Etiket: cinsel hayat

  • Bebek hedefli seks

    Bebek hedefli seks

    Esas amacınız bebek yapmak olduğu için yaşadığınız cinsellik sıkıcı olmak zorunda değil, bunu aklınızdan çıkarmayın.

    Stanford Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmaya göre, doğurganlık problemi yaşayan kadınların seksüel disfonksiyon yaşama olasılığı yüzde 15 daha fazla. Üstelik cinsel hayatlarındaki tatmin fark edilir şekilde daha az.

    Potansiyel problemlerden kaçınmak için, aşağıdaki uzman önerilerini dikkate almak isteyebilirsiniz:

    Sebepsiz sevişin
    Sıkı bir programa bağlı kalan çiftler cinsel ilişkiden daha az zevk alır. “Erkekler genelde sadece sperm donörleri gibi hissetmeye başlar, kadınlar ise her ay başarısız olmanın tedirginliğini tekrar yaşar” diyor Pamela Fawcett Pressman, kısırlık konusunda uzmanlaşmış seks terapisti. Her iki senaryoda da performans sorunları kaçınılmazdır. Ve taraflar partnerleri için yeterince çekici olmadığını düşünmeye başlar.

    Bu problemin en basit çözümü yumurtlama dönemleri dışında da seks yapmaya başlamaktır, üstelik bu dönemlerde de az da olsa hamile kalma olasılığı vardır. “ Yeniden duygusallık yakalamak için sebepsiz sevişmek en iyi yoldur” diyor New York Üniversitesi’nden Doktor Mindy R. Schiffman ve ekliyor: “Bu ayni zamanda sevişmek zorunda olduğunuz zamanlardaki baskıyı üzerinizden atmanıza ve ‘bu gece o gece’ sendromundan kurtulmanıza yardımcı olur”

    Uygun moda geçin
    “Yapılan ilginç bir araştırmaya göre ruh haliniz, hatta yüz ifadelerinizin bile birlikteliğiniz üzerinde önemli etkisi vardır” diyor Dr. Kingsberg, “Eğer yüzünüzde sert bir ifade varsa, bu partnerinizin size yakınlaşmaya çalışmasını engeller.”

    Günün stresi ve yansımalarından uzaklaşmak için kendinize zaman tanıyın ve ondan sonra sekse yönelin. Fonda dinlendirici bir müzik ile alınacak bir duş işe yarayabilir. Afrodizyak özelliği olan hafif ve taze besinler tüketebilir ve kendinize hazır hissedene kadar süre vermek isteyebilirsiniz…

    Ön sevişmeye odaklanın
    Yumurtlama ajandası harici sevişmek dışında, sonrası olmayan ön sevişmeler de yaşamalısınız. “Masaj ve duygusal dokunuşlar, bir çiftin yakınlaşması ve bağlarını kuvvetlendirmesi için gerçekten önemlidir’ diyor Pressman. Ve sakın öpüşmeyi unutmayın! Öpüşmek sandığınızdan çok daha fazla hormon ve duyguyu harekete geçirir.

    Çeşitlilik yaratın
    Her çiftin favorisi olan ve baştan çıkmalarını kolaylaştıran birkaç pozisyonu vardır. Eski yöntemler üzerinde doğaçlama yaparken araya birkaç yenilik katın. Beklenmedik anlarda vajina kaslarınızı sıkıştırabilir ya da bacaklarınızın açısını değiştirebilirsiniz, bu sizin daha duyarlı olmanıza yararken partnerinizin da daha çok zevk almasını sağlayacaktır. Hatta hiç kıpırdamadan durmak bile karşınızdaki tarafından beklenmedik bir hareket olacaksa farklılık yaratabilir.

    Şehvetli olmaktan korkmayın
    Dr. Schiffman’a göre, bazı insanlar bebek için seviştikleri zamanlarda şehvetli olmaktan kaçınıyor ve bunun yerine mükemmel ve saf bir birleşme yaşamayı tercih ediyor. Maalesef bu mantalite çiftleri hedeflerinden oldukça uzaklaştırıyor. Tam tersine, yorucu ve yıldırıcı bir süreç yasayan çiftler için fantezilerin devreye girmesinin ve yeni, kışkırtıcı olanların denenmesinin tam zamanı. Üstelik seksi düşünmek ve istekli olmak karşınızdaki adamdan neden bir bebek istediğinizi size yeniden hatırlatacak!

    Yeniliklere açık olun
    Yeni bir şey denemek istiyorsanız, mesela çeşitli seks oyuncakları ya da şehirden uzaklaşılan bir seks kampı, şimdi tam zamanı! Çocuğunuz olduktan sonra, özellikle ilk dönemde cinsel hayatınıza ayıracak zamanı zor bulacağınızın farkında değilseniz, hatırlatalım.

    Yatak odasına tıkılıp kalmayın
    Cinsel açıdan tahrik olmanızı sağlayacak aktiviteler oldukça işe yaracaktır. Dans etmek, şarap tadım günlerine katılmak ya da birlikte gidilen bir sinema filminden sonra eve yürüyerek el ele dönmek. Birlikte dinlenmeniz de aynı derecede önemli. Birbirinizden ve birlikteliğinizden zevk almanız çok önemli. Bir çift olduğunuzu asla unutmamalısınız.

  • Seks güzelleştiriyor

    Seks güzelleştiriyor

    Güzel olmak için yalnızca krem kullanmak, masaj yaptırmak, spor yapmak yada bakım uygulamak gerektiğini düşünüyorsanız yanılıyorsunuz! Kadınların seks yaparak da güzelleştiği kanıtlandı. Yapılan araştırmalar cinsel yaşamından memnun olan ve uzun yıllar seks yapan kadınların genç ve güzel kaldığını ortaya çıkarttı.

    Seks sırasında kan basıncının artması, kasların çalışması ve mutluluk hormonunun aşırı derecede salgılanması kalıcı güzellikte önemli etkenler arasında. Haftada 3 defa seks yapan kadınlar, en az 10 yaş daha genç ve güzel görünüyorlar.

    İyi bir cinsel hayatın, beyin için de yararı büyük. Bunun sebebi ise beynin cinsel ilişki sırasında normalden çok daha fazla çalışıyor olması. Üstelik seksle birlikte başağrısı, stres gibi sorunlar da son buluyor. Kısacası, hem genç ve güzel kalmak hem de sağlığınızı korumak için uzmanlar seksi öneriyor.

  • Boşanma sebepleri

    Boşanma sebepleri

    Evlilikte yaşadığınız hangi sorunlar boşanma sebebi olarak sayılır, hangileri sayılmaz? Cinsel sorunlar yüzünden boşanma davası açılabilir mi? Haysiyetsiz hayat sürmek, anlaşmalı boşanmak ne demek?

    Her güzel başlayan evlilik başlarda umulduğu kadar iyi gitmeyebiliyor ne yazık ki… Ayrılık kapıya dayanıveriyor. Bu durumda akıllarda soru işaretleri oluşuyor: Hangi sebebi öne sürerek dava açabilirim? Eşimin ayrılmamıza neden olan davranışlarını mahkemede nasıl kanıtlarım? Benim sorun olarak gördüğüm eşime ait her davranış boşanma nedeni olarak geçerli mi? Hakim boşanma isteğimizi reddedebilir mi?

    Şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma davası nasıl açılır?

    Evlilik birliği içinde tarafların artık birbirlerine sevgi ve saygısının kalmadığı hallerde ya da taraflardan birinin evlilik birliğini veya toplumun ona yüklediği görevleri yerine getiremediği durumlarda, diğer taraf için evliliği sürdürmekten imtina edilmesi, evlilik birliği içinde fayda kalmaması halinde, “şiddetli geçimsizlik” kavramı içinde dava açılabilir.

    Davayı açmak isteyen eş, son altı ayda birlikte ikamet ettikleri yerde ya da fiilen ayrılarsa diğer eşin bulunduğu yerin mahkemesinde dava açabilir.

    Önemli olan, gerçekleşen olayların, davalının kusurunun geçerli delillerle ispat edilmesidir. Mahkemeyi ikna edecek mahiyette fotoğraf, doktor raporu, ceza dosyası, tanık delili gibi çoğaltılabilir deliller bu işte yardımcı olur. Hakim ikna olduğu takdirde boşanmaya karar verecektir. Aksi takdirde davanın reddi gerekir.

    Evlilikte yaşanan hangi sorunlar boşanma nedeni kabul edilir?

    Evlilik birliği içinde kanunun, toplumun eşlere yüklediği ve tarafların birbirlerine karşı yükledikleri yükümlülüklerin yerine getirilmemesi bir boşanma sebebidir. Tarafların birbirlerine olan sadakat yükümlülüğünün ihmali, zina, taraflardan birinin akıl hastalığına tutulması ve iyileşemeyecek durumda olması, hayata kast, birinin diğerine kötü muamelede bulunması gibi özel sebepler boşanma nedeni olabilir.

    Bunların dışında, genel olarak evlilik birliğinin artık yürümeyecek olması, tarafların birbirlerine saygı ve sevgilerinin kalmaması gibi hallerde de, gerçekleşen olayın niteliğine göre mahkeme boşanmaya karar verebilir.

    Boşanma sebeplerini tek tek saymak mümkün değildir. Çünkü boşanma, her iki tarafın da ortak bir hayal kurma ideali üzerine başlattıkları bir adımdır. Bu adımın devam etmesi için de tarafların her şeyden önce birbirlerine saygı göstermeleri gerekir. Saygı unsurunu ortadan kaldıracak her kusurlu davranış, boşanma sebebi olarak kabul edilir.

    Cinsel sorunlar boşanma nedeni olabilir mi?

    Taraflar arasındaki cinsel uyumsuzluk, birinin sahip olduğu ve tedavi ettirmek istemediği cinsel hastalıklar boşanma sebebi olarak sayılabilir. Cinsel hayatı olmayan bir evliliğin devam ettirilmesi beklenemez.

    Türkiye’de çok sık karşılaşılan durum, tarafların cinsel ilişkiye girememesidir. Burada önemli olan kusurun kimden kaynaklandığı, giderilip giderilemeyeceği ve kişinin tedaviye yanaşıp yanaşmadığıdır. Erkekler için ereksiyon sorunu, kadınlar için vajinismus gibi durumlarda evliliğin devam etmesi söz konusu olmaz. Çünkü evlilik içinde tarafların birbirlerine saygı ve sevgisiyle birlikte cinsel hayata da ihtiyaç vardır. Bunu sağlayamayan tarafın gerekli tedaviyi görmesi, sonuç alınamıyorsa da evlilik birliğini sonlandırması beklenir.

    Taraflardan biri eşinin cinsel sorunlarından dolayı mahkemeye başvurduğunda mutlaka o kişiyle alakalı doktor ya da adli tıp raporuyla birlikte boşanmaya karar verilmesi gerekir.
    Son yıllarda aile içi şiddet kavramı içinde cinsel şiddet de yer almaya başladı. Eşlerden biri diğerini cebren cinsel ilişkiye zorlamamalıdır. Bu aynı zamanda Türk Ceza Kanunu açısından da bir suç teşkil eder. Bu tip eylemle karşı karşıya kalan eşin ceza şikayeti yapma hakkı olduğu gibi bu sebebe dayanarak boşanma davası açma hakkı da mevcuttur.

    Hakim evlilikteki hangi sorunları boşanma nedeni olarak kabul etmeyebilir?

    Mahkemenin boşanmaya karar verebilmesi için davacının iddia ettiği vakaların gerçekliğinin ispatlanması gerekir. Ayrıca bu boşanma sebebinin ya kanunda sınırlı sayılan zina, akıl hastalığı terk gibi sebepler ya da genel olarak evlilik birliğinin temelinden sarsılması hususuna dayanması, bu birliğin davacı için devam etmesinin artık hukuki bir dayanağının kalmadığı gibi birliğin de artık çekilmez hale gelmiş olması gerekir. Kusurlu olduğu iddia edilen davalı eşin olumsuz davranışlarının mühim ve evlilik birlikteliğini devam ettirmeyi gerekli kılmayacak şekilde olması gerekir.

    Evlilik birliği içinde gerçekleşebilecek basit münakaşalar, tahammül edilebilir kusurlu davranışlar, temele dayanmayan fikir ayrılıklarının boşanma sebebi olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Bir taraf diğer tarafın kusurlu hareketlerine göz yumuyor ve affediyorsa belli bir süre sonra bunları boşanma davasına sebep olarak gösteremez. Karşı tarafın hayatını zorlaştıracak davranışlar ise boşanma davasında sebep olarak kabul edilebilir.

    Boşanma değil ayrılık kararı

    Hakim, davada tarafların daha sonra barışma ihtimalini görürse, evlilik birliğinin devamı ve toplum sağlığı açısından boşanma yerine ayrılık kararı verebilir. Ayrılık kararı 1-3 yıl arasında gerçekleşir. Bu süre içinde tarafların bir araya gelmeleri ve evlilik birliğini devam ettirmeleri umulur. Fakat bu gerçekleşmezse verilen sürenin sonunda boşanma davası açılabilir.

    Boşanma sırasında yaşanan sıkıntılar adlı yazısı da boşanmayı sorunsuz atlatmak için fikir verebilir.

    Haysiyetsiz hayat sürmek ne demektir?

    Eşlerden birinin haysiyetsiz hayat sürmesi Türk Medeni Kanunu’nda özel bir boşanma sebebi olarak sayılmıştır. “Haysiyetsiz hayat sürme”, net olarak tanımlanabilir bir ifade değildir. Önemli olan, bir tarafın yaptığı davranışların toplumun büyük kısmında infiale yol açacak, tepki çekecek nitelikte olması ve diğer taraf için bu evlilik birliğini yürütmenin imkansız hale gelmiş olmasıdır.

    Yapılabilecek en küçük bir hata, bu mahiyette olsa dahi, haysiyetsiz hayat sürme olarak kabul edilmeyebilir. Kişinin davranışının süreklilik arz etmesi gerekir. Bu sebepten ötürü kişinin evlilik birliğini yürütmesinin artık kendisinden beklenmeyecek ölçüde zorlaşmış olması gerekir.

    Eşin suç işlemesi boşanma nedeni sayılabilir mi?

    Eşlerden birinin suç işlemesi diğer eş için boşanma sebebi olarak sayılabilir. Burada önemli olan suçun niteliği ve kasıt ya da taksirle işlenip işlenmediğidir. Kasıtla işlenen hırsızlık, dolandırıcılık, hileli iflas gibi toplumun kabul etmediği ve Anayasa’da “yüz kızartıcı” olarak gösterilmiş olan suçlar daha ön plana çıkar.

    Önemli olan, suç sebebiyle taraflardan birinin evlilik birliğini devam ettirmesi için ortada geçerli bir sebebin kalmaması ve diğer tarafın boşanmayı istemesidir. Suç işlemek başlı başına bir boşanma sebebi olarak kabul edilmeyebilir. Suçun niteliği, tarafların durumları, sosyal statüleri önem kazanır. Her davada kişilerin ve olayın özelliğine göre ayrıca değerlendirilmesi gereken bir husustur.

  • Seks hakkında yeni sırlar

    Seks hakkında yeni sırlar

    Seks hakkında bütün ezberlediklerinizi bir kenara bırakın. Mutlu cinselliğe yaklaşmanızı sağlayacak sırlarla tanışmaya hazır mısınız?

    1- Seksin duraklama dönemi vardır
    Seks hayatında üç aylık bir duraklama normaldir. Hatta çiftlerin yüzde 24’ü hayatlarının bir döneminde üç ay ilişkiye girmiyorlar. Seks, günlük hayatlarının bir parçası olmaktan çıkıyor. Bu durumda eşlerin birbirine masaj yapması ve nelerden hoşlandığından söz etmesi, uyuyan duyguları yeniden harekete geçirmeye yardımcı oluyor.

    2- Kadınlar zihnen daha çok aldatıyor
    Araştırmalar kadınların erkekleri zihnen daha sık aldattıklarını ortaya koyuyor. Kadınların yüzde 80’i tanıdıkları bir erkekle ilgili fanteziler kurarken, erkeklerin yüzde 75’i yalnızca pornografik görüntüleri hayal ediyor. Erkekler için beğendikleri bir kadınla seks yapmayı hayal etmek zor değil, ancak porno dergilerinde gördükleri kızlar dururken o kadar çaba sarf etmeye değmez. Kadınlar ise fantezi nesnelerine kanlı canlı bir karakter eklemek istiyorlar.

    3- Yaşlanmak orgazmda zirve yapmaktır
    Yaşlanmak seks hayatının bitmesi değil, orgazm olma şansının zirve yapması anlamına geliyor. Yeni bir araştırma, 36-45 yaş aralığındaki kadınların yüzde 63’ünün her seks yaptıklarında orgazma ulaştıklarını gösteriyor. Daha genç kadınlardaysa bu oran yüzde 28. 65-74 yaş arasındaki kadınların bile yüzde 53’ünün cinsel hayatları aktif şekilde devam ediyor.

    4- Kadınlar da porno sever
    Tahmin edilenin aksine kadınlar da cinsel hayatlarını renklendirmek için erkekler kadar porno izliyorlar. Üstelik pek çoğu porno eşliğinde sevişecek kadar cesaretli. Eğer siz de merak ediyor ama aşırı şiddet içeren görüntülerle karşılaşmaktan korkuyorsanız, seçim konusunda eşinizden yardım alın.

    5- Cinsel güdüleriniz genetik olabilir
    Boş bir beyaz sayfa gibi değil, bazı donanımlarla doğuyoruz. Dolayısıyla seks güdülerimizin genetik olma ihtimali var. Kadınların yüzde 30’u kolay, yüzde 60’ı zor tahrik olurken, yüzde 10’u da ortalama bir tahrik olma kapasitesine sahip. Siz bu yelpazenin neresindesiniz?

    6- Evli erkek kadın avcılığını bırakır
    Bilimsel araştırmalar erkeklerin evlendikten sonra kadın avcılığı isteklerinin düşüşe geçtiğini gösteriyor. Çünkü testosteron seviyesi evli erkeklerde, evli olmayanlara kıyasla daha düşük oluyor. Uzmanlar bu düşüşü, evli erkeklerin, kadını için diğer erkeklerle rekabete girmek zorunda olmamalarına bağlıyor.

    7- Nezaket tutkunun katilidir
    Çiftler yatak odası dışında bir yerde sevişmeyi başlatmak ya da yatakta oral seks yapmak istediğinde, birbirlerine çekinmeden açıkça izin verirlerse, cinsel iletişimdeki duvarlar yıkılıyor. Cinsel düğümün çözümü ‘izin’den geçiyor.

    8- Seks değil öpüşmek evliliği kurtarır
    Bir araştırmaya göre her gün öpüşen çiftlerin boşanma olasılığı, her gün seks yapanlardan daha düşük. Dolayısıyla seks değil, öpüşmek ilişkiyi onarıyor. Zira öpüşmek, aşk ve sevgi belirtisiyken; seks spor, basit bir rahatlama ya da egemenlik kurma yöntemi olarak algılanabilir.

    9- Cinsel isteksizliğe karşı tropikal meyveler
    Tropikal meyvelerin büyük bölümünün afrodizyak etkili olduğu bilimsel olarak kanıtlanmış durumda. Hindistan cevizinin testosteron aktivitesini artırdığı, ananasın cinsel bir uyarıcı olduğu ve zencefilin cinsel organlarda kan dolaşımını hızlandırarak kadınlar üzerinde Viagra benzeri bir etki yarattığını biliyor muydunuz? Ayrıca çinko bakımından zengin olan kabuklu deniz ürünleri de sperm üretimine yardımcı oluyor.

    10- Emziren bir arkadaş libidonuzu artırabilir

    Kokuların cinsel hayatımız üzerinde güçlü bilinçaltı etkileri olduğunu biliyor muydunuz? Süt veren kadınların yaydığı koku, etraflarındaki tüm kadınların libidosunu yüzde 50 artırabiliyor. Feromon hormonları kadınlara, “Artık senin de hamile kalma zamanın geldi” mesajı veriyor ve sekse yönlendiriyor.

  • İlişkiyi ne bitiriyor?

    İlişkiyi ne bitiriyor?

    Birlikteliklerin noktalanmasına neden olan faktörlerin başında iş hayatındaki stres geliyor.

    Federal İstatistik Dairesi’nin verilerine göre Almanya’da her üç evlilikten biri boşanma ile sonuçlanıyor. Peki, günümüzde boşanmalardaki artışın nedeni ne? “ElitePartner” adlı partner sitesi bu konuyla ilgili bir anket yaptı. Ankette 10 bini halihazırda bir birliktelik içerisinde olan toplam 14 bin 432 kişiye ilişkilerinde yaşadıkları sorunlar ve en çok hangi konuların kendilerini zorladığı soruldu.

    Anketin ortaya koyduğu sonuçlara göre, ilişkilerde en fazla soruna yol açan faktörlerin başında yüzde 57’lik oranla ile çiftlerin birbirine az zaman ayırması geliyor. Yüzde 55 ile ikinci sırada iş stresi geliyor. Çiftlerin ekonomik sorunlar yaşamasının ilişkiye olumsuz etkisi olduğunu düşünenlerin oranı ise yüzde 53. Bunu cinsel sorunlar, çiftlerin farklı kentlerde yaşaması, partnerin sadece kendi ihtiyaçlarını dikkate alması, çocuklar nedeniyle birlikte zaman geçirememe, gündelik hayatta stres ve önceki ilişkiden sahip olunan çocuklar gibi faktörler izliyor.

    Erkekler kadınlara göre bencil

    Ankete katılan kadınların neredeyse yarısı partnerlerinin sadece kendi ihtiyaçlarına öncelik vermesinin ilişkiyi zorladığı görüşünde. Aynı şekilde gündelik hayattaki tartışmalar da ilişkileri zorlayan bir başka önemli etken. Kadınların yüzde 35’ine göre ev işleri, alışveriş ya da buna benzer sorunlar nedeniyle partnerleriyle yaptıkları tartışmalar ilişkilerin sınavdan geçmesine neden oluyor. Kadınların yüzde 46’sı ise cinsel sorunlardan dertli. Kadınlar ilişkide cinsel hayatın canlı tutulmasının büyük bir zorluk olduğu görüşünü dile getiriyor. Yine kadınlara göre ilişkide uzun vadede partnerlerin birbirine sadık kalması da bir sorun.

    Evlileri ekonomik sıkıntılar zorluyor

    Evli çiftlerde ilişkiyi zorlayan en büyük sorunların başında ekonomik sorunlar gelirken, üniversite mezunu çiftler iş yaşamındaki stresten yakınıyor. Üniversite mezunu çiftlerin yüzde 58’i iş hayatındaki stresin ilişkileri öldürdüğü görüşünü savunuyor. Üniversite eğitimi almamış çiftlerde bu oran yüzde 52.

    ElitePartner’in yaptığı anketin sonuçlarını değerlendiren psikolog Lisa Fischbach, iş hayatındaki beklentilerin yüksek olmasının, işverenin çalışanlardan daha esnek olmasını beklemesinin ya da ekonomik krizler nedeniyle hissedilen güvensizliğin, çiftlerin ilişkisini olumsuz etkilediğini söylüyor. Stres ve çiftlerin birbirine yeterince zaman ayıramamasının ilişkileri bitirdiğini söyleyen Fiscbach, “İş hayatında aşırı baskı, kariyerle ilgili istekler, çocuklarla ilgilenme ya da ekonomik kaygılar, partnerle geçirilen zamanda insanların rahat olamamasına yol açıyor. Böylesine durumlarda iletişim zarar görüyor ve ilişki gündelik ihtiyaçlarla sınırlı kalıyor” diyor.

    Fischbach’a göre, bütün bu olumsuzluklar çiftlerin cinsel hayatına da yansıyor; erkeklerin bazıları eşlerini aldatma yolunu seçebiliyor. Psikolog Lisa Fischbach çiftlerin ilişkilerinde bu olumsuzlukları erken fark etmeleri halinde, birbirlerine zaman ayırmalarını, rahatlayacakları bir ortam yaratmaları gerektiğini söylüyor.

  • Erkekleri Yataktan Uzaklaştıran Nedenler

    Erkekleri Yataktan Uzaklaştıran Nedenler

    Seks deyince erkekler her zaman bunu ister, kadınlar nazlanır olarak düşünürüz. Ancak erkeklerin de duyguları olduğunu ve bazı sebeplerden seks yapmak istemeyişini anlamamız gerekir.

    1.Yatakta her şeyi erkekten beklemek hata olur. Onların da dokunulmaya güzel sözlere ihtiyacı vardır. Bu istekler yerine getirilmediğinde erkekte isteksizlik oluşabilir.

    2.Biraz yaş ilerlediğinde eskisi gibi çekici olmadığını düşünür ve performans düşmesinden dolayı seksten kaçabilirler.

    3.Depresyon sadece kadınlara has bir şey değildir. Erkekler de depresyona girer ve cinsel isteksizlik oluşabilir.

    4.Baba olmaya kendini hazır hissetmeyen erkeklerde ender de olsa isteksizlik olabilir.

    5.İş hayatında yaşadığı problemler veya maddi sıkıntılar da cinsel isteksizlik sebepleri arasındadır.

    6.ilişkiye girecekleri sırada kadın başka şeylerle ilgilenirse cinsel isteğinde azalma olabilir.

  • Cinsel Sorunları Tetikleyen Duygular

    Cinsel Sorunları Tetikleyen Duygular

    Bilinçaltınızda bastırmaya çalıştığınız ve sizi kemiren 5 tip duygu, seks hayatınızın da bu yüzden önüne geçiyor. Uzman Psikolojik Danışman Dr. Cem Keçe, kişilerin yaşadıkları bu sıkıntıları ve nedenlerini anlatıyor.

    Endişe, korku ve kaygı cinselliği nasıl etkiler?

    Bu duygular türlü biçimlerde kendini gösterir. Karşı cinsten korkmak, cezalandırılmaktan korkmak, gebelikten korkmak, canının acımasından korkmak, başkasına bağımlı kalacak olmaktan korkmak, cinsel hastalık kapacak olmaktan, korkacak olmaktan korkmak…

    Bütün bunlar, kişide adrenalin adı verilen stres hormonunun salgılanmasına yol açar, adrenalin aşk kaslarında kasılma yapar ve cinsel doyumu azaltır, cinsel tepkilerde bozulmalara neden olur, bu da cinsel sorunlara yol açar.

    Saldırganlık ve öfke, cinsel hayata nasıl yansır?

    Saldırganlık ve öfke seks ile boşaltılamaz. Erkekler türlü suçlara yönelebilir, yarışmalı ve tehlikeli sporlara heves edebilir. Kadınlar ise erkek düşmanı olabilir veya kendilerini erkeklerin kollarına bırakmak istemeyebilirler.

    Ayrıca kadınlarda cinsel soğukluğun en açık seçik nedenlerinden biri erkek düşmanlığıdır.

    Suçluluk ve günahkarlık duygusu cinsel hayatı bitirir mi?

    Suçluluk ve günahkarlık duyguları, nedenleri en kolay bulunabilecek olan duygulardır yani cinsel terapist, hastanın çocukluk özgeçmişinde bunun izlerini bulmakta güçlük çekmez. Ebeveynler kendi iç yasak ve koşullanmalarından ötürü, çocuklarını yeteri kadar sevip okşamaktan kaçınırlar, onlarla cinselliği konuşmazlar, bu da çocukta fiziksel temasa karşı bir ürkeklik yaratabilir.

    Hatta çoğu zaman, çocuğun cinsel organıyla oynamasına da izin vermezler ve onu mastürbasyon yaparken yakaladıklarında hakaret ederler, cezalandırırlar ve çocukta cinsellikle günah düşüncesinin birleşmesine yol açarlar. Kendisini suçlu hisseden bir çocuk yetişkinliğinde haz veren bir cinselliği hak etmediğini düşünebilir veya cinsel sorun yaşayarak kendi kendini bilinçdışı olarak cezalandırabilir.

    Cinsel işlevsizlik yaratan duygular nelerdir?

    Cinsel işlevleri zayıflatan veya cinsel isteği azaltan duygusal engellerden biri de aşağılık ve değersizlik duygularıdır. Bu duygulara sahip kişiler, çeşitli nedenlerden ötürü, başka insanlara oranla kendilerini eksik veya yetersiz hissederler. “Ben beceriksizim, ben yetersizim, ben değersizim” düşüncesi zamanla kişiyi gerçekten beceriksizleştirebilir, cinsel gücünü azaltabilir, cinsellikten kaçan bir hale getirebilir.

    Her insanın başkasıyla mukayese edilemeyecek veya kıyaslanamayacak kendine özgü birtakım özellikleri, cinsel doyumları ve başarı düzeyleri vardır.

    Utangaçlık duygusu seksin önüne geçebilir mi?

    Başarılı ve doyurucu bir cinsel yaşamın önüne dikilen en büyük engellerden biri aşırı utangaçlıktır. Cinsel konularda rahat olmayan, cinselliği rahat konuşamayan ve aşırı sıkılgan olan kişiler cinsel heyecanlarını kontrol altında tutmaya çalıştıkları için gerçek doyuma ulaşamazlar.

    Utangaçlık duygusunun güven duygusuyla sıkı bir ilişkisi vardır. Kendine ve performansına güven duymayan kişiler utanç duygusuyla cinsellikten kaçabilirler. Partnerler kişilerin utangaçlık davranışını etkileyebilir, bunu baskı yaparak, suçlayarak, alay ederek, utandırarak ve motive etmeyerek yaparlar.

  • Orgazm için bilmeniz gerekenler

    Orgazm için bilmeniz gerekenler

    Seks sırasında bazı insanların çok kolay orgazm olduğu ve bazılarının hiç olamadığı masalını duymuş muydunuz?

    Eğer masalın kötü yönündeki gibiyseniz üzülmeyin. Herkes seks sırasında orgazm olabilir, yalnız sadece biraz bilgi ve biraz da uygulamaya ihtiyacınız var!

    Aşağıdaki 4 tekniği uygulayarak, sürekli hayalini kurduğunuz tepe noktaya ulaşmanız imkânsız değil!

    Işıklar kapansın, müzik başlasın!
    Seksten önce ışıkların kapatılması pek çok insan için rahatlatıcı bir etki yaratır. Ama tamamen de karartmayın. Bizim tavsiyemiz, eğer vücudunuza güvenmiyorsanız ve takıntılıysanız, rahatlatıcı kokular yayan mumlarla aydınlanmanız. Böylece ikinizin bedeni de inanılmaz çekici görünecektir.

    Tamamen karanlık olması size ve partnerinize yanlış bir şey yapacakmışsınız hissi yaşadığınızdan tedirginlik hissi verir.

    Loş ışık eşliğinde, sizi etkileyen ve kanınızı kaynatan müzikte açmayı unutmayın.

    Sizi baştan çıkaran şeyi bulun!
    Rahatlama, müzik ve loş ışıklar sizi moda sokuyor olabilir fakat sizi aslında baştan çıkaran nedir?

    Orgazmda başarılı olmanız için bunu bir ödev gibi düşünün. Kendi başınıza yatakta kaldığınız bir gece sizi orgazma götüren ve soğutan etkenlerin ne olduğunu düşünün. Bunu bir vibratör eşliğinde yaptığınızda cinsel hayatınız düzene girecek ve partnerinizle daha mutlu bir seks hayatınız olacak.

    Rahatlayın!
    Eğer eğlenceli ve yoğun bir orgazm yaşamak istiyorsanız, öncelikle rahatlamayı öğrenmelisiniz. İnsanlar genellikle rahatlamadıkları için ilk denemede başarısız olurlar bir daha denerler fakat yine başarısızlıkla sonuçlanınca bir daha denemek istemezler.

    Ne kadar ses çıkardığınız ya da ne kadar süreceğini yani kısacası hiçbir şeyi kafanıza takmayın. Başarılı bir orgazma ulaşmak ve kendinizi rahatlatmak için önce kendinizi şımartın. Banyo yapın, rahat bir şeyler giyin ve stresi yok edin.

    Uzun ön sevişme…
    Erkekler ve kadınlar için başarılı bir ön sevişme genellikle başarılı orgazmı getirir. Önemli olan partnerinizin ve sizin bu konuda bildikleri…

    Ön sevişmeniz ne kadar sürüyor? İdeali, en az 20 dakikadır ama daha uzun da sürebilir. En az iki saat yapılan bir ön sevişme sonrası çiftler birbirlerine daha çok alışır, rahatlar ve böylece daha başarılı bir orgazm yaşarlar.

  • Cinsel sıcak öneriler

    Cinsel sıcak öneriler

    Cinsel soğukluktan yakınan çiftler bunun üstesinden nasıl gelebilir?

    • Öncelikle mevcut cinsel sorunu, düşük istekli bireyin sorunu olmaktan ziyade ortak sorununuz olarak görmeye çalışın.
    • Cinselliğe yaklaşım tarzınızı değiştirin. Bir kere başladı mı zevkin kendiliğinden geleceğini düşünüp, kabul edip ona göre davranmanız şart.
    • Gün içinde zaman buldukça seksten alacağınız zevki düşünün. Geçmişte sizi etkileyip aklınızda kalmış olan bir cinsel ilişki hatırasını ya da sizi hakikaten uyaran bir fanteziniz varsa onu düşünün.
    • Cinsel teması başlatmadan önce 5 dakikalık bir motivasyon yapın. Hayal dünyanıza başvurun ve aklınızda cinsel fanteziler kurun. Partnerinizle paylaşılmasında sakınca olmayacak olan cinsel fantezilerinizi paylaşın.
    • Aşk kaslarınız için Kegel Egzersizleri adı verilen uygulamaları yapın. Yani erkekte makat, yumurtalıklar ve kasıkları, kadınlarda vajina çevresini kapsayan aşk kaslarınızı belli bir disiplin içinde peş peşe kasıp yavaşça gevşetin.
    • Cinsel ilişki sırasında sadece dokunmanın ve sevişmenin verdiği hazza, alacağınız zevke odaklanmanız gerekli. Asla eşinizden karşılanmayan beklentilerinizi veya onun bu beklentilerinizi yerine getirmeyerek sizi nasıl çileden çıkardığını düşünmeyin.
    • Cinsel istek günlüğü tutun. Cinsel açıdan uyarıcı televizyon şovları ile filmlerdeki sahneleri not edin. Romantik/erotik içeriğe sahip kitapları okuyun ve kendi erotik fantezilerini oluşturun.
    • Nefes ve gevşeme egzersizleriyle arada bir kendinizi ödüllendirin.
    • Arada bir cinsel birleşmeyi kendi kendinize yasaklayın.
    • İlişkinizde yeniden bir flört etme dönemi yaratın. Daha fazla keyif alacağınız veya yakınlaşacağınız sıcakkanlı davranışları arttıracak metotları araştırın. Sarılmalar, elle şakalaşmalar, küçük öpücükler, el ele tutuşmak, televizyon izlerken birinin diğerinin kucağına oturması, kol kola yürüyüş yapmak gibi davranışlar sıcakkanlı davranışlara örnek verilebilir.
    • Partnerinizle birlikte cinselliğe bakış açınızı ve cinsel davranış özelliklerinizi konuşun ve yanlış davranış kalıplarınızı düzeltmeye çalışın.

  • Evlenmeden önce cinsellik

    Evlenmeden önce cinsellik

    Niçin evleniriz; Temelde hepimiz başka insanlarla iletişim kurmayı arzu ederiz. Olgunlaştıkça da bu his bizi yakından ve derinden sevecek bir kişiyi özleyip, aramaya iter. Almakta vermekte sevginin olmazsa olmaz bölümleridir. Biri olmadan öteki pek uzun ömürlü olmaz. Evlenmenin temel nedenlerinden bir tanesi beraberlik,birine sahip olmak ve birine ait olmak duygusu, bundan doğan yakınlık, can yoldaşlığı, istenmek, anlaşılmak, çocuk sahibi olmak, kendi düzenini kurmaktır. Bunlar vazgeçilmez duygusal öğelerdir. Yine bunlar cinselliği yalnızca fiziksel yönden değil, ruhsal yönden de tamamlar.

    Özellikle kadınlar yıllar yılı evlenmeyi ve cinsel ilişkide bulunmayı dört gözle beklerler. Daha çocukluklarından beri her türlü yaşam sorununun evlenince çözümleneceğine inanırlar, ama beraberlik güzel duyguların yanı sıra birçok sorumluluğu ve sıkıntıyı da beraberinde getirir. Evlilik kişilerin bundan sonraki yaşamlarında beraberce kullanacakları sınırlı bir kredidir. Bunu ilk günden tüketebilir ve ya mantık, saygı ve sevgi doğrultusunda bir ömür boyu mutlu olarak kullanabilirsiniz. Cinsellikte bu beraberliğin vazgeçilmez bir parçası ve tamamlayıcısıdır.

    Beraberlikte ilk cinsel ilişkinin kusursuz geçmesi gerektiğine inanmışızdır. Oysa bu inancın tam tersine ilk gece gerginlik ve korku içinde geçer. Yeni beraber olan çiftlerin ilk gecelerini birtakım olumsuz duygular içinde olduklarını ve korkularını gizlemek istemeleri de gerginlik ve baskıları daha da arttırır.

    Yetersiz cinsel eğitim, daha önceden bilinmeyen ama evlilik süresinde ortaya çıkan çeşitli sağlık sorunları zaten var olan ekonomik sorunlara, toplumsal baskılara ve olumsuzluklara eklenirse cinselliği yok etmeye başlar. Bu yüzden evlilik öncesi bazı hazırlıkları yapmak kişilerin bu olabilecek negatifliklerden uzaklaştırır.

    Bunlar nelerdir ; En önemlisi her iki tarafın evlilik öncesi muayeneye gitmeleridir Erkeğin ve kadının cinsel bir anormalliği yani sağlıklı bir cinsel yaşantıyı engelliyecek problemleri var mı, varsa ve mümkünse bunun düzeltilmesi.

    Herhangi bir bulaşıcı hastalık var mı ( sarılık, cinsel yolla geçen bir hastalık, aids ve bu gibi ) varsa gerekli önlemleri alınıp, tedavi edilmesi .

    İleride sorun olabilecek herhangi bir sağlık problemi var mı. ( Gizli şeker, kalp hastalığı, hormonal bozukluk gibi )

    Bebek sahibi olmayı engelliyecek bir sebep var mı ? Erkeklerde evlenmeden önce sperm sayımı yaptırılması, kadında yumurtalıkların ve hormonal düzenin kontrol edilmesi.

    Gebelik esnasında sorun yaratabilecek kan uyuşmazlığı, kadında toksoplasma( çiğ etten geçip kırsal alanlarda yaygın bir enfeksiyondur ) gibi gebeliğin ileri ki aylarında bebeğin ölümüne sebep verebilecek bir enfeksiyonun var olup olmadığının araştırılması gerekir.

    Kan uyuşmazlığı kan grubu ile değil kanınızda ki Rh faktörü ile ilgilidir. Yalnızca kadının Rh negatif, erkeğin ise Rh pozitif olduğu durumlarda oluşabilir.

    Kadın Rh pozitif, erkek Rh negatif uyuşmazlık yok
    Kadın Rh negatif, erkek Rh negatif uyuşmazlık yok
    Kadın Rh pozitif , erkek Rh pozitif uyuşmazlık yok

    Kan uyuşmazlığının varlığının bilinmesi gebelik öncesinde veya gebeliğin başlangıcında gerekli tedbirlerin alınarak ortaya çıkabilecek rahatsız edici durumları engeller.

    Çiftlerin ailelerinde ve ya kendilerinde kalıtsal ( doğumla geçen ) bir hastalık ve ya anormallik var mı varsa bunların derecelerinin araştırılması , değerlendirilmesi eğer riziko payı varsa oluşacak gebeliklerin titizlikle takip edilmesi gerekir.

    Özellikle akraba evliliklerinde genetik danışmanın alınması ( bunu hekiminizin tavsiye ettiği bir yerde ve ya hastanelerin genetik bölümlerinde yaptırabilirsiniz )

    Akraba evliliklerinde sakat çocuk olmasının nedeni basit olarak şöyle izah edilebilir ;

    Her insanın yapısında var olan ama bulunduğu şekli ile kişide ciddi rahatsızlıklar yaratmayan birtakım anormallikler vardır ( teknik olarak herkesin genetik şifresinde ki bazı yerlerde zararsız bozukluklar vardır ) aynı sülaleden gelen kişilerde bu bozuklukların aynı yerlerde olma olasılığı fazladır. Doğacak bebeğin yapısını oluşturacak formülün yarısını anneden yarısını da babadan alacağı için aynı kökenden gelen kişilerin her ikisinin de vereceği formülde aynı yerde bozukluk olma olasılığı yüksektir. Ve böyle bir bozukluk olursa verilen şifrede aynı yerde bozukluk olacağı için ciddi sakatlıklar görülecektir.

    Teknik olarak her iki taraftan gelecek genetik şifre bozukluklarının aynı yerde ise çocukta o basamaktaki gen tamamen bozuk olacaktır.

    Evlilik öncesi cinsel eğitim ve danışma almak oluşabilecek korku ve yanlışlıkları ve bunların getirebileceği cinsel isteksizlikleri ve problemleri ortadan kaldıracaktır.
    Unutmayınız ki yaşanan her şey iz bırakır.

    Evli çiftlere bir önerimizde birbirlerini iyice tanıyana kadar çocuk sahibi olmamaları. Bunun içinde bir hekime danışarak en uygun doğum kontrol yöntemini cinsel hayatlarına başlamadan önce uygulamalarıdır. Gebe kalma korkusu altında kadın rahat bir cinsellik yaşayamaz.

    Sonuç olarak yukarıda saydığımız olumsuzlukların var olması birbirini seven iki insanın bir araya gelmesi için engel teşkil etmeyebilir. Bunların önceden bilinmesi eğer mümkünse gerekli tedavilerin yapılması ve tedbirlerin alınması faydalıdır.

    Bilinmeden evlilik sırasında ortaya çıkması ve ya getirebileceği tamiri mümkün olmayan
    sonuçlar büyük hayal kırıklıkları, olumsuzluklara hatta ilişkinin bitmesine neden olur.
    Bu gibi rahatsız edici olaylarla karşılaşmamak için önerilerimize uymanızı ve hekim kontrolünde sağlıklı bir cinselliğe adım atmanızı öneririz.