Etiket: cinsel hayat

  • Pap smear testi nedir?

    Pap smear testi nedir?

    Pap Smear testi,rahim ağzı kanserlerinin kansere dönüşmeden erken safhada yakalanmasını sağlayan,jinekologlar tarafından yapılan ,ucuz,kolay ,ağrısız bir testdir. Pap-smear testi olarak da adlandırılır.
    Smear alınması oldukça kolaydır.Ağrı ve acıya neden olmaz.Jinekolojik muayene sırasında vajinal spekulum takıldıktan sonra serviks gözle görülür,plastik bir fırça ile rahim ağzından ve vajinadan ayrı ayrı sürüntü alınır.İki ayrı cam üzerine yayılır.Alkol veya sprey yardımı ile tesbit edildikten sonra incelenmek üzere patolojiye gönderilir.
    Smear alınmadan çnce 2-3 gün içinde vajinal tablet kullanılmamış olmalı,1 gün öncesinde cinsel ilişkide bulunmamış olmalıdır. Smear testi cinsel hayatı başlamış her kadının yılda bir kez yaptırması gereken bir testdir.Ayrıca gerektiğinde hamilelik sırasında da yapılabilir.Smear testinde patoloji saptanırsa daha sık aralıklarla tekrarlanması gerekebilir.
    Smear testinde yanlış değerlendirme oranı % 25 dir.Patoloji var olduğu halde % 25 vakada sonuç normal gelebilir.
    Smear testi 50 yıldan fazla bir zamandan beri yapılmaktadır.Pap-smear testi 1950 lerden 1990 lara kadar rahim ağzı kanserlerinden ölüm oranını % 70 azaltmıştır.Ve bu oran bugünde daha azalmaya devam etmektedir.
    Son yıllarda kullanılmaya başlanan sıvı bazlı ince yayma teknikleri ile yapılan smear testinin duyarlılığı daha fazladır.Hatalı negatiflik oranı % 4-5 civarındadır.Thin-prep denilen teknikle yapılan smear testi ile ayrıca HPV tipleri de araştırılmaktadır.HPV enfeksiyonun son yıllarda hızla artması sonucu smear testi daha fazla önem kazanmıştır.
    ANORMAL SMEAR SONUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ
    ASCUS
    ASCUS önemi bilinmeyen anormal hücreler olması anlamını taşır.ASCUS demek mutlaka hücre bozukluğu olacak anlamını taşımaz.ASCUS olanların % 55 inde hücrelerde bozulma vardır.ASCUS raporu gelirse smear 3 kez 4 er ay arayla tekrarlanır.Bu arada enfeksiyon tedavisi uygulanır.3 kez negatif sonuç gelirse smear yılda bir kez smear testi yapılır.Smear tekrarı yaptırılmak istenmiyorsa kolposkopik biyopsi uygulanır.Ayrıca HPV DNA testi yapılarak sonuca ulaşılabilir.Menapozda ASCUS saptanırsa östrojen tedavisi sonrası tekrar smear yapılır.Tekrar ASCUS gelirse kolposkopik biyopsi yapılır.ASCUS luların % 55 inde HPV vardır.Bunlarında % 5-15 inde orta veya ağır CIN 1 denilen hücresel bozulmaya rastlanır.ASCUS da biyopsi yapılanların % 0,01-0,2 kanser hücresi bulunur.
    ASC-H denen ve ağır hücre bozukluğu anlamını taşıyan smear testlerinde ise % 40-50 CIN 2 veya 3 yani orta ve ağır düzeyde hücre bozukluğuna rastlanır.
    ASCUS takibinde son yıllarda direkt HPV tip tayini yapılması daha çok önerilmektedir.HPV negatif ise gelecek 2 yıl içinde ciddi hücresel bozulma olasılığı % 1,5 olduğu için yıllık smear takibi yeterlidir.HPV müsbet ise ve yüksek riskli tipi mevcut ise kolposkopik biyopsi ile takibe devam edilir.
    ASC-H var ise % 35-100 HPV müsbet bulunur.ASC-H durumlarında %40-50 CIN 2-3 görülür.Bu nedenle ASC-H ise kolposkopik biyopsi ve sonucunda CIN 2-3 yok ise 1 yıl sonra smear ve HPV taraması yapılır.CIN 2-3 varsa tedaviye başlanır.
    LGSIL ( LOW GRADE SQUAMOZ İNTRA EPİTELYAL LEZYON )
    LGSIL düşük dereceli hücre içi squamoz lezyon varlığı demektir.LGSIL varsa kolposkopik biyopsi yapılır. % 70 inde CIN 1,%18 inde CIN 2-3 görülür. Nadiren kanser hücresi görülür.
    CIN 1
    CIN 1 saptanan hastaların %11-13 kısmı sonraki 2 yıl içinde CIN 2 ve 3 e geçer.Hastalığın ilerleme hızı HPV tipine göre değişir. HPV 16 saptanmışsa hastaların % 40 ında ilerleme gözlenir.Diğer onkojenik tiplerin varlığında % 10 ilerleme saptanmıştır.CIN 1 çıkan hastaların yoğun izlenmesi önerilmektedir.Kolposkopik izlemin yeterli olmadığı düşünülüyorsa LEEP işlemi uygulanmaktadır.Kolposkopi yeterli ise CIN 1 de hasta 6. ve 12. ayında smear ve kolposkopi ile izlenir.Bu izlemlerde HGSIL saptanırsa direk LEEP yapılır.
    HGSIL (HIGH GRADE SQUAMOZ İNTRA EPİTELYAL LEZYON )
    HGSIL olan hastaların %97 sinde CIN 2-3 görülür.Bu nedenle bu hastalarda kolposkopik biyopsi yapılır. sonucuna görede tedaviye başlanır.

    Op. Dr. Ayşe DARAMA tarafından yazılmıştır.

  • Ev işlerini birlikte yapan çiftlerin seks hayatı daha iyi

    Ev işlerini birlikte yapan çiftlerin seks hayatı daha iyi

    Demek ki neymiş, şartlar eşitlenince, kadın ve erkek yatakta çok daha iyi performans gösteriyormuş!

    Eğer seks hayatınızda küçük çapta sorunlar yaşıyorsanız size bir önerimiz var; ev işlerini birlikte yapın. Yani siz çamaşırları asarken eşiniz de bulaşık makinesini boşaltsın. Hepsini siz yapmayın, bırakın yardım etsin. Görevlerin hepsini üstlenmeyin, ona da görev verin; görev bilinci aşılayın. Tabii bunu yaparken kibar olun, buyurgan olmayın, emir kipleriyle konuşmayın. Özetle nezaketi elde bırakmayarak istediklerinizi yaptırın. Hayatın her alanında da böyle değil mi zaten?

    Peki neden? Çünkü bu, sadece yüklerinizi hafifletmekle kalmayacak, seks hayatınızı da olumlu olarak etkileyecek. Biz söylemiyoruz, yapılan araştırmalar bunu gösteriyor. Evlilik ve Aile isimli bir makalede (Journal of Marriage and Family) çiftlerin, ev işlerinde birbirlerine yardım etmesinin sekse büyük etkisi olduğu yazıyor. Cornell Üniversitesi Profesörü Sharon Sassler, evin tüm sorumluluğunu üzerine alan kadının, sekse karşı soğukluk gösterdiğini çünkü yorgunluğunun, cinsel dürtülerini yoksun bıraktığını söylüyor: “Partnerinin kendisine yardım ettiğini gören bir kadın, seksüel hazzı daha fazla yaşamak istiyor.”

    seks_hayati

    Evliliği, birlikte yaşama hissini arttıran bir unsur olduğu belirtilirken aynı sorumlulukların altına giren çiftlerin, ortaklaşa yaptıkları pek çok eylemde daha başarılı oldukları gözlemleniyor.

