dikkatiniz dağınık
    Kimi zaman seks yaparken, tamamen anı yaşıyorsunuz ve başka hiçbir şey düşünemiyorsunuz. Bazı anlarda ise kafanızda yaklaşık 12 milyon tane düşünce dolaşıyor. Kadınlar, günlük hayatlarında yaşadıkları yüzünden çok kolay biçimde dikkat dağınıklığı yaşayabiliyorlar. Kusurlu olduklarını düşünüp bunu kafalarına takıyorlar. Bazen yapacak bir şey yoktur. Yani şöyle ki, günlük hayatınızın olayları yatak odanıza giriyorsa, kendinizi hırpalamanıza gerek yok. Ancak, bu, sık sık karşılaştığınız bir durum haline geldiyse eğer, kendi kendinize yapabileceğiniz ve daha ilgili, odaklanmış hissettirecek dikkat toparlamaya yönelik yöntemleri deneyebilirsiniz.

    7. Baş ağrınız var
    Seks sırasında olan baş ağrısı, genellikle cinsel heyecan tırmandıkça, baş ve ense çevresinde oluşan can sıkıcı bir ağrıdır. Bazen ani bir ağrı olarak da gelebilir – özellikle orgazm sırasında. Çoğu endişeye mahal vermez; ancak ani başlayanlar daha ciddi bir durumun habercisi olabilir. Bazı ender durumlarda, cinsel birleşme anında, muhtemelen kan basıncındaki değişimler sebebi ile şiddetli bir baş ağrısı ortaya çıkabiliyor. Eğer böyle bir probleminiz varsa, merak etmeyin, deli değilsiniz. Ama doktorunuzdan bir randevu alsanız iyi edersiniz.

  • Çocuklara cinsel bilgi

    Çocuklara cinsel bilgi

    Dört yaşındaki oğlum, cinsel içerikli sorular sormaya başladı. Onunla nasıl konuşacağımı bilmiyorum. Oğluma cinsel eğitim vermeli miyim? 
    Zamanında ve sağlıklı koşullarda verilen cinsel eğitim; çocuğun cinsel kimliğini öğrenmesini ve benimsemesini sağlar. Oğlunuz; bebeğin nasıl dünyaya geldiğini, anne karnında neler olduğunu, çocukların nasıl doğduğunu, cinsiyetler arası farkları merak edebilir. Bu normaldir.

    SEKS EĞİTİMİ DEĞİL
    Cinsel eğitim verirken yapmanız gereken ise; zamanında, kaçınmadan, azarlamadan, oğlunuzun yaşına uygun bilgileri açık ve net bir şekilde ona öğretebilmenizdir. Cinsel eğitim ve seks eğitimi aynı şey değildir. Seks eğitimi, yetişkinlerin işidir. Cinsel eğitim ise çocukları da kapsayan daha geniş bir kavramdır. Bu nedenle, oğlunuz henüz somut düşünme döneminde yaşadığı için resimli kitaplar kullanmanız sağlıklı bir yöntem olacaktır.

    Sinirli baba olumsuz etkiler
    Kocam çok asabi ve beş yaşındaki oğlumuza çok sert davranıyor ve arkadaşlarıyla mukayese ediyor. Eşimin bu tutumu ileride oğluma zarar verir mi?
    Anne ve babaların hatalı davranışları, yetişkinlikte cinsel işlev bozukluklarına yol açabiliyor. Utandırma, suçlama, mukayese etme, dokunarak sevgisini göstermeme, adam yerine koymama, aşağılama gibi olumsuz davranışlar sergileyen ebeveynler; çocuklarının özgüvenlerinin gelişmesini engelleyebiliyor.

    SEVGİ ŞART
    Duygusal travmalara maruz kalan çocuklarda ileride; erken boşalma, iktidarsızlık, cinsel soğukluk veya orgazm olamama sorunları görülebiliyor. Eşinizle, sert davranışları hakkında konuşmanızda ve onun oğlunuza sevgi ve şefkatini göstermesini sağlamanızda fayda var.

    SORUN YAŞAYABİLİR
    Oğlunuzun kendine güvenli ve sağlıklı bir kişilik geliştirebilmesi için; güven veren, anlayışlı, sevgi dolu ve olumlu bir çevre gereklidir. Bu çevreyi bulamayan çocuk, yetişkinlikte kendine güvensiz olabilir.

    “Leylek getirdi” demeyin
    4.5 yaşındaki kızım, dünyaya nasıl geldiğini merak ediyor. Bu durum beni panikletti. Ona “Seni leylekler getirdi” demek ne kadar doğru olur?
    Anne ve babalar; çocuklarına cinselliği nasıl anlatacaklarını bilemedikleri için paniğe kapılabilir, bu çok normaldir. Cinsellikle ilgili doyurucu cevaplar alamayan çocuklar ise, cinselliği ‘merak’ etmeye devam ederler. Sorularının cevabını, sağlıklı olmayan başka başka yollardan öğrenmeye çalışırlar. Bu da ileride, cinsel yaşamlarının olumsuz şekilde şekillenmesine neden olur. Anne ve babaların; çocuğun geleceğini şekillendirirken bir heykeltıraş gibi çalışması, her ayrıntının üstünde durması ve cinsel eğitime önem vermesi gerekir.

    DOĞRU BİLGİ VERİN
    Ailelere önerimiz; cinsel eğitim verirken, kendi kaygılarından arınarak doğru bilgileri içeren basit net ifadelerle, çocuğun sorduğu tüm sorulara cevap vermeleridir. Bu nedenle kızınızın gelecekte mutlu, başarılı ve sağlıklı olması için ona “Seni leylekler getirdi” yalanını söylememenizde fayda var.

  • Cinselliğin Sır Kapısı Aralanıyor

    Cinselliğin Sır Kapısı Aralanıyor

    Günümüz Türkiye’sinde, her ne kadar cinsel hayatta özgürleşmeye gidilmiş olsa da, pek çok kadın ilişki öncesinde ve sırasında, haz aldıkları dokunuşlar ve beklentileri hakkında partnerleriyle konuşmaktan çekiniyor. Oysaki kadınların uyarılmaya başladıkları anlarda, cinselliği sınırsızca yaşamak için partnerlerine yol göstermeleri gerekiyor. Fakat kadınlar, partnerlerinden vücudunun hassas bölgelerini herhangi bir yardım almadan keşfetmelerini bekliyor ve bu nedenle de, doyurucu bir seks yaşayamıyorlar. Erkeklerin yol gösterici konuşmalar olmadan partnerlerinin haz noktalarını keşfetmeleri çoğu zaman kolay olmuyor. Kadınların doyurucu bir seksten sonra boşalmaları veya orgazma ulaşabilmeleri için haz noktalarının uyarılması önem taşıyor. Utanç duygusu, çekingenlik ve kendini ifade edememe durumları nedeniyle, kadınların cinsel yaşamlarıyla ilgili yorumları “iyi” olmaktan öteye gidemiyor ve partner ilişkileri çıkmaza giriyor. Oysaki sağlıklı ve mutlu bir cinsel yaşam her kadının ve erkeğin hakkı…

    SEKSTE KONUŞMANIN GÜCÜ…

    Çoğu kadının en büyük yanılgısı cinselliğin sadece penetrasyondan (penis-vajina ilişkisinden) ibaret olduğu… Aksine, cinsellikten her seferinde farklı hazlar almak mümkün… Kadınların nelerden zevk aldıklarını partnerlerine sözle ifade etmemeleri ya da edememeleri hâlâ günümüzde cinsel sorunların oluşum nedenlerinin başında geliyor. Bu nedenle kadınların posta kutularını boşaltmaları yani içlerine attıkları duygularını konuşarak sözle ifade etmeleri gerekiyor. Tercih edilen dokunuşları açıklamak ve yol gösterici olmak, daha önce tadılmamış zevklere ulaşılmasına ve cinselliğin bambaşka yönlerinin keşfedilmesine olanak sağlayabiliyor. Çünkü konuşmak, istekleri ifade etmenin ve karşılığında geribildirim almanın en basit ve kesin yöntemi… Fakat sevişme sırasında beden dilini kullanmak, inlemek ya da mırıldanmak da olağan çözüm yollarından biri… Çiftin cinsel ihtiyaçları ve zevkleri hakkında konuşmalarının, aralarındaki yakınlığı artırdığını ve cinsel ilişki seviyelerini geliştirdiğini söylemek mümkün… Partnerlerinin zevk aldığını fark eden erkekler seks eyleminde başarılı olduklarını düşünerek onların hangi durumlarda, neden ve nasıl tepki verdiklerini daha kolay algılayabiliyorlar ve sağlıklı geri bildirimler verebiliyorlar. Böylece, cinsel ilişkinin devamında ve bir sonrakinde öğrenmiş ve keşfetmiş oldukları algılarına göre daha doğru hareket edebiliyorlar. Erkeklerin standart donanımlarında kadınları mutlu etmek var… Bu nedenle, konuşarak ya da beden dilini kullanarak kadınların posta kutularını boşaltmaları hayallerindeki sekse kavuşmaları için önemli bir adım olabiliyor.

    BEDENE KULAK VERMEK GEREKİYOR…

    Yapılan araştırmalardan elde edilen verilere göre, seksten zevk alabilen kadınların bedenlerine kulak verdikleri görülüyor. Bunu yapabilmek için kadınların ihtiyaç duydukları şeylerin başında seks sırasında haz aldıkları durumları partnerlerine ifade etme yetilerini geliştirmek… Cinsel birleşme sırasında gerçek anlamda doyuma ulaşabilmek diğer bir değişle, seksi doruk noktasında yaşayabilmek için, iki vücudun bir olması gerektiğinin unutulmaması gerekiyor. Bu da, ancak partnerlerin vücutlarını karşılıklı tanımaları için iletişime geçmeleriyle, konuşmalarıyla veya birbirinin vücutlarını tanımalarını sağlayacak küçük oyunlar oynamalarıyla mümkün… Seks oyunlarında kadınların partnerlerini yönlendirme görevlerini üstlenmeleri gerekiyor. Çünkü erkeklerin kadınları hazza ulaştırdıklarını görmeleri oldukça hoşlarına gidiyor. Böylece, erkekler dokunuşlarını nerede kullanacaklarını öğrenerek cinsel tatmini daha sınırsızca yaşayabilme olanağına kavuşabiliyorlar.

    BİRLİKTE DUŞ ALIP OYNAŞMAK GEREKİYOR…

    Cinsel birleşme sırasında ya da öncesinde çiftin birbirlerine karşı açık saçık ifadelerle konuşabilmeleri için en önemli kıstas“samimiyet”… Samimiyeti sağlamak için çiftin birbirlerinin vücutlarını tanımaları ve alışmaları, birlikte çıplak olarak vakit geçirmeleri çok önemli… Bunun için birlikte duş almayı, birbirlerine sarılarak uyumayı ya da birbirlerinin yanında rahatça soyunmayı denenebiliyorlar. Eğer çift cinsel ilişkiye başlamadan önce duş almayı tercih ediyorsa, birlikte duş almayı ve duş sırasında birbirlerine masaj yapmayı deneyebiliyor. Böylece hem seks için iyi bir başlangıç yapabiliyorlar hem de çekingenliklerini yenerek cinsel arzu, istek ve beklentilerini daha rahat bir şekilde sözle dile getirebiliyorlar.

    TABULARI YIKMAK ÖNEM TAŞIYOR…

    Cinsellik doğal bir ihtiyaç… Ülkemizde hâlâ tabu olarak görülen cinselliği, rahatlamış ve gevşemiş bir halde, sevişmenin ve dokunmanın verdiği hazza odaklanarak, haz alıp haz verebilme, ruhu ve bedeni paylaşabilme, ne olursa olsun bir şekilde boşalabilme bilim ve sanatı olarak tarif ediyoruz. Bu sanatın iyi bir şekilde icra edilebilmesi için, kadınların erkekler gibi seksten haz almaları ve cinsellik üzerine konuşma becerisi kazanmaları gerekiyor.

    YATAK SOHBETİNİN GÜCÜNÜ KEŞFEDİN…

    Seks öncesi, seks sırasında ve seks sonrasında yapılan sohbet çiftin hem aralarındaki bağı güçlendiriyor hem de ilişkilerine renk katıyor. Erkekler genellikle seksten sonra kendi kabuklarına çekiliyorlar. Kadınların bu durumu anlayışla karşılamaları ama kabullenmemeleri ve yatak sohbetleri yapmak için onları teşvik etmeleri gerekiyor. Bu onların ilişkilerinin ve seks hayatlarının daha iyiye gitmelerini sağlıyor. Peki, yatakta neleri konuşmak neleri konuşmamak doğru olur? “Bana sarılış şekline, öpüşüne, dilinle veya elinle yaptığın şeylere bayılıyorum!”, “Çok güzelsin!”, “Çok tatlısın!”, “Kokuna bayılıyorum!”, “Seks yaparken bana küfretmen ve ayıp şeyler söylemen beni deli ediyor!”, “Hadi tekrar yapalım!”, “Oral seksin beni çıldırtıyor!”, “Hadi üstüne cila çekelim!” gibi cümleleri yatakta konuşmak mümkün… Erkek kadının kulağına birkaç kelime fısıldıyor ve o hızlı hızlı soluk alıp vermeye başlıyor. Erkek konuşmaya devam ediyor ve o daha fazla tahrik oluyor. Sonunda kadın erkeği gerçekten istiyor ama erkek “Henüz değil! Sabırla beklemen lazım! Hak etmen lazım!” diyor. Kadın daha fazla isteyene kadar erkek konuşmaya devam ediyor… Çiftin bu şekilde tutkulu konuşması ve bunu bilmiyorlarsa öğrenmeleri mümkün…

    SÖZLER ŞELALEDEN DÖKÜLEN SULAR GİBİ…

    Seks hayatında başarısızlığa uğrayan birçok çift bu durumu yenilgi olarak yaşıyor, genellikle bir daha denemeye cesaret edemiyor. Tekrar seks yapmak için çok uzun zaman beklemek gerektiğini düşünüyor. Ya da seks istese bile partnerinin onu ret edeceğini düşünüyor. Tabi ki bu tür olumsuz düşünceleri ve duyguları içselleştiren çiftler “Boşa uğraşıyoruz, biz başaramayız, bizden geçti!”türünde ifadeler kullanıyor genellikle… Bu durum ise çiftin ilişkisini veya seks hayatlarını bitirebiliyor. Bu yüzden sözlerin ve düşüncelerin şelaleden dökülen sular gibi olduğunu hatırlamak gerekiyor, olumlu ise çifte haz veriyor, olumsuz ise çiftin ilişkisini zedeliyor.

    SÖZÜN EFENDİSİ OLMAK GEREKİYOR…

    Hermes, “zamanı ölçen ve hesaplayan Tanrı” olarak tarihe geçti… Hermes’in yerinde ve etkili konuşmanın gücü ve sesin etkisi konusundaki derin bilgisi sayesinde, doğru tonlamalarla istediği her şeyi gerçekleştirdiği söyleniyor. Yani sesin ve sözün etkisi ve hatta ilahi niteliği, eskiden beri bilinen bir gerçek… Kadim öğretilerde “Daha hiçbir şey var olmamışken, söz vardı!”denmesinin sebebi bu… Güzel konuşma sanatı olan “retorik” başlı başına bir bilim… İşte bu bilimin en kadim üstadı olan Hermes, dili tüm kıvraklığıyla kullanıp, öğretisini etkili kılmak için ondan yararlandı… Hermes’in “sözün efendisi” olarak betimlenmesi bundan… Bu nedenle seks hayatını şekillendiren ve seksten alınan hazzı etkileyen temel faktörlerden biri seksi algılama biçimi, davranış biçimi ve bu davranışları sözle ifade etme biçimi olarak biliniyor. Bazı çiftler kendi seks sözcüklerini kendileri yaratıyor. Böylece başka insanların içinde de bunu konuşabiliyorlar. Kalabalık bir ortamda ya da çocuklarının yanında bu cümleleri söylemek seksi çağrıştırabiliyor. Çiftler cinsel tekniklerini geliştirmek istiyorsa, partnerinin yatakta nelerden hoşlandığını konuşmak için zaman ayırmalı… Çift ne kadar çok şey biliyorsa, o kadar iyi bir seks partneri olabiliyor. Çoğu erkek şehvetin pençesindeyken açık saçık kelimeler kullanılmasını, partnerlerinin müstehcen konuşmayı öğrenmesini istediğini söylüyor. Çünkü cinsel içerikli konuşmalar seks hayatında heyecanı artırıcı ana bir etken olabiliyor.