Etiket: cinsel yaşam

  • Erkeklerin Aldatma İşaretleri

    Erkeklerin Aldatma İşaretleri

    Erkeklerin aldatacaklarını haber veren bazı önemli noktalar var!. İşte onlar…

    Şimdi size aktaracağımız bazı işaretler beraber olduğunuz erkeğin sizi yüzde yüz aldattığını/aldatacağını göstermez. Fakat bunları beraberliğinizin kötüye gittiğinin işareti olarak algılamanızı öneriyoruz.

    ‘BEN BUNU ASLA YAPMAM!’

    İşte tehlikeli bir cümle. Erkeğin bu rahatlatıcı sözlerle ‘sevgi dolu ve sadık’ bir eş portresi çiziyor.

    Ne yapmalı?

    Bu zararsız cümle sadakat ve bağlılık konusunda bir sohbet başlatmak için iyi bir başlangıç olabilir. Size: ‘Ben bunu asla yapmam’ dediğinde ona ‘Ben de. Fakat eğer bir gün içimizden biri birisine ilgi duyarsa bunu birbirimize anlatabilir miyiz?’ şeklinde bir soru sorabilirsiniz.

    ‘BİR PSİKOLOĞA GÖRÜNSEN İYİ OLACAK’

    Erkeklerin neredeyse hepsinin eşlerine depresyonda olduklarını söylüyor ‘Kadınları depresyona iten gücün kendileri olduklarının farkında bile değiller. Böyle birşey söyleterek onu başkalarına iten kişinin siz olduğunu düşünmenizi sağlıyorlar’.

    Ne yapmalı?

    Eşinizden böyle bir yorum duyarsanız duymamazlıktan gelmeyin. Ona ‘Kendimi çok yorgun ve stres altında hissediyorum. Neden bana depresyondasın diyorsun?’ deyin ve profesyonel yardım almanız konusunda ısrar ediyorsa birlikte bir evlilik terapistine gidebileceğinizi söyleyin.

    ‘BENİ ANLAMIYORSUN’

    Böyle bir cümle kuran bir erkek ayrı yönlere doğru ilerlediğinizi ima eder. Bu cümleyi duyan kadın erkeğe sert bir yanıt verirse tartışma erkeğin tarafına döner. ‘Sizin mantıksız ve sevimsiz konuşmalarınız yüzünden ev dışında zaman geçirdiğini söyleyecek böylelilke sizi suçlayarak daha az suçluluk hissedecektir’.

    Ne yapmalı?

    ‘Yaşasın! Sizinle konuşuyor! Hem de hisleri hakkında. Tek yapmanız gereken tepki vermeden onu dinlemeye çalışmak. Bunun da ötesinde onu daha çok konuşmaya teşvik etmek’.

    ‘SANA SÜREKLİ SÖYLEDİM AMA DİNLEMEDİN’

    Çalışan bir kadındınız fakat bebeğiniz olunca bir süre onunla evde vakit geçirmeye karar verdiniz. Çalışmaya alışık olduğunuzdan sürekli evin içinde olmak sizi sıkmaya başladı. Bu arada eşiniz de sürekli ‘spora git, kursa git’ gibi önerilerde bulunuyordu. Siz evde oturmaya devam ettiniz. Sonuç: boşandınız

    Bu konuda eşinizin asıl söylemek istediği şey: ‘Ben açık fikirli bir insanım ve eşimin sıkıcı bir ev kadını olmasını istemiyorum’. Eşinizin önceden verdiği bazı işaretleri görme şansınız olsaydı onun gerçek hislerine göre hareket edebilirdiniz öyle değil mi?

    Ne yapmalı?

    Onun gerçekten ne söylemeye çalıştığını anlamak için kendisini anlatmasını istemeniz gerekiyor. ‘Ona sorular sorun. Böylelikle kafasından geçenleri anlayabilirsiniz’.

  • Orgazma Giden Yolda Kadın Cinselliği

    Orgazma Giden Yolda Kadın Cinselliği

    Gerek erkekte, gerekse kadında, erkek ve kadın etkenlerinin karışık şekilde bulunduğu çoğu kez söylenir. Çok doğrudur bu. En erkek insanda bile kadınca nitelikler vardır. Erkekteki kadınsı elemanları, onun idealize ettiği kadın tablosu belirler. Bu kadın, iyi sevişir ve gerektiği zaman iyi bir kızkardeştir.

    O, akıllı ve iyi bir ev kadını olmalı, fakat yatakta bir profesyonel gibi davranmalıdır. Bunun aksi de erkeksi etkenleri olan kadın için söylenebilir: İdeal koca iyi bir sevgili, fakat aynı zamanda iyi bir ağabey veya küçük bir bebek gibi olmalıdır. Ekonomik yetenekleri, toplumda sayılan bir yeri, kurnazlık ile karışık şefkat duyguları olmalıdır. Fakat birçok durumda erkeklerin, erkeklik özellikleri dedikleri şeylerin sadece anne sevgisi olduğunu bilmek gerekir. Ayrıca özellikle aşırı utanç duyguları olan çok kadınsı kadınlar, zaman zaman cinsel ilişkide yönetici rolü üzerlerine almak için erkeğin yerine geçmeyi ister. Erkeğin yerine geçmeyi isteyen kadınların psikolojisini uzun klinik araştırmalarından sonra analiz ettim ve psiko analizcilerinkinden farklı olabilecek şu sonuca vardım: 1. Kadın, kocasına bir bebekmiş gibi davranmayı ister. Böylece annelik içgüdülerini tatmin etmeyi arzular. Bunu gerçekleştirebilmek için onunla yer değiştirmek zorundadır. Erkek sırtüstü yattığı zaman, kadın genellikle kadının yukarda olduğu pozisyonu yeğ tutar; yan pozisyona yanaşmaz. Eğer sonuncusunu birincisine kocasının üstelenmesi olmadan yeğlerse, bunu o kadının erkeklik elemanına yormalıyız, annelik içgüdüsünün ifadesi şeklinde görmemeliyiz. 2. Kadın, erkeği kadın yapmayı arzulamaz, sadece erkek rolünü ve hareketlerde inisiyatifi üzerine almayı ister. Bazı psikoterapistlerin bunu kadının erkeğe karşı duyduğu nefret, sadizm veya penisi kıskanmak şeklinde açıklamaları pek haklı görülmez. 3. Öte yandan, kadın, sevdiği erkeğe vücudunu göstermekten hoşlanır; özellikle vücudundan gurur duyarsa.

    Böylece erkeğin övgü dolu sözlerini ve onun daha kuvvetlenen sevgisini arar. Kadın, zaman zaman vücudunu yukarı kaldırabilir, fakat bunu, örneğin, daha az estetik görünüşlü, oturma pozisyonunda seve seve yapmaz. Erkekler, kadınların erkeğin yerini alma arzuları hakkında, çoğu kez ön yargılara dayanan bazı düşüncelere sahiptirler. İşte bu düşünceler, erkekleri rahatsız eder. Gerek erkekte, gerekse kadında, erkek ve kadın etkenlerinin karışık şekilde bulunduğu çoğu kez söylenir. Çok doğrudur bu. En erkek insanda bile kadınca nitelikler vardır. Erkekteki kadınsı elemanları, onun idealize ettiği kadın tablosu belirler. Bu kadın, iyi sevişir ve gerektiği zaman iyi bir kızkardeştir.

    O, akıllı ve iyi bir ev kadını olmalı, fakat yatakta bir profesyonel gibi davranmalıdır. Bunun aksi de erkeksi etkenleri olan kadın için söylenebilir:

    İdeal koca iyi bir sevgili, fakat aynı zamanda iyi bir ağabey veya küçük bir bebek gibi olmalıdır. Ekonomik yetenekleri, toplumda sayılan bir yeri, kurnazlık ile karışık şefkat duyguları olmalıdır. Fakat birçok durumda erkeklerin, erkeklik özellikleri dedikleri şeylerin sadece anne sevgisi olduğunu bilmek gerekir. Ayrıca özellikle aşırı utanç duyguları olan çok kadınsı kadınlar, zaman zaman cinsel ilişkide yönetici rolü üzerlerine almak için erkeğin yerine geçmeyi ister.

    Erkeğin yerine geçmeyi isteyen kadınların psikolojisini uzun klinik araştırmalarından sonra analiz ettim ve psiko analizcilerinkinden farklı olabilecek şu sonuca vardım:
    1. Kadın, kocasına bir bebekmiş gibi davranmayı ister. Böylece annelik içgüdülerini tatmin etmeyi arzular. Bunu gerçekleştirebilmek için onunla yer değiştirmek zorundadır. Erkek sırtüstü yattığı zaman, kadın genellikle kadının yukarda olduğu pozisyonu yeğ tutar; yan pozisyona yanaşmaz. Eğer sonuncusunu birincisine kocasının üstelenmesi olmadan yeğlerse, bunu o kadının erkeklik elemanına yormalıyız, annelik içgüdüsünün ifadesi şeklinde görmemeliyiz.
    2. Kadın, erkeği kadın yapmayı arzulamaz, sadece erkek rolünü ve hareketlerde inisiyatifi üzerine almayı ister. Bazı psikoterapistlerin bunu kadının erkeğe karşı duyduğu nefret, sadizm veya penisi kıskanmak şeklinde açıklamaları pek haklı görülmez.
    3. Öte yandan, kadın, sevdiği erkeğe vücudunu göstermekten hoşlanır; özellikle vücudundan gurur duyarsa. Böylece erkeğin övgü dolu sözlerini ve onun daha kuvvetlenen sevgisini arar. Kadın, zaman zaman vücudunu yukarı kaldırabilir, fakat bunu, örneğin, daha az estetik görünüşlü, oturma pozisyonunda seve seve yapmaz. Erkekler, kadınların erkeğin yerini alma arzuları hakkında, çoğu kez ön yargılara dayanan bazı düşüncelere sahiptirler.

    İşte bu düşünceler, erkekleri rahatsız eder.

  • Fazla kilo cinselliği etkiliyor

    Fazla kilo cinselliği etkiliyor

    Fazla kilolar, hayatımızın her bölümünde karşımıza engel olarak çıkabilen ana etkenlerdendirler. Rahat yaşamı direkt olarak etkileyebilen fazla kilolar, cinsel anlamda da büyük sıkıntılar yaşatırlar. Konu ile ilgili araştırmalarda bulunan uzmanlar, fazla kiloların cinsel yaşam anlamında ne gibi sıkıntılar yaşattığı ile ilgili çeşitli bilgiler sunuyorlar.

    Araştırmalar, iktidarsızlığın obezlerde diğer kişilere göre çok daha yüksek olduğunu ortaya koyuyor. Obezite sorunu, vücudu etkilemeden şeker ve yağ dengesi korunarak çözüme kavuşturulduğu takdirde, kişi eski sağlıklı günlerine geri dönebiliyor.

    Uzmanlar çoğunlukla düşük gelir grupları, kentte yaşayanlar ve kadınlarda görülen şişmanlığın nedenlerinin başında yüzde 50 ile beslenme değişikliği, alkol, hareket eksikliği, çeşitli ilaçlar ve doğum gibi çevre faktörlerinin geldiğini, şişmanlığın yüzde 35’inin kalıtsal, yüzde 15’inin de genetik nedenlerden kaynaklandığını söylüyor.

    CİNSEL FONKSİYONU OLUMSUZ ETKİLİYOR

    Obezitenin kadın ve erkekte cinsel fonksiyonu çeşitli yönlerden olumsuz etkileyebilir. Obez erkeklerde erkeklik hormonu testosteronun, artan yağ dokusunda enzimlerin de etkisiyle hızla kadınlık hormonu östrojene dönüşüyor.
    Bu durumda, azalan testosteron ve artan östrojen birçok sorunu beraberinde getiriyor.

    Egzersiz yapmama, kilo alma ve hareketsiz yaşantının vücudu iktidarsızlığa hazırlayan faktörler. Bütün bu faktörler vücudun şeker ve yağ dengesinin de bozulmasına yol açıp sorunu büyütebilir

    Bir önceki yazımız olan Seks yapmak için bahaneler başlıklı makalemizde seks yapma bahaneleri hakkında bilgiler verilmektedir.

  • Kadınların cinsel fantezileri

    Kadınların cinsel fantezileri

    Cinsellik, kadınlar için daha gizli kalması gereken bir konu olduğu için, genel kanı, fantezilerin erkeklere özgü bir şey olduğu yönünde. Oysa şu bir gerçek ki kadınlar da en az erkekler kadar, hatta onlardan daha fazla fanteziye sahipler. Ancak, kadınlar için fantezileri açıklamak sanıldığı kadar kolay bir durum değil.

    İngiltere’de yapılan bir araştırmaya göre kadınlar, seks fantezilerini daha çok seks sırasında havaya girmek, bir anlamda kendilerini erotize etmek için kullandıklarını itiraf etmişler.

    Fanteziler cinsel hayatı canlandırmak için çok önemli. Her an, her yerde ve her koşulda sevişmeye hazır olmamız mümkün olmadığına göre, işe yaradığı sürece fantezilerimizi devreye sokmamızda bir sakınca yok. En yaygın kadın fantezileri neler mi?

    İdealize karakterle sevişme
    Kadınlar film ya da dizi karakterleri ya da gerçek hayatta uzaktan tanıdıkları ve idealize ettikleri bir erkekle sevişme fantezisi kurarlar. Bu, hayali bir karakter olduğu için, fantezi, hayal gücünün gidebildiği yere kadar gider. Ancak, burada idealize karaktere fazla kapılmamak, gerçekliğine inanma noktasına gelmemek önemli. Bir de gerçek partnerle karşılaştırma ve hayali karakterin sahip olduğu mükemmel özellikleri onda arama seviyesine gelmemeye dikkat etmek gerekiyor.

    Başka birini düşünmek
    Kadınların bir diğer fantezisi, eşleriyle sevişirken bir başkasıyla seviştiğini düşünmektir. Bu, başka biriyle ilişkiye girme isteği anlamına gelmiyor tabii… Sadece heyecan verici bir hayal olarak fanteziler dünyasındaki yerini alıyor.

    Arkadaşla sevişme hayali
    Arkadaş olarak çok sevdiği bir erkekle seviştiğini hayal edebilir kadınlar. Aslında bu beynin küçük bir oyunudur. Çünkü duygusal yakınlık fiziksel temas da gerektirdiğinden, beyin bunu bazen seks olarak algılayabiliyor.

    Kadınla seks yapma
    Kadınların kadınlarla sevişme fantezileri de oldukça yaygın olmasına karşın, çoğu kadının kendine bile itiraf edemediği bir gerçektir. Böyle bir fantezi, kendisinin eşcinsel olabileceği endişesini de getireceğinden, çoğu kadın için korkutucu bir fantezidir. Ama kadınlar da sevişen iki kadının görüntüsünden en az erkekler kadar tahrik olurlar aslında. Dolayısıyla bir kadınla seviştiğini hayal etmek, kadınların isteklerini artırabiliyor.

    Teatral fanteziler
    Kendini eşinin sevgilisi olarak hayal etme, doktor ile hemşirenin sevişmeleri, ofis ortamında sevişme hayalleri gibi fanteziler de var. Ancak bunların ne kadarı doğru, ne kadarı film karelerinden esinlenme, karar vermek güç… “Rol” yaparken seksten daha fazla zevk alabiliyor kadınlar…

    Sado-mazoşist fanteziler
    Fanteziler her zaman bu kadar masum ve zararsız olmayabilir. Bazı fanteziler, sado-mazoşist eğilimler taşıyabilir. Zira seks, aslında tamamıyla duygusal ve romantik bir eylem değil, içinde bazı şiddet eğilimleri de taşır. Sado-mazoşist fanteziler, çoğu insan için anlaşılması güç gibi gözükse de başka bir pencereden bakıldığında, seksteki şiddet eğiliminin daha fazla ve somutlaşmış halidir. Acı çekme ve acı verme fantezisi, seks esnasında adeta bir cinsel organa dönüşen derinin, sert şekilde okşanması isteğinin uzantısıdır.

  • Cinsel yolla bulaşan hastalıklar

    Cinsel yolla bulaşan hastalıklar

    Cinsel yolla bulaşan hastalıklardan korkmayın, utanmayın, kendinizi ve sevdiklerinizi korumak için önlem alın.

    – Genellikle cinsel ilişki yoluyla insandan insana bulaşan mikroorganizmaların (mikrop) neden olduğu genital yol (üreme organları) enfeksiyonları “Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar” olarak adlandırılır.

    Nasıl Bulaşır?
    Cinsel yolla bulaşan hastalıklar ancak cinsel hastalığı olan birisiyle girilen cinsel ilişki sırasında ya da fiziksel temas sonucunda bulaşabilir. Doğal olarak birden fazla seks partneri olan kişiler, daha fazla risk altındadırlar.

    Cinsel yolla bulaşan hastalıklar, kan yolu ile de bulaşabilir mi?
    HIV ( AIDS virüsü), hepatit B virüsü ve frengi mikrobu kanda da bulunduğundan cinsel ilişki dışında kan yolu ile de bulaşabilen hastalıklardır. Bulaşmada kontrolsüz kan nakli, steril ( mikroplardan arındırılmış) olmayan şırınga ve iğneler, kesici ve delici aletler de rol oynar. Damar içi uyuşturucu bağımlılarının kullandıkları şırınga ve iğneler ile bu hastalıkların bulaşma riski vardır.

    Cinsel yolla bulaşan hastalıkların hangileri anneden bebeğine bulaşabilir?
    HIV enfeksiyonu, hepatit B, sifiliz (frengi), gonore (bel soğukluğu), herpes ve klamidyoz adı verilen hastalıklar gebelik süresince veya doğum sırasında anneden bebeğine bulaşabilir.

    Bu Hastalıklarda Her Zaman Belirti Olur mu?
    Cinsel temastan sonra hastalık belirtilerinin ortaya çıkması için geçen süre (kuluçka süresi) hastalıktan hastalığa fark gösterir. Her zaman belirti olmayabilir. Bu süre günler ( bel soğukluğu ), haftalar ( klamidyoz,hepatit B ), aylar ( frengi ) ya da yıllar (AIDS) olabilir. Bazen de rahatsız etmeyecek kadar hafif belirtileri olabilir. Özellikle kadınlarda bazen hiç belirti görülmez. Ancak, tedavi edilmediği sürece, belirtisiz enfeksiyonu olanlar, bilmeden hastalığı başkalarına bulaştırırlar.

    Belirtileri Nelerdir?
    – İdrar yaparken yanma, acıma, sık sık idrara gitme
    – Peniste, vajinada, makatta veya ağızda yaralar, siğiller ve içi su dolu kabarcıklar oluşması
    – Penis, vajina veya makattan akıntı olması.( Bu akıntı su gibi, süt gibi, beyaz, sarımtırak veya yeşil olabilir ve kokusu normal vajina akıntısından farklıdır.)
    – Kasık kıllarında, makatta veya vajina etrafında kalıntı
    – Kasıklarda şişkinlikler ve bezeler
    – Yumurtalıkların birinde veya her ikisinde ağrı
    – Karnın alt bölümünde ağrı
    – Cinsel ilişkiden sonra kanama

    Cinsel yolla bulaşan hastalıklarda bu belirtilerden biri ya da birkaçı beraberce görülebilir, ancak bunlar başka hastalılara da bağlı olabilirler. Tanı konması ve tedavi için cinsel yolla bulaşan bir hastalıktan şüphelendiğinizi söyleyerek doktora gitmelisiniz.

    Bu Hastalıkların Tedavisi Var mı?
    Cinsel yolla bulaşan hastalıklar tedavi edilebilirler. Ancak AIDS’in tedavisi yoktur. Ayrıca Hepatit B’den de aşı ile korunabilirsiniz.

    Tedavi Edilmezse Ne Olur?
    Eğer cinsel yolla bulaşan bir hastalığa yakalanıp tedavi edilmezseniz bu ciddi sonuçlar verebilir. Kısırlık ya da kadınlarda dış gebelik gibi… Ayrıca bir cinsel yolla bulaşan hastalığa yakalanmak, AIDS (HIV) virüsünü almayı kolaylaştırır.

    Bu Hastalıklar Cinsel İlişki Dışında da Bulaşabilirler mi?
    Bu hastalıklardan birinin mikrobunu taşıyanlar gebelik veya doğum sırasında taşıdıkları mikrobu bebeklerine geçirebilirler.
    AIDS virüsü ve Hepatit B mikrobu taşıyan kişilerden kan nakli, steril olmayan iğnelerle kan alınıp verilmesi, tedavi yapılması, damardan uyuşturucu kullanımıyla (başkasının iğnesinin kullanılması ile) veya temiz omayan iğnelerle dövme yapılması, kulak delinmesi gibi yollarla bulaşabilir.
    Başkasının bardağını veya çatal kaşığını kullanmakla cinsel yolla bulaşan hastalıklara yakalanmazsınız.
    Ayrıca başkasının nefes ve öksürüğünden, onunla el sıkışmak ve öpüşmekle da bu hastalıklar bulaşmaz. Böcek ve sivrisinek ısırması, tuvaletlerden (klozet kapağından), yüzme havuzları veya hamamlardanda bu tür hastalıklar bulaşmaz.

    Cinsel yolla bulaşan hastalıklardan nasıl korunulur?
    – Cinsel ilişkide kondom kullanın.
    – Cinsel eş sayısının artmasının, hastalık bulaşma riskini de arttırdığını unutmayın.
    – Hastalık belirtisi olmadan da bulaşma olabileceğini unutmayın.
    – Alkol ve uyuşturucunun doğru ve sağlıklı düşünmeyi engelleyerek, cinsel ilişki sırasında olumsuz davranışlara neden olabileceğini aklınızdan çıkarmayın.
    – Size nakledilecek kanda gerekli testlerin yapılıp yapılmadığını sorun.
    – Başkalarının kullandığı şırınga ve iğneyi kullanmayın. Bir defa kullanılıp atılan şırınga ve iğne kullanılmasını isteyin.
    – Hamile iseniz, doğum öncesi dönemde düzenli sağlık kotrollerinizi yaptırın.

    Cinsel Yolla Bulaşan Bir Hastalık Olduğunu Düşününce Ne Yapmalıdır?
    Cinsel yolla bulaşan hastalık belirtilerinden kuşkulandığınızda muhakkak bir uzmana başvurun. Yakınmalarınız kaybolsa da, hastalıklar genellikle kendiliğinden iyileşmezler. Tedavi her zaman gerekir.

    Hangi hastalıklar cinsel ilişki yoluyla bulaşabilir ?
    Bugün için 40’ dan fazla cinsel yolla bulaşan hastalık bilinmektedir. En sık rastlanılanları:
    – HIV enfeksiyonu ( AIDS )
    – Hepatit B
    – Bel soğukluğu ( Gonore )
    – Frengi
    – Klamidyoz
    – Kandidiyazis
    – Trikomoniyazis
    – Yumuşak şankır
    – Granuloma inguinale
    – Genital herpes
    – Lenfogranuloma venerium

    Doktora Gidin!
    Cinsel yolla bulaşan hastalıkların çoğunun tedavisi kolaydır. Laboratuar incelemeleri gerekebilir. Verilen tedaviyi, şikayetleriniz geçse bile tam uygulayın. Tedavi süresince cinsel ilişkide bulunmayın ya da ilişki olduğunda siz veya eşiniz kondom kullanın.

    Eşinizi ya da ilişkide bulunduğunuz kişiyi uyarınız: Hastalığın size bulaştığı andan sonra ve tedavi süresince hastalığı cinsel ilişkide bulunduğunuz herkese bulaştırabilirsiniz. Bu nedenle kontrol ve tedavi için geçmişte cinsel ilişkide bulunduğunuz insanları uyarmalısınız.
    Güvenli cinsel ilişki kurunuz: Cinsel yolla bulaşan hastalığı olmayan, başka biriyle ilişkisi olmayanlarla ve tek bir eşle cinsel ilişki kurmaya özen gösterin. Sizin tek eşiniz olabilir. Ama eşinizin başka eşi olmadığından da emin olunuz.
    Şüpheli her ilişkide: Başkasıyla cinsel ilişkiye girdiğini bildiğiniz ya da düşündüğünüz herkesle kurulan ilişki şüphelidir. Kondom(kılıf) kullanın. Güvenli cinsel ilişki için kondom kullanımıyla ilgili ayrıntılı bilgi edinin.

  • Hangisi normal hangisi anormal?

    Haftada üç defa mı yoksa ayda bir defa mı? 15 dakika mı yoksa 1 saat mi? Bu soruların cevapları uzun zamandır sadece zihninizi değil yatağınızın içini de meşgul ediyorsa cevapları yorganın altından çıkarma vakti geldi demektir.

    ■ Haftada kaç gün seks yapmak normaldir?
    A) Haftada iki
    B) Haftada bir
    C) İki haftada bir

    Cevap: B
    20’li ve 30’lu yaşlardaki birçok kişinin cevabı haftada iki defa olacaktır. Bu sayı iki yıldan fazla süren ilişkilerde genelde ayda altı defa olarak belirtiliyor. Cinsel ilişkiye girme sayısı çoğunlukla ilişkilerin süresiyle ilgili olabiliyor. Evlilik Terapisti ve Cinsel Terapist Sezen Salihoğlu bu sorunun cevabını şöyle açıklıyor; “Cinsel ilişkiye girmek için standart bir sayı yok. Tamamıyla kişilerin isteklerine, ihtiyaçlarına göre ayarlanabiliyor. Ama yapılan araştırmalar haftada iki defa seksin normal olduğunu ortaya koyuyor. Biz de bu nedenle haftada iki idealdir diyoruz ama isteniyorsa tabii ki daha fazla birlikte olunabilir. Cinsellik sadece cinsel organların ilişkisi değil. Daha çok dokunarak, sevişerek, haz vererek ve alarak, ruhun paylaşılması demek. Kişilerin yoğunlukları, stresleri, ruh durumları, ilişki problemleri cinsel birlikteliği de azaltabiliyor. Cinsel birlikteliğin azalması ise ilişkiyi zedeleyebiliyor” diyor.

    Ne yapılmalı?
    Cinsel hayatı renklendirmek için aşk oyunları uzmanların ilk tavsiye ettikleri şeyler arasında geliyor. Çiftler ilk birlikte olmaya başladıklarında, evlenmeden önce birbirlerine nasıl davranıyorlardı, neler paylaşıyorlardı bunları hatırlamalı, daha sonra bunu bir liste haline getirmeli ve bunları evliliklerinde de uygulayıp, hayatlarına renk katmalılar. Cinsel Terapist Sezen Salihoğlu, “Birbirleriyle tekrar randevulaşabilirler, evde birlikte olmak yerine otelde bir gece geçirebilirler. Bu tür paylaşımlar arttığında cinsel hayatları renklenebilir. Cinsel fanteziler kurabilir, yeni teknikler öğrenebilirler” diyor.

    ■ Çiftler ne sıklıkla cinsel fantezi kuruyor?
    A) Günde 1-2 defa
    B) Haftada 1-2 defa
    C) Ayda 1-2 defa
    Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği Cised’in 2300 kişi arasında yaptığı anket sonuçlarına göre, ankete katılanların yüzde 10’u günde 3-4, yüzde 30’u günde 1-2, yüzde 45’i haftada 1-2, yüzde 10’u ayda 1-2 ve yüzde 5’i de yılda 1-2 defa cinsel fantezi kuruyor.

    Ne yapılmalı?
    Cinsel fanteziler çiftlerin seks hayatını renklendirici güce sahip. Fakat her fantezinin gerçekleştirilmesi gibi bir zorunluluk yok. Eğer iki taraf da istiyorsa cinsel fanteziler gerçekleştirilebilir. Ama bu bir taraf için zorlayıcı, aşağılayıcı oluyorsa cinsel fantezilerin seks hayatına yarardan çok zararı olabiliyor.

    Kadınlar arka arkaya boşalırken erkeklerin 45 dakika – 1 saat gibi bir toparlanma süresi oluyor. Kadınlar boşaldıktan 10-15 dakika sonra tekrar boşalma yaşayabiliyor.

    ■ İyi bir seks ne kadar sürmeli?
    A) 45 dakika
    B) 25 dakika
    C) 10 dakika
    Buradaki doğru cevap 45 dakika olmalı. Fakat Amerika’da yapılan ve International Sex Medicine Dergisi’nde yayınlanan bir araştırmada en ideal cinsel birleşme 7-13 dakika arasında olandır deniliyor. En iyi seksin kısa ama zevk veren olduğu söyleniyor. Fakat uzmanlar 30 dakika da sürse 10 dakika da sürse en iyi seksin her iki taraf için de kaliteli ve tatmin edici olan olduğunu belirtiyorlar.

    Ne yapılmalı?
    Terapist Sezen Salihoğlu ise “Ön sevişme çok önemli. Kesinlikle aceleye getirilen bir şey olmamalı. Çiftlerin birbirlerine dokunmaları gerekiyor. İki taraf da haz almalı. Ön sevişme çiftleri iyi bir cinsel ilişkiye hazırlıyor. Çiftler ön sevişme sayesinde gevşiyor ve uyarılma düzeyleri artıyor. Bu nedenle ön sevişme 20-30 dakika arasında sürmeli ve ön sevişmeden sonraki cinsel birleşme ise 5 dakikanın üzerinde olmalı. Bu da 15 dakika kadar olursa ideal olan toplam 45 dakikadır” diyor.

    “Kadınlar erkeklere anne gibi davranabiliyor. Bu da çiftlerin cinsel yaşamını etkiliyor. Bize gelen hastalarımıza eğer bir erkek kanepede uykuya daldıysa üstünü örtmeyin, bırakın öyle uyusun çünkü siz annesi değilsiniz diyoruz.”

    ■ Seks oyuncaklarını kullanmak yanlış mı?
    A) Evet
    B) Hayır
    C) Hiç düşünmedim
    Cevap ‘hayır’ şıkkı olmalı. Terapist Sezen Salihoğlu, “Seks oyuncakları kişilerin görüşleriyle, inanışlarıyla ilgili oluyor. Ama çiftler eğer seks oyuncaklarını seviyorlarsa tabii ki kullanabilirler” diyor. Fakat bu oyuncakları kullanırken tarafların istekleri dikkate alınmalı. Taraflardan biri istemediğinde kullanmaya zorlanmamalı.

    Ne yapılmalı?
    Eğer kişi sadece bu oyuncaklardan zevk alıyorsa bu durumda kişinin bireysel olarak incelenmesi gerektiğini söyleyen Salihoğlu, “Eğer eşiyle birlikte olmak yerine sadece bu tür oyuncakları kullanmak istiyorsa bunun altında yatan sebeplere bakmak gerekiyor. Çocukluğa dönülerek kişinin ailesiyle olan yaşantısı, annesi ve babasıyla olan ilişkileri, geçmişteki travmalara bakılabilir; geçmişte yaşanmış tecavüz, taciz olabilir. 3-6 yaş arasında kız çocukların babaya, erkek çocukların da anneye aşık olduğu dönemde eğer taciz, tecavüz gibi travmalar, boşanma ya da babanın evi terk etmesi gibi olaylar yaşanırsa ileride Oedipus Kompleksi denilen durum ortaya çıkabiliyor. Bu durumu yaşayan kişi sevişme esnasında bir şeyden rahatsız olabiliyor ve partneriyle birlikte olamıyor. Oedipus Kompleksi yaşayan erkekler kadını annesi yerine koyduğu için sertleşme, erken boşalma sorunu yaşayabiliyor. Kadınlarda ise vajinismus görülebiliyor. Bu tür durumlar rahatsızlık veriyorsa cinsel birliktelik yerine seks oyuncakları tercih edilebiliyor” diyor.

  • Varikosel Tedavisi

    Varikosel Tedavisi

    Varikosel nedir?

    Varikosel, testis çevresinde oluşan bir çeşit varistir. Genç erkeklerin yaklaşık %10 unda görülür ve en çok 15-30 yaşları arasında tanı konur. Varikoselin nedeni tıpkı bacaklardaki varislerin oluşumunda olduğu gibi toplardamardaki kapak yetmezliğidir. Testisin toplardamarları, testis çevresinde bir ağ şeklindedir. Bu ağ, daha sonra tek bir toplardamar halinde karın içindeki daha büyük damarlara dökülür. İşte bu toplardamarlarda kapak yetmezliği gelişirse, tıpkı bacaklarında varis olan hastalarda olduğu gibi, kan geriye, ters yönde akmaya başlar (reflü). Bu kan testis çevresindeki toplardamarlarda birikerek, zaman içinde bu ince toplardamar ağının genişlemesine yol açar. İşte bu genişleyen toplardamar ağına da “varikosel” adı verilir.

    Varikoselin belirtileri nelerdir?

    Varikosel, bazı hastalarda hiçbir şikayete yol açmaz. Bu hastalarda sperm muayenesi de normal ise herhangi bir tedavi gerekmeyebilir. Bazı hastalarda ise, varikosel kısırlığa kadar varan önemli sağlık sorunlarına yol açabilir. Varikoselli hastalarda en sık rastlanan belirtiler şunlardır:

    1.Ağrı: Tıpkı bacaklardaki varisler gibi, varikosel de içinde biriken kanın yarattığı basınç sonucu ağrı yapabilir.

    2.Kısırlık sorunları: Varikosel içinde biriken toplardamar kanının testis içindeki ısıyı artırması sonucu, varikoselli hastalarda sperm sayısında azalma, sperm hareketlerinde yavaşlama ve spermlerde şekil bozuklukları gelişebilir. Bir çalışmada, kısırlık problemi olan erkeklerin %40 ında varikosel olduğu tesbit edilmiştir. Bu tür hastalarda varikoselin tedavi edilmesiyle, olguların %50-70 inde sperm sayısı ve kalitesinde belirgin artma olduğu saptanmıştır.

    3.Atrofi: Varikoselde, toplardamar kanının testiste birikmesi sonucu kronik bir beslenme bozukluğu ortaya çıkar ve testiste küçülme (atrofi) gelişebilir. Bu tür olgular erkenden tanınır ve varikosel tedavi edilirse, testis tekrar normal boyutlarına dönebilir.

    Nasıl tanı konur?

    Büyük varikoseller hasta tarafından skrotum kesesi içinde solucanımsı çıkıntılar şeklinde görülebilir, ya da doktor tarafından elle muayene ile saptanabilirler. Varikoseller yeterince büyük değilse, muayenede gözden kaçabilir. Bu tür varikoseller renkli Doppler ultrasonografi ile kolayca tesbit edilebilirler. Ultrasonografi ile ayrıca varikoselin içindeki ters akım kolayca saptanabilir ve bu akımın şiddeti ve damarların büyüklüğüne göre varikosel bazı derecelere ayrılabilir.

    Tedavi seçenekleri nelerdir?

    Varikosel hastalarında tedavinin hedefi, varikosel içine kan kaçıran ve olaya “neden”olan damar ile varikoselin bağlantısını kesmektir. Böylece varikosel içine oluşan kan sızması (reflü) ortadan kalkacaktır. Testisin toplardamar kanı ise, vücudun oluşturduğu normal fonksiyon gören diğer toplardamarlara yönlendirilir. Böylece varikoseldeki basınç artışı ortadan kalkar, ağrı kaybolur. Varikosel nedeniyle testis içindeki ısı artışı kaybolduğundan sperm bozuklukları düzelebilir, beslenme bozukluğu da ortadan kalkacağından küçülen testis yeniden büyüyebilir.

    Varikoselin tedavisinde, klasik yöntem cerrahi operasyondur. Bu operasyon çoğunlukla genel anestezi altında yapılır. Skrotum kesesinin üzerinden ya da kasık seviyesinden bir kesi yapılır ve testisin toplardamarları ortaya çıkarılır. Daha sonra problem yaratan toplardamarlar bağlanır. Böylece, bu toplardamarlardan varikoselin içine oluşan ters akım (reflü) engellenmiş olur.

    Varikosel ameliyatından sonra, hastalar hafif aktiviteleri kısa sürede yapabilirler, ancak güç gerektiren aktiviteleri yapabilmeleri 5-6 haftayı bulabilir.

    Varikosel tedavisinde bir diğer seçenek, son yıllarda gittikçe popülarite kazanan “embolizasyon” işlemidir.

    Varikosel embolizasyonu nasıl yapılır?

    Varikosel embolizasyonu, girişimsel radyologlar tarafından anjiografi cihazı yardımıyla uygulanan bir tedavi şeklidir. Hastanın kasığına lokal anestezi yapıldıktan sonra, kasık toplardamarına ince bir kateter yerleştirilir. Daha sonra bu kateter karın içinden varikosele neden olan toplardamara ilerletilir. Varikosel genellikle sol tarafta olduğundan, bu kateter sol böbrek toplardamarından geçilerek sol testis toplardamarına yerleştirilir. Daha sonra “koil” adı verilen tıkaçlar ve bacak varislerinin tedavisinde kullanılan “köpük” yardımıyla bu toplardamar tıkanır. Böylece tıpkı cerrahide olduğu gibi, embolizasyon tedavisinde de varikosele neden olan damardan geriye kan akımı (reflü) engellenmiş olur.

    Varikosel, ters akım (reflü) sonucu testis toplardamarlarında oluşan bir varistir. Genellikle sol taraftadır. Embolizasyon için, kasıktan girilerek varikosele neden olan damara ince bir kateter yerleştirilir. Daha sonra, bu damara önce “koil” adı verilen maddeler yerleştirilerek ana toplardamar tıkanır. Sonra da, köpük verilerek yan dallar tıkanır. Böylece varikosele neden olan damarlarla bağlantı kesilmiş olur.
    Varikosel embolizasyonu, lokal anestezi altında yapılan ağrısız bir işlemdir. Embolizasyonu takiben, hasta birkaç saat gözlendikten sonra evine gönderilir ve genellikle ertesi gün işine gidebilir.

    Varikosel embolizasyonunun avantajları nelerdir?

    1.Varikosel embolizasyonu, ağrının giderilmesi, kısırlığın düzeltilmesi ve hamilelik oranları açısından cerrahi kadar etkili bir yöntemdir.
    2.Embolizasyonda yara izi ve dikiş yoktur, tüm işlem kasıktaki 1-2 mm lik bir delikten yapılır.
    3.Hastada iki taraflı varikosel varsa, embolizasyonla her ikisi de aynı seansta tedavi edilebilir. Cerrahi tedavide ise, her iki taraf için ayrı kesiler açılması gerekir.
    4.Cerrahi tedavide çoğunlukla genel anestezi kullanılırken, embolizasyon lokal anestezi ile yapılır.
    5-Embolizasyonda tıbbi problem (komplikasyon) oluşma riski cerrahiye göre daha düşüktür. İşlem sonrası enfeksiyon bildirilmemiştir.
    6-Cerrahi yöntemde hastaların bazen hastanede yatması gerekebilir. Embolizasyonda ise hastalar birkaç saat sonra evlerine gidebilirler. Embolizasyondan sonra, hasta fiziksel açıdan yorucu işlerini bile 1-2 günde yapabilir duruma gelirken, cerrahi operasyonda bu süre haftaları bulabilir.

    Sık Sorulan Sorular

    Bütün varikoseller mutlaka tedavi edilmeli midir?
    Eğer varikosel ağrı, sperm bozukluğu ya da testiste küçülmeye yol açarsa, tedavi gerekir. Bu tür problemler yoksa, varikosel tedavi edilmeyebilir.

    Varikosel tedavisinden sonra sperm sayısı ve kalitesinde düzelme olur mu?
    Yapılan birçok çalışmada, varikosel tedavisinin sperm sayısı ve kalitesini düzelttiği gösterilmiştir. Ancak, sonuçlar hastadan hastaya farklılıklar gösterebilir. Erkeğin kısırlığı nedeniyle çocuk sahibi olamayan çiftlerde, varikosel tedavisinden sonra, %30-50 arasında değişen hamilelik oranları bildirilmiştir.

    Embolizasyon tedavisinden sonra testisteki ağrı geçer mi?
    Başarılı bir embolizasyon tedavisinden sonra testisteki ağrı ve şişkinliğin geçmesi beklenir. Ağrıda iyileşme olmazsa, testiste ağrı yapan diğer nedenler araştırılmalıdır.

    Embolizasyon işlemi riskli midir?
    Her tıbbi işlem gibi, embolizasyonun da bazı riskleri vardır. İşlemden sonra, kateterin ciltten giriş yerinde kanama, bulantı, kusma ve bel ağrısı gibi hafif şikayetler görülebilir. Nadiren, varikoselin pıhtılaşması sonucu ağrı gelişebilir, ve bir süre ağrı kesici ilaçlarla tedavi gerekebilir. Bunun dışında, ciddi komplikasyonlar çok nadirdir. Embolizasyondan sonra, enfeksiyon, hidrosel ve testis kaybı bildirilmemiştir.

    Embolizasyon cinsel yaşamı etkiler mi?
    Hayır, embolizasyonun cinsel yaşam üzerine hiçbir olumsuz etkisi bildirilmemiştir.

    Embolizasyon işleminde radyasyon alınır mı?
    Embolizasyon işlemi sırasında testisin aldığı radyasyon dozu çok düşüktür. Bu radyasyon, yaklaşık olarak bir akciğer filminde alınan doz kadardır.

    Embolizasyondan sonra varikosel tekrarlayabilir mi?
    Gerek cerrahi operasyon gerekse embolizasyondan sonra varikoselin tekrarlama ihtimali vardır. Bu ihtimal, yapılan çalışmalarda embolizasyon için % 5-11 olarak bildirilmiştir.

    Ameliyatla düzelmeyen ya da ameliyattan sonra tekrarlayan varikoseller embolizasyonla tedavi edilebilir mi?
    Evet, ameliyatın yararlı olmadığı hastalarda, varikosel embolizasyonla başarılı olarak tedavi edilebilir.

  • Penil Estetik Operasyon

    Penil Estetik Operasyon

    Penis, içinde uzunlamasına süngerimsi dokular ile idrar ve meninin geçtiği kanallar bulunan bir erkeklik organıdır. Cinsel heyecan ile beyin bu organın içindeki süngerimsi dokulara kan pompalar ve penis sertleşerek cinsel birleşmeye hazır hale gelir. Penis sertleşme halindeyken boyuna ve enine büyür ve ilişkiyi sağlayacak duruma geçer.

    Penis büyüklüğü, kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Penis boyu gerdirilmek suretiyle penis kökü ile ucu arasındaki mesafe ölçülerek değerlendirilir. Penis boyutunun değerlendirilmesinde en önemli unsur, penisin normal uyarılara cevap vererek ereksiyona ulaşması ve ereksiyonu yeterince sürdürebilmesi gibi fizyolojik özellikleri, yani işlevidir.

    Doğuştan veya sonradan olan bazı nedenlerle peniste büyüme esnasında eğrilikler oluşabilir ya da penisin anatomik yapısı normal bir cinsel ilişkiyi başlatıp sürdürmeye yeterli bulunmayabilir. Bu gibi durumlarda penis eğriliğini veya hacim yetersizliklerini düzeltmeye yönelik penis estetik operasyonları uygulanmaktadır.

    Operasyon Yaşı

    Penis büyütme operasyonları için başvurular genellikle genç yaşlarda olmaktadır. İleri yaşlarda ise sertleşme problemi olan hastalar başvurmaktadır.

    Penis büyütme operasyonları ile ilgili hastalar 4 grupta toplanabilir:

    – Gerçek küçük (mikro) penis: Doğumdan sonra tanı konulmalı ve mümkün olduğu kadar erken yaşta hormonsal tedaviye başlanmalıdır. Ergenlik çağından sonra gerekli ise cerrahi tedavi planlanabilir.
    – Burried-Hidden-Trapped penis: Çocuklar ve şişman erişkinlerde görülür. Penis uzunluğu ve çapı hafifçe azalmış ancak penis geniş çevre yağ dokusu ve fasya ile sarılmıştır. Tedavide fazla yağ dokusu çıkarılır ve fasya serbestleştirilir. Bu hastaların tedavi edilmemesi cinsel, üriner ve psikolojik sorunlar yaratır.
    – Estetik tip: Penis boyu genellikle normaldir, fakat penis boyutundan memnun olmayan hastalardır. Bu hastalara penis uzatma operasyonları yapılır.
    – Fonksiyonel tip: Hasta penis boyunun normal olduğunu düşünür ancak özellikle sertleşmiş (ereksiyondaki) penis kalınlığından memnun değildir. Bu hastalara penis derisi altına yağ, yağ-deri aşılanması operasyonu uygulanır.
    Operasyonlar

    Penis boyutları normal olduğu halde büyütmek için hekime başvuran hastaların penis büyütme işlemine geçmeden önce organik ve psikolojik yönden hekim tarafından çok iyi değerlendirilmesi gerekir. Çünkü cerrahi müdahale ne kadar başarılı olursa olsun bazen psikolojik sorunları olan hastalar yeni görünümünden mutlu olamayabilir. Hastaya yapılacak tedavinin ne verebileceği, operasyonun sonuçları ve operasyonla ilgili istenmeyen komplikasyonlar açıkça anlatılmalıdır.

    Penis büyütmeyle ilgili operasyonlarda penisin gömülü olduğu çevre dokusundan serbestleştirilirken, vücudun uygun bir bölgesinden alınan yağ dokusu ile penis çapı kalınlaştırılabilir. Operasyondan sonra dört hafta süre ile ilişki yasağı konulmaktadır.

    Penis büyütmeyle ilgili üç tip operasyon uygulanmaktadır.

    – İleri derecede küçük mikro penis denilen durumlarda: Penis hem gömülü olduğu çevre dokusundan serbestleştirilir, hem de vücudun uygun bir bölgesinden alınan deri penis derisine eklenir.
    – İkinci grupta penis uzunluğu normal olduğu halde penis kalınlığı yetersiz olan hastalarda: Vücudun uygun bölümünden alınan yağ dokusuyla penis çapı kalınlaştırılır.
    – Üçüncü grupta hem penis uzunluğu yeterli olmayan hem de kalınlığı yeterli olmayan hastalarda: Özel bir operasyonla penis bağlı bulunduğu dokulardan serbestleştirilerek uzatılır ayrıca penis derisi altına yağ, yağ deri karışımı uygulanarak kalınlaştırılır.

    Sertleşme Sorunu Yaşayan Hastalarda Uygulama

    Sertleşme problemi olan kişilerde değişik tiplerde penil protezler kullanılarak hem sertleşme problemi giderilmekte hem de mevcut penis uzunluğunu arttırmak mümkün olabilmektedir.

    Cerrahi müdahaleyle penisteki kavernöz cisimler içine, sertleşmeyi temin eden bir çift protez yerleştirme şeklinde bir tedavidir. Protez sertlik oluşmama sebebiyle cinsel birleşme yaşayamama sorununu tamamen çözecektir. Cinsel ilişki sırasında eş ile hiçbir zorluk veya sıkıntı yaratmaz, hatta partner protez olduğunu bilmiyorsa farkına dahi varmaz. Hastaların bir çoğunda protez operasyonundan sonra gerekli ilaç tedavileri de ek olarak kullanılabilmektedir.

    İlgili Konular ;
    Genital Estetik
    Cinsel Zevk’in peşinde “SEKS ve ESTETİK”
    Vajina daraltma ameliyatı
    Lazerle vajina daraltma ve yenileme

  • Vajinal Operasyonlar Nelerdir?

    Vajinal Operasyonlar Nelerdir?

    Günümüzde insanlar, dış görünümleri ve güzelliklerine çok önem vermektedirler. Güzellik uğruna, mutlu ve rahat olabilmek için her türlü işlemleri yapmaktan kaçınmamaktadırlar.
    Estetik amaçlı olduğu düşünülse de bazı durumlarda sağlıklı yaşam ve sağlıklı cinsel ilişki için yaşamak için de bu operasyonlara gereksinim duyulur.

    Kişilerde, genital organların doğumsal yapısından ( iç ve dış dudaklardaki asimetri ), normal doğumlar ve doğum esnasındaki kesiler (epizyotomi), enfeksiyonlar sonucu oluşan değişimler psikolojik ve fiziksel rahatsızlık oluşturur. Kişilerin bu rahatsızlıkları cinsel ilişkilerinde tatminsizliğe de sebep olabilmektedir.

    Genital estetik sorunlardan en sık rastlananları, dış ve iç dudakların büyüklüğü, asimetrik olmaları ve sarkmalardır. İç dudaklar (labia minora), klitorisin üst kısmından başlayıp vajina girişinin altına kadar uzanan kıvrımlı deri yapılarıdır. Bazı kadınlarda iç dudakların dış dudaklardan biraz taşması doğal olarak kabul edilse de ancak dış dudaklardan sarkacak şekilde uzun olması tıbben önemli bir sorun yaratmasa da estetik görüntüyü bozarak kadını rahatsız ederek genital estetik ameliyatı için arayışlara itebilmektedir. Kadınlarda bazen dış dudaklar, büyük dudaklar yani diğer ismi ile labium majuslar doğumsal olarak normalden uzun, iri ve büyük olabilir. Bu gibi anatomik yapısal bozukluklarda cinsel ilişki sırasında penisin itmesi ile labiumlar gerilebilir ve bu da ağrıya sebebiyet vermektedir. Küçük dudakların büyüklüğü nedeniyle dar kıyafetler ve pantolonlar giyemeyen, istediği iç çamaşırı kullanamayan, mayo giymek istemeyen, hatta kocasından utanıp yataktayken ışıkları karartıp partnerlerine de çıplak görünmek istemeyen kadınlar vardır. Aynı sorunlar hatta daha sık olarak dış dudakların asimetrik olması durumu (dış genital dudaklardan biri büyük diğeri küçük olması) da hem psikolojik hem de yapısal olarak cinsel hayatı olumsuz etkileyebilmektedir. Bu gibi genital estetik sorunlarının olduğu durumlarda tedavi ve kozmetik amaçlı estetik cerrahi ile labiumlar normal boyutlarına indirilebilir, bu ameliyatlara “vajina estetiği” veya “labioplasti ameliyatı” denmektedir.

    Vajina estetiği ( genital estetik ameliyatı), labioplasti ameliyatı genellikle doktorun tercihine göre lokal (bölgesel uyuşturma) veya genel anestezi altında 30 – 35 dakika süren bir müdahale olup kendiliğinden eriyen dikişler kullanıldığından, dikiş almaya da gerek yoktur. Küçük dudakları düzeltmek için yapılan bu ameliyat kızlık zarına zarar vermez, cinsel ilişkiye, orgazma, hamile kalmaya ve normal doğum yapmaya herhangi bir zararı veya engeli yoktur. Vajina estetiği, genital estetik ameliyatından sonra idrar yapma ile ilgili bir sorun yaşanmaz, ameliyat bölgesinde aşırı derecede dayanılmaz derecede ağrı ve yanma olmaz. Genital estetik ameliyatı (labioplasti ameliyatı) sonrası yara iyileşmesi genellikle 7-10 günde tamamlanır. Operasyondan ortalama 1 ay sonra cinsel ilişkiye girilebilmektedir. Aradan 2-3 ay geçtikten sonra bakıldığında ameliyat izi genellikle fark edilmez.

    Kadınlarda sorun olan diğer bir estetik sorun da vajina genişliğidir. Vajina genişliği ve vajina bolluğu kadınların cinsel ilişki sırasında yeterince haz almalarını engeller. Üstelik cinsel bir sorun olan vajina genişliği sadece bununla da kalmaz; kadınlar, genişleyen ve büyüyen vajinaları yüzünden idrar kaçırma, dışkılama sorunları gibi sağlık problemleriyle de karşı karşıya kalabilir ve sıkıntı yaşayabilirler.

    Vajina genişliğinin birçok sebebi vardır. Vajina genişliği genetik olabileceği gibi doğumlara bağlı bazı kadınlarda normalde vajina büyük veya geniş olabilir. Fazla sayıda ve sık cinsel ilişki, kürtaj, çok sayıda doğum, doğumda bebeğin çok iri olması, vakumla doğum, normal doğumdan sonra düzgün onarılmayan veya hiç onarılmayan yırtıklar veya doğum sonrası dikişlerde açılma olması, menopozda yaşın ilerlemesi ile beraber vajinada elastikiyet kaybı, doku sarkması olması vajinada genişlemelere, bollaşmaya, sarkmaya ve vajinal gevşemelere neden olur. Genellikle doğumlara bağlı vajinal genişlik ile beraber idrar torbasında ve barsaklarda da vajinaya doğru sarkma meydana gelir, buna sistorektosel denmektedir. İdrar torbasında sarkma idrar kaçırma (üriner inkontinans), sık idrara çıkma, cinsel ilişkide ağrı, disparoni, gibi problemler ortaya çıkarabilmektedir. Vajinal genişleme aynı zamanda ilişki esnasında vajinada normal salgı artışını da engeller ve cinsel problemi daha da arttırır. Sonuç olarak vajina gevşer, bollaşır iç, dış genişliği artar ve cinsel haz alma azalır. Vajinadaki genişleme ve gevşeme aynı zamanda erkeğin duyacağı cinsel hazzı da azaltmaktadır.

    Vajina estetiği, genital estetik yapılarak cerrahi olarak vajina daraltılmakta ve gevşemiş olan kas yapıları toparlayıp düzeltilmektedir.Bu ameliyata “Vaginoplasti” ameliyatı denmektedir. Eğer vajina duvarında da sarkma var ise bu ameliyat ile sarkmış olan idrar torbası ve rektumun normal pozisyonlarına göre tamir edilmesi, vajinadaki fazla dokuların çıkarılması ve eğer var ise idrar tutamama gibi şikâyetler ile birlikte vajinadaki genişlemeye bağlı olarak görülen cinsel fonksiyon bozukluğunun tamir edilmesi gerçekleştirilmektedir. Eğer sorun sadece vajina girişinde bir genişleme var ise operasyon lokal anestezi ile de hekim ve hastanın tercihine göre yapılabilir. Fakat vajina girişindeki genişlemeye ek olarak idrar torbasında ve/veya rektumda da sarkma var ise ameliyat genellikle genel anestezi altında yapılır ve hasta 1-2 gün sonra normal yaşantısına dönebilir. Cinsel yaşantı ise ortalama bu tür ameliyatlardan sonra 3-4 hafta sonra başlayabilir. Hastalığın ilerlemiş durumlarında rahim de aşağıya doğru sarkabilir (desensus uteri veya prolapsus uteri)ve vajinadan dışarıya çıkabilir. Bu gibi durumlarda vajinal yoldan rahmin alınması gerekebilir. Bu ameliyata “vajina histerektomi” denmektedir.

    Vajina anatomisini bozan bir diğer sebep de doğum sırasında kontrolsüz yırtılmayı engellemek için cerrahi olarak yapılan kesi yani epizyotomi işlemi sonrası kötü onarıma bağlı oluşan skatris ve vajina girişinde oluşan çöküntü, kabarık ya da kötü görünümlü izlerdir. Burada gelişen bu nedbe dokusu hem kadının hem de erkeğin cinsel tatminini engelleyebilmektedir. Bu izlerin düzeltilmesi için genellikle lokal ya da nadiren genel anestezi altında var olan nedbe dokusu çıkartılır ve yara yerinde reaksiyona neden olmayan dikiş materyalleri ile yeniden estetik olarak dikilip düzeltilir. Aynı sırada eğer var ise doğumlara bağlı olarak gelişen vajen yırtıkları da tamir edilir. Ameliyat vajinanın tam anlamıyla iyileşmesi 3-4 haftayı bulmaktadır. Bu süreç içerisinde enfeksiyon gelişmemesi için kadının hijyen kurallarına özen göstermesi, yani tuvalet sonrası temizliğini vajinadan anüse doğru yapması ve cinsel ilişkiden kaçınması veibiyotiği kullanması gerekmektedir.

  • Kadınlarda Yaşanan Genital Tümör Sorunu

    Kadınlarda Yaşanan Genital Tümör Sorunu

    Özellikle kadınların cinsel organlarında devamlı olarak bazı değişimler ve hormonal yapılar oluşmakta, zamanla bunlar kaybolmaktadır. Kısacası bu bölge her açıdan sıkıntılı bir bölgedir.

    Kadınların genital bölgelerinde yaşanan bu sorunlar zamanla Genital Tümör adını verdiğimiz sağlık sorununa neden olabilmektedir. Bu sorun diğer hastalıklarda olduğu gibi istenmeyen bir durumdur ve ölümle sonuçlanabilir.

    Kadınların Vajinalarında meydana gelen bu tarz Genital Tümörler iki kademede incelenebilmektedir. Bu kademelerden bir tanesi İyi Huylu Tümörler, diğer ise Kötü Huylu Tümörlerdir.

    İyi huylu tümörler zaman içerisinde kötü huyluya dönüşebilirler. Kütü huylu tümörler ise müdahale edilmezse hastayı ölümle sonuçlanacak bir dönem içerisine sokabilmektedir.

    Günümüzde doktorlar tarafından yapılan araştırmalar, hastalığın ortaya çıkış sebebi, ilerleme durumu ve daha birçok detayla birlikte hastalığın geniş bir tablosu çıkarılmıştır. Ancak buradan sizlere bu bilgileri sunmayacağım. Çünkü aşırı tıbbi bir listedir ve anlaşılması oldukça sıkıntılıdır.

    Ancak şunları bilmenizde fayda var. Genital Tümör aynen Rahim Kanseri gibi erken teşhis edildiğinde daha kolay tedavi edilmektedir. Bu durumda kadınların özellikle belli bir yaştan sonra senede 1-2 kez kontrole girmeleri ve bu kontroller sonucunda gerekeni yapmalarıdır.

    Bu sayede bu tarz hastalıkların önüne daha rahat geçmeniz mümkündür.