  • +18 rüyalar…

    +18 rüyalar…

    Cinsel hayatı olsun olmasın, mutlu ya da mutsuz herkes yaşamının bir döneminde erotik rüya görüyor. Bu uzmanlarca normal kabul edilse de cinselliğin tabu olduğu ülkemizde kadınlar rüyalarında dahi özgür kalamıyor!

    Kan ter içinde uykudan uyandığınızı düşünün. Hayır, kabus değildi gördüğünüz… Düşünüzde en sevdiğiniz dizinin başrol oyuncusuyla ya da her sabah iş yerinde rastlaştığınız uzun boylu, esmer yakışıklıyla pek sıkı fıkıydınız, hatta belki de biraz daha fazlası… Böyle bir durumda ne hissedersiniz? Neden ben diye kendinize sorar mısınız? Ayıp, günah diyerek aklınızdan bu fikirleri çıkarmak mı istersiniz? Siz gelin bunlardan utanıp, sıkılmayı bir tarafa bırakın. “Erotik rüyalar görmek son derece sağlıklı” diyen Psikiyatri Uzmanı Dr. Ceyda Güvenç’in sözlerine kulak verin…

    CİNSEL HAYATIN HAYAL ALEMİNE YANSIMASI NASIL OLUYOR? BU DURUMUN KİŞİNİN FANTEZİ DÜNYASIYLA BİR İLGİSİ VAR MI? 

    Cinsel hayatın hayal alemine yansımasından değil de cinsellikle ilgili hayal kurabilmenin buna olumlu katkısından söz edilebilir. Fantezilerin varlığı, aktif ve doyumlu bir cinselliğin göstergesi kabul ediliyor. Cinsel fanteziler, cinsel uyarılmayı artırmada, cinselliğin sıradanlaşmasını önlemede, seks hayatını renklendirmede kuşkusuz ki önemli öğeler. Ancak “fantezi” kavramı çoğunlukla yanlış anlaşılarak, düşünülenlerin hayata geçirilmesi olarak algılanıyor. Fantezi içeriklerinin bir kısmının sıra dışı cinsel eylemler olabilmesi de kabulü zorlaştırıyor. Dolayısıyla fanteziler “ayıp, suç, sapkınlık” kavramlarıyla birlikte anılıyor. Oysa fantezinin kelime anlamı “düşlem”. Fantezilerin hayaldeki kurgular olduğu, istenirse hayata geçirilebileceği, paylaşılabileceği, istenmezse paylaşılmayacağı konusunda kadına güven vermek ise dirençlerini kırma konusunda yardımcı olabiliyor. “Gündüz düşü” diye de adlandırılan her tür fantezinin doğal ve normal olduğunun, partnerle yaşanan cinsellikte de fantezi kurmanın olağan olduğunun altını çizmek gerekiyor. Fantezilerin partnerli cinsellikte hayata geçirilmesi ise bunun bireylerce kabul görmesi, hoşa gitmesi durumunda mümkün olabiliyor.

    UYKUDA ORGAZM NEDİR?

    Fanteziler gündüz düşü olarak kabul edilirken, gece de düş gördüğümüzün unutulmaması gerekiyor. Uykuda orgazm, çoğu araştırmacı tarafından bedenin bilinçsiz bir işlevi olarak kabul ediliyor. Bu tanım, genellikle erotik rüya kavramıyla birlikte anılıyor. Kadınlarda ihmal edilmiş uykuda orgazm, son yıllara kadar yok sayılıyordu. Bu durum gece kirlenmesi, uykuda bel gelmesi, gece boşalması, düş azması, ıslak rüya gibi isimlerle de anılıyor. Kadınlarda çoğunlukla farkındalık ve isimlendirme olmuyor. Çünkü cinsel eğitim de taraflı… Erkeklere “gece boşalması” anlatılıyor, oysa kadının yaşadığının adı bile yok. Uykuda orgazm bedenin doğal işlevi olmakla birlikte, bilinçli cinsel etkinliğin karşılığı olmuyor.

    EROTİK RÜYA GÖRMEK, CİNSİYETE GÖRE DEĞİŞİYOR MU?

    Evet, erkeklerin ve kadınların erotik rüyaları arasında farklar olduğu biliniyor. Araştırmalar, kadınların fantezilerinde ve rüyalarında bile pasif ve edilgen konumda olduklarını gösteriyor. Yaşam boyu erotik rüya görme oranı erkeklerde yüzde 100’e yakın iken bu sayı kadınlarda yüzde 40-70’te kalıyor. Erkekler ergenlikte çok sık erotik rüya görüyor. Partnerli cinselliğe geçişle bu oran azalabiliyor. Kadınlarda ise erotik rüyalar ve uykuda orgazma ileri yaşta rastlanıyor. Hele de mastürbasyon yapmayan kadınlarda, sıklıkla ilk partnerle yakınlaşmalardan sonra ortaya çıkan cinselliğin keşfiyle başlıyor.

    Erkek ve kadın cinselliğinin anatomisi, fizyolojisi, psikolojisi, sosyolojisi, kültürel kabulleri; fanteziyi ve rüyayı üreten bölge ile erkek ve kadın beyni farklı. Kadın cinselliğinin birçok faktör tarafından kontrol edildiği, erkeklere göre kompleks olduğu kabul ediliyor. Fanteziler ve rüyaların önemi, ilk cinsellik araştırmalarını yapan Kinsey’nin raporlarında belirtilmiş, daha sonra yapılan araştırmalarla da benzer sonuçlar alınmıştı. Daha da önemlisi bunlar danışanların öykülerinden doğrulanmıştı. Erkeklerde genellikle tanınan, ünlü ve çekici biriyle sıra dışı cinsel eylemleri ve mutlaka birleşmeyi içeren kısa erotik rüyaları olduğu bildiriliyor. Kadınlar ise daha önceden partnerleriyle yaşadıkları cinsel eylemleri hayal etmeyi tercih ettiği için, rüyalar da bu şekilde oluyor. Sevdikleri biriyle romantik yakınlaşmaları içeren uzun rüyalar da görülebiliyor. Erkekler rüyalarında sıklıkla tanınmış biriyle hızlıca cinsel birleşmeyi içeren durumları aktarırken; kadınlar yüzde 90 önceden tanınan, hoşlanılan karşı cinsle, sıklıkla dokunmalarla sınırlı, nadiren de cinsel birleşmeyi içeren rüyalar bildiriyor. Bu yönden bakarsak, aslında kadınların hayalleri bile kısıtlı. Birleşme dışı cinsel davranışların senaryolaştırılması daha yaygın. Rüyalarda bile duyguyla öpüşmeye evet ama birleşmek nadiren oluyor. Kadınlar gerek gündüz, gerekse gece düşlerini açıklamaktan da sıkılıyor. Çünkü geleneksel kadın rolüyle bağdaşan hareket biçimi “sıkılmak.” Sonuçta; fantezi kurmanın, erotik rüya görmenin bile suç, ahlaksızlık, günah, ayıp sayıldığı, kadınların cinselliği evlendiği erkeklerden öğrendiği, cinselliğini erkeğin izin verdiğince yaşadığı, üstelik renkli yaşamadığı ve yaşatmadığı için suçlandığı bir toplumda yaşıyoruz.

    BU TÜR RÜYALAR KİŞİNİN GÜNDELİK YAŞANTISINI NASIL ETKİLİYOR?

    Aslında keyifli rüyalar olarak kodlanıp, olumsuz etkilememesi gerekiyor ama çoğu kişide alışılmamış rüya içeriği nedeniyle suçluluğa yol açarak, olumsuzluk yaratabiliyor. Cinsel terapistler içinse aktif cinsel yaşamı olamayan insanlar açısından cinsel isteğin var olduğu ve en azından cinsel istek bozukluğu bulunmadığı yolunda bir gösterge şeklinde kabul ediliyor. Toplumumuzda cinsel rüya ve orgazm gusül abdesti zorunluğunu doğuracağından, sabahları banyo yapma gençler ve yaşlılar açısından problem olarak görülüyor. Bunun üzerine “Evdekiler anlarsa!” sorunsalı da durumu pekiştirerek, sıkıntıya yol açabiliyor.

    CİNSEL DOYUMSUZLUĞUN BUNDA ETKİSİ VAR MI? YOKSA SAĞLIKLI VE DÜZENLİ BIR CİNSEL İLİŞKİSİ OLAN KİŞİLER DE BU TÜR RÜYALAR GÖREBİLİR Mİ?

    Uzun yıllar, bilinçliyken cinsellik yaşamayan kişilerin uykuda orgazmla doğal bir çözüm üretip, gereksinimlerini karşıladıkları düşünüldü. Erkekler için bu kısmen doğru olabilir. Aktif cinsel yaşam, mastürbasyon ve partnerli cinsellik yaşanmadığında erkeklerde erotik rüyalar artabiliyor. Oysa Kinsey ve sonraki araştırmacılar kadınlar açısından buna karşı çıkıyor. Uykuda orgazm, kadınların uyanıklıkta orgazm olabilirlikleriyle doğru orantılı oluyor. Uyanıklıkta seksüel perhizler, uykuda orgazm sıklığını artırmıyor. Aksine kadınlarda cinsel rüya ve istem dışı orgazmlar, uyanıklıktaki istemli orgazm sayısı çoğalınca fazlalaşabiliyor.

    EVLİ YA DA SÜREN BIR İLİŞKİSİ OLAN KADINLARIN RÜYALARINDA FARKLI ERKEKLERİ GÖRMESİ NEYE IŞARET EDİYOR? BU DURUM KADINDA SUÇLULUK DUYGUSU YARATIYOR MU?

    Aslında hiçbir şey anlatmıyor. Aynı durum erkekler için de geçerli! Bu durum eşin daha az çekici olması anlamına da gelmiyor. Uyku, yasaklar ve özdenetimden arındırılmış bir ortam. Rüya içeriği farklı partnerleri kapsayabileceği gibi, alışılmamış ve yasaklanmış davranışları da barındırabiliyor ve bu olağan kabul ediliyor. Ama çoğunlukla kadınlar uyku ve fantezideki partneri “kuma” gibi düşünüp, eşleri için bunu yok sayarak, kabullenmiyor. Hal böyle olunca, kendi cinsel rüyalarıyla ilgili de suçluluk duyuyor.

    İNTERNET, FİLMLER VE KİTAPLAR GİBİ ÇEVRESEL FAKTÖRLER EROTİK İÇERİKLİ RÜYALARIN GÖRÜLMESİNDE ETKİLİ Mİ?

    Uyanıklıktaki uyarılma durumu açısından dünyadaki ve ülkemizdeki medya organları incelendiğinde, televizyon, internet ve gazetede cinsel obje olarak kadın bedeninin çok daha sık kullanıldığı görülüyor. Dolayısıyla heteroseksüel erkekler ve eşcinsel kadınlar, cinsel fantezileri tetikleyen dış uyaranlarla daha çok karşılaşıyor. Heteroseksüel kadınların ise daha çok dış etken olarak yakınlarında hoşlandıkları birilerinin olması durumunda cinsel rüyaları artıyor.

    PEKİ SONUÇ OLARAK EROTİK RÜYA GÖRMENIN SAĞLIKLI OLDUĞU SÖYLENEBİLİR Mİ?

    Kesinlikle evet!

    SÜREKLİ HALE GELİRSE BİR UZMANA DANIŞMAK GEREKİR Mİ?

    Çoğunlukla hayır. Aktif cinsel yaşam da süreklilik arz eder ve uzmana danışmak gerekmez. Nadiren, özellikle yaşlılarda spontan uyarılma bozukluğu olarak adlandırılan hastalığın bir komponenti olarak ortaya çıktığında ise uzman yardımı almak gerekiyor. Bu durumda uyanıklıkta da durup dururken, istemli bir cinsel uyarı olmaksızın istemsiz orgazm olabiliyor. Artmış cinsel rüyalar da buna eşlik ediyor. Söz konusu hastalık halinde altta yatan tıbbi nedenin araştırılması, epileptik bozukluklar ya da ilaçların yan etkileri gibi birtakım durumların ayrıştırılması önem taşıyor.

    Formsante 2016 – Ocak sayısı
    Ayşegül Uyanık Örnekal

  • Cinsel hayata dair bilgiler

    Cinsel hayata dair bilgiler

    Toplumumuzun kapalı kutularından biri olan cinsel hayata dair bilgiler ya deneme-yanılma yoluyla ya da kulaktan dolma ediniliyor. Hal böyle olunca ortaya çıkan en ufak bir hurafe toplumda yer edinip, kuşaktan kuşağa yanlış bilgiler aktarılmasına neden oluyor.

    G
    ünümüz internet çağı ama bunu atomu parçalamak için kullananların sayısı, cinsel bilgi edinmek için bilgisayar karşısına geçenlerden bir hayli az. 2000’li yıllarla birlikte internetin hayatımıza daha yoğun girmesiyle biraz daha konuşulabilir ve bu konuda bilgiye erişilebilir olsa da cinsellik, Türk toplumunun en büyük tabularından biri. Bırakın iki arkadaşın bu konuda bir şeyler paylaşmasını, anne-babalar çocuklarıyla dahi konuşamıyor. Dolayısıyla kulaktan dolma edinilen ilk cinsel bilgiler gelecekte sağlıksız ilişkiler yaşanmasına, beraberliklerde sorunlara, cinsel doyum ve tatminden uzak insan sayısının artması dışında başka hiçbir işe yaramıyor. Biz de toplumdaki yaygın cinsellik hurafelerini bir bilenden öğrenelim diyerek, Medilife Sağlık Grubu’ndan Psikiyatri Uzmanı Dr. Çiğdem Demir ile görüştük. Dr. Demir, cinsel mitleri ve doğruları Formsanté okurları için anlattı…

    ERKEK HER ZAMAN CİNSEL İLİŞKİYİ İSTER VE HAZIRDIR.
    Bu inanış hem erkek hem de kadın için sorun yaratmanın yanı sıra kadın-erkek ilişkisini ve arkadaşlıkları bozucu etkiye sahip. Erkek açısından etkisine bakıldığında, cinsel ilişki istemediği durumlarda erkeği zorluyor, istese de istemese de ilişkiye girmeye çalıştığı ya da yakınlaştığı veya kendisine yakınlık gösteren her kadına cinsel istek duyması gerektiğini sanıyor. Kadın tarafından bakıldığında ise onlara yakınlaşan her erkeğin aklında cinsellik olduğunu düşünüyorlar.

    CİNSELLİK İÇİN MUTLAKA EREKSİYON GEREKLİDİR.
    Böyle düşünen erkek, cinsel yakınlaşmanın erken döneminde dikkatini penisine ve ereksiyonuna çevirerek kendini sıkıştırıyor, gelişen performans kaygısı nedeniyle cinsel hazzı engelliyor. Özellikle ara ara sertleşme zorluğu yaşayan erkeklerde ereksiyonun yakın takibi, cinsel ilişkiye dair konsantrasyonu bozarak ereksiyon zorluklarının artmasına neden oluyor. Ayrıca sertleşmeye odaklanmış bu yoğun dikkat, erkekte sevişmenin birleşme dışındaki yönlerinin ihmal edilmesine, böylece hem kendi hem de partneri açısından cinsel yaşamın zevklerini sınırlamasına yol açıyor.

    CİNSELLIĞI ERKEK YÖNETİR, HER ŞEYİ BİLİR VE EYLEMİ MUTLAKA O BAŞLATIR.
    Sevişmeyi başlatan ve sürdürenin erkek olması inanışı kadını pasifize ediyor. Bu inanışı, cinsel olarak arzulu ve aktif kadından korkan toplumlar yaratıyor. Özellikle de kendine güvensiz erkekler, eşlerinin cinsel isteklerinin farkına varmaktan rahatsız oluyor. Erkeğin bu rahatsızlığına karşılık olarak kadın da kendini sadece eşinin istediği zaman ve onu memnun etmek için ilişkiye girmeye koşullandırıyor. “Erkek her şeyi bilir” yanlış inanışıysa, cinsel yaşamda bir sorun olduğunda erkeğin kendini yetersiz hissetmesi ve kendi erkekliğini sorgulamasına neden oluyor.

    CİNSELLİK İÇGÜDÜSELDİR, ÖĞRENİLMEZ.
    Cinselliğin içgüdüsel yönü olabilir ama cinsel yaşam, aktif çaba ve öğrenilenlerle güzelleşiyor. Cinselliğin içgüdüsel olduğu ve öğrenilemeyeceği yönündeki inanışı, kişileri aktif çaba ve öğrenmenin getireceği katkılardan mahrum bırakacağı gibi, bir sorun yaşandığında kendilerinde eksiklik olduğu algısını da yaratıyor.

    ERKEĞİN PENİS BOYU, CİNSEL İLİŞKİ İÇIİN ÇOK ÖNEMLİDİR.
    Cinselliğin anatomik ve fizyolojik özelliklerine bakıldığında penis boyunun cinsel ilişki için önemli olmadığı görülüyor. Bu konudaki yanlış inanış, erkeklerde penis boylarının yeterli olup olmadığıyla ilgili kaygılarla kendini gösteren, cinsel kimlikleriyle ilgili kuşkularını yansıtıyor.

    Cinsel hayata dair bilgiler
    Cinsel hayata dair bilgiler

    HAMİLEYKEN KURULAN CİNSEL İLİŞKI BEBEĞE ZARAR VERİR.
    Eğer kanama, düşük tehdidi, genital enfeksiyon ve benzeri ekstra bir tıbbi sorun yoksa hamileyken kurulan cinsel ilişkinin bebeğe zararı yok. Çünkü içinde bulunduğu amniyon sıvısı, bebeği dış faktörlere karşı koruyor. Bu konuda, cinsel ilişki sırasında karın bölgesine baskı yapmayacak pozisyonların tercih edilmesi önem taşıyor. Öte yandan gebelikte cinselliğin devam etmesinin hem hormonal hem psikolojik açıdan yararları da bulunuyor.

    ÇİFTLERIN AYNI ANDA ORGAZM OLMASI GEREKİR.
    Cinsel fizyolojileri farklı olan kadın ve erkeğin aynı anda orgazm olması ancak rastlantısal unsurlarla ilişkili olarak yaşanabilecek bir durum. Bu yanlış inanış, aynı anda orgazm olmadıklarında çiftlerde eksiklik duygusuna neden olabiliyor.

    BİR KADININ BAKİRE OLDUĞUNUN KANITI, CİNSEL BİRLİKTELİĞİN ARDINDAN KAN GELMESİYLE ISPATLANIR.
    Yapılan çalışmalar gösteriyor ki ilk cinsel birleşmede kızlık zarına bağlı olarak kanama olma olasılığı yüzde 40, yani yüzde 60 kanama olmuyor ya da gözün ayırt edemeyeceği, mikroskobik düzeyde gerçekleşiyor. Bizimki gibi kızlık zarına çok önem verilen kapalı toplumlarda ilk gece cinsel birleşmede kan gelmemesinin, kadının bakire olmadığını gösterdiği inancı bazen kötü olaylara neden oluyor.

    MASTÜRBASYON ZARARLIDIR.
    Mastürbasyon cinselliğin yaşanmasının sağlıklı ve normal bir yolu. Cinsel partneri olmayan kişinin bu isteğini giderme yolu olabileceği gibi, düzenli cinsel partneri olsa da karşı tarafın cinsel ilişki yaşamak için uygun ya da istekli olmadığı koşullarda cinsel isteği gidermede kullanılacak sağlıklı bir etkinlik olarak da öne çıkıyor. Ayrıca cinsel ilişki esnasında çiftlerin tercihine göre, karşılıklı olarak uygulayabilecekleri haz alma aracı olabiliyor. Çeşitli cinsel işlev bozukluklarının tedavisinde uygulanan cinsel terapilerde ise mastürbasyon tedavi yöntemi olarak kullanılıyor. Mastürbasyonun zararlı olduğu hurafesi, özellikle gençlerin cinsel arzularının farkına varmalarını ve orgazmın hazzını öğrenmelerinin yaratacağı sonuçları engellemek için geliştirilmişe benziyor.

    TÜM FİZİKSEL YAKINLAŞMALAR SEVİŞMEYLE SONLANIR.
    Bu yanlış inanış, eşlerin birbirlerine yakınlık ve sevgi ifadesi olarak temaslarını sınırlıyor. Özellikle erkeğe atfedilen “erkekler cinsel ilişkiyi her zaman ister ve buna her zaman hazırdır” cinsel mitiyle beraber düşünüldüğünde, eşinin sadece sevgi ifadesiyle sokulduğu durumlarda, her iki taraf da istemediği halde kendilerini cinsel ilişkiye geçmek zorunda hissediyor.

    MENOPOZ, CİNSEL İSTEĞİ ORTADAN KALDIRIR.
    Bu miti, üreme ile sevişmeyi birbirine bağlayan kültürel gelenek yaratıyor. Menopozla beraber kadının cinsel hayatının da bittiğine inanan erkek, eşiyle sevişme isteğini ona çekinerek ifade ederken; kadın da cinsel isteğini bastırma ya da ifade etmeme yoluna gidiyor.

    ERKEKTE SEVİŞME ESNASINDA PENİSİN SERTLİĞİNİ KAYBETMESİ, EŞİNİ ÇEKİCİ BULMADIĞI ANLAMINA GELİR.
    Sevişme sırasında erkeğin dikkati azalabiliyor veya başka bir nedenle ereksiyon geçici olarak ortadan kalkabiliyor. Erkeğin cinsel arzusu varsa, sevişmeye devam edildiğinde ereksiyon yeniden sağlanıyor. Ancak ereksiyon kaybı erkek açısından da kaygı faktörü olarak algılanırsa, bunun yeniden sağlanması güç oluyor.

    GERÇEK ORGAZM BIRLEŞMEYLE OLANDIR.
    Yapılan çalışmalara göre kadınların yüzde 98’inin orgazm olması için direkt klitoral uyarı gerekirken, sadece yüzde 2’si birleşme esnasında orgazm olabiliyor. Bu fizyolojik bir özellik olsa da söz konusu hurafe nedeniyle kadın cinsel birleşmeyle orgazm olamadığında kendini eksik hissediyor.

    ORAL SEKS SAĞLIKLI DEĞİLDİR.
    Oral seks; hem cinsel ilişki öncesi zevk alma aracı olarak, hem de kendisi başlı başına bir cinsel etkinlik olarak sağlıklı cinsellik sınırları içinde yer alıyor. Ancak cinsel organlar ve ağız mikrop almak için uygun bölgeler olduğundan oral sekste dikkat edilmesi gereken husus hijyen ve temizliktir.

    CİNSEL BİRLİKTELİKTE FANTEZİ KURULMAZ, KONUŞULMAZ.
    Cinsel ilişki esnasında çiftlerin birbirlerine ne hissettikleri ve o esnada neyi tercih ettiklerine dair geribildirimde bulunması konsantrasyonlarını ve dolayısıyla cinsel hazzı artırıyor. Ayrıca istemedikleri ve konsantrasyonlarını bozan temasları önlemelerini de sağlıyor. Fantezilerin karşılıklı uygunluklar ölçüsünde yaşanması ise kişilerin kendi içlerinde sakladıkları, cinsel yaşamlarına sokmadıkları arzularının ifade edilmesi ve yaşanmasını sağlıyor.

    Formsante 2016 – Şubat sayısı
    Ayşegül Uyanık Örnekal

  • Güzel bir yüzün basit sırları

    Güzel bir yüzün basit sırları

    Bol bol su
    Suyun sağlığa faydası yadsınamaz bir gerçek. Günde 7-8 bardak su içmek; hem vücut sağlığınızı hem de cilt sağlığınızı korumaya yardımcı olur. Uzmanlar su içmeyi alışkanlık haline getirmek için su şişesi bulundurmayı faydalı görüyor. Özellikle aşırı sıcaklardan dolayı terlemenin arttığı ve vücudun su kaybettiği yaz mevsiminde, su içmeyi ihmal etmemek gerekiyor.
    Egzersiz de yapın
    Egzersiz yapmak hem formda kalmanızı hem de cildinizin ışıl ışıl parlamasını sağlıyor. Yapılan her spor, cilt güzelliğine büyük katkısı oluyor. Hiç spor yapmadıysanız ilk olarak günde 15-20 dakika yürüyüş yapabilir, asansör yerine merdivenleri kullanabilir, ev içinde spor aletleri kullanarak egzersiz yapabilirsiniz.
    Uykunuza özen gösterin
    Uzmanlar cilt hücrelerinin geceleri, uyku sırasında yenilendiğini söylüyor. Uzmanlar, geç yatmanın metabolizmayı yorduğunu, bu yüzden cildin hem kendini yenilemesi hem de yorgun görünmemesi için günde 7-8 saat uyumayı tavsiye ediyor.
    C Vitamini alın
    İçeriğinde yüksek oranda C vitamini olan meyveler ve sebzeleri hayatınıza dahil edin.
    Cildinize masaj yapın
    Yatmadan önce cildinize nemlendirici krem sürerken masaj yapın, bu işlem ciltteki kan dolaşımını hızlandırır ve parlak görünmesini sağlar.
    Güneşten Koruyun
    D vitamini aldığımız güneşin yararlı etkilerinin yanı sıra zararlı ışınlar ve güneşin yarattığı lekeler ciltte kalıcı iz bırakabiliyor. Özellikle yaz mevsiminde güneşin zararlı ışınlarından korunmak için yüksek faktörlü kremlerin kullanılması gerekiyor.
    Sivilceleri ellemekten vazgeçin
    Sivilceleri sıkmak, cildin zarar görmesine ve sivilce izi kalmasına neden oluyor. Beyaz uçlu sivilceleri sıkılmaması gerekiyor.
    Siyah noktalardan kurtulun
    Alın, burun, çene bölgesindeki siyah noktalar, güzelliği gölgeliyor ve sivilce oluşumuna zemin hazırlıyor. Siyah noktaların oluşumunu engellemek için cildi temiz tutmak gerekir. Temizleme jellerinin yanı sıra derinlemesine temizleme özelliği bulunan siyah nokta bantları kullanılarak siyah noktalar yok edilebilir.
    Çikolata da yiyin
    Çikolatanın cilde zararlı olduğunu söyleyenlerin aksine günde küçük bir parça bitter çikolata yemek; antioksidan özelliğiyle cildin genç kalmasını sağlar. Özellikle kakao miktarı yüksek çikolata tüketilmesinin ciltte daha iyi sonuç verdiği söyleniyor.
    Düzenli cinsel hayat
    Yapılan araştırmalara göre düzenli seks hayatı olanların, cilt sağlığının iyi olduğu görülmüştür. Bu durumun sebebi ise seks sırasında üretilen halk arasında mutluluk hormonu olarak bilinen endorfin hormonunun cilde fayda sağlamasıdır.

  • Burçlara göre kadınların seks hayatı

    Burçlara göre kadınların seks hayatı

    Burçlara karşı inanın ya da inanmayın ama bir gazete veya dergide gözünüze çarptığı an hepiniz okumadan geçemiyorsunuz.

    Burçlara karşı inanın ya da inanmayın ama bir gazete veya dergide gözünüze çarptığı an hepiniz okumadan geçemiyorsunuz.

    Burçlar ilginizi çekmese de seks hayatınızda ne kadar etkili olduğunu merak etmiyor olamazsınız. Her burcun cinsel hayatlarında neler ön planda, nasıl bir seks hayatları var sizler için bir araya getirdik.

    Koç: Koç kadınları ateşli, sabırsız ve fantezi dünyaları geniştir. Baskın olmayı seven koç kadınları seks sırasında da üste olmayı tercih eder ve kovboy pozisyonu onun için biçilmiş bir kaftan gibidir. Eğer bir koç kadını ile birlikteyseniz; her seks deneyiminizde farklı bir kimlikte karşınıza çıkacak ve sizi fantezi dünyasına alacaktır.

    Boğa: Seks konusunda boğa kadını kadar ateşlisi yoktur. Boyun bölgesine ekstra duyarlı olan boğa kadınları eğer size güvenmişse seks sırasında sınırları zorlamaktan asla çekinmez.

    İkizler: İkizler kadınını mutlu etmek zordur. Monotonluktan nefret eder. Eğer ki ikizler burcu bir kadınla beraberseniz seks hayatınızı renklendirmek için sürekli yenilikler ve sürprizler yapmanız gerekecektir. Ruhsal yönden kendini sekse hazır hissettiği zaman asla sevişmek istediğini söylemekten çekinmezler.

    Yengeç: kulağına fısıldayacağınız güzel bir söz onu tahrik etmek için yeterlidir. İlk başlarda sakin gibi gözükse de tutkulu ve ateşli bir kadına dönüşerek sizi şaşırtacaktır. Kaşık pozisyonunda erotik dokunuşlar yengeçleri etkilemek için şahane bir tercih olacaktır.

    Aslan: Aslan burcu kadınları tahrik etmeye bayılırlar! Önce yaklaşır, erotik tavırlarla aklınızı başınızdan alır daha sonra kendini çeker. Fantezi dünyası oldukça geniş olan aslan kadınlarının sekste sınırları yoktur.

    Başak: Başak kadınlarını etkilemek biraz zordur. Gerçekten aşık olmadan kimseyle kolay kolay bir ilişkiye girmezler. Ama bir başak kadınıyla sevişme şerefine nail olursanız; onun aslında ne kadar ateşli olduğunu göreceksiniz. Ufak bir masajla başlayan dokunuşların ardından, soluğu aniden banyonda sevişirken alabilirsiniz.

    Terazi: Bir romantizm tutkunu olan terazi kadınlarının en hassas bölgesi kalçalarıdır. Öyle her ortamda seks yapmaktan hoşlanmazlar. Yavaş ve emin adımlarla ilerleyen teraziler, havaya girdiklerinde ise sizi zevkin doruklarına çıkarır.

    Akrep: Sekste baskın taraf olmayı tercih eden akrep kadınları kontrolleri ellerinde isterler. Tüm burçlar içerisinde en ateşli ve tahrik etmeyi seven burç akrep kadınlarıdır. Bu hallerinin yanında narin ve naziktirler. Hayal gücü ve fantezi dünyasına kapılırsanız sizi mutlu etmemek için hiçbir engel yoktur.

    Yay: Yay kadınları genellikle seks sırasında üstte olmak isterler. Cinselliğe oldukça fazla düşkündürler ve biraz çapkındırlar. Sekste sıradanlıktan ve uzun süren sevişmelerden hoşlanmıyorlar.

    Oğlak: Oğlak kadınları ilk başta biraz utangaç olsalar da yavaş ve nazik davranışlarınızla onu tutkulu bir kadına dönüştürebilirsiniz. Şehvetli oğlak kadınları günü birlik ilişkilere dayalı seksten asla hoşlanmasalar da size güven duyarsa yatağın patronu o olacaktır.

    Kova: Kova kadınları cinsellikle ilgili fikirlerini paylaşmaktan asla utanmazlar ve eğer canı istemiyorsa seks yapmaları imkansızdır. Ancak canı istediği zaman sizinle rahatça her türlü seks oyununu yapabilir ve aklınızı başınızdan alabilir.

    Balık: Duygusal ve hayal gücü yüksek olarak bilinen balık burçlarının seks hayatındaki etkileyici ve ilginç fantezilerine ortak olmanız için biraz sabretmeniz gerekebilir. Bir balık burcu kadınıyla beraberseniz ona karşı daima romantik olmanız gerekir. Karşılığında sizi tutku ve fantezileriyle ödüllendirecektir.

  • Evlilikteki cinsel sorunlar

    Evlilikteki cinsel sorunlar

    Bir kadın bir erkek… Bir ömür boyu, aynı yastıkta zor iş… Ekonomik kaygılar, monotonluk, çoluk çocuk derken, bir bakmışsın hayatınızın aşkı bir yabancıya dönüşmüş. Cinsellikse çoktan bir lüks olmuş. Oysa sizi bir arada tutan en önemli bağ “seks”. Cinsel hayatınıza gereken özeni göstermek daha mutlu bir aile hayatını da beraberinde getiriyor.

    Ten uyumsuzluğu
    Araştırma sonuçları bize her bedenin bir kimyası olduğunu gösteriyor. Ve kadın ile erkeğin vücut sıvılarının, ter dahil, birbirleriyle uyumlu olması gerekiyor. Ten uyumunda sorun olmayan çiftler, birbirlerini arzular, gün içinde özler ve “cinsel aşk” diye tanımladığımız tutkulu duyguyu yaşarlar. Eğer çiftler arasında cinsel aşk varsa en sorunlu evliliği bile kurtarmak mümkün olabiliyor. Ama bakıyorsunuz evlilikte çok büyük sorunlar yok ama cinsel aşk da yok, yani ten uyumları sıfır, o zaman evliliği kurtarmak ne yazık ki imkansız oluyor.
    Çiftlerin Seks Hayatında Vücut Saatlerinin Uyumsuzluğu: Erkeklerin büyük çoğunluğunun sabah saatlerinde seksi seçtiklerini biliyoruz. Erkeğin sabahları erekte olarak uyanmış olması bunun en etkin sebeplerinden biri. Kadınlarsa daha romantik olduklarından ötürü akşam saatlerinde eşleriyle sevişmeyi arzu ediyor. Kadın danışanların şikayetleri genelde şöyle oluyor: “Eşim sabahları benimle sevişmek istiyor. Onun için hava hoş tabii. Duşunu alıp çıkacak. Oysa ben banyoya gireceğim, saçımı kurutucağım, ardından kahvaltı hazırlayacağım, çocukları okula göndereceğim ve sonunda ben de işe gideceğim. Oysa akşam el ayak çekildikten sonra seks yapmak benim için çok daha zahmetsiz ve duygu dolu.” Erkeğin mantığıyla kadının duygusallığının çatıştığı nokta burası oluyor genelde. Yirmi küsur yıllık terapi deneyimimde yalnızca bir ya da iki kadın sabahları sevişmek istediğini söylemiştir.

    Çiftlerden birinin cinsel isteksizliği
    On çiftten ikisinde görülen cinsel isteksizlik, elbetteki çiftlerin cinsel yaşamını oldukça olumsuz etkiliyor. Kimi zaman kadın, kimi zamansa erkekte görülen cinsel isteksizliğin birden fazla sebebi olabiliyor. Takıntılı kişiliklerde cinsel isteksizliğe daha fazla rastlıyoruz. Eşinin ağız kokusu, diş yapısı, bedenindeki kusurlar, göbekli olması, fazla tüylü olması, vücuttaki bir leke ya da biçimsizlik cinsel isteksizliği tetikleyen nedenlerin başında geliyor. Ayrıca kadınların en büyük şikayetlerinden biri, eşlerinin vücut temizliklerine dikkat etmemesi. Kesilmemiş, içi kirli tırnaklar, ter kokusu, fırçalanmamış dişler ve ağız kokusu kadınlarda isteksizlik yaratabiliyor. Kadınların Cinsel Cezaya Başvurmaları: Kadınlar öfkelendikleri zaman bu öfkelerini biriktirme özelliğine sahiptir. Kadının detaycı ve analizci bir beyne sahip olması ve geçmişte yaşanan olayları, söylenen sözleri ve davranışları unutmaması, evlilikte sıkıntı yaratan sebeplerin başında geliyor. Kadının eşini değiştirmek istemesi ve erkek değişmedikçe öfkelenmesi de etkin nedenlerden biri. Kadın özellikle de Türk kadını eşini cezalandırmak için cinsel yasağa başvuruyor. Hele ki eşinin libidosu yani cinsel enerjisi yüksekse, kadın eşini cinsellikten uzak tutarak cezalandırdığını düşünüyor ama hiç kuşkusuz bu, doğru bir yol değil. Çiftler arasında zamanla cinsel soğukluk oluşabiliyor ve aldatmaya kadar giden daha büyük sorunlar oluşabiliyor.

    Kadınlarda vajinismus
    Bu, kadının cinsel ilişki sırasında vajinasındaki kasların kasılıp eşinin girişine izin vermemesidir. Çoğunlukla korkudan, özellikle de ilk gece korkusundan oluşan bir rahatsızlıktır. Genç kızlarımızın cinsel tabularla baskılanması, cinselliğin ayıp günah olarak gösterilmesi, bekaret sendromu ve cinselliğin zevk almak değil de acı çekmek olarak yüklenmesi vajinismusun nedenlerinin başında geliyor. Yıllarca evli olup da eşiyle cinsel ilişkiye giremeyen pek çok kadınımızın olması, çok ciddi bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Psikoterapi ve gerekiyorsa ilaç tedavisiyle başarılı sonuçlar alınabiliyor.

    Erkeklerde erken boşalma
    Eğer fiziksel bir sorundan kaynaklanmıyorsa, erken boşalmanın sebeplerinde de yine psikolojik baskıyı görüyoruz. Toplumun ve ailenin damat adayından, eşini mutlu etme beklentisi ve baskısı, mutlaka “İlk gecede kızlık zarını bozacaksın” yüklemeleri, zaten heyecan içinde olan erkeğin sinir sisteminde yıpranma yarattığından, “ya başaramazsam kaygısı” yüksek olur ve erken boşalma gerçekleşir. Bir kez erken boşalan erkek, yine başarısız olacağım kaygısını oldukça yoğun yaşar ve eşiyle cinsellikten adeta kaçar. Erkekliğinin onuruna yediremediği için de bunu kimseye söylemez ve doktora gitmez. Tıpkı vajinimusta olduğu gibi evli olup da senelerce eşine dokunmayan, ayrı yataklarda yatan erkekler vardır. Günümüz tıp dünyasında tedavisi çok basit olan erken boşalmayla ilgili yine psikoterapi ve ilaç işbirliğine başvuruyoruz.

    Birinci adım sorunların üzerini örtmek değil çözmeye karar vermek
    Eşler arasında sorunların olması, özellikle de evlilikteki cinsel yaşantıda sorun yaşanması dünyanın sonu değildir. Ten uyumsuzluğu haricinde tüm cinsel sıkıntıların çözümü vardır. Yeter ki çiftler bu sorunlarına sahip çıksın. Burada birkaç altın öğüt verebiliriz:
    Sorundan kaçmayın, üzerini örtmeyin ve çözümü ertelemeyin. Unutmayın ki üzerini örttüğünüz ve çözümünü ertelediğiniz sorunlarınız kısa bir süre sonra size iki veya üç katı sıkıntıyla geri dönecektir.
    Eşinizle birlikte yaşadığınız sorununuzdan dolayı, sadece eşinizi suçlamayın. Tüm suçu eşinize yükler ve çözümü ondan beklerseniz, haksızlık etmiş olursunuz ve çözüme de ulaşamazsınız. Karşı tarafı suçlama davranışınızdan vazgeçin.
    Sorununuza sahip çıkın. Unutmayın ki evlilik ve cinsellik iki kişiliktir. Her ikiniz de bu sorundan sorumlusunuz, suçlu değil.
    Birlikte çözüm üretmeye çaba gösterin. Eğer çözümsüz kalıyorsanız bir uzmana ya da evlilik terapistine başvurun. Yardım almaktan çekinmeyin.

    Birbirinizi suçlamayı değil, konuşmayı seçin
    Kavga ve suçlama da bir iletişim yoludur, çiftler birbirlerine duygu ve düşüncelerini bu şekilde de iletebilirler. Ancak bu yol, yıkıcı ve evliliği zedeleyici, sevgiyi örseleyici bir yoldur. Sağlıklı iletişim için;
    Birbirinizi dinleyin, karşı tarafın sözünü kesmeyin. • Birbirinizle empati kurun, eşinizin yerine geçip onu anlamaya çalışın.
    Birbirinizden beklentilerinizi gözden geçirin ve ne kadar gerçekçi olup olmadığını değerlendirin.
    Eşinize karşı önyargılarınızı törpüleyin.
    İletişimin sadece konuşmak değil dinlemek olduğu gerçeğine gözden kaçırmayın.
    Eşinizle tartışmalarınız olacaktır ama asla aşağılayıcı, kırıcı konuşmayın, küfürleri lugatınızdan çıkarın.

    Kadınlar duygularının, erkekler iç güdülerinin doyurulmasından yana
    Cinsellik en temel içgüdümüz ancak bu içgüdünün duygularla süslenmesi gerekiyor. Erkekler eşlerinin işveli cilveli olmamasından, soğuk olmasından şikayet eder en çok. Kadınlarsa eşlerinin kendilerine duygusal yaklaşmadığından yakınır ve bu yüzden soğuk davrandıklarını söyler. Kadın danışanlarımın biri şöyle demişti: “Eşim normal zamanda benimle ilgilenmez. Gün içinde aramaz. Eve gelince ne yaptın bugün, diye sormaz. Ama ben mutfaktayken gelir arkamdan sarılır. İşte o an kendimi çok kötü hissederim. Sadece şimdi mi aklına geliyorum diye itelerim çoğu zaman.” Bu anlamda kadınlar haklı. Erkekler cinselliği sadece içgüdü yani hayvansı yanlarıyla yaşamasalar da duygularını işin içine katsalar, cinsel hayatları daha keyifli olacak ve eşleri soğuk kadın olmaktan çıkacak. Tabii burada kişilik yapıları da etkin rol oynuyor. Evlenmeden önce o kadın çok sıcakkanlı ve istekliydi de, evlenince mi öyle oldu? Çiftler birbirlerinin kişilik yapılarını da iyi değerlendirmeliler.

    Tutukusuzluk ve monotonluk cinsel hayatı öldürür
    Evliliklerde %70 gibi önemli bir oranı kaplıyor cinsel hayat. Çiftlerin birbirine tutkularının bitmesi ve monotonluk cinsel hayatın iki güçlü katili. Çiftler cinsel hayatlarını renklendirmek için neler yapmalı?
    Tutkularınızı öldürmeyin. Tutku kendiliğinden yaşamaz, onu beslemeli ve özen göstermelisiniz. Birlikteliğinize özel zamanlar ayırmalısınız.
    Cinselliği sadece yatak odanıza hapsetmeyin. Evinizin her köşesi cinselliğe açıktır. Monotonluk cinsel hayatınızın en büyük düşmanıdır.
    Birbirinizle cinselliği konuşmaktan utanmayın. Hoşunuza giden ve gitmeyenleri eşinize söyleyerek onu yönlendirin. Kimse kimsenin beynini okuyamaz!
    Eşinize gücenebilir hatta kırılabilirsiniz ama yatağa asla küsmeyin. Eşinizi cinsel yasakla cezalandırmayın.
    Anne baba rollerinizi bir kenara bırakıp eşinizle baş başa hafta sonu tatilleri yapın.
    Renkli bir cinsel yaşam için yaratıcılık gerekir. Bu konuda hayal gücünüzü harekete geçirin.
    Her şeyi karşı taraftan beklemeyin, siz de planlar yapın. Özellikle kadınlar cinselliği başlatmaya utanır. Bu önyargınızdan vazgeçin.

  • Ten uyumu olmazsa aşk olur mu?

    Ten uyumu olmazsa aşk olur mu?

    Mükemmel ilişkide uyum; hem cinsel, hem ruhsal, hem de fiziksel olmalıdır. Bu üçünün toplamı ise ten uyumudur. Bu üçlüden biri eksik olduğunda ise uyum tam olarak yaşanmaz ve ilişki topallamaya başlar.

    Dokunmaya karşı koyamaz hale getiren ve karşındakinin cinsel anlayışına hitap eden bir iletişim şekli olarak tanımlanabilir ten uyumu. Özellikle bazı erkekler için sadece cinsellik olarak nitelendirilebilen ten uyumu, farklı öğelerin bir araya gelmesiyle oluşan bir etkileşim durumudur. Çekicilik, büyü, hayal, tutku, zevk alma ve verme, gözlerdeki hayat ışığı, hayattan soyutlanma gibi…

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı-Cinsel Terapist Op. Dr. Gökçen Erdoğan konuyla ilgili “Bir ud taksimi yapar gibi düşünün; aşk peşrevine başlanılır, girişi ten uyumu ile yapılır. Ten uyumu bir ilişkinin olmazsa olmazı değil ama mükemmel bir ilişki için önemli bir girizgah.”

    Ten uyumunu hissetmek…
    “Başrolde ten, yardımcıları renk, tat, koku, his ve dokudur.’’ Film başladığında ruhunuz ya da içiniz bir tuhaf olur, tüm damarlarınızın attığını hissedersiniz genital bölgenizde bir hareketlenme olur, kalbiniz çarpar, dudaklar kurur ve kelimeler aklınızla saklambaç oynar, onları yakalayamazsınız. Dokunmak istersiniz, onu yaşamak istersiniz. Zamanı durdurup, kelimeleri kullanmadan, ona bakışlarla bir şeyleri ifade etmek istesiniz. Bu aşama ten uyumu aşamasıdır. Cinsel ilişkinin öncesinde ya da onunla eş zamanlı da yaşanabilir. Ten uyumu olan kişilerde vücuttan salgılanan çeşitli maddeler bulunur. Bu maddeler hava yoluyla alınıp beyne iletilir. Bu da kişinin duygusunu, davranışını, ruhi tavrını belirler. Bir sonraki hamle artık etkileşimin olmasıdır. Bu maddelerin birçok görevi vardır. Kadınların tam olarak gebe kalma dönemlerinde de yaydıkları bu maddeler erkekler tarafından algılanır ve erkekler kadını daha çekici hisseder.

    Yakalandığı takdirde insanın aklını başından alır…
    Uyum beyindedir, uyum yaşamdadır, uyum cildimizin altındaki damarlardan geçen kanda ve sinirlerdedir. Bunu yakalayabilirsek ne mutlu. Bu kombinasyonların bir araya gelmesi zor görünebilir fakat geldiği zaman tepeden tırnağa her bir hücrenizi yerinden oynatacak kadar güçlü, aklınızı başınızdan alacak kadar sarsıcı olur.

    Ten uyuşmazlığı çözülebilir mi?
    Ten uyumun yakalanmasıyla beynimizin salgıladığı maddeyi istediğimiz anda ortaya çıkaramayız ancak, nitelikli bir beraberlik yaşanması için çaba sarf ederek, yol aldığımız hastalarımız var. İkiliye aşk ve ilişki konusunda aynı kelimelerle konuşmayı, duygulara aynı anlamı yüklemeyi öğretiyoruz ve ilişkilerini yeniden keşfetmeleri konusunda katkıda bulunuyoruz.

  • Cilveli olmanın kuralları…

    Cilveli olmanın kuralları…

    Seksi kadınlar ne yapar da erkekler onlardan gözlerini alamaz, onları yere göğe koyamaz? İşte, uzmanlara göre cilveli olmanın kuralları…

    Tutkuludur

    * Hayatındaki erkekten öte tutkuları da vardır. Hobileri, arkadaşları, işi ya da ailesi de onun için yaşadığı aşk kadar önemlidir. Ancak hiçbiri bir diğerinin önüne geçmeyecek kadar iyi dengelenmiştir.

    * Hayatındaki erkek o an için yanında bulunmadığında ya da ona zaman ayıramayacak kadar yoğun olduğunda bu duruma içerlemez, çünkü kendini oyalayacak başka meşguliyetleri de vardır.

    * Bedenine özenle yaklaşır. Görünüşünü ve sağlığını önemser. Kendine olan saygısının fiziksel görünümüne de yansıması gerektiğine inanır.

    Gizemlidir

    * Dürüsttür fakat her şeyini bir anda ifşa etmez. Elindeki kartları ise yüksek sesle açmamayı tercih eder.

    * Erkeği kimi zaman merak içinde bırakması gerektiğini iyi bilir. Onunla her gece buluşamaz çünkü yapması gereken başka işleri de vardır. Cep telefonuna uzun mesajlar atarak sanal bir sevgiliye dönüşmeyi de tercih etmez. Erkek, onu sevgiyle özlemelidir.

    * Yanlış anlaşılmalara asla izin vermez, ancak kırgın olduğunda da kendisiyle iletişim kurulmasını engeller. Kafasını toparladığında ise az ve öz bir şekilde, kırgın olduğu konudan açık yüreklilikle söz eder.

    Esprilidir

    * Zamanın kontrolünü elinde tutar. Hayatındaki erkek ile arasındaki ritmin denetimi sadece onun elindedir. Ancak bunu karşısındakine asla belli etmez.

    * Espri anlayışını sürekli geliştirir. Sahip olduğu mizah anlayışı ile hayatındaki erkeği gülümsetmeyi başarır.

    * Kendine değer verir. İltifat edildiğinde gülümseyerek teşekkür eder. Hayatındaki erkeğin eski ilişkilerini sorgulamaz ve kendini başka kadınlarla kıyaslamaz.

  • Seksin duyuları

    Seksin duyuları

    Size, seks yaparken beş duyuyu uyarabileceğiniz yöntemler öneriyoruz. Her biri seks hayatınıza değişik bir renk katıp mutluluk katsayınızı artıracak.

    DUYGUSAL

    Sıcak ve samimi bir ortam yaratmak aranızdaki arzunun yavaş yavaş alevlenmesine yardımcı olacak.

    Tatma: Çikolatanın pürüzsüz ve zengin tadı mükemmeldir. Fırından yeni çıkmış sıcacık çikolata parçalı kurabiyenizi ya da sıcak çikolata soslu dondurmanızı sevgilinizle paylaşın. Kakaonun içinde bulunan feniletilamin maddesi ruh halimizin delice aşıkmışız gibi değişmesine neden oluyor.

    Görme: Göz teması kurun. Yapılan araştırmalara göre güvendiğiniz kişinin gözlerinin içine bakmanız birbirinize bağlanmanızı sağlıyor. Birçok erkek genel olarak göz teması kurmaktan kaçındığı için bunu yaparsanız “Sana teslim oluyorum” mesajı vermiş olursunuz.

    Koku alma: Çam, sedir veya sandal ağacı aromalı mumlar yakın. Ağaçsı kokular almak şöminenin önünde birlikte geçireceğiniz samimi geceleri çağrıştırır. Ayrıca sandal ağacı eski çağlardan beri afrodizyak olarak kabul edilir ve kokusunun duyusal hislerin gelişmesine yardımcı olduğuna inanılır.

    Duyma: Her ikinizi de en çok baştan çıkartan şarkıların bir listesini yapın. Sevdiğiniz müzikleri dinlemek ikinizin de rahatlayıp yaşanan ana konsantre olmasına yardımcı olur.

    Dokunma: İsveç’te yapılan bir araştırmaya göre, seks sırasındaki yumuşak dokunuşlar beyindeki, duygulan harekete geçiren insula adlı bölümün uyarılmasını sağlıyor. Buna bağlı olarak mutluluk hormonu olarak bilinen dopamin salgılanıyor. Baş başa kaldığınızda birbirinizi yumuşak dokunuşlarla okşamanız rahatlayıp yakınlaşmanızı sağlayacak.

    ŞEHVETLİ

    Bir ada tatilinde yaşayabileceğiniz heyecan verici bir sevişmeden daha güzel ne olabilir? Bu ipuçlarını takıp edin ve ada hayallerinizi gerçekleştirin.

    Tatma: Mango ve ananas gibi tropikal meyveleri tercih edin. Yapılan araştırmalar tatlıların beynin ödül bölümünü uyardığını gösteriyor.

    Görme: Egzotik bir hava vermek için odanızı gösterişli çiçeklerle ya da saksılarla donatın. Araştırmalara göre çiçekler ve bitkilerin stres seviyelerini düşürdüğü gözlemleniyor.

    Koku alma: Birbirinize hindistancevizi özlü vücut kremi sürün. Yapılan bir araştırmaya göre kokular çok yoğun duygusal anıları uyandırabiliyor. Yaz mevsimiyle ilgili bağlantı kurduğunuz bir kokuyu içinize çekmek o dönemdeki seks hayatınızı ve dertsiz ruh halinizi size hatırlatır.

    Duyma: Tatilde yaptığınız seks çok ateşli olabilir çünkü daha sonra yapılacak iŞleriniz veya katılacağınız bir toplantı yoktur. Aynı zamanda yeni bir ortamda olmak da heyecanı artıran unsurlardandır. Aynı etkiyi yakalamak için, CD çalarınıza bir yağmur ormanı CD’si takın. Yağmur, rüzgar ve şelalelerin sesleri gerçek dünyanın seslerini örtecektir.

    Dokunma: Birlikte duşa girin. Sıcak suyun genital bölgelerinize gelmesi için duşun açısını ayarlayın. Aynı zamanda birbirinizi okşayın.

    ATEŞLİ

    Bu ipuçları yatakta heyecanlı saatler yaşamanızı sağlayacak.

    Tatma: Patates kızartması ve acılı sos gibi baharatlı mezeler hazırlayın. Kırmızı biberlerin içinde bulunan kapsaisin, kan dolaşımını artırıyor. Buna bağlı olarak tahrik edici duygular da gelişiyor. Sonra ağzınıza birer nane yaprağı atıp birbirinizi öpmeyi deneyebilirsiniz.

    Görme: Kırmızı iç çamaşırları giyin. Çeşitli araştırmalara göre ateşli renkler giymek ve görmek arzu duygularını uyandırıyor. Dolayısıyla ikiniz de aynı anda, aynı heyecanı hissedebilirsiniz. Kelime çağrışım çalışmalarında da cinsellikle en çok bağdaştırılan rengin kırmızı olduğu ortaya çıkıyor.

    Koku alma: Tarçın veya vanilya kokuları içeren tatlı baharatlı bir parfüm sıkın. Cesur bir koku olduğu için daha güçlü ve baştan çıkartıcı görünebilirsiniz. Birçok kültürde tarçın güçlü bir afrodizyak sayılır ve vanilya kokusunun erkeklerin genital bölgelerine doğru olun kan dolaşımının hızlanmasına sebep olduğu görülmüştür.

    Duyma: Hareketli bir Latin müziği açın. Güçlü ve ritmik temposu enerji seviyenizi yükseltip, zevkli bir atmosferin oluşması için temel atar. Aynı zamanda, seksin temposunu yoğun ve hızlı tutar.

    Dokunma: Yatakta birbirinizin dudaklarını ve boynunu hafifçe ısırarak vahşi tarafınızı ortaya çıkarın. Uyarılmanın ve saldırmanın aynı sinirsel yoldan geçtiğini unutmayın. Daha sert bir dokunuş ikinizi de hareketlendirecek ve heyecanınızı artıracaktır.