Etiket: cinsel hayat

  • Sağlıklı cinsel hayat

    Sağlıklı cinsel hayat

    Prezervatif kullanmanız, seksle ilgili başınıza gelebilecek bütün hastalıklardan korunabileceğiniz anlamına gelmiyor. Uçuklar, enfeksiyonlar ve daha pek çok hastalıktan korunmak için önerilerimize kulak verin.

    Uçukları Kontrol Edin Genellikle uçuklara sebep olan virüsle (HSV-1), genital enfeksiyonlara yol açan virüs (HSV-2) birbiriyle bağlantılıdır. Yani ağzında uçuğu olan bir erkeğin size oral seks yapması, sizde de uçuklar çıkmasına sebep olabilir. Jinekolog Nigel Scott, genital enfeksiyonlara sahip kişilerin yüzde 60’ının bu yolla enfeksiyon kaptığını söylüyor. Uçuk, tende belirdiği andan, tamamen temizlenip yok olduğu ana kadar bulaşıcıdır. Yani partneriniz ilk acıyı ya da kaşıntıyı kendinde hissettiği anda oral seksten kaçınmalı ve hemen medikal tedaviye başlamalı.Ayrıca partneriniz bu tedaviye ek olarak vücudu içten de güçlendirmek için bolca brokoli yemeli.

    Ohio Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin son araştırmalarında, brokolinin içeriğindeki maddelerin uçuk virüslerinin çoğalmasını engellediği ve sonrasında uçuk çıkmasını önlediği belgelenmiş. Yine de uçuk enfeksiyonu kaparsanız paniklemeyin. Her virüs türünün etkisi, en çok görüldüğü yerde en şiddetli biçimde hissedilir. Yani eğer oral yolla genital bölgenize bir enfeksiyon bulaşırsa belirtiler bu bölgede ilk anda acı verici olacak ama korkmayın, tedaviden sonra etkisini kaybedecektir. Balayı Sistiti Seksten sonra ortaya çıkan idrar yolları enfeksiyonlarına, doktorların verdikleri isim bu. Balayı sistiti tanım olarak bir üriner sistem enfeksiyonudur.

    Cinsel yaşamın başlamasıyla ve uzayan ilişki süreleri ile birlikte vajinanın hemen önünde ona bitişik olarak yer alan dış idrar yolunun tahriş olmasıyla ortaya çıkar. Cinsel ilişki sırasında bölgede var olan bakteriler, idrar kanalına doğru itilir, bu sırada ilişki ile zaten tahriş olan idrar kanalı da bakterilerin kolayca yerleşip üreyebilecekleri uygun ortamı hazırlar. İdrar kanalı içine yerleşip üreyen bakteriler, bir-iki gün içinde hastalık semptomlarının ortaya çıkmasına neden olur. Tanımdan da anlaşılacağı üzere, balayı sistiti bir mesane (idrar torbası) kökenli sistitten çok, idrar kanalı orijinli bir hastalıktır. Seksten önce ve sonra tuvalete giderek, genital bölgenizi önden arkaya doğru silerek riskleri azaltabilirsiniz. Güneşli Aylarda Sekse Dikkat! Uzmanlar güneşli aylarda seksin, genital siğillere yol açan HPV virüsüne yakalanma riskini iki kat artırdığını söylüyor. UV ışınları, bu virüsle savaşan hücreleri etkisiz hale getiriyor. Prezervatif, HPV virüslerine karşı koruma sağlıyor ama yeni araştırmalara göre bu korunma oranı ancak yüzde 70’te kalıyor. Kadın kondomları ise çok daha geniş bir alanı kapladıkları için daha etkili bir koruma sağlıyorlar.

    İngiliz Kanser Araştırma Merkezi’nden Dr. Anne Szarewski bunun sebebini virüsün sadece peniste değil genital bölgenin tüm çevresinde yaşayabilmesiyle açıklıyor. Lezyonun üzerine uygulanan kremler ve ilaçlar çözüm olabilir. Bunlarla başarılı olunamadığı taktirde, yakma ya da dondurma yöntemleriyle öncelikle lezyonlar tedavi ediliyor. Lezyonların yok edilmesi, bu virüsün vücuttan tamamen atıldığı anlamına gelmiyor. Bu virüs lezyon yapmasa bile gidip rahim ağzı hücrelerine yerleşip orada değişikliğe yol açabiliyor. Suda Mikroplar Daha Çabuk Hücum Eder Amerika’da yapılan son araştırmalara göre ortalama kalitedeki bir spa banyosundan alınan bir kaşık suda bile iki milyon bakteri bulunuyor. Eğer bu tip yerlerde seks yapmaktan hoşlanıyorsanız cilt ve idrar yolu enfeksiyonlarına yakalanabilirsiniz. Aynı zamanda suda seks doğal kayganlaştırıcı salgılarınızı etkisiz hale getirdiği için bu mikropların vajina ağzından içeri girmesine yol açan küçük yırtıklar oluşmasına sebep olur. “Sulu, köpüklü, kokulu bir akıntıya sebep olan, vajina iltihabı denilen bir enfeksiyon da jakuzi kullanımıyla alakalıdır” diyor Kadın Doğum Uzmanı Patrick French. Bu bakteri, vücudunuzda doğal olarak yaşar ancak temiz olmayan su, vajinanızın doğal ortamına karıştığında aktif hale geçer. Ne yazık ki bu riskleri azaltmanın bir yolu yok, kuru yerlerde seks yapmak dışında. Epilasyon Meselesi Eğer jiletle epilasyon yapmaya karar verirseniz, sevgilinizin jiletini kesinlikle kullanmayın. Mikroplar, jiletin üstündeki kan zerrelerinde yaşayabilirler ve kullanım sırasında yanlışlıkla kendinizi keserseniz bu mikroplar size geçebilir. Aslında, ikiniz arasında o kadar çok mikrop geçişi olabilir ki bu durum prezervatifsiz seks yapmak kadar riskli sayılabilir. Örneğin karaciğer bozukluğuna yol açabilen ve can sıkıcı bir hastalık olan Hepatit B ve C önemli bir risktir. Profesyonel bir epilasyon merkezine gitmek çok daha doğru bir seçim olacaktır. Ama o zaman bile yapılan işlemi dikkatli izlemeniz gerekiyor.

    Her seferinde yeni bir spatula kullanılmıyorsa önceki müşterilerden gelen mikroplara maruz kalabilirsiniz. G-string’i Sadece Göz Zevkiniz İçin Kullanın Jinekolog Dr. Jill Maura Rabin, G-string tipi iç çamaşırlarını “kalın bağırsak ucu ile idrar yolları arasında bakteri taşıyan metro vagonları” olarak nitelendiriyor. Hiç şüphe yok ki çoğu uzman, G-string’lerin sistit gibi enfeksiyon risklerini artırdığına inanıyor. Teninize direkt temas eden G-string’ler, cinsel birleşme sırasında vajinanızı kayganlaştıran bezleri tahriş edebilir ve bu da kist ya da apseye yol açabilir. Yani bu iç çamaşırlarınızı yatak odanızda tutun ve giydiğinizde üzerinize tam oturduğundan emin olun. Rahatsız bir G-string‘in tahriş edip bakteri transferine ya da iltihaba yol açma riski daha fazladır. Eğer kist ortaya çıkarsa (vajina dudaklarında oluşan bir yumru), semptomları azaltmak için ılık suyla yıkayın. Acı vermeye başlarsa, bir apse oluşumu başlamış demektir, hemen jinekoloğunuza görünün.

  • Yaz sıcaklarında cinsellik

    Yaz sıcaklarında cinsellik

    Cinsel Sağlık Enstitüsü (CİSED) Adana Şube Başkanı Uzm. Dr. Taner Canatar, Türkiye’de hızla artan sayıda insanın psikolojik sorunlar, evlilik ve cinsel problemler yaşadığını, birçok insanın da bu problemler için terapiye başvurduğunu belirtti.

    Dr. Canatar, “Ama buna rağmen halen cinsel sorun yaşayıp yardım almadan yaşayan çok sayıda insan var. Kolaylıkla çözümlenebilecek bir soruna rağmen bu insanlar hayatı kendilerine zehir ediyorlar. Maalesef ülkemizde cinsel sorunlar çok yaşanıyor ama az konuşuluyor” dedi.

    Uz. Dr. Taner Canatar, “Ahlak hastalığı” olarak bilinen vajinismus sorunu ile sık karşılaştıklarını belirterek, “Birçok genç çiftin evliliğine karabasan gibi çöken, zamanla evliliğin dengesini bozarak boşanmalara kadar götüren vajinismus hastalığı, uygun bir cinsel terapiyle yüzde100 tedavi edilebiliyor” diye konuştu.

    Canatar, cinsel sorunlar için başvururken çekinilmemesi gerektiğini, bu sorunların da diğer sağlık sorunlarından farklı olmadığını, ayıp ve utanma duygularıyla çiftlerin kendilerini mutsuzluğa mahkum etmemeleri gerektiğini ifade etti.

    CİNSELLİĞİN MEVSİMİ

    İnsanın temel dürtüleri olan yemek, içmek, barınmak, korunmak ve cinselliğin bir zincirin halkaları gibi olduğuna dikkat çeken Dr. Canatar, açıklamasını şöyle sürdürdü:

    “Cinselliğin mevsimi olmasa da yaz sıcaklarında aşırı yemek yiyerek, tok karnına veya soğuk içecekler içtikten ya da dondurma yedikten sonra cinsel ilişkiye girmek sağlıklı değildir. Hazımsızlık ve soğuk yiyecekler cinsel enerjide dengesizliğe yol açabilir. Aşırı tok karın performans düşüklüğünden, ereksiyon sorunlarına, cinsel isteksizlikten cinsel başarısızlığa kadar birçok cinsel soruna neden olabilir.”

    Yazın gelmesiyle birlikte cinsel istekte artış olabileceğini belirten Dr. Canatar, “Çünkü güneş ışığı cinsellik için önemlidir, ışık kesildiği zaman mutluluk hormonu olan serotonin seviyesi düşer, insanlar daha mutsuz olurlar. Doğanın baharda yeniden canlanması gibi insanların cinsel hayatı da baharda ve yazın canlanabilir” dedi.

    Uzm. Dr. Canatar, yapılan bir araştırmaya da dikkati çekerek, “Seksin mevsimi bahar ve yazdır. Çünkü insanlar sekse çağrıyı genellikle koku ve görüntüyle yaparlar. Yazın erotik görsel uyarılar ön plana çıkar ve insanlar daha rahat giyinirler, dolayısıyla cinsel isteklerde artış olabilir” ifadesini kullandı.

    İHA

  • Tiroit hastaları ve cinsellik

    Tiroit hastaları ve cinsellik

    Doğurganlık çağındaki planlı gebeliklerde ve/veya yardımcı üreme teknikleriyle gebe kalmayı planlayan kadınlarda, gebelikten önce TSH denilen ve tiroit fonksiyonları hakkında detaylı bilgi veren hormonun ve tiroit antikorlarının ölçülmesi, gebelik sırasındaki olası problemlere engel oluyor.

    Özellikle gebelikte, süt veren annelerde, bebeklik ve gelişme çağındaki çocuklarda yeterli iyot alımı büyük önem taşıyor. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı Öğretim Üyesi, İyot Koruma Programı Sağlık Bakanlığı Üniversite Danışmanı Prof. Dr. Murat Faik Erdoğan, “İyotlu tuz mu yoksa iyotsuz tuz mu?” sorusunu, “Tabii ki iyotlu tuz” diye yanıtlıyor.

    İyot anne rahminden başlayarak, özellikle bebeklik ve çocukluk çağında, genç yetişkinlerde, hamilelikte ve süt veren annelerde son derecede önemli bir mikro besleyici olarak görülüyor. Aksi doktor tarafından belirtilmedikçe iyotlu tuz tüketilmemesi gerekiyor. İyotsuz tuz tüketmesi gereken kesim tiroit hastalarının çok ufak bir kısmını oluşturuyor. Prof. Dr. Erdoğan, “Hedefimiz Türkiye’de endemik guatr ve iyot eksikliği hastalıklarını yok etmektir” diye konuşuyor.

    İyot eksikliğine dikkat!
    Tiroit bezinin büyümesine ‘guatr’ deniyor. Bu büyüme bezin genelinde olabileceği gibi, nodül adı verilen oval bezeler şeklinde de olabiliyor. Guatrın veya nodüllerin en iyi bilinen nedeninin iyot eksikliği olduğu belirtiliyor.

    Kişi özellikle gelişme çağında yeterli iyot alamazsa bez kendisini büyüterek yeterli hormon salgılamaya çalışıyor ve bu arada nodüller oluşabiliyor. Ayrıca vücudun bağışıklık sisteminden kaynaklanan ve bezin az veya çok çalışmasıyla giden guatrlar, nadiren de tiroit kanserlerine ait nodüller görülebiliyor.

    Kanserli nodüller tüm nodüllerin yüzde 5’ini oluşturuyor. Nodüllerin, uzmanlar tarafından ultrason ve biyopsiyle değerlendirilmesi gerekiyor. Hastaların önemli kısmında ameliyata gerek duyulmuyor. Hipo ve hipertirodi sorunu cinsel işlev bozukluklarına, âdet düzensizliklerine, düşüğe ve ölü doğumlara neden olabiliyor. Sertleşme ve boşalma sorunları ya da isteksizlik yaşayan kişilerin, âdetleri düzensiz olan gebe kalmada problem yaşayan kadınların tiroit fonksiyonlarını ölçtürmesinde yarar bulunuyor.

    Çarpıntı, terleme ve kilo kaybına dikkat!
    Hipertiroidi bazen sinsi ilerlese de, kendini genellikle çarpıntı, terleme, ciddi bir iştaha rağmen kilo kaybı, sinirlilik, uykusuzluk gibi belirtilerle ele veriyor. Kadınlarda en sık görülen orta ve ileri yaş hastalığı olduğu belirtiliyor. Ailesinde bezin az veya çok çalışma hikâyesi olanlarda, doğum sonrası dönemde, stresli bireylerde veya bir psikolojik travmayı takiben ortaya çıkabiliyor. Kendisi depresyon ve huzursuzluk yapabilmekle beraber, depresif ve huzursuz bireylerde de tiroit hastalıklarıyla sık karşılaşılıyor.

  • Depresyon ve Cinsel hayat

    Depresyon ve Cinsel hayat

    Depresyonun kişinin hayatını etkilediği önemli alanlardan biri de cinsel yaşamdır. Depresyonda olan kişilerde, cinsel isteksizlik, zevk alamama, erkeklerde iktidarsızlık, kadınlarda vajinismus gibi cinsel işlev bozuklukları yaşanabilir. Depresyonda olan kişi, genel bir mutsuzluk hali içinde olduğu için hayattan ve yaptığı aktivitelerden eski aldığı zevki almaz.

    ETKİLERİ FARKLI
    Cinsellik eskisi gibi zevk vermediği, heyecan ve arzu yaşatmadığı için kişi cinsellikten kaçınır. Depresyon, aynı zamanda kendine güvenin de azaldığı bir dönem olduğu için kişi cinsel ilişkide de yetersizlik olacağını düşünerek kaygı yaşar.
    Depresyon kadın ve erkekleri farklı etkiler. Depresyondaki kadınlar, daha fazla içe kapanmayı, hüzünlerini kendi içlerinde yaşamayı seçerken, erkekler yaşadıkları mutsuzluğu öfke patlamaları, riskli davranışlarla dışa vururlar. İstek kaybı ve zevk alamama her iki cins için ortak olsa da, depresyonun yol açtığı cinsel işlev bozuklukları erkeklerde ve kadınlarda farklılık gösterebilir. Kadınlar cinsel uyarılma, orgazmla ilgili problemler, vajinismus yaşarlarken, erkeklerde sertleşme kaybı, erken-geç boşalma sorunları görülebilir.

    KISIR DÖNGÜ
    Depresyon ve cinsel sorunlar ilişkisinde olumsuz bir kısır döngü görüyoruz, Çünkü depresyon cinsel sorunlara neden olurken, cinsel sorunlar da depresyonu ağırlaştırabilir. Hasta cinsel hayatının tamamen sona erdiğini düşünerek depresyonunu daha ağır yaşamaya başlar.
    Cinsellik, performans kaygısı haline geldiği zaman da, başaramama korkusu cinsel işlev bozukluğunun kalıcı olmasına neden olabilir. Depresyonda olan birey bu sıkıntıları eşiyle ilişkisiyle ilgili yaşıyorsa, problemler çözülmedikçe, eşler arasındaki her iletişim, paylaşım gibi, cinsellik de bundan etkilenecektir.

    İSTEĞİ AZALTIYOR
    Depresyon tedavisi için kullanılan antidepresan ilaçların büyük çoğunluğu yan etki olarak cinsel isteği azaltmaktadır. Sertleşmede azalma, vajinada kuruluk, orgazm süresinin azalması bu yan etkiler arasında sayılabilir. Dolayısıyla, depresyonda zaten varolan cinsel sorunlar, ilaç tedavisiyle daha da artabilmektedir.

    Dr. Zafer ATASOY

  • Çift, Çocuklar Ayaktayken Anne-Baba, Onlar Yattıktan Sonra Karı-Koca Olur

    Çift, Çocuklar Ayaktayken Anne-Baba, Onlar Yattıktan Sonra Karı-Koca Olur

    Kişinin özel alanı ve gizlilik gibi anlamlarda kullanılan mahremiyet, ‘gizli olma durumu’ demektir. Özel muhabbetlerin, yakınlaşmaların ve cinsel konuşmaların yapılması gereken “MAHREMİYET ANLARI” sağlıklı ve mutlu bir evlik ve aile hayatı için vazgeçilmezdir. Özellikle toplumumuzun mahremiyet anları uygulamasına çok ihtiyacı var. Çünkü yaşları kaç olursa olsun, çocuklar genellikle erken yatmazlar ve anne-babanın yatana kadar tepesinde olurlar. Bu da aile ve evlilik sorunlarının ortaya çıkmasına neden olabiliyor.

    MAHREMİYET ANLARI UYGULAMASI AİLE HAYATINI KORUYOR!
    Karı-koca mahremiyet anları uygulaması hem anne-babalar için hem de çocuklar için çok faydalıdır. Çocuklar hem gereksiz televizyon programlarını ve dizilerini izlemezler hem de erkenden yatıp uykularını alırlar. Anne-babalarda hem kafalarını dinlerler hem cinsellik yaşayarak birbirlerine sevgileri gösterirler ve birbirlerini rahatlatırlar hem de el ele tutuşup, göz göze bakışarak sağlıklı iletişim kurarlar.

    ÇİFT ÇOCUKLAR AYAKTAYKEN ‘ANNE-BABA’, ONLAR YATTIKTAN SONRA ‘KARI-KOCA’ OLUR!
    Özellikle çalışan ebeveynlerde sıkça rastlanılan sorunlardan biri olan iletişimsizlik ve kaliteli zaman geçirememe, beklenmedik aile sorunlarının ve parçalanmaların habercisi olabiliyor. Ev içinde ve dışında yeteri kadar birbirlerine vakit ayıramayan, ÖZEL VE KALİTELİ ZAMAN YARATAMAYAN yani mahremiyet anları uygulamasını hayatlarına sokmayan çiftler, zamanla sevgilerini ve cinsel tutkularını yitirebiliyorlar. Bunun en önemli nedenlerinden biri, gün içinde çalışan ebeveynlerin çocuklarına daha fazla vakit ayırabilmek adına, eşleriyle olan iletişimlerini azaltmaları ve ortak buluşma noktalarını çocuklar üzerine kurmalarıdır. Ana teması sevgi ve fedakârlık üzerine kurulu olan anne-baba ilgisi, zamanla çiftin birbirilerinden soğumalarına yol açabiliyor. Çünkü ebeveynlerin, özellikle de çalışan annelerin yaşadıkları en büyük duygusal kaygılardan biri, çocuklarına iyi ve yeterli bir anne olamamaktır. Bu nedenle tüm gün çocuklarından uzak kalan çiftler akşam eve geldiklerinde tüm ilgilerini ve vakitlerini çocuklarına verebiliyorlar ve birbirlerini ihmal edebiliyorlar. Ancak şunun altını özenle çizmek gerekiyor: ‘Çocuklar ayaktayken çift anne-baba, çocuklar uyuduktan sonra karı ve koca olur!’ Sağlıklı ve mutlu bir aile yaşantısı için çiftin bu iki görevi birbirine karıştırmaması, karı-koca olmayı anne-baba olmaya kurban etmemesi gerekiyor. Sağlıklı ve doğal olan, anne-baba olmayı ihmal etmeden ve çocuklara yaşlarına uygun sorumluluklar vererek karı-koca olmaktır.

    ÇOCUKLARIN ERKENDEN YATIRILMASI ŞART!
    Çocuklarda büyüme hormonu saat 22.00 ile 02.00 arasında en fazla salgılandığından, gelişmenin daha hızlı olması için çocukların erkenden yatırılması gerekiyor. İşten eve gelindiğinde mutlu bir aile ortamı sağlayabilmek için çiftin çocuklarına ait günlük yapılması gereken işleri ve bu işlerin yapılmasına en uygun saatleri belirlemesi, hem çocukların sağlıklı gelişimlerine katkıda bulunabilmek hem de karı-koca olabilmenin mutluluğuna varabilmek için gereklidir. Bunun için ilk önce çocuklara uyku saati şartı konulmalıdır. Çocuklar kavun-karpuz gibidir ve yata yata büyürler ve olgunlaşırlar. Böylece çift günün belirli bir vaktine kadar (Örneğin 21.00’a kadar) anne-baba olarak, ebeveyn olarak çocuklarıyla vakit geçirebilir, belirlenen saatten sonra karı-koca olarak kaliteli zaman geçirebilirler. Ayrıca çocuklarla geçirilen vakti kaliteli kılmak, onlarla ne kadar çok vakit geçirildiğinden çok daha önemlidir. Yani süreden ziyade kaliteli zaman geçirmek daha önemlidir. Böylece mahremiyet anları uygulamasıyla çift birbirine daha çok vakit ayırabilir, baş başa, el ele sohbet edebilir, erotik bir şekilde birbirine dokunabilir, sevgilerini gösterebilir, özel paylaşımlarını güçlendirebilir ve cinsel hayatlarını renklendirebilir. Bu durum sağlıklı ve mutlu bir anne-baba olmanın da ön koşuludur. Huzurlu insan, sağlıklı cinsellik, mutlu bir evlilik ve aile yaşantısının temelidir.

  • Haz dolu seks hayatının püf noktaları

    Haz dolu seks hayatının püf noktaları

    Cised onursal başkanı Dr. Cem Keçe: “Çiftler sevildiklerini, değerli olduklarını ve arzulandıklarını birbirlerine hissettirmelidir!”

    Özellikle uzun süreli birlikteliklerde, aşkı ve tutkuyu öldüren, monotonlaştıran cinsel hayat tarzından ziyade çiftin bakış açısıdır. Çünkü kadın ve erkek çift olmaya başladığı andan itibaren büyük tutkular ve cinsel tatminler yaşamaya başlar ve bu şehvet duygusuyla doyumsuz seksin kapıları ardına kadar açılır. Her şey güzel ve anlamlı giderken, ilerleyen zamanla birlikte çift kendi bedenlerini ve dolayısıyla istek ve arzularını da keşfetmeye başlar. Bu keşif bazen sancılı olabilir ve cinsel beklentilerden doğan anlaşmazlıklar yaşanabilir. Bu tür anlaşmazlıkların kör düğüm olmadan çözümlenebilmesi için Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (Cised) Onursal Başkanı Dr. Cem Keçe, daha iyi bir seks hayatının püf noktalarını açıkladı…

    Altın değerinde öneriler…
    İdeal sekste kadına da erkeğe de eşit oranda sorumluluklar düşüyor. Cinsellik; rahatlamış ve gevşemiş bir halde, sevişmenin ve dokunmanın verdiği hazza odaklanarak, haz alıp haz verebilme, ruhu ve bedeni paylaşabilme, ne olursa olsun bir şekilde boşalabilme bilim ve sanatıdır. Bu sanatı icra ederken çift sadece anın tadını çıkarmalı ve beyinlerini başka şeylerle meşgul etmemelidir.

    Haz dolu seks hayatının püf noktaları…

    İşte çarpıcı öneriler:

    1- Kadının cinsel yoldan doyuma ulaşabilmesi için duygusal yönden sevildiğine, değerli olduğuna ve arzulandığına inanması gerekir. Bu erkeğin gözlerinde, sözlerinde, davranışların ve dokunuşlarında fark etmek ister. Erkek sevdiğini ve sevildiğini cinsel ilişkiyle fark edebilirken, kadın da cinsel ilişkiden haz alarak ve partnerine bu hazzı yaşatarak duygusal ihtiyaçlarını fark eder.

    2- Erkeğin kadının cinsel ihtiyaçlarının farklı olabileceğini anlaması gerekir. Çünkü bir kadına haz yaşatmak ve bu haz sonunda doyuma ulaştırmak tümüyle farklı bir konudur. Sanılanın aksine, erkeği mutlu eden her şey kadını da mutlu etmeyebilir. Bu nedenle, erkeğin partnerinin bedenini tanıması ve nasıl uyarıldığını bilmesi ve zamanla keşfetmesi gerekir. Kadının da bu keşfe yardımcı olması esastır.

    3- Kadının erkeğe yaptıkları, aslında kendisine yapılmasını istedikleridir, erkeğin bunu anlaması gerekir. Her kadın erojen bölgelerinin keşfedilmesine yönelik erkeği yönlendirmek istemez ya da bunu yapamaz. Çekingen olan bir kadının bunu ifade edebilme yolu %87 oranında “Yaptığımı yap!” şeklindedir. Bu nedenle erkek, seks sırasında kadının ne yaptığına odaklanarak, asıl istediği şeyin ne olduğunu keşfedebilir.

    4- Cinsel birleşme sırasında, öpüşme ve dokunuşlarda, özellikle klitoral dokunuşlarda yavaş hareket edilmesi önemli bir ayrıntıdır. Erkek haz almaya başladığı noktada daha da sertleşirler ve kadının bu sertlikten hoşlanacağını düşünür fakat bu her daim böyle değildir. Özellikle erkek klitoral dokunuşlarda yavaşladığı takdirde, kadın çok daha fazla mutlu olur. Bu nedenle, erkek yavaş hareket etmeli ve kadının bedeninin sesini dinlemelidir.

    5- Kadın cinsel arzularını ne kadar hissederse ve istekleri ne kadar karşılık bulursa cinsel ilişkiden ve partnerinden o kadar zevk alır. Erkek uyarıldıktan hemen sonra testosteron hormon seviyesini düşürmek için boşalmayı hedefler, ancak kadının hormonları ancak bu seviyede çalışmaya başlar. Kadının cinselliği erkeğe göre geç ve tahrik olunca başlar ve erkeğin tersine kadın gerginliğini doyuma ulaşabilmek adına muhafaza eder. Bu gerginliğin muhafıza edilebilmesi için uyarıların yüksek olması, klitoral uyarının sevişme ve cinsel bileşme süresinde devam ettirilmesi gerekir.

    6- Kadın cinsel arzularını daha derinden hissedebilme peşinde olur. Bu da cinsel ilişki süresinin kaliteli bir şekilde uzatılması anlamına gelir. Ön sevişme sırasında yapılması gereken dokunuşlar, öpüşmeler, mimikler ve hislerin dile gelmesi söz konusu olunca, karşılıklı olarak hissedebilme yeteneği de kendiliğinden yükselir. Aslında bu sadece kadın için değil erkek için de eşsiz bir zevk, sevgi ve huzur kaynağıdır.

  • İlk gece hataları

    İlk gece hataları

    Partnerinizle ilk gece beraber olacaksınız ve hata yapmaktan korkuyorsunuz. Bilindiği üzere seks, ilişkiye yakınlık ve bağlılık getirir. Yani ilişkiniz için önemli bir dönüm noktasıdır. Seks sırasında yapılan hatalar çok sıkıntı vermediği sürece dile getirilmez fakat iki tarafında rahatsız oldukları anlar vardır…

    Kadınların hataları…

    Seksiliği abartmak!
    Onu şaşırtmak ve baştan çıkarmak istediğinizi biliyoruz. Fakat hayallerinizdeki kadın imajı gerçeğe pek uymayabilir. Bu nedenle seksiliğinizi abartıp, kötü bir görüntü ortaya çıkmasının önüne geçin. Aksesuar kullanmanızda sorun yok fakat çok fazla aksesuar ve takı kullanmamaya özen gösterin.

    Belli edin…
    İlişki sırasında sevdiğiniz pozisyonlarda sessiz kalmayın. Arzularınızı ve hoşunuza giden şeyleri belirtin ki ilk gece ikiniz için de mutlu geçsin. Ayrıca yatakta bunu zorla yapıyormuş gibi hissiz de yatmayın. Bu işten zevk alıyorsanız bunu gösterin.

    Ertesi gün utancı…
    Artık kendi ayakları üzerinde durabilen bir kadınsınız. İlişkiden sonra hele ki bunu hayatınızı birlikte geçirceğiniz adamla yaptıktan sonra utanılacak hiçbirşey yok. Sabah kalktığınızda karşınızdaki bir yabancıymış gibi davranmayın. Evet, tuhaf bir sabaha uyanıyorsunuz ama elinizden geldiğince utancınızı kendinize saklayın. Utanmak ve kaçmak yerine, ona sarılın ve öpün. Hatta, önceki gece ile ilgili şakalar bile yapabilirsiniz.

    Erkeklerin hataları…

    Erkek olduğunuzu unutmayın!
    Kadınlara sorduğunuzda yatakta kimin kontrole sahip olmasını istersiniz deseler %99’u erkeklerin diyecektir. İlk gece onu cesaretlendirin ve yönlendirin. Çünkü kadınlar bu konuda daha utangaç oluyorlar. Onlara kabuklarından çıkmaları için yardımcı olun.

    Önsevişmeye önem verin!
    İlk kez birlikte olmadan önce kadınlar, korktukları için direk cinsel ilişki ile başlamak onların gözünü korkutabilir. Bunun için seks öncesinde tüm centilmenliğinizle onu sekse hazırlayın. Ön sevişme erkeklerin çok haz etmediği bir şey olsa da kadınları sekse hazırlamak için en etkili yöntemdir.

    Ona kulak verin!
    Kontrol sizde diye olayı abartmanızın da anlamı yok. Herşeyi biliyormuş edasıyla tüm ilişkiyi domine etmeyin. Onu iyi takip edin, hislerine ve isteklerine kulak verin. Çünkü hayatınızın bundan sonraki döneminde mutlu bir cinsel hayat için ilk gecenin çok önemli olduğunu ve mutlu son ile biterse iki tarafında isteksizliğinin oluşmamasını sağlarsınız. “İşini bitirdi arkasını döndü yattı” dedirtmemek ve partnerinizin seks konusunda sizinle her şeyi deneyebilmesi ve onu yüreklendirebilmek için kişisel arzularınızdan çok onu da dikkate alın.

    İki tarafın hatası…

    Fantaziler biraz bekleyebilir…
    İlk gece demek kusursuz ve unutulmayacak bir gece geçirmek değildir. İlk gece birbirinizi tanımak, nelerden hoşlandığınızı bulmak kısaca bir labirentte yol bulmak gibidir. Dikkatli ve anlayışlı olunması gerekir. İlk gece için büyük beklenti ile yatağa girmeyin. İki tarafta hayallerindeki sahnelerin gerçekleşmemesi ile hayal kırıklığına uğramamalıdır. Bu nedenle ilk gece için inanılmaz vu uçsuz bucaksız fanteziler hayal etmeyin. Sadece birbirinizi tanımak için geçireceğiniz bir deneme sürüşü gibi düşünün…

  • Ruhunuza Kışı Yaşatmayın

    Ruhunuza Kışı Yaşatmayın

    Ruhu ısıtan ve insana pozitif enerji yükleyerek yüzünü güldüren güneş ışınlarının yokluğu nedeniyle, insanlar da mevsimsel depresiflik belirmeye başladı bile. Kış mevsiminde günlerin kısalması, güneş ışınlarının azalması ve insanların zorunlu olarak kapalı ortamlarda kalması insan psikolojisi üzerinde negatif etki bırakıyor. Özellikle kadınları etkisi altına alan kış depresyonu sonucu dinlenemeyen, uykusunu alamayan, kendini karamsar hisseden kadınların cinsel isteği zamanla azalabiliyor.

    DEPRESYON VE CİNSEL İSTEKSİZLİK BİRBİRİNİ TETİKLİYOR…

    Kış depresyonu ile birlikte gelişen cinsel istek azalması uyarılma ve orgazm sorunlarını da beraberinde getirebiliyor. Kadın partneriyle cinsel birleşme yaşasa bile zevk alamamaktan şikâyet edebiliyor. Bu durumda kadın, kendi yetersizliğinden kaynaklanan bir problem olduğu düşüncesiyle daha çok depresyona giriyor. Dolayısıyla, depresyon cinsel sorunlara yol açabilirken, cinsel sorunlarda kadının içinde bulunduğu depresif hali ağırlaştırabiliyor. Kış ayının verdiği karamsarlık nedeniyle mutsuz olan kadın, daha önce var olmayan cinsel sorunların ortaya çıkması nedeniyle cinsel hayatının sona erdiğini düşünerek depresyonu çok daha ağır derecede geçirebiliyor. Bu tür vakalarda cinsel isteksizlik nedeniyle başaramama korkusu yani performans anksiyetesi yaşayan kadın, depresyon tedavi edilmesine rağmen cinsel işlev bozukluğu yaşamaya devam edebiliyor.

    KIŞ DEPRESYONU BULAŞICIDIR!

    Yapılan araştırmalar sonucunda, özellikle ailelerde ve birlikte yaşayan çiftlerde depresyonun bulaşıcı olma olasılığının çok daha fazla olduğu tespit edildi. Eşlerden birinin kış depresyonuna yakalanması gerek iletişim yönünden gerekse cinsel yaşamda gelişen aksaklıklardan dolayı tüm aileyi etkileyebiliyor. Bu durumda partnerin sabırlı, anlayışlı ve yönlendirici olması gerekiyor. Eşine yardım eden erkek ona verdiği cesaretle partnerini ciddi sonuçlar oluşturabilecek bir durumdan kurtarabilir.

    BÜYÜK YANLIŞ: İLAÇ KULLANIMI

    Kış depresyonuna yakalanan kişinin, özellikle kadın partnerin, duygusal olarak aileden ve cinsellikten uzaklaşmasını engelleyebilmek için erkeğe büyük bir görevler düşüyor. Erkek partnerine ne kadar ilgili, alakalı ve anlayışlı davranırsa kış depresyonu illeti o kadar kolay bitiyor. Bunun dışında olabildiğince güneşe çıkılmalı, kişi yüzünü ve sırtını sıcağa ve güneşe vermeli, rahatlamak için doğal yağlarla vücuduna masaj yapmalı, bol bol temiz hava almalı, spor yapılmalı, arkadaşlarıyla ya da partneriyle moral verici aktiviteler yapmalı, hafif müzik dinlenmeli, bol bol gülmeli, protein ve omega-3 içerikli besinler alınmalıdır. Kış depresyonu ile baş edebilmek adına alınan ilaçlar duygusal etkileşimin ve cinsel yaşamın bir numaralı düşmanıdır. Bu nedenle hekim tavsiyesi olmadan depresyon ilaçları kullanılmamalıdır. Ayrıca günümüzde depresyon tedavisinde kullanılan ilaçların pek çoğu yan etki olarak cinsel isteksizliğe ve cinsel fonksiyon bozukluklarına yol açmaktadır. Erkeklerde sertleşme probleminin en başında gelen depresyon ilaçları erkek ve kadında cinsel istekte azalma, orgazm yoğunluğunda düşme ve duygusal çakışmalara neden olmaktadır. Size önerdiklerimizin haricinde depresyonla başa çıkmanın en hızlı ve kolay yolu bir terapistten yardım almaktır.

  • Yaz sıcaklarında cinselliğe dikkat!

    Yaz sıcaklarında cinselliğe dikkat!

    Cinsel Sağlık Enstitüsü (CİSED) Adana Şube Başkanı Uzm. Dr. Taner Canatar, Türkiye’de hızla artan sayıda insanın psikolojik sorunlar, evlilik ve cinsel problemler yaşadığını, birçok insanın da bu problemler için terapiye başvurduğunu belirtti.

    Dr. Canatar, “Ama buna rağmen halen cinsel sorun yaşayıp yardım almadan yaşayan çok sayıda insan var. Kolaylıkla çözümlenebilecek bir soruna rağmen bu insanlar hayatı kendilerine zehir ediyorlar. Maalesef ülkemizde cinsel sorunlar çok yaşanıyor ama az konuşuluyor” dedi.

    Uz. Dr. Taner Canatar, “Ahlak hastalığı” olarak bilinen vajinismus sorunu ile sık karşılaştıklarını belirterek, “Birçok genç çiftin evliliğine karabasan gibi çöken, zamanla evliliğin dengesini bozarak boşanmalara kadar götüren vajinismus hastalığı, uygun bir cinsel terapiyle yüzde100 tedavi edilebiliyor” diye konuştu.

    Canatar, cinsel sorunlar için başvururken içecekler içtikten ya da dondurma yedikten sonra cinsel ilişkiye girmek sağlıklı değildir. Hazımsızlık ve soğuk yiyecekler cinsel enerjide dengesizliğe yol açabilir. Aşırı tok karın performans düşüklüğünden, ereksiyon sorunlarına, cinsel isteksizlikten cinsel başarısızlığa kadar birçok cinsel soruna neden olabilir.”

    Yazın gelmesiyle birlikte cinsel istekte artış olabileceğini belirten Dr. Canatar, “Çünkü güneş ışığı cinsellik için önemlidir, ışık kesildiği zaman mutluluk hormonu olan serotonin seviyesi düşer, insanlar daha mutsuz olurlar. Doğanın baharda yeniden canlanması gibi insanların cinsel hayatı da baharda ve yazın canlanabilir” dedi.

    Uzm. Dr. Canatar, yapılan bir araştırmaya da dikkati çekerek, “Seksin mevsimi bahar ve yazdır. Çünkü insanlar sekse çağrıyı genellikle koku ve görüntüyle yaparlar. Yazın erotik görsel uyarılar ön plana çıkar ve insanlar daha rahat giyinirler, dolayısıyla cinsel isteklerde artış olabilir” ifadesini kullandı.

    İHA

  • Seks Evliliğin Harcıdır

    Seks Evliliğin Harcıdır

    Mutlu bir evlilik seks ile mi olur? Evlilik sorunlarıyla ilgilen evlilik terapistleri olarak mutlu bir evliliğin anahtarının seks ve koşulsuz sevgiden geçtiğinde hemfikiriz…

    Çünkü aktif bir cinsel yaşam mutlu evliliklerin sabır, sadakat, koşulsuz sevmek, samimiyet, vefa, şefkat, tutku ve karşılıklı saygı gibi temel taşlarını birbirine sabitleyen harçtır. Nasıl ki, sağlıklı bir yapı elde edebilmek için temelin sağlam olması kadar tuğlalar arasına yeterli miktarda harç koyulması da önemliyse; ikili ilişkilerin ve evliliklerin sağlıklı bir şekilde yol alabilmesi için de, cinsel ilişkinin karşılıklı doyuma ulaşılarak devam etmesi en önemli şartlardan biridir. Diğer bir değişle, karşılıklı anlaşma, sevgi, saygı ve aşk, çifti bir araya getiren oldukça önemli faktörlerken, birlikteliğin sürmesinde birincil olarak rol oynayan fiziksel birleşmedir, sekstir. Yani seks evliliğin harcıdır. Sanılanın aksine, çiftlerin nedense son sıralara attıkları cinsel hayat aslında mutlu bir evliliğin ve ikili ilişkilerin önemli bir anahtarıdır. Çünkü cinsel içgüdü insanın mutlu olması için sarf ettiği enerjinin temel nedenidir ve cinsel istek duymak insan doğasının normal bir parçasıdır.

    Peki, evliliklerde ve ikili ilişkilerde çifti “biz” yapan ve “aile” kavramını oluşturan anahtarı doğru zamanda ve doğru yerde uygulamanın püf noktaları nelerdir?

    DOYURUCU SEKS, SAĞLAM EVLİLİK DEMEK…
    Bir erkeğin ereksiyon yaşaması ya da bir kadının vajinasının ıslanması uyarılma, arzulama ve istek duyma yani mutlaka karşılıklı olarak doyum noktasına ulaşma için yeterli değildir. Ereksiyon sağlanması ve vajinanın ıslanması genellikle heyecanla birlikte gelişen tepkimelerdir. Bu nedenle, çiftler seks yapmak için seks yapmamalı, gerçekten ne istediklerini sorgulamalıdırlar. Çünkü seks iyi olursa evlilikte sağlam olacaktır. Cinsel hayatta yaşanılan sorunların evlilik hayatını etkilemesini hiç kimse istemez. Bu nedenle çiftlerin seks yapmadan önce uyarılıp uyarılmadıklarını, uyarılmak için nelere ağırlık vermeleri gerektiğini (ön sevişmenin uzun tutulması, erektil bölgelere daha fazla dokunulması, uyarılmayı artırıcı seks oyuncakları ve cinsel temalar kullanılması) paylaşmaları daha doğru olacaktır. Karşılıklı olarak isteklerin ve beklentilerin konuşulması daha iyi ve doyurucu bir seksin kapılarını açacağı gibi evlilik hayatında çıkabilecek sorunların da üstesinden gelinmesini sağlayacaktır. Ayrıca cinselliğin, cinsellik hakkında konuşmanın ve cinsel paylaşımların ikinci plana atılması gündelik yaşamı olumsuz etkileyebilir, evliliklerin ve ikili ilişkilerin sarsılmasına neden olabilir.

    SEKS, “BEN” KAVRAMINI “BİZ” YAPAR!
    “Biz” olabilmek için inanın sevmek, saymak, affetmek, unutmak, görmek ve destek olmaktan çok daha fazlası lazım. İnce hesaplarla uğraşmak ve misillemeler yapmak yerine olabildiğince “biz” olmak gerekiyor. Peki, biz olabilmenin püf noktası nedir? Elbette ki, paylaşmak… Paylaşmak ama bedeni, ruhu ve arzuları paylaşmak… “Biz” olabilmek için utanç duygularının ve korkuların bir tarafa bırakılması gerekiyor. Bu süreçte çiftlerin neden seks yaptıklarını kendilerine sormaları ve verecekleri yanıtları partneriyle paylaşmaları, ikili ilişkilerinde ve evlilik hayatlarında her şeyin düzene girdiğini fark etmelerini sağlayacaktır. Bilindiği gibi seks, paylaşımın en son raddesi ve “ben”i “biz” yapan en önemli duygu yoğunluğudur.

    SEKS, ÇİFTİN BAĞLILIĞINI GÜÇLENDİRİR!
    Aşk, evlilik ve yakın ilişkiler kadim bir kervan yolculuğudur. Bu anlamlı yolculukta tahmin edilemeyecek kadar güzel anların yanında hesaba katılamayan sorunlar da yaşanabilir. Önemli olan kervanı yolda düzmektir. Bu süreçte fazlalıklar atılabilir, eksikler tamamlanabilir. Diğer bir değişle, evlilikte ve ikili ilişkilerde seks, çiftin uyumunu destekleyici bir eylemdir. Sabır, sadakat, koşulsuz sevmek, samimiyet, vefa, şefkat, tutku ve karşılıklı saygının olmasının yanında, çiftin kendi ailelerine olan bağımlılıklarından uzaklaşması ve kendi aile bilinçlerini oluşturabilmeleri gerekir. Bu sağlıklı ve mutlu bir cinsel hayatın keşfedilmesi gereken önemli bir kilit noktasıdır. Bilindiği üzere, cinselliğin aşkı alevlendirdiği ve bağlılığı artırdığı artık kabul edilen gerçekler arasındadır. Bu nedenle, çiftler ellerindeki en güçlü ve şifa veren silahı yani seksi daha çok kullanmalı ve hayatlarında vazgeçilmez bir yere koymalıdır